Text
stringlengths 259
74.5k
| Label
stringclasses 2
values |
---|---|
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi a başvurucunun yaralanması olayı ve bu olay üzerine başlatılan ceza soruşturması ve kovuşturması süreci kuşadası emniyet müdürlüğü polis merkez amirliğinde polis merkezi adli evrakın gereğinin yerine getirilmesinden sorumlu olan polis memuru mü tarihinde elinde evrak dosyası ile polis merkezi dışında iken saat sıralarında bir sokakta başvurucu umut tamaç ile karşılaşmıştır tebliğ edilmesi gereken adli evrak arasında başvurucuya ait belgeler de bulunduğundan polis memuru mü başvurucuya polis merkezine gelmesi gerektiğini ifade etmiştir bunun üzerine polis memuru mü ile başvurucu arasında sokak ortasında bir tartışma yaşanmıştır başvurucu yaşanan bu tartışma sonucunda polis memuru tabancasından çıkan kurşunla hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmıştır başvurucu yaşanan olaydan hemen sonra kuşadası devlet hastanesine götürülmüştür bu hastanede beyin tomografisi çekilen başvurucu daha ileri tetkik ve tedavi için adnan menderes üniversitesi tıp fakültesi hastanesine sevk edilmiştir aynı gün adnan menderes üniversitesi tıp fakültesi hastanesine yatırılarak tedavi altına alınan başvurucu tarihinde taburcu edilmiştir başvurucu yaşanan olay nedeniyle sağ gözünü kaybetmiştir yaralama olayı meydana gelmeden hemen önce saat kuşadası emniyet müdürlüğü polis haber merkezi aranmış ve birinin elinde tabanca diğerinin elinde bıçak olan iki kişinin kavga ettiği polis haber merkezine bildirilmiştir bu ihbardan üç dakika sonra ise olaya karışan polis memuru mü emniyet amiri arayarak olaya karışan kişilerden birinin kendisi olduğunu ve olay esnasında yaşanan arbede sırasında başvurucunun başından yaralandığını bildirmiştir bunun üzerine polis ekipleri olay yerine yönlendirilmiştir olay ve muhafaza altına alma tutanağında olay yerine gelindiğinde olaya karışan polis memuru yaralı vaziyette yerde yatan başvurucunun başında olduğu ve ambulansın gelmesini beklediği bu sırada çevredeki insanlara yardım edin diye seslendiğinin görüldüğü belirtilmiştir tutanakta aynca başvurucunun yaşanan olaydan hemen sonra kuşadası devlet hastanesine hastanede yapılan işlemler için bkz polis memuru ise silahıyla birlikte polis merkezine götürüldüğü ifade edilmiştir polis memuru mü aynı gün tıbbi muayenesinin yapılması amacıyla kuşadası devlet hastanesine götürülmüştür olay hakkında kuşadası cumhuriyet başsavcılığı cumhuriyet başsavcılığı tarafından resen bir ceza soruşturması başlatılmıştır olay yerine intikal eden polis ekipleri olay yeri ve civarını emniyet şeridiyle koruma altına almış ve olay yeri ekibini olay yerine çağırmıştır saat sıralarında olaydan haberdar edilen olay yeri ekibi saat olay yerine gelmiş ve incelemelerine başlamıştır bu incelemeler neticesinde olay yerinde diğer başka delillerin yanı sıra iki adet mermi kovanı bulunmuştur olay yerinde aynca sap kısmı cm namlu kısmı cm olan cm uzunluğunda bir bıçak bulunmuş ve muhafaza altına alınmıştır cumhuriyet başsavcılığı olay günü birçok tanığın ifadesini almıştır olay hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ifadesi alınan tanıklar olay anına ilişkin birbirinden farklı anlatımlarda bulunmuşlardır bazı tanıklar polis memuru hedef gözeterek başvurucuya ateş ettiğini bazı tanıklar ise polis memuru ile başvurucu arasında yaşanan arbede sırasında kasıt olmaksızın tabancanın patladığını ifade etmiştir başvuru numarası karar tarihi olayın yaşandığı sokakta esnaflık yapan aanın olay günü cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinin ilgili kısmı şöyledir ben olayın olduğu sokak üzerinde kuaför dükkanı işetmekteyim balkonunda olduğum esnada sokak üzerinde daha önce tanımadığım sonradan polis olduğunu öğrendiğim sivil bir şahıs ve yanında yine tanımadığım şuan isminin olduğunu öğrendiğim şahıs yan yana tartışarak gidiyorlardı birbirlerine bir şey söylüyorlardı ancak ben ne olduğunu tam anlamadım umut birden yanında bulunan polise saldırıp yumruk ile omzuna vurdu yüzüne doğru yumruk salladı polis kafasını çekince vuramadı bu esnada umut biraz polisin önüne geçti polise doğru döndü ancak aramızda arabalar olduğu için ben tam göremedim fakat görenler bıçak çektiğini söylediler ben esnada polis memurunun silahını çektiğini gördüm silahı umutun üzerine tutarak yaklaşma dedi fakat umut polisin üzerine geliyordu polis vururum deyince umut da vur diye bağırdı polis bunun üzerine uyarı amaçlı olarak silah ile havaya el ateş açtı fakat umut yine polise doğru vur lan ne olur diye kışkırtıcı laflar söylüyordu aynı zamanda yan yana caddeye doğru gidiyorlardı birbirlerine çok yakındılar umut sürekli bir şekilde bağırıyordu polisin elinde silah vardı polis memuru silahın kabzası ile umutu etkisiz etmek amacıyla bir el omzuna vurdu bir sefer yine kabza ile vurunca tabanca ateş aldı umu yere düştü il olayın yaşandığı bölgeye yakın bir yerde market işleten mgnin olay günü cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesi şöyledir ben olayın olduğu yere yakın bulunan rıfat arın sokak üzerindeki marketimin tentelerini takıyordum yanımda arkadaşlarım da vardı bu esnada huzur sokak üzerinden bağrışmalar geldi bir şahıs zannedersem vurulan şahıs ana avrat bir şekilde küfür ediyordu küfür eden şahsın yanında sonradan polis olduğunu öğrendiğim elinde mavi dosya olan bir şahıs vardı ben olay yerine giderken polis memuru kendisini yapma etme diye ikaz ediyordu küfür eden şahsın elinde bıçak vardı ben tam olay yerine gelmeden polis memuru havaya bir el ateş açtı şahıs yine sürekli küfür ediyordu bıçağı da sürekli olarak polise doğru sallıyordu ancak polis kendisine yaklaştırmayarak yapma etme türünden ikazlarda bulunuyordu bu esnada birden kargaşa oldu bir el silah sesi geldi ancak ben ana caddenin karşı tarafında olduğum için bu esnada önümden araç geçti silahın nasıl ateş aldığını görmedim fakat araç geçmeden önce polis tabancanın kabzası ile bu şahsı yanından uzak tutmaya çalışıp kabza ile ittiriyordu muhtemelen tabanca o esnada ateş aldı şahıs yere düştü ondan sonra polis memuru ambulansı aradı yerde yatan şahıs konuşuyordu bir müddet sonra ambulans geldi bu şahsı alıp götürdüler bu şahıs sürekli polise küfürler ediyordu elinde bulunan bıçağı da sallıyordu polis de kendisini sakinleştirmeye çalışıyordu olayla ilgili başka da bir diyeceğim yoktur dedi olay günü cumhuriyet savcısı tarafından ifadesi alınan diğer bir esnaf ifadesi ise şöyledir ben olayın olduğu yıl caddesi üzerinde isimli işyerinin sahibiyim saat sıralarında işyerinde bulunurken yan tarafta bulunan sokaktan bir el silah sesi geldi yanımda bulunan ga ve mü y ile birlikte şu an aydındadırlar için yarın gelecekler dışarı çıktık sokakta daha önceden görmediğim sonradan polis olduğunu öğrendiğim bir şahıs elinde silahla caddeye doğru koşuyordu önünde de yine isminin başvuru numarası karar tarihi sonradan umut olduğunu öğrendiğim şahıs da önde elinde bıçakla koşuyordu umut denen şahıs bu esnada birden döndü elinde şu an bana göstermiş olduğunuz bıçağı polise salladı poliste başımı belaya sokma diye bağırıyordu ama umut durmadı birden yumruk ile polisin yüzüne vurdu o anda polis memuru zaten birbirlerine çok yakın oldukları içil elindeki tabancanın kabzası ile yanlış hatırlamıyorsam sol omzuna yine başımı belaya sokacaksın diye bağırarak vurdu ancak bu esnada silah birden ateş aldı şahıs yüzünden yaralandı polis kesinlikle isteyerek ateş açmadı tabancanın kabzası ile kendini korumak için zanlının omzuna vurunca tabanca ateş aldı biz olay olduğunda polis bilmiyorduk ancak kendisi sürekli bağırarak acili arayın polisi çağırın diye söylüyordu zaten kendisi polisi aradı bir müddet sonra polis ve ambulans geldi olay günü cumhuriyet savcısı tarafından ifadesi alınan uk adlı kişi de olayın gelişimine ilişkin yukarıdaki ifadelerle benzer yönde beyanda bulunmuş başvurucunun elindeki bıçağı polise doğru tuttuğunu söylemiş ancak tabancanın patlama anını tam olarak göremediğini ifade etmiştir aynı gün tanık olarak dinlenen se ise bir el silah sesi duyması üzerine dükkanından dışarı çıktığını başvurucunun elinde bıçak görmediğini ancak daha sonra olay yerinde bıçak gördüğünü polis memurunun başvurucunun yüzüne tabancanın kabzası ile vurmak isterken tabancanın birden ateş aldığını ifade etmiştir olay günü ifadesi alınan diğer tanıklar da olayın gelişimine ilişkin yukarıdaki ifadelerle benzer yönde beyanda bulunmuşlardır cumhuriyet savcısı olaydan bir gün sonra tarihinde önceki gün ifadesi alınan tanık beyanında adı geçen ganın ifadesini almıştır ganın ifadesi şöyledir ben olay olduğu esnada dükkanındaydım dışarı çıktım kapıda park halinde bulunan sokak içindeki arabama bineceğim sırada dur gel senin yakalaman var götürmem lazım diye bir ses geldi ben tam önümde olan şahsı gördüm ben ikisini de tanımıyordum birinin polis olduğunu sonradan öğrendim polis seni götürmem lazım deyince diğer şahıs belinden büyük bir bıçak çıkardı ben seni götürürüm lan deyip polise doğru bıçağı yüzüne doğru savurdu aralarındaki mesafe çok yakındı yanyana idiler polis kendini geri çekti o an sadece sağ elinde mavi bir naylon dosya vardı bıçak savurması üzerine polis kendini geri çekti şahıs yine üzerine gidip bıçağı karnına doğru sallayınca polis elinde bulunan dosyayı yere attı belinden silahını çıkardı havaya bir el ateş etti yalnız ateş ederken ben ne dediğini duymadım ateş açılması üzerine bu şahıs caddeye doğru yöneldi giderken de gel lan o ç sen karı teslim alırsın ancak vb şekilde ağza alınmayacak küfürler de ediyordu hatta sen beni almazsan ben senin karını alacağım diye söyledi polis de o an omzundan gitme diye tuttu bu esnada birden elindeki tabanca patladı patladığı esnada polis şahsın omzundan tutmuştu vurulan kişi yere düştü polis de allah kahretsin benim başımı belaya soktun deyip cebinden mendil türü birşey çıkarıp yarasına tuttu vurulan kişi yerde yatarken ayağa kalkmaya çalışıp ediyordu bunun üzerine vuran kişi etraftakilere ben polisim dedi daha sonra ambulansı ve emniyeti aradı olay yeri sonradan çok kalabalıklaştı fakat ilk esnada olayın nasıl olduğunu gören çok kimse yoktur görenler de ifade verdiler benim gördüğümde polis şahsı omzundan tutarken tabanca elinde idi kaza ile ateş aldı kesinlikle isteyerek ateş açmadı zira ola tam benim önümde cereyan etti ben tüm yaşananları gördüm olayla ilgili başka da bir diyeceğim yoktur dedi başvuru numarası karar tarihi tanık ifadesinde adı geçen ise beyanında özetle dükkanda otururken ganın dışarı çıktığını bu esnada dışarıdan bir el silah sesi geldiğini ardından kendilerinin de dışarı çıktığını kendisi dışarı çıkarken bir el silah sesi daha geldiğini umut tamaçın nasıl vurulduğunu tam olarak göremediğini ifade etmiştir cumhuriyet savcısı olaydan iki gün sonra tarihinde mey adlı bir esnafın ifadesini almıştır ifadesi şöyledir ben huzur sokağın bağlanmış olduğu yıl caddesinde ikisinin keşişliği noktada kasap dükkanı işetmekteyim olay olduğu esnada ben bahçede şu anda söke bulunan amcam mu y ile birlikte oturuyorduk birden huzur sokak içersinden bağırma sesleri geliyordu biz amcamla birlikte dönüp o tarafa baktığımızda daha önceden görmediğim ve tanımadığım kişi aralarında adım olacak mesafede caddeye doğru yürüyorlardı daha sonra polis olduğunu öğrendiğim şahsın elinde silah vardı silahı karşısındaki adama doğru tutmuştu diğer şahsın elinde herhangi bir şey yoktu fakat yerde mavi saplı bir bıçak vardı polis adama başıma bela olacaksın seni öldüreceğim diye söylüyordu karşısındaki şahıs korkudan ses çıkarmıyordu polis sözünü bir kaç kez tekrarlayınca bu şahısta öldüreceksen öldür dedi bunun üzerine polis bu şahsın ayaklarına doğru tabanca ile ateş etti ancak mermi değmedi o an isteseydi vururdu yere doğru ateş etti ederken de beni vurmak zorunda bırakma dedi bunun üzerine adam yola doğru gitmek istedi polis önüne geçti gitmesine engel oldu ben ve amcam kenardan yapma diye defalarca söyledik ancak polis bizi dinlemedi adamın yakasını tuttu seni öldüreceğim diye söyledi bize de arayın diye bağırıyordu bu esnada tabancanı namlusu ile adamın alnına kere tıklatacak şekilde vurdu ardından tabancayı adamın sol şakağına dayayıp tetiğe bastı adam yere düştü bütün bunlar olurken vurulan şahıs hiç birşey söylemedi olaydan sonra polis hiç bir şey olay yerinden telefon açtı ambulans ve polis gelene kadar orda bekledi olay sonrası ortalık çok kalabalıklaştı bir iki dakika içinde polisler hemen olay geldi vatandaş toplanmıştı herkes bu olaydan dolayı çok sinirli idi hatta sivil polislerden biri dağılın lan onun bitiremediğini ben bitireceğim diyerek tehditte bulundu bizler de dükkanımıza girdik bir müddet sonra emniyet müdürü geldi bana olayı görüp görmediğimi sordu görmüşsen gel tanıklık yap dedi ben de bir süre düşüneyim gidip savcılığa ifade vereceğim dedim bu esnada polislerde tüm esnafı dolaştılar verecek olanları alıp götürdüler fakat bir çok kişi polislerin korkusundan ifade vermedi benim bildiğim bu olayı gören işleten aka amcam mu ydir diğer anlatılan tanık beyanları doğru değildir polis kesinlikle havaya ateş açmadı ayrıca tabancayı vurulan şahsın sol şakağına dayayıp ateş açtı demişsem de sağ şakağına dayamıştır ateş ettikten sonra sol yanağı parçalandı duyduğum kadarıyla polis tanıklara lehlerine ifade vermesi için baskı yapmıştır olayla ilgili başka da bir diyeceğim yoktur dedi tanık ifadesinde adı geçen ise olayın gelişimine ilişkin olarak tanık mey ile benzer yönde beyanda bulunmuştur bununla birlikte mey ile birlikte kasap dükkanında oturdukları sırada bir el silah sesinin geldiğini ancak her ikisinin de bu silahın nasıl ateşlendiğini görmediğini ifade etmiştir ayrıca polis memuru ile başvurucu arasında fiziki bir boğuşma olmadığını tabancanın başvurucunun sağ şakağında patladığını ancak atışın bitişik atış olup olmadığını hatırlamadığını belirtmiştir tanık ifadesinde adı geçen diğer kişi aka ise olay anına ilişkin olarak ifadesinde özetle başvuru numarası karar tarihi polis memurunun başvurucunun kolundan tutup yat yere dediğini başvurucunun da direnip polisin elinden kurtulduğunu bunun üzerine polisin tabanca ile başvurucunun sol şakağına namluyu dayayıp ittirdiğini bu ittirmenin bir kere olduğunu bu esnada da tabancanın patladığını ifade etmiştir cumhuriyet savcısı kasap dükkanında çalışan de ifadesini almıştır ifadesi şöyledir ben olayın olduğu yerde bulunan kasap dükkanında çalışmaktayım o gün dükkanın alt kısmında yemek hazırlıyordum dükkanın sahibi me y ve amcaoğlu mu y dış arda oturuyorlardı yemekle uğraşırken dışardan bir el silah sesi geldi önce mantar tabancası olduğunu zannettim fakat gürültü gelince birşey olduğunu düşünerek dışarı çıktım dışarda daha önce görmediğim iki kişi sokak içersinde tartışıyorlardı birinin elinde silah vardı ben bu şahsın polis olduğunu sonradan öğrendim diğeri de ellerini havaya kaldırmıştı elinde herhangi bir şey yoktu polis diğerine seni öldüreceğim diyordu me y ve mu y kendisine abi vurma başını belaya sokma bırak gitsin diye söylüyordu diğer şahıs ise şoka girmiş herhangi bir şey söylemiyordu polis bu esnada elinde bulunan tabanca ile bu şahsın şakağını bir kaç kez ittirdi de seni öldürürüm diye bağırıyordu ancak çok şiddetli bağırdığı için diğer şahsın bir şey deyip duymadım en son tabancayla ittirişinde yaklaşık parmak mesafeden tabanca ile bilerek şahsın şakağına sıktı tabanca patlayınca şahıs yere düştü benim olduğum yer olay yerine yaklaşık metre mesafedeydi polis bu şahsı vurduktan sonra kendini de yaktın beni de yaktın diye söyledi daha sonra ben polisim arayın dedi ben de polisi aradım kısa bir süre sonra olay yerine ambulans ve polisler geldiler polis bağırıp çağırıp kalabalığı dağıttı polisler tanıklığım konusunda bana herhangi bir baskı yapmadılar ve ancak geldiklerinde vatandaşlara bu şahsın elinde bıçak vardı boğuşuyorlardı türünden laflar söyleyerek vatandaşı etkilemeye çalışıyorlardı hatta polislerden biri vatandaşa dağılın lan onun bıraktığı yerde ben tamamlarım diye bağırıyordu ben olay yerinde bıçak görmedim bana fotoğrafını göstermiş olduğunuz bıçakta bizim ait değildir zaten kasaplarda kullanılacak bıçaklara benzemiyor zira kasap bıçakları çelik ve siyah saplı olur zaten bizim dükkanımızda içeriye gösteren bıçak dışarı çıksa inceleyen polisler görürdü benim olayla ilgili başka da diyeceğim husus yoktur dedi cumhuriyet savcısı olayın yaşandığı anda olay yerinden geçen kk adlı bir kişinin ifadesini almıştır kknın ifadesi şöyledir ben olayın olduğu caddede işletmiş olduğum büfenin verdikten sonra sokak üzerinden bisikletle yaşındaki kızımla birlikte geliyordum yaklaşık metre önümde daha önce tanımadığım şahıs hem caddeye doğru gidiyor hem de ağız münakaşası yapıyorlardı benim ilgimi çekmedikleri için ne dediklerini duymadım bu esnada bu şahıslardan genç olanı birden ellerini yana açtı elinde bıçak gördüm karşısında sonradan polis olduğunu öğrendiğim şahsa göğsünü açarak gel lan vur dedi defa sık sık diye bağırdı bu esnada ben kızım olayı görmesin diye geri döndüm dönerken polis belinden silahı çıkardı mekanizmayı kurdu silahlı eli havada idi diğer karşısındaki şahsa yere yat diye ikazlarda bulundu o esnada ben iyice geri dönmüştüm birden silah sesi geldi dönüp baktığımda kimse vurulmamıştı bu sırada kızımla duvarın arkasına geçtik kızımı sakladım ben olayı seyretmeye başladım daha sonra bu ikisi yanyana caddeye doğru yürümeye devam ettiler diğer şahsın elinde bıçak vardı polise vur vurmazsan erkek değilsin diye sürekli bağırıyordu polis de elinde silah olduğu halde sürekli yere yat diyordu daha sonra gri bir arabanın yanına geldiler aralarında boğuşma başladı burada polis sol eli ile şahsı tutmaya çalıştı diğer eli tabanca ile havada idi kabza başvuru numarası karar tarihi ile sanki vurmaya çalıştı o sıra bir araya geldiler birinin elinde bıçak diğerinin elinde tabanca vardı tabancanın namlusu yukarıya doğruydu polisin sırtı bana doğru dönüktü birbirlerini sonucu bir iki metre sola geldiler o esnada birden tabanca patladı vurulan şahıs sol yanına düştü ben de kızımı etkilenmesin diye olay yerinden ayrıldım bu olayda polis kesinlikle tabancayı şahsın şakağına doğru dayamadı hatta tabancayı bile ona doğru yöneltmedi bütün olaylar benim gözümün önünde oldu böyle bir şey benim görmemem mümkün değildir bu olayı çok kişi gördü hatta durduğum yerde kuaförde çalışanlar net gördü ben bugün tanıdık sohbetinde olaya karışanlardan birinin polis olduğunu öğrendim kendi irademle gelip savcılığa ifade vermek istedim bu olay kesinlikle kasti bir şeklide olmamıştır tartışma esnasında silah birden patladı benim bu anlattığım dışında söylenenler doğru değildir olayla ilgili başka da bir diyeceğim yoktur dedi soruşturma kapsamında ifadesi alınan adlı kişi de tarihinde verdiği ifadesinde olay anına ilişkin olarak özetle çalıştığı dersanenin terasında iken iki kişinin tartışarak yoldan geçtiğini gördüğünü polis memurunun önce havaya bir el ateş açtığını polis memurunun daha sonra tabancayı birden başvurucunun sağ şakağına dayadığını ve tabanca başvurucunun kafasına bitişik iken ateş ettiğini tabanca ateşlendiği anda bu iki şahıs arasında herhangi bir itiş kakış olmadığını polisin tabanca kabzası ile bu şahsa vurduğuna ilişkin herhangi bir şey görmediğini belirtmiştir adlı kişi tarihinde tekrar ifade vermiş ve daha önceki ifadesinde polisin tabancayı şahsın sağ şakağına dayayarak ateş açtığını söylemiş ise de sonradan çok düşündüğünü ve olayın böyle olmadığına kanaat getirdiğini hatırladığı kadarıyla polisin tabancayı şahsın başına dayamadığını zira hayatında ilk defa önünde adam vurulduğu için olayın şokuyla bazı şeyleri karıştırmış olabileceğini ancak doğrusunun şu anda anlattığı şekilde olduğunu belirtmiştir cumhuriyet savcısı olaydan hemen sonra başvurucuyu kuşadası devlet hastanesi acil servisinde muayene eden dr de ifadesini almıştır hastane kayıtlarına gör dr ilk muayeneden sonra ateşli silahla yaralanma sonucu sağ gözde perforasyon delinme ve sağ şakakta mermi giriş deliği mevcut olup sol çenede okunamadı parçalı ve kenarları yanık olan mermi çıkış deliği mevcut sağ gözde ve sol çenede ateşli silahla yaralanması olan hastanın hayati tehlikesi mevcut olup durumu bildirir geçici hekim raporudur şeklinde bir rapor tanzim etmiştir bu muayene ile ilgili olarak ifadesi alınan dr beyanında özetle kuşadası devlet hastanesi acil servisinde başvurucuya ilk müdahaleyi kendisinin yaptığını hayati tehlikesi olan hastayı ambulans ile adnan menderes üniversitesi tıp fakültesi hastanesine sevk ettiğini belirtmiştir dr ayrıca düzenlediği rapora göre kurşunun giriş deliğinin küçük çıkış deliğinin ise geniş olduğunu yine rapora göre kurşunun şahsın sağ şakağından girip sol çenesini parçalayarak çıktığını ancak sol çenede bulunan yaranın kenarlarında yarım santim genişliğinde çepeçevre yanık izlerinin bulunduğunu normalde kurşun çıkış deliklerinde yanık izinin bulunmaması gerektiğini bu nedenle düşüp rapordan sonra bu konuda araştırmalar yaptığını ifade etmiştir dr yaptığı araştırmalar neticesinde denen yatay atışlarda giriş deliğinin geniş çıkış deliğinin ise dar olabileceği yönünde bilgi edindiğini konuyu görüştüğü uzman arkadaşlarının da bu konuda düştüğünü bu nedenle adli tıp kurumu uzmanlarından rapor alınmasının daha sağlıklı olacağını kendi görüşüne göre bu atışın yaklaşık cmden yapıldığını ancak atışın hangi yönden yapılmış olduğu konusunda kesin bir şey söyleyemeyeceğini belirtmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucunun tedavisinin devam ettiği dönemde cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine adnan menderes üniversitesi tıp fakültesi hastanesince başvurucunun sağlık durumu ile ilgili olarak bir rapor hazırlanmıştır anılan hastanenin adli tıp ana bilim dalı tarafından hazırlanan o tarihli raporun sonuç kısmında başvurucunun yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek boyutta olduğu ve yaşamını tehlikeye soktuğu belirtilmiştir anılan raporda ayrıca ateşli silah mermi çekirdeğinin sağ alın şakak bölgesinden girdiği ve kafa içinde seyrettikten sonra sol çene bölgesinden çıktığı ifade edilmiştir raporda son olarak yaralanmaya sebep olan atışın uzak atış mesafesinden tabanca için cmden daha uzak mesafe yapılmış olmasının mümkün olduğu izleniminin edinildiği ancak giriş yarasına tıbbi tedavi uygulanmış olduğundan ve yara edildiğinden kesin bir atış mesafesi tayininin yapılamadığı belirtilmiştir raporda bunların yanı sıra giriş yarası olarak değerlendirilen yerin etrafında yanık barut kakması vb bitişik veya bitişiğe yakın atış bulgularının gözlenemediği ifade edilmiştir adnan menderes üniversitesi tıp fakültesi hastanesi adli tıp ana bilim dalı tarafından hazırlanan o tarihli raporda da benzer yönde değerlendirmeler yapılmıştır cumhuriyet savcısı olaya karışan polis memuru tarihinde ifadesini almıştır polis memuru ifadesinin ilgili kısmı şöyledir ben emniyet müdürlüğü polis merkez amirliğinde adli evrak biriminde polis memuru olarak görev yapıyorum amirliğimizde umut tamaç hakkında kuşadası cumhuriyet başsavcılığının muhabere sayılı evrakı ile adli tıp kurumuna sevki ve sayılı evrakı cezaevi iaşe parasının tahsili yönünde evraklar vardı ancak bugüne kadar sürekli adresine gitmemize rağmen bu şahsı bulamadık zira bu şahıs bizim karakol olarak önceden sürekli işlem yaptığımız herkesin tanıdığı bir kaç defa manisa akıl ve ruh sağlığı hastanesine götürüldüğünü bildiğimiz psikolojik sorunları olan bir şahıstı zaten bir defasında da kendisini ben götürdüm bu şahıs ailesinin tamamı ile kavgalıdır mahallesinde oturan herkesi tehdit eden saldırgan davranışları bulunan bu nedenle herkesin hakkında şikayetçi olduğu bir kişidir olay anında da ben yine adli evraklar için dışarı çıkmıştım elimde konu ile ilgili zaten dosyam da vardı huzur sokak civarında tesadüfen umut tamaç ile karşılaştım beni çok iyi tanımasına rağmen sorun çıkaracağını bildiğim için kendisine polis memuru olduğumu söyleyerek kimliğimi gösterdim umut evrakların var bunları tebliğ etmemiz lazım karakola gidelim diye söyledim o da bana benim hiç bir evrağım yok savcı da söyledi sen g uyduruyorsun diyerek bana ana avrat küfür etmeye başladı bu esnada biz caddeye doğru aramızda bir kol mesafesi olacak şekilde ilerliyorduk kendisi benim sağımdaydı ben de kendisine umut kardeşim sakin ol halledeceğiz sadece karakola gidip evrak imzalayacağız diyerek kendisini sakinleştirmeye çalıştım ama o hiç bir sakinleşmeyip sürekli bir şekilde din kitap allah ana avrat bir şekilde bana doğru devam ediyordu bizde bu esnada yürüyerek caddenin köşesine kadar geldik ancak ben sürekli kendisini de tanıdığım için sakinleştirmeye çalışıyordum zaten bu şekilde davrandığıma ardaki dükkan sahipleri de şahittir sokağın köşesine geldiğimizde umut belinden sağ eliyle bıçak çıkarıp seni öldürürüm sen benim kim olduğumu biliyor musun diye söyledi bunun üzerine ben bana zarar vereceğini düşünerek kendimi iki adım geri attım elimde bulunan dosyayı koltuğumun altına koydum belimden görev silahımı çıkartıp acelece doldur boşalt yapıp korkutmak maksadıyla ve kendimi korumak için havaya bir el ateş açıp bıçağı at yere yat diye kendisini ikaz ettim o da bana beni mi vuracaksın vur vurmazsan türünden laflar söyledi ayrıca yine bir şekilde küfürler ediyordu ben iyice geriye çekilip cep telefonumu çıkarıp sol elimle karakolu aramak istedim ancak arayamadan umut üzerime başvuru numarası karar tarihi yürüdü elinde bıçak vardı bıçak olmayan sol eliyle sağ yanağıma yumruk vurdu o esnada elimden telefon düştü ben geri gitmeye devam ederken bıçakla üzerime doğru gelmeye devam ediyordu yanlış hatırlamıyorsam sol elimle koluna vurdum bıçağın yere düştüğünü tahmin ediyorum ancak tam emin değilim zira bıçak düştü ancak benim vurmamla mı yoksa kendi iradesiyle mi bıraktı bilmiyorum bıçak düşmesine rağmen şahıs üzerime doğru gelmeye devam etti ben de geri caddeye doğru gidiyordum bu esnada elleri ile boğazıma sarıldı gömleğimin yakasını tuttu boğazımı sıkınca ben de kendisine zarar vermesin diye elimle yana doğru tuttuğum tabancanın kabzası ile sol omzuna kendimi koruyup şahsı itmek için vurdum fakat tabanca elim tetikte olduğu için kazayla ateş aldı ve şahıs çenesinden vuruldu yere düştü ben olay yerinde bulunan cep telefonumu yerden aldım bağırarak polis çağırın ambulans çağırın diye söyledim kendim de telefonla karakol amirimi arayıp durumumu bildirdim kısa bir süre sonra ambulans ve ekip geldi şahıs yerde iken sürekli başında idim birşeyler söylüyordu ben olayın şoku ile tam ne söylediğini hatırlamıyorum ben kesinlikle hiç bir zaman tabancayı bu şahsa doğrultmadım hatta havaya ateş açtıktan sonra sürekli birşey olmasın diye yan tarafa doğru tutuyordum sürekli olarak da sakin ol başımı belaya sokma diye uyarıyordum ama kendisi hep bana etti buna rağmen tanıdığım ve psikolojik sorunları olduğunu bildiğim için müdahale etmedim en son kendimi korumak isterken elimdeki tabanca kaza ile patladı bu nedenle üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum cumhuriyet savcısı tarihinde hastanede tedavi görmekte olan başvurucunun ifadesini almıştır başvurucunun ifadesi şöyledir ben olay günü olayın meydana geldiği saatte yemek yemek amacı ile evimden çıktım sokağımın içerisinde yürürken kendisini daha önceden tanıdığım isimli soy bilmediğim sivil polis memuru karşımdan geldi bana bakırköye gideceğiz nereye gidiyorsun dedi ben de benim suçum yok günahım yok nereye dedim bunun üzerine bu polis silahı ile bana saldırdı önce havaya ateş etti sonra silahın kabzası ile yüzümdeki hassas noktalanma vurdu ben bayılmışım sonra ambulans geldi beni hastaneye kaldırmışlar sonra ben hastanede uyandım bu polisin silahla beni yaralayıp yaralamadığını bilmiyorum ben yukarıda belirttiğim adreste yalnız yaşıyorum annem öldü babam yaşıyor soruldu olay esnasında elinde bıçak olduğu iddia edilmektedir bu bıçağı nereden aldınız olayda kullandınız mı hangi amaçla bıçak taşıyorsunuz cevap olay anında benim elimde ve üzerimde bıçak yoktu olayda bıçak kullanmadım olay esnasında olay yerindeyken birisi lanet olsun diyerek yere bir bıçak attı bıçağı kimin attığını görmedim ancak bıçak kasap dükkanının önündeydi ben alarak kullanmadım kimin kullandığını da bilmiyorum olay esnasında üzerimde kot pantolon ve eşofmanım üstü vardı beni bu hale getiren soy ismini bilmediğim polis memuru olarak bildiğim kişiden şikayetçiyim hakkında işlem yapılmasını istiyorum isimli polis memurunun kendisini daha önce bir defa manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesine götürdüğünü bu nedenle kendisini tanıdığını bildirmesi üzerine mahallinde alınan iş bu müşteki ifade tutanağı huzurda okunduktan sonra altı birlikte imza edildi başvuru numarası karar tarihi soruşturma kapsamında olay yerini gören bir kameranın bulunup bulunmadığı araştırılmış ancak yapılan bu araştırmalar neticesinde olay yerini gören herhangi bir kameranın bulunmadığı tespit edilmiştir olay yerinde bulunan bıçak üzerinde aydın emniyet müdürlüğü biyometrik veri büro amirliğince parmak izi incelemesi yapılmıştır yapılan bu inceleme neticesinde bıçak üzerinde başvurucunun sağ el yüzük parmak izinin bulunduğu tespit edilmiştir olay yerinde bulunan iki mermi kovanının ise polis memuru tabancasından atıldığı tespit edilmiştir polis memuru mü ile başvurucunun el incelemesi neticesinde ise el atış artığına rastlanmamıştır yukarıda da belirtildiği üzere bkz olaydan hemen sonra polis memuru mü de sağlık muayenesinden geçirilmek üzere kuşadası devlet hastanesine götürülmüştür polis memuru mü bu hastanenin acil servisinde görev yapan dr tarafından muayene edilmiştir muayene sonucunda hazırlanan raporda polis memuru sol elmacık kemiğinin üzerinde ve mevcut olduğu belirtilmiştir raporda ayrıca polis memuru boynunun sağ ve sol tarafında yüzeysel sıyrıklar ve mevcut olduğu ifade edilmiştir raporda bunların yanı sıra polis memuru göğüs kafesinde cm genişliğinde ve cm uzunluğunda adet dikey kızarıklıklar bulunduğu yaralarının basit tıbbi müdahale ile iyileşebileceği belirtilmiştir cumhuriyet başsavcılığı soruşturma kapsamında elde ettiği bu verileri değerlendirerek polis memuru mü hakkında tarihli bir iddianame hazırlamıştır polis memuru eyleminin haksız tahrik altında kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı yönünde yeterli şüphenin mevcut olduğu belirtilmiştir aynı iddianamede başvurucunun eylemlerini de değerlendiren cumhuriyet başsavcılığı başvurucunun eylemlerinin ise polis memuruna direnme ve hakaret suçlarını oluşturduğu kanaatine varmıştır anılan iddianamenin kabul edilmesiyle polis memuru mü ile başvurucu hakkında söke ağır ceza mahkemesinde ağır ceza mahkemesi kamu davası açılmıştır ağır ceza mahkemesi soruşturma aşamasında tanık sıfatıyla ifadesi alınan birçok kişiyi yeniden dinlemiştir soruşturma aşamasında ifadesi alınan ve bu aşamada verdiği ifadede polis memuru başvurucunun ayağına doğru ateş ettiğini belirten mey bkz kovuşturma aşamasında verdiği ifadede polis memurunun başvurucunun ayaklarına doğru ateş ettiğini görmediğini ifade etmiştir kovuşturma aşamasında ifade veren ise soruşturma aşamasındaki ifadesinde polis bu esnada elinde bulunan tabanca ile bu şahsın şakağını bir kaç kez ittirdi de seni öldürürüm diye bağırıyordu şeklinde beyanda bulunmuş ise de bkz kovuşturma aşamasındaki ifadesinde polis memurunun tabancayla başvurucunun şakağını üç kere ittirip ittirmediğini ve bu iki kişinin bu sırada ne konuştuğunu hatırlayamadığını belirtmiştir ağır ceza mahkemesi başvurucunun vücuduna isabet eden bu kişinin vücudunun hangi noktasından girip hangi noktasından çıktığının tespit edilmesi merminin vücuttaki seyrinin belirlenmesi ve önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla adli tıp kurumundan rapor talep etmiştir adli tıp kurumu kurulu dava başvuru numarası karar tarihi dosyasında bulunan adli ve tıbbi belgeleri dikkate alarak tarihli bir rapor hazırlamıştır hazırlanan raporun sonuç kısmı şöyledir olay tarihli kuşadası devlet hastanesinin raporunda çene sol yandaki yara çevresinde yanık tanımlandığı olay tarihli kemik dokulardaki kırık ve kemik fragmanlarının dağılımı ve lokalizasyonu birlikte değerlendirildiğinde yara trajesinin soldan sağa aşağıdan yukarıya seyirli olmasının daha mümkün görüldüğü dolayısıyla ateşli silah mermi çekirdeğinin sol çene altında tarif edilen yerden girip alın sağ tarafında yerden vücudu terk etmiş olduğu oy birliği ile mütalaa olunur ağır ceza mahkemesi başvurucunun sağlık durumu hakkında da rapor almıştır adli tıp kurumu aydın adli tıp şube müdürlüğünce hazırlanan tarihli raporda başvurucunun yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu ve yaşamını tehlikeye soktuğu kemik kırıklarının başvurucunun hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkilediği sağ göz kaybı nedeniyle başvurucunun organlarından birinin işlevinin sürekli kaybına neden olunduğu yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olduğu belirtilmiştir ağır ceza mahkemesi ayrıca başvurucunun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması için adli tıp kurumundan rapor talep etmiştir bunun üzerine adli tıp kurumu başkanlığı adli tıp kurulunca hazırlanan raporda başvurucunun cezai sorumluluğunun tam olduğu belirtilmiştir ağır ceza mahkemesi tarihinde tüm bu verileri değerlendirerek polis memuru eyleminin taksirle yaralamaya sebebiyet vermek suçunu oluşturduğu kanaatine varmış ve polis memuru toplam ay gün hapis cezası ile tecziye edilmesine karar vermiştir mahkeme anılan cezayı belirlerken başvurucunun bıçak çekme yumruk atma küfür etme gibi davranışlarını dikkate alarak alt sınırdan uygulama yapmıştır mahkeme daha sonra eylemin bilinçli taksirle işlenmesini ve yaşanan olay sonucunda başvurucunun sağ gözünün işlevini tamamen yitirmesini dikkate alarak cezada belli bir miktar artırıma gitmiştir mahkeme bu şekilde belirlediği cezadan ise tarihli ve sayılı türk ceza kanununun maddesi uyarınca altıda bir oranında takdiri indirim yapmıştır mahkeme sonuç olarak ise anılan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verirken polis memuru daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmamasına yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat uyandırmasına ve mağdurun giderilmesi gereken bir zararının tespit edilememesine vurgu yapmıştır mahkeme ayrıca aynı olay sebebiyle başvurucunun görevli memura direnme suçundan ay gün hapis kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan ise ay gün hapis cezası ile tecziye edilmesine karar vermiştir mahkeme başvurucunun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunması nedeniyle yasal şartları oluşmadığı için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar vermiştir ağır ceza mahkemesi iddianamede her ne kadar polis memuru öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması istenmiş ise de somut olayda polis memuru kastının başvurucuyu ateşli silahla öldürmek ya da yaralamak olmayıp tek amacının adli evrak nedeniyle kendisiyle tartışan başvurucuyu etkisiz hale getirerek adli evrak gereğini bir an evvel yerine getirmek olduğunu ifade etmiştir mahkeme polis memuru kendisine direnen başvurucuya elindeki tabancanın kabzası ile vurmaya çalıştığı sırada objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek olayın meydana gelmesine neden olduğunu elindeki tabancanın istenmeyen bir hareketle patlayabileceğini ve neticesinde başvuru numarası karar tarihi başvurucunun yaralanabileceğini öngörmesi gerektiğini buna göre bilinçli taksir hali içinde hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini polis memuru eyleminin bu haliyle iddianamede belirtilenin aksine öldürmeye teşebbüs suçunu değil bilinçli taksirle yaralamaya sebebiyet vermek suçunu oluşturduğunu belirtmiştir ağır ceza mahkemesine göre kuşadası emniyet müdürlüğünde adli evrak işlerinin yerine getirilmesinden sorumlu olan polis memuru mü adli evrak işlerinin yerine getirilmesi amacıyla daire dışında bulunduğu sırada hakkındaki başka adli işlemler sebebiyle olay öncesinden tanıdığı hatta bir defasında manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesine götürdüğü başvurucu ile tesadüfen karşılaşmış yerine getirmesi gerekli adli evrak arasında başvurucu ile ilgili işlemlerin de bulunması ve başvurucuya bu işlemlerle ilgili tebligatın yapılmasının gerekmesi nedeniyle kendisinin polis olduğunu da hatırlattıktan sonra başvurucuya karakola gitmeleri gerektiğini söylemiştir mahkemenin kabulüne göre başvurucu polis memuruna inanmayarak sözler ile hakaret etmeye başlamış ve ikili arasında bu sebeple bir tartışma çıkmıştır yine mahkemenin kabulüne göre polis memuru mü ile başvurucu tartışarak yolda yürümeye devam ettikleri esnada başvurucu üzerindeki bıçağı çıkarmış ve tehdit içerikli sözler söyledikten sonra bıçağı polis memuruna doğru savurmuş polis memuru ise kendisini savunmak başvurucuyu korkutmak ve uyarmak amacıyla havaya doğru bir el ateş etmiş ve başvurucuya elindeki bıçağı bırakması için ikazda bulunmuştur ağır ceza mahkemesine göre başvurucu polis memurunun ikazlarına aldırış etmeden beni mi vuracaksın vurmazsan adam değilsin şeklinde sözler söyleyerek tahrik edici davranışlarda bulunmuş ve elindeki bıçakla polis memurunun üzerine yürümüştür mahkemeye göre başvurucunun bu şekildeki davranışları üzerine polis memuru mü yardımcı ekip gönderilmesi için cep telefonu ile polis hattını aramaya çalıştığı sırada başvurucu bıçak bulunmayan eliyle polis memurunun yanağına yumruk atmış ve elindeki telefonu yere düşürmüş bunun üzerine polis memuru da başvurucunun eline vurarak bıçağı yere düşürmüştür ağır ceza mahkemesinin kabulüne göre bu olaylar yaşanırken polis memuru mü yüksek sesle bir yandan etraftaki kişilerden polis hattını aramalarını istemiş bir yandan da başvurucu ile tartışmaya devam etmiş tartışma sırasında bu iki kişi bir anda birbirine girmiştir ağır ceza mahkemesine göre polis memuru m bu arbede esnasında başvurucuyu etkisiz hale getirmek amacıyla namlusu havaya bakar biçimde tuttuğu tabancasının kabzasıyla başvurucunun sol omzuna vurmuş bu esnada tabancanın bir anda patlaması üzerine başvurucu hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmıştır ağır ceza mahkemesi başvurucunun polis memurunun tabancayı başına dayayıp ateş ettiği ve polis memuruyla aralarında herhangi bir boğuşma olmadığı yönündeki iddialarına itibar etmemiştir ağır ceza mahkemesi tanıklardan me y mu y ve c ö soruşturma sırasında polis memuru tabancayı başvurucunun sol şakağına dayayıp tetiğe basarak başvurucuyu yaraladığını ifade etmiş iseler de bu tanıkların kovuşturma aşamasındaki beyanlarının ilk ifadeleriyle çelişkili olduğunu ve adli tıp kurumu kurulu tarafından düzenlenen raporda başvurucuya isabet eden merminin vücuttaki seyrinin bu tanıkların anlatımlarına zıt şekilde sol çene altından girip alnın sağ tarafından vücudu terk etmiş olduğunun belirtildiğini gözönünde bulundurarak bu tanıkların beyanına da itibar etmemiştir ağır ceza mahkemesine göre başvurucu polis memuru mü ile aralarında herhangi bir arbede olmadığını savunmuş ise de anlatımları samimi bulunan ve birbiri içinde bütünlük arz eden birçok tanık olay anında başvurucu ile polis memuru arasında bir boğuşma yaşandığını ifade etmiştir ağır ceza mahkemesine göre olay günü kuşadası devlet hastanesi acil servisinde görevli doktor tarafından hazırlanan ve polis memuru vücudunun çeşitli yerlerinde birbirinden farklı ebatlarda ve sıyrıkların bulunduğunu ifade eden rapordaki veriler de bu iki kişi arasında arbede yaşandığı iddiasını başvuru numarası karar tarihi doğrulamaktadır söke ağır ceza mahkemesi olay yerinde bulunan bıçak üzerinde umut tamaçın parmak izlerinin tespit edilmiş olmasına da bu kapsamda vurgu yapmıştır başvurucu polis memuru mü hakkında tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur başvurucu itiraz dilekçesinde özetle suçun yanlış vasıflandırıldığını ve zararlarının karşılanmadığını ileri sürmüştür söke ağır ceza mahkemesi tarihli karar ile başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir mahkeme suçun yanlış vasıflandırıldığı yönündeki itirazı bu konuda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddetmiştir mahkeme ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinde giderilmesi gereken zararların yalnızca doğrudan meydana gelen maddi zararlar olduğunu bu zararların basit bir araştırma yapılarak belirlenen zararlar olduğunu dolaylı zararlar ile manevi zararların bu kapsamda olmadığını ifade etmiştir mahkeme başvurucunun tedavi masraflarının devlet tarafından karşılandığını dolaylı zararların da bu kapsamda araştırılması gereken zararlardan olmadığını belirterek başvurucunun bu yöndeki itirazlarının da reddine karar vermiştir bu karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b yargıda görülen tam yargı davası süreci ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap üzerinden yapılan inceleme neticesinde başvurucunun söz konusu olay nedeniyle uğradığı zararlarının tazmini için aydın mahkemesinde tam yargı davası açtığı görülmüştür başvurucu olayda hizmet kusuru bulunduğundan bahisle tl maddi tl manevi tazminatın talebin ıslah edilmesi sonrasında ise tl maddi ve tl manevi tazminat tarafına ödenmesi istemiyle emniyet genel müdürlüğü aleyhine aydın mahkemesinde tam yargı davası açmıştır aydın mahkemesi asayişi sağlamakla görevli idarenin davacıyı polis merkezine götürmesi için yeterince eleman ve teçhizat tahsis etmemesi sebebiyle olayda hizmet kusuru bulunduğu kanaatine varmış ve başvurucu lehine tl maddi tl manevi tazminata hükmetmiştir danıştay onuncu dairesi tarihli ilamla söz konusu kararın manevi tazminata ilişkin kısmının onanmasına karar vermiştir danıştay onuncu dairesi kararın maddi tazminata ilişkin kısmının ise maddi zararın tazminine karar verilirken davacının müterafik kusuru dikkate alınarak belli bir oranda indirime gidilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edildiği gerekçesiyle bozulmasına karar vermiştir taraflar anılan karara karşı karar düzeltme yoluna başvurmuş olup danıştay tarafların bu talepleri hakkında halihazırda bir karar vermemiştir iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı polis vazife ve salahiyet kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir başvuru numarası karar tarihi polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır a kanunlara tüzüklere yönetmeliklere hükümet emirlerine ve kamu düzenine olmayan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak b olan bir suç hakkında ceza muhakemeleri usulü kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak ır sayılı kanunun zor ve silah kullanma kenar başlıklı maddesi şöyledir polis görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir zor kullanma yetkisi kapsamında direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedeni kuvvet maddi güç ve kanuni şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir fıkrada yer alan a bedeni kuvvet polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullandığı bedeni gücü b güç polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedeni kuvvetin dışında kullandığı kelepçe cop basınçlı su göz yaşartıcı gazlar veya tozlar fiziki engeller polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını ifade eder zor kullanmadan önce ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılır ancak direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulundurularak ihtar yapılmadan da zor kullanılabilir polis zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder ancak toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edilir polis kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı karşısında zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın sayılı türk ceza kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunur polis a meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında b bedeni kuvvet ve maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde c hakkında tutuklama gözaltına alma zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde başvuru numarası karar tarihi silah kullanmaya yetkilidir polis yedinci fıkranın c bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde dur çağrısında bulunur kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir buna rağmen kaçmaktı ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir polis direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir sayılı kanunun maddesi şöyledir polisin a kanun ve usul dairesinde verdiği emre itaatsizlik ve ittihaz eylediği tedbirlere riayetsizlik edenler b vazife yaparken polise mukavemette bulunan veya vazifesinden alıkoymak polise zorla karşı koyan ve yakalanmadıkları takdirde hareketlerinde devam etmeleri melhuz bulunan şahıslar karakola götürülüp haklarında tanzim olunacak evrakla beraber adliyeye verilirler tarihli ve sayılı türk ceza kanununun taksirle yaralama kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır taksirle yaralama fiili mağdurun b duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olmuşsa birinci fıkraya göre belirlenen ceza bir kat artırılır sayılı kanunun taksir kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir taksirle işlenen fiiller kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır taksir dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir başvuru numarası karar tarihi kişinin öngördüğü karşın neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir sayılı kanunun takdiri indirim nedenleri kenar başlıklı maddesi şöyledir fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis müebbet hapis cezası yerine yıl hapis cezası verilir diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir takdiri indirim nedeni olarak failin geçmişi sosyal ilişkileri fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir sayılı kanunun kasten öldürme kenar başlıklı maddesi şöyledir bir insanı kasten öldüren kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır sayılı kanunun suça başlıklı maddesi şöyledir kişi işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur suça teşebbüs halinde fail meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yıldan yirmi yıla kadar müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir açıklanmasının geri bırakılması kurulan hükmün sanık hakkında bir sonuç doğurmamasını ifade eder hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için a sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması b mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması c suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir sanığın etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur başvuru numarası karar tarihi denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur altıncı fıkranın c bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitle halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir o denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde açıklanması geri bırakılar hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesi kararı verilir denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde mahkeme hükmü açıklar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme yaşam hakla kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir herkesin yaşam hakkı yasayla korunur ölüm aşağıdaki durumlardan birinde mutlak zorunlu olanı aşmayacak bir güç kullanımı sonucunda meydana gelmişse bu maddenin ihlaline neden olmuş sayılmaz a bir kimsenin yasa dışı şiddete karşı korunmasının sağlanması b bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutulu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme c bir ayaklanma veya isyanın yasaya uygun olarak bastırılması avrupa hakları mahkemesi yaşam hakkını güvence altına alan maddenin sözleşmenin en önemli maddeleri arasında yer aldığını ve bu maddenin avrupa konseyini oluşturan demokratik toplumların temel değerlerinden birini düzenlediğini ifade etmektedir çiçek ve b no makbule kaymaz ve b no göre sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasında belirtilen durumlar bu hükmün ölümün şüphesiz kasıtlı olarak meydana geldiği durumları kapsadığını ancak sadece bu hususu ele almadığını göstermektedir göre sözleşmenin maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde numaralı fıkrada sadece kasten öldürmeye müsaade edilen durumlar değil taksirle ölüme yol açabilecek güç kullanımına izin veren durumlar da belirtilmektedir güç kullanımının a b veya c bentlerinde belirtilen amaçlardan biri söz konusu olduğunda mutlak zorunlu olması gerektiğini kabul etmektedir b no makbule kaymaz ve göre yaşam hakkı ile ilgili olarak yürütülen tüm soruşturmaların hapis ya da başka herhangi bir ceza ile sonuçlanması gibi mutlak bir zorunluluk bulunmamakla birlikte ulusal mahkemelerin devlet görevlilerinin ölüme yol açan ihmalkarlıkları sonucu başvuru numarası karar tarihi ortaya çıkan suçlar da dahil olmak üzere kişilerin yaşamlarını tehlikeye sokan suçların cezasız kalmasına müsaade etmemesi gerekir hukukun üstünlüğünün sağlanması ve kanuna aykırı eylemlere müsamaha gösterildiği izleniminin verilmemesi açısından bu durumun hayati önem taşıdığını kabul etmektedir kasap ve b no kamu görevlileri tarafından işlenen öldürme ve kötü muamele suçlarına ilişkin ulusal mahkemelerce tercih edilen uygun yaptırımlara önemli ölçüde saygı duyulması gerektiğini kabul etmektedir bununla birlikte eylemin ciddiyeti ile verilen ceza arasında bir orantısızlık olması durumunda kendisinin belirli bir değerlendirme gücüne sahip olması ve bu gibi durumlara müdahale edebilmesi gerektiğini ifade etmektedir külah ve e b no mustafa hacı dölek adlı bir kişinin askeri operasyon kapsamında evine gelen güvenlik görevlilerinden birinin silahını ele geçirmeye çalıştığı sırada meydana gelen arbedede göğsünden vurularak yaşamını yitirmesi olayında ilgili güvenlik görevlisi hakkında açılan kamu davası sonucunda hükmedilen hapis cezası ertelenmiştir somut olayın koşullarını dikkate alarak yaşam hakkının maddi ve usul yönünün ihlal edilmediğine karar vermiştir b no v | No violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun uzerine imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince reddine karar kararda konusu edindikleri tarih durumunun mevcut bu belirli bir sure durumunun eski malikler ve tarihlerinde sonucu edinen halinden kaynaklanan gerektirir nihai uzerine bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz huseyin ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle diledikleri gibi ihlaline yol ifade bunun dava surecinde yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya ona in ona imar konu edilen tapuda maddesi tekil ona bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi ona anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir ona bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul somut da ait uygulama imar kamu hizmeti bu daha sonra ve tarihlerinde yoluyla maliki tarihten itibaren be akm bir sure halen ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir el hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri reddine karar temeli olan imar kamu hizmetine idari bir bu idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen ayri ayri f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal muammer top al dye dye m recai akyel | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir ve türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucu yılında türkiye cumhuriyeti vatandaşı ile evlenmiş bu evlilikten tarihinde esa isimli müşterek çocuk dünyaya gelmiştir başvurucu ailesiyle birlikte ikamet etmektedir a çocuğun talebiyle açılan dava süreci tarafından başvurucuya karşı tarihinde bölge mahkemesinde boşanma ve velayet davası açılmıştır yaz tatilinden sonra geri döneceğini ve çocuğun okuluna başlayacağını taahhüt ederek müşterek çocuk esa ile birlikte tarihinde ayrılmış ve gelmiştir boşanma ve velayet davası sanın feragat etmesi nedeniyle tarihinde düşmüştür başvuru numarası karar tarihi başvurucu saya karşı tarihinde tedbir talebiyle bölge mahkemesine başvurmuştur bölge mahkemesi tarihli ara karan ile tarafların ayn yaşadıklarını belirterek müşterek çocuğun velayetinin ve himayesinin tarafların ayrı yaşadığı süre boyunca tek başına başvurucuya verilmesine ve sanın küçüğü geri getirmesine karar vermiştir kararda davalı sanın üç haftada bir ziyaret hakkının bulunduğu tatil hakkının kullanılacağı ve başvurucunun izni olmadan çocuğun yurt dışına götürülmesinin yasaklandığı belirtilmiştir başvurucu müşterek çocuğun mutat meskeni olan annesi tarafından götürüldüğü ve geri dönmesine izin verilmediği iddiasıyla tarihli uluslararası çocuk kaçırmanın hukuki veçhelerine dair sözleşme lahey sözleşmesi kapsamında iade işlemlerinin başlatılması talebiyle makamlarına başvurmuştur söz konusu talep makamları tarafından lahey sözleşmesi kapsamında türk merkezi makamı konumunda olan adalet bakanlığı uluslararası hukuk ve dış genel müdürlüğüne genel müdürlük iletilmiştir talep genel müdürlük tarafından tarihinde çocuğun iadesi işlemlerinin başlatılması için büyükçekmece cumhuriyet başsavcılığına iletilmiştir başsavcılığın tarihinde büyükçekmece aile mahkemesine sunulan ile lahey sözleşmesi ve ilgili mevzuat uyarınca küçük esanın mutat meskeninin bulunduğu iade edilmesi talep edilmiştir büyükçekmece aile mahkemesi tarihli ara kararı ile çocuğun davalı olan anne sanın yanında olduğu gerekçesiyle bu aşamada geçici tedbir kararı verilmesine gerek olmadığına ancak çocuğun ikametinin değiştirilmemesi konusunda sanın uyarılmasına karar vermiştir mahkeme ayrıca çocuğun iade edilmesinin fiziksel ve ruhsal durumu açısından bir tehlike oluşturup oluşturmayacağı çocuğun geri dönmeyi isteyip istemediği döndüğü takdirde uyum sağlayıp sağlayamayacağı mevcut yaşam koşullarının çocuğun gelişimi açısından uygun olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine hükmetmiştir tarihli bilirkişi raporunda ilkokul birinci sınıfa giden çocuk esanın bakımlarının annesi tarafından uygun koşullarda iyi şekilde yapıldığı boşanma sürecinden etkilenmemesi için çocuğun pedagog takibinde olduğu anne s anın çocuğun başvurucu ile görüşmesini desteklediği ve çocuğun yanında başvurucu hakkında olumsuz bir şey söylenmediği çocuğun belirli dönemler halinde hem türkiyede hem de yaşamak istediği ve türkiyedeki sosyal yaşama uyum sağladığı oturdukları çevreden ve okuldan arkadaşlar edindiği belirtilmiştir raporda çocuğun anne s anın yanında fiziksel ruhsal ve sosyal açıdan iyi durumda olduğu annesiyle mutlu olan çocuğun dönmesi durumunda türkiyede alışmış olduğu okul ortamından ve diğer sosyal çevresinden ayrılmasının travmatik bir etki oluşturabileceği şeklinde değerlendirmelere yer verilmiştir başvurucu geçici koruma tedbiri verilmesi gerektiğini belirterek çocuk esanın babaannesi naya teslim edilmesini talep etmiştir büyükçekmece aile mahkemesi tarihli ara kararıyla bu yöndeki talebi reddetmiştir belirtilen süreçte küçük esa psikolojik desteklerden yararlandırılmış ve pedagog takibinde tutulmuştur bu kapsamda dava dosyasına sunulan değerlendirme raporlarında terapilerde ortaya çıkan ve çocukta travma yaratan en önemli etkenin başvurucunun kendine özgü oluşturduğu kişisel kurallarından baskısından ve aşırı cezalandırıcı disiplin yöntemlerinden kaynaklandığı belirtilmiştir raporlarda bu yaklaşımın çocuğun aşırı korku gerginlik ve kaygı duygulan yaşamasına neden olduğu çocukta pasif ve başvuru numarası karar tarihi sinmiş davranış kalıplarının yerleşmesine zemin hazırladığı çocuğun başvurucu tarafından yaşına uygun olmayan öğrenme deneyimlerine maruz bırakılmasının öz güven ve öz saygı eksikliğine neden olduğu ve öğrenme merakını örselediği hususlarında değerlendirmelerde bulunulmuştur raporlarda çocuğun kendisini koşulsuz sevilmeye layık göremediğinden arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkiler yürütemediği ilk arkadaşlık ilişkilerinde kendini kabul ettirmek ve arkadaşlarının övgüsünü kazanabilmek için onlar ne isterse yapmaya hazır inancı ile her şeyini arkadaşlarına hediye eden kabul görebilmek için kendinden taviz veren biri haline geldiği çocuğun dezavantajlı hale gelme tehdidi ve tehlikesi içinde olduğu bireysel ve toplumsal anlamda kimliğine yabancılaşma ve kimlik karmaşasına düşme tehlikesinin oluştuğu güvenli yeri annesinin yanı olarak tanımladığı çocuğun otoriter anne figürü arasında çelişki yaşadığı anne varlığından uzaklaştırılmasının ciddi ve olumsuz sonuçlara neden olacağı şeklinde ifadelere yer verilmiştir yine pedagoji uzmanı bir akademisyen tarafından düzenlenen tarihli raporda çocuk esanın türkiyeye gelen başvurucu ile görüştürüldüğü görüşmeler sonrasında çocukta psikolojik sorunların ortaya çıktığı acil hızlı ve özenli müdahalelerle bu sorunların azaltıldığı özellikle tarihleri arasında baba ile birlikte yaşayan çocukta duygusal bir yıkım gözlendiği evin içinde tuvalete girdiğinde bile kapıların kapatılmasından korktuğu babanın ona daha önce verdiği cezalara bağlı olarak tetikte olduğu bu sorunun aşılabilmesi için haftalar süren yeniden dengelenme sürecine girildiği çocuğun başvurucunun yanında travma yaşadığı belirtilmiştir büyükçekmece aile mahkemesi başvurucunun ve sanın belirttiği aile bireyleri ile yaşantıları hakkında bilgi sahibi olan arkadaş çevresini tanık sıfatıyla ayrı ayrı dinlemiştir cumhuriyet savcısı tarafından tarihli duruşmada verilen mütalaada çocuğun yaşı dinlenen tanıkların beyanları uzman raporları ve lahey sözleşmesinin çocuğunun iadesinin reddini gerektiren durumları düzenleyen maddesi dikkate alındığında çocuğun iadesi halinde psikolojik olarak tehlikeye maruz kalacağı ve gelişimi açısından bunun olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtilmiş ve sağlıklı bir şekilde gelişimini sağlayabilmesi amacıyla çocuğun iadesine yönelik talebin reddi yönünde karar verilmesi kamu adına talep edilmiştir büyükçekmece aile mahkemesi tarihli kararıyla psikolojik bir tehlikeye maruz kalacağı veya başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşeceği yolunda ciddi bir risk bulunduğunun kabulü ile çocuğun yüksek menfaatini dikkate alarak lahey sözleşmesinin maddesinin birinci fıkrasının b bendi gereğince çocuk es anın mutat meskeni olan iade edilmesi talebinin reddine hükmetmiştir karar gerekçesinde evlilikleri devam eden tarafların boşanma aşamasına geldikleri davalının türkiyeye çocuğuyla geldiği tek başına aldığı kararla geri dönmediği taraflar arasındaki uyuşmazlığın çocuğun kimde kalacağı konusunda yoğunlaştığı belirtilmiştir kararda yargı mercilerinde çocuğun korunmasına yönelik önlemlerin alındığı ve çocuğun velayetinin tek başına başvurucuya verilmesine karar verildiği hatırlatılmıştır kararda öncelikle çocuğun üstün menfaatlerinin değerlendirilmesi gerektiği ve birlikte oldukları dönemlerde çocuğa karşı yaklaşımlarının dava dosyasındaki kanıtlara göre değerlendirilebilecek düzeyde olduğu vurgulanmıştır başvurucunun çocuğa karşı kuralcı kontrolcu mükemmelci ve disiplinli yaklaştığı annenin ise daha naif şefkatli başvurucunun otoritesi karşısında sinmiş olduğu ifade edilmiştir örneğin yemek yeme sorunu olan çocuğun başvurucu başvuru numarası karar tarihi tarafından yemek sürekli zorlanması nedeniyle ağlaması veya halinde çocuğun başvurucu tarafından silkelenmesi durumunda dahi annenin sessiz kaldığı ve başvurucu tarafından uygulanan kırmızı koltuk cezasının bitmesini beklediği belirtilmiştir kararda başvurucu tarafından çocuğun eğitimi konusunda yaşına uygun olmayan davranışlarda bulunulduğu yaşı gereği anlamakta zorlanan çocuğa geri zekalısın anlamıyorsun şeklinde aşağılayıcı sözler söylendiği ifade edilmiştir ayrıca çocuğun koşulsuz sevgiye layık bulunulmadığını ve sevginin yetersiz olduğunun düşünüldüğü vurgulanmıştır kararda çocuğun ruh halindeki problemlerin yabancı arkadaşları ile iletişiminde ortaya çıktığı onlardan biri gibi kabul edilmek için taviz vermeye başladığı belirtilmiştir başvurucunun çocuğun bu şekilde yetiştirilmesi gerektiğini düşündüğü uzman yardımı almadığı ve aksi görüşleri kabul etmediği vurgulanmıştır kararda başvurucunun bir süre evden uzak olduğu dönemde anne ve çocuğun hissettiği baskının kalktığı belirtilmiştir çocuğun anne babam gelmesin istemiyorum o gelince bize çok kızıyor şeklinde düşüncesini açıklaması üzerine annenin çocuğu için katlandığı ilişkinin çocuğa zarar verdiği kanaatine ulaştığı ifade edilmiştir iv lahey sözleşmesi uyarınca iade koşullarının oluşmadığı vurgulanmıştır v kararda yargıtay hukuk genel kurulunun tarihli ve sayılı kararında da bentler halinde sayılan söz konusu iadeden kaçınma nedenlerinin her birisinin bağımsız olarak iade talebinin reddi için yeterli olduğunun ifade edildiği vurgulanmıştır çocuğun uzman incelemelerinde annesinin yanını güvenli yan olarak işaret ettiği vurgulanmıştır kararda güven duygusu oluşturulmasının çocuk için bir hak ebeveyn için görev olduğu hatırlatılmıştır çocuk esanın yaşantısına uyum sağladığı psikolog desteği ile okulunda ve yeni yaşam çevresinde mutlu ve huzurlu olduğu belirtilmiştir kararda annenin çalıştığı çocuğun bakımı konusunda akrabalarından destek aldığı ve çocuk için her türlü koruma önlemlerinin alınmış olduğu ifade edilmiştir çocuğun en büyük kaygısının anneden ayrılmak olduğu başvurucunun çocukla kurduğu kişisel ilişki sırasında bu kaygısını hareketleri ve sözleriyle tetiklediği uzmanlarca yapılan incelemelerde dönmesinin çocukta travmatik etki oluşturacağı hususu vurgulanmıştır kararda ayrıca çocuğun korunmasına yönelik davranış tarzının başvurucu tarafından tam olarak sağlanamadığı belirtilmiştir türkiyede annesinin yanında başvurucuyla da görüşme imkanı sağlanarak yaşamayı arzu eden ve yeni yaşamına tamamen uyum sağlayan esanın anneden koparılmasının ve yeni bir yaşama zorlanmasının çocukta çok daha büyük psikolojik travmalara neden olacağı yönünde tespitlere yer verilmiştir karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli kararıyla onanmıştır karar düzeltme talebi de aynı dairenin tarihli ilamıyla reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir b boşanma ve velayet talebiyle açılan dava süreci esayı yanına alarak tarihinde gelen ve açtığı boşanma davasından feragat eden tarihinde başvurucuya karşı büyükçekmece aile mahkemesinde boşanma davası açmış ve müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep etmiştir dava dilekçesinde psikolojik sorunları bulunan başvurucu tarafından çocuğun kaçırılabileceğini iddia etmiş yaşı ve gelişimine bağlı ihtiyaçları nedeniyle çocuğun anneye ihtiyaç duyduğunu belirterek tedbir amacıyla çocuğun yurt dışına çıkışının engellenmesi talebinde bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi büyükçekmece aile mahkemesi tarihli ara kararı ile anne sanın izni olmaksızın çocuğun yurt dışına çıkışının geçici olarak durdurulması yönünde tedbir kararı vermiştir başvurucu söz konusu tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiş ise de bu yöndeki talep ileride telafisi imkansız zararların doğma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle büyükçekmece aile mahkemesi tarafından reddedilmiştir başvurucu tedbir kararının kaldırılması talebinin reddi üzerine temyiz talebinde bulunmuştur yargıtay hukuk dairesi tarihli ilamıyla söz konusu kararın temyizi kabil olmadığı gerekçesiyle talebin reddine hükmetmiştir büyükçekmece aile mahkemesi müşterek çocuk esanın iade edilmesi talebiyle büyükçekmece aile mahkemesinde dava açıldığı gerekçesiyle velayetin tevdisi hususundaki dava açısından anılan iade davasının bekletici mesele yapılmasına karar vermiştir büyükçekmece aile mahkemesinin ara kararı uyarınca iki pedagog ile bir psikolog tarafından hazırlanan tarihli bilirkişi kurulu raporunda küçüğün mevcut yaşam koşullarının yaşı ve ihtiyaçları ölçüsünde düzenlendiği yaşamını olumsuz etkileyebilecek herhangi bir unsurun izlenmediği küçüğün anne baba ayrılığını bildiği ancak kabullenemediği ve türkiyedeki yaşam şartlarına uyum sağladığı belirtilmiştir söz konusu mahkemeye sunulan diğer bilirkişi raporunda da çocuğun çevresine uyum sağladığı arkadaş edindiği annesiyle yaşamaktan dolayı kendini güvende hissettiği babasını ve arkadaşlarını görmek için tatillerde gitmek istediği çocuk ile yapılan sohbet esnasında yapılan duygu testi testi ve resim tekniği ile ulaşılan kanaate göre çocuğun annesinin yanında kalmasının uygun olduğu babanın yaşaması nedeniyle çocuğun annesinden ayrılma korkusu bulunduğundan görüşmelerin babanın türkiyeye geldiği zamanlara denk getirilmesinin uygun olacağı şeklinde ifadelere yer verilmiştir boşanma ve velayet davası büyükçekmece aile mahkemesinde derdesttir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv a ulusal hukuk tarihli ve sayılı uluslararası çocuk kaçırmanın hukuki yön ve kapsamına dair kanunun amaç kenar başlıklı maddesi şöyledir bu kanunun amacı velayet hakkı ihlal edilerek sözleşmeye taraf bir ülkeden diğer bir taraf ülkeye götürülen veya alıkonulan çocuğun mutat meskeninin bulunduğu ülkeye iadesine veya şahsi ilişki kurma hakkının kullanılmasına dair tarih uluslararası çocuk kaçırmanın hukuki veçhelerine dair sözleşmenin uygulanmasını sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenlemektir sayılı kanunun kapsam kenar başlıklı maddesi şöyledir bu kanun bir kişiye veya bir kuruma tek başına veya birlikte kullanılmak üzere tevdi edilmiş bulunan ve yer değiştirmenin veya alıkonulmanın gerçekleştiği sırada fiilen kullanılmakta olan velayet veya şahsi ilişki kurulması haklarının ihlalinden hemen önce mutat meskeninin bulunduğu taraf ülkelerden birinde bulunan çocuklara uygulanır sayılı kanunun tanımlar kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir bu kanunda geçen a merkezi makam adalet bakanlığını başvuru numarası karar tarihi j sözleşme tarihli uluslararası çocuk kaçırmanın hukuki veçhelerine dair sözleşmeyi g genel müdürlük adalet bakanlığı uluslararası hukuk ve dış genel müdürlüğünü ı mahkeme aile mahkemesini ifade eder sayılı kanunun merkezi makamın görevleri kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir merkezi makam mahalli cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile a sözleşme kapsamında çocuğun iadesi veya şahsi ilişki kurulma hakkının kullanılması konusunda bir başvurunun yapılmasını müteakip çocuğun bulunduğu yerin tespiti ile menfaatlerinin korunması için kolluk ve diğer yetkili makamları de dahil olmak üzere gerekli bütün tedbirleri alır b çocuğun kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh yoluyla bir çözüme ulaşılmasını teminen gerekli bütün tedbirlerin alınmasını sağlar c çocuğun kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh yoluyla bir çözümün bulunması mümkün değilse çocuğun iade edilip edilmeyeceği veya ilişki hakkının kullanılması konusunda bir karar verilmek üzere yetkili mahkemeye dava açar sayılı kanunun geçici koruma tedbirleri kenar başlıklı maddesi şöyledir mahkeme talep üzerine veya resen çocuğun yüksek yararının tehlikeye düşmesini önlemek için dava sonuna kadar aşağıda belirtilen geçici tedbirlere gerektiğinde çocuğu görüşünü ve uzmanlardan rapor almak suretiyle karar verebilir a bakım ve gözetimi üzerine alan akrabalardan birine teslim b bakım ve gözetimi üzerine alan güvenilir bir aile yanına yerleştirme c çocuk bakımı ve yetiştirme veya benzeri yahut özel kurumlara yerleştirme d veya özel bir hastaneye veya tedavi evine yahut eğitimi güç çocuklara mahsus kurumlara yerleştirme sayılı kanunun davasında velayet kenar başlıklı maddesi şöyledir çocuğun iadesine dair bir karar verilmiş ise bu hükümde ayrıca velayete ilişkin karar verilmez ancak çocuğun iadesi talebinin reddine karar verilmesi halinde velayet hakkına dair bir karar verilebilir sayılı kanunun bekletici mesele kenar başlıklı maddesi şöyledir görülmekte olan bir iade davası sırasında velayet davası da açılmış ise velayete ilişkin dava bekletilir sayılı kanunun çocuğun yerinin değiştirilmemesi kenar başlıklı maddesi şöyledir mahkemece talep üzerine veya resen iade ya da ilişki kurulması sonuçlanıncaya kadar çocuğun yerinin takibi için aşağıdaki geçici tedbirlerden birine ya da birden fazlasına karar verilebilir a çocuğun yurt dışına çıkışının geçici olarak durdurulması b çocuk adına pasaport alınması veya yenilenmesi işlemlerinin durdurulması başvuru numarası karar tarihi c çocuğun okul muhtarlık veya nüfus kayıtlarının alınması veya değiştirilmesi işlemlerinin durdurulması d pasaport veya kimlik kayıtlarına dava süresince el konulması e çocuğun tayin edilen sürelerde yetkili makamlarca kontrol edilmesi j bu maksatla öngörülen diğer her türlü tedbirler b uluslararası hukuk tarihli resmi gazetede yayımlanarak tarihinde yürürlüğe giren tarihli uluslararası çocuk kaçırmanın hukuki veçhelerine dair sözleşme lahey sözleşmesi maddesi şöyledir sözleşmenin amacı a taraf devletlere gayrikanuni yollardan götürülen veya alıkonan çocukların derhal geri dönmelerini sağlamak b taraf bir devletteki koruma ve ziyaret haklarına diğer taraf devletlerde etkili biçimde riayet ettirmek lahey sözleşmesi maddesi şöyledir bir çocuğun yer değiştirmesi veya geri dönmemesi a çocuğun yer değiştirmesinden veya geri dönmemesinden hemen önce mutat ikametgahının bulunduğu devlet kanunu tarafından bir şahsa müesseseye veya başka bir kuruma tek başına veya müştereken verilen koruma hakkının ihlali şeklinde meydana geldiği taktirde ve b bu hak yer değiştirme veya geri dönmeme anında tek başına veya müştereken fiili biçimde kullanılmakta veya bu olaylar meydana gelmese kullanılacak idi ise kanuna aykırı addedilir a da söz konusu edilen koruma hakkı özellikle kanuni bir yetkiden adli veya idari bir karardan veya bu devletin kanununa göre yürürlükte olan bir anlaşmadan doğabilir lahey sözleşmesinin maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir bir çocuğun maddede belirtildiği şekilde kanuna aykırı olarak yeri değiştirilmiş veya çocuk alıkonulmuş ve çocuğun bulunduğu taraf devletin adli veya idari makamına müracaat anında yer değiştirme veya alıkonulmadan itibaren bir yıldan az zaman geçmişse müracaatta bulunulan makam çocuğun derhal geri dönmesini emreder yukarıdaki fıkrada öngörülen bir yıllık sürenin sona ermesinden sonra bile müracaatta bulunulursa adli veya idari makamın keza çocuğun geri dönmesini emretmesi gerekir yeter ki çocuğun yeni çevresine intibak ettiği tespit edilmesin lahey sözleşmesinin maddesi şöyledir yukarıdaki madde hükümlerine rağmen talepte bulunulan devletin adli veya idari makamı geri dönmeye itiraz eden kişi kurum veya örgüt a çocuğun şahsının bakımını üstlenmiş bulunan kişi kurum veya örgütün yer değiştirme veya alıkoyma döneminde koruma hakkını etkili şekilde yerine getirmediğini veya yer değiştirmeye veya alıkoymaya muvafakat etmiş olduğunu veya daha sonra kabul etmiş olduğunu veya b geri dönmesinin çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceği yolunda ciddi bir olduğunu ederse çocuğun geri dönmesini emretmek zorunda değildir adli veya idari makam keza çocuğun geri dönmek istemediğini ve görüşünün gözönünde bulundurulmasının uygun olacağı bir yaşa ve olgunluğa erişmiş bulunduğunu gözlerse geri dönmesini emretmeyi reddedebilir başvuru numarası karar tarihi bu maddede yer alan şartların değerlendirilmesinde adli veya idari makamların çocuğun sosyal durumuna ilişkin bilgileri merkezi makam veya çocuğun mutat ikametgahı devletinin diğer herhangi bir yetkili makamı tarafından sağlanan bilgileri gözönünde bulundurması gereklidir lahey sözleşmesinin maddesi şöyledir sözleşme çerçevesinde verilen çocuğun geri dönmesine ilişkin bir karar koruma hakkının esasını etkilemez lahey sözleşmesinin maddesi şöyledir çocuğun madde hükümleri uyarınca geri dönmesi talepte bulunulan devletin insan haklarının korunması ve temel hürriyetlerine ilişkin ilkeleri izin vermiyor ise reddedilebilir türkiye tarafından tarihinde imzalanan ve tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tarihli çocuk haklarına dair sözleşmenin maddesi şöyledir kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları mahkemeler idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun yararı temel düşüncedir taraf devletler çocuğun anababasının vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve ödevlerini de gözönünde tutarak esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari alırlar taraf devletler çocukların bakımı veya korunmasından sorumlu kurumların hizmet ve faaliyetlerin özellikle güvenlik sağlık personel sayısı ve uygunluğu ve yönetimin yeterliliği açısından yetkili makamlarca konulan ölçülere uymalarını taahhüt ederler çocuk haklarına dair sözleşmenin maddesi şöyledir taraf devletler görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar bu amaçla çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa özellikle sağlanacaktır avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme özel ve aile hayatına saygı hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir herkes özel ve aile hayatına konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir bu hakların kullanılmasına ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı suçun veya düzensizliğin önlenmesi genel sağlık ve genel ahlakın korunması başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla hukuka uygun olarak yapılan ve demokratik bir toplumda gerekli bulunan müdahaleler dışında kamu makamları tarafından hiçbir müdahale yapılamaz avrupa hakları mahkemesine göre ve çocukların birlikte yaşama hakkı aile hayatının esaslı bir unsuru olup anne ve baba arasındaki ilişkinin sona ermesi durumunda hukuksal düzenlemelerden kaynaklanan ve bu ilişkiyi kısıtlayan ya da engelleyen tedbirler aile hayatına saygı hakkına bir müdahale oluşturur b no b no b no başvuru numarası karar tarihi göre ebeveyn ile çocuk arasındaki şahsi ilişkinin konu edildiği davalarda çocuğun menfaatlerinin diğer tüm hususlardan üstün tutulması gereklidir mahkemeye göre bu menfaatin iki yönü bulunmaktadır olarak çocuğun üstün menfaati sağlıklı bir ortamda gelişmesinin sağlanmasını içermektedir bu nedenle sözleşmenin maddesi hiç bir koşulda ebeveynin çocuğun sağlığına ve gelişimine zarar verebilecek davranışlarını korumaz olarak çocuğun üstün menfaatlerine aykırı olmadıkça ailesi ile bağlarını sürdürmesi çocuğun hakkıdır bu bağlamda çocuğun aile bağları ancak istisnai durumlarda koparılabilir ve aile bağlarının koptuğu durumlarda çocuğun üstün menfaati kişisel ilişkinin sürdürülmesi ve koşullar uygun olduğunda ailenin yeniden bir araya gelmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınmasını gerektirir b no kararlarında aile bağlarının sürdürülmesi konusunda kamu makamlarına düşen yükümlülüğün mutlak olmadığı negatif ve pozitif yükümlülükler arasındaki sınırları kesin biçimde tanımlamanın mümkün olmadığı ve her olayın özel koşullarına bağlı olarak alınacak tedbirlerin nitelik ve kapsamının farklılaşabileceği belirtilmiştir göre kamu makamlarınca konuyla ilgili tüm tarafların hukuki menfaatlerinin gözetilmesi özellikle çocuğun üstün menfaati dikkate alınarak tarafların menfaatleri arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir mp ve b no ayrıca uluslararası çocuk kaçırma meselelerinde sözleşmenin maddesinin aile hayatına saygı hakkı kapsamında sözleşmeci devletlere yüklediği yükümlülüklerin lahey sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak yorumlanması gereğine işaret etmektedir ve b no bu kapsamda mahkeme lahey sözleşmesi çerçevesindeki mükellefiyetler uyarınca çocuğun ivedi olarak iadesinin sağlanması hususunda yeterli önlemlerin alınmasında başarısız olunması çocuğun mutat ikametine dönüşünün sağlanmasında özenli davranılmaması ve iadeye ilişkin talep hakkında yürütülen yargılamanın gereğinden uzun sürmesi nedeniyle sözleşmenin maddesinin ihlal edildiğine hükmetmektedir iglesias gil ve a b no b no b no b no çocuğun ve ebeveynin menfaatlerine ilişkin değerlendirmenin ulusal yargı makamlarınca yapılması gerektiğini kabul etmekle birlikte uyuşmazlığa ilişkin yargılama prosedürünün adil olması ve ilgililere bütün haklarını kullanabilme olanağı sağlaması gerektiğini ifade etmektedir ulusal mahkemelerin özellikle olgusal duygusal psikolojik maddi ve tıbbi nitelikteki bütün faktörler ile ailenin durumunu derinlemesine inceleyip incelemediğini ve kaçırılmış çocuğun iadesine ilişkin başvuru bağlamında çocuğun yüksek menfaatlerini tespit etmek suretiyle ilgili kişilerin de yararlarına ilişkin makul bir değerlendirme ve dengelemede bulunulup bulunulmadığını belirlemek durumunda olduğunu belirtmektedir ensar b no ve v | No violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucular iline bağlı bornova karşıyaka ve konak ilçelerinde ikamet etmektedirler a çed raporunun uygun bulunması açılan dava t m madencilik san ve tic aş şirket ili menderes ilçesi efemçukuru köyünde belirlenen alanda altın madeni arama ve işletilmesi için çed raporu verilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur bu başvurunun değerlendirilmesi amacıyla komisyon kurulmuş tarihinde efemçukuru köyü kıraathanesinde çed sürecine halkın katılımı toplantısı yapılmıştır çevre ve orman bakanlığı tarihinde altın madeni için çed raporunun uygun bulunmasına çed olumlu karar vermiştir başvurucular çed olumlu işlemine karşı tarihinde mahkemesinde iptal davası açmışlardır mahkeme jeoloji ve maden mühendislerinden oluşan bir teknik bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde keşif yapmıştır bilirkişi kurulu raporunda gerek madenin işletilmesi sırasında gerekse de işletme faaliyetinin sona ermesinden sonra çevreye zarar verilmemesi veya zararın en aza indirilmesi hususunda ulusal ve uluslararası standartların gerektirdiği bütün tedbirlerin alındığı belirtilmiştir başvurucular rapora itiraz ederek maden işletmesinin faaliyetlerinin ili güzelbahçe ilçesi çamlı köyünde devlet su genel müdürlüğünce yapılması planlanan çamlı barajına etkilerinin tartışılmadığını belirtmişlerdir mahkeme ise bilirkişi kurulu raporunu hükme esas alarak tarihinde davanın reddine karar vermiştir kararın gerekçesinde tarafların bilirkişi raporlarına itirazları da değerlendirilmiş ve tarafından çamlı barajının yapımından vazgeçildiği tespitine yer verilmiştir mahkeme bilirkişi raporundaki açıklamalar doğrultusunda çed olumlu kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varmıştır temyiz edilen karar danıştay altıncı dairesince tarihinde onanmıştır başvurucuların karar düzeltme istemleri aynı dairenin tarihli ilamıyla reddedilmiştir nihai karar başvuruculara tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b maden kapasitesinin artırılmasına verilmesine tarihli açılan dava çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından tarihinde şirketin maden işletmesinin kapasitesinin artırılmasına ilişkin projesine çed olumlu belgesi verilmiştir türk mühendis ve mimar odaları birliği tmmob çevre mühendisleri odası tabip odası ile başvuruculardan arif ali cangı tarafından bu işlemin iptali istemiyle tarihinde açılan davada mahkemesi tarihinde davanın kabulüne ve çed olumlu belgesinin iptaline karar vermiştir mahkeme mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunu hükme esas almıştır bu raporda keşif sırasında alınan örneklerin yapılan analiz sonuçlarına göre sülfür ve bazı ağır metal elementlere ait değerlerin çed raporları içeriğinde belirtilen seviyelerin üzerinde olduğu tespitine yer verilmiştir başvuru numarası karar tarihi temyiz edilen karar danıştay dairesinin tarihli ilamıyla bozulmuştur daire bilirkişi raporunda yapılan eleştirilere yönelik olarak davalıların bazı cevaplarına yer vermiştir bu hususlar üç temel noktada toplanmaktadır davalı idare ve müdahil şirket incelemeyi yapan araştırma merkezi laboratuvarının hiçbir ulusal veya uluslararası akreditasyon kurumundan analiz için akreditasyona sahip olmadığını öne sürmüşlerdir bunlara göre türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu bursa test ve analiz laboratuvarı ve kanadada bulunan bir laboratuvarın sonuçları çed raporu içeriğinde belirtilen değerler ve dünya kabuk ortalaması değerleriyle örtüşmektedir ayrıca çed raporunda belirtilen analizinden çok daha ayrıntılı ve doğru sonuçlar ortaya koyan yapay yağış özütlenebilirlik prosedürü testinin uygulandığı ifade edilmiştir yine maden alanı ve çevresinde maden işletmeye başladıktan sonra ortalama arsenik derişimlerinin işletmenin faaliyete başlamadan önce yapılan ölçümler neticesinde ortaya çıkan değerlerle uyumlu olduğunun genel müdürlüğünce bildirildiği tespitlerine yer verilmiştir daire bütün bu hususların araştırılması için çevre mühendisi maden mühendisi kimya mühendisi jeoloji mühendisi ve hidrojeoloji mühendisi olmak üzere dışındaki üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak yeniden bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir ulusal yargı ağı bilişim sisteminden uyap yapılan sorgulama sonucuna göre davanın ilk derece mahkemesi önünde derdest olduğu görülmektedir c maden kapasitesinin artırılmasına verilmesine tarihli açılan dava çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından tarihinde şirketin maden işletmesinin kapasitesinin artırılmasına ilişkin projeye çed olumlu belgesi verilmiştir bu işlemin iptali istemiyle açılan davada mahkemesi tarihinde davanın kabulüne ve çed olumlu belgesinin iptaline karar vermiştir mahkeme kapasite artırımı işleminin iptaline ilişkin mahkemesinde görülen davaya atıfta bulunarak dava konusu işlemin hukuki dayanağının bulunmadığını gerekçe göstermiştir temyiz edilen karar danıştay dairesinin tarihli ilamıyla bozulmuştur daire dava konusu işlemin dayanağı olan tarihli çed olumlu kararının yargılama sonucunda verilecek karara göre davanın karara bağlanması gerektiğini belirtmiştir uyaptaki sorgulama sonucuna göre davanın ilk derece mahkemesi önünde derdest olduğu görülmektedir d maden açma ve çalışma ruhsatı verilmesi açılan dava özel tarafından şirkete altın ve gümüş madeni işletilmesi için tarihinde işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmiştir tmmob ile ege çevre ve kültür platformu derneği tarafından bu işlemin iptali istemiyle izni veren idare aleyhine tarihinde mahkemesinde dava açılmıştır şirket de müdahil olarak yargılamaya dahil edilmiş mahkeme tarihinde davanın reddine karar vermiştir kararın gerekçesinde işletmenin çevre kirliliğine yol açacağı ve ekolojik dengeyi bozacağına ilişkin iddiaların çed olumlu kararına yönelik davada değerlendirilerek reddedildiği başvuru numarası karar tarihi belirtilmiştir mahkeme bu çed olumlu kararına dayanılarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varmıştır temyiz edilen karar danıştay sekizinci dairesinin tarihli ilamıyla onanmıştır karar düzeltme talebi de aynı dairenin tarihli ilamıyla reddedilmiştir iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı çevre kanununun tanımlar kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir bu kanunda geçen terimlerden çevre canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik fiziksel sosyal ekonomik ve kültürel ortamı çevresel etki değerlendirmesi gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları eder sayılı kanunun çevresel etki değerlendirilmesi kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum kuruluş ve işletmeler çevresel etki değerlendirmesi raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı veya çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay izin teşvik yapı ve kullanım ruhsatı verilemez proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez çevresel etki değerlendirmesine tabi projeler ve stratejik çevresel değerlendirmeye tabi plan ve programlar ve konuya ilişkin usul ve esaslar bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme özel ve aile hayatına saygı hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir herkes özel ve aile hayatına konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı düzenin korunması suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir avrupa hakları mahkemesi çevresel meselelere ilişkin başvuruları iki açıdan incelemektedir buna göre söz konusu müdahalelerin esas bakımından sözleşmenin maddesine uygunluğunun yanı sıra karar alma süreci de bir bütün olarak ayrıca değerlendirilmektedir kararlarında çevresel meselelerin usul boyutu bağlamında çevresel bilgi edinme hakkı çevresel karar alma süreçlerine katılım hakkı ve başvuru numarası karar tarihi çevresel konularda yargısal yollara başvurma hakkı şeklindeki usule ilişkin güvencelere vurgu yapıldığı anlaşılmaktadır hattan ve krallık taşkın ve taşkın ve kararında bkz esas yönünden çevre ile ilgili uyuşmazlıklarda devletlerin geniş bir takdir yetkilerinin bulunduğu belirtilmiştir usule ilişkin yükümlülükler yönünden yapılan değerlendirmede ise çevresel etki değerlendirmesi sürecine değinilmiş ve başvurucuların bu kapsamda gerekli bilgi ve belgelere ulaşabildikleri vurgulanmıştır buna karşılık idari yargı kararlarına rağmen altın madeni ocağı faaliyetlerinin devam etmesine izin verilmesinin bu kararlarla belirlenmiş olan başvurucuların usule ilişkin elde ettikleri güvenceleri ortadan kaldırdığını tespit etmiştir bu gerekçeyle sözleşmenin maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir aynı yöndeki kararlar için bkz ve b no b no aydın ve kk b no kararında bir baraj ve hidroelektrik santrali yapımı projesinin çevresel etkisine yönelik şikayeti incelemiştir uyuşmazlık konusu baraj inşaatı ile hidroelektrik santralinin yapımına henüz başlanmadığına dikkat çekmiştir sözleşmenin maddesinin olası bir hak ihlalinin önlenmesini güvence altına almadığını hatırlatmış ve başvurucuların da başvuru konusu projenin çevreye olumsuz etkilerine ilişkin inandırıcı kanıtlar ortaya koyamadıklarına karar vermiştir ayrıca başvurucuların ikamet ettiklere yere önem vermiş ve başvurucuların projenin yapıldığı yerde ikamet etmediklerini tespit etmiştir bu sebeplerle başvurucuların özel hayatlarına bir müdahalenin bulunmadığını kabul etmiştir v | No violation |
