abstract
stringlengths
1
1.33k
author
stringlengths
1
56
content
stringlengths
1
248k
date
stringlengths
18
32
source
stringlengths
2
51
tags
stringlengths
2
572
title
stringlengths
3
221
topic
stringlengths
3
23
url
stringlengths
45
224
Şarkıcı Tuğba Özerk, annesine canlı yayında yönelttiği soru için Deniz Akkaya’ya 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.
null
Tuğba Özerk, “Duymayan Kalmasın” programında, annesi Günay Kapani’ye “Kızınızla aranız bozukmuş. Gerçekten onun sevgilisiyle birlikte oldunuz mu?” diye soran Deniz Akkaya’ya dava açtı. Ünlü şarkıcı, konuyla ilgili şöyle dedi: “Canlı yayında anneme akıl almaz bir soru yöneltti. Neye uğradığını şaşırdı kadın. Telefonu kapattıktan sonra rahatsızlandı. Deniz Akkaya hakkında suç duyurusunda bulundum, 100 bin liralık manevi tazminat davası açtım. Tazminatın tamamını şehit ailelerine bağışlayacağım.”
13.01.2017 - 12:38
haberturk
[]
Tuğba Özerk'ten Deniz Akkaya’ya 100 bin TL’lik dava
Fiskos
https://www.haberturk.com/magazin/fiskos/haber/1348885-tugba-ozerkten-deniz-akkayaya-100-bin-tllik-dava
MHP Lideri Bahçeli, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini 2019'da tam manasıyla tesis etmek için AK Parti ile verdikleri mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, "Siyasal süreçte bloklaşma keskinleşirse, MHP buna tepkisiz kalmayacaktır" dedi.
null
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Manisa'nın Selendi ilçesinde temel atma ve toplu açılış töreninde konuştu. MHP Lideri Bahçeli, konuşmasında ilçede 72 milyon lira yatırım bedeline sahip 48 projenin açılış ve temel atma törenine katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bahçeli, bir süre önce seçim barajının yeniden düşünülmesi gerektiği yönündeki sözlerinin çarpıtıldığını belirterek, şöyle konuştu: "Baraj endişesine kapılarak telaşlandığımızı utanmadan, sıkılmadan, yüzsüzce dillerine doladılar. MHP, baraj korkusu olan değil bilakis barajlara rağmen ve tüm engelleri yıka yıka bugünlere ulaşmış büyük bir millet eseridir. Yüzde 10 barajının ittifaklarla veya başka türlü yollarla aşılabilir bir duruma geldiğini geçmişteki tecrübelerden yola çıkarak dile getirdik. Türkiye'yi istikrar ve normalleşme sürecine getirebilmek için bir uzlaşma çağrısı yaptık. 'Bu yüzde 5 mi olur, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 10 olarak mı kalır, böyle mi devam etmesi gerekir, bunları görmek lazımdır' dedik. Düşüncelerimizi dile getirirken kendi namımıza bir hesap arayışına girmeden, yeni hükümet etme sistemine uygun adımların atılması gerektiğini söyledik." MHP Genel Başkanı Bahçeli, 2019 cumhurbaşkanı seçimini 16 Nisan'ın rövanşı olarak algılayanların hayır cephesini sıkılaştırmak ve derinleştirmek için bloklaşma yarışına girdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Hayır bloğunun sözde önderliğine soyunan CHP, PKK'nın siyasi uzantıları ve kıyıda köşede kalmış çürük çarık siyasi oluşumlardan medet umarak ittifak arayışlarına başlamıştır. FETÖ de bu girişimlerden memnun halde el avuç ovuşturmaktadır. Anlayacağınız, fare deliğe sığmamış bir de kuyruğuna kabak bağlamıştır. Sözüm ona adalet yürüyüşlerinde yollara saçtıkları iş birliğini sandıkta nihayete erdirmek için CHP'si, HDP'si, iplisi ipsizi yeniden bir araya gelmek için zaman ve zemin arayışındadır. Şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme keskinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan'ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır." Bahçeli, MHP'nin muhtemel bir erken seçim senaryosuna iyi bakmadığını aktararak, şu anda seçilmiş hükümetin görevinin başında olduğunu, kaygıya gerek ve yer bulunmadığını dile getirdi. "Kaldı ki 16 Nisan'ın gerektirdiği uyum yasaları sağlanmadan, yeni sistemin taşları yerli yerine oturmadan yapılacak erken seçimin siyasi belirsizlik doğurma ihtimali yüksektir, akıl karı olmadığı da açıktır" diyen Bahçeli terörle mücadelenin erken seçim gündemiyle akamete uğramasına razı olmayacaklarını ifade etti.
23.11.2017 - 15:56
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye', 'Manisa', 'Devlet Bahçeli', 'mhp']
Bahçeli: Cepheleşme keskinleşirse MHP buna tepkisiz kalmayacaktır
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahceli-cephelesme-keskinlesirse-mhp-buna-tepkisiz-kalmayacaktir,oTrZ6eDeAUi6cMCYy56F-w
Pentagon, ABD askerlerinin Suriye’de Kürt birliklere eşlik etmesini önerdi.
Dış Haberler Servisi
Rusya’nın Suriye’ye havadan müdahaleye başlamasının ardından, ABD, Irak ve Suriye’de kara operasyonlarına hazırlanıyor. ABD Savunma Bakanı Ash Carter, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’ne “Irak ve Suriye’deki yerel müttefiklerini hem hava saldırılarıyla hem de sahada doğrudan eylemle desteklemekten çekinmeyeceklerini” söyledi. Pentagon’un Beyaz Saray’a sunduğu yeni öneriler arasında Suriye’ye Yeşil Bereliler ve diğer özel kuvvetlerin konuşlandırılması da var. ABD Başkanı Barack Obama önerileri kabul ederse, sayıları kısıtlı da olsa ABD askerleri kendilerini ön cephede savaşır halde bulabilir. Pentagon’un önerileri arasında en dikkat çekeni, IŞİD’in kalesi Rakka’dan çıkarılması için planlanan operasyonu icra edecek Suriyeli Kürtlerin YPG’si ile Arap müttefiklerinin saflarına ilk kez Amerikan özel kuvvetlerinden 30-50 askerin iliştirilmesi. Buna göre ABD askerleri, YPG ile mütefiklerine danışmanlık yapmanın yanı sıra ABD’nin hava saldırılarına da kılavuzluk edecek. Amerikan ve Britanya basınında, ABD’li yetkililere dayanarak “Carter ve üst düzey askeri yetkililerin hem Irak hem de Suriye’de Kürt savaşçıların etkinliğinden memnun kaldıkları yorumları yer aldı. Gazetelerde ABD’nin Suriyeli Kürt güçlerine desteği artırarak Türkiye’yi kızdırma riskine girdiği ama Washington’ın yeni yaklaşım ihtiyacının Ankara’nın hassasiyetlerine ağır bastığı görüşlerine yer verildi. Carter ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford artık IŞİD’in daha üst düzey hedeflerini daha fazla vuracaklarını, IŞİD’in hâlâ kontrol ettiği ve yılda 500 milyon dolar gelir elde ettiği petrol sahaları ve tesislerine saldırıları tırmandıracaklarını belirtti. Ancak Suriye’de 22 Ekim’den beri Amerikan hava saldırısı düzenlenmedi. ABD’nin geçen hafta Kürt güçleriyle rehine kurtarma operasyonu yapıp bir can kaybı verdiği Irak’ta zaten 3500’den fazla askeri bulunuyor. Irak’ta eğitimci, danışman rolü atfedilen ABD askerlerinin artık ön cephenin daha yakınına sürülmesi, ilave yüzlerce asker ve Apache saldırı helikopterleri filosunun gönderilmesi gündemde.
29 Ekim 2015 Perşembe, 03:40
cumhuriyet
null
YPG ve ABD omuz omuza
dunya
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/398143/YPG_ve_ABD_omuz_omuza.html
Galatasaray’da forvet transferinde halen somut adımların atılmaması Süper Lig’de ikinci yarının başlamasına 6 gün kala Sarı-Kırmızılı camiada endişe yaratıyor.
Cumhur Önder Arslan
Galatasaray’da forvet transferinde halen somut adımların atılmaması Süper Lig’de ikinci yarının başlamasına 6 gün kala Sarı-Kırmızılı camiada endişe yaratıyor. Yaz transfer döneminde Gomis’in satışı sonrası takıma 2 forvet takviyesi yapılacağının açıklanmasına rağmen kadroya hiçbir ismin dahil edilmemesinin ardından eleştiri oklarının hedefi olan yönetim, bu kez devre arasında teknik direktör Fatih Terim’in özellikle hücum hattına istediği isimlerle henüz resmi imza atamadı. Tecrübeli hocanın, takıma bir an önce uyum sağlaması için forvet transferinin Antalya kampına yetişmesi yönündeki isteği gerçekleşmezken, Eren Derdiyok’un da kadro dışı kalması nedeniyle Galatasaray santrforu olmadan hazırlıklarını sürdürüyor. Sarı-Kırmızılı camia ve taraftarlar, yaz döneminde forvet transferinde yaşanan sorun ortadayken, aradan geçen bunca süreye rağmen yönetimin halen gerekli hamleleri yapmamasını eleştiriyor. Yönetim, “Ocak ayındaki transferlerle yükselişe geçeceğiz” demesine rağmen henüz forvetle ilgili açıklama yapılmadı.
13 Ocak 2019 Pazar, 03:30
cumhuriyet
null
Neredesin forvet?
futbol
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1199753/Neredesin_forvet_.html
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, İspanyol forvet Daniel Güiza'yı mutlu görmediğini söyledi.
null
İspanya'nın Marca Gazetesi'nde yayımlanan demecinde Daum, Güiza'nın, sezon başında yaşadığı fiziksel sonrunlara, özel hayatındaki çalkantılara rağmen profesyonelce davrandığını belirtti. Alman teknik adam, "Dani, şu anda çok daha iyi ve bunu takım da hissediyor. Özellikle kişisel sorunları onu çok etkiledi ve halen endişelendiriyor. Boşanmasıyla ilgili olarak aniden İspanya'ya gitmek zorunda kaldı. Tüm bunlara tahammül etmesi zor oluyor" diye konuştu. Güiza'yı 'her zaman ciddi ve üzgün' olarak değerlendiren Daum, "İçine kapanıyor ve yapacak hiçbir şey yok. Güiza'yı mutlu görmüyorum, ama iyi bir profesyonel, takıma ihtiyacı olanı veriyor" ifadelerini kullandı. Daum, Güiza ile antrenmanda çalışılan pozisyonları maçta denemeye çalıştıklarını, ancak belli bir oyun düzeni olmadığını anlatarak, "O, sahada beklenmedik zamanda ortaya çıkan bir futbolcu. Çim üzerinde büyük şeyler yapmadan bir saat kalabilir ve aniden, güzel bir hareketle gol atabilir. Dani meydan okumaya bayılıyor, zoru kolaya çevirme yeteneğine sahip" değerlendirmesinde bulundu. Alman teknik direktör, kendisinin Fenerbahçe'de olmaktan çok memnun olduğunu, burada saygı gördüğünü söyledi ve şampiyonluğu kastederek, "İnşallah taraftarımıza büyük bir neşe veririz" diye konuştu. 2010 Dünya Kupası için net bir favorisi olmadığını kaydededen Daum, Brezilya, Almanya, İspanya, İngiltere, İtalya ve Hollanda'yı kupayı kazanmaya yakın takımlar olarak sıraladı.
26.04.2010 - 11:29
null
[]
Daum: Guiza mutsuz
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/daum-guiza-mutsuz,ZDGzN_PBakiY2GPKNTwCbw
Cumhurbaşkanlığı himayesinde bu yıl ilki gerçekleştirilecek "Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali", 14,15 ve 16 Aralık tarihlerinde sinemaseverlerle buluşacak.
null
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) destekleri ile Balkon Film organizasyonu tarafından düzenlenen " "nin tanıtım toplantısı, Akademi Beyoğlu'nda yapıldı. Festival Başkanı Faysal Soysal, burada yaptığı konuşmada, Türk milletinin yardımsever bir yapıya sahip olduğunu ve yardıma muhtaç herkese tarihten bu yana her zaman dost eli uzattığını söyledi. Soysal, festivali Fethi Gemuhluoğlu'nun vefatının 40. yılında kurmaya karar verdiklerini hatırlatarak, "Süreç içerisinde kime gittiysek müthiş bir enerji ve pozitif cevaplarla karşılaştık. Bu bizi onurlandırdı ve gururlandırdı. Kısa film platformlarıyla toplantılar yaptık. Tecrübe edilmiş festival tavsiyelerini alarak, duyurulara başladık ve dünyanın birçok ülkesinden bize başvurular gelmeye başladı." dedi. Festival bünyesinde her yıl bir ülke belirleyerek, orada etkinlikler yapmaya karar verdiklerini aktaran Soysal, şöyle devam etti: "Bu yıl etkinlikler için Bosna Hersek'i seçtik. Gelecek yıl bir kısa film atölyesiyle dostluk bağı kuracağımız ülkeler olacak ama film gösterimlerimiz Bosna Hersek'te gerçekleştirilecek. Ayrıca festival direktörleriyle görüştük. Sadece bir tematik festival olmadığımızı, aslında başka boyutlarıyla geniş bir yelpazemizin olduğunu uluslararası basına ve direktörlere iletmiş olduk. Başvurularımıza baktığımızda dünyanın 76 ülkesinden 789 dostluk temalı kısa film var. Bunların 17 tanesini yarışmaya değer bulduk." Faysal Soysal, festival bünyesinde film gösterimlerini 4 ana başlıkta izlenime sunacaklarını belirterek, "Yarışma Seçkisi, Kırk Yıllık Hatır, Panaroma ve özel gösterim bölümü. Yarışma bölümünde 17 film var. Hepsi farklı ülkeden. Kırk Yıllık Hatır bölümünde 6 farklı ülkeden 18 film var. Bu bölüm dostluğa, vefaya dair, aynı zamanda festivalimizin kimliğini ve hafızasını oluşturma anlamında önemsediğimiz bir bölüm. Panaroma bölümünde de dünyada ödül almış kısa filmleri seçtik. Bu filmlerin çoğu festivalde Türkiye prömiyerini yapacak. Özel gösterim bölümümüzde de jüri üyelerimizden Kamal Tebrizi'in 'Kertenkele' filmi ile yine jüri üyelerimizden Najwa Najjar'ın 'Hırsızın Gözleri' ve Abbas Kiarostami'nin 'Dostumun Evi Nerede ?' filmleri özel olarak gösterilecek." diye konuştu. Festivalin Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Lütfi Şen de Fethi Gemuhluoğlu'nun bu coğrafyaya dost, entelektüel kapasitesi olan gençleri her zaman maddi ve manevi desteklediğine dikkati çekerek, "Bugün yazılan şiirlerde, yapılan filmlerde, ortaya çıkan tüm eserlerin arkasında inanılmaz bir Fethi Gemuhluoğlu değeri vardır aslında. Mesela Bilge Karasu'nun hikayelerinde de, Rasim Özdenören'in hikayelerinde o var. Çünkü Fethi Ağabey kuşatıcı bir Anadolu entelektüeliydi. Öncelikle bu coğrafyanın, medeniyetin çok farkındaydı ve arkasında bir kültür ordusu inşa etti." değerlendirmesinde bulundu. Şen, Gemuhluoğlu'nun aldığı misyonu bugün üstlenen hiçbir kurum, kuruluş ve şahıs olmadığı yorumunda bulunarak, şunları kaydetti: "Biz de dedik ki, 'onun bıraktığı mirasa gençler sahip çıkar.' Bir gün Selman Gemuhluoğlu ve Hasanali Yıldırım arkadaşımızla istişare ederken, gençlerin en çok yaratıcı alanı olan ve onlara ulaşmak adına kısa film festivali üzerinden yol alma kararı verdik. Ben inanıyorum ki başladığımızdan noktadan bugünkü noktaya baktığımızda iyi ki bu karar verilmiş. Bu karar verildikten sonra ben uluslararası olması için direttim. Çünkü global bir dünya var. Herkesin dostluğa ihtiyacı var. Dünya anormal bir kapitalist dönem yaşıyor. İnsanlar sadece çıkarları üzerinden iş görüyor ve bu iyi bir gidişat değil. Biz de medeniyetimizi algılamaktan çok uzaklaşmışız." Toplantıda ayrıca jüri üyelerinden Sezin Akbaşoğulları da yarışmada gösterime sunulacak filmleri açıkladı. Akbaşoğulları, festivalin temasının önemine vurgu yaparak, "Dostluk, çok birleştirici bir tema. Umarım iyi şeylere sebep olur. İyi sinemacıların ortaya çıkmasına sebep olur ve yıllar boyu sürer." temennisinde bulundu. Festivalin gala gecesinde sahne alacak olan müzisyen ve besteci Anjelika Akbar da toplantıda kısa bir konuşma yaptı. Festival programı kapsamında kısa filmler, Bahçeşehir ve İstanbul Üniversiteleri ile Kadıköy ve Beyoğlu sinemalarında seyirciyle buluşacak. Ayrıca Salt Galata'da 15 Aralık'ta "Kısa Filmden Uzun Dostluklara" başlıklı bir söyleşi ile özel film seçkisi katılımcıların beğenisine sunulacak. Aynı zamanda festival kapsamında "Yaşam Boyu Dostluk Ödülü" bu yıl Reis Çelik, Biket İlhan ve Süleyman Turan'a takdim edilecek. Festivalin "Kısa Metraj Film Yarışması" kategorisinde yarışmada dereceye girecek filmlerden birinciye 40 bin, ikinciye 20 bin, üçüncüye 12 bin ile bir kısa filme 15 bin Türk lirası değerinde "Fethi Gemuhluoğlu Dostluk Ödülü" verilecek.
04.12.2018 - 13:20
Anadolu Ajansı
['Film', 'sinema', 'Sanat']
Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali başlıyor (76 ülkeden 789 başvuru)
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/uluslararasi-dostluk-kisa-film-festivali-basliyor-76ulkeden-789-basvuru,NhNAcod740y43kLtw8GLVA
Galatasaray antrenörü Johan Neeskens, 'Ancak şunu sormanız lazım, 'Sonuna kadar mücadele ettik mi acaba' Bunu hepimizin sorgulaması gerekir" diye konuştu.
null
Galatasaray Antrenörü Johan Neeskens, bu sezon istedikleri sonuçlara ulaşamadıklarını ve bunun için üzgün olduklarını söyledi. Hollandalı antrenör, Galatasaray Dergisi'nin Haziran ayı sayısında yer alan röportajında, başarılı olamamalarında takımdaki herkesin sorumlu olduğunu ifade ederek, "Bu sezon için çok üzgün olmalıyız. En azından lig şampiyonu olabilirdik, olamadık. Bu herkesin suçu. Hem teknik heyetin, hem de futbolcuların. Bazı noktalarda oyuncularımın da kabahatinin olduğunu düşünmüyor değilim. Hepimiz, aynanın karşısına geçmeliyiz. Bazı maçlarda niteliklerinizin tamamını sahaya yansıtamayabilirsiniz. Bu maçlardan mağlup da ayrılabilirsiniz, olabilir, sorun değil. Ancak şunu sormanız lazım, 'Sonuna kadar mücadele ettik mi acaba' Bunu hepimizin sorgulaması gerekir" diye konuştu. Johan Neeskens, en çok sarı-kırmızılı taraftarlar için üzgün olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü biz, Türkiye'nin en iyi taraftarına sahibiz. Ben futbolculuk kariyerim boyunca hiç böyle bir kalabalık karşısında bulunmadım. Barcelona'da her maçı 110 bin taraftar önünde oynardık. Ama bu 110 bin taraftar, Ali Sami Yen Stadı'ndaki gürültüyü çıkaramazdı. Bizim taraftarımız, 90 dakika boyunca sürekli tezahürat yapabiliyor. Bu çok önemli. Futbolculuk kariyerimin bir bölümünde onların önünde oynamayı çok isterdim. Bu taraftar, bir futbolcu olarak benim böylesine arkamda yer alıyor olsaydı, değil 90, 120 dakika boyunca hiç durmadan koşabilirdim. Yine de bir avantajımız var artık. Geride bıraktığımız bir yıldan sonra, Türkiye şartlarına daha hakimiz. Rakiplerimizi tanıyoruz, kulübümüz ve takımımız için neler yapmamız gerektiğini daha iyi biliyoruz. Dolayısıyla, yeni sezon için düşünebileceğimiz yegane sonuç, işlerin bu sezondan daha iyi gideceği olacaktır." Oyunculuk yıllarında göze hoş gelen, çekici hücum futbolu felsefesi içerisinde bulunduğunu anlatan Neeskens, şunları kaydetti: "Biz aynı futbol felsefesini Galatasaray'da da devam ettirmek üzere buraya geldik. Ancak zamana ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. 4-3-3 sistemi göze hoş gelen hücum futbolunu oynayabilmek için en uygun saha içi dizilişi. Türkiye'ye geldiğimiz zaman, gördük ki, hiçbir takım bu şekilde oynamıyor. Genellikle 4-4-2, 4-4-1-1 veya 4-2-3-1 gibi sistemler uygulanıyor. Dolayısıyla, daha önceki futbol kariyerleri boyunca hiçbir zaman 4-3-3 dizilişi içerisinde yer almamış veya yeteneklerini bu şekilde geliştirmemiş oyuncularla, böylesi yeni bir sistemi yerleştirmeye çalıştığınızda bazı uyum sorunları yaşamanız doğaldır. Ancak bu sistemin içinde büyümüş, futbolu bu sistemle oynayarak öğrenmiş oyuncuların göze hoş gelen hücum futbolu oynayan takımlara kolaylıkla adapte olabilmelerinin asıl nedenleri de bence bu 4-3-3 dizilişidir." Futbol felsefesiyle ilgili soruları da yanıtlayan Hollandalı antrenör, futbolun çok basit bir oyun olduğunu dile getirerek, "Top sizdeyse rakip gol atamaz, bu bir. Ve top asla yorulmaz, bu da iki. Bizim basit futbol oynamayı öğrenmemiz gerekir. Tek pas veya kontrol pas. Ancak kendi yerinize topu koşturduğunuzda, oyuncu olarak yer değiştirmeyi bilmeniz gerekir. 'İyi oyuncu, maç boyunca ileri geri metrelerce depar atmalı' değil demek istediğim. Pas verirsiniz, daha sonra da pas alabileceğiniz en uygun yeri seçerek oraya doğru hareketlenirsiniz. Barcelona'nın oyun sistemine baktığınızda, topu alan oyuncunun çevresinin hep boş olduğuna dikkat edin. Bu oyuncu, bir önceki pası verdiğinde zaten avantajlı konumu sağlamış, gerekli pozisyonu korumuştur. Öte yandan topu aldığında ise kendisine müdahale edebilecek herkesten uzaklaşmayı bilmiştir. Siz topu takım arkadaşınıza verdiğiniz zaman, o oyuncu topu kime vereceğini kendisi seçmemeli. Takım arkadaşınız sizden aldığı pasın ardından topu verebileceği kimseyi bulamıyorsa eğer, bu onun suçu değil, onu çevreleyen diğer oyuncuların kabahatidir" değerlendirmesini yaptı. Johan Neeskens, sezona iyi başladıklarını ve takımlarının, uyguladıkları yeni sistemden çok keyif aldığını dile getirerek, "Ligin ilk 6 haftasından sonra da çekici futbol oynayan, sonuca giden, çok iyi bir takımımız vardı. Daha sonra birçok farklı durum gelişti. Oyuncularımızdan bazılarının olmaması, bizi tabii ki çok etkiledi. Burada özellikle Milan Baros'tan bahsetmemiz lazım. Baros, bizim sistemimizde kendisine verilen hücum oyuncusu görevini son derece başarılı şekilde yerine getiren, hızlı, topla birlikte ceza sahasının içerisine girebilen, topu tutabilen ve kontrolü altına aldığı topu gol yapana kadar da bırakmayan bir futbolcu. Onun yokluğunda yerini Nonda ile doldurmaya çabaladığımızda, tamamıyla farklı bir durum çıktı karşımıza" diye konuştu. Tecrübeli antrenör, şöyle devam etti: "Baros, topu kaybetse dahi iki savunma oyuncusuna birden baskı yapabilen, onları sıkıştıran, rahatsız eden, kısa süre içerisinde geriye dönüp pozisyon alabilen ve ceza sahası dışında yer tuttuğu halde gereken durumlarda ceza sahası içerisinde de işini görebilen bir hücum oyuncusu iken, son derece önemli özelliklere sahip olan Nonda, tamamen farklı bir forvet profili çiziyordu. Nonda, gerçekten çok etkili, çok güçlü, top tutabilen bir futbolcu. Ancak tüm bunları ceza sahası içerisinde yapabiliyor. Biz o hücum oyuncusundan ceza sahasının dışında olduğunda da bu bölgeye gelerek gol pozisyonlarına girmesini bekliyorduk. Ancak Nonda'nın özellikleri tümüyle farklıydı. Geri gelmeyen, etkili pres yapmayan, ceza sahası içerisinde çok etkili olmasına rağmen ceza sahası dışından ceza sahasına girişi konusunda bir Milan Baros kadar yetkin olmayan bir oyuncu olduğu için, Baros'un yerini Nonda ile dolduramadık. Bir diğer etkili isim, Harry Kewell'dı. İşini oldukça başarılı bir şekilde yapıyor, takıma çok faydalı oluyor, goller atıyordu. Birdenbire oyun içerisinde fark yaratan ve sürekli skor üretebilen iki oyuncunuzdan aylar boyunca yoksun kalıyorsunuz. Bu durum Arda ve Sabri için de geçerli." Ligin ilk yarısında deplasmanda Fenerbahçe ile yaptıkları ve mağlup oldukları karşılaşmayla ilgili bir soru üzerine Neeskens, şunları kaydetti: "Birinci dakikada Emre Belözoğlu, Baros'a sakatlamaya yönelik bir hareket yaptı. Baros oyun dışı kalırken, Emre sarı kart dahi görmedi. Evet, çok kısa bir süre içerisinde 2-0 geriye düştük. Sonra bir gol bulduk, onları endişelendirdik ve oyunu domine etmeye başladık. Fenerbahçe, geri çekilmek durumunda kaldı. Ancak bu maçta Keita'nın Roberto Carlos'a yumruk savurması gibi çok basit bir hata var. Çünkü en azından beraberliği yakalayabileceğimize ikna olmuştuk. Biz daha önce tüm bunları gördük. Fenerbahçe'nin stadına gideceksiniz, onların nasıl bir tavır sergileyeceklerinden eminsiniz. Sizi provoke edecekler. Tüm takım biliyordu bunu ki biz maç öncesinde en az dört veya beş kez konuşmuştuk. Isınma hareketleri esnasında yaşanan olayı biliyorsunuz. Siz kendinizi provoke etme fırsatını karşı tarafa verirseniz ya da bu duruma bireysel veya takım olarak tavır almazsanız, sahadan galip ayrılma psikolojisinden uzaklaşırsınız."
06.06.2010 - 15:48
null
[]
'Sonuna kadar mücadele ettik mi acaba ?'
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/sonuna-kadar-mucadele-ettik-mi-acaba,U1_rtQBICE6UFxB4Yocn7w
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Isparta'nın Yalvaç ilçesinde kendisine tecavüz eden Nurettin Gider'i önce av tüfeğiyle vuran, ardından da kafasını keserek köy meydanına atan Nevin Yıldırım için müebbet hapis cezasının onanmasını istedi
HABERTURK.COM
Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi, Isparta'nın Yalvaç ilçesinde kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü kişiyi öldürdüğü gerekçesiyle, Yargıtay’ın bozma kararı üzerine yeniden yargılanan Nevin Yıldırım’ı, müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Cumhuriyet Başsavcılığı mahkeme kararının onanması talebinde bulundu. Daire kararı onarsa, kadın sivil toplum örgütlerinin müdahil olduğu davada, kendisine tecavüz edip hamile bırakan adamın kafasını keserek cinayet işleyen Nevin yıldırım hakkındaki karar kesinleşmiş olacak.   Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi, kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla Isparta Yalvaç'ta Nurettin Gider'i (35) av tüfeğiyle öldürdükten sonra başını keserek köy meydanına atan Nevin Yıldırım'ın (32) müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.   Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Nevin Yıldırım'ın bu fiili işlerken başkalarının da yardım ettiği yönünde kanaat oluştuğu görüşünü dikkate alarak, usul yönünden kararı bozdu. Daire’nin bozma kararının ardından Mahkeme yeniden yargılama yaptı. Yıldırım, suçu kendisinin işlediğini söyledi. Mahkeme, Yıldırım’ın müebbet hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Bu kararın ardından dosya Yargıtay’a geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın onanması yönünde görüş yazarak dosyayı yeniden Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı onarsa Nevin Yıldırım’ın müebbet hapis cezası kesinleşmiş olacak. Yalvaç ilçesine bağlı Koruyaka köyünde Nevin Yıldırım, 28 Ağustos 2012'de kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü Nurettin Gider'i av tüfeği ile öldürdükten sonra başını keserek köy meydanına atmıştı. Aynı gün gözaltına alınan Yıldırım, ertesi gün Isparta E Tipi Kapalı Cezaevine konulmuştu. Olay günü Gider'den 6 aylık hamile olan Yıldırım, 17 Kasım'da bir kız çocuğu dünyaya getirmişti. Yıldırım, 25 Ocak 2015'te yargılandığı mahkemece müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
16.01.2019 - 09:01
haberturk
['nevin yıldırım', 'yargıtay', 'son dakika', 'haberler', 'müebbet hapis cezası']
‘Kesik baş’ cinayetinde Nevin Yıldırım için müebbete onama istendi
Gündem
https://www.haberturk.com/kesik-bas-cinayetinde-nevin-yildirim-icin-muebbete-onama-istendi-2293249
HDP Eş Genel Başkanı Temelli, siyasi partilerin seçim ittifakı yapmasını da içeren kanuna ilişkin, "Referandumda kılıfsız bir şekilde minareyi çalmışlardı, dün gece yangından mal kaçırırcasına 26 maddelik yasayı sabaha kadar çalışarak geçirdiler" dedi.
null
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Gezi Parkı olaylarında Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin davanın bir türlü sonuçlanmadığını ve faillerin açığa çıkarılmadığını ileri sürdü. Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin kuşatmasına son verilmesini isteyen Temelli, Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye'ye ilişkin ateşkes kararının hayata geçirilemediğini belirtti. İktidardan demokrasi yönünde bir adım atmasını beklemenin hayal olduğunu ve bunu ancak kendilerinin mücadelesi ile başarılacağını öne süren Temelli, "Kürt halkına kalkmış kurt işareti yapıyor. Bu işareti yapan 50 yıldır Osmaniye'den öteye gidemedi. Sen de en fazla Osmaniye'ye kadar gidersin" dedi. Ekonomik verilere değinen Temelli, "cari açığın inanılmaz boyutlara ulaştığını'' ve sürekli zamların yapıldığını iddia etti. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kararını da eleştiren Temelli, bunun yanında ne kadar müteahhit varsa hepsine özel vergi affı çıkarıldığını öne sürdü. Seçim ittifakına ilişkin kanuna değinen Temelli, şöyle devam etti: "Referandumda kılıfsız bir şekilde minareyi çalmışlardı, dün gece yangından mal kaçırırcasına 26 maddelik yasayı sabaha kadar çalışarak geçirdiler. Böylece aslında referandumdaki ne kadar hile, şaibe varsa yasalaşmış oldu. Bu yasayla seçime girecek kadar acz içindeler. Hangi koalisyonu kurarlarsa kursunlar, hangi siyasi iradeyi ipotek altına alırlarsa alsınlar bu tür yasalara muhtaç oldukları için acz içindeler, bilin ki bunlar seçimi şimdiden kaybetmişlerdir. Sürekli ‘erken seçim yapmayacağız’ diye dile getirmelerinden de zaten bu talaşı anlamanız mümkün. İttifak meselesi üzerinden bu şaibeli yasaya meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar. İttifak kavram olarak kötü bir kavram değil. Nasıl ittifak yaptığınız önemli. İttifakın kirlisi de var temizi de var. Nasıl ittifak yaptığınız üzerinden dönüp yasalara, bu ittifak kanunlarına bakmanız önemli. Bugün yapılan bir ittifak kanunu falan değildir. Yapılan, seçmen iradesine ipotek koyan bir şaibeli koalisyondur."
13.03.2018 - 15:00
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye', 'Halkların Demokratik Partisi', 'hdp']
HDP'li Sezai Temelli: Yasayı yangından mal kaçırırcasına geçirdiler
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hdpli-sezai-temelli-yasayi-yangindan-mal-kacirircasina-gecirdiler,t7rZgHGMSE6hw3XUU2aEOA
Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde, drift yapan ve polis 'dur' uyarısına uymayan sürücü Şükrü T., kovalamaca sırasında otomobiliyle kaldırıma çarptı. Yakalanan Şükrü T.'ye 6 bin 247 TL para cezası kesildi, ehliyetine de el kondu.
null
Olay, dün saat 22.00 sıralarında, Merkezefendi Mahallesi'nde meydana geldi. Şükrü T. yönetimindeki 20 BE 638 plakalı otomobille drift yaptı. Sürücünün trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü fark eden bölgedeki polis ekibi, otomobili durdurmak istedi. Polisin 'dur' ihtarına uymayan sürücü, otomobiliyle kaçmaya başladı. Şükrü T. ile polis arasında kovalamaca başladı. 443 Sokak'a giren Şükrü T. otomobilinin direksiyon kontrolünü yitirip, kaldırıla çarptı. Şükrü T.'yi yakalayan polis, yaptığı kontrolde sürücünün 0.92 promil alkollü olduğunu belirledi. Şükrü T.'ye, 'trafik güvenliğini tehlikeye sokmak', 'polisin 'dur' ikazına uymamak' ve 'alkollü araç kullanmak' suçlarından 6 bin 247 TL para cezası kesildi. Ayrıca, ehliyetine 8 ay ehliyetine el konuldu. Otomobil, çekiciyle Yedi Emin Otoparkı'na götürüldü.
13.07.2019 - 11:38
DHA
['Yurt Haber', 'Türkiye', 'Denizli']
Drift yapan sürücüye 6 bin 247 TL ceza
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/drift-yapan-surucuye-6-bin-247-tl-ceza,Xo5Hrfz7jE2EDPyOm27q6Q
Çeçen lider Ramazan Kadirov’un doğumgününe katılmak için aldığı parayı insan hakları örgütlerinin tepkileri üzerine bağışlayacağını duyuran Hilary Swank'ten bağışı kanıtlaması isteniyor.
null
Geçtiğimiz Ekim ayında Grozni'de kutlanan Kadirov’un doğumgünü için 1.5 milyon dolar alan ve geceye katılarak ona "mutlu yaşlar" dileyen Oscar ödüllü Hilary Swank yine zor durumda... Kadirov'un doğumgününe katılmasının ardından “Utanç verici bir şey yaptım. Daha önce Kadirov’u hiç duymamıştım. Çok daha iyi araştırmam gerekirdi” diyerek özür dileyen aktris menajerini kovmuş ve parayı yardım kuruluşlarına bağışlayacağını dile getirmişti. İngiliz Telegraph gazetesinin haberine göre; Londra'da sürgünde olan ayrılıkçı Çeçen lider Akhmed Zakayev, şimdi Swank'e ve menajerine bu paraların nereye gittiğini soruyor. Çeçenistan'da yaşananlarla ilgili olarak yardımseverin ve insan hakları örgütünün kendisine bu konuyu sorduğunu söyleyen Zakayev, Swank'ten yardımın hangi kuruluşlara yapıldığını açıklamasını istiyor. Swank'in basın sözcüsü ise oyuncunun son dört aydır insan hakları örgütleri ve diğer yardım kuruluşlarıyla sürekli temas halinde olduğunu ancak yardımların isimsiz olarak yapıldığını iddia ediyor.
18.02.2012 - 17:00
null
[]
'Bağışlayacağım' dediği 1,5 milyon nerede?
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/bagislayacagim-dedigi-1-5-milyon-nerede,JZbzQgHxCkyCtJCSu7afLQ
Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur 18-22 Kasım'da "27'nci Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Zirvesi"ne evsahipliği yapacak.
null
Zirvede, uluslararası terörizm, Güney Çin Denizi'ndeki kıta sahanlığı anlaşmazlıkları ve bölgede her yıl tekrarlanan orman yangınları gibi konuların gündeme gelmesi bekleniyor. ASEAN Zirvesi'ne aralarında ABD Başkanı Barack Obama, Çin Başbakanı Li Kıçiang ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin de bulunduğu liderlerin katılması bekleniyor. Yaklaşık 3 bin delegenin de yer alacağı zirvenin en önemli gündem maddelerinden birisini de 31 Aralık 2015'te yürürlüğe girmesi beklenen "ASEAN Ekonomik Topluluğu" çalışmaları oluşturuyor. Zirvenin son gününde üye ülkelerin liderleri, ASEAN Ekonomik Topluluğu belgesini de imzalayacak. Zirvede ele alınacak bir diğer önemli konu ise kuş gribiyle mücadele olacak. Toplantıya katılan ülkelerden Japonya, kuş gribiyle mücadelede şimdiye kadar yaptığı 2.2 milyon dolarlık yardımı, 135 milyon dolarlık ilave bir yardımla sürdüreceğini açıkladı. Zirvede ayrıca, ASEAN'ın gelecek on yılını belirleyecek politikaları içeren belge de imzaya açılacak. Etkinlik sırasında, "ASEAN Diyalog Ortakları", "ASEAN Genç Liderler Zirvesi", "ASEAN İş ve Yatırım Zirvesi", "ASEAN Kadınların Sesi: Kırsal Bölge Kadınlarının İş Fırsatlarını Keşfi" başlıklı toplantılar da yapılacak. Zirve sırasında Asya ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkiler de ele alınacak. Çarşamba günü Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin de katılacağı "Doğu Asya Ülkeleri Birliği" adı altında yapılacak toplantıda, Asya ve Pasifik ülkelerinde daha iyi bir ekonomik entegrasyon sağlanması ve uzun vadede Avrupalıların yaptığının benzeri bir ortak pazar hedefleniyor. ASEAN, 1967 yılında Tayland'ın başkenti Bangkok'ta, Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland arasında Bangkok Deklarasyonu'nun imzalanmasıyla kuruldu. Birlik, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin desteklenmesinin yanı sıra bölgesel barışın ve güvenliğin artırılmasını amaçlıyor.
17.11.2015 - 18:28
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Asya-Pasifik']
Malezya ASEAN Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/malezya-asean-zirvesine-ev-sahipligi-yapacak,Cae4f0ei0kaCvXdXe3Po4Q
Varis sebepleri kesin bilinmemekle beraber gebelik, ailesel yatkınlık, yüksek kilolu olmak, hareketsizlik ve doğum kontrol haplarının varis oluşumunu kolaylaştırdığı belirtildi
DHA
Dünya genelinde en çok görülen hastalıklardan biri olan varis Amerika'da yaşayan 50 yaş üzeri insanların yüzde 50'sinde görülüyor.  Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özkan, Türkiye'de kesin bir rakam olmamakla birlikte 10 milyon ve üzerinde hasta olduğunun tahmin edildiğini belirtti ve şunları söyledi: "Sebepleri kesin bilinmemekle beraber gebelik, ailesel yatkınlık, yüksek kilolu olmak, hareketsizlik, doğum kontrol hapları varis oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Toplardamar genişlemesi olarak da bilinen varis, estetik görünümün bozulmasının yanı sıra bacaklarda ağrıya da neden olabilmektedir. Dünyada çok sık görülen bu damar hastalığının, ülkemizde de kesin bir rakam olmamakla beraber 10 milyonun üzerinde kişide olduğu tahmin ediliyor. Varis tedavisi denince akla ilk olarak ameliyat gelse de, varis tedavisinde sıklıkla tercih edilen yöntem ameliyatsız tedavilerdir. Buna rağmen varisi tamamen sonlandıracak bir yöntem bulunmamaktadır. Çünkü varis hastalığı tekrarlayabilen bir hastalıktır." DHA'nın haberine göre; vücutta toplardamarların görevinin, kapakçıkları sayesinde kan akışının kalbe doğru olmasını sağlamaları olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, "Bu olmadığında yer çekiminin etkisi ile kan aşağı doğru hareket eder ve kan birikimine bağlı şişme ve ağrı olur. Aynı zamanda bacakta uyuşukluk, kaşıntı ve gece krampları gibi şikayetler de olabilir. Zamanla ciltte renk değişikliği ve açık yaralara kadar ilerleyebilen bir durumdur. Genelde önce ciltte ufak kılcal damarların belirginleşmesiyle başlar, çok kalın yeşil renkte damar genişlemeleri ile devam eder. Uzun vadede zararsız gibi görünen varis birçok soruna neden olabilmektedir. Bu nedenle geç kalmadan tedavi edilmesi önemlidir" dedi.  Venöz yetmezliğin tanı ve derecesinin doppler ultrason ile konulduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkan, "Bazı durumlarda venografi ile tanı kesinleştirilir. Tutkal denilen tedavi sayesinde, radyo dalgaları ve lazerle varis tedavisinde cilt üzerinde küçük bir alan uyuşturulur. Tedavi edilecek damara, ince bir kateter ile girilerek lazer ya da radyofrekans enerjisi veya tutkal verilmektedir. Benzer işlem buharla da yapılabilir. Böylelikle damarlardaki genişlemeler kurutularak yok edilir. İşlem 10-15 dakikada tamamlanır. Hastalar işlemden hemen sonra yürüyerek gidebilirler. Hiçbir kesme dikme yada anestezi uygulamasına gerek kalmamaktadır ve hastalar işlem sonrası normal hayata dönmektedir. Uygun zamanda uygun tedavi ile en başarılı sonucu almak mümkün olmaktadır" dedi.
24.11.2017 - 15:35
haberturk
['prof. dr. süleyman özkan', 'varis', 'doğum kontrol hapı']
Doğum kontrol hapları varise sebep olur mu?
Sağlık
https://www.haberturk.com/dogum-kontrol-haplari-varise-sebep-olur-mu-1727871
Türkiye genelinde otellerde doluluk oranı şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 düşerek yüzde 61,9 olarak gerçekleşirken, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 6,6 artışla 60,3 avroya yükseldi.
null
Türkiye genelinde   şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 düşerek yüzde 61,9 olarak gerçekleşirken, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 6,6 artışla 60,3 avroya yükseldi. Veri ve analiz şirketi STR Global'in   ( ) için hazırladığı Şubat 2019 Ülke Performans Raporu'na göre, şubatta ülke genelinde otel doluluk oranları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 azalarak yüzde 61,9 olarak kaydedildi. Ülke ortalamasında doluluklardaki düşüşe karşın fiyatlardaki yükseliş devam etti. Ortalama günlük satılan oda bedeli şubatta söz konusu dönemde yüzde 6,6 artışla 60,3 avroya, oda başına elde edilen gelir yüzde 5,6 yükselişle 37,3 avroya ulaştı. Şubatta   doluluk ortalaması yüzde 65 olurken, ortalama oda fiyatı ise 101,1, oda başı gelirler 65,7 avro olarak tespit edildi. İstanbul'da Avrupalı turistin geri dönüşünün sürmesiyle otellerdeki canlanma da devam etti. İstanbul'da gerçekleşen doluluk artışı Türkiye ortalamasındaki düşüşü yüzde 1'de tutarken, bu durum oda fiyatlarına da olumlu yansıdı. Şubatta İstanbul'da doluluk oranları yüzde 3,1 artarak yüzde 67,1'e yükseldi. İstanbul'da ortalama günlük satılan oda bedeli 73,4 avro ile yüzde 8 artış gösterdi. Toplam oda sayısı üzerinden oda başına elde edilen gelirlerde ise yüzde 11,3 artış yaşandı ve 49,2 avro olarak tespit edildi. Yılın ilk 2 ayında 2018'in aynı dönemine göre İstanbul'da doluluk oranı yüzde 65,3'ten yüzde 64,8'e gerilerken, ortalama günlük satılan oda bedeli 69,5 avroda 75,2 avroya, oda başı elde edilen gelir 45,4 avrodan 48,8 avroya yükseldi. Antalya'da söz konusu dönemde otel dolulukları yüzde 2,4 artarak, yüzde 61,3 oldu. Bu ilde ortalama günlük satılan oda bedeli 42,2 avro olarak 2018'e göre yüzde 5,7 düşüş gösterdi. Toplam oda sayısı üzerinden oda başına elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 3,4 düşüş yaşandı ve 25,9 avro olarak ölçüldü. Yılın ilk 2 ayında Antalya'da doluluk oranı 2018'in aynı dönemine göre yüzde 57,2'den yüzde 60,4'e yükseldi. Ortalama günlük satılan oda bedeli 44,2 avrodan 43,14 avroya gerilerken, oda başına elde edilen gelir 25,3 avrodan 26 avroya çıktı.
29.03.2019 - 14:23
Anadolu Ajansı
['Seyahat', 'Tatil', 'Türkiye', 'Ekonomi', 'Turizm', 'Para', 'Otel']
Şubatta otel dolulukları geriledi, fiyatlar arttı
Seyahat
https://www.ntv.com.tr/seyahat/subatta-otel-doluluklari-geriledi-fiyatlar-artti,p1rrEe9lVUCgWxqkzEX1mw
SON DAKİKA HABERİ: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Meclis'e yapılan terör saldırısı girişimini değerlendirdi. Altun, "Milletimizin huzuruna yönelik bu terör eyleminin iç ve dış tüm bağlantıları ortaya çıkarılacak ve hesap sorulacaktır" açıklamasını yaptı.
null
haberi!  Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Meclis'e yapılan terör saldırısı girişimine ilişkin Twitter hesabından bir açıklama yaptı. Altun açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "DHKP-C’li iki teröristin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirmeye çalıştığı terör eylemi doğrudan millet iradesini hedef alan bir saldırı girişimidir. Milletimizin huzuruna yönelik bu terör eyleminin iç ve dış tüm bağlantıları ortaya çıkarılacak ve hesap sorulacaktır Şer odaklarınca planlandığı anlaşılan bu terör saldırısını püskürten güvenlik güçlerimizi can-ı gönülden tebrik ediyorum. Türkiye hiçbir terör örgütüne geçit vermeyecek ve teslim olmayacaktır. Gazi Meclisimize ve milletimize geçmiş olsun. Bu vesileyle 31 Mart 2015 tarihinde DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı bir kez daha saygıyla ve minnetle yad ediyorum. Mekanı cennet olsun."
15.05.2019 - 02:31
null
['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber']
SON DAKİKA: Fahrettin Altun: Milletimizin huzuruna yönelik bu terör eyleminin tüm bağlantıları ortaya çıkarılacak ve hesap sorulacaktır
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-dakikafahrettin-altun-milletimizin-huzuruna-yonelik-bu-teror-eyleminin-tu,1qpqYCP4Qk6fOMEBe1qBkg
En son örtü bırakan kar yağışının 1991 yılında görüldüğü İzmir'de, 21 yıl aranın ardından etkili kar yağışı başladı.
null
İzmir'de, sabah saatlerinden itibaren kar yağışı başladı. Yaklaşık bir haftadır, hissedilir sıcaklığın sıfırın altında 9 dereceye kadar düştüğü İzmir'de, hava sıcaklığının yükselmesiyle birlikte İzmirliler karlı bir sabaha uyandı. İşlerine gitmek için sabah evlerinden çıkan İzmirliler, nadir olarak yaşadıkları bu hava olayını, cep telefonları ile görüntüledi. İzmir Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, kar yağışının kent genelinde hava sıcaklığı durumuna bağlı olarak öğle saatlerine kadar devam etmesi bekleniyor. Öğle saatlerinde rüzgarın lodos yönüne dönmesiyle birlikte yağışın önce karla karışık yağmura, akşam saatlerinden itibaren de sağanağa dönmesi bekleniyor. İzmir'de en son etkili kar yağışı 29 Aralık 1991 yılında görülmüş, bu tarihte kent merkezindeki kar kalınlığı 3 santimetre olarak ölçülmüştü.
02.02.2012 - 12:03
Anadolu Ajansı
[]
İzmir 21 yıl sonra kar tuttu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/izmir-21-yil-sonra-kar-tuttu,f2GjYXMvu0Koh43XOm4Tug
Dünyaca ünlü boks efsanesi Muhammed Ali'nin oğlu Muhammed Ali Jr.'a babasının ölümünün ardından 4.5 milyon Euro miras kaldığı biliniyordu, ancak gerçek başka türlü çıktı. Muhammed Ali Jr.'ın Miami'de günde 8 dolarla geçinmeye çalıştığı belirtildi
HABERTURK.COM
2016 yılında 74 yaşında hayatını kaybeden 'nin 8 kızı, 2 oğlu vardı. Efsanevi boksörün mirasından pay alamadığını söyleyen en büyük oğlu, 46 yaşındaki Ali Jr., Mirror gazetesine, Miami'de günde 8 dolarla geçinmeye çalıştığını söyledi.  Rastgele bulduğu işlerle geçimini sağlamaya çalıştığını söyleyen Ali Jr., "Her işte çalışırım. İnşaat, duvar boyama... Ancak şu anda hiçbir şey yapmıyorum" dedi. Geçtiğimiz yılın Mart ayında, Muhammed Ali Jr, ABD'de havalimanında gözaltına alınıp sorgulandıktan sonra serbest bırakılmış, Muhammed Ali'nin oğluna birkaç kez "Adını nereden aldın" ve "Müslüman mısın" gibi sorular soran gümrük memurunun daha sonra Muhammed Ali Jr.'ı küçük bir odaya götürdüğü belirtilmişti.  Başkan Donald Trump'ın uygulamaları ve 7 Şubat'ta Miami kentinde Fort Lauderdale Havalimanı'ndaki gözaltına alınma olayı hakkında konuşmuştu. "Ben Amerikalıyım ama artık kendimi rahat ve güvende hissetmiyorum. Babam hayatta olsa 'Sen Müslümansın. Konuş ve anayasamıza kulak ver' derdi" açıklamasında bulunmuştu.
31.12.2018 - 09:43
haberturk
['muhammed ali', 'muhammed ali jr', 'boks', 'haberler', 'miras', 'habertürk']
Muhammed Ali'nin oğlu günde 8 dolarla geçiniyor
Dünya
https://www.haberturk.com/muhammed-ali-nin-oglu-gunde-8-dolarla-geciniyor-2277256
Beşiktaş, sezonun ikinci yarısının hazırlıklarını yaptığı antrenmanla sürdürdü.
null
Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'nde kamp yapan siyah-beyazlılar, teknik direktör Şenol Güneş yönetiminde, kaldıkları otelin sahasında gerçekleştirilen antrenmana ısınma hareketleriyle başladı. Futbolcular, güç, dayanıklılık ve pas çalışmalarının ardından 4 minyatür kalenin yer aldığı dar alanda maç yaptı. Antrenman, şut çalışmasıyla sona erdi. Siyah-beyazlılarda sakatlığı devam eden Atınç Nukan, kondisyoner eşliğinde takımdan ayrı çalıştı.
05.01.2018 - 14:25
Ntvspor
['Futbol', 'Spor', 'Beşiktaş', 'Şenol Güneş']
Beşiktaş'ta hazırlıklar sürüyor
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/besiktasta-hazirliklar-suruyor,M_m-DwwVmUm3wt20VdGhVg
Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmeler Mavi Marmara baskını kurbanlarına verilecek tazminat miktarı üzerinde uzlaşılamadığı için tıkandı.
null
Haaretz gazetesine konuşan İsrailli bir yetkili, yapılan 3 tur görüşmelere karşın görüş ayrılıklarının giderilemediğini söyledi. İsrailli yetkili, taraflar arasındaki son görüşmenin 15 Mayıs'ta Washington'da Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun temsilcisi Joseph Ciechanover arasında gerçekleştiğini kaydetti. İsrailli yetkili, "tazminatın miktarı dışında, büyükelçilerin dönmesi de dahil anlaşmanın pek çok maddesinde uzlaşıldı" dedi. İsrailli yetkili, Türklerin İsrail'in ödemeye hazır olduğunda çok daha büyük bir miktar istediğini bunun halen tartışıldığını belirtti. İsrail gazetesi Haaretz, İsrail'in Mavi Marmara baskınında ölen 9 Türk'ün her bir ailesine 100 bin dolar ödemeye hazırken, Türklerin ise her aileye 1 milyon dolar ödenmesini istediğini yazdı.
28.05.2013 - 13:25
NTV Haber
[]
İsrail'le görüşmeler 'tazminat'ta tıkandı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/israille-gorusmeler-tazminatta-tikandi,DdLtjualiUS-lhYn-px0Dw
Sinop'un Gerze ilçesi açıklarında batan balıkçı teknesinde kaybolan kişiyi arama çalışmaları sürüyor.
null
Karadeniz'de Gerze açıklarında batan, bir kişinin öldüğü, 2 kişinin kurtarıldığı balıkçı teknesinde kaybolan Murat Yağcı'nın bulunması amacıyla dün akşam ara verilen çalışmalara sabah saatlerinde yeniden başlandı. Sahil güvenlik ekibi, kuvvetli rüzgara rağmen Karadeniz'de Yağcı'nın bulunması için çalışmalarına devam ediyor. Gerze ilçesi Döngel mevkisinde dün, batan balıkçı teknesinde bulunanlardan Nadir Özer yaşamını yitirmiş, Güray Yılmaz ve Gürkan Çetin kurtarılmış, Murat Yağcı ise kaybolmuştu. Yılmaz ve Çetin, Gerze'deki tedavilerinin ardından Sinop Devlet Hastanesine sevk edilmişti.
11.01.2019 - 10:45
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Sinop', 'haber']
Sinop'ta kaybolan balıkçı için arama çalışmaları yeniden başladı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/sinopta-kaybolan-balikci-icin-arama-calismalari-yeniden-basladi,NhYA_ndU6UaVohvIqtJrQg
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin Suriye hava üssüne yönelik düzenlediği saldırıyla ilgili açıklamada bulundu
AA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü , tarafından Şayrat Hava Üssüne yönelik bu sabah gerçekleştirilen hava saldırısını, rejiminin savaş suçlarına karşı verilmiş olumlu bir cevap olarak değerlendirdiklerini belirtti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ABD'nin 'de hava üssünü vurmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kalın, "Amerika Birleşik Devletleri tarafından Humus’ta bulunan Şayrat Hava Üssü’ne yönelik bu sabah gerçekleştirilen hava saldırısını, Esed rejiminin savaş suçlarına karşı verilmiş olumlu bir cevap olarak değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı. İdlib'de 4 Nisan Salı günü yaşananların, eli kanlı Esed rejiminin siyasi geçiş sürecini ve ateşkes çabalarını hiçe saydığını yeniden gösterdiğini belirten Kalın, şunları kaydetti: "Bu tür saldırılardan kaçan 3 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye olarak bu saldırıyı bir kez daha kınıyoruz. Şayrat Hava Üssünün kullanılamaz hale getirilmesi, sivillere yönelik kimyasal ve konvansiyonel saldırıların cevapsız kalmaması açısından önemli bir adımdır. Benzer katliamların yeniden yaşanmaması için acilen uçuşa yasak bölge ve güvenli bölgenin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Suriyedeki insani krizin sona erdirilmesi adına uluslararası toplumun birlik içinde hareket etmesi önem arzetmektedir."
07.04.2017 - 10:30
haberturk
['ibrahim kalın', 'abd', 'suriye', 'esed']
Cumhurbaşkanlığı'ndan ABD'nin Suriye'ye saldırısıyla ilgili ilk açıklama
Dünya
https://www.haberturk.com/dunya/haber/1453440-cumhurbaskanligindan-abdnin-suriyeye-saldirisiyla-ilgili-ilk-aciklama
YSK tarafından milletvekilliği düşürülen KCK tutuklusu Hatip Dicle’nin yerine vekil olan AK Parti’li Oya Eronat, mazbatasını aldı. Eronat’ın oğlu, 3 yıl önce Diyarbakır’da meydana gelen patlamada yaşamını yitirmişti.
null
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), ''terör örgütü propagandası'' yapmaktan hapis cezası kesinleşen KCK davası tutuklusu Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin oy birliğiyle düşürülmesine karar verdi. Bu kararla birlikte Meclis'e giren Bağımsızların sayısı 35’e düşerken, AK Parti’li milletvekili sayısı 327'ye yükseldi. Hatip Dicle’nin yerine AK Parti Diyarbakır 6. sıra adayı Oya Eronat vekil olmaya hak kazandı. Seçimden 10 gün sonra milletvekili olan Oya Eronat, avukatı aracılığıyla mazbatasını aldı. Eronat, Diyarbakır’da 2008 yılında bir dershanenin önünde patlayan PKK bombasında 17 yaşındaki oğlu Eren Şahin’i kaybetmişti.
22.06.2011 - 11:16
null
[]
Dicle’nin yerine terör kurbanı anne
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/diclenin-yerine-teror-kurbani-anne,3X89gLhVA0SQIwrBVCJC2A
Atatürk Havalimanı’nda Dış Hatlar Geliş katında inen uçaklar için yapılan bilgilendirme anonsu, Sessiz Havalimanı Projesi kapsamında artık yapılmayacak.
null
Sivil havacılık sektöründe son yıllarda artan yolcu sayısıyla birlikte havalimanlarında anons kirliliği de giderek artmaya başladı. Bu soruna çözüm getiren Sessiz Havalimanı Projesi kapsamında Atatürk Havalimanı’nda yapılan anonslarda kısıtlamalar getirilmeye devam ediliyor. Atatürk Havalimanı işletmecisi TAV Havalimanları Holding, gürültü kirliliğini önlemek amacıyla Atatürk Havalimanı’nda Dış Hatlar Geliş katında yapılan "... uçağı havalimanınıza inmiştir’ anonsunu yapmama kararı aldı. Dış Hatlar Gidiş katında kapı değişikliği anonslarının ise kara tarafında değil yalnızca pasaport kontrol noktası sonrası arındırılmış bölgede yapılacağı belirtildi.
04.11.2015 - 19:12
İHA
['Türkiye']
Atatürk Havalimanı'nda 'anons' düzenlemesi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ataturk-havalimaninda-anons-duzenlemesi,rRPCjvpipUOBpRwwoFeISg
Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen uyuşturucu operasyonunda yabancı uyruklu 2 kişi tutuklandı.
null
Atatürk Havalimanı'nda yaklaşık 15 kilogram khat bitkisini yurda sokmak isteyen yabancı uyruklu 2 kişi tutuklandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, 23 Mart'ta düzenlenen operasyonda Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa'dan tarifeli uçakla Atatürk Havalimanı’na gelen İsviçre uyruklu erkek yolcu F.A.(58) şüphe üzerine takibe alındı. Ekiplerce durdurulan F.A'nın valizde yapılan aramada 10 kilogram 181 gram khat bitkisi tespit edildi. Aynı gün Addis Ababa'dan gelen Etiyopya uyruklu erkek yolcu A.Y.T'nin (20) valizinde yapılan aramada ise 4 kilo 911 gram khat bitkisi bulundu. Gözaltına alınan 2 şüpheli, sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
05.04.2018 - 14:20
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel']
Atatürk Havalimanı'nda uyuşturucu operasyonu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ataturk-havalimaninda-uyusturucu-operasyonu,hhqnOrf_I0K-SFa87WyjWg
Dışişleri Bakanı Feridun Siniroğlu BM Genel Kurulu toplantıları dolayısıyla bulunduğu New York'ta bazı ülkelerin dışişleri bakanları ile bir araya geldi.
null
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu önce Meksika, Endonezya, Kore ve Avustralya dışişleri bakanlarıyla kahvaltıda görüştü. Ardından Türk Konseyi'ne üye ülkeler Kırgızistan, Azerbaycan ve Kazakistan'ın dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı görüşmelere de eşlik eden Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs temas grubu toplantısına da katıldı.
27.09.2015 - 11:00
NTV Haber
['Dünya', 'Amerika']
Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu'ndan yoğun diploması
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/disisleri-bakani-sinirlioglundan-yogun-diplomasi,F0Q_DEZY6UG9UqyhyLV0dQ
Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Kırgızistan'a gönderilen insani yardımların bu ülkenin güneyine kadar ulaşmadığını açıkladı.
null
Özbekistan Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında, Kırgızistan'a gönderilen insani yardımların ülkenin güneyine kadar ulaşmadan başkent Bişkek'te kaldığı ve yalnızca Kırgızlar arasında dağıtıldığı belirtildi. Açıklamada, "esas insani yardıma ihtiyacı olan Özbeklerin ise bu yardımlara uzak kaldığı" ifade edildi. Açıklamada, Kırgızistan'daki olaylar nedeniyle mülteci akınının sürdüğü ve Özbekistan hükümetinin bu mültecilere yatak, battaniye, gıda, sıcak yemek ve sağlık yardımları yaptığı bildirildi. Kırgızistan ile Özbekistan sınırında Özbekistan'a sığınmak üzere toplanan Özbek mülteciler de, uluslararası toplumun gönderdiği insani yardımların kendilerine ulaşmadığını öne sürüyorlar. Bu arada olaylardan kaçan mülteciler için yurtdışından ilk insani yardım uçağının, bugün Özbekistan'ın Andican şehrine gelmesi bekleniyor.
16.06.2010 - 10:32
null
[]
İnsani yardımlar Özbeklere gitmiyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/insani-yardimlar-ozbeklere-gitmiyor,dx52RThPrU-TjrZfsbSxOQ
Ünlü sanatçı tam iki yıl sonra...
null
Önceki gün “Söylemezsem Olmaz” programına konuk olan Tahir Sarıkaya, Deniz Seki’nin cezaevinden çıkacağı tarihi bildiğini iddia etti. Sarıkaya, yayın sırasında ünlü sanatçının ancak iki yıl sonra tahliye edilebileceğini söyledi: “Deniz Seki cezaevi kütüphanesinde yeni şarkılar yazıyor. Çıktıktan sonra albüm yapacak. 5 Haziran 2016 yılında da Kocaeli Açık Kadın Cezaevi’ne gönderilecek. Burada ailesini daha rahat görebilecek. Bundan 2 yıl sonra, yani 5 Haziran 2017’de de sabah 08:00’de tahliye olacak.” Bu arada Deniz Seki’nin cezaevinde yazmaya başladığı ve kadın hikayelerini derlediği kitabını da bitirmek üzere olduğu öğrenildi.
12.08.2015 - 10:37
haberturk
['deniz seki', 'tahir sarıkaya']
Deniz Seki ne zaman tahliye olacak?
H. Bunu Konuşuyor
https://www.haberturk.com/magazin/herkes-bunu-konusuyor/haber/1114780-deniz-seki-ne-zaman-tahliye-olacak
"Bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli" sözleri nedeniyle tepki çeken ve AK Parti'nin disiplin kuruluna sevk ettiği Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş, "Maksadı aşan sözler söylemişsem özür dilerim" dedi.
null
AK Parti'li Ahmet Aydoğmuş, 21 Şubat Pazar günü Çorum'da yapılan kongrede yaptığı konuşmada "Bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli" demişti. Milletvekilinin sözlerinin medyada yer almasıyla Aydoğmuş büyük tepki aldı. AK Parti, milletvekilini disiplin kuruluna sevk etti, CHP ise Aydoğmuş'la ilgili Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş, bugün yeni açıklamalar yaptı. Basında çıkan yakıştırmaları kabul etmediğini vurgulayan Aydoğmuş, konuşmasının tamamı incelendiğinde hiçbir hakaret içeren söz kullanmadığını söyledi. Aydoğmuş, şöyle konuştu: ''Konuşmamın tamamı incelendiğinde, ne AK Parti muhaliflerine, ne de toplumun herhangi bir kesimine, kişi ya da kurumlarına yönelik hakaret ya da rencide edici bir söz söylemediğim görülecektir. Bu konuşma kalabalık bir kitlenin karşısında yapılmış siyasi bir konuşmadır. Konuşma heyecanı ve duygusallığı içerisinde kürsü sorumsuzluğu ile maksadı aşan sözler söylemişsem başta mensubu olduğum AK Parti'den ve Yüce Türk Milletinden özür dilerim.'' Ahmet Aydoğmuş, "Bu süreç sonucunda AK Parti tarafından verilecek kararı saygı ile karşılayacağımı, şimdiden kamuoyu ile paylaşıyorum'' diye konuştu.
26.02.2010 - 11:19
null
[]
AKP'li vekil özür diledi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/akpli-vekil-ozur-diledi,r0iHyu1f90CnZ9UKBCA2rA
Başbakanlık, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nda çalıştırmak üzere 14 kişi alacak. Alınacak kişiler çalışma performanslarına göre yılda 6 maaş ikramiyeyle ödüllendirilecekler.
null
Başbakanlık, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nda çalıştırmak üzere 14 kişi alacak. Aranılan bu uzmanlar Almanca, Arnavutça, Boşnakça, Bulgarca, Çince, Fransızca, Hollandaca, İngilizce ve Rusça dillerini bilecek ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar uzmanı olarak görev yapacak. 6 Kasım’da yapılacak sınavı kazananlar, çalışma performanslarına göre yılda 6 maaş ikramiyeyle ödüllendirilecekler. Brüt maaşları ise kadro derecelerine göre 1500 ila 2200 lira arasında değişecek. Mart ayında kabul edilen 5938 Sayısı Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca, alınacak uzmanlar kadro derecelerine göre maaş alacaklar. Bu çerçevede yedinci dereceden bir uzmana brüt olarak, en az bin 491 lira, en çok 2 bin 69 lira maaş bağlanacak. Ancak kadrosu birinci derece olan bir uzman ise en az 1602 lira, en çok ise 2 bin 205 lira brüt maaşı olacak. Hürrriyet'in haberine göre, uzmanlara maaşlarının yanı sıra Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim’de olmak üzere yılda 4 kez ikramiye verilecek. Üstün gayret gösterenler ve emsallerine göre başarılı çalışmalar yaptıkları tespit edilenlere ise Başkanın onayı ile Haziran ve Aralık aylarında ‘teşvik ikramiyesi’ verilecek. Böylece başarılı bir uzmanın, bir ay tek bir ay çift maaş alma hakkı olacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik’e bağlanan Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, - Yurtdışında yaşayan vatandaşlarla ilgili çalışmalar yapmak ve sorunlarına çözüm üretmek, - Soydaş ve akraba topluluklar ile sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla bu topluluklara yönelik faaliyetler yürütmek, - Avrupa Birliği çerçevesinde yürütülen projeler hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca ülkemizde eğitim görmesi uygun görülenlerle, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ülkemize gelen öğrencilerin, ülkemizdeki eğitim süreçlerinin başarılı bir şekilde sonuçlandırılması için her türlü esası belirleyerek, ilgili kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere kuruldu.
30.09.2010 - 19:36
null
[]
Başbakanlık çok özel 14 eleman arıyor
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/basbakanlik-cok-ozel-14-eleman-ariyor,UOfqCtHlZ0KHmbB8_XscxQ
Hamas, Filistin Başbakanı Rami el-Hamdallah'a Gazze'de suikast girişiminde bulunan iki kişinin düzenlenen operasyonla öldürüldüğünü duyurdu.
null
Hamas'a bağlı Gazze'deki Filistin İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, yaklaşık on gün önce Hamdallah'ın konvoyunu hedef alan bombalı saldırıyla ilgili aranan şüphelilere, güvenlik güçlerince Gazze'de operasyon düzenlendi. Operasyon sırasında çıkan çatışmada saldırının baş şüphelisi Enes Ebu Husa ile arananlar listesinde yer alan Abdulhadi el-Eşheb'in öldüğü belirtildi. Çatışma sırasında ağır yaralanan Eşheb'in kaldırıldığı hastanede öldüğü kaydedilen açıklamada, operasyonda ayrıca 2 güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiği aktarıldı. Açıklamada, olayın şüphelilerinden birinin de gözaltına alındığı ifade edildi. İçişleri Bakanlığı dün, Hamdallah'ın konvoyunu hedef alan saldırıyla ilgili yürütülen soruşturmalar kapsamında saldırının baş şüphelisinin Enes Abdulmalik Abdulkadir Ebu Husa olarak tespit edildiği, suçlunun yakalanması için çalışmaların yürütüldüğünü açıklamıştı. Hamas tarafından yönetilen Gazze'deki Filistin İçişleri Bakanlığı, işgal altındaki Batı Şeria'dan gelen Hamdallah'ın Gazze Şeridi'ne giriş yapan konvoyunda bomba patladığını duyurmuş ve yaralı olmadığını ifade etmişti. Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberinde ise Hamdallah ile kendisine eşlik eden Filistin İstihbarat Başkanı Macid Ferec'in konvoyuna bombalı saldırı düzenlendiği ve saldırıda 7 kişinin yaralandığı belirtilmişti. Olayın ardından Filistin yönetiminden yapılan açıklamada, söz konusu patlamanın sorumluluğunun Hamas'a ait olduğu iddia edilmişti. Filistin İstihbarat Başkanı Ferec ise söz konusu saldırının Filistin ulusal birliğini hedef aldığını vurgulayarak, "Sanırım bir tarafı suçlamak için erken. Ancak her kim burada hakimse toprakların güvenliğine ilişkin tam sorumluluğu alır." demişti. Filistin Başbakanı Hamdallah, 13 Mart'ta Gazze'ye yaptığı ziyaret sırasında konvoyuna düzenlenen bombalı saldırıdan yara almadan kurtulmuş, Hamas ve Fetih hareketleri de söz konusu saldırıyı kınamıştı.
22.03.2018 - 16:00
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Ortadoğu', 'Filistin']
Gazze'de Hamdallah'a suikast girişimi yapan iki şüpheli öldürüldü
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/gazzede-hamdallaha-suikast-girisimi-yapan-iki-supheli-olduruldu,OyQY5kENtU6Umgpeu5dztg
İsrail ordusu, Suriye'deki İran hedeflerine yönelik hava saldırısı yaptığını duyurdu.
null
Yapılan açıklamada Suriye'de bulunan ve İran'ın Kuds birliklerine ait hedeflerin vurulduğu belirtildi. Suriye ordusuna İsrail güçlerine ve topraklarına zarar vermemesi konusunda uyarıda bulundu. Suriye ordusu ise hava savunma sistemlerinin düşman güçleri püskürttüğünü ve birden fazla hedefi düşürdüğünü açıkladı. Bu hedeflerin uçaklar mı yoksa füzeler mi olduğu konusunda ayrıntı verilmedi. İsrail ordusu dün ise Golan Tepeleri'nin kuzeyine atilan bir roketin, "Demir Kubbe" füze savunma sistemi tarafindan imha edildiğini açiklamıştı. Suriye ise ülkenin güneyine düzenlenen İsrail hava saldırısının püskürtüldüğünü duyurmuştu..
21.01.2019 - 03:47
NTV Haber
['Dünya', 'İsrail', 'Suriye', 'İran']
İsrail, Suriye'deki İran hedeflerine hava saldırısı düzenledi
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/israil-suriyedeki-iran-hedeflerine-hava-saldirisiduzenledi,HYVrPKXi9kyzlJ1hkJsQZQ
Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, fındık fiyatının 3 dolar olması gerektiğini söyledi.
cumhuriyet.com.tr
Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, fındık fiyatının 3 dolar olması gerektiğini söyledi. Bayraktar, rekoltenin az olduğu dönemde fındık fiyatı geçen yılki fiyatları yakalayamazsa üreticinin mağdur olacağını kaydetti. Bayraktar, “Dünyanın kabul ettiği rakam 3 dolardır. Bize göre de 3 dolar, bugün ne kadar ediyorsa o olması gerekir. Rekolte tespitlerimize göre 500 bin ton civarında görünüyor. Bu 550, 560, 530 bin ton da olabilir. Toprak Mahsulleri Ofisi elindeki stoklanmış fındığı piyasaya sokmak gibi bir yanlışa düşmezse fiyatın 14, 15 lira civarında olmasını bekliyoruz. Bu üreticinin hak ettiği bir fiyattır, bu fiyat fındığın minimum değerini verdiği bir rakam olur” dedi.