a olaylar başvuru dilekçesi ve ekleri ile onaylı suretleri diyarbakır cumhuriyet başsavcılığı cumhuriyet başsavcılığı tarafından gönderilen soruşturma dosyası içeriğinden tespit edilen olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi ikamet etmekte olup doğumlu olan başvurucu tarihinde saat sıralarında akrabası olan mtnin evine gitmek üzere dicle kent bulvarı park ormanı civarında yürümekte iken toplantı ve gösteri yürüyüşü yapan kalabalık bir grup ile karşılaşmıştır başvurucu bu gruptan korkup olay yerinden uzaklaşmak için bulunduğu caddeden bir sokağa geçmek istediği sırada bir patlama olmuş patlamanın etkisiyle önce boğazında yanma hissetmiş sonrasında ise bayılmıştır başvurucu olay sonrasında saat sıralarında ilgili kamera görüntülerinin incelenmesi sonucunda da plaka sayısı ve kim tarafından kullanıldığı belirlenemeyen sivil bir araçla özel bir hastaneye götürülmüş saat yapılan ilk muayenesinde göze travma sonucu her iki göz kapağında kanlanma mevcut olup orbital göz çukuru tomografi ihtiyacı olduğu belirlendikten sonra dicle üniversitesi hastanesi üniversite hastanesi acil servisine gönderilmiştir aynı özel hastanenin telefon operatörü tarafından saat polis imdat hattı aranarak yaralı hastalarının olduğu ve hastanın muhtemelen gaz fişeğinin gözüne isabet etmesi sonucu yaralandığı bildirilmiştir başvurucu üniversite hastanesinde gözünden ameliyat edilmekteyken olaydan özel hastane operatörünün ihbarı ile haberdar olan kolluk görevlileri önce ihbarın yapıldığı özel hastaneye sonrasında ise başvurucunun sevk edildiği üniversite hastanesine gitmişlerdir kolluk görevlileri üniversite hastanesinde görevli acil servis doktoru ile yaptıkları görüşme neticesinde başvurucunun hastaneye getirildiğinde baygın olması nedeniyle olaya ilişkin herhangi bir bilgi veremediğini belirtmişlerdir başvurucunun ancak tarihinde saat sıralarında ifadesi alınabilmiş başvurucu bahsedilen ifadesinde özetle tarihinde akrabası evine giderken dicle kent bulvarı park ormanı civarında önünden ve arkasından gelen kalabalığı görünce korktuğunu ve ç mobilya isimli işyerinin yan sokağından geçmek isterken bir patlama sesi duyup boğazında bir yanma hissettiğini sonrasında yaşadıklarını hatırlamadığını gözünü açtığında ise hastanede olduğunu fark ettiğini bildirmiş ve neden olan kişi ya da kişilerden şikâyetçi olmadığını beyan etmiştir başvurucu aynı gün saat sıralarında verdiği ikinci ifadesinde ise ötürü sol gözünün görmediğini ve yaralanmasına sebep olan kişilerden şikâyetçi olduğunu söylemiştir başvurucu hakkında üniversite hastanesi tarafından tarihinde düzenlenen konsültasyon formunda plastik mermi isabeti sonucu sol gözde travma geçirdiği belirtilmiştir tarihinde meydana gelen olay ile ilgili olarak tarihinde saat sıralarında kolluk tarafından bilgilendirilen nöbetçi cumhuriyet savcısınca kolluğa yaralama suçundan işlem yapılması mağdurun başvurucunun ifadesinin alınması olayın meydana geldiği yerdeki tüm kamera kayıtlarının talep edilmesi olay yeri inceleme ekiplerinin olay yerinde çalışma yapması mağdura ilk müdahalenin yapıldığı özel hastaneden kamera kayıtlarının incelenmek üzere talep edilmesi meydana gelen toplumsal olaya müdahale saatlerinin belirlenerek tutanağa bağlanması ve şahsın toplumsal olaya karıştığı tespit edilirse ilgili şube müdürlüğü ile irtibata geçilmesi talimatı verilmiştir başvuru numarası karar tarihi kolluk tarafından olayın meydana geldiği yerin başvurucu ile yapılan görüşme sonucunda belirlendiği başvurucu ile yapılan görüşmenin zamanı hakkında bir açıklama yapılmamıştır belirtilerek tarihinde saat düzenlenen araştırma tutanağı şöyledir günü saat sıralarında olay yerinde yapılan araştırmada mahalle sakinleri ile görüşülmüş olayı gören ya da bilenin olmadığı anlaşılmış çevrede yapılan araştırmalarda ise ç mobilya isimli iş yerinin yan tarafında sokak olmadığı araç park edilmesi için bir alanın olduğu buradaki ağaçların uzun olmasından dolayı da mobese kameralarının bu yeri görmediği olay yerinde patlamadan ötürü gözle görülen herhangi bir iz veya emarenin bulunmadığı anlaşılmıştır konuyla ilgili olarak günü saat sıralarında olay yerine gidilmiş olayın olduğu alanda mobilya ve ç alışveriş merkezi isimli iş yerlerinin görevlileri ile görüşülmüş görevliler günü saat kadar söz konusu iş yerlerinin açık olduğunu gösteri yürüyüşünün yapıldığını ancak herhangi bir patlama ya da yaralanma olayının olmadığını iş yerlerinde güvenlik kamera sistemlerinin ise bulunmadığını beyan etmişlerdir ayrıca hüseyin doktoru ile yapılan görüşmede de şahsın sol gözünde bir madde olduğu ancak şu anda çıkaramadıklarını yaraların iyileşmesi halinde çıkarabileceklerini söylediğine dair iş bu tutanak düzenlenmiştir cumhuriyet toplumsal olaylara müdahale edilmiş ise saatlerinin ve yerlerinin tespit edilerek buna ilişkin tutanağın gönderilmesi yönünde verdiği talimat üzerine kolluk tarafından düzenlenen tarihli tutanakta aynen ihbarlarının kayıtlarının tutulduğu çağrı kayıt ve takip programı üzerinde yapılan teknik incelemede söz konusu olaylara herhangi bir müdahalenin yapılmadığı müdahale var ise dahi bununla ilgili bir anonsun yapılmadığı tespitine yer verilmiştir kolluk tarihinde olay yerindeki kavşak ve bulvarı gören güvenlik kameralarını incelemiş söz konusu bölgede yürüyüş yapan birden fazla topluluğun bulunduğunu bu yürüyüşlerin belirli bir süre devam edip sonlandığını ve bu süreçte topluluğa herhangi bir müdahalenin yapılmadığını belirlemiştir başvurucu hakkında tarihinde düzenlenen tıbbi evrakta kornea santralden geçen yukarı ve aşağı doğru mevcut olduğu de delinme tespit edildiği alt göz kapağı yoğun ödemli göz çukuru tomografide yabancı cisim tespit edildiği kaydedilmiştir üniversite hastanesince tarihinde giriş tarihinde ise çıkış yaptığı belirtilen başvurucu hakkında düzenlenen klinik çıkış formunun ilgili bölümleri şöyledir gözünde ağrı yakınması olan hasta mevcut şikâyeti nedeniyle polikliniğimize başvurdu tarihinde sol perforasyon delinme travmatik yabancı cisim nedeniyle sol primer ameliyatı olmuştur ameliyat notunda yabancı cisim olmadığı izlendi hasta bir hafta sonra gelecek şekilde edildi cumhuriyet savcılığınca anılan raporlar da gönderilmek suretiyle diyarbakır adli tıp şube müdürlüğünden başvurucunun yaralanmasıyla ilgili görüş talep edilmiş olup anılan kurum tarafından düzenlenen tarihli rapor şöyledir başvuru numarası karar tarihi üniversitesi tıp fakültesi hastanesi göz hastalıkları anabilim dalı tarihli hasta muayene kartında sol gözde ağrı kanama görme kaybı olduğu bugün saat de gözüne gaz bombası patladığı tarihli sayısız raporunda sol göz kornea ödemli delinmenin mevcut olduğu delinmenin dikildiği tarihli tıbbi evrakta sol kornea santralden geçen yukarı ve aşağı doğru mevcut olduğu de delinme tespit edildiği alt göz kapağı yoğun ödemli göz çukuru tomografide yabancı cisim tespit edildiği kayıtlıdır kafası kemiklerinde kırık travmatik kafa içi değişim herhangi bir iç organ büyük damar ya da sinir lezyonu tarif edilmediğine göre kişide sol gözde delinmeye neden olan yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum meydana getirmediği kişinin vücudunda herhangi bir kemik kırığının tarif edilmediği kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi hususunda görüş bildirilebilmesi için kişinin on iki ay sonra en yakın sağlık kuruluşuna sevkinin sağlanarak bir göz hastalıkları uzmanı tarafından muayene edilmesi suretiyle temin edilecek konsültasyon raporuyla birlikte kişinin muayene edilmek üzere kurumumuza gönderilmesi gerektiğini bildirir rapordur cumhuriyet başsavcılığı kolluğa gönderdiği tarihli yazıyla konusu olaya ilişkin şüpheli veya şüphelilerin taksirle yaralama suçundan dava zamanaşımı süresi olan tarihine kadar aranması bulunduklarında savunmalarının alınması hazırlanacak soruşturma evrakının mevcutlu olarak başsavcılıklarına gönderilmesi bulanamadıkları takdirde yapılan araştırma sonucunun üçer aylık dönemlerde bildirilmesi evrakın şüphelilerin açık kimliklerinin tespit edildiği veya savunmalarının alındığı ya da dava zamanaşımı süresi dolduğunda başsavcılıklarına gönderilmesi talimatı vermiştir başvurucunun tarihli dilekçesi üzerine cumhuriyet başsavcılığınca verilen cevap yazısında tarihinde meydana gelen toplumsal olaylar neticesinde müştekinin başvurucunun yaralanması olayı ile ilgili yürütülen soruşturmada olayın faillerinin tespiti için tarihine kadar aranmaları hususunda daimi arama kararı yazıldığı ve soruşturmanın faili meçhul olarak devamına karar verildiği belirtilmiştir bu yazı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu yasal süresi içinde tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur anayasa mahkemesi tarafından söz konusu soruşturma dosyasının onaylı suretlerinin gönderilmesi ilgili cumhuriyet başsavcılığından talep edilmiş olup talep gereğince tarihinde onaylı suretleri ulusal yargı ağı projesi üzerinden gönderilen dosyanın incelenmesinden olayın fail veya faillerinin tespit edilememiş olduğu ile ilgili kolluk tarafından aynı tarihte buna ilişkin bir tutanak düzenlenip tespite yönelik çalışmaların devam ettiğinin cumhuriyet başsavcılığına bildirildiği soruşturmada cumhuriyet başsavcılığınca tarihinde verilen arama kararından sonra faillerin bu karar gereğince aranmasına devam edildiğinin kolluk tarafından cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi dışında başkaca bir işlemin yapılmadığı anlaşılmıştır b hukuk tarihli ve sayılı türk ceza zamanaşımı kenar başlıklı maddesinin ilgili bölümleri şöyledir kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası başvuru numarası karar tarihi d beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl e beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında bu sürelerin yarısının on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır sayılı zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi kenar başlıklı maddesinin ilgili bölümleri şöyledir bir suçla ilgili olarak a şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi b şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi c suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi d sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımı kesilir dava zamanaşımı kesildiğinde zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar kesilme halinde zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar hâkimler ve savcılar yüksek kurulunun soruşturma usul ve esaslarına ilişkin tarihli genelgesinin ilgili bölümü şöyledir faili meçhul olay ve cinayetlerin soruşturulmasında g soruşturma evraklarının ilgili cumhuriyet savcısı tarafından sık sık gözden geçirilmesi ancak sadece soruşturma evrakının en üstündeki müzekkereye cevap verilmiş olup olmadığı ile yetinilmeyerek içeriği itibarıyla başkaca eksik kalmış bir husus varsa onun da tamamlanması için gerekli yazının yazılması sonucunun uygun aralıklarla takip edilmesi başvuru numarası karar tarihi iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucular bursa müdürlüğünde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde adlarına kayıtlı taşınmazın satış işleminin iptali için mustafakemalpaşa hukuk mahkemesinde mahkeme ihalenin feshi davası açmışlardır mahkeme tarihli kararıyla davayı reddetmiştir mahkemenin hüküm celsesi tutanağı ve gerekçeli kararında kararın davacı vekili ile davalının yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on gün içinde yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verildiği belirtilmiştir gerekçeli karar tarihinde başvurucular vekiline tebliğ edilmiş başvurucular tarihinde anılan kararı temyiz etmiştir yargıtay hukuk dairesi daire tarihli kararında mahkeme kararının temyiz edene tarihinde tefhim edildiğini temyiz dilekçesinin yasal süre geçirildikten sonra tarihinde verildiğini belirterek başvurucuların temyiz dilekçesini süre yönünden reddetmiştir karar düzeltme talebi dairenin tarihli kararıyla reddedilmiştir ret kararı tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiş tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur iv hukuk a ulusal hukuk karar tarihinde yürürlükte bulunan tarihli ve sayılı ve kanununun mülga maddesinin ilgili kısımları şöyledir mahkemesinin vereceği kararlardan değişik bent md taşınır ve taşınmaz malların ihale kararlarının feshine veya fesih talebinin reddine değişik fıkra md kararlarla bu kanunda temyiz kabiliyeti kabul edilen kararlar tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz edilebilir şu kadar ki ve inci bentlerde takip konusu alacakta ihtilaflı kalan değer veya miktarın ve nci bentlerde merci kararının taalluk ettiği malın veya hakkın değerinin uncu bentte sırası itiraza uğrayan alacağın tutarının ve inci bentte de yanlışlığı öne sürülen alacak miktarının lirayı geçmesi şarttır tarihli ve sayılı kanun ile sayılı kanuna eklenen geçici madde şöyledir başvuru numarası karar tarihi bölge adliye mahkemelerinin tarihli ve sayılı adlî yargı derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş görev ve yetkileri hakkında kanunun geçici nci maddesi uyarınca göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar ve kanununun bu kanunla yapılan değişiklikten önceki temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümleri uygulanır tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısımları şu şekildedir hüküm türk milleti adına verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar ç hüküm sonucu varsa kanun yolları ve süresini b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşme maddesinin ilgili kısmı şöyledir herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir avrupa hakları mahkemesi mahkemeye erişim hakkının sözleşmenin maddesinde yerini bulan güvencelerin doğal bir parçası olduğunu partners b no bu kapsamda herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını bir mahkeme veya yargı önüne getirme hakkının güvence altına alındığını krallık b no sözleşmenin maddesinde mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkının güvence altına alınmadığını ancak devletin kendi takdirine bağlı olarak taraflara kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı tanıması durumunda kanun yolu başvurusunu inceleyen mahkeme önünde uygulanan muhakeme usulünün bu ilkelere uygun olması gerektiğini belirtmiştir b no mahkemeye erişim hakkına yönelik birtakım sınırlandırmaların kabul edilebileceğini ancak sınırlamaların meşru bir amaca yönelik olmadığı veya kullanılan yöntem ile ulaşılması hedeflenen amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisinin bulunmadığı durumlarda kısıtlamaların sözleşmenin maddesinin birinci fıkrasına uygun olmayacağını belirtmiştir krallık b no ulusal hukuk kurallarını yorumlama görevinin yerel mahkemelere ait olduğunu rolünün bu yorumların sözleşme ile uyumluluğunu denetlemekle sınırlı olduğunu bu durumun temyiz başvurusunda öngörülen süre sınırlamaları ile ilgili yapılan yorumlar açısından da geçerli olduğunu süreye ilişkin kuralların adaletin ve özellikle de yasal kesinliğin düzgün şekilde uygulanmasını amaçladığını de rada b no bununla birlikte mahkemelerin usul kurallarını uygularken bir yandan adil yargılanma hakkını ihlal edebilecek aşırı başvuru numarası karar tarihi şekilcilikten ve usul kurallarının ortadan kaldırılması sonucunu doğurabilecek aşırı esneklikten kaçınmaları gerektiğini belirtmiştir b no v | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesi ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir diyarbakır ili çınar ilçesi kürekli köyü şark mevkiinde kain parsel sayılı taşınmaz başvurucular adına aynı yerde kain ve parsel sayılı taşınmazlar ise başvurucuların da aralarında bulunduğu bir kısım şahıslar adına tespit görmüştür hazine tarafından parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak çınar kadastro mahkemesinin sayılı dosyasında tespite itiraz davası açılmıştır hazine tarafından parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açılan aynı mahkemenin sayılı ve parsel sayılı taşınmazı konu alan sayılı dava dosyaları sayılı dosya ile birleştirilmiştir çınar kadastro mahkemesinin tespitin kısmen iptaline hükmettiği tarih ve sayılı kararı temyiz edilmekle yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı kararı ile kısmen onama kısmen bozma hükmü kurulması neticesinde bozmaya konu kısım açısından çınar kadastro mahkemesinin sayılı dosyası üzerinde yargılamaya devam edildiği ve davanın halihazırda ilk derece mahkemesi önünde derdest olduğu anlaşılmıştır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür tarih ve sayılı kadastro olarak görev kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi istek üzerine veraset belgesi de verebilir sayılı davalarında usul kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir hakimi askı süresi içinde açılacak davalar ve kadastro müdürü tarafından mahkemeye tevdi olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları ve mahalli hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında dava dosyası açar başvurusunu beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir hakim duruşma gününü taraflara tebligat kanunu hükümlerine göre resen tebliğ eder sayılı usulü kenar başlıklı maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları şöyledir başvuru numarası karar tarihi mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma yapılır taraflardan hiç biri gelmez ise dosya işlemden kaldırılmaz hakim toplanması mümkün olan delilleri inceler ve uncu madde hükmünce işi karara bağlar bu kanunun tatbikinde ayrıca açıklık hallerde basit yargılama usulü uygulanır kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir sayılı ve hakimin takdiri kenar başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe yeniden dinlenmezler ancak hakim kadastro tutanağındaki beyanla duruşma sırasında topladığı deliller arasında çelişki görürse bunu gidermek için tutanakta beyanlarına başvurulan kimseleri tanık sıfatıyla yeniden dinleyebilir kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür sayılı tebliği kanun yollarına başvurma ve ilamların infazı kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi kararları tebligat kanunu hükümlerine göre resen taraflara tebliğ olunur sayılı giderleri kadastro harcı ve tahakkuku kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi şöyledir kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır iv | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz in ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde yap ml incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu y la kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve ondan tasarruf ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir nedeni de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya ona imar konu edilen tapuda maddesi tekil ona bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi ona anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir ona bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul ona somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendisine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden istanbul idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal top al dye dye m | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi aydının kuşadası ilçesinde tarihinde terör amacıyla bir bombanın patlatılması sonucu birinci ve ikinci başvurucuların çocukları üçüncü başvurucunun kardeşi olan vefat etmiştir başvurucular özel yetkili ağır ceza mahkemesinin tarihli kararıyla bir terör eylemi olduğu tespit edilen olay nedeniyle tarihli ve sayılı yargılama usulü kanununun maddesine istinaden aydın valiliğinden manevi tazminat talebinde bulunmuş talebin reddedilmesi üzerine aydın mahkemesinde taraflarına toplam manevi tazminat ödenmesi istemiyle dava açmışlardır mahkemesi tarihli kararıyla davanın kısmen kabulüne ve tl manevi tazminatın davacılara ödenmesine karar vermiştir karar danıştay onuncu dairesinin daire tarihli kararıyla bozulmuştur bozma gerekçesinde özetle tarihli ve sayılı terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkında kanunun yargısal ve bilimsel içtihatlarla kabul edilen sosyal risk ilkesinin yasalaşmış hali olduğu buna göre öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarenin kusurunun var olup olmadığını tespit edilmesi gerektiği idarenin kusurunun saptanması halinde uyuşmazlığın sayılı kanunun maddesine göre çözümlenmesi gerektiği kusurun bulunmadığının tespiti halinde ise uyuşmazlığın sayılı kanun kapsamında sosyal risk ilkesine göre çözülmesi gerektiği belirtilmiştir mahkemesi bozmaya uyarak tarihli kararıyla idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı tespit edilen olayın sayılı kanun kapsamında değerlendirilebileceği sayılı kanunda ise terör olayları nedeniyle kişilerin uğradıkları maddi zararların karşılanmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir karar dairenin tarihli kararıyla onanmıştır onama kararında şu gerekçeye yer verilmiştir tarihinde yürürlüğe giren sayılı yasa yargısal ve bilimsel içtihatlarla kabul edilen sosyal risk ilkesinin yasalaşmış halidir anılan yasanın uygulama alanı yalnızca terör nedeniyle sosyal risk ilkesi uyarınca tazmini mümkün olan uyuşmazlıklarla sınırlı bulunmaktadır bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yargısal içtihat sosyal risk ilkesinin uygulanması mümkün değildir olayda idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğu olmadığı sonucuna varılmakla birlikte idarenin sayılı yasadan doğan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır davacıların başvurusu halinde sayılı yasa çerçevesinde al risk ilkesine göre idarece ödeme yapılabileceği ödenmesine karar verilip henüz edilmeyen tutarların davacılar tarafından istenebileceği tabiidir bu nedenle mahkemesince uyuşmazlığın sayılı yasa kapsamında değerlendirilerek sayılı yasa hükümlerine göre terör olayları nedeniyle kişilerin uğradığı manevi zararların karşılanmasına olanak bulunmadığından davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır başvurucuların karar düzeltme istemi dairenin tarihli kararıyla reddedilmiş ve nihai karar tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi iv hukuk sayılı kanunun geçici geçici maddeleri bkz celal demir b no sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir dava türleri şunlardır b eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları sayılı kanununun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı karan şöyledir sayılı yasa terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kişilerin maddi zararlarının özellikle yargı yoluna gitmelerine gerek kalmadan idarece en kısa süre içinde ve sulh yoluyla karşılanması amacıyla hazırlanmış bir yasadır yasa bu yönüyle zarara uğrayan vatandaş ile devlet arasındaki uyuşmazlıkta yargı yoluna gidilmeden alternatif bir çözüm yöntemi getirmiştir yasakoyucu bu amaca uygun olarak yargılama hukuku kurallarından farklı hükümler öngörerek buna ilişkin esasları yasada ayrıntılı olarak kurala bağlamıştır yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan nedensellik bağı kurulabilen zararları kusur sorumluluğu ilkesi uyarınca tazminle yükümlüdür ancak bazen idare kusur koşulu ve nedensellik bağı aranmadan da meydana gelen bazı zararlardan sorumlu olabilmektedir bunlar idarenin kendi faaliyet alanıyla ilgili önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği zararlardır sayılı yasada yer alan sorumluluğun dayanağını da kusursuz sorumluluğun bir türü olan ve bilimsel ve yargısal içtihatlarla geliştirilen sosyal risk ilkesi oluşturmaktadır terör ve terörle mücadeleden doğan ancak idari bir eylem veya işlemle nedensellik bağı bulunmayan maddi zararların karşılanmasına ilişkin sayılı yasadaki düzenlemeler yasakoyucunun sosyal hukuk devletinin gereği olarak sorumluluk hukukunun genel ilkelerine yasayla getirdiği bir istisnadır kusurunun bulunmadığı ancak sosyal risk ilkesi gereği sulh yoluyla karşılanması gereken zararların nelerden ibaret olduğunun tespiti yasakoyucunun takdir yetkisi içindedir konusu kurallarda yer alan maddi zararların öncelikle sulh yoluyla karşılanmasına ilişkin hükümlerin bulunmasını bu kapsamda değerlendirmek gerekir başvuru numarası karar tarihi sayılı yasa idarenin eylem ve işleminin sonucu olmayan ve idari işlem veya eylemle doğrudan nedensellik bağı da bulunmayan ancak terör ve terörle mücadele sırasında meydana gelen zararların da tazmini yolunu açan bu anlamda idarenin kusursuz sorumluluk alanını genişleten bir yasadır bu yasa idarenin kusursuz sorumluluk alanını genişletmekle birlikte aynı zamanda terör ve terörle mücadele sırasında meydana gelen zararlardan sadece maddi olan kısmının sulh yoluyla tazminine ilişkin esas ve usulleri belirlemektedir yasada bu zararlardan manevi olan kısmın idareden talep edilemeyeceğine ilişkin bir hükme yer verilmediği gibi maddede sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır denilerek anayasa maddesinin birinci fıkrasına paralel bir düzenlemeye yer verilmiştir bu nedenle itiraz konusu ibare idarenin sorumluluk alanını daraltan veya idari işlem veya eylemlere karşı yargı yolunu kapatan bir hüküm içermemektedir danıştay dava daireleri kurulunun tarihli ve sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir sayılı yasa idarenin terör olaylarına dayalı kusursuz sorumluluk alanını genişleten oluşan zararların yargı yoluna başvurmadan sulh yoluyla ödenmesine öngören bu yönüyle uyuşmazlığın sadece maddi zararlara ilişkin kısmının yargı dışı alternatif bir yöntemle giderilmesini sağlayan ancak manevi zararların karşılanmasını da engellemeyen nitelikte bir yasadır nitekim avrupa hakları mahkemesi nolu başvuruya konu günlü aydın türkiye kararının paragrafında sayılı terör ve terörle mücadeleden kaynaklanan zararların karşılanması hakkında kanunla ilgili olarak tazminat kanun unda yalnız maddi zararlar için tazminat talep etme olanağının bulunduğu doğru olsa da kanun un maddesinin idari mahkemelerde manevi zarar için tazminat talep etme olanağı verdiği görülmektedir ifadesine yer verilmiştir bu durumda terör olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup sayılı yasa uyarınca karşılanmayan ilgililerin ileri sürdükleri manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde sayılı yasanın öngördüğü usullere tabi olarak manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal incelemesinin yapılması gerekmektedir v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi mardin ili kızıltepe ilçesi yumurcak köyünde yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında parsel numaralı taşınmazın maliye hazinesi adına tespit edilmesi üzerine başvurucunun murisi ve müşterekleri kızıltepe tapulama müdürlüğüne itirazda bulunmuşlar itirazın reddedilmesi üzerine kızıltepe tapulama hâkimliğinde tarihinde sayılı dosyada tespite itiraz davası açmışlardır kızıltepe kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararıyla parsel numaralı taşınmazın maliye hazinesi adına yapılan tespitinin iptaline ve davacıların hisseleri oranında tapuya tesciline karar vermiştir söz konusu kararın hazine tarafından temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilâmla tapulama komisyonunun sayılı tapulama kanununa göre kurulmadığından dosyanın tapulama müdürlüğüne iadesine karar verilmesi gerektiğini belirterek derece mahkemesinin kararını bozmuştur bozma sonrası kızıltepe tapulama hakimliği tarih ve sayılı kararıyla dosyanın mardin tapulama müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir mardin tapulama komisyonunca parsel numaralı taşınmazın maliye hazinesi adına tespit edilmesi üzerine başvurucunun murisi ve müşterekleri tespite itiraz etmişlerdir mardin tapulama müdürlüğünün tarihinde itirazı reddetmesi üzerine başvurucunun murisi ve müşterekleri tarihinde kızıltepe kadastro mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açmışlardır bu dava kızıltepe kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir kızıltepe kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararla mahkemenin sayılı dava dosyası ile sayılı dosyasının birleştirilmesine ve yargılamanın sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir kızıltepe kadastro mahkemesinin kapatılması ve dava dosyalarının mardin kadastro mahkemesine devredilmesinden sonra dava dosyası mardin kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiş olup yargılama hâlen devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuksal nedenine dayalı olarak kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde tarihinde tescil davası açmıştır başvuru numarası karar tarihi kızıltepe asliye hukuk mahkemesi tarihli ve sayılı kararıyla davanın kabulüne dava konusu taşınmazın başvurucu adına tapuya tesciline karar verilmiştir davalı maliye hazinesinin temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarihli ve sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar vermiştir bozma üzerine dosya kızıltepe asliye hukuk mahkemesinin sayılı esasına kaydedilmiş olup yargılama hâlen devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarihli ve sayılı türk medeni maddesi iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi a uyuşmazlığın arka planı başvurucu şirket ilaç imal ve satışı işiyle iştigal etmekte olup adlı ilacın ithali için almanyada bulunan üretici firma ile avro karşılığında anlaşmıştır başvurucu şirket saklama koşulu derece derece olan bu ilacın almanyadan getirilmesi amacıyla u uluslararası nakliyat ve tic aş taşıyıcı şirket ile tarihinde frigo araç taşıma sözleşmesi taşıma sözleşmesi imzalamıştır anılan sözleşmenin maddesinde malın nakliye esnasında zarara uğraması hâlinde tarafların sorumluluğunun eşyaların kara yolunda uluslararası nakliyatı mukavele sözleşmesine cmr konvansiyonu göre belirleneceği hüküm altına alınmıştır taşıyıcı şirket tarafından bahsi geçen taşıma işine ilişkin olarak a lojistik nakliyat san ve tic ltd şti alt taşıyıcı şirket ile alt taşıma sözleşmesi akdedilmiştir taşıma işlemi alt taşıyıcı şirket sorumluluğunda tarihinde ilaçların üretici firmanın fabrikasından teslimiyle başlamış tarihinde ilaçların mümessil ecza deposuna teslimiyle sona ermiştir yapılan taşıma işlemi sonrası söz konusu ilaçların bütünüyle bozulduğu ve kullanılamaz hâle geldiği tespit edilmiştir b sigorta firmalarınca düzenlenen ekspertiz raporları a sigorta aş tarafından başvurucu şirketçe ithal edilen ilaç emtiasının arasındaki nakliyesinin her türlü nakliye rizikolarına karşı nakliyat sigorta poliçesi düzenlenmiştir taşıma esnasında emtianın evsafının bozulmuş olduğunun anlaşılması üzerine anılan sigorta şirketi meydana gelen nakliyat hasarı hakkında ekspertiz raporu hazırlatmıştır tarihli nakliyat sigortası ekspertiz özetle emtianın taşınması gereken sıcaklık değeri olan derecenin altında taşınması sonucunda evsafının bozulması şeklinde oluştuğu sigorta poliçesinde maldaki bozulmanın sigorta teminatı haricinde olduğu sigorta poliçesinde taşıyıcıya ait nakil aracının soğutma ve havalandırma aygıtının arızalanması nedeniyle oluşan ısı farkı sonucunda malların bozulmasının teminat altına alındığı oysa frigoya ait soğutma cihazında herhangi bir arıza tespit edilmediği cihazın aktif olarak çalışır durumda olması nedeniyle hasarın teminat harici kaldığı belirtilmiştir sigorta firması nakliyat sigortası ekspertiz raporu doğrultusunda tarihinde başvurucu firmaya gönderdiği yazıyla hasarın teminat kapsamı dışında kalması sebebiyle sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmayacağını bildirmiştir gmbh ile alt taşıyıcı şirket arasında ise cmr konvansiyonu sorumluluk sigortası sözleşmesi yapılmıştır sigorta firması bu kapsamda hasar olayı ile ilgili olarak b t gmbh firmasından rapor hazırlanmasını istemiştir b t gmbh firması tarafından hazırlanan tarihli raporda şu tespitlere yer verilmiştir bilirkişi yukarıda belirtilen römork üzerinde bulunan soğuk hava deposu cihazında meydana gelen arıza nedeniyle bir süreliğine ortaya çıkan başvuru numarası karar tarihi düşük seviyedeki nakliye sıcaklığından dolayı meydana gelen aşırı soğumadan ileri geldiği görüşündedir söz konusu bu arızalar nakliye sırasındaki dış hava sıcaklığı ile bağlantılı olarak soğuk hava deposu cihazında bulunan dizelin kimyasal özelliklerinden ileri gelmiş olabilir bunun için dizele normal benzin ilavesi yaparak karşı tedbir alınabilirdi nitekim böyle bir ilave ile yakıtın kimyasal özelliğinin değişeceği ve pıhtılaşmanın önüne geçilmiş olacağına vurgu yapılmıştır c takibi süreci başvurucu şirket taşıyıcı şirketin sözleşmeye uygun davranmaması sonucunda ilaçların bozulmasına sebebiyet verdiğini belirterek beşiktaş noterliğinden tarihli ihtarname keşide etmek suretiyle tamamı hasara uğrayan ve imhası gereken ilaç ürününün bedeli avro zarar karşılığı alacağın on gün içinde kendisine ödenmesini taşıyıcı şirketten talep etmiştir beyoğlu noterliğinden ihtarnameye verilen tarihli cevapta ise taşıma işleminin gerçekleştirildiği taşımayı gerçekleştiren alt taşıyıcı şirket nezdinde araştırmanın devam ettiği cmr konvansiyonu sigortasının şirketi tarafından yapıldığı gerekli tespitler yapılmadan taleplerin kabulünün mümkün ifade edilmiştir bunun üzerine başvurucu tarafından beşiktaş noterliğinden tarihli ihtarname keşide edilerek talepler yinelenmiştir başvurucu şirket tarafından tarihli ödeme emri ile taşıyıcı şirket aleyhine küçükçekmece müdürlüğü nezdinde ilamsız icra takibi başlatılmıştır taşıyıcı şirketin aynı tarihli itirazı üzerine takip durmuştur d davası süreci başvurucu şirket bakırköy asliye ticaret mahkemesinde mahkeme tarihinde itirazın iptali davası açmıştır mahkemece tarihinde mahallinde teknik bilirkişilerle birlikte keşif yapılmıştır hukuk biri eczacılık bölümü öğretim üyesi olan üç akademisyen bir serbest muhasebeci mali müşavir biri de yüksek makine mühendisinden oluşan beş kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen ve tarihinde mahkemeye sunulan raporda tespit edilen hususlar şu şekildedir tarihli tutanakta sıcaklık değerinin derecenin altına düştüğü tarihli nakliyat sigortası ekspertiz raporunda emtianın taşınması gereken sıcaklık değeri olan derecenin altında taşınması sonucunda evsafının bozulması şeklinde hasarın oluştuğu anlaşılmıştır bilirkişi heyeti üyesi prof dr ye tarafından yerinde yapılan inceleme sonucunda steril kullanıma hazır enjektör adlı ürünlerin taşıyıcı şirket tarafından taşınması esnasında ürünlerin saklama sıcaklığı olan derece arasında taşınmadığı başvurucunun emtianın tamamının imha edilmesi için gerekli prosedürü usulüne uygun olarak başlattığı davaya konu ithal edilen kg adlı ürünün hiçbir şekilde piyasaya verilemeyeceği hastalar üzerinde veya başvuru numarası karar tarihi başka bir şekilde kullanılamayacağı ilaç mevzuatı gereğince tamamının imhaya ayrılması gerektiği ve ekonomik değerinin sıfır olduğu belirlenmiştir taşıma almanyadan türkiyeye yapıldığından taşıma sözleşmesinin yabancılık unsuru taşıdığı yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda türk mahkemesinin hangi ülkenin hukukunun uygulanacağını tarihli ve sayılı milletlerarası özel hukuk ve usul hukuku hakkında kanun hükümlerine göre belirlemesi gerektiği ancak sayılı maddesinin numaralı fıkrasına göre cmr konvansiyonunun uygulanması gerektiği ayrıca taşıma sözleşmesinin maddesinde tarafların sorumluluğunun cmr konvansiyonu hükümlerine göre belirleneceğinin kararlaştırıldığı ifade edilmiştir iv emtianın hasara uğraması hâlinde taşıyıcı tarafından ödenecek tazminatın belirlenmesine ilişkin esasların cmr konvansiyonunun maddesinde düzenlendiği malın tamamının hasar görmesi sebebiyle cmr konvansiyonun maddesinin numaralı fıkrasının a bendi uyarınca tam ziyana ilişkin tazminatın aşılamayacağına ilişkin hükmün dikkate alınabileceği ve dolayısıyla taşıyanın sorumluluğunun sınırlı olduğu ancak dava konusu olayda cmr konvansiyonunun maddesinde yer alan ve taşıyanın eş değer kusuru bulunduğundan taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldıran veya sınırlayan ya da ispat külfetini tersine çeviren hükümlerden yararlanamayacağı hususlarına vurgu yapılmıştır v emtianın tamamı hasar görmesi sebebiyle tazminat miktarının avro olduğu belirtilmiştir cmr konvansiyonunun maddesi uyarınca faizin oranının yıllık üzerinden hesaplanması gerektiği ve yargıtay kararları doğrultusunda başvurucu şirket tarafından beşiktaş noterliği aracılığıyla taşıyıcı şirkete gönderilen avro tutarındaki zararın tazmin talebine ilişkin tarihli ihbarnamenin taşıyıcı şirkete ulaştığı tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı bu bağlamda ödenmesi gereken faizin avro olarak hesaplanmasına karşın davacının takipte avro fazla işlemiş faiz talebinde bulunduğu görülmüştür mahkeme tarihli ara kararı ile aşağıdaki konularda aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar vermiştir tarihli duruşmanın ara kararı çerçevesinde taşıyıcı firmanın sınırlı sorumluluk esasına göre sorumlu olduğu asıl alacak miktarının ne olduğu sınırlı sorumluluk esasına göre tespit edilecek asıl alacak miktarına temerrüt tarihi olarak belirtilen tarihinden başlayıp icra takibinin yapılmış olduğu tarihine kadar olan yıllık üzerinden faiz hesaplanarak takip tarihi itibarıyla davacının talep edebileceği işlemiş faiz miktarının ne olduğu bilirkişi heyetince mahkemeye sunulan ek raporda cmr konvansiyonu belgesinde malın brüt ağırlığının kg olduğu taşıyıcı firma tarafından düzenlenen faturada da brüt ağırlığın kg olarak gösterildiği gümrük beyannamesinde malın değerinin avro ve brüt ağırlığının kg olarak yazıldığı buna göre sınırlı başvuru numarası karar tarihi sorumluluk tutarının ihtar tarihine göre avro olarak hesaplandığı temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında tl işlemiş faiz hesaplandığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir mahkeme tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda eczacı ve smmm bilirkişi tarafından inceleme konusu olan hususlar hariç tutulduğunda diğer hususlarla ilgili taşıyıcı firmanın rapora karşı itirazlarını karşılayacak şekilde gerekçeli ve denetime elverişli rapor sunulmadığı gerekçesiyle yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmasına ve bu heyetten rapor alınmasına karar vermiştir mahkeme sigortacılık tekniği ve cmr konvansiyonu hükümleri ve sebebe yönelik gerekli araştırmanın yapılması somut olayda zarara yol açtığı iddia olunan ısı farklılığının neden kaynaklandığının teknik olarak ispatlanabilir olup olmadığı ısı farklılığının kaç saat sürdüğünün teknik olarak ispatlanabilir olup olmadığı ısı farklılığı ile ürün bozulmasının arasındaki nedensellik bağının anlaşılabilir olup olmadığı tüm bu teknik durumların tespitine göre taşıyıcı yönünden istisnai nitelikte olan sınırsız sorumluluğa cmr konvansiyonu hükümleri açısından gidilip gidilemeyeceği konusunda uzman kişilerin birbiri ile çelişkili olan beyanlarının da bu noktada kök rapor da dikkate alınmak sureti ile giderilmesi konularıyla münhasır olmak üzere raporun düzenlenmesini istemiştir hukuk fakültesi öğretim üyesi biri de yüksek meteoroloji mühendisinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen ve tarihinde mahkemeye sunulan raporda frigo araçlarının iklimlendirme araçlarından olması ve araç içi sıcaklıklarının istenilen değerlerde tutulmak için dizayn edilmelerine rağmen nakliye süresinde kimi durumlarda gece sıcaklıklarının hızlı düşmesi araç izolasyonunun iyi olmaması veya araç içi frigo cihazının bu dış hava sıcaklık düşüşünü dengeleyecek hızda tepki verememesinin söz konusu olabildiği açıklanmıştır olayda ise frigo cihazında bir kusurun mevcut olup araç içindeki ilaçların bozulmasında ana etken olduğu belirtilmiştir buna göre taşınan mallardaki evsaf kaybının nakliye esnasında oluştuğu ve kusur açısından taşıyıcı şirket ve bu şirketin taşeron olarak sözleşme imzaladığı alt taşıyıcı şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu vurgulanmıştır bununla birlikte hasar sebebi olan ısı farklılığının taşıyıcı şirketin veya kasda muadil ağır kusurlu bir davranışının sonucu olduğunun ispat edilemediği belirtilerek cmr konvansiyonunun maddesinin uygulama alanı bulmayacağı ve taşıyıcı şirketin sorumluluğunun sınırlı olduğu görüşü bildirilmiştir mahkeme tarihinde taşıyıcı firmanın cmr konvansiyonu hükümleri gereğince sınırlı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir kararın gerekçesi özetle şöyledir somut olayda taşıyıcı firmanın kastının bulunduğunun iddia edilmediği ve bu konuda bir delilin de bulunmadığı belirtilmiştir teknik açıklamalardan ve mevcut dosya kapsamındaki beyanlara göre data arızalı olmadığı ve hatalı ölçüm yapmadığı açıklanmıştır yine frigo cihazının da arızalı olmadığı hatta ekspertiz raporuna göre aracın stop edildiği ancak cihazın çalışmaya devam ettiği belirtilmiştir başvuru numarası karar tarihi mahkeme dış ortam sıcaklığının gece saatlerinde düşmüş olmasının mevcut hasara yol açmış olabileceğinin anlaşıldığını esasen aksine ve taşıyıcı firma aleyhine sonuç doğurabilecek bir ispat yükünün olmadığını tüm bu hususların ve olayın gerçekleşme biçiminin taşıyıcı firmanın pervasızca bir hareket içinde bulunduğunu ortaya koymadığını belirtmiştir diğer bir deyişle tespit edilen teknik durum ve mevcut dosya kapsamına göre taşıyıcı firmanın zararın doğacağını bildiği veya isteyerek zarar verici davranışta bulunduğu ya da zararın meydana gelme ihtimalinin bilinmesine rağmen taşımaya devam ettiğinin açık olarak iddia edilmediği ifade edildikten sonra bu konuda ispatlanabilmiş bir durumun da olmadığı vurgulanmıştır mahkeme konu hakkındaki yargıtay içtihadına da atıfla taşınan malın öngörülen sıcaklıktan daha düşük bir sıcaklıkta taşınmış olmasının bilerek kötü niyetli davranma olarak kabul edilemeyeceğini somut uyuşmazlığın çözümünde yorum kuralları uygulandığında da aynı sonuca ulaşıldığını belirtmiştir iv mahkeme ayrıca uluslararası taşıma nedeniyle oluşan ziyadan dolayı taşıyıcının sorumluluğunun kural olarak sınırlı olduğunu aksi düşüncenin dünya üzerinde bu sektörün gelişmemesine giderek rekabetin azalmasına ve arasındaki dengesizliğin yüksek maliyetlerle taşıma yapılmasına genel satış maliyetlerinin artmasına yol açacağını vurgulamıştır bu durumun ulusal ve uluslararası ticaretin gelişmesine ve insanlığın refahına açıkça engel olacağını belirten mahkeme başvurucu şirketin uğradığı zararın ciddi boyutlarda olduğunu kabul etmiştir bununla birlikte sınırsız sorumluluğun geniş yorumlanması hâlinde ulusal ve uluslararası ticaretin gelişmemesi ve insan refahının artmaması doğal olarak ortaya çıkacağından dolayı bu zararın somut olaydaki zarar ile kıyaslanamayacak derecede çok büyük bir zarara yol açacağı ve az zararın çok zarara feda edilmesi gerektiği açıklanmıştır v mahkeme sonuç olarak bu kuralın istisnası olan sınırsız sorumluluğun mevcut olup olmadığının cmr konvansiyonu hükümlerindeki kast veya kasta eş değer kusur kavramının dar yorumunu gerektirdiğini ifade ederek davalının sınırsız sorumlu olduğu hususunun kabul edilemeyeceğini belirtmiştir başvurucu tarafından temyiz edilen karar yargıtay hukuk dairesince tarihinde onanmıştır başvurucunun karar düzeltme istemi aynı daire tarafından tarihinde reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk mevzuat sayılı kapsam kenar başlıklı maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi yabancı kararların tanınması ve tenfizi bu kanunla düzenlenmiştir türkiye cumhuriyetinin taraf olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri saklıdır sayılı sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde uygulanacak hukuk kenar başlıklı maddesi şöyledir sözleşmeden doğan borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tâbidir sözleşme hükümlerinden veya hâlin şartlarından tereddüde yer vermeyecek biçimde anlaşılabilen hukuk seçimi de geçerlidir taraflar seçilen hukukun sözleşmenin tamamına veya bir kısmına uygulanacağını kararlaştırabilirler hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla geriye etkili olarak geçerlidir tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uygulanır bu hukuk karakteristik edim borçlusunun sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukuku ticarî veya meslekî faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun işyeri bulunmadığı takdirde yerleşim yeri hukuku karakteristik edim borçlusunun birden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edilir ancak hâlin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşme bu hukuka tâbi olur sayılı eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler kenar başlıklı maddesi şöyledir eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler tarafların seçtikleri hukuka tâbidir tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmenin kuruluşu sırasında taşıyıcının esas işyerinin bulunduğu ülke aynı zamanda yüklemenin veya boşaltmanın yapıldığı ülke veya gönderenin esas işyerinin bulunduğu ülke ise bu ülkenin sözleşmeyle en sıkı ilişkili olduğu kabul edilir ve sözleşmeye bu ülkenin hukuku uygulanır tek seferlik sözleşmeleri ve esas konusu eşya taşıma olan diğer sözleşmeler de bu madde hükümlerine tâbidir hâlin bütün şartlarına göre eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye bu hukuk uygulanır yargıtay yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir mahkemece iddia savunma ve tüm dosya kapsamına göre davalının alaşehirden ithal veya karayolundan ücret karşılığı taşımak üzere teslim aldığı taze kirazların uğradığı başvuru numarası karar tarihi hasarın sebebi olarak aracındaki soğutucu sistemin arızalı olduğu bu nedenle kirazların organoleptik değişim gösterdiği beyan edilmesi karşısında davalı tarafından kendisini sorumluluk altına sokan bu beyanlara karşı bir açıklama getirilmediği kirazda meydana gelen hasarın nedeni hakkında bir beyanda bulunulmadığı davalı taşıma şirketinin şöförünün huzurunda cereyan eden kirazların hasara uğradığı olgusunun açığa çıkması karşısında aksine bir durum var idi ise tacir olmasının bir gereği olarak basiretli davranıp özel bir ekspertiz şirketine müracaat edip hasar tespiti yaptırmadığı kirazları teslim alırken yüklemeye en azından nezaret etme yükümlülüğü altında olan davalının dış alıcının varma yerinde yükle birlikte giden uluslararası hamule senedi üzerine nakşettiği ihtirazi kayıt gibi gönderene imzalayıp verdiği hamule senedine kirazlarda hasar bulunduğu yönünde ihtirazi kayıt da düşmediği gerekçesiyle cmrnin taşımacının sorumluluğu başlığı altındaki maddeleri karşısında davalının zamanaşımı hasar tespiti zarar miktarı konularındaki itiraz ve beyanları yerinde görülmemiş davalı taşıma şirketi lehine tesis edilen sınırlı sorumluluk karinesinden aleyhinde ileri sürülen aracındaki soğutucunun arızalı olduğu kirazların bu nedenle bozulduğu yönündeki iddialara karşı aracındaki soğutma sisteminin arızalı olmadığını kirazların taşıma esnasında hasara uğramadığını kanıtlayamadığı sınırlı sorumlu halinin ortadan kalkmasının sonucu olarak taşıyıcı şirketin davacının gerçek zararını ödemek zorunda olup zaman aşımı süresinin yıl değil yıl olduğu davacının gerçek zararının ihraç ettiği kirazların hasara uğraması sonucunda fiyat indirimi yapılarak satılması suretiyle meydana geldiği davalının aracındaki soğutucu arızası olmasa idi davacının gerçekleştirdiği ihracat sonucunda ihracat bedeli hesaplarına kaydedilmiş olacakken soğutucu arızası nedeni ile eksik tahsilat yaptığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava tarihindeki türk lirası karşılığı olan işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir karar davalı vekilince temyiz edilmiştir uluslararası taşıma sözleşmesine dayalı olarak oluşan hasar bedelinin taşıyıcıdan tahsiline ilişkin olup mahkemece ihraç konusu kiraz ürününün bozulmasına makul bir açıklama getirmeyen taşıyıcının cmr konvansiyonunun maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk hakkından yararlanamayacağı bunun sonucu taşıyıcı şirketin davacının gerçek zararını ödemek zorunda olup zamanaşımı süresinin yıl değil yıl olduğu yönünde tanzim edilen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de ağır kusurun sebebi olarak kabul edilen kararlaştırılan ısıda taşımama olarak benimsenen gerekçenin davalı taşıyıcı açısından kasıt ya da kasda eşdeğer kusur olarak kabulü mümkün değildir cmr konvansiyonu maddesine göre bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların yıl içerisinde açılması gerekir yine aynı konvansiyon un maddesine göre zamanaşımı kısmi kayıp hasar veya gecikmelerde teslim etme tarihinden itibaren başlar somut olayda hasar gören yükün teslim tarihi olup yukarıda açıklanan kurallar gereğince zamanaşımı süresi tarihinde başlamış ve görülmekte olan dava ise tarihinde harcın yatırılması suretiyle açılmış olduğuna göre cmr maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir mahkemece emtiada meydana gelen zarardan dolayı davalı taşıyıcının sorumlu olduğu ancak davacı tarafından gümrük müdürlüğüne ve taşıyıcıya ödeme yapıldığına ilişkin başkaca belge ibraz edilemediğinden bunlara ilişkin masrafların ispatlanamadığı gerekçesiyle usdnin davalıdan tahsiline karar verilmiştir başvuru numarası karar tarihi kararı davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir karayolu ile yurt dışı taşıma sözleşmesinden doğan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir cmr maddesine göre bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıllık süre içerisinde açılması gerekmektedir ancak bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda bu süre üç yıldır mahkemece davalı taşıyıcının ağır kusurlu olduğu kabul edilerek zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de dairemizin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere malın olması gereken sıcaklıktan daha düşük sıcaklıkta taşınmasının bilerek davranma olarak kabul edilmesi mümkün değildir bu nedenle davalının zamanaşımı definin yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir mahkemece iddia savunma bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre yüke ilişkin dolaşım sertifikası gümrük çıkış beyannamesinde ve kontrol belgesinde domateslerin uygunsuzluğuna ilişkin bir açıklama olmadığı taşıyıcının taşıma sözleşmesi ve hamule senedinde belirtilen derecelik taşıma ısısına uymadığının da dosya içeriği ile sabit olduğu ancak hasar yerinde hasar durumuna ilişkin bir rapor düzenlenmediğinden hasar durumu ve miktarı tam olarak tespit edilmediği hasarın sadece uygun ısıda taşıma yapılmamasından değil toplama ilaçlama depolama sandıklara yerleştirme olgunluk derecesi ve cihazın açılmasına rağmen teslim alınmayarak araç içerisinde günden fazla kalması ile de oluşabileceği cmr madde hükmüne göre taşıyıcının hasar sebeplerinden hasar yaptıkları katkı oranında sorumlu tutulabileceği bilirkişi raporuna göre taşıyıcının hasarın inden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki tc merkez bankası efektif satış kurunun tl üzerinden davalılardan tahsiline karar verilmiştir kararı davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir vekilinin temyiz itirazlarına gelince dava taşıma akdinden kaynaklanmakta olup uyuşmazlığa eşyaların karayolunda uluslararası nakliyatı mukavele sözleşmesi uygulanması gerekir cmr uyarınca kural olarak taşıyıcı malları teslim aldığı andan teslim edilinceye kadar bunların tamamen veya kısmen kaybından ve hasardan mesuldur davaya konu olayda davalı taşıyanlar tarafından sertifikalı domates emtiası taşınmak üzere teslim alınırken herhangi bir ihtirazi kayıt koyulmadığı ve varma yerinde de ürünün bozulduğu sabit olduğuna göre davalı taşıyanların hasarının kendilerinin sorumlu olmadığı bir nedenden meydana geldiğini kanıtlamaları halinde sorumluluktan kurtulmaları mümkün olup davalılar davada bu hususu kanıtlayamamıştır mahkemece alınan bilirkişi raporları tamamen varsayıma dayalı olup bozulmanın nedenleri de bilimsel verilere dayalı olarak belirlenmemiştir zira dosyada bulunan tarım bakanlığı bitki sağlığı sertifikası uyarınca ürünler sağlıklıdır bu itibarla mahkemece davalıların cmr maddesi uyarınca ihtirazi kayıtsız aldıkları emtiadaki hasarın kendilerinin sorumlu olmadığı bir nedenden ileri geldiğini ispat başvuru numarası karar tarihi edemediğinin kabulü ile hasarın davalı taşıyanların sebep olduğu kusur nedeniyle oluştuğunun kabulü ile sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir mahkemece taşıma hasar ve sigorta belgeleri ile bilirkişi raporuna dayanılarak taşınan emtianın ambalajında ve taşıma senedinde taşımanın ila derecede yapılması gerektiğinin yazıldığı bu durumda varşova konvansiyonunun maddesince taşıyanın sınırlı sorumluluğunun söz konusu olamayacağı gibi türk kanununun maddesine uygun ihtirazi kayıt konulmadığından sorumluluk karinesinin aksinin dayalı ispatı gerektiği oluşan zararın olduğu davacının diğer davalıya yönelik husumet iddiasından vazgeçtiği gerekçesiyle davanın davalı m aş yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir kararı davalı vekili temyiz etmiştir dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve taşımanın tabi olduğu varşova konvansiyonunun maddesi hükmüne uygun hasar ihbarı yapılmış olmasına ve sigortalı emtianın dereceler arası ısıda taşınması gereğinin hem ambalajlar üzerinde yazılması hem de taşıma senedinde özel bir tasıma sartı olarak kararlaştırılmış olması karşısında taşıyanın bu şarta uymamasının varit görülmesi halinde anılan konvansiyon un maddesi hükmünce taşıyan veya onu temsil edenlerin bilerek yol açtıkları ziya veya hasardan dolayı sınırlı sorumluluktan yararlanma olanağının kalkacak olması nedeniyle davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir ancak hükmün dayandırıldığı hukukça bilirkişi raporunda temel veri olarak esas alınan tarihli ekspertiz raporunda sigortalı emtianın taşındığı her bir karton koli içinde yer aldığı saptanan ısı ölçüm aygıtının çalışma prensipleri teknik mekanizması ısı ölçüm ve tespitini gerçek zamanlı olarak yapıp yapmadığı bu aygıtın derlediği verilerin sonradan yapılacak müdahale ile geriye dönük olarak değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı derece arası muhafaza zorunluluğuna uyulmayan sürelerin taşıma veya davalı taşıyanın sorumlu olduğu kesitte mi yoksa taşıma öncesi veya sonrası gümrük evresinde mi meydana geldiğini sözü edilen aygıt üzerinde teknik uzmanlığı bulunan bir bilirkişiden alınacak raporla aydınlatılması ve sonucuna göre davalının sorumlu olup olmadığı belirlenmeden eksik inceleme ve uzman olmayan bilirkişi raporu ile yetinilmesi doğru görülmemiştir b uluslararası hukuk uluslararası sözleşmeler a cmr konvansiyonu cmr konvansiyonunun uygulama alanı kenar başlıklı maddesi şöyledir bu anlaşma sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ile teslim için belirlenen yerin iki ayrı ülkede olması halinde ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her sözleşmeyi kapsar bu ülkelerden en az birinin âkit ülke olması zorunludur başvuru numarası karar tarihi bu anlaşmanın uygulaması bakımından sözcüğü eylül tarihli yol trafiği anlaşması üncü maddesinde tarif edilen motorlu taşıtlar dizi halinde taşıtlar römorklar ve yan römorklar anlamına gelir bu anlaşma kapsamındaki taşıma devletler devlet kurumlan veya devlet kuruluştan tarafından yapıldığı hallerde de uygulanır aşağıdaki durumlarda anlaşma uygulanmaz a uluslararası posta anlaşmalan gereğince yapılan taşımalarda b cenaze c ev eşyası taşımalarında akit taraflar iki veya birkaçı arasında özel anlaşmalarla bu anlaşma hükümlerini değiştirmemeyi kabul ederler ancak anlaşmayı sınır trafiğine uygulamamak veya tamamen kendi ülkeleri içindeki taşıma etkinliklerinde yükler üzerinde hak iddia etmeye yarayan sevk mektubunun kullanılmasına izin vermek gibi durumlar bunun dışındadır cmr konvansiyonunun taşımacının sorumlu olduğu kişiler kenar başlıklı maddesi şöyledir bu anlaşmanın uygulanması yönünden taşımacı çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olacaktır cmr konvansiyonunun taşımacının sorumluluğu kenar başlıklı maddesi şöyledir taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur eğer kayıp hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden taşımacının hatasından istek sahibinin verdiği talimattan yüke has bir kusurdan taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri geliyorsa taşımacı sorumlu tutulamaz taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı sorumludur madde paragraf ila uygun olmak üzere kayıp veya hasar durumları aşağıda belirtilen koşullardan bir veya bir kaçının doğal sonucu olan özel risklerden doğmuş ise taşımacı sorumlu tutulamaz a kullanılmasında anlaşmaya varılmış ve sevk mektubunda açıkça belirtmiş olduğu üzere madeni levha ile kaplanmamış açık taşıtlar kullanılması b ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması başvuru numarası karar tarihi c yükün gönderici alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması taşınması yüklenmesi yığılması veya boşaltılması d özellikle paslanma çürüme kuruma normal fire güve ve haşarattan kısmen veya tamamen zarar görebilecek özelliği e sandık veya paketlerin üzerindeki marka veya yetersiz veya hatalı oluşu f canlı hayvan nakli kayıp hasar ve gecikmeye neden olan faktörlerden bazılan bakımından bu maddeye göre taşımacının sorumlu olmadığı hallerde yine maddeye göre sorumlu olduğu faktörlerin kayıp hasar ve gecikmeye yaptıkları katkı oranında sorumlu olacaktır cmr konvansiyonunun maddesi şöyledir kayıp hasar ve gecikmenin madde paragraf de öngörülen nedenlerden birinden doğduğunu kanıtlamak taşımacıya aittir taşımacı durumun koşullan bakımından kayıp veya madde paragraf de öngörülen özel bir veya daha fazlasına atfedilebildiğini belirlediğinde bunların bu nedenlerden ileri geldiği kabul edilir hak iddia eden kimse kayıp veya bu risklere kısmen veya tamamen bağlı olmadığım kanıtlamak hakkına sahiptir anormal bir noksanlık veya sandık paketlerde bir kaybolma olduğunda kayıp veya madde paragraf a da belirtilen durumlardan ileri geldiği varsayımına dayanan hüküm uygulanmaz eğer taşıma malın sıcağa soğuğa ısı derecesindeki değişmelere ve rutubete karşı koruyacak şekilde donatılmış taşıtlarla yapılıyorsa taşımacı madde paragraf d deki avantajdan faydalanmayı talep edemez ancak bu tür donanım seçilmesi ve kullanılması ile ilgili olarak kendisine düşen önlemleri aldığım ve verilen özel talimata uyduğunu kanıtlarsa böyle bir istemde bulunabilir taşımacı kendisine düşen bütün önlemleri aldığını ve verilen özel talimata uyduğunu kanıtlamadıkça madde paragraf f deki avantajdan yararlanmayı isteyemez cmr konvansiyonunun maddesi şöyledir bu anlaşmanın hükümleri gereğince bir taşıyıcı yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğundan bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır malın kıymeti ticaret borsası fiyatına göre saptanır eğer böyle bir fiyat yoksa geçerli piyasa fiyatlarına göre bir tespit yapılır eğer ne ticaret borsası fiyatı ne de geçerli piyasa fiyatı mevcut değilse tespit aynı cins ve kalitedeki malların normal kıymetine göre yapılır tazminat noksan olan brüt ağırlığın beher kilogramı için frangı geçemez frank bir gramın ağırlığında safiyeti binde olan altın franktır yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti gümrük resimleri ve diğer ödemelerde malın tamamen kaybedilmesi halinde tamamen ödenir kısmen kaybolma başvuru numarası karar tarihi halinde ise karşılaşılan zarar oranında ödeme yapılır bunlar dışında başka tazminat ödenmez gecikme halinde hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder madde ve gereğince malın değeri veya teslim süresi için ödenecek özel faiz söz konusu olduğu edilmiş ise daha yüksek tazminat istenebilir cmr konvansiyonunun maddesi şöyledir gönderici anlaşmaya varılacak belirli bir ücret karşılığında sevk mektubunda madde paragraf belirtilen sının geçen bir değer beyan edebilir bu takdirde beyan edilen değer bu sınırın yerine geçer cmr konvansiyonunun maddesi şöyledir zarar ve ziyan olayında taşımacı yükün madde paragraf ve gereğince belirlenen değerine göre hesaplanmış kıymetten düşme karşılığı olan bedeli öder gerçekte tazminat şu miktarlan aşamaz a eğer gönderilen malın tamamı hasara uğramış ise tamamı kaybolduğunda ödenmesi gereken miktar b eğer gönderilen yükün bir kısmı hasara uğramış ise eksilen kısmı için ödenmesi gereken miktar cmr konvansiyonunun maddesi şöyledir kaybolma hasar veya kararlaştırılan zaman süresinin aşılması halinde gönderici belirlenecek bu ücret ödenmesi karşılığında teslim süresi için ödenecek özel faizin miktarını tayin eder ve bunu sevk mektubuna yazar teslim süresi için özel bir faiz ödeneceği beyan edilmiş ise ve nci öngörülen tazminattan ayrı olarak kanıtlanan fazla zarar ve ziyan için beyan edilen miktara kadar tazminat istenebilir cmr konvansiyonunun maddesi şöyledir hasar taşımacının kendi kötü hareketinden veya davaya bakan mahkemenin kararı ile isteyerek kötü hareket eşdeğer sayılan kusurundan ileri gelmiş ise taşımacı sorumluluğunu dışlayan veya sınırlayan kanıt yükünü karşı tarafa yükleyen bu maddenin hükümlerinden yararlanamaz bilerek kötü hareket veya kusur taşımacının vekil veya çalışanları tarafından taşıma işinde kullandığı başka kişiler tarafından görevleri sırasında işlenmiş ise aynı hüküm uygulanır bundan başka böyle bir durumda adı geçen vekiller çalışanlar ve diğer kişiler kişisel sorumlulukları yönünden inci paragrafta belirtilen bu bölüm hükümlerinden yararlanamazlar başvuru numarası karar tarihi b avrupa hakları sözleşmesi avrupa hakları sözleşmesine sözleşme ek nolu protokolün mülkiyetin korunması kenar başlıklı maddesi şöyledir her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir yukarıdaki hükümler devletlerin mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez avrupa hakları mahkemesi mülkiyet hakkına ilişkin pozitif yükümlülükler yönünden avrupa hakları mahkemesi kararları için bkz kamil darbaz ve yapı grup end san tic ltd şti b no v | No violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi asıl işi çelik üretimi yapmak olan başvurucu demir cevherini saf çelik hâline getirmek için gerekli karbonu edinmek üzere ihtiyaç duyduğu kok kömürünü ithal ettiği taş kömürünü işlemek suretiyle elde etmektedir başvurucu ayrıca taş kömüründen kok kömürü elde edilirken ortaya çıkan kok gazını elektrik ve buhar üretiminde veya doğrudan eritme işlemlerinde kullanmaktadır başvurucu böylelikle elektrik enerjisi ve gaz ihtiyacını kendi imkânlarıyla karşılamaktadır payas belediyesi belediye başvurucu şirketin bu şekilde elektrik ve hava gazı tüketmiş olması nedeniyle tarihli ve sayılı belediye gelirleri kanununun ila maddelerinde düzenlenen hükümlere dayanarak başvurucu şirketten elektrik ve havagazı tüketim vergisini ödemesini istemiştir başvurucu şirket bu talep üzerine elektrik ve kok gazı tüketiminin vergilendirilmesiyle ilgili olarak mayıs dönemi için dosya kapsamından belirlenemeyen bir tarihte ihtirazi kayıtla belediyeye beyanname vermiş ve bu beyannameye istinaden belediyece anılan döneme ilişkin elektrik ve hava gazı vergisi tahakkuk ettirilmiştir tahakkuk tutarının bir kısmı elektrik tüketimine bir kısmı ise kok gazı tüketimine ilişkin olup anılan tahakkuk tutarı dosya kapsamından belirlenemeyen bir tarihte belediyeye ödenmiştir başvurucu şirket tarihinde hatay vergi mahkemesinde mahkeme elektrik ve hava gazı tüketim vergisi tahakkukunun terkini ve ödenen verginin iadesi istemiyle dava açmıştır mahkeme tarih kararıyla açılan davanın reddine karar vermiştir kararın gerekçesinde olayda davacı şirketin elektrik ve kok gazı üretimi yaparak bunları kendi tesislerinde tükettiğinin ihtilafsız olduğu belirtilmiştir mahkeme başvurucu şirketin sayılı kanunun maddesinde istisna olarak sayılan doğrudan doğruya elektrik ve hava gazı üreten dağıtım ve istihsal müesseselerinden olmadığını vurgulamıştır mahkemeye göre kanunla gerek satın alma yoluyla karşılanan gerekse kendi imkânlarıyla üretilmiş bulunan elektrik ve hava gazı tüketiminin vergilendirilmesi amaçlanmaktadır mahkeme müesseselerin ürettiği elektriği tüketmesi hâlinde bu vergiden muaf olacağı yolunda herhangi bir düzenlemenin bulunmadığına dikkat çekmiştir iv mahkeme bu sebeple başvurucu şirketin ihtirazi kayıtla verdiği beyanname üzerinden ilgili döneme ait elektrik ve hava gazı tüketim vergisi tarh ve tahakkuk ettirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır başvurucu tarafından temyiz edilen karar danıştay dokuzuncu dairesince tarihinde onanmıştır onama kararında temyize konu kararın usul ve kanuna uygun olduğu belirtilmiştir başvurucunun karar düzeltme talepleri de aynı daire tarafından tarihinde reddedilmiştir başvuru numarası karar tarihi nihai karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz demir ve çelik aş b no kararı v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir a sd ve iki arkadaşı ve aç aleyhine tarihinde kızıltepe kadastro mahkemesinde açtıkları davada ve parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptalini talep etmişler dava mahkemenin sayılı dosyasına kaydedilmiştir b davacıların vefat etmesinden sonra dahili davacıların bir kısmı davadan feragat etmişlerdir a sd ve iki arkadaşı başvurucuların murisleri yaman ve sadun yaman ile yaman aleyhine tarihinde kızıltepe kadastro mahkemesinde açtıkları davada parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitinin iptalini talep etmişler dava mahkemenin sayılı dosyasına kaydedilmiştir b davacıların vefat etmesinden sonra dahili davacıların bir kısmı davadan feragat etmişlerdir c mahkemece tarih ve sayılı kararla sayılı dava dosyasındaki taraflar ve dayanak tapu kayıtları arasında irtibat başvuru numarası karar tarihi bulunduğu gerekçesiyle dava dosyasının sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir a sd ve iki arkadaşı başvurucuların murisi yaman ile yaman aleyhine yılında kızıltepe kadastro mahkemesinde açtıkları davada ve parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptalini talep etmişler dava mahkemenin sayılı dosyasına kaydedilmiştir b davacıların vefat etmesinden sonra dahili davacıların bir kısmı davadan feragat etmişlerdir c mahkemece tarih ve sayılı kararla sayılı dava dosyasındaki taraflar ve dayanak tapu kayıtları arasında irtibat bulunduğu gerekçesiyle dava dosyasının sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir kızıltepe kadastro mahkemesinin kapatılmasında sonra yargılamaya mardin kadastro mahkemesinin sayılı dava dosyasında devam edilmektedir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarih ve sayılı kadastro ve maddeleri iv | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihinde giren tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz huseyin ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan asil imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve ondan tasarruf ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir nedeni de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya ona ona imar konu edilen tapuda maddesi tekil ona bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi ona anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir ona ise uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendisine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir karar tarihi kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan irin gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet ihlalin mahkeme durumlarda kanun un maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden uzere bir ilgili mahkemeye mehmet dogan buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan karar tarihi bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar sonu olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl har ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden istanbul idare mahkemesine k karar tarihi d tazminat taleplerinin reddine e tl han ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan burhan ustun serruh kaleli hasan tahsin kadir yusuf sevki hakyemez | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz in ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde yap ml incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu y la kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve ondan tasarruf ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir nedeni de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya ona imar konu edilen tapuda maddesi tekil ona bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi ona anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir ona bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul ona somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendisine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir karar tarihi b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden mersin idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal muammer top al dye dye m | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu bolu komando tugay komutanlığı emrinde uzman çavuş olarak görev yapmakta iken bölgesinde icra edilen operasyonda görev almıştır tarihinde nişancısı olduğu roketatar ile ateş etmesi sonrasında kulağında şiddetli ağrı yanma ve işitme kaybı meydana geldiğini üstlerine bildirmiştir olaydan iki hafta sonra tarihinde düzenlenen tutanağa göre başvurucuya ilk müdahalenin mevzide başvuru numarası karar tarihi yapıldığı ve ilaç tedavisi uygulandığı çatışmaların şiddetli geçmesi nedeniyle operasyon bölgesine helikopter gönderilemediği başvurucunun tedavisine ancak olaydan beş gün sonra intikal ettirildiği şemdinli merkezinde konuşlu tabur revirinde başlandığı anlaşılmıştır başvurucu tarihinde van asker hastanesine sevk edilmiş buradan da akustik travma şüphesiyle ileri tetkik ve tedavi amacıyla gülhane askeri tıp akademisi gata kulak burun boğaz kbb polikliniğine sevk edilmiştir kbb polikliniğinin konsültasyon talebi üzerine psikiyatri polikliniğince düzenlenen tarihli raporla başvurucuya on gün istirahat verilmiştir sürenin bitimiyle görevine dönen başvurucu ağrılarının devam etmesi nedeniyle başvurduğu van asker hastanesi tarafından tarihinde van yüzüncü yıl üniversitesi tıp fakültesi hastanesine sevk edilmiştir uygulanan tedaviden fayda görülmemesi üzerine başvurucu tarihinde tekrar gataya sevk edilmiş sağ kulakta akıntı işitme kaybı ve ağrı şikâyetleriyle yatışı yapılmış tedavisinin ardından tarihinde sağ tanısıyla bir aylık hava değişimi ile taburcu edilmiştir tarihinde gatada yeniden muayene olan başvurucu rahatsızlığının geçmemesi üzerine müracaat ettiği hastanesince bu kez hacettepe üniversitesi tıp fakültesi hastanesine sevk edilmiş burada işitme kaybı tanısıyla tarihinde ameliyat olmuştur başvurucunun tedavi sürecinde gata tarafından düzenlenen tarihli hasta tedavi kararında dış kulak yolu kazanılmış tanısı konularak altı ay sonra kontrol muayenesi önerilmiştir tarihli tedavi kararında ise aynı tanı tekrarlanarak orta dereceli işitme kaybı bulunduğu askerliğe elverişli olmakla birlikte işitme hassasiyeti gerektiren görev verilmemesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir başvurucu tarihli dilekçesi ile tarihli ve sayılı nakdi tazminat ve aylık bağlanması hakkında kanun uyarınca tazminat ödenmesi istemiyle millî savunma bakanlığına bakanlık başvuruda bulunmuştur başvurucu bakanlık tarafından başvurusuna cevap verilmediğini belirterek askeri yüksek mahkemesinde nakdi tazminat ödenmemesi işleminin iptali talebiyle tarihinde dava açmıştır dava dilekçesinde kadrosu nişancı yardımcısı olmasına rağmen operasyonda roketatar nişancısı olarak görev yaptığını iç güvenlik ve asayişin korunması görevi sırasında ve görevin etkisiyle sağ kulağında işitme kaybına maruz kaldığını gataya ilk sevkinde detaylı bir muayene yapılmadığını geçici tedaviler sonucu rahatsızlığının ilerlediğini ileri sürmüştür başvurucunun tarihinde gatada yapılan muayenesinde normal muayene bulgularının mevcut olduğu belirtilmiş tarihli konsültasyon raporunda ise durumunun iddia edilen olayla ilişkili olma ihtimalinin düşük olduğu hakkındaki net kararın ilk muayene olduğu hastanesi ile ameliyat olduğu hastanesi tarafından verilmesinin uygun olduğu ifade edilmiştir başsavcılığı uyuşmazlığa dair düşüncesinde başvurucunun iç güvenlik operasyonu esnasında roketatar atışı sonunda yaralandığı yönündeki beyanına davalı idareden bir itiraz gelmediğini mevki asker hastanesinin tarihli raporunda orta dereceli işitme kaybının mevcut olduğuna karar verildiğini dikkate sunmuştur bu itibarla olayın sayılı kanun kapsamında nakdi tazminat ödenmesini gerektirir mahiyette olduğu gerekçesiyle aksi yönde tesis edilen işlemin iptali gerektiğini belirtmiştir başvuru numarası karar tarihi dava süreci devam ederken bakanlık nakdi tazminat komisyonu tarihli kararıyla başvurucunun yaralanması olayının sayılı kanunda belirtilen görevlerden kaynaklanmaması sebebiyle durumunun kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varmış başvurucuya nakdi tazminat ödenmemesine karar vermiştir dairesi yaptığı yargılamada gatadan başvurucunun muayenesinin yapılmasını ve işitme kaybı bulunup bulunmadığı işitme kaybının hangi sınırlarda olduğu kulakta araz meydana gelip gelmediği teşhis edilen rahatsızlıklarının etkenlerinin neler olduğu rahatsızlığın roket patlamasına bağlı olup olmadığı hususlarında sağlık kurulu raporu düzenlemesini talep etmiştir gata yaptığı muayene sonucu düzenlediği tarihli raporda sağ dış kulak yolu sağ kulak orta düzeyde iletim tipi işitme kaybı tanısına yer vermiştir ayrıca raporda rahatsızlığın kronik dış kulak yolu enfeksiyonu travması doğumsal nedenler gibi birçok nedene bağlı olabileceği akustik travmanın sese bağlı gürültü travması beklenen bir neden olmadığı akustik travma sonrası sıklıkla tip sinirsel ve algısal tip işitme kaybı beklendiği mevcut işitme kaybı ve dış kulak yolu konu ile ilişkili olma ihtimalinin düşük olduğu belirtilmiştir gata araya girmiş olabilecek diğer etmenlerin dış kulak yolu enfeksiyonu dış kulak yolunda yabancı cisim bireysel faktörler gibi faktörlerin tespiti için ilk müracaat yeri olan van asker hastanesi ve hastanesinin bulgu ve kayıtları eşliğinde tıbbi kanaat bildirilmesinin uygun olduğunu ifade etmiştir gatanın talebi doğrultusunda van asker hastanesi ve hastanesinden başvurucunun tıbbi kayıt ve tetkik sonuçlarını temin ederek gatadan ikinci kez sağlık kurulu raporu düzenlemesini istemiştir gata tarafından başvurucu yeniden muayene edilerek düzenlenen tarihli raporda sağ dış kulak yolu kemik kanalının başlangıcında kanalı tam olarak kapatan sert kıvamlı yabancı cisimle uyumlu lezyon izlendiği bu nedenle kanalın kalan bölümün ve kulak zarının değerlendirilemediği belirtilmiştir raporda ayrıca yabancı cisim çıkartıldıktan sonra işitme testi yapılarak karar verilebileceği anlatılmasına rağmen başvurucunun bu girişime rıza göstermediği dolayısıyla hakkında bir karar verilemediği ifade edilmiştir tarihli kararı ile davayı reddetmiştir karar gerekçesinde gata sağlık kurulunun düzenlediği raporda yazılı açıklamalar esas alınmıştır buna göre dış kulak yolu rahatsızlığı ve orta düzeyde işitme kaybının sebepleri arasında enfeksiyon devamlı kulak karıştırılması doğumsal nedenlerin bulunduğu sese bağlı gürültü travması sonrasında tip işitme kaybı meydana gelmesinin beklendiği başvurucunun rahatsızlığının ise dış kulak yolu bağlı olduğu belirtilmiştir ayrıca zayıf ihtimal de olsa yanında roketatar patlaması nedeniyle rahatsızlığın oluşup oluşmadığının tespiti için kulaktaki yabancı cismin çıkarılması gerektiği başvurucunun cismin çıkarılmasına yönelik girişimi kabul etmediği dolayısıyla soyut iddia dışında bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığından işlemde hukuka aykırılık görülmediği ifade edilmiştir başvurucu tarihli raporun tarafına tebliğ edilmediğini raporun objektif değerlendirmeler içermediğini birçok kez sevk edildiği halde sonuç alamadığından başvuru numarası karar tarihi gataya güvenmediğini kulağında herhangi bir cisim bulunmadığını üniversite hastanesinden rapor alınması gerektiğini belirterek karar düzeltme isteminde bulunmuştur başsavcılığı talep hakkındaki düşüncesinde hastanesi kayıtlarının bilirkişi incelemesine dâhil edilmemesi ve raporun başvurucuya tebliğ edilmemesinin eksiklik olduğunu rahatsızlığın roketatar atışından kaynaklanma ihtimalinin mevcut olduğunu bilirkişi raporunda bu hususun aksinin ortaya konulamadığını belirtmiştir başsavcılık bu nedenlerle talebin kabulü ile önceki düşünceleri doğrultusunda işlemin iptaline karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir tarihli kararıyla karar düzeltme istemini reddetmiştir karar gerekçesinde başvurucunun yanında roketatar patlamış olmasının işitme kaybının bu patlamadan meydana geldiğini kanıtlamaya yeterli olmadığı bu hususun tıbbi verilerle hekim tarafından tespit edilebileceği belirtilmiştir ayrıca gatanın rahatsızlığın etkenleri hakkında açıklama ve ayrıntılı inceleme yaptığı başvurucunun kulağındaki cismin çıkartılmasına rıza göstermemesi nedeniyle mevcut belgelere göre karar verildiği raporun ilme ve fenne aykırı olduğuna ilişkin somut bir veri ortaya konulmaması nedeniyle rapora itibar edildiği yeni bir hastaneye sevkine gerek görülmediği açıklanmıştır başvurucu nihai kararı tarihinde tebellüğ etmesinin ardından tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur yargılama devam ederken başvurucu hakkında emre itaatsizlikte ısrar iddiasıyla suç dosyası hazırlanmıştır dosyada başvurucunun verilen emirlere rağmen atışlarda kullanılmak üzere aldırılan kulak tıkacını operasyon günü yanına almadığı ve kullanmadığı roketatarla atış yaptığı sırada rahatsızlandığı belirtilmiştir dosyayı inceleyen van jandarma asayiş kolordu komutanlığı askeri savcılığı tarihli kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir kararda şüpheliye tebliğ edildiği belirtilen emir hükümlerinin ikaz özelliği taşıdığı hareket tarzını düzenlediği ve tedbir mahiyetinde olduğu doğrudan bir askerî vazifenin veya hizmetin yapılmasına veya yapılmamasına yönelik olmadığı ayrıca şüphelinin suç kastıyla hareket ettiğine dair delil elde edilemediği belirtilmiştir diğer taraftan başvurucu yaralanma olayı nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların genel hükümlere göre tazmini istemiyle tarihinde bakanlığa karşı ayrı bir dava açmıştır davanın devamı sırasında kaldırılması nedeniyle ankara mahkemesine gönderilen dosyada van mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek başvurucuda meydana gelen işitme kaybının bünyesel bir durumdan veya hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı rahatsızlığın oluşumunda roket atışının ya da genel olarak askerlik görevinin sebep ve tesirinin bulunup bulunmadığı hususlarında adli tıp kurumu başkanlığından rapor düzenlemesi istenmiştir bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla ulusal yargı ağı bilişim sistemi üzerinden mahkeme dosyasında yapılan araştırmada bilirkişi raporunun henüz düzenlenmediği tespit edilmiştir iv hukuk a ulusal hukuk sayılı kanunun maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi bu kanunun amacı barışta güven ve asayişi korumak kaçakçılığı men takip ve tahkikle trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların türk silahlı kuvvetleri jandarma genel komutanlığı sahil güvenlik komutanlığı ve emniyet teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi muhafazası nakli imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya engelli hâle gelmeleri halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir sayılı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir bu kanun a ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men takip ve tahkiki veya trafik ve yol güvenliğini sağlamak konularında görevlendirilen silahlı kuvvetler mensuplarını kapsar sayılı kanunun nakdi tazminat kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir bu kanun kapsamına girenlerden b yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteği ile sürdürebilecek şekilde olanlara katı diğer engelli hâle gelenlere a bendinde belirtilen tutarın kadar yaralananlara ise geçmemek üzere engellilik ve yaralanma derecesine göre nakdi tazminat ödenir tarihli ve sayılı mülga gülhane askeri tıp akademisi tanımlar kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir a gülhane askeri tıp akademisi genelkurmay başkanlığının kuruluşunda bilimsel özerkliğe sahip atatürk ilkelerine bağlı milli şuur ve disiplini görev bilen türk silahlı kuvvetlerinin sağlık bilimleri alanında en yüksek danışma organı olan lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim ve öğretim bilimsel araştırma ve yayım yapan türk silahlı kuvvetlerine muvazzaf askeri tabip ve gerektiğinde diğer sağlık bilimleri alanında askeri personel yetiştiren kendisine ve bünyesindeki askeri tıp fakültesine enstitü yüksekokul ve benzeri kuruluşlar eğitim hastaneleri ile diğer eğitim ve öğretim kurumları bağlanabilen ve genelkurmay başkanlığının gerek gördüğü sağlıkla ilgili eğitim ve öğretimi de yaptıran bir yükseköğretim kurumudur başvuru numarası karar tarihi c askeri eğitim hastanesi gülhane askeri tıp akademisi komutanlığının önerisi ve genelkurmay başkanlığının onayı ile vazifelendirilen sayılı türk silahlı kuvvetleri hizmet kanununun ve yönetmeliğinin öngördüğü personelin muayene ve tedavilerinin tıpta uzmanlık öğreniminde bulunan askeri tabipler ile diğer sağlık personelinin eğitimlerinin ve bu eğitim ile ilgili klinik ve laboratuvar çalışmalarının yapıldığı türk silahlı kuvvetleri kuruluş ve kadrolarında gösterilen hastanelerdir sayılı mülga görevler kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir g askeri ve genel tababet alanlarında bilimsel araştırmalar yapmak yayımda bulunmak memleketin epidemiyolojik durumunu incelemek türk silahlı kuvvetlerinde ortaya çıkacak salgınlarla mücadele etmek ve korunma için gerekli önlemlerin alınması maksadıyla öneride bulunmak türk silahlı kuvvetlerinin sağlığını ilgilendiren hertürlü sorunlarda danışmanlık ve hakem vazifelerini görmek silahlı kuvvetler mensuplarıyla sayılı türk silahlı kuvvetleri hizmet kanununda ve diğer kanunlarda askeri kurumlarda tedavileri öngörülen kişilerin her türlü muayene ve tedavilerini yapmak tarihli ve sayılı resmî yayımlanan mülga gülhane askeri tıp akademisi profesörler sağlık kurulu kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları ile numaralı fıkrasının a bendinin ilgili kısımları şöyledir profesörler sağlık kurulu ve eğitim hastanesindeki anabilim ve bilim dallarından akademi kurulu tarafından iki yıl için seçilen birer asil ve birer yedek asker öğretim üyelerinden oluşur asil üyelerden herhangi birisinin yokluğu halinde yedek üye toplantıya çağrılır en kıdemli üye kurula başkanlık yapar dekanı ve eğitim hastanesi baştabibi gerekli gördüğü hallerde toplantıya başkanlık eder raporlar dekanı ve eğitim hastanesi baştabipliğince onaylanır kurulun görevleri şunlardır a sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu sayılı türk silahlı kuvvetleri hizmet kanunu sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanunu sayılı yedek subaylar ve yedek askeri memurlar kanunu sayılı askerlik kanunu hükümleri kapsamında tsk personelinin sağlık sorunları ve raporlarıyla ilgili anlaşmazlıkları sağlık kurulu olarak ve hakem sıfatı ile kesin karara bağlamak tarihli ve sayılı mülga askeri yüksek mahkemesi kanununun dosya dışında inceleme kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir daireler veya daireler kurulu bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapabilecekleri gibi tayin edecekleri süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler bu husustaki kararların ilgililerce süresi içinde yerine getirilmesi başvuru numarası karar tarihi mecburidir haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir sayılı mülga kanunun yargılama usulü kanunu ile hukuk usulü muhakemeleri kanununun uygulanacağı haller kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yargılama usulü kanunu ile hukuk usulü muhakemeleri kanununun bilirkişi keşif delillerin tespitine ilişkin hükümleri uygulanır tarihli ve sayılı yargılama usulü kanununun dosyaların incelenmesi kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapar mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler bu husustaki kararların ilgililerce süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir haklı sebeplerin varlığı halinde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşme yargılanma hakkı kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının hakkaniyete uygun görülmesini isteme hakkına sahiptir hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin maddesine göre tarafların dayanaklarını iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi vardır b no hakkaniyete uygun yargılanmanın temel unsurunun yargılamanın çelişmeli olması ve taraflar arasında silahların eşitliğinin sağlanması olarak vurgulayan avrupa hakları mahkemesi maddesinin numaralı fıkrasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde hakkaniyete uygun yargılanma hakkını güvence altına aldığını ve mahkeme tarafından dinlenen bir bilirkişinin ise aynı gereksinimleri karşılamasının zorunlu olmadığını açıkça kaydetmektedir bununla birlikte dava ile gündeme getirilen soruları ele almak için yetkili mahkeme tarafından görevlendirilen bir bilirkişi görüşünün söz konusu mahkemenin davayı değerlendirme biçiminde belirgin bir rol oynayabileceğini bazı koşullarda bir mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişinin tarafsız olmamasının adil yargılanma kavramının içindeki silahların eşitliği ilkesini ihlal edebileceğini özellikle bilirkişinin yeri ve rolü gibi etkenlerin dikkate alınması gerektiğini ifade etmektedir ayrıca uyuşmazlığın esası ile ilgili olarak görüşü istenen kurumun konumu ve oluşumu nedeniyle başvuranın kaygılanabileceğini ancak önemli olan noktanın bu kaygının objektif olarak kanıtlanabilmesi olduğunu belirtmiştir b no başvuru numarası karar tarihi v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucunun maliki olduğu başvuruya konu taşınmaz ölçekli revizyon uygulama imar planında kamu hizmeti alanına ayrılmıştır başvurucu bu taşınmazın kamulaştırılması istemiyle belediyeye başvurmuş fakat bu yoldan bir sonuç elde edememiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu bunun üzerine imar planında kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle belediye aleyhine tam yargı davası açmıştır derece mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir kararda tarihinde yürürlüğe giren tarihli ve sayılı yatırımların proje bazında desteklenmesi ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunla tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununa birtakım hükümler eklendiği vurgulanmıştır bu bağlamda uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılan taşınmazların kamulaştırılması için öngörülen beş yıllık sürenin sayılı kanuna eklenen geçici madde gereğince bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir başvurucu nihai kararın tebliği üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz hüseyin ünal b no v | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz una b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun lava yasal geriye nedeniyle adil hakki ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b kenar maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve ondan tasarruf ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir nedeni de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya una una imar konu edilen tapuda maddesi tekil una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir una ise uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir sureden beri ve kendisine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri kanunun maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir karan verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan irin yeniden yapmak uzere dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya uzerinden karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden uzere bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi somaki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri lava soma giren kanun maddesini lava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu soma bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden uzere ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden uzere yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl han ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir karar tarihi b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden uzere samsun idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu surenin sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan burhan serruh kaleli hasan tahsin kadir hakyemez | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir başvurucu doğumlu olup rusya federasyonu özerk cumhuriyeti vatandaşıdır başvurucu belirlenemeyen bir tarihte yasal yollardan giriş yaptıktan sonra türk vatandaşı at ile evlenmiştir yılından itibaren ikamet eden başvurucunun bu evlilikten ve doğumlu dört çocuğu bulunmaktadır kolluk görevlileri tarafından yapılan rutin araç kontrolünde başvurucu hakkında tahdit kodu yurda giriş yasağı olduğu anlaşılmış yalova valiliği göç müdürlüğünün tarihli kararıyla başvurucunun sınır dışı edilmesine ve idari gözetim altına alınmasına karar verilmiştir tarihli ve sayılı yabancılar ve uluslararası koruma maddesinin numaralı fıkrasının beşinci cümlesinin kararın alındığı tarihte yürürlükte bulunan hâlinde dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması durumunda yargılama sonuçlanıncaya kadar sınır dışı kararının infaz edilmemesi öngörülmüştür bu hükme uygun olarak başvurucu hakkındaki sınır dışı kararının infaz edilmediği görülmektedir bu arada tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan tarihli ve sayılı olağanüstü hal kapsamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında kanun hükmünde kararname sayılı khk ile yapılan değişiklik tarihli ve sayılı olağanüstü hal kapsamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında kanun hükmünde kararnamenin değiştirilerek kabul edilmesine dair kanunun maddesi uyarınca aynen kabul edilmiştir ile sayılı ve maddeleri değiştirilerek ek hükümler ihdas edilmiştir buna göre anılan maddesinin başvuru numarası karar tarihi numaralı fıkrasının b d ve k bentlerinde sınır dışı edilmelerine karar verilen kişiler için dava açma süresi boyunca ve dava açıldığı takdirde de yargılama süresince değişiklikten önceki durumdan farklı olarak sınır dışı etme işleminin durmayacağı düzenlenmiştir yukarıda belirtilen değişiklik çerçevesinde anılan kanunun maddesinin numaralı fıkrasının d bendi uyarınca başvurucunun düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar kapsamında olduğu gerekçesiyle sınır dışı edilmesine karar verilmiştir başvurucu söz konusu işlemin iptali için tarihinde bursa mahkemesi mahkeme nezdinde yürütmenin durdurulması talebinde de bulunarak iptal davası açmıştır başvurucunun yürütmeyi durdurma talebi kabul edilmemiş ve aşağıda yer verilen iddialar değerlendirme konusu yapılmaksızın tarihinde davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir başvurucu dava dilekçesinde türk uyruklu olduğunu ırkı ve dinine bağlılığı nedeniyle fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kaldığını bir sivil toplum kuruluşundaki gönüllü faaliyetleri nedeniyle rusya federasyonu istihbarat görevlileri tarafından takibe alındığını yakalandıktan sonra işkence gördüğünü bu nedenle ülkesini terk ederek geldiğini belirtmiştir başvurucu ayrıca kafkasya bölgesinde muhalif ve işgale direnen kesimin baskı altında olduğunu bölgesinde de rusya federasyonu tarafından sistematik asimilasyon politikaları yürütüldüğünü direnen halka işkence ve kötü muamele yapıldığını sınır dışı edilirse muhalif olduğu için işkence göreceğini hatta işgale karşı direniş gösterenlerin geride kalan ailelerine yardım ettikleri gerekçesiyle infaz edilebileceğini iddia etmiş rusya yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak hakları örgütünün kafkasya raporu ile uluslararası af örgütünün raporuna ilişkin haber metinlerini mahkemeye ibraz etmiştir mahkeme tarihinde ilk incelemeyle birlikte süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermiş kararda yukarıda yer verilen kötü muamele iddiaları bkz ile başvurucu vekilinin sınır dışı etme kararını öğrendiği tarihe ve süresinde dava açıldığına ilişkin beyanına dair değerlendirme yapılmamıştır başvurucu hakkındaki sınır dışı etme kararının her an icra edilebilir olduğunu idari yargıda yürütmenin durdurulmasına dair kararın birkaç haftada verilebildiğini dolayısıyla pratikte idare mahkemesinin etkili bir başvuru yolu olmaktan çıktığını belirterek mahkemesinde dava açtığı gün tedbir talebiyle birlikte bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk sayılı kanun hükmünde kararnameden önceki mevzuat sayılı kapsam kenar başlıklı maddesi şöyledir bu kanun yabancılarla ilgili iş ve işlemleri sınırlarda sınır kapılarında ya da türkiye içinde yabancıların münferit koruma talepleri üzerine sağlanacak uluslararası başvuru numarası karar tarihi korumayı ayrılmaya zorlandıkları ülkeye geri dönemeyen ve kitlesel olarak gelen yabancılara acil olarak sağlanacak geçici korumayı göç genel müdürlüğünün kuruluş görev yetki ve sorumluluklarını kapsar bu kanunun uygulanmasında taraf olduğu milletlerarası anlaşmalar ile özel kanunlardaki hükümler saklıdır sayılı geri gönderme yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir bu kanun kapsamındaki hiç kimse işkenceye insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı dini tabiiyeti belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez sayılı dışı etme kararı kenar başlıklı maddesi şöyledir sınır dışı etme kararı genel müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır karar gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi kararın sonucu itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı sınır dışı etme kararına karşı kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir mahkemeye başvuran kişi sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez sayılı sınır dışı etme kararı alınacaklar kenar başlıklı maddesi şöyledir aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır a sayılı kanunun uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler b terör örgütü yöneticisi üyesi destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi üyesi veya destekleyicisi olanlar c giriş vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar ç bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar d kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar e vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler başvuru numarası karar tarihi f izinleri iptal edilenler g izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler h yasal giriş veya yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ı hakkında giriş yasağı bulunmasına rağmen geldiği tespit edilenler uluslararası koruma başvurusu reddedilen uluslararası korumadan hariçte tutulan başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen başvurusunu geri çeken başvurusu geri çekilmiş sayılan uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu kanunun diğer hükümlerine göre kalma hakkı bulunmayanlar j izni uzatma başvuruları reddedilenlerden on gün içinde çıkış yapmayanlar başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler hakkında sadece ülke güvenliği için tehlike oluşturduklarına dair ciddi emareler bulunduğunda veya kamu düzeni açısından tehlike oluşturan bir suçtan kesin hüküm giymeleri durumunda sınır dışı etme kararı alınabilir sayılı kanunun sınır dışı etme kararı alınmayacaklar kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir üncü madde kapsamında olsalar dahi aşağıdaki yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınmaz a sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına işkenceye insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan geçici koruma yönetmeliğinin maddesi şöyledir bu yönetmelik kapsamında hiç kimse işkenceye insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı dini tabiiyeti belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez genel müdürlük ilgili mevzuata göre ülkemizden gönderilmesi gerektiği halde birinci fıkra kapsamında ülkemizden gönderilemeyecekler hakkında idari tedbirler alabilir başvuru numarası karar tarihi sayılı kanun hükmünde kararnameden sonraki mevzuat sayılı sayılı kanunun maddesiyle değişik dışı etme kararı kenar başlıklı maddesi şöyledir sınır dışı etme kararı genel müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır karar gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi kararın sonucu itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı sınır dışı etme kararına karşı kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir mahkemeye başvuran kişi sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde üncü maddenin birinci fıkrasının b d ve k bentleri ile ikinci fıkrası kapsamındakiler hariç yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez sayılı sayılı maddesiyle değişik dışı etme kararı alınacaklar kenar başlıklı maddesi şöyledir aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır a sayılı kanunun uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler b terör örgütü yöneticisi üyesi destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi üyesi veya destekleyicisi olanlar c giriş vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar ç bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar d kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar e vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler f izinleri iptal edilenler g izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler h yasal giriş veya yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler başvuru numarası karar tarihi ı hakkında giriş yasağı bulunmasına rağmen geldiği tespit edilenler uluslararası koruma başvurusu reddedilen uluslararası korumadan hariçte tutulan başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen başvurusunu geri çeken başvurusu geri çekilmiş sayılan uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu kanunun diğer hükümlerine göre kalma hakkı bulunmayanlar j izni uzatma başvuruları reddedilenlerden on gün içinde çıkış yapmayanlar k uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler bu maddenin birinci fıkrasının b d ve k bentleri kapsamında oldukları değerlendirilen uluslararası koruma başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler hakkında uluslararası koruma işlemlerinin her aşamasında sınır dışı etme kararı alınabilir anayasa mahkemesi pilot karar usulü kenar başlıklı maddesi şöyledir bölümler bir başvurunun yapısal bir sorundan kaynaklandığını ve bu sorunun başka başvurulara da yol açtığını tespit etmeleri ya da bu durumun yeni başvurulara yol açacağını öngörmeleri hâlinde pilot karar usulünü uygulayabilirler bu usulde konuya ilişkin bölüm tarafından pilot bir karar verilir benzer nitelikteki başvurular idari mercilerce bu ilkeler çerçevesinde çözümlenir çözümlenmediği takdirde mahkeme tarafından topluca görülerek karara bağlanır bölüm pilot karar usulünü resen adalet bakanlığının ya da başvurucunun istemi üzerine başlatabilir pilot karar uygulaması için seçilen başvuru gündemin öncelikli işleri arasında sayılır bölüm pilot kararında tespit ettiği yapısal sorunu ve bunun çözümü için alınması gereken tedbirleri belirtir bölüm pilot kararla birlikte bu karara konu yapısal soruna ilişkin benzer başvuruların incelenmesini erteleyebilir erteleme kararı hakkında bilgilendirilirler bölüm gerekli gördüğü takdirde ertelediği başvuruları gündeme alarak karara bağlayabilir b uluslararası hukuk uluslararası mevzuat avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme yaşam hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi herkesin yaşam hakkı yasayla korunur yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez ölüm aşağıdaki durumlardan birinde mutlak zorunlu olanı aşmayacak bir güç kullanımı sonucunda meydana gelmişse bu maddenin ihlaline neden olmuş sayılmaz a bir kimsenin yasa dışı şiddete karşı korunmasının sağlanması b bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutulu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme c bir ayaklanma veya isyanın yasaya uygun olarak bastırılması sözleşmenin yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir hiç kimse işkenceye insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz etkili başvuru hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes söz konusu ihlal resmi bir hizmetin ifası için davranan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir mültecilerin hukuki durumuna dair tarihli sözleşmenin cenevre sözleşmesi maddesi şöyledir tarihli ve sayılı kanunla onaylanması uygun bulunmuş tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir hiçbir taraf devlet bir mülteciyi ırkı dini tabiiyeti belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir bununla beraber bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlikeli sayılması yolunda ciddi sebepler bulunan veya özellikle ciddi bir adi suçtan dolayı kesinleşmiş bir hükümle mahkum olduğu için söz konusu ülkenin halkı açısından bir tehlike oluşturmaya devam eden bir mülteci işbu hükümden yararlanmayı talep edemez avrupa hakları mahkemesi uygulaması avrupa hakları mahkemesinin sınır dışı kararının uygulanması hâlinde yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edileceğine ilişkin şikâyetler ve bu bağlamda etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiaları ile ilgili ilkesel yaklaşımı özetle şöyledir referans alınan kararları için bkz krallık b no b no ve yunanistan b no ve b no ve b no ve b no b no b no silver ve krallık b no b no başvuru numarası karar tarihi geri gönderilen ülkede işkence ve kötü muamele riskinin varlığını haklı gösteren önemli gerekçelerin bulunması hâlinde bu iddiaların kapsamlı ve titiz etkili bir şekilde incelenmesi gerektiğine dikkat çekmektedir söz konusu incelemenin etkililiğinden bahsedebilmek için sınır dışı kararı uygulanmadan önce ilgili kişiye bağımsız bir başvuruda bulunma imkânı sunulması ve inceleme sonuçlanıncaya kadar sınır dışı kararının uygulamasının kendiliğinden otomatik olarak durdurulmasının önemine vurgu yapmaktadır öte yandan sözleşmenin maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklerin ulusal düzeyde korunması için etkili bir başvuru yolunun var olması gerektiğini belirtmektedir göre sözleşmenin maddesi yetkili ulusal makamlar tarafından sözleşme kapsamına giren bir şikâyetin esasının incelenmesine izin veren ve uygun bir telafi yöntemi sunan bir iç hukuk yolunun sağlanmasını gerekli kılmaktadır ayrıca bu hukuk yolunun teoride olduğu kadar pratikte de etkili bir yol olması gerekmektedir başvurucunun sözleşmenin ihlal edilmesi sonucu mağdur olduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiada bulunması gerektiğine vurgu yapmakta ve devletin sözleşmenin maddesi kapsamındaki yükümlülüğünün ihlal edildiği ileri sürülen hakkın içeriğine göre değişiklik gösterebileceğini belirtmektedir v | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesi ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir altınova belediye başkanlığınca başvurucunun sahibi olduğu tersanedeki iki adet boya deposunun kaçak yapı olduğu gerekçesiyle mühürlendiğine ilişkin tarihli yapı durdurma tutanağı hazırlanmıştır belediye başkanlığının tarihli kararıyla da söz konusu kaçak yapılar boya nedeniyle tarihli ve sayılı ile tarihli ve sayılı kıyı maddelerine göre başvurucuya tl idari para cezası uygulamıştır başvurucu tarihinde söz konusu yapıların sundurma onaylı yerleşme planında yer aldıkları ve boya holleri olarak adlandırıldıkları her halükarda sayılı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ayrı bir yapı ruhsatı gerektirmedikleri gerekçesiyle para cezasına itiraz etmiştir başvurucu itirazını sunmuş olduğu evrak ile yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesine dayandırmıştır yalova sulh ceza mahkemesi başvurucunun itirazına karşı ilgili idarenin yazılı görüşünü almıştır görüşünün başvurucuya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır sulh ceza mahkemesi tarihli ve değişik sayılı kararı ile başvurucunun itirazını reddetmiştir mahkeme kararının ilgili bölümleri aşağıdaki gibidir eden itiraz dilekçesinde özetle ve sonuç olarak kendisi hakkında haksız şekilde uygulanmış bulunan idari yaptırım kararının hukuka uygun olmadığı iddiası ile kaldırılmasını talep etmiştir yaptırımı uygulamış olan idare birimine itiraz dilekçesi tebliğ edilmiş itiraza konu olan tüm kayıt tutanak ve evrak örneği ilgili kurumdan getirilerek dosya içerisine konulmuştur yaptırımı uygulamış olan idare birimi cevap yazısında özetle ve sonuç olarak eden hakkında verilmiş bulunan idari yaptırım kararının hukuka uygun olması nedeniyle itirazın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir dosya kapsamına göre edenin itiraz dilekçesi ve ekleri idari yaptırım kararını uygulayan idari birimin cevap yazası ve ekleri idari yaptırıma ilişkin düzenlenen tutanak kayıt ve evrak örnekleri dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde itiraz eden hakkında verilmiş bulunan idari yaptırım kararında herhangi bir hukuka aykırılık durumu tespit edilememiş olması nedeniyle yerinde görülmeyen itiraz başvurusunun reddi yönünde karar vermek gerekmiştir başvurucu uyuşmazlık konusunun karara bağlanabilmesi için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken sadece davalı belediye tarafından sunulan evraka bakarak ve dosya üzerinden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu söz konusu sundurmaların deposu veya şeklinde nitelendirilemeyeceği onaylı yerleşim planında mevcut oldukları ve boya holü olarak belirtildikleri idarenin denetiminden birkaç gün sonra da söküldükleri ve sundurmaların sayılı kanunu uyarınca ayrı bir yapı ruhsatı gerektirmediği gerekçesiyle karara itiraz etmiştir başvurucu resen bulunacak nedenlerin de gözetilmesini talep etmiştir başvuru numarası karar tarihi yalova asliye ceza mahkemesi tarihli ve değişik sayılı kararı ile derece mahkemesinin kararında ve hâkimin takdirinde usul ve kanuna bir aykırılık bulunmadığını ve başvurucunun itirazının hukuki dayanaktan uzak olduğunu belirterek itirazı reddetmiştir nihaî karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk sayılı ruhsatiyesi kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkraları şöyledir kanunun kapsamına giren bütün yapılar için maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır bu durumda bağımsız bölümlerin brüt alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat hiçbir vergi resim ve harca tabi olmaz ancak derz iç ve dış sıva boya badana oluk dere doğrama döşeme ve tavan kaplamaları elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir tarihli ve sayılı kabahatler yolu kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısımları şöyledir para cezası ilişkin idari yaptırım kararına karşı kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabilir sayılı incelenmesi kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda a yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın yetkili sulh ceza mahkemesine gönderilmesine b başvurunun süresi içinde yapılmadığının başvuru konusu idari yaptırım kararının sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının veya başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması halinde bu nedenlerle başvurunun reddine c a ve b bentlerinde sayılan nedenlerin bulunmaması halinde başvurunun usulden kabulüne karar verilir kamu kurum ve kuruluşu başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç gün içinde mahkemeye cevap verir başvuru konusu idari yaptırıma ilişkin işlem dosyasının tamamının bir örneği cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilir mahkeme işlem dosyasının aslını da ilgili kamu kurum ve kuruluşundan isteyebilir cevap dilekçesi idari yaptırım kararına karşı başvuruda bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak verilir başvuru numarası karar tarihi mahkeme başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder talep üzerine veya resen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir dinleme için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en az bir haftalık zaman olmasına dikkat edilir dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır bulunur mazeretsiz olarak hazır bulunmama yokluklarında karar verilmesine engel değildir bu husus tebligat yazısında açıkça belirtilir ceza muhakemesi kanununun tanıklığa bilirkişi incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri bu başvuru ile ilgili olarak da uygulanır sayılı yolu kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir mahkemenin verdiği son karara karşı ceza muhakemesi kanununa göre itiraz edilebilir bu itiraz kararın tebliği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yapılır ilgili karar dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir tarihli ve sayılı ceza muhakemesi tanık veya bilirkişinin dinlenmesinde bulunabilecekler kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir keşif yapılması sırasında şüpheli sanık mağdur ve bunların müdafii ve vekili hazır bulunabilirler bu işlerde hazır bulunmaya hakkı olanlar işin geri bırakılmasına neden olmamak koşuluyla işlerin yapılması gününden önce haberdar edilirler iv | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu kırklareli mekanize piyade tugay komutanlığı emrinde askerlik görevini ifa etmekte iken tarihinde alkol alarak birlikte taşkınlık yapıp suç işleyen iki askere nöbetçi personel tarafından müdahale edilip olayın araştırıldığı sırada bu askerlerin saldırısı sonucu kesici aletle yüzünden yaralanmıştır başvuru numarası karar tarihi başvurucu meydana gelen olay nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini için milli savunma bakanlığı aleyhine askeri yüksek mahkemesinde tarihinde tam yargı davası açmış tl maddi tl manevi tazminat ve adli yardım taleplerinde bulunmuştur dairesinin tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir davaya bakan dairesi başvurucunun maddi zararının tespit edilebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermiş bilirkişinin tarihli raporunda başvurucunun maddi zararının tl olduğu belirtilmiştir dairesi tarih ve sayılı kararı ile rapor ve bilirkişi raporu doğrultusunda tl maddi ve tl manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte başvurucuya ödenmesine ve fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin reddine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden nispi olarak hesap edilen tl avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak başvurucuya verilmesine tarihli resmî yayımlanarak yürürlüğe giren tarih ve sayılı genel bütçe kapsamındaki kamu ve özel bütçeli hukuk hizmetlerinin yürütülmesine kanun hükmünde sayılı khk ve maddeleri gereğince reddedilen tazminat talepleri üzerinden hesaplanan tl avukatlık ücretinin başvurucudan alınarak davalı idareye ödenmesine karar vermiştir karşı oy yazısında ise olayda davalı idare tarafından savunmaya ilişkin olarak yapılan işlemlerin tümünün sayılı yürürlüğe girdiği tarihinden önceye ait olduğu bu tarihler itibarıyla savunmayı yapan davalı idare personelinin vekil sıfatının bulunmadığı tarihinden sonra yani davalı idare temsilcilerinin vekil sıfatını haiz oldukları tarihten sonra savunmaya ilişkin olarak yapılan bir faaliyetin bulunmadığı düşüncesiyle davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmesi yönünden çoğunluk kararına karşı olunduğu belirtilmiştir başvurucu bu karar aleyhine karar düzeltme yoluna başvurmuş ve dairesinin tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun talebi reddedilmiştir bu şekilde başvuru yolları tüketilmiş anılan ret kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine süresi içerisinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk maddesinin son fıkrası şöyledir kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür sayılı temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri muhakemat müdürleri hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı hakları ve özgürlüğü bağlamında bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair maddesi ile sayılı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen ve tarihi itibarıyla yürürlüğe giren cümle şöyledir tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir mardin ili derik ilçesi taşıt köyünde yılında kadastro çalışmaları yapılmış ve parsel numaralı taşınmazlar başvurucuların da aralarında bulunduğu kişiler adına tespit edilmiştir bu tespit üzerine aa aa ve ha tarafından tarihinde derik kadastro mahkemesinde bu taşınmazlar hakkında kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava derik kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir söz konusu parsellerle ilgili olarak açılan tüm davalar derik kadastro mahkemesinin tarihli kararıyla mahkemenin sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir derik kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararıyla davanın reddine taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar vermiştir gerekçeli karar yazılmış olup tebliğ aşamasındadır başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu tekkeköy cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmış ve tekkeköy sulh ceza mahkemesinin tarihli kararı ile kasten insan öldürme suçundan tutuklanmıştır başvurucuya isnat edilen suçların ağır ceza mahkemesinin görev alanında bulunması nedeniyle tekkeköy cumhuriyet başsavcılığının tarihli fezlekesi ile başvurucu hakkındaki soruşturma dosyası samsun cumhuriyet başsavcılığına gönderilmiştir başvuru numarası karar tarihi samsun cumhuriyet başsavcılığının tarihli iddianamesiyle başvurucunun kasten insan öldürme tarihli ve sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanuna muhalefet suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle ağır ceza mahkemesinde kamu davası açılmıştır dava samsun ağır ceza mahkemesinin mahkeme sayılı dosyası üzerinden başvurucu yönünden tutuklu olarak görülmüştür mahkemenin tarihli kararı ile başvurucunun sgye yönelik kasten öldürme suçundan yıl ay hapis myye yönelik kasten öldürme suçundan müebbet hapis yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yıl ay hapis yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yıl ay hapis öaya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yıl hapis sayılı kanuna muhalefet suçundan yıl ay hapis ve tl adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir mahkeme hükümle birlikte başvurucunun tutukluluk halinin devamına da karar vermiştir anılan karar başvurucu tarafından temyiz edilmiştir yargıtay ceza dairesinin tarihli ilamıyla başvurucu hakkında sayılı kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmünün onanmasına diğer mahkumiyet hükümlerinin ise bozulmasına karar verilmiştir yargıtay bozma ilamına konu suçlar yönünden yargılamaya sayılı dosya üzerinden başvurucu yönünden tutuklu olarak devam olunmuştur mahkemece yapılan tarihli duruşmada başvurucu müdafii kanunda öngörülen yıllık azami tutukluluk süresinin dolduğunu belirterek tahliye kararı verilmesini talep etmiş mahkeme talebin reddine karar vermiştir başvurucu tarihinde karara itiraz etmiş samsun ağır ceza mahkemesinin tarihli kararı ile itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur mahkemenin tarihli kararı ile başvurucunun yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraatine sgye yönelik kasten öldürme suçundan yıl ay hapis myye yönelik kasten öldürme suçundan yıl hapis yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yıl ay hapis öaya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yıl ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmiştir mahkeme hükümle birlikte başvurucunun tutukluluk halinin devamına da karar vermiştir anılan mahkumiyet kararı başvurucu tarafından temyiz edilmiştir yargıtay ceza dairesinin tarihli ilamıyla başvurucu hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin onanmasına karar verilmiştir iv tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun tutuklulukta geçecek süre kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir uzatma süresi toplam üç yılı geçemez sayılı kanunun tazminat istemi kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrasının ilgili bölümü şöyledir suç soruşturması veya kovuşturması sırasında a kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen başvuru numarası karar tarihi kişiler ve her türlü zararlarını devletten isteyebilirler sayılı kanunun tazminat isteminin koşulları kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi hatay emniyet müdürlüğüne bağlı polisler tarafından sürücü belgesi olmaksızın araç kullanan sürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması nedeniyle araç sahibi olan başvurucuya da tl idari para cezası verilmiştir başvurucu hakkındaki tarihli ve seri numaralı trafik idari para cezası karar tutanağı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu anayasa mahkemesince iptal edilen hükme istinaden idari para cezası verildiğini belirterek hatay sulh ceza mahkemesine süresinde başvuruda bulunmuştur bu başvuru hatay sulh ceza mahkemesinin tarihli ve d sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir ret gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir eden dilekçesinde antik oto kiralama firmasının sahibi olduğunu ve kendi adına kayıtlı olan k plakalı aracını skya kiraya verdiğini bu şahsın da sürücü belgesiz olan kendi kardeşi hkya kendisinin bilgi ve izni dışında verdiğini belirtmiş ise de itiraz eden hakkında sürücü belgesi olmayan kişiye araç kullandırtmaktan dolayı son maddeleri gereğince idari para cezası verilmiş olup itiraz eden bizzat kendisi aracını sürücü belgesiz kişiye vermemiş olsa dahi araç kiralama firması sahibi olarak kiraya verdiği araçların kendi bilgi ve rızası dışında olsa da bu kişilerce başkalarına da verilebileceğini ve kullandırılabileceğini öngörmesi gerektiğinden ve kanun maddesinin bu konuda açık olduğu anlaşıldığından itiraz yerinde görülmemiştir anılan karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir bireysel başvuru tarihinde yapılmıştır b hukuk tarihli ve sayılı kabahatler maddesi şöyledir hangi fiillerin kabahat oluşturduğu kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir kabahat karşılığı olan yaptırımların türü süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir tarihli ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası şöyledir zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz tarihli ve sayılı karayolları trafik kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir araçların sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır buna göre başvuru numarası karar tarihi a sürücü belgesi olmayanların araç kullanarak trafiğe çıktıklarının tespiti hâlinde bu kişilere türk lirası idari para cezası verilir ayrıca aracın sürücü belgesiz kişilerce sürülmesine izin veren araç sahibine de tescil plakası üzerinden aynı miktarda idari para cezası verilir aynı maddesinin anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararı ile iptal edilen üçüncü fıkrasının dördüncü cümlesi şöyledir sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararı sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir maddesinin birinci fıkrasında kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz üçüncü ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur denilerek suçun ve cezanın kanuniliği esası benimsenmiş yedinci fıkrasında ise ceza sorumluluğunun şahsi olduğu belirtilerek herkesin kendi eyleminden sorumlu tutulacağı başkalarının suç oluşturan eylemlerinden dolayı cezalandırılamayacağı kabul edilmiştir ceza sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel kurallarındandır cezaların şahsiliğinden amaç bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır diğer bir anlatımla bir kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır bu ilkeye göre asli ve feri failden başka kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları olanaklı değildir anayasanın maddesinin yedinci fıkrası ile ilgili gerekçede de fıkra ceza sorumluluğunun şahsi olduğu yani failden gayri kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılamayacağı hükmünü getirmektedir bu ilke dahi ceza hukukuna yerleşmiş ve kusura dayanan ceza sorumluluğu ilkesine dahil terki mümkün olmayan bir temel kuralıdır denilmektedir anayasanın maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tâbidir konusu kuralda sürücü belgesi olmadan araç kullanan kimsenin aynı zamanda araç sahibi olmadığı durumlarda tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceği belirtilmekte araç sahibinin kusurunun bulunup bulunmadığı aracı sürücü belgesi olmayan kişiye bilerek verip vermediği değerlendirilmeden idare tarafından yaptırım uygulanmaktadır bu durum ise işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine yaptırım uygulanmasına neden olabilecek niteliktedir dolayısıyla sürücü belgesiz araç kullanılması ve sürücünün araç sahibi olmaması halinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanması cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturmaktadır öte yandan anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca kişilere ceza verilebilmesi için hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması ve bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanması gerekmektedir konusu kuralda araç sahibinin hangi eyleminin suç sayıldığı açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının ne suretle oluştuğu da belirtilmemiştir anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kabahatlerin suç niteliğinde olduğuna ilişkin kararının ilgili kısmı şöyledir başvuru numarası karar tarihi kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların kapsamı ise yasanın maddesinde belirlenmiş ve idari yaptırımlar idari para cezası ve idari tedbirler olarak ifade edilmiştir kabahat tanımı yapılmak suretiyle daha önce idari yaptırıma tabi olmayan bir eylem idari yaptırıma tabi kılınmamakta aksine kanunla idari yaptırıma tabi kılınmış eylemler kabahat olarak adlandırılmaktadır bir başka deyişle itiraz konusu kural ile yapılan kabahat tanımı daha önce suç olmayan bir eylemi suç niteliğine dönüştürmemektedir konusu kuralla bir eylemin kabahat olarak kabulü için bu eylemin karşılığında kanunun mutlaka bir idari yaptırım uygulanmasını öngörmüş olması esas alındığından söz konusu düzenlemede yeni bir suç yaratılmamakta suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırılık bulunmamaktadır kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü kabahatlerden bir kısmının ceza hukuku kapsamında suç niteliği taşıdığı açıktır nitekim kabahatler kanununun kısmında çeşitli kabahatler başlığı altında düzenlenen fiilleri ağırlıklı olarak sayılı türk ceza kanununun ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan kabahatler oluşturmaktadır ayrıca çeşitli yasalarda yer alan ve yaptırımı hafif hapis ya da hafif para cezası veya her ikisi olan fiiller sayılı türk ceza kanununun yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunun maddesiyle idari para cezasına dönüştürülmüşlerdir uygulanacak yaptırımın yasa ile idari para cezasına dönüştürülmesinin bu tür yaptırım uygulanacak eylemlerin gerçekte ceza hukuku alanına giren suç olma özelliklerini etkilemeyeceği açıktır iv | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde karar kanun yolu incelemesinden nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz huseyin b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b kenar maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul huseyin una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir karar tarihi b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden sakarya idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan serdar hicabi dursun dye dye hasan tahsin yusuf sevki hakyemez | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucuların murisleri tarihinde bozova asliye hukuk mahkemesinde açtıkları mülkiyetin tespiti davasında şanlıurfa ili bozova ilçesi köyünde bulunan bir kısım taşınmazların miras yoluyla maliki olduklarını söz konusu taşınmazların devlet su genel müdürlüğü adına atatürk barajının yapımı için kamulaştırıldığını ancak kamulaştırma için takdir edilen bedelin mülkiyetin itirazlı olması nedeniyle faizsiz olarak bankada bloke edildiğini davanın açılmasına kadar geçen yaklaşık altı yıllık zamanda enflasyon nedeni ile bu bedelin değer kaybına uğradığını belirterek mülkiyet durumlarının tespitini talep etmişlerdir başvurucuların murisleri tarafından açılan dava dosyası ile birleşen beş ayrı dava dosyasında yapılan yargılama sonunda bozova asliye hukuk mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile başvurucuların her birinin mülkiyet hisselerinin ayrı ayrı isabet ve aidiyetini tespit etmiş bunun dışında tüm taraflar açısından kanıtlanamayan taleplerin reddine karar vermiştir başvuru numarası karar tarihi derece mahkemesinin kararına karşı başvurucular tarafından temyiz talebinde bulunulmuş olup temyiz aşaması halen devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarih ve sayılı türk medeni ve maddeleri ile tarih ve sayılı kamulaştırma maddesi iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir türk silahlı kuvvetleri tsk hava kuvvetleri komutanlığı emrinde muvazzaf subay statüsünde görev yapan başvurucu hakkında tarihinde gönderilen ihbar başvuru numarası karar tarihi mahiyetindeki epostada ses görüntü ve yazışmalara ilişkin kayıtlar bulunması üzerine idari tahkikat başlatılmıştır tahkikat kapsamında tarihinde başvurucunun ifadesi alınmış ve söz konusu kayıtlar kapsamında başvurucuya cinsel yaşamına ilişkin sorular sorulmuştur başvurucu tarihinde albay rütbesinden emekliye ayrılmıştır tahkikat neticesinde genelkurmay başkanlığı bünyesinde oluşturulan kurul tarafından tarihinden itibaren geçerli olmak üzere başvurucunun tsknın sosyal tesislerine girişinin süresiz yasaklanmasına karar verilmiştir söz konusu kararın gerekçesinde başvurucunun cinsel hayatına ilişkin eylemleri ahlaki açıdan düşüklük olarak kabul edilmiş ve askerlik haysiyet ve şerefine dokunan fiiller olarak nitelendirilmiştir başvurucu söz konusu işlemin iptali talebiyle askeri yüksek mahkemesinde tarihinde dava açmıştır dava dilekçesinde başvurucu hakkındaki iddiaların doğruluğu araştırılmadan ve kayıtlar üzerinde manipülasyon yönlendirme yapıldığı hususu gözetilmeden soyut ve dayanaksız gerekçelerle sosyal tesislere girmesinin süresiz şekilde yasaklandığını belirtmiştir başvurucu hukuka aykırı kayıtlar üzerinden kendisine isnat edilen eylemlerin gerçek dışı olduğunu ve anılan kayıtlar nedeniyle baskı görmesi üzerine öncelikle emekliye ayrılmak durumunda kaldığını ifade etmiştir başarılı bir mesleki geçmişinin bulunduğunu dile getiren başvurucu hakkında herhangi bir mahkumiyet kararı bulunmaksızın tesis edilen işlemin haksız olduğunu ileri sürmüştür başsavcılığının işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği yönünde hazırladığı tarihli düşünce yazısında başvurucu hakkında isnat eylemler hakkında söz konusu işlemin gerçekleştirilebilmesi için askerlik haysiyet ve şerefine dokunan fiillerin bizatihi sosyal tesislerde işlenmesinin mevzuat gereğince zorunluluk olduğu vurgulanmıştır görüşte başvurucunun meslek hayatı boyunca değişik tarihlerde gerçekleştirdiği iddia edilen eylemlerinin emekliye ayrılmadan önceki döneme ait olduğu ve sosyal tesislere giriş yasağı uygulanmasının ölçülü bir işlem olmadığı ifade edilmiştir ayrıca başvurucu hakkında elde edilen kişisel verilerin hukuka aykırı yöntemlerle ele geçirildiği ve ifade alma usulünün hukuka uygunluğunun şüpheli olduğu belirtilmiştir üçüncü dairesinin tarihli kararıyla davanın reddine hükmedilmiştir kararda başvurucunun askerlik haysiyet ve şerefine dokunan fiillerinin somut bulgularla sübuta erdiği ve tedbir mahiyetinde tesis edilen işlemin ölçülü olduğu şeklinde değerlendirmelere yer verilmiştir karar düzeltme talebi aynı dairenin tarihli kararıyla reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur bireysel başvurunun incelenme sürecinde tarihli ve sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasında değişiklik yapılmasına dair kanun ile anayasaya eklenen geçici maddenin birinci fıkrasının e bendiyle kaldırılmıştır başvuru numarası karar tarihi iv hukuk anayasa mahkemesi daha önceki kararlarında tskda görev yapan askeri personel hakkında ahlaki nedenlerle disiplin işlemleri tesis edilmesine dayanak oluşturan mevzuata ve benzer durumlara ilişkin uluslararası hukuka yer vermiştir gg b no tevfik türkmen b no yaşar türkmen b no mehmet çakır b no tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri hizmet kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir türk silahlı kuvvetleri personelinin sosyal ve moral ihtiyaçlarını karşılamak dayanışmayı artırmak mesleki sosyal gelişmelerini mümkün kılacak imkanları maksadıyla ve genelkurmay başkanlığının izni ile a orduevi ve bağlısı şubeler b gazinolar kışla gazinoları ve vardiya yatakhaneleri kurulabilir sayılı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir belirli zamanlarda özel eğitimlerin yapılması personelin moral motivasyonuna katkı sağlanması maksadıyla genelkurmay başkanlığının izni ile özel veya kış eğitim merkezleri kurulabilir sayılı kanunun maddesi şöyledir ordu evleri askeri gazinoları ve kışla gazinoları askeri bina olup askeri mahal vasıf ve mahiyetini haizdir tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan türk silahlı kuvvetleri hizmet yönetmeliğinin ordu evleri ve askeri gazinolar kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir bunlar binalar olup mahal mahiyetini haizdir subaylar askeri memurlar ve astsubaylar ile bunların emeklileri orduevlerinin ve askeri gazinoların tabii üyeleridirler tabii üyeler ile orduevleri askeri gazino ve öteki askeri sosyal tesislerden yararlanma hakkına sahip diğer kişilerin b söz atma sarkıntılık ırz ve iffete tecavüz askerlik haysiyet ve şerefine dokunan fiilleri işlemeleri veya orduevleri gazino ve öteki sosyal tesislerde uyulması öngörülen kurallara uymamakta ısrar etmeleri halinde bunlar hakkında gerektiğinde yasal işlem yaptırılmakta birlikte bu tesislere girişleri genelkurmay başkanlığınca yasaklanabilir yapılan yasal işlem sonucunda bu fiilleri işlemedikleri anlaşılanlar hakkında daha önce alınmış olan yasaklama kararı genelkurmay başkanlığınca kaldırılır il başvuru numarası karar tarihi v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu tarihinde yasadışı silahlı örgüt üyesi olmak örgüt propagandası yapmak ve örgüt faaliyeti çerçevesinde eylemde bulunmak suçlamaları ile gözaltına alınmış tarihinde tutuklanmıştır başvuru numarası karar tarihi başvurucu ve diğer iki kişi hakkında cumhuriyet başsavcılığının tarihli iddianamesi ile güvenlik güçlerine silahlı mukavemet izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak örgüt faaliyeti çerçevesinde patlayıcı madde taşımak ve silahlı örgüt üyesi olmak suçlarından cezalandırılması için ağır ceza mahkemesinde kamu davası açılmıştır ağır ceza mahkemesi tarihli kararı ile başvurucu hakkında açılan izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak suçu yönünden görevsizlik kararı vermiştir ağır ceza mahkemesi tarihli kararla başvurucunun güvenlik güçlerine silahlı mukavemet suçundan yasadışı silahlı örgüt üyesi olmak suçundan yıl ay hapis örgüt faaliyeti çerçevesinde silahlı patlayıcı bulundurmak suçundan ise yıl ay hapis ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir mahkeme başvurucunun tutukluluk halinin devamına karar vermiştir temyiz üzerine yargıtay ceza dairesinin tarihli ilamı ile başvurucu hakkında örgüt üyesi olmak ve patlayıcı madde taşımak suçlarından kurulan hükümlerin onanmasına güvenlik güçlerine silahlı mukavemet suçu yönünden kurulan beraat hükmünün bozulmasına karar verilmiştir ağır ceza mahkemesi tarihli kararı ile başvurucunun güvenlik güçlerine direnmek suçundan ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir derece mahkemesinin nihai kararı başvurucunun vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddeleri ile tarih ve sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri maddesi iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucuya ait iş yerinde yılı temmuz ayından tarihine kadar reklam ve şarküteri personeli olarak çalıştığını iddia eden aş bir kısım işçi alacağının ödenmediği iddiasıyla dava açmıştır aş tarihli dilekçesinde başvurucuya ait iş başvuru numarası karar tarihi yerindeki çalışmasının on beş yılı doldurması nedeniyle işten ayrıldığını işten ayrılması nedeniyle kendisine tazminat adı altında bir miktar ödeme yapılmışsa da haklarının tam olarak ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tl kıdem tazminatı tl fazla mesai ücreti tl genel tatil ücreti ve tl yıllık izin ücreti olmak üzere toplam tlnin başvurucudan tahsiline karar verilmesini istemiştir davacı işçi tarihli dilekçesiyle kıdem tazminatı alacağını tl fazla mesai ücretini tl olarak ıslah etmiştir adana mahkemesi yapmış olduğu yargılama sonunda tarihli kararla davanın kabulüyle tl kıdem tazminatı tl fazla mesai ücreti ve tl genel tatil ücreti alacağının davalı başvurucudan tahsiline karar vermiştir mahkemenin gerekçeli kararında özetle yapılan yargılamada toplanan delillere göre davacı işçinin ile tarihleri arasında başvurucuya ait iş yerinde hizmet akdine bağlı olarak çalıştığı iş akdinin emeklilik nedeniyle feshedildiği davacıya kısmi bir ödeme yapılmışsa da alacağın tamamının ödendiğine dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı belirtilmiştir tarihli duruşma zaptında taraf vekillerinin yüzüne verilen karara karşı tefhim tarihinden itibaren sekiz gün içinde içinde istinaf yoluna gidilebileceği hatırlatılmıştır başvurucu vekili tarihli gaziantep bölge adliye mahkemesine bam gönderilmek üzere dilekçe sunmuştur başvurucu vekilinin süre tutum dilekçesi olarak vasıflandırdığı dilekçede tarihli kararın yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olması nedeniyle istinaf kanun yoluna başvurulduğu ve gerekçeli kararın tebliğine kadar istinaf süresinin durdurulmasının talep edildiği belirtilmektedir başvurucu tarihinde istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcını yatırmıştır gerekçeli karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde ilk derece mahkemesi kararındaki usule ve esasa ilişkin hukuka aykırılıkları belirten istinaf nedenlerini içerir dilekçesini sunmuştur gaziantep bam hukuk dairesi tarihli kararla istinaf başvurusunun süresinde yapılmasına rağmen istinaf nedenlerini içeren dilekçe sekiz günlük sürede verilmediği ve verilen kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığından istinaf isteğinin esastan reddine karar vermiştir nihai karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk kanun hükümleri tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı başvurulabilir başvuru numarası karar tarihi derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir sayılı kanunun dilekçesi kenar başlıklı maddesi şöyledir başvurma dilekçeyle yapılır ve dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir aşağıdaki hususlar bulunur a başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları adı soyadı türkiye cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri b varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı soyadı ve adresleri c kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı ç kararın başvurana tebliğ edildiği tarih d kararın özeti e başvuru sebepleri ve gerekçesi j talep sonucu g başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası dilekçesi başvuranın kimliği ve imzasıyla başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır sayılı kanunun başvuru süresi kenar başlıklı maddesi şöyledir yoluna başvuru süresi iki haftadır bu süre ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır sayılı kanunun kapsamı kenar başlıklı maddesi şöyledir istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarihli ve sayılı mülga mahkemeleri kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir mahkemelerince verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir kadar ki para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararlar hariç miktar değeri üç bin türk lirasını geçmeyen davalar hakkındaki kararlar kesindir başvuru numarası karar tarihi yoluna başvurma süresi karar yüze karşı verilmişse kararın taraflara tefhimi yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri kırk bin türk lirasını geçen davalar hakkındaki kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir tarihinde yürürlüğe giren tarihli ve sayılı mahkemeleri kanununun yargılama usulü ve kanun yolları kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır kanun yoluna başvuru süresi ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar sayılı kanunun geçmiş hükümleri kenar başlıklı geçici maddesinin ilgili kısmı şöyledir mülga sayılı kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri bu kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur derece mahkemeleri tarafından bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir yargı kararları yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sayılı mahkemeleri kanununun maddesi gereğince iş mahkemesinin nihai kararları gün içinde temyiz edilebilmekte olup tarihinde tebliğ edilen karara karşı yasal süre geçtikten sonra günü temyiz yoluna başvurulmuştur şu duruma göre davada günlük temyiz süresi geçtiğinden o halde ol tarih ve e k sayılı yargıtay birleştirme kararı da gözönünde tutularak temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir dairesi kararı bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonunda karara karşı davalı vekilinin günlük istinaf başvurusu süresi içerisinde istinaf başvurusunu yapmadığından ve ilk derece mahkemesinin kararında kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından başvuru numarası karar tarihi başvurusunun sayılı hukuk muhakemeleri kanunun maddesi gereğince başvuru talebinin reddine karar verilmiştir e temyiz kararı davalı vekili temyiz etmiştir f gerekçe sayılı un maddesinde istinaf yoluna başvurulduğunda başvuru nedenleri ve gerekçesinin gösterilmesi gerekir ancak aynı madde uyarınca başvuranın kimliği ve imzasıyla başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile ki uyuşmazlıkta süresinde istinaf nedenleri ve gerekçesi bulunmamaktadır reddolunmayıp nci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılmalıdır anılan maddeye göre ise istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir kanunun maddesinde ise bölge adliye mahkemesinde istinaf başvuru yolunun ön incelemesi düzenlenmiş ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği kararın kesin olduğu başvurunun süresi içinde yapılmadığı başvuru şartlarının yerine getirilmediği başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir bu düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi gerekir yoluna süresinde başvurulmuş ancak istinaf nedenleri ve gerekçeleri bildirilmemiş ise kamu düzenine aykırılık yönünden inceleme yapılacak yok ise istinaf sebebi de bildirilmediği gerekçesi ile esastan reddine karar verilecektir somut uyuşmazlıkta davalı taraf tefhim edilen kısa karardan sonra süresinde istinaf yoluna başvurmuş ancak istinaf nedenlerini belirmemiş süresi geçtikten sonra dilekçe ile belirtmiştir bölge adliye mahkemesince ve maddeleri gözden kaçırılarak usulden ret kararı verilmesi usule aykırıdır yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sayılı mahkemeleri kanunu maddesinin fıkrasında yoluna başvurma süresi karar yüze karşı verilmişse kararın taraflara tefhimi yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür düzenlemesi bulunmaktadır derece mahkemesince gerekçesi açıklanmamış bir hükmün kapsamında tefhim edilmiş bir hüküm olamayacağı ve gerekçeli karar tebliğ edilmeden istinaf kanun yoluna başvurma süresinin başlamayacağı yönündeki bölge adliye mahkemesi kabulü usul ve yasaya uygundur b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesi avrupa haklan sözleşmesinin sözleşme maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar konusunda karar verecek olan bir mahkeme tarafından davasının görülmesini istemek hakkına sahiptir başvuru numarası karar tarihi avrupa hakları mahkemesi avrupa haklan mahkemesi sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasının açık bir biçimde mahkeme veya yargı erişim hakkından söz etmese de maddede kullanılan terimler bir bütün olarak bağlamıyla birlikte dikkate alındığında mahkemeye erişim hakkını da garanti altına aldığı sonucuna ulaşıldığını belirtmiştir krallık b no göre mahkemeye erişim hakkı sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasında mündemiçtir bu çıkarsama sözleşmeci devletlere yeni yükümlülük yükleyen genişletici bir yorum olmayıp maddenin numaralı fıkrasının birinci cümlesinin lafzının sözleşmenin amaç ve hedefleri ile hukukun genel prensiplerinin gözetilerek birlikte okunmasına dayanmaktadır sonuç olarak sözlemenin maddesinin numaralı fıkrası herkesin medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili iddialarını mahkeme önüne getirme hakkına sahip olmasını kapsamaktadır krallık adil yargılanmanın bir unsurunu teşkil eden mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığını doğası gereği devletin düzenleme yapmasını gerektiren bu hakkın belli ölçüde sınırlanabileceğini kabul etmektedir ancak bu sınırlamaların kişinin mahkemeye erişimini hakkın özünü zedeleyecek şekilde ve genişlikte kısıtlamaması zayıflatmaması gerektiğini ifade etmektedir göre meşru bir amaç taşımayan ya da uygulanan araç ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisi kurmayan sınırlamalar sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasıyla uyumlu olmaz sefer yılmaz ve meryem b no b no march b no mahkemeye hakkının doğası gereği devletin düzenleme yapmasını gerektirdiğini bu düzenlemelerin zaman ve yer itibarıyla topluluk ve bireylerin ihtiyaç ve imkanlarına göre değişebileceğini ve bu nedenle sözleşmeci devletlerin bu konuda takdir hakkına sahip olduklarını kabul etmektedir krallık b no garcia b no yasal yollara başvuru için süre ve usul kuralları öngörülmesinin amacının adaletin iyi yönetimini güvenceye bağlamak ve hukuki güvenlik ilkesini sağlamak olduğunu hatırlatmakta bunun yanında yargısal başvurulara ilişkin usullerin özellikle tebligat sistemi ışığında uyulması gereken başvuru sürelerinin hesaplanmasının sözleşmenin maddesinin gerektirdiği şekilde mahkeme hakkının etkililiğini güvence altına alacak nitelikte olması zorunluluğuna vurgu yapmaktadır göre başvurucunun kamu otoritelerinin menfaati ile kendi menfaati arasında adil denge tesis eden tutarlı bir sisteme güvenebilme imkanına ve özellikle haklarına doğrudan müdahale teşkil eden ilgili idari işleme itiraz edebilecek açık pratik ve etkili fırsatlara sahip olması önem taşımaktadır kk b no dava hakkını süre koşuluna bağlayan iç hukuk hükümlerinin yorumlanmasının öncelikli olarak kamu otoritelerinin ve özellikle mahkemelerin görevi olduğunu belirtmekte rolünün bu yorumun etkilerinin sözleşme ile uyumlu olup olmadığının tespitiyle sınırlı olduğunu ifade etmektedir süre sının getiren kuralların uygun adalet yönetiminin güvence altına alınması amacına dayandığına işaret eden bu kuralların veya bunların uygulanmasının ilgililerin ulaşılabilir başvuru yollarına müracaatlarını engelleyecek mahiyette olmaması gerektiğini değerlendirmektedir bu başvuru numarası karar tarihi bağlamda her bir olayın somut başvuru yolunun özellikleri ışığında ve sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasının amaç ve hedefleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmektedir mahkemeye erişim hakkı sadece ilk derece mahkemesine dava açma hakkını değil eğer iç hukukta itiraz istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkanı tanınmış ise üst mahkemelere başvurma hakkını da içerir bayar ve b no göre temyiz için öngörülen süre sınırlarına ilişkin kurallar adaletin iyi yönetimini ve bilhassa hukuki belirlilik ilkesine riayet edilmesini sağlamayı hedefler bu kuralların uygulanması beklenir ancak söz konusu kurallar veya bu kuralların uygulanması davacıların mevcut bir başvuru yolundan faydalanmalarına engel teşkil etmemelidir aynca madde istinaf veya temyiz mahkemeleri bakımından uygulanırken ilgili yargılama sürecinin özel koşullarına bağlı kalınmalı ve ulusal yasal düzende yapılan yargılamaların bütünlüğü ile temyiz mahkemesinin bu yargılamalardaki rolü dikkate alınmalıdır usulen temyize ilişkin kabul edilebilirlik koşullan sıradan bir temyize kıyasla daha katı olabilir b no v | No violation |
a olaylar başvuru dilekçesi ve ekleri ile başvuruya konu olan dosya içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu başvuru tarihlerinde nazilli e tipi kapalı ceza kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır diyarbakır gümrük müdürlüğü yurtdışından gelen kolilerin kontrolü esnasında on yedi adet yayının yasak olabileceğini değerlendirerek bunları diyarbakır cumhuriyet başsavcılığına göndermiştir diyarbakır cumhuriyet başsavcılığı on yedi kitaptan on dört tanesi hakkında toplatma ve yasaklama kararı bulunduğunu tespit ederek hakkında karar bulunmayan üç kitabın tarihli ve sayılı terörle mücadele tmk maddesi ile görevli cumhuriyet savcılığına gönderilmesine karar vermiştir cumhuriyet savcılığının tmk maddesi ile görevli sorunu ve demokratik ulus çözümü kültürel soykırım kıskacında kürtleri kitap kitap ve konuşmalar belgeler zafer kazanan tarzın özdilidir isimli pkk terör örgütü lideri olan abdullah öcalan tarafından yazılan iki ayrı kitaba ilişkin yaptığı inceleme sonucunda kitaplarda sürekli terör örgütünün propagandasının yapıldığı terör örgütünden ve terör örgütü mensuplarının yaptığı eylemlerden övgüyle bahsedildiği terör örgütünün bundan sonra izleyeceği yolun nasıl olması gerektiğinin belirtildiği ve bu bağlamda kitapların sayılı maddesine ve tarihli ve sayılı basın maddesine muhalefet ettiği değerlendirilerek her iki kitaba el konulmasına ve toplatılmasına karar verilmesi talep edilmiştir diyarbakır nolu hâkimliği tmk madde ile görevli cumhuriyet savcılığının yaptığı değerlendirmeyle aynı yönde belirlenen gerekçelerle tarihli ve değişik sayılı kararı ile anılan kitaplara el konulmasına ve bu kitapların toplatılmasına karar vermiştir hâkimliğin anılan kararından sonra evrak cumhuriyet savcılığına gönderilmiş ve sayılı soruşturma başlatılmıştır cumhuriyet savcılığı soruşturma sonucunda tarihli kararı ile kitapların yurtdışından geldiği ve kitapları basanın tespit edilemediği kitapların gönderildiği kişinin olaydan haberdar olmadığına dair savunmasının aksine bir delil bulunmadığı gerekçesiyle olayla ilgili kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir diyarbakır cumhuriyet başsavcılığı karar ile birlikte diyarbakır nolu hâkimliğinden tmk madde ile görevli kitapların müsaderesini talep etmiştir hâkimlik tarihli ve değişik sayılı kararı ile kitapların müsaderesine karar vermiştir kitaplar tarihinde yakılarak imha edilmiştir anılan kitaplardan devrim manifestosu kürt sorunu ve demokratik ulus çözümü kültürel soykırım kıskacında kürtleri savunma isimli kitabın nolu hâkimliğinin tarihli ve sayılı kararı ile toplatılmasına ve bu kitaplara el konulmasına ilişkin kararına karşı yapılan bireysel başvuru konusunda anayasa mahkemesi abdullah öcalan b no kararında maddesinde tanımlanan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir bunun üzerine diyarbakır sulh ceza hâkimliği tarihli ve değişik sayılı kararı ile diyarbakır nolu hâkimliğinin tarihli toplatma ve el koyma kararının kaldırılmasına karar vermiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucuya gelen azadiya welat gazetesinin tarihli nüshasında diyarbakır nolu hâkimliğinin tarihli kararı ile el konulmasına ve toplatılmasına karar verilen kitabın bazı bölümleri yayımlanmıştır nazilli e tipi kapalı açık ceza kurumu eğitim kurulu eğitim kurulu tarihli ve sayılı kararında anılan kitabın bölümlerinin yayımlandığı gazetenin ilgili sayfalarının başvurucuya verilmesini uygun görmemiştir kararın ilgili kısmı şöyledir eğitim kurulumuza iletilen tarihli azadiye welat isimli gazete ile ilgili olarak yapılan incelemede ise gazetenin beş ve altıncı sayfalarında beşinci savunma abdullah öcalanın demokratik devrim çözümü başlıklı tam sayfa yazısının olduğu belirlenmiştir diyarbakır nolu hâkimliğinin kürt sorunu ve demokratik ulus çözümü kültürel soykırım kıskacında kürtleri savunmak beşinci kitapla ilgili olarak tarih ve d sayılı el konulmasına ve toplatılmasına kararı bulunduğundan söz konusu gazete sahibi hükümlünün dilekçe ile talep etmesi halinde gazetenin ve sayfalarının çıkarılarak kendisine verilmesine herhangi bir talebi olmaması halinde gazetenin depoya kaldırılmasına başvurucu eğitim kurulunun kararına karşı nazilli hâkimliğine şikâyette bulunmuştur şikâyeti inceleyen hâkimlik tarihli ve sayılı kararıyla başvurucunun şikâyetinin reddine karar vermiştir kararın ilgili kısmı şöyledir tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiğinde hükümlü özgür yıldırıma gelen tarihli sayılı azadiye welat isimli gazetenin nazilli e tipi kapalı açık ceza kurumu eğitim kurulu başkanlığınca incelendiği ve sayfalarında beşinci savunma abdullah öcalanın demokratik devrim çözümü başlıklı tam sayfa yazısının olduğunun belirlendiği diyarbakır nolu hakimliğinin kürt sorunu ve demokratik ulus çözümü kürtsel soykırım kıskacında kürtleri savunmak isimli beşinci kitapla ilgili olarak d sayılı el konulmasına ve toplatılmasına kararı bulunduğundan ceza kurumu eğitim kurulu başkanlığının tarih ve sayılı kararı ile hükümlünün talep etmesi halinde ve sayfalarının çıkartılarak gazetenin kendisine verilmesine talebi olmaması durumunda depoya kaldırılmasına karar verildiği tespit edilmiş olup verilen kararda hukuka aykırı bir yönün bulunmadığı görülmekle bu itibarla hükümlünün itirazının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir başvurucu hâkimliğin ret kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen nazilli ağır ceza mahkemesi hâkimliğinin kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk anayasa mahkemesinin tarihli ve b no sayılı kararında belirtilmiştir başvuru numarası karar tarihi iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu cumhuriyet başsavcılığınca yürütülmekte olan soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmıştır başvuru numarası karar tarihi ağır ceza mahkemesince cmk maddesi ile görevli tarih ve sorgu sayılı karar ile başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir başvurucu hakkında cumhuriyet başsavcılığının cmk maddesi ile yetkili tarih ve sayılı iddianamesi ile silahlı terör örgütüne üye olmak sayılı aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılmak ve örgüt propagandası yapmak suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır ağır ceza mahkemesi cmk maddesi ile görevli tarihinde başvurucunun tahliyesine karar vermiştir ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun terör örgütüne üye olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlarından mahkûmiyetine sayılı kanuna muhalefet suçundan mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmek üzere tefrikine karar vermiştir tefrik edilen dosya mahkemenin sayılı dosyasına kaydedilmiş tarih ve sayılı karar ile dosyanın görevli ve yetkili gaziosmanpaşa nöbetçi asliye ceza mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir yargılamaya gaziosmanpaşa asliye ceza mahkemesinin sayılı dosyası üzerinden devam edilmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri maddesinin birinci fıkrası iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi muğla ili fethiye ilçesi kaya köyü mevkiinde kain parsel sayılı taşınmazın tapulama tespiti sırasında yarı hissesinin başvurucular murisi aziz adına tespitine karar verilmiştir orman genel izafeten fethiye orman müdürlüğü tarafından taşınmazın tespit malikleri aleyhine fethiye tapulama mahkemesinin esas sayılı dosyasında tespite itiraz davası açılmıştır fethiye tapulama mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde mahkemenin esas karar sayılı kararı ile taşınmazın tespit gibi sunulan veraset ilamları uyarınca tespit maliklerinin mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiştir belirtilen taşınmaz hakkında orman genel izafeten fethiye orman müdürlüğü tarafından taşınmaz malikleri aleyhine fethiye asliye hukuk mahkemesinin ve esas sayılı dosyaları ile sırasıyla ve tarihlerinde tapu iptali ve tescil davaları açılmıştır açılan bu davalarda orman genel müdürlüğü tarafından dava konusu parselin bulunduğu köyde tarihli ve sayılı orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi ve hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile hazineye ait tarım arazilerinin satışı hakkında ve maddeleri ile orman sınırları dışına çıkarılacak yerler hakkındaki tüzüğün maddeleri uyarınca uygulama yapıldığı ve dava konusu parselin bir kısmının kesinleşen orman tahdidi sınırları içinde kaldığı ifade edilerek belirtilen kısmın tapusunun iptaline ve orman vasfı ile hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi talep edilmiştir orman genel müdürlüğü tarafından açılan bu davalar fethiye asliye hukuk mahkemesinin esas sayılı dosyası üzerinde birleştirilmiştir fethiye asliye hukuk mahkemesinin esas sayılı dosyasında devam eden yargılama sırasında fethiye kadastro mahkemesince tarihli yazı ile dava konusu taşınmazın tarihli ve sayılı kadastro bendi uyarınca yapılan uygulama çalışmalarında ada parsel sayılı taşınmaz olarak uygulamaya tabi tutulduğu ve tespit tutanaklarının kadastro mahkemesine gönderildiği bildirilmiştir fethiye kadastro mahkemesinin bahsedilen yazısı üzerine fethiye asliye hukuk mahkemesi esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı vermiştir görevsizlik kararı sonrası fethiye kadastro mahkemesinin sırasına kaydı yapılan dosyada tarihinde verilen karşı görevsizlik kararı üzerine dosya olumsuz görev uyuşmazlığının karara bağlanması için yargıtay hukuk dairesine gönderilmiştir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür tarih ve sayılı kadastro olarak görev kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir başvuru numarası karar tarihi mahkemesi taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi istek üzerine veraset belgesi de verebilir sayılı davalarında usul kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir hakimi askı süresi içinde açılacak davalar ve kadastro müdürü tarafından mahkemeye tevdi olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları ve mahalli hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında dava dosyası açar başvurusunu beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir hakim duruşma gününü taraflara tebligat kanunu hükümlerine göre resen tebliğ eder sayılı usulü kenar başlıklı maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları şöyledir mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma yapılır taraflardan hiç biri gelmez ise dosya işlemden kaldırılmaz hakim toplanması mümkün olan delilleri inceler ve uncu madde hükmünce işi karara bağlar bu kanunun tatbikinde ayrıca açıklık hallerde basit yargılama usulü uygulanır kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir sayılı ve hakimin takdiri kenar başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe yeniden dinlenmezler ancak hakim kadastro tutanağındaki beyanla duruşma sırasında topladığı deliller arasında çelişki görürse bunu gidermek için tutanakta beyanlarına başvurulan kimseleri tanık sıfatıyla yeniden dinleyebilir kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir sayılı tebliği kanun yollarına başvurma ve ilamların infazı kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi kararları tebligat kanunu hükümlerine göre resen taraflara tebliğ olunur sayılı giderleri kadastro harcı ve tahakkuku kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu hava kuvvetleri komutanlığı emrinde muvazzaf astsubay olarak görev yapmakta iken tsknın itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle hakkında idari tahkikat başlatılmış bu tahkikat sonucunda sıralı sicil üstleri tarafından türk silahlı kuvvetlerinde kalması uygun değildir ortak kanaatini içeren tarihli ayırma sicil belgesi düzenlenmiştir tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan astsubay sicil yönetmeliğinin sicil yönetmeliği maddesi gereğince hava kuvvetleri komutanlığı bünyesinde oluşturulan komisyonda başvurucunun durumu değerlendirilmiş ve komisyon tarihli karan ile başvurucu hakkında ayırma işlemi yapılmasına karar vermiştir anılan karar tarihinde hava kuvvetleri komutanı tarafından onaylandıktan sonra genelkurmay başkanının onayına sunulmuş genelkurmay başkanınca da hava kuvvetleri başvuru numarası karar tarihi komutanlığı kararı doğrultusunda işlem yapılmasının uygun görüldüğü belirtilmiştir bunun üzerine hazırlanan sayılı kararnamenin tarihinde milli savunma bakanı tarafından onaylanmasıyla başvurucunun tsk ile ilişiği kesilmiştir başvurucu istihbarat birimindeki görevliler tarafından tarihinde sorgulandığını sorgu esnasında cinsel yaşamına ilişkin ayrıntılı sorular sorulduğunu sonrasında savunması alınmaksızın ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ilişiğinin kesildiğini belirterek yürütmenin durdurulması ve ayırma işleminin iptali talebiyle milli savunma bakanlığı aleyhine askeri yüksek mahkemesi birinci dairesinde tarihinde dava açmıştır sunduğu dava dilekçesinde başvurucu ilişik kesme kararında herhangi bir disiplinsizlik eyleminin gösterilmediğini yalnızca özel yaşam biçimi nedeniyle ilişiğinin kesildiğinin anlaşıldığını hukuka aykırı usuller içeren ve göreviyle ilgisi olmayan tamamen özel yaşantısına ilişkin mahrem sorulardan oluşan sorgu neticesinde elde edilen beyanların delil olarak kullanılamayacağını başarılı bir sicile sahip olmasına rağmen bu durumun dikkate alınmadığını tesis edilen ayırma işleminin ölçülülük yönünden hukuka aykırı olduğu gibi sebep ve amaç unsurları yönünden de hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür davalı idare tarafından sunulan savunma dilekçesinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesinin disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle ayırma başlıklı b fıkrası uyarınca başvurucunun ilişiğinin kesildiği her askerin ahlaki yaşayışının kusursuz ve lekesiz olması gerektiği ahlak olgusunun yalnızca arzu edilen bir durum değil görevin başarıyla icra edilebilmesi için bir koşul olduğu ifade edilmiştir ayrıca kamu hizmetinin yürütülmesinde zararlı olacak kişilerin idare mekanizmasının dışına çıkarılmasının kaçınılmaz olduğu ve idarenin başvurucu hakkında tesis edilen ayırma işleminde takdir yetkisinin objektif sınırları içinde kaldığı dava konusu ayırma işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir davalı idare tarafından ayrıca tarihli ve sayılı askeri yüksek mahkemesi kanununun maddesi kapsamında gizli belge ve bilgiler gönderilmiştir birinci dairesinin tarihli ara kararı ile dava dosyasındaki mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde başvurucu hakkında tesis edilen ayırma işleminin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmediği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması talebi reddedilmiştir başsavcılığı tarafından sunulan tarihli düşünce yazısında başvurucunun idari tahkikata konu eylemleri dikkate alındığında mevcut ahlaki durumu gereği artık kamu hizmetini devam ettiremeyecek hale gelmiş olduğu mevzuat gereği ayırma işlemi tesis edilmesinde takdir yetkisinin objektif olarak kullanıldığı ve anılan işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı belirtilmiştir birinci dairesinin tarihli ve sayılı kararıyla dava reddedilmiştir kararda tarihinde ifadesi alınan başvurucunun yaşadığı cinsel birliktelikleri detaylı şekilde anlattığı ve ikrar ettiği başvurucu dışında ifadesine başvurulan diğer askeri personelin de anlatımlarında başvurucunun ahlaka aykırı davranışlarına yer verdiği ve başvurucunun cinsel yaşamına ilişkin ayrıntıları aktardığı başvurucunun iyi ahlak sahibi olmak vasfını taşımadığı ve tsknın itibarını zedeleyecek tavır ve davranışlar içinde bulunduğunun anlaşıldığı ayırma işleminde takdir yetkisinin objektif kriterlere göre kullanıldığı ve kamu yararı ile birey yararı dengesinin gözetildiği belirtilmiş tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır başvuru numarası karar tarihi karara katılmayan iki üye tarafından ayrı ayrı kaleme alınan karşı oy yazılarında özetle hakkında herhangi bir menfi kanaat bulunmayan ve birçok kez takdir edilmiş olan başvurucunun ne şekilde elde edildiği belli olmayan bir ses kaydına ve kendi ifadesinde yer alan aleniyete kavuşmamış olay ve olgulara dayanılarak işlem tesis edildiği başvurucunun disiplin durumunun ve ahlaki zafiyetinin kamu hizmetinde istihdamını imkansız kılacak derecede olmadığı bu bağlamda orantılı bir yaptırım uygulanması olanağı varken hakkında ayırma işlemi tesis edilmesinin ölçülülük ilkesine uygun olmadığı birey ve kamu yararı arasındaki dengenin gözetilmediği ve dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir başvurucu tarafından yapılan karar düzeltme talebi aynı dairenin tarihli ve sayılı kararıyla reddedilmiş ve karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur anayasa mahkemesinin tarihli yazısı ile yargılama dosyasına sunulmuş olan ve başvurucunun ayırma işlemine dayanak oluşturan gizli ibareli belgelerin gönderilmesi istenmiştir anayasa mahkemesine tarihinde sunulan söz konusu belgelerin incelenmesinden hava kuvvetleri komutanlığınca istihbarata karşı koyma hassasiyetleri çerçevesinde tarihinde başvurucunun ifadesinin alındığı söz konusu ifade metninde hangi kapsamda başvurucunun ifadesine başvurulduğu hususunun belirtilmemiş olduğu anlaşılmıştır aynı şekilde söz konusu metnin ifadeyi alan kısmı karartılmış olduğundan ifadenin hangi birim tarafından alınmış olduğu tespit edilememiştir anılan ifade metninde başvurucuya bugüne kadar nerelerde görev yaptığı kimlerle ikamet ettiği eş cinsel şahıslarla cinsel birliktelik yaşayıp yaşamadığı ve bu konuda mesai ortamlarında konuşmalar yapıp yapmadığı vasıtasıyla veya yüz yüze görüştüğü kadınların kimler olduğu bu kişilerin kendisinden bilgi alma girişiminde bulunup bulunmadıkları grup seks ilişkisi yaşayıp yaşamadığı hususlarının sorulduğu ve mesai arkadaşı hakkında bildiklerini anlatmasının istendiği görülmüştür başvurucunun anılan soruları yanıtladığı ve özellikle birlikte olduğu kadınlara ilişkin olarak cinsel birliktelik içeren geçmişteki ilişkilerini açıkladığı ve ifade metnini imzaladığı anlaşılmıştır soruşturma konusu olaylara ilişkin olarak başvurucu dışındaki kişilerin de ifadelerinin alınmış olduğu bu kişilerden başvurucu hakkında bildiklerini anlatmalarının istendiği anlaşılmaktadır b hukuk sayılı kanun un işlem tarihinde yürürlükte olan maddesi tarihli ve sayılı türk silahlı hizmet kanununun ve maddeleri tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri disiplin kanununun geçici maddesinin numaralı fıkrası tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan türk silahlı kuvvetleri hizmet yönetmeliği maddesi sicil yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan ve maddeleri iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu işçi alacaklarının tahsili istemiyle tarihinde işveren aleyhine alacak davası açmıştır başvuru numarası karar tarihi başvurucu ayrıca tarihinde hizmet sürelerinin tespiti istemiyle dava açmış işçi alacaklarına ilişkin yargılamada hizmet tespiti davasının sonucunun beklenmesine karar verilmiştir hizmet tespitine ilişkin yargılamanın sonuçlanmasının ardından başvuruya konu alacak davasında mahkemesi tarihli ve sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir davalının temyizi üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilamı ile onanmıştır onama ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ve maddesinin numaralı fıkrası tarihli ve sayılı mahkemeleri maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası ve maddesi mehmet erbek b no iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu eğitim ve bilim emekçileri sendikası sen üyesi bir kamu görevlisidir sen yönetim kurulunun tarihli kararı ile ve mart tarihlerinde tüm ülke çapında grevi adı altında işe gelmeme eylemi yapılmasına karar verilmiştir başvurucu bahsi geçen tarihlerde işe gelmemiştir başvurucunun görev yaptığı tarsus milli eğitim müdürlüğü eyleme katılan tüm sendika üyeleri hakkında yürüttüğü idari soruşturma sonucunda tarihli kararı ile mart tarihlerinde mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle başvurucuyu uyarma cezası ile cezalandırmıştır başvurucunun söz konusu karara yapmış olduğu itiraz mersin valiliğinin tarihli kararı ile reddedilmiştir başvurucu hakkında verilen disiplin cezasının iptali istemiyle tarihinde idare mahkemesine iptal davası açmış mersin mahkemesi tarihli kararı ile davayı kabul ederek işlemin iptaline karar vermiştir davalı idare ilk derece mahkemesinin kararına itiraz etmiş adana bölge mahkemesi tarihli kararı ile itirazı kabul ederek derece mahkemesinin kararını bozmuş ve davanın reddine karar vermiştir başvurucunun karar düzeltme istemi de adana bölge mahkemesinin tarihli kararı ile reddedilmiştir bölge mahkemesinin ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı devlet memurları eylem ve hareketlerde bulunma yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır sayılı cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır başvuru numarası karar tarihi c aylıktan kesme memurun brüt aylığından arasında kesinti yapılmasıdır aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır b özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek sayılı maddesi şöyledir amirleri tarafından verilen uyarma kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir mercileri itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır kabulü hâlinde disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir danıştay dava daireleri kurulunun tarih esas ve karar sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir uyuşmazlıkta davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak tarihinde gün göreve gelmeme eyleminin sayılı devlet memurları kanununun maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti önem taşımaktadır sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasının maddesinin son fıkrasında göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz ek cümle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır hükmü yer almıştır avrupa hakları kurma ve toplantı özgürlüğü nün düzenlendiği maddesinde herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak dernek kurmak ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu bu hakların kullanılmasının demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak ulusal güvenliğin kamu emniyetinin korunması kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği bu maddenin bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel olmadığı kuralına yer verilmiştir avrupa hakları mahkemesi tarihli kaya ve seyhan türkiye kararında application no eğitimsen üyesi öğretmenlere tarihinde çağrısına uyarak parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle başvuru numarası karar tarihi tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı öğretmenlere verilen disiplin cezasının bir sosyal ihtiyaca tekâbül etmediği ve bu nedenle bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmış bunun sonucu olarak bu davada başvuranların maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle avrupa hakları sözleşmesinin maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir bu durumda davacının sendikal faaliyet gereği tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya sayılı kanunun maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu balıkesirde bilgisayar tamiri ve bakımı üzerine esnaf olarak çalışmaktadır başvurucu ile eşi yılları arasında evli kalmışlardır çocuk sahibi olamayacaklarını belirten başvurucu ve eşi tarihinde sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu genel müdürlüğü balıkesir sosyal hizmetler müdürlüğü ile koruyucu aile sözleşmesi imzalayarak daha önce balıkesir valiliği valilik tarafından koruma altına alınmış olan doğumlu küçük sanın koruyucu ailesi olmuşlardır başvurucu ve tarihinde balıkesir sosyal hizmetler müdürlüğü ile yeni bir koruyucu aile sözleşmesi imzalamışlar ve oranında engelli raporu bulunan koruma altına alınmış doğumlu küçük aknın koruyucu ailesi olmuşlardır tarihli ve sayılı sosyal hizmetler kanununun maddesine dayanılarak çıkarılan tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan mülga koruyucu aile yönetmeliği kapsamında hazırlanan söz konusu sözleşmelere göre başvurucu ve eşi ile kurum karşılıklı olarak şu taahhütlerde bulunmuşlardır koruyucu aile çocuğun yetenekleri ve becerilerinin elverdiği noktaya kadar eğitimini bakım ve meslek sahibi olmasını sağlığının korunmasını kendi öz çocukları gibi sağlamakla yükümlüdür koruyucu aile yanına yerleştirilen çocukları koruma eğitme ve yetiştirme dışında hiçbir suretle hizmetçi dadı besleme olarak kullanamaz koruyucu aile çocuğun varsa ailesi ve akrabaları ile yetkililerin uygun gördüğü şekil ve zamanda görüştürmekle yükümlüdür çocuğun halen sahip olduğu ve sonradan edineceği taşınır ve taşınmaz malların vasisi tarafından idare edilmesini kabul eder iv koruyucu aile bulunduğu ilde yapacağı adres değişikliklerini gün içinde ikametgah bildirimi ile birlikte müdürlüğüne bildirmekle yükümlüdür aile başka bir ile taşınması durumunda yeni adresini en az bir ay önceden müdürlüğüne bildirir v koruyucu ailenin geçici bir süre çocukla birlikte yurt dışına çıkması komisyonun kararı ve valiliğin onayına bağlıdır başvuru numarası karar tarihi koruyucu ailenin yanına yerleştirilen çocuğun hastalanması durumunda resmi sağlık kuruluşlarına sevki başvurulan müdürlüğünce yapılır gerekli bakım ve tedavi ilaç masrafları aynı müdürlüğü tarafından sağlanır koruyucu ailenin çocuğu bakmaktan vazgeçtiği taahhütlerini yerine getirmediği bir raporla tespit edildiği takdirde çocuk aileden geri alınır korunmaya muhtaç çocuklara ücret karşılığı bakıp koruyacak eğitecek ve yetiştirecek koruyucu ailelere kendi istekleri halinde baktıkları çocuğa uygun yönetmelikte belirtilen bakım bedelleri ödenir başvurucu hakkında isimli elektronik posta adresine kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce tarihinde ihbar mahiyetinde bir elektronik posta gönderilmiştir söz konusu elektronik postada başvurucu tarafından müstehcen yayın ve içeriklerin saklandığı ve koruma altındaki çocukların istismar edildiği yönünde iddialarda bulunulmuştur ayrıca balıkesir koruyucu aile derneğinde yöneticilik yapan sahte birtakım işlemlerle devleti zarara uğrattığı iddia edilmiştir bu kapsamda balıkesir cumhuriyet başsavcılığı başsavcılık tarafından başvurucu hakkında müstehcenlik dolandırıcılık sahtecilik ve çocuğun cinsel istismarı suçları kapsamında ceza soruşturması süreci başlatılmıştır soruşturma kapsamında başvurucunun k cd unvanlı işyeri aranmış ve arama sonucunda ele geçirilen bir adet bilgisayar kasası inceleme için bursa emniyet müdürlüğü bilişim suçlarıyla mücadele şube müdürlüğü adli bilişim büro amirliğine gönderilmiştir sonucunda bellekte iki bin beş yüz adet yetişkinlere ait cinsel içerikli video dosyası ile yirmi adet yetişkin insanlarla hayvanlar arasında geçen cinsel içerikli görüntülerin bulunduğu belirlenmiştir başsavcılık tarafından şiddet kullanarak hayvanlarla ölmüş insan bedeni ile ilgili müstehcen yayın üretme ve satma suçunu işlediği iddiasıyla başvurucu hakkında tarihinde kamu davası açılmıştır balıkesir asliye ceza mahkemesindeki asliye ceza mahkemesi dava sürecinde başvurucu görüntülerin ele geçirildiği bilgisayarın tamir amacıyla yk tarafından işyerine getirildiğini dolayısıyla bilgisayarın kendisine ait olmadığını bilgisayarı ykdan satın almayı planladığını ancak işyerinde bulunan bilgisayarda kayıtlı söz konusu görüntülerden haberdar olmadığını belirtmiş ve suçlamayı reddetmiştir asliye ceza mahkemesinin tarihli kararıyla başvurucunun beraatine hükmedilmiştir karar gerekçesinde toplanan delillerden ve tanık ifadelerinden anlaşıldığı üzere söz konusu görüntülerin yk tarafından bilgisayara yüklendiği ve başvurucunun görüntülerin bilgisayarda olduğunu bilebilecek durumda olmadığı hususlarının sabit olduğunun anlaşıldığı belirtilmiştir söz konusu karar dava sürecinde aile ve sosyal politikalar bakanlığının katılma talebi reddedildiğinden anılan bakanlık tarafından temyiz edilmiştir yargıtay ceza dairesinin tarihli kararıyla ise aile ve sosyal politikalar bakanlığının suçun mağduru ya da doğrudan doğruya zarar göreni olmadığı gerekçesiyle temyiz talebi reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir başvuru numarası karar tarihi ayrıca başsavcılık tarafından çocuğun cinsel istismarı suçu kapsamında başvurucu hakkında yürütülen soruşturmada tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir kararda başvurucunun koruyucu olduğu çocuklara karşı herhangi bir istismarda bulunmadığı hususunun çocukların ifadelerinden anlaşıldığı vurgulanmış ayrıca kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce gönderilen elektronik posta dışında bir delil ve emarenin bulunmadığı ifade edilmiştir söz konusu karar kesinleşmiştir a koruyucu aile statüsünün kaldırılmasına ve yargısal süreç aile ve sosyal politikalar müdürlüğü kurum bünyesinde oluşturulan komisyon tarafından başvurucu hakkındaki ceza soruşturmaları nedeniyle başvurucunun ve eşi koruyucu aile statüsünün kaldırılmasına karar verilmiştir kurum tarafından tarihinde hazırlanan üst yazıda koruyucu aile statüsünün kaldırılmasına ilişkin kararın tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan koruyucu aile yönetmeliğinin maddesinin numaralı fıkrasının b bendine istinaden alındığı ve çocuklar ile aknın aynı gün içinde kuruma teslim edilmesi gerektiği belirtilmiştir koruyucu aile statüsünün kaldırılması kararı üzerine çocuklar ile ak tarihinde kolluk güçleri eşliğinde kuruma teslim edilmişlerdir söz konusu sürecin basına yansıdığı ve çocukların üstün yararlarının balıkesirden ayrılmalarını gerekli kıldığı belirtilerek çocuklar bursa valiliği sevgi köyü toplum merkezi müdürlüğü bünyesine alınmışlardır tarihinde sosyal hizmet uzmanı tarafından çocuklarla bir görüşme gerçekleştirilmiştir aynı tarihte düzenlenen ve başvurucunun çocuklar tarafından baba olarak nitelendirildiğine ilişkin ifadelerin yer aldığı görüşme raporu şöyledir ile yapılan görüşmede yaşanılan süreçten dolayı üzüntülü bir ruh halinde olmakla birlikte psikososyal gelişimlerinin son derece sağlıklı olduğu bakımının yerinde olduğu fiziksel gelişiminin yaşıtları ile eş değer olduğu gözlenmiştir anne ve babası ile mutlu olduğunu ve kalmak istediğini belirtmiştir ak ile yapılan görüşmede yine yaşanılan süreçten dolayı üzüntülü bir ruh halinde olmakla birlikte psikososyal gelişimlerinin son derece sağlıklı olduğu bakımının yerinde olduğu fiziksel gelişiminin yaşıtları ile eş değer olduğu gözlenmiştir anne ve babası ile mutlu olduğunu ve kalmak istediğini belirtmiştir her iki çocukta anne ve babalarının yanında kaldığı süre içerisinde herhangi bir baskı cebir ve şiddete maruz kalmadıkları gözlemlenmiştir yine tarihinde çocuk şube müdürlüğünde görevli polis memurları tarafından sosyal hizmet uzmanı eşliğinde çocukların ifadeleri alınmıştır tanzim edilen tutanaklarda yer alan ve aknın ifadeleri sırasıyla şöyledir ben daha önce yurdunda bakım ve gözetim altında kalmakta iken yaklaşık iki yıl önce beni korumak ve gözetlemek üzere koruyucu aile statüsünde md ve isimli şahısların yanına verildim ve halen adresini verdiğim ikamette birlikte kalmaktayız benden bir yıl sonra doğumlu olan sekiz yaşındaki akde koruyucu aile statüsündeki bu ailenin yanına geldi ve yaklaşık iki yıldır birlikte kalmaktayız ben mdye baba anne akya ise abi diye hitap etmekteyim ve kendilerini ailem gibi görmekteyim bana çok iyi davranıyorlar bütün ihtiyaçlarımı karşılıyorlar ben ve abim ak bugüne kadar babam başvuru numarası karar tarihi m ve annem en ufak bir şekilde şiddet darp cebir baskı ve kötü muamele görmedim zorla alıkonulmadım sadece ben yanlış bir şey yaptığımda annem beni uyarıyor benim ve abim anın okul giyinme ve yeme gibi bütün ihtiyaçlarını bu şahıslar karşılamaktadırlar ve kendi çocukları gibi görmektedirler ben bu şahısların yanlarında iken hiç yabancılık çekmiyorum ve öz annem ile babam gibi görüyorum ben ve abim a bu şahısların yanından gitmek istediğimizi veya yurda yerleşmek istediğimizi hiç bir zaman söylemedik kendileri de bizi bu nedenlerden dolayı zorla alıkoymadılar ben yine annem ve babam mdnin yanlarında koruma ve gözetiminde kalmak istiyorum ve koruyucu aile statüsündeki görevlerini sürdürmelerini istiyorum hiçbir yurda yerleştirilmek ve gitmek istemiyorum babam olan md ve annem olan isimli şahıslardan veya başka birisinden davacı ve şikayetçi değilim ak ben koruyucu aile statüsündeki bu ailenin yanında babam md annem ve kardeşim ile kalmaktayım bu aile bana çok iyi davranıyorlar bütün ihtiyaçlarımı karşılıyorlar hiçbir zaman cebir baskı ve kötü muamele görmedim zorla alıkonulmadım benim ve kardeşim snin okul giyinme ve yeme gibi bütün ihtiyaçlarını bu şahıslar karşılamaktadırlar ve kendi çocukları gibi görmektedirler ben yine annem ve babam mdnin yanlarında koruma ve gözetiminde kalmak istiyorum ve koruyucu aile statüsündeki görevlerini sürdürmelerini istiyorum hiçbir yurda yerleştirilmek ve gitmek istemiyorum babam olan md ve annem olan isimli şahıslardan veya başka birisinden davacı ve şikayetçi değilim başvurucu koruyucu aile statüsünün kaldırılmasına yönelik tesis edilen söz konusu işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi talebiyle valilik aleyhine tarihinde iptal davası açmıştır başvurucu dava dilekçesinde yaklaşık beş yıldır koruyucu aile statüsüne sahip olduklarını bu süreçte çocuklarına karşı tüm sorumlulukları yerine getirdiklerini bu konuda düzenlenen raporlarda olumsuz bir durumun bulunmadığını belirtmiştir başvurucu koruyucu aile statüsünün ancak mahkeme kararıyla kaldırılabileceği açık olmasına rağmen idarenin tek taraflı tasarrufuyla tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür davalı idare ise iddiaların dayanaksız olduğunu çocukların yüksek yararı dikkate alınarak tesis edilen işlemin mevzuata aykırı yönünün bulunmadığını belirtmiştir balıkesir mahkemesinin mahkemesi tarihli kararıyla yürütmenin durdurulması talebinin reddine hükmedilmiştir kararda yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için tarihli ve sayılı yargılama usulü kanununda öngörülen koşulların oluşmadığı ifade edilmiştir bu süreçte başvurucu çocuklarla görüşmek istemiş ise de bursa valiliği sevgi köyü toplum merkezi müdürlüğünün tarihli yazısıyla asliye ceza mahkemesindeki davanın sonuçlanmadığı belirtilerek çocuklarla görüşme talebi reddedilmiştir mahkemesinin tarihli kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir karar gerekçesinde başvurucunun üzerine atılı suçlamalardan beraat ettiği hatırlatılmış ve masumiyet karinesine vurgu yapılmıştır kararda ayrıca çocuklarla tarihinde uzmanlar aracılığıyla yapılan görüşme neticesinde hazırlanan psikolojik değerlendirme raporuna yer verilmiş ve rapordaki çocukların rahat olduklarına herhangi bir travmatik bulgularının olmadığına diğer çocuklarla uyum sorunu yaşamadıklarına ilişkin tespitler aktarılmıştır kararda bursa şevket yılmaz eğitim ve araştırma hastanesi çocuk merkezi tarafından hazırlanan adli görüşme değerlendirme raporunda yer alan ifadeler başvuru numarası karar tarihi üzerinde durularak çocukların koruyucu aile olarak kendilerine bakan anne ve babalarını sevdiklerine anne ve babalarının da kendilerini sevdiklerine ilişkin beyanlarının bulunduğu belirtilmiştir kararda başvurucunun sosyal ilişkileri açısından toplumun norm ve değerlerine aykırı düşen davranışlarından söz edilemeyeceği ifade edilerek dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır davalı idare tarafından sunulan temyiz dilekçesinde kararın uygulanmasının hem çocukların üstün yararları hem de kamusal yarar açısından telafisi güç zararlara neden olacağı belirtilerek kararın bozulmasıyla birlikte yürütmesinin de durdurulması talep edilmiştir dilekçede çocukların şiddet eğilimi olan bir aileye teslim edilmesinin endişe verici olduğu ve koruyucu aile sözleşmesinin imzalanmasının baştan itibaren usulsüz olduğu ifade edilmiştir bu bağlamda çocukları usulünce inceleme yapmayarak aile yanına yerleştiren meslek elemanının yargılandığı ve on ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı belirtilmiştir ayrıca başvurucunun beraat etmesinin mahkemesince verilen iptal kararına tek başına esas alınamayacağı ceza hukuku kapsamında delillerin değerlendirilmesi ile çocukların koruyucu aile yanına verilmesi konusunda yapılacak değerlendirmelerin birbirinden çok farklı olduğu ileri sürülmüştür öte yandan ile aknın evlatlık olarak verilebilme koşullarını taşıdıkları belirtilerek bu kapsamdaki çocukların koruyucu aile yanına verilmesinin onların üstün yararlarına aykırı olacağı da vurgulanmıştır danıştay onuncu dairesinin tarihli kararıyla yeni bir karar verilinceye kadar mahkemesi kararının yürütmesinin durdurulmasına hükmedilmiştir karar gerekçesinde davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususların kararın yürütmesinin durdurulmasını gerektirecek nitelikte olduğu ifade edilmiştir temyiz incelemesi yapan danıştay onuncu dairesinin tarihli kararıyla davanın görev yönünden reddedilmesi gerekirken işin esasına geçilmek suretiyle karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği belirtilerek söz konusu kararın bozulmasına hükmedilmiştir kararın gerekçesinde sayılı kanun ile koruyucu aile yönetmeliği hükümleri gözönüne alındığında koruyucu aileye ilişkin hizmetlerin koruyucu ve destekleyici tedbirler arasında sayılan bakım tedbiri kapsamında değerlendirildiği vurgulanmıştır kararda küçükler hakkında koruyucu destekleyici ve sosyal nitelikteki tedbir kararlarının aile mahkemesi tarafından verileceği belirtilmiş ve bu kapsamda koruyucu aile hizmetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır ayrıca koruyucu aile yönetmeliği ile her ne kadar idareye koruyucu aile sözleşmesinin imzalanması ve iptali konusunda yetki verilmiş ise de söz konusu yetkilerin idari faaliyetle ilgili olmadığı ve özel hukuk alanında hüküm ve sonuç doğurduğu ifade edilmiştir bozma üzerine dava dosyasını yeniden ele alan mahkemesinin tarihli kararıyla önceki kararda ısrar edilmesine ve dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir kararda söz konusu işlemin valilik tarafından tesis edildiği belirtilmiş ve aynı gerekçelere yer verilmiştir temyiz talebi üzerine inceleme yapan danıştay dava daireleri kurulunun tarihli kararıyla davanın görev yönünden reddedilmesi gerektiği belirtilerek mahkemesinin söz konusu kararının bozulmasına hükmedilmiştir verilen kararda koruyucu aile sözleşmelerinin hüküm ve sonuçlarını özel hukuk alanında doğurdukları sözleşmelerin salt idari nitelikte olmalarının bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıkların idari yargıda çözümlenmesi sonucuna yol açmayacağı ifade edilmiş ve başvuru numarası karar tarihi koruyucu aile hizmetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların aile mahkemeleri tarafından karara bağlanması gerektiği vurgulanmıştır karşıoy gerekçesinde ise koruyucu aile statüsünün kaldırılmasına ilişkin işlemin davalı idarenin kamu gücüne dayalı ve tek taraflı olarak tesis ettiği idari bir işlem niteliğini taşıdığı bu nedenle söz konusu işlemin hukuka uygunluk denetiminde idari yargının görevli olduğu belirtilmiştir yargıda verilen görevsizlik kararı üzerine koruyucu aile statüsünün kaldırılması işleminin iptal edilmesi talebiyle balıkesir aile mahkemesinde aile mahkemesi tarihinde koruyucu aileliğin iadesi davası açılmıştır aile mahkemesinin tarihli kararıyla uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ve karar kesinleştiğinde taraflardan birinin talebi üzerine dosyanın mahkemesinin dosyası ile birlikte uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiştir kararın gerekçesinde tarihli ve sayılı aile mahkemelerinin kuruluş görev ve yargılama usullerine dair kanun hükümleri gereğince aile mahkemelerinin küçükleri bir aile yanına yerleştirmeye karar verebilecekleri hususunun tartışmasız olduğu ancak somut olayda mahkemece başvurucuya verilmiş bir koruyucu aile statüsünün bulunmadığı belirtilmiştir kararda koruyucu aile statüsünün idare tarafından verildiği ve bu statünün kaldırılması işleminin de aynı idare tarafından gerçekleştirildiği bu nedenle söz konusu işlemin tamamen idari bir işlem mahiyetinde olduğu idarenin takdir yetkisine giren ve buna dayanılarak verilen kararın iptal edilmesine ilişkin davaların idari yargı kolunda çözümlenmesi gerektiği ifade edilmiştir öte yandan kararda adli yargının görevli olduğuna karar verildiği takdirde çocuk mahkemelerinin görevli olup olmadığı hususunun ise ileride ayrıca değerlendirileceği belirtilmiştir söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine inceleme yapan yargıtay hukuk dairesi tarihli kararıyla görevli dairenin belirlenmesi amacıyla dosyanın hukuk kuruluna gönderilmesine karar vermiştir görevli daire olarak belirlenen yargıtay hukuk dairesinin tarihli kararıyla dosyanın mahalli mahkemesine iadesine hükmedilmiştir kararda başvurucunun yargılandığı balıkesir asliye ceza mahkemesindeki dava dosyasının ve varsa diğer ceza davası dosyalarının araştırılması ve asıllarının ya da onaylı örneklerinin dosyaya eklenerek gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir aile mahkemesi tarafından ilgili dosyalar yargıtaya gönderilmiş yargıtay hukuk dairesinin tarihli görevsizlik kararı nedeniyle dava dosyası yargıtay hukuk dairesine gönderilmiştir yargıtay hukuk dairesinin tarihli kararıyla balıkesir aile mahkemesi tarafından verilen tarihli karar onanmıştır öte yandan objektif koşulları taşımadığı anlaşılan başvurucuya koruyucu aile statüsü verilmesinin en başından itibaren hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kurum tarafından verilen tarihli ayrı bir kararla başvurucunun koruyucu aile statüsü iptal edilmiştir karara karşı idari yargıda açılan iptal davası aile mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle tarihinde reddedilmiştir söz konusu görevsizlik kararı temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir başvuru numarası karar tarihi b çocuklar hakkında verilen koruma kararlarına süreç bu süreçte koruma altındaki çocuklarla sosyal çalışmacı tarafından yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan raporlarda çocukların başvurucuyu baba olarak nitelendirmeye devam ettikleri belirtilmiştir küçük ak ile yapılan görüşme sonrasında hazırlanan tarihli raporda başvurucunun kim olduğu sorulduğunda ak tarafından babam şeklinde cevap verildiği başvurucu ile neler konuştuğu sorulduğunda ise aknın başvurucunun seni buradan alacağız derslerin nasıl dediğini aktardığı ifade edilmiştir ayrıca raporda koruyucu aile statüsünün kaldırılmasına ve hukuki ya da biyolojik olarak bağları bulunmamasına rağmen çocukların başvurucu ve eşi tarafından gizli ve ısrarlı şekilde ziyaret edildikleri vurgulanmıştır hatta küçük aknın başvurucu ve eşi ile iletişim kurabilmek amacıyla izinsiz olarak okulu terk ettiğinin tespit edildiği belirtilmiştir başvurucunun çocuklarla görüştüğünü tespit eden aile ve sosyal politikalar bakanlığının talebi üzerine tarihli ve sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun kapsamında çocukların başvurucu ve eşi karşı korunması yönünde aile mahkemeleri tarafından tedbir kararları verilmiştir bu kapsamda bursa aile mahkemesince verilen tarihli koruma kararında başvurucu ve eşi küçük sayı rahatsız ettiği gerekçesiyle sayılı kanunun maddesi uyarınca başvurucu tarafından mağdur çocuğa karşı şiddet tehdidi hakaret aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunulmamasına mağdurun konutuna okula ve işyerine yaklaşılmamasına iletişim araçlarıyla veya sair surette çocuğun rahatsız edilmemesine üç ay süreyle karar verilmiştir bursa aile mahkemesinin tarihli başka bir kararıyla aynı tedbirlerin diğer küçük ak yönünden de uygulanmasına ve koruma kararlarına aykırı davranılması durumunda başvurucunun üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulmasına tekerrür hâlinde ise bu sürenin on beş günden otuz güne kadar uzatılmasına karar verilmiştir başvurucu söz konusu kararlara karşı sunduğu tarihli itiraz dilekçesinde idari yargıda verilen iptal kararına dayanarak çocuklarla görüşmek amacıyla okullarına gittiğini ancak çocuklarına herhangi bir rahatsızlık vermediğini çocuklarının kendisine sevgi beslediğini ve balıkesirdeki evlerine dönmek istediklerini dile getirdiklerini bu gerçeklere rağmen verilen koruma kararlarının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir başvurucu ayrıca engelli olan küçük aknın bursadaki çocuk yurdundan kaçarak yaya şekilde balıkesire gelmeye çalıştığını bu girişimi sırasında yolun karşısına geçmeye çalışırken kendisine bir aracın çarptığını ve ağır yaralanan çocuğun vücut fonksiyon kaybı oranının yüzde altmışa yükseldiğini ifade etmiştir çocukların kendisine yazdığı mektupları ve basında çıkan haberleri itiraz dilekçelerine ekleyen başvurucu çocuklarını iki yıldan beri göremediğini kendisi ve eşiyle yaşamak isteyen ve sevgilerini dile getiren çocukların üstün yararlarının gözetilmediğini belirterek uzaklaştırma kararının kaldırılmasını talep etmiştir bursa aile mahkemesinin tarihli kararıyla itirazların reddine hükmedilmiştir karar gerekçesinde kurum tarafından verilen tarihli koruyucu aile statüsünün iptal edilmesine ilişkin karara atıf yapılmış ve başvurucu hakkında yürütülen ceza kovuşturmasının derdest olduğu vurgulanmıştır başvuru numarası karar tarihi c başvurucu hakkında yürütülen diğer ceza soruşturmalarına süreç anılan süreçte çocukları zamanında kolluk güçlerine teslim etmediği gerekçesiyle başvurucu hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu kapsamında ceza soruşturması başlatılmıştır soruşturma neticesinde ise başsavcılık tarafından tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir kararın gerekçesinde hukuk devleti ilkesi gereğince ancak çocukları yasal ve geçerli bildirimlere rağmen teslim etmeyen şüpheliler hakkında söz konusu suç yönünden ceza soruşturması ve kovuşturması yapılabileceği ifade edilmiş ve başvurucunun üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı belirtilmiştir ayrıca kararda çocukların koruyucu anne ve babasıyla yaşamak istediklerine ilişkin beyanları hatırlatılmıştır öte yandan başvurucu hakkında koruyucusu olduğu çocuklarla ilgili sahte belgeler düzenleyerek devletten haksız yere ödeme aldığı iddiasıyla resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçları kapsamında da bir ceza soruşturması yürütülmüştür başsavcılık tarafından tarihinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın gerekçesinde başvurucunun sahte belge düzenlemediğinin anlaşıldığı ve herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı belirtilmiştir d başvurucunun suç duyurularına süreç başvurucu koruyucu aile statüsünün hukuka aykırı şekilde kaldırıldığını belirterek muhakkik görevlendirilmesi talebiyle aile ve sosyal politikalar bakanlığına yaptığı başvuruların bazı görevliler tarafından tesis