6 Ağustos 2018 Pazartesi, 04:22
cumhuriyet
null
Fındıkta istenen fiyat belli oldu
ekonomi
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1047036/Findikta_istenen_fiyat_belli_oldu.html
Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin konuştu
null
Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 28 Şubat'ın 12 Eylül darbesi ve 27 Nisan muhtırasından 'ne farkı var' diye sorarak, "Asker parlamentoyu kapatmadı. Topunu tüfeğini çıkardı ama 28 Şubat'ın siyasi sonuçları resmi generaller değil, sivil generaller eliyle alındı" dedi. Dil ve Edebiyat Derneği Çorum Şubesi'nin davetlisi olarak Çorum'a gelen Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Çorum Belediyesi'ni ziyaret etti. Belediye Başkanı Muzaffer Külcü ile bir süre görüşen Kurtulmuş, gazetecilerin 28 Şubat soruşturması kapsamında yürütülen operasyonlarla ilgili sorularını yanıtladı. 28 Şubat'ın yıllardır konuşulmasına rağmen bir türlü 28 Şubat'la ilgili harekete geçilemediğini dile getiren Kurtulmuş, 16 Ocak 2012 tarihinde HAS Parti olarak Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na 28 Şubat'la ilgili suç duyurusunda bulunduklarını ve bin sayfadan oluşan delil dosyasını savcılığa sunduklarını hatırlattı. Artık 28 Şubat üzerindeki kara bulutun kaldırılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "28 Şubat Türkiye'de tam manasıyla anlaşılabilmiş değildir. Çok konuşulmuştur ama anlaşılmamıştır. 28 Şubat sadece Türkiye'nin siyasetine müdahale değildir. Aynı zamanda Türkiye'nin sosyolojisine müdahaledir. 28 Şubat çok ortaklı bir konsorsiyumdur. Askerler sadece bir kısmındadır. Askerler toplarını tüfeğini çıkardılar. Balans ayarı yaptılar Sayın Çevir Bir paşanın ifadesiyle ama sonuçta askerin yanında onların şakşakçılığını yapan perde arkasında işlerini yürüten tekelci sermaye var. Ayrıca medyada topyekün savaş manşetleri atan köşe yazarları, genel yayın yönetmenleri var. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarında o zaman 5'li çete diye anılan Türkiye'nin kocaman kocaman sivil toplum kuruluşları bu antidemokratik sürece alkış tutuyorlardı. Üniversite hocaları vardı ikna odaları açıyorlardı. Gencecik 17 yaşındaki başörtülü kızları psikolojik işkencelerden geçiriyorlardı. Türkiye'de iş dünyasındaki köşe başındaki kebapçıyı 'bu bile irticacıdır' diye fişleyen gruplar vardı. Ayrıca Fadime Şahin üzerinden Müslüm Gündüz üzerinden İslam'a karşı psikolojik hareket yürüten birtakım karanlık odaklar vardı. Şimdi tüm bunlar hiç olmamış gibi davranamayız. Sadece Çevik Bir Paşa ile 3-5 paşa daha aldık getirdik iş bitti sanılmasın. 28 Şubat'ın bütün planlayıcıları, şakşakçıları, yardımcı olanlar, destek olanlar arkadan 28 Şubat'a destek olan kimlerse bunlar ortaya çıkarılmalı" dedi. Soruşturmanın çok kapsamlı bir şekilde sürdürülmesini isteyen Kurtulmuş, "Yapanın yanına kar kalmaz. Kim ne yaptıysa milletin karşısında hesabını verir. Bunu söylerken de bizim derdimiz ne Ahmet paşadır ne Mehmet hocadır. Bizim derdimiz şahıslar değildir. Falanca köşe yazarı, falanca muvazzaf subay değildir. Bizim derdimiz 28 Şubatın üstündeki kara örtü kaldırılmasıdır. 28 Şubat'ın hakikatının ortaya çıkarılmasıdır. Onun için biz sadece suç başvurusunu yaparken mahkemelerdeki soruşturmayı yeterli görmediğimizi ifade ettik. Mahkeme elindeki bilgi ve belgelere göre karar verecek. Öyle hususlar var ki binlerce, on binlerce insanın serüvenleri var. Bunları parlamentoda oluşturulacak meclis araştırma komisyonunda anlatsınlar. Bunları resmi belge niteliği kazansın. Bunların üzerinden soruşturma devam etsin. Çok şükür meclis araştırma komisyonu da kuruldu. Meclis araştırma komisyonun, sadece 28 Şubatla ilgili değil tüm kara noktaları aydınlatılsın istiyoruz. Soruşturma genişletilsin sonuç alınsın.  28 Şubat'ın 12 Eylül'den ve 27 Nisan'dan farkı ne. Asker parlamentoyu kapatmadı. Topunu tüfeğini çıkardı ama 28 Şubat'ın siyasi sonuçları resmi generaller değil, sivil generaller eliyle alındı. Hükümet ortağı Doğru Yol partisindeki 50 tane milletvekiline ayaklarınızı kırarız istifa edeceksiniz gideceksiniz şemsiye partisine gideceksiniz kimlerdi. Niçin o 50 milletvekilini istifa ettirerek parlamentodaki çoğunluğu azınlık haline getirdiler. Bütün bunların açıklanması, ortaya konsamı, siyasi ayağının ortaya çıkarılması gerekir ki bir daha böyle ihtilal denemesi olduğunda aman ne güzel sıra bize gelecek diyen siyasetçi olmasın bu ülkede aman ne güzel ekonomik alanda ki rakiplerimizi alt ederiz daha iyi hale geliriz diyen iş adamı olmasın. Soruşturma safhasında olduğu için kimse hakkında bir şey söylemem. Bunların araştırılması sayın savcılığın elindedir. Mahkeme iddianameye göre kararı verecektir" şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Kurtulmuş'a cam ibrik hediye etti.
25.04.2012 - 14:10
haberturk
['has parti genel başkanı prof. dr. numan kurtulmuş', '28 şubat']
Kurtulmuş'tan 28 Şubat yorumu
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/737071-kurtulmustan-28-subat-yorumu
Van'da jandarma tarafından yapılan operasyonda son model bir cipin içinde çok miktarda toz esrar ele geçirildi. Gü
null
Van'da jandarmanın düzenlediği operasyonda, son model bir cipte 239 kilogram toz esrar ele geçirildi. İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptığı çalışmalar sonucu, İran'dan kaçak yollarla katır ve at sırtında getirilen çok miktarda uyuşturucu maddenin, sınırdan alınarak, önce Başkale ilçesine ardından Van kent merkezine götürüldüğü saptandı. Bunun üzerine harekete geçen İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Van'da toplanan uyuşturucu maddeyi son model bir cipe yükleyerek, başka bir adrese götüren İ.G'yi takibe aldı. Ekiplerin uzun süren takibi sonrasında, İ.G. yönetimindeki cip, Van-Edremit kara yolu üzerindeki İpekyolu Caddesi'nde durduruldu. Aramada, aracın bagaj ve arka koltuklarında bulunan çuvallar içerisinde 239 kilogram toz esrar ele geçirildi. İ.G. gözaltına alınırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
24.04.2010 - 12:34
Anadolu Ajansı
[]
Son model ciple uyuşturucu sevkiyatı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-model-ciple-uyusturucu-sevkiyati,VfIw9QaHaUanOu9NbW3OYw
Mamak'ta, polis ekipleri bir çanta içinde 6 molotofkokteyli buldu.
null
Ankara polisine, Tuzluçayır yakınında bulunan 591. Sokak'taki bir parkta, çanta içinde hazır halde molotofkokteyli bulunduğu ihbarı yapıldı. Bölgeye her ihtimale karşı bomba imha ekibi de sevk edilirken, yapılan incelemede çantada 6 molotofkokteyli olduğu belirlendi. Öte yandan, söz konusu 6 molotofkokteylinin, akşam saatlerinde yakındaki bir markete yapılan molotofkokteylli saldırıyla ilgili olması ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi.
18.12.2015 - 06:47
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Başkent'te parkta molotofkokteyli bulundu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/baskentte-parkta-molotofkokteyli-bulundu,MpwPE0q9x02HsiI-gMt1uA
Çanakkale Boğazı transit gemi geçişlerine kapatıldı
AA
Çanakkale'de Gelibolu Yarımadası Tarihi Alan'da çıkan orman yangını, kontrol altına alındı. Alınan bilgiye göre, Gelibolu Yarımadası Tarihi Alan sınırları içinde, Kilitbahir köyündeki Ağaderesi Hastane Şehitliği mevkisindeki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Eceabat ilçesi sınırlarındaki yangına, 2 yangın söndürme uçağı ve 6 helikopter ile 25 arazöz ve 4 dozerle müdahale edildi. Çanakkale Boğazı, yangın nedeniyle çift yönlü transit gemi geçişlerine kapatıldı. Gemi Trafik Hizmetleri Müdürlüğü (VTS) yetkilileri, boğaz geçişi yapacak gemileri telsiz yardımıyla uyardı. Tarihi alan içinde orman yangını çıktığını ve hava unsurlarının söndürme çalışmaları kapsamında denizden su aldığını belirten yetkililer, güvenlik amacıyla boğazın geçişlere kapatıldığını duyurdu.
15.09.2017 - 15:20
haberturk
[]
Gelibolu Yarımadası'nda orman yangını
Gündem
https://www.haberturk.com/gelibolu-yarimadasi-nda-orman-yangini-1633335
Nazi Partisi eski başkanı Udo Voigt, Kehl kentinde iki otelden kovuldu. Daha önce de benzer şeyler yaşayan Voigt olayı yargıya taşırken, aşırı sağcılar da otel sahiplerine tehditler yağdırıyor.
null
KEHL - Almanya'nın Baden Württemberg eyaletinin Fransa'ya sınır Kehl kentinin iki büyük oteli, Nazi Partisi eski başkanı Udo Voigt'i (62), otelden kovdu. Yaşananları, Kehl'de Strasburger caddesi üzerinde sınıra çok yakın olan 'Ates' ve 'Europa' Otellerinin Direktörü Andreas Peschke anlattı. "Yabancı düşmanı eski parti başkanı Udo Voigt, Ekim 2014, Ocak 2015 tarihlerinde otelimizde konakladı. Maalesef biz bunu fark edemedik" diyen Peschke şöyle konuştu: "Otelin barında oturan dikkatli bir müşteri fark edince hemen harekete geçtik. 2014 yılından bu yana Strasbourg Avrupa Parlamentosunda (AP), NPD partisini temsil eden Udo Voigt, AP oturumlarında göçmen politikası çalışmalarıyla tanınıyor. AP ziyaret eden çoğu parlamenterler Almanya'nın Kehl kentinde kalıyor, çoğu bizim müşterilerimiz. Eski NPD başkanın bizim otellerimizde Mayıs ayına kadar yaptığı rezervasyonları derhal iptal ettik. Ocak ayın başında bu otelde istenmediğini ve otele giremeyeceğini söyledik." Otel Direktörü Andreas Peschke, "Otelden kovduğumuz eski başkan Udo Voigt, 27 Ocak 2015 tarihinde Kehl Sulh Mahkemesi'ne bizden şikayetçi oldu, dava açtı. Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinde yaşayan aşırı sağcı Avrupa Parlamenteri Udo Voigt kendi internet ve sosyal paylaşım sitelerinde 'Kehl davası benim aleyhime sonuçlanacak, gerekirse Federal Anayasa Mahkemesi hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) davayı taşırım' diye tehdit savuruyor. Kehl Sulh Mahkemesi davanın ne zaman görüşüleceğine dair henüz bir tarih vermedi" dedi. Almanya'nın dört bir yanından NPD yanlısı radikal aşırı sağcılar otel sahiplerine ve yöneticilerine elektronik posta ve sosyal paylaşım siteleri üzerinden ölüm tehditleri yağdırıyor. Direktör Andreas Peschke, "Biz her şeye rağmen verdiğimiz kararın doğru olduğunu düşünüyoruz. NPD Partisi yabancıları dışlayan, Anayasa prensiplerine aykırı bir parti. Aşırı sağcı NPD yanlıların ölüm ve kundaklama tehditleri bizi kararımızdan vazgeçiremez. Hukuk süreci başladı. Daha fazla konuşup hukuk sürecine zarar vermek istemiyorum" diye konuştu. Otellere gelen tehdit mesajları arasında 'bunu unutmayacağız', 'kara listeye girdiniz' tehditleri yer alıyor. Direktör Andreas Peschke şahsına yönelik tehditlerden dolayı kendisinden fotoğraf ve görüntü alınmasını istemedi. 2009 yılında Almanya'nın Brandenburg eyaletinde başka bir otel, Uto Voigt'i kovmuştu. 2010-2012 yılları arasında devam eden davanın bir bölümü Udo Voigt'in lehine sonuçlanmıştı.
17.03.2015 - 11:49
DHA
['Dünya']
Almanya'da Nazi partisinin eski başkanı otelden kovuldu
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/almanyada-nazi-partisinin-eski-baskani-otelden-kovuldu,nrsBADcU6Ee9iAMaziyoeQ
37 yaşındaki Nazlı Özçaka ile 40 yaşındaki Fatih Özçaka çifti, 'embriyo biyopsisi' sayesinde bebek sahibi olacak
DHA
Uşak'ta 5 yıldır kısırlık tedavisi gören, tüp bebek denemelerinden sonuç alınamayan 37 yaşındaki Nazlı Özçaka ile 40 yaşındaki Fatih Özçaka çifti, 'embriyo biyopsisi' sayesinde bebek sahibi olacak. Çift, 4 ay sonra doğacak bebeklerinin heyecanını yaşarken, Opr. Dr. Dilek Aslan, "Bu tür vakalarda embriyo biyopsisi sorunun tespiti ve tedavisini mümkün kılıyor" dedi.  DHA'nın haberine göre; Uşak'ta oturan borsacı Nazlı Özçaka ve bir kamu kurumunda görevli Fatih Özçaka, 6 yıl önce mutlu bir evlilik yaptı. Çift mutluluklarını taçlandırmak için evlat sahibi olmak istedi, olmayınca doktorlara başvurdu. Nazlı Özçaka, tedaviler gördü ancak sonuç değişmedi. Uşak'ta umutlarını yitiren çift, Ekim 2015'te İzmir'de bir tüp bebek merkezine başvurdu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Dilek Aslan, Nazlı Özçaka'ya tüp bebek yöntemini uyguladı, ancak ortada sorun görünmemesine karşın gebelik elde edilemedi. Bu noktada devreye yeni yöntemleri soktuklarını belirten Opr. Dr. Aslan, Nazlı Özçaka'nın gebeliğine engel sorunların nasıl çözüldüğünü, nasıl gebelik sağlandığını şöyle anlattı: "Bize başvuran her 100 çiftten 15'inde bir neden bulamıyoruz. Yani nedeni belirlenemeyen infertilite dediğimiz bir kavram var. Açıklanamayan infertilitede tedavilere rağmen gebelik sağlanamadığında tüp bebek uygulamalarına geçiliyor. Embriyolar çok sağlıklı görünmesine karşın yine tüp bebekte de gebelik elde edilemiyor. Biz bu tür durumlarda kapsamlı kromozom testini çiftlere öneriyoruz. Son yıllarda özellikle embriyolardan genetik tarama yöntemleri yeni bir umut ışığı oldu. Eskiden sadece 5 çift kromozoma, down sendromu vb. ile ilgili bakarken artık kapsamlı kromozom testi adı verilen yöntemle 46 kromozomun tamamı görülebilmekte ve böylece daha sağlıklı embriyoların seçilerek transfer edilmesiyle gebelik şansını artırmak mümkün olmaktadır. Bu test için de embriyodan biyopsi alınıyor ve genetik tetkikle kromozomların 46 olup olmadığı, herhangi bir hastalık taşıyıp taşımadığı, örneğin tek gen hastalıklarını barındırıp barındırmadıkları embriyolardan anlaşılabiliyor. Örneğin hemofili hastalığı ya da Akdeniz anemisi, bazı kas erimesi hastalıkları gibi hastalıkların embriyolardan da tespit edilmesi ve sağlıklı embriyoların seçilmesi mümkün olabiliyor. Tüp bebek tedavilerinde kişiselleştirilmiş tedavi bu yüzden çok önemli. Sadece bu test değil spermlerin 8 bin kat büyüterek seçilebildiği IMSI yöntemi, yine intralipit serumları ile düşük riskinin azaltılması ve 5. gün embriyo transferi gibi yardımcı yöntemler kişiye özel olarak belirlenip karar verilerek çoklu tedavi yaklaşımı ile gebelik şansı sunulabilmektedir. Nazlı hanım bizden önce birçok defa aşılama, yumurtlama ve değişik tedaviler görmüş. 5 kez tüp bebek denemesi yaptık, olmadı. Kapsamlı kromozom testinde sorunun kromozomdan kaynaklandığı belirlendi ve sağlıklı embriyolar transfer edilerek gebelik elde edildi. Nazlı hanım şimdi 5 aylık hamile." Nazlı Özçaka da evlat sahibi olmak için tüm tedavi yöntemlerine başvurduklarını belirterek, "6 yıllık evliyim, 5 yıldır evlat sahibi olmak için çeşitli tedaviler gördük, olmayınca tüp bebekte şansımızı denedik. Böyle bir testten haberimiz yok. Sağlıklı embriyolarla 6 denemede hamile kaldım. Bir kızım olacak, çok mutluyum" dedi.  Baba adayı Özçaka da "Olmayacağını düşünürken eğer vazgeçmiş olsaydık bu iş olmayacaktı. Bu genetik test sayesinde kızımıza kavuşacağız" diye konuştu.
14.07.2017 - 16:44
haberturk
['embriyo biyopsisi']
Embriyo biyopsisi sayesinde çocuk sahibi olacaklar
Sağlık
https://www.haberturk.com/saglik/haber/1563849-embriyo-biyopsisi-sayesinde-cocuk-sahibi-olacaklar
Slovakya Cumhurbaşkanı Andrej Kiska, Başbakan Peter Pellegrini’nin önerdiği yeni kabine üyelerine onay vermedi.
null
Slovakya Haber Ajansı'nın (TASR) haberine göre Cumhurbaşkanı Kiska, Başbakan Pellegrini’nin oluşturduğu yeni kabineyi, "toplumun kaygılarını giderecek isimlerden oluşmadığı" gerekçesiyle reddetti. Kiska, Başbakan Pellegrini'den cuma gününe kadar toplumun kaygılarını giderecek isimlerden oluşacak yeni bir kabine oluşturması tavsiyesinde bulunarak, şu değerlendirmede bulundu: "(Başbakan) yeni kabinenin hepimizin beklediği değişimleri hayata geçirebilecek kapasitede olduğuna toplumu ikna etmek durumunda. Yeni hükümette yer alacak isimler, özellikle içişleri bakanı, toplumdaki huzursuzluğu giderebilmeli. Yeni hükümet, gazeteci Jan Kuciak ve kız arkadaşının cinayetlerini bağımsız bir şekilde araştırabilecek durumda olmalıdır.” Yeni kabine üyeleri nedeniyle ülkede sonu gelmeyecek yeni bir tartışmanın başlamaması gerektiğini vurgulayan Kiska, “Devletin başı olarak, bunun olmasına izin vermeyeceğim. Bu, güvenin yeniden sağlanması için bir yol değil. Bu nedenle yeni bir teklif istedim” ifadelerini kullandı. Yolsuzlukları araştıran Slovak gazeteci Jan Kuciak ve nişanlısı Martina Kusnirova'nın geçen ay öldürülmesinin ardından ülke genelinde protesto gösterileri yayılmıştı. Protestoların hükümet karşıtlığına dönüşmesinden sonra iki bakanın ardından eski Başbakan Robert Fico da istifa etmek zorunda kalmıştı.
20.03.2018 - 17:08
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Avrupa', 'Avrupa Birliği']
Slovakya'da yeni kabineye ret
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/slovakyada-yeni-kabineye-ret,oWBSEV7RgESV7Fpa_fkEDA
Ümran Avcı haftanın yeni çıkan kitaplarını tanıtmaya devam ediyor. Bu haftanın kitabı, Haydar Ergülen’in derlediği, içinde yolculuk üzerine anı ve hikayelerin yer aldığı Yolculuklar ve Kentler serisinin ilk kitabı “Cümleten İyi Yolculuklar”…
null
Ne zaman yolculuğu çıksa insan yalnızca bedenini götürmez gideceği yere. O yolculuk aynı zamanda içsel bir yolculuğun da başlangıcıdır. Bir otobüsün içinde yol alırken, ön ya da arka koltuktaki birileri ağlarken, bir başkası kitabına gömülmüş, bir çocuk nefesiyle cama yaptığı buğuya resimler çizerken sen kim bilir kafanda hangi yolculuğa çıkarsın? Ta ki, el freninin o gırç! sesiyle muavinin “sayın yolcular” diye başlayan “yarım saatlik mola” anonsuna kadar… Bu otobüsün firması Kırmızı Kedi Yayınevi. Muavini ise Haydar Ergülen. Tekerleklerin kalem olup kağıt üzerinde ilerlediği, şoförlerin gereksiz sollama yapmadığı bir yolculuk. İçindeki yolcular mı? Nalan Barbarosoğlu’ndan Ahmet Telli’ye, Cezmi Ersöz’den Ahmet Büke’ye tam 20 kişi…  “Cümleten İyi Yolculuklar” Haydar Ergülen’in muavinliğinde yola çıkan yazarların, yol hikayeleriyle derlenen adı üstünde bir yol kitabı. “Muavin” benzetmesi elbette benim değil, Haydar Ergülen’in bu kitap için kaleme aldığı sunuş yazısından… “Muavininiz konuşuyor” ile başlayıp, “Saygıdeğer yolcularımız” diye devam eden Ergülen, otobüs şirketini Kırmızı Kedi Yayınevi olarak tanıtıp kitabı bakın nasıl özetliyor: “’Yolculuklar ve Kentler’” dizisi başlatıyor. Bu dizinin ilk ürünü olarak da önsözünü okumakta olduğunuz Cümleten İyi Yolculuklar kitabını sefere çıkarıyor. Bu dizimiz hazırlanmakta olan Tren Kitabı, Uçak Kitabı ve Vapur Kitabı ile siz sayın yolcularımızın karada olduğu gibi miço ya da tayfa olarak sizlerle birlikte olmayı ümit ediyorum.” “Yolculuklar ve Kentler” dizisi için, roman, öykü ve deneme kitaplarıyla tanınan edebiyatçı, yazar, şair ve gazetecilerin yazılarından oluşan kitap, eskiden yeniye yaptıkları yolculuklar, o yolculukları ve ulaştıkları kentleri anlatan yazılar, öykü, anı, deneme ya da hiç çıkılmamış hayali yolculuklarından oluştu. Haydar Ergülen, neden kendine “muavin” rolü biçtiğine de yine o kendine has üslubuyla anlattı: “(…) İnsan her zaman yazıya aklında bir düşünceyle oturmuyor, bana sorarsanız hemen hiçbir zaman, fakat yazarken bir kavram beliriyor. Yazı kağıtta, yani yolda diyecektim yağ gibi kayıyor, havaya giriyor, gereksiz sollama yapan da yok, mesafeler yani satırlar hızla akıp geçiyor. O kavramı, daha doğrusu tanımı buldum galiba: Muavin. Otobüs muavini. Eh, mevzu da otobüs olduğuna göre bu kitaba bir muavin gerekirdi, öyle değil mi? O benim işte. Hem benden de öyle ‘Kaptan’, ‘Kaptan Şoför’ filan olmaz, fakat muavin olur. Neden olmasın? Yerlerinizi almış olduğunuz otobüs kitabı yola çıkarken derin düşünceye dalmıştım. ‘Şimdi bu kitabın kapağında ne sıfatla görüneyim?’ diye. Editör, hazırlayan, derleyen… Deyince devamı da sökün ediyor zaten: toplayan, hazırlayan, derleyen… Yok yok en güzeli muavin. Hem bana da pek yakıştı sanki. İçim de ısında bu delibozuk, gömleği biraz bol gelse de, uçacak gibi dursa da o beyaz gömlek, olsun ‘Rüzgar Muavin’ derler bana, daha iyi olur.     Şoför konuşması yasak olduğu için susup direksiyon sallarken, yolcular yerini almışken, hadi bakalım yolculuk başlıyor. Bakalım yazarlarımız yol boyunca nasıl bir ruh halinde yol boyunca, kimi neyi, nereleri gördü. Başlıyoruz. Cümleten iyi yolculuklar!         (…) Sonra bindiğin otobüs, gecenin bir saatinde mola verir. Otobüsün mola verdiği yerin hemen yakınında sislere gömülmüş bir onman vardır. Bin an ormana doğru koşmak, içinde kaybolmak istersin. Ama yapamazsın… Otobüs, yolcularını geri toplarken, o sislere gömülmüş ormanda kalır düşlerin. Bir an kalbin çok acır. Bundan böyle hayatındaki her şeyin aynı olacağını düşünürsün. Kaçtığın ve yine geri döndüğün yollarda düşlerini bıraka bıraka yaşayacağını… Çünkü nereye gidersen git, elbet bir gün dönersin. Gittiğin yerde seni kimse tanıyamaz; döndüğün yerde de ya eksik sevilmişsindir ya da yanlış… Bırak biraz daha uyusun içindeki yabancı. Şehre daha çok var. Bırak biraz daha uyusun…   (…) Otobüs kopuş demekti toprağından; bir defa söktü mü sizi kökünüzden, geri dönüşü çok zordu. Otobüs gider gelirdi ama insan öyle değil, gittiği yerlere kök salıp orada hayat buluyor. Ve bir zaman geliyor ki, artık geride bıraktıklarınız yeni hayatınız için zorunlu bir durak oluyor. Oysa otobüsler halen gelip geçiyorlar hayatlarımızdan… (…) Gece on ikiden sonra konuşmalar azalıyor, kadın seslerinin bastırdığı çocuk sesleri de her an geceyi bölecek huzursuz bir uykuya teslim. Yan tarafta oturan kızın sürekli sola devrilen kafası, oyuncak bebekleri andırıyor. Kulağındaki kulaklık ve yayılan ses uyumasını sağlayan bir morfin; o da sızmış, sarhoş bir oyuncak bebek. Önündeki ekranda bir haber kanalı akıyor. Altyazıda konuşmacılardan cımbızlanmış başlıklar ara ara değişip duruyor. Son dakika haberlerinde ölüm kol geziyor. Suriye… Doğu… Güneydoğu… Irak… Oysa ne önemi var ki yer isimlerinin? Ölenler neden öldüklerimizden ziyade nerede öldükleriyle beynimize kazınıyorlar. Yanımdakine bakıyorum, bir şey algılayacak hali yok şu sıra. Klimadan gelen soğuk hava içimi titretiyor. Buzdan bir huzursuzluk sinir sistemimim üzerinde dolanıp duruyor. Kafamı camdaki karanlığa dayayıp uyumaya çalışıyorum.   İlk kez gidilen bir şehirde akşamlar nasıl geçer? Geçer mi acaba? Gri bir hüzün kolları arasına almıştır bütün sokakları… Renkler, arınmıştır yalnızlığın bedeninden… Dumanın küfünden balkona çıkılmaz. Akşamın sığınağı pencerelerdir: Pencereden bakarsın. Çocuklar, seslerinin çıngırağını ara sokaklara dağıtarak evlerine çekilmektedir. Bir adam, koltuğunun altında bir somun kokusuyla döner köşeyi… Bir kadın, sabahtan kalan güneş kokulu çamaşırları toplamaktadır balkonda… Sen, bir başka zamanda, bir başka şehirde geçen çocukluğunu düşünürsün…   Yolda olma halini oldukça önemserim. İnsanın bir yolunun olması önemlidir. Değişim oradan kök salar. Yenilik oradan boy verir. Hem Gülten Akın’ın da dediği gibi “En güzeli, yol yürüyüş öğretir.” Bize bizi gösterir. Bize yeniyi sunar. Kafka da “Çünkü dünya ancak bir yoldan yaratabilir bizi” demiştir. Değil mi ki yaratıcılığı besler yol! Değil mi ki söz bile yol alıyor boşlukta! Duruyor olsam da yol halim sürer çok zaman. Karl Jaspers, “Felsefe yolda olmaktır” demiş ya, aslında yaşamak için de söylenebilir bu söz. Evet yaşamak da yolda olmaktır. Tren istasyonlarında, otogarlarda, limanlarda, havaalanlarında aniden çarpışmaz mıyız yaşamakla? (…) Aklımdan hiç çıkmayan bir yolculuk. Beni büyüten bir yolculuk. O yolculukta uzağı, ayrılığı, gurbeti, burkulmayı, yutkunmayı, özlemi derinden anladım. Gecenin ne kadar uzun ve yolların gecelerden de uzun olduğunu… Kendime yol bildiğim şeylerden öteye gitmeyi… Birilerini ardımda bırakmanın ağrısını… Bir başına kalmış olmanın tedirginliğini… O kopuşu, o yitiği… Bir yaprağın kaybettiği rengini aramaya çıkması gibi…  (…) Işıklar söndürülünce içeriye dolan ve otobüsü saran dışarının karanlığından, yolun bulanık aydınlığından içimdeki karanlığa bakıyordum. Düşlerime, umutlarıma karışan korku ve kaygılarıma… Uykum da yolunu yitirmişti karanlıkta. Yanımdan evler, ağaçlar, tarlalar, ovalar geçiyordu. Duran gövdeme karşın, gecenin çamuruna bata çıka ilerliyordu aklım. Bir anda geriye dönüyor, ardımda kalanları düşünüyordum. (…) Gecede gidiyor oluş kendi içine Çekiyor insanı. Kendi karanlığına götürüyor… Yalnızca dışarıdaki virajlardan bir yanı uçurum olan yollardan, ışıklı tünellerden, alt – üst geçitlerden geçmiyordu otobüs. İçimdeki virajları da dönüyor, sesimdeki tünellerden, yaşamımdaki köprülerden de geçiyordu. Hem yolların çatallandığı kavşaklarda, yaşamın dört yol ağızlarında şaşırıp kalan benim gibi kararsızlık da yaşamıyordu şoför…   Kapının zili çaldığında tanyeri ağarmak üzereydi. Uyandım. Yanlış mı duydum diye düşünüyordum ki, kapının zili bir kez daha çaldı. Uyku sersemliğiyle, bu münasebetsiz konuğun kim olabileceğini düşünerek kapıyı açtım: !!! Sayısını tam olarak kestiremediğim altı, yedi, belki daha çok kişinin silahları üzerime çevrilmişti. Rüya yahut kabus gördüğümü sanıyordum. 1981’in ilk günüydü. Yılbaşı geceleri nasıl geçiyorsa bizimki de öyle geçmişti işte. (…) Sessiz olmamı istedi deri ceketli. Evde kaç kişi olduğumuzu sordu. Diğerleri zaten evin içine dalmıştı. Karım uyandı. Durumu kavramıştı. Aylardır çoğu insanın başına gelen, bizim de başımıza gelmiş, polis evimizi basmıştı. Bütün çekmeceler, gardırop, kitaplık tek tek inceleniyordu. (…) Elleri boş dönmek istemiyorlar demek ki. Kitaplıktan epey kitap indirdiler. (…)Tanyeri ağarmak üzereydi. Bir iki saat süren aramadan sonra durumu telsizle bir yerlere bildirmişlerdi. Telsiz konuşmalarından “malum şahıs” olduğumu böylece öğrenmiş oldum. İçlerinden biri yanıma sokuldu ve kulağıma eğilerek, “kalın giyin” dedi. Bu sözle, o ana kadar, aramada bir şey bulamadılar, bırakıp giderler umudu da bitmiş oldu bende. Yünlü giysiler getirdi karım. (…) “Çocuklara iyi bak, uzun sürmez herhalde” dedim veda ederken. (…) Minibüse binerken gözlerim bağlandı. Belli ki emniyete götürülüyordum. Birkaç aydır, darbeden beri emniyete götürülenlerin başlarına neler geldiğini duyuyorduk. Uygulanan vahşet, gaddarlık, insanın kanını donduruyordu. Hareket ettik. On veya on beş dakika sonra durduk. Tahmin ettiğim gibiydi. Geldik işte diye düşündüm. Ama indirmiyorlar. Bir süre sonra yeniden hareket ettik. (…) Durmadan gidiyoruz. Sağımızdan solumuzdan hızla geçen araba seslerinden şehirlerarası yolda olduğumuzu anlıyorum. Yolculuk bitmiyor, gidiyor, gidiyoruz. Zamanı unuttum, kaç saat oldu yola çıkalı bilmiyorum. Dışarıda kar mı yağıyor, güneş mi açtı; hangi yoldayız, nereye gidiyoruz? Yolculuklara çıkmayı ne kadar severdim oysa. (…) Yolculuk denir miydi bilmiyorum ama on yedi gün içimde sürdürdüğüm yolculuğu ömrümün unutulmazı sayıyorum.     Nobel ödüllü büyük fizikçi Richard Feynman (1918-1988) aykırı serüvenleri ile tanınıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan adlı kitapta  kendisi, taklit edilemeyen sesiyle, Einstein ile Bohr arasındaki atom fiziğine ilişkin fikir alışverişini; Yunanlı Nick’le kumar konusundaki konuşmalarını; çok iyi saklandığı sanılan nükleer sırların bulunduğu kasaları açışını; bongo davuluyla bir baleye eşlik edişini; çıplak bir bayan boğa güreşçisi resmi yapışını; kuantum fiziğinin gizemlerinden barda kızlara içki ısmarlamanın kurallarını keşfedişine kadar bir çok hayrete düşürücü olayı anlatıyor. Kısacası burada tüm farklı parlaklığıyla Feynman’ın hayatını, -üstün bir zeka, sınırsız bir merak ve pervasızlığın patlayıcı bir karışımını- bulacaksınız. Zamanımızın en ünlü bilim kitaplarından biri olan bu enerji, anekdot ve hayat dolu eser, sizde de fizikçi olma arzusu yaratabilir.       Kitap, Yahudilik'de kadınla ilgili yaklaşımların yanlışlığını ve Yahudi din hukukçularının, Yahudi Şeriatına ters düşen görüşlerini sergileyen üç makaleden oluşuyor. Birinci makalede, Yahudi Şeriatı yasaklamadığı halde, Yahudi Şeriat uzmanlarının, kadınların yönetim işlerinde çalışmalarını yasakladıkları, açıklanıyor. İkinci makalede, Yahudi Şeriatına göre kadınların dini görevlerde bulunmalarında bir sakınca olmadığı halde, erkeklerin onur ve şereflerinin yükseltilmesi adına, Yahudi hukukçularının, Yahudi kadınlarının onurlarını zedeledikleri ve dini görevlerden uzaklaştırıldıkları, belirtiliyor. Üçüncü makalede, Helenistik ve Roma dönemindeki nişanlanma ve evlenme âdetleri anlatılıp bu konuda yapılan işlemlerde, Yahudi Şeriatının dışına çıkıldığına vurgu yapılıyor.       Berrin, sıra dışı bir kadın olsa da görünen yüzü sıradan… Erkeklerden nefret ediyor ama babası yaşında bir adama âşık. Feminen ruhunu ise sürekli baskılıyor. Çocukluğundan getirdiği tüm yaşanmışlıklar ruhsal yapısına negatiflik katmış. Öte yandan geçmişin izleri,  yaşam mücadelesindeki iç çekişmeleri okunmaya değer. 36 numara bir kadın ayakkabısı ile 43 numara bir erkek ayakkabısının yanyanalığından hareketle, “tecavüzde misilleme olabilir mi?” sorusuna cevaben gizemli bir hikâye türetmiş yazar. Kitabın ön kapağında Türkan Şoray’ın şu yorumu yer alıyor: “Bir kadının her şartta yaşama tutunma çabası, iç dünyasındaki çalkantılar, beni çok etkiledi. Bir süre bu etkiden kurtulamadım. Derinliği olan bir kitap, kutlarım.”
27.12.2012 - 13:16
haberturk
['ümran avci', 'cümleten iyi yolculuklar', 'haydar ergülen']
Cümleten iyi yolculuklar
Kültür-Sanat
https://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/806860-cumleten-iyi-yolculuklar
AB Komisyonu, İsrail'in, El Halil'deki Uluslararası Geçici Mevcudiyet Gücü'nün görev süresini uzatmama kararının, "kırılgan olan durumu daha da kötüleştirme riski taşıdığı" uyarısında bulundu.
null
,  'in, işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentindeki Uluslararası Geçici Mevcudiyet Gücü'nün (TIPH) görev süresini uzatmama kararına tepki gösterdi. AB Komisyonundan yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in TIPH'nin görev süresini uzatmama kararının, "zaten kırılgan olan durumu daha da kötüleştirme riski taşıdığı" uyarısında bulunuldu. Açıklamada, "AB, İsrail'e uluslararası hukuk doğrultusunda El Halil'deki ve işgal altındaki diğer Filistin topraklarındaki Filistin halkını koruma yükümlülüğünü hatırlatmaktadır." görüşüne yer verildi. İsrail, görev süresi geçen ay sonu dolan El Halil kentindeki TIPH'nin, görev süresini uzatmayacağını açıklamıştı. Başbakan Binyamin Netanyahu, pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Bize karşı çalışan bir uluslararası gücün varlığına izin vermeyeceğiz." ifadesini kullanmıştı. TIPH, El Halil'deki Filistinliler için güvenlik duygusu yaratmak ve istikrarın sağlanmasına destek için Filistin yönetimi ve İsrail'in davetiyle 1997'den bu yana bölgede bulunuyor. Bünyesinde Danimarka, İtalya, Norveç, İsveç, İsviçre ve Türkiye'den gözlemcilerin bulunduğu misyon, bölgede uluslararası anlaşmaların ihlal edilmesi durumunu gözlemleyerek, buna ilişkin raporlar hazırlıyor.
02.02.2019 - 00:50
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Siyaset', 'Dış Politika', 'İsrail', 'Avrupa Birliği']
AB'den İsrail'e tepki
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/abden-israile-tepki,bHimJiOKuU2zzyW0219yjQ
Transformers serisinin ünlü yönetmeni, modern Hollywood’un en güçlü isimlerinden Michael Bay, yapımcılığını üstlendiği Black Sails ile korsanlara dair korktuğumuz ne varsa yeniden hatırlatıyor.
null
’ın yeni sezonu, ABD’de yayınıyla aynı gün başlıyor!  mürettebatı zor durumdadır; zira Urca’daki hazineyle aralarında İspanyol askerleri durmaktadır. Kardeşlerine karşı işledikleri suçları artık sır olmaktan çıkan Flint ve Silver ise güçlerini birleştirmek zorundadır. Bu arada Ned Low adında, işkenceyi yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir hobi olarak gören yeni bir korsan peydahlanınca Eleanor, Guthrie Nassau’nun dizginlerini elinde tutmakta zorlanır. Öte yandan, dökülen kan ve iyiden iyiye yükselen tansiyon Charles Vane’i “Eleanor’un hayatının mı” yoksa “adamları karşısındaki saygınlığının mı” daha önemli olduğuna karar vermeye iter. Dahası, öğrenecekleri müthiş bir haber, tüm dünyalarını değiştirecek ve Nassau’dakileri birer insan mı yoksa birer canavar mı olduklarına karar vermek zorunda bırakacaktır.
23.01.2015 - 15:41
ntv.com.tr
['Televizyon', 'Yaşam']
Yelkenler fora! Korsanlar geliyor
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/yelkenler-fora-korsanlar-geliyor,6Uj72UH0wUCjKMJ6D0DfdQ
Düğün salonlarında anlaşmalı fotoğrafçı haricinde başkasına çekim izne verilmemesi bir çifti perişan etti. Pistte oynayan yakınlarının fotoğrafını çeken davetlilere kızan salon işletmecisi, müziği kesip ışıkları kapatınca olanlar oldu.
null
Kocaeli'nin Gebze ilçesindeki bir düğünde trajikomik olaylar yaşandı. Çalan müzik eşliğinde kendini halaya kaptıran davetliler bir anda müziğin kesilmesi, ışıkların kapatılmasıyla büyük şok yaşadı. Gerçek kısa sürede ortaya çıktı. Bazı davetlilerin fotoğraf çekmesine öfkelenen salon fotoğrafçısı ve çalışanları, 'Kimse fotoğraf çekmeyecekti" diyerek düğün sahiplerinin üzerine yürüdü. Çıkan olaylar sebebiyle düğün iptal oldu. Dakikalar önce pistte göbek atan davetliler bir anda kendilerini salon dışında buldu. Sadece bir davetlinin cep telefonuyla fotoğraf çekmesi yüzünden düğünü iptal olan gelin ve damat soluğu mahkemede aldı. Damat ile gelinin babaları, tüketici mahkemesinde açtığı davada, düğün günü misafirlerin fotoğraf çekmesi üzerine, salon işletmecisi ve fotoğrafçısının müziği, ışıkları kapatarak düğünü iptal ettiklerini, 'Hani kimse fotoğraf çekmeyecekti' diyerek ailelerinin üzerine saldırdıklarını öne sürdü. Davacı dünürler, hakaret ve tehditlerde bulunan salon çalışanlarının bütün davetlileri mekan dışına çıkardıklarını belirterek; düğünün gerçekleşmesi için yapılan ve iptal edilmesi yüzünden kuaför masrafları, davetlilerin nakli için yapılan ulaşım-servis ücretleri, gelinlik-damatlık masraflarının tarafına iadesini talep etti. Davacı dünürler, takılamayan takılar ve organizasyon için ödenen sözleşme bedeli sebebiyle maddi zararlarının büyük olduğunu kaydetti. Dünürler, 21 bin 700 TL maddi tazminat ile 100 bin TL manevi tazminatın kendilerine ödenmesini talep etti. Salon işletmecisi ve fotoğrafçı ise iddiaları reddetti. Davalılar, sözleşmede belirtilmesine rağmen davetlilerin çekim yaptığını öne sürdü. Tarafları dinleyen mahkemenin önümüzdeki aylardaki son duruşmada karar vermesi bekleniyor.
30.06.2018 - 10:51
İHA
['Kocaeli', 'Fotoğraf', 'düğün']
Davetliler fotoğraf çekince düğün iptal oldu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/davetliler-fotograf-cekince-dugun-iptal-oldu,bH2m98kRpkaPzjPFOjK2gQ
Beyaz eşya satıcıları, 2018 Kasım ayında başlayan ve 30 Haziran'da sona erecek olan sıfır ÖTV uygulamasının uzatılmasını istiyor.
null
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Kasım 2018’de beyaz eşyada uygulamaya konulan özel tüketim vergisi (ÖTV) sıfıra indiren düzenlemenin sonlanmasına kısa süre kaldı. Daha önce 31 Aralık ve 31 Mart'a kadar uzatılan düzenleme, 30 Haziran'da sona erecek.  Öte yandan geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanlığı'nın Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmeliği'ndeki değişiklik Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmeliğe göre bazı eşyalardaki taksit 18 aya çıktı. 18 taksitin buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve elektrikli ev aletleri gibi elektrikli eşya satışları ile mobilya satışlarını da kapsaması sektörde olumlu etki yaptı. Taksit imkanının artırılmasını değerlendiren beyaz eşya satıcısı Emircan Ekinci, ''Ay sonuna kadar ÖTV indiriminin olması aslında bizim için bir avantajdı. Satışlar iyiydi, satışlardan yana bir problemimizi yoktu, müşterinin ilgisi de güzeldi. Bu avantajın devam etmesini diliyoruz. İnsanların ihtiyaçları doğrultusunda çamaşır makinesi, buzdolabı ve mobilya olsun talep var. Vatandaşın alım gücü taksite dayalı olduğu için taksit sayısının yükselmesi alım gücünü böylelikle arttırır. Biz esnaf olarak bundan dolayı çok mutluyuz. Bundan önce taksit sayılarında insanlara kısıtlama gelmesinden dolayı insanlar alışveriş yaparken çekimser davranırdı. Ama şu an taksit sayının yükselmesi insanların alım gücünü arttırıyor'' diye konuştu. Bir diğer esnaf Fatih Yalçın ise; ''ÖTV ve KDV kampanyası başladıktan sonra biraz yoğunluk oldu işlerimizde. Bu ay sonu sonlandığından dolayı devletimizden bu kampanyanın devam etmesi talep ediyoruz. Esnaf zor durumda bu kampanyanın uzatılması biraz da olsa can suyu olur diye düşünüyorum. Taksitlerin artması ile birlikte işlerimiz açıldı. Gelen vatandaşlar taksitlendirmeleri sormaya başladılar. Bunun biz esnaflar için iyi olacağını düşünüyorum. Vatandaşın nakit ödeme gücü yok, 3 taksit ve 5 taksitin az olduğundan dolayı vatandaş ödemede zorlanıyor. Bu taksitlendirmenin hem vatandaş açısından hem de biz esnaflar için olumlu olacağını düşünüyorum'” şeklinde görüş belirtti.
25.06.2019 - 10:36
İHA
['Gündem', 'Ekonomi', 'Genel']
Beyaz eşya satıcıları: Sıfır ÖTV devam etsin
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/beyaz-esya-saticilari-sifir-otv-devam-etsin,sO4HX_JFzEC5nvLQ1cjyeg
Türkiye'nin Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk, görev yeri İsveç'e döndü.
null
Ermeni tasarısının İsveç parlamentosunda kabulünün ardından istişareler için Türkiye'ye çağrılan Büyükelçi Korutürk, Stockholm'e gidişinden önce Esenboğa havaalanında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Korutürk, diplomaside bir büyükelçinin istişareler için geri çekilmesinin ciddi bir tepki, hatta protesto olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin bu tepkiyi gösterdiğini hatırlattı. Kararın kabulünün ardından İsveç hükümetinin attığı bütün adımların kararı hiçbir şekilde tasvip etmediklerini ve bunun uygulanabilir bir karar olmadığını ortaya koyduğunu belirten Korutürk, İsveç anayasasının dış politika görevini hükümete bıraktağını ve dolayısıyla bu kararın tavsiye niteliğinde değerlendirildiğini kaydetti. Korutürk, "İsveç hükümeti bu kararın uygulanmayacağını açık bir şekilde ifade etmiştir" diye konuştu. Bir gazetecinin, "Ne değişti de gidiyorsunuz" sorusu üzerine Büyükelçi Korutürk, çok şeyin değiştiğini belirterek, kararın kabulünden bu yana meydana gelen gelişmeleri özetledi. İsveç parlamentosunun kararı kabulünün ardından ilk uçakla Türkiye'ye döndüğünü anımsatan Korutürk, daha sonra iki ülke dışişleri bakanının Finlandiya'da bir araya geldiğini, İsveç'in bu kararın çok ters bir karar olduğunu söylediğini, İsveç başbakanının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı arayarak özür dilediğini, İsveç basınında da pek çok haber çıktığını belirtti. Korutürk, "Dolayısıyla o günden bu yana artık bunun çok yanlış bir karar olduğu ve hükümetin bunu uygulamayacağı çok net ortaya konuldu. Bu çerçevede esasen büyükelçinin oraya gitmesinin zamanı geldiği yönünde siyasi irade belirdi" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dün gerekli istişareleri yaptıklarını kaydeden Büyükelçi Korutürk, şunları söyledi; "Gelmem nasıl bir siyasi kararsa gitmem de siyasi bir karardır. Geri dönmem için bütün koşulların oluştuğu sonucuna varıldı. Bu aşamadan sonra İsveç ve hükümetinin tavrı önemli. Yapılan bu yanlışı nasıl telafi edeceklerini hep birlikte göreceğiz. İsveç hükümetinin elinden geleni yapacağını da umuyorum." Korutürk, Kulu'yu ziyaret etmesinin sebebinin sorulmasına karşılık da Kululuların sorunlarını dinlemek için oraya gittiğini, ancak hepsini karar nedeniyle infial içinde gördüğünü bildirdi.
30.03.2010 - 13:13
Anadolu Ajansı
[]
Büyükelçi Korutürk İsveç’e döndü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/buyukelci-koruturk-isvece-dondu,2F7mOVWbLkeA_vkMKjDipA
747’si imam hatip ve meslek lisesi olmak üzere sınavla öğrenci alacağı açıklanan 1367 okulun nasıl hazırlandığı tartışılıyor. Listede olmayan okulların öğrenci, mezun ve velileri “Bizim okulumuz nitelikli” derken, eğitimciler de listenin ‘hangi kriterlere’ göre oluşturulduğunu sorguluyor
HABERTURK.COM
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ( ) açıkladığı sınavla öğrenci alacak okulların listesi tartışılmaya devam ediyor. 747’si imam hatip ve meslek lisesi olmak üzere açıklanan 1367 okulun hangi kriterlere göre seçildiği tartışılırken, liste dışı kalan okulların öğrenci, mezun ve velileri de “Bizim okulumuz nitelikli” kampanyaları düzenliyor. Gazete Habertürk'ten Bürde Özçakır'ın aktardığına göre aralarında asırlık geçmişe sahip okulların yanı sıra yüksek puanlı bazı Anadolu liselerinin sınavla öğrenci alan okullar listesinde yer almamasına tepkiler artıyor. Özellikle 34 ilde Anadolu lisesine yer verilmemesi, buna karşılık tüm illerde imam hatip ve meslek liselerinin listeye girmesi eğitim sendikalarınca da eleştiriliyor. Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, açıklanan listenin ve liseye geçiş sisteminin velileri özel okullara yönlendireceğini söyleyerek, şöyle diyor: “Anadolu liselerinin sayısı ihtiyacın çok altında. Örneğin 170 bin nüfuslu Amasya il merkezinde sınavla öğrenci alacak, kontenjanı 90 olan 1 fen lisesi var. Bu ilde akademik eğitim potansiyeli yüzde 1’lik dilimdeki yaklaşık 300 öğrencinin yarıdan fazlası özel okullara gitmek zorunda bırakılacak. Bazı illerdeki Anadolu liselerinin puanları fen liselerinden bile yüksek iken listeye bile giremediler. Listede gözde, başarılı, kendisini kanıtlamış bu okullara yer verilmediğini görüyoruz.” Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da TEOG yerine getirilen Ortaöğretime Geçiş Sistemi Yönetmelik ve Yönergesi’ne karşı Danıştay’da itiraz davası açtıklarını belirtti. Aydoğan, “Açıklanan listeler ve sistem velileri çocuklarını özel okula yönlendirmekten başka seçenek bırakmıyor. Bu düzenlemelere karşı çıkılması gerekiyor” dedi. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da Eğitim Sen ile birlikte Eğitim-İş Sendikası’nın da MEB’in nitelikli okullar sıralamasının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye gideceğini kaydetti. Balbay, “MEB sıraladığı okulların listesiyle ‘Bir asırlık gelenekleri yerleşmiş okulları nitelikli saymıyorum’ dedi. Bakanın 2 gündür yaptığı açıklamalar çaresizliğin itirafıdır” ifadesini kullandı.
14.04.2018 - 01:28
haberturk
['imam hatip ve meslek lisesi', 'lys', 'teog', 'meb', 'haberler']
Sınavla öğrenci alacak okullar listesi ‘nitelikli’ tartışması başlattı
Gündem
https://www.haberturk.com/sinavla-ogrenci-alacak-okullar-listesi-nitelikli-tartismasi-baslatti-1918974
Cerattepe'de yürüyüşe geçen kadınlara polisten gazlı ve plastik mermili müdahale geldi; 1'i ağır olmak üzere 26 kişi yaralandı.
DHA
Yeşil Artvin Derneği’nin çağrısıyla saat 11.00’de Otopark Meydanı’nda çoğunluğu kadın olmak üzere yaklaşık 2 bin kişi toplandı. Cerattepe’ye doğru yürüyüşe geçen grup ellerinde Türk bayraklarıyla, “Cengiz kaç kaç kadınlar geliyor” sloganları attı. Alkışlar ve grubun önünde akordeon çalan yöresel sanatçının müzikleri eşliğinde yürüyen grup, yarım saat sonra Hastane Kavşağı’na geldi. Cerattepe'de yürüyüşe geçen kadınlara polisten gazlı ve plastik mermili müdahale geldi; Hastane kavşağında TOMA destekli çevik kuvvet ekipleri barikat oluşturarak grubun geçişine izin vermedi. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, polis müdürlerine, dedi. Polisin, isteğine karşı çıkan Karahan, tüm kadınların maden bölgesine gitme isteğini tekrarladı. Polisler, yetkililerle görüşmek için gruptan süre istedi ancak daha sonra hiç kimsenin yukarı çıkmasına izin verilmeyeceği bildirildi. Bu arada Artvin Orman İşletme Müdürlüğü’nün, yer tahsisi yapılmadan ağaç kesildiğine ilişkin yazısı da çoğaltılarak katılımcılara dağıtıldı. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, dedi. Grupta bulunan kadınlardan 61 yaşındaki Şadiye Dönmez, ifadesini kullandı. Müesser Şeyhoğlu ise, diye konuştu. Bu arada gruptaki kadınlardan birinin megafonla polislere, “İçimizde astım hastaları var. Bugün gaz sıkmayın ve farklı müdahalede bulunmayın” diye uyarı yapması dikkat çekti. Yaklaşık 2 saat Cerattepe'ye çıkmak için bekleyen gruba saat 13.30 sıralarında polis "dağılın" dedi. Kadınlar dağılmayınca polis ekipleri önce kalkanlarla gruba saldırdı. Bu sırada çok sayıda kadın yere düştü ve ezilme tehlikesi yaşadı. Polisler biber gazı ve plastik mermilerle gruba saldırdı. Ayrıca TOMA'dan da grubun üzerine tazyikli su ve gaz sıkıldı. Bu sırada bazı polisler copla kadınlara vururken, uzaklaşan grubun bir süre sonra yeniden toplanması üzerine polis farklı yönlerden daha fazla biber gazı sıkmaya başladı. Gazdan ve plastik mermilerden etkilenen çok sayıda kadın 100 metre mesafedeki Artvin Devlet Hastanesi acil servisine taşındı. Ayrıca ambulanslarda da bazı göstericilere müdahale edildi. Gazdan kaçmaya çalışan bir çok kişi çevre binalara sığındı. Polisin çok sert müdahalesinin ardından barikata daha uzak bir yerde toplanan grubun bekleyişi sürüyor. Biber gazlı müdahalede bir kadının düşmesi sonucu ayağı kırılırken, hastane kantininde çalışan bir kişi gözünden plastik mermi ile yaralandı. Hastane önünde yaşanan gazlı müdahaleden hastalar da etkilendi. BirGün Gazetesi muhabiri Burcu Cansu, yoğun gazdan dolayı fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. AKP'ye yakınlığıyla bilinen Cengiz Holding'in altın ve bakır madeni çıkarmayı planladığı Artvin Cerattepe'deki maden inşaatına karşı direniş 5 gün önce başladı. Dün Artvin Valiliği kente giriş çıkışların durdurulduğunu açıkladı.Maden inşaatına karşı başlatılan direnişin beşinci gününde kent abluka altına alındı. Türkiye'nin dört bir yanından gelen otobüsler kente sokulmadı, 'madene hayır' diyenlere 690 metredeki Cankurtaran Geçidi'nde müdahale edildi. Kent merkezindeki eyleme ise binlerce kişi katıldı. Dünkü eylemde yürütülen boğalar da “terörist” ilan edildi. Artvin Boğacılar Derneği'nin eylem kapsamında yürüteceği boğaların yayladan merkeze inişi engelledi. Halkın “Boğalarımız bile terörist olmuş” tepkisine neden olan gelişme üzerine boğa sahipleri, kamyonlara yükledikleri hayvanlarından sadece birkaçını yan yollardan merkeze indirebildi. "Boğaları neden indirdiniz? " sorusuna eylemci, "Boğamızı yeşilin esas sahiplerini getirdik bu sefer de.... Biz denedik olmadı. Bir de bunlar denesinler... İnşallah yetkililer bu işlerden artık vazgeçerler." diye yanıtlayarak tepki gösterdi. Boğaların üzerinde “Hakaret yok arkadaşlar. Madenciye öküz deyip bizi üzmeyin” yazılı pankartlar yer aldı.
21 Şubat 2016 Pazar, 12:47
cumhuriyet
null
Cerattepe için direnenlere polis saldırısı
cevre
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cevre/484909/Cerattepe_icin_direnenlere_polis_saldirisi.html
Elektronik Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'nın (YDS) tarihi İstanbul'da yenilenen yerel seçimler dolayısıyla değişmişti. Buna göre e-YDS 2019/7 29 Haziran'da uygulanacak.
null
ÖSYM'den tarafından 23 Haziran 2019 tarihinde Almanca ve Fransızca dillerinde yapılacak 2019 Elektronik Yabancı Dil Sınavı (e-YDS 2019/7), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziran 2019 tarihinde tekrarlanması nedeniyle tarihinde yapılacak.
22.05.2019 - 18:01
İHA
['ÖSYM', 'YDS', 'Eğitim', 'sınav sonuçları', 'sınav']
e-YDS 29 Haziran'da yapılacak
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/e-yds-29-haziranda-yapilacak,2AZsQIzigESb-6UhR3yJjQ
İstanbul-Trabzon seferini yapan Türk Hava Yolları'na (THY) ait yolcu uçağının motoruna, kalkışından kısa süre sonra kuş sürüsü girdi. Uçak Atatürk Havalimanı'na geri dönmek zorunda kaldı.
DHA
THY'nin TK-2830 sefer sayılı Airbus 321 tipi yolcu uçağı, 120 yolcusuyla Trabzon seferini yapmak üzere saat 20.40'da Atatürk Havalimanı'ndan havalandı. Ancak kalkışından kısa süre sonra uçağın motoruna kuş sürüsü girdi. Durum üzerine, uçağın kaptan pilotu Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Kulesi ile bağlantıya geçerek geri döneceğini bildirdi. Uçak sorunsuz şekilde saat 21.25'de Atatürk Havalimanı pistine iniş yaptı. Uçak bakım için teknik hangar önüne çekilirken, yolcular da başka bir uçakla saat 23.18'de Trabzon'a gönderildi.
12 Ekim 2014 Pazar, 10:39
cumhuriyet
null
THY uçağının motoruna kuş sürüsü girdi
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/129539/THY_ucaginin_motoruna_kus_surusu_girdi.html
Galatasaray Kulübü, Efes Pilsen'den Ermal Kuqo'yu kadrosuna dahil etti.
null
Beko Basketbol Ligi takımlarından Galatasaray Cafe Crown, antrenörlüğe Oktay Mahmuti'yi getirmesinin ardından iddialı bir kadro kurmak için çalışmalarına başladı. Galatasaray Kulübü, geçtiğimiz sezonu Efes Pilsen'de geçiren ligin tecrübeli isimlerinden Ermal Kuqo ile anlaştı. Ermal ile anlaşmanın sağlandığı ve sözleşmenin de en kısa sürede imzalanacağı öğrenilirken, Caner Topaloğlu ve Radoslav Rancik ile de sözleşme yenilendi. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, "Galatasaray Cafe Crown, basketbolcu Ermal Kuqo ile 2 yıllığına kesin anlaşmaya varmıştır. Basketbolcumuz Ermal Kuqo'ya Galatasaray Cafe Crown forması altında üstün başarılar dileriz" denildi.
09.06.2010 - 17:53
null
[]
Ermal GS Cafe Crown'da
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/ermal-gs-cafe-crownda,FL5S7R1qyUKHYrcDq34gCQ
Muğla'da meydana gelen zincirleme trafik kazasında 3 kişi hayatını kaybetti.
null
Muğla’nın Seydikemer ilçesinde 3 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Antalya-Fethiye karayolu Çaltılar Mahallesi'nde Muzaffer Konu idaresindeki otomobil ile karşı yönden gelen Tayyar Ekinci yönetimindeki kamyonet çarpıştı. Bu sırada İbrahim Özdemir’in kullandığı otomobil de kaza yapan araçlara çarptı. Kazada sürücü Muzaffer Konu ile araçlarda bulunanlardan Gülsüm Işık ve Saniye Ekinci olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan sürücüler Tayyar Ekinci ve İbrahim Özdemir ile isimleri belirlenemeyen 2 kişi ambulanslarla Fethiye'deki hastanelere kaldırıldı. Öte yandan kaza nedeniyle karayolunda ulaşım bir süre kontrollü sağlandı.
10.07.2017 - 18:40
Anadolu Ajansı
['Trafik Kazası', 'Muğla']
Muğla'da zincirleme kaza: 3 ölü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/muglada-zincirleme-kaza-3-olu,jiR526dcH0Kymw6jAk2lqw
Edirne Keşan'da, içerisinde 14 ilkokul öğrencisinin bulunduğu servisin sürücüsü alkollü çıktı. Öğrenciler derse geç kalmamaları için yetki belgeli polisin kullandığı aynı minibüsle okula bırakıldı.
null
Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği ekipleri, sabah saatlerinde, şehir içinde yolcu ve öğrenci taşımacılığı yapan minibüsler ile servis araçlarını denetledi. Ekipler, Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Rasim Ergene Caddesi üzerinde, içerisinde yaşları 6 ila 8 arasında değişen 14 ilkokul öğrencisinin bulunduğu Y.O. yönetimindeki servis minibüsünü durdurdu. Yapılan kontrolde sürücü Y.O.'nun 0.77 promil alkollü olduğu belirlendi. Y.O.'nun ehliyetine 6 süreyle el konulurken, hakkında 'alkollü araç kullanmak', 'trafik güvenliğini tehlikeye atmak', 'karayolları trafik yönetmeliği ve okul servis araçları hizmet yönetmeliğinde uymamak' ile 'emniyet kemeri bulundurmamak ve kullanmamak' suçlarından 1453 lira ceza cezai işlem uygulandı. Minibüs içerisindeki 14 öğrenci derse geç kalmamaları için yetki belgeleri bulunan bir polis memurunun kullandığı aynı araçla yakında bulunan Dr. Ali İhsan Çuhacı İlkokulu'na bırakıldı. Minibüs daha sonra trafikten men edilerek, yediemin otoparkına çekildi. Polis, gün içerisindeki denetimlerde 72 araç ve sürücüsünün sorgulamasını yaptı. Denetimlerde 1 sürücüye ehliyetsiz araç kullanmak, 3 sürücüye araçlarının muayenesini geciktirmek, 2 araç sürücüsüne ise fazla yolcu taşımaktan toplam  13 bin 284 lira idari para cezası uyguladı.
19.10.2018 - 11:01
DHA
['Türkiye', 'Edirne', 'haber']
Servis sürücüsü alkollü çıktı, öğrencileri okula polis bıraktı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/servis-surucusu-alkollu-cikti-ogrencileri-okula-polis-birakti,77FwCzegekaUU7slyLFeQw
‘Nuriye ve Semih’ eylemine katıldıkları gerekçesiyle yargılanan Gülsüm Elvan ve kızı Özge Elvan’ın da aralarında bulunduğu 16 kişi dün ilk duruşmada beraat etti.
Zehra Özdilek
İddianamede, 16 kişi hakkında izinsiz gösteri iddiasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Kadıköy’de 11 Ağustos günü yapılan eylemde Gülsüm Elvan’ın, polis tarafından gözaltına alınırken ters kelepçe takılan kolu kırılmıştı. İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada savunma yapan Gülsüm Elvan, demokratik hakkını kullanarak basın açıklamasına katıldığını ve beraatini istedi. Mahkeme heyeti suça ilişkin kastın bulunmadığı gerekçesiyle 16 sanığın beraatine karar verdi. Avukat Çiğdem Akbulut, Gülsüm Elvan’ın kolunu kıran ve bu talimatı veren polislerden şikâyetçi olduklarını söyledi. l
8 Mart 2018 Perşembe, 02:38
cumhuriyet
null
‘Yaşasın’ diyenler beraat etti
siyaset
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/939034/_Yasasin__diyenler_beraat_etti.html
İstanbul'un Anadolu Yakası'nda 7 ilçenin bazı bölgelerine 29 Haziran'da elektrik verilemeyecek.
null
Anadolu Yakası'nda 29 Haziran Pazar günü elektrik kesintileri yaşanacak. Kadıköy'de Suadiye Mahallesi, Aydın Sokak, Emin Al Paşa Caddesi, Hazan, Dere ve Yeni Gelin sokaklara, Beymen Mağazası, Büyük Hanlı İnşaat, Öncü ve Kitapçı sokaklara, Kozyatağı Mahallesi, Çarmıklı Konutları, Kaya Sultan Sokak, Tıbbiye, Dr. Eyüp Aksoy caddelerine, Siyami Ersek Hastanesi, Askeri Yurt, Harem E-5 Avrasya Şantiyesi, Harem Liman içi, Burhan Felek Caddesi, GATA Hastanesi'ne. Kartal'da Esentepe Mahallesi, Taş Ocakları mevkii, Milangaz Caddesi, Güney yanyol Lukoil Petrol ve yanındaki iş yerlerine, ABB, Aysa Tekstil, Alçin Fabrikası ve civarına. Ataşehir'de Yeni Çamlıca Mahallesi, Yedpa Sanayi Sitesi ve civarına. Tuzla'da Aydıntepe Mahallesi, Tuzla Gemi İş Merkezi, Çukurova Vinç, Akyıldız, Bucak, Selin sokaklara, Sahilyolu Bulvarı, Tersaneler ve Güzin sokaklara, Özek İş Merkezi, Çeksan Tersanesi'ne. Sancaktepe'de Yenidoğan Mahallesi, Seyhan Cadde girişi, Necip Fazıl Caddesi, Şık Örme, Ufuk Caddesi, Ufuk ve İlba sokaklara, Barbaros Caddesi, Mezarlık arkasına, aynı gün 14.00-17.00 saatleri arasında Osmangazi Mahallesi, Mertler Caddesi, Şenlik, Asmalı, Şölen, Mesut, Açangül sokakları ve civarına. Pendik'te Ramazanoğlu Mahallesi, Fatih, Yıldırım, Emek sokaklara, Sanayi Caddesi, Aks Anahtar, Makkalıp, Bahar Polümer, CMS Makine, Sim Oto, Pikasan, Şişli Sanayi Sitesi, Ensar Caddesi, Yıldız Metal, Kavi Kablo, Şanlı Vana, Mutaş Cıvata, May Torna, Eral Elektronik, Ekstel, Nur Plastik, Şahin Etiket ve Yılmaz, Sultan Selim, Mutlu, Rahmetli sokaklara, aynı gün 06.00-09.00 saatleri arasında Batı Mahalle Burhan Toprak, Ankara, Selim Berzek caddelerine, Pendik Devlet Hastanesi, Somtaş Sitesi, Yargıcılar Sokak ve My Otel Asya, 08.00.11.00 saatleri arasında Batı Mahallesi, 23 Nisan, Ankara, Gazi Paşa, Namık Kemal, Ortanca ve Lokman Hekim caddelerine, Lale, Pazar ve Yasemin sokaklara. Maltepe'de 08.00-16.00 saatleri arasında Altayçeşme Mahallesi, Erel Otomotiv, Maltepe Devlet Hastanesi, Seri, Samanyolu, Hikmet,Yasemin, Toygun sokaklara ve civarına 29 Haziran günü elektrik verilemeyecek.
27.06.2014 - 11:08
Anadolu Ajansı
[]
İstanbul’da elektrik kesintisi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/istanbulda-elektrik-kesintisi,Fh7j6GM-ik6NRJJ4VYDWIw
Fenerbahçe Kulübü’nden kafileyi taşıyan otobüse düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili bir açıklama geldi. Açıklamada, olaydan sonra gözaltına alınan şüphelilerin serbest bırakılmasına karar veren hakim Yusuf Aydemir'in, HSYK tarafından görevden alındığı belirtildi.
null
Fenerbahçe Kulübü, futbol takımının otobüsünün geçen sezon Trabzon'un Sürmene ilçesinde uğradığı saldırıda göz altına alına şüpheli şahısları serbest bırakan hakim Yusuf Aydemir'in, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından "Avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavında usulsüzlük" yapıldığı gerekçesiyle görevden alındığını açıkladı. Sarı-lacivertli kulübün resmi internet sitesinde yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "4 Nisan'da futbolcularımızı ve teknik heyetimizi taşıyan takım otobüsümüzün Trabzon’un Sürmene ilçesinde silahlı saldırıya uğramasının ardından göz altına alınan şüpheli şahısları serbest bırakan Hakim Yusuf Aydemir, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından 'Avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavlarında usulsüzlük yapıldığı' gerekçesiyle görevden alınmıştır. Bahse konu şahsın, her ne kadar kafilemize yapılan hain saldırıyla ilgisiz bir konudan görevden alındığını öğrenmiş olsak da, adı geçen şahsın sosyal medyada kulübümüzle ilgili önceki yıllarda yaptığı çirkin propaganda içeren paylaşımlarına tarafımızca tesadüf edilmiş ve kendisinin görevden alınması, silahlı saldırıya dair yapılan soruşturma ve faillerin ortaya çıkarılması konusundaki endişelerimizi arttırarak bizi haklı çıkarmıştır. Bu şahısla ilgili olarak HSYK ve Adalet Bakanlığı’na bugün itibariyle gerekli şikayetler kulübümüz tarafından yapılmıştır."
09.07.2015 - 20:27
Anadolu Ajansı
['Spor', 'Fenerbahçe']
"Şüphelileri serbest bırakan hakim görevden alındı"
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/suphelileri-serbest-birakan-hakim-gorevden-alindi,3d2RXoBJ20Ous8uBPYRpuA
Haluk Ulusoy'un sahibi olduğu Türkiye’nin ünlü otellerinden 5 yıldızlı Kuşadası Fantasia Hotel De Luxe, Kuşadası İcra Dairesi tarafından satışa çıkarıldı. Ünlü otelin açılışını 1989 yılında Turgut Özal yapmıştı.
null
Türkiye’nin en ünlü turistik tesisleri arasında yer alan Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanı Haluk Ulusoy’un sahip olduğu Kuşadası’ndaki 5 yıldızlı Fantasia Hotel De Luxe icra üzerinden satışa çıkarıldı. Kuşadası İcra Müdürlüğü'nün borçlar nedeniyle verdiği ihale kararı, 11 Eylül 2018 tarihinde saat 11.00'de Kuşadası Adliyesi’nde gerçekleştirilecek. İlk ihalede alıcı olmaması durumda ise satış işlemi 8 Ekim tarihinde yeniden yapılacak. 102 milyon 787 bin 478 TL muhammen bedel biçilen otel üzerinde üzerinde haciz ve ipotek şerhleri mevcut bulunuyor. Kuşadası Yavansu Mahallesi’nde denize sıfır olarak yaptırılan ve açılışı Turgut Özal tarafından 1989 yılında gerçekleştirilen 5 yıldızlı Kuşadası Fantasia Hotel De Luxe, toplam 22 bin 417 metrekare alan üzerinde kurulu. Otelde 292 adet standart oda, 14 suit oda, 15 aile odası olmak üzere toplam 333 oda ve iki kral dairesi bulunuyor. 8 kattan oluşan tesiste, ala carte restaurant, açık restaurant, kapalı restaurant, açık ve kapalı yüzme havuzları ile eğlenme ve dinlenme imkanı, banana, deniz bisikleti, jetski, katamaran, yelkenli faaliyetleri, paraşüt, dalgıçlık okulu gibi aktiviteler, jakuzi, masaj hizmetleri, doktor, fotoğrafçı, güzellik salonu, kuaför, market hizmetleri, disco, bar, TV, küvet, kablosuz internet ve oda kasası ile oda hizmeti bulunuyor. Sürdürülebilir Çevre ve Verimlilik Sertifikası ile Mavi Bayrak’ı da bulunan tesiste 6 bin metrekarelik yeşil alana sahip.
26.07.2018 - 08:02
İHA
['Türkiye', 'Ekonomi', 'haber']
Haluk Ulusoy’un Kuşadası’ndaki ünlü oteli icradan satılacak
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/haluk-ulusoyun-kusadasindaki-unlu-oteli-icradan-satilacak,-SAiohcj1Uee1EQwfmwQ4g
Yaz aylarının vazgeçilmez gıdası dondurma, farklı aroma ve yapım biçimleriyle damak tadımıza hitap ediyor. İşte dondurma tutkunları için hazırladığımız İstanbul'un en iyi 10 dondurmacısı ve adresleri
null
7'den 70'e herkesin sevdiği, sevmeyeninin ise ya alerjisinin ya da kötü bir anısının olduğu dondurma, rivayetlere göre milattan önce 4.yüzyıla kadar dayanmaktadır. İlk rivayete göre bu güzel ürünü keşfeden kişinin -ne kadar ironik de olsa- Romayı yakan İmparator Neron'un olduğu iddia edilmektedir. Neron, o dönemlerde Apenines dağına kar getirmeleri için kölelerini yollamış, getirilen karların içerisine meyve nektarı ve bal karıştırarak tüketmiştir. İkinci rivayete göre ise dondurmanın bundan 3000 yıl önce Çinliler tarafından bulunduğu iddia edilmiştir. Bu ürünün dünyaya yayılma hikayesinin de Marco Polo'nun Çin'e yaptığı keşif sırasında olduğu, keşif gezisinin ardından deneyimlediği buzlu içecek tariflerini Venedik'e getirmesiyle birlikte Avrupa'nın dondurmayla tanıştığı iddia edilmektedir. Kısaca dondurmanın hikayesini de anlattıktan sonra sıra geldi İstanbul'un en iyi dondurma mekanlarına... İşte sizler için derlediğimiz İstanbul'un en iyi 10 dondurma mekanı... Önünde uzun uzun kuyruklar görmenizin çok normal olduğunu ancak tadına baktığınızda anlayabileceğiniz Ali Usta dondurmaları listemizin en başında yer alıyor. Bol porsiyonu ve taze meyveleri ile Moda'nın efsanevi dondurmacılarından Ali Usta, 1969'dan bu yana hizmet vermeye devam ediyor. Ali Usta'nın dondurmalarını sabah 08:00-gece 04:00 arasında tatmanız mümkün. Dondurmacı Yaşar Usta, dondurma yelpazesinin en geniş olduğu yer midir bilinmez ama 70 çeşit dondurma ile müşterilerinin damak tadına hitap ettiği söylenebilecek işletmelerden... 42 yıldır Bostancı'da hizmet veren Yaşar Usta, mevsiminde olan meyveleri dondurmayla buluşturarak müşterilerine güzel bir deneyim yaşatıyor. Yaşar Usta'nın hizmet verdiği saatler ise sabah 10:00 ile gece 24:00 arasında... İtalya'da dondurma yemek isteyip de bunun için imkan bulamıyorsanız sıradaki önerimiz sizi mutlu edebilir. İtalyan dondurma türlerini bolca bulabileceğiniz Cremeria Milano, 80 çeşit dondurma ile şehrin hemen hemen her konumunda bulunuyor. Kadıköy, Ataşehir, Arnavutköy, Beşiktaş ve ilk şubesi olan Taksim İstiklal Caddesi'nde bulabiliceğiniz bu tadı, sabah 11:00 gece 00:30'da aralığında deneyimleyebilirsiniz.  Toplamda iki şubesi bulunan ve katkı maddesi kullanmadığını reklam ya da bildiriler kullanmadan ürettiği dondurmalar ile kanıtlayan Büyükdere Dondurmacısı, 1960 yılından bu yana Büyükdere ve Sarıyer'de hizmet veriyor. Normalde vanilya, kakao, limon ve mevsimine göre karadut ya da çilek çeşitli dondurmaları ile hizmet veren işletme, zaman zaman gerçek meyve parçacık içeren kavun ve şeftalili dondurmalar da üretmektedir. Bu işletmeleri sabah 10:00 ile akşam 22:00 saatleri aralığında ziyaret edebilirsiniz.  1960 yılından bu yana Büyükada ve Kınalıada'da el arabasıyla hizmet veren Yunus Dondurmacısı, kuşak atlamasına rağmen tadından hiçbir şey kaybetmemiş. Sabit bir mekanı olmayan Yunus Dondurmacısının vişne ve şeftali aromalı dondurmalarının tatmak istiyorsanız Büyükada'ya gidince bir bisiklet kiralamayı gözden geçirmelisiniz. Zira Dondurmacı Yunus her an her yerde olabiliyor. Avrupa Yakası'nda oturan birisiyseniz sıradaki dondurmacı sizi pek cezbetmeyebilir. Fakat tamamen doğal meyveler kullanarak özenle hazırladığı -tabiri caizse- şaheserleriyle Balkan Dondurmacısı'nı burada listelemeseydik de olmazdı. Meyveli dondurma üretmek için kolay yöntem olarak katkı maddesi kullanmayan, bunun yerine kilolarca meyveyle hazırladığı enfes dondurmalarını sizlere sunan Balkan Dondurmacısı, Yakacık Meydanı'nda Aydos Ormanı'nın yanı başında hizmet veriyor. Bu işletmenin dondurmalarını sabah 10:00 ile gece 22:00 aralığında tatmanız mümkün. 27 yıldır Feriköy Kurtuluş Caddesi üzerinde hizmet veren Damla Dondurma, diğer firmalara nazaran çok çeşit barındırmasa da kaliteyi sonuna kadar hissedebileceğiniz bir mekan.  Böğürtlenli, muzlu, kaymaklı, karamelli gibi sevilen çeşitler barındıran Damla Dondurma'yı sabah 09:00 akşam 00:30 arası ziyaret edebilirsiniz. Naneli ve kendisine has gül lokumlu dondurma çeşidiyle dikkatleri üzerine çeken Mini Dondurma, 1968 yılından bu yana Bebek'te hizmet veriyor. Doğal yöntemlerle üretim yapan Mini Dondurma'yı sabah 09:00 ile gece 03:00 aralığında ziyaret edebilirsiniz.  Listenin diğer işletmelerine göre yeni denilebilecek mekanlarından olan Dondurmacci, 2011 yılından bu yana hizmet vermektedir. Demir hindi, limon gül, greyfurt, nar gibi ilgi çekici çeşitlere sahip olan dondurmaları tatmak için Avrupa Yakasında Etiler, Eyüp, Mecidiyeköy; Anadolu Yakasında Caddebostan'ı tercih edebilirsiniz. Dondurmacıya gittiğinizde vitrinde çeşit çeşit dondurma görmek isteyenler için minimum 18 farklı dondurma sergileyen Girandola, Kazandibili, tarçınlı elmalı, güllaçlı gibi ilginç tatlar barındırıyor. Girandola'yı sabah 10:00 ile gece 02:00 arasında ziyaret edip enfes dondurmalarından tadabilirsiniz.