edilen usule aykırı işlemlerle hukuka aykırı olarak kapatıldığını ileri sürmüş ve ilgililer hakkında suç duyurularında bulunmuştur başvurucu başdenetçiler ve sk ile kurum müdürü hakkındaki dilekçelerinde kurum bünyesindeki yolsuzlukların ve sahteciliklerin ortaya çıkarılması amacıyla dile getirdiği iddialar hakkında söz konusu kişiler tarafından denetim görevinin yerine getirilmediğini belirterek sorumluların yargılanarak cezalandırılmalarını talep etmiştir aile ve sosyal politikalar bakanlığının tarihli kararıyla bu kişiler hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir kararda başvurucunun iddiaları çerçevesinde hazırlanan ön inceleme raporuna atıf yapılarak süreçte herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığı ve başvurucunun iddialarının doğru olmadığı belirtilmiştir söz konusu karara karşı başvurucu tarafından yapılan itiraz ankara bölge mahkemesi kurulunun tarihli kararıyla reddedilmiştir kararda kurum tarafından verilen tarihli eldeki bilgi ve belgelerin söz konusu kişiler hakkında cumhuriyet başsavcılığınca hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı belirtilmiştir ankara bölge mahkemesi kurulunca verilen karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi iv hukuk a ulusal hukuk sayılı kanunun koruyucu aile kenar başlıklı maddesi şöyledir mahkemece korunma kararı alınan korunmaya ihtiyacı olan çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi bu kanuna göre kurulmuş kuruluşlarda olduğu kadar kurumun denetim ve gözetiminde bir koruyucu aile tarafından da yerine getirilebilir koruyucu aileye korunmaya ihtiyacı olan çocuğun bakımı ve yetiştirilmesine karşılık olarak ikinci fıkra kapsamında ödeme yapılabileceği gibi koruyucu aile bu işi gönüllü olarak da üstlenebilir koruyucu aile hizmeti kapsamında aile yanına yerleştirilen çocukların bakım eğitim kurs okul yemek ve taşıma servisi harçlık ve benzeri ihtiyaçları esas alınarak koruyucu ailelere bu giderlerin tamamına karşılık toplu bir ödeme yapılmasına veya her bir gider türü için ayrı ayrı yapılacak ödemelerin kapsamına ödeme tutarlarına yapılacak ödemelerin usul ve esası ile koruyucu ailelerin seçimine çocukla ilgili sorumluluklarına ve hizmetin işleyişine ilişkin usul ve esaslar maliye bakanlığının uygun görüşü üzerine aile ve sosyal politikalar bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir ve bu kapsamda verilecek ödemelerden hiçbir kesinti yapılmaz koruyucu aile yönetmeliğinin koruyucu ailenin görev ve yükümlülükleri kenar başlıklı maddesi şöyledir koruyucu ailelerin görev ve yükümlülükleri şunlardır a yanına yerleştirilen çocuğun her yönden sağlıklı gelişimi için gerekli koşulları sağlamak ve uygulamak sağlık bakanlığının belirlediği aralıklarda çocuk izlem protokollerine göre izlemini yaptırmak varsa tedavi planı ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmek uygulanmasında koruyucu aile birimiyle işbirliği içerisinde olmak b çocuğun yetenekleri ve becerilerinin el verdiği ölçüde eğitim ve öğretimi veya meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermek çocuğu koruma eğitme ve yetiştirme dışında hiçbir surette çalıştırmamak c görüştürülmesinde koruyucu aile birimince bir sakınca bulunmaması durumunda çocuğun anne babası ve diğer yakınları ile koruyucu aile birimince uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamak ç çocuğun kan bağı bulunan ya da eski çevresinden kişilerle il veya ilçe müdürlüğünün bilgisi dışında iletişim kurmamak d çocuğun karşılanabilir nitelikteki ihtiyaç istek ve beklentileri ile çocuğu ilgilendiren kararlarda düşüncesini almak e çocuğun devam edeceği okul katılacağı kurs sünnet gibi hayatını etkileyen değiştiren konularda sorumlu sosyal çalışma görevlisi ile birlikte karar almak f hizmet sürecinde çocukla ilgili oluşan her türlü rutin dışı değişiklikleri ve bunlara ilişkin duyumlarını zaman geçirmeksizin sorumlu sosyal çalışma görevlisine bildirmek g koruyucu aile hizmet sürecine ve yerleştirilen çocuklara ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten sosyal çalışma görevlilerine gerekli çalışma şartlarını hazırlamak başvuru numarası karar tarihi periyodik izlemeleri ve mesleki yönlendirmeleri kabul etmek koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının uygulanması için uygulama planı doğrultusunda işbirliği yapmak veya ilçe müdürlükleri tarafından koruyucu aile konusunda yapılacak eğitim ve çalışmalara katılmak h çocuğun il veya ilçe müdürlüğünün uygun görüşü alınmaksızın başka bir kişi veya ailenin yanına bırakarak oturma yerini değiştirmemek ı telefon değişikliği bilgisini hemen adres bilgilerindeki değişikliklerini acil durumlar dışında değişiklik gerçekleşmeden bulunduğu il veya ilçede en az yirmi gün önce başka bir il veya ilçeye taşınma durumunda en az bir ay önce il veya ilçe müdürlüğüne bildirmek ve taşınma sonrasında da sürekli yerleşim yerini yirmi gün içinde bildirmek çocuğun koşullarının değişmesi sonucu il veya ilçe müdürlüğü tarafından hizmet modelinde bir değişikliğe gidilmesinin planlanması halinde çocuğun yararının gerektirdiği işlemlerin yapılabilmesi için her türlü destekte bulunmak ve çocuğun ayrılık sürecine hazırlanmasında il veya ilçe müdürlüğü ile iş birliği yapmak j çocuk yerleştirme önerisini geçerli bir mazereti olmaması halinde kabul etmek geçici koruyucu ailenin birinci fıkrada belirtilenler dışındaki diğer görev ve yükümlülükleri şunlardır a acil koruma gerektiren ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş olup il veya ilçe müdürlüğü tarafından yerleştirilmek istenen çocukları mazeretsiz olarak üç defadan fazla olmamak şartıyla günün her saatinde kabul etmek b veya ilçe dışına çıkılması gereken durumlarda önceden il veya ilçe müdürlüğüne bilgi vermek c ev koşullarını hizmete uygun olarak düzenlemek ç geçici statüden vazgeçmek istemeleri halinde bu durumu en az bir ay önceden il veya ilçe müdürlüğüne bildirmek d geçici statüden vazgeçmek için dilekçe ile durumunu bildiren koruyucu aile il veya ilçe müdürlüğünün uygun bulması halinde yanındaki çocukların kendilerine uygun hizmet modellerine geçişleri sağlanana kadar hizmeti sürdürmek uzmanlaşmış koruyucu ailenin birinci fıkra ile ikinci fıkranın a bendi hariç diğer bentlerinde belirtilenler yanında suça sürüklenmiş veya suç mağduru olan çocukla ilgili diğer görev ve yükümlülükleri şunlardır a koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının uygulanması için ilgili birimlerle işbirliği yapmayı kabul etmek b varsa verilen denetim tedbiri hakkında ilgili birimlerle işbirliği yapmak c hazırlanan uygulama planı varsa tedavi planı eğitim tedbiri ile ilgili olarak eğitim planındaki yükümlülükleri yerine getirmek uygulanmasında koruyucu aile birimiyle işbirliği içerisinde çalışmak başvuru numarası karar tarihi koruyucu aile yönetmeliğinin esasları kenar başlıklı maddesi şöyledir koruyucu aile ve yanına yerleştirilen çocuk aşağıda belirtilen esaslar doğrultusunda düzenli olarak izlenir a tespit edilen durumlar genel müdürlükçe belirlenen formlara işlenir sürecindeki formlar ve raporlar sosyal çalışma görevlileri tarafından düzenlenir ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik gerekli mesleki çalışmalar planlanır b esas olarak sosyal çalışma görevlileri aynı anda en fazla yirmi vaka ile görevlendirilebilir koruyucu aile hizmeti kapsamında görevlendirilen sosyal çalışma görevlilerinin başka bir hizmet alanında görevlendirilmesi tercih edilmez c koruyucu aile birimine koruyucu aile hizmetinin etkin ve verimli olarak çocuğun yararına sürdürülebilmesi için hizmetin takibine yönelik süreçlerde ihtiyaç duyulan araç gereç ve diğer konularda gerekli imkânlar öncelikle sağlanır ç veya ilçe müdürlüklerinde gerçekleştirilen izleme görüşmelerinde çocukların koruyucu veya öz ailelerini beklerken zaman geçirebilecekleri ya da kendileriyle de aynı anda görüşme yapılabilecek kırtasiye oyuncak gibi malzemelerin bulunduğu görüşme odaları oluşturulur koruyucu aile ve çocuğun izlenmesi sürecinde a koruyucu aile ve yanına yerleştirilen çocuk görevli sosyal çalışma görevlisi tarafından ilk yıl en az her ay bir defa olmak üzere düzenli olarak izlenir daha uygun hizmet modeline karar verilmesi amacıyla genel bir durum değerlendirmesi yapılır çocuğun koruyucu aile yanında kalmasının uygun görülmesi durumunda ikinci yıldan itibaren izlemeler yılda en az dört defadan az olmamak üzere düzenli olarak yapılır b koruyucu aile hizmet sürecinin özelliğine göre yerleştirmeyi takip eden ilk haftalar ile geçici ve uzmanlaşmış koruyucu aile yanında bulunan çocuklar için izlemeler daha sık yapılır c gerektiğinde diğer sosyal çalışma görevlileri iştirak ederek kendi mesleki raporlarını düzenler ve vakadan sorumlu sosyal çalışma görevlileri koordinesinde uygulama planı takip edilir ç koruyucu aile yanındaki çocuğun öz ailesi yanına döndürülmesi için koruyucu aile ve çocukla mesleki çalışmaların sürdürülmesi sağlanır d çocukla kurulan iletişim çocuğun ev ortamındaki kurallar bağlamında rolü ile yeri çocuğa kazandırılan beceriler davranışları kendisine tanınan haklar ve aylık bakım ödemesinin ne kadarının çocuk için kullanıldığını belirlemeye yönelik gözlem ve görüşmeler yapılır hizmet süreci bütün boyutları ile birlikte değerlendirilir e çalışmalarında gizlilik ilkesine uyularak koruyucu ailenin ve çocuğun sosyal çevresinde ve çocuk için risk oluşturacak koşullar dikkate alınıp araştırma yapılır f çocuğun iletişim halinde olduğu diğer kurumlardaki durumu da takip edilir g koruyucu aile yanındaki çocuğun bakım tedbiri kararı gereği uygulama planı ve oluşan değişiklikler hakkında mahkemeye bilgi verilir başvuru numarası karar tarihi çocuğun öz ailesinin izlenmesi sürecinde a ailenin yaşam koşulları ve ev ortamı aile ilişkileri aile üyelerinin sürekli bir işi ve gelirinin bulunup bulunmadığı başka bir hizmetten yararlanan çocuklarının olup olmadığı çocuklarını ziyaret etme ve izinli alma durumları ziyaret ve izin sonrası çocukta gözlemlenen davranışlar ve psikolojik durumu koruyucu aile ile il veya ilçe müdürlüğünün bilgisi dışında iletişim kurulmasıyla ilgili sorunlar çocuğuna bakma istekliliği ve bunun ne kadar gerçekçi olduğu gibi konularda gözlem ve görüşmeler koruyucu aile hizmet modeline göre belirlenen aralıklarda yapılır kapsamı genel müdürlükçe belirlenen ilgili forma işlenir b öz aileye koruyucu aile hizmeti hakkında olumlu bakış ve uygun yaklaşım kazandırmak üzere gerekli mesleki çalışmalar kuruluşla koordinasyon sağlanarak yapılır c öz aile ile çocuğun birlikte yaşamalarını sağlayacak kısa ve uzun dönemde mesleki çalışmalar planlanır şartların uygun bulunması durumunda çocuğun ailesi yanına dönüşü değerlendirilir çocuğun öz ailesi ve geçmiş yaşantısından diğer kişilerle görüşmelerinin izlenmesi sürecinde a çocuğun kan bağı bulunan ya da önceki çevresinden tanıdığı kişilerle görüşmeleri vakadan sorumlu sosyal çalışma görevlisi koordinasyonunda planlanır b planlanan görüşmeler dışında il veya ilçe müdürlüğünün bilgisi olmaksızın görüşme yapılmaması konusunda çocuk koruyucu aile ve öz aile ile mesleki çalışma yapılır c görüşmelerde çocuğun olumsuz etkilenmemesi için vakadan sorumlu sosyal çalışma görevlisinin ihtiyaç halinde başka bir sosyal çalışma görevlisinin de hazır bulunması sağlanır ç çocuğun kuruluşta bulunan kardeşleri ile görüştürülmesine ilişkin kayıt ve gözlem formları aynı gün doldurularak çocuğun koruyucu aile dosyasına konulmak üzere il veya ilçe müdürlüğüne iki gün içinde gönderilir koruyucu aile yönetmeliğinin koruyucu aile statüsünün iptali kenar başlıklı maddesi şöyledir aşağıdaki durumların tespiti halinde koruyucu aile statüsü iptal edilir a çocuğu ihmal ve istismar ettiğinin kötü muameleye maruz bıraktığının belirlenmesi b sosyal ilişkileri açısından toplumun norm ve değerlerine aykırı düşen davranışlarının gözlenmesi c fizik ve ruh sağlığının çocuğun bakımını etkileyecek derecede bozulmuş olduğunun devlet ya da üniversite hastanelerince doktor raporu ile belirlenmesi ç inci maddenin dokuzuncu fıkrasının d bendine göre sahip olduğu şartı yitirmesi d mesleki danışmanlık hizmeti ve yönlendirmelere uygun davranmaması başvuru numarası karar tarihi e geçici koruyucu ailenin çocuk yerleştirme önerilerini mazeretsiz olarak üç kereden fazla kabul etmemesi birinci fıkrada belirtilen durumların tespiti halinde sorumlu sosyal çalışma görevlisinin hazırlayacağı rapor geciktirilmeksizin komisyona iletilir koruyucu aile statüsünün iptaline ilişkin talep hakkında komisyon tarafından en fazla içinde karar verilir komisyonca koruyucu aile statüsü iptal edilen koruyucu aile yanına bir daha çocuk yerleştirilemez koruyucu aile statüsünün iptaline ilişkin karar genel müdürlük ile il ve ilçe müdürlüklerine en kısa sürede bildirilir tarihli ve sayılı çocuk koruma kanununun koruyucu ve destekleyici tedbirler kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir koruyucu ve destekleyici tedbirler çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık eğitim bakım sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir bunlardan c bakım tedbiri çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde çocuğun resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine e barınma tedbiri barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya yönelik tedbirdir tarihli ve sayılı türk medeni çocukların yerleştirilmesi kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa hakim çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hakim aynı önlemleri alabilir ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler devletçe karşılanır tarihli ve sayılı mülga aile ve sosyal politikalar bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamenin sayılı khk görevler kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir başvuru numarası karar tarihi aile ve sosyal politikalar bakanlığının görevleri şunlardır c çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek üzere ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek çocuklara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak sayılı mülga khknın çocuk hizmetleri genel müdürlüğü kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir çocuk hizmetleri genel müdürlüğünün görevleri şunlardır ç çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunması ve sağlıklı gelişimi için gerekli önleyici ve telafi edici mekanizmaları oluşturmak ve uygulamaya koymak d geçici ya da sürekli olarak aile ortamından mahrum kalan veya yüksek yararı ailesinin yanında bulunmamayı gerektiren çocuklara özel bakım ve koruma hizmeti sunmak ı evlat edindirme ve koruyucu aile hizmetlerini koordine etmek b uluslararası hukuk uluslararası mevzuat tarihinde imzalanan ve tarihli resmî gazetede yayımlanan tarihli birleşmiş milletler bm çocuk haklarına dair maddesi şöyledir kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları mahkemeler idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun yararı temel düşüncedir taraf devletler çocuğun vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve ödevlerini de gözönünde tutarak esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari önlemleri alırlar taraf devletler çocukların bakımı veya korunmasından sorumlu kurumların hizmet ve faaliyetlerin özellikle güvenlik sağlık personel sayısı ve uygunluğu ve yönetimin yeterliliği açısından yetkili makamlarca konulan ölçülere uymalarını taahhüt ederler çocuk haklarına dair sözleşmenin maddesi şöyledir geçici ve sürekli olarak aile çevresinden yoksun kalan veya kendi yararına olarak bu ortamda bırakılması kabul edilmeyen her çocuk devletten özel koruma ve yardım görme hakkına sahip olacaktır başvuru numarası karar tarihi taraf devletler bu durumdaki bir çocuk için kendi ulusal yasalarına göre uygun olan bakımı sağlayacaklardır bu tür bakım başkaca benzerleri yanında bakıcı aile yanına verme hukukunda kefalet evlat edinme ya da gerekiyorsa çocuk bakımı amacı güden uygun kuruluşlara yerleştirmeyi de içerir çözümler düşünülürken çocuğun yetiştirilmesinde sürekliliğin korunmasına ve çocuğun etnik dinsel kültürel ve dil kimliğine gerek saygı gösterilecektir avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme ve aile hayatına saygı hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir herkes özel ve aile hayatına konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı düzenin korunması suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir avrupa hakları mahkemesi avrupa hakları mahkemesi aile hayatının var olup olmadığını değerlendirirken öncelikle yakın kişisel bağların varlığını incelemektedir çocuk ile koruyucu aile olan ebeveyn arasındaki bağların aile hayatını oluşturup oluşturmadığı hususunu özellikle çocuğun doğal ebeveyniyle yakın kişisel ilişkileri olup olmadığına ve çocuğun bakımını üstlenen ailenin yanında ne süredir bulunduğuna bağlı olarak durumun şartlarına göre belirlemektedir kk b no aciliyet gerektiren çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davalarda yargılamanın sürüncemede bırakılmasının aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediğini tespit etmek için tek başına yeterli olabileceğini ifade etmektedir m ve b no eberhard ve b no ve b no davasında yılında doğan bir çocuğun yılları arasında koruyucu aileliğini yapan ve evli bir çift olan başvurucuların yaptığı bir başvuruyu incelemiştir söz konusu çocuğun biyolojik anne tarafından velayetinin alınmasından sonra başvurucular çocuğa erişme ve ziyaret hakkından yoksun bırakılmışlardır başvurucular üç buçuk yıl süren yargılamanın ardından avusturya mahkemeleri tarafından koruyucu anne babaya ziyaret hakkı verilmesinin artık çocuğun üstün yararı ile uyumlu olmadığı yönünde karar verilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir avusturya mahkemelerinin çocuğun ve koruyucu ailenin çatışan menfaatleri arasında adil bir denge kurduğunu ancak başvurucuların koruyucu ailesi oldukları çocuğu ziyaret etmelerine izin verilmesine yönelik talepleriyle ilgili olarak yeterince hızlı bir şekilde inceleme gerçekleştirmediğini belirterek aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir ve başvuru numarası karar tarihi v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi türkiye tarihinde askerî darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış ve bu nedenle tarihinde ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmiştir olağanüstü hâl tarihinde son bulmuştur kamu makamları ve yargı organları olgusal temellere dayanarak bu teşebbüsün arkasında türkiyede çok uzun yıllardır faaliyetlerine devam eden ve son yıllarda fetullahçı terör örgütü fetö paralel devlet yapılanması olarak isimlendirilen bir yapılanmanın olduğunu değerlendirmişlerdir aydın yavuz ve diğerleri b no darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da darbe girişimiyle doğrudan bağlantılı olmasa bile kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı sıra eğitim sağlık ticaret sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki yapılanmasına yönelik olarak cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturmalar yürütülmüş çok sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama tedbirleri uygulanmıştır aydın yavuz ve diğerleri mehmet hasan altan b no başvurucu en son serik cumhuriyet savcısı olarak görev yapmıştır hâkimler ve savcılar yüksek kurulu hsyk dairesinin tarihli kararı ile serik cumhuriyet savcısı olarak görev yapmakta olan başvurucunun görevden uzaklaştırılmasına karar verilmiş başvurucu tarihinde meslekten ihraç edilmiş ve bu karar tarihinde kesinleşmiştir başvurucu manavgat cumhuriyet başsavcılığınca ile bağlantılı suçlardan başlatılan soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmıştır başvurucunun tarihli savcılık ifadesinin ilgili kısımları şöyledir ben yaklaşık yıldır serik adliyesinde cumhuriyet savcısı olarak görev yapmaktayım serik adliyesine kura ile atandım tam olarak hatırlayamamakla birlikte ben hâkimlik savcılık sınavına aralık ayı içerisinde girmiştim yılında dokuz eylül hukuk fakültesinden mezun oldum ben hatay kırıkhanlıyım ortaokul ve lise öğrenimimi kırıkhanda gördüm ve bu dönemlerde ailemin yanında ikamet ettim ortaokul dönemimde derslerim çok iyi olmadığından orta ve orta hatay kırıkhanda bulunan önem dershanesine babam beni yazdırdı dershanenin yaptığı ücretsiz deneme sınavında indirim kazandığım için lise ve lise kırıkhanda bulunan önem dershanesine gitmiştim lise de de deneme sınavından ücretsiz eğitim hakkı kazandığım için bir dönem final dershanesi bir dönem de sınav dershanesine gitmiştim ancak önem dershanesine sadece eğitim görmek amacıyla gitmiştim bu dershanenin herhangi bir faaliyetine katılmadım öğretmenler ısrarla sohbete çağırmalarına rağmen herhangi bir şekilde katılmadım üniversiteyi kazandıktan sonra da bu dershane ile ilgili herhangi bir organik bağım olmamıştır ben dershanenin ve o zamanlar cemaat olarak adlandırılan sistemi sürekli eleştirirdim çünkü sistemin bir yahudi locası olduğunu fark ettim dershanede sürekli en zeki öğrencilere ve maddi durumu en iyi olan öğrencilere değer verirlerdi ben çok zeki bir öğrenci değildim ailemin maddi durumu da çok iyi değildi bu yüzden dershanenin sistemini kendi kendime eleştirdim bana göre uygun olmadığına kanaat getirdim üniversitede ay kykda kaldım kaldığım yurdun fiziki şartları uygun olmadığı için şu anda diyarbakır c savcısı olan se ve şu anda yeni ataması yapılan ancak hangi başvuru numarası karar tarihi ilçesinde görev yaptığını hatırlamadığım hâkim ile hiçbir dini ya da herhangi bir cemaatte bağlantımız olmadan kendimize ait özel evde yıl boyunca kaldık bu arkadaşlarımda gerekirse tanık olarak dinlenebilir çetesi olarak nitelendirdiğim fetö terör örgütü ile herhangi bir irtibatım ve bağlantım bulunmamaktadır bu terör örgütüne yardım eden ve örgüt içerisinde mensup hainlerle herhangi bir iletişimim olmamıştır olamaz da adımın terör örgütü olan fetö örgütü ile anılmasını kendime yediremiyorum dolayısıyla bu örgütün faaliyeti kapsamında herhangi bir kimseden talimat almam dahi söz konusu değildir ayrıca örgüt ile herhangi bir bağlantım olmadığından herhangi bir savcı ve hâkimin örgüt üyesi olup olmadığını bilmiyorum yukarıda dediğim gibi benim bu terör örgütü ile herhangi bir bağlantım yoktur duyduğumda şok oldum böyle bir şey asla beklemiyordum adımın neden bu terör örgütü üyeliği ile anılmasını kabullenemiyorum zaten soruşturma neticesinde örgüt ile herhangi bir bağlantım olmadığı ortaya çıkacaktır bu terör örgütü ile bağlantılı dernek vakıf sivil toplum örgütleri finans kurumlarına herhangi bir üyeliğim ya da organik bağım yoktur bu örgütün düzenlendiği etkinlik ve faaliyetlere katılmışlığım yoktur sadece üniversite döneminde öğrenim gördüğüm dönemde bir kez yılbaşı akşamı çiğ köfte yemeğine üniversitedeki arkadaşlarımın ısrar etmesi üzerine gitmiştim bunun dışında herhangi bir etkinliklerine katılmışlığım yoktur bu örgütün medya organlarına dergi ve gazetelerine herhangi bir üyeliğim yoktur geçmiş dönemde de herhangi bir üyeliğim olmamıştır benim yukarıda da dediğim gibi örgüt ile herhangi bir bağlantım yoktur dolayısıyla örgüt tarafından düzenlenen sohbet görüşmeleri yurt içi ve yurt dışı gezilerine katılmadım ben kesinlikle örgütle bağlantısı olan dernek yurt ya da diğer kurumlarla dini duygular ya da başka bir amaçla kurban bağışı ya da maddi yardımda bulunmadım manevi duygularla bağışımı yoksul insanlara ve bu örgütle bağlantısı olmayan camilere vermiştim ben yılında yapılan hsyk seçimlerinde herhangi bir görev almadım herhangi bir kamera çekim işlemi de yapmadım müşahitlik görevinde bulunmadım hatay kırıkhan doğdum babam çiftçilikle uğraşır annem ev hanımıdır ablam arkeoloji mezunudur küçük kardeşim v bu sene dokuz eylül hukuk fakültesinden mezun olacaktır kardeşimi bulunan yayma cemiyeti yurduna yerleştirdim kardeşim bu yurtta kalmıştır en küçük kardeşim ise lise sınıfa geçmiştir şu anda ailemin herhangi bir maddi durumu yoktur kardeşime ve aileme ben destek olmaktayım lise öğrenimimi kırıkhan naim atakaş anadolu lisesinde başvuru numarası karar tarihi tamamladım üniversite öğrenimi dokuz eylül üniversitesi hukuk fakültesinde tamamladım ay kadar kahramanmaraş adliyesinde müdür yardımcısı olarak görev yaptım yılında yapılan adli yargı sınavını kazanarak yılında ankara adliyesinde hâkim savcı adayı olarak görev yaptım yılında kura kararnamesi ile serik cumhuriyet savcısı olarak atandım ankarada staj yaptığım ve sınava hazırlandığım süre boyunca yayma cemiyetinde severek kaldım cemiyetteki insanlarla aramızda samimi bir gönül bağı oluşmuştur ankara yayma cemiyetinde kalan yöneticilere benim nasıl bir insan olduğum sorulursa fetö terör örgütü olmadığım ortaya çıkacaktır örgütle herhangi bir bağımın ve bağlantım olmadığı anlaşılacaktır ben cumhuriyet savcılığı mesleğini severek seçtim ve severek yapıyorum üzerime neden bu şekilde iftira atıldığını halen anlamış değilim bırakın terör örgütü üyeliğini adımın bu terör örgütü üyeliği ile darbeye teşebbüsle anılması dahi benim için çok onur kırıcıdır benim bu terör örgütüne üye olmadığım şu anda görev yapan diyarbakır savcısı se görev yapan ancak hangi ilçesinde görev yaptığını hatırlayamadığım hâkim saya sorulabilir bu her iki arkadaş ile yıl boyunca üniversitede aynı evde ve sonrasında hâkimlik savcılık sınavına bu arkadaşlarla birlikte ankara bulunan yayma cemiyetinde hazırlanmıştık bu arkadaşlarımın ifadeleri alındığı takdirde benim bu terör örgütü ile bağlantım olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır ayrıca afyon ancak hangi ilçesinde görev yaptığını ataması yeni yapıldığı için hatırlayamadığım cumhuriyet savcısı burhaniye cumhuriyet savcısı ek adanada hâkim olarak görev yapan kendisi ile lise boyunca beraber okumuş olduğum sorulmasını istiyorum sorulduktan sonra benim bu terör örgütü ile bir bağım olmadığı ortaya çıkacaktır darbeye gerçekleştirildiği gece saat sıralarında kırıkhanda arkadaşlarımızla beraber kahvehanede okey oynuyorduk oyun oynamayan yanımızda bulunan arkadaşım telefonda haberlere bakıyordu haberde boğaziçi köprüsünde askerlerin tanklarla yolu kapattıklarını askerin darbe girişiminde bulunduğunu bize söyledi ben duyduğumda ilk önce inanamadım çünkü türkiyesinde darbelerin geride kaldığına darbe lafının bile anılmayacağına inanıyorum sonra kendim haberi teyit etmek için kendi telefonumda haberlere baktım arkadaşımın bana dediği gibi boğaziçi köprüsünün askerler tarafından tutulduğu giriş çıkışlara izin verilmediği askeriye içerisinde bazı grupların darbeye teşebbüs ettiklerini haberlerden okudum okur okumaz arkadaşlarla şok içerisine girdik şaka olduğunu ya da başka bir şeyler olduğunu birbirimize söyledik ancak kahvehanedeki televizyona bakınca haber kanallarında okuduğumuz haberlerin doğru olduğunu gördük arkadaşlarla oyunumuzu yarım bırakıp evlerimize gittik eve gittiğimde babam oturuyordu babama telaşlı bir şekilde askerin bir darbe yaptığını söyledim o da şaka yaptığımı zannetti kendisine gerçek olduğunu haberlere bakması gerektiğini söyledim belli bir süre haber izledikten sonra sala okunduğunu duyduk belediye hoparlöründen halkın darbeye karşı omuz omuza olmak için meydanlara çağırdıklarını söylemeleri üzerine babamla birlikte kırıkhan da bulunan kanatlı caddesine gittik diğer vatandaşlarla birlikte burada sabaha kadar demokrasi nöbetinde bulunduk darbecilere karşı isyan ettik söylemlerimiz darbesiz bir türkiye içindir orada olduğum kırıkhan ak parti başkanı ve amcasının oğlu olan sorulabilir kendileri ile beraber ve diğer vatandaşlarla sabaha kadar demokrasi nöbetinde bulunduk bu şahıslar da benim terör örgütü olan fetö örgütü ile uzaktan yakından ilgimin ve alakamın olmadığını bilirler sabahta babamla birlikte evimize gittik o günün akşamında ablamın kına gecesi vardı kına gecesinden önce hsyk tarafından bir liste yayınlandığında liste sonucunda açığa alındığımı gördüm listeyi gördüğümde inanamadım tekrar tekrar baktım ancak adımın listede olduğu sabitti serikteki savcı beyi aradım şu anda kırıkhan ablamın düğününde bulunduğum ancak bir gün sonra gelebileceğimi söyledim ertesi gün nikah törenini bile beklemeden babamla beraber serik geldim emniyet görevlilerine teslim oldum bu nedenle kaçma şüphem yoktu yılında yapılan hsyk seçimlerinde yargıda birliğe oy verdim ancak tahmin ettiğim kadarıyla bazı meslektaşlarımın sırf kendilerini yargıda birlikçi olduğunu göstermek için üzerime adice iftira attığını düşünmekteyim bu arkadaşlar sırf başvuru numarası karar tarihi daha güzel yerlere gelmek için bana iftira atmışlardır bu iftiranın kurbanı olduğumu düşünüyorum hâkim savcı camiasında bazı arkadaşlarımız daha güzel yerlere geçmek için ya da yerlerini garanti etmek için meslektaşlarına mesnetsiz iftira atarak çiğnemek suretiyle ithamlarda bulunmaktadırlar bunu bütün meslektaşlarımız bilir ve bu iftirayı atan meslektaşım demek bile bu istemediğim kişiler asıl ihanet çetesinin mensuplarıdır böyle yaparak kendilerini kamufle etmektedirler ben türkiye cumhuriyetinin savcısı olarak mesleğimden dolayı gurur duyuyorum mesleğimin onur ve vakarına yakışmayan herhangi bir davranışım ve alışkanlığım yoktur ben mesleğimi yapmam karşılığında almış olduğum parayı devletimden almaktayım bu parayı herhangi bir terör örgütü veya fetö terör örgütü karşılamamaktadır bu örgüt ile herhangi bir menfaatim olmamıştır vatanımı milletimi seven bir vatandaşım layıkıyla yapmaya çalışıyorum beni iyi tanıyan arkadaşlarım fetö örgütü ile bağlantım olup olmadığını çok iyi bilmektedirler üzerime atılı suçun vahametini anladığım için bunu kabullenmekte güçlük çekiyorum devlete ve millete zarar veren bu ihanet çetesi ile anılmayı asla kabul etmiyorum üniversite yıllarımda arkadaşlarla oturduğumuzda sürekli cemaatin ve sistemini eleştirirdik o dönemde fetö terör örgütünün en etkin olduğu yıllardı buna rağmen hiçbir zaman bu örgütün fikirlerini düşüncelerini benimsemedim bu fikir ve düşüncede olan insanlarla bir araya gelmedim ne benim ne de ailemin bu terör örgütü ile ilgili herhangi bir uzaktan yakından bir bağı bulunmamaktadır bana atılan suçu kesinlikle işlemedim yukarıda ismini saydığım ve daha sonradan ismini bildireceğim kişilerin tanık sıfatı ile dinlenmelerini istiyorum dinlenildiği takdirde benim herhangi bir şekilde bu örgüt ile bir bağlantım olmadığı ortaya çıkacaktır şu an babam burada bulunmaktadır ve tanık olarak dinlenmesini istiyorum bu ülkeyi hiç kimsenin bölmeye gücü yetmez hiçbir zamanda bu millet ve halk bu terör örgütünün ve onu destekleyen kişilerin içerisinde bulunduğu bu ihanet çetesini affetmeyecektir üzerime atılı iddiayı duyduğumda kaynar sular başımdan döküldü ben bu iftirayı hak edecek herhangi bir eylemde bulunmadım bu nedenle bunu kabullenmekte güçlük çekiyorum üzerime atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum delillerimi ve tanıklarımın tespiti için kendimi daha iyi ifade etmek ve suçsuzluğumun ortaya çıkması için tutuksuz yargılanmak istiyorum kaçma şüphem bulunmamaktadır çünkü kendim gelerek serik cumhuriyet başsavcılığına bilgi vererek teslim oldum bunun göz önünde bulundurularak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ediyorum başvurucu tarihinde savcılık tarafından anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından tutuklanması istemiyle manavgat sulh ceza hâkimliğine sevk edilmiştir başvurucu sorgudaki ifadesinde özetle cumhuriyet savcılığında vermiş olduğu beyanlarını tekrar ederek kendiliğinden teslim olduğunu kaçma şüphesinin ve delilleri karartma ihtimalinin bulunmadığını belirterek serbest bırakılmayı talep etmiştir manavgat sulh ceza hâkimliği tarihinde başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir kararın ilgili kısımları şöyledir temmuz tarihinde yurtta sulh konseyi adlı cunta tarafından başlatılan darbe teşebbüsünün henüz sonuçlanmadığı suçüstü halinin devam ettiği sayılı hâkimler savcılar kanununun maddesinde yazılı bulunan ağır cezayı gerektiren suçüstü hali koşulunun gerçekleştiği şüphelilerden mustafa ve yönünden yapılan değerlendirmede bu şüphelilerin serbest bırakılması halinde cuntanın büyük ölçüde püskürtülen darbe teşebbüsünün başarıya ulaşmasına konumları itibariyle destek olabileceğinin değerlendirildiği böyle bir durumda ülkedeki huzur ortamının tümüyle kaosa dönüşmesinin kaçınılmaz olduğu birçok silahlı terör örgütü mensubunun başvuru numarası karar tarihi haklarında yürütülen soruşturmalardan ve davalardan kurtulmak amacıyla yurtdışına kaçtıklarının bütün adli makamlar tarafından bilinen bir husus olduğu bu şüphelilerin serbest kalmaları halinde haklarındaki soruşturmalar ve açılması halinde kovuşturmalardan kurtulmak için oldukça büyük mali yapısı olan örgüt mensuplarının ekonomik desteğini de kullanmak suretiyle kaçacaklarına ve adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmayacağına kanaat getirildiği türk yargısının türk milleti adına karar verdiği suçun niteliğinin vatana ihanet olduğu türk halkının topyekün canını malını ve namusunu korumakla yükümlü bulunan türk silahlı kuvvetleri içinde yuvalanmış terör örgütü mensuplarından oluşan yurtta sulh konseyi adlı cuntanın darbe teşebbüsüne kişinin yaralanması ki bu yaralılardan yakın kısmının hayati tehlikesi halen devam etmektedir ve şehit verilmesi pahasına engel olmaya çalışması ve bu çabasından geri durmaması yapılan terörist saldırılar karşısında geride birçok dul ve yetimin kalması karşısında hangi adli kontrol tedbiri ile olursa olsun serbest bırakılmasına ilişkin verilecek kararın milli vicdana yargı eliyle saldırıda bulunmak anlamına geleceğinin hâkimliğimizce değerlendirildiği mevcut delil durumunun bu şüphelilerin üzerlerine atılı suçların cmknın maddesinde tutuklamayı gerektiren katalog suçlardan olduğu da gözetildiğinde tutuklama kararı verilmesi için yeterli olduğu suçun yasada öngörülen alt ve üst hadleri ile verilmesi muhtemel ceza miktarı gözetildiğinde tutuklama tedbirinin orantılı olduğu özellikle bu şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda ele geçen dijital delillerin henüz incelenmemiş oluşuna bağlı delillerin henüz tam olarak toplanmadığı yine bu şüphelilerin bulundukları konumları gereği toplanan ya da toplanacak delilleri değiştirme bozma yok etme karartma ihtimalinin mevcut olduğu görülmekle manavgat cumhuriyet başsavcılığının talebinin kabulü ile şüpheliler mustafa ve üzerlerine atılı suçlar nedeni ile tutuklanmalarına karar verilmesi gerektiği şüpheliler mustafa ve üzerlerine atılı anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme türk ceza kanunu madde ve silahlı terör örgütüne üye olma türk ceza kanunu madde suçlarından yukarıda izah edilen kuvvetli suç şüphesinin varlığına dair somut deliller doğrultusunda hsyk tarafından haklarında hâkimlik ve savcılık mesleğinden uzaklaştırma kararı ve soruşturma izni kararı verilmiş olması nazarında soruşturmanın devam ediyor olması hsyknın açığa alma tasarrufuna dayanak teşkil ettiği düşünülen ve devletin istihbarat birimleri tarafından hazırlanan darbe girişimi aktörü olan yapıyla irtibat içinde olduğuna dair istihbari raporların varlığı özellikle arama sonucu ele geçen dijital veriler ve cihazlar üzerinde teknik incelemenin henüz yapılamamış oluşu delillerin henüz toplanmamış oluşu şüphelilerin kaçma ihtimalinin oluşu isnat edilen suçun yasada öngörülen üst haddi suçun maddesi uyarınca tutuklamayı gerektiren katalog suçlardan oluşu darbe tehlikesinin temadi ediyor olması ve bu temadi karşısında şüphelilerin devletin üç temel erkinden biri olan yargı erkini kullanma gibi çok nitelikli bir görevde bulunması nedeni ile konumları gereği darbe teşebbüsünde aktif rol alarak darbenin başarılı olmasına katkı sağlamaya çalışacakları tehlikesinin yüksek düzeyde mevcut oluşu adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmadığı isnat edilen suçla ilgili olarak tutuklama tedbirinin orantılı olduğu anlaşılmakla şüpheliler mustafa ve sayılı hâkimler ve savcılar kanununun maddesi yollaması ile cmk ve devamı maddeleri uyarınca üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildi başvurucu tutuklama kararına itiraz etmiş alanya sulh ceza hâkimliği tarihinde itirazın reddine karar vermiştir kararın ilgili kısımları şöyledir manavgat sulh ceza hâkimliğinin gün ve değişik iş sayılı sayılı yazıları ile gönderilen soruşturma dosyasının incelenmesi sonucunda şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren soruşturmanın halen gizlilik kararı çerçevesinde devam etmesi ve tutuklanma başvuru numarası karar tarihi gerekçelerinde belirtildiği üzere somut delillerin bulunması kaçma şüphesinin bulunması atılı suçun vasıf ve mahiyeti mevcut delil durumu atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunması atılı suça nazaran tutuklama tedbirinin ölçülü olması atılı suçun sayılı cmknın maddesinde belirtilen suçlardan olması dosya kapsamındaki mevcut delillerden ve atılı suçun niteliği dikkate alınarak adli kontrol tedbirlerinin bu aşamada yetersiz kalacağı hususları ayrı ayrı değerlendirildiğinde şüphelilerin tutuklanmasına yönelik manavgat sulh ceza hakimliğinin sorgu sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu tutuklama nedenlerinde şüpheliler lehine bir değişiklik bulunmadığı tutuklama nedenlerinin halen devam ettiği anlaşılmakla şüpheliler mustafa ve tarafından manavgat sulh ceza hakimliğinin sorgu sayılı kararına yapılan itirazın reddine şüphelilerin ayrı ayrı tutukluluk hallerinin devamına kesin olmak üzere karar verildi soruşturma aşamasında dinlenen tanık beyanları tanık ifadesinin ilgili kısmı şöyledir csavcısı mustafa kura çekince akademiden sınıfımızın koordinatör hâkimi aradı genç iyi bir arkadaştır sahip çıkın dedi arası akademide çalışan koordinatör hâkimlerin tamamına yakını malum yapıya mensuptur da öyledir o arayınca başta da o yapıya mensup olduğunu düşündüm fakat yine de o dönem tehlike çok açığa çıkmadığı için fazla önemsemedim eylül adliyemizde göreve başladı tanıştık nevi şahsına münhasır biridir bir süre sonra kendisini iyice tanıdığımı söyleyebilirim canayakın konuşkan fakat ilk başta güven vermeyen biridir kendisinin malum yapıya fetöye bir mensubiyeti olmadığını düşünüyorum yayma cemiyeti yurtlarında kaldığını söylerdi benim de bu yurtlarda kalmış çok arkadaşım olduğu için birkaç ayrıntı sorum ile bu beyanının doğru olduğu kanaati oluştu ben kendisinin hâkim adaylığı döneminde adalet akademisinde malum yapının çoğunluk oluşturmasından etkilendiğini amiyane tabir ile kafalandığını düşünüyorum ordaki durumun etkisi ile seçim süreci boyunca yargıda birlik platformuna muhalif oldu ve açıkça oy vermeyeceğini söyledi ben kendisine ısrarla sen bunlardan değilsin fethullahçılar ile alakan yok onların adaylarına oy verme diye adeta dil döktüm destek olarak sayın komisyon başkanımız ayrıca geldi görüştü o da bu konuda başarılı olamadı o zaman aday olan hemşehrisi hsyk üyemiz sayın mdnin kendisini arayabileceğini düşündük fakat etkili olamayacağını anladık zira dünya görüşleri çok farklı idi kendisinde muhaliflik karakter olarak yerleşmiş mesela allah korusun darbe girişimi başarılı olsa darbecilere de en başta muhalif olurdu kim iktidar ise ona muhalif olacak bir anarşist düşünce var kendisinde akademi dönemindeki etkilenme ve muhalif düşünce yapısı nedeniyle sözde bağımsız mensubu hsyk üye adaylarına oy verdiğini düşünüyorum yargıda birlik adaylarının hükümetin adayları olduğunu söylerdi kendisinin fetöcüler ile organik bağı olduğunu sanmıyorum fakat o gruptan akademi ve dönem arkadaşları yüzünden çok tanıdığı olduğu fikrindeyim son yaşanılanlar nedeniyle de pişman olduğu ve kazanılabileceği kanaatindeyim kendisi kürt kökenli bir arkadaştır yer yer kürtçü fikirleri vardır yakın arkadaşı bir polisimizin doğuda şehit edilmesi sonrası bu düşüncelerinin azaldığı ümidindeyim ayrıca kendisi aşırı derecede sigara içer fetöcüler kural olarak sigara içmez tedbir olarak içenler de bu kadar içmez yine az da olsa alkol alışkanlığı vardır buna da ailesinin ve kendisinin diğer sıkıntıları nedeniyle başladığını düşünüyorum tedbir olarak alkol kullanacak biri değil yine kendisinin himmet bağış vs yaptığını hiç sanmıyorum sürekli olarak maddi sıkıntı içindeydi zaman zaman kendisine borç verdim geri de ödemiştir fethullahçı grup lehine seçimler öncesinde veyahut sonrasında açıkça propaganda sayılacak bir söylemi olmamıştır dershanelerine katılımı konusunda bilgi sahibi değilim başvuru numarası karar tarihi tanıklar md hy ve mg ifadelerinde özetle başvurucunun aidiyet iltisak veya bu örgütle irtibatına şahit olmadıklarını belirtmişlerdir tanık ifadesinde özetle başvurucunun aidiyet iltisak veya bu örgütle irtibatına şahit olmadığını başvurucunun aleyhine birçok konuşmasına şahit olduğunu belirtmiştir iv tanık ifadesinde özetle temmuz tarihine kadar yayma cemiyetinin yurdunda sınavına hazırlandığını başvurucunun da aynı yurtta kaldığını ve kendisiyle burada tanıştığını başvurucunun aidiyet iltisak veya bu örgütle irtibatına şahit olmadığını belirtmiştir v tanık yb ifadesinde özetle yılında hukuk fakültesine başvurucu ile birlikte başladıklarını kendisiyle kredi yurtlar kurumu yurdunda sınıftayken ay kaldıklarını sonra se ve ile eve çıktıklarını senin diyarbakır savcısı sanın in bir ilçesinde hâkim olduğunu okul bittikten sonra kendisinin başvurucu ile hâkimlik sınavına hazırlanmak için gittiğini yayma cemiyetine ait yurtlarda sınava hazırlandıklarını başvurucunun aidiyet iltisak veya bu örgütle irtibatına şahit olmadığını üniversite sınıftayken insanlar bu terör örgütünün sözde dinî sohbetlerine giderken başvurucunun gitmediğini ve bunlara karşı net bir şekilde tavrını ortaya koyarak hiçbir şekilde bunlarla irtibat kurmadığını hâkimlik sınavını kazandıktan sonra da ankarada yayma cemiyeti ile irtibatını kesmeyerek stajını bitirdiğini belirtmiştir tanık ek ifadesinde özetle başvurucu ile kredi yurtlar kurumuna bağlı yurtta birlikte kaldıklarını daha sonra başvurucunun oda arkadaşları olan se ve ile ev kiralayarak onlarla kalmaya başladığını bu evin fetö ve mensuplarıyla ilgisinin olmadığını başvurucunun mezun olana kadar bu evde kaldığını mezun olduktan sonra hâkimlik sınavına hazırlanmak için ankarada aynı yerde başvurucu ve diğer arkadaşlarıyla kaldıklarını bildiği ve tanıdığı kadarıyla başvurucunun fetö ile bağlantısının olmadığını ve bu terör örgütüyle bağlantısına rastlamadığını belirtmiştir tanık maç ifadesinde özetle oğlu olan başvurucunun bu terör örgütünün evinde veya yurdunda kalmadığını temmuz gecesi başvurucunun ablasının düğününde olduğunu darbe girişimi ile alakası olmadığını camilerden sala sesleri gelince başvurucu ile kendisinin adalet ve kalkınma partisi ak parti kırıkhan başkanı ve diğer vatandaşlarla meydanlara bizzat iştirak ettiklerini de buna şahit olduğunu başvurucunun fetö ile bağlantısının olmadığını belirtmiştir tanık ifadesinde özetle kırıkhan ak parti ilçe başkanı olduğunu başvurucuyu tanıdığını tarihinde arkadaşlarıyla meydana gittiğini meydanda yaklaşık bin kişi olduğunu ortalığın çok karışık olduğunu başvurucunun orada olup olmadığını hatırlamadığını belirtmiştir başvuru numarası karar tarihi tanık ifadesinde özetle başvurucuyla haziran itibaren yaklaşık iki yıl birlikte çalıştığını başvurucunun yılı hâkimler ve savcılar yüksek kurulu hsyk seçimlerinde yargıda birlik platformuna oy vermeyeceğini beyan ettiğine bizzat şahit olduğunu başvurucunun aidiyet iltisak veya bu örgütle irtibatına şahit olmadığını haziran arası dönemde serik başsavcılığı görevini ifa ettiğini my başvurucu ns ve md isimli cumhuriyet savcılarının da kendisinin bakmakta olduğu soruşturma dosyalarının avukat soruşturmalarının ve infaz ile ilgili verdiği kararların içeriklerini incelediklerini bazı dosyaların içerikleri ile ilgili defalarca kendisinin ekranına girdiklerini tespit ettiğini ayrıca olarak bilinen ve isimli sitede sık sık sert yazılar yazan isimli hâkimle çok yakın ilişkiler içinde olduklarını bildiğini hsyk seçimlerinden önce bir numaralı olarak lanse edilen ile seçimlerden sonra sürekli bir araya gelerek adliyede toplandıklarını adliye dışında sportif faaliyetleri birlikte icra ettiklerini kurmuş oldukları futbol takımına kendisini ve savcı hyyi almadıklarını belirtmiştir tanık se ifadesinde özetle kredi yurtlar kurumuna bağlı yurtta başvurucu ile birlikte kalırken yurt şartlarından dolayı yılının ayı gibi yurttan oda arkadaşları ve aynı zamanda okuldan arkadaşları olan hâkimi ve başvurucu ile ev kiraladıklarını bu şekilde beraber kalmaya başladıklarını bu evin fetö ve mensuplarıyla hiçbir ilgisinin olmadığını başvurucunun fetö mensuplarıyla herhangi bir ilişkisi ve irtibatının olmadığını yılından beri tanıdığı başvurucunun fetö ile bağlantısına rastlamadığını başvurucunun fetöyü okul döneminde de sürekli eleştirdiğini belirtmiştir xi tanık ifadesinde özetle başvurucu ile liseden beri arkadaş olduklarını başvurucunun fetö ile hiçbir bağının olmadığını aralık olaylarından sonra yapılan ilk yerel seçimde sırf ak partiyi düşürmek amacıyla oy vermek için uçakla günübirlik oy kullanıp gelen arkadaşlarının başvurucuyu hiç sevmediklerini çünkü karşı olduğu için başvurucunun sürekli hakaret ettiğini kendisinin şehit olan polis kardeşinin ev adresini ve bilgilerini fetönün verdiğini öğrendiğini başvurucunun fetöye üye olduğunu bildiren kişinin tamamen başvurucuya iftira attığını ve bu kişinin araştırılmasını istediğini başvurucunun büyük bir haksızlığa uğradığını belirtmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur antalya cumhuriyet başsavcılığı tarihli iddianamesi ile başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır öncelikle hakkında genel bilgilere daha sonra ise başvurucuya yönelik suçlama ve delillere yer verilmiştir bu bağlamda iddianamede yer verilen olay ve olgular özetle şöyledir ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle hsyk kararlarıyla görevinden uzaklaştırıldığı meslekten ihraç edildiği ve bu kararın kesinleştiği belirtilmiştir başvuru numarası karar tarihi tanıklar ve ifadelerindeki bkz bazı beyanlarına yer verilmiştir başvurucunun konutunda ve işyerinde yapılan aramada ele geçirilen materyaller üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen tarihli dijital veri ve tespit tutanağında başvurucuya ait telefonun tarih ve saatinin olduğu telefonun bu tarihte yeni alınmış veya format atılarak geçmiş bilgilerinin tamamen ya da bir kısmının kalıcı olarak ortadan kaldırılmış olduğu telefon video programı içinde tarihinde saat oluşturulmuş sn uzunluğunda bir adet video kaydı bulunduğu bunun temmuz tarihindeki darbe gecesine ait askerî tankların insanların üzerine sürülüp insanların parçalanarak öldürüldüğü bir görüntü olduğu telefonun whatsapp yazışmaları bölümünde tarihinde saat başlayan başvurucu ve ismiyle kayıtlı kişi arasında ne diyor arama telden ta bir kaç görüşmeni sil senin olmadığını biliyoruz telefon arama kayıtlarını silme tamam dedi anladım sen değilsin bunu biliyoruz biri arama kayıtlarını neden silmeyeyim ki yok işte olurda telefonunu alırlar arama kayıtlarını silme yav adam diyecek niye sildin tamam tamam neden ki sileyim birşeyler mi var sil alamıyorlar başvuru numarası karar tarihi allah razı olsun arkadaşlara bildirdim allah emanet ol ben sürekli takipteyim ankaradaki sö h hoca birşey yapacak mı hakkımızdan hayırlısı gülüm bye selam hakkınızı helal edin şeklinde konuşma içeriklerinin bulunduğu dizüstü isimli klasör içinde yapılan incelemede adet öge resim olduğu bu ögelere bilgisayar içeriğinde ve internet ortamında tıklanarak girildiğinde ögelerin açılan resim film haber sitelerinden arta kalan başlık resimleri olduğu farklı konuda çeşitli resimler ile kendilerince değişik ortamlarda çekilerek bilgisayara aktarılmış normal resimlerden ibaret olduğu ayrıca bu resimler içinde ile ilgili olarak aşağıdaki altı adet resim tespit edildiği bunların fethullah gülene ait üç resim iki adet zaman gazetesi logo yazısı bir adet fethullah gülen ile global hoşgörü ve new york sohbeti ns ibareli resimler olduğu diz üstü hareketleri isimli klasör içinde yapılan incelemede kürtçe klipler kürtçe şarkılar şarkıcılar pkk terör abdullah öcalan ve kürdistan ibareli aramalar yapıldığı ve üyesi olma suçundan aranan ile aynı suçlamayla ceza infaz kurumunda olan ni isimli şahısların da google arama motorunda aranmış olduğu dizüstü sonuçlar isimli klasör içinde yapılan incelemede internet üzerinden haberleşmede kullandığı uygulamalardan skype whatsapp viber uygulamalarının kullanıldığı whatsapp yazışmalarında ile ilgili herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanmadığı skype chat klasör içeriği kontrol edildiğinde yirmi iki mesaj kutucuğunun tespit edildiği bu kutucuklar içindeki bölümlerin anlamsız ya da kutucuklardan oluştuğu ancak sıradaki mesaj kutucuğunda üyelerinin kendi aralarında kullandığı belirlenen cisco marka cep telefonunun bilgisi ile alakalı olduğu anlaşılan bir mesaj içeriğinin olarak tespit edildiği mesajın tarih ve saatinin olduğu güncel bir tarih ve saat olmadığı diğer bir dizüstü isimli klasör içinde yapılan incelemede adet öge resim olduğu bu ögelere bilgisayar içeriğinde ve internet ortamında tıklanarak girildiğinde ögelerin açılan resim film haber vs sitelerden arta kalan başlık resimleri olduğu çoğunluğunun kendilerince değişik ortamlarda çekilerek bilgisayara aktarılmış suç unsuru olmayan çeşitli logo vs resimler ile normal resimlerden ibaret olduğu ayrıca ile ilgili dokuz resim olduğunun tespit edildiği bunların yasaklı yayın olan iki adet taraf gazetesi logo yazı resmi iki adet zaman gazetesi logo yazı resmi iki adet bugün gazetesi logo yazı resmi bir adet fethullah gülen resmi bir adet gülen mason mu ibareli resim ve bir adet gülenin sırları ibareli resim olduğu başvuru numarası karar tarihi dizüstü hareketleri isimli klasör içinde yapılan incelemede google analytics first google analitik ilk ziyaret çerezleri isimli klasör içinde ile ilgili yasaklı yayın ve siteye giriş yapıldığının belirlendiği özetle belirtilmiştir iv ttnet anonim şirketinden gönderilen tarihli yazıda başvurucunun başlangıç iptal tarihli tivibu go abonelik kaydının bulunduğu belirtilmiştir v antalya emniyet müdürlüğü kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlüğü görevlilerince başvurucuya ait gsm hattı üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen tarihli hts analiz raporunda başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında işlem yapılan kişilerle görüşme yaptığı hususlarının tespit edildiği belirtilmiştir isimli mail adresine tarihinde gönderilen isimsiz ihbar mailinde manavgatta fetönün kasası olarak bilenen kuyumcu s isimli kişide paraların toplandığını çorum adliyesine düz savcı olarak atanmasına rağmen defalarca sahte rapor alarak bakanlık muhaberede çalışan ve en yakın bildiği açığa alınan kâtip a isimli kişiye veya yazı müdürü verdiğini manavgata her gelişinde sorarlarsa izindeyim rapor aldığımı söyleme şeklinde konuşmalar yaptığını manavgat yazı müdürü de sorun yok başsavcım biz her zaman sizin yanınızdayız diyerek konuşmalarında samimi davrandığını kendi safında olmayan kişilere psikolojik baskı yaparak onları kendi tarafına çektiğini yılında yapılan yazı müdürlük sınavında listeyi düzenleyerek verdiğini de bu listeyi h başsavcıya vererek kendi adamlarını müdür yapmak için girişimde bulunduklarını ve muhakkik olarak atandıklarında ile h başsavcının yargıda birliklere baskı kurduğunu seçim olduğu zamanlarda savcı ve hâkimlere baskı yapmaya devam ettiklerini serikteki savcı ve hâkimlere baskı yapmaya başlayınca bunu kaldıramayan eski serik başsavcısının aşırı tepki gösterdiğini bunu kabullenmeyen serik başsavcısı üstü kapalı tehditler savurmaya başladığını ancak serik savcısı md hâkim my ve başvurucunun yanında olduklarını serik adliyesinde my başvurucu isimli savcıların tutuklandığını bu kişilerin başında olan k hâkimin de tutuklandığını md ve ns savcının saf dışı tutulmasına adliyedekilerin dahi anlam veremediklerinin özetle bildirildiği belirtilmiştir antalya millî eğitim müdürlüğünün tarihli yazısında başvurucunun erkek kardeşi olan hanın yıllarında hatayın kırıkhan ilçesinde bulunan soruşturmaları kapsamında kapatılan özel kırıkhan başak öğrenim gördüğü hususunun tespit edildiği belirtilmiştir sonuç ve talep kısmı ise şöyledir ayrıntılarıyla izah edilen delillerden anlaşılacağı üzere serik eski cumhuriyet savcısı olan şüpheli mustafa isimli silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair kamu davası açmaya yeterli şüphe bulunduğu anlaşılmakla başvuru numarası karar tarihi yargılamasının yapılarak cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur antalya ağır ceza mahkemesince mahkeme tarihinde kabul edilerek sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır mahkeme aynı tarihte yaptığı tensiple birlikte yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbiri uygulanarak başvurucunun tahliyesine karar vermiştir mahkeme tarihinde yaptığı ilk duruşmada başvurucunun savunmasını almıştır başvurucunun savunmasının ilgili kısımları şöyledir atılı suçlamaları kabul etmiyorum ben akademide dönem idim kura sonucu serik cumhuriyet savcısı olarak atandım akademide bizim sınıfımızın koordinatör hâkimi akademide görevli tetkik hâkimi idi kendisi benim nereye kura çektiğimi sordu ben de serik olduğunu söyledim bunun üzerine serikte bizim h var diye sözler söyledi ve benim yanımda aradı telefonu bana verdi ben de kendisine serik ile ilgili bilgiler sordum bütün görüşmemiz budur bende telefonu dahi yoktu serik ilçesine gidip göreve başladığımda ile tanıştık ancak aramızda samimiyet yoktur topluca yapılan adliyece gidilen yemeklerde ve buna benzer faaliyetlerde bir araya gelmişizdir bunun dışında kendisi ile çok muhabbetimiz yoktu ben esasen adliyede hiç kimse ile siyasi konular üzerine konuşmadım bu tür konulara girilmesini sevmem akademide de ile birlikte eğitim görmedik seçimlerde yargıda birlik adaylarına oy vermediğimi düşündüğünü söylemiş seçimlerdeki oylar gizlidir ben kimseye kime oy verdiğim hususunda da hiçbir beyanda bulunmadım zaten yeni atanmıştım yaşındaydım neyin ne olduğunu da bilmiyordum seçimlerde herhangi bir propaganda çalışmam olmadı benden kimse oy da istemedi ben de kimsenin lehine herhangi bir hâkim ve savcıdan oy istemedim isimler saymış ancak saydığı isimler benden oy istemiş benimle görüşmüş değillerdir ben yargıtayda ceza dairesinde staj yapmıştım mk isimli üyeyi bu daireden tanıyordum eşi antalyalı idi kendisi birkaç kez antalyaya geldiğinde beni aramıştı denize nerede girebileceğini sormuştu ben de kadriye taraflarını önermiştim ayrıca ceza dairesi sahtecilik konularına baktığı için mesleki sorular sormak için birkaç kez de ben aramıştım seçimle ilgili herhangi bir konu konuşmadık hbyi ise tanımıyorum hy isimli serik savcısının odasında bulunduğum bir sırada onun yanına gelmişti sanırım her ikisi de burdurlu olmaları nedeniyle tanışıyormuş hb aday olduğunu söyledi oy istedi özel olarak bana gelmiş değildir zaten sonradan da adaylıktan çekilmiş olduğunu duydum beyanları zan üzerinedir ayrıca önceki hsyk üyesi md benim hemşehrimdi ailecek de tanışırız bu nedenle ben kendisine oy vereceğimi söylemiştim ancak bunu da adliyedeki arkadaşlarıma söylemedim seçim için herhangi bir çalışmam olmadı beyanlarını bu itibarla kabul etmiyorum belirttiğim gibi zan üzerine ve şahsi çıkara dayalı beyanlardır ben fetö üyesi olsam şimdiye kadar evlenmiş olurdum adliyedeki arkadaşlarıma evlenmek istediğimi söylemiştim bazılarının eşleri öğretmen olduğu için okullarda bekar bayan öğretmen olup olmadığını da sormuştum fetöcü olsam böyle bir husus sormazdım dolayısıyla beyanları iftiraya varan beyanlardır kabul etmiyorum ise yılları arasında serik başsavcısı idi kendisi hakkında yolsuzluk ile ilgili bir idari soruşturma yürütülüyordu bunu duymuştum bizim kendisinin uyap ekranına girmemiz mümkün değildir kendisinin elektronik imzası vardır şifresi vardır buna bizim erişmemiz imkansızdır bu itibarla bu yöndeki beyanları doğru değildir ayrıca ben tutuklu bulunduğum sürede manavgattaki fetö ile ilişkili okul müdürü olduğunu söyleyen aç ile aynı koğuşta yattık aç bizzat bana çocuklarının sonuna kadar bu okullarda eğitim gördüğünü hatta sık sık okula ziyarete geldiğini de anlatmıştı sitesinde yazılar yazan ile benim ilişkili olduğum iddia edilmiş ile serikte aynı adliyede çalıştık kendisiyle normal ölçüde iş ilişkimiz vardı çok samimi değildik sürekli toplandığımız şeklindeki beyanlar yalandır tam tersine kendisinin başvuru numarası karar tarihi gerekçesiz iddianamenin iadesi kararları nedeniyle ben sert bir itiraz dilekçesi yazmıştım bu nedenle kendisiyle üç ay kadar küs kaldık ancak tayini adanaya çıkınca veda yemeğinde görüşmüştüm hatta tam tersine başsavcı ile sürekli görüşürdü ayrıca ben futbolu hiç sevmem sadece bir kez halı saha maçı yapmıştık ben açığa alındığımda aradım kendisi bana çok üzüldüğünü benim fetöcü olmadığımı bildiğini belirterek o adliyede en son alınacak adam sensin diye sözler söylemişti hatta babam da kendisiyle görüşmüş ona da aynı sözleri söylemiş dijital incelemede belirtilen video benim haber sitelerinden baktığım sayfalara ilişkindir herhangi bir video indirmedim bunlar çerez olarak inen videolardır bafra savcısı se bekardı bir dönem aynı evde kaldık üniversitede iken beraber kaldık kendisiyle whatsapptan yazışırdık ancak suç unsuru olabilecek bir yazışmamız asla olmamıştır ben neticede açığa alındığım için arkadaşlarıma bir zarar gelmesin düşüncesi ile whatsapp yazışmalarının silinmesine ilişkin birşey yazmış olabilirim veya onlar yazmış olabilir bu hususu hatırlamıyorum dijital incelemede belirtilen taraf zaman gazetesi logoları ve diğer hususlar haber sitelerine girildiğinde tıklandığında otomatik olarak ara belleğe alınan çerezlerdir ben herhangi bir şekilde bunları indirmedim yine arama motorlarında aramış olduğum kelimeler de suç unsuru içerecek birşey yoktur neticede insan düşmanını tanımak için de arama yapabilir yılında serike atandığımda evime internet bağlatmıştım ay süreli hediye tivibu paketi yanında verilmişti annem de benimle kalıyordu sıkılmasın diye almıştım daha sonra öylece kaldı ve unuttum faturalar artınca tivibudan kaynaklanmış olduğunu fark ederek tarihinde iptal ettirdim hts analiz raporuna göre bazı görüşmelerden bahsedilmektedir işim gereği polis jandarma ve hâkim ile savcılarla oluyordum bunlar ihraç edilmişse benim suçum değildir yine bir mailden bahsedilmektedir ben atandığımda manavgat cumhuriyet başsavcısı idi serik ilçesi manavgatın mülhakatıdır atandığımda bağlı bulunduğumuz başsavcı olan ziyarete gittim kendisi de bana ziyaret yaptı de vedada görüşmüştük toplamda kez ancak görüşmüşüzdür kendisiyle birebir özel olarak oturup konuşmuş değiliz bu ziyaretlerde topluca yapılan ziyaretlerdir md serike atandığında zaten manavgat cumhuriyet başsavcısı değildi ben ile seçim ile ilgili hiçbir zaman bir görüşme de yapmadım ayrıca otel veya başka bir yerde de herhangi bir toplantıya da katılmadım suçlamaları kabul etmiyorum dedi tanık erzurum ağır ceza mahkemesi kanalıyla alınan beyanı okundu soruldu yukarıdaki beyanlarımı tekrar ederim futbol takımına kendisini almadığımız yönündeki beyanının doğru olmadığını hy bilir dedi tanık sanın kemalpaşa asliye ceza mahkemesi kanalıyla alınan beyanı okundu soruldu ile üniversitede okurken yıl aynı evde kaldık hâkimlik ve savcılık sınavına da birlikte hazırlandık yayma cemiyeti ankara yurdunda birlikte kaldık beyanları doğrudur dedi tanık kütahya ağır ceza mahkemesi kanalıyla alınan beyanları okundu soruldu yukarıdaki beyanlarımı tekrar ederim kendisinin beyanları kesinlikle doğru değildir benim bağımsız adaylar lehine de herhangi bir söylemim olmadığını belirtmiştir bu husus ise doğrudur ben seçimde hiç kimse için lehe ya da aleyhe herhangi bir husus konuşmadım dedi genel sekreterliğinden gelen yazılar okundu soruldu aleyhe olan hususları kabul etmiyorum dedi dosyada bulunan sübut vasıtaları okunmakla sanıktan soruldu aleyhime olan hususları kabul etmiyorum dedi başvuru numarası karar tarihi sanık söz alarak tanığım duruşma salonu dışında hazırdır kendisi benim lise arkadaşımdır beni çok yakından tanır dinlenmesini talep ederim dedi tanık duruşmanın başından itibaren duruşma salonunda hazır olduğu anlaşılmakla dinlenilmesinden oybirliği ile vazgeçildi sanık söz alarak ben devlet okullarında okudum hayatımın hiçbir döneminde fetö ile ilişkili bir yurt ya da evde kalmadım örgüt ile ilişkili hiçbir kurumla bağlantım olmadı örgütle bir bağlantım yoktur bank asyada hesabım yoktur kullanmadım gazete dergi dernek sendika vs bağlantım da yoktur benim örgütün fikirlerini benimsemem de hiçbir zaman söz konusu olmamıştır beraatimi talep ederim ayrıca belirttiğim tanık listesindeki tanıkların dinlenmesini talep ederim bununla birlikte çağlayan adliyesinde görevli hâkim de dinlenmesini talep ederim dedi sanığın sunmuş olduğu tanık listesi nedeniyle soruldu listede belirtilen tanıklardan se benim üniversiteden ev arkadaşımdır mc okul arkadaşımdır üniversite ve akademide iken ev arkadaşımdır ek okul ve yurt arkadaşımdır ev ve yurt arkadaşımdır ile aynı adliyede birlikte çalıştık hy ile aynı adliyede çalıştık ayrıca yine hâkim ile birlikte çalışmıştık onun da dinlenmesini talep ediyorum dedi kovuşturma aşamasında tanık beyanları alınmış olup bu beyanlardan tanık beyanının ilgili kısmı şöyledir öncelikle mustafa hakkında manavgat koyulhisar cbs vasıtası ile verdiğim ifadelerimi tekrar ederim mustafa ile eylül ile temmuz tarihleri arasında adliyesinde birlikte çalıştık daha önceki beyanımda söylediğim gibi kendisinin fetö mensubu olmadığını düşünüyorum fetöcülerin bilinen tipik özelliklerinin hiçbiri kendisinde yoktur sinsi ve tedbirli değildir bu nedenle tutuklu kaldığı dönem boyunca savcılık aşamasında bir takım girişimlerim oldu fakat tutuklu kalmasına engel olamadı kura çektiği yazında akademiden tanıdığım koordinatör hâkim tarafından aranılarak genç iyi çocuktur serikte sahip çıkın denildi o yüzden serike ilk geldiği dönem ilgilendim sosyal konuşkan esprili biridir çabuk kaynaşmıştı herkesle tarafından aranılınca ilk başta kendisi aleyhine fetö yönünde şüphelerim olsa da tanıyınca alakası olmadığını anladım özellikle hâkimlik sınavına hazırlık döneminde yayma cemiyeti yurtlarında kaldığını söylemişti bu nedenle hsyk seçimleri döneminde yargıda birlik platformu adaylarını destekleyeceği konusunda başlangıçta ümitli idik fakat özellikle seçimin bu şekilde yapılmasına yönelik eleştirileri vardı ve adaylarının hükümetin adayları olduğunu bana ve samimi gördüğü kişiye söylediğini biliyorum ben de ona malum yapının teşkilatta güçlü olduğunu biraz da bu nedenle ortaya çıktığını seçimleri hükümetin adayları vb gibi değerlendirmemesi gerektiğini diğer tarafta fethullahçıların olduğunu kendisinin ise fethullahçı olmadığını ve onları desteklememesi gerektiğini söyledim onun da fethullahçıları kendisinin de tanıdığını söylediğini hatırlıyorum seçim dönemi eleştirileri olsa da kesinlikle sözde bağımsız adaylar lehine söylemi olmamıştır bağımsızlara oy vereceğim bağımsız adaylar lehine propaganda yapmamıştır fakat o dönem söylemleri nedeniyle sözde bağımsız adaylara oy verdiği şeklinde bir intiba oluşmuştur adliyedeki diğer ihraç olanlar açıkça eleştirisi yapmadılar sinsi ve tedbirli davrandılar bu durumun mustafa fetöcü olmadığına işaret olduğunu düşünüyorum seçimlerdeki oyunun rengini ise aslında kendi akademi dönemindeki fetöcü ağırlığa bağlıyorum nitekim başvuru numarası karar tarihi olarak bilinen bu dönemde ihraç oranı yakındır yine savcı adaylığı fetöcülerin adalet akademisinde en güçlü oldukları döneminde olmuştur akademi yönetimi ve kendi çevresindeki fetöcü çoğunluktan etkilenme nedeniyle seçimlerde sözde bağımsız adaylara oy verdiği fikrindeyim zira seçim döneminde şahsen duruşum herkesçe bilinmesine rağmen beni bile birçok fetöcü oy için aramışken mustafa nasıl bir baskı yapıldığını tahmin edebiliyorum hatta fetönün serik adliyesine gelen bazı eski ünvanlı isimlerinin tamamının mustafa ile görüştüğünü biliyorum zira onu tarafsız olarak görüp etkilemek istemişlerdir yine ilk atandığı dönemde ve seçimleri boyunca bağlı olduğu manavgat başsavcısı da ki kendisi militan fetöcüdür üzerinde bir amir gibi etkili olmuştur gerçekten fetöcü olsa bu kadar üzerinde durmazlardı diye düşünüyorum bu ünvanlı isimlerin bir kısmını savcılık ifademin başında dile getirmiştim yine savcılık beyanımda da bahsettiğim gibi çok sigara içerdi fetöcüler tedbiren de olsa bu kadar sigara içmezdi yine evlenme isteği vardı ve öyle fetöcülerin katalog evliliği gibi değil normal birisi nasıl tercih edecekse o yönde hal ve hareketleri vardı yine önceki ifademde tekrarladığım gibi muhalif bir yapısı ve duruşu vardı darbe başarılı olsa herkesten önce darbecilerin karşısına dikileceğine ben inanıyorum ayrıca okulu bitirdikten sonra ilk önce müdürlüğü sınavını kazanmış ve atanmış kısa bir süre sonra hâkimlik sınavını kazanmıştır fetöcü olsa hiç müdürlüğü sınavı ile vakit harcamazdı zira soruları elde ettiklerinden direkt mustafa hâkimlik sınavına yönlendirirlerdi böyle bir şey de olmamıştır bunun da lehine kanaat oluşturacak bir durum olduğunu düşünüyorum sonuç olarak kendisinin fetö mensubiyetinin olmadığını yalnızca hsyk seçimleri döneminde şu an pişman olduğu bazı hal ve hareketleri nedeniyle ihraç olduğunu yapılan darbe girişimine o gece en ufak bir sempati ile dahi bakmadığını düşünüyorum ayrıca yalnızca şahsımın beyanlarının değil o dönem birlikte çalıştığımız ns cs tetkik hâkimi hk hâkimi diyarbakır hâkimi adana hâkimi erzurum cs kütahya cs serik hâkimi gibi meslektaşların mustafa için tanık olarak beyanlarının alınması gerektiği kanaatindeyim anlattıklarım ile çelişki olursa tekrar ifade verebileceğimi belirtmek isterim yargılamanın sıhhati açısından bu mühimdir tanık beyanının ilgili kısmı şöyledir ben yılı haziran ayı ve yılı haziran ayları arasında serik başsavcılığı görevini yaptım mustafa ile yılı haziran ve yılı haziran ayları arasında yaklaşık iki yıl birlikte çalıştık mustafa bakmakta olduğum soruşturma dosyalarının avukat soruşturmalarının ve infaz ile ilgili verdiğim kararların içeriklerini incelediğini bazı dosyaların içerikleri ile ilgili defalarca benim ekranıma girdiğini tespit ettim ayrıca fetöcü olarak bilinen ve isimli sitede sık sık sert yazılar yazan isimli hâkimle çok yakın ilişkiler içerisinde olduğunu biliyorum hsyk seçimlerinden önce bir numaralı fetöcü olarak lanse edilen ile seçimden sonra sürekli bir araya gelerek adliyede toplandıklarını adliye dışında sportif faaliyetleri birlikte icra ettiklerini kurmuş oldukları futbol takımına beni ve cumhuriyet savcısı hyyi almadıklarına şahidim mustafa yılı hsyk seçimlerinde yargıda birlik platformuna oy vermeyeceklerini beyan ettiklerine bizzat şahidim ancak kendisinin okul yıllarında fetöye müzahir eğitim kurumlarına gidip gitmediğini ve bunların yurdunda kalıp kalmadığını bilmiyorum ayrıca ben kıdem olarak kendisinden daha ileride olduğum için ve kendisi ile eğitim görmediğimden okul yıllarında ya da akademide birlikte olan bir akrabam ya da yakınım olmadığından sınıf temsilciliği albüm kurulu üyeliği müşahitlik yapıp yapmadığını da bilmiyorum bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir tanık sanın beyanının ilgili kısmı şöyledir sanık mustafa dokuz eylül hukuk fakültesinden sınıf arkadaşımdır bunun yanında kredi yurtlar kurumuna bağlı ve buca ilçesinde bulunan başvuru numarası karar tarihi hoca ahmet yesevi yurdunda da yılında ay kadar aynı odada sanık mustafa ben aynı fakülteden olan ve şu an olarak görev yapan se me hs isimli arkadaşlarımızla birlikte kaldık daha sonra ben se ve sanık mustafa yine aynı ilçede bulunan yeri tınaztepe kampüsünün karşısında olan bir ev kiraladık ve mezun olana kadar burada birlikte kaldık yukarıda ismini saydığım kişilerin yanı sıra fakülteden arkadaşımız olan ve şu an olarak görev yapan yb ek ve sürekli görüştüğümüz ve sanık mustafa tanıyan bilen insanlardır okuldan mezun olduktan sonra yani yılında sanık mustafa ben se me ve hs sınavına hazırlanmak üzere birlikte ankarada bulunan murat dershanesine kayıt yaptırdık ve bu isimlerin yanında diğer arkadaşlarımız yb ve dahil olmak üzere ankara bulunan yayma cemiyetine bağlı hacı bayram veli yurdunda kaldık sınav sonrasında sanık mustafa mülakatı geçerek savcı olarak antalyanın serik kura çekti ben dahil olmak üzere bir kısım arkadaşlarımız o yıl mülakattan elenmiştik ayrıca savcı olarak göreve başlamadan önce sanık mustafa kısa bir dönem icra müdür yardımcısı olarak görev yaptığını da biliyorum ben bu anlattığım süreçte sanık mustafa fetö örgütüyle bir irtibatına ya da bu örgüte sempati duyduğuna dair bir cümlesine kesinlikle şahit olmadım aksine yurtta ve birlikte evde kaldığımız süreçte cemaat örgütünü kötülediğini duyardım üniversiteye ilk başladığımız dönemde babasının kendisine bu tip cemaat yapılanmalarından uzak durmasını tembihlediğini söylemişti kendisi de bu tür yapılanmalara karşı olduğunu sürekli dile getirirdi hatta yurtta aynı odada kaldığımız dönemde cemaatçi olduğunu bildiğimiz ve arada odamıza gelip bizleri biryerlere davet etmek isteyenler oluyordu en başta sanık mustafa bunlara tepki gösterirdi bir keresinde oda arkadaşımız se bu kişilerden birisiyle tartışarak odadan kovmuştu sanık mustafa dahil olmak üzere arkadaşımızın bu tutumuna destek gösterdik bu olayın akabinde sanık mustafa bunlar ne yapışkan insanlar kovuyorsun kovuyorsun yine geliyorlar dediğini hatırlıyorum bu tutumunu sonraki dönemlerde aynen bu şekilde sürdürdü sanık mustafa serik göreve başladıktan sonra da hal hatır sormak maksadıyla ara ara telefonla görüşürdük bu görüşmelerimiz esnasında da yine sanık mustafa bu örgütle irtibat kurduğu ya da sempati oluşturduğuna dair bir cümlesini duymadım buna yönelik bir izlenimim de olmadı temmuz hain darbe girişimi sonrası sanık mustafa ismini ihraç listesinde görünce ben dahil olmak üzere kendisini tanıyan herkes şaşkınlığa uğradık bildiklerim ve gördüklerim bunlardan ibarettir iv tanık beyanının ilgili kısmı şöyledir ben yılı nisan kura kararnamesi ile antalya serik ilçesinde yılı mayıs ayı içerisinde göreve başladım aynı yıl içerisinde hatırladığım kadarı ile eylül ayında bir kura kararnamesi daha oldu ve mustafa bu kararname ile serik atandı kendisini o tarihten bu yana yakinen tanımaktayım o dönemde serik adliyesinin fiziki şartları yetersiz olduğu için yeni adliye binasına taşınana kadar toplam bir yıl kadar mustafa ile adliyede aynı odada görev yaptık bunun yanında benim tayinim çıkana kadar da toplamda yaklaşık iki yıl kadar aynı apartmanda komşu olarak bulunduk hatta benim tayinimin diyarbakırın kulp çıkması sebebi ile ailemi yanımda götüremediğimden serikte bulunan ikametimi taşımadım ve kulp görev sürem bitene kadar serik ailemin yanına birçok kez izin ile geldim ve bu süre zarfında da mustafa ile ikametlerimiz aynı apartman içerisindeydi mustafa tanıdığım süre zarfında birlikte çok fazla zaman geçirdik tarafıma ulaşan iddianame kapsamında mustafa hakkında iddia edilen hususlar kapsamında tek tek bildiklerimi gördüklerimi ve birebir şahit olduklarımı açıklamaya çalışacağım ben prensip olarak hiç bir meslektaşıma seçimlerinde kime oy vereceğini veya vermeyi düşündüğünü sormadım bu duruma mustafa dahildir ancak bu süreç zarfında mustafa seçim sürecinde bağımsız adaylara destek verdiğine ve açıkça bağımsız adaylara oy vereceğini söylediğine başvuru numarası karar tarihi şahit olmadım her ne kadar mustafa muhalif ve anarşist bir yapıya sahip olduğu iddia olunmuş ise de mustafa her hukuk fakültesi mezunu ve belirli bir makama ulaşmış bir bireyde olması gerektiği gibi eleştirel bir bakış açısına sahipti bu durum doğruya doğru demenin yanında yanlış bir şey görüldüğünde de sorgulamaktan ibaretti ancak bu hususun yanlış yorumlanarak anarşist bir düşünceye sahip olduğunu söylemek doğrularla bağdaşmamaktadır yukarıda da söylediğim gibi mustafa olması gerektiği gibi sadece eleştirel bir düşünce yapısına sahipti ancak bu durum başka meslektaşlar tarafından onların yaklaşımına göre yanlış yorumlandı seçim süreci zarfında mustafa ile bir gün yemek yediğimiz sırada ben ve özellikle eşim bu yapının mağdurlarından olmamız sebebi ile o dönem cemaat olarak anılan yapının yapmış olduğu hukuksuzluklardan konu açıldı bu konuşmamızda mustafa o dönem cemaat olarak anılan silahlı terör örgütünün birçok meslektaşı mağdur ettiğini birçok kişiyi haksız yere mülakatlardan elediklerini usulsüz soruşturmalar ile mağduriyet yarattıklarını ve yaptıklarının doğru ve kabul edilebilir olmadığını net bir dille ifade etti bu hususa birebir şahidim bana bunları söyleyen ve yakinen tanıdığım bir insanın yargıda birlik adaylarına oy vermeyeceğini söylemesini mümkün görmüyorum serik görev yaptığım süre zarfında birçok kez mustafa ikametine gittiğim gibi birçok defa da onu kendi ikametimde ağırladım bu süreç zarfında kendisinin silahlı terör örgütü ile herhangi bir bağına ve bağlantısına şahit olmadım yine görev yaptığımız süre zarfında ve benim ailemi ziyarete geldiğim zamanlarda da mustafa ile sık sık dışarıda da görüştüğümüz olmuştur bu görüşmelerimiz kimi zaman sadece ikimizin olduğu ortamlarda ya da adliyece hâkim ve savcılar arasında yaptığımız balık tutma atv turuna çıkma denize gitme gibi etkinliklerdi bu etkinliklerde de hiç bir zaman mustafa ile alakalı olabilecek bir eylemine ve söylemine şahit olmadım yine görev yaptığım süre içerisinde hem mesleğe başladığı zaman hem de ilerleyen yıllarda ve seçim süreci zarfında bağımsız adaylardan veya onlara destek arayan kimi yargı mensuplarından mustafa birebir ziyaret eden kimseye şahit olmadım mustafa ile yeni adliye binasında odalarımız yan yana bulunmakta idi ve çoğu zaman benim odama veya yine adliyede görevli savcı hynin odasına gelirdi veya biz onun odasına giderdik bu görüşmelerimiz hafta içi mesai saatlerinde rutin olduğu için yani işlerden sıkıldığımızda bir çay veya kahve içmek maksadı ile odalarımıza sık sık gittiğimizden bizleri ziyarete kim gelirse muhakkak haberimiz olurdu benim haberim olmasa dahi eğer bağımsız adaylardan veya onlara destek olunması için meslektaşları gezen yargı mensuplarından veya yargıda birlik adayları kapsamında gelen biri olsa idi muhakkak mustafa bu durumdan bana bahsederdi bununla birlikte mustafa bağımsız adaylara oy verilmesi gerektiğini ya da onların bir şekilde desteklenmesinin gerektiğine ilişkin olarak bir söylemini de duymadım hatırladığım kadarı ile o dönemde serik adliyesine sonradan adaylıktan çekilen ancak şu an ismini hatırlayamadığım bir bağımsız aday gelmişti ancak bu kişi özellikle bir kişi için değil adliyemizin tamamını gezerek kendisine oy istemişti hatta çok iyi hatırlıyorum benim odama da gelerek hiç oturmadan kendisine oy isteyerek bastırmış olduğu kartviziti bırakarak gitmişti daha sonrasında ise bu kartvizit üzerinden bu şahsı birlikte eleştirdiğimizi de çok iyi hatırlıyorum mustafa yayma cemiyeti yurtlarında kaldığını ve üniversite yıllarında da savcı se ile birlikte kaldığını biliyorum se ile mustafa aracılığıyla tanıştım ve halen arkadaşlığımız devam etmektedir se ile bir dönem diyarbakır adliyesinde de birlikte çalıştık hatta mustafa açığa alındığını öğrenince ikimiz de çok şaşırdık ve bu durumun tamamen yanlış anlamadan ibaret olduğunu düşündük mustafa dönemin serik başsavcısının yürütmüş olduğu soruşturma dosyalarını avukat soruşturmalarını ve infaz ile ilgili verdiği kararlarını incelediğine hiç bir zaman şahit olmadım o dönem başsavcıda soruşturma dosyası bulunmuyordu ve sadece daimi arama dosyaları avukat soruşturmaları ile infaza başsavcı bakıyordu uyap sisteminden ise başka bir savcı üzerinde bulunan dosyanın içeriğini görmemiz mümkün değildi zira yürütülen soruşturma kapsamında aynı olaya ilişkin bir soruşturma olup olmadığına bakmak için uyaptan sorgulama yaptığımızda sadece dosya şüphelisinin suçu başvuru numarası karar tarihi ve dosyanın hangi savcıda olduğu ile mağdurları görebiliyorduk ve dosyaların bağlantılı olduğunu düşünüyorsak incelemek ve uygun ise birleştirmek maksadı ile dosyayı ilgili savcısından istiyorduk yani dosya muhteviyatını uyap üzerinden görme ihtimali yoktu ayrıca başsavcının ekranına girerek bazı dosya incelediğine de hiçbir zamana şahit olmadım kaldı ki başsavcının şifresini bilmeden ekranına nasıl erişim sağlanabilir ona da anlam veremedim ayrıca böyle bir durum olsa uyap işlem kütüğünden ne gibi işlemler yapıldığı bağlantının ne zaman sağlandığı hangi bilgisayardan erişim sağlandığı gibi hususlar tamamen kayıt altındadır bu kayıtlar gerek duyulur da incelenirse eğer mustafa hakkında böyle bir durumun olmadığı anlaşılacaktır serikte görev yaptığım dönemde bazı avukatlar hakkında soruşturma konusu deliller mevcut olduğundan ayırma kararı vererek iş bölümü gereği başsavcılığa avukat soruşturması gönderdiğim olmuştur ancak mustafa hiçbir zaman hiçbir avukat hakkında bana ne soruşturma konusu ile ilgili bir husus ne de başka avukatlar hakkında yürütülen soruşturmalar hakkında bir soru sormamış veya telkinde bulunmamıştır mustafa fetöcü olarak bilinen eski hâkim ile çok yakın ilişkiler içerisinde olduğu hususu doğru değildir mustafa bu şahıs ile iş arkadaşlığı dışında herhangi bir bağı yoktur hatta gerekli gereksiz bir çok iddianame iadesi yaptığı için mustafa bu şahısla tartışmış ve uzunca bir süre de konuşmamıştır mustafa bu şahıs ile ilişkisi adliyede normal olarak bir hâkim savcı arasında olması gereken arkadaşlık ilişkisinden öteye gitmemiştir ve bu durum ise iddianame iadesi sebebi ile yaşanan tartışmadan sonra tamamen kesilmiştir mustafa tivibu aboneliğine bizzat şahidim şöyle ki mustafa tek başına bekar olarak yaşadığından ve babasına kefil olması ancak babasının işlerinin iyi gitmemesi sebebi ile ödenemeyen kredi borçlarının mustafa kalması nedeni ile giderlerini çok kısmak zorunda kalmıştı bu sebeple ikametinde televizyonu yoktu bilgisayarını kullanabilmek maksadıyla internet bağlatmak istediğinden internet ile birlikte tivibu aboneliğinin teklif edilmesi üzerine bunu bana da danıştı ve ben de iyi olacağını zira televizyonu olmadığını ve bu sayede bilgisayardan televizyon da izleyebileceğini söyledim ve kendisi daha uygun fiyat verdikleri için iki yıllık taahhüt ile aboneliğini başlattı sonrasında ikametine eski tüplü bir televizyon getirdiğini biliyorum ve bilgisayardan televizyon izlemesine gerek kalmadığından aboneliğini iptal ettirdi bu aboneliğin veya iptalin üyeliği ile hiçbir ilgisi bulunmadığına birebir şahidim manavgat adliyesinin mail adresine gönderilen mail içeriğinde her ne kadar mustafa manavgat eski başsavcısı serik adliyesindeki hâkim savcılara seçim zamanı baskı yaptığı ve bunu kaldıramayan serik eski başsavcısı aşırı tepki gösterdiği bunun üzerine dönemin serik başsavcısını üstü kapalı tehdit ettiği ancak buna rağmen mustafa yanında durduğu iddia olunmuş ise de mustafa isimli dönemin manavgat başsavcısı ile herhangi bir samimiyetine şahit olmadım zira kendisini manavgat başsavcısı yanında adliyece yapılan ziyaretler dışında hiç görmedim ve kimseden de bu yönde bir şey duymadım hatırladığım kadarı ile bir defasında adliyede görevli savcılar ve dönemin serik başsavcısı ile yılı içerisinde bir kez serik adliyesinin manavgat adliyesinin mülhakatı olması sebebi ile nezaket ziyaretine gitmiştik onun haricinde ne mustafa ziyaret ettiğine ne de bir bağı ve bağlantısı olduğuna şahit olmadım yerine atanan dönemin manavgat başsavcısı hdye ise yine adliyede görevli savcılar ve dönemin serik başsavcısı ile birlikte nezaket ziyaretine gittiğimizi hatırlıyorum bunun dışında mustafa isimleri geçen dönemin manavgat başsavcıları ile herhangi bir irtibatına şahit olmadım eğer öyle bir irtibat olsa idi kesinlikle bu durumdan haberdar olurdum veya yukarıda anlattığım nezaket ziyaretleri haricinde kesinlikle en azından bir görüşmesine şahit olurdum bununla birlikte mustafa serik başsavcısı ile muhabbeti iyiydi ben bir yıl kadar başsavcı ile çalıştığımdan ve mustafa halen serikte göreve devam ettiğinden muhabbetleri de daha fazla idi seçimlerden sonra ve tayinim çıktıktan sonra başsavcımızı adliyede ziyaretine gittim bu ziyaretlerde mustafa bulunmaktaydı bu görüşmelerde başsavcının mustafa yaklaşımı gayet normaldi ve ona tavır alması ya da farklı bir durum sezmedim bununla birlikte mail içeriğinde md isimli cumhuriyet başvuru numarası karar tarihi savcısının da destek verdiği belirtilmiş ancak md ben tayin olduğumda yerime gelen savcılardan birisiydi ben ise seçimlerden sonra yılında serik kararname kapsamında diyarbakıra gittim manavgat eski başsavcısının ise o zaman diliminde tayini çıkmış yerine hd başsavcı olmuştu ve seçimlerinin üzerinden de bir yıl gibi bir zaman dilimi geçmişti bu yönüyle de ihbar maili kendi içerisinde çelişkili görünmektedir mailinin yukarıda mustafa hakkında anlattıklarım kapsamında doğruları yansıtmadığını düşünüyorum son olarak mustafa terör örgütü üyesi olduğunu gösterir veya kanaati uyandırır ne bir eylemini ne de bir söylemini görmedim tüm bildiklerimi ve bizzat şahit olduğum her şeyi açık bir şekilde anlattım mahkemenin tekrar dinlenmeme lüzum görmesi halinde yine tanıklık yapmaya hazırım söyleyeceklerim bundan ibarettir v tanık manın beyanının ilgili kısmı şöyledir ben mustafa aynı adliyede birlikte görev yapmamız nedeniyle tanırım ben yılında serik adliyesine hâkim olarak atandığımda mustafa aynı adliyede cumhuriyet savcısı olarak çalışıyordu mustafa meslekten ihraç edilene kadar birlikte çalışmaya devam ettik mustafa ile geçmişten ortak tanıdıklarımız olması nedeniyle samimi bir arkadaşlığımız oldu bu arkadaşlığımız süresince mustafa terör örgütü ile bağlantısı olabileceğine ilişkin hiçbir şüpheli davranışına söz ve söylemine şahit olmadım ben adliyeye seçimlerinden sonra atandığım için mustafa bu dönem kimi desteklediğini yahut oy verdiğini bilmiyorum ben atandıktan sonra da bu konuyla alakalı aramızda herhangi bir konuşma geçmedi ancak karakteri ve yapısı itibariyle terör örgütüne mensup kişileri destekleyebileceğini düşünmüyorum bunu düşünme nedenim mustafa ile aramızda terör örgütü ile alakalı geçen gündelik konuşmalardır bu konuşmalarda mustafa bu örgütün hâkimlik savcılık sınavlarında soruları çalarak mensuplarına dağıttığını duyduğunu bu örgütün din kisvesi altında devlet kadrolarına yerleşmeye çalıştığını hak yediğini düşündüğünü söylüyordu mustafa hâkim ile arkadaşlığı normal meslektaş ilişkisi çerçevesinde idi yakın bir arkadaşlığı yoktu hatta bir dönem iddianame iadesi nedeniyle aralarında bir tartışma yaşanmış ve uzunca bir süre küs kalmışlardı k hâkim iddianame iadelerinde sert bir üslup kullanırdı bu iadeler nedeniyle aynı dönem bizimle birlikte çalışan cumhuriyet savcısı ile k hâkim arasında da evrak üzerinde bir sürtüşme yaşanmış ikisi de bu nedenle soruşturma geçirmişlerdi küs oldukları dönem ben mustafa k hâkimin kendisinden yaşça büyük olduğunu iş nedeniyle aralarında bu şekilde kırgınlık olmasının doğru olmadığını adliyede huzursuzluk olmasının hepimizi olumsuz yönde etkilediğini söyleyerek k hâkimle barışması hususunda kendisini teşvik etmiştim bu şekilde tekrar barıştılar ancak aralarındaki arkadaşlık eskisinden daha soğuk ve mesafeli idi birlikte çalıştığımız dönemde ben mustafa hiçbir zaman ne futbol maçı izlediğine ne de futbol oynadığına şahit olmadım toplumumuzda erkeklerin genelde futbol ile haşır neşir olduğu bilinir bilinenin aksine mustafa bu tür faaliyetlere hiç ilgisi yoktu hatta ben başta bu durumu oldukça garipsemiştim mustafa gördüğüm kadarıyla genel olarak cuma namazlarına giderdi md isimli savcı ile manavgat başsavcısı aynı dönem birlikte çalışmadılar m savcı adliyeye tayin olduğunda başsavcı çoktan gitmişti eski başsavcı mustafa kendi dosyalarına baktığına ilişkin bir iddiası varsa bu uyap kayıtlarından araştırılabilir uyap kayıtlarında kimin hangi dosya içeriğine baktığı evrak işlem kütüğünden görülebilmektedir ayrıca herkeste olması nedeniyle başka bir ekranına girilebilmesi sistemsel olarak mümkün değildir ben kesinlikle mustafa terör örgütü üyesi olduğunu düşünmüyorum hatta bu örgüte sempati duyduğunu dahi düşünmüyorum benim kendisi hakkındaki yaklaşık iki yıllık izlenimime göre hakkındaki tüm iddialar iftiradır benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir başvuru numarası karar tarihi tanık hynin beyanının ilgili kısmı şöyledir ben bu konu ile ilgili daha önce serik cumhuriyet başsavcılığında ifade vermiştim o ifadem aynen geçerlidir ben o ifademde de belirttiğim gibi sanık mustafa geçmişini bilmem ben sadece görev yaptığım süre içinde tanıdığım kadarıyla kendisi hakkında bilgi sahibiyim ayrıca bildiğim kadarıyla halen bafra ilçesinde savcı olarak görev yapmakta olan se isimli şahısa sorulursa sanık hakkında geçmişi ile ilgili olarak detaylı bilgi verebilir çünkü sanık daha önce üniversite eğitimi sırasında savcı se ile ev arkadaşlığı yapmıştır ben de bunu şurdan biliyorum se mustafa sonraki bir dönemde kura çekerek manavgat savcı olarak atanmıştı ve bu nedenle serik sanık mustafa ile birlikte kalıyorlardı sanık savcı syi tanıştırmak için serik adliyesine getirdiğinde savcı s ile biz de tanıştık daha sonradan konuşmalarımızda ikisinin daha önce üniversitede ev arkadaşı olduğunu öğrendim ayrıca yine bandırma görev yapan savcı sanığın geçmişi ile ilgili bilgilere sahip olabilir çünkü hâkim savcı stajını antalya yapıyordu ve kendisi serikliydi ve sanık mustafa ile de tanışıyorlardı benim adan bildiğim kadarıyla ikisi hâkim savcı sınavına birlikte yayma cemiyeti yurdunda ankara veya beraber hazırlanmışlar detaylı bilgisine bandırma savcısı ulaşılabilir ayrıca kendisi bekar olarak yaşıyordu ve yine adliyemizde görev yapan savcı isimli şahısla aynı apartmanda oturuyorlardı savcı de sanığın özel ve meslek hayatıyla ile ilgili bilgisi sorulabilir görev yaptığım süre içerisinde sanık mustafa terör örgütüyle ilgili herhangi bir bağlantısına şahit olmadım benim bildiğim kendisi sürekli olarak babasının borçlarını ödüyordu ve aldığı maaş da yetmiyordu hatta kardeşlerinin okuması için de maddi destek sağlıyordu arabası yoktu adliyeye bile minibüsle gidip geliyordu benim bildiğim zamanında babası tarımla uğraşırken çok borçlanmış ve icralık olmuş bu nedenle bu borçları ödemek için çabalıyordu ve kredi çekerek bu borçları kapatmaya çalışıyordu ben sanığın yılındaki seçimlerinde ne örgüt lehine ne de yargıda birlikte platformu lehine herhangi bir çalışmaya katıldığını görmedim ayrıca örgüt lehine de bize baskı yaptığına şahit olmadım ben seçim olduğu sene serik adliyesine yeni tayin olmuştum ve göreve başlayıp adli tatil kullanamadığım için adli tatilden sonra yıllık izine ayrılmıştım döndüğüm sırada da seçime yanlış hatırlamıyorsam günlük bir süre kalmıştı bu süre içerisinde benim hatırladığım kadarıyla bağımsız diye tabir edilen adaylardan hb isimli şahıs adliyemize geldi ve adliyedeki tüm hâkim savcıların odalarına uğradı fakat adliyemizdeki hiçbir hâkim savcı hbyi özellikle oda oda gezdirmedi benim hatırladığım kadarıyla hb o zamanki başsavcımız adliyeden dolaşıp oy istemek için izin almış daha sonra da adliyede oy istemiştir fakat dediğim gibi sanık hiçbir suretle bu şahısa oy vereceğine dair herhangi bir söz söylememiş ve bu şahısın yanında olmamıştır ayrıca ben başka kişilerin de adliyemize oy istemeye geldiğine ve sanığın bunlarla görüştüğüne şahit olmadım her ne kadar iddianamede gördüğüm kadarıyla kişilik olarak sanığın her şeye muhalif olduğuna ilişkin tanık beyanları varsa da ben buna katılmıyorum çünkü adliyemizde her şeye muhalif diye isimlendirdiğimiz asıl kişi hâkim idi hatta sanık ve diğer savcı arkadaşlar hem görüşlerinden ötürü hem de sürekli olarak savcıların iddianamelerini iade etmesinden dolayı kendisine muhalif k diye lakap takmışlardı sanık ayrıca hâkim sürekli olarak takılan birisi değildir zaten bir ara bu iddianame iadesi sebebi yüzünden de araları bozulmuş ve neredeyse bir bir buçuk yıl hiç konuşmamışlar ve yan yana dahi gelmemişlerdi yani sanık hâkim çok yakın ilişkiler içerisinde olmamıştır sanık en çok savcı daha sonra da benim yanıma gelirdi yine sanığın o zamanki başsavcımızın uyap ekranına girdiği ve dosya içeriklerine bakıldığı iddia olunmuşsa da ben böyle bir şeye rastlamadım ve bu konuyu ilk defa şimdi duyuyorum her ne kadar iddianamede gördüğüm üzere isimli mail adresine gönderilen isimsiz ihbar dilekçesinde sanığın seçimleri zamanındaki manavgat başsavcısı olan isimli şahısın yanında olduğu ve sürekli bir araya geldikleri iddia olunmuşsa da ben hiçbir zaman sanığın bu şahısla yan yana başvuru numarası karar tarihi geldiğine şahit olmadım sanık kendi başına yaşardı zaten bekardı mesai içinde işini yapar mesai bitince de adliyede hiç durmaz çıkar giderdi yukarıda da belirttiğim ben sanığın örgüt lehine herhangi bir çalışma yaptığına ve örgüt üyeliğine dair izlenimlere hiçbir suretle rastlamadım zaten karakter olarak da kendisi tüm cemaatlere karşıdır herhangi bir takiye eylemine rastlamadım ayrıca cuma namazlarına da giderdi sanık mustafa ile ilgili başkaca bildiğim veya söyleyeceğim bir şey yoktur onun hakkında bilgi sahibi değilim sanığın zaman gazetesi hakkında bilgi sahibi değilim cumhuriyet savcısı tarihli duruşmada esas hakkındaki mütalaasında özetle başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan eylemine uyan tarihli ve sayılı türk ceza kanununun maddesinin numaralı fıkrası maddesi maddesinin numaralı fıkrası maddesi ile tarihli ve sayılı terörle mücadele kanununun maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesini kamu adına talep ve mütalaa etmiştir mahkeme tarihinde yaptığı duruşmada başvurucunun üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı yüklenen suçun başvurucu tarafından işlendiğinin sabit olmadığından bahisle üye olma suçundan beraatine karar vermiştir mahkemenin beraat kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir cumhuriyet savcılığından ihraç edilen sanık hakkında ya da terör örgütünün kullandığı bilgisayar ya da telefon programlarına ilişkin bir tespit yapılamaması sanıktan elde edilen dijital materyallerinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmaması hazırlık aşamasında dinlenen tanıklar se ek yb md hy ve mgnin sanığın fetö örgütü ile bağı olmadığına ilişkin beyanlarının olması tanık sanığı iyice tanıdığında yapılanmasına bir mensubiyeti olmadığı sanığın muhalifliğinin karakter olarak yerleşmiş olduğu kim iktidar ise ona muhalif olacak bir anarşist düşüncesi olduğu akademi dönemindeki etkilenme ve muhalif düşünce yapısı nedeniyle sözde bağımsız mensubu hsyk üye adaylarına oy vermiş olabileceğini söylemesine rağmen sanığın hsyk seçimlerinde blok halde bağımsız adaylara oy verdiği yönünde veya bu yönde bir örgütsel tavrı olduğuna yönelik dosyaya yansıyan delil olmaması tanık sanığın yargıda birlik üyelerine oy vermemiş olabileceği şeklindeki tahminini destekler bir delil olmaması sanığın da içinde olduğu bazı savcıların uyap ekranından başsavcı ekranına girmiş olabileceklerini söylemesine rağmen bu yönde uyapta yapılmış bir tespit olmaması ve bunun örgütsel bir amaçla yapıldığına dair dosyaya yansımış bir delil de olmaması ayrıca bu tanığın sanığın isimli örgüt şüphelisi ile yakın olduğu yönündeki beyanının dinlenen tüm diğer tanıklarca doğrulanmaması sanığın halen meslekte olan bafra savcısı seye diye hitap ederek onunla yaptığı whatsapp yazışmasında arama kayıtlarının silinmemesi ama whatsapp yazışmasının silinmesi yönündeki konuşmasında herhangi bir suç unsurunun olmaması ve senin fetöcü olmadığını biliyoruz şeklindeki yazışma da dikkate alındığında sanığın bu konuşmayı sadece kendisi ile konuşan kişileri korumak kastı ile yapmış olabileceği başka bir amacının olmadığı şeklindeki savunmasının hayatın olağan akışına uygun olması bilgisayar içeriğinde bulunan bazı fetö fotolarının internet ortamında tıklanarak girilen haber sitelerinden kalma çerez niteliğinde görüntüler olması tanık sanın sanığın fetö örgütünü kötülediği konuşmalarına şahit olduğunu söylemesi tanık sanığın sadece eleştirel bir bakış açısına sahip olduğunu ve örgüt üyesi olmadığını düşündüğünü sanığın hsyk seçimlerinde bağımsız adaylara oy verilmesi gerektiğini ya da onların bir şekilde desteklenmesinin gerektiğine ilişkin olarak bir söylemini de duymadığını söylemesi tanık manın sanığın fetö aleyhine beyanlarının olduğunu bildiğini söylemesi tanık hynin beyanlarında genel olarak sanığın fetö başvuru numarası karar tarihi bağlantısının olmadığını söylemesi hususları bir bütün halde değerlendirildiğinde sanığın dosyaya yansıyan kişisel