08.06.2016 - 13:50
haberturk
['dondurma']
İstanbul'un en iyi 10 dondurmacısı
Yaşam
https://www.haberturk.com/yasam/haber/1250933-istanbulun-en-iyi-10-dondurmacisi
Adana'nın Yumurtalık İlçesi'nde 31 kişinin cinsel istismarına uğradığı iddia edilen 14 yaşındaki G.S.Ç. mahkemede verdiği ifadesinde, ilk tecavüze uğradığında 9 yaşında olduğunu söyleyerek; tecavüz eden kişinin de tutuklu sanıklardan 'V. dede' diye hitap ettiği bir siyasi partinin eski ilçe başkanı 61 yaşındaki V.Y. olduğunu iddia etti.
cumhuriyet.com.tr
Küçük kız, "Şeker bayramıydı. Beni içeriye çağırdı, harçlık vereceğini söyledi. Kapıyı örttü, bana orada tecavüz etti. Ben bağırdım ancak ağzımı kapattı" dedi. Yumurtalık İlçesi'ne bağlı bir köyde oturan ilköğretim 8'inci sınıf öğrencisi G.S.Ç., haziran ayında okuldaki bir arkadaşına erkeklerle zorla ve para karşılığında cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Bu öğrencinin okul müdürüne durumu bildirmesi üzerine polise haber verildi. Emniyete götürülen küçük kız ifadesinde V.Y.'nin tecavüzüne uğradığını, ondan sonra hem Y. ile hem de diğer erkelerle birlikte olduğunu söyledi. Bunun üzerine başlatılan soruşturmada 11'i yaşı küçük, 2'si kadın 31 kişi gözaltına alındı. Soruşturma sonunda Cumhuriyet Savcısı, 29'u tutuklu 31 sanık hakkında 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyetten yoksun kılma ve çocuğu fuhşa teşvik' suçlarından 2 ile 35'er yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Davanın ilk duruşması görüldü ve sanıklar hakim karşısına çıktı. Aile ve Sosyal politikalar İl Müdürlüğü'nün de müdahil olduğu davada sanıklar suçlamaları kabul etmedi. Mahkemede ilk kez ifade veren G.S.Ç. ise, tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Küçük kız ifadesinde, ne zaman tecavüze uğradığını ve ondan sonra neler yaşadığını detaylarıyla anlattı. Kendisine ilk tecavüz eden kişinin 'V.dede' diye hitap ettiği V.Y. olduğunu öne süren Ç., şunları söyledi: "Kendisi bizim köylümüz olur aynı zamanda köyümüzün eski muhtarıdır. Ben 9 yaşındaydım, bayramın ikinci yada üçüncü günüydü, şeker bayramıydı. Komşumuz olan H.'nin nişanı vardı. Yanımda A. isimli arkadaşım vardı. V.Y. arabasıyla yalnız olarak geldi, 'Size dondurma almaya gidelim' dedi. Biz de bindik ve gittik, dondurmayı bize aldı, daha sonra bizi eve götürdü, evde kimse yoktu. Ayşe dışarıda kaldı ve top oynuyordu, zira bize topu V.Y. almıştı. Beni içeriye çağırdı, harçlık vereceğini söyledi. Kapıyı örttü, bana orada tecavüz etti, ben bağırdım ancak ağzımı kapattı. 2015 yılı mayıs ayına kadar kendisiyle birden çok kez ilişkiye girdik. Kendisi bizim evin önünden arabasıyla geçiyordu ve bana işaret yapıp evine çağırıyordu, evde kimse olmuyordu, olduğu günler beni çağırmıyordu. Bana kendisi harçlık verirdi, babama da zaman zaman para verirdi, karşılığını benden alırdı. Hatta V.Y. bana Y.K. ile ilişkiye girmem konusunda beni yönlendirdi, 'Git onunla ilişkiye gir iyi parası var' diye." Küçük kız ayrıca V.Y.'nin tecavüzden sonra tehdit ettiğini de iddia ederek, "V.Y. ile ilk ilişkiye girdiğimizde ilişkiden sonra beni kendisi tehdit etti ve bunu kimseye anlatma dedi. Hatta elinde tüfek vardı ve başıma dayadı, uzun bir tüfekti" dedi. V.Y. ise mahkemedeki savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Küçük kızın babasının maddi durumunun iyi olmadığını ve bu nedenle de aileye yardım yaptığını belirten Y., savunmasında şunları söyledi: "G.'nin ailesine ev yaptırmak için çimento verdiğim, babasına çocuklarının eğitimiyle ilgili destek olduğum herkes tarafından bilinmektedir. Babası devamlı beni yolda çevirir ve yardımcı olmamı isterdi. çocukların okul ihtiyaçlarını alırdım ancak kesinlikle kıza harçlık vermiş değilim. Kızla cinsel ilişkiye girmediğim gibi, başkasının ilişkiye girmesinE de aracılık yapmış değilim. G.'nin iftira atacak kapasitede olduğunu düşünmüyorum, bu iftiraların arkasında bir ekibin olduğunu düşünüyorum. Ben yardımsever bir insanım, tüm insanlar benim yardımsever birisi olduğumu bilir. Bu iş bana kesinlikle yakışmaz, G.'yi dondurma alma bahanesiyle kandırmış ve kendisiyle cinsel ilişkiye girmiş değilim." Y. gibi diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verip duruşmayı erteledi.
9 Aralık 2015 Çarşamba, 12:57
cumhuriyet
null
Eski siyasetçi, 14 yaşındaki kıza ilk kez 9 yaşında tecavüz etmiş
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/445505/Eski_siyasetci__14_yasindaki_kiza_ilk_kez_9_yasinda_tecavuz_etmis.html
PFDK, Spor Toto Süper Lig'de yer alan takımlara para cezası verdi.
null
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Spor Toto Süper Lig'de yer alan takımlara para cezası verdi. Kurulun toplantısından sonra yapılan açıklamada; Gaziantepspor'a çeşitli nedenlerden dolayı toplam 340 bin lira para cezası verildiği ifade edildi. Trabzonspor'a Akhisar Belediyespor deplasmanında taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürattan dolayı 200 bin, Fenerbahçe'ye ise Aytemiz Alanyaspor'la dış sahada oynanan maçta aynı sebepten ötürü 75 bin lira para cezası uygulandığı aktarıldı. Aytemiz Alanyaspor'a Fenerbahçe maçında takım halinde sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle 9 bin lira para cezası uygulandığı kaydedildi. Beşiktaş'ın Portekizli futbolcusu Ricardo Quaresma'nın ise Kayserispor maçında cezalı olmasına rağmen akredite alanına girdiği için 5 bin lira para cezasına çarptırıldığı aktarıldı. Öte yandan, disiplin kurulu, Fenerbahçe'nin Aytemiz Alanyaspor deplasmanında B Blok'ta yer alan taraftarlarının elektronik biletlerini bir maçlığına bloke etti. Gaziantepspor'un Kasımpaşa'yı ağırladığı maçta Maraton Altı Tribünü A, B, C ,D ,E ,F ,G ,H bloklarından giren ev sahibi taraftarların da bir maçlığına elektronik biletlerinin iptal edildiği duyuruldu. PFDK, TFF 1. Lig ekiplerinden Göztepe'ye 77 bin 500, Adana Demirspor'a 32 bin 500, Samsunspor'a 26 bin, Evkur Yeni Malatyaspor ve Elazığspor'a 7 bin 500 lira para cezası verdi. Kurul, ayrıca Yeni Malatyaspor'un futbolcusu Osman Fırat'a 3 maç ve 6 bin 500, Şanlıurfaspor'un oyuncusu Artun Akçakın'a 2 maç ve 4 bin 500 lira para cezası uyguladı.
16.03.2017 - 18:38
Ntvspor
['Spor', 'Futbol', 'Süper Lig']
PFDK ceza yağdırdı!
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/pfdk-ceza-yagdirdi,CBaNkSxIYEGc4bGs5aZJYQ
Üsküdar'da toprağa gömülü, kuru sıkı olduğu belirtilen yaklaşık 250 tabanca bulundu.
null
Bir ihbar üzerine, Üsküdar'da Burhaniye Mahallesi Dördüncü Murat Sokak'ta polis ekiplerince arama yapıldı. İş makinesi yardımıyla yapılan aramada, toprağa gömülü yaklaşık 250 tabanca çıkarıldı. Yapılan ilk incelemede tabancaların kuru sıkı olduğu belirlendi. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Çalışkan, gazetecilerin soruları üzerine, "Şu ana kadar ele geçirilenler kuru sıkı. Arkadaşlar inceliyor." dedi. Üsküdar'da toprağa gömülü, kuru sıkı olduğu belirtilen yaklaşık 250 tabancanın bulunduğu sokakta arama çalışmalarına ara verildi. Burhaniye Mahallesi, Dördüncü Murat Sokak'ta, polis ekipleri, dedektör yardımıyla arama çalışmalarını sürdürdü. İş makineleriyle sürdürülen arama çalışmalarında, bazı bölgelerde kazma ve kürek kullanıldı. Çalışmaların tamamlanmasının ardından iş makineleri bölgeden ayrıldı. Polis ekiplerinin güvenlik şeridi çekilen bölgedeki tedbir amaçlı bekleyişi sürüyor. Arama çalışmalarına sabah saatlerinde devam edileceği bildirildi. Bir ihbar üzerine, Burhaniye Mahallesi Dördüncü Murat Sokak'ta polis ekiplerince, iş makinesi yardımıyla arama yapılmıştı. Aramada, toprağa gömülü, kuru sıkı olduğu belirtilen yaklaşık 250 tabanca bulunmuştu.
28.09.2016 - 02:06
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'son dakika']
Üsküdar'da toprağa gömülü çok sayıda silah bulundu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/uskudarda-topraga-gomulu-cok-sayida-silah-bulundu,XPluI4FTEEuqWPXR-dEDvQ
Sendikaların 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması için yapmak istedikleri yürüyüşe polis engel oldu. Panzerlerle önü kapanan grup, oturma eylemi ve basın açıklaması yaptı.
null
DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipleri Birliği üyelerinin 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması istemiyle yapmak istedikleri yürüyüşe polis izin vermedi. Tünel'de toplanan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı Sami Evren'in de aralarında bulunduğu gruptakiler, ellerindeki 'Krizin faturasını sermaye ödesin', 'Herkese iş güvencesi, yeterli ücret', 'Toplu sözleşme, grev hakkı' yazılı dövizlerle, sloganlar eşliğinde Galatasaray'a yürümek istedi. Grubun önünde panzerler eşliğinde barikat oluşturan polis, yürüyüşe izin vermedi. Bunun üzerine gruptakiler, slogan atarak oturma eylemi başlattı. Bir süre oturma eylemini sürdüren grup, daha sonra dağıldı. Taksim tramvay durağı önünde tekrar toplanan aynı grup adına basın açıklaması yapan KESK Genel Başkanı Evren, bu yıl 1 Mayıs'ın 100'üncü yılını kutladıklarını, ülkeyi 1 Mayıs'ta şenlik yerine, özgürlüğün ve kardeşliğin egemen olduğu bayram yerine çevireceklerini söyledi. ''Taksim konusunda 30 yılı aşkın bir süredir devam eden gerilimin nedeninin hiçbir zaman emekçiler olmadığını'' ifade eden Evren, ''Gerilimin her zaman hükümetlerden kaynaklandığını, bunun demokrasi dışı, otoriter bir devlet zihniyetinin sonucu olduğunu'' ileri sürdü. Dünyanın her yerinde 1 Mayıs ile özdeşleşen meydanlar olduğunu belirten Evren, ''Paris'te Bastil Meydanı, Roma'da St. John Meydanı, Londra'da Trafalgar Meydanı, Berlin'de Kreuzberg Meydanı, 1 Mayıs gösterilerinin doğal alanlarıdır. Türkiye'de de İstanbul'da Taksim Meydanı 1 Mayıs ile özdeşleşmiş, halkın vicdanında 1 Mayıs meydanı olmuştur'' şeklinde konuştu. Davul-zurna, pankart, bayrak, marş ve şarkılarla 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nda özgürlük ve demokrasi türküleri söylemek istediklerini kaydeden Evren, ''Siyasi iktidar geçen yıllarda davrandığı gibi davranmaz, güvenlik güçlerini emekçilerin üzerine saldırtmazsa, 1 Mayıs günü Taksim'de olay çıkmayacaktır'' dedi. Gruptakiler, açıklamanın ardından dağıldı.
25.04.2009 - 23:35
null
[]
Taksim için Taksim yürüyüşüne polis engeli
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/taksim-icin-taksim-yuruyusune-polis-engeli,ClKowXE1R0GTX3I4z0bJrA
Asbaşkan Ali Koç, 'şike' sürecine ilişkin eleştirdiği TFF'nin güven tazelemesi gerektiğini söyledi.
null
Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Nihat Özdemir ile Asbaşkan Ali Koç, Lig TV'de açıklamalarda bulundu. Koç, şike sürecinde TFF'nin özgüven kaybı yaşadığını ve karar alma yetkisinin kullanmadığını söyledi. Koç bu nedenle federasyon yönetiminin güven tazelenmesinin yararlı olacağını düşündüklerini ifade etti. "Sürecin, Futbol Federasyonu'nun yönettiği gibi gidemeyeceği konusunda bir kanaate vardıklarını anlatan Koç, ''Biz kendi genel kurulumuzda kendi üyelerimizle tarihi bir karar ve yol haritası için buluşma ihtiyacı duymaktayız. Diğer tarafta bizimle ilgili verilecek karar bizim kontrolümüzde olan bir karar değil. O yüzden bu süreçte bizim düşüncemiz, Futbol Federasyonu'nda yönetim kurulunun bir güven tazelemesi... Ve ciddi anlamda yarar olduğunu düşünüyorum. Çünkü baktığımız zaman bir özgüven kaybı var. Eylem, söylem farkı var. Karar alma yetkisi azalmış, kullanılmıyor. Tüm bunları söylerken onların yerinde olmak istemezdim. Zor bir iş. Ama inanın bizim yerimizde olmak hiç istemezdim'' ifadelerini kullandı. ( )
24.01.2012 - 23:29
Ntvspor
[]
Fenerbahçe'den TFF'ye: Güven tazele
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/fenerbahceden-tffye-guven-tazele,3AJWT97eSEmzX1j4wGfQlg
Milyonları etkiledi, milyonları büyüledi, milyonları sürükledi, milyonları katletti… Kötülük Nasıl Büyür? Hitler: Öldüren Karizma her Pazar saat 22.00'de NTV'de.
null
Hitler gibi bir adam nasıl oldu da bir kuşağa hükmederek tüm dünyayı savaş ve acıya sürükledi? Ödüllü tarihçi Laurence Rees, Hitler’in sıra dışı cazibesinin arkasındaki gizemi ortaya çıkarıyor. Adolf Hitler muhtemelen tarihteki en sıra dışı lider. Başka hiç kimse dünyayı onun kadar değiştirip arkasında böylesine bir enkaz bırakmadı. Fakat şimdiye dek insanların Hitler’in peşinden neden gittiklerini açıklamak için ciddi bir girişimde bulunulmadı. BBC imzalı üç bölümlük belgesel, insanların onun hedeflerine ulaşmak için harekete geçmeye nasıl karar verdiklerini, Hitler’in Almanya’daki mevcut inanışları nasıl manipüle ettiğini ve liderliğinin neden bu denli ikna edici olduğunu bulmak için Hitler’in II. Dünya Savaşı boyunca aldığı önemli kararları inceliyor. Günlükler, şahitlerin ifadeleri, arşiv ve görüntülerle belgesel, Hitler’in yönettiği insanlarla ilişkilerini ve liderliğinin işleyiş biçimini inceliyor. Çoğu Hitler’le birebir ilişki içinde olmuş eski Nazilerle yapılan mülakatlar, Hitler’e gösterilen kişisel reaksiyonların –iyi ve kötü– karmaşık bir mozaiğini oluşturuyor, 20. yüzyıl tarihin en önemli sorularından bazılarına yanıt bulmayı hedefliyor. Hitler nasıl oldu da milyonlarca insanı böyle etkileyebildi? Bu kitlesel hayranlığın nedeni neydi? Alman elitleri Hitler’in iktidara gelmesine gerçekten yardım etti mi? Bu sorular Hitler’in pek çok açıdan yetersiz bir birey olması gerçeğiyle daha da ilgi çekici hale geliyor. Arkadaşlık kurma becerisinden yoksun, normal bir tartışmayı bile sürdüremeyen, nefret dolu bir adam, kitleleri nasıl etkisi altına alabildi? Hitler’in öldüren karizmasının arkasındaki gizem neydi? 'Hitler: Öldüren Karizma' (THE DARK CHARISMA OF ADOLF HITLER) her Pazar saat 22.00'de NTV Belgesel Kuşağı'nda.
17.05.2013 - 18:30
null
[]
Hitler'in arkasındaki gizem neydi?
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hitlerin-arkasindaki-gizem-neydi,UP6IpTwzMEyOu65eirY1bg
Antalya’da cinsel ilişki isteğini reddettiği için kendisine hakaret eden eşini boğarak öldürdüğü iddia edilen kocaya 8 yıl 9 ay hapis cezasına verildi.
null
Antalya'da 2008'in Kasım ayında evinde ölü bulunan, belediye tabibinin incelemesiyle yüksek tansiyon ve şeker hastalığından öldüğü belirtilen ancak bir buçuk ay sonra Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne gelen ihbar sonucu mezarı açılarak yapılan araştırmayla 55 yaşındaki eşi Ali İhsan Karataş tarafından elle boğularak öldürüldüğü iddia edilen 58 yaşındaki Durdu Karataş'ın ölümüyle ilgili Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada karar verildi. Sanık son savunmasında eşini öldürme kastının bulunmadığını savunarak, mahkeme heyetine, ''Karımı öldürmek suçundan karşınızda bulunduğum için hezeyan duyuyorum. Karımı öldürmedim'' dedi. Sanık avukatı Fatih Ardıç da, Durdu Karataş'ın kesin ölüm nedenine ilişkin Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nca verilen raporda, cesedindeki ileri derece çürüme nedeniyle kadının ölüm nedeninin belirlenemediği tespitini hatırlatarak, Karataş'ın olayda eşini öldürme kastının bulunmadığını savundu. Sanığın eşinin boynunu sıkmasının ölümü meydana getirecek bir hareket olmadığını, ölen kadının kronik hastalıklarının bulunduğunu ve bu nedenle yaşamını kaybettiğini ileri süren Ardıç, mahkemenin ceza vermesi halinde ise, müvekkili hakkında eşinin sözleri nedeniyle tahrik indirimin uygulanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, son savunmaların ardından sanık hakkında kararını açıkladı. Mahkeme, sanık Ali İhsan Karataş'ın, eşi Durdu Karataş'ın, boynunu sıkmasına yönelik eyleminin öldürme kastı taşımadığını ancak, kadının nefessiz kalarak hastalıklarının aktif hale geldiğini ve bu nedenle yaşamını yitirdiği belirtildi. Mahkeme, sanığı, önce eylemi nedeniyle ''Kasten yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 11 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırırken, eşinin söylediği sözleri ise kışkırtma sebebi kabul etti. Mahkeme heyeti, ölen Durdu Karataş'ın, kendisiyle yorgun olduğunu söyleyerek cinsel ilişkiye girmeyen eşi Ali İhsan Karataş'a ''Sen artık erkek değilsin'' gibi çeşitli sözleriyle ilgili cezada tahrik indirimi de uygulayarak, sanığı toplam 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı.
02.03.2010 - 18:36
Anadolu Ajansı
[]
Karısını boğan kocaya 8 yıl hapis
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/karisini-bogan-kocaya-8-yil-hapis,4kelUbCZD0CgX2U_59WHUg
Poyrazköy’de çıkan silahların kendisine ait olmadığını bildiren Genelkurmay’ın ardından, Emniyet’ten yapılan açıklamada, “Eksik muhimmatımız yok” denildi.
null
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde ''eksik mühimmat'' haberleri ile ilgili yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklama da şöyle denildi: ''Son günlerde basında mühimmat konusunda bazı haberler yer almaktadır. Bu bağlamda Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında herhangi bir eksik mühimmat bulunmamaktadır.''
01.05.2009 - 14:12
null
[]
Emniyet: Eksik mühimmatımız yok
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/emniyet-eksik-muhimmatimiz-yok,kB-_LysaJkOv_HzMbK0oGQ
Başbakan Yıldırım, "FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ, adı ne olursa olsun bunlar alçak, proje terör örgütleridir. Bunların ipi dışarıdadır, başkalarının elindedir" dedi.
null
AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, partisince Ulu Cami Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını Bitlislilere ileterek başladı. Bitlis'in "güçlü Meclis, güçlü hükümet" diyerek milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ı rekor oyla cumhurbaşkanı yapacağını belirten Yıldırım, kentin köklü bir geleneğe sahip olduğuna değindi. İlim irfan yuvası Bitlis'in medreseleri ile ünlü olduğunu anlatan Yıldırım, "Düşünün böyle bir şehirde üniversite 2007'de AK Parti hükümeti zamanında kuruldu. Bu örneği AK Parti'den önce Türkiye'nin halini anlatayım diye söylüyorum. AK Parti öncesi bu ülkeyi yönetenlerin millete hizmet etmek gibi bir niyeti yoktu." diye konuştu. Yıldırım, "Millete hizmet götürmek yerine köylerin, beldelerin, şehirlerin isimlerini değiştirdiler. Sen Nurs köyünün ismini değiştirebilirsin ama bu milletin gönlünden Saidi Nursi sevgisini çıkarabilir misin? Nurşin'i Güroymak yaptın da başın göğe mi değdi? Bunlarla uğraşacağına eser bırak memlekete. Adam o dur ki bıraka bu dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser. Milletin değerleriyle kavga etmek yerine, bu ülkenin aşını, ekmeğini, ekonomisini büyütmek için çalışsaydınız olmaz mıydı? Bitlisliler 'Yazın ayransız, kışın yorgansız olmaz' der. İşte bu zihniyet milletimizi yazın ayransız kışın da yorgansız bıraktı" değerlendirmesinde bulundu. Muhalefetin adaylarının meydanlarda birer ikişer boy gösterdiğini, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının, "Yıkacağız, AK Parti ne yaptıysa hepsini yıkacağız. AK Parti'nin projelerini iptal edeceğiz. Kanal İstanbul'u, yerli arabayı yapmayacağız, orayı kapatacağız, burayı yıkacağız." dediğini aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siz enkaz ekibi misiniz? Memleketi mi idare edeceksiniz, enkazcılık mı yapacaksınız? Taş üstüne taş koymaktan bahsetmiyorlar da yıkmayı, yok etmeyi bolca söylüyorlar. Bunlar akıllarınca bu ülkenin gelişmesine, büyümesine engel olacaklar. Bu milletin AK Parti'den soğuyacağını zannediyorlar. Bitlisli ve aziz milletimiz buna izin verir mi? Bu yıkım ekibini iş başına getirir mi? Elbette getirmez. Milletimiz 16 yıllık kazanımlarına sahip çıkıyor. 2023 hedeflerinden dönüş yok. İstikrar ve kalkınmaya 'devam' diyor Bitlis. Bitlis, 'hukuk devletinden, demokrasiden dönüş yok' diyor. 'Vesayete darbeye geçit yok' diyor bu meydan."
08.06.2018 - 15:39
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye', 'Binali Yıldırım', 'Seçim 2018']
Yıldırım: Bunların ipi başkalarının elinde
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yildirim-bunlarin-ipi-baskalarinin-elinde,y6djSO_dzkWfUqYkFmH_RQ
DİYARBAKIR'da doğuştan bedensel engelli Şeyhmus Baran'ın (12), 'Galatasaray maçı izleme' hayali olduğunu soysal medyadan öğrenen futbolcu Selçuk İnan, Şeyhmus ile görüşerek, Cumartesi günü oynanacak Fenerbahçe derbi maçına davet etti.
null
DİYARBAKIR'da doğuştan bedensel engelli Şeyhmus Baran'ın (12), 'Galatasaray maçı izleme' hayali olduğunu soysal medyadan öğrenen futbolcu Selçuk İnan, Şeyhmus ile görüşerek, Cumartesi günü oynanacak Fenerbahçe derbi maçına davet etti.   Sosyal medyada dezavantajlı çocuklar için etkinlikler düzenleyen 'Çocuklar Üşümesin' grubu üyeleri, bedensel engelli Şeyhmus Baran'ın hayalini sosyal medya hesaplarında paylaşarak destek çağrısında bulundu. Şeyhmus'un hayalini sosyal medyadan öğrenen Selçuk İnan, kendisiyle görüşerek Cumartesi günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçına davet etti.  ASLAN PARÇASI DİYEREK SESLENDİ Şeyhmus'u görüntülü arayan Selçuk İnan, kendisine aslan parçası diyerek seslenip, şunları söyledi: "Fenerbahçe maçına geliyor. Maçı en önde izleyeceksin. Orada sana imzalı formamı da vereceğim. Canım kardeşim, seni heyecanla bekliyorum." Görüşmede Şeyhmus, Selçuk'a sevgilerini ifade etti. Galatasaray-Fenerbahçe derbisini izleyecek olmanın heyecanını yaşayan Şeyhmus, derbiyi kazanacaklarını söyledi. Seyhmus, "Selçuk İnan'ı çok seviyorum. Çok heyecanlıyım, maçı izleyeceğim. Fatih Terim'i, Galatasaray taraftarlarını çok seviyorum" dedi. Şeyhmus'un babası Ali Baran (47) ise oğlunun hayalinin gerçekleşeceğinden dolayı mutluğu olduğunu belirterek, şunların söyledi: "Benim oğlum camide namaz kıldıktan sonra, 'Çocuklar üşümesin' üyeleri onu görmüş. Arabası üstündeki sarı kırmızı renkler dikkatlerini çekmiş. 'Ne yapıyorsun diye sormuşlar?' Şeyhmus, 'Ben fanatik bir Galatasaraylıyım' demiş.  Oğlum zaten her fırsatta ben Selçuk İnan'ı çok sevdiğini anlatıyor, onu görmek istediğini söylüyor. Onlar da Allah razı olsun Selçuk İnan ile irtibat sağlayarak oğlumla görüşmesini sağladılar. Şimdi oğlumla ben bu haftaki Galatasaray-Fenerbahçe derbisine davet edildik. Çok mutluyuz." 'DİYARBAKIRLI ÇOCUKLARIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ' 'Çocuklar Üşümesin' topluluğu üyelerinden Yeşil Turhan (23) ise topluluk olarak Diyarbakırlı çocukların hayali gerçekleştirmek için girişimlerde bulunduklarını belirterek, "Çocuklar Üşümesin topluluğu 2 yıl önce arkadaşlarımız tarafından oluşturuldu. Bu proje daha çok Diyarbakır'daki çocukların hayallerini gerçekleştirmek için oluşturuldu. Sosyal medyada hesabımızda Şeyhmus'u paylaştık. Daha sonra Selçuk İnan ile görüşmesini sağladık. Selçuk İnan'a teşekkür ediyoruz Şeyhmus'u gördü, bizimle iletişim geçti" şeklinde konuştu. 04 Ekim 2019 Cuma İLGİLİ HABERLER
23 Eylül 2019 Pazartesi, 10:39
haberturk
[]
Engelli Şeyhmus'un hayalini Galatasaraylı Selçuk gerçeğe çeviriyor
null
https://www.haberturk.com/diyarbakir-haberleri/72050047-engelli-seyhmusun-hayalini-galatasarayli-selcuk-gercege-ceviriyor
Meclis, yılı hem yasama hem de iktidar ve muhalefet arasındaki görüşme dolayısıyla yoğun gündemle bitiriyor
null
Meclis, yılı hem yasama hem de iktidar ve muhalefet arasındaki görüşme dolayısıyla yoğun gündemle bitiriyor. Yılın son yasal düzenlemesi ise 12 maddelik "Torba Kanun" teklifi olacak. Yılın son haftasında Meclis, iktidar ile muhalefet arasında önemli görüşmeye ev sahipliği yapacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu; yeni anayasa, bütçe, reformlar ve TBMM İçtüzüğü konularında fikir alışverişinde bulunmak üzere, TBMM'de grubu bulunan muhalefet partilerinin liderleriyle bir araya gelecek. Davutoğlu, ilk görüşmeyi 30 Aralık Çarşamba günü önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapacak. TBMM Genel Kurulu'nda yılın son yasal düzenlemesi ise 12 maddelik "Torba Kanun" teklifi olacak. Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasın Dair Kanun Teklifi, farklı alanlara yönelik düzenlemeler içeriyor. Teklifle, 31 Aralık 2015 tarihinde sona erecek olan "Öğretim üyeleri için öngörülen emeklilik yaşının, devlet üniversitelerinde görev almaları şartıyla 72 yaşını doldurduğu tarihtir" hükmü, 31 Aralık 2016'ya kadar uzatılıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) sözleşmeli olarak istihdam edilen erbaş ve erlerin brüt asgari ücret esas alınarak belirlenen maaşları, subay, astsubay ve uzman erbaşlar dahil TSK'daki kamu görevlileri gibi memur aylık katsayısı esas alınarak belirlenmesi, teklifte yer alıyor. Askeri öğrencilerin harçlıklarının artırılmasını öngören teklif, er ve erbaşlar ile askeri öğrencilerin harçlıklarının hesaplanmasında esas alınan ve hala uygulanan gösterge rakamlarının yüzde yüz oranında artırılmasını içeriyor. Teklifle; 2003 öncesi ve sonrası göreve başlayan astsubayların başlangıç derece kademeleri ile eğitim seviyelerine bağlı olarak yapılan intibak işlemlerinde paralellik sağlanıyor. Kamu İhale Kanunu'nun, hizmet alımlarında ihale öncesi ilgili kurumlardan uygun görüş alınması ve personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarıyla ilgili sözleşmelerin uygulanması sürecinde yer alan görevlilerin sorumlulukları ve bunlar hakkındaki idari yaptırımları düzenleyen maddesinin ilgili fıkrasının bu yıl sonunda dolacak olan yürürlük tarihi, 30 Haziran 2016'ya kadar uzatılıyor. Vakıfların, burs vermek için 31 Aralık 2016'ya kadar bağış alabileceğini de düzenleyen teklifle, Milli Eğitim Bakanlığı'na 12 bin 500 öğretmen kadrosu ihdas ediliyor. TBMM Genel Kurulu, düzenlemeyi yasalaştırmak için 29 Aralık Salı ve 30 Aralık Çarşamba günü mesai yapacak, yılın son günü ise çalışmayacak.