özellikleri de nazara alındığında açıklanan tüm bu hususların sanık için sempati ve iltisak boyutunu aşan örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği örgüt üyeliğinin kriterlerinin sanık için gerçekleşmediği tanıkların beyanlarının da genel olarak sanığın lehine yorumlanması gerektiği gözetilerek sanığın sabit görülmeyen örgüt üyeliği suçundan beraatine karar verilmiştir cumhuriyet savcısı karara karşı tarihinde istinaf talebinde bulunmuştur dava bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla istinaf aşamasında derdesttir iv hukuk hukuk için bkz adem türkel b no başvurusu hakkında verilen karar v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu aleyhine kefil olduğu bir borçtan dolayı edirne müdürlüğünün sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış başvurucuya ait taşınmaz ihale yoluyla tarihinde satılmıştır başvurucu tahliye emrinin tarihinde kendisine tebliği üzerine ihaleden haberdar olduğunu satış ilanının daha önce ikamet etmediği bir adrese gönderildiğini bu nedenle ihalenin usulsüz olduğunu ileri sürerek edirne hukuk mahkemesinde ihalenin feshi davası açmıştır mahkeme tarihli ve sayılı kararıyla davayı reddetmiştir ret gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir dava ve cevap dilekçeleri taraf beyanları edirne icra müdürlüğünün esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamından alacaklının öztürk borçlunun hasan şimşek ve arkadaşları olduğu örnek ödeme emrinin davacı borçluya tarihinde tebliğ edilerek takibin kesinleştiği tebligatın usulüne uygun olduğu davacı borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarının haczedildiği hacizli edirne ili merkez ilçesi mahallesi ada parsel sayılı taşınmazın e blok numaralı bağımsız bölümüne icra müdürlüğünce kıymet taktirinin yapıldığı satış ilanının davacı borçluya tarihinde aynı adrese tebliğ edildiği tebligatın usulüne uygun olduğu satış ilanının ayrıca divanhaneye asılarak ve gazetede ilan edildiği ilk satış günü olan günü bedelle tufan filize ihale edildiği ihalenin feshini isteme süresinin ihale tarihinden başlayacağı t ek sayılı kararı davanın günlük süresinde olmadığı ihalenin kesinleşerek tapu sicilinde devir işleminin yapıldığı alıcının tarihinde taşınmazın tahliye edilerek tarafına boş olarak teslimini talep ettiği davacı borçluya tahliye emrinin gönderildiği satış ilanının bilirkişi raporuna tamamen uygun olduğu davacının davasının süresinde olmadığı satış ilanının usul ve yasaya uygun olduğu böylelikle yapılan ihalenin maddesine uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilamıyla onanmıştır onama gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının ve maddeleri uyarınca başvurucunun karar düzeltme istemi aynı dairenin tarihli ve sayılı ilamıyla reddedilmiş ve hüküm aynı tarihte kesinleşmiştir yargıtay ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur bu arada satış ilanına ilişkin evrakın usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle ilgili tebligat memuru ve mahalle muhtarı hakkında edirne sulh ceza mahkemesinde dava açılmış mahkeme tarihli ve sayılı kararı ile tebligat görevi kötüye kullanmak suçundan ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve başvuru numarası karar tarihi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir katılanın borcundan dolayı haczedilerek kıymet taktiri yapılan taşınmazı ile ilgili satış ilanının tebliği için çıkarılan adrese daha önce aynı mahalde dağıtım işi yapan posta görevlisi sanık bu defa çıkarılan tebligatı aynı işyerinde çalışan ve dosyada dinlenen tanıkların şifahi beyanlarına rağmen bildirilen adrese tebligatın yapılmadığı ve ayrıca tebligat kanunu maddesine göre işlem yaptığı bu işlemle katılanın taşınmazının bilgisi dışında satışının gerçekleşmesine sebebiyet vererek katılanın mağduriyetine neden olduğu ve bu eylemi ile görevi kötüye kullanmak suçunu işlediği ceza mahkemesi kararı itiraz edilmeksizin tarihinde kesinleşmiştir b hukuk tarihli ve sayılı ve maddesinin birinci fıkrası şöyledir dairelerince yapılacak tebliğler yazı ile ve tebligat kanunu hükümlerine göre olur bu tebliğler makbuz karşılığında doğrudan doğruya tevdi suretiyle de yapılabilir sayılı olay tarihinde yürürlükte olan maddesi şöyledir birer sureti borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerinin tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur adresin tapuda kayıtlı olmaması hâlinde ayrıca adres tahkiki yapılmaz gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer sayılı maddesinin ikinci ve altıncı fıkraları şöyledir feshini borçlar kanununun maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı borçlu tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder ek cümle md ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi hâlinde para cezasına hükmolunamaz ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikâyet müddeti ıttıla tarihinden başlar şu kadar ki bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez tarihli ve sayılı tebligat maddesinin birinci fıkrası şöyledir tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır sayılı olay tarihinde yürürlükte olan maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse adresini değiştirirse yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza bildirmeye mecburdur bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır daha önce tebligat yapılmamış olsa bile taraflar arasında yapılan imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır bakanlar kurulunun tarihli ve sayılı kararnamesi ile yayımlanan tebligat maddesinin birinci fıkrası şöyledir tebliğ yapılacak şahsa kendi müracaatı diğer alakalıların bildirmesi mevcut vesaik tahkikat veya sair suretlerle bilinen en son adresinde yapılır iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucular atila avşar ökkeş avşar ve mustafa avşarın murisi emine avşar tarihinde zilyetliğin tespiti ve kamulaştırma bedelinin tespiti talebiyle dava açmıştır asliye hukuk mahkemesi tarihli karar ile dava konusu taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğu ve mahiyeti itibarıyla kadastro alanı içine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir yargılamaya kadastro mahkemesinin sayılı dosyası üzerinden devam edilmiş mahkeme tarihli kararı ile dava konusu taşınmazın toprak mahsülleri ofisi genel müdürlüğü adına tapuya tesciline başvurucular atila avşar ökkeş avşar ve mustafa avşarın murisi emine avşarın da aralarında bulunduğu davacı ve müdahiller bakımından mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir dava asliye hukuk mahkemesinin e sayılı dosyasına kaydedilmiştir diğer taraftan başvurucular pakize altun arif avcı bülent tosunun murisi hatice tosun başvurucular atila avşar mahmut avşar mustafa avşar ve ökkeş avşarın murisi emine avşar başvurucular nejla sarıoğlu sakine öztürk abdullah öztürkün murisi sıdıka öztürk ile başvurucular ökkeş akın ve akın tarihinde tapu iptali ve tescil talebiyle dava açmış dava asliye hukuk mahkemesinin e sayılı dosyasına kaydedilmiştir asliye hukuk mahkemesi tarihli kararı ile e sayılı dava dosyasının mahkemenin sayılı dosyası ile birleştirilmesine yargılamanın e sayılı dosya üzerinden devam etmesine karar vermiştir mahkeme tarihli kararı ile birleşen ve asıl dava yönünden davanın reddine karar vermiştir temyiz talebinde bulunulmuş olup dava dosyası henüz temyiz incelemesi için yargıtaya gönderilmemiştir iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi karayolları genel müdürlüğü tarafından başvurucuya ait taşınmazla ilgili olarak tarihinde ergani asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil talebiyle dava açılmıştır ergani asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyası üzerinde yürütülen yargılama neticesinde mahkemenin tarih ve sayılı kararı ile idarece açılan davanın kabulüne hükmedilmiştir derece mahkemesi kararı temyiz edilmekle yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı kararı ile bozulmuştur bozma kararı sonrasında ergani asliye hukuk mahkemesinin sırası üzerinde yapılan yargılama sonucunda mahkemenin tarih ve sayılı kararı ile davanın kabulüne hükmedilmiştir derece mahkemesi kararı temyiz edilmekle yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı kararı ile bozulmuştur bozma kararı sonrasında ergani asliye hukuk mahkemesinin sırası üzerinden yapılan yargılama neticesinde mahkemenin tarih ve sayılı kararı ile davanın kabulüne hükmedilmiş olup karar temyiz edilmekle dosya hâlen yargıtayda derdesttir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu aleyhine tarihinde kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde açılan tescil davasında davacı maliye hazinesi kızıltepe ilçesi kaşıklı köyünde bulunan uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde başvurucunun işgalci sıfatıyla tasarrufta bulunduğunu söz konusu yerin hazine adına tescili gereken yerlerden olduğunu imar ihya şartlarını taşımadığını belirtmiş ve taşınmazın maliye hazinesi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir buna karşılık başvurucu yine kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde açtığı tescil davasında taşınmazı tüm teknik imkânları kullanarak imar ihya edip tarım arazisi haline getirdiğini kadastro tespit çalışmalarının yapılmasından itibaren bu yeri otuz yıldır kullandığını bu süre içerisinde taşınmaza mutlak zilyet olduğunu belirtmiş ve taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir kızıltepe asliye hukuk mahkemesi aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan bu iki davanın birleştirilmesine karar vermiş ve tarihli ve sayılı kararı ile davanın başvurucu lehine kısmen kabulüne hükmetmiştir derece mahkemesinin bu kararına karşı maliye hazinesi tarafından temyiz talebinde bulunulmuşsa da yargıtay hukuk dairesi tarihli ilâmında kızıltepe kadastro mahkemesinin sayılı dosyasının ilgisi nedeniyle dava dosyası arasına alınması gerektiğini belirtmiş ve bu nedenle dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir belirtilen eksikliğin giderilmesinin ardından yapılan temyiz incelemesi sonucu yargıtay hukuk dairesi tarihli ve sayılı ilâmı ile derece mahkemesinin kararını eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğu gerekçesi ile bozmuştur bozma ilâmına uyan kızıltepe asliye hukuk mahkemesi tarihli ve sayılı kararı ile davanın başvurucu lehine kısmen kabulüne karar vermiştir kararın temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarihli ilamında tebliğ işlemlerinin sayılı tebligat kanunu hükümlerine uygun yapılmadığını belirterek dosyayı mahkemesine iade etmiştir belirtilen eksikliğin tamamlanmasının ardından yapılan temyiz incelemesi sonunda yargıtay hukuk dairesi tarihli ve sayılı ilâmı ile eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar verildiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur yargılama halen kızıltepe asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyasında devam etmektedir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun maddesi tarih ve sayılı türk medeni maddesi başvuru numarası karar tarihi iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu cumhuriyet başsavcılığı çocuk bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde yakalanmış başvurucunun evi aranmış ve bazı eşyalara el konulmuştur cumhuriyet başsavcılığının tarihli iddianamesiyle suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçunu işlediği iddiasıyla başvurucu hakkında çocuk ceza mahkemesinde ceza davası açılmıştır mahkemenin tarihli ve sayılı kararıyla aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle davanın ağır ceza mahkemesinin sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir ağır ceza mahkemesince tarihinde sayılı kanun uyarınca görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın ayrılmasına karar verilmiştir başvuru numarası karar tarihi görevsizlik kararı üzerine yargılamaya çocuk mahkemesinde devam edilmiş mahkemenin tarihli ve sayılı kararıyla zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verilmiş ve temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı türk ceza kanununun maddesinin numaralı fıkrası iv | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesi ve ekleri ile başvuruya konu dosya içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir kapatılan malatya devlet güvenlik mahkemesinin tarihli kararı ile başvurucunun müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir ankara nolu f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucunun posta yolu ile yurt dışında yaşayan bir arkadaşına göndermek istediği iki sayfalık mektup türkçe dışındaki bir dil ile yazılmıştır başvuru numarası karar tarihi sakıncalı olduğuna karar verilen mektubun onaylı suretinin incelenmek üzere gönderilmesi bölümler tarafından istenmiştir orijinali ve türkçesi ile beraber gönderilen mektubun ceza kurumu tarafından aynı suretle bire bir türkçeye çevrildiği daha sonra da karar verildiği anlaşılmaktadır türkçeye çevrilmiş haliyle mektupta geçen ifadelerin bir kısmı şöyledir merhaba değerli arkadaş mer senin ve radyosunun çalışanlarının zamanı iyi ve güzel olsun ben birkaç kez farklı zamanlarda mektup yazdım ve resimlerle birlikte arkadaşa ne ye ye ye rbye ve ke arkadaşa gönderdim ama idare anlamsız gerekçelerle mektuplara el koydu ve göndermediler en son ke arkadaşa bir kart yazdım yine engel çıkardılar yine ke arkadaş bana başka bir isimle hitap ediyor artık şu anki ismimi kullansa iyi olur bunun dışında nisanda güneşimizin doğum günü olan günde en son olarak durumumuz iyidir bizi hiç merak etmeyin çünkü dışarıda kadar çok hızlı olay ve gelişmeler oluyor ve biz hep merak ediyoruz anılan mektup ceza kurumu disiplin kurulu başkanlığının tarihli ve sayılı kararıyla değerlendirilmiştir söz konusu kararın alınan karar bilgileri kısmında karar tipi olarak mektubu yok et yazmaktadır karar metni şöyledir yapılan inceleme neticesinde hükümlü kamuran reşit bekirin ya göndermek istediği mektupta radyo kanalı aracılığı ile terör örgütüyle haberleşmeyi sağlayan ifadeler nedeniyle sakıncalı görülerek ceza kurumumuz disiplin kurulu tarafından mektubun ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında tüzüğün üncü maddesinin bendinde ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenen temel amaç öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlenmesini engelleyici etkenleri güçlendirmek toplumu suça karşı korumak hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek üretken ve kanunlara nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır gereğince ceza kurumumuz disiplin kurulu tarafından ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında tüzüğün maddesine göre edilmesine karar verilmiş olup kararın hükümlüye tebliğine tebliğ tarihinden itibaren gün içinde karara sincan hakimliğine itiraz edebileceğinin hatırlatılmasına kararın bir örneğinin sicil müşahede dosyasına bir örneğinin açılan özel kartona konulmasına kararın infazı için ilgili birime yazılmasına oy birliği ile karar verildi başvurucu disiplin kurulunun bu kararına karşı sincan hakimliği nezdinde şikayet başvurusunda bulunmuştur başvurucunun şikayet dilekçesi özetle şu şekildedir belçika adresinde ikamet eden ya normal mektup göndermek istedim ceza disiplin kurulunun karar tarihi ile mektubu yok edilmesi kararı almıştır ben bu karara itiraz ediyorum çünkü mektubun içeriği ile ilgili cezaevi güvenliği zarar veren suç teşkil edebilecek kanun ve nizamlara karşı delil ve teşvik edici söz genel ve özel olarak aykırı ve tehlikeli bir söz veya ima yoktur aynı zamanda disiplin kurulunun hukuki bir sıfatı yoktur alınan karar yasaları zorlayarak ve keyfi ve şahısları hedef alarak alınmıştır bir de disiplin kurulunun hepsi kürt dilini bilmedikleri için nasıl anladılar k mektubun içerisinde suç teşkil edecek bir durum vardır mahkemeniz adı geçen mektubumu alıp inceleyip ve içeriğiyle ilgili suç teşkil edilecek bir husus varsa bana bildirilmenizi talep ediyorum sincan hakimliği aşağıda yer alan gerekçelerle başvurucunun şikayetini reddetmiş şikayet konusu metin hakkında aşağıda açıklanan hususlar çerçevesinde tüzüğünün maddesine göre işlem yapılmasına ve kararın bir örneğinin gereği için başvuru numarası karar tarihi ankara nolu f tipi yüksek güvenlikli ceza kurumuna gönderilmesine karar vermiştir hakimliğinin gerekçesi şu şekildedir avrupa hakları mahkemesinin yerleşik uygulaması mahkumların genel olarak özgürlük hakkı hariç avrupa hakları sözleşmesi ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden yararlanmaya devam ettikleri yönündedir avrupa hakları sözleşmesinin göre herkes özel ve aile yaşamına konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir anılan haklar ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı suçun veya düzensizliğin önlenmesi genel sağlık ve genel ahlakın korunması başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla hukuka uygun olarak yapılan ve demokratik bir toplumda gerekli bulunan müdahalelerin dışında kamu makamları tarafından hiç bir müdahale yapılamaz avrupa hakları mahkemesinin birçok kararında da ifade demokratik bir toplumun asli temellerinden olduğu toplumun ilerlemesinin ve her bireyin gelişmesinin başlıca şartlarından birini oluşturduğu avrupa hakları sözleşmesinin maddesinin fıkrasına tabi olmak kaydıyla bu özgürlüğün yalnızca olumlu karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olarak algılanan bilgi ve fikirler için değil şok edici zedeleyici yahut kaygı verici bilgi ve fikirler için de geçerliği olduğu vurgulanmıştır bununla birlikte avrupa hakları mahkemesi ne göre şiddete çağrı ve teşvik kin ve nefret söylemi hakaret ise ifade özgürlüğünün koruması altında değildir herhangi bir beyanın şiddete çağrı ve teşvik kin ve nefret söylemi ve hakaret kapsamında olup genelinden nerede nasıl söylendiğine kimin tarafından söylendiğine söylem ve eylemin pratikte bir karşılığı olup olmadığına söylemin etkinliği açısından yakın tehlike kavramının değerlendirilmesine kadar bir dizi unsurun birlikte değerlendirilmesini gerektirmektedir sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun maddesinde de kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez düzenlemesi yer almaktadır bu ilkeler ve yasa maddesi çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda hükümlüye gönderilen mektubun mb isimli kişiye gönderildiği mektubun gönderen tarafından doğrudan doğruya muhatabına değil de önce belçikada kayıtlı bir adrese ve başka bir isme gönderildiği sonradan da bu isim tarafından da muhatabına iletilmek üzere postaya verildiği hakimliğimize intikal eden birçok dosyadan da mesela esas sayılı dosyalar anlaşıldığı üzere bu şekilde gönderen tarafından doğrudan muhatabına mektupların belçika da kayıtlı bir adrese ulaştırılıp o adreste görünen bir isim tarafından muhatabına iletilmek üzere postaya verildiği bu uygulamaya göre de mektupların bir merkezde toplandıktan sonra muhataplarına iletildiği mektuplaşmanın bu şekilde bir merkezin kontrol ve denetiminde gerçekleştiği anlaşılmıştır öte yandan mektubun içeriğinde de itiraz edenin ke arkadaş bana başka bir isimle hitap ediyor artık şu anki ismimi kullansa iyi olur ifadesinin geçtiği de anlaşılmıştır buna göre gerek mektuplaşmanın usulü gerekse içeriği gözetildiğinde sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun maddesinde belirtilen terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olma hali söz konusu olduğundan kararının yerinde ve hukuka uygun olduğu itirazın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle başvurucunun sincan ağır ceza mahkemesi nezdinde yaptığı itiraz hakimliğinin kararına atıf yapılarak mahkemenin tarihli ve değişik sayılı kararıyla reddedilmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk anayasa mahkemesinin ahmet temiz b no kararında hükümlü ve tutukluların gönderdiği veya kendilerine gönderilen mektuplara cezaevi idareleri tarafından yapılan müdahalelere ilişkin mevzuata yer verilmiştir iv | No violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir adana ağır ceza mahkemesinin tarih ve sayılı kararıyla başvurucunun hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı kararıyla onanmıştır başvurucu cezasının kalan kısmının infazı için yılının şubat ayında kırıklar nolu f tipi ceza kurumuna yerleştirilmiştir başvurucu halihazırda haymana kapalı ceza kurumunda bulunmaktadır başvurucuya ailesi tarafından içeriğinde sonra adlı yerli sinema filminin yer aldığı bir cd gönderilmiştir sözü edilen inceleyen nolu f tipi yüksek güvenlikli ceza kurumu müdürlüğü eğitim kurulunun eğitim kurulu tarih ve sayılı kararıyla başvurucuya verilmemesine karar verilmiştir anılan kararın ilgili kısmı şöyledir ali posta ile gelen içeriğinde propaganda yapıldığı halkı bölmeyi amaçlayan propaganda yapıldığı belli ideolojileri övdüğü olduğu için yukarıda adı geçene oy birliğiyle karar verilmiştir başvurucu tarihli dilekçe ile eğitim kurulu kararına karşı hâkimliğine şikâyet başvurusunda bulunmuştur başvuru ile ilgili olarak cumhuriyet savcısı yazılı mütalaasında reddine karar verilmesi yönünde görüş bildirmiştir mütalaanın ilgili kısmı şöyledir ali karatay adına posta yoluyla gönderilen adlı film cd ile ilgili olarak eğitim kurulu başkanlığının sayılı kararı ile söz konusu cdnin izletilmemesine dair kararın propaganda yapıldığı halkı bölmeyi amaçlayan propaganda yapıldığı belli ideolojileri övdüğü için uygun olduğu anlaşılmakla adı geçen adına posta yoluyla gönderilen film cd ile ilgili olarak eğitim kurulu başkanlığının sayılı kararı ile ilgili itirazlarının reddine karar verilmesi hususu kamu adına mütalaa olunur hakimliğinin tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun şikâyetinin reddine karar verilmiştir anılan kararın ilgili kısmı şöyledir ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkındaki tüzüğün maddesinde eğitim kurulunun kuruma gelen her türlü yayının kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber yazı fotoğraf ve yorumları kapsayan nitelikte olup olmadığına karar verme ve yetkisinde olduğunun belirtildiği sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkındaki kanunun maddesinde bu tür hiçbir yayının hükümlüye verilmeyeceği ve ceza kurumları başvuru numarası karar tarihi kütüphane ve kitaplık yönergesinin maddesinde yasaklanmamış olsa bile kurum güvenliğini tehlikeye düşürdüğü veya müstehcen haber yazı fotoğraf ve yorumları kapsadığı eğitim kurulu kararıyla tespit edilen hiçbir yayın kuruma kabul şeklinde hüküm belirtildiğinden hükümlü ali itirazına konu dosya içinde mevcut devrimden sonra adlı cd incelendiğinde içerikleri dikkate alındığında siyasi propaganda yapıldığı halkı bölmeyi amaçlayan propaganda yapıldığı belli ideolojileri övdüğü için ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde kurum eğitim kurulu başkanlığının sayılı kararının kanun tüzük ve yönetmeliklere uygun olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar vermek gerektiği başvurucu hâkimliğinin ret kararına karşı tarihli dilekçe ile itiraz kanun yoluna başvurmuş olup itirazı inceleyen ağır ceza mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir ağır ceza mahkemesinin kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hâkimliği maddesi şöyledir hakimliklerinin görevleri şunlardır hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri yerleştirilmeleri barındırılmaları ısıtılmaları ve giydirilmeleri beslenmeleri temizliklerinin sağlanması bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması dışarıyla ilişkileri çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak hükümlülerin cezalarının infazı müşahadeye tabi tutulmaları açık cezaevlerine ayrılmaları izin sevk nakil ve tahliyeleri tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak kanunlarda başka bir yargı bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır sayılı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir başvurusu üzerine infaz hâkimi duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir ancak gerek gördüğünde karar vermeden önce şikayet konusu işlem veya faaliyet hakkında resen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır ek cümle disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi hükümlü veya tutuklunun savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını verir ek cümle hükümlü veya tutuklu savunmasını hazır bulunmak ve vekaletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla başvuru numarası karar tarihi birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir ek cümle hâkimi gerekli görmesi durumunda hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir tarih ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir hükümlü mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir resmî kurumlar üniversiteler kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla bakanlar kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkartılan gazete kitap ve basılı yayınlar hükümlülere ücretsiz olarak ve serbestçe verilir eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitapları denetime tâbi tutulamaz kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber yazı fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez tarih ve sayılı resmî yayımlanarak yürürlüğe giren ceza kurumlarının yönetimi ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kurulunun görev ve yetkileri kenar başlıklı maddesinin numaralı fırkasının ı bendi şöyledir eğitim kurulu aşağıda sayılan işleri yapmakla görevli ve yetkilidir ı kuruma gelen her türlü yayının kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber yazı fotoğraf ve yorumları kapsayan nitelikte olup olmadığına karar vermek tarihli adalet bakanı ile yürürlüğe giren ceza kurumları kütüphane ve kitaplık kabul edilmeyecek yayınlar kenar başlıklı maddesi şöyledir mahkemelerce yasaklanmış olan b mahkemelerce yasaklanmamış olsa bile kurum güvenliğini tehlikeye düşürdüğü veya müstehcen haber yazı fotoğraf ve yorumları kapsadığı eğitim kurulu kararıyla tespit edilen hiçbir yayın kuruma kabul edilmez iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu başvuru tarihinde adana f tipi kapalı ceza kurumunda kurumu tutuklu olarak bulunmaktadır kurumu eğitim kurulu eğitim kurulu tarihli kararında tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun maddesinin numaralı fıkrası uyarınca kürt sorunu ve demokratik ulus çözümü ile hep kavgaydı yaşamım cilt isimli kitapların başvurucuya teslim edilmemesine karar vermiştir eğitim kurulu adı geçen ilk kitap hakkında mahkemelerce verilmiş toplatma kararı bulunduğunu belirtmiştir diğer kitapta ise pkk terör örgütünün kurucuları arasında yer alan sara kod adıyla bilinen ve örgütün avrupa sorumlularından biri olarak yılına başvuru numarası karar tarihi kadar faaliyet gösteren sakine cansızın örgüt faaliyetlerinde nasıl yer aldığı terör örgütü faaliyetlerinin meşru bir özgürlük hareketi olduğu ve örnek alınması gereken bir örgüt üyesinin otobiyografisinin yazıldığı ayrıca terör örgütünün amaçlarına ulaşması için koşulsuz itaat ve çalışmanın özendirildiği ifade edilmiştir sonuç olarak eğitim kurulu anılan yayınların başvurucuya verilmesi halinde kurumunda gerçekleştirilen iyileştirme faaliyetlerinin olumsuz etkileneceği ve bu yayınların belli bir örgüt disiplini oluşturmak amacıyla örgütsel materyal olarak kullanılacağı sonucuna varmıştır eğitim kurulu kararına karşı başvurucunun adana hakimliğine hakimliği yaptığı şikayet hakimliğinin tarihli kararıyla kabul edilmiştir hakimliği ilk kitap hakkındaki toplatma kararı suretinin dosyaya eklenmediğini belirtmiştir kitaplarda bulunan resim fotoğraf ve yorumların kurumu güvenliğini tehlikeye düşürecek nitelikte olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle hakimliği kitapların başvurucuya teslim edilmemesine dair eğitim kurulu kararının kaldırılmasına hükmetmiştir adana cumhuriyet savcısı hakimliğinin ret kararına karşı itiraz etmiştir inceleyen adana ağır ceza mahkemesi tarihinde itirazı kabul etmiştir kararın ilgili kısmı şu şekildedir hükümlünün itirazında belirtmiş olduğu kitapların yasaklanmamış olması bu kitapların cezaevi yönetimince hükümlüye serbestçe verilebileceği anlamına gelmediği nitekim basılan ve yayınlanan her kitabın kültür ve turizm bakanlığı basıma girmeden önce denetlenmediği dolayısıyla örgüt propagandası yapan bir kitabın da bastırılıp satışa çıkarılmasının mümkün olduğu kitapların içeriği incelendiğinde de anlatılan olayların pkk terör örgütünü ve eylemlerini haklı hukuka ve vicdana uygun masum eylemler olarak gösterdiği ve bu tür anlatımların sayılı ceza ve güvenlik hakkındaki kanunun ve maddesinde belirtilen infazın ıslah edici amacını ortadan kaldıracağı gözetildiğinde açıklanan nedenlerle kitapların hükümlüye verilmemesinin sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkındaki kanunun maddesine uygun olduğu anlaşıldığından başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan ulusal hukuk kaynakları için bkz halil bayık b no b uluslararası hukuk mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için bkz ahmet temiz b no v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucunun maliki olduğu başvuruya konu taşınmaz ölçekli revizyon uygulama imar planında kamu hizmeti alanına ayrılmıştır başvurucu bu taşınmazın kamulaştırılması istemiyle belediyeye başvurmuş fakat bu yoldan bir sonuç elde edememiştir başvurucu bunun üzerine imar planında kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle belediye aleyhine tam yargı davası açmıştır derece mahkemelerince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir kararda tarihli ve sayılı yatırımların proje bazında desteklenmesi ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunla tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununa birtakım hükümler eklendiği vurgulanmıştır bu bağlamda uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılan taşınmazların kamulaştırılması için öngörülen beş yıllık sürenin sayılı kanuna eklenen geçici madde gereğince bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya karan kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir başvurucu nihai kararın tebliği üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz hüseyin ünal b no v | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi turk kuvvetleri tsk jandarma uzman olarak tunceli van ve hatay illerinde van jandarma komando harekat tabur yapmakta iken duyusu van asker hastanesine sevk van asker hastanesine kez sevk edilen ve tarihlerinde olmak uzere ayn raporu bu raporlan benzer tespitler amlan raporlan ile tehisinde komando uzman olarak tespit hatayda yapmakta iken yine sebebiyle iskenderun asker hastanesine sevk edilen tarihli raporu tanzim bu rapor ile frekans tehisi ve tskda tespitinde tarihli raporun tarihinde tsk ile ve malulen emekli tunceli van ve hatayda yaparken operasyonlarda agir silahlar nedeniyle konuma zorunda ve bu durumun kendisini maddi ve manevi zarara belirterek gerek kusur gerekse kusursuz sorumluluk tazminat istemiyle jandarma genel tarihinde idari cevap verilmemek suretiyle ret uzerine ileri maddi ve manevi tarihinde askeri idare mahkemesi ayim nezdinde tam a ikinci dairesi mahkeme tarihli sure nedeniyle ret tarihli ve askeri idare mahkemesi kanununun dava suresine yer verilerek idari eylemlerden haklan ihlal dava bu eylemlerin bildirimi uzerine veya baka suretle tarihten itibaren bir ve her halde eylem tarihinden itibaren be yetkili makama yerine getirilmesini istemelerinin art bu isteklerin veya tamamen reddi halinde ret tarihinden ve gun cevap takdirde bu surenin tarihten itibaren gun tam agir silah nedeniyle iddia ve ile her rapor tanzim alti sonra donemde agir silah bilgi ve eylem ile eylemden dogan zaran en ge tarihli raporla bu tespit tarihinden itibaren en karar tarihi ge bir idareye tazmini istemiyle gerekirken tarihinde sure belirtilerek ret ret karan ile kalan raporda tskda belirtilen zorunlu idari malul olma durumunu ortaya koyan tarihli rapordan itibaren ifade ret karar istemi mahkemenin tarihli karan ile nihai karan tarihinde ettikten sonra tarihinde bireysel iv ilgili hukuk a ulusal hukuk kanun kanunun maddesinin birinci mari eylemlerden ihlal askeri mare mahkemesinde dava bu eylemlerin bildirimi veya suretle tarihten itibaren bir ve her halde eylem tarihinden itibaren bej yetkili makama yerine getirilmesini istemeleri bu isteklerin veya tamamen reddi halinde bu konudaki tarihinden ve cevap takdirde bu tarihten itibaren tam tarihli ve idari kanununun maddesinin eylemlerden ihlal idari dava bu eylemleri bildirim veya tarihten itibaren bir her eylem tarihinden itibaren bej ilgili idareye yerine getirilmesini istemeleri gereklidir bu isteklerin veya tamamen reddi halinde bu konudaki izleyen itibaren veya istek cevap takdirde bu tarihten itibaren dava dava onuncu dairesinin tarihli ve ilgili bir eylemin ve zarar durumlarda eylemin kimi zaman da ve incelemelerden hatta ceza sonra ortaya karar tarihi kamu idari tasarrufta bulunurken zorunlu kurallara nedeniyle kendilerine izafe edilebilecek nitelikte olmakla birlikte resmi yetkilerin idaresinden de dogan tazmini istemiyle tam eylemin kamu kusurundan kusurundan ceza muhakemesi sonucunda belirlenmesiyle ortaya bu nedenlerle kanun un maddesinde ve eylemin ve ortaya tarihten itibaren zorunludur aksi yorumun dava yolunun hak arama olumsuz belirtmek gerekir aman yasa tam idari eylem nedeniyle tazminine sebebiyle eylemin ve yo ortaya zorunludur aym dairenin tarihli ve ilgili mari kanununun tam maddesinde idari eylemlerden haklan ihlal idari dava eylemin tarihten itibaren bir ve her eylem tarihinden itibaren ilgili idareye yerine getirilmesini istemeleri olup bu ihlal eden eylemlerin idare ile illiyet bir ifadeyle eylemin tarihten itibaren tam davalan idari eylem nedeniyle tazminini ifade etmektedir bu nedenle tam eylemin ve yo ortaya zorunludur eylem idarenin bir hareketi bir bir tutumu veya idari karar ve ilgisi olmayan bir temelinde bir idari karar veya olmayan salt maddi ifade etmektedir konusu eylemlerin ve zarar bazen eylemin birlikte ortaya bazen de sonra inceleme ve hatta ceza sonucu ortaya kamu idari bir tasarruf yaparken ve hizmetin kural usu ve gereklerine olarak kendisine izafe edilebilecek boyutta ve ancak yine de resmi yetki ve olanaklardan yararlanarak onan kullanarak hareket bu nedenle de idaresinden tamamen ve engelleyen kusurlan nedeniyle dogan tazmini istemiyle tam eylemin bazen ceza personelin kusuru sonucu mi yoksa kusuru sonucu mu ortaya belirlenmesinden sonra saptanabilmektedir bu itibarla kanun un maddesinde bir ve bej eylemin ortaya tarihten itibaren zorunludur aksi yorumun zarara yo eylemin ortaya olan dava ama ortadan hak arama karar tarihi b hukuk avrupa insan haklan maddesinin ilgili herkes medeni hak ve ile ilgili ya da cezai alanda kendisine konusunda karar verecek olan kanunla ve bir mahkeme makul bir sure irinde hakkaniyete uygun ve olarak istemek sahiptir dava kullanmak yasal artlara da mahkemelerin usul uygularken hem adil halel getirecek am hem de yasalar konulan usul ortadan sonucunu am esneklikten gerekir b no hukuk ilkesi ve adaletin iyi bir tecelli etmesi hizmet ve dava isteyen yetkili ve mahkeme inceletmek bir engel durumlarda mahkemeye ihlal olur ve digerleri yunanistan b no sure gibi dava usul birden fazla yoruma neden olabilecek nitelikte ise mahkemeye o yorumlardan birinin isteyen engelleyecek kati bir veya konusu bir uygulamaya tabi gerekir ve cumhuriyeti b no avrupa insan haklan mahkemesi b no sure nedeniyle reddedilen mahkemeye engellenip hususunu konusu olayda askerlik hizmetini yerine getirirken tarihinde bir tedavisi uzunca bir sure devam ve sonunda askerlikle sonraki ba ve ba bamda belirlenemeyen metal bir cismin tespit askeri tip akademisindeki gata muayenesinde bamda mermi tarihinde tazminat almak idareye ancak bu talebi bunun uzerine idare aleyhine maddi ve manevi tazminat istemiyle davada a konusu tarihten itibaren be dava sure amlan temelinde yer alan konunun aslen be sure smmm tarihten itibaren hesaplayan yerel mahkeme ifade tarihinde mermiden haberdar konusu kendisinden be tazminat beklenmesinin makul olarak mahkemenin yaralanmayla ilgili tazminat dava zaran ve a sure kati yorumunun tam olarak incelenmesine engel nedeniyle mahkemeye ihlal sonucuna karar tarihi v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan duyusu maluliyete neden tarihinde tanzim edilen raporu ile zarara bu tarihte ve bu nedenle zorunlu idari tarihinden itibaren belirterek mahkemenin idari raporu esas alarak sonucu reddetmesinin mahkemeye ve etkili ihlal ileri b maddesinin birinci herkes ve yollardan faydalanmak suretiyle mercileri veya olarak iddia ve savunma ile adil sahiptir anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no mahkemenin dava asma dair hukuk mahkemeye kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de mahkemeye ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas a ve maddesinin birinci herkesin mercileri veya olarak iddiada bulunma ve savunma sahip mahkemeye maddesinde alman hak arama bir unsurudur diger yandan maddesine adil ibaresinin eklenmesine taraf de adil madde metnine dahil yorumlayan maddesinin mahkemeye tur san ve tic ltd ti b no maddesinde hak arama bir temel hak diger temel hak ve gereken ve en etkili biridir bu bir karar tarihi mahkeme ve adil giren faydalanabilmesi isin ilk olarak ortaya koyma gerekir diger bir ifadeyle dava yoksa adil yararlanmak olmaz mohammed b no anayasa mahkemesi bireysel mahkemeye bir mahkeme ve etkili bir karara isteyebilmek ifade en b no somut olayda idari eyleme tam sure reddedilerek incelenmemesi nedeniyle mahkemeye bir b ihlal maddesinin ilgili temel hak ve ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere olarak ve ancak kanunla bu ilkesine olamaz yukanda amlan maddesinde belirtilen uygun takdirde maddesinin ihlalini tekil edecektir bu sebeple maddesinde ve somut uygun kanun bir sebebe dayanma ilkesine olmama uygun olup belirlenmesi gerekir kanunilik idari eylemden dogan tazmini istemiyle sure reddedilmesine mahkeme kanunun maddesine somut olayda mahkemeye kanuni mevcut arna dava bir sureye ne hususu benzer nitelikteki anayasa mahkemesi defa anayasa mahkemesi bu incelemelerinde idari ya da eylemlere davalarda sure en genel ifadesiyle maddesinde hukuk devleti ilkesinin bir olan idari eklinde bir daha bkz b no fatma altuner b no lojistik nakliyat denizcilik turizm sanayii ve ticaret limited b no karar tarihi genel ilkeler anayasa mahkemesi bireysel mahkemeye engelleyen veya mahkeme hale getiren bir baka mahkeme mahkemeye ihlal ifade sen bu nedenle mahkemelerin usul uygularken hakkaniyetine zarar getirecek kati gibi kanunla usul ortadan neden olacak am esneklikten de gerekir b no bu kapsamda mevzuatta dava hukuka olarak veya bu nedenleriyle dava ya da kanun engel mahkemeye ihlal edebilir tur san ve tic ltd ti bu dava ilemeye an da mahkemeye b no dava hangi tarihte belirlemek ve bu yorumlamak esasen derece mahkemelerine aittir bireysel ikincillik ilkesi dava tarihin belirlenmesi anayasa mahkemesinin bir anayasa mahkemesinin bu hususta rol dava hangi tarihten itibaren ilgili derece mahkemelerinin mahkemeye etkisini somut incelemektir ahmet b no bu kapsamda dava dava ya da hak sahibinin dava haberdar ve somut haberdar nedenlerin bir donemde ilemeye dava ilkesini zedeleyebilir benzer bkz ilkelerin olaya tam gerekli olan zorunlu idari tarihi olarak tskdan kesilmesine neden olan raporunun esas mahkemeye ihlal etmektedir somut olayda van asker hastanesi ancak tsk ve ayn raporu takip eden iskenderun asker hastanesi tarihli raporu ile aynca tskda tespit iskenderun asker hastanesinin raporu tskdan kesilmesinin jandarma genel aleyhine tam dava silahlar nedeniyle tskdan zorunda bu nedenle maddi ve manevi zarara belirterek tskdan ve malul hale gelmesinde idarenin sorumlu ifade a ikinci dairesi en tarihli raporla nedeniyle zarardan haberdar vurgulayarak bu tarihten itibaren bir idareye karar tarihi tazmini istemiyle gerekirken tarihinde uzerine sure anayasa mahkemesince daha benzer nitelikte da uzere idari eylem nedeniyle tazmini istemiyle tam idarenin tazminle tutulabilmesi ortada idari eylem ve zarar aynca zararla idari eylem illiyet bu eylemin veya yol ya da illiyet eylemden sonra veya ortaya durumlarda dava suresinin bu tarihlerden sonra kabul edilmektedir mehmet ve nuray b no bireysel konu olayda ilk kez raporu ile tespit ve takip eden donemde raporlan ile itilaf ile muayeneleri ve raporlar haberdar bununla birlikte bu raporlarda devam ifade ve kadar uzman olarak bir baka ifadeyle ile raporlar malul addedilmesi sonucunu ile kesilmesine sebebiyet veren rapor ise tarihlidir bu raporda teyit edilmekle birlikte tsk tespit bu rapor sonucu malul olarak ve tsk ile sebebiyle tskdaki tarihli rapor ile salt nedeniyle tazmini talep etmemekte kaybetmesi ve malul hale gelmesi nedeniyle yerine getirilmesini istemektedir tskda bildiren raporun bu hale tarihinde rapor sonucu malul addedilerek tsk ile dikkate tam sebep olan ve meslegin nedeniyle ileri edilemez bu itibarla salt tespit eden ve malul addetmeyen rapor esas zararla ilgili idari yapmak suretiyle dava beklenmesi bir bu hale haberdar olmakla birlikte tskda bir veriye sahip olmayan tarihli rapor ile zarara neden olan eylemi ve zaran kabul edilerek dava on olan idari bir surenin mahkemeye kati bir yorum ve bu yorumun mahkemeye am derecede bu itibarla mahkemeye maddesinde alman adil mahkemeye ihlal karar verilmesi gerekir karar tarihi c kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri kanunun maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hdllerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler mehmet dogan uygun giderim yolunun belirlenebilmesi ihlalin belirlenmesi buna ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile anayasa mahkemesi maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan isin yeniden uzere bir ilgili mahkemeye mehmet dogan anayasa mahkemesinin tespit edilen ihlalin giderilmesi yeniden hallerde ilgili usul yenilenmesi kurumundan olarak yenilenmesi sebebinin ve hususunda derece mahkemesinin herhangi bir takdir yetkisi zira ihlal karan verilen hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemesi anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan yeniden ihlalin giderilmesi ve tazminine karar verilmesi talebinde anayasa mahkemesi kanunun bir sonucu sure reddedilmesi nedeniyle mahkemeye ihlal sonucuna somut ihlalin mahkeme bu durumda mahkemeye ihlalinin ortadan isin yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlale yol asan mahkeme ortadan karar tarihi ve nihayet ihlal sonucuna uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir bu sebeple bir yeniden ilgili mahkemeye karar verilmesi gerekir mahkemeye ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar sonucuna tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a adil mahkemeye ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman adil mahkemeye ihlal c bir adil ihlalinin ortadan maddesinin birinci e bendinin b alt bendi yetkili idari karar ayim ikinci dairesinin tarihli ve ilgilidir d tazminat talebinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan burhan ustun serruh kaleli hasan tahsin kadir hakyemez | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde aö dk ve aleyhine menemen asliye hukuk mahkemesinde açtığı davada tarihinde göğüs hastalığı nedeniyle gittiği menemen devlet hastanesinde doktor tarafından yapılan muayene üzerine vurulan iğne sonucunda sol ayağının felç olduğunu ileri sürerek tl maddi tazminatın tahsilini talep etmiştir mahkemece tarih ve sayılı kararla kamu görevlilerinin kusurları nedeniyle açılacak tazminat davasının kendilerine rücu edilmek kaydıyla idare aleyhine açılabileceği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla davacının açıkça kişisel kusura dayandığı o nedenle anayasanın maddesinin beşinci fıkrasının göz önünde tutulamayacağı mahkemece işin esasına girilip davalıların kişisel kusurlarının bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur mahkemece bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiştir başvurucu davayı ıslah ederek tl manevi tazminat ile tl maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir mahkemece tarih ve sayılı kararla dava değerinin tl olup mahkemenin görevine girmediği ıslah talebi yönünden de bir karar verilmediği davanın açıldığı tarih itibarıyla mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine dosyanın yetkili ve görevli menemen sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla başvurucunun ıslah dilekçesi ile manevi tazminat talep ettiği talep edilen manevi tazminatın miktar olarak menemen asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı dolayısıyla görevli mahkeme olduğu işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur menemen asliye hukuk mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda tarih ve sayılı kararla kamu görevlilerinin kusurları nedeniyle açılan davaların kendilerine rücu edilmek kaydıyla idare aleyhine açılacağı yargıtay hukuk dairesinin sonraki içtihatlarının da bu doğrultuda olduğu davanın adli yargı yerinde açılamayacağı gerekçesiyle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla hüküm onanmıştır karar düzeltme istemi aynı dairenin tarih ve sayılı ilamıyla reddedilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarih ve sayılı mülga borçlar ve devamı maddeleri başvuru numarası karar tarihi iv | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesi ve ekleri ile başvuruya konu dosya içeriğinden tespit edilen olaylar özetle şöyledir adana ağır ceza mahkemesi kararı ile egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçunu işlediği gerekçesiyle başvurucunun hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir başvurucu hükümlü olarak bulunduğu kırıkkale f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza kurumundan kurumu genel bir mektup göndermek istemiştir söz konusu mektupta kürt sorununun çözümü için şu an cezaevinde bulunan tutsaklar bedenlerini ölüme yatırmış bulunmaktadır talepleri müzakere sürecinde olumlu rol oynayan sağlık güvenlik ve özgürlüğünü güvenceye alınması ile anadil önündeki hukuki tüm engellerin kaldırılmasıdır böylesi insani bir talebe siz hakları savunucuları olarak gerekli duyarlılığı göstereceğinize inanıyoruz tutsakların daha ağır sonuçlarla karşılaşmaması için gerekli duyarlılığın geliştirilmesi için sizlerden yardım talebinde bulunuyoruz ifadeleri yer almaktadır tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında maddesinin numaralı fıkrası uyarınca anılan mektubu inceleyen kurumu disiplin kurulu tarihli ve sayılı kararla mektubun alıkonulmasına karar vermiştir anılan kararla başvurucunun mektubunun yanı sıra diğer hükümlülerin çeşitli sivil toplum kuruluşlarına ve şahıslara göndermek istedikleri mektuplar da alıkonulmuştur kararın ilgili kısmı şöyledir tarihinde hükümlüler mustafa aydın tarafından hakları derneğine gönderilmek istenen mektup ve faksların içeriğinin disiplin kurulumuzca incelenmesi neticesinde mektupların içeriğinde geçen ifadelerde türkiye genelindeki ceza infaz kurumlarında bulunan terör hükümlülerin yapmakta oldukları süresiz açlık grevlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı çeşitli kurum ve kuruluşlara mektup göndermek suretiyle olumsuz yönde kamuoyu oluşturma gayreti içinde oldukları bununla birlikte örgütsel bir amaca hizmet ettikleri ve bu yönde haberleşme yaptıkları anlaşıldığından hükümlüler mustafa aydın tarafından hakları derneğine gönderilmek istenen mektup ve faksların tamamının sakıncalı bulunarak alıcılarına gönderilmemesine karar verilmiştir başvurucu bu karara karşı kırıkkale hâkimliği nezdinde şikâyet başvurusunda bulunmuştur hâkimliği tarihli ve sayılı kararla başvurucunun şikâyetini reddetmiştir kararın ilgili kısmı şöyledir sayılı kanunun maddelerinde açlık grevi yapmak bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezasını gerektiren eylem olarak kabul edilmiş olup cezaevinde açlık grevi yapmak disiplin cezasını gerektirdiğinden bununla ilgili mektupların gönderilmemesine dair kırıkkale f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza kurumu müdürlüğü disiplin kurulu başkanlığının tarihli ve sayılı kararı kanuna uygun olduğundan hükümlülerin şikayetlerinin reddine karar vermek gerekmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu hâkimliğinin kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen kırıkkale ağır ceza mahkemesi tarihli ve sayılı kararla hâkimliğinin kararındaki gerekçeye atıf yapılarak kararın usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk sayılı maddesi şöyledir hükümlü bu maddede belirlenen kısıtlamalar dışında kendisine gönderilen mektup faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karşılanmak koşuluyla gönderme hakkına sahiptir hükümlü tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup faks ve telgraflar mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyon olmayanlarda kurumun en üst amirince denetlenir kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez hükümlü tarafından resmî makamlara veya savunması için avukatına gönderilen mektup faks ve telgraflar denetime tâbi değildir sayılı maddesine dayanılarak çıkarılan tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan tarihli ve sayılı ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında ceza tüzüğü maddesinin numaralı fıkrası şöyledir asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez ceza maddesi şöyledir inci maddeye göre mektup alma ve gönderme hakkı kapsamında hükümlüler tarafından yazılan mektup faks ve telgraflar zarfı kapatılmaksızın bu işle görevlendirilen ikinci müdür başkanlığında idare memuru ve yüksek okul mezunu iki infaz ve koruma memuru tarafından oluşturulan mektup okuma komisyonuna iletilmek üzere güvenlik ve gözetim servisi personeline verilir yapılan incelemeden sonra gönderilmesinde sakınca görülmeyen mektuplar üzerine görüldü kaşesi vurulur zarf içerisine konularak kapatılır ve postaneye teslim edilir resmî makamlara veya savunması için avukatına gönderilenler hakkında inci maddenin dördüncü fıkrası hükmü uygulanır hükümlülere gönderilen ve açılıp incelendikten sonra verilmesinde sakınca olmadığı anlaşılan mektup faks ve telgraflar zarfları ile birlikte verilir ceza maddesi şöyledir mektup okuma komisyonunca mahalline gönderilmesi veya hükümlüye verilmesi sakıncalı görülen mektuplar en geç saat içinde disiplin kuruluna verilir mektubun başvuru numarası karar tarihi disiplin kurulu tarafından kısmen veya tamamen sakıncalı görülmesi hâlinde mektup aslı çizilmeden veya yok edilmeden şikâyet ve itiraz süresinin sonuna kadar muhafaza edilir mektubun kısmen sakıncalı görülmesi hâlinde aslı idarede tutularak fotokopisinde sakıncalı görülen kısımlar okunmayacak şekilde çizilerek disiplin kurulu kararı ile birlikte ilgilisine tebliğ edilir mektubun tamamının sakıncalı görülmesi hâlinde sadece disiplin kurulu kararı tebliğ edilir tebliğ tarihinden itibaren infaz hâkimliğine başvuru için gereken süre beklenir bu süre içinde infaz hâkimliğine başvurulmamış ise disiplin kurulu kararı yerine getirilir hâkimliğine başvurulmuş ise infaz hâkimliği kararının tebliğinden itibaren itiraz süresi beklenir hâkimliği kararına itiraz edilmemiş ise bu karara göre itiraz edilmiş ise mahkemenin kararına göre işlem yapılır hükümlüye yapılacak tebligatta tebliğ tarihinden itibaren gün içinde infaz hâkimliğine şikâyet hakkının kullanılmaması veya infaz hâkimliği kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde ağır ceza mahkemesine itiraz edilmemesi hâlinde disiplin kurulu kararının kesinleşerek mektubun sakıncalı görülen kısımlarının okunmayacak şekilde çizilerek verileceği veya tamamı sakıncalı görülen mektubun verilmeyeceği bildirilir kısmen veya tamamen sakıncalı görülen mektuplar iç hukuk veya uluslararası hukuk yollarına başvuru yapılması durumunda kullanılmak üzere idarece saklanır tarihli ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası şöyledir ve tutukluların beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin engellenmesi sayılır iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu vücut dokunulmazlığına şerefe ve mal varlığına karşı işlediği suçlardan dolayı toplam yıl ay gün hapis cezasıyla cezalandırılmış olup başvuru tarihinde tekirdağ nolu f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza kurumunda ceza kurumu hükümlü bulunmaktadır başvuru numarası karar tarihi başvurucu aile mahkemesinin tarihli kararıyla eşinden boşanmış yılında doğan müşterek çocukları velayeti anneye verilmiştir ayrıca çocuğun her ayın ve hafta sonları cumartesi saat akşam saat kadar dinî bayramların günü ile her yıl temmuz sabahından temmuz akşamına kadar baba yanında kalmasına karar verilerek başvurucu ile çocuğu arasında şahsi ilişki tesis edilmiştir karar tarafların temyiz talebinde bulunmaması nedeniyle tarihinde kesinleşmiştir başvurucu kızının hafta sonları ailesi tarafından alındığını gerek eğitim görmesi gerekse annenin yanında olması nedeniyle hafta içinde kızıyla telefonda görüşemediğini telefonla görüşme hakkını hafta sonu kullanmak istediğini belirten dilekçesini tarihinde ceza kurumu idaresine sunmuştur başvurucunun talebi ceza kurumu ve gözlem kurulunun kurul tarihli kararıyla reddedilmiştir karar gerekçesinde mevzuat hükümlerine atıf yapılarak hafta sonları ceza kurumunda sadece nöbetçi vardiya personelinin bulunduğu bu personelin ise sayıca yetersiz olması nedeniyle talebin karşılanmasının ciddi anlamda güvenlik sorunu teşkil edeceği şeklinde değerlendirmeye yer verilmiştir başvurucunun ilgili kurul kararına karşı yaptığı şikâyet başvurusu kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını belirten tekirdağ hâkimliğinin hâkimliği tarihli kararıyla reddedilmiştir hâkimliği kararına karşı yapılan itiraz ise kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle tekirdağ ağır ceza mahkemesinin tarihli kararıyla reddedilmiştir başvurucu hâkimliğine sunduğu dilekçesinde daha önce tutulmakta olduğu ankara nolu f tipi yüksek güvenlikli ceza kurumuna aynı taleple yaptığı başvurunun benzer gerekçeyle reddedildiğini bu işleme karşı şikâyette bulunması üzerine ankara batı hâkimliğinin tarihli kararıyla telefon görüşmesinin hafta sonu idarece uygun görülen gün ve saatte yaptırılmasına karar verildiğini dile getirmiştir nihai karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun hükümlünün telefon ile haberleşme hakkı kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler tüzükte belirlenen esas ve usullere göre idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapabilirler telefon görüşmesi idarece dinlenir ve kayıt altına alınır bu hak tehlikeli hâlde bulunan ve örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında tüzükün tüzük telefonla görüşme hakkı kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir kapalı kurumda bulunan hükümlüler belgelendirmeleri koşuluyla eşi üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ve vasisi ile telefon görüşmesi yapabilir telefonla görüşmeleri aşağıda belirtilen esaslara göre yapılır a hükümlüler haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakılma veya kısıtlama cezası ile hücreye koyma cezasının infazı sırasında olmamak koşuluyla idarenin kontrolünde bulunan ve kurumun uygun yerlerine yerleştirilen telefonlardan yararlandırılır e hükümlüler telefon görüşmesi hakkına sahip oldukları konusunda bilgilendirilir f hükümlülerin telefonla görüşme gün ve saatleri kurumda bulunan telefon adedi başvuru sırası kurumun asayiş ve güvenliği dikkate alınarak idare tarafından belirlenir hükümlüler görüşebilecekleri yakınlarından bir veya birden fazla kişi ile haftada bir kez ve bir telefon numarasıyla bağlantı kurarak kesintisiz görüşme yapabilir herhangi bir nedenle görüşme gerçekleşememişse daha önceden bildirilen numaralardan bir diğeriyle görüşebilir konuşma süresi görüşme başladığı andan itibaren on dakikayı geçemez ancak tehlikeli hükümlü oldukları idare ve gözlem kurulu tarafından belirlenen hükümlüler günde bir kez olmak ve on dakikayı geçmemek üzere sadece eşi çocukları annesi ve babası ile görüşebilir b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme özel ve aile hayatına saygı hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir herkes özel ve aile hayatına konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı düzenin korunması suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir aile yaşamına saygı hakkı kapsamında devletin yükümlülüğü sadece belirtilen hakka keyfî surette müdahaleden kaçınmakla sınırlı olmayıp öncelikli olan bu negatif yükümlülüğe ek olarak aile yaşamına etkili bir biçimde saygının sağlanması bağlamında pozitif yükümlülükleri de içermektedir söz konusu pozitif yükümlülükler bireyler arası ilişkiler alanında olsa da aile yaşamına saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar ve b no başvuru numarası karar tarihi bununla birlikte aile yaşamına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerin hangi koşullarda olumlu edimde bulunmayı gerektirdiğinin kesin çizgilerle belirlenmesi söz konusu hak kapsamındaki ilişkilerin mahiyeti gereği kolay değildir avrupa hakları mahkemesi de özellikle pozitif yükümlülükler söz konusu olduğunda saygı kavramının çok kesin bir tanımının bulunmadığını ve taraf devletlerde karşılaşılan durumlar ve izlenen uygulamalardaki farklılıklar dikkate alındığında bu kavramın gereklerinin olaydan olaya önemli ölçüde değiştiğini kabul etmektedir abdulaziz ve krallık b no göre hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı ceza infaz kurumu idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır no b no kk b no b no bu hakka getirilen sınırlamalar suç ve düzensizliğin önlenmesi için güvenlik nedeniyle uygulamaya konulmuş olsa da haklı bir gerekçeye dayanmalıdır b no avrupa konseyi bakanlar komitesinin üye devletlere avrupa cezaevleri kuralları hakkında sayılı tavsiye kararlarının hükümlü ve tutukluların dış dünya ile ilişkilerine dair kısmı şöyledir dış dünya ile mahpusların mümkün olabilen sıklıkta mektup telefon veya diğer iletişim vasıtalarıyla aileleriyle başka kişilerle ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileriyle haberleşmelerine ve bu kişilerin mahpusları ziyaret etmelerine izin verilmelidir devam etmekte olan bir ceza soruşturması emniyet güvenlik ve düzeninin muhafaza edilmesi suç işlenmesinin önlenmesi ve suç mağdurunun korunması için gerekli görülmesi halinde haberleşme ve ziyaretlere kısıtlamalar konabilir ve izlenebilir ancak adli bir merci tarafından konulan özel kısıtlamalar da dahil olmak üzere bu tür kısıtlamalar yine de kabul edilebilir asgari bir iletişime izin vermelidir ulusal hukuk mahpuslarla iletişim kurması kısıtlanamayacak olan ulusal ve uluslararası kuruluşları belirlemelidir ziyaretler için yapılan düzenlemeler mahpuslara aile ilişkilerini mümkün olduğunca normal bir düzeyde sürdürmelerine ve geliştirmelerine izin verecek bir tarzda olmalıdır cezaevi yetkilileri dış dünyayla yeterli bir iletişim sürdürmelerinde mahpuslara yardım etmelidirler ve bunun için onlara uygun destek ve yardım sağlamalıdırlar v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucuların murisi ve arkadaşları aleyhine ak tarafından tapu iptali ve müdahalenin meni istemiyle viranşehir kadastro mahkemesinde tarihinde dava açılmış dava anılan mahkemenin sayılı dosyasında görülmeye başlanmıştır viranşehir kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararıyla davanın kabulüne karar vermiştir bu karar yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilâmıyla bozulmuştur bozma üzerine dosya viranşehir kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilerek yeniden görülmeye başlanmıştır viranşehir kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararıyla davayı kabul ederek davacılar lehine taşınmazların tesciline karar vermiştir bu kararın da temyiz edilmesi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilamıyla tebligatlarda eksiklik bulunduğu gerekçesiyle dosyanın iadesine karar vermiştir eksik hususların ikmalini müteakip yapılan temyiz incelemesi sonucunda derece mahkemesi kararı bozulmuştur bozma üzerine dava viranşehir kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir yargılama devam ederken viranşehir kadastro mahkemesinin hâkimler ve savcılar yüksek kurulu tarihli kararıyla kapatılması üzerine dosya şanlıurfa kadastro mahkemesine devredilmiş ve sayılı dava dosyasına kaydedilmiştir yargılamaya şanlıurfa kadastro mahkemesinin sayılı dava dosyasında devam edilmektedir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi tarih ve sayılı toprak ve tarım reformu ve maddeleri iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap üzerinden edinilen belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucunun eşi olan uyuşturucu madde bağımlısı murat ms uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği iddiasıyla kilis cumhuriyet başsavcılığının başsavcılık talimatı üzerine kilis emniyet müdürlüğü kaçakçılık ve organize suçlarla şube müdürlüğünde çalışan kolluk görevlilerince günü saat sıralarında yakalanıp gözaltına alınmıştır başvuru numarası karar tarihi kilis devlet hastanesince günü saat sıralarında msden alınan biyolojik örnek üzerinde biyolojik örneğin kan mı yoksa idrar mı olduğu tespit edilememiştir yapılan tetkiklerinde hint keneviri bitkisinde doğal olarak bulunan kimyasal madde ve haşhaş çiçeğinin suyundan elde edilen uyuşturucu için sonuç pozitif çıkmıştır kilis devlet hastanesince düzenlenen ve üzerinde vakti yazmayan tarihli iki ayrı genel adli muayene raporunda msde darp ve cebir izi bulunmadığı hayati tehlikenin mevcut olmadığı belirtilmiştir söz konusu raporlar acil serviste çalışan hekimlerce düzenlenmiştir ms günü saat uyuşturucu madde bağımlısı olduğu iddiasıyla kilis devlet hastanesinin acil servisine götürülmüş burada psikiyatri kontrolü olmadığı gerekçesiyle msye psikolojik yönden rahatlaması için kendisine cc serum fizyolojik enjekte edilmiştir bu husus kilis devlet hastanesi acil servisinde görevli bir hekim tarafından tutanağa bağlanmıştır kilis cumhuriyet savcısınca gözaltı süresinin günü saat itibaren yirmi dört saat uzatılmasına karar verilmiştir kolluk görevlilerince günü saat oda tanzim edilen ve altında kolluk görevlileri ve ms ile aynı nezarethanede kalan sp ve imzası bulunan tutanağa göre spnin haber vermesi ve kamera görüntülerinin incelenmesi üzerine msnin rahatsızlandığı anlaşılmış kolluk görevlilerince durum acil servise bildirilmiş gelen acil servis görevlilerince yapılan ilk müdahale sonrası ms kilis devlet hastanesine sevk edilmiştir kilis devlet hastanesince düzenlenen tarihli formunda kronik madde bağımlılığı olan msnin kardiyak kalp durması halde hastaneye getirildiği kendisine canlandırma uygulandığı ritmi dönen msnin ileri tetkik ve tedavi için yoğun bakım ünitesine yatırıldığı burada dört kez kardiyak olduğu ve cevap alınamaması üzerine ölü kabul edildiği ifade edilmiş tanının kullanıma bağlı akut zehirlenme ve bu kullanıma bağlı yoksunluk durumu olduğu belirtilmiştir msnin bulunduğu nezarethanenin günü saat arasını gösteren kayıtları kolluk görevlilerince incelenmiş ve görüntü içeriğine ilişkin tutanak tutulmuştur kamera kayıtlarını inceleyip tutanağa bağlayan kolluk görevlileri ile msnin tutulduğu nezarethanede görevli kolluk görevlilerinin aynı yerde görev yapıp yapmadığı tespit edilememiş olup söz konusu tutanakta belirtilen hususlar şöyledir şüpheli şahsın rahatsızlanmadan önce görüntüleri kayıt saati arası şüpheli şahıs nezarethanede üstü açık vaziyette yattığı sağa sola dönerek hareket ettiği battaniyesini üstüne çektiği battaniyeye sarıldığı dizlerini kedine doğru çekerek ayaklarını uzatarak istirahat pozisyonunu değiştirerek hareket ettiği kayıt saati te ve devamında kalkıp üzerindeki atleti çıkarttığı devamında tekrar yattığı battaniyesini üstüne çektiği sırt üstü pozisyonda yatarken ara ara ayaklarını uzattığı ve dizlerini kendine çektiği sağa sola döndüğü kayıt saati de ve devamında başvuru numarası karar tarihi şahsın üzerindeki battaniyeyi açtığı yüzü koyun yattığı bu esnada aynı dosya kapsamında gözaltında bulunan sp isimli diğer şüpheli şahsın murat isimli şüphelinin beline masaj yaptığı saat ikisinin de oturdukları yerden kalktıkları kayıt saati ve devamında şüpheli murat ayağa kalkarak terliklerini giydiği ve nezarethane kapısına doğru yürüdüğü kayıt saati ve devamında şüpheli murat yürüyüp daha önceden yattığı yere doğru geldiği terliklerini çıkarak oturduğu ve arkadaşlarına doğru ellerini açtığı sağ tarafına doğru yattığı ve battaniyesini üstüne aldığı kayıt saati ve devamında şüpheli murat yattığı yerde sağa sola döndüğü battaniyesine sarılarak yüzü koyun yattığı tekrar sırt üstü döndüğü ayaklarını uzattığı ve yüzü koyun yattığı yastığını düzelttiği sol elini nezaret duvarına sürdüğü sağa sola döndüğü saat de yüzü koyun yattığı ve yastığını düzelttiği kayıt saati ve devamında şüpheli murat yüzü koyun dönerek yastığını düzelttiği ve sağ tarafına yattığı saat itibarıyla tekrar yüzü koyun yattığı sırt üstü döndüğü ve dizlerini kendine çektiği saat te ayaklarını uzatarak sırt üstü döndüğü sağ kolunu yan tarafından başına doğru aldığı diğer şüpheli şahıslardan sp ve mk isimli murat kontrol ettiği şüpheli şahsın rahatsızlandığı ve görevlilere haber verilme görüntüleri kayıt saati şüpheli sp ve nezaret kapısına doğru gelip görevlilere haber vermeleri acil görevlilerinin intikal ve şüpheliye müdahale görüntüleri kayıt saati emniyet ve görevlilerinin şahsa müdahale için nezarete girişleri şahsın hastaneye sevki için çalışmaları ve devamında rahatsızlanan şüphelinin taşınarak sevk edilmesi görevlilerinin nezarethaneye giriş görüntüsü kayıt saati emniyet ve görevlilerinin şahsa müdahale için nezarethane koridorundan girişleri şahsın hastaneye intikal ettirilmesi için çıkış görüntüleri kayıt saati emniyet ve görevlilerinin rahatsızlanan murat unu hastaneye sevk etmek için nezarethaneden çıkış farı görülmektedir kilis cumhuriyet savcısınca yapılan tarihli ölünün kimliğini belirleme ve adli muayene işlemine ilişkin tutanağın ilgili kısmı şöyledir cesedin harici muayenesinde cm boyunda kg ağırlığında yaşlarında kahverengi gözlü siyah saçlı yaklaşık günlük sakallı buğday tenli sünnetli erkek bir cesedi olduğu ölü morluğunun oluştuğu ve ölü katılığının yavaş yavaş oluşmaya başladığı görüldü cesedin alt kısmında hasta bezi olduğu görüldü başvuru numarası karar tarihi cesedin baş ve boyun bölgesinde her hangi bir darp cebir ateşli silah yaralanmasına rastlanılmadı boyun arka tarafında muhtemel ölü bağlı mor alanlar olduğu görüldü cesedin göğüs ve batın bölgesinde her hangi bir darp cebir ateşli silah yaralanmasına rastlanılmadı göğüs ve batında adet ekg paleti olduğu görüldü sağ meme başının yaklaşık cm yukarısında muhtemelen tıbbi müdahaleye bağlı bir adet sol göğüs kafesinde muhtemelen bağlı olduğu düşünülen çökme göğüs bölgesinde sol omuzda önceden olduğu düşünülen kesi izleri mevcut olduğu görüldü cesedin sırt ve bel bölgesinde her hangi bir darp cebir ateşli silah yaralanmasına rastlanılmadı ölü morlukları oluşmuş olduğu görüldü cesedin tüm incelenmesinde her hangi bir darp cebir ateşli silah yaralanmasına rastlanılmadı her iki üst önceden oluşmuş kesi izleri mevcut sağ ve sol kol dirsek iç yüzeyinde muhtemelen enjektöre bağlı olduğu düşünülen izler mevcut sağ ve sol alt diz bölgesinin öz yüzeyinde eskiden kalma cilt doku harabiyeti mevcut sağ ayak ön yüzünde iki adet muhtemelen tıbbi müdahaleye bağlı enjektör izi olduğu görüldü cesedin anal ve genital muayenesinde ceset üzerinde herhangi bir fiili livata bulgusuna rastlanılmadığı bunun dışında herhangi bir darp cebir izine rastlanılmadığı görüldü ölünün kimliğini belirleme ve adli muayene işlemi sırasında dinlenen kimlik tanığı ssnin ifadesi şöyledir bana göstermiş olduğunuz ceset benim kardeşim olan murat aittir babasının adı n annesinin adı k kilis doğumludur benim kardeşim murat yaklaşık yıldan beri uyuşturucu madde kullanmaktaydı kendisi uyuşturucu madde kullandığı için defalarca kez polisler yakalandı ve kardeşim murat hakkında defalarca kez adli işlem yapıldı kardeşim ailece yapmış olduğumuz tedavi olması yönündeki ısrarlarımıza aldırış etmedi aslında kardeşim de uyuşturucu illetinden kurtulmak istiyordu fakat bir türlü uyuşturucuyu bırakamıyordu biz ailece birkaç kez de kardeşimin uyuşturucu bağımlılığından kurtulması için çeşitli mercilere yazılı olarak başvuruda bulunduk fakat bir türlü kardeşimi uyuşturucu bağımlılığından kurtulması için tam olarak bir şey yapamadık günü kardeşim yine uyuşturucu madde suçundan dolayı ilgili mercilerin talimatı ile polisler gözaltına alındı dün de nezarethanede bulunduğu sırada birden fenalaşarak hastaneye kaldırıldığım öğrendim bu günün erken saatlerinden de kardeşim yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğü sırada öldüğünü öğrenmem üzerine buraya geldim kardeşim şayet gözaltında iken işkence veya kötü muameleye tabi tutulmamışsa bu olayla ilgili herhangi bir şikayetim de bulunmamaktadır ölünün kimliğini belirleme ve adli muayene işlemi sırasında hazır bulunan hekim kesin ölüm nedeninin tespiti için klasik otopsi işlemi yapılması gerektiğini ifade etmiş bu nedenle cumhuriyet savcısı cesedin otopsi işlemi yapılmak üzere adli tıp kurumu gaziantep şube müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir msnin cesedi üzerinde tarihinde cumhuriyet savcısı gözetiminde klasik otopsi işlemi yapılmıştır otopsi işleminde köprücük kemiği hat üzerinde ve kodlarda ve göğüs kemiği aralıkta morarmış kırık olduğu tespit edilmiş ve bu kırıkların canlandırma işlemi sırasında meydana gelmiş olabileceği değerlendirilmiştir ayrıca miyokart kalp kası kesitlerinde sol karıncık duvarda şüpheli bir alan görülmüş ve histopatolojik hastalıklı doku bilimiyle ilgili kasete alınmış her iki akciğer yüzey ve kesitlerinde ödemli görünüm şişlik ve gerginlik olduğu görülmüş ve akciğer zarının altında yer yer kanamalar deri altındaki küçük kanamalar olduğu tespit edilmiştir başvuru numarası karar tarihi otopsi işleminde hazır bulunan adli tıp uzmanları ab ile harici muayene ve otopsi bulgularına göre kesin ölüm sebebi tespit edilemediğinden otopsi esnasında alınan kan mesene yıkama sıvısında alkol karaciğer böbrek ve içeriği ile birlikte alınan midede sistemik toksikolojik analiz beyin beyincik beyin sapı akciğer karaciğer kalp böbrek numuneleri üzerinde inceleme yapılmak üzere adli tıp kurumu adana grup başkanlığına gönderilerek burada yapılacak tetkikler sonrasında kesin ölüm sebebinin belirlenebileceği yönünde görüş bildirmiştir bu nedenle alınan örnekler adli tıp kurumu adana grup başkanlığına gönderilmiştir başvurucunun müşteki sıfatıyla ifadesi başsavcılıkça tarihinde alınmıştır başvurucunun ifadesi şöyledir murat benim resmi nikahlı eşim olurdu kendisiyle yıldır evliydim evlendikten yaklaşık yıl sonra eşim esrar kullanmaya başladı sonrasında eroin de kullanıyordu kendisi bu illetten kurtulmak istiyordu ancak titremesi geldiği zaman yine kullanıyordu ben kendisiyle evlenmeden önce jilet izleri vardı ancak ben evlendikten sonra kendisini jiletleme eylemi olmadı eşim kendisi hakkında iddia edilen suçtan dolayı kilis emniyet müdürlüğü görevlileri tarafından günü kendi ikametimizde alındı alındığında ben evdeydim bu nedenle polisler tarafından eşim muratın gözlem altına alındığında haberim vardır polisler o gün bizim ikametimizden de arama yaptılar ancak evde birşey çıkmadı ertesi gün yani günü sularında kilis emniyetinden aradıklarını eşim muratın rahatsızlandığını ve kilis devle hastanesine kaldırıldığını söylediler ben de bunun üzerine kilis devlet hastanesine gittim gittiğimde kendisi yoğun bakımda yatıyordu ben başında bekledim hatta bana elbiselerini vermişlerdi elbisesinde dışkı vardı bunun neden olduğunu bilmiyorum eşimin emniyet müdürlüğü binası içerisinde işkence yapılıp yapılmadığını bilmiyorum şayet böyle bir durum varsa sonuna kadar şikayetçiyim ayrıca ihmal de varsa şikayetçiyim başsavcılık tarafından ms ile aynı nezarethanede kalan sp ve tanık sıfatıyla ifadeleri tarihinde alınmıştır şöyledir sp tarihinde kilis emniyet müdürlüğü görevlileri benim de aralarında olduğum bir çok kişiyi göz altına aldı aynı gün ben murat mk ve aynı nezarette kaldık ertesi gün yani günü öğle saatlerinde benimle birlikte kalan murat dizlerinin ve bacaklarının sızladığı eklemlerinin ağrıdığını ve kendisine masaj yapmamı istedi ben de kendisine masaj yaptım aradan yarım saat geçti murat aniden titremeye başladı kilitlendi ben ve yanımda bulunan arkadaşım mk durumu hemen görevlilere bildirdik dakika bekledik gelen olmadı kez yine söyledik görevli telefon ettim dedi aha geliyor diye söyledi biz yine bu şekilde dakika bekledik kez mk gelecekleri yok isyana kalkın dedi biz de kalkarak bağırdık ve yardım istemeye devam ettik bağrışmalardan yaklaşık dakika sonra polisler geldi niye bağırıyorsunuz niye çağırıyorsunuz dediler biz de murat fenalaştığı söyledik bunun üzerine polislerden bir tanesi hastaneye gidip iğne vurdurmak için numara yapıyor kesin dedi sonra polisler bize bekleyen biz ambulansa haber verdik hemen ambulans gelecek dedi bu şekilde de yaklaşık dakika ambulans görevlilerinin nezarethaneye girmesini bekledik ambulans görevlileri daha sonra geldiler ve biz baygın halde duran murat battaniyenin içerisinde polislerle birlikte koyduk ve ambulans görevlileri ile polisler murat nezarethaneden dışarı çıkarttılar mk tarihinde kilis emniyet müdürlüğü görevlileri benim de aralarında olduğum bir çok kişiyi göz altına aldı aynı gün ben murat sp aynı nezarette kaldık ertesi gün yani günü murat yaklaşık bir saat önce uyuşturucu içemediğini krizde olduğunu ve dünden beri rahatsız olduğunu söyledi hatta oradaki polis memurlarına beni bırakın avradınızın kokulu a zarını ederim şeklinde küfürler de etti buna rağmen polis memurları kendisine birşey bir ara kendisinin yüzü morardı ve krize girdi titremeye başladı ben başvuru numarası karar tarihi yanımdaki arkadaşlar bunun üzerine hemen orada bulunan polis memurlarına murat rahatsızlandığını söyledik aradan dakika geçmemişti ki ambulans geldi ben spnin iddia ettiği gibi gelecekleri yok isyana kalkın diye bir cümle kullanmadım sonra battaniyeye sararak murat nezarethanede bulunan polis memurlarına teslim ettik murat uyuşturucu yoksunluğu krizine girdikten sonra polis memurlarına yukarıda belirttiğim küfürleri saif etti fakat bu küfürleri etmeden önce veya ettiği sırada polis memurlarına uyuşturucu krizine girdiğini ve durumunun iyi olmadığı yönünde herhangi birşey söylemedi murat sadece bizlere rahatsız olduğunu söylemişti murat bizde uyuşturucu krizine girdiğini ve bu olayın gelip geçici olduğunu tahmin ettiğimiz için ilk başta polislere haber vermedik olayın bu kadar ciddi olduğunu tahmin etmiş olsaydık zaten daha önceden biz polislere murat hastaneye kaldırılması için gerekli çağrıyı yapardık adli tıp kurumu adana grup başkanlığınca hazırlanan tarihli raporu şöyledir kalp ödem ve orta kas lifleri izlendi koroner arter özellik izlenmedi akciğerler yüklü izlendi beyin mesafede ağır izlendi beyincik izlendi beyin sapı izlendi karaciğer partal alanlarda yer yer nodüller oluşturacak tarzda çoğunlukla hücrelerden oluşan tipte iltihabi hücre izlendi ayrıca partal alanlarda orta ileri derecede doku artımı saptandı böbrek izlendi msden alınan kan ve mesane yıkama suyu örnekleri üzerinde yapılan tetkikler üzerine adli tıp kurumu adana grup başkanlığı kimya dairesince düzenlenen tarihli raporda kanda alkol bulunmadığı ancak morfin ve atropin idrarda morfin ve atropin bulunduğu kanda ve idrarda diğer madde bulunmadığı belirtilmiştir adli tıp kurumu adana grup başkanlığınca düzenlenen tarihli ahşa raporunda iç organ incelemesine ilişkin rapor ölüm nedeni hakkında otopsiyi yapan doktorlardan görüş alınmasının uygun olduğu ifade edilmiştir başsavcılıkça kesin ölüm sebebi konusunda yapan adli tıp uzmanı doktorlardan alınan tarihli bilirkişi raporunda kesin ölüm sebebi konusunda kanaat oluşmadığından ali tıp kurumu birinci kurulundan görüş alınmasının uygun olduğu belirtilmiştir başsavcılık msye ilişkin tüm tıbbi tedavi evraklarının aslını kilis devlet hastanesinden temin edip kesin ölüm sebebi ve zamanına ilişkin adli tıp kurumu birinci kurulundan rapor almıştır bahse konu tarihli raporun sonuç kısmı şöyledir otopside tespit edilen ve kasta kemik kırıklarının kenar ve lokalizasyon özellikleri birlikte değerlendirildiğinde yeniden işlemi sırasında meydana gelebilecek nitelikte oldukları adına düzenlenmiş tıbbi evrakta ölü muayene ve otopsi tutanağında dış muayenede tıbbi tedavi amacıyla oluşturulmuş lezyonların dışında bulgu tespit edilmediği iç muayene kafa kemiklerinde kırık kafa içi travmatik değişim iç organ ve büyük damar yaralanması tarif edilmediği dikkate alındığında kişinin travmatik bir nedenle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı başvuru numarası karar tarihi tarihinde nezarethanede iken saat arasında yatağında sağa ve sola dönmeye başlayıp üstüne çektiği battaniyeye sarıldığı dizlerini kendine doğru çekerek istirahat pozisyonunu değiştirdiği saat nezarethane içinde yürüdüğü de tekrar yattığı ve battaniyesini üstüne çektiği takip eden zaman süresince bu hareketlerine devam ettiği saat de şahsın rahatsızlandığının görevlilere bildirildiği de görevlilerinin müdahale ettiği da nezarethaneden çıkışının yapıldığı kilis devlet hastanesine götürüldüğü saat sıralarında hastaneye girişinin yapıldığı geldiğinde kardiyak halde olduğu yanı alındığı yoğun bakım ünitesine yatışının yapıldığı takiplerinde ve pozitif tespit edildiği defa kardiyak geliştiği ve tarihinde saat te ölü kabul dış muayenede tıbbi müdahale ile oluşmuş lezyonlar dışında travmatik lezyon tespit edilmediği iç muayenede her iki göğüs boşluğunda ve batın boşluğunda serbest sıvı ve kan görülmediği her ika ödemli olup bölgelerde yer yer kanama alanları olduğu koroner arterlerin açık olup sol duvarında şüpheli bir alan görüldüğü histopatolojik incelemede akciğerde yüklü kalpte ödem ve orta derecede kas lifleri izlendiği karaciğerde partal alanlarda yer yer nodüller oluşturacak tarzda çoğunlukla mono nükleer hücrelerden oluşan iltihabi hücre partal alanlarda orta ileri derecede doku artımı saptandığı alınan doku örneklerinin kimya dairesinde yapılan tetkikinde kanda ve idrarda morfin ve atropine idrarda ayrıca tespit edildiği dikkate alındığında kişinin ölümünün uyuşturucu madde zehirlenmesi sonucu meydana gelmiş olduğu oybirliğiyle mütalaa olunur başsavcılık tıbbi tedavi evraklarını tarihinde kilis devlet hastanesine iade etmiştir uyapa aktarılmamış olması nedeniyle tedavi evrakları incelenememiştir başsavcılık ölüm olayı hakkında tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir maktulün işlemiş olduğu bir suçtan dolayı cumhuriyet başsavcılığımızın talimatıyla tarihinde göz altına alındığı ve maktulün kilis emniyet nezarethanelerine konulduğu maktulün nezarethanede bulunduğu sırada tarihinde saat sıralarında aniden fenalaştığı durumdan haberdar olan kilis emniyet müdürlüğü ne bağlı polis memurları tarafından maktulün derhal kilis hastanesine kaldırıldığı maktulün burada yapılan tüm tıbbi müdahalelere rağmen tarihinde öldüğü gerek maktule ait üzerinde yapılan ölü muayene işlemi gerekse de maktule ait ceset üzerinde icra edilen otopsi işlemi neticelerinde maktulün kesin ölüm sebebinin belirlenemediği maktulün kesin ölüm sebebinin belirlenebilmesi amacıyla soruşturma dosyamızın bir kül halinde adli tıp kurumu başkanlığı na gönderildiği adli tıp kurumu başkanlığı kurulu tarafından tanzim edilen rapora göre maktulün uyuşturucu madde zehirlenmesi sonucu ölmüş olduğunun belirlendiği maktulün ölmeden önce uyuşturucu madde kullanmış olduğu ve birden fazla kez maktul hakkında uyuşturucu madde kullandığı şüphesiyle cumhuriyet başsavcılığımız tarafından soruşturma yürütülmüş olduğu cumhuriyet başsavcılığımız tarafından yürütülen soruşturma neticesinde olayın maktulün kusurlu hareketi sonucu meydana gelmiş olduğu olayın bu haliyle her hangi bir suç teşkil etmediği anlaşılmakla suç teşkil etmeyen olay hakkında kovuşturmaya yer karar verildi başvurucunun ölüm ile gözaltına alma işlemi arasında otuz altı saat geçtiğine bu sürede uyuşturucu maddenin etkisini kaybedeceğine ve ölümün ihmal veya kasıtla gerçekleştiğine dair kuvvetli şüphe bulunduğuna dair itirazları kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle gaziantep ağır ceza mahkemesinin tarihli kararıyla reddedilmiştir başvuru numarası karar tarihi nihai karar başvurucu tarafından tarihinde öğrenilmiş olup yasal süresi içinde bireysel başvuruda bulunulmuştur iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı türk ceza kanununun taksirle öldürme kenar başlıklı maddesi şöyledir taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır sayılı kanununun görevi kötüye kullanma kenar başlıklı maddesi şöyledir kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir değişik ibare menfaat sağlayan kamu görevlisi değişik ibare altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir değişik ibare sk menfaat sağlayan kamu görevlisi değişik ibare mad üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun başlıklı maddesinin gözaltı tarihinde yürürlükte olan halinin ilgili kısmı şöyledir yakalanan kişi cumhuriyet savcılığınca bırakılmazsa soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir değişik cümle gözaltı süresi yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç yakalama anından itibaren saati geçemez ek cümle yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre saatten fazla olamaz toplu olarak işlenen suçlarda delillerin toplanmasındaki güçlük veya sayısının çokluğu nedeniyle cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin her defasında bir günü geçmemek üzere üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhal tebliğ edilir yakalama işlemine gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı yakalanan kişi müdafii veya kanuni temsilcisi eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hakimine başvurabilir sulh ceza hakimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak ve nihayet saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır yakalamanın veya gözaltına alma veya gözaltı süresini uzatmanın yerinde olduğu kanısına varılırsa başvuru reddedilir ya da yakalananın derhal soruşturma evrakı ile cumhuriyet savcılığında hazır bulundurulmasına karar verilir gözaltına alınan kişi bırakılmazsa en geç bu süreler sonunda sulh ceza hakimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir sorguda müdafii de hazır bulunur sayılı kanunun gözaltı işlemlerinin denetimi kenar başlıklı maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi cumhuriyet başsavcıları veya görevlendirecekleri cumhuriyet savcıları görevlerinin gereği olarak gözaltına alınan kişilerin bulundurulacakları nezarethaneleri varsa ifade alma odalarını bu kişilerin durumlarını gözaltına alınma neden ve sürelerini gözaltına alınma ile ilgili tüm kayıt ve işlemleri denetler sonucunu nezarethaneye alınanlar defterine kaydederler sayılı kanunun yönetmelik kenar başlıklı maddesi şöyledir gözaltına alınan kişilerin bulundurulacakları nezarethanelerin koşulları bu kişinin hangi görevlinin sorumluluğuna bırakılacağı sağlık kontrolünün nasıl yapılacağı gözaltı işlemlerine ilişkin kayıt ve defterlerin nasıl tutulacağı gözaltına alınmanın başlangıcında ve bu tedbire son verildiğinde hangi tutanakların tutulacağı ve gözaltına alınan kişiye hangi belgelerin verileceği ile kolluk tarafından gerçekleştirilen yakalama işlemlerinin yürütülmesinde uyulacak kurallar yönetmelikte gösterilir sayılı kanunun bir suçun işlendiğini öğrenen cumhuriyet savcısının görevi kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir cumhuriyet savcısı ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzen hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar sayılı kanunun cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir cumhuriyet savcısı doğrudan doğruya veya emrindeki kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir sayılı kanunun adli kolluk ve görevi kenar başlıklı maddesinin ilgili bölümü şöyledir kolluk tarihli ve sayılı emniyet teşkilatı kanununun ve nci maddeleri tarihli ve sayılı jandarma teşkilat görev ve yetkileri kanununun nci maddesi tarihli ve sayılı gümrük müsteşarlığının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamenin inci maddesi ve tarihli ve sayılı sahil güvenlik komutanlığı kanununun üncü maddesinde belirtilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder soruşturma işlemleri cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adli kolluğa yaptırılır kolluk görevlileri cumhuriyet savcısının adlı görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan yakalama gözaltına alma ve alma yönetmeliğinin yönetmelik maddesinin ilgili kısmı şöyledir yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması hallerinde hekim kontrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenir gözaltına alınan kişinin herhangi bir nedenle yerinin değiştirilmesi gözaltı süresinin uzatılması serbest bırakılması veya mercilere sevk edilmesi işlemlerinden önce de sağlık durumu hekim raporu ile tespit edilir gözaltına alınanlardan herhangi bir nedenle sağlık durumu bozulanlar ile sağlı durumundan şüphe edilenler derhal hekim kontrolünden geçirilerek gerekiyorsa yaptırılır bu durumdaki kişilerden kronik bir rahatsızlığı olanların istekleri halinde varsa kendi hekimi nezaretinde hekim tarafından muayene ve tedavi edilmeleri sağlanır il başvuru numarası karar tarihi maddesi şöyledir gözaltı birimine getirilen kişi hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır a nezarethaneye veya zorunlu hallerde bu amaca tahsis edilen yerlere konulmadan önce usulünce aranı r maddesi şöyledir nezarethane işlemlerinde g gözaltına alınan kişilerin yaşama haklarını koruyucu gerekli önlemler alınarak bu amaçla ilgili gözetlenebilir gözetleme işlemi teknik imkanlar ölçüsünde kayda alınabilir h gözaltındaki kişinin beslenme nakil sağlığının korunması ve gerektiğinde tedavisi yakalandığının yakınlarına haber verilmesi giderleri ilgili birimin bağlı olduğu bakanlığın bütçe ödeneklerinden karşılanır b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme yaşam hakla kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrasının ilgili bölümü şöyledir herkesin yaşam hakkı yasayla korunur avrupa hakları mahkemesi sözleşmenin maddesinin maddesiyle birlikte yorumlandığında devletin yaşama hakkı kapsamındaki bir olayı etkili soruşturma yükümlülüğünün bulunduğunu kabul etmiştir mccann ve krallık b no yılında incelediği bir başvuruda verdiği kararda ise devletin yükümlülüğündeki etkili soruşturmanın ilkelerini belirlemiştir hugh krallık b no jordan prensipleri olarak anılan bu ilkeler mahkemenin tamamen yeni belirlediği ilkeler değildir yukarıda belirtilen mccann ve diğerleri birleşik krallık kararından beri önüne gelen davalarda uyguladığı birtakım ilkelerin sistematikleştirilmesinden ibarettir mahkemenin yaşama hakkı kapsamında etkili soruşturmaya ilişkin belirlediği ilkeler şöyledir soruşturma makamlarının yaşama hakkıyla ilgili konulardan haberdar olduklarında kendiliğinden harekete geçmeleri hugh krallık soruşturma makamlarının bağımsız olmaları hugh krallık soruşturmanın sorumluların tespitini ve cezalandırılmasını sağlayabilecek şekilde etkili olması bu kapsamda olayı aydınlatmaya yarayabilecek bütün delillerin toplanması hugh krallık soruşturmanın makul bir süratle tamamlanması hugh krallık yürütülen soruşturmanın ve sonuçlarının kamu denetimine açık olması her olayda ölen kişinin yakınlarının veya başvurucunun meşru menfaatlerini korumak bu sürece gerekli olduğu ölçüde katılmalarının sağlanması hugh krallık v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir a uyuşmazlığın arka planı dosya içinde bulunan tapu kaydına göre ada parsel sayılı taşınmaz imar uygulaması sonucunda paylı olarak ha ha ha adına kayıtlı iken sulh hukuk mahkemesinin satış kararı uyarınca yapılan açık artırma sonucunda tarihinde başvurucular adına tescil edilmiştir taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde fazlalık hakkında tarih ve sayılı tezkere ile defterdarlık ve iskan müdürlüğüne bildirilmiştir şerhi bulunmakta olup ihale bedelinin belirlenmesinde bu husus da dikkate alınmıştır başvurucular açık artırmayla satın aldıkları sayılı parsel ile satın alma yoluyla edindikleri ve sayılı parselleri tevhit ederek sayılı parseli oluşturmuşlardır ada parsel sayılı taşınmaz tapuda arsa ve dört ev vasfıyla büyüklüğündedir bu taşınmazı oluşturan parseller yılında yapılan imar uygulaması ile imar parseli niteliğini kazanmıştır sayılı parselin beyanlar hanesindeki fazlalık hakkında tarih ve sayılı tezkere ile defterdarlık ve iskan müdürlüğüne bildirilmiştir şerhi birleşme sonucunda yeni oluşan sayılı parsele aktarılmıştır b tapu ve terkin davası süreci başvurucular tarihli dilekçe ile uyuşmazlık konusu ada parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki şerhin iptali istemiyle dava açmıştır başvurucular dava dilekçesinde dört adet parselin tevhidinden oluşan parselin üzerindeki şerhin bir dayanağının bulunmadığını ve taşınmazdaki miktar fazlasının tapusuz yerlerden olup bu yerin zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğini belirterek şerhin terkinini talep etmişlerdir asliye hukuk mahkemesi tarihinde davanın reddine karar vermiştir kararın gerekçesinde taşınmaza ilişkin kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden dolayı miktar fazlasının başvurucular adına tescili imkânının ortadan kalktığı ve başvurucuların hazineye ait fazlalığın bedeli karşılığında satılmasına yönelik bir başvurusunun bulunmadığı belirtilmiştir bu karar başvurucular tarafından temyiz edilmiş ve yargıtay hukuk dairesi tarihinde hükmü onamıştır başvurucuların karar düzeltme talebi de tarihinde reddedilmiştir nihai karar tarihinde tebliğ edilmiş ve tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur iv hukuk a kanun hükümleri tarihli ve sayılı mülga maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi kanun hükümlerine göre muhacirlere mültecilere göçebelere ve yerlilere dağıtılan yapı ve toprakların temlikine vali ve kaymakamlar salahiyetlidirler dağıtış defter veya kararlarının altı vali veya kaymakamlarca tasdik edilmesi temliktir tasdikli defterlerdeki veya kararlardaki miktarlar muteberdir tarihli ve sayılı mülga tapulama maddesinin birinci fıkrası şöyledir ve genişletilmeye elverişli sınırlı tapu kayıtları ile diğer belgelerin muhtevasını tayinde kayıt ve belgelerde gösterilen sınıra itibar olunur özel kanunların kayıt ve belgelerde yazılı miktara itibar edilmesini gözönünde tuttuğu haller saklıdır ancak hazinece özel kanunları hükümlerine göre miktar üzerinden satılan tefviz veya tahsis edilen veya parasız dağıtılan arazide çıkan fazlalık satış tefviz tahsis veya dağıtım tarihinden on yıl geçmiş ise miktarına bakılmadan kayıt sahibi adına edilir on yıl geçmemiş ise miktar fazlası hakkında sayılı kanunun nci maddesi hükmünün kayıt sahibi lehine uygulanıp en büyük mülkiye amirinden sorularak alınacak karşılık uyarınca işlem yapılır tarihli ve sayılı kadastro kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre kenar başlıklı maddesinin üçüncü numaralı fıkrası şöyledir tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz sayılı kayıt ve belgelerin kapsamını tayin kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir hazinece özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık taşınmaz malla birlikte satış tefviz tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde üncü ve nci madde hükümleri uygulanır tarihli ve sayılı türk medeni kanununun beyanlar kenar başlıklı maddesi şöyledir taşınmazın eklentileri malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır bu kaydın terkini kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir özel kanun hükümleri saklıdır tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren tapu sicil tüzüğünün tüzük şerhler sütunu kenar başlıklı maddesi şöyledir kütüğün şerhler sütununa kişisel haklar tasarruf yetkisini kısıtlayan veya yasaklayan şerhler geçici tescil şerhleri ile kanunlarda öngörülen diğer hususlar yazılır başvuru numarası karar tarihi tüzükün beyanlar sütununda belirtme kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir kütüğün beyanlar sütununa mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır b yargıtay kararları yargıtay hukuk genel kurulunun tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir hukuk genel kurulunun bozma ilamında da açıklandığı üzere dava konusu taşınmazların tarih ve nolu tapu senedine istinaden tarihinde tapu malikleri adına tahdit ve tespitinin yapıldığı kesinleşmesini müteakip tarihinde ada parsel olarak tapuya tescil edildiği taşınmaza uygulanan ve sayılı mübadele ve tefiz kati tasfiyesi hakkında kanun ve sayılı kanunlarına göre oluşturulduğu anlaşılan tapu kaydında ileride fazlalık çıkarsa hazinenindir şerhinin bulunduğu bu kayda istinaden yapılan kadastro tutanağının mülkiyet tablosu bölümünde fazlası hazineye aittir şeklinde şerh düşüldüğü ve bu durumun tarihinde sayılı yazı ile defterdarlık makamına bildirildiği anlaşılmaktadır ada parsel imar uygulaması sonucu ada parsel ile ada ve parsel sayılı taşınmazlara ifraz edilmiş ve mezkur şerh bu taşınmazların tapu kütüklerinin beyanlar hanesine aynen aktarılmıştır davacı bu taşınmazların tümünü tarihinde satın alarak iktisap etmiş ardından ada ve parsel sayılı taşınmazlar tevhit edilerek ada parsel sayılı taşınmaz oluşturulmuş aynı şekilde miktar fazlalığı şerhi yeni oluşan parsele aktarılmıştır uyuşmazlık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılan fazlalığı şerhinin terkini davasında ayrıca sayılı kadastro kanunun maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır sayılı kadastro kanununun öngörülen on yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu konusunda uygulama ile öğreti arasında tam bir fikir birliği bulunmaktadır hak düşürücü süre doğrudan doğruya hakim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması gereken davada itiraz olarak başvurulması zorunlu olan ve zamanaşımı gibi kesme ve durma hükümlerine bağlı olmayan uyulmama halinde hakkın kaybına yol açan yani hakkın özünü ortadan kaldıran süredir anılan maddede öngörülen süre ile tapu sicilinin kararlılık kazanması sicillerin bozulmaması belli bir süre geçtikten sonra yargı organlarınca bu sicillerin tartışma konusu yapılmaması amaçlanmıştır yargıtay birleştirme büyük genel tarih e sayılı kararının gerekçesinden kadastro yada tapulama ile oluşturulmuş tapu sicillerine karşı açılacak davalarda hakkın türünü ve sayılı kanunlar ile sayılı kanun hükümleri sınırlandırmış değildir genel bir tanımlama ile tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağını ve dava açılamayacağını öngörmüş ve sicile geçmiş olan hakkın türü ne olursa olsun on yıl geçtikten sonra dava açılmasına anılan kanunlar izin vermemiştir başvuru numarası karar tarihi beyanlar hanesinin tapu sicilinin kapsamında ve onun bir parçası bulunduğu ve yazılı şerhin hukuksal bir durum hazineye tanınan bir hak olduğu maddeleri bilinmektedir ki sayılı kadastro yasasında on yıllık hak düşürücü süre öngörülmediği için sayılı kadastro kanununun geçici maddesinin fıkrası tarihinden itibaren bir yıl içerisinde sayılı kanuna göre kadastrosu yapılmış taşınmazlar hakkında dava açabilme hakkını tanımıştır somut olayda asıl uygulanması gereken hak düşürücü süre sayılı kanunun maddesinde öngörülen süredir görülmekte olan dava bir yıllık hak düşürücü süre de geçtikten sonra günü açılmıştır hak düşürücü süre kamu düzeni ile ilgilidir davanın görülebilirlik koşuludur hakim doğrudan bu yönü göz önünde tutmak zorundadır hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın esasını hakim inceleyemez davacı davasında haklı da olsa tasfiye amacı güden sayılı kanun artık bu hakkın özünü silip ortadan kaldırmış uyuşmazlıkların sonsuza değin sürmesini engellemiş kişilerle hazine arasında ve toplum içinde kavgasız bir ortamı sağlamak uğruna hakkı feda etmiştir nusret ozanalp tapulama kanunu şerhi sahife dolayısıyla kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl ve munzam bir yıllık süreler geçmekle kadastro tutanağı ve dolayısıyla tapu kütüğü mevcut şekli ile kesinleşeceğinden ve artık kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz ve dava açma hakkı ortadan kalkacağından bu gibi nedenlere dayalı olarak şerhin terkininin istenebilmesi olanaklı değildir tutanak kesinleşmiştir gereğince aksine hüküm yoksa kamu hukukuna ilişkin taşınmaz yükünün tapu kütüğüne tescili gerekli değildir aynı kanunun taşınmaz maliki değişirse yeni malik başka bir işleme gerek bulunmaksızın taşınmaz yükünün yükümlüsü olur hükümleri gereğince önceki tapu kaydında bulunan miktar fazlası hazinenindir şerhi yeni malik yönünden de bağlayıcı olur kanundan doğan bu taşınmaz yükümlülüğü karşısında açıklanan tapu kütüğüne güven prensibinden söz edilemez öyle ise mezkur kanunlar uyarınca verilen tapuların miktarları ile geçerli olacağı ve üzerindeki miktar fazlalıkları hazineye aittir şerhinin yılında yapılan kadastro tespiti ile önceki kayıtlara dayalı olarak kadastro tutanağına işlendiği ve yıllık hak düşürücü ve munzam yıllık sürenin fazlası ile geçtiğinin anlaşılmasına göre artık kayıtlarda mevcut olan bu şerhe itiraz imkanı kalmadığı ve dolayısıyla şerhin geçerli olacağı kuşkusuzdur hukuk genel kurulunun bu hususlara işaret eden kararı doğru ve yerindedir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir dava ada parsel kaydındaki ve müdürlüğünün tarih yevmiye numarası ile çıkan fazlalık hazineye aittir şeklindeki belirtmenin terkini istemi ile açılmıştır başvuru numarası karar tarihi tarihindeki kadastro işlemi sırasında yüzölçümündeki zeytinli tarla vasıflı dava konusu taşınmaz tarih numaralı tapu kaydına dayanılarak gerçek kişi adına tahdit edilmiş bu tahdit tarihinde kesinleşmiştir dava konusu taşınmaz ile revizyon gören tapu kaydında da aynı belirtmenin yapıldığı ve bu belirtmenin kadastro tutanağına da işaretlendiği anlaşılmaktadır eldeki dava tarihinde açılmıştır burada üzerinde durulması gereken sorun kayıt maliki olan davacının kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davada sayılı kadastro kanununun geçici maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının açıklığa kavuşturulmasıdır gerçekten dava konusu taşınmazın kadastro işlemi sayılı kadastro ve tapu tahriri kanununa göre yapılmıştır kadastrosu bu kanun hükümleri gözetilerek yapılmış ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait davanın sayılı kadastro kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılması gerekir eldeki uyuşmazlıkta kadastro tutanağı kesinleşmiş yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davanın sayılı kadastro kanununun yürürlük tarihi olan tarihinden sonraki bir yıl içinde yani tarihine kadar açılmış bulunması zorunludur dava ise tarihinde açıldığından davalı hazine yararına olan belirtmenin kaldırılmasına ilişkin istemin dinlenme olanağı yoktur yargıtay yüksek hukuk genel kurulunun tarih ve sayılı kararı da aynı doğrultudadır diğer taraftan davacı ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki sayılı tapu fazlalıklarının ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair ve sayılı kanunda değişiklik yapan sayılı kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir hal böyle olunca mahkemece gözetilmesi zorunlu hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın reddinde usul ve yasaya aykırılık yoktur yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir dava çap kaydındaki miktar fazlasının hazineye ait olacağına dair şerh gereğince tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece çekişmeye konu edilen ve parsel sayılı taşınmazlardaki miktar fazlasının taşınmazların genel yüzölçümlerine isabet eden pay oranında davacı paydaş kılınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir gerçekten de çekişmeli müfrez parsellerin öncesini teşkil eden parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılan sayılı yasanın maddesi hükmü uyarınca fazlalıklarının hazineye ait olacağına dair şerh verilmek suretiyle tespitinin yapıldığı ayrıca parselin tespitine sayılı yasa gereğince tesis edilen tapu kayıtlarının uygulanarak kadastrosunun gerçekleştirildiği sabittir hemen belirtilmelidir ki kadastro tespitinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan kadastro yasasında sayılı kadastro yasasının maddesinde öngörülen kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak tutanakta belirtilen haklara tespitlere ve sınırlandırmalara karşı yıl geçtikten sonra açılacak davaların dinlenmesine olanak bulunmadığına ilişkin bir yasal düzenlemeye yer verilmemiş ise de tarihinde yürürlüğe giren sayılı yasanın geçici maddesinde kadastrodan önceki nedene dayalı olarak dava açılması bakımından yıllık süre öngörülmüştür başvuru numarası karar tarihi somut olayda kadastro tutanağında yer verilen ve sicile yansıtılan miktar fazlası şerhinin terkini konusunda süresinde bir dava açılmadığına göre şerhin tevlit ettiği hakkın korunması gerekeceği açıktır o halde mahkemece davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur ancak mahkemece kadastro sırasında çekişmeli taşınmazların öncesini oluşturan parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydı ve varsa haritası getirtilmemiş ve keşfen yerine tatbik edilmek suretiyle kayıt kapsamı saptanmamış anılan kaydın çekişme dışı başka parsellere de revizyon görüp görmediği belirlenmemiştir anılan işlemlerin gerçekleştirilmemiş olması doğru olmadığı gibi parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün olduğu oysa kadastro tutanağında uygulanan kayıt miktarının dönüm olarak ifade edildiği gözetildiğinde yüzölçümünden miktar tenkis edildiğinde bakiye kısmın kadastroya uygulanan tapu kaydının yüzölçümünün altına düştüğü buna göre de davalı tarafa kayıt miktarından az yer bırakıldığı görülmektedir diğer taraftan kabul tarzı itibariyle de öncelikle kayıt miktar fazlasının çekişmeli taşınmazlardan ifrazının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmaksızın doğrudan hazinenin paydaş kılınması suretiyle neticeye gidilmiş olması da isabetsizdir v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu yılında hava kuvvetleri komutanlığında subay sınıfında göreve başlamıştır yılında evlenmiştir ve bir çocuk babasıdır hava kuvvetleri komutanlığı tarafından anayasa mahkemesine gönderilmiş olan belgelere göre bazı askeri personel hakkında hava kuvvetleri komutanlığına gelen isimsiz bir ihbar üzerine karşı koyma zafiyeti konusunda daire başkanlığı tarafından inceleme başlatılmıştır hava kuvvetleri komutanlığı tarafından anayasa mahkemesine sunulmuş belgelere göre zafiyeti kapsamında ilgili askeri personelin ifadeleri alınmıştır tutanaklarında ifadeyi alan ve ifadeyi yazan kısmı ve ifadelerin bazı bölümleri karartılmıştır tutanağında başvurucuya bugüne kadar nerelerde görev yaptığı kimlerle li başvuru numarası karar tarihi kaldığı sorulmuştur ayrıca bugüne kadar üzerinden veya yüz yüze tanışmak suretiyle birlikte olduğu bayanların kimler olduğu ve bu bayanların kendisinden bilgi almaya çalışıp çalışmadığı sorulmuştur bunun yanı sıra kendisine bazı görüntüler gösterilerek bu görüntülerin kendisine ait olup olmadığı sorulmuştur başvurucunun imzalamış olduğu tarihli ifade tutanağında tanıştığı kişilerle karşılıklı soyunmak suretiyle sanal ilişki yaşadığını gösterilen görüntülerin kendisine ait olduğunu ayrıca sosyal çevresinden tanıştığı bazı bayanlarla ilişkisi olduğunu kendisine bu görüntüler nedeniyle şantaj yapılmadığını söylediği belirtilmiştir tahkikat sonucunda hazırlanan raporda başvurucunun davranışlarının tsknın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranış kapsamında olduğu belirtilerek tskdan ayırma işlemi tesis edilmesi teklifi getirilmiştir bu teklif doğrultusunda başvurucu hakkında tarihinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesi uyarınca tskdan ayırma işlemi tesis edilmiştir başvurucu tskdan ayırma kararına karşı askeri yüksek mahkemesinde iptal davası açmıştır başvurucu dava dilekçesinde psikolojik baskı altında hukuka aykırı şekilde ifadesinin alındığını belirtmiştir bunun yanı sıra başvurucu çok sayıda ödül ve takdir belgelerinin bulunduğunu hiçbir disiplin cezası bulunmadığını çok başarılı çalışmaları olduğunu özel yaşamına ait unsurların kurum disiplin ve düzenini tehdit eden bir yönü bulunmadığını iddia etmiştir yargılama sırasında başsavcılığı dava konusu işlemin iptali yönünde görüş sunmuştur başsavcılık görüşünde istihbarat tahkikatı sırasında elde edilen ikrarın hukuken muteber bir delil kabul edilemeyeceği zira sorgulama sırasında nasıl bir usul izlendiği temel hak ve hürriyetlerin korunmasına yönelik tedbir alınıp alınmadığının dahi belli olmadığı belirtilmiştir oybirliğiyle davayı reddetmiştir göre başvurucuya isnat edilen davranışlar tsknın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranış kapsamındadır ve bu nedenle başvurucunun tskdaki görevini devam ettirmesi mümkün değildir ayrıca başvurucunun ifadesinin usulsüz ve hukuka aykırı şartlarda alındığı iddialarını da reddetmiştir kararında başvurucunun ifadesinin ceza soruşturması kapsamında değil disiplin soruşturması çerçevesinde alındığı iradesinin fesada uğratıldığına dair kanıt bulunmadığı belirtilmiştir başvurucunun söz konusu karara karşı karar düzeltme istemi de reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu vekili tarafından tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır iv a ulusal hukuk sayılı kanunun işlem tarihinde yürürlükte olan maddesi tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri hizmet kanununun ve maddeleri tarihli ve sayılı yayımlanan subay sicil yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan disiplinsizlik ve ahlakı durum nedeniyle ayırma kenar başlıklı ve maddeleri b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme özel ve aile hayatına saygı hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir li ı başvuru numarası karar tarihi herkes özel ve aile hayatına konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı düzenin korunması suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir kamu makamlarının özel hayata saygı hakkına keyfi bir şekilde müdahale etmelerinin önlenmesi sözleşmenin maddesi ile sağlanan güvenceler kapsamında yer almaktadır avrupa hakları mahkemesi devletin özel hayata saygı hakkı kapsamında bulunan bir menfaate müdahale ettiğini tespit ettiğinde maddenin ikinci fıkrasında belirtilen koşulları incelemektedir buna göre kamu makamlarının müdahalesinin yasal bir dayanağı olup olmadığı anılan fıkrada yer alan meşru amaçlara dayalı olup olmadığı demokratik bir toplumda gerekli ve öngörülen amaçla orantılı olup olmadığı araştırılmaktadır benzer yöndeki kararı için bkz krallık b no b no de souza b no kararlarına göre sözleşmenin maddesi açıkça usul şartları içermemekle birlikte anılan maddeyle güvence altına alınan haklardan etkili bir şekilde yararlanılabilmesi için müdahaleyi doğuran karar alma sürecinin bu maddeyle korunan hak ve özgürlüklere gerekli saygıyı sağlayacak nitelikte ve adil olması gerekir bu şekildeki bir süreç başvurucunun maddedeki haklarını deliller ve kanıtlama konuları dahil adil şartlarda savunabileceği usule ilişkin etkili güvencelerden yararlandırılmasını gerektirir göre bu şekildeki güvencelerin amacı maddede yer alan haklara keyfi şekilde müdahalede bulunulmasını önlemek müdahalenin gerekçelendirilmesini sağlamaktır benzer yöndeki kararı için bkz b no tp ve b no göre gerek negatif yükümlülükler gerekse pozitif yükümlülükler bakımından söz konusu usule ilişkin etkili güvencelerin sunulması gerekmektedir benzer yöndeki kararı için bkz b no krallık b no b no abdulaziz ve krallık b no gerek negatif yükümlülük alanındaki usule dair güvencelere örnek olması ve gerekse anayasa mahkemesi önündeki mevcut başvuruyla benzerlikler içermesi bakımından smith ve krallık kararı incelenmelidir bu davada başvurucular kraliyet hava kuvvetlerinde görevli personeldir ve eş cinsel olmaları nedeniyle görevlerine son verilmiştir başvuruculardan bayan smith hemşire olarak bay grady ise pilot olarak görev yapmıştır görevden alınmaları işlemine karşı açtıkları davada verilen kararda her ikisinin de sicil ve görev performansının mükemmel derecede olduğu herhangi bir disiplinsizliklerinin bulunmadığı belirtilmiştir benzer yöndeki kararı için bkz smith ve krallık b no başvurucular kraliyet hava kuvvetleri polisi karşı koyma ve güvenliğin sağlanması konularında görevlidir tarafından sorgulanmışlardır bu sorgulama sırasında sorgulama yapılmasının amacı açıklanmış eş cinsel olanların silahlı kuvvetlerde çalıştırılmayacağı yönündeki devlet politikası hatırlatılarak başvurucuların karşılaşacağı sonuçlar belirtilmiştir başvuruculara hiç bir şey söylemek zorunda olmadıkları ancak konuşmaları halinde söyleyecekleri şeylerin aleyhe delil olarak kullanılabileceği uyarısı başvuru numarası karar tarihi yapılmıştır bunun yanı sıra başvurucuların talepleri üzerine avukatlarıyla görüşerek hukuki yardım almalarına müsaade edilmiştir bayan smithin sorgusu sırasında bir kadın soruşturmacı da görüşmelere katılmıştır ayrıca görüşmelere başlanmadan önce bayan smithe bazı soruların utanmasına sebep olabileceği eğer böyle hissederse bunu belirtebileceği hatırlatılmıştır bayan smith sorgudan önce bir avukatla görüşmüş ve avukatı hiç bir şey söylememesi bazı basit sorulara cevap verebileceği yönünde tavsiyelerde bulunmuştur bay talebi üzerine de avukatının ve yine kraliyet hava kuvvetlerinde pilot olarak görev yapan bir personelin objektif gözlemci olarak sorgulama sürecine katılması sağlanmıştır smith ve krallık her iki başvurucunun özel hayata saygı hakkına müdahalede bulunulduğu tespitini yapmıştır müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını incelerken özel hayata saygı hakkının cinsellik ve mahremiyet hakkı gibi yönleri söz konusu olduğunda kamu makamlarının takdir yetkisinin daha dar tutulması gerektiğini bu alanlara yönelik müdahaleler için özellikle ciddi nedenlerin varlığının şart olduğunu vurgulamıştır smith ve krallık krallık demokratik toplumda gereklilik unsuru yönünden müdahale için gösterilen gerekçeleri incelediği sırada her iki başvurucu yönünden sorgulama sürecini değerlendirmiştir göre sorgulama süreci son derece müdahaleci niteliktedir başvurucuların özel hayatlarının en mahrem yönlerine cinsel hayatlarına aile ilişkilerine dair çok ayrıntılı sorular sorulmuştur sorgu tarzı oldukça saldırgan ve müdahalecidir hatta hükumet görüşünde de bayan smithe sorulan üvey kızıyla cinsel ilişkisi olup olmadığı sorusunun savunulacak bir tarafı olmadığı belirtilmiştir smith ve krallık ayrıca eş cinselliğin silahlı kuvvetlerden erken ayrılabilmek için bahane olarak kullanılıp kullanılmadığını anlamak amacıyla sorgulama yapıldığı belirtilmişse de söz konusu soruşturmaya kadar başvurucular cinsel yönelimlerini gizli tutmuşlardır ve görevden ayrılmak istemedikleri açıktır bu nedenle sorgulamanın devam ettirilmiş olmasının makul bir gerekçesi bulunmamaktadır hükumetin sorgulamanın devam ettirilmesiyle ilgili olarak ileri sürdüğü tıbbi riskler veya güvenlik riskleri disiplinle ilgili sebeplerin de somut olayda mevcut olmadığını bu yüzden başvurucuların cinsel yönelimlerini kabul etmelerine rağmen sorgu sürecinin devam ettirilmesi konusunda hükümetin ikna edici ve ciddi gerekçeler ortaya koyamadığını vurgulamıştır smith ve krallık o v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucular nuray çınar ve mehmet çınar evlidir başvuruculardan mehmet çınar başvurucu türk silahlı kuvvetleri tsk emrinde ve hakkari yüksekova jandarma özel harekat bölük komutanlığında jandarma uzman çavuş olarak görev yapmaktayken tarihinde içinde bulunduğu askeri aracın geçişi sırasında teröristlerce yola döşenen mayının patlaması neticesinde yaralanmıştır başvuru numarası karar tarihi başvurucu olayın hemen akabinde yapılan ilk müdahalesinin ardından sol ayağında meydana gelen kırık nedeniyle van yüzüncü yıl üniversitesi araştırma ve uygulama hastanesinde yılı eylül ayı içinde ameliyat edilmiştir söz konusu ameliyat sonrasında van asker hastanesi tarafından düzenlenen tarihli sağlık kurulu raporu ile başvurucuya sol boyun kırığı tanısı konulmuş ve bir buçuk ay istirahat verilmiştir başvurucunun tarihli sağlık kurulu raporu ile verilen istirahatinin bitmesini müteakiben muhtelif hastanelerde kimi zaman yatışı da yapılarak takip ve tedavisine devam edilmiştir bu takip ve tedaviler sırasında başvurucu hakkında van asker hastanesi sağlık kurulu tarafından düzenlenen tarihli raporda sol kırığı tanısı ile arızalı sağlam sınıfı görevini yapar komando olamaz tarihli raporda ise sol opere boyun kırığı sol ayak bileği hareket kısıtlılığı tanısı ile sınıfı görevini yapar komando olamaz medikal ve cerrahi tedavi ile iyileşme beklenmez tespitlerine yer verilmiştir başvurucu söz konusu raporlarda tespit edilen sağlık durumuna uygun sınıfta tsk emrindeki görevine devam etmiştir görevine devam eden başvurucunun asker hastanesi sağlık kurulunun tarihli raporu ile kırığı tanısı nedeniyle bir yıl süreyle fiziki yeterlilik testlerinden ağır sportif ve bedeni faaliyetlerden uzun süreli ayakta durmayı ve yürümeyi gerektiren temel ve savaş beden eğitimi faaliyetlerinden muaf tutulması uygun görülmüştür gülhane askeri tıp akademisi hastanesi gata haydarpaşa eğitim hastanesi sağlık kurulu tarafından düzenlenen tarihli raporla başvurucu hakkında sol ayak mayın yaralanmasına bağlı tarsal dejenerasyon teşhisine istinaden tskda görev yapamaz kararı verilmiştir söz konusu raporun milli savunma bakanlığınca msb tarihinde onaylanıp kesinleşmesinin ardından başvurucunun sağlık nedeniyle tsk ile ilişiği kesilmiştir başvurucular tskda görev yapma niteliğinin kaybedilmesine ve ilişiğin kesilmesine sebep olan rahatsızlığın görev sırasında ve görev nedeniyle maruz kalınan mayın patlaması sonucu meydana geldiğini belirterek bu sebeple uğradıkları maddi ve manevi zararların karşılanması talebiyle tarihinde idareye yaptıkları başvurunun zımnen reddi üzerine tarihinde askeri yüksek mahkemesinde dava açmıştır dairesi mahkeme tarihinde verdiği kararla davayı süre aşımı nedeniyle reddetmiştir kararın gerekçesinde başvurucuların eylemi ve eylemden doğan zararı tarihli sağlık kurulu raporu ile öğrendiği dolayısıyla bu tarihten itibaren tarihli ve sayılı mülga askeri yüksek mahkemesi kanununun maddesi uyarınca bir yıl ve her halükarda beş yıl içinde zorunlu idari başvuruda bulunmaları gerektiği belirtilmiştir başvurucuların ise bu süreleri geçirdikten sonra tarihinde idareye yaptıkları başvurunun zımnen reddi üzerine tarihinde açtıkları davanın süresinde olmadığı ifade edilmiştir kararda ayrıca başvurucu hakkında ve yıllarında düzenlenen sağlık kurulu raporlarının zararın öğrenilmesine ve dava açma süresine bir etkisinin bulunmadığı da vurgulanmıştır karşıoyda ise yılında düzenlenen raporlarda başvurucu hakkında sınıfı görevini yapar kararı verildiğinden bu tarih itibarıyla tsk ile ilişiğinin kesilmesinden kaynaklanan zararların oluşmasının ve dolayısıyla öğrenilmesinin söz konusu olamayacağı ifade edilmiştir başvurucunun tskda görev yapamayacağının tarihli sağlık raporu ile tespit edilmesi nedeniyle dava açma süresinin bu rapor esas alınarak hesaplanması gerektiği belirtilmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucuların karar düzeltme istemi aynı mahkemenin tarihli kararıyla reddedilmiştir nihai karar başvuruculara tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur bireysel başvurunun incelenme sürecinde tarihli ve sayılı kanun ile anayasaya eklenen geçici maddenin birinci fıkrasının e bendiyle a kaldırılmıştır iv hukuk a ulusal hukuk kanunlar sayılı mülga kanunun maddesinin birinci fıkrası şöyledir eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların askeri yüksek mahkemesinde dava açmadan önce bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yetkili makama başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri lazımdır bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliği tarihinden ve altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler tarihli ve sayılı yargılama usulü kanununun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir danıştay danıştay onuncu dairesinin tarihli ve sayılı kararı şöyledir bir eylemin ve doğurduğu zarar bazı durumlarda eylemin gerçekleşmesiyle kimi zaman da değişik araştırma ve incelemelerden hatta ceza davalarından sonra ortaya çıkabilmektedir özelikle kamu görevlilerinin idari tasarrufta bulunurken uyulması zorunlu görülen kurallara uymamaları nedeniyle kendilerine izafe edilebilecek nitelikte olmakla birlikte yetkilerin kullanımı sırasında gerçekleştiği için idaresinden de ayrılamayan göre kusurlarından doğan zararın tazmini istemiyle açılacak tam yargı davalarında eylemin zararın kamu görevlisinin kişisel kusurundan mı görev kusurundan mı kaynaklandığının ceza muhakemesi sonucunda belirlenmesiyle ortaya çıkabilmektedir bu nedenlerle sayılı kanun un maddesinde öngörülen ve yıllık sürelerin eylemin idariliğinin ve doğurduğu zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması zorunludur aksi yorumun dava açma yolunun kullanımını güçleştirerek hak arama hürriyetini olumsuz etkileyeceğini belirtmek gerekir anılan yasa hükmünde öngörülen tam yargı davalarının idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik olması sebebiyle davanın açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur başvuru numarası karar tarihi danıştay dairesinin tarihli ve sayılı karan şöyledir sayılı yargılama usulü kanununun maddesinde idareye başvuru için öngörülen en geç beş yıllık sürenin hangi tarihten itibaren başlatılacağı zaman zaman duraksamalara yol açtığından bu hususun irdelenmesi gerekmektedir tam yargı davaları idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini ifade etmektedir bu nedenle tam yargı davasının açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur eylem idarenin işlevi sırasında bir hareketi bir davranışı bir tutumu veya hareketsizliği idari karar ve işlemle ilgisi olmayan başka bir deyişle öncesinde temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir söz konusu eylemlerin ve doğurduğu zarar bazen eylemin yapılmasıyla birlikte ortaya çıkarken bazen de çok sonra değişik inceleme ve hatta ceza yargılamaları sonucu ortaya çıkabilmektedir bu itibarla sayılı kanunun maddesinde öngörülen ve yıllık sürenin eylemin idariliğinin ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması zorunludur aksi yorumun zarara yol açan eylemin idariliğinin ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldıracağı hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır b uluslararası hukuk uluslararası hukuk bkz ahmet yıldırım b no v | Violation |
a başvuruya kadar olan süreç başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir yılında ankara kara harp okulundan mezun olan başvurucu yılında binbaşı rütbesiyle genelkurmay elektronik sistemleri ges komutanlığına yılında ise kara kuvvetleri lojistik komutanlığına tayin edilmiştir başvurucu cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen ve kamuoyunda askeri casusluk soruşturması adıyla anılan soruşturma üzerine tarihinde açılan kamu davasında sanık olarak yargılanmıştır başvuru numarası karar tarihi yürütülen bu soruşturma ve açılan dava dikkate alınarak tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun ve tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren subay sicil yönetmeliğinin subay sicil yönetmeliği maddeleri çerçevesinde sıralı sicil üstlerince başvurucu hakkında tarihinde türk silahlı kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması nedeniyle silahlı kuvvetlerde kalması uygun değildir ortak kanaati ile sicil belgesi düzenlenmiş ve ayırma süreci başlatılmıştır düzenlenen sicile dayalı olarak başlatılan inceleme kara kuvvetleri komutanlığı bünyesindeki komisyon tarafından yapılmış ve başvurucu hakkında tarihinde ayırma işlemi tesis edilmesine karar verilmiştir bu karar kara kuvvetleri komutanı tarafından tarihinde onaylanmış ve genelkurmay başkanı tarafından tarihinde kara kuvvetleri komutanının kararı doğrultusunda işlem yapılması uygun görülmüştür bunun üzerine üçlü kararname ile başvurucunun tarihli ve sayılı işlemle ve disiplinsizlik gerekçesiyle resen türk silahlı kuvvetlerinden tsk ayrılmasına karar verilmiştir söz konusu işlem tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu bunun üzerine tarihinde kara kuvvetleri komutanlığına bilgi edinme başvurusunda bulunmuştur başvurusunda ayırma sicil not kayıt ve kanaatlerinin ayırma işlemine esas alınan varsa istihbari bilgilerin alınan karar ve gerekçesinin bir örneğinin kendisine verilmesini talep etmiştir başvurucuya bilgi edinme başvurusu çerçevesinde ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kastedilerek şu şekilde cevap verilmiştir hakkınızda ilgi e iddianamedeki eylemlerin tasvir şekline ve toplanan delillere göre nitelik ve nicelik olarak vahim olduğu bu bağlamda statüsünüz itibariyle kamu görevlisi olma nitelik ve yeterliliğini yitirdiğiniz bu durum karşısında kamu hizmetinde istihdam edilmenizin kamu yararına açıkça aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmiştir ayırmaya esas belgelerden karar sureti da ayırma sicil belgesi tıpkı çekimi gönderilmiştir ayırma işlemine esas teşkil eden ilgi e iddianameden başka herhangi bir istihbari ve disiplin suçu işlediğinize dair bilgi ve belgeye rastlanılmadığından gönderilmemiştir başvurucu ayırma işleminin iptali talebiyle tarihinde askeri yüksek mahkemesinde a dava açmıştır bu arada ceza yargılamasında ağır ceza mahkemesi cmk mülga madde ile görevli tarihli ve sayılı kararı ile devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgileri temin etme özel hayatın gizliliğini ihlal etme ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarını işlediği gerekçesiyle başvurucuyu toplam yıl ay gün hapis cezası ile cezalandırmıştır a birinci dairesi ağır ceza mahkemesinden dava dosyasına ait gerekçeli kararı talep etmiş ardından daire tarihli ve sayılı kararla oybirliğiyle davanın reddine hükmetmiştir karar gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin bu hizmeti en iyi şekilde yürütebilmesi için gerekli tedbirleri alma yetkisi ile donatılmasının zorunlu olduğu kuşkusuzdur bu nedenle idarenin kamu hizmetini yürütecek olan personelini alırken bir takım özelliklere sahip olmasını araması tabii olduğu gibi statüye alındıktan sonra da bunları verimli biçimde kullanması hizmeti aksatacak kendisinden verim alınması imkanı başvuru numarası karar tarihi kalmamış aksine idare mekanizmasına ve kamu hizmetinin yürütülmesine zararlı olacak personelini bünyesi dışına çıkarması da doğal görünmektedir bu açıklamalar ışığında dava konusu resen ayırma işlemi değerlendirildiğinde davacı hakkında düzenlenen iddianamelerdeki tasvir şekillerine ve yine iddianamelerde belirtilen delillere göre davacıya isnat edilen eylemlerin nitelik olarak vahim olduğu özellikle iddianamede belirtilen olaylarla ilgili soruşturma başladıktan sonra başvurucunun ikametinde yapılan arama sırasında bulunduğu belirtilen yer alan belgelerin niteliğinin genelkurmay başkanlığından sorulması üzerine söz konusu belgelerin tcknın maddesi kapsamında devletin güvenliğine ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilere ilişkin olduğu yönünde genelkurmay başkanlığı tarafından cevap verilmesi ve bu doğrultuda mahkeme tarafından hüküm kurulması dikkate alındığında davacının tsknın itibarını sarsacak şekilde hareketlerde bulunduğu değerlendirmesinin maddi olgulara dayandığı davacının statüsü itibariyle kamu görevlisi olma nitelik ve yeterliliğini yitirdiği bu durum karşısında davacının kamu hizmetinde istihdam edilmesinin kamu yararına açıkça aykırılık teşkil ettiği sonuç olarak davacı hakkında silahlı kuvvetlerde kalması uygur değildir sicil belgesi düzenlenmesi işlemi ve bu sicil belgesine istinaden sayılı kanunun ve subay sicil yönetmeliğinin inci maddeleri kapsamında ayırma işlemi tesis edilmesinde takdir yetkisinin ölçülü ve objektif olarak kullanıldığı ve anılan işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde karar düzeltme isteminde bulunmuştur başvurucunun yapmış olduğu karar düzeltme isteminden sonra tarihinde başvurucu vekili yargıtay cumhuriyet başsavcılığının dosyanın tümü hakkında bozma yönünde görüş bildirdiğini ileri sürerek yargıtay kararının beklenmesini istemiştir bunun üzerine tarihinde başvurucu hakkında temyiz incelemesi sonucunda bir karar verilip verilmediğinin bildirilmesinin verilmiş ise bir suretin gönderilmesinin yargıtay daire başkanlığından istenmesine karar vermiştir başvurucu hakkında kurulan ceza davasına ilişkin hükümler yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı ilamıyla onanmıştır başvurucu bu karara ilişkin sayılı bireysel başvuruda bulunmuştur yargıtay ilamı tarihli yazıyla birinci daire başkanlığına gönderilmiştir bunun üzerine birinci dairesi tarihli ve sayılı ilamla karar düzeltme istemini reddetmiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu kararına ilişkin olarak tarihinde bakılmakta olan bu başvuruyu yapmıştır b başvuru yapıldıktan sonraki gelişmeler başvurucunun ceza davasına ilişkin sayılı bireysel başvurusu sayılı bireysel başvuru ile birleştirilmiştir anayasa mahkemesi genel kurulu tarihinde başvurucunun yargılandığı ve hüküm giydiği ceza davasına ilişkin olarak silahların eşitliği yönünden adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına karar vermiştir yanla ve diğerleri b no kararın gerekçesi şöyledir somut olayda dijital deliller içindeki bilgi ve belgelere dayanılarak başvurucuların mahkumiyetine karar verilmiştir başvurucuların dijital verilerin gerçeği yansıtmadığı yönündeki iddialarının araştırılması amacıyla bu deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması veya bunlara ilişkin imajların verilmesi taleplerinin dijital belgelerin içeriklerinin devlet sırrı kapsamında kaldığından ve dijital delillerin usulüm başvuru numarası karar tarihi uygun aramalar sonucu ele geçirildiğinden bahisle reddedilmesi yargılamanın bütünü yönünden adil yargılanma hakkını ihlal eder niteliktedir mahkemece delillerin bu şekilde gizlenmiş olması özellikle de devlet sırrı gerekçesiyle delillerin savunma makamına açılmaması ve olması başvurucuların dijital delillerin sıhhati konusundaki iddialarını tam olarak ileri sürmesini imkansız kılmıştır oysa mahkeme bu dijital delillere göre bir değerlendirme yaparak mahkumiyet kararı vermiş ve yargıtay tarafından aynı nedenlerle verilen hüküm onanmıştır bkz bu koşullarda mahkemece izlenen usul ve yöntemin silahların ilkesinin gereklerine uygun olmadığı ve başvurucunun menfaatlerini yeterince koruyan bir güvence içermediği açıktır bu şekilde başvurucuların kendilerine yöneltilen suçlamaların dayanağı olan delillere karşı savunma yapma imkanı ve kovuşturmanın genişletilmesini isteme hakkı kısıtlanmış ceza yargılamasının maddi gerçeğin ortaya çıkartılması amacına yönelik olarak silahların eşitliği ilkesi ihlal edilmiştir anayasa mahkemesi kısa kararının bir örneği tarihinde mahkemesine tarihli ve sayılı kanunla yapılan özel yetkili kaldırılmasıyla birlikte değişiklik sonrası ağır ceza mahkemesinin yerine uyuşmazlığa bakmakla anadolu ağır ceza mahkemesi görevlendirilmiştir gönderilmiştir dosya anadolu ağır ceza mahkemesinin numaralı esasına kaydedilmiştir mahkeme tarihinde yapılan duruşma sonucunda kapatılan cmk madde ile görevli ağır ceza mahkemesinin sayılı ilamının kesinleşen kısmının iptaline başvurucularının da aralarında bulunduğu sanığın tamamı hakkında isnat edilen her bir suç sebebiyle tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun cmk maddenin ikinci fıkrasının b bendi uyarınca ayrı ayrı beraatine oybirliğiyle karar vermiştir tarihli duruşma zaptının başvurucuyla ilgili bölümü şöyledir sanık tamer karslıoğlu hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş suç örgütüne üye olma suçundan tck maddesi hayatın gizliliğini ihlal suçundan tck maddesi uyarınca kez haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan tck maddesi uyarınca kez devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme eylemlerinden tck maddesi yasaklanan bilgileri temin suçundan tck maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmışsa da dosya kapsamında toplanan deliller sanık savunması dijital delillerle ilgili olarak adli tıp kurumundan alınan rapor birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı suçları işlemediği anlaşılmakla sanığın üzerine atılı suçlardan cmk maddesi uyarınca her bir suçla ilgili olarak ayri ayri gerekçeli kararın tamamı tarihinde ulusal yargı ağı bilişim sistemine uyap yüklenmiştir gerekçeli karar toplam sayfa olup hüküm bölümü ile duruşma zaptına geçen bölüm arasında bir fark bulunmamaktadır anadolu ağır ceza mahkemesinin beraat kararı temyiz edilmemiş ve hüküm tarihinde kesinleşmiştir anayasa mahkemesi tarihli yazıyla başvurucudan birinci dairesinin tarihli kesinleşen kararına ilişkin olarak tarihli ve sayılı askeri yüksek mahkemesi kanununun maddesi kapsamında yargılamanın iadesi yoluna başvurulup başvurulmadığını başvuru yapıldıysa başvurunun yapıldığı tarihe ilişkin bilgi ve ilgili belgelerin başvuru yapılmayacak ise gerekçenin ne olduğunun bildirilmesini istemiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde tebliğ aldığı yazıya cevap olarak tarihinde verdiği dilekçede avukatının eşinin tarihinde ankarada meydana gelen terör eyleminde şehit olduğunu avukatının ise ağır yaralandığını ve hastanede yatarak tedavi gördüğünü anılan ceza mahkemesi kararının sadece gerekçesinin sayfa olduğu gözönüne alındığında yeni bir avukat tutmasının kısa zamanda fayda vermeyeceğini öte yandan halihazırda anayasa mahkemesi önünde olağan hukuk yollarını tüketerek yaptığı bireysel başvurusunun bulunduğunu yargılamanın iadesi yolunun olağanüstü yol olduğunu ve isteminin reddedilmesi halinde anayasa mahkemesine yeniden yapılacak bireysel başvuruda süresinin geçmiş olacağını bu durumda telafisi imkansız hak kaybının söz konusu olabileceğini tüm bu nedenlerle yargılamanın iadesi yoluna başvurmadığını belirtmiştir başvurucu dilekçesinde bahsettiği hususlara ilişkin belgeleri de dilekçe ekinde sunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk sayılı kanunun işlem tarihinde yürürlükte olan maddesinin c bendi şöyledir disiplinsizlik veya ahlaki durumları sebebiyle silahlı kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subaylar hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında t c emekli sandığı kanunu hükümleri uygulanır subay sicil yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan maddesinin birinci fıkrası ve e bendi şöyledir aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlakı durumları gereği türk silahlı kuvvetlerinde kalmaları bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyenler hakkında hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır e türk silahlı kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren türk silahlı kuvvetleri hizmet yönetmeliğinin maddesinin ilgili kısmı şöyledir asker kendisinden beklenen vazifeleri yapabilmek için yüksek ahlak kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır her askerde bulunması ahlakı ve vasıflar şunlardır h ahlak sahibi olmak askerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır asker esrarkeşlikten sarhoşluktan yalancılıktan borçtan ve kumardan dolandırıcılıktan ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan hırsızlıktan yağmadan yakı yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar yaşayışı sıhhati azim ve cesareti bozar namusu lekeler manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker sayılı kanunun yargılamanın iadesi kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir daireler ile daireler kurulundan verilen kararlar hakkında aşağıda yazılı sebepler dolayısıyle yargılamanın iadesi istenebilir c karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün kesin hüküm halini alan bir bozularak ortadan kalkması sayılı kanunun muhakemenin iadesinde süre kenar başlıklı maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi muhakemenin iadesinde hukuk usulü muhakemeleri kanununun süreye ait hükümleri benzetme yolu ile uygulanır tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun maddesi şöyledir yargılamanın iadesi süresi d karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu tarihten itibaren üç ay ve her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır b uluslararası hukuk sözleşme avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme adil yargılanma hakkı kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir kendisine bir suç isnat edilen herkes suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır avrupa hakları mahkemesi sanığı yargılayan mahkemenin veya bu mahkemenin üyelerinin sanığa isnat edilen suçu işlediği ön yargısıyla hareket etmemesini ifade eden ve sözleşmenin maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen masumiyet karinesi birinci fıkrada teminat altına alınan adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir b masumiyet karinesi suç isnadının karara bağlandığı yargılamalarda geçerli olduğu için sözleşmenin maddesinde ifade edilen medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar çerçevesinde değerlendirilen idari davalar kural olarak masumiyet karinesinin uygulama alanı dışında kalmaktadır ancak idari davada uyuşmazlık konusu olan maddi olayın tespitinde idari yargı aynı maddi olayı ele alan ceza mahkemesinin daha önce verdiği beraat kararına uygun hareket etmelidir benzer yöndeki kararları için bkz kk b no krallık kk b no bu kural kişi hakkında verilen beraat kararı sorgulanmadığı sürece aynı maddi olay çerçevesinde daha düşük ispat standardı kullanılarak kişinin disiplin sorumluluğu çerçevesinde yaptırıma tabi tutulmasına engel teşkil etmemektedir b no b no v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu başvuru tarihinde ankara nolu f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır başvurucuya gelen azadiya welat gazetesinin ağustos tarihli nüshasının birinci ve beşinci sayfasında ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemlerle ilgili yazılar bulunduğu tespit edilmiştir yazı içeriklerinin bir bölümü şöyledir deniz kaya yaptığı açıklamada demek ki önderliğimizin sağlık sorunları görmezlikten geliniyor türkiyenin tüm cezaevlerindeki tutsaklar ölüm orucuna hazırdır ve başlayabilir başvuru numarası karar tarihi deniz kaya tüm özgürlük tutsakları adına yaptığı açıklamada abdullah öcalan ır sağlık sorunları için eğer bir çare aranmazsa türkiye ve kürdistandaki cezaevlerinde biz ölüm oruçlarına başlayacağız ankara nolu f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza kurumu eğitim kurulu eğitim kurulu anılan gazetenin başvurucuya verilmesini uygun görmemiştir kararın ilgili kısmı şöyledir tarihli azadiya welat isimli gazete ile ilgili olarak yapılan tercüman çevirisi çerçevesinde gazetenin birinci ve beşinci sayfasında ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemler ile ilgili yazılara yer verildiği ve örgütü destekleyen kitleye yönelik olarak yürütülecek kışkırtma faaliyetlerinde kullanılabileceği kurulumuzca değerlendirilmiş ve sayılı kanunun ile tüzükün maddeleri gereğince söz konusu gazetenin verilmemesine eğitim kurulunun yukarıda belirtilen kararı başvurucuya tebliğ edilmiş ve başvurucu karara karşı sincan hakimliğine şikayetçi olmuştur şikayeti inceleyen hakimlik tarihli ve sayılı kararı ile başvurucunun şikayetinin reddine karar vermiştir kararın ilgili kısımları şöyledir hükümlü dilekçesi ile adına gelen azadiya welat isimli gazetenin sayısının verilmemesine dair karara karşı şikayet yoluna başvurmuştur yapılan incelemede ankara nolu f tipi yüksek güvenlikli ceza kurumu eğitim kurulunun tarihli ve sayılı kararı ile tarihli azadiya welat isimli gazete ile ilgili olarak yapılan tercüman çevirisi çerçevesinde gazetenin birinci ve beşinci sayfasında ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemler ile ilgili yazılara yer verildiği ve örgütü destekleyen kitleye yönelik olarak yürütülecek kışkırtma faaliyetlerinde kullanılabileceği gerekçesi ile verilmemesine karar verilmiştir sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun maddesinde hükümlü mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir düzenlemesi yer almaktadır kanundaki bu düzenlemeye göre hükümlünün adına gelen yayından yararlanabilmesi için yayının mahkemelerce yasaklanmamış olması şarttır kanundaki düzenleme gözetildiğinde eğitim kurulu kararında hukuka aykırılık söz konusu değildir bu nedenle şikayetin karar vermek gerekmiştir başvurucu hakimliğin ret kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen sincan ağır ceza mahkemesi hakimliğinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir nihai karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı basın kanununun el koyma dağıtım ve satış yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü basılmış eserin en fazla üç adedine cumhuriyet savcısı gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kolluk el koyabilir soruşturma veya kovuşturmanın başlatılmış olması şartıyla tarihli ve sayılı atatürk aleyhine suçlar hakkında kanunda anayasanın üncü maddesinde yer alan inkılap kanunlarında sayılı türk ceza kanununun maddesinin ikinci fıkrasında üncü maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında başvuru numarası karar tarihi inci maddesinde inci maddesinin birinci ve ikinci nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında maddesinde ve tarihli ve sayılı terörle mücadele kanununun nci maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarında öngörülen suçlarla ilgili olarak basılmış eserlerin tamamına hakim el konulabilir hangi dilde olursa olsun türkiye dışında basılan süreli veya süresiz yayın ve gazetelerin ikinci fıkrada belirtilen suçlan içerdiklerine dair kuvvetli delil bulunması halinde bunların türkiyede dağıtılması veya satışa sunulması cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine sulh ceza hakiminin karan ile yasaklanabilir gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet başsavcılığının karan yeterlidir bu karar en geç saat içinde hakimin onayına sunulur saat içinde hakim tarafından onaylanmaması halinde cumhuriyet başsavcılığının karan hükümsüz kalır yukandaki fıkra uyarınca yasaklanmış yayın veya gazeteleri bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar bu yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi gibi sorumludurlar tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanununun süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı başlıklı maddesi şöyledir hükümlü mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir resmi kurumlar üniversiteler kamu kurumu niteliğindeki meslek ile mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla bakanlar kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkartılan gazete kitap basılı yayınlar hükümlülere ücretsiz olarak ve serbestçe verilir eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders denetime tabi tutulamaz kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber yazı fotoğraf ve yorumlan kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ceza kurumlarının yönetimi ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında tüzükün tüzük eğitim kurulunun görev ve yetkileri başlıklı maddesinin numaralı fırkasının ı bendi şöyledir eğitim kurulu aşağıda sayılan işleri yapmakla görevli ve yetkilidir ı kuruma gelen her türlü yayının kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya haber yazı fotoğraf ve yorumlan kapsayan nitelikte olup olmadığına karar vermek il tarihli adalet bakanı oluru ile yürürlüğe giren ceza kurumları kütüphane ve kitaplık yönergesinin yönerge kuruma kabul edilmeyecek yayınlar başlıklı maddesi şöyledir a mahkemelerce yasaklanmış olan b mahkemelerce yasaklanmamış olsa bile kurum güvenliğini tehlikeye düşürdüğü veya müstehcen haber yazı fotoğraf ve yorumları kapsadığı eğitim kurulu tespit edilen hiçbir yayın kuruma kabul edilmez iv | No violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir mardin ili derik ilçesi köyünde yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında parsel numaralı taşınmaz ve arkadaşları adına tespit görmüş başvurucuların murislerinin tespite yaptığı itiraz mardin tapulama müdürlüğü tarafından reddedilmiş bu karardan sonra başvurucuların murisleri derik tapulama hâkimliğinde tarihinde ve arkadaşları aleyhine kadastro tespitine itiraz davası açmışlardır derik tapulama hâkimliği tarih ve sayılı karar ile hâkimlerin davadan çekinmeleri nedeniyle merci tayini için dosyanın yargıtaya gönderilmesine karar vermiştir yargıtay hukuk dairesi tarih sayılı ilâmıyla kızıltepe tapulama mahkemesini davaya bakmak için görevlendirilmiştir kızıltepe kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli mahkeme olan derik kadastro mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir anılan kararın temyiz edilmesi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilâmıyla derece mahkemesinin kararını bozmuştur bozma ilamı üzerine dava kızıltepe kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir kızıltepe kadastro mahkemesinin kapatılması ve dava dosyalarının mardin adliyesine devredilmesinden sonra dava dosyası mardin kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiş olup yargılama hâlen devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no başvuru numarası karar tarihi iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu danıştay eski başkanvekili ve danıştay eski başsavcısıdır emekliliğini müteakip haziran tarihinde atatürkçü düşünce derneği add genel kurulunca genel başkan seçilmiş ve halen bu görevine devam etmektedir maddesini değiştiren kanun türkiye büyük millet meclisince kabul edildikten sonra cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından tarihinde referanduma sunulmuş ve halkoylaması sonucunda anayasa değişikliği kabul edilmiştir söz konusu değişiklikte başta anayasa mahkemesi ile hâkimler ve savcılar yüksek kurulunun yapısı olmak üzere kamuoyunu yakından ilgilendiren bazı değişiklikler yapılmış anayasa değişikliğine karşı çıkanlar ile değişikliği isteyenler arasında uzunca bir süre tartışmalar meydana gelmiştir başvurucu add hatay şubesi tarafından referandum tarihinden gün sonra tarihinde düzenlenen nereye gidiyor başlıklı panelde add genel başkanı sıfatıyla bir konuşma yapmıştır başvurucu söz konusu konuşmada dinleyicileri türk milletinin bir ferdi olma sorumluluğunu yerine getirip getirmediğini düşünmeye çağırmıştır başvurucuya göre önemli olan emperyalizmin mevcut olduğu bir dünyada emir alarak mı yoksa bağımsız bir şekilde mi yaşandığıdır bu noktada başvurucu herkesi ve onun felsefesini yeniden düşünmeye davet etmektedir başvurucuya göre cumhuriyetin kurucu felsefesi demokrasidir oysa bugün türkiye gibi ülkelere dayatılan demokrasi içi boşaltılmış bir demokrasidir başvurucuya göre kurucu felsefesini bilmeyen kişiler iktidardadır başvurucu konuşmasının bu noktasında daha sonra pek çok dava açılacak olan şu sözleri sarf etmiştir bizlerdedir yani sizlerdedir yani oylarımızdadır o oylar bilinçliyse ne ala bilinçli olmayan yani dışında olan oylar bana göre gaflet delalet ve hıyanet içindedir hıyaneti hepimiz biliyoruz bizi sömürmek üzere kendi menfaatlerine göre buraya gelmiş olanları ben suçlamam onlar kendi ülkeleri için çalışıyorlar bizimkilerde kendi ülkeleri için çalışırlarsa o emperyalist güçlerin emrinde iş birlikçi olmazlar başvurucu konuşmasının devamında kimi zaman bölücü kimi zaman toprak ağalığı ve kimi zaman da siyasi demokratikleşme şeklinde cumhuriyetin ilkelerine ters düşüldüğünü ve bireylerin vurdumduymazlıkları sebebiyle devrim karşıtı güçlerin ülkeyi idare ettiklerini ileri sürmektedir başvurucu daha sonra kuruluş felsefesinin kendisine göre anlamını açıklamaya girişmekte atatürk demokrasinin üstünde olduğunu savunmaktadır başvurucu anayasası ile ülkeye özgürlükçü bir rejimin hâkim olduğunu ve yaşanan geriye gidiş yaşandığını düşünmektedir başvurucuya göre adnan menderes demokrat değildi ve anayasayı ihlal etmekten yargılanmıştı sonunda idam edilmiş olmasını eleştiren başvurucu atatürk ilkelerinden taviz verdiğini düşünmektedir başvurucu bu düşüncelerinden dolayı kendisi hakkında pek çok dava açılmış olmasından da yakınmaktadır başvurucu demokrasi ihracı bahanesiyle bölgeye getirdiğini darbesinden sonra başvuru numarası karar tarihi ve bölücü güçlerin desteklendiğini ileri sürmekte ve kendi bakış açısından sonrası başta yargı üniversiteler bazı anayasal kurumlar olmak üzere meydana gelen değişimleri analiz etmektedir başvurucu daha sonra adalet ve kalkınma partisinin ak parti kuruluşundan sonraki süreci değerlendirmekte ve amerika ile söz konusu parti arasında şüpheli ilişkiler bulunduğunu iddia etmektedir başvurucuya göre ak parti ve gülen cemaati devlet ve yargıda kadrolaşmaktadır ve gibi davalar ise bu kadrolaşmanın neticesidir başvurucu son yapılan referanduma da değinmekte ve oyu verenlerin bilinçli olarak oy verdiklerini ancak milyon kişinin oy vermediğini bunların eğitilmesi gerektiğini ileri sürmüştür başvurucu referandum sonrası değişen anayasa kurallarını değerlendirmiş ve son olarak yapılacak genel seçimlerde ak partinin halkın oyları ile iktidardan uzaklaştırılması halinde yeni anayasa yapımı konusunda siyasilere katkı sunabileceğini iddia etmiştir başvurucu ayrıca tarihinde ulusal yayın yapan haber türk televizyonunda bir programa katılmıştır başvurucu televizyon programında kesim hayır diyor eğitimsiz kesim evet diyor ifadelerini kullanmıştır başvurucunun dosyaya sunduğu belgelere göre bu konuşmasından dolayı farklı ilde toplam adet tazminat davası açılmıştır başvuru tarihi itibarıyla söz konusu tazminat davalarından hakkında ilk derece mahkemelerince ret kararı verilmiş bunlardan tanesi yargıtay tarafından görüşülerek onanmıştır başvurucunun yukarıda zikredilen konuşmasında tırnak içinde alıntılanan sözleri ve referandumda oyu verenleri eğitimsiz olarak nitelendirmesi nedeniyle açılan davalar nedeniyle yapılan bireysel başvurulardan dördü mevcut başvuru ile birleştirilmiştir birinci dava ak parti milletvekili yedi davacı tarafından tarihinde ankara asliye hukuk mahkemesine açılan tazminat davasında başvurucunun referandumda oyu kullananlara ve dolayısıyla kendilerine hakaret ettiğini iddia etmişlerdir başvurucu derece mahkemesindeki davaya cevabında davacıları hedef almadığını sarf ettiği sözlerin referanduma ilişkin sonuçların değerlendirilmesi safhasında eleştiri sınırları içerisinde olan genel geçer açıklamalardan ibaret olduğunu ileri sürmüştür başvurucu ayrıca oylamanın gizli yapıldığı için kimsenin hangi yönde oy verdiğinin bilinemeyeceğini ve davacının oyunun kendi tasarrufu olduğunu kimseyi ilgilendirmediğini davacının doğrudan zarar görmemesi nedeniyle tazminat isteme hakkının da bulunmadığını davacı açısından matufiyet şartının oluşmadığını savunmuştur derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı kısmen kabul etmiş ve davacılar lehine tazminata hükmetmiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile tazminat yerine tecavüzün kınanmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle oy çokluğu ile bozulmuştur dairenin gerekçesi şöyledir iktidar partisi milletvekili olduğunu üyesi bulunduğu partinin anayasa değişikliği önerisini meclise sunduğunu teklifin yasalaşma sürecinde ve sonraki halk oylaması aşamasında halkı evet oyu kullanmaya davet eden çalışmalar yaptığını halk oylamasında evet oyunun daha fazla çıkması nedeniyle bu halk oylamasından sonra atatürkçü düşünce derneği genel başkanı olan davalının tarihinde hatayda düzenlenen türkiye nereye gidiyor konulu panelde ve buradaki konuşmaların tartışıldığı tarihli habertürk adlı televizyonda yayınlanan adlı programdaki konuşmaları ile kendisi gibi evet oyu kullanan kesimi gaflet delalet hıyanet ve cahillikle itham ettiğini ve kişilik hakkına saldırıldığını belirterek manevi tazminat istemiştir başvuru numarası karar tarihi davalı taraf sözlerin davacıya yönelik olmadığını davacının oyu kullanıp kullanmadığını bilmesinin gerekmediğini bu nedenle sözlerin davacıya yönelik olmadığını tahkir amaçlı olmayan sözlerin bilinçli olarak oy verenler dışında kalan kimselere yönelik olarak kullanıldığını oyunu bilinçsiz olarak kullananların hatasının vurgulandığını kaldı ki siyasi kişilerin eleştiri sınırının geniş olduğunu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını sözlerin hakaretle ilgisi olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir yerel mahkemece davacının mensubu olduğu siyasi partinin anayasa değişikliği teklifini meclise sunması yasalaşma sürecinde halkı oyu kullanmaya davet eden kampanyalar yürütmesi açık hava toplantıları radyo ve televizyon konuşmaları yapmaları bu itibarla davacının da oyu kullanacağının aşikar olması nedeniyle matufiyet unsurunun bulunduğunu kabul ederek davalı tarafından söylenen delalet hıyanet içinde olmak ve sözlerinin eleştiri sınırlarını aşıp davacıyı aşağılayan kişilik hakkını zedeleyen halkın gözünde küçük düşmesini sağlayan sözler şeklinde olduğundan davayı kısmen kabul etmiştir manevi zarar kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir kişide oluşan manevi zararın giderilmesi bakımından hâkimin olayın özelliklerine fail ve mağdurun durumlarına kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin niteliğine göre manevi tazminat olarak bir miktar paranın ödenmesine veya borçlar kanunu maddesi gereğince tazminat yerine diğer bir tazmin yoluna başvurması mümkündür bahsedilen madde gereği diğer tazmin yöntemleri konusunda örnekseme yapılarak haksız saldırının kınanması ve kınama kararıyla birlikte bu kararın basın yoluyla ilan edilmesi yöntemlerine değinilmişse de bu yöntemler sınırlı olmayıp hakimin takdirine bırakılmıştır bu bağlamda özür beyanı isnadın geri alınması vb bir tazmin şeklinin benimsenmesi de düşünülebilir hd somut olayda tarafların sıfatı sarf edilen sözlerin niteliği sözlerin söylendiği ortam hedef alınan kitle ve potansiyel etkisi ile sözlerde davacı tarafın tek olarak hedef alınmayıp bir topluluğun içinde yer aldığı hususları dikkate alındığında tazminat yaptırımı yerine maddesinde bahsedilen diğer yaptırımlardan olan tecavüzün kınanmasına dair kararla yetinilmesi gerekirken tazminat yaptırımına başvurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir bozma üzerine derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı kabul etmiş ve başvurucunun davacıları hedef almamakla birlikte anayasa referandumunda evet oyu verilmesini sağlayan veya evet oyu veren şahısların hedef alındığı matufiyet unsurunun gerçekleştiği söylenen sözlerin de eleştiri sınırını aştığı gerekçesiyle kınama kararı vermiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile onanmıştır onama kararı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir dava türkiye büyük millet meclisi sanayi ve ticaret komisyonu başkanvekili olan başka bir davacı tarafından tarihinde ankara asliye hukuk mahkemesine açılan tazminat davasında başvurucunun referandumda oyu kullananlara ve dolayısıyla kendisine hakaret ettiğini iddia etmiştir davacı birinci davadaki cevabına benzer bir savunmada bulunmuştur derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı kısmen kabul etmiş ve davacı lehine tazminata hükmetmiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamıyla birinci davada belirtilen gerekçeler ile tazminat yerine borçlar kanununun maddesinde belirtilen tedbirlerden birine tecavüzün kınanmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle oy çokluğu ile bozulmuştur bozma üzerine derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı kabul etmiş ve birinci davadaki gerekçeyle kınama kararı vermiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile onanmıştır onama kararı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvuru numarası karar tarihi üçüncü dava ak parti milletvekili diğer bir davacı tarafından tarihinde ankara asliye hukuk mahkemesine açılan tazminat davasında başvurucunun referandumda oyu kullananlara ve dolayısıyla kendilerine hakaret ettiğini iddia edilmiştir davacı birinci davadaki cevabına benzer bir savunmada bulunmuştur derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı başvurucunun sözleri ile davacıyı hedef almadığı beğenilmeyen eleştirilere tazminat ödenmesinin demokratik bir toplumda kabul edilemeyeceği kaldı ki başvurucunun da amacının demokrasi olduğunun açık olduğu başvurucunun sözlerine tahammül edilmesi gerektiği gerekçesiyle reddetmiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesi tarihli ilamı ile davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle oy çokluğu ile bozulmuştur bozma gerekçesi şöyledir belgelerden davacının anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulması teklifini meclise sunan bu teklifin komisyon ve genel kurul aşamasında yasalaşması için ve halkın halk oylaması sırasında evet oyu vermesi için çalışmalar yapan kampanya yürüten bu bağlamda açık hava konuşmaları radyo ve televizyon programları ile halkı evet oyu kullanmaya çağıran iktidar partisinin milletvekili olduğu anlaşılmaktadır davalının konuşmalarında geçen ve evet oyu veren kesimin içinde davacının yer almadığını iddia etmek davacının üyesi olduğu partinin eylemleri ve davacının sıfatı ile bağdaşmaz şu durumda davalının sözlerinin anayasa değişikliği teklifini yapan değişiklik için evet oyu kullanılması için kampanyalar düzenleyen partinin milletvekili olan davacıya yönelik olduğunun kabulü sözlerin davacıya da matuf olduğu gözetilerek işin esasına girilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir bozma üzerine derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı birinci davadaki gerekçelere benzer gerekçeler ile kabul etmiş ve tecavüzünün kınanması na karar vermiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile onanmıştır onama kararı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir dördüncü dava milletvekili olan bir başka bir davacı tarafından tarihinde ankara asliye hukuk mahkemesine açılan tazminat davasında başvurucunun referandumda oyu kullananlara ve dolayısıyla kendisine hakaret ettiğini iddia etmiştir davacı birinci davadaki cevabına benzer bir savunmada bulunmuştur derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı kısmen kabul etmiş ve davacı lehine tazminata hükmetmiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamıyla birinci davada belirtilen gerekçeler ile tazminat yerine borçlar kanununun maddesinde belirtilen tedbirlerden birine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur bozma üzerine derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı kabul etmiş ve birinci davadaki gerekçeyle kınama kararı vermiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile onanmıştır onama kararı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir beşinci dava milletvekili olan bir başka bir davacı tarafından tarihinde ankara bursa asliye hukuk mahkemesine açılan tazminat davasında başvurucunun referandumda oyu kullananlara ve dolayısıyla kendisine hakaret ettiğini iddia etmiştir davacı birinci davadaki cevabına benzer bir savunmada bulunmuştur derece mahkemesi başvuru numarası karar tarihi tarihli kararı ile davayı reddetmiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamıyla üçüncü davada belirtilen gerekçeler ile borçlar kanununun maddesinde belirtilen tedbirlerden birine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur bozma üzerine derece mahkemesi tarihli kararı ile davayı kabul etmiş ve birinci davadaki gerekçeyle kınama kararı vermiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile onanmıştır onama kararı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu birinci dava yönünden tarihinde ikinci ve üçüncü davalar yönünden tarihinde dördüncü ve beşinci davalar yönünden tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı türk borçlar maddesi şöyledir ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren debu zararı gidermekle yükümlüdür sayılı maddesi şöyledir gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler sayılı maddesi şöyledir hakkının zedelenmesinden zarar gören uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir hâkim bu tazminatın ödenmesi yerine diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucular samsun ili ilçesi çatalarmut mahallesi parsel sayılı taşınmazın müşterek maliklerindendir başvurucular miras yoluyla bu taşınmazda pay sahibi olmuşlardır taşınmaz tapuda ev ve tarla niteliğiyle kayıtlıdır bu taşınmaz üzerinde başvuruculara ait bodrum zemin ve birinci kattan oluşan üç katlı bir bina bulunmaktadır başvurucuların beyanına göre binanın ilk iki katı murisleri tarafından yılında yapılmış üçüncü katı ise yılında tamamlanmıştır samsun belediyesi belediye tarafından yılında yapılan denetimde taşınmaz üzerinde yer alan bodrum ve zemin kattan oluşan yapının ruhsatsız olarak inşa edildiği tespit edilmiştir belediye encümeninin tarihli kararıyla tarihli ve sayılı kanununun maddesi gereğince kaçak olarak yapıldığı tespit edilen yapının yıkımına aynı kanunun maddesi kapsamında başvurucuların murisi kemal geçer hakkında tl eski tl ile idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir samsun büyükşehir belediye meclisinin tarihli kararıyla başvurucuların taşınmazının da içinde bulunduğu alanda yol genişletme çalışması yapma karan alınmıştır büyükşehir belediye encümeninin tarihli kararıyla bu alanda bulunan taşınmazların kamulaştırılmasına karar verilmiştir büyükşehir belediyesince başvurucuların taşınmazı üzerindeki yapının kaçak olmasına rağmen yıkım kararının belediye tarafından yerine getirilmediği tespit edilerek tarihli yazıyla başvurucuların murisine binayı yıkması ihtar edilmiştir tarihinde de yıkım işlemi büyükşehir belediyesince gerçekleştirilmiştir başvurucuların sunmuş oldukları belgeler incelendiğinde yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi alınmadan kullanılan bu yapının elektrik ve su aboneliklerinin yapılmış olduğu başvurucuların murisi kemal geçer adına düzenlenen elektrik ve su faturalarının bulunduğu görülmüştür belediye tarafından bu binaya ilişkin emlak vergisi bildirimlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır başvurucular büyükşehir belediyesi aleyhine ilk olarak adli yargıda tazminat davası açmışlardır samsun asliye hukuk mahkemesince davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle tarihinde dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir kararın kesinleşmesi üzerine açılan tam yargı davasında samsun mahkemesi mahkeme tarihinde davanın reddine karar vermiştir kararda kaçak olarak inşa edilen yapının yıkımının sayılı kanunun maddesi kapsamında idare açısından bir hak ve sorumluluk olduğu vurgulanmıştır sonuç olarak binanın yıkımı konusunda görev ve sorumluluğu bulunan idare açısından binanın yıkılmasının hizmet kusuru olarak değerlendirilemeyeceği yapının yıkımı nedeniyle oluşan zararın idare tarafından tazmin edilmesinin hukuken mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir başvurucuların itirazları samsun bölge mahkemesinin tarihli kararıyla reddedilmiştir başvurucuların karar düzeltme istemlerinin de aynı bölge mahkemesinin tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine karar kesinleşmiştir nihai karar başvurucular vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır iv hukuk bu konuya ilişkin benzer nitelikteki halim alper ve ömer alper başvurusunda gerekli değerlendirme yapılmıştır halim alper ve ömer alper b no v | No violation |
başvuru ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu aleyhine tarihinde tapu iptali ve tescil davası açılmıştır küçükçekmece asliye hukuk mahkemesi tarihli kararı ile davanın kabulüne karar vermiştir karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile bozulmuştur bozma üzerine mahkemece tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile tekrar bozulmuştur bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada mahkemece tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir anılan karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile onanmıştır karar düzeltme talebi aynı dairenin tarihli ilamı ile reddedilmiştir başvurucu anılan ilamı tarihinde öğrendiğini beyan etmiştir başvuru numarası karar tarihi iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu eşi ile yılında evlenerek fransaya yerleşmiştir başvurucunun oğlu sefa furkan tarihinde dünyaya gelmiştir başvurucunun eşi ve çocuğunun aynı zamanda fransa vatandaşlığı bulunmaktadır başvurucu ile eşi yılında yaz tatillerini geçirmek amacıyla oğullarıyla beraber türkiyeye gelmişlerdir başvuru numarası karar tarihi a türkiyede açılan boşanma davasına süreç başvurucu türkiyede bulunduğu bu sırada tarihinde eşi aleyhine beyşehir asliye hukuk mahkemesine mahkeme boşanma ve velayet davası açmıştır mahkeme yargılama süresince geçerli olmak üzere çocuk sefa furkanın geçici velayetini başvurucu anneye vermiş ve babası ile çocuk arasında şahsi ilişki kurulmasına hükmetmiştir başvurucunun eşi çocuğuyla şahsi ilişki kurduğu sırada çocuğu da yanına alarak fransaya dönmüştür başvurucu her ne kadar mahkemeden çocuğun yurt dışına çıkışının engellenmesi için tarihinde talepte bulunmuş ve mahkemece talep doğrultusunda o tarihinde çocuğun yurt dışına çıkmaması yönünde tedbir kararı verilmiş ise de başvurucunun eşi ile çocuğunun başvurucunun talebinden önce o tarihinde fransaya gittikleri yapılan yazışmalar sonucu anlaşılmıştır başvurucunun eşi fransaya döndükten sonra tarihinde başvurucu aleyhine boşanma ve velayet davası açmıştır bkz mahkeme tarihinde başvurucu ile eşinin boşanmalarına ve ortak çocuğun velayetinin başvurucu anneye verilmesine karar vermiştir anılan karar başvurucunun eşi tarafından temyiz edilmiştir yargıtay hukuk dairesince daire tarafların boşanmalarına ilişkin fransa mahkemesince verilen kararın türkiyede tanıma ve tenfizi yapılmak suretiyle geçerli hale geldiğinin belirtilmesinden sonra kesinleşmeyen söz konusu kararın boşanma davasının sonucunu etkileyeceği değerlendirilerek bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı tarihinde bozulmuştur başvurucunun karar düzeltme istemi dairenin tarihli kararıyla reddedilmiştir bozma ilamına uyan mahkeme tarafların boşanmalarına yönelik kesinleşen mahkeme ilamı bulunduğu gerekçesiyle tarihinde dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir anılan karar temyiz edilmeksizin tarihinde kesinleşmiştir b fransada açılan boşanma davasına süreç başvurucunun eşi fransaya döndükten sonra tarihinde başvurucu aleyhine metz asliye hukuk mahkemesine fransa mahkemesi boşanma ve velayet davası açmıştır fransa mahkemesi başvurucunun davaya bizzat veya vekili aracılığıyla katılması amacıyla başvurucuya tebligat yapmıştır başvurucu yargılamaya katılmamış ve kendisini vekille temsil ettirmemiştir başvurucu sadece o tarihinde cevap dilekçesi vererek eşi aleyhine beyşehir asliye hukuk mahkemesinde boşanma ve velayet davası açtığını davanın devam ettiğini ve ortak çocukları olan sefa furkanı eşinin kaçırarak fransaya götürdüğünü belirtmiş ayrıca bir talepte bulunmamıştır başvuru numarası karar tarihi fransa mahkemesi tarihinde tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun velayetinin başvurucunun eşi babaya verilmesine karar vermiştir fransa mahkemesinin gerekçesinde uluslararası hukuk kurallarına göre iki farklı ülkede aynı dava açılmışsa bir mahkemenin diğer mahkeme lehine her türlü yetkisinden feragat etmesi gerektiği aksi halde uluslararası hukuk kurallarının işleyeceği açıklanmıştır buna göre başvurucu ve eşinin yılları arasında fransada ikamet ettikleri yılında yaz tatili amacıyla türkiyeye gittiklerinden bir kaç hafta sonra başvurucunun boşanma davası açtığı dolayısıyla boşanma davasının ortak ikametgahın bulunduğu fransada görülmesi gerektiğinden beyşehir asliye hukuk mahkemesi lehine yetkiden feragat edilmemesi yönünde karar verildiği belirtilmiştir ayrıca başvurucunun yargılamaya katılmadığı çocukla ilgili ikametgahının transferi ziyaret hakkı ve diğer tedbirler için talepte bulunmadığı gözetilerek ortak çocuğun velayetinin sadece babaya verilmesinin yanı sıra ziyaret talebiyle ilgili bilgi ve talep olmadığından bu hususta ayrıca karar verilmediği ifade edilmiştir fransa mahkemesi tarafından verilen kararın türkiyede tanınması ve tenfizi amacıyla başvurucunun eşi tarafından beyşehir asliye hukuk mahkemesine tarihinde dava açılmıştır başvurucu eşi ile arasında devam eden boşanma davasının bulunduğunu ve tenfizi istenen kararın anne ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine dair bir hüküm içermediğinden kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek fransa mahkemesince verilen kararın tanınmaması gerektiğini belirtmiştir mahkeme davayı tarihinde kabul etmiştir kararda yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi için kanunun aradığı şartlardan olan kendisine karşı tenfizi istenen kişinin yabancı mahkemeye usulüne uygun şekilde çağrılması yani savunma hakkının ihlal edilmemesi şartının somut olayda yerine getirilmiş olduğu yine yabancı mahkeme kararının türkiyenin münhasır yetkisine giren bir konu ile ilgili de olmadığı değerlendirilmiştir ayrıca başvurucunun şahsi ilişki tesisine yönelik mahkemeden bir talepte bulunmadığı gibi verilen mahkeme kararını temyiz de etmediği ve bu haliyle kararın kesinleştiği tespit edilmiştir öte yandan başvurucunun çocuk ile kendisi arasında şahsi ilişki tesisini her zaman dava yolu ile talep edebileceği bu durumun yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi önünde engel teşkil etmediği sonucuna ulaşılmıştır çocuğun izinsiz olarak yurt dışına götürülmesi durumu kabul edilmiş ancak bu durumun yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi açısından engel teşkil etmeyeceği ifade edilmiştir tüm bu hususlar bir arada değerlendirilerek fransa mahkemesince verilen kararın tenfizi için yasal şartların oluştuğu kanaatine varıldığı açıklanmıştır başvurucu tarafından yapılan temyiz istemi dairenin tarihli kararıyla karar düzeltme istemi tarihli kararıyla reddedilmiştir nihai karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur c çocuğun kaçırılması ve alıkonulmasına süreç başvurucu antalya cumhuriyet başsavcılığına o tarihinde başvurarak çocuğunun tarihli uluslararası çocuk kaçırmanın hukuki veçhelerine dair sözleşme lahey sözleşmesi çerçevesinde tarafına iadesi için işlemlerin başlatılmasını talep etmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucunun talebinin ne şekilde değerlendirildiği başvuru dosyasına yansımamakla birlikte fransa mahkemesince boşanma ve velayete yönelik verilen karar gerekçesinde lahey sözleşmesi kapsamında başvurucuya tarihinde tebligat yapıldığı başvurucunun vekili aracılığıyla tarihli beyanıyla türkiyede boşanma davasının açıldığını belirttiği bilgisine yer verilmiştir diğer taraftan başvurucu beyşehir cumhuriyet başsavcılığına tarihinde eşinin çocuk kaçırma ve çocuğun alıkonulması suçunu işlediği iddiasıyla şikayetçi olmuştur beyşehir sulh ceza mahkemesinin tarihli kararıyla başvurucunun eşi hakkında mahkumiyete hükmedilerek verilen hükmün açıklanması geri bırakılmıştır anılan karar tarihinde kesinleşmiştir antalya cumhuriyet başsavcılığı tarafından çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu işlediği iddiasıyla başvurucunun eşi hakkında antalya asliye ceza mahkemesine dava açılmıştır asliye ceza mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda başvurucunun eşi hakkında tarihinde mahkumiyete hükmedilerek verilen hükmün açıklanması geri bırakılmıştır anılan karar tarihinde kesinleşmiştir iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı milletlerarası özel hukuk ve usul hukuku hakkında kanun un tenfiz şartları kenar başlıklı maddesi şöyledir yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dahilinde verir a türkiye cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün uygulamanın bulunması b türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması c hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması ç o yer kanunları uyarınca kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı türk mahkemesine itiraz etmemiş olması tarihli ve sayılı türk medeni kanunu hakimin takdir yetkisi kenar başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler başvuru numarası karar tarihi velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur bu eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır sayılı kanunun kural kenar başlıklı maddesi şöyledir ana ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir b uluslararası hukuk uluslararası mevzuat avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme özel ve aile hayatına saygı hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir herkes özel ve aile hayatına konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı düzenin korunması suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir türkiye açısından tarihinde imzalanan ve tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tarihli çocuk haklarına dair sözleşmenin maddesinin ilgili fıkraları şöyledir yetkili makamlar uygulanabilir yasa ve usullere göre ve temyiz yolu açık olarak ayrılığın çocuğun yüksek yararına olduğu yolunda karar vermedikçe taraf devletler çocuğun anababasından onların rızası dışında ayrılmamasını güvence altına alırlar ancak anababası tarafından çocuğun kötü muameleye maruz bırakılması ya da edilmesi durumlarında ya da anababanın birbirinden ayrı yaşaması nedeniyle ikametgahının belirlenmesi amacıyla karara varılması gerektiğinde bu tür bir ayrılık kararı verilebilir maddenin birinci fıkrası uyarınca girişilen her işlemde ilgili bütün taraflara işleme katılma ve görüşlerini bildirme olanağı tanınır devletler anababasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına saygı gösterirler uluslararası avrupa hakları mahkemesi sözleşmenin maddesi kapsamında devletin pozitif yükümlülüklerinin bir ebeveynin çocuğuyla bir araya gelmesini sağlamak için kamu makamlarının gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünü kapsadığını kabul etmektedir göre bu yükümlülük ayrıca çocukla kişisel ilişki ve çocuğun ikametgahına ilişkin ebeveynler çocuğun ailesinin diğer üyeleri arasında doğan anlaşmazlıklar bakımından da geçerlidir b no başvuru numarası karar tarihi göre ebeveyn ile çocuk arasındaki şahsi ilişkinin konu edildiği davalarda çocuğun menfaatlerinin diğer tüm hususlardan üstün tutulması gereklidir mahkemeye göre bu menfaatin iki yönü bulunmaktadır olarak çocuğun üstün menfaati sağlıklı bir ortamda gelişmesinin sağlanmasını içermektedir bu nedenle sözleşmenin maddesi hiç bir koşulda ebeveynin çocuğun sağlığına ve gelişimine zarar verebilecek davranışlarını korumaz olarak çocuğun üstün menfaatlerine aykırı olmadıkça ailesi ile bağlarını sürdürmesi çocuğun hakkıdır bu bağlamda çocuğun aile bağları ancak istisnai durumlarda koparılabilir ve aile bağlarının koptuğu durumlarda çocuğun üstün menfaati kişisel ilişkinin sürdürülmesi ve koşullar uygun olduğunda ailenin yeniden bir araya gelmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınmasını gerektirir b no kararlarında aile bağlarının sürdürülmesi konusunda kamu makamlarına düşen yükümlülüğün mutlak olmadığı her olayın özel koşullarına bağlı olarak alınacak tedbirlerin nitelik ve kapsamının farklılaşabileceği belirtilmiştir göre kamu makamlarınca konuyla ilgili tüm tarafların hukuki menfaatlerinin gözetilmesi özellikle çocuğun üstün menfaati dikkate alınarak tarafların menfaatleri arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir mp ve b no sözleşmenin maddesi ebeveynin çocuğu ile yeniden birleşmesini sağlayacak önlemlerin alınmasını talep etme hakkının yanı sıra ulusal makamların bu önlemleri alma yükümlülüğünü de kapsamaktadır bu husustaki belirleyici husus ulusal makamların uygulamadaki mevzuat ya da mahkeme kararlarıyla ebeveyne tanınan velayet ziyaret ya da birlikte yaşama hakkının icrasını kolaylaştırmada kendilerinden beklenilen bütün makul önlemleri alıp almadığıdır b no v | No violation |