27.12.2015 - 12:37
haberturk
['meclis', 'gündem']
12 maddelik 'Torba Kanun' teklifi Meclis'e geliyor
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1172983-12-maddelik-torba-kanun-teklifi-meclise-geliyor
''Adamın biri bir gün metroya biniyor ve ölüyor. Cesedini birinin fark etmesi 6 saat sürüyor. Kimse fark etmiyor'' Michael Mann, başyapıtı 'Collateral'de Los Angeles'ın yalnız ve mutsuz adamlarını anlatıyor...
null
Michael Mann hep yalnız ve mutsuz adamların hikayelerini anlatır. Aksiyon, silah, kaçışlar filmlerinin cilasıdır aslında. Şehir ve yalnız adamlardır asıl anlattığı. Los Angeles ve yalnız adamları... Collateral de bu geleneği bozmaz ve Mann'in en ünlü başyapıtı 'Heat/ Büyük Hesaplaşma' ile neredeyse aynı ruh halini taşır; şehir, gece, suçlular ve kanun adamları… Basit bir konusu var kağıt üzerinde 'Collateral'in. Ama yönetmen koltuğundaki isim Michael Mann olunca ne anlattığının önemi kalmıyor. Max titiz ve dakik bir taksi şoförüdür. Arabasına Vincent'ın binmesiyle gecesi, hayatı alt üst olur. Vincent usta bir kiralık katildir ve gece boyunca 6 kişiyi öldürecektir. Ve Max'i de bu işe dahil eder. Bu kadar basit bir konuyu başyapıta çeviren hiç kuşkusuz filmin karakterleri üzerine inşa edilmesi. Max, taksicilikten mutlu değildir. Limuzin şirketi kurmak gibi bir hayali vardır. Her gün defalarca arabasındaki kartpostala bakar. Canı her sıkıldığında mola verip Maldiv Adaları'na bakar. Bir hayali vardır ama o hayali orada, uzakta, öylece durmaktadır. Ertelenmiş bir hayali ve bir an önce bırakmak istediği halde 12 yıldır bırakamadığı mesleğiyle Max sıradan bir insandır. Los Angeles’ın keşmekeşinde kaybolan sıradan bir taksi şoförü. Vincent ise ilk kareden itibaren cool’dur. Filmin başında hakkında ne biliyorsak sonunda da çok fazlasını öğrenemeyiz. Dışarıdan gelmiş bir kiralık katil, işini bitirip gidecektir. Vincent hakkında bildiklerimiz Max ve Los Angeles için söylediği sözlerdir sadece. Los Angeles'ta kimsenin birbirini tanımadığını söyler Max’e ve şu hikayeyi anlatır: Bunun gibi Vincent'ın modern insana dair eleştirileri Max ve Los Angeles üzerinden yapılır ve bu da filmin ruh halini özetleyen cümlelerdir aslında. Burada Los Angeles'a bir parantez açmak gerekiyor. Mann'in çoğu filminde adı yazmasa da başrolde olan bir şehir Los Angeles. Kalabalığı, temposu, sokakları, rutini, gece sessizliği, sokak lambalarıyla Mann'in filmlerinde güzel ama acımasız bir şehir olarak yer almaya devam ediyor. İçe içe geçmiş caddeler arasında yükselen binalar yanıltıcı bir gece güzelliği sunuyor, mutsuz ve yalnız insanları kaybeden bir güzellik. Max ve Vincent la beraber seyirci de Mann'in dijital kamerasıyla, ince ince detaylandırılmış bu eşsiz görüntülere doyuyor. Alaycı konuşmasıyla farklı bir kiralık katil profili çizen Vincent herhangi bir şeye, yere ya da kişiye bağlılığı olmayan bir adam. Nihilist bir adam gibi gözükmesi biraz da onun hakkında fazla şey bilmiyor oluşumuzdan. Belki 'Büyük Hesaplaşma'daki Neil McCauley'i hatırlatmasından yola çıkarak işini iyi yapsa da mutlu olmayan ama bunu fazla sorgulamayan, ailesi olmayan, sevgilisi olsa bile yalnız yaşayan bir adam olduğunu tahmin edebiliriz. Ve Los Angeles gibi bir şehirde Max gibi birisiyle karşılaşması ancak bir Mann filminde gerçekleşebilir. Birbirine zıt karakterdeki iki adam, 'doğaçlama' gecede giderek yakınlaşırlar. İyi-kötü ayrımı silikleşir, Mann, kamerasıyla şehrin en yalnız anlarını yakalar. Vincent, Max'in karakterini eşeledikçe ikisinin ve şehrin silüeti renk değiştirir. Cinayetler, hedefteki isimler anlamını kaybeder. Hayat kısadır. Ve kırmızı ışıkta durur araba. Shadow of the Sun çalmaya başlar, çakallar geçer. Max ve Vincent sadece bakarlar. Çakalın gözü parlar, Los Angeles'ın tüm yalnızlığı kısa bir süreliğine o ana düşer. Sonra film akmaya devam eder… Vincent cinayet işledikçe Max'le arasındaki diyaloglar sertleşmeye başlar. Güçlü konumda Vincent olduğu için her şeyi o yönlendirir. Ama Vincent'ın gücü sadece silahından gelmez. Çünkü Max karakter olarak da zayıftır. Her gün ziyaret ettiği annesine işiyle ilgili yalan söyler, haklı olduğu halde patronuna sesini çıkaramaz, ama en kötüsü de hayalini devamlı erteler. Çok istediği halde harekete geçemez. Vincent bu sözlerinde haklıdır çünkü, Vincent taksisine binene kadar Max'in hayatı rutin bir şekilde akıp gitmiştir. Hayalleri sadece o kartpostalda durmaktadır ve hiçbir şey yapmamaktadır. Filmin başında taksisine binen avukat Annie’den hoşlanır. Kısa yolculukta işleri ve hayalleri hakkında konuşurlar. Max, Annie'ye onun daha çok ihtiyacı olduğunu düşünerek, her sıkıldığında baktığı hayalini, o kartpostalı verir ve ''Her gün geçtiğin yerleri farklı bir şekilde gösterir'' der. Max'ten etkilenen Annie de inerken kartvizitini bırakır. Ama Vincent Max'in onu aramayacağını bilir. Annie, filmin başında görünüp kaybolur ama önemli bir rolü olacağını tahmin ederiz. Çünkü Michael Mann sinemasında kadınların öyküye ‘ölümcül’ katkıları olur. Varlığıyla ya da yokluğuyla filmin öyküsünün yönünü değiştirirler. Burada da öyle olur. Vincent’ın hedefindeki 6. isim Annie’dir. Ve Max onu kurtarmak için harekete geçer. Artık tamamen farklı biri olduğu, bazen Vincent’ı bile taklit ettiği gecede Annie için Vincent’ın karşısında durmaya çalışır. Micahel Mann’in kamerasını adeta konuşturduğu final bölümünde Max ve Vincent karşı karşıya kalır. Bu kovalamaca esnasında Annie’nin masasında Max’in verdiği kartpostalı görürüz. Çoğu izleyici için bir klişedir belki de ama aslında Michael Mann sinemasının bir anahtarıdır o. İlk filminden beri kurduğu anlatının yüzlerce parçasından biri. Los Anegeles, hayaller, pişmanlıklar, mutsuzluklar… Ve sinema tarihine geçen metro sahnesinde, Heat’ten bile daha hüzünlü olan finalinde Vincent, filmin başında anlattığı hikayenin kendisi olur. Kafasını kaldırmaya çalışır ve Max’e sorar: ‘’Farkeden olur mu?’’ Mann, basit bir öykü, iki adam artı bir şehirden yine varoluşcu bir film çıkarmakla kalmıyor, cool adamları, grenli görüntüleri, soundtrack'i, alameti farikası kamera açılarıyla ilk dakikasından son sahnesine kadar stilize bir başyapıt ortaya çıkarıyor. Genel kanı ‘Insider’ ve ‘Heat'in Mann’in en iyileri olduğudur ama kanımca ‘Collateral’ Mann’in filmografisinin aşılması kolay olmayan en önemli başyapıtı. Collateral, 2004 Yönetmen: Michael Mann Senaryo: Stuart Beattie Oyuncular: Tom Cruise (Vincent), Jamie Foxx (Max), Jada Pinkett Smith (Annie), Mark Ruffalo (Fanning), Peter Berg (Richard Weidner), Javier Bardem (Felix), Jason Statham, Debi Mazar
29.03.2011 - 21:01
null
[]
Mutsuz şehir, yalnız adamlar
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/mutsuz-sehir-yalniz-adamlar,--VQRGTTFUublnLnDZvtKA
BDDK tarafından yapılan yönetmelik değişikliği ile bankalar, finansal raporlarını kurum ve kuruluş birliklerine artık matbu olarak tevdi edemeyecek, bu işlemlerini sadece elektronik ortamda yapabilecek.
null
, bankaların kurum ve kuruluş birliklerine finansal raporlarını artık matbu olarak tevdi edemeyeceği, bu işlemlerini yapabileceğine dair düzenleme hayata geçirildi. BDDK'nın Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'te yaptığı değişiklik, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikte yapılan değişiklikler kapsamında, finansal raporların sunumu ve yayımlanmasına ilişkin maddelerde düzenlemeye gidildi. Bu kapsamda, bankalara, yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal raporları, ilgili oldukları yılı takip eden nisan ayı sonuna kadar kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda tevdi etmek zorunluluğu getirildi. Öte yandan, Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyette bulunan bankalara da faaliyetlerine ait yıl sonu bilançoları ile gelir tablolarını, bunların açıklama ve dipnotlarını, merkezlerinin bilanço ve gelir tablolarını kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda tevdi edeceği bildirildi. Yönetmelik değişikliği ile ayrıca, bankaların mart, haziran ve eylül ayları sonu itibarıyla düzenleyecekleri konsolide olmayan ara dönem finansal raporlarını 45 gün içinde, konsolide olanları ise kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda ileteceği belirtildi. Yönetmelikte yapılan bu değişikliklerle bankalar artık finansal raporlarını kurum ve kuruluş birliklerine matbu olarak tevdi edemeyecek, bu işlemlerini sadece elektronik ortamda gerçekleştirebilecek. Yönetmeliğin finansal raporların sunumu ve yayımlanmasına ilişkin maddelerinde yapılan diğer bir değişiklikle bankalara, yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal tablolarını dipnotsuz bir şekilde ilgili oldukları yılı takip eden nisan ayı sonuna kadar Resmi Gazete'de ilan etme yükümlülüğü getirildi. Söz konusu maddeden, daha önceki yönetmelikte yer alan şu ifadeler ise çıkarıldı: "Bankalar ilanın yapıldığı Resmi Gazete'nin tarih ve sayısı ile yayımlanan bilgilerin internet sayfasından ulaşılabileceğine ve ilan edilen bilgilerin kuruma gönderilen bilgilerle aynı olduğuna ilişkin beyanlarını Resmi Gazete'deki ilanı müteakip, 7 gün içinde kuruma bildirir."
02.04.2019 - 10:11
Anadolu Ajansı
['Ekonomi', 'Finans', 'banka']
Bankalar finansal raporlarını dijital olarak paylaşacak
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/bankalar-finansal-raporlarini-dijital-olarak-paylasacak,zPfXRy_WOECF5Cl-Xm5pSA
Bakan Gül, "FETÖ ile mücadelede kararlı bir şekilde, bir an evvel sonuçlanmasına yönelik yargı makamları çalışıyor, görevlerini yapıyorlar. Bu hususta asla bir zafiyet, asla bir gevşeklik söz konusu olmadan" dedi.
null
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "FETÖ ile mücadelede kararlı bir şekilde, bir an evvel sonuçlanmasına yönelik yargı makamları çalışıyor, görevlerini yapıyorlar. Bu hususta asla bir zafiyet, asla bir gevşeklik söz konusu olmadan" dedi. Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile ceza infaz kurumu personeline fiili hizmet süresi zammı verilmesine dair düzenleme konusunda değerlendirmelerde bulunan Gül, 50 bin personelin çok ağır şartlarda görev yaptığını anlattı. Bakan Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve hükümetin çok ağır koşullarda çalışan ceza infaz kurumu personeli için çok güzel bir müjde verdiğini, yıpranma paylarının karşılandığını dile getirdi. KHK ile özellikle "lekelenmeme hakkı"nı düzenleyen bir hükmün getirildiğini belirten Gül, şöyle devam etti: "Her zaman görülebilir ama özellikle son zamanlarda artan asılsız ihbarlarla, şikayetlerle birtakım vatandaşlarımızın mağdur edildiği, yargı önünde şüpheli sıfatını aldığı birtakım uygulamalara şahit olundu. Yani bir isimsiz, soyut, genel, aleni olarak bakıldığında iftira olduğu da çok açık olmasına rağmen bir suç duyurusu, bir ihbar üzerine otomatikman yargı makamları bir şüpheli yapıyor vatandaşı. Bir polis evine ya da iş yerine gidiyor, gözaltına alıyor, işlem yapıyor ve bir dosya açıyor ve o kişi şüpheli oluyor. Deliller diğer birtakım tedbirler uygulanıyor. Oysa bakıldığında çok aleni bir şekilde soyut, mesnetsiz olduğu çok açık olsa bile bu konuda bir takdir hakkı olmuyordu. Böylece de hem iftira hem kötü niyetle insanların lekelenmesine imkan tanıyan bir kötü yola tevessül eden bir uygulamayı görüyorduk. Bunu önlemek adına çok önemli bir düzenleme geldi. Bununla birlikte artık bu tür genel, soyut iddialar üzerine savcı soruşturma açılmamasına karar verebilecek." Gül, eskiden bir ihbar ya da şikayet olduğunda otomatik olarak cumhuriyet savcılarının bir soruşturma açtığını, kişinin şüpheli olduğunu dile getirdi. KHK ile yapılan düzenlemede bu durumun değiştiğine dikkati çeken Gül, "Şimdi lekelenmeme hakkını hükümetimiz getirerek vatandaşlarımızı bu hususta kötü niyetten, iftiradan, yargı önünde yargıyı meşgul etme, FETÖ ile mücadele eden yargı kurumunu da yıpratan birtakım uygulamaları da inşallah sona erdirmiş olacak. Böylece savcı, soruşturma açılmasına ya da açılmamasına karar verecek. Bu karara karşı da bir denetim yolu var, yine itiraz edebilecek ilgililer. Bu itiraz neticesinde soruşturma açılmasına karar verilebilir. Bu nedenle vatandaşlarımızın asılsız ihbarlar, soyut, mesnetsiz iddialarla lekelenmesini önleyecek bir düzenlemeyi hükümetimiz getirdi." diye konuştu. Sistematik iftira atanların da cezalandırılabileceği bir sisteme ilişkin soru üzerine Gül, "O var elbette. İftira atanlarla ilgili yargılama yapılabilir. O konuda da mahkemeler gerçekten iftira atılan kişiyi de koruyacaktır. Bu hususta mevzuatımızda her türlü düzenlememiz var" ifadelerini kullandı. Gül, İnsan Hakları Daire Başkanlığının daha önce de bulunduğunu ancak müstakil bir hüviyette olmadığını hatırlattı. AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de insan hakları alanında uluslararası bir toplumun parçası olarak çok önemli adımlar atıldığını, reformlar yapıldığını kaydeden Gül, "Burada da İnsan Hakları Dairesini müstakil, ayrı bir daire haline getirdik. Ayrı bir tüzel kişiliği, ayrı bir yapısı olacak. Bununla birlikte insan hakları kurumları ile uluslararası toplumla ve kurumlarla daha yoğun bir iş birliği içine ülkemiz girmiş olacak" açıklamasını yaptı. Yurt dışına açılacak adli müşavirliklerin sayısını da artıracaklarını bildiren Gül, "Daha interaktif, daha insan hakları bağlamında da Türkiye, kendi yapmış olduğu reformları çok iyi anlatma zeminine de kavuşmuş olacak. AİHM ile bu anlamda ortak diyalogları da daha kurumsal bir hale getirmiş olacak." bilgisini paylaştı. Bir soru üzerine, KHK ile hakim ve savcılara ihdas edilen kadrolara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Gül, FETÖ'nün özellikle yargı, emniyet ve silahlı kuvvetler üzerine nüfuz ettiğini, hukuki zeminde ihraçların yapıldığını, mücadelenin sürdüğünü anlattı. Buradan kaynaklanan bir ihtiyaç olduğunu, ayrıca kişi başına düşen hakim sayısını artırarak davaların çok fazla uzamaması ve mevcut hakimlerin de sürekli eğitime tabi tutulmasına yönelik bir reform çalışmalarının bulunduğunu söyleyen Gül, "Kişi başına hakim sayısını artırarak artık dosyaların, duruşmaların çok daha erken tarihe verildiği bir sistemi amaçlıyoruz. Hakim sayısını Avrupa Birliği standartlarının üzerine çıkacak şekilde bir hakim alımına yönelik KHK'da bir hüküm konuldu." dedi. İlkokuldan itibaren bir hukuk eğitimini, adalet anlayışını yerleştirmek gerektiğini vurgulayan Gül, buna yönelik çalışmaları sürdüreceklerini bildirdi. "Bu demek değildir ki bir kişi illa tutuklansın, 7 yıla kadar tutuklu kalsın" KHK ile tutukluluk sürelerinin uzatılmasına yönelik bir soru üzerine Gül, şöyle konuştu: "Orada, tutuklu olarak kalacak kişilerle ilgili, terör örgütleri ile ilgili bir düzenleme. Özellikle hakim ve savcıların sayısının azalmasından kaynaklı olarak mahkemelerde 15 Temmuz darbe girişiminden sonra dosyaların artmasından dolayı birtakım davaların safahatı uzamış oldu. Yani bu davaların, bu darbe girişimi nedeniyle uzamasından dolayı terör suçundan dolayı yargılananların serbest kalması ya da bu konuda bir bir zafiyete uğramamasına yönelik bir düşünce KHK'da yer buldu ama bu demek değildir ki bir kişi illa tutuklansın, 7 yıla kadar tutuklu kalsın. Bunu hakim zaten takdir edecektir. Hakim, o kadar tutukluluğu sürekli zaten inceleyip değerlendiriyor, cezaya göre de oranlıyor. Terör suçları ile ilgili cezalar da yüksek olduğu için bu husus da asla bir geri adım değil. Bir ihtiyaçtan, bir zaruretten kaynaklı olan bir düzenlemedir. Bunun da normal safahat geçtikten sonra elbette... Bunu zaten kısaltan AK Parti hükümetleriydi." Gül, "milletvekillerinin hem seçilme aşamasında hem seçildikten sonra cumhuriyet savcılarının müdahalesine açık hale geldiği ve dokunulmazlığının kaldırıldığı" yönündeki eleştirilerin anımsatılması üzerine bu konuya da değindi. Asla milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik bir düzenlemenin söz konusu olmadığını, böyle bir şeyin mümkün olmadığını ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletvekilleriyle ilgili Türkiye'deki her mahalde, her yerde soruşturma yapılabiliyordu. Yeni düzenlemeye göre, TBMM Ankara'da olduğu için, milletvekillerinin sayısı da malum, bu hususta eğer bir milletvekiliyle ilgili herhangi bir soruşturma ya da bir kovuşturma olursa (bugüne kadar olan dosyalarda değil, bundan sonrakilerle ilgili) bunu yapacak olan yer Ankara Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Peki yapacak da milletvekilini tutuklayacak, gözaltına alacak, milletvekilinin bu suçtan dolayı dokunulmazlığını mı kaldıracak? Hayır. Ne oluyor? Başsavcılık bir soruşturma yapıyor, takipsizlik de verebilir ama suçlu olduğuna eğer kanaat getirirse dosyasını hazırlar, dosyası Mecliste bekler. Onun dokunulmazlığı olduğu için herhangi bir şekilde işlem yapılmaz. Bunu çok açık bir şekilde ifade etmek lazım. Diyelim ki Türkiye'nin herhangi bir yerinde bir savcılık o suç işlendiği iddiasıyla bir milletvekili hakkında soruşturma yapabiliyorken, alacak dosyayı, 'Böyle bir şey oldu, bizce burada bir suç var' diyecek ve Ankara'ya gönderecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bunun soruşturmasını yapacak ama asla dokunulmazlığı kaldırma, hemen dava açma anlamında bir şeye gidemeyecek. Çünkü milletvekilinin dokunulmazlığı var." "Bir geri adım anlamına gelmiyor değil mi?" sorusu üzerine Gül, asla bir geri adım olmadığının altını çizerek, Ankara'da, parlamentonun merkezinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gibi bir yerde yapılmasının usul ekonomisi bakımından daha doğru olur diye düşünüldüğünü söyledi. Gül, "Bu aslında siyasetin korunmasına yönelik. Yani bunu eleştirenler kimlerse, eğer muhalefetse de bilakis onların memnun olacağı, teşekkür edeceği bir düzenlemedir. Bu hususta nitekim başka bürokratlar için bile bu tür benzer düzenlemeler var" diye konuştu. "Bunlar ciddi kararlar ve neden KHK ile çıkarmaya devam ediyorlar?" şeklinde ifadelerin hatırlatılması üzerine Gül, "Türkiye'de 15 Temmuz darbesini yapan bir terör örgütü ve acilen yapılması gereken birtakım yasal değişiklikler var. Terörle mücadele ediyorsunuz, bu konuda OHAL... Anayasanın vermiş olduğu yetkiyle sınırlı olmak üzere zaruri olan değişiklikler yapılmıştır. Bizim bekleyen kanunlarımız da var. Parlamentomuz açıldığında elbette bu kanun düzenlemeleri Mecliste normal yoldan zaten yapılacaktır. Biz de zaten onu tercih ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Açık cezaevlerine aktarma" ile ilgili bir soru üzerine de Gül, cezaevlerinde kapasitenin üzerinde tutuklu ve mahkum bulunduğunu belirtti. Bakan Gül, "Cezaevi yönetimi, bir kişi aslında açığa çıkması gerekiyor ama disiplini bozmuş ya da disiplinsiz bir tavır yaptığı için ceza verince açığa çıkamıyor ama açığa çıkmaya hak kazanmış, bir yıl, iki yıl önce. Öyle olunca kapalı da." açıklamasını yaptı. Cezaevlerinin doluluk oranının şu anda yaklaşık yüzde 110'un üzerinde olduğu bilgisini veren Gül, bunun da tutuklu ve mahkumların koşullarını zorlaştırdığını söyledi. Gül, "Bunlar açığa çıkmaya hak kazanmış kişiler. Bu asla bir af değil, farklı bir şey değil bu kişilerin açığa çıkması. Eğer açığa çıktıktan sonra varsa denetimli serbestlik imkanı da gelecek. Cinsel suçlar ve birtakım sınırlamalar hariç olmak üzere. Yine cezaevi yönetimi de bu durumları gözden geçirerek, bunun takdirini yapacak." değerlendirmesinde bulundu. Gül, bunun cezaevi yönetiminin disiplin cezası verdiği hususları tekrar gözden geçirmeye yönelik bir düzenleme olduğunu, mahkumiyetle ilgili bir şey olmadığını bildirdi. Bazılarının denetimli serbestlikle çıkma hakkı olacağını yineleyen Gül, "Belki bu ceza olmasaydı birçoğu dışarıda olacaktı. Bunların tasnifi yapılacak, iyi halli olanları cezaevi yönetimi bunun kararını verecek" dedi. "Bir rakam tahmininiz var mı?" sorusuna Gül, bu konuda bir sayı telaffuz etmenin şu anda zor olduğunu belirtti. "Yeni cezaevlerinin yapımıyla ilgili durum nedir?" sorusunu da yanıtlayan Gül, tutuklu ya da mahkum da olsa cezaevinde belli standartlarda yaşama zorunluluğu bulunduğunu belirterek, standartları iyi noktaya getirmek üzere inşaatların sürdüğünü kaydetti. Gül, özellikle terör örgütleri mensuplarının tek ve 3 kişilik hücrelerde de kalabilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini anlattı. Adalet Bakanı Gül, "Tek tip elbise çalışması ne durumda?" sorusuna, "Hükümetimizin o konudaki kanaati açıktır. Bu hususla ilgili de bir düzenleme yapılacaktır. Hazırlıklar, çalışmalar tamamlanınca hükümetimiz, Bakanlar Kurulu o konuda gerekli kararı verecektir" yanıtını verdi. "FETÖ ile mücadele ve yargılama nasıl gidiyor?" sorusu üzerine Gül, şunları ifade etti: "FETÖ ile mücadelede kararlı bir şekilde, bir an evvel sonuçlanmasına yönelik yargı makamları çalışıyor, görevlerini yapıyorlar. Bu hususta asla bir zafiyet, asla bir gevşeklik söz konusu olmadan. 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren bu terör örgütünün tüm üyeleri, yöneticileri adalet önünde hesap veriyorlar ve cezalarını da çekecekler. Tabii çok gizli ve kripto bir örgüt ama savunmalarına bakıldığında, İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da... Şöyle bir kapatın, izleyin yani 200 kişi getirin hepsi aynı şeyi söylüyor. Hani 'Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar' diye bir deyim var. Örgüt oldukları buradan da belli. Tek bir merkezden talimatla hepsi aynı şeyi yapıyor. Hakim kamerada gösteriyor, herkes görüyor ve 'Bu sen değil misin?', 'Hayır, ben değilim' diyor. Böyle mahkemeyle, yargıyla, adaletle dalga geçen bir yaklaşım var ama hakim ve savcılar, Türk yargı mensupları tamamen bu konuda hukukun gereği neyse o hususta çok adil bir şekilde yargılama yapıyorlar. Herkes bağımsız Türk mahkemelerine güvensin. En hızlı bir şekilde, en yakın zamanda safahat artık ilerliyor. Bu hain terör örgütüne mensuplar gereken cezayı alacaklardır. Türkiye'nin ulusal güvenliğiyle ilgili bu mücadelede mahkemeler hukuk neyse onu yapıyor. Herkes üzerine düşeni yapmak zorunda. Yalan söyleseler de inkar etseler de bütün deliller ortada. Meclisi bombalayan kişi de 'Benim haberim yoktu' diyor. Hepsi belli. Dolayısıyla vatandaşlarımız yargıya güvensinler, 250 şehidimizin ruhu incinmeden adil bir şekilde yargılamalar devam ediyor. Herkes, bu terör örgütleri de hak ettiği cezayı çekecektir, görecektir." Abdulhamit Gül, Adalet Bakanlığının Adil Öksüz'ün yakalanmasıyla ilgili girişimlerine ilişkin açıklamada bulundu. Öksüz'ün Almanya'da görüldüğüne dair haberlerin çıktığını hatırlatan Gül, uluslararası sözleşme kapsamında Öksüz'ün acilen bu ülkede tutuklanarak Türkiye'ye gönderilmesi yönünde bir kararın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinden çıktığını belirtti. Gül, "Bu hususta 'Bizde yok' şeklinde bir şey de gelmedi henüz bize. Bakanlık olarak istedik. Almanya'nın bu talebimize olumlu, olumsuz ve belgeli bir şekilde cevap vereceğini düşünüyoruz. Vermek zorunda. Uluslararası hukukun gereği de bunu bekliyoruz." ifadelerini kullandı. Özellikle FETÖ mensupları ya da diğer bazı terör örgütü üyelerinin belli ülkelerden iade talebine rağmen bu isteğin yerine gelmediğini görmenin kendilerini üzdüğünü dile getiren Gül, terörün bütün insanlığın ortak düşmanı olduğunu vurguladı. "İyi terörist, kötü terörist" diye bir ayrımın olamayacağına işaret eden Gül, "Türkiye, hangi terör örgütü olursa olsun insanlığa karşı suç işlemiş bütün örgütlere karşı uluslararası toplumla iş birliği yapan bir ülkedir ama bu hususta bazı ülkelerden bu duyarlılığı göremiyoruz. Bu uluslararası hukukun gereğini göremiyoruz. Bu hususta her türlü görüşmelerimizi uyarıyoruz. Talepte bulunuyoruz yazılı ve sözlü. Bu konudaki mücadelemizi de elbette hukuk çerçevesinde sürdüreceğiz. Umarız bu husustaki ortak hassasiyet yerine getirilir" diye konuştu. ABD'de bulunan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin bir soru üzerine Gül, bakanlığının ABD ile temasının sürdüğünü belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretlerinde de bu konunun gündem olduğunu söyledi. Adaletin eninde sonunda tecelli edeceğini düşündüklerini ifade eden Gül, "Vermemekteki ısrar, terör örgütlerinin yanında durma anlamında bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. O ülkelerin itibarını etkiler olumsuz anlamda. Bir anlamda teröristi korur vaziyette olmalarını sağlayacaktır, gösterecektir, göstermektedir. Bu konudaki ısrarımızı sürdüreceğiz. Hukuk çerçevesindeki taleplerimizi yenileyeceğiz. Her halükarda bu terör grupları sonuna kadar yargılanacak, belki bir kısım başta terör örgütü FETÖ olmak üzere adaletin önünde hesabını verecek." değerlendirmesini yaptı. Adalet Bakanlığına yeni işe alımlarının olup olmayacağının sorulması üzerine Bakan Gül, adliye ve cezaevi personeli ihtiyaçlarının olduğunu bildirdi. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü aktaran Gül, "Maliye Bakanlığımız, Başbakanımız ve hükümetimizle en yakın zamanda ihtiyaçlarımızı giderecek şekilde kamuoyuna duyuracağız. Hem zabit katibi, adliye personeli hem de cezaevi için ihtiyaçlarımızı gidereceğiz. Bu konuda bir istihdam olacaktır. 950 hakim, savcı için yeni mezun olan yaklaşık 10 bin hukuk fakültesi mezunu arkadaşlarımız var. Onlara tekrar çağrıda bulunuyorum. Onurlu Türk yargı mensubu olmaya davet ediyorum" bilgisini aktardı.
26.08.2017 - 06:49
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Adalet Bakanı Gül: FETÖ ile mücadelede bir gevşeklik söz konusu değil
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/adalet-bakani-gul-feto-ile-mucadelede-bir-gevseklik-soz-konusu-degil,RNt7Imfg0Uyp46L1z7eRlA
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 5-16 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek 38. İstanbul Film Festivali’nin Sinema Ödülleri sahipleri belirlendi. Yönetmen Şerif Gören, oyuncular Göksel Arsoy ve Selda Alkor ile akademisyen Jak Şalom'a ödül verilecek.
null
İstanbul Film Festivali tarafından sinemaya gönül ve emek veren isimlere takdim edilen Sinema Ödülleri’nin 2019 sahipleri belirlendi. Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü usta yönetmen ’e sunuluyor. Sinema Onur Ödülleri oyuncu ve yapımcı ile oyuncu ’a, Sinema Emek Ödülü ise akademisyen ’a verilecek. Ödüller, 4 Nisan Perşembe gecesi yapılacak 38. İstanbul Film Festivali Açılış Töreni’nde takdim edilecek. Şerif Gören 1944’te İskeçe’de doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun oldu. 1962’de Yeşilçam’a kurgucu olarak adımını atan Gören, yüzlerce filmde asistanlık yaptı. 1974’te ilk filmi Endişe ile Antalya Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil 6 dalda ödül kazandı. Türk Sinemasına damgasını vuran Metin Erksan, Lütfi Ö. Akad ve Yılmaz Güney’in başlattığı toplumsal gerçekçilik akımının ikinci kuşağında yer alan Gören, dönemin teknik imkânsızlıklarına rağmen filmlerinde kullandığı efektlerle Türk Sinemasına pek çok yenilik kattı. 1973’te Sinema İşçileri Sendikası’nı kurarak başkanlığını üstlendi. 1979-1980 yılında Yönetmenler Derneği başkanıyken 12 Eylül darbesiyle tutuklandı; 1981’de tahliye olduktan hemen sonra Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı Yol filmini çekti. Başlıca filmleri arasında Köprü (1975), Deprem (1976), Nehir (1977), Derdim Dünyadan Büyük (1978), Almanya Acı Vatan (1979), Tomruk (1982, Antalya En İyi Üçüncü Film, En İyi Görüntü), Derman (1983 Antalya En İyi İkinci Film, 1983 Valencia Jüri Özel Ödülü, 1984 Şam En İyi Film, 1984 Karlovy Vary FIPRESCI Ödülü, FICC ödülü), Firar (1984), Kurbağalar (1986 Nantes En İyi Film), Kan (1985) Yılanların Öcü (1985 Antalya En İyi İkinci Film), Katırcılar (1987), On Kadın (1987), Polizei (1988), Abuk Sabuk Bir Film (1990 Yunus Nadi Yarışması En İyi İkinci Film), Amerikalı (1993 Antalya Halk Ödülü) sayılabilir. Gören ayrıca SFB ve FR2 televizyonları için Berlin ve Strasbourg şehirleri hakkında dört belgesel çekti. Yeşilçam denince akla gelen ilk aktörlerden Göksel Arsoy, sinemaya adımını 22 yaşında, Kara Günlerim (Sırrı Gültekin, 1957) ile attı. İlk Yaprak Dökümü’nün (Suavi Tedü, 1958) ardından Belgin Doruk’la başrollerini paylaştığı Samanyolu (1959) filmleriyle yıldızı parladı. Başta romantik melodram uyarlamaları, özellikle Belgin Doruk’la yaptığı filmler çok sevildi ve Doruk ile Arsoy, Yeşilçam’a star sistemini getirdi. 1962’de Halit Refiğ’in yönettiği Şehirdeki Yabancı ile Moskova Film Festivali’nde Şeref Diploması kazandı. Büyük tutkusunu gerçekleştirerek 1963’te Yeşilçam’ın ilk havacılık filmi Şafak Bekçileri’nin (Halit Refiğ) çekilmesini sağladı, filmde başrolü oynadı, hatta çekimler sırasında ses duvarını da aştı. 1960’larda “ilk Türk James Bond”u olarak tanımlanan Altın Çocuk serisinin yapımcılığını ve başrollerini üstlendi. Yüzden fazla filmde rol aldıktan sonra 1968’de sinemadan uzaklaştı. 2000’lerde Osman Seden’in önayak olmasıyla TV dizilerinde rol aldı. En son Ayhan Sonyürek’in yönettiği Unutulmayanlar (2006) ile kamera önüne geçti. 1997-1999 arasında Sinema Oyuncuları Derneği’nin başkanı olarak sanatçıların sigortalanmasını sağladı. Binicilik, pilotluk, araba sevdası, havacılık tutkusu, sahne yılları, hiç bırakmadığı spor ve elbette sinema aşkıyla Göksel Arsoy, kendi deyimiyle “kentlileşen, dönüşen toplumun simgesi oldu”. Yeşilçam sinemasında güçlü kadın rollerinin vazgeçilmez ismi, sinemada kendi sözleriyle “kendi gibi hayata karşı dik durabilen kadınları” canlandıran Selda Alkor, 1965’te Ses Dergisi’nin artist yarışmasında birinci oldu ve hemen başrol oynamaya başladı. Yeşilçam’a attığı ilk adımlar Cumartesi Senin Pazar Benim (Aram Gülyüz), Güneşe Giden Yol ve Türkiye’ye adını duyuran Çiçekçi Kız (Nejat Saydam) oldu. Birlikte rol aldığı Kartal Tibet'le Senede Bir Gün, Fikret Hakan'la Buzlar Çözülmeden, Cüneyt Arkın'la İlk ve Son, Ayhan Işık'la Erikler Çiçek Açtı, Ekrem Bora’yla Yaşamak İstiyorum, Ediz Hun’la Yarın Çok Geç Olacak, Türk sinemasının klasikleri arasında yer aldı. 100’e yakın filmde başrol oynadı. 1986’da, canlandırdığı “Hanımağa” karakteriyle büyük başarı kazandığı, Attila İlhan’ın yazdığı Kartallar Yüksek Uçar dizisiyle TV dünyasına adım attı; Asmalı Konak, Çemberimde Gül Oya, Parmaklıklar Ardında dizilerinde rol aldı. OYUNCU BİR meslek derneğinin kurucularından oldu; TÜRSAV Türk Sinema Vakfı başkanlığını, Sinema Oyuncuları Derneği’nin 1994-1996 arasında genel sekreterliğini, 2000-2002 arasında başkanlığını yürüttü. Yıllardır film kültürü ve kolektif sinema belleğini savunan ve bu alanda çalışmalarını sürdüren Jak Şalom, 1946’da İstanbul’da doğdu. 1965-1972 yıllarında kurucu üyelerinden olduğu Türk Sinematek Derneği’nde görev aldı. 1972-1977 yıllarında Paris’te, Fransız Sinemateki’nde Henri Langlois’nın asistanlığını yürüttü. 1966-1972 arasında Yeni Sinema ve Film dergilerinde yazıları yayımlandı. 1976-2012 arasında Paris Ulusal Doğu Dilleri Enstitüsü’nde (Inalco) doçent öğretim üyesi ve idareci olarak çalıştı. 1999-2012 arasında Lozan Les Teintureries Tiyatro Okulu’nda öğretim üyeliği yaptı.  2015’ten bu yana Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Türk dili üzerine iki kitap ve Türkçe-Fransızca/Fransızca-Türkçe bir sözlük yazdı. Kadıköy Belediyesi bünyesinde yapımı süren Sinematek/Sinema Evi projesinin tasarımcısı ve yöneticisidir.
19.12.2018 - 15:27
ntv.com.tr
['Film', 'sinema', 'Sanat']
38. İstanbul Film Festivali Sinema Ödülleri belirlendi
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/38-istanbul-film-festivali-sinema-odulleri-belirlendi,i-ewHAZWmE-MBJqwpEdMRg
Teknik direktör arayışlarına devam eden Manisaspor, Abdullah Ercan ile anlaşma sağlayamadı.
null
Manisaspor Basın Sözcüsü Selami Delan, teknik direktör arayışları konusunda, şu ana kadar Abdullah Ercan ile görüştüklerini, ancak anlaşmaya varamadıklarını, Hakan Şükür ile sadece bir ön görüşme yaptıklarını söyledi. Delan, Bozyaka Tesislerinde düzenlenen basın mensuplarıyla tanışma toplantısında, teknik direktör ve oyuncu transferi konusundaki sorulara yanıt verdi. Teknik direktör konusunda yeni bir gelişme olmadığını, şimdiye kadar sadece Abdullah Ercan ile görüştüklerini belirten Delan, ''Abdullah Ercan ile anlaşamadık. Başkanımız Kenan Yaralı, Hakan Şükür ile sadece bir ön görüşme yaptı. Onun dışında bir şey yok, başka hocayla yapılan bir görüşme de yok'' dedi. Delan, oyuncu transferi konusunda ise şu ana kadar Kahe, Semavi ve geçen sene Bucaspor'dan alınan Bekir ile sözleşme imzaladıklarını hatırlatarak, ''Son olarak dün Ömer Aysan ile 2 yıllık anlaşma yaptık. Bu sporcuların dışında 3 ya da 4 sporcu daha almak istiyoruz. Sol kanada ve orta sahaya ve olursa bir kaleci, bir de forvete oyuncu almak istiyoruz'' diye konuştu. Transfer konusunda görüşmelerin devam ettiğini, ancak önceliğin teknik direktörde olduğunu ifade eden Delan, transferleri teknik direktörün de onayı ile yapmak istediklerini söyledi. Delan, gelecek sezon sahada savaşan, saldıran, lige renk getiren bir Manisaspor yaratmak istediklerini sözlerine ekledi.
15.06.2010 - 18:10
null
[]
Manisaspor Abdullah Ercan ile anlaşamadı
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/manisaspor-abdullah-ercan-ile-anlasamadi,G_vlxZpDE06cy49a6Am_Pw
İtalyan milli futbolcu Claudio Marchisio, aktif kariyerine son verdiğini açıkladı
null
İtalyan futbolcu Claudio Marchisio, 33 yaşında kariyerini sonlandırdı. Sosyal medya hesabında emekliliğini açıklayan Marchisio, "Futbolcu olmak isteyen küçük çocuğa söz vermiştim, sahaya girdiğimde harika hissettiğim sürece oynayacaktım. Artık sözümü yerine getiremiyorum ve bu yüzden futbolu bırakıyorum." ifadelerini kullandı. Altyapısından yetiştiği Juventus'ta 2005 yılında A takıma yükselen Claudio Marchisio, geçen yıl Zenit'te forma giymiş ve yaz transfer döneminde sözleşmesini feshetmişti. Marchisio ayrıca 55 kez milli formayı terletip 5 gol atmıştı.
03.10.2019 - 17:59
haberturk
['claudio marchisio', 'futbolu bıraktı']
Marchisio futbolu bıraktı
Futbol
https://www.haberturk.com/marchisio-futbolu-birakti-2527796-spor
MİT-PKK görüşmesinin Oslo’da değil Brüksel’de toplandığı, internetteki kaydın birden fazla kayıttan kesilip yapıştırıldığı, konuşmaların kalem şeklinde bir cihazla kaydedildiği ve Başbakan Erdoğan’a ait bir taahhüt protokolü olmadığı iddia edildi.
null
PKK ile görüşmelerinin basına sızmasının ardından Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) içinde ve devletin diğer birimlerinde, oluşan sis perdesini ortadan kaldırmak için birbiri ardına çalışma başlatıldı. Hürriyet gazetesinin haberine göre sızdırmaya dair şüpheler, terör örgütü üzerinde hatta bir isme dek yoğunlaşırken, sürece dair şifreler de yavaş yavaş çözülüyor. Muammaya dönen gelişmelerde konuyu yakından takip eden uzmanlara göre ses kaydı ortam dinlemesi değil. Gizli kayıt masada bulunanlardan birinin üzerindeki kalemle yapıldı. Toplantıya aracılara güvenerek gelen MİT de zaten kayıt yapmadı.  - Bir diğer önemli ve yanlış bilinen nokta da görüşme serisinin sadece Oslo’da yapıldığı. Aslında Avrupa’nın çeşitli şehirleri de seçildi. İlginç bir şekilde uzmanlar, kayıtları sızan bu görüşmenin Oslo’da değil Mayıs başı 2010’da Brüksel’de yapılmış olabileceğine işaret ediyor. Dikkat çekilen bir iddia da gizlice dinlenen görüşme sayısının birden fazla olduğu yönünde. Ama montajlanarak sızdırılan görüşmede, MİT’i zor durumda bırakmak için özellikle en hassas bölümler kesip yapıştırılarak birleştirilmiş. Bu da sızdırılması muhtemel yeni ses kayıtlarına işaret ediyor. - İddia edildiği gibi Başbakan Erdoğan’ın imzaladığı bir taahhüt protokolü ise kesinlikle yok. Sadece Abdullah Öcalan’ın gönderdiği teklifler paketi var. - Yine kayıtlarda koordinatör ülke temsilcisi diye ismi geçen kişinin de İngiliz veya Norveçli olmasının pek bir önemi yok. Çünkü moderatör ülke yok. Bu görüşmelerde 10’dan fazla isim yer aldı. Hatta bazen PKK üzerinde etkisi olduğuna inanılan, güvenilir bazı bağımsız kurumların da rol aldığı güçlü iddialar arasında. - Görüşme yerleri güvenlik nedeni ile sürekli değişti. PKK veya MİT haricinde görüşmelere katılan arabuluculara yönelik sızdırmaya ilişkin bir inceleme yapılıyor. Kurum içinden sızma ise ihtimal dâhilinde görülmüyor. ‘Yapılsa çok önceden yapılırdı’ deniliyor. Bu görüşmeler trafiği çeşitli eksenlerde önceki müsteşarlar, hükümetler dönemi de dâhil hep yapıldı. O nedenle, devlet birimlerinin talimatıyla hareket eden Müsteşar Hakan Fidan ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş üzerinden her şey yeniymiş gibi bir tartışmanın da haksızlık olduğu belirtiliyor. Ayrıca terörün tekrar tırmanışa geçtiği son dönemin öncesinde uzunca bir süre kan akmamasının perde arkasında da yine Ankara’nın, başta MİT ile Hakan Fidan’ın görüşmelerde PKK üzerindeki etkisinin olduğu ifade ediliyor. - Bununla birlikte, 3. ülke istihbaratının bu işin içinde olup gizli kayıt yapıp yapmadığı ve bunu sızdırıp sızdırmadığı veya PKK mensuplarının bu kayıtları bu ülke istihbaratlarına verip vermediğine yönelik soruşturma da yapılıyor. Burada akla hemen Türkiye’nin ciddi kriz içinde olduğu İsrail için “Acaba misilleme mi yaptı” diye geliyor. Ancak Ankara’da hemen popüler, “Şu veya bu yaptı” kolaycılığına kaçılmayacak kadar ciddi bir tahkikat var. Bazı kaynaklar ise İsrail’in elinin kolunun uzun bir istihbarat yapısına sahip olduğunu, zamanında Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışı sonrası takipte Türkiye’ye yine İsrail’in bilgi verdiğini, bu kez de tersine Türkiye aleyhine çalışmasının da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Kaynaklar, bazen de yabancı servislerin içeriden taşeron kullandığını, bu nedenle her olasılığın irdelendiğini ifade ediyor. - Kurumun kayıt yapmış olabileceğine yönelik iddia da ayakları yere basan bir tez değil. MİT’e ait özel uçakla gelen ve yaklaşık 10-12 kişi olan ekibin ya da bir başka öncü grubun önceden gidip orada dinleme faaliyeti ile ilgili bir altyapı sağlaması mümkün değil. Çünkü yerler hep son anda söylendi ve MİT de arabuluculara güvendi. - MİT’in devreye girmesine giden süreçte ise ilk teklif yine arabulucu konumundaki etkin bağımsız kuruluşlardan geldi. Norveç’ten geldiğini söylemek ise bu noktada hatalı olur. Norveç sadece sürece yardımcı olmaya çalışan ülkelerden biri ama tek belirleyici değil. Hatta bu dönemde Mahmur Kampı’na PKK’lıların dönmesine ek olarak üst düzey bazı isimlerin de Norveç’e gelebileceği bile seslendirildi. Zamanında basında yer alan, “PKK’nın yöneticilerinin Kuzey Avrupa ülkelerine gidebileceği” iddiaları da hep buradan çıktı. ABD tarafının da konu ile ilgili gelişmelere hâkim olduğu iddia ediliyor. Tüm bu görüşmeler olurken benzer görüşmeler, Türkiye, Kuzey Irak, Bağdat ekseninde de yapıldı. - Şimdi, görüşmeye devam edilip edilmeyeceği en büyük soru. Genel hava, zamanla yola bir şekilde devam edilebileceği yönünde. Aracıların getirdiği bilgiler ya da bir başka istihbarat oluşumunun aracılığının istenmediği belirtilerek, “İnisiyatifin artık elde tutulmalı” deniliyor. Süreç darbe aldığından şimdilik aksasa da yeniden yürüyebilir. Ama kesin olan şu an görüşme yok. “Bu noktada devletin ilgili birimlerinin de görüşmeler olsa da bugüne dek terörle mücadelede taviz verdiği bir durum yok” deniliyor. - Bir bilinmeyen nokta ise ne oldu da görüşmeler böyle devam ederken birden olaylar tırmanışa geçti. Bazılarına göre o sessiz eylemsizlik sürecinde devlet dağdaki eylem yapmayan terörist unsurlara harekâtlar düzenleyerek ağır kayıplar verdirdi ve yoğun KCK operasyonları oldu. PKK da saldırıya geçti. Bazılarına göre ise PKK içindeki aşırı uçlar, varoluş sebeplerini kaybetme paniği ile süreci dinamitledi. Ama asıl konunun, PKK’nın Türkiye’ye husumeti olan uluslararası yabancı servislerin güdümü ile sipariş taktik uygulaması olduğu iddia ediliyor. - Ne olursa olsun sızdırmanın, süreci baltalamak, devleti uzaklaştırmak, zinciri kırmak, Hakan Fidan’ı ve siyasi otoriteyi zor duruma düşürmeye dek birçok amacı olabilir. Kaynaklar, dinleme ve sonrasında bunun hangi ellerden geçip, nasıl sızdığı ile ilgili incelemede devletin sona yaklaştığını ve tüm resmin yakında öğrenileceğini belirtiyorlar.
23.09.2011 - 11:07
null
[]
‘Yeni MİT-PKK kayıtları çıkabilir’
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yeni-mit-pkk-kayitlari-cikabilir,Z0hgVLjcJEq3yhUasxWCUg
Emniyet Genel Müdürlüğü, sigorta ve muayene işlemlerini yaptırmadan trafiğe çıkan 4 milyon araç sahibine uyarı mektubu gönderdi.
null
Emniyet Genel Müdürlüğü, sigortasız ve muayenesiz olarak trafikte bulunan 4 milyon araca “uyarı” mektubu gönderdi. Araç sahiplerinden kısa süre içerisinde gerekli işlemlerini yaptırmaları istendi. İstatistiklere göre; Türkiye'deki araçların yaklaşık 4’te birinin süresi dolmasına rağmen muayenesi yenilenmiyor. Muayene oranlarının en düşük olduğu araç cinsleri, traktör ve motosiklet. Emniyet Genel Müdürlüğü, araç sahiplerine gönderdiği mektupta fenni muayenenin kazaları önlemedeki önemine vurgu yaptı. Emniyet, araçlara yaptırılacak sigortaların olası bir kaza durumunda oluşacak zararı tanzim edeceğine dikkat çekti. Emniyet Genel Müdürlüğü uyarı mektubu uygulaması ile muayenesiz ve sigortasız araç kullanımını azaltmayı hedefliyor. Uyarı mektuplarıyla aynı zamanda kullanıcıların adres bilgileri güncellenecek ve hurda araçların trafik kayıtlarından temizlenmesi sağlanacak. MEKTUBUN MALİYETİ 1 MİLYON LİRA 4 milyon araç sahibine gönderilen uyarı mektubunun Emniyet Genel Müdürlüğü'ne maliyeti 1 milyon Türk Lirası oldu. Bu maliyet, araç muayene hizmeti veren şirket ve sigortacılar tarafından karşılandı.
16.05.2013 - 11:28
NTV Haber
[]
4 milyon araca uyarı mektubu
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/4-milyon-araca-uyari-mektubu,SOUgy8wOJUKaNX_ILxj8FA
7, 13, 23, 30, 44 ve 47'yi bilen çıkmayınca yaklaşık 13 milyon lira 8. kez devretti.
null
Süper Loto'nun bu haftaki çekilişinde de 6 bilen çıkmayınca 12 milyon 982 bin 438 lira haftaya devretti. Milli Piyango İdaresinden yapılan açıklamaya göre, Süper Loto'nun 191. hafta çekilişi sonuçlandı. Kazanan numaralar 7, 13, 23, 30, 44 ve 47 olarak belirlendi. Çekiliş sonucuna göre 3 bilen 237 bin 109 kişi 6 lira 95'er kuruş, 4 bilen 12 bin 213 kişi 78 lira 50'şer kuruş, 5 bilen 214 kişi 4 bin 161 lira ikramiye kazandı. 6 bilen çıkmayınca 12 milyon 982 bin 438 lira 95 kuruş sekizinci kez devretti. Süper Loto'nun bu haftaki çekilişinde 16 milyon 479 bin 520 lira 99 kuruş ikramiye dağıtıldı. Elde edilen hasılattan Türkiye'nin tanıtımına, Çocuk Esirgeme Kurumu'na, Olimpiyat Oyunlarına, Savunma Sanayiine, Kredi ve Yurtlar Kurumu'na 3 milyon 815 bin lira 92 kuruş; KDV'ye 2 milyon 519 bin 679 lira 97 kuruş, Şans Oyunları Vergisi'ne 1 milyon 412 bin 963 lira 30 kuruş aktarıldı.
16.06.2011 - 23:47
Anadolu Ajansı
[]
Süper Loto yine devretti
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/super-loto-yine-devretti,BPKSQnz8YECW78jR4trp3w
Avrupa'daki aşırı soğuk ve kar yağışı nedeniyle yiyecek bulmakta zorlanan binlerce sığırcık, sürüler halinde Balkanlar üzerinden Edirne'ye geldi.
null
Bir kaç günden bu yana Edirne'ye gelen sığırcık sürüleri kentteki ev ve iş yerlerinin çatılarına konarken, bazıları ise martılara yem olmaktan kurtulamadı. Sürülerin arasına dalan martılar havada yakaladıkları çok sayıdaki sığırcığı yerken, kimi sürüler de alçaktan uçuş yaparak martılardan kurtulmaya çalıştı. Trakya Üniversitesi (TÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde öğretim üyesi olan Kuş Bilimci Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kaya, Avrupa'da etkili olan kar ve soğuk havanın hayvanların yaşamını da olumsuz etkilediğini söyledi. ABD ve Avrupa'da görülen toplu kuş ölümlerinde soğuk hava ve kar yağışının etkili olabileceğini kaydeden Kaya, şunları kaydetti:''Kuş ölümlerinin nedeni yem bulmakta zorluk çeken kuşların daha sıcak olan bölgelere kaçmak için verdikleri mücadele sırasında karşılaştıkları kış şartları olabilir. Söz konusu bölgelerdeki ölü kuşların genelde sığırcık ve benzeri kuşlar olduğunu görüyoruz. Bu kuşlar sert kış şartlarına pek dayanıklı kuşlar değil. Özellikle sığırcıklar sürüler halinde hareket eder ve beslenirler. Aşırı kar yağışı ve soğuk olduğu zaman kuşlar yiyecek bulmakta zorluk çekiyorlar. Kuşların bir kısmı ölüyor. Hayatta kalanlar ise beslenmek için daha sıcak ülkelere göç ediyorlar. ABD ve İsveç'teki kuş ölümleri buna bağlı bir şey olabilir.'' Kuş Bilimci Mustafa Kaya, sürüler halinde gezen sığırcıkların böcek, tahıl ve meyvelerle beslendiğini de ifade ederek, tarım alanlarına verdikleri zararlardan dolayı çiftçiler tarafından da pek sevilmediğini sözlerine ekledi.
12.01.2011 - 17:25
Anadolu Ajansı
[]
Üşüyen sığırcıklar Edirne'de
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/usuyen-sigirciklar-edirnede,Pb64U9axdk2F6SrmKHKcOg
Kalkınma Bakanı Yılmaz, Merkez Bankası'nın ekonomide yüzde 5 büyüme, enflasyon ve cari açık yani 3x5 formülü için "Hazır formüllerden yana değilim. Konjonktüre göre hareket edilmeli" dedi.
null
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, CNBC-e Ankara haber müdürü Zerin Elçi'nin sorularını yanıtladı. Röportajdan öne çıkan başlıklar şöyle; Büyüme hedefini Merkez Bankası belirleyemez, büyüme hedefini belirleyecek olan hükümet. Hazır formüllerden yana değilim. Konjonktüre göre hareket edilmeli. Dış ticaret hesaplamasında revizyon çalışmaları devam ediyor. Dış ticaret hesaplamasında revizyon bir miktar cari açığı azaltıcı etki yapar. Cari açık ciddi biçimde düştü ve hedeflenenden daha iyi bir noktaya geldi. Turizm gelirinin hesaplanması güncellenirken not artışı zaten beklenmiyordu.Turist gelirlerinin tümünü detaylı olarak hesaplayamıyorduk. Turist gelirlerinin bir kısmı başka kalemler altında görünüyordu.Turizm gelirlerinin revizyonu için yaklaşık 2 yıl çalıştık. Turizm gelirlerinin revizyonu cari açıktaki net hata noksanı azaltacak. Kaynağı belirsiz gözüken bazı döviz girişlerinin kaynağı aslında turizmdi. Net hata noksan yüksek olduğu için cari açığı olduğundan yüksek hesaplıyorduk. 2012'de Avrupa'daki daralma beklenenden daha fazla oldu. 2012'de Avrupa'daki görünüm nedeniyle büyümemiz geriledi. 2012 büyümesinin %3 altında kalması olası. 2013'te daha dengeli bir büyüme yapısı göreceğiz. Nüfus politikalarımızı yeniden değerlendirmeliyiz. Türkiye dinamik nüfus yapısını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Aşama aşama nasıl bir nüfus politikası izleneceği üzerinde çalışıyoruz. Kadın istihdamını artırmak temel hedeflerimiz arasında. Kadın istihdamını ve doğurganlığı aynı anda artırmak istiyoruz. Kadın ve genç istihdamı için esnek çalışma reformları çok önemli. Ortalama çalışma süremiz Avrupa'nın birçok ülkesine göre daha yüksek. Çalışma saatlerinin uzunluğu istihdam piyasasındaki katılıktan kaynaklanıyor."
21.02.2013 - 16:36
null
[]
Bakan Yılmaz, MB'nin formülünü beğenmedi
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/bakan-yilmaz-mbnin-formulunu-begenmedi,vdB7_7NMTEq1Rq0xraVeIQ
Üniversite öğrencileri, Fatih Terim'in görevi bırakmasıyla sonuçlanan tartışmayla gündeme gelen kebapçı Selahattin Aydoğdu'ya heykelini hediye etti.
null
İzmir'de üniversite öğrencileri, Fatih Terim ile tartışan Selahattin Aydoğdu'ya üzerinde "Türk futbolunun kaderine değiştiren adam" yazılı heykelini armağan etti. Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı'da bir kebapçının işletmeciliğini yapan Selahattin Aydoğdu, Fatih Terim ve damatlarıyla tartışmasıyla gündeme gelmişti. Sosyal medyada da büyük yankı uyandıran olayın ardından Fatih Terim Milli Takımlar Direktörlüğü görevini bırakmıştı. Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümü öğrencileri de bir araya gelerek Aydoğdu'nun heykelini yaptı. Heykelin üzerine de "Türk futbolunun kaderine değiştiren adam" yazıldı. Öğrencilerin yaptığı heykel, Aydoğdu'nun sahibi olduğu kebapçı dükkanının içerisine konuldu.
01.09.2017 - 14:53
İHA
['Gündem', 'Futbol', 'Türkiye', 'Genel']
Fatih Terim ile tartışan kebapçının heykeli yapıldı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/fatih-terim-ile-tartisan-kebapcinin-heykeli-yapildi,SVJKazV4UUK1pIgJgGXxlA
Dış açık Mayıs'ta 8.6 milyar dolar oldu. Beş aylık açık 35.6 milyar dolara geriledi.
null
Dış ticaret açığında makas daralmaya devam ediyor. Dış ticaret açığı Mayıs'ta yüzde 15.5 düşüşle 8.58 milyar dolar olarak gerçekleşti. CNBC-e anketinde açığın 8.28 milyar dolar olması bekleniyordu. Mayıs ayında, 2011 yılının aynı ayına göre ihracat yüzde 20.3 artarak 13 milyar 168 milyon dolar, ithalat yüzde 3.1 artarak 21 milyar 752 milyon dolar olarak gerçekleşti. Mayıs ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60.5'e düştü. Dış açık ilk beş ayda yüzde 18.9 düşüşle 35.6 milyar dolara indi. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; Mayıs ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 16.4 artarken, ithalat yüzde 1 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; Mayıs ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 1.4 azaldı, ithalat yüzde 1.1 arttı. Mayıs 2011'de yüzde 51.8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2012 Mayıs ayında yüzde 60.5'e yükseldi. Mayıs 2011'de yüzde 46.8 olan Avrupa Birliği'nin ihracattaki payı, 2012 Mayıs ayında yüzde 36.2'ye geriledi. Verilere göre enerji ithalatı Ocak-Mayıs'ta yüzde 18.2 artışla 24.38 milyar dolar olarak gerçekleşti. Öte yandan Mayıs ayında en fazla ihracat yapılan ülke İran oldu. Bu ülkeye yapılan ihracat 2011 Mayıs ayına göre yüzde 513.2 artarak 1.66 milyar dolar olurken bu rakamın 1.39 milyar doları altın ihracatından kaynaklandı. İran'ı sırasıyla Almanya, Irak, İngiltere ve Rusya takip etti.
29.06.2012 - 11:09
null
[]
Dış açık eriyor
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/dis-acik-eriyor,2wae4S9J9kKAmJTKxypt6A
Akıncı Üssü davası sanıklarından eski tuğgeneral Hakan Evrim, "Ömer Halisdemir'in şehitliği göze alması almasıyla sizin almamanız arasındaki fark nedir?" sorusuna "Ömer Halisdemir'e birisi haber veriyor, o haberi bilerek gidiyor. Ben bilmiyorum ki" yanıtını verdi.
null
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davada çapraz sorgusu yapılan eski 4. Ana Jet Üs Komutanı Hava Tuğgeneral Hakan Evrim, "15 Temmuz'da 'TMH başlıyor' diye yukarıdan bir emir gelmediği halde ben hazırlık yaptırdım. Yapılacak terörle mücadele harekatı için 12 uçağın mühimmatla yüklenmesi emrini verdim" dedi.  Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen davanın 18'inci duruşmasında salı günü savunmasına başlayan Evrim'in çapraz sorgusuna devam edildi. Sanık Evrim, sanık avukatlarından birinin sorusu üzerine 15 Temmuz gecesi pilotlara uçuş emrini kendisinin vermediğini, 143. Filo Komutanı Ahmet Özçetin ya da başka birinin emir vermiş olabileceğini iddia etti. Meskun mahallede uçuş emirlerinin ve talimatlarının mevcut olduğunu ifade eden Evrim, "Yanlış hatırlamıyorsam, Cumhurbaşkanlığı üzerinden uçulmaması için de bir notam vardı daha önceden" dedi. 15 Temmuz'da üssündeki pilotların uzun zamandır uçuş yapmadığı için Terörle Mücadele Harekatı (TMH) olursa Akıncı Hava Üssü'ndeki pilotların bu uçuşları gerçekleştirmesi düşüncesinde olduğunu savunan Evrim, "15 Temmuz'da 'TMH başlıyor' diye yukarıdan bir emir gelmediği halde ben hazırlık yaptırdım. Yapılacak terörle mücadele harekatı için 12 uçağın mühimmatla yüklenmesi emrini verdim. Bu emri verirken yanımda Ahmet Albay'ın da olduğunu hatırlıyorum" diye konuştu. Sanık Evrim, bir avukatın sorusu üzerine de ABD'li subayların Akıncı Üssü'ne gelerek yılda bir kez akıllı mühimmatların sayımını yaptığını, son sayımın da 15 Temmuz'dan bir gün önce yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyledi. Evrim, ABD'lilerin üsse gelip sayım yapmış olmaları halinde bilgilendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Bir sanık avukatı da Evrim'e "Hendek operasyonları sırasında bölücü teröristlere veya Fırat Kalkanı'nda meskun mahal sebebiyle Suriye'nin boş köylerine dahi atılmayan bombaları kendi insanını bombalayacak kadar alçalan, beynini ipotekleyen pilotlar nasıl bir psikoloji veya motivasyona sahip? Kıyamete kadar lanetlenecek bu ihanette siz hiç manevi sorumluluk hissediyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Evrim bu soruya "Güzel soru. Onlar adına bir şey söylemem mümkün değil. Konunun muhatabı ben değilim. Hiç kimsenin tasvip edebileceği bir şey değil. Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı ve sıralı komutanlar kadar aynı vicdani sorumluluğu taşıyorum. Aynı pozisyonda değil miyiz? Ben o sorumluluğu alıyorum. Onlar da alıyordur herhalde" yanıtını verdi. Sanık Hakan Evrim'e, sanıklardan eski Hava Pilot Teğmen Sabahattin Tigu'nun avukatı Ergin Haseki de şehitliğin kendisi için ne ifade ettiğini sordu. Evrim'in, şehitliği "İstenmeyen ama olursa da başımızın tacı" şeklinde tanımlamasının üzerine avukat Haseki, "Sizi şehitlik duygusundan uzak bir ruh haline büründüren şey nedir?" sorusunu yöneltti. Evrim bu soruyu yanıtsız bıraktı. Avukat Haseki'nin, "Şehidimiz Ömer Halisdemir'in bunu göze almasıyla sizin almamanız arasındaki fark nedir?" sorusunu da Evrim, "Ömer Halisdemir'e birisi haber veriyor, o haberi bilerek gidiyor. Ben bilmiyorum ki karşımda düşman var" şeklinde cevapladı. Sanık Evrim'in, havacı personelin her uçuşunda şehadete yakın olduğunu, devre arkadaşlarından şehitler verdiklerini, onların evlatlarının düğünlerini devrelerinin yaptığını anlatması üzerine avukat Haseki, "15 Temmuz'da tehdit altında olduğunuzu iddia ettiğiniz zamanlarda ölmeyi tercih eder miydiniz, şu şekilde yargılanmaktansa?" diye sordu. Hakan Evrim, bu soruya da cevap vermek istemediğini söyledi.
24.08.2017 - 14:51
Anadolu Ajansı
['Fethullah Gülen', 'FETÖ', '15 Temmuz', '15 Temmuz darbe girişimi']
"Ömer Halisdemir biliyordu, ben bilmiyordum"
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/omer-halisdemir-biliyordu-ben-bilmiyordum,XhgL1oY6g0OydhRetu6zmQ
İngiltere Milli Takımı'nın İtalyan Teknik Direktörü Fabio Capello, kendisiyle ilgili çıkan spekülasyonları Futbol Federasyonu ile görüşerek konuşacağını ve İngiltere'de kalmak istediğini söyledi.
null
İngiltere Milli Futbol Takımı Menajeri Fabio Capello, işini sevdiğini ve İngiltere'de kalmak istediğini söyledi. Güney Afrika'da düzenlenecek ve 11 Haziran'da başlayacak Dünya Kupası hazırlıklarını Avusturya'da sürdüren İngiltere Milli Takımı'nın Menajeri Capello, kendisiyle ilgili spekülasyonları Futbol Federasyonu yöneticileriyle konuşacağını kaydetti. İngiliz Sunday Mirror gazetesine demeç veren İtalyan teknik adam, Jose Mourinho'nun Real Madrid'e gitmesinin ardından, İtalya Serie A ekiplerinden İnter'in kendisini takımın başına getirmek istemesiyle ilgili iddialar için ''Bu işi seviyorum ve burada kalmak istiyorum. Bunu her zaman söyledim. Yeni federasyon başkanıyla konuşmak durumundayım'' ifadelerini kullandı. İtalya Serie A'da şampiyonluğa ulaşan ve ardından Avrupa Şampiyonlar Ligi Kupası'nı müzesine götüren İnter'in kendisiyle ilgilendiği yönündeki haberleri okuduğunu aktaran Capello, ''Gerçekten Dünya Kupası'na odaklandım ve hiçkimse benimle şu ana kadar irtibat kurmadı'' dedi. Bu arada İngiltere Milli Takımı, bugün Avusturya'da Japonya ile son hazırlık maçını yapacak. Menajer Capello, salı günü de 30 kişilik milli takım kadrosunu 23 kişiye düşürecek.
30.05.2010 - 15:41
null
[]
Capello: İngiltere'de kalmak istiyorum
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/capello-ingilterede-kalmak-istiyorum,6bx-J0NJZ0eEImsAIh2NAg
Game of Thrones'un (Taht Oyunları) 6'ncı sezon 7'nci bölüm fragmanı yayınlandı.
null
Yeni sezona hızlı bir giriş yapan 'un yeni bölümünden ilk görüntüler yayınlandı.  Yayıncı kuruluş , 'The Broken Man' isimli yeni bölümün (Game of Thrones 6'ncı sezon 7'nci bölüm) fragmanını yayınladı.  İşte 'un 6'ncı sezon 7'nci bölümünün fragmanı:
30.05.2016 - 12:50
ntv.com.tr
['Televizyon', 'dizi', 'Sanat']
Game of Thrones 6'ncı sezon 7'nci bölüm fragmanı
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/game-of-thrones-6nci-sezon-7nci-bolum-fragmani,FxluLEisTk-1FWi7X6zAaw
FETÖ soruşturması kapsamında, örgütün Jandarma Genel Komutanlığı "abisi" olduğu öne sürülen Şemsi Zafer Yalçın hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
null
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında yürütülen soruşturma kapsamında alınan ifadeler doğrultusunda örgüte ilişkin yeni isimlere ulaşıldı. Yeni isimler üzerinden teşhis de yaptıran savcılık, Zafer Kod adlı Şemsi Zafer Yalçın ve Halit kod adlı Ziya Abay hakkında, ''FETÖ/PDY yöneticisi olmak'' suçundan haklarında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. Savcılığın talebini kabul eden İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği kararında, şüphelilerden Şemsi Zafer Yalçın'ın FETÖ/PDY örgütünün "Jandarma Teşkilatı Yapılanması" içerisinde ülke çapındaki örgüte mensup personelin ''manevi abisi'' ve örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in talebelerinden olduğu, diğer şüpheli Ziya Abay'ın ise yapılanma içerisinde yönetici vasfını haiz ''müdür'' tabir edilen görevde faaliyet gösterdiği kaydedildi. Söz konusu şüphelilerin de firari konumda oldukları, bu nedenle kendilerine çağrı yapılamadığı, tüm aramalara rağmen de kendilerine ulaşılamadığı vurgulanan kararda, bu nedenlerle şüpheliler Yalçın ve Abay hakkında ''FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi'' olmak suçundan yakalama kararı çıkarılmasına hükmedildiği belirtildi.
10.11.2016 - 16:40
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'son dakika']
Şemsi Zafer Yalçın için yakalama kararı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/semsi-zafer-yalcin-icin-yakalama-karari,ffjP6LLi1EmS3DpMqn3fCQ
Doktora şiddetle ilgili haberlerin ardından Habertürk yazarı Fatih Altaylı, yazılarıyla konuyu gündemde tutmuş ve tepkisini dile getirmişti. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Altaylı'yı arayarak “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemekle ilgili kararlılığımız var, bu kabul edilebilir durum değil” dedi ve planladıklarını anlattı. İşte Fatih Altaylı'nın yazısı
null
Dün öğlen saatlerinde yeni Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca aradı cep telefonumdan. “Fatih Bey, sağlık çalışanlarının ve meslektaşımız doktorların sorunları ile ilgili yazılarınıza teşekkür etmekle başlayayım. Son iki gündür çok doğru şeyler yazdınız, hepsini okudum” dedi ve yapmayı planladıklarını anlattı: “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemekle ilgili kararlılığımız var, bu kabul edilebilir durum değil” diyen Bakan “Bu durumun zaten Ceza Kanunu'nda bir karşılığı var. 1 ila 3 yıl arasında hapis öngörüyor. Eğer bu saldırı kamu görevi nedeniyle yapılmışsa yüzde 50 oranında da artış yapılıyor, ancak bu durum yeterince önleyici değil” diyerek ilk etapta aldıkları önlemlerin neler olacağını aktardı: “Şu anda hastanelerimizde özel güvenlik personeli görev yapıyor. Aciller dahil. Ancak özel güvenlik personelinin ne yazık ki, bir caydırıcılığı olmadığını gördük. Bu yüzden de bundan böyle acil servislerde birer polis noktası oluşturulacak. Bunu konuyu İçişleri Bakanımız ile ele aldık ve hemen bir genelge yayınladılar. Öncelikle diğerlerine oranla daha yoğun ve bu olayların daha çok karşılaşıldığı 201 hastanemizin acil servislerinde polis görev yapacak. Adalet Bakanımızla yaptığımız bir görüşme ile de saldırıya uğrayan hekimlerimizin ifadelerini hastanelerdeki polis noktalarında alacağız. Çünkü mevcut durumda saldırganla birlikte hekimlerimiz de karakola giderek ifade vermek zorunda kalıyordu. Bu da hem hekimin psikolojsiini bozuyor, sanki suçlu imiş gibi karakola gitmesine neden oluyor, hem de hastanede düzeni aksatıyordu. Artık hekimlerimizin şikayetleri ve ifadeleri de hastanelerde alınacak. Cezaların arttırılması gibi bazı başka tedbirler de gündeme gelecektir ama öncelikli olarak bunları yaptık. Bununla ilgili genelgeleri de dün (önceki gün) yayınladı ilgili bakanlarımız. Bunların yanı sıra hekimlerimizin özlük hakları, emeklilikleri, ücretler, genel olarak koşulları ile ilgili daha iyi ve hekimlerimizin sorunlarını giderici önlemleri de alıyoruz. Çok hızlı düzenlemeler yapacağız. Hem hasta hem hekimler açısından hakkaniyetli bir sağlık hizmeti sistemi kuracağız." Bakan Koca, başta yeni kurulan şehir hastaneleri olmak üzere hem kamu hem de özel hastanelerin yurt dışına açılabilmesi ve uluslararası sağlık hizmeti verilmesi için hepsinin yurt dışı bağlantılarını kuracak bir anonim şirket yapılanması için de yasal düzenlemenin yapıldığını aktardı. Kanser tedavilerinde fark alınmaması ile ilgili yeni düzenlemenin ise üniversite hastanelerinde sorun yarattığını, üniversite hastanelerinin fark almaya devam ettiğini ama yeni düzenleme ile bu fikrin alınmayacağını, ancak ünivesite hastanelerinin döner sermaye gelirlerinin ortadan kaybolmaması için 5 kata kadar farkın devlet tarafından ödeneceğini de belirtti.
21.07.2018 - 09:42
haberturk
['fatih altaylı', 'doktora şiddet', 'fahrettin koca']
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan doktora şiddetle ilgili önemli açıklama
Sağlık
https://www.haberturk.com/saglik-bakani-fahrettin-koca-dan-doktora-siddetle-ilgili-aciklama-2068726
Alp Dağları'nda çıplak yürüyüş yapanlara ceza geliyor.
null
İsviçre Yüksek Mahkemesi, yerel yönetimlerin Alp Dağları'nda çıplak yürüyüş yapanlara ceza verebileceğine hükmetti. Federal mahkeme, ailelerin piknik yaptığı bir alandan çıplak halde yürüyüş yaparak geçen bir erkeğin, aldığı cezayı temyize götürmesi üzerine konuyu ele aldı. Yargıçlar, olayın yaşandığı ülkenin doğusındaki Appenzell Kantonu yetkililerinin, kamu adabı yasasını uygulamaya yetkili olduklarına karar verdi. Kararda, çıplak yürüyüşe konulan yasağın, kişilik haklarını çok az ihlal eden bir karar olduğu belirtildi. Adı açıklanmayan söz konusu şahıs, Appenzell'de küçük çocuklarıyla piknik yapan bir aile ve bir Hıristiyan uyuşturucu tedavi merkezinin önünden çıplak geçtiği için 100 Frank, yani 109 ABD doları ceza almıştı. Dindar ve muhafazakâr bir kanton olan Appenzell'de kadınlara oy verme hakkı daha 1990'da verildi.
18.11.2011 - 14:25
null
[]
Çıplak dağ yürüyüşüne yasak
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/ciplak-dag-yuruyusune-yasak,zqqZrCtp5U2b51RMjNexsg
Katar Hava Yollarına ait Boeing 777 yolcu uçağı, 16 saat 23 dakika ile dünyanın kesintisiz en uzun uçuşunu yaptı.
null
Katar Hava Yolları, resmi sosyal medya hesabından, Doha’dan kalkan ve 10 zaman dilimini geçen yolcu uçağının 14 bin 535 kilometrelik mesafeyi 16 saat 23 dakikada kat ederek yerel saatle 07.25'te Auckland Havalimanı'na indiğini duyurdu.  Dünyanın en uzun uçuşunu 4 pilot ve 15 kabin görevlisiyle yapan uçak için havalimanında tören düzenlendi.  Yeni Zelanda Ticaret Bakanı Todd McClay, karşılama törenine katıldı ve Katar Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Akbar Al Baker’e plaket takdim etti.  We’ve officially landed in New Zealand, the ‘Land of the Long White Cloud.’ Kia ora! McClay, direkt uçuşların iki ülke arasındaki ticaret ve turizme önemli katkı yapacağını söyledi.  Uçağın bugün Auckland’dan Doha’ya geri dönmek için havalanması bekleniyor. Dönüş uçuşunun rüzgarın durumuna göre 17 saat 30 dakika süreceği tahmin ediliyor.
06.02.2017 - 10:13
Anadolu Ajansı
[]
Dünyanın kesintisiz en uzun uçuşu! (16 saat 23 dakika havada kaldı)
Teknoloji
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/dunyanin-kesintisiz-en-uzun-ucusu-16-saat-23-dakika-havada-kaldi,-K7tWfwGLEuXFJtNlgmgsg
Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) 6. Türkiye Rallisi'nin 3. etabı olan 13.52 kilometrelik Bozgoca 1 etabında en hızlı isim, Citroen Junior pilotu Sebastien Ogier oldu.
null
İSTANBUL - Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) 6. Türkiye Rallisi'nin 3. etabı olan 13.52 kilometrelik Bozgoca 1 etabında en hızlı isim, Citroen Junior pilotu Sebastien Ogier oldu. Bozgoca 1 etabında 8.11.2'lik derecesiyle en iyi zamanın sahibi olan Ogier, 3. etap sonunda genel klasmanda ilk sıraya yükselmeyi de başardı. Sebastien Ogier'in ardından Dani Sordo 8.13.2'lik derecesiyle ikinci, Petter Solberg'de 8.13.7'lik derecesiyle üçüncü sırada bu etabı tamamladılar. Bu etapta Türk ekip Burak Çukurova-Aykan Alakoç ikilisi, 09.05.7'lik dereceleriyle 13. sırada kendilerine yer buldular.