a olaylar başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir barosuna bağlı avukat olarak çalışan başvurucu evlenmekle akat olan soyadının akat olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır fatih asliye hukuk mahkemesinin tarih ve sayılı görevsizlik kararı ile dosya aile mahkemesine devredilmiştir fatih aile mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile nüfus müdürlüğü aleyhine açılan dava husumet yönünden reddedilmiştir başvurucu tarafından evlilik öncesi soyadının kullanılmasına izin verilmesi talebiyle eşi hasım gösterilmek suretiyle fatih aile mahkemesinin sayılı dosyası üzerinde açılan davanın yargılaması sırasında mahkemece sayılı türk medeni maddesinin ve maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemiyle anayasa başvuruda bulunulmuş anayasa günlü sayılı kararıyla talep reddedilmiştir fatih aile mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun davası reddedilmiştir başvurucu tarafından yapılan temyiz talebi yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı kararı ile reddedilerek yargıtay ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir b hukuk tarih ve sayılı türk medeni soyadı kenar başlıklı maddesi şöyledir evlenmekle kocasının soyadını alır ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir daha önce iki soyadı kullanan kadın bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu ankara ilinde emlak komisyoncusu olarak çalışmakta olup ankara ili çankaya ilçesindeki konut niteliğindeki taşınmazın satımına veya kiralanmasına aracılık etmek üzere sözü edilen taşınmazın maliki satıcı ile tarihinde sözleşme imzalamıştır taraflar arasındaki sözleşmede taşınmazın satış fiyatının tl ile tl arasında olacağı kararlaştırılmıştır sözleşmenin bazı hükümleri şöyledir gününe kadar satılması kiraya verilmesi için müşteri t aracılığını kabul eder gerçekleştiğinde müşteri emlak satılır ise satış fiyatının t ye ödemeyi kabul ve taahhüt eder sözleşme süresinin bitiminden en az gün önce yazılı fesih bildiriminde bulunurlarsa sözleşme dönem sonu itibarıyla fesih bildiriminde bulunulmazsa uzama süresi sonunda sona erecektir uzama süresi otuz gündür iv ve uzama süresince söz konusu t ce alıcı kiracı bulunmasına rağmen müşteri herhangi bir sebepten dolayı satışı kiralamayı engellerse satış bedelinin t ye ödemeyi kabul ve taahhüt eder başvurucu anılan sözleşmeye istinaden yürüttüğü çalışmalar sonucunda taşınmaza alıcı bulmuş tl satım bedelinde anlaşıp protokol yapmış ve satıcıyı bilgilendirmiştir bunun üzerine satıcı satım işlemlerini kendisi adına yapması için noter tarafından düzenlenmiş bir vekâletname ile vekil tayin etmiştir başvurucu satıcının vekili ve alıcılar satış işlemini gerçekleştirmek üzere tarihinde ilgili tapu müdürlüğüne başvurmuşlardır ancak işlemler sırasında satıcı vekilinin satıcının satımdan vazgeçtiğini bildirmesi üzerine tapu işlemleri tamamlanamamıştır başvurucu ve alıcı tarafından düzenlenen tutanakla bu durum tespit edilmiştir başvurucu taşınmaza alıcı bulmasına rağmen satıcının satımdan vazgeçtiği gerekçesiyle başka alacaklarla birlikte tarihli sözleşmede bedelinin şeklinde kararlaştırılan tellaliye alacağının ödenmesi için icra takibi başlatmıştır takibi kapsamında borçlu sıfatı olan satıcının ödeme emrinin tellaliye alacağına ilişkin kısmına itiraz etmesi üzerine takip durmuş bunun üzerine başvurucu ankara sulh hukuk mahkemesi nezdinde itirazın iptali davası açmıştır ankara sulh hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucunda tarihli ve sayılı karar ile dava konusu tellallık sözleşmesinin süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir kararın gerekçesi şöyledir sözleşmesinin gün süreli olduğu sürenin işlem yapılmadan dolduğu anlaşılmakla hükümsüz kalan sözleşmeden dolayı davalının hizmet alımını tamamlamadığından satışın gerçekleşmediğinden davacının talep ettiği takibe konu ücreti davalıdan talep edemeyeceğinden davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir başvurucu anılan kararı temyiz etmiş temyiz dilekçesinde davaya konu sözleşmenin tarihine kadar geçerli olduğunu günlük sürenin ise sözleşmenin başvuru numarası karar tarihi sona ermesinden sonra uygulanacak uzatma süresine ilişkin olduğunu bu çerçevede edimini sözleşmenin geçerli olduğu dönemde yerine getirdiğini bu nedenle davanın reddedilmesinin haksız olduğunu temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür temyiz incelemesini yapan yargıtay hukuk dairesi tarihli ve sayılı ilamı ile başvurucunun temyiz itirazlarını yerinde görmeyerek derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir kararın gerekçesi şöyledir yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün karar verildi karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı mülga borçlar maddesi şöyledir akdin mevzuu kanunun gösterdiği hudut dairesinde serbestçe tayin olunabilir kanunun kati surette emreylediği hukuki kaidelere veya kanuna muhalefet ahlaka adaba veya umumi intizama yahut şahsi hükümlere müteallik haklara mugayir bulunmadıkça iki tarafın yaptıkları mukaveleler muteberdir sayılı mülga maddesinin birinci fıkrası şöyledir hazırlık veya icra eylediği tavassut akdin icrasına müncer olunca tellal ücrete müstahak olur tarihli ve sayılı ve maddesi şöyledir talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi a para cezası verilmesi süreci başvurucu ticareti ile iştigal etmektedir başvurucuya ait gaziantep nizip yolu taşlıca mevkiinde faaliyet gösteren istasyonunda tarihinde kolluk görevlilerince idari bir denetim yapılmıştır bu denetim sonucu düzenlenen aynı tarihli tutanakta istasyonda park halinde bulunan bir aracın içinde büyük boy bir mutfak tüpü görüldüğü belirtilmiştir bu durumdan şüphelenilmesi üzerine istasyonunda çalışan montunda şişlik olduğunun görüldüğü şahsın üstü kontrol edildiğinde bir adet tahmini cm uzunluğunda pompadan tüpe gaz basımında kullanıldığı değerlendirilen aparat bulunduğu tespit edilmiştir bu tutanak bahsi geçen çalışan ve ilgili araç sahibince de imzalanmıştır enerji piyasası düzenleme kurulu epdk tarihinde başvurucunun savunmasının alınmasına karar vermiştir başvurucu savunmasında istasyonunda sıvılaştırılmış petrol gazı lpg tüpü doldurduğuna dair herhangi bir tespit yapılamadığını belirtmiştir başvurucu konu hakkında düzenlenen tutanağın ise yeterli bilgiler içermediğini savunmuştur epdk tarihinde başvurucuya tl idari para cezası vermiştir kararın gerekçesinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanaktaki tespitlere yer verilmiştir buna göre başvurucuya ait istasyonunda mutfak tüpüne dolum yapılması için kullanılacak aparatın tespit edilerek fotoğrafının çekildiği vurgulanmıştır kararda başvurucunun eyleminin tarihli ve sayılı kanunun maddesinin ikinci fıkrasının numaralı bendine aykırı olduğu belirtilmiştir epdk sonuç olarak aynı kanunun maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin numaralı alt bendi uyarınca cezanın verildiğini belirtmiştir b para cezasına süreci başvurucu idari para cezasına karşı tarihinde epdk aleyhine ankara mahkemesinde iptal davası açmıştır dava dilekçesinde işyerinde lpg dolumuna yarayan aparat bulundurulmasının söz konusu olmadığını belirtmiştir başvurucu ayrıca çalışanı üzerinde bulunan aletin gerçekten tüp dolumuna yaradığına yönelik bir inceleme yapılmadığını denetimi yapan kolluk görevlilerinin bu konuda ehil kişiler olmadığını belirtmiştir başvurucu bunun yanında ön araştırma ve soruşturma yapılmaksızın idari para cezası verilemeyeceğini de ifade etmiş davaya konu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptalini talep etmiştir mahkeme tarihinde davanın reddine karar vermiştir kararın gerekçesinde başvurucuya ait istasyonunda idarece yapılan denetim sonucunda lpg dolumuna yarayan tüp dolum aparatı tespit edildiğine vurgu yapılmıştır mahkemeye göre başvurucunun bu eylemi sayılı kanunun maddesinin ikinci fıkrasının numaralı bendine aykırılık teşkil etmektedir diğer taraftan mahkeme başvurucunun ön araştırma ve soruşturma yapılmaması şikayeti yönünden ise olayda idari para cezası verilmesi için böyle bir soruşturma yapılmasının zorunlu olmadığını olayın bir soruşturmaya gerek duyulmayacak biçimde açık olduğunu belirtmiştir mahkeme bu sebeplerle başvurucunun sayılı kanunun maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin numaralı alt bendine göre cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varmıştır başvuru numarası karar tarihi başvurucunun temyiz ettiği karar danıştay dairesinin tarihli karan ile bozma sebeplerinden birinin bulunmadığı gerekçesine dayanılarak onanmıştır başvurucunun karar düzeltme istemi talebi de aynı dairenin tarihli kararıyla reddedilmiştir nihai karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk mevzuat hükümleri sayılı kanunun bayileri kenar başlıklı maddesinin ikinci fıkrası şöyledir bayileri istasyonlarında lpg tüpü dolumu ve satışı yapmamak lpg tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak ile yükümlüdür sayılı kanunun para cezaları kenar başlıklı maddesinin ikinci fıkrasının b bendi şöyledir b aşağıdaki hallerde sorumlulara türk lirası para cezası verilir ve nci madde hükümlerinin ihlali sayılı kanunun ön araştırma soruşturma ve dava hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir kurul re sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikayetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verir ön araştırma ve soruşturmada takip edilecek usul ve esaslar kurum tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir değişik üçüncü fıkra md yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli işlerden sayılır başvuru numarası karar tarihi anayasa mahkemesi kararları anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir kanun un maddesinin ikinci fıkrasının a bendinde bayilerin lisanslarının devamı süresince bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapmaları yasaklanmış itiraz konusu kuralla da yasaklanan bu eylem gerçekleştiren sorumluların sekiz yüz elli bin türk lirası idari para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır kanun koyucu petrol piyasası faaliyetlerinin sağlıklı ve düzenli şekilde yürütülebilmesi amacıyla bayilere bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapmamalarına ilişkin getirdiği yükümlülüğün ihlal edilmesi halinde itiraz konusu kuralla idari para cezası öngörmüş olup kural kabahat sayılan eylemin işlenmesini önlemeye yönelik caydırıcılık fonksiyonunu yerine getirmektedir petrol piyasasında faaliyette bulunan aktörlerin eylemlerinden dolayı petrol piyasasının bozulmaması ve piyasadaki faaliyetlerin şeffaf ve istikrarlı şekilde yürütülebilmesi amacıyla bayilere bu şekilde yükümlülük getirilmesi ve bu yükümlülüğü ihlal eden bayilerin idari para cezasıyla cezalandırılmaları kanun koyucunun takdir hakkı kapsamında kalmaktadır bununla birlikte kanun koyucunun takdir hakkı kapsamında öngördüğü yaptırımın adil ve hakkaniyete uygun olması gerekmektedir özel bir faaliyet alanında kamu düzenini korumak veya belli bir sektörü düzenlemek amacıyla ilgili kanunlarda özel olarak yetkilendirilmiş idari makamlar tarafından verilen idari cezalar cezalar olarak ifade edilmektedir bağımsız idari otoritelerden olan enerji piyasası düzenleme kurulu tarafından özel kolluk veya düzenleme yetkilen kapsamında verilen idari cezalar da bu kategoriye girmektedir idari para cezalarının meblağları yüksek olduğundan muhatapları üzerinde çok ağır sonuçlar doğurabilmekte olup bu idari para cezalarının çoğunlukla nispi veyahut alt ve üst sınır gösterilmek suretiyle düzenlendiği görülmektedir konusu kuralda bayilerin bağlı bulundukları dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri durumunda öngörülen idari para cezası idari para cezası niteliğinde maktu olarak düzenlenmiştir bu cezada işletmelerin ekonomik büyüklüğü ve sınıfına ilişkin herhangi bir kademelendirme yapılmadığı görülmektedir buna göre tek pompa ile faaliyet gösteren ve idari para cezası miktarı kadar yıllık cirosu bulunmayan bir akaryakıt istasyonu ile büyük ölçekteki akaryakıt istasyonunu işletenler açısından yükümlülüğün ihlali halinde verilecek ceza miktarı aynı olmakla birlikte para cezasının miktarının yüksek olması göz önüne alındığında tek pompa ile faaliyet gösteren ve cirosu yüksek olmayan akaryakıt bayisi için verilen ceza daha ağır sonuçlar doğurabilmektedir diğer taraftan bayilerin bağlı bulundukları dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri durumunda maktu idari para cezası ile cezalandırılmalarının öngörülmesi nedeniyle idari para cezası uygulanırken fiilin işleniş şekli diğer bir ifadeyle akaryakıtın ikmalinin ne şekilde yapıldığı failin kusur durumu başka bir ifadeyle bayinin fiili kasıtla veya taksirle işleyip işlemediği ve ikmal edilen akaryakıtın miktarı gibi hususlarda dikkate alınamamaktadır başvuru numarası karar tarihi bu itibarla bayilerin bağlı bulundukları dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri halinde fiilin haksızlık içeriği bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idari para cezası ile cezalandırılmaları hukuk devletinin gereği olan adalet ve hakkaniyet bağdaşmamaktadır açıklanan nedenlerle kural kanun un maddesinin ikinci fıkrasının a bendi yönünden anayasa maddesine aykırıdır gerekir anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısımlan şöyledir kanun un maddesinin birinci fıkrasında lpg taşıma faaliyeti yapmak için lisans alınmasının zorunlu olduğu düzenlenmiş itiraz konusu kuralla da lpg taşıma faaliyetinin lisans alınmaksızın yapılması halinde sorumlulara türk lirası para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır anayasa maddesinde belirtilen hukuk devleti insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren eylem ve işlemleri hukuka uygun olan her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren anayasa ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan yargı denetimine açık olan devlettir hukuk devletinde ceza hukukuna ilişkin düzenlemelerde olduğu gibi idari yaptırımlar açısından da hangi eylemlerin kabahat sayılacağı bunlara uygulanacak yaptırımın türü ve ölçüsü yaptırımın ağırlaştırıcı ve hafifleştirici nedenlerinin belirlenmesi gibi konularda kanun koyucu takdir yetkisine sahiptir bununla birlikte kanun koyucunun takdir hakkı kapsamında öngördüğü yaptırımın adil ve hakkaniyete uygun olması gerekmektedir kanun un genel ve madde gerekçeleriyle yasama sürecindeki tartışmalardan kanun koyucunun sıvılaştırılmış petrol gazının lpg güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içinde kullanıcılara sunulmasını faaliyetlerin şeffaf güvenli ve istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini ve bu kapsamda etkili bir denetim sisteminin kurulması ile caydırıcı cezalar getirilmesini hedeflediği anlaşılmaktadır kanun koyucunun kamu can ve mal güvenliği açısından tehlike arz eden lpg teknik gerekliliklere ve mevzuata uygun olarak güvenli bir biçimde taşınmasını sağlamak üzere bu faaliyet için lisans alınmasını zorunlu kıldığı ve bu yükümlülüğün ihlali halinde uygulanacak yaptırımı maktu idari para cezası olarak belirlediği görülmektedir kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında söz konusu fiilleri kabahat olarak belirlemesinin ve bunun karşılığında cezalar öngörmesinin kamu yararını sağlamaya yönelik olduğu açıktır kanun un maddesinde para cezasını gerektiren filler ağırlık derecelerine göre gruplandırılarak ihlalin önemine göre farklı para cezaları öngörülmüştür kanun koyucunun lpg piyasasında yürütülecek faaliyetler için lisans alınmasına kanun un diğer bazı hükümlerine göre daha çok önem ve cezaları caydırıcılık fonksiyonunu yerine getirebileceğini takdir ettiği maktu cezalar olara düzenlediği anlaşılmaktadır kanunla yapılan düzenlemelerin etkili bir şekilde hayata geçirilebilmesi bakımından öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak ve yasaklanan başvuru numarası karar tarihi fiillerin işlenmesini önlemek için hangi tür ve ölçekte yaptırım uygulanacağı kanun koyucunun takdir yetkisindedir maktu olarak belirlenen para cezaları cezayı gerektiren fiili işleyenlerin üzerinde ekonomik durumlarına göre farklı etkiler doğurabilirse de bu durumun adalet ve hakkaniyet ilkelerine aykırılık oluşturduğu söylenemez kanun koyucunun takdir yetkisine kapsamında fiilin meydana getireceği neticeleri de alarak düzenlediği itiraz konusu kuralda hukuk devleti ilkesi ile çelişen bir yön bulunmamaktadır açıklanan nedenlerle kural kanun un maddesinde yer alan lpg taşınması yönünden anayasa maddesine aykırı değildir talebinin reddi gerekir kanun un maddesinin ikinci fıkrasının numaralı bendinde bayilerinin istasyonlarında lpg tüpü dolumu ve satışı yapmamak lpg tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak ile yükümlü olduğu düzenlenmiş itiraz konusu kuralla bu yükümlülüğün ihlali halinde türk lirası para cezası verilmesi öngörülmüştür kanun koyucunun lpg satışı ile lpg tüpü satışı faaliyetlerini iki ayrı piyasa olarak düzenlediği kamu can ve mal güvenliği açısından tehlike arz eden bu faaliyetlerin her birine özgü teknik düzenlemeler getirdiği bu kapsamda bayilerinde lpg tüpü satış ve dolumunu yasakladığı ve bu yasağın ihlali halinde uygulanacak yaptırımı maktu para cezası olarak belirlediği görülmektedir kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında söz konusu fiilleri kabahat olarak belirlemesinin ve bunun karşılığında cezalar öngörmesinin kamu yararını sağlamaya yönelik olduğu açıktır sayılı kanun un sayılı kanun un maddesiyle değiştirilen maddesinin ikinci fıkrasının a bendinde yer alan aşağıdaki hallerde sorumlulara türk lirası para cezası verilir ibaresinin sayılı kanun un maddesinde yer alan lpg taşınması yönünden incelenmesi bölümünde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir açıklanan nedenlerle kural kanun un maddesinin ikinci fıkrasının numaralı bendi yönünden anayasa maddesine aykırı değildir talebinin reddi gerekir b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesine sözleşme ek nolu protokolün mülkiyetin korunması kenar başlıklı maddesi şöyledir her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir yukarıdaki hükümler devletlerin mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip olduklar hakka halel getirmez avrupa hakları mahkemesi ister suç gelirlerinin elde edilmesinin önüne geçilmesi için müsadere olarak uygulansın isterse de doğrudan uygulansın başvuru numarası karar tarihi para cezalarının veya kazanç müsaderesinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğini kabul etmektedir bu suretle yapılan müdahalenin sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin ikinci paragrafı kapsamında mülkiyetin kullanılmasının kontrolüne ilişkin üçüncü kural çerçevesinde incelenmesi gerektiği görüşündedir krallık kk b no krallık b no konstantin b no konstantin kararına konu olayda başvurucu avukatın ücreti yetersiz bulması nedeniyle zorunlu müdafii olmayı reddederek duruşmadan ayrılması üzerine ceza mahkemesince başvurucu avukata yaklaşık euro tutarında para cezası verilmiştir şikayet edilen cezaya konu paranın mülk teşkil ettiğini ve bu para cezasının uygulanmasının da mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğini belirtmiştir konstantin göre uygulanan para cezası sözleşmenin anlamında bir yaptırım teşkil etmektedir bu sebeple müdahale taraf devletlere yaptırımların ödenmesini sağlamak için mülkiyetin kullanımını kontrol yetkisi tanıyan sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin ikinci paragrafı çerçevesinde değerlendirilmiştir konstantin para cezasının açık öngörülebilir ve ulaşılabilir mahiyette bir kanuna dayandığını yargılamanın etkin ve gecikmeden sürdürülmesi yönünde kamu yararına dayalı meşru bir amacının da bulunduğunu tespit etmiştir konstantin ölçülülük yönünden yaptığı değerlendirmede ise farklı unsurları değerlendirmiştir kararda duruşmanın geçerli bir neden olmaksızın tehir edilmesinin mahkemelerden garanti altına alması istenen adalet sisteminin düzgün işlemesine bir engel teşkil ettiği vurgulanmıştır caydırıcı bir etkinin sağlanması için parasal bir cezanın uygulanabileceğini belirtmiş ve bu alanda devletlerin geniş bir takdir yetkisi olduğuna dikkat çekmiştir bu bağlamda en önemli güvencenin ise başvurucuya uygulanan cezaya karşı itiraz edebilme hakkının tanınması olduğunu ve somut başvuruda ise başvurucuya uygulanan cezaya ilişkin karar verme usulünün keyfi olduğunun ortaya konulamadığını belirtmiştir son olarak başvurucuya verilen para cezasının üst sınırdan uygulanmakla beraber aşırı veya orantısız olmadığını değerlendirmiş başvurucunun mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı sonucuna varmıştır konstantin ceza olarak değerlendirdiği suç gelirlerinin müsaderesine ilişkin krallık kararında da benzer değerlendirmeler yapmıştır bu olayda ceza mahkemesince başvurucunun uyuşturucu kaçakçılığı suçundan elde ettiği düşünülen gelirlerinin toplamı olan sterlin tutarındaki paranın müsaderesine bu paranın ödenmediği durumda ise iki yıl süreli hapis cezasının infazına karar verilmiştir bu cezanın başvurucunun mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğini bu sebeple sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin olayda uygulanabilir olduğunu belirtmiştir krallık ceza mahkemesinin kazanç müsaderesine ilişkin kararının sözleşme anlamında bir olduğunu vurgulamıştır krallık mahkemeye göre sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin ikinci paragrafı taraf devletlere bu alanda geniş bir takdir yetkisi tanımakta olup uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele anlamında böyle bir tedbirin uygulanmasının caydırıcı etkisine dikkat çekilmiştir krallık tedbirin yalnızca suçtan elde edilen gelirler ile sınırlı olduğunu ve yargılamada başvurucuya etkin bir itiraz hakkının tanındığını gözeterek karşılaştırılan meşru amaca göre müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varmıştır krallık başvuru numarası karar tarihi b no kararına konu olayda bakü de annesinden intikal eden evi satan başvurucu yanında taşıdığı para miktarını abd doları gümrük makamlarına eksik abd doları olarak bildirmiştir rus kanunlarına göre abd doları üzerindeki para miktarı gümrüğe bildirilmelidir başvurucuya bildirim yükümlülüğüne uymama suçundan şartlı tahliye koşuluyla altı ay hapis cezası verilir ve ayrıca el konulan paranın tamamının müsaderesine karar verilir müsadere tedbiriyle ilgili istikrarlı yaklaşımına değinmiş ve müdahalenin mülkiyetten yoksun bırakma içerse dahi sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin ikinci paragrafı kapsamında mülkiyetin kullanımının kontrolü mahiyeti taşıdığını belirtmiştir kamu yararı bakımından korunan hukuki menfaatin ise gümrük makamlarına bildirim yükümlülüğüne uyulmasını sağlamak olduğunu vurgulamıştır başvurucuya herhangi bir suç isnadında bulunulmadığı ve olayda müsadere tedbirinin kara paranın aklanması terörizmin finansmanı uyuşturucu kaçakçılığı vergi kaçırma veya başka suç faaliyetleri kapsamında uygulanmadığı tespitlerine yer vermiştir buna göre belirli bir miktarın üzerinde nakit parayı yanında taşımış olan başvurucu sadece gümrük makamlarına yanında taşıdığı bu parayı eksik bildirmekten ötürü sorumlu tutulmuştur bildirilmeyen paranın meşru yollardan elde edildiğini ve bu paranın bildirilmemesinin kamuya olan zararının ise oldukça az olduğunu vurgulamıştır bununla birlikte müsadere tedbirinin sadece zararın tazmini amacıyla değil aynı zamanda caydırıcı ve cezalandırıcı bir yönünün de bulunduğu kabul edilmiştir ancak olayda ise başvurucunun zaten bildirim yükümlülüğüne uymadığı için şartlı tahliye koşuluyla hapis cezası aldığına dikkat çekilmiştir göre yalnızca bildirim yükümlülüğüne uyulmamasından dolayı ceza da almışken ayrıca müsaderenin uygulanması ölçüsüz olup başvurucuya aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemektedir v | No violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu ve diğer üç şüpheli hakkında rejimi kurallarına aykırılık suçunu işledikleri iddiasıyla mardin cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile kamu davası açılmıştır mardin asliye ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun suçundan tl adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir karar başvurucu tarafından temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı mülga kaçakçılıkla mücadele maddesinin birinci fıkrasının a bendinin numaralı alt bendi iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi a koruma tedbirine yargısal süreç başvurucu tarihinde mek ile evlenmiş taraflar arasında yılında boşanma davası açılmıştır başvurucu boşanma sürecinde olduğu eşinden şiddet gördüğünü belirterek küçükçekmece aile mahkemesine mahkeme başvurmuştur mahkeme tarihinde tarihli ve sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun uyarınca koruma talebinin kabulüne ve beş ay süreyle hakkında tedbir uygulanmasına karar vermiştir tarihinde başvurucu boşanma sürecinde olduğu eşi tarafından darbedilmiş bu konuda cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunmuş ve bunun üzerine küçükçekmece asliye ceza mahkemesinde kamu davası açılmıştır söz konusu kamu davasına dair süreç aşağıda detaylı olarak anlatılmıştır bkz başvurucu tarihli dilekçesiyle küçükçekmece aile mahkemesine başvurarak koruma tedbirine rağmen eşinin tarihinde kendisini darbettiğini belirterek eşi hakkında sayılı kanunun maddesi uyarınca zorlama hapsi uygulanmasını talep etmiştir başvurucu söz konusu dilekçede darp olayıyla ilgili olarak cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunduğunu ve kamu davası açıldığını zorlama hapsinin bu şikayetleri üzerine uygulanacağını düşündüğünden aile mahkemesine daha önce başvurmamış olduğunu ifade etmiştir küçükçekmece aile mahkemesinin tarihli kararıyla zorlama hapsi talebi reddedilmiştir karar gerekçesinde tarihinde beş ay süreli verilen koruma kararının tarihinde geçerliliğini yitirdiği bu tarihten sonraki eylemlerin zorlama hapsi için gerekçe olamayacağı belirtilmiştir başvurucu darp olayının tarihinde koruma kararının geçerliliğini yitirmesinden önce gerçekleştiğini belirterek söz konusu karara etmiştir küçükçekmece aile mahkemesinin tarihli kararıyla itiraz reddedilmiştir bu karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b ceza yargılamasına süreç başvurucu tarihinde kendisini darbettiğini belirterek boşanma sürecinde olduğu eşinden şikayetçi olmuştur bu konuda küçükçekmece cumhuriyet başsavcılığı tarafından tarihli iddianame düzenlenmiştir eşinin başvurucuya tokat attığı başvurucunun da eşine eliyle vurduğu tarafların birbirinden şikayetçi oldukları belirtilmiştir yapılan yargılama sonucunda küçükçekmece asliye ceza mahkemesinin tarihli ve sayılı kararıyla başvurucunun ve eşinin birbirlerini basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladıkları tespit edilmiş her ikisi yönünden adli para cezasına hükmolunmuş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hagb karar verilmiştir bu karar itiraz yolundan geçerek kesinleşmiştir başvurucu anılan karar nedeniyle masumiyet karinesinin ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararıyla başvuru açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi iv hukuk sayılı kanunun tanımlar kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir bu kanunda yer alan b ev içi şiddet şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel cinsel psikolojik ve ekonomik şiddeti ç kadına yönelik şiddet kadınlara yalnızca kadın oldukları için uygulanan kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve bu kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranışı d şiddet kişinin fiziksel cinsel psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren toplumsal kamusal özel alanda meydana gelen fiziksel cinsel psikolojik sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade eder sayılı kanunun maddesi şöyledir bu kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan kararın gereklerine aykırı hareket etmesi halinde fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hakim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi günden otuz güne kadardır ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez zorlama hapsine ilişkin kararlar cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir bu kararlar bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine bildirilir tarihli ve sayılı kanunla onaylanması uygun bulunan tarihli ve mükerrer sayılı resmi gazetede yayımlanan bakanlar kurulu kararıyla onaylanan kadınlara yönelik şiddet ve aile şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye avrupa konseyi sözleşmesi v | Violation |
ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu yaran kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul huseyin una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi somaki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava soma giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu soma bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen a ayri f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan serdar hicabi dursun dye dye hasan tahsin hakyemez | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu başvuru tarihinde anayasayı ihlal suçundan hükümlü olarak tekirdağ nolu f tipi kapalı ceza kurumunda kurumu bulunmaktadır kurumu eğitim kurulu eğitim kurulu tarihli kararında tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun maddesinin numaralı fıkrası uyarınca başvurucuya gelen özgür gelecek isimli haftalık gazetenin sayılı nüshasının başvurucuya verilmemesine karar vermiştir eğitim kurulu adı geçen dokümanın sayfasında kurumu idaresi hakkında asılsız ve gerçek dışı haber ve yazılara yer verildiğini tespit etmiştir başvuru numarası karar tarihi eğitim kurulu kararına karşı başvurucunun tekirdağ hakimliğine hakimliği yaptığı şikayet hakimliğinin tarihli kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir başvurucu hakimliğinin ret kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen tekirdağ ağır ceza mahkemesi hakimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan ulusal hukuk kaynakları için bkz halil bayık b no b uluslararası hukuk mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için bkz ahmet temiz b no v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu cumhuriyet başsavcılığınca cmk maddesi ile yetkili yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmıştır ağır ceza mahkemesi cmk maddesi ile görevli tarih ve sorgu sayılı kararı ile başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir başvurucu ve diğer otuz şüpheli hakkında cumhuriyet başsavcılığının cmk maddesi ile yetkili tarih ve sayılı iddianamesi ile uyuşturucu madde ticareti yapmak amacıyla kurulan örgüte üye olma ve örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış dava ağır ceza mahkemesinin cmk maddesi ile görevli sayılı dosyasına kaydedilmiştir ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile sayılı dava dosyasının aynı mahkemenin sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine yargılamaya sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar vermiştir mahkeme tarihli duruşmada başvurucunun tahliyesine karar vermiştir mahkemece tarih ve sayılı kararla toplam kırk üç sanık hakkında hüküm kurulmuş başvurucunun uyuşturucu madde ticareti yapmak amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan ay hapis örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yıl ay hapis ve tl adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir karar başvurucu tarafından temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi yargıtayda devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası maddesinin numaralı fıkrası iv | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir çanakkale ili biga ilçesi köyü mevkiinde kain yüzölçümlü taşınmaz başvurucular murisi sabri ergun tarafından tarihinde satın alınmıştır murisin vefatı üzerine başvuruculardan tosun tayfun ergun tarafından tarihinde taşınmaza bir kısım köy halkı tarafından tecavüz edildiği iddiasıyla lapseki kaymakamlığına başvurularak tecavüzün önlenmesi talep edilmiş lapseki kaymakamlığının tarihli kararıyla taşınmazın bir bölümünün dava konusu olduğu diğer kısmı üzerinde ise köy halkının zilyetliği bulunmakla taşınmaza tecavüz edildiğinin sabit görülmediği belirtilerek talep reddedilmiştir başvurucular tarafından tarihinde lapseki asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyası üzerinden yetmiş davalı aleyhine müdahalenin meni ve ecrimisil davası açılmıştır lapseki asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyasının yargılaması sırasında taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro tespit çalışmaları yapılması nedeniyle lapseki asliye hukuk mahkemesince verilen tarih ve sayılı görevsizlik kararı ile dosya lapseki kadastro mahkemesine gönderilmiştir lapseki kadastro mahkemesine gönderilen dosyanın mahkemenin sırasına kaydı yapılmıştır kadastro çalışmaları sırasında dava konusu olduklarından bahisle lapseki kadastro mahkemesine gönderilen tespit tutanakları ile ilgili dosya ise mahkemenin sırasına kaydedilmiş ve belirtilen tespit tutanaklarından bir kısmının mahkemeye görevsizlik kararıyla aktarılmış olan sayılı dosyada dava konusu edilen taşınmazlara ait olmaları nedeniyle mahkemenin tarih ve sayılı kararı ile sayılı dosyanın sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir lapseki kadastro mahkemesinin ve sayılı dosyalarının da ilgisi nedeniyle münferit tarihlerde mahkemenin sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir belirtilen birleştirme kararları sonrasında dosyanın ilk derece mahkemesi önünde derdest olduğu anlaşılmaktadır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür başvuru numarası karar tarihi tarih ve sayılı kadastro olarak görev kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi istek üzerine veraset belgesi de verebilir sayılı davalarında usul kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir hakimi askı süresi içinde açılacak davalar ve kadastro müdürü tarafından mahkemeye tevdi olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları ve mahalli hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında dava dosyası açar başvurusunu beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir hakim duruşma gününü taraflara tebligat kanunu hükümlerine göre resen tebliğ eder sayılı usulü kenar başlıklı maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları şöyledir mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma yapılır taraflardan hiç biri gelmez ise dosya işlemden kaldırılmaz hakim toplanması mümkün olan delilleri inceler ve uncu madde hükmünce işi karara bağlar bu kanunun tatbikinde ayrıca açıklık hallerde basit yargılama usulü uygulanır kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir sayılı ve hakimin takdiri kenar başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe yeniden dinlenmezler ancak hakim kadastro tutanağındaki beyanla duruşma sırasında topladığı deliller arasında çelişki görürse bunu gidermek için tutanakta beyanlarına başvurulan kimseleri tanık sıfatıyla yeniden dinleyebilir kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir sayılı tebliği kanun yollarına başvurma ve ilamların infazı kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi kararları tebligat kanunu hükümlerine göre resen taraflara tebliğ olunur sayılı giderleri kadastro harcı ve tahakkuku kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ulusal yargı ağı bilişim sistemi uy ap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir olayın gerçekleştiği otelde satın alma müdürü olan başvurucunun eşi öa tarihinde aynı işyerinde şoför olarak çalışan tarafından av tüfeği ile vurularak öldürülmüştür başvurucu muris eşinin çalıştığı ab otelinin işleticisi olan davalı şirket ile aleyhine kemer asliye hukuk mahkemesinde mahkeme tarihinde iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminat davası açmıştır mahkemenin tarihli duruşmasında başvurucu vekili davalı hakkındaki davadan feragat ettiklerini açıklamıştır başvuru numarası karar tarihi mahkemece tarihli duruşmada davalı karşı açılan davadan feragat edilmesi nedeniyle bu davalı yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına diğer davalı şirket yönünden ise davanın reddine karar verilmiş sair hususların gerekçeli kararda açıklanacağı belirtilmiştir mahkeme gerekçeli kararını tarihinde yazmıştır karar gerekçesinde davalı yönünden feragat nedeniyle diğer davalı yönünden ise meydana gelen ölüm olayının başvurucunun eşinin yapmış olduğu işten kaynaklanmadığı ve davalı eyleminden dolayı davalı şirketin herhangi bir kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun da bulunmadığı açıklanarak davanın reddine karar verildiği ifade edilmiştir ayrıca davalı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden başvurucu aleyhine tl vekalet ücretine hükmedilmiştir mahkemenin kısa kararı ve gerekçeli kararında kanun yolu ve süresiyle ilgili olarak davacı vekilinin ve davalı tic ve sanayi aş vekilinin yüzüne karşı mahkememize veya zabıt katibine bulunulacak beyanın zapta geçirilmesi sureti ile gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren gün içerisinde yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı ibaresi yazılmıştır gerekçeli karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş başvurucu tarihinde davalı şirket hakkındaki davanın reddedilmesi ve hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararı temyiz etmiştir mahkeme tarihli ek kararı ile temyize konu kararın tarihli oturumda başvurucu vekilinin yüzüne karşı tefhim verildiği iş davalarında temyiz süresinin tefhim veya tebliğden itibaren sekiz gün olduğu en geç tarihinde temyiz dilekçesinin sunulması gerekli olmasına rağmen süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle temyiz istemini süre yönünden reddetmiştir yargıtay hukuk dairesi daire tarihli kararıyla ek kararın onanmasına hükmetmiştir karar gerekçesi şu şekildedir sayılı mahkemeleri kanununun yürürlükte bulunan maddesi hükmüne göre mahkemelerinden verilen kararların gün içerisinde temyiz olunması gerekir somut olayda verilen hüküm tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş temyiz ise tarihinde vuku bulmuştur şu duruma göre davada günlük temyiz süresi fazlası ile geçtikten sonra mahkemesi kararının temyiz edildiği dosya içeriğinden anlaşılmakla davacı vekilinin yerinde an temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına onama kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiş başvurucu tarihinde süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk hüküm tarihinde yürürlükte olan tarihli ve sayılı mülga mahkemeleri kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir yoluna başvurma süresi karar yüze karşı verilmişse nihai kararın taraflara tefhimi yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür sayılı mülga kanuna tarihli ve sayılı kanun ile eklenen geçici madde şöyledir başvuru numarası karar tarihi bölge adliye mahkemelerinin tarihli ve sayılı adli yargı derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş görev ve yetkileri hakkında kanunun geçici nci maddesi uyarınca gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında yapılan temyiz başvuruları kesinleşinceye kadar yargıtay tarafından sonuçlandırılır bu kararlar hakkında mahkemeleri kanununun bu kanunla yapılan değişiklikten önceki temyize ilişkin hükümleri uygulanır tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun geçici maddesi şöyledir bölge adliye mahkemelerinin tarihli ve sayılı adli yargı derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş görev ve yetkileri hakkında kanunun geçici nci maddesi uyarınca gazete de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar sayılı kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar sayılı kanunun tarihli ve sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki ila üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur bu kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar sayılı kanunun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır sayılı kanunun geçici maddesi gereğince temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunan tarihli ve sayılı mülga hukuk usulü muhakemeleri kanununun maddesinin fıkrası şöyledir temyiz süresi on beş gündür temyiz süreleri ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu yılında almanyanın şehrinde doğmuş ve doğum kayıt belgesine uygun şekilde ismi aslan toprak olarak alman nüfus kütüğüne kaydedilmiştir başvurucu doğumundan sonra kaydının türk nüfus kütüğüne de işlenmesi amacıyla ebeveyni tarafından türkiye cumhuriyeti düsseldorf başkonsolosluğuna başvuru yapıldığını ancak her nasılsa isminin türk nüfus kütüğüne aslan faruk toprak olarak kaydedildiğini belirtmektedir başvuru numarası karar tarihi yılında türk vatandaşıyla evlenen ve doğduğundan beri almanya da yaşayan başvurucu bakanlığının tarihli ve sayılı izin kararı ile türk vatandaşlığından çıkmıştır halihazırda tarihli ve sayılı türk vatandaşlığı kanununun maddesi gereğince mavi kart sahibi olan başvurucu yalnızca alman vatandaşıdır ve almanya da doktorluk mesleğini sürdürmektedir başvurucunun eşi tarafından ortak çocukların türk nüfus kütüğüne tescil edilmesi talebiyle tarihinde düsseldorf başkonsolosluğuna yapılan başvuruya verilen tarihli cevap yazısı ile ibraz edilen almanya resmi kayıtlarında çocuğun baba isminin aslan toprak olarak düzenlendiği ancak başvuru sahibinin eşinin türk nüfus kütüğünde aslan faruk toprak ismiyle kayıtlı olduğu bu nedenle yerel nüfus çocukların baba ismi aslan faruk toprak olarak düzenlenmiş doğum kayıt örneği alınarak yeniden başvuru yapılması gerektiği belirtilmiş ve talep reddedilmiştir başvurucu almanyadaki nüfus kayıtlarında aslan olan ön isminin vatandaşlıktan çıkması nedeniyle kapatılan türk nüfus kütüğünde aslan faruk olarak kayıtlı olduğunu kayıtlardaki isim farklılığı gerekçe gösterilerek türk vatandaşı eşinden olan ortak çocuklarının türk nüfus kütüğüne kaydedilmediğini ret kararının kendisine ait nüfus kayıtlarındaki bu çelişkiden kaynaklandığını bu nedenle benzer başka resmi sorunlar da yaşadığını belirterek kapalı nüfus kaydındaki ön isminin aslan olarak düzeltilerek çelişkinin giderilmesi talebiyle isim tashihi davası açmıştır söz konusu dava ankara asliye hukuk mahkemesinin esas sırasına kaydedilmiş mahkemenin tarihli ve sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir kararın gerekçesi şöyledir davacının tarihinde sayılı türk vatandaşlık kanununun maddesine göre bakanlığının gün ve sayılı kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına karar verildiği ve alman vatandaşlığını kazanarak türk vatandaşlığı çıkma belgesini teslim almak suretiyle türk vatandaşlığını kaybettiği ve kaydının kapatıldığı anlaşılmıştır sayılı nüfus hizmetleri kanununun maddesinde nüfus kaydının kapatılması ölüm gaiplik türk vatandaşlığının kaybı evlenme boşanma evlat edinilme soy bağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeni ile bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir hükmü bulunmaktadır tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının alman vatandaşlığına geçmek suretiyle türk vatandaşlığından çıkartıldığı ve kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır kapalı kayıtlar üzerinde işlem yapılması zikredilen sayılı kanunun maddesine göre mümkün bulunmamaktadır bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir temyiz üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilamı ile onanmış onama kararı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı nüfus hizmetleri kanununun kaydın kapatılması ve yeniden açılması kenar başlıklı maddesi şöyledir nüfus kaydının kapatılması ölüm gaiplik türk vatandaşlığının kaybı evlenme boşanma evlat edinilme düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir başvuru numarası karar tarihi kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir milletlerarası ahvali şahsiye komisyonunca imzaya açılan türkiye açısından tarihinde onaylanan ve tarihinde yürürlüğe giren tarihli ve sayılı ad ve soyadlarının nüfus kütüklerine yazılış şekline sözleşmenin nolu sözleşme maddesi şöyledir akit taraflar makamlarınca nüfus kütüğüne düşürülen iki veya daha fazla kayıtta aynı kimsenin değişik ad veya gösterilmesi halinde her akit tarafın yetkili makamları gerektiğinde farklılıkların giderilmesi için tedbirler alacaktır akit devlet makamları bu amaçla aralarında doğrudan doğruya yazışabilirler nolu sözleşmenin maddesinin birinci fıkrası şöyledir edilen çeşitli belgelerde ad ve soyadlarının yazılışlarında farklılık bulunması halinde ilgili kimliğini tespit eden nüfus kaydı veya belgelerin düzenlendiği sırada hangi devletin uyruğu ise o belgelere göre gösterilir sayılı kanunun maddesi şöyledir doğumla türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle türk vatandaşlığını kaybedenler ve kendileri ile birlikte işlem gören çocukları güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü seçme ve seçilme kamu görevlerine girme ve araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanmaya devam ederler iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi gaziosmanpaşa cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde başvurucunun ifadesi alınmıştır gaziosmanpaşa sulh ceza mahkemesi tarih ve sorgu sayılı kararı ile başvurucunun taksirle yaralama suçundan tutuklanmasına karar vermiştir başvurucu hakkında gaziosmanpaşa cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile taksirle yaralama suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış dava gaziosmanpaşa asliye ceza mahkemesinin sayılı esasına kaydedilmiştir gaziosmanpaşa asliye ceza mahkemesi tarihli duruşmada başvurucunun tahliyesine karar vermiştir mahkeme tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun taksirle yaralama suçundan yıl ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin ay süre ile geri alınmasına karar vermiştir başvurucu ve katılanların temyizi üzerine karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile bozulmuştur bozma üzerine gaziosmanpaşa asliye ceza mahkemesinin sayılı esasına kaydedilen davada yargılama devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası maddesinin numaralı fıkrasının e bendi ile numaralı fıkrası iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu olayların meydana geldiği tarihte ulusal ölçekte yayın yapan birgün gazetesinin gazete sitesinin editörü ve sorumlusudur gazetenin yayın kurulu gazetede popüler twitter hesaplarının yazılarına yer vermeye karar vermiş ve aralarında müstear adlı hesabın da bulunduğu bazı kullanıcılarla iletişime geçmiştir gazetenin teklifini kabul eden müstear adlı kullanıcı yazılarını mail yoluyla gazetenin editörüne ve yazı işleri müdürüne göndermiştir anılan twitter kullanıcısının gazetenin ve tarihli nüshalarında ve gazetenin sitesinde iki yazısı yayımlanmıştır yazarın birinci tekil şahıs olarak tanrı konuşturduğu söz konusu yazılar şöyledir gazetenin tarihli nüshasında yayımlanan yazı ben kısaca cc twitter biliyorum birgün gazetesi için yazıyor oluşum sizleri çok şaşırttı türkiye gibi bir ülkede yaşayıp hala olaylara şaşırıyor oluşunuz da ayrıca garip bir durum bundan sonra eğer istersem her hafta yazmak gibi bir planım var diyorum çünkü yazıp yazmayacağıma birgün değil ben karar veririm birgün diye bir gazete olup olmayacağına da yüce olarak benim karar verdiği gibi birgün gazetesinden bizim için yazar mısınız teklifi gelince bir yanım çok mutlu olurken diğer yanım epey hüzünlendi mutlu oldum çünkü bu uzun zamandır aramızın açık olduğu ve beni pek de sallamayan sol kesimin benimle olan ilişkilerini düzeltebilmesi için benzersiz bir fırsat olacaktı kim bilir belki de bu fırsatı ben yaratmışımdır hemen hemen her köşesinde adımı kullanan muhafazakar çevrelerden böyle bir tekli almamak da beni ayrıca üzdü birgün gazetesini sizlerin huzurunda kutsayarak tebrik ediyorum alexi fenerbahçeye getirmek bile beni kendileri için yazmam konusunda ikna etmenin yanında sönük bir başarı kalırdı yahu yazının başından beri yazmayayım diyorum ama toparlanın arkadaşlar oturuşunuza bacak bacak üstüne atışınıza dikkat edin biraz gören de e t yazısı okuduğunuzu zanneder ki ayrıca e hanımı severek yarattım yanlış anlaşılma olmasın dip not birgün için yazıyor oluşum birgün kutsal bir gazete yapmaz ama siz yine benim yazdığım sayıları saklayın yanısıra bu sayıları içki şişesi kamufle etmek rakı sofrasının altına sermek ve camları silmek için kullanmazsanız sizin için hayırlı olur çünkü siz de biliyorsunuz ki adalet sistemi değil only god can judge you sizi yalnız tanrı yargılayabilir her hafta birgün de ve sonrasında bu tarafta görüşmek üzere gazetenin tarihli nüshasında yayımlanan yazı twitter başvuru numarası karar tarihi merhaba sevgili birgün okurları biliyorum kafanızda bu tarafla ilgili bir çok soru var nasıl bir yer cennet nasıl cehennem nasıl vb sizi çok iyi anlıyorum ben olsam de merak ederdim bu merakınızı gidermek adına size buralar hakkında kısa açıklamalar yapacağım tabii bu durumu kullanıp bana gibi davranmazsanız çok iyi olur ne o ben olabilir ne de ben onun kazandığı paraları kazanabilirim birgün gazetesi bırakın para vermeyi yazdığım sayıları bile bana parayla satıyor şeytan a tapanların ki o serserinin tapılacak bir tarafı yok dışındaki çoğu insan cennete gelmek ister bunun asıl sebebi cennetin güzel bir yer oluşu değil cehennemin çok kötü bir yer oluşudur bana sorarsanız ben cennetteki tüm o düzgün insanlar arasında çok sıkıldığımı itiraf edebilirim ama yine de hiç kimse cehenneme gelmek istemez çünkü dünyadaki tüm zeki yaratıcı ve eğlenceli insanların burada olduğunu saymazsak cehennem korkutucudur aşırı ama adildir adalet cehennemde bile düzgün bir şekilde işler peki türkiyede şunu açık bir şekilde söyleyebilirim ki cehennem türkiyeden daha güvenli ve daha adil bir yer hakkını savunan insanların üzerine plastik mermiler ve gaz fişekleriyle saldırmıyor üstelik torna da yok keresinde cehenneme torna sokmak gibi saçma bir düşüncemiz olmuştu sonra oradaki kulların sevinç çığlıklarını duyunca vazgeçmiştik cehennemde yanan kullara su sıkmak cidden saçma fikirdi cehennemin türkiyeden tek farkı biraz sıcak olması tabii bu durum yaz ayları biraz değişiyor cehennemde fikrinizi rahatça dile getirebilirsiniz kılık kıyafetinize ve yaşam tarzınıza karışılmaz farklılıklar hep bir aradadır kimseye ayrımcılık yoktur herkes adilce yanar yani kısaca türkiyede yaşıyorsanız cehennem sizin için doğru adresi söz konusu yazılarla ilgili gelen ihbarlar üzerine cumhuriyet başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış gazetenin imtiyaz sahibi yazı işleri müdürü ve yayınından sorumlu olan başvurucu hakkında halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçundan kamu davası açılmıştır asliye ceza mahkemesince tarihinde başvurucunun halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçundan ay gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir mahkemenin avrupa hakları mahkemesinin din ve vicdan özgürlüğü ile ilgili içtihadına da yer verdiği gerekçesi şöyledir yargılama konusu yazılar bir bütün olarak kararları yerleşik yargıtay ile birlikte değerlendirildiğinde birgün gazetesinin nüshasında yayınlanan ben başlıklı yazı içeriğinde olarak artık her hafta yazmak gibi bir planım diyorum çünkü yazıp yazmayacağıma birgün değil ben karar diye bir gazete olup olmayacağına da yüce tanrı cc olarak benim karar verdiğim gazetesini sizlerin huzurunda kutsayarak tebrik ediyorum birgün için yazıyor oluşum birgün kutsal bir gazete yapmaz ama siz yine de benim yazdığım sayıları saklayın bu sayıları içki kamufle etmek rakı sofrasının altına sermek ve camları silmek için kullanmazsanız sizin için hayırlı olur şeklindeki anlatımla yazarın tanrı olduğu ve herşeye karar verdiği şeklinde bir izlenim verildiği anlaşılmaktadır yaratıcı tanrı inancı bütün semavi dinlerde var olan bir inanç olup insanları var ettiği kainatın yaratıcısı olduğu ve kainatta var olan herşeyi yarattığı gözle görülmediği elle tutulmadığı beş duyu organı ile algılanamadığı soyut yani madde ile izah edilemeyen yüce olduğu kabul edilmektedir tanrıya inanmak semavi dinlerde inancının esaslı ve en önemli değeridir müslümanlık hıristiyanlık musevilik gibi semavi dinlerde ki yaratıcı inancına aykırı bir şekilde yazıda tanrı imajı somut bir varlık ortaya konulmaktadır başvuru numarası karar tarihi birgün gazetesinin tarihli nüshasında yayınlanan başlıklı yazı içeriğinde çoğu insan cennete gelmek ister bunun asıl sebebi cennetin güzel bir yer oluşu değil cehennemin çok kötü bir yer oluşudur bana sorarsanız ben cennetteki tüm o düzgün insanlar arasında çok sıkıldığımı edebilirim ama yine de hiç kimse cehenneme gelmek istemez çünkü dünyadaki tüm zeki yaratıcı ve eğlenceli insanların burada olduğunu saymazsak cehennem korkutucudur aşırı sıcaktır ama adildir keresinde cehenneme tama sokmak gibi saçma bir düşüncemiz olmuştu sonra oradaki kulların sevinç çığlıklarını duyunca vazgeçmiştik şeklindeki anlatımla müslümanlık hıristiyanlık musevilik gibi semavi dinlerin kutsal kitaplarında anlatılan ve bu dinlere inananların inançlarının gereği olarak varlığından şüphe gibi kavramlara yönelik olarak sebepsiz yere saygısız küçümseyici ifadeler kullanıldığı anlaşılmıştır yazıların içeriğinden ziyade ifade ediliş biçim dikkate alındığında yaratıcı bir tanrı olduğu inancına sahip insanların dini inançlarının hak edilmemiş ve aşağılayıcı bir saldırıya konu olduğu duygusuna kapılmasına sebebiyet verildiği dini inanç mensuplarının dini hürmet objelerinin demokratik bir toplumda bulunması gereken hoşgörü ruhunun kötü niyetli bir şekilde ihlaline yol açtığı yazılarla ilgili olarak vatandaşlar tarafından pek çok ihbar mektubu gönderilip gereği için talepte bulunulduğu gözönüne alındığında eylemin bu haliyle kamu barışını somut olarak bozmaya elverişli nitelikte olduğu anlaşılmıştır halkın bir kesiminin benimsediği değerleri alenen aşağılama suçunu oluşturan sözkonusu yazıları yazanın belli olmaması nedeniyle gazetedeki yayınlardan dolayı gazete sorumlu yazı işleri müdürü sanık sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilisi olan sanık ile internetteki yayınlardan dolayı sitesinin sorumlusu olan sanık ufuk çalışkan ın sorumluluklarının bulunduğu böylelikle sanıkların yüklenen basın yoluyla halkın bir kesiminin benimsediği değerleri alenen aşağılama suçunu işledikleri sanı savunmaları gazete ve yazıcı çıktı beyannamesi ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır başvurucunun anılan karara itirazı ağır ceza mahkemesince tarihinde reddedilmiştir ret karan başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı türk ceza kanununun halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır tarihli ve sayılı ortamında yapılan y düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanunun maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısımlan şöyledir başvuru numarası karar tarihi bu kanunun uygulamasında j sağlayıcı ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder sayılı kanunun maddesinin ve numaralı fıkraları şu şekildedir sağlayıcı internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur sağlayıcı bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir ancak sunuş biçiminden bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur b uluslararası hukuk içtihadı çerçevesinde avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme maddesi dini duygulara saygı gösterilmesi hakkını da koruma altına almaktadır b no eldeki başvuruya benzer başvurularda ifade özgürlüğü ile düşünce vicdan ve dine uygun bir biçimde saygı gösterilmesini isteme hakkı arasında adil bir denge kurulması gerektiğini belirtmektedir b no otta sözleşmenin maddesinin ikinci paragrafının öngördüğü üzere ifade özgürlüğünün kullanılmasının beraberinde görev ve sorumluluklar getirdiğini belirtmektedir bu görev ve sorumluluklar arasında dini inançlar bağlamında başkaları için yersiz saldırgan nitelikte saygısızca ve bu suretle insan ilişkilerindeki gelişmeyi güçlendirecek herhangi bir kamusal tartışmaya katkı sunmayan ifadelerden kaçınma yükümlülüğü de yer alabilir b no göre bir devlet meşru olarak başkalarının düşünce vicdan ve dinine saygı ile bağdaşmayan haber ve fikirlerin iletilmesi de dahil olmak üzere bazı tutumların cezalandırılmasını amaçlayan tedbirler alınmasını gerekli görebilir olarak derin saygı duyulan dini hususlara yönelik yakışıksız saldırıların cezalandırılması gerekli görülebilir dini kanaatlere yönelik saldırılar bakımından başkalarının haklarının korunması noktasındaki ihtiyaçlarla ilgili bir avrupa standardının olmadığı tespitini yapmıştır bu nedenle devletler ahlak veya din gibi konulardaki samimi kişisel inançlara yönelik saldırılar çerçevesindeki ifade özgürlüğünü düzenleme konusunda daha geniş bir takdir marjına sahiptir ancak ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamanın sözleşme ile uyumu konusunu nihai olarak karara bağlama yetkisi bu yetkisini davanın koşulları altında müdahalenin demokratik bir toplumda toplumsal bir ihtiyaç baskısına başvuru numarası karar tarihi karşılık gelip gelmediğini ve izlenen meşru amaçla orantılı olup olmadığını değerlendirmek suretiyle kullanacaktır krallık b no aydın b no v | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun uzerine imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be surenin kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai uzerine bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava surecinde yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen a a f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal muammer top al dye dye m recai akyel | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesi ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu çanakkale ili ayvacık ilçesi yer alan taşınmazların kadastro tahdit ve tespitleri sırasında yanlışlıklar yapıldığı iddiası ile ayvacık kadastro mahkemesinde mahkeme tarihinde kadastro tespitlerinin iptali ve pay hakkının tapuya tesciline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır mahkemenin tarih ve sayılı kararı ile bazı taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve bazı taşınmazlar hakkında da davanın reddine hükmedilmiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu temyiz karar harcını ve temyiz yoluna başvurma harcını da yatırarak anılan karara karşı temyiz dilekçesini tarihinde şişli asliye hukuk mahkemesi vasıtasıyla mahkemeye göndermiştir başvurucu temyiz posta masraflarına ilişkin olarak kendisine bildirimde muhtıra bulunulabilmesi için posta masrafı karşılığı pulu da temyiz dilekçesine eklemiştir mahkemenin tarihli yazısı ile başvurucunun tarihinde mahkeme ilâmını temyiz ettiği belirtilerek posta ve tebligat giderlerinin yazının tebliğinden itibaren yedi günlük kesin süre içerisinde dava dosyasına yatırılması gerektiği aksi takdirde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağı uyarıları yapılmıştır bu bildirim başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucunun avukatı tarihinde ptt posta ve telgraf teşkilatı anonim şirketi adalet sarayı şubesi aracılığıyla mahkemeye tl havale yapmıştır ancak bu para mahkeme görevlilerince ptt şubesinden teslim alınmamıştır mahkemenin tarihli ek kararı ile başvurucunun mahkeme ilâmını tarihinde temyiz ettiği posta masraflarının muhtırada belirtilen yedi günlük kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçeleriyle temyiz dilekçesinin reddine karar ek karar verilmiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde temyiz dilekçesini ve temyiz harç makbuzunu şişli asliye hukuk mahkemesi aracılığıyla sunarak temyiz dilekçesinin reddine dair mahkeme kararını temyiz etmiştir mahkemenin tarihli yazısı ile başvurucudan tarihli ptt ödeme belgesi alındısı yargıtaya gönderilmek üzere istenmiştir başvurucu istenen bu belgeyi asliye hukuk mahkemesi vasıtasıyla tarihinde göndermiştir ek kararın temyizi istemine ilişkin temyiz posta masraflarının ödenmesi gerektiği başvurucuya telefonla bildirilmiş olup başvurucu tarihinde ptt gayrettepe şubesi aracılığıyla mahkemeye tl havale yapmıştır yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı kararı ile posta masraflarının teslim şeklinde gönderilmediği bu nedenle içerisinde dosyaya yatırılmış masraftan söz edilemeyeceği gerekçesiyle mahkemenin temyiz dilekçesinin reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu yargıtayın onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurmuş ve aynı dairenin tarih ve sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir başvurucu bu şekilde başvuru yollarının tüketildiğini davanın vekalet ücretine ilişkin icra emrinin ve ekinde bulunan kesinleşmiş karar örneğinin kendisine tarihinde tebliği ile öğrenmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk sayılı geçici maddesi şöyledir bölge adliye mahkemelerinin tarihli ve sayılı adli yargı derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş görev ve yetkileri hakkında kanunun geçici nci maddesi uyarınca resmî ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar sayılı kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar sayılı kanunun tarihli ve sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki ilâ üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur tarih ve sayılı mülga hukuk usulü muhakemeleri tarih ve sayılı hukuk usulü muhakemeleri kanununda değişiklik yapılmasına kanunla yapılan değişiklikten önceki maddesi şöyledir madde md temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmişse üncü maddeye göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte gönderilir temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır veya temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa kararı veren mahkeme temyiz isteminin reddine karar verir ve yargıtaya gönderme için yatırılan parayı kullanarak ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder bu ret kararı tebliğinden itibaren yedi gün içinde temyiz edilebilir temyiz edildiği ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya kararı veren mahkemece yargıtaya yollanır yargıtayın ilgili dairesi temyiz isteminin reddine ilişkin kararı bozarsa ilk temyiz dilekçesine göre temyiz istemini inceler sayılı mülga sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki maddesi şöyledir madde md temyiz dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse o mahkemece temyiz defterine kaydolunur ve temyiz edene ücretsiz bir alındı kağıdı verilir temyiz isteği harca tabi değilse dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği harca tabi ise harcın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir verilen süre içinde harç ve giderler başvuru numarası karar tarihi tamamlanmadığı takdirde mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir bu kararın da temyiz edilmesi halinde nci maddenin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır tarih ve sayılı resmi yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk muhakemeleri kanunu ve maddeleri şöyledir kaldırılan yönetmelik madde hukuk ve ticaret mahkemelerinin yazı yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır yürürlük madde bu yönetmeliğin elektronik ortamda yapılması öngörülmüş olup henüz uyap uygulamalarında bulunmayan işlemlere ilişkin hükümleri gerekli yazılım çalışması tamamlanıp uygulama güncelleme duyuruları yapıldıktan sonra diğer hükümleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer hukuk ve ticaret mahkemeleri yazı mülga ve masraf için tutulacak defterler kenar başlıklı maddesinin ikinci fıkrası şöyledir dosyaların temyize sevki için alakalıları tarafından mahkeme yazı işleri müdürüne veya yardımcılarına tevdi olunan paralar da tahsilat makbuzu karşılığında kasaya alınır dosyanın temyize sevki sırasında da alınan bu paranın sarfedilen kısmı makbuzunda ve defterdeki gösteren kısımda gösterilir ve artan para varsa alakalısına makbuzla iade olunur hukuk ve ticaret mahkemeleri yazı mülga açılma tarihi ile temyiz tarihinin kenar başlıklı maddesi şöyledir dilekçeleri yetkili ve görevli hâkimler veya bunların bulunmaması halinde mahkeme yazı işleri müdürü tarafından dilekçe üzerine başvuru tarihi yazılarak doğrudan kaleme verilir harca tabi olmayan davalara ait dilekçeler esas muhabere ya da tevzi defterlerine kaydedilir harca tabi olan davalarda dilekçenin kaleme verilmesi üzerine gerekli harç tahakkuk ettirilerek ilgilisinden tahsil edilir ve ondan sonra esas muhabere ya da tevzi defterine kaydedilir harcın maliyece tahsili gerektiği hallerde ilgilisine tahakkuk belgesi verilerek harcın tahsil edildiğine dair belgenin yazı işleri müdürüne ibraz edilmesi üzerine yukarıda sözü edilen defterlere kayıt işlemi yapılır vezne teşkilatı bulunan yerlerde dava dilekçesinin kabulü ile harcın yatırılmasında yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır dava dilekçesinin esas veya muhabere ya da tevzi defterine kayıt tarihi davanın açıldığı tarihtir dava dilekçesinin esas muhabere ya da tevzi defterine kaydedilmesi üzerine ilgilisine kayıt gün ve sayısını gösterir ücretsiz bir alındı belgesi verilir alındı belgesinin verildiği tarih dava dilekçesine de kaydedilir temyiz dilekçesi verildiği mahkeme temyiz defterine kaydolunur ve temyiz edene bir alındı belgesi verilir temyiz isteği harca tabi değilse dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği harca tabi ise yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır alındı belgesinin verildiği tarih temyiz dilekçesine de yazılır başvuru numarası karar tarihi tarih ve sayılı resmî yayımlanarak yürürlüğe giren ptt yurtiçi havale ve posta çeki kenar başlıklı maddesi şöyledir bu yönetmelikte geçen r serbestçe girilemeyen yer serbestçe girilip alıcısına ulaşılamayacak resmi veya özel kurum ve kuruluşları ifade eder ptt yurtiçi havale ve posta çeki paralarının ödeneceği kişiler kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir girilemeyen yerlerdeki kişiler adına gelen havale paraları ptt işyerine başvuran alıcının kendisine tayin etmek kaydıyla mutemet veya vekiline yahut kuruluşun mutemedine ödenir iv | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun uzerine imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be surenin kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai uzerine bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava surecinde yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu yaran kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve ondan tasarruf ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir nedeni de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya ona ona imar konu edilen tapuda maddesi tekil ona bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi ona anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir ona bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul ona somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendisine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanun un maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir el hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden malatya idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal muammer top al dye dye m recai akyel | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu eğitim ve bilim emekçileri sendikası sen üyesi bir kamu görevlisidir sen yönetim kurulunun tarihli kararı ile ve mart tarihlerinde tüm ülke çapında grevi adı altında işe gelmeme eylemi yapılmasına karar verilmiştir başvurucu bahsi geçen tarihlerde işe gelmemiştir başvurucunun görev yaptığı tarsus milli eğitim müdürlüğü eyleme katılan tüm sendika üyeleri hakkında yürüttüğü idari soruşturma sonucunda tarihli kararı ile mart tarihlerinde mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle başvurucuyu uyarma cezası ile cezalandırmıştır başvurucunun söz konusu karara yapmış olduğu itiraz mersin valiliğinin tarihli kararı ile reddedilmiştir başvurucu hakkında verilen disiplin cezasının iptali istemiyle tarihinde idare mahkemesine iptal davası açmış mersin mahkemesinin tarihli kararı ile dava reddedilmiştir başvurucu ilk derece mahkemesinin kararına itiraz etmiş adana bölge mahkemesinin tarihli kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı onamıştır başvurucunun karar düzeltme istemi de adana bölge mahkemesinin tarihli kararı ile reddedilmiştir bölge mahkemesinin ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı devlet memurları eylem ve hareketlerde bulunma yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır sayılı cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır c aylıktan kesme memurun brüt aylığından arasında kesinti yapılmasıdır başvuru numarası karar tarihi aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır b özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek sayılı maddesi şöyledir amirleri tarafından verilen uyarma kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir mercileri itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır kabulü hâlinde disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir danıştay dava daireleri kurulunun tarih esas ve karar sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir uyuşmazlıkta davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak tarihinde gün göreve gelmeme eyleminin sayılı devlet memurları kanununun maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti önem taşımaktadır sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasının maddesinin son fıkrasında göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz ek cümle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır hükmü yer almıştır avrupa hakları kurma ve toplantı özgürlüğü nün düzenlendiği maddesinde herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak dernek kurmak ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu bu hakların kullanılmasının demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak ulusal güvenliğin kamu emniyetinin korunması kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği bu maddenin bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel olmadığı kuralına yer verilmiştir avrupa hakları mahkemesi tarihli kaya ve seyhan türkiye kararında application no eğitimsen üyesi öğretmenlere tarihinde çağrısına uyarak parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin her ne kadar bu ceza çok küçük başvuru numarası karar tarihi olsa da sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı öğretmenlere verilen disiplin cezasının bir sosyal ihtiyaca tekâbül etmediği ve bu nedenle bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmış bunun sonucu olarak bu davada başvuranların maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle avrupa hakları sözleşmesinin maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir bu durumda davacının sendikal faaliyet gereği tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya sayılı kanunun maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi kızıltepe noterliği tarafından başvurucuya ait motorlu araç trafik ve tescil belgelerinin sahte olduğu gerekçesiyle kızıltepe cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş başsavcılıkça yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde başvurucunun ifadesi alınmıştır başvurucu ve diğer şüpheli hakkında kızıltepe cumhuriyet başsavcılığının tarihli ve sayılı iddianamesi ile resmî belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış dava kızıltepe asliye ceza mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur kızıltepe asliye ceza mahkemesi tarihli ve sayılı kararı ile başvurucunun beraatine karar vermiştir temyiz edilmeyen karar tarihinde mahkemece kesinleştirilmiştir b hukuk tarihli ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun maddesinin numaralı fıkrasının e bendi iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu eğitim ve bilim emekçileri sendikası sen üyesi bir kamu görevlisidir sen yönetim kurulunun tarihli kararı ile ve mart tarihlerinde tüm ülke çapında grevi adı altında işe gelmeme eylemi yapılmasına karar verilmiştir başvurucu bahsi geçen tarihlerde işe gelmemiştir başvurucunun görev yaptığı tarsus milli eğitim müdürlüğü eyleme katılan tüm sendika üyeleri hakkında yürüttüğü idari soruşturma sonucunda tarihli kararı ile mart tarihlerinde mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle başvurucuyu uyarma cezası ile cezalandırmıştır başvurucunun söz konusu karara yapmış olduğu itiraz mersin valiliğinin tarihli kararı ile reddedilmiştir başvurucu hakkında verilen disiplin cezasının iptali istemiyle tarihinde idare mahkemesine iptal davası açmış mersin mahkemesi tarihli kararı ile davayı kabul ederek işlemin iptaline karar vermiştir davalı idare ilk derece mahkemesinin kararına itiraz etmiş adana bölge mahkemesi tarihli kararı ile itirazı kabul ederek derece mahkemesinin kararını bozmuş ve davanın reddine karar vermiştir başvurucunun karar düzeltme istemi de adana bölge mahkemesinin tarihli kararı ile reddedilmiştir bölge mahkemesinin ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı devlet memurları eylem ve hareketlerde bulunma yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır sayılı cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır başvuru numarası karar tarihi c aylıktan kesme memurun brüt aylığından arasında kesinti yapılmasıdır aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır b özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek sayılı maddesi şöyledir amirleri tarafından verilen uyarma kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir mercileri itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır kabulü hâlinde disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir danıştay dava daireleri kurulunun tarih esas ve karar sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir uyuşmazlıkta davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak tarihinde gün göreve gelmeme eyleminin sayılı devlet memurları kanununun maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti önem taşımaktadır sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasının maddesinin son fıkrasında göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz ek cümle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır hükmü yer almıştır avrupa hakları kurma ve toplantı özgürlüğü nün düzenlendiği maddesinde herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak dernek kurmak ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu bu hakların kullanılmasının demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak ulusal güvenliğin kamu emniyetinin korunması kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği bu maddenin bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel olmadığı kuralına yer verilmiştir avrupa hakları mahkemesi tarihli kaya ve seyhan türkiye kararında application no eğitimsen üyesi öğretmenlere tarihinde çağrısına uyarak parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle başvuru numarası karar tarihi tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı öğretmenlere verilen disiplin cezasının bir sosyal ihtiyaca tekâbül etmediği ve bu nedenle bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmış bunun sonucu olarak bu davada başvuranların maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle avrupa hakları sözleşmesinin maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir bu durumda davacının sendikal faaliyet gereği tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya sayılı kanunun maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu cumhuriyet başsavcılığınca cmk maddesi ile yetkili yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmıştır ağır ceza mahkemesince cmk maddesi ile görevli tarih ve sorgu sayılı karar ile başvurucunun terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklanmasına karar verilmiştir başvurucu ve diğer iki şüpheli hakkında cumhuriyet başsavcılığının cmk maddesi ile yetkili tarih ve sayılı iddianamesi ile silahlı terör örgütüne üye olma örgütün ve amacının propagandasını yapma patlayıcı madde bulundurma ve atma toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etme kamu malına zarar verme mala zarar verme ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddiasıyla ağır ceza mahkemesinde cmk maddesi ile görevli kamu davası açılmıştır mahkemece tarih ve sayılı karar ile dava dosyasının ağır ceza mahkemesinin cmk maddesi ile görevli sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine yargılamanın bu dosya üzerinden devam etmesine karar verilmiştir başvurucu ağır ceza mahkemesinin tarihli kararı ile tahliye edilmiştir ağır ceza mahkemesince tarih ve sayılı karar ile başvurucunun da aralarında bulunduğu toplam dört sanık için hüküm kurulmuş başvurucu hakkında örgütünün propagandasını yapmak suçundan açılan kamu davasının ertelenmesine başvurucunun terör örgütüne üye olmak patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak korku kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı madde kullanmak ve sayılı muhalefet suçlarından toplam yıl ay gün hapis ve tl adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir karar başvurucu tarafından temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrasının c bendi maddesinin ve numaralı fıkraları maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı terörle mücadele maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin ikinci fıkrası tarih ve sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri maddesinin birinci fıkrası iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir elektrik üretim aşnin eüaş seyitömer termik santralinde çavuşu sıfatıyla çalışmakta olan başvurucu tarihinde hizmet kolunda faaliyette bulunan sendika çalıştığı kuruma ait işyeri numarası ile üye olma talebinde bulunmuştur sendikanın üyelik talebini kabul edip üyelik başvuru formunu ilgili kuruma göndermesi üzerine eüaş başvurucunun kendi personeli olmadığını belirterek belgeleri iade etmiştir başvurucu tarihli dilekçesiyle sendikaya üye olduğundan şirket ile imzalanan ve halen yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini belirterek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve işçilik haklarından fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla tl için alacak davası açmış tarihli dilekçesiyle talebini tl olarak ıslah etmiştir kütahya mahkemesi tarihli kararla yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen aynı mahiyetteki çok sayıda dosyayı da emsal göstererek hizmet alım ihalesini alan alt işverenlerin değişmesine rağmen başvurucunun çalışmaya devam ettiği hizmet alımına konu işin asıl iş niteliğinde olduğu ve bu itibarla asıl işveren ile alt işveren arasındaki hizmet alımının muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir kütahya mahkemesinin anılan karan mahkemenin benzer nitelikteki çok sayıda karan ile birlikte temyiz edilmiştir ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap üzerinden temin edilen belgelerden yargıtay hukuk dairesinin tarihinde başvurucu ile birlikte çok sayıda dosyada benzer şekilde ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verdiği saptanmıştır bozma kararında elektrik üretimi yapan davalı şirketin tarihli ve sayılı enerji piyasası düzenleme kurumunun teşkilat ve görevleri hakkında kanunun maddesinde tanınan imtiyazlara sahip olması nedeniyle asıl işin tamamı veya bir kısmını alt işverene devredebileceği tespitinde bulunulmuştur bu saptamadan hareketle somut olayda muvazaalı alt işverenlik ilişkisinden bahsedilemeyeceğinden ilk derece mahkemesi karan bozulmuştur yargıtay bozma kararında alt işverenlik hususunun ilk defa bu madde kapsamında değerlendirildiğine de işaret etmiştir yargıtay hukuk dairesinin bozma kararlan üzerine aralarında başvurucunun da bulunduğu bazı işçiler tarafından açılan davalar kütahya mahkemesine bazı davalar da kütahya mahkemesine tevzi edilmiştir kütahya mahkemesi bozma üzerine yapmış olduğu yargılama sonucunda fazla dosyada direnme karan vermiş olup bu kararlar da temyiz edilmiştir yargıtay hukuk genel kurulu hgk direnme üzerine yapmış olduğu tarihli inceleme sonucunda davalı kamu tüzel kişiliği ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin içeriği alt işverenlerin değişmesine rağmen çalışan işçilerin değişmemesi alınacak işçilerin unvanlarının şartnamede ayn ayn belirtilmesi alt işverenin ücret bordrolarını tutan bir işçi başvuru numarası karar tarihi dışında diğer işçileri sevk ve idare eden işçisinin bulunmaması puantaj kayıtlarının eüaş tarafından belirlenen kişilerce tutulması işe alan ve işten çıkaranın eüaş olması davacı ve alt işveren şirket işçilerinin asıl işveren eüaş işçileri ile aynı şekilde ve üretimin her bölümünde çalışması emir ve talimatların eüaş tarafından verilmesi çalışma şartlarının ve yıllık izinlerin eüaş tarafından belirlenmesi alt işveren işçilerinin yapılan iş ve hizmette eüaş tarafından temin edilen ve yine davalıya ait araçları kullanması gibi nedenleri gözönünde tutarak davalı şirket ile alt işveren arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğu ve başvurucunun asıl işveren şirketin işçisi olduğu gerekçeleriyle direnme kararını yerinde bulmuştur hgk özel daire tarafından incelenmeyen diğer temyiz itirazlarının incelenmesi amacıyla dosyaları özel daireye göndermiştir yargıtay hukuk dairesi tarihinde kamu tüzel kişisi olan davalının imzaladığı alt işverenlik sözleşmesinin muvazaa sebebiyle geçersiz ve davacıların baştan itibaren kamu tüzel kişisinin işçisi olduğu hgk kararıyla kabul edildiğinden uygulama birliği ile hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri uyarınca dosyaları onamıştır kütahya mahkemesi ise aralarında başvurucunun da bulunduğu dosyada yargıtay hukuk dairesinin tarihli bozma ilamına uyarak davanın reddine karar vermiştir anılan hüküm başvurucu tarafından temyiz edilmiştir yargıtay hukuk dairesi tarihinde bozma ilamına uyularak karar verilen diğer dosyalarla benzer şekilde hgknın tarihli kararıyla muvazaanın varlığı kabul edilmiş olmakla bozma kararındaki görüşünü korumasına rağmen hukuki istikrar adına hgkdan geçen dosyaları onadığını belirtmiş ancak kendisi tarafından bozulan ve ilk derece mahkemesince bozmaya uyulması nedeniyle hgknın önüne çıkmayan somut olayda davalı lehine usule ilişkin müktesep hak oluştuğundan hükmün onanmasına karar vermiştir bu arada aralarında başvurucunun vekillerinin de bulunduğu avukatlar tarafından tarihli dilekçeyle yargıtay hukuk dairesi ve yargıtay hukuk dairesi ile yargıtay hukuk dairesi kararları arasında asıl işveren ile alt işveren arasındaki iş ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı hususunda içtihat aykırılığı bulunduğu ileri sürülerek içtihadın birleştirilmesi talep edilmiştir yargıtay birinci başkanlık kurulu tarihli ve sayılı karar ile muvazaa iddiasının her somut olayın özelliğine göre çözümlenmesi gerektiğinden içtihadı birleştirme yoluna gidilmesine gerek olmadığına karar vermiştir nihai karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk kanun hükümleri tarihli ve sayılı türk borçlar kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradeleri esas alınır sayılı kanunun mülga maddesinin ilgili kısmı şöyledir g ek enerjisi üretim iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri gerekli hallerde üretim iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı elektrik piyasası kanununun maddesi şöyledir sahibi tüzel kişiler lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak alımı yapabilirler ancak bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği kurul tarafından belirlenir sayılı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir sayılı kanunun inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır yargısal kararlar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir alt işveren bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları iki ayrı işverenin olması mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir alt işverene yardımcı iş ya da asıl işin bir bölümü ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir sayılı kanununun maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir sayılı kanununun maddesinin ve fıkralarında tamamen aynı biçimde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren işler sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır alt işverene verilebilecek işlerin uzmanlık gerektireceği baskın öğe olarak kabul edilmektedir kararları da bu yönde istikrar kazanmıştır arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve sayılı kanununun maddesinde bu konuda bazı muvazaa kriterlerin yer verilmiştir muvazaa borçlar kanununda düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesi arzu görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve gerçek amaç gizlenmektedir muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir bundan başka sayılı kanununun maddesinin fıkrasında sözü edilen hususların adi kanuni karine olduğu v aksinin kanıtlanmasının mümkün olduğu kabul edilmelidir somut olayda davacı davalı şirketin alt işverenlik uygulamasının muvazaaya dayandığını ileri sürmesine rağmen mahkemece sözü edilen iddia üzerinde yeterince inceleme yapılmadan davalı b hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir muvazaa re sen araştırılmalı ve işçinin gerçek işvereni açıklığa kavuşturulduktan sonra davalıların sorumlulukları belirlenmelidir bu nedenle yapılması gereken iş uzman bilirkişi aracılığı ile alt işverenlik uygulamasının yukarıda belirtilen esaslara aykırı olup olmadığını tespit etmek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı bulunmuştur yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir taraflar arasında temel uyuşmazlık davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır somut olayda davacı asıl işveren olan davalı aş den elektrik ve onarım işlerini ihale suretiyle alan davalı taşeron şirkette işçi olarak çalışmıştır başvuru numarası karar tarihi davalı işyerinde elektrik ve onarım işleri ihale sözleşmeleri neticesinde uzun yıllardır alt işveren şirketler eliyle yürütülmüş davacıda bu şirketlerin işçisi olarak ihale ile iş alan şirketler değişmesine rağmen ara vermeden asıl işverenin işyerlerinde çalışmasını sürdürmüş tür sayılı kanunun maddesinin net fırkası asıl işin bir bölümünde işletme ve ışın gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler alt işverene devredilebilecektir anılan düzenlemede baskın öğe teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerdir başka bir anlatımla işletmenin ve işin gereği ancak teknolojik nedenler var ise göz önünde tutulur söz konusu hükümdeki şartlar gerçekleşmeden asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde asıl işveren alt işveren ilişkisi geçersiz olacaktır bu sebeple mahkemece üniversite öğretim üyelerinden seçilecek bir mühendisi bir makine mühendisi ve bir de hukukçu bilirkişiden oluşturulacak kişilik bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak raporla davalı asıl işverenin yaptığı işin ne olduğu asıl işveren tarafından alt işverene ihale suretiyle verilen işin asıl işverenin asıl işi mi yoksa yardımcı işi mi olduğu alt işverene verilen ışın bu madde kapsamında verilip hususları tespit edilmeli muvazaa iddiası her türlü şüpheden uzak bir şekilde dosyada mevcut tüm delillerle birlikte alt işveren uygulamasına yönelik sözleşme ve teknik şartnamelerde göz önünde bulundurulmak suretiyle değerlendirilerek açıklığa kavuşturulmalıdır yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalıdır yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir dosya içeriğine göre mahkemece davacının davalı b bünyesinde işe başladığı tarihten itibaren b işçisi kabul edilmesi işveren ilişkisinin işçilik teminine yönelik olması ve muvazaa tespiti nedeni ile isabetli olup davacının sendika üyeliğinin işverene bildirilmesinden sonra toplu sözleşmesi hükümlerine göre fark işçilik alacaklarının hesaplanıp hüküm altına alınması yerindedir keza davacı açısından ilave tediye alacağının işverenin özelleştirilmesinden sonrada dönem toplu düzenleme nedeni ile maddeleri gereğince hesaplanıp hüküm altına alınması da doğrudur mahkemece davacının sendika üyesi olmadığı dönem için fark alacaklar hüküm alınmamıştır ancak davacının sendika üyesi olmadığı dönemde işverene yazılan yazıda emsal olarak çalışan işçiye ödenen ücret esas alınarak davacının alabileceği ücret sorulmuş davalı işverenin bildirimi üzerine de bilirkişi bu dönem içinde fark ücret alacaklarını ve fark işçilik alacaklarını ek rapora göre hesaplamıştır mahkemece ek rapora göre alacakların hüküm altına alınması gerekirken sadece sendika üyesi olduğu dönem için fark işçilik alacaklarının hüküm altına alınması hatalıdır yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir asıl işin bir bölümü alt işverene verilemese de kanunda özel hüküm bulunması hallerinde yardımcı iş olduğuna bakılmaksızın asıl işin bir kısmı alt işverene bırakılabilir sayılı elektrik piyasası kanunu maddesine göre g ek md elektrik enerjisi üretim iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri gerekli hallerde üretim iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler anılan madde doğrultusunda kamu ihale kanunu ve doğrultusunda davalı da ihale ile kömür işletilmesi bakım ve onarımının temizliğinin gözetlemesinin yapılması çalışır vaziyette tutulması ve hizmet alım sözleşmesi ile performans kriterlerine uygun olarak c tesisinin işletilmesi elektromekanik tamir bakım ve onarımının yapılması temizliğinin yapılması ve gözetlenmesi işleri dava dışı şirketlere vermiştir davalı ile dava dışı işverenler arasında sayılı kanunun maddesi kapsamında kalan asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu dikkate alınmaksızın muvazaa bulunduğundan bahisle fark alacaklara hükmedilmesi hatalı olup bozma nedenidir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir başvuru numarası karar tarihi davalı işverenin muvazaalı sözleşmeler ile davacıyı alt işverenin işçisi gibi çalıştırdığı davacının görünüşte farklı bir iş kolunda faaliyet gösteren alt işveren işçisi olması nedeniyle davalıya ait işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığı buna göre davalının muvazaalı sözleşmelere dayalı olarak davacıda alt işverenin işçisi olduğu görünümü yaratarak davacının davalının faaliyet gösterdiği iş kolunda örgütlü sendikaya üye olmasını ve buna bağlı olarak işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının engellenmesini amaçladığı anlaşılmaktadır yukarıdaki açıklamaların ışığında uyuşmazlığın değerlendirilmesinde davalı işverenin kendi muvazaasına dayalı olarak davacıyı toplu iş sözleşmesinden yararlandırmamak suretiyle maddi menfaat elde etmeyi amaçladığı bu anlamda davalının savunmasının dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu hiç kimse kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemeyeceğinden davalının dürüstlük kuralına aykırı davranması nedeniyle muvazaalı eyleminin sonuçlarına katlanması ve bu nedenle de davacının başlangıçtan itibaren eüaş işçisi olarak ile hak ve alacaklarının buna göre belirlenmesi zorunludur denilmiştir yargıtay hukuk genel kurulunun tarih esas karar sayılı kararı yargıtay hukuk genel kurulunun bahsi geçen kararları sonrasında dairemiz önceki hukuki görüşünü korumakla beraber hukuki istikrar adına somut olay özelinde hukuk genel kurulunca belirlenen prensipleri kabul etmiştir anılan sebeplerle mahkemece öncelikle tarafların delilleri toplanılmalı ardından uzman bilirkişilerle yerinde inceleme yapılarak yargıtay hukuk genel kurulu kararında belirtilen ilkeler doğrultusunda davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayalı olup olmadığı araştırılarak sonuca göre davacının talepleri değerlendirilmelidir şu husus da gözden kaçırılmamalıdır ki muvazaanın tespiti ihtimalinde davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için taraf sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gereklidir muvazaanın tespiti halinde davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği de belirlenmelidir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sayılı enerji piyasası düzenleme kurumunun teşkilat ve görevleri hakkında kanunun maddesinde elektrik enerjisi üretim iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri gerekli hallerde üretim iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler denilmiştir bu hükmü tarihi itibariyle yürürlükten kaldıran sayılı elektrik piyasası kanunu maddesinde lisans sahibi tüzel kişiler lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler ancak bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği kurul tarafından belirlenir kuralı öngörülmüştür davalı sayılı kanun un maddesindeki imtiyazdan yararlanmaktadır bu hüküm ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmaksızın alt işverene verilebilir ancak anılan hüküm asıl işveren ilişkisinin genel muvazaa hükümleri yönünden denetime tab tutulmasına engel değildir sayılı kanunun maddesinin yürürlükten kalktığı tarihinden sonraki dönem bakımından ise sayılı kanunu yürürlükten kaldıran sayılı kanun un maddesi hükmü nazara alınarak hüküm gereğince hizmet alımı konusunu oluşturabilecek faaliyetlerin belirlenmesine yönelik kurul kararının olup olmadığının ayrıca araştırılması gerekir diğer yönden genel muvazaa denetimine ilişkin olarak mahkemece öncelikle uzman bilirkişiler eşliğinde keşifle yerinde inceleme yapılarak davacının fiilen yaptığı iş ve bu işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında belirlenen iş olup olmadığı davalı asıl işveren çat es in kendi işçileri ile davalı alt işveren işçilerinin aynı işi yapıp yapmadıkları alt işveren işçilerinin doğrudan muhatap olabilecekleri alt işveren şirket yetkililerinin iş yerinde bulunup bulunmadığı tespit edilerek ardından yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davacının yaptığı işin hizmet alım sözleşmesi kapsamına girip girmediği davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayalı olup olmadığı araştırılarak sonuca göre bir karar verilmelidir başvuru numarası karar tarihi b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesi sözleşme maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir avrupa hakları mahkemesi adil yargılanma hakkının hukukun üstünlüğünün sözleşmeci devletlerin ortak mirası olduğunu belirten sözleşmenin önsözüyle birlikte yorumlanması gerektiğini belirtmektedir hukukun üstünlüğünün temel unsurlarından biri hukuki durumlarda belirli bir istikrarı garanti altına alan ve kamuoyunun mahkemelere olan güvenine katkıda bulunan hukuki güvenlik ilkesidir toplumun yargısal sisteme olan güveni hukuk devletinin esaslı unsurlarından biri olmasına rağmen birbirinden farklı yargı kararlarının devamlılık arz etmesi bu güveni azaltacak nitelikte bir hukuki belirsizlik durumu yaratabilecektir nejdet şahin ve perihan b no hukuki güvenlik ilkesinin hukuki durumlarda belli bir istikrarın sağlanmasını ve toplumun adalete olan güvenini desteklemeyi amaçladığını aynı olaya ilişkin farklı yargı kararlarının devamlılık arz etmesinin toplumun yargısal sisteme olan güvenini azaltacak nitelikte bir hukuki belirsizliğe yol açabileceğini belirtmiştir çelebi ve b no içtihat farklılıklarını kendi bölgesinde yetki sahibi olan ve davanın esasına bakan yerel mahkemelerin bulunduğu yargı sistemlerinin doğal bir sonucu olduğunu kabul etmekle birlikte yüksek mahkemelerin görevinin bu çelişkileri düzeltmek olduğunu ve şayet çelişkili uygulama yüksek mahkemenin bünyesinde gelişiyorsa bu durumun toplumun adli sisteme olan güvenini azaltarak hukuki güvenlik ilkesini ihlal edeceğini belirtmiştir çelebi ve diğer yandan bireylerin makul güvenlerinin korunması ve hukuki güvenlik ilkesi içtihadın değişmezliği şeklinde bir hak bahşetmemektedir b no nejdet şahin ve perihan mahkemelerin yorumlarında dinamik ve evrilen bir yaklaşımın sürdürülememesi reform ya da gelişimi engelleyeceğinden kararlardaki değişim adaletin iyi idaresine aykırılık teşkil etmez eski yugoslav cumhuriyeti b no çelişkili yargı kararları nedeniyle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvurularda öncelikle ulusal mahkemelerin yerini almak gibi bir görevi olmadığını ulusal mevzuatın yorumlanmasından doğan sorunların öncelikle mahkemelerin görevi olduğunu ve rolünün bu tür yorumlama sonuçlarının sözleşme ile uyumlu olup olmadığını denetlemekten ibaret olduğunu belirterek içtihat farklılığından kaynaklanan tutarsızlığın giderilmesi için iç hukukta bir mekanizmanın bulunup bulunmadığının ve bu mekanizmanın uygulanıp uygulanmadığının önemli olduğunu vurgulamıştır nejdet şahin ve perihan iki ihtilafa farklı muamele yapılmasının incelenen gerçek olayların farklılığından kaynaklanmış olması halinde çelişkili içtihatlardan bahsedilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir erol uçar türkiye kk b no başvuru numarası karar tarihi v | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b kenar maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu y la kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya ona ona imar konu edilen tapuda maddesi tekil ona bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi ona anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir ona bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul ona somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak uzere dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya uzerinden karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir y yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden uzere ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen ayri ayri f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu surenin sona tarihten tarihine kadar sure yasal f h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal muammer top al dye dye m recai akyel | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz huseyin ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri karar tarihi b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir karar tarihi kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul ona somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri kanunun maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hdllerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin karar tarihi belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet ihlalin mahkeme durumlarda kanun un maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden uzere bir ilgili mahkemeye mehmet dogan buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar sonu olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden uzere ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden uzere yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl har ve tl vekalet toplam tl giderinin olarak karar verilmesi gerekir karar tarihi a ihlal kabul edilebilir b anayasa nm maddesinde ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden uzere trabzon idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl har ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu surenin sona tarihten tarihine kadar sure isin yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan serdar hicabi dursun dye dye hasan tahsin hakyemez | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu konya barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır konya emniyet müdürlüğü kom şube müdürlüğünce adalet bakanlığı teftiş kurulu başkanlığına gönderilen tarihli yazıda örgütlü suç kapsamında yürütülen bir soruşturmada başvurucunun vekilliğini yaptığı na hakkında telefon dinleme tedbiri uygulanmakta olduğu bu suretle edinilen bilgilere göre başvurucunun adana cumhuriyet başsavcılığında görevli bazı hakim ve savcılarla irtibat kurarak soruşturma başvuru numarası karar tarihi dosyasında takipsizlik kararı verilmesi için faaliyetler yürüttüğü şeklindeki suç isnadına ilişkin olarak başvurucuya ait cep telefonunun dinlenmesi için gerekli talimatın verilmesi talep edilmiştir bu doğrultuda adalet başmüfettişi tarafından sincan nöbetçi sulh ceza mahkemesine gönderilen tarihli yazı ile başvurucuya ait cep telefonunun dinlenmesi için karar verilmesi istenmiştir sincan sulh ceza mahkemesinin tarihli kararı ile başvurucuya ait cep telefonunun iletişiminin üç ay süreyle tespit edilmesine dinlenmesine kayda alınmasına ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine karar verilmiştir başvurucu hakkında teknik takip kararının alındığı soruşturma kapsamında yapılan çağrı üzerine tarihinde konya emniyet müdürlüğünde şüpheli sıfatıyla ifade vermiştir soruşturma sonucunda adana cumhuriyet başsavcılığının iddianamesiyle başvurucu hakkında çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak isnadıyla kamu davası açılmıştır adana ağır ceza mahkemesinin tarihli kararıyla suçu işlediğine dair mahkumiyetini gerektirecek derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle başvurucunun karar verilmiştir bu karar yargıtay ceza dairesinin tarihli kararıyla onanmış ve başvurucu hakkındaki beraat hükmü aynı tarihte kesinleşmiştir başvurucu soruşturma safhasında ilk aşamada verilen gizlilik kararının kaldırılmasından sonra hakkındaki teknik takibin adalet başmüfettişinin talebi üzerine sincan sulh ceza mahkemesinin verdiği karar kapsamında yapıldığını öğrenmiştir başvurucu tarihli dilekçesiyle adalet bakanlığına şikayette bulunarak hakkında iletişiminin denetlenmesi talebinde bulunan adalet başmüfettişi için adli ve idari tahkikat yapılmasını talep etmiştir başvurucu bu dilekçesinde adalet müfettişlerinin avukat olan şahsının soruşturulması hususunda yetkisi bulunmadığını tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun ve maddeleri uyarınca müdafi sıfatında bulunan şahsının iletişiminin takibinin yapılamayacağını belirtmiştir ayrıca soruşturmanın adana cumhuriyet başsavcılığınca yürütülmesi dolayısıyla yetkisiz mahkeme olan sincan sulh ceza mahkemesi tarafından iletişiminin denetlenmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir adalet bakanlığının tarihli işlemiyle anılan başmüfettiş hakkında yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir başvurucu anılan kararın iptali istemiyle ankara mahkemesinde mahkeme dava açmıştır mahkemenin tarihli kararıyla dava reddedilmiştir karar gerekçesinde adalet başmüfettişlerine iletişimin tespiti konusunda yetki tanınmamış olduğu kabul edilmiş ancak adalet başmüfettişinin telefon dinleme tedbiri talebinin yargı kararı ile uygun görülmesi üzerine başvurucunun telefonunun dinlendiği ve dolayısıyla tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir temyiz başvurusu ise danıştay dairesinin tarihli kararıyla reddedilmiştir başvurucunun karar düzeltme talebi aynı dairenin tarihli kararıyla ile reddedilmiştir anılan karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvuru numarası karar tarihi muhalif kalan üyenin görüşünde adalet müfettişlerinin iletişimin konusunda mahkemeden talepte bulunma yetkileri olmadığı bu nedenle şikayetin değerlendirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk anayasanın maddesinin o tarihli ve sayılı kanun ile değiştirilmeden önceki hali şöyledir hakim ve savcıların görevlerini kanun tüzük yönetmeliklere ve genelgelere hakimler için idari nitelikteki genelgelere uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini hal ve eylemlerinin ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma adalet bakanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır adalet bakanı soruşturma ve inceleme işlemlerini hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle de yaptırabilir sayılı kanunun olaylar tarihinde yürürlükte bulunduğu haliyle tespiti dinlenmesi ve kayda alınması kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir değişik birinci cümle md bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir dinlenebilir kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir cumhuriyet savcısı kararını derhal hakimin onayına sunar ve hakim kararını en geç saat içinde verir sürenin dolması veya hakim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda yüklenen suçun türü hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği iletişim aracının türü telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkan veren kodu tedbirin türü kapsamı ve süresi belirtilir tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir bu süre bir defa daha uzatılabilir ek cümle md ancak çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde hakim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir bu madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler tedbir süresince gizli tutulur bu madde kapsamında dinleme kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir a türk ceza kanununda yer alan suç işlemek amacıyla örgüt kurma iki yedi ve hariç madde fesat karıştırma madde başvuru numarası karar tarihi bu maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz tarihli ve sayılı hakimler ve savcılar kanununun soruşturma kenar başlıklı maddesi şöyledir hakim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle haklarında inceleme ve soruşturma yapılması adalet bakanlığının iznine bağlıdır adalet bakanı inceleme soruşturmayı adalet müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırılabilir soruşturma ile görevlendirilen hakim ve savcılar adalet müfettişlerinin inci maddedeki yetkilerini haizdirler sayılı kanunun suça katılma kenar başlıklı maddesi şöyledir hakim ve savcıların suçlarına iştirak edenler aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabidirler sayılı kanunun adalet müfettişleri kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir adalet müfettişleri hakim ve savcıların görevlerini kanun tüzük yönetmelik ve genelgelere hakimler için idari nitelikteki genelgelere uygun olarak yapıp yapmadıklarını ve adalet daireleri ile idari yargı dairelerini denetleme hakim ve savcıların ve adalet daireleri personelinin görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yaparlar sayılı kanunun başlıklı maddesi şöyledir adalet müfettişleri lüzum gördükleri kimseleri yeminle dinler gerektiğinde istinabe yoluna başvurabilir ve soruşturmanın zorunlu kıldığı hallerde arama yaparlar delillerini gereken bilgileri bütün daire ve kuruluşlardan doğrudan doğruya toplarlar adalet müfettişlerince yapılacak denetim inceleme ve soruşturmalarda ilgili kuruluş kişiler istenecek her türlü bilgi ve belgeyi vermek zorundadırlar tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan adalet bakanlığı teftiş kurulu tüzüğünün delillerin toplanması kenar başlıklı maddesi şöyledir müfettişler gerek gördükleri kimseleri yeminle dinlemeye istinabe yoluna başvurmaya zaruri hallerde arama yapmaya ve her türlü delili toplamaya yetkilidirler tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan adalet bakanlığı teftiş kurulu yönetmeliğinin maddesinin birinci fıkrasının danıştay dairesinin tarihli ve sayılı karan ile iptal edilmeden önceki haliyle ç bendi şöyledir ve soruşturma aşağıdaki esaslara göre yapılır ç tanık dinlenmesi arama el koyma keşif haberleşmenin tespiti dinlenmesi gibi delil toplama işlemleri sırasında ceza muhakemesi kanununun hükümler ile birlikte sayılı kanunun inci maddesindeki yetkiler kullanılır hakim ve cumhuriyet savcıları lehine sayılı kanunun ve inci maddelerinde yer alan kısıtlayıcı hükümler dikkate alınır tarihli ve sayılı hakimler ve savcılar yüksek kurulu kanununun maddesinin numaralı fıkrasının b bendi şöyledir kurul müfettişleri bu görevlerini yerine getirirken başvuru numarası karar tarihi b yapacakları inceleme ve soruşturmalarda bu kanunda verilen yetkilere ilave olarak tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununa göre işlem yapabilir kanunlarda kendilerine ve cumhuriyet savcısına soruşturmanın yürütülmesiyle tanınan tüm yetkileri kullanabilir sayılı kanunda gecikmesinde sakınca hallere ilişkin olmak üzere cumhuriyet savcısına tanınan yetkiler bu hükmün dışındadır anayasa mahkemesinin yüce divan sıfatıyla verdiği tarihli ve sayılı kararında adalet müfettişlerinin hakim ve savcılar ile bunların suçlarına iştirak edenlerin işledikleri suçların soruşturulması ilgili soruşturmalarda soruşturma işlemleri yönünden yetkileri incelenmiştir kararda anayasada özel hayatın gizliliği ile haberleşme özgürlüğüne yapılacak müdahalelerin belirli nedenlere dayalı olarak ve mutlaka kanun ile yapılması gerektiğinin öngörüldüğü vurgulanmıştır kararda sayılı kanunda ve diğer kanunlarda adalet müfettişlerine hakim ve savcılar ile bunların suçlarına iştirak edenlerin işledikleri suçların soruşturulması sırasında bu kişilerin iletişimlerinin denetlenmesi veya teknik araçlarla izlenmesine ilişkin herhangi bir yetki verilmediği teftiş kurulu yönetmeliği ile bu yetkilerin verilmesi ise anayasal olarak mümkün olmadığı belirtilmiştir kararda ayrıca adalet müfettişlerinin iletişimin denetlenmesi ve teknik araçlarla izleme kararı verilmesini mahkemeden talep etme yetkilerinin bulunmadığı gibi gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bu kararları resen verme yetkilerinin de olmadığı ifade edilmiştir bunun yanı sıra adalet müfettişlerinin yaptıkları soruşturmalar sırasında başvurulan iletişimin dinlenmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin yetkisiz olarak talep edilerek alınmış hakim kararına dayanmasının ya da yetkisiz olarak resen verilen kararların sonradan hakim tarafından onaylanmış olmasının yapılan işlemleri hukuka uygun hale getirmeyeceği vurgulanmıştır kararın konuya ilişkin esasa tespit ve değerlendirme başlığının müfettişlerinin hakim ve savcılarla olarak soruşturma yönünden yetkileri alt başlığında yer alan gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir sayılı kanunun adalet müfettişlerinin yetkilerini düzenleyen maddesinde adalet müfettişlerinin yapabilecekleri işlemler sadece lüzum gördükleri kimseleri yeminle dinleme istinabe yoluna başvurma soruşturmanın zorunlu kıldığı hallerde arama yapma ve sübut delillerini ve gereken bilgileri bütün daire ve kuruluşlardan toplama olarak sayılmıştır adalet müfettişlerinin soruşturmaya ilişkin bu yetkileri kanun da sınırlayıcı tahdidi olarak sayılmış olup bunlar arasında telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi ile teknik araçlarla izleme tedbirlerine yer verilmemiştir buna göre adalet müfettişlerine telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi ile teknik araçlarla izleme tedbirlerine ilişkin kararları talep etme veya gecikmesinde sakınca olan hallerde bu kararları resen verme yetkisi kanunla verilmemiştir bununla birlikte günlü teftiş kurulu yönetmeliğinin ve soruşturmanın yapılışı başlığını taşıyan maddesinin numaralı fıkrasının ç bendinde haberleşmenin tespiti ve dinlenmesi ibarelerine yer verilerek adalet müfettişlerinin iletişimin denetlenmesi tedbirine başvurma yetkileri açıkça belirtilmiş gibi delil toplama işlemleri ibaresine yer verilmek suretiyle de teknik araçlarla izleme tedbiri dahil sayılı kanun da düzenlenen diğer delil toplama işlemlerine atıf yapılmıştır bu noktada kanunla verilmemiş yetkinin yönetmelikle verilip verilemeyeceği üzerinde durulmalıdır telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi haberleşme özgürlüğü ne teknik araçlarla izleme ise özel hayatın gizliliği ne bir müdahale niteliğindedir çağdaş hukuk sistemlerinde ve uluslararası antlaşmalarda kişilerin başvuru numarası karar tarihi kendilerini güvende hissetmeleri diğer insanlarla sağlıklı ilişki kurabilmeleri ve kişiliklerin geliştirebilmeleri için haberleşme özgürlüğünü de kapsayacak şekilde özel hayatın gizliliği diğer kişilere ve özellikle de devlet gücüne karşı koruma altına alınmıştır anayasamızda da özel hayatın gizliliği bir temel hak ve özgürlük olarak güvence altına alınarak maddede özel hayatın gizliliğine yer verilmiştir haberleşme özgürlüğü ise özel hayatın gizliliğinden ayrı olarak anayasa maddesinde düzenlenmiştir görüldüğü üzere anayasa da özel hayatın gizliliği ile haberleşme özgürlüğüne yapılacak müdahalelerin belirli nedenlere dayalı olarak ve mutlaka kanun ile yapılması gerektiği kurala bağlanmıştır oysa yukarıda belirtildiği üzere anayasa da sayıl kanun da ve diğer kanunlarda adalet müfettişlerine hakim ve savcılar ile bunların suçlarına iştirak edenlerin işledikleri suçların soruşturulması sırasında bu kişilerin iletişimlerinin denetlenmesi veya teknik araçlarla izlenmesine ilişkin her hangi bir yetki verilmemiştir teftiş kurulu yönetmeliği ile bu yetkilerin verilmesi ise anayasal mümkün değildir bu nedenle adalet müfettişlerinin iletişimin denetlenmesi ve teknik araçlarla izleme kararı verilmesini mahkemeden talep etme yetkileri bulunmadığı gibi gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bu kararları resen verme yetkileri de yoktur adalet müfettişlerinin yaptıkları soruşturmalar sırasında başvurulan iletişimin denetlenmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin yetkisiz olarak talep edilerek alınmış hakim kararına dayanması ya da yetkisiz olarak resen verilen kararların sonradan hakim tarafında onaylanmış olması yapılan işlemleri hukuka uygun hale getirmez adalet bakanlığı teftiş kurulu yönetmeliğinin maddesinin birinci fıkrasının ç bendi danıştay dairesinin tarihli ve sayılı karan ile iptal edilmiştir karar gerekçesi şöyledir anayasanın maddesinde belirtildiği üzere temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir sayılı yasanın anılan hükümleri uyarınca hakim ve savcıların görevden doğan ve görev sırasında işlenen suçları yönünden soruşturma görevi adalet bakanlığı müfettişleri ile bu nedenle görevlendirilen hakim ve savcılara aittir ancak adalet müfettişlerinin bu soruşturmalar sırasında kullanacakları yetkilerinin sınırları da sayılı yasa maddesinde belirlenmiş bulunmaktadır buna göre adalet müfettişlerine iletişimin tespiti dinlenmesi kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin doğrudan kullanabilecekleri bir yetkiye sayılı yasada yer verilmediği gibi adalet müfettişlerinin yukarıda belirtilen konularda cumhuriyet savcılıklarına ve mahkemelere başvurma yetkisi de bulunmamaktadır zira sayılı yasanın maddesine göre hakim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü taktirde yasa maddesinde belirtilen yetkili cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine vermek zorunda olup cumhuriyet savcılarının bu nedenle görevden doğan veya sırasında işlenen suçlar hakim ve savcılar hakkında soruşturma aşamasında cmknın maddesinde de sayılan yetkileri kullanmasına hukuken olanak bulunmamaktadır dolayısıyla ortaya çıkan bu boşluğun sınırları belirlenmek suretiyle yasayla doldurulması gerektiği kuşkusuzdur ayrıca teftiş kurulu tüzüğünün maddesinde yönetmelikle düzenlenecek alanın çerçevesi tüzüğün uygulanmasıyla ilgili hususlar olarak çizildiğinden ancak yasal boşluk doldurulduktan sonra teftiş kurulu tüzüğünde buna koşut yapılacak bir değişiklik sonrasında dava konusu yönetmelikte bu konunun yer alabileceği tabiidir başvuru numarası karar tarihi bu nedenlerle yönetmeliğin dava konusu hükmünde hukuka uyarlık görülmemiştir söz konusu karar danıştay dava daireleri kurulunun tarihli kararıyla onanmıştır b uluslararası hukuk avrupa hakları mahkemesi kararlarında gizli tedbirlere ilişkin kanun hükümlerinin barındırması gereken asgari unsurlar sıralanmıştır bu kapsamda izleme kararı verilmesine yol açabilecek suçların niteliği iletişimleri izlenecek kişi kategorisi izleme sürelerinin sınırları elde edilen verilerin inceleme değerlendirme ve saklanmalarına ilişkin esaslar verilerin başkalarıyla paylaşılmasına ilişkin önlemler ve elde edilen verilerin ortadan kaldırılmasına ilişkin koşulların kanunda açık bir şekilde düzenlenmesi gereklidir the association far european and human rights ve b no v | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucunun adına kayıtlı olan ili konak ilçesi aziziye mahallesi ada ve parsel sayılı taşınmazlar konak belediye meclisinin tarih ve sayılı kararı ile park alanı olarak belirlenmiştir başvurucu tarafından tarihinde konak belediye başkanlığı ve büyükşehir belediye başkanlığına yapılan park alanına dönüştürülen ancak uzun süredir kamulaştırılmayan taşınmazların kamulaştırılarak bedelinin ödenmesi bunun mümkün olmaması durumunda ise belediyeye ait başka taşınmazlarla takas edilmesi veya imara açılması hususlarını içeren talepler reddedilmiştir başvurucu tarafından her iki belediye başkanlığı aleyhine mahkemesinin sayılı dosyasıyla imar planında değişiklik yapılarak inşaat izni verilmesi ve ilgili idarelerin ret işlemlerinin iptali istemiyle dava açılmış başvurucunun talepleri mahkemenin tarih ve sayılı kararıyla reddedilmiştir başvurucunun temyiz istemini inceleyen danıştay dairesinin tarih ve sayılı kararıyla ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur bozma üzerine yürütülen yargılama neticesinde verilen tarih ve sayılı davanın reddine ilişkin hüküm temyiz edilmekle danıştay dairesinin tarih ve sayılı kararı ile bozulmuştur bozma kararı üzerine davalı belediye başkanlıklarınca karar düzeltme başvurusunda bulunulmuş yapılan karar düzeltme başvurusu danıştay dairesinin tarih ve sayılı kararı ile reddedilmiştir bozma üzerine yürütülen yargılama sonucunda verilen tarih ve sayılı davanın kabulüne dair hüküm temyiz edilmiş olup başvuru tarihi itibarıyla dava danıştay dairesi önünde derdesttir b hukuk tarih ve sayılı yargılama usulü ve nitelik kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir bölge idare mahkemeleri idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır sayılı üzerine ilk inceleme kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir dilekçeler danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından a görev ve yetki b merci tecavüzü c ehliyet d davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı e süre aşımı başvuru numarası karar tarihi f husumet g ve inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla incelenir dilekçeler bu yönlerden kanuna aykırı görülürse durum görevli daire veya mahkemeye bir rapor ile bildirilir tek hakimle çözümlenecek dava dilekçeleri için rapor düzenlenmez ve inci madde hükümleri ilgili hakim tarafından uygulanır üncü fıkraya göre yapılacak inceleme ve bu fıkra ile inci fıkraya göre yapılacak işlemler dilekçenin alındığı tarihten itibaren en geç gün içinde sonuçlandırılır sayılı incelenmesi kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir bölge idare idare ve vergi mahkemelerinde dosyalar bu kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik veya ivedilik durumları ile danıştay için başkanlar kurulunca diğer mahkemeler için hakimler ve savcılar yüksek kurulunca konu itibariyle tespit edilip resmi gazetede ilan edilecek öncelikli işler gözönünde bulundurulmak suretiyle geliş tarihlerine göre incelenir ve tekemmül ettikleri sıra dahilinde bir karara bağlanır bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri sıraya göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır sayılı bozulması kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir bozulması halinde dosya danıştayca kararı veren mahkemeye gönderilir mahkeme dosyayı diğer öncelikli işlere nazaran daha öncelikle inceler ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar verir sayılı işleri ve ücretler kenar başlıklı maddesi şöyledir ile bölge idare idare ve vergi mahkemelerine ait her türlü tebliğ işleri tebligat kanunu hükümlerine göre yapılır bu suretle yapılacak tebliğlere ait ücretler ilgililer tarafından peşin olarak ödenir iv | Violation |
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu yaran kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul huseyin una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden uzere ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden uzere yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden uzere ankara idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu surenin sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal top al dye dye m | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi a arka plan bilgisi başvurucu olayların geçtiği tarihte türk metal sendikasının sendika anadolu şube başkanı olarak görev yapmaktadır sendika türkiyede yılından beri faaliyet göstermektedir hâlen otomotiv beyaz eşya elektronik ve yan sanayi gibi bir çok alanda yetkili sendika olarak faaliyet gösteren sendikanın civarında üyesi vardır uzun yıllar farklı sendikalarda görev alan ve olayların geçtiği tarihte ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetede köşe yazarlığı yapan yk sendika başkanı hakkında birçok eleştirel yazı yazmıştır gazeteci yknın tarihinde neyi savunduğunun farkında mı başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyledir bilerek yada bilmeyerek felakete sürükleyecek bir çizgiyi savunmaktadır ne diyor misakı milli sınırları içinde bayrağımız dalgalanırsa her türlü çözüme varmış bunun anlamı nedir bayrağı bölücüler de reddetmiyor hatta geçenlerde bu konuda bir gösteri bile yapıldı bir toplantıda bayrağın asılmasını isteyen kişi bölücülüğün destekçilerindendi bilerek yada bilmeyerek emperyalistlerin ve bölücülerin değirmenine su taşıyor yknın tarihinde da açıklasın başlıklı yazısının ilgili kısımları şöyledir birleşik metal genel başkanı as ücret bordrosunu ve malvarlığını sendikanın facebook sayfasında kamuoyuna açıkladı metal işkolunda en fazla işçiyi temsil eden sendika üyesi türk metal türk genel başkanı da ister istemez ücreti hizmet ödeneği ve mal varlığı ile ücreti hizmet ödeneği ve mal varlığını karşılaştırmayı düşünüyor net aylığı bugüne kadar açıklanmadı açıklasa da öğrensek aynı zamanda uluslararası avrasya metal genel başkanı acaba buradan ne kadar aylık alıyor başvuru numarası karar tarihi ayrıca bir de genel sekreterliğinden alınan aylık var bir türlü açıklanmayan brüt ücretine her türlü sosyal yardım ve ikramiye brüt olarak eklenecek ve bu miktar net olarak ödenecek vergi ve diğer kesintiler de sendika tarafından karşılanacak yıllık profesyonel sendikacı bu tüzük hükmüne göre bu yıl ağustos ayında alacağı hizmet ödeneği her hizmet yılı için günlük giydirilmiş brüt ücret tutarında olacak aylık giydirilmiş brüt ücreti tutarını net olarak alacak halbuki kanuna göre hizmet ödeneği kıdem tazminatı tavanını aşamaz hizmet ödeneği hizmet ödeneğinin en az katı tutuyor ücretini ve malvarlığını açıklasa da onları da karşılaştırsak ayıran çok önemli bir nokta hizmet ödeneği b somut başvuruya olaylar başvurucu gazeteci yknın hakkında yazdığı yazılar üzerine bir mektup yazmış ve posta yoluyla göndermiştir mektubun ilgili kısmı şöyledir uzun süredir türk metal sendikası ve onun genel başkanı sayın hakkındaki çoğu gerçek dışı olan yazılarınızı okuyoruz genel başkanımız bugüne kadar bu yazılara cevap vermeye sizinle muhatap olmaya tenezzül bile etmedi bunun nedeni şudur bu yazılar eğer sicili temiz gerçek bir gazeteci tarafından yazılmış olsaydı bizim için hakikaten üzücü olur bunların doğru olmadığını anlatmak için çok uğraşırdık ama siz uzun yıllar sendikalarda çalışmış bugün eleştirdiğiniz her şeye yanlış olduğunu söylediğiniz tüm işlere sendikalarda göz yummuş uzun yıllar çalıştığınız türkişte şimdi yerden yere vurduğunuz bm akıl hocalığını yapmış bir sürü karanlık işte görev almış sicili bozuk birisiniz ayrıca gazeteci değil hayatını artık size sendikalarda iş vermeyen yalanlarınız ve iftiralarınız nedeniyle sizi dışlayan sendikalardan ve sendikacılardan intikam almaya adamış bir müfterisiniz bu nedenle yazılarınız tamamen kişisel hırs ve öç alma duygusundan kaynaklanıyor sendikamız türk metalin büyüklüğü ve gücü karşısında aşağılık kompleksi duymaktan öteye gidemeyen birleşik metal sendikasında çalışan damadınız adına ve onun ve sendikanın çıkarları için yazılar yazan bir tetikçisiniz uzun yıllar sendikacıların yaptığı yanlış işleri örtmekte maharetli olduğunuz kadar gazetecilikte maharetli değilsiniz gerçek birkaç gazeteci sizin türkişte çalıştığınız dönemde koltuğunuzu korumak için yaptığınız yanlış işleri yazdı diye onlara nasıl saldırdığınız anlatıp duruyorlar gazetede bu yazdıklarınızı okuyup sizi bir şey sanan insanlar sendikalarda çalıştığınız dönemde sizinle ilgili söylenenleri anlatılanları duysalar herhalde gazetesine bir daha ellerini bile sürmezler siyasi mücadelesine saygı duyduğumuz sayın bir daha yazı falan yazdırmaz başvuru numarası karar tarihi bu mektubu sayın de göndereceğim ama çok merak ediyorum siz bu mektubu köşenizde yayınlama cesaretini başvurucunun yazdığı mektubun içeriğinden dolayı yk tarihinde ankara cumhuriyet başsavcılığına başvurucunun hakaret suçundan cezalandırılması talebiyle suç duyurusunda bulunmuştur ankara cumhuriyet başsavcılığı tarafından başvurucunun hakaret suçundan cezalandırılması istemiyle tarihli iddianame düzenlenmiştir ankara asliye ceza mahkemesi mahkeme tarihli kararıyla başvurucunun hakaret suçundan tl adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir sanığın kargo ile zarf içerisinde müştekiye gönderdiği mektupta sicili temiz gerçek bir gazeteci tarafından yazılmış olsaydı bir sürü karanlık işte görev almış sicili bozuk yalanlarınız ve iftiralarınız müfterisiniz aşağılık kompleksi duymaktan öteye gidemeyen yazılar yazan bir tetikçisiniz yanlış işleri örtmekte maharetli olduğunuz kadar ama çok merak ediyorum siz bu mektubu köşenizde yayınlama cesaretini gösterebilir misiniz şeklinde ifadelerin bulunduğu sanığın müştekinin siyasi kişiliği nedeniyle eleştiri kapsamında değerlendirilmesi şekilindeki savunmasına sarf edilen sözlerin eleştiri sınırlarını aşıp bütünü itibariyle hakaret ve aşağılama kastı taşıdığı anlaşıldığından itibar edilmemiş ve suçtan sanığın cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuştur derece mahkemesi tarafından verilen karar miktar itibarıyla kesin olup tarihinde başvurucuya tefhim edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı türk ceza kanununun hakaret kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir bir kimseye onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur şeref ve saygınlığına saldıran kişi üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır b uluslararası hukuk uluslararası hukuk için bkz kemal kılıçdaroğlu b no başvuru numarası karar tarihi avrupa hakları mahkemesine göre maddi olgular ile değer yargısı arasında dikkatli bir ayrıma gidilmelidir maddi olgular ispatlanabilirse de değer yargılarının doğruluğunu ispatlamanın mümkün olmadığı hatırda tutulmalıdır b no değer yargılarının doğruluğunun ispat edilmesinin istenmesinin imkânsız bir talep olduğunu ve böyle bir yükümlülüğün kendiliğinden avrupa hakları sözleşmesinin maddesinde korunan hakkın temel bir bileşeni olan görüş sahibi olma özgürlüğünü ihlal edeceğini belirtmektedir göre tamamen değer yargısından oluşan ifade açıklamalarında dahi müdahalenin orantılılığı söz konusu açıklamanın somut dayanaklarının bulunup bulunmadığına göre belirlenmelidir zira somut dayanakları bulunmuyorsa değer yargısı ölçüsüz olabilir b no v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucular tarihinde dicle elektrik dağıtım aş dedaş müessese müdürlüğü aleyhine kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde açtıkları davada taşınmazları üzerinden enerji nakil hattı geçirildiğini ancak bedelinin ödenmediğini ileri sürerek kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsilini talep etmişlerdir tarihli duruşmada davanın türkiye elektrik dağıtım aş ihbar edilmesine karar verilmiştir mahkemece tarih ve sayılı kararla davanın kısmen kabulüne tl kamulaştırma bedelinin davalı tahsiline karar verilmiş hüküm henüz kesinleşmemiştir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür tarih ve sayılı yargıtay birleştirme büyük genel kurulu kararı şöyledir kamulaştırmasız el konulan malik el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmaz bedelini isteme hakkı da bulunmaktadır taşınmaz sahibinin el konulan taşınmazın bedelini talep ederek dava açması halinde taşınmazın el koyma tarihindeki bedeli değil mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki değerinin belirlenerek tahsiline karar verilir tarih ve sayılı kamulaştırma geçici maddesinin birinci fıkrası şöyledir işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen tarihi ile tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan talepler bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır iv | Violation |
a olaylar başvuru dilekçesinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu hakkındaki şikayetler nedeniyle tarihinde yakalanarak gözaltına alınmış ve gereği yapılmak üzere bursa cumhuriyet başsavcılığına sevk edilmiştir başvurucu savcılığın tutuklama talebi üzerine bursa sulh ceza mahkemesinin tarih ve sorgu numaralı kararı ile tutuklanmıştır başvurucu bursa ağır ceza mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile tahliye edilmiştir başvurucu hakkında bursa cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile tarih ve sayılı mülga türk ceza maddesi maddesinin numaralı ve maddesinin numaralı fıkraları gereğince kamu davası açılmıştır bursa ağır ceza mahkemesinin tarih ve sayılı kararıyla başvurucunun yıl ay gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir başvurucunun temyizi üzerine yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilamı ile başvurucu hakkındaki mahkumiyet hükmü bozulmuştur bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada bursa ağır ceza mahkemesinin tarih ve sayılı kararıyla başvurucu yeniden yıl ay gün hapis cezasına mahkum edilmiş bu karar da başvurucu tarafından temyiz edilmiştir başvurucunun temyiz talebi üzerine yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla bursa ağır ceza mahkemesinin tarihli kararı bozulmuştur bozma kararı üzerine bursa ağır ceza mahkemesince yapılan yargılamada başvurucunun tarihinde yeniden yıl ay gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş ancak karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla bozularak yeniden bursa ağır ceza mahkemesine gönderilmiştir bozma kararı sonrasında yapılan yargılama üzerine bursa ağır ceza mahkemesinin tarih ve sayılı ilamıyla başvurucunun yıl ay gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ancak bu karar da başvurucu tarafından temyiz edilmiştir başvuru tarihi itibarıyla dava yargıtay aşamasında derdest olmakla birlikte uyap üzerinden elde edilen bilgiye göre başvurucu hakkında bursa ağır ceza mahkemesince tarihinde verilen karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla onanmıştır b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası şöyledir insanı kasten öldüren kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır başvuru numarası karar tarihi sayılı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir teşebbüs halinde fail meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yıldan yirmi yıla kadar müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir sayılı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir indirim nedeni olarak failin geçmişi sosyal ilişkileri fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir iv | Violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvurucu silivri cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınarak silivri sulh ceza mahkemesinin tarih ve sorgu sayılı kararı ile tutuklanmıştır başvurucu ve diğer şüpheli hakkında silivri cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır başvurucu silivri asliye ceza mahkemesince yılında tahliye edilmiştir yargılamaya silivri asliye ceza mahkemesinin sayılı dava dosyasında devam edilmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrasının b bendi iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu hava kuvvetleri komutanlığında muvazzaf subay statüsünde görev yapmakta iken ahlak dışı davranışlarda bulunduğuna dair isimsiz bir eposta gönderilmesi üzerine başvurucu hakkında idari tahkikat başlatılmıştır karşı koyma faaliyeti çerçevesinde tarihinde hava kuvvetleri komutanlığı daire başkanlığı tarafından başvurucunun ifadesi alınmıştır söz konusu ifade metninde başvurucunun ifadesine hangi kapsamda başvurulduğu hususu belirtilmemiştir anılan ifade metnine göre başvurucuya nerelerde görev yaptığı sanal ortamdaki herhangi bir sosyal paylaşım sitesinde üyeliğinin olup olmadığı üzerinden veya yüz yüze tanışmak suretiyle birlikte olduğu kadınların kimler olduğu gösterilen bazı görüntülerin kendisine ait olup olmadığı sorulmuştur başvurucu sorulan sorulan ayrıntılı olarak yanıtlamış ve ifade tutanağını imzalamıştır başvuru numarası karar tarihi tahkikat sonucunda tsknın itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle sıralı sicil üstleri tarafından başvurucu hakkında türk silahlı kuvvetlerinde kalması uygun değildir ortak kanaatli ayırma sicil belgesi düzenlenmiştir başvurucu hakkında tarihinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesi uyarınca tskdan ayırma işlemi tesis edilmiştir başvurucu tskdan ayırma kararına karşı askeri yüksek mahkemesinde a iptal davası açmıştır başvurucu dava dilekçesinde göreviyle ilgisi olmayan özel yaşantısına ilişkin soruların sorulduğu hukuka aykırı bir sorgu neticesinde elde edilen beyanlarının delil olarak kullanılamayacağını takdirlerle dolu başarılı bir sicile sahip olmasına rağmen bu durumun dikkate alınmadığını ileri sürmüştür davayı reddetmiştir kararında başvurucunun davranışlarının tsknın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranış kapsamında olduğu ve bu nedenle tskdaki görevini devam ettirmesinin olanaklı olmadığı belirtilmiştir ayrıca başvurucunun ifadesinin usulsüz ve hukuka aykırı şartlarda alındığı iddialarını da reddetmiştir kararında başvurucunun ifadesinin ceza soruşturması kapsamında değil disiplin soruşturması çerçevesinde alındığı iradesinin fesada uğratıldığına dair kanıt bulunmadığı belirtilmiştir karara katılmayan bir daire üyesi tarafından kaleme alınan karşıoy yazılarında ise söz konusu eylemlerin mahremiyet alanına ilişkin olduğu ve başvurucu tarafından iradi bir şekilde alenileştirilmediği olumlu olan geçmiş sicil durumunun dikkate alınmadığı ayrıca yasa dışı yöntemlerle elde edilen delillere dayanılarak işlem tesis edildiği belirtilmiştir başvurucunun söz konusu karara karşı karar düzeltme istemi de reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu vekili tarafından tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır iv anayasa mahkemesi daha önceki kararlarında tskda görev yapan askeri personel hakkında ahlaki nedenlerle ayırma işlemi tesis edilmesine dayanak oluşturan mevzuata gg b no ve benzer durumlara ilişkin uluslararası hukuka yaşar türkmen b no yer vermiştir v | Violation |
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir ili ümraniye ilçesi ada parsel yeni pafta parsel numaralı büyüklüğündeki taşınmaz devlet su genel müdürlüğünce tarihinde kamulaştırılarak o tarihteki taşınmaz malikleri ve müştereklerine kamulaştırma işlemi tebliğe çıkarılmış ve aynı tarihte malikler adına tc merkez bankası şubesine taşınmaz bedeli bloke edilmiştir maliklerin belirtilen adreste bulunamaması üzerine tebligat iade edilmiştir anılan taşınmazın tapu kaydında kamulaştırma kararına dayalı işlem yapılmamış olup başvurucuların murisi niyazi tunca ve başvurucu naime tığlı tarihinde taşınmazı satın almışlar ve adlarına tapuya tescil ettirmişlerdir tarihinde yeniden yapılan tapulama sonunda taşınmaz kamulaştırma işlemine ilişkin şerh olmaksızın başvurucuların murisi niyazi tunca ve başvurucu naime tığlı adına tapuya tescil edilmiştir genel müdürlüğü tarafından tarihinde kamulaştırma şerhi tapu kaydına işlenmiş niyazi tunca ve naime tarihinde noter aracılığıyla kamulaştırma işlemi tebliğe çıkarılmıştır beşiktaş noterliğince tebliğ işlemlerine dair belgelerin imha edildiği bildirilmiştir tc merkez bankası şubesinin yazısında ve müşterekleri adına bloke edilen bedelin genel müdürlüğünün yazısı gereği tarihinde ziraat bankası kadıköy şubesine havale edildiği naime tığlı adına herhangi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir taşınmaz kamulaştırma şerhi ile birlikte başvurucular adına tapuya tescillidir taşınmaz genel müdürlüğü tarafından genel müdürlüğünün kullanımına devredilmiştir başvurucular genel müdürlüğü aleyhine tarihinde ümraniye asliye hukuk mahkemesinde açtıkları davada ili ümraniye ilçesinde bulunan taşınmazlarına kamulaştırma yapılmaksızın ve bedeli ödenmeksizin el atıldığı iddiasıyla kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin ödenmesi isteminde bulunmuşlardır davalı taşınmazın tarafından kamulaştırılarak kullanımına verildiğini yukarı dudullu su deposu sahasında kaldığını süresi içinde dava açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir genel müdürlüğünün tarihli yazısına göre taşınmaz yukarı dudullu su deposu ve kozyatağı isale hattı sahasında bulunmaktadır başvuru numarası karar tarihi mahkemece tarihli ve sayılı kararla davanın kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davası olduğu belirtilerek taşınmazın su deposu alanında bulunduğu ve yapılaşmasının engellenerek el atıldığı usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmadığı zira bankaya bloke edilmekle tamamlanan bir kamulaştırma işleminde sonraki maliklere tekrar kamulaştırma işleminin gönderilmemiş olması ve bu tebligattan sonra da paranın bloke edildiğinin belirtilmemiş olmasının kamulaştırma işleminin usulüne uygun yapılmadığını açıkça gösterdiği bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere taşınmazın bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne tlnin tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilâmıyla davanın kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu taşınmazın su deposu ve kozyatağı isale hattı inşaat alanında kaldığından yılında tarafından kamulaştırıldığı kamulaştırma bedelinin o tarihteki malikleri adına bankaya bloke edildiği ve kamulaştırmaya ilişkin belgelerin davacılara tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği bu durumda geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunup kamulaştırmasız el atmadan söz edilmeyeceği gibi tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununun maddesinde yazılı günlük hak düşürücü süre içinde dava da açılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hüküm bozulmuştur karar düzeltme istemi yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilâmıyla reddedilmiştir mahkemece bozma kararına direnilerek tarihli ve sayılı kararla su deposu alanında bulunmakta olup kullanımı sınırlandırılmıştır kamulaştırma bedeli tarihinde ve müşterekleri adına tc merkez bankası şubesine bloke edilmiştir davalı davacılara tarihinde noter tebligatı yapıldığına dair savunması incelenmiş ancak noter tebliğ evrakı dosyaya sunulmamıştır tebliğ evrakı yerine geçmek üzere davalı tunca bizzat kendisine de tebliğ yazısı gönderilmiştir bu yazının noter evrakı olduğuna dair hiçbir ibare bulunmamaktadır zira söz konusu yazı noter evrakının eki mahiyetinde değildir kamulaştırılacak taşınmaz mala ait plan yazısının arkasına elle yazılan kimin tarafından imza edildiği anlaşılamayan boş bir sayfaya yazılı beyandan ibarettir tebliğ evrakının noter tarafından imha edildiği bildirilmiştir dolayısıyla tarihli yazısının noter tebliğ evrakı olduğu kabul edilmemiştir kamulaştırma işlemine karşı gün içinde idari yargıda ve takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı da adli yargıda dava açılabilir ancak günlük hak düşürücü sürenin başlangıcı taşınmaz malın sahibine usulüne uygun olarak yapılacak noter tebliğ işleminden sonra başlamaktadır kamulaştırma işleminin başvuruculara usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ibraz edilen tebligat evrakının noter tebliğ evrakı olduğunun davalı idare tarafından ispatlanamadığı boş bir kağıt üzerine gelişi güzel yazılan yazısının noter evrakı olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır böyle bir yazının noter evrakı olarak kabul edilmesi idarenin sunduğu her tür yazının kayıtsız şartsız doğruluğunun kabul edileceği anlamına gelir dolayısıyla günlük dava açma süresinin de başlamadığı dudullu su deposu ve kozyatağı isale hattı alanı içinde kalan dava konusu taşınmaza davalı tarafından kamulaştırmasız el atıldığı gerekçesiyle ilk hükümde direnilmesine tlnin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir başvuru numarası karar tarihi davalının temyizi üzerine yargıtay hukuk genel kurulunun tarihli ve sayılı ilâmıyla direnme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir kararın gerekçesi şu şekildedir kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir uyuşmazlık taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı ile davanın günlük hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır tarihinde taşınmazın o tarihteki malikleri adına kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği ve maliklere noter aracılığıyla tebligat gönderildiği tebligatların ikmal iade edildiği bu aşamada dava konusu taşınmazın satış ve tapulama nedeniyle tarihinde davacı naime tığlı ile diğer davacıların murisleri niyazi tunca adına tescil edildiği tarihinde naime tığlı ve niyazi kamulaştırma evraklarının noter aracılığıyla tebliğinin istendiği dosya içerinde mevcut kamulaştırma evrakı üzerine ilgili noterce onaylanmak suretiyle tebliğ işleminin yerine getirildiğine dair şerh verildiği buna göre malik niyazi bizzat malik naime ise birlikte ikamet eden kızı güler tığlı aracılığı ile tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır sayılı kamulaştırma başlığı altında düzenlenen maddesinin fıkrasında taşınmaz malın sahibi zilyedi ve diğer ilgililer noter veya köy ihtiyar kurulu aracılığıyla yapılan tebligat gününden kendilerine tebligat yapılmayanlara tebligat yerine geçmek üzere gazete ile yapılan ilan tarihinden veya köy odasına asılmak suretiyle yapılan ilan süresinin bitiminden itibaren otuz gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda ve takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı da adli yargıda dava hükmü öngörülmüştür bu haliyle mal sahibi yönünden açılacak davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin başlangıcında ilke olarak mal sahibinin hakkını dava edebilir duruma geldiği tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği açıktır anılan ilkeye tek istisna tarih ve sayılı yargıtay birleştirme kararı ile getirilmiştir anılan kararda mal sahibine daha önce kamulaştırma işlemi ile ilgili yasaya uygun bir bildirim yapılmamış olması halinde kamulaştırma maddesinde öngörülen günlük hak düşürücü sürenin tapuda ferağ işleminin yapıldığı tarihte başlayacağı benimsenmiştir böylece kamulaştırma hukukunda hak arama durumunda olan taşınmaz mal sahibi yönünden dava ve talep haklarının kullanılması idarece yapılacak bildirime bağlanmıştır açıklanan yasal durum çerçevesinde mal sahibi takdir edilen bedele ve maddi hatalara karşı kamulaştırma işlemi tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihinden yasaya uygun bir tebligat yapılmamış ise tapuda ferağ işleminin yapıldığı tarihten itibaren ancak günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açabilecektir belirtilmelidir ki hak düşürücü süre hâkim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması gereken davada olarak başvurulması zorunlu olan ve zamanaşımı gibi ve hükümlerine bağlı olmayan uyulmama halinde kaybına yol açan diğer bir ifade ile hakkın özünü ortadan kaldıran süredir başvuru numarası karar tarihi gerek mülga sayılı gerek sayılı kamulaştırma maddesinde öngörülen ve günlük sürenin hak düşürücü süre olduğu kuşkusuzdur hak böylece düştükten sonra idarenin muhtesat bakımından ayrı bir takdir yaptırması ve mal sahibine kamulaştırma belgelerinin yeniden tebliği dahi düşen hakkı kullanma imkânı bahşetmez öte yandan davadaki talep sonucunun ıslah yoluyla artırılması ya da değiştirilmesi için o hakkın maddi hukuk açısından mevcut bulunması gerekir hiç var olmayan veya başlangıçta var olmakla birlikte hak düşürücü süre nedeniyle ortadan kalkan bir hak için usul hukukunun kurum ve kuralları kullanılarak talepte bulunulması mümkün değildir yine dava yoluyla bir hak talebinde bulunulması için o hakkın maddi hukuk bakımından mevcut bulunması gerektiğinden hak düşürücü sürenin geçirilmesiyle özü ortadan kalkan bir hak için kamulaştırmasız elatmadan söz edilerek bedel istenemeyeceği kuşku ve duraksamadan uzaktır görüldüğü üzere günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra maddi hata davası açılamayacağı gibi ıslah yoluyla da maddi hata davası açılması ya da kamulaştırmasız el atma nedenine dayanılarak bedel istenilmesi olanaklı değildir kamulaştırma bedelinin artırılması davasında fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olması da mal sahibine bu sürenin geçmesinden sonra maddi hata isteminde bulunma hakkını vermez bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere idarece kamulaştırma kararı alınmış ve bedel bankaya bloke edilmiş olmasına karşın işlem tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca sayılı kanunun maddesi veya sayılı kamulaştırma maddesi uyarınca mal sahibine yapılmış tebligat yoksa ve buna rağmen taşınmaz maliki kamulaştırmayla ilgili dava açmaya yarayacak doğru ve sağlıklı bilgileri öğrenmişse o tarihten itibaren gün içinde bedele karşı dava açması gerekir kamulaştırma belgelerinin usulüne uygun tebliğ edilmesi halinde ise hak düşürücü sürenin tebliğ tarihinden itibaren başlatılması gerektiği duraksamadan uzaktır somut olayın incelenmesinde dava konusu taşınmaz hakkında tarihinde kıymet takdir komisyonu raporu düzenlendiği tarihinde taşınmazın o tarihteki malikleri adına kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği ve maliklere noter aracılığı ile tebligat gönderildiği tebligatların ikmal iade edildiği bu aşamada dava konusu taşınmazın satış ve tapulama nedeniyle tarihinde davacı naime tığlı ile diğer davacıların murisleri niyazi tunca adına tescil edildiği idarece tarihinde naime tığlı ve niyazi tuncaya kamulaştırma evraklarının noter aracılığı ile tebliğinin istendiği dosya içerisinde mevcut kamulaştırma evrakı üzerine ilgili noterce onaylanmak suretiyle tebliğ işleminin yerine getirildiğine dair şerh verildiği buna göre malik niyazi tuncaya malik naime tığlıya ise ikamet eden kızı güler aracılığı ile tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır noterlikçe taşınmazın maliklerine yapılan tebligat parçasının aslı gönderilememiş ise de davalı idare tarafından dosyaya ibraz edilen tebligata ilişkin belge suretinde tebligatın noter aracılığı ile usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından tebligat belgesinin aslına gerek olmadığı idarece kamulaştırma evrakının yöntemince tebliğ edildiğinin kanıtlandığı kabul edilmiştir başvuru numarası karar tarihi öte yandan davacı naime tığlıya yapılan tebligatın kızı güler tığlının nüfus kaydı uyarınca sayılı kanunun maddesinin tebliğ tarihinde yürürlükte olan şekli itibariyle nazaran yaşından aşağı olmaması ve bariz surette ehliyetsiz şartlarını taşımadığı yönünde bir iddia veya savunmada da bulunulmaması karşısında usulüne uygun şekilde yapıldığının kabulü zorunludur bu durumda dava konusu taşınmaz maliklerine tarihinde usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı anlaşıldığından davacıların kamulaştırma işlemini tebligatın yapıldığı tarihinde öğrendikleri buna göre davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığının kabulü zorunludur hal böyle olunca yerel mahkemece aynı yöne işaret eden ve hukuk genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyularak davacılara yapılan tebligat işleminin geçerli olduğu bu itibarla kamulaştırma işleminin öğrenildiği tarihinden sonra davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gözönünde tutulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır başvurucuların karar düzeltme istemi yargıtay hukuk genel kurulunun tarihli ve sayılı ilâmıyla reddedilmiştir ümraniye adliyesinin kapatılmasından sonra yargılamaya devam eden anadolu asliye hukuk mahkemesince bozma kararına uyularak tarihli ve sayılı kararla davanın reddine karar verilmiştir karar tarihinde verilmiş ve gerekçeli karar tarihinde yazılmıştır başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır gerekçeli karar tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir başvurucular temyiz yoluna başvurmamışlardır b hukuk tarihli ve sayılı mülga maddesinin birinci fıkrası şöyledir kararlaştırılan yerlerin tapu ve tapu kaydı yoksa vergi kayıtları ile ve ayrıca haricen yapılacak tahkikatla edilen mal sahibi ve diğer alâkalılarından ikametgâhı edilmiş olanlara istimlâk olunacak gayrimenkulun plân veya ebatlı krokisi istimlâk kararı ve takdir olunan kıymeti ve istimlâkin hangi idare lehine yapıldığı ve açılacak davalarda husumetin kime tevcih edileceği gün içinde noter marifetiyle tebliğ olunur tebligatta hukuk usulü muhakemeleri kanunu hükümleri tatbik olunur mülga sayılı maddesinin birinci fıkrası şöyledir olunacak gayrimenkulun sahibi ve diğer alâkalılar veya istimlâki yapan idare tarafından üncü madde gereğince ikametgâhlarında tebligat yapılmış olanlar tebliğ tarihinden itibaren gün bunlar haricindekiler son ilân tarihinden itibaren gün içinde istimlâk muamelesine karşı şûrayı devlette ve takdir edilen bedel ile maddi hatalara karşı da gayrimenkulun bulunduğu mahal asliye hukuk mahkemesinde dâva açabilirler şu kadar ki başvuru numarası karar tarihi şûrayı devlete müracaat edildiği takdirde mahkemeye müracaat müddeti şûrayı devlet kararının katîleştiği tarihten bu karar aleyhine karar tashihi istenmiş ise bu talebin reddine dair ilâmın tebliği tarihinden cereyana başlar sayılı tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununda değişiklik yapılması hakkında maddesi ile yürürlükten kaldırılmadan önceki maddesinin birinci fıkrası şöyledir kararlaştırılan taşınmaz malın nci maddedeki usule göre tespit edilen sahibi zilyet ve diğer ilgililerden adresi tespit olunanlara tebliğ edilmek üzere kamulaştırılacak taşınmaz malın kamulaştırılmasına uygun ölçekli bir plan veya ölçekli krokisi kamulaştırma kararı takdir olunan kıymeti kamulaştırma karşılığının veya ilk taksidinin milli bankalardan birine hak sahibi adına yatırıldığına dair belge kamulaştırmanın hangi idare yararına yapıldığı ve açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği bedelin bankaya yatırıldığı tarihten başlayarak otuz gün içinde notere verilir noter gün içinde belgeleri tebliğe çıkarır noterler tarafından tebligat giderlerinden başka noterlik ücret tarifesinin inci maddesi uyarınca ücret alınır köy yararına kamulaştırmalarda tebligat ihtiyar kurulundan en az üç üyenin önünde yapılır ve düzenlenen tutanak birlikte imzalanır belgelenen tebliğ geçerlidir doğrudan tebligat ile beraber yukarıda yazılı kararlar ayrıca ilan olunur sayılı geçici maddesi şöyledir kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu kanun hükümleri diğerlerinde önceki hükümler uygulanır sayılı maddesinin birinci fıkrası şöyledir konu taşınmaz malın maliki tarafından uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir sayılı tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununda değişiklik yapılmasına dair maddesiyle eklenen geçici maddenin birinci fıkrası şöyledir işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen tarihi ile tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır sayılı tarihli ve sayılı bazı kanunlar ile sayılı kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması hakkında maddesi ile değiştirilen geçici maddesinin birinci fıkrası şöyledir işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen tarihi ile tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya başvuru numarası karar tarihi kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan talepler bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır tarihli ve sayılı yargıtay birleştirme büyük genel kurulu kararı şöyledir kamulaştırmasız el konulan malik el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmaz bedelini isteme hakkı da bulunmaktadır taşınmaz sahibinin el konulan taşınmazın bedelini talep ederek dava açması halinde taşınmazın el koyma tarihindeki bedeli değil mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki değerinin belirlenerek tahsiline karar verilir iv | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucuların maliki olduğu başvuruya konu taşınmaz ölçekli revizyon uygulama imar planında kamu hizmeti alanına ayrılmıştır başvurucular bu taşınmazın kamulaştırılması istemiyle belediyeye başvurmuş fakat bu yoldan bir sonuç elde edememişlerdir başvurucular bunun üzerine imar planında kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle belediye aleyhine tam yargı davası açmışlardır derece mahkemelerince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir kararda tarihinde yürürlüğe giren tarihli ve sayılı yatırımların proje bazında desteklenmesi ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunla tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununa birtakım hükümler eklendiği vurgulanmıştır bu bağlamda uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılan taşınmazların kamulaştırılması için öngörülen beş yıllık sürenin sayılı kanuna eklenen geçici madde gereğince bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir başvurucular nihai kararın tebliği üzerine bireysel başvuruda bulunmuşlardır iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz hüseyin ünal b no v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuruculardan ali ekber akyol hüseyin akyol ve ali haydar akyol sırasıyla ve doğumlu olup kocaeli ili darıca ilçesinde taydaş doğumlu olup ili çiğli ilçesinde ikamet etmektedir bakanlar kurulunca tarihli kararnameyle enerji piyasası düzenleme kurulu epdk tarafından yapılacak kamulaştırmalarda tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununun maddesinde düzenlenen acele kamulaştırma usulünün uygulanması kararlaştırılmıştır il li başvuru numarası karar tarihi epdk tarafından tarihli kararla elektrik üretim anonim şirketine elektrik şirketi elazığ ili karakoçan ilçesinde ve başvuranların taşınmazlarını da kapsayan bir bölgede pembelik barajı ve hidroelektrik santralinin yapımı ve işletilmesi hususunda kırk dokuz yıllık üretim lisansı verilmiştir epdknın tarihli kararıyla bakanlar kurulunun anılan kararına dayanılarak pembelik barajının havzasında bulunan taşınmazların kamulaştırılmasına ve kamulaştırma işlemlerinde acele kamulaştırma usulünün uygulanmasına karar verilmiştir epdknın tarihli kararıyla birlikte bakanlar kurulunun tarihli kararı danıştay altıncı dairesinde dava konusu edilmiştir daire sayılı kararla her iki işlemin de yürütmesini durdurmuştur kararın gerekçesinde sayılı kanunun maddesi uyarınca acele kamulaştırma usulünün uygulanabilmesi için başka hiçbir idari otoriteye devredilmeksizin doğrudan bakanlar kurulunca aciliyet halinin varlığının takdir edilmesi ve bu kapsamda kamulaştırılacak taşınmazlar ile kamulaştırmanın çerçevesinin açıkça belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır gerekçede somut olayda tarihli bakanlar kurulu kararında aciliyet halinin değerlendirilmesi hususundaki yetkinin epdkya devredilmesi ve kamulaştırma işlemlerinin konusu yönünden bir sınır çizilmeksizin epdkya genel nitelikte bir yetki verilmesi nedeniyle işlemlerin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir epdk dairenin tarihli yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararından sonra baraj havzasında bulunan taşınmazların kamulaştırılmasından vazgeçilmesine dair işlem tesis etmiştir bunun üzerine bakanlar kurulunca ve tarihli kararnamelerle elazığ ilinde tesis edilecek pembelik barajı ve hidroelektrik santralinin yapımı amacıyla kararname eklerinde tek tek sayılan ve başvuruculara ait olanların da aralarında bulunduğu taşınmazların epdk tarafından acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir öte yandan epdknın ve tarihli kararlarıyla bakanlar kurulu kararlarında sayılan taşınmazlar hakkında acele kamulaştırma kararı verilmiştir epdk tarafından dosyadan anlaşılamayan bir tarihte karakoçan asliye hukuk mahkemesine başvurularak taşınmazlara el konulması talep edilmiş ve mahkemece tespit edilen bedel başvuruculara ödendikten sonra talebin kabulüne karar verilmiştir başvurucular tarafından bakanlar kurulunun tarihli kararının iptali istemiyle danıştay altıncı dairesinde dava açılmıştır daire tarihinde bakanlar kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir kararın gerekçesinde kanunda bir yöntem olarak düzenlenen acele kamulaştırma usulünün uygulanabilmesi için olağanüstü durumların bunu gerekli kılması kamu yararının ve kamu düzeninin sağlanmasının amaçlanması ve ayrıca bakanlar kurulunca durumun aciliyetine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş somut olayda acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren hallerin ortaya konulmaması ve aciliyet halinin üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmaması nedenleriyle işlemin hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir epdk ayrıca satın alma usulüyle taşınmazların devralınması yolunu işletmiş ise de önerilen bedelin başvurucularca kabul edilmemesi üzerine tarihinde başvuruculara karşı karakoçan asliye hukuk mahkemesi nezdinde bedel tespiti ve tescil davası açmıştır karakoçan asliye hukuk mahkemesince keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra ve tarihli kararlarla bilirkişiler tarafından belirlenen taşınmaz bedellerinden acele kamulaştırma sırasında ödenen miktarlar düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden tazminata hükmedilmiş ve ayrıca il ı başvuru numarası karar tarihi taşınmazın hazine adına tapuya tesciline kesin olarak karar verilmiştir mahkeme danıştay altıncı dairesince bakanlar kurulu kararının yürütmesinin durdurulduğu ve anılan davada esas hakkında karar verilinceye kadar bu davada bekletme kararı verilmesi gerektiği yolunda davalıların öne sürdükleri itirazı reddetmiştir mahkeme danıştay altıncı dairesinde görülen davanın konusunun kamulaştırma işlemi olmadığı ve verilen yürütmenin durdurulması kararının kamulaştırma işlemine ilişkin bulunmadığı gerekçesine dayanmıştır mahkeme ayrıca başvurucuların taşınmazlarına el konulmak suretiyle acele kamulaştırmanın tamamlanması nedeniyle danıştay kararının uygulanma kabiliyetinin bulunmadığını da gerekçesinde belirtmiştir danıştay altıncı dairesi tarihli uyuşmazlığın esasına ilişkin kararında daha önce yürütmenin durdurulmasına ilişkin tarihli kararında açıkladığı görüşünü değiştirerek davayı reddetmiştir daire bakanlar kurulu kararının sadece mahkemece taşınmaza el konulmasına ilişkin karara dayanak teşkil ettiğini kabul etmiş idarenin sonradan olağan kamulaştırma sürecini başlatmış olmasını bu kapsamda taşınmaz bedelinin tespiti ve tescil davasının da açılmış bulunmasını gözeterek acele kamulaştırma ve olağan kamulaştırma ayrımı yapılmaksızın davanın konusunun bir bütün olarak taşınmaz mülkiyetinin kamulaştırılması biçiminde anlaşılması suretiyle inceleme yapılması gerektiğini ifade etmiştir daire netice olarak mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kamu yararı amacına yönelik olduğu ve işlemin hukuka uygun bulunduğu sonucuna ulaşmıştır anılan kararın temyizi üzerine danıştay dava daireleri kurulunun tarihli kararıyla daire kararı bozulmuş ve dava konusu bakanlar kurulu kararının iptaline kesin olarak karar verilmiştir kararının gerekçesinde kanunda bir yöntem olarak düzenlenen acele kamulaştırma usulünün uygulanabilmesi için olağanüstü durumların bunu gerekli kılması kamu yararının ve kamu düzeninin sağlanmasının amaçlanması ayrıca bakanlar kurulunca durumun aciliyetine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş somut olayda bu koşullar gerçekleşmediğinden bakanlar kurulu kararlarının hukuka aykırı olduğu açıklanmıştır bu arada baraj havzasında taşınmazı bulunan başka malikler tarafından yılı içinde bakanlar kurulunun taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin epdkya yetki tanıyan ve tarihli kararnameleri ile birlikte bunlara dayanılarak epdk tarafından taşınmazların kamulaştırılması yolunda tesis edilen ve tarihli işlemlerin de iptali istemiyle danıştay altıncı dairesinde iki ayrı dava açılmıştır daire tarafından yukarıda anılan gerekçelerle tarihinde verilen kararlarla her iki dava da reddedilmiştir ancak söz konusu kararlar tarihli kararlarıyla bozulmuş ve dava konusu bakanlar kurulu kararları ile bunlara dayalı tesis edilen epdk işlemlerinin iptaline karar verilmiştir bakanlar kurulu kararının iptalinin başvurucular tarafından açılan davaya ilişkin olarak verilen kararlarla aynı gerekçeye dayandığı anlaşılmaktadır kararların gerekçesinde ayrıca epdk tarafından tesis edilen kamulaştırma işlemleri yönünden de değerlendirme yapılmıştır kararlarda daire kararında bakanlar kurulunca alınan acele kamulaştırma kararının sadece mahkemece taşınmaza el konulmasına ilişkin karara dayanak teşkil ettiğinin belirtilmiş olması nedeniyle acele kamulaştırma ile olağan kamulaştırmanın hukuki niteliği irdelenmiştir acele kamulaştırmada taşınmaz mülkiyetine el konulmasından sonraki aşamalarda yapılan normal kamulaştırma sürecine ilişkin işlemlerin acele kamulaştırma sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır kararlarda sonuç olarak epdknın kamulaştırma işlemlerinin dayanağı olan bakanlar kurulu kararlarından bağımsız değerlendirilemeyeceği ifade edilerek bunların da hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir il b numarası karar tarihi asliye hukuk mahkemesince verilen tescile ilişkin ve tarihli kararların başvuruculara ve tarihlerinde tebliği üzerine tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuştur iv a mevzuat sayılı kanunun maddesinin ilgili bölümleri şöyledir kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle bu bedelin peşin veya kamulaştırma üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında idare adına tesciline karar verilmesini ister mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta f üncü maddede öngörülen süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır üncü maddede belirtilen süre içinde kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun sonucuna göre işlem yapılır sayılı kanunun maddesi şöyledir sayılı milli müdafaa mükellefiyeti kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine bakanlar kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın değişik ibare md uncu madde esasları dairesinde ve inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına değişik ibare md uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir bu kanunun üncü maddesinin nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar ödenecek ilk taksit bedelidir sayılı kanunun maddesinin ikinci fıkrası şöyledir bakanlar kurulunca kabul olunan büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi yeni ormanların yetiştirilmesi kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda bir gerçek veya özel hukuk ödenecek il başvuru numarası karar tarihi kamulaştırma bedelinin o yıl genel bütçe kanununda gösterilen miktarı nakden ve peşin olarak ödenir bu miktar kamulaştırma bedelinin altıda birinden az olamaz bu miktarın üstünde olan kamulaştırma bedelleri peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanır taksitlere peşin ödeme gününü takip eden günden itibaren devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddi uygulanır tarihli ve sayılı türk medeni kanununun maddesi şöyledir taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur miras mahkeme kararı cebri icra işgal kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce kazanılır ancak bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır b kamulaştırma usulü sayılı kanunun maddesine göre kamulaştırma yapılabilmesi öncelikle idarenin ödenek temin etmesi gerekmektedir yeterli ödeneği temin ettikten sonra kamu yaran karan alır kamu yaran kararından sonra kamulaştırılacak taşınmaz belirlenir kamulaştırılacak taşınmazın belirlenmesinin akabinde kamulaştırma kararı alınır bununla birlikte onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projeye göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve bu kararın onaylanmasına gerek yoktur sayılı kanunun maddesine göre idarenin kamulaştırma kararı aldıktan sonra öncelikle satın alma usulünü uygulaması gerekmektedir satın alma usulünde idarenin teklif edeceği bedel idare içinde oluşturulan bir kıymet takdir komisyonunca belirlenir tarafların satın alma usulüyle bir sonuca ulaşamamaları durumunda tarihli ve sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki dönemden farklı olarak bedel tespiti ve tescil için malikin değil idarenin yetkili asliye hukuk mahkemesinde dava açması gerekmektedir asliye hukuk mahkemesince sayılı kanunda belirtilen usul uyarınca tespit edilen bedelin tamamı veya taksitle ödeme koşullarının bulunması durumunda ilk taksidinin nakden veya hesabına yatırılarak malike ödenmesinden sonra tescil kararı verilir kararın tescile ilişkin hüküm fıkrası kesin olup bedele ilişkin hüküm fıkrasına karşı temyiz yoluna başvurulabilir mülkiyetin idareye geçmesi mahkemece tescil kararı verilmesi ile olur öte yandan sayılı kanunun maddesi uyarınca malikin kamulaştırma kararının iptali istemiyle idari yargıda dava açması da mümkündür kural olarak bu davanın açılması idare tarafından açılan bedel tespiti ve tescil davasını etkilemez diğer bir ifadeyle asliye hukuk mahkemesi idari yargıda kamulaştırma işlemine karşı açılan iptal davasını bekletici mesele yapmak zorunda değildir bununla birlikte sayılı kanunun maddesinin on dördüncü fıkrası uyarınca kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verilmesi durumunda asliye hukuk mahkemesince idari yargıdaki davanın bekletici mesele olarak kabul edilmesi zorunludur c acele kamulaştırma usulü olağan kamulaştırma usulünde idarenin taşınmaza el koyması ancak taşınmazın idare adına tescilinden sonra mümkün olabilmektedir taşınmazın tescili ise tarafların anlaşamaması durumunda yukarıda ifade edildiği üzere ancak asliye hukuk mahkemesince verilecek tescil kararı üzerine gerçekleşir bununla birlikte idare bazı durumlarda taşınmaza hemen ihtiyaç duyabilir bu durumda kamulaştırma sürecinin neticelenmesinin beklenmesi kamu hizmetlerinin yürütülmesinde ciddi aksamalara yol açabilir kanun koyucu bu gibi sakıncaların belli ölçüde bertaraf edilmesi amacına yönelik olarak sayılı kanunun maddesinde düzenlenen acele kamulaştırma usulünü öngörmüştür anılan maddede düzenlenen acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkanı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür il başvuru numarası karar tarihi buna göre tarihli ve sayılı milli müdafaa mükellefiyeti kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacının doğması aciliyetine bakanlar kurulunca karar alınacak hallerde özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir acele kamulaştırma usulü olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkanı tanımaktadır taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi bunun mümkün olamaması durumunda ise asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir bu davada belirlenecek bedelin el koyma istemiyle açılan davada belirlenen bedelden yüksek olması durumunda aradaki fark idare tarafından malike düşük olması durumunda ise malik tarafından idareye ödenir acele kamulaştırma uygulanabilecek hallerden biri olan aciliyetine bakanlar kurulunca karar verilmesi halinin söz konusu olduğu durumlarda idarenin acele kamulaştırma kararı alabilmesi için öncelikle bakanlar kurulunca kamulaştırma ihtiyacı duyulan proje veya yatırımın aciliyet niteliği taşıdığına karar vermesi gerekmektedir v | Violation |
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir türk silahlı kuvvetlerinde tsk yılında göreve başlayan başvurucunun uzman erbaş sözleşme süresi tarihi itibarıyla sona ermektedir başvurucunun sözleşmesinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru görevde kendisinden istifade başvuru numarası karar tarihi edilememesi nedeniyle tarihli işlemle reddedilmiş ve tarihi itibarıyla ilişiği kesilmiştir başvurucu sözleşmenin yenilenmemesi işleminin iptali istemiyle tarihinde askeri yüksek mahkemesinde millî savunma bakanlığı aleyhine dava açmıştır başvurucu dava ve cevap dilekçelerinde özetle hiçbir disiplin cezasının olmadığını başarılı bir meslek hayatı olduğunu sözleşmesinin neden feshedildiğine dair kendisine bilgi verilmediğini eşinden boşandığı süreçte psikolojik sorunlarının bulunduğunu üstlerinin yönlendirmesi ile başvurduğu psikiyatri servisi tarafından elli beş gün istirahat verildiğini sağlık sorunlarının düzeldiği yönündeki tıbbi raporun idarece dikkate alınmadığını idarenin takdir yetkisini kullanırken objektif kriterlere bağlı kalmadığını ifade etmiştir davalı idare savunma dilekçesinde başvurucunun ailevi problemlerinden dolayı yaşadığı psikolojik sorunları nedeniyle olumsuz örnek teşkil ettiğini askerlik mesleğinin değerlerini özümseyemediğini tüm ikazlara ve rehberlik danışma tedbirlerine rağmen durumunda olumlu bir gelişme ya da buna yönelik çabasının gözlenmediğini belirtmiştir dilekçede ayrıca sorunlarını çözdüğünü beyan etse de başvurucunun kendisine ailesine ve eşinin daha önce ilişkisi olan kişilere zarar verebilecek psikolojide olmasının tehlike arz ettiği bu nedenle şahsi tabancasına el konulduğu aldığı istirahat raporları nedeniyle kendisinden istifade edilemeyeceği kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir davalı idare son olarak tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri disiplin kanununun ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlik hâllerinin sayıldığı maddesinin birinci fıkrasının g bendinde tanımlanan iffetsiz bir kimse ile evlenmek veya böyle bir kimse ile yaşamak hükmünü de gözönünde bulundurarak başvurucunun durumu ve aile yapısı itibarıyla tsknın disiplinini temelden sarsması ve askerlik mesleğinin değerleriyle bağdaşmaması nedeniyle sözleşmenin yenilenmediğini ileri sürmüştür birinci dairesi daire tarihli kararıyla davanın reddine karar vermiştir kararda başvurucunun geliboluda görev yaparken tarihinde birlik komutanlığına verdiği dilekçesinde tatbikatlardan döndüğünde eşinin soğuk davrandığı eşinin telefon konuşması dökümünden başka erkeklerle konuştuğunu tespit ettiği eşinin bu durumu itiraf ettiğini belirterek atama talebinde bulunduğu ayrıca başvurucunun şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarihinde eşinden anlaşmalı olarak boşandığı başvurucunun eşiyle ilgili durumu dilekçeye yazmak suretiyle aleni hâle getirdiği ve eşinin ahlaki durumu konusunda asker kişi olarak kendi çevresinde ve birliğinde bir kanaat oluşturduğu belirtilmiştir kararda ayrıca başvurucunun bu süreçte psikolojik sorunlar yaşadığı şahsi tabancasının kendisine ve ailesine zarar verebileceği düşüncesiyle kendisinden alındığı psikolojik sorunlarının devam etmesi üzerine tedavi gördüğü yılında toplam elli bir gün istirahat raporu aldığı yıllık iznini kullanmakta iken ayrıldığı eşiyle tekrar evlendiği buna göre sözleşmenin yenilenmesi gereken tarihte sözleşmenin feshi gerekçelerinden olan kendisinden istifade edilemeyeceği koşulunun gerçekleştiği sonuç olarak sözleşme yenilememe işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı ifade edilmiştir karar düzeltme talebi dairenin tarihli kararıyla reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi iv hukuk tarihli ve sayılı uzman erbaş kanununun hizmet süresi kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir uzman erbaşlar iki yıldan az beş yıldan fazla olmamak şartıyla sözleşme yaparak göreve başlar ve türkiye cumhuriyeti emekli sandığı ile ilgilendirilirler bunlardan a edildikleri kadronun görev özelliklerine göre sınıf ve branşları ile ilgili sağlık nitelikleri uygun olanların müteakip sözleşmeleri bir yıldan az beş yıldan fazla olmamak şartıyla azami yaşına girdikleri yıla kadar uzatılabilir sayılı kanunun başarı gösteremeyenler ve ceza alanlar kenar başlıklı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları şöyledir görevde başarısız olanlarla atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan veya kendilerinden istifade edilemeyeceği anlaşılan uzman erbaşların barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın türk silâhlı kuvvetleri ile ilişikleri kesilir bunlar yedekte er kaynağına alınırlar görevde başarısız olma intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe hâlleri ve bunlara yapılacak işlemler çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir tarihli ve sayılı resmî yayımlanan uzman erbaş yönetmelik sözleşmenin uzatılmasında uygulanacak esaslar kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir erbaşlar sözleşme süresinin bitiminde terhis edilirler bunlardan sözleşmelerinin yenilenmesini isteyenlerin istekleri müteakip sözleşme süreleri bir yıldan az beş yıldan fazla olmamak kaydıyla aşağıdaki şartlar altında kabul edilir a taahhüt ettiği sürenin bitimine en az üç ay kala yurt dışı geçici göreve gidecek uzman erbaşlar için altı ay kala hizmet süresini uzatmak istediğine dair bir dilekçe ile müracaat etmiş olmak b almış oldukları son sicil notu sicil tam notunun yüzde altmış ve daha yukarısında olmak c fiilî kadroda münhal bulunmak ç edildikleri veya edilecekleri kadronun görev özelliklerine göre sınıf ve branşları ile ilgili tarihli ve sayılı bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe giren türk silahlı kuvvetleri sağlık yeteneği yönetmeliğinde belirtilen sağlık niteliklerine sahip olmak bu suretle işlemleri tamamlanan uzman erbaşların sözleşmelerinin uzatılması tasdik edilir ve ilgili kuvvet komutanlığına jandarma genel komutanlığına ve sahil güvenlik başvuru numarası karar tarihi komutanlığına bildirilir bu şekilde sözleşmelerin uzatılması tasdik edilenler yeni bir taahhütname imzalayarak göreve devam ederler uzman çavuş ve uzman onbaşıların sözleşmeleri azamî yaşına girdikleri yıla kadar uzatılabilir görevde başarısız olma kendilerinden istifade edilmeme halleri ve sözleşmenin feshedilmesi sebepleri kenar başlıklı maddesinin ikinci fıkrası şöyledir başarısız olanlar ile kendisinden istifade edilemeyeceği atış spor eğitim operasyon ve istihdam edildikleri kadro görev yerlerinde ve davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede ikazlara rağmen istenen düzeye ulaşamayan ve aşırı derecede borçlananlardan bu durumu rapor tutanak ve her türlü belge ile kanıtlananlar mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde yedi gün ve daha uzun süre ile göreve gelmeyenler anlaşılan atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan uzman erbaşların barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın türk silahlı kuvvetleri ile ilişikleri kesilir bunlar yedekte er kaynağına alınır v | No violation |
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi küçükçekmece cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında başsavcılığın talebi üzerine küçükçekmece sulh ceza mahkemesince tarih ve değişik sayılı karar ile başvurucu hakkında yakalama emri çıkarılmıştır başvurucu ve diğer şüpheli hakkında kasten öldürme ve nitelikli yağma suçlarını işledikleri iddiasıyla küçükçekmece cumhuriyet başsavcılığınca düzenlenen tarih ve soruşturma sayılı fezleke kamu davası açılmak üzere görevli ve yetkili bakırköy cumhuriyet başsavcılığına gönderilmiştir başvurucu ve diğer şüpheli hakkında bakırköy cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile kasten öldürme ve nitelikli yağma suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış dava bakırköy çocuk ağır ceza mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir başvurucu ve diğer şüpheli hakkında bakırköy cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile nitelikli yağma suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış dava bakırköy çocuk ağır ceza mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir bakırköy çocuk ağır ceza mahkemesi sayılı kararı ile sayılı dava dosyasının sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine yargılamanın sayılı dava dosyası üzerinden devam etmesine karar vermiştir başvurucu tarihinde yakalanmış ve kayseri sulh ceza mahkemesince tarihinde mahkemesine sevk edilmek üzere başvurucunun yol tutuklaması yapılmıştır bakırköy çocuk ağır ceza mahkemesince tarihli duruşmada başvurucunun savunması alınmış ve tutuklanmasına karar verilmiştir bakırköy çocuk ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı karar ile başvurucunun mahkûmiyetine ve tutukluluk halinin devamına karar vermiştir temyiz üzerine karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilâmıyla ceza miktarının yanlış hesaplandığı ve eksik kovuşturma yapılarak karar verildiği gerekçesi ile bozulmuştur mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda tarih ve sayılı karar ile başvurucunun yağma suçundan yıl ay gün hapis kasten öldürme suçundan yıl ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir temyiz üzerine karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile onanmıştır başvurucu tarihinde kararı öğrendiğini bildirmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrasının h bendi ile maddesinin numaralı fıkrasının a ve c bentleri iv | Violation |
başvuru dilekçesi ve ekleri ile onaylı suretleri ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap aracılığıyla arhavi cumhuriyet başsavcılığı tarafından gönderilen soruşturma dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu tarihinde artvin ili arhavi ilçe merkezindeki bir otel odasında başından vurulmuş vaziyette bulunan ve akabinde kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren doğumlu mbnin babasıdır başvurucunun oğlu mb bireysel başvuru ve soruşturma dosyasına yansıdığı kadarıyla olay tarihinden yaklaşık on beş yirmi gün önce adlı bir kişi ile konyadan arhaviye gitmiştir mb arhavide adlı kişinin işlerine yardımcı olarak geçimini sağlamaya çalışmış ve burada bulunduğu dönemde e otelinde kalmıştır otel kayıtlarına başvuru numarası karar tarihi göre adlı kişi daha önce de bu otelde kalmışsa da mb bu otelde ilk kez tarihinde kalmıştır kayıtlara göre mb ile ve ile tarihleri arasında da anılan otelde kalmıştır mb tarihinde saat sıralarında otelin numaralı odasında başından vurulmuş vaziyette adlı kişi tarafından bulunmuştur otel resepsiyonunda görevli olan ky saat sıralarında polis hattını arayarak olayı polise bildirmiştir olay yerine intikal eden polis ekipleri mbnin hayati fonksiyonlarının devam ettiğini fark etmiştir bunun üzerine derhal acil servis hattı aranmış ve olay yerine bir ambulansın gönderilmesi istenmiştir mb saat olay yerine intikal eden acil servis ambulansı ile arhavi devlet hastanesine götürülmüştür genel durumu kötü ve bilinci kapalı bir şekilde arhavi devlet hastanesine götürülen mb burada yapılan acil müdahale sonrası daha ileri tetkik ve tedavi için trabzon kanuni eğitim ve araştırma hastanesine sevk edilmiştir mb bunun üzerine trabzon kanuni eğitim ve araştırma hastanesine götürülerek bu hastanenin nöroloji yoğun bakım servisine yatırılmıştır mbnin el trabzon kanuni eğitim ve araştırma hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi gördüğü sırada cumhuriyet savcısının talimatları doğrultusunda alınmıştır mbnin el alındığına dair tutanağın düzenlenme tarihi olup saati mb tedavi gördüğü trabzon kanuni eğitim ve araştırma hastanesinde tarihinde saat sıralarında yaşamını yitirmiştir olay yerine ilk intikal eden polis ekiplerince düzenlenen tarihli saat olay ve araştırma tutanağında özetle mbnin kaldığı odanın kapısının arkadan kilitli haldeyken kırılmış olduğu mbnin girişe göre karşı tarafta bulunan yatak üzerinde ateşli silah ile vurulmuş vaziyette sırtüstü yatar şekilde olduğu ve hayati fonksiyonları devam eden mbnin hastaneye kaldırıldığı belirtilmiştir olay ve araştırma tutanağında ayrıca olay yerine intikal edildiğinde adlı şahsın olayın şoku ile resepsiyonda bulunan koltukta oturduğunun görüldüğü konu ile ilgili ifadesi alınmak üzere şahsın polis merkezi amirliğine götürüldüğü ifade edilmiştir tutanakta olayın meydana geldiği otelin içindeki ve dışındaki kameraların uzun süredir arızalı olduğu bu sebeple olay anını gösterir herhangi bir kamera kaydının bulunamadığı da belirtilmiştir olay yerine ilk gelen polis ekipleri nöbetçi cumhuriyet savcısını olay hakkında bilgilendirmiştir bunun üzerine cumhuriyet savcısı olay yeri inceleme ekibinin gerekli teknik çalışmalara başlamasını istemiş delillerin tespiti ve muhafazası için gerekli tedbirlerin alınması talimatını vermiştir olay yeri inceleme ekibinin olay yerinde yaptığı inceleme neticesinde hazırladığı olay yeri inceleme raporu şöyledir olayın nolu odada meydana geldiği bilgisinin alınması üzerine buraya geçildi nolu odanın kapısının ahşap olduğu kapının kırılmış olduğu kapı kilit dilinin dışarıda olduğu kapının karşısında bir adet yatak olduğu yatağın üzerinde yoğun miktarda kırmızı renkli sıvı olduğu bu sıvının yanında bir adet kovan olduğu yatağın ayak kısmında üzerinde b ibareli bir adet telefon olduğu yatağın yan tarafında bir adet silah olduğu silahın horozunun kurulu olmayıp namlu ağzında da mermi olmadığı şarjörünün boş olduğu görüldü olayın gerçekleştiği odanın kapısının pvc doğrama olduğu kapının alt kısmında bir adet mermi giriş çıkış deliği olduğu kapı üzerine yapışmış halde kıl başvuru numarası karar tarihi parçalarının olduğu banyo içerisine girildiğinde kapının üzerinde bulunan mermi çıkış deliğinin hizasındaki duvar üzerinde bir adet mermi sekme izi olduğu banyo kapısının sol tarafında zemin üzerinde bir adet çekirdek olduğu banyo kapısı önünde bulunan çöp kovası içerisinde sigara izmaritlerinin olduğu görüldü silah üzerinde yapılan vücut izi incelemesinde herhangi bir bulguya rastlanılmadı maktulün eşyalarının numaralı odada olduğu bilgisinin alınması üzerine bu odaya geçilerek şahsa ait siyah valiz ve odada yapılan incelemede herhangi bir bulguya rastlanılmadı olay yerinden alınan bulgular usulüne uygun olarak transfer edilerek tanımları delil bulgu listesinde konumları olay yeri krokisinde belirtilmiştir olay yerinin bu haliyle fotoğrafları çekilerek olayın tanığı olduğu beyan edilen isimli şahsın el alınmak üzere arhavi polis merkezine gidilmiş burada şahsın her iki eline ait el alınarak incelemeye son verilmiştir mbnin yaşamını yitirmesi üzerine tarihinde ölü muayene işlemi gerçekleştirilmiştir ölü muayene işlemine katılan adli hekim kesin ölüm sebebinin klasik otopsi işlemi yapılarak tespit edilmesinin yerinde olacağını belirtmiştir bunun üzerine kesin ölüm sebebinin tespiti amacıyla aynı tarihte klasik otopsi işlemi gerçekleştirilmiş ve otopsi sırasında cesetten kimyasal tetkik için kan göz içi sıvısı ve idrar alınmıştır otopsi sonucunda hazırlanan tarihli raporun ilgili kısmı şöyledir sağ bölgede cilt üzerinde hafif is bulaşığı bulunan altında beyin dokusunun görüldüğü cm çapında ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası sol bölgede düzensiz kenarlı cm ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası görüldü sonuç kimyasal incelemede alkol ve sistematik toksik madde saptanmadığı kişinin vücudundan ateşli silah ürünü elde edilmediği kişinin vücudunda bir adet ateşli silah ürünü giriş ve bir adet ateşli silah ürünü çıkış yarası tespit edilmiş olup yaralanmanın tek başına öldürücü nitelikte olduğu giriş deliği etrafında cilt üzerinde ve cilt altında barut is ve asarına rastlanıldığı cihetle atışın bitişik veya bitişiğe yakın atış mesafesinden yapılmış olduğu kişinin ölümünün ateşli silah yaralanmasına bağlı kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatini bildirir raporudur olay yeri incelemesi neticesinde muhafaza altına alınan tabanca ile tabancanın şarjörü ayrıca olay yerinde bulunan kovan ile mermi çekirdeği gerekli tetkiklerin yapılması amacıyla erzurum kriminal polis laboratuvarı müdürlüğüne gönderilmiştir erzurum kriminal polis laboratuvarı müdürlüğünün tarihli uzmanlık raporunda olay yerinde bulunan tabancanın ateş etmeye mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı yapılan deneme atışlarında fişeklerin patladığının görüldüğü incelenmek için gönderilen mm çap ve tipindeki kovan ile aynı çaptaki mermi çekirdeğinin olay yerinde bulunmuş tabanca ile atılmış olduğu tespitleri yapılmıştır yine erzurum kriminal polis laboratuvarı müdürlüğünce hazırlanan tarihli uzmanlık raporunda mb ve ait sağ ve sol el içi ile el üstlerinden alındığı belirtilen üzerinde atış artıklarına rastlanmadığı belirtilmiştir başvuru numarası karar tarihi kolluk görevlileri tarihinde saat adlı kişinin şüpheli sıfatıyla ifadesini almıştır ilgili kısmı şöyledir mb isimli şahısla yaklaşık olarak gün kadar önce memleketim olan konya iline gittiğim zaman bir meyhanede arkadaş ortamında tanıştım mb bana ailesinden ayrı yaşadığını babasının emekli polis memuru olduğunu geçimini insanları dolandırarak sağladığını başının bu yüzden belada olduğunu en son olarak konya ilinde bulunan bir mobilya mağazasından ikinci el bir yatak odası satın aldığını mevlüt ismindeki taksici bir arkadaşı ile aynı evde kaldıklarını yatak odasının parasını ödemediğinden dolayı şahısların kendisini öldürmekle tehdit ettiklerini ve bu yüzden konya ilinden uzaklaşmak istediğini söyledi ben benim yanımda çalıştığı takdirde yalnızca harçlığını ve otel masraflarını karşılayabileceğimi bu şartlarda yanımda gelebileceğini söyledim o da kabul ederek benimle gün kadar önce ye geldi arhavi ye geldiğimizde benim daha önceden kalmış olduğum e otele yerleştik ben artvin ilinde yaklaşık olarak ticaret ile uğraşmaktayım şu an geçimimi büyük şehirlerde bulunan spot mağazalarından ucuza eşya satın alarak ve bu eşyaları satarak geçimimi sağlamaktayım arhavide bulunduğumuz süre arkadaşım olan mbyi alacaklarımı alması için birkaç ile gönderdim mb bana borcu olan şahıslardan paralarımı alarak getirdi mb benim ile birlikte olduğu zamanlarda sürekli olarak konya ilinde olan kız arkadaşı ile telefonla görüşüyordu ancak ben aralarındaki konuşmalara hiç şahit olmadım mb bana bazı zamanda konya da olan ablaları ile de konuştuğunu fakat aralarının iyi olmadığını söylüyordu mb konyada yaşadığı olaylardan dolayı sürekli tedirgindi bana isimlerini söylemediği şahıslar tarafından öldürüleceği korkusu ile konya iline gidemediğini söylüyordu benim bildiğim kadarıyla da mb üzerinde sürekli olarak ya bıçak ya da tabanca taşıyordu ben bazı zamanlarda da üzerinde silah taşıdığını görüyordum fakat kendisine herhangi bir şey söylemedim günü öğlen saatlerinde uyandık otelde kahvaltı yaptık ben kaldığım oda temizleneceği için ve o gün otelden ayrılacağımdan dolayı kendime ait içerisinde bana ait kıyafetler olan kırmızı siyah renkli çantamı odadan alarak resepsiyonun oraya bırakacağım zaman mb de kendisine ait içerisinde tabancası olan siyah renkli el çantasını benim çantamın büyük bölümüne koymuştu fakat kendi el çantasını bir ara almıştı tekrar el çantasını benim çantamın içine koymuş ama ben görmedim otelde bulunduğumuz sırada saat sıralarında resepsiyon görevlisi sinan isimli şahıs at yarışı kuponu hazırlıyordu ben kendisine bir kupon da bize hazırla oynayalım dedim sinan bize bir kupon hazırladı biz de kuponu yatırdık ve at yarışını televizyondan seyretmeye başladık yarış saat sıralarında bitti ben mbye hadi otelden çıkıp dolaşalım dedim arhavi içerisinde biraz yaya olarak gezdik ve benim sürekli olarak gittiğim t isimli meyhaneye geldik burada bir müddet alkol aldık alkol aldıktan sonra mb bugüne kadar ailesiyle yaşadıkları olumsuzlukları konya ilinde yirmi bin tlnin üzerinde borcu olduğunu bu yüzden intihar edeceğini söyleyince ben sinirlendim ve elimi kaldırarak tl için adam kendini öldürür mü diyerek zorla masaya oturtturdum ben mbnin t isimli meyhanede bana abi ben kendimi öldüreceğim demesi sonrasında silah üzerinde mi diye kontrol ettim silah üzerinde değildi bana yemin ederek dayı üzerimde silah yok dedi bir müddet sonra hesabı ödeyerek oradan ayrıldık ve yaya olarak otele doğru yürümeye başladık ben bu esnada hopa dan tanıdığım taksici bir arkadaşı beni alması için aradım fakat trabzon da olduğunu söyledi biz yaya olarak otele geldik benim amacım kendisine zarar vermesini önlemek için siyah el çantasının içindeki silahı alarak hopaya gitmekti otelin içerisine önde ben arkamda mb giriş yaptık ben resepsiyona giderek otelde sadece mbnin kalacağını söyleyerek parasını ödedim gündüzden resepsiyon girişine bıraktığım kırmızı siyah renkli çantamı almak için yöneldiğimde çantanın yerinde olmadığını gördüm ve resepsiyon görevlisine çanta nerede diye sordum o da bana çantayı mbnin alarak odaya gittiğini söyledi ben de bunun üzerine mbnin silahını benim çantamın içerisine tekrar koymuş olduğunu bildiğim için kendisine zarar vereceği düşüncesiyle hemen odaya doğru koştum mbnin bulunduğu numaralı odanın kapısı kilitli idi mbye kapıyı aç diyerek kapıya vurdum açmayınca kapıyı kırdım içeri girdiğimde mb yatağın b numarası karar tarihi üzerinde oturuyordu elinde kendisine ait tabanca vardı tabancayı başının sağ tarafına doğru tutarak bana hitaben güle güle diyerek tabancayı ateşledi ben kafasındaki kanı görünce şoka girdim kapının hemen önündeki bana ait olan çantayı refleks ile aldığımı hatırlıyorum oradan resepsiyon bölümüne geçtim bu sırada yanıma gelen resepsiyon görevlisi ne olacak ne olacak diye panik halinde bana sordu ben de polisi ve ambulansı ara dedim kısa süre sonra da polisler ve ambulans geldi odada yaralı olan mbye müdahale ederek hastaneye kaldırdılar benim bildiğim kadarı ile mb ailesi ile olan problemleri ve piyasaya olan borçlarından dolayı kendisine ait tabancası ile intihara kalkıştı ben kendisine engel olmak istedim fakat bir anlık boşluktan faydalanarak bu olayı gerçekleştirdi kolluk görevlileri tarihinde otel resepsiyonunda görev yapan ky adlı kişinin tanık sıfatıyla ifadesini almıştır kynin ifadesi okunabildiği kadarıyla şöyledir otelde olarak görev yapmaktayım günü saat sıralarında otel müşterilerimizden mb okunamadı bana iyi geceler dileyip resepsiyonda bulunan bavulunu alarak odasına gitti ben resepsiyon vardiyamı okunamadı teslim aldım vardiyayı teslim aldığım arkadaş bana bavulun mbye ait olduğunu ve gece okunamadı teslim alacağını söylemişti mbnin resepsiyonla aynı katta bulunan numaralı odasının okunamadı anahtarla kapattığını ben oturduğum resepsiyon masasından duydum mbnin odasına gitmesinin ardından dakika sonra dayısı koşarak resepsiyona geldi ve çantayı sordu kendisine çantayı yeğeninin aldığını söyledim yanımdan ayrılarak mbnin odasına gitti ve kapıyı çaldı sertçe vurmaya ve içeride bulunan mbye sürekli kapıyı açması için bağırıyordu ses tonu ve kapıyı vurma şiddeti artınca bulunduğum yerden kalkarak yanına gittim kendisini saatin geç olduğu ve otelde çalışanların rahatsız olabileceği yönünde ikaz ettim kendisi sakinleşerek bir sorunun olmadığını söyledi ben de yanından ayrıldım ve resepsiyonda okunamadı oturdum masama yerleştiğim anda mbnin odasından bir el silah sesi duyuldu silah sesinin duyulması ile birlikte mbnin kalmakta olduğu kapıya omuz atarak kırdı kendisi kapının eşiğinden içeri baktı ve bir adım geri çekildi ben hemen yanına gittim elini başına koyarak kendini vurdu diyerek geri çekildi ve yere çöktü kapıdan içeri baktığımda kapının karşısında bulunan yatağın üzerinde mbyi yatar vaziyette gördüm mb okunamadı sırtüstü yatar vaziyetteydi hemen yanımda bulunan cep telefonumdan arayıp okunamadı vererek yardım istedim olayın etkisiyle şoka girmiş gibi görünüyordu okunamadı sürekli sigara içiyor ve konuşamıyordu kısa bir süre sonra polis ekipleri ve ekipleri otele geldiler mb gününden beri otelimizde kalmaktadır okunamadı otelimizde kalmıştır uzun süredir otelimize gelip gitmektedir kendisinin okunamadı bilgim yoktur nerede çalıştıkları ne için burada oldukları hakkında bilgim yoktur okunamadı akrabalık ilişkisini kendi beyanları doğrultusunda biliyorum gerçekliği hakkında bilgim yoktur okunamadı olayla ilgili olarak tüm bilgi ve görgüm bunlardan ibarettir kolluk görevlileri tarihinde t adlı birahanenin sahibi ok ile burada garson olarak çalışan as adlı kişinin tanık sıfatıyla ifadesini almıştır ok ile as birbiriyle örtüşen ifadelerinde özetle mb ile en son tarihinde saat sıralarında birahaneye gelerek tavuk şiş çerez börek yoğurt rakı ve iki servis tabağı ile iki adet içki bardağı istediklerini daha önceden de dört beş defa gelen mbnin genel olarak fazla alkol almadığını hatta bir defasında içki içmediğini dün ise iki rakı bardağı istediklerini bu kişiler arasında yüksek sesle konuşmaların olmadığını bu kişilerin birbirlerine el kol ile vurduklarını ya da hakaret ettiklerini görmediklerini hesabı ödediğini önceki gelişlerinde de hesabı sürekli ödediğini belirtmişlerdir soruşturma kapsamında tarihinde başvurucunun müşteki sıfatıyla ifadesi alınmıştır başvurucu özetle oğlu ile birlikte yaşamadığını oğlunun ayrı bir ev tuttuğunu şüpheli oğlunun arkadaşı olduğunu oğlunu arhaviye bu kişinin başvuru numarası karar tarihi götürdüğünü fakat niye götürdüğünü bilmediğini daha sonra yapmış olduğu araştırmalarda bu kişinin silah kaçakçısı olduğunu duyduğunu bu kişinin belki de oğlunu silah kaçakçılığı yaptırmak için arhaviye götürdüğünü oğlunun borçlarını kafaya takan biri olmadığını borçların çoğunu kendisinin ödediğini birkaç defa oğluna para gönderdiğini oğlunun intihar ettiğine inanmadığını bu olayı yapmasından ya da yaptırmasından şüphelendiğini belirtmiştir arhavi cumhuriyet başsavcılığı soruşturma kapsamında elde ettiği verileri dikkate alarak mbnin ölüm olayı ile ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir kararın ilgili kısmı şöyledir bu bağlamda tarihinde maktul mbnin ölümü ile ilgili yapılan soruşturma ile ilgili öncelikle olayın intihar mı yoksa kasten adam öldürme mi olduğu noktasında yapılan değerlendirmede olayın görgü tanığı otel görevlisi k y yukarıda özetlenen beyanları şüpheli beyanları trabzon adli tıp grup başkanlığınca düzenlenen otopsi raporunda maktulün bitişik veya bitişiğe yakın mesafeden yapılan atışla hayatını kaybettiğinin belirtilmesi olaydan hemen sonra arhavi emniyet müdürlüğünce düzenlenen tutanaklar ile olay yeri ekibince düzenlenen raporun değerlendirilmesi neticesinde olayın intihar olduğunun anlaşıldığı şüpheli hakkında intihara yönlendirme eyleminden yürütülen soruşturmada yukarıda belirtilen deliller kapsamında yapılan değerlendirmede şüpheli maktulü intihara yönlendirdiğine ilişkin dava açmaya yeterli nitelikte delil bulunmadığının anlaşılması nedeniyle tarihinde meydana gelen maktul mbnin ölümü olayı ile ilgili ve şüpheli hakkında açıklanan nedenlerle kamu adına ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi başvurucu anılan karara başvurucu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın eksik tahkikat ve inceleme sonucu verildiği gerekçesiyle bu kararın kaldırılarak şüpheli ya da şüpheliler hakkında kamu davası açılması talebinde bulunmuştur başvurucu tarihli dilekçesinde özetle oğlunun kesinlikle intihar etmediğini oğlunun bir çete ya da şebeke tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü oğlunun intihar edecek bir yapıda olmadığını ifade etmiştir başvurucu soruşturma kapsamında alınan ifadelerin çelişkili olduğunu beyanına göre oğlunun içinde tabanca bulunan çantayı resepsiyondan alarak bu tabancayı ateşlemek suretiyle intihar ettiğini içinde tabanca bulunan bir çantanın resepsiyona bırakılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu şüphelinin ifadesindeki diğer bir yalanın ise kapıyı kırması olduğunu olağan hayat koşullarında kapı açılmıyor diye kimsenin hemen kapıyı kırmayacağını beyanlara göre resepsiyon ile odanın yakın mesafede olduğunun anlaşıldığını böyle bir durumda normal bir insan davranışının resepsiyondan yedek anahtarı alıp kapıyı açmak olduğunu zaten resepsiyon görevlisi ile şüphelinin ifadelerinin çok net bir şekilde birbiriyle çeliştiğini resepsiyon görevlisi kynin beyanında silah patladıktan sonra şüphelinin kapıyı kırarak içeri girdiğini belirttiğini şüphelinin ifadesinde ise kapıyı silah patlamadan önce kırdığını ifade ettiğini belirtmiştir başvurucu ayrıca oğlunun ve şüphelinin ellerinden alınan atış artığının bulunmadığını oğlu ateş etmiş olsaydı mutlaka ellerinde barut izinin bulunması gerektiğini şüphelinin ellerini yıkayarak bu iz ve emareleri yok etmiş olabileceğini şüphelinin olay günü gittiği yerlerde bulunan kamera kayıtlarının incelenmediğini belirtmiştir talebini inceleyen rize ağır ceza mahkemesi tarihli kararıyla şikayetçinin iddiası şüphelinin ifadesi tüm dosya kapsamı kararda gösterilen ve yerinde görülen gerekçeye göre arhavi tarih ve soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir bu karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun bir suçun işlendiğini öğrenen cumhuriyet savcısının görevi kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir cumhuriyet savcısı ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar sayılı kanunun cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir cumhuriyet savcısı doğrudan doğruya veya emrindeki adli kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir cumhuriyet savcısı adli görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca bu hususta o yer cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister adli kolluk görevlileri el koydukları olayları yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları cumhuriyet savcısına derhal bildirmek ve bu cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür v | Violation |