16.04.2010 - 12:36
null
[]
3. etabın en hızlı ismi Ogier oldu
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/3-etabin-en-hizli-ismi-ogier-oldu,6oF8DSXTaEiAOzSTviALJA
TBMM Başkanlığı, her cumartesi günü isteyen vatandaşlara gezi düzenleyecek. Meclis'i gezmek isteyenler randevu almadan programdan yararlanabilecek.
null
TBMM Başkanlığı, vatandaşların Meclis'i gezmesi amacıyla ''halk günü'' uygulaması başlatıyor. TBMM'nin tanıtımı kapsamında başta öğrenci grupları olmak üzere yurt içi ve yurt dışından ziyaret amacıyla gelen grupların rehber eşliğinde gezdiriliyordu. TBMM'nin çalışma gün ve saatleri dışında gerçekleştirilen tanıtım turlarında, Genel Kurul Salonu'nda sunum yapılıyordu. Sunumda, Meclis'in tarihçesi, fiziki mekanları ve yasama faaliyetleri hakkında bilgi verilirken, ziyaretçi grupları yerleşke içerisinde gezdiriliyor, yabancı heyetlere ve turist gruplarına ayrıca İngilizce sunum da yapılıyordu. Gelecek haftadan itibaren başlatılacak yeni uygulamayla; TBMM'yi gezmek isteyen ziyaretçiler, cumartesi günleri randevu almaksızın 11.00 - 16.00 saatleri arasında Dikmen kapısından giriş yapmak suretiyle gezi programından yararlanabilecek. Yeni uygulamayla ''millet iradesinin tecelli ettiği, temsil edildiği en yüce çatı olan Meclis'i vatandaşların ziyaret etmesi, tanımasını ve TBMM hakkında daha fazla bilgi edinmesi'' amaçlanıyor. Gezi programları, cumartesi günleri 11.00 – 16.00 saatleri arasında her saat başı tekrarlanacak. Ziyaretçiler 0312 420 68 87 numaralı telefondan konuyla ilgili bilgi alabilecek, ayrıca ''rehberlik@tbmm.gov.tr'' adresi ve 0312 420 69 25 numaralı fakstan da iletişime geçebilecek.
10.03.2013 - 13:51
Anadolu Ajansı
[]
Meclis'te 'halk günü' başlıyor
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/mecliste-halk-gunu-basliyor,MmmF6Hz-wUaF3Mp0Cjvg8A
İtalya'da, 5 bin 300 yaşındaki “Buzadam” Ötzi'nin otopsi analizleri açıklandı.
null
Buna göre Ötzi'nin kalbinin zayıf olduğu ortaya çıktı. Kalp hastalıklarına genetik yatkınlığı olduğu belirlenen “Buzadam”ın ayrıca ateroskleroz (damar sertliği) hastalığı da bulunduğu ve süte alerjisi olduğu tespit edildi. 19 Eylül 1991'de Ötztal Alpleri'nde yolunu kaybeden iki Alman turist tarafından tesadüfen bulunan ve yedi yıl Avusturya'da kaldıktan sonra bulunduğu yerin İtalya sınırı içinde olduğunun anlaşılmasıyla 1998 yılında İtalya'ya teslim edilen Ötzi, tarihe ışık tutmaya devam ediyor. İtalya'nın Bolzano kentindeki, Alto Adige Arkeoloji Müzesi'nde özel koşullar altında tutulan Ötzi'nin yaklaşık bir buçuk yıl önce yapılan son otopsisinin analiz sonuçları açıklandı. Otopsiyi yapan ekibe de başkanlık eden EURAC Mumya ve Buzadam Enstitüsü Direktörü Biolojik ve Biomoleküler Andropoloji Uzmanı Prof. Albert Zink, "Ötzi zamanında kalp ve damar hastalıklarına genetik yatkınlığın olduğunun onaylanması çok önemli. Çünkü bu, kalp ve damar hastalıklarının medeniyetle bağlantılı olamayabileceğini gösteriyor. 5000 yıl önce Ötzi, bugün kalp hastalıklarıyla ilişkilendirdiğimiz risklere sahip değildi. 'Buzadam'ın fazla kilosu yoktu ve hareketsiz bir yaşantıya sahip değildi" diye konuştu. Yaklaşık bir buçuk yıl önce araştırma ekibi Ötzi'nin genetik mirasını ortaya koyan tam genomunu çözdü. Geçen sürede detaylı gen analizleri gerçekleştirilerek, tarihin o dönemine ışık tutmaya devam edildi. Bir parazit aracılığıyla enfeksiyona neden olan bir bakteri türü borrelianın dünyadaki en eski örneği bulundu. Genetik araştırmalar Ötzi'nin kahverengi saç ve gözlere sahip olduğunu kesinleştirdi. Bunun yanında Ötzi'nin süt içinde bulunan laktoza karşı alerjisi olduğu ortaya çıktı. Yani Ötzi hiç süt içemiyordu. Bu tespit, o dönemde laktoz alerjisinin genel olduğu yönündeki inanışı güçlendirdi. Bu inanışa göre insanlar sütü yetişkin olduktan sonra da içmeyi ancak hayvanları evcilleştirmeye başladıktan sonra öğrendi. Buz adamın genetik yapısının Avrupa'da sık görülen değerlere sahip olmadığı tespit edildi. Buna göre, Ötzi'nin ataları neolitik çağda yakın doğudan geldi. Günümüzde sadece Sardenya Adası'nın küçük bir bölümünde ve Korsika Adası'nda, Ötzi'nin gen yapısının benzeri tespit edildi.
29.02.2012 - 15:09
null
[]
Ötzi'nin kalbi zayıf çıktı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/otzinin-kalbi-zayif-cikti,H7s1bxfbFUiTQuRSA9YhLQ
Adıyaman'da, polis tarafından terör örgütü IŞİD'e yönelik düzenlenen operasyonda 2 kişi gözaltına alındı.
cumhuriyet.com.tr
Terörle Mücadele Şubesi ekipleri sabah saatlerinde özel harekat polislerinin de katılımıyla IŞİD ile irtibatlı olduğu saptanan Suriye uyruklu E.C. ile N.Y.'yi adreslerine düzenlediği eş zamanlı operasyonla gözaltına aldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürülen şüphelilerin sorgulanmalarına başlandı.
11 Ağustos 2017 Cuma, 18:08
cumhuriyet
null
Adıyaman'da IŞİD operasyonu: 2 gözaltı
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/801360/Adiyaman_da_ISiD_operasyonu__2_gozalti.html
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Milli uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmalar başlatıldı. 'Siper' adıyla başlattığımız milli uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sisteminin hayırlı olmasını diliyorum'' dedi.
null
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da, TÜBİTAK SAGE Yerleşkesi'nde düzenlenen Milli Teknoloji Geliştirme Altyapıları Açılış Töreni'nde katılımcılara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, birbirinden önemli milli teknoloji geliştirme altyapılarının açılışı, savunma sanayi projelerinin teslimi ve testleri dolayısıyla bir araya geldiklerini anımsattı. Milli teknoloji geliştirme altyapılarının, optik sistemler araştırma laboratuvarının ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edilen yeni nesil mühimmatların Türkiye için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bu projelerin Türkiye'ye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti. Erdoğan, Türkiye'nin savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinin her alanında söz sahibi bir ülke olma yolunda hızla ilerlediğini vurgulayarak, özellikle yüksek çözünürlüklü gözlem, haberleşme uyduları ve alt sistemleri, uydu fırlatma sistemleri, uydu veri işleme, depolama ve bilgi destek sistemleri konusunda önemli neticeler alındığını bildirdi. Hizmete alınan uydunun ardından daha gelişmiş uydular tasarlamak, üretmek ve uzaya göndermek zorunluluğu bulunduğunu her zaman ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu çerçevede ortaya koyduğumuz hedeflerimizden biri de uydu kameralarının, büyük çaplı aynaların ülkemizde üretilmesiydi. Açılışını yaptığımız Optik Sistemler Araştırma Laboratuvarı kısa adıyla OPMER işte bu amaçla TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü bünyesinde kurulmuştur" diye konuştu. İMECE Uydu Projesi'nde kullanılan kameranın tasarım, entegrasyon ve testlerinin TÜBİTAK tarafından yapıldığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu kamerada kullanılan ayna, mercek, prizma ve filtre gibi hassas optik bileşenler yurt dışından tedarik ediliyordu. Kritik teknoloji olarak kabul edilen bu parçaların hem maliyetleri yüksekti hem de ihraç kısıtlamasına tabiydi. OPMER Projesi sayesinde hassas teknolojiye sahip optik bileşenleri milli kabiliyetlerimiz ile geliştirilme imkanına kavuşturduk. Bu sayede kritik tasarımların bilgi birikiminin ve ödenen yüksek tutarların yurt içerisinde kalmasını sağlıyoruz. Optik Sistemler Araştırma Laboratuvarı'nın faaliyetleri sadece optik bileşen üretimiyle sınırlı değildir aynı şekilde ürünlerin tasarım ölçüm, entegrasyon ve test faaliyetlerini de bu tesiste yürüteceğiz." OPMER altyapısının toplam 16 laboratuvardan oluştuğunu dile getiren Erdoğan, tesiste uydu kameralarının yanında yurt dışından tedariğinde zorluk yaşanan hassas optikler ve teleskoplarda kullanılan büyük çaplı aynaların da üretileceğini ifade etti. Türkiye'de bu alanda kurulan ilk merkez olan OPMER'in dünya genelinde konuyla ilgili Ar-Ge faaliyetlerini gerçekleştirilen sayılı laboratuvarlardan olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu önemli kazanımın ülkeye hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son yıllarda Türkiye'ye karşı yoğunlaşan saldırıların arkasındaki sebeplerden birinin de uyguladığımız bağımsız politikalara duyulan tepki olduğunu biliyoruz. Yine biliyoruz ki siyasette ne kadar bağımsız olursak olalım iş dönüp dolaşıp savunma sanayimizin gücüne dayanıyor. Hamdolsun bu noktada da ciddi mesafeler kat ettik. Savunma sanayinde yüzde 20'lerde olan yerlilik, millilik oranını bugün yüzde 65'lere çıkardık. İşte bu başarının arkasında açılışını yaptığımız tesis gibi ileri teknolojiyle donatılmış altyapılar, verilen emekler, sergilenen maharetler vardır. Yaşadığımız dönemin tarihe altın harflerle kazınacağına inanıyorum. Ancak ulaştığımız seviyeyle yetinemeyiz. Bağımsız ve güçlü Türkiye hedefine savunma sanayimizde başlattığımız milli hamleleri kesintisiz şekilde sürdürerek varabiliriz ve varacağız. İşte bu anlayışla savunma sanayinde yüzde 65 olan yerlilik, millilik oranını daha da yukarılara taşıyacağız." Savunma sanayinde rekabet gücü ve katma değeri yüksek teknoloji üretmeye yönelik araştırma geliştirme faaliyetlerine büyük önem verdiklerine dikkati çeken Erdoğan, TÜBİTAK Savunma Sanayi Araştırma ve Geliştirme Enstitüsünün, geliştirdiği yüksek teknolojiye dayalı silah sistemleriyle savunma sanayine önemli katkılar verdiğini söyledi. Erdoğan, bugün açılışı yapılan Harp Başlığı Raylı Sistem Dinamik Test Altyapısı HABRAS'ın da bu katkılardan biri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Artık milli olarak geliştirilen silah sistemlerinin etkinlik testleri, seri üretilen mühimmatların kafile kabul testleri, yurt dışından satın alınan silah sistemlerinin testleri bu kuruluşumuz tarafından yapılacaktır. HABRAS'ın işletmeye alınmasıyla savunma sanayimiz Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin gibi sınırlı sayıda ülkenin sahip olduğu önemli bir yeteneğe ve altyapıya kavuşmuş oluyor. Milli imkanlarla ve emsallerine göre çok kısa bir zaman içerisinde tamamlanan HABRAS'la Türkiye kendi testlerini yapmanın yanı sıra yurt dışına da bu hizmeti verebilir bir ülke haline geliyor. Bu kritik sistemin ülkemize ve savunma sanayimize hayırlı olmasını diliyorum." Erdoğan, Harp Başlığı Raylı Sistem Dinamik Test altyapısı Habras'ın test faaliyeti için canlı yayınla Konya Karapınar'a bağlandı. Bir metre duvar kalınlığındaki sığınağın imha edilmesini içeren ve 7 saniye süren testin geri sayımını yapan Erdoğan, testin başarılı geçmesinin ardından tebriklerini iletti. "Savunma sanayi sektörümüz bugün binden fazla şirket yanında KOBİ'lerin, araştırma kuruluşlarının ve üniversitelerinin katılımıyla milli bir yapıya dönüşmüş durumdadır." diyen Erdoğan, bu milli yapı ve birlikteliğin ortaya çıkardığı ürünlerden birisinin de "Pulat Aktif Koruma Sistemi" olduğunu dile getirdi. Sisteme ilişkin bilgi veren Erdoğan, şöyle konuştu: "Pulat, entegre edildiği tankı statik karşı koyma tekniği ile sahada maruz kalacağı tehditlere karşı koruyan TÜBİTAK SAGE ve ASELSAN ortaklığında geliştirilen bir sistemdir. Kalifikasyon ve entegrasyon çalışmaları devam eden Pulat'la TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği harp başlığı ve ateşleme biriminden oluşan tahrip sistemi çok kritik bir teknolojidir. Bu sistem, tehdidin tanka ulaşmadan, havada etkisiz hale getirilmesini sağlayacak şekilde geliştirilmiştir. Bu teknolojiyle Silahlı Kuvvetlerimizin en önemli muharip gücü olan tank birliklerimiz gerçekten hayati bir teknolojiye kavuşmuş oluyor. Ülkemize ve ordumuza hayırlı olmasını diliyorum." Erdoğan, daha sonra canlı yayın üzerinden Ankara TÜBİTAK SAGE Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen "Pulat Tahrip Sistemi Etkinlik Testi"ni başlattı. Testin başarıyla sonuçlanmasının ardından Erdoğan, "Hayırlı olsun" temennisinde bulundu. Erdoğan, savunma sanayi ve yerli teknoloji çalışmalarından bir başka özgün ürününün de TÜBİTAK BİLGEM tarafından yürütülen "Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Geliştirilmesi", kısa adıyla "Işın Projesi" olduğunu aktararak, proje kapsamında yerli imkanlarla üretilen lazer ve lazer sistemlerinin yüksek isabet oranıyla hedefler üzerinde üstün başarı sağladığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Elektrik enerjisiyle mühimmatsız çalışan, atım maliyeti düşük, lazer silahlarımız kendi mühendislerimiz tarafından tasarlandı, üretildi ve test aşamasına getirildi. İlk prototipte yurt dışından tedarik edilen lazerler, proje kapsamında millileştirildi. Ülkemiz, savunma uygulamalarına uygun kilovat üzeri lazer yapan ülkeler arasına girdi. İlk denemelerde yüksek başarı sağlayan sistem önümüzdeki dönemde hava araçlarında ve gemilerde kullanılabilir hale gelecek." Daha sonra Erdoğan, Kırıkkale'ye canlı yayınla bağlanarak, Işın Projesi Lazer Silah Sistemi testini başlattı. Testin geri sayımının ardından, 1,5 kilometre mesafe ve 3 milimetre kalınlığındaki çelik mühimmata benzer silindir hedef imha edildi. Erdoğan, testin başarılı geçmesi üzerine tebriklerini iletti. Günümüzde güvenlik kavramının anlamının büyük ölçüde değiştiğine işaret eden Erdoğan, "Artık fiziki güvenliğin, siber güvenlikle, dijital sanayiyle, yerli yazılımla, yapay zekayla tahkim edilmesi gerekiyor, şart. Nano teknoloji, malzeme havacılık, uzay ve savunma alanlarında ihtiyaç duyduğumuz, teknolojik derinliğimiz her geçen gün artıyor. Bundan dolayı da kendimize olan güvenimiz uluslararası savunmayla ilgili camiada da artıyor" ifadelerini kullandı. Bu ürünlerden biri olan Elektronik Manyetik Fırlatma Sistemi, kısa adıyla "Sapan"ı bugün hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, "Bu bir taaruz sistemidir. Şimdi bunu izliyoruz. Maliyetleri oldukça yüksek kimyasal yakıtlar ile ulaşılması riskli olan, sesin 6 katı ve üstü, yani hipersonik hızlara Sapan ile birlikte erişebileceğiz. Hipersonik hızlarda hareket eden bir mühimmatın hem takip edilmesi hem de imha edilmesi çok zor. Bu yüzden bu tür mühimmatlar, kritik hedeflerin imhasında kritik öneme sahip" diye konuştu. Sapan'a benzer sistemlerin tasarımı ve güvenli çalışması için tüm dünyada çalışmaların devam ettiğini kaydeden Erdoğan, "Biz bu kritik teknolojiyi ülkemizde üretmeyi başladık. Proje kapsamında bir kilogramlık mühimmatı saniyede 2 bin metreden başlayan hızlarla fırlatmayı hedefliyoruz" dedi. Savunma sanayisinde geliştirilen yerli teknolojilerle son dönemdeki terör operasyonlarında son derece önemli vazifeler icra ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Gerek sınırlarımız içinde gerekse sınırlarımız dışındaki operasyonlarda yerli savunma sanayi araçlarımızı etkin bir şekilde kullanıyoruz. Zeytin Dalı Operasyonu bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Hamdolsun kimseye muhtaç olmadan, kendi ürünlerimizle çok başarılı bir operasyon gerçekleştirdik. Bugün de başarılı operasyonlara imza atan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin teknik imkan ve kabiliyetlerini daha da artırmakta kararlıyız." Geliştirilen bazı mühimmatların Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) tesliminin bugün gerçekleştirileceğini belirten Erdoğan, TÜBİTAK-SAGE tarafından genel maksat bombalarına güdüm yeteneği kazandırmak üzere tasarlanan Hassas Güdüm Kiti 82'nin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterine girdiğini ifade etti. Standart bombaları akıllı bomba haline getiren, F4 ve F16 platformlarına sertifikasyonu tamamlanan, her hava durumunda kullanılabilen bu kitle Hava Kuvvetleri'nin operasyon kabiliyetinin daha da ileriye taşındığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İlk parti teslimatları tamamlanmış olan ve üretim faaliyetleri devam eden Hassas Güdüm Kiti'nin alt sistemleri ve parçaları, çeşitli savunma sanayi kuruluşlarımız tarafından yurt içinde üretilmektedir. Yakın gelecekte çoklu atım adaptörü ile birlikte kullanılacak bu sistem, böylece daha az uçakla daha fazla hedefin etkisiz hale getirilmesini sağlayacaktır. Yine TÜBİTAK tarafından geliştirilen Kanatlı Güdüm Kiti, Nüfuz Edici Bomba ve Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmatları (SOM) da Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kazandırdık." Erdoğan, uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sistemine olan ihtiyacın farklı vesilelerle gündeme geldiğini belirterek, bu sistemin Türkiye'nin güvenliği için önemine vurgu yaptı. Türkiye'yi zamanla bu alanda farklı bir lige çıkaracak projenin ilk adımının bugün atıldığını kaydeden Erdoğan, "Milli uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmalar, Savunma Sanayi Başkanlığımızın öncülüğünde TÜBİTAK-SAGE, ASELSAN ve ROKETSAN tarafından başlatıldı. İlk teslimatların 2021 yılı sonunda gerçekleştirilmesi planlanıyor. Bugün ayrıca tarihi önemdeki bu projemizin ismini ilan ediyoruz. 'Siper' adıyla başlattığımız milli uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sisteminin hayırlı olmasını diliyorum. Tabii bir savunma sistemi olduğu için adını da 'Siper' koyduk" ifadelerini kullandı. İlgili tüm kurumlardan, projenin zamanında teslimatı konusunda en üst seviyede gayret beklediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Günümüz dünyasında bağımsızlığı sağlam temeller üzerine oturtmamız için tüm alanlarda yerli teknolojimizi geliştirmemiz gerekiyor. Yerli, milli... Tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi her alanda kendi kendine yeten, teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumuna ulaşmaktan başka çıkar yolumuz yoktur. İşte bunun için 'Milli teknoloji hamlesi' diyoruz. Ekonomide ve dünya siyasetinde bugünkünden daha güçlü noktalara ulaşabilmemiz, milli teknolojide yapacağımız hamlelerle mümkündür. Bizi kapılarında çok beklettiler. Öyle beklettiler ki 'bugün git yarın gel'... Sonunda 'Kongreden izin çıkmadı' dediler. Ama sağ olsunlar bizi de şu anda mal sahibi yaptılar. Onlar sayesinde İHA'ları da SİHA'larımızı da ürettik, şimdi daha ileri gidiyoruz. İnşallah onu da 2019'un ortasına doğru üreteceğiz. İsmini açıklamayayım şimdi." Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayide gerçekleşmesi gereken çalışmalarda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na çok büyük iş düştüğünü belirterek, "Genç bir ekip ve bu genç ekip inşallah buna sahip olacak ve sahip olmak suretiyle de bu üretimleri her geçen gün artırarak devam edeceğiz" dedi. TÜBİTAK'ın yürüttüğü destek programları ve geliştirdiği teknolojik projelerin de bu bakımdan hayati önem taşıdığını bildiren Erdoğan, bugün icra edilen çalışmalarda olduğu gibi savunma ve uzay teknolojilerinin geliştirilmesine katkı sağlayarak, Türkiye'nin küresel ölçekteki rekabet gücünü artırmayı amaçladıklarını vurguladı. Tüm bu yapılanlarda özellikle bilim insanlarının, araştırmacıların, savunma sanayi sektörünün isimsiz kahramanlarının imzası olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu yüzden değerlerimize sıkı sahip çıkmalı, ülkemize hizmet etmeleri için onlara uygun iklimi oluşturmalıyız. Bunun için, ülkemiz açısından stratejik değer taşıyan projelere katkı sağlamak için bilim insanlarımızın, uzmanlarımızın yurda dönüşünü çeşitli programlarla teşvik ediyoruz. Aynı şekilde savunma sanayi alanında faaliyet gösteren küçük ve orta düzeydeki firmalarımızın, heyecanla işlerine sarılan müteşebbislerimizin, mühendislerimizin teşvikini de önemli görüyoruz. Bazı kurumlarımızın bu tür faaliyetlere hala yeteri kadar destek vermediğine dair haberler alıyor olmaktan da doğrusu üzgünüz. Bir projede şayet kendi özel sektör kuruluşlarımızın çalışmaları varsa mutlaka onlar tercih edilmeli, desteklenmelidir. Eğer mevcut çalışma yetersiz bulunuyorsa geliştirilmesi, ileriye götürülmesi için gereken imkanlar tanınmalıdır. Milli güvenliğimiz bakımından kritik ve acil konularda ısrarla ve yabancı menşeli ürün talep eden kurumlarımızı, bürokratlarımızı yakından takip edeceğimin de bilinmesini istiyorum." Erdoğan, çalışmalardan duyduğu heyecanı ifade ederek, "Bu heyecanı her alandaki icraatlarla, icatlarla tekrarlamak bizim heyecanımızı çok daha artıracak. Sabırsızlıkla onu da bekliyoruz. Silahlı Kuvvetlerimize teslimi yapılan mühimmatların, açılan tesislerin, hayata geçirilen projelerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu projelerde görev alan, emek veren, katkısı olan başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere, tüm kurumlarımızı, kuruluşlarımızı, firmalarımızı tebrik ediyorum" diye konuştu.
31.10.2018 - 15:37
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye', 'Recep Tayyip Erdoğan']
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, milli hava savunma sistemi açıklaması
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogandan-milli-hava-savunma-sistemi-aciklamasi,yMa6cO_pGUyVKfVVmVVU3Q
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, elektronik haberleşme ve posta sektörlerindeki işletmecileri ulusal saat ayarına uygun hale gelmesi için uyarıda bulundu.
null
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), elektronik haberleşme ve posta sektörlerindeki işletmecileri ve hizmet sağlayıcıları, altyapı sistemlerini ulusal saat ayarına uygun hale getirmeleri ve herhangi bir mağduriyete sebep olmamaları konusunda uyardı. Konuya ilişkin duyuru, Kurumun internet sitesinde yayımlandı. Duyuruda, şu ifadelere yer verildi: "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 20/09/2016 tarihli ve 2016/DK-YED/407 sayılı kararı ile 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 6475 Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu 08/09/2016 tarihli ve 29825 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 'Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanması Hakkında Karar' konulu Bakanlar Kurulu kararı ve ilgili diğer mevzuata istinaden Kurumumuzca elektronik haberleşme ve posta sektörlerinde hizmet sunmak üzere yetkilendirilen işletmeci ve hizmet sağlayıcıların altyapılarında kullanılan sistemlerini ulusal saat ayarına uygun hale getirmeleri ve saat farkından kaynaklanan sebeplerle herhangi bir mağduriyete sebep olmamalarını teminen gerekli tedbirleri almaları hususlarında karar alınmıştır."
04.10.2016 - 16:36
Anadolu Ajansı
['Ekonomi']
BTK'dan "yaz saati" uyarısı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/btkdan-yaz-saati-uyarisi,-yJwWi9yA0-8cOJxj3wlHg
Konya'da cinayeti soruşturan polis, olay yerinde bulunan çekiçten yola çıkarak cinayeti aydınlattı.
null
Konya'da bir kadının evinde ölü bulunmasının ardından başlatılan soruşturmada, olay yerindeki çekiçten yola çıkan polis ekipleri, cinayetin kadının kayınbiraderi tarafından işlendiğini belirledi. Olay, geçen şubat ayında merkez Selçuklu İlçesi Dumlupınar Mahallesi Köstence Sokak'ta meydana geldi. 5 yıllık evli olan ve bir döküm fabrikasında çalışan Şaban Teker, işten çıkıp eve geldiğinde eşi Dursun Teker'i, yerde hareketsiz hale buldu.  Eşinin sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendiğini sanan Şaban Teker, sağlık görevlileri ve polise haber verdi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri kadının öldüğünü belirledi.  Polis ise yaptığı incelemede Dursun Teker'in başında yaklaşık 3 santimetrelik kesik ve boynunda iz olduğunu tespit etti. Evde yapılan detaylı incelemede, Teker ailesine ait olmayan el yapımı demir çekiç bulundu.  Dursun Teker'in, cinayete kurban gittiği anlaşıldıktan sonra Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği, olayı aydınlatmak için özel bir ekip kurdu. Evin kapı ve pencerelerinde zorlanma olmadığı için katilin ailenin tanıdığı bir kişi olabileceği üzerine duran polis, ailenin akrabaları ve çevresindeki yaklaşık 100 kişinin ifadesine başvurdu. Evin 1 kilometre çevresindeki güvenlik ve mobesse kameralarını incelemeye altına aldı. Ayrıca Dursun Teker'in, başındaki kesik ve darbe üzerine evde bulunan, eve ait olmayan el yapımı demir çekiçin üzerine yoğunlaştı. Çekicin sadece kamyon şoförleri tarafından kullanıldığını tespit eden polis, Dursun Teker'in çevresinde kamyon şoförü olup, olmadığını araştırdı. Polis, öldürülen Dursun Teker'in, kayınbiraderi Talat Teker'in, bir nakliye ambarında çalıştığını saptadı. Bunun üzerine Talat Teker'in ifadesine yeniden başvuruldu. Teker'in çelişkili ifadeler vermesi üzerine polis, çalışmasını Talat Teker üzerine yoğunlaştırdı. Ardından şüphe üzerine Talat Teker'in eşi 29 yaşındaki Meryem Teker, öldürülen Dursun Teker'in eşi Şaban Teker, Şaban Teker'in ağabeyi 43 yaşındaki Himmet Teker, annesi 59 yaşındaki Hürü Teker, kız kardeşi 22 yaşındaki Merve Ak ve eniştesi 28 yaşındaki Kahraman Ak, gözaltına alındı. Suçunu itiraf eden Talat Teker, yengesini para için öldürdüğünü öne sürerek, ifadesinde, ''Babam, kardeşim Şaban için 18 bin liralık kredi çekti. Paranın Şaban'ın evinde olduğunu biliyordum. Benim de paraya ihtiyacım vardı'' dedi. Talat Teker olay günü sabah evden aldığı çekici cebine koyup, kardeşi Şaban'ın evden işe gitmesini beklediğini; ardından kapıyı çaldığında yengesi Dursun Teker'in açtığını belirtti. Kapıyı açan yengesinin başına çekiçle vurduğunu söyleyen Talat Teker ifadesinde, ''Kapıyı açan Dursun Teker'in kafasına yanımda getirdiğim çekiçle bir iki kez vurdum. Acı içinde salonda bulunan balkon kapısına yönelince iki defa daha vurdum. Yere yığılmıştı. Öldüğünü anlayınca da babamın kardeşime verdiği 18 bin lirayı evde aramaya başladım. Fakat tüm aramalarıma rağmen parayı bulamayınca evden ayrıldım'' dediği belirtildi. Evden çıktıktan sonra çekici evde unuttuğunu fark ettiğini belirten Teker'in, ''Ancak çekici almak için geri dönemezdim" dedi. Olay günü akşam saatlerinde kardeşi Şaban Teker'in arayıp, eşi Dursun Teker'in, sobadan zehirlenip öldüğünü söylediğini hatırlatan Talat Teker, ''Ben de olayın cinayet olduğunun anlaşılmadığını düşünerek evde unuttuğum çekici saklamak için eve gittim. Eve girdiğimde her yerde polis vardı. Koridorda çekici gördüm. Bir süre kimseye fark ettirmeden çekici ayağımla ittirdim. Eğilip almaya çalıştığım sırada bir polis memuru beni uyararak dışarı çıkardı" diye konuştu. Olaydan birkaç gün sonra Talat Teker'in, annesi Hürnü Teker'e yengisini öldürdüğünü anlattığı; anne Teker'in de Şaban Teker'e olayı anlatıp ağabeyi hakkında dikkatli olmasını söylediği öne sürüldü. Şaban Teker'in de eşinin, ağabeyi tarafından öldürüldüğünü öğrendikten sonra olayı gizlediği ve polise ihbarda bulunmadığı iddia edildi. Talat Teker ve Şaban Teker ile birlikte gözaltına alınan aile fertlerinden toplam 7 kişi dün, yapılan sorgulamanın ardından adliyeye sevk edildi. Talat Teker, 'tasarlayarak adam öldürme' suçundan tutuklandı. 'Suçu bildirmeme' suçundan gözaltına alınan 6 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
06.05.2015 - 10:56
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel']
Olay yerindeki "çekiç" zanlıyı yakalattı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/olay-yerindeki-cekic-zanliyi-yakalatti,JTCkmi7b-0yDJALmkP9kzw
ZONGULDAK’ın Ereğli İlçesi’nde, Facebook’ta tanıştığı 14 yaşındaki kızı evine götürüp 3 gün cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan 43 yaşındaki Zekai E., 19 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
cumhuriyet.com.tr
Geçen yıl 9 Ağustos’ta meydana gelen olayda Zekai E, iddiaya göre sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta tanıştığı Y.A. ile ilçe merkezinde buluşup evine götürdü. Zekai E., evde 3 gün alıkoyup cinsel istismarda bulunduğu Y.A.’yı daha sonra köyüne dönmesi için otogara götürüp bıraktı. Bu sırada ailesinin kayıp başvurusunda bulunduğu kız, otogarda polis tarafından bulundu. İfadesi alınan Y.A., Zekai E.’nin kendisini evinde 3 gün tutup cinsel istismarda bulunduğunu iddia etti. Tutuklanan Zekai E. hakkında, ’Çocuğun cinsel istismarı’ ve ’Kişi hürriyetini yoksun kılma’ suçlarından 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Zekai E. ve avukatı katıldı. Karar öncesi son sözü sorulan Zekai E., "Hakkaniyetinize güveniyorum. Adaletinize inanıyorum" dedi. Mahkeme heyeti, sanık Zekai E.’yi ’Çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 16 yıl 8 ay, ’Kişi hürriyetini yoksun kılma’dan 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 19 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum etti.
11 Ağustos 2016 Perşembe, 11:58
cumhuriyet
null
Facebook'ta tanıştığı çocuğu üç gün zorla evinde tutup taciz etti
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/582752/Facebook_ta_tanistigi_cocugu_uc_gun_zorla_evinde_tutup_taciz_etti.html
Kayseri’de Orduevi giriş kapısı önüne bırakılan 3 poşet, bomba imha uzmanı tarafından fünye ile patlatıldı. Poşetlerden kadın kıyafetleri çıktı.
DHA
Sivas Caddesi’nin Cumhuriyet Meydanı’na bağlandığı noktadaki Orduevi’nin demir kapısının bitişiğindeki 1,5 metre yüksekliğindeki duvarın üstüne 3 beyaz poşet bırakıldı. Poşeti gören Orduevi’ndeki askeri personel ile çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polisler, emniyet şeridi çekerek caddeyi araç ve yaya trafiğine kapattı. Bomba imha uzmanları da Orduevi’ne geldiler. Bomba uzmanı, hazırlanan düzeneği poşetlerin yanına yerleştirdi. Uzmanların 3 kez yaptığı "Kontrollü patlama" uyarısının ardından, poşetler fünye ile patlatıldı. Büyük bir gürültüyle patlayan poşetlerden kadın kıyafetleri ile ayakkabı çıktı. Polisin olay yerindeki incelemesinin ardından, güvenlik şeridi kaldırıldı ve yoldaki trafik yeniden normal seyrine döndü.
1 Eylül 2015 Salı, 15:06
cumhuriyet
null
Orduevi önünde şüpheli poşet alarmı
turkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/357859/Orduevi_onunde_supheli_poset_alarmi.html
AK Parti, CHP, MHP ve HDP çocuk istismarı ile ilgili önergede anlaşmaya vardı. Çocuk istismarı ile ilgili Meclis'te Araştırma Komisyonu kurulacak
null
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP, HDP ve MHP grup başkanvekilleriyle görüştüğünü, üç muhalefet grubuyla da çocuk istismarı konusunda verilecek ortak bir önergeyle, Parlamento çatısı altında araştırma komisyonu kurulması ve konunun incelenmesi konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Her grubun kendi önergesini hazırlayacağını ifade eden Bostancı, şöyle konuştu: "Bunu ortak önerge haline getireceğiz ve yarın Mecliste konuşacağız. Çocuk istismarı derken, bunun sınırlarının hayli geniş olduğuna da dikkat çekmek isterim. Bunun sokak çocuklarından tutun da uyuşturucu meselesinin ulaştığı çocuklar, hatta başka türlü istismarlara kadar hayli geniş bir skalası var. Bütün bunları içeren bir anlayışla komisyonun çalışmalarını belirleyen bir yaklaşımı dile getireceğiz. Muhtemelen diğer gruplar da benzeri bir şekilde önerilerini getirecekler ve yarın ortak bir önergeyle bu meseleyi, Parlamentonun beraberce ele aldığı ve komisyon kurduğu, buna ilişkin çalışma yaptığı konu haline getireceğiz."
23.03.2016 - 20:26
haberturk
[]
Çocuk istismarıyla ilgili araştırma komisyonu kurulacak
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1214244-cocuk-istismariyla-arastirma-komisyonu-kurulacak
Bir yetenek yarışmasında yarı finale kadar yükselen genç rapçi Caner Yahyaoğlu hayatını kaybetti.
null
İzmir'in Aliağa İlçesi'nde rapçi 19 yaşındaki Caner Yahyaoğlu, bir arkadaşının evinde müzik çalışması yaptığı sırada bilinmeyen bir nedenle fenalaşıp hayatını kaybetti. Olay dün akşam saatlerinde meydana geldi. Yıllardır rap müzikle uğraşan ve çeşitli başarılara imza atan Caner Yahyaoğlu, arkadaşının evine gidip müzik çalışması yapmaya başladı. Bir süre sonra evdeki iki arkadaşına canının sıkıldığını söyleyen genç rapçi duşa girdi. Duştan çıkan Yahyaoğlu, arkadaşlarına "Fena oluyorum" dedikten sonra yere yığıldı. Genç şarkının iki arkadaşı hemen durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri, kalbi duran genç adamı hayata döndürmek için uzun süre çaba sarf etti ancak başarılı olamadı. Yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybeden talihsiz genç, ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Televizyondaki bir yetenek yarışmasına katılıp yarı finale kadar yükselen ve 5 albüm çalışması bulunan Caner Yahyaoğlu'nun ölüm haberi Aliağa'yı yasa boğdu. Olayı öğrenen, genç rapçinin hayranları, evinin önünde toplanıp gözyaşı döktü. Birçok ünlü isim ve grupla da müzik çalışmasında bulunan ve İzmir ile Aliağa'da konserler veren Caner Yahyaoğlu'nun bugün düzenlenecek olan cenaze töreninin ardından ilçede toprağa verileceği bildirildi. Öte yandan olayla ilgili soruşturma başlatan polisin, olay sırasında evde bulunan Yahyaoğlu'nun iki arkadaşının ifadesine başvuracağı bildirildi.
20.07.2012 - 16:28
null
[]
Genç rapçinin sır ölümü
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/genc-rapcinin-sir-olumu,BnBRCrXzA0y33fv1v-wjmg
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) adliye örgütlenmesine ilişkin soruşturma kapsamında, haklarında gözaltı kararı bulunan 87 adliye çalışanından 68'inin yakalandığı belirtildi.
null
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma çerçevesinde, FETÖ/PDY üyesi oldukları gerekçesiyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı ile Gaziosmanpaşa ve Büyükçekmece adliyelerinde çalışan 87 hakkında yakalama kararı çıkarılmasının ardından Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çalışmalarını sürdürüyor.  Ekipler, 23 ilde yürütülen operasyon kapsamında 68 şüpheliyi gözaltına alırken, 19 şüpheliyi yakalama çalışmaları devam ediyor. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor.
30.09.2016 - 21:15
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'son dakika']
İstanbul'daki adliyelerde FETÖ operasyonu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/istanbuldaki-adliyelerdefeto-operasyonu,KH5QloVfIEC_lXn60UPhfA