Text
stringlengths
259
74.5k
Label
stringclasses
2 values
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu rüşvet verme suçunu işlediği iddiasıyla hakkında yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde devlet güvenlik mahkemesi cumhuriyet ifade vermiştir soruşturma aşamasının tamamlanmasının ardından başvurucu ile birlikte yirmi üç sanık hakkında yasa dışı faaliyetler sonucu elde ettikleri gelirin bir bölümünü terör örgütlerine aktardıkları iddiası ile diyarbakır nolu devlet güvenlik mahkemesinde kamu davası açılmıştır diyarbakır nolu devlet güvenlik mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile sanıkların yasa dışı terör örgütüne üyelik suçundan beraatlarına karar vermiş ancak atılı diğer suçlardan mahkemenin görevsizliğine yargılamaya devam edilmesi için dosyanın diyarbakır ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetmiştir diyarbakır ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile devlet güvenlik mahkemesince verilen kararın usule uygun olmadığını bu nedenle davanın usulüne uygun açılmış sayılamayacağını belirterek sanıklar hakkında yürütülen usuli işlemlerin durdurulmasına ve dosyanın gereğinin takdir ve ifası için diyarbakır cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesine hükmetmiştir başsavcılığa gelen dosya için yeniden hazırlık kaydı yapılmış başsavcılıkça başvurucu ile beraberindeki yirmi üç sanık hakkında tarihli yeni bir iddianame düzenlenmiştir iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda diyarbakır ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile başvurucuyu verme suçundan mahkum etmiştir kararın temyizi üzerine yargıtay ceza dairesi tarih ve sayılı ilamı ile başvurucu hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar vermiştir başvurucu bu kararı tarihinde öğrendiğini belirtmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı mülga türk ceza maddesinin birinci fıkrasının numaralı bendi maddesinin ikinci fıkrası iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu ankara ili altındağ ilçesi yıldıztepe mahallesi ada parsel sayılı taşınmazın malikidir başvurucunun beyanına göre taşınmaz murisi tarafından tarihinde edinilmiş ve üzerindeki bina da bu tarihten kısa bir süre sonra başvuru numarası karar tarihi inşa edilmiştir yine başvurucu murisi tarafından tarihli ve sayılı ve gecekondu mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak bazı ve sayılı kanununun bir maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun hükümlerinden yararlanmak amacıyla tarihli başvurunun yapıldığını ifade etmiştir başvurucu murisi tarafından belediye müdürlüğüne yapılan tarihli başvuru neticesinde başvuru masrafı olarak tlnin belediye müdürlüğünün ziraat bankası hesabına yatırıldığını belirtmiştir altındağ belediyesi belediye tarafından imar uygulaması sonucunda başvurucuya ait taşınmaz üzerindeki gecekondunun bir kısmının imar yolunda kaldığı gerekçesiyle bu kısmın yıkımına ve yine bu kısımda kalan ağaçların da kaldırılmasına karar verilmiştir başvurucu yıkım kararı üzerine tarihinde ankara sulh hukuk mahkemesine başvurarak taşınmaz üzerindeki yapı ve ağaçların değerinin tespitini talep etmiştir tespit talebi üzerine alınan bilirkişi raporunda binanın imar yolunda kalan kısmının yapı değeri ile yıkımdan arta kalan kısmının kullanılabilir hale getirilmesi için gerekli masrafın toplamının tl taşınmaz üzerindeki ağaç bedellerinin ise tl olduğu tespit edilmiştir başvuru formu ve eklerinde binanın hangi tarihte yapıldığına ilişkin bir bilgi yer almamaktadır diğer taraftan başvurucunun binanın yılı öncesinde yapıldığına ilişkin beyanına karşı idare tarafından derece mahkemelerine bir itirazda bulunulmamıştır binanın yıkım tarihi de yine başvuru formu ve eklerinden anlaşılmamakla birlikte yıkım işlemi üzerine başvurucu tarafından yılında dava açıldığı dikkate alındığında söz konusu yapının belirtilen tarihler arasında en az yirmi dört yıl süre boyunca kullanıldığı değerlendirilmiştir başvurucu imar uygulaması kapsamında yıkım nedeniyle oluşan zararının tazmin edilmemesi nedeniyle tarihinde belediye aleyhine alacak davası açmıştır ankara asliye hukuk mahkemesi davanın idari yargının görev alanına girip girmediği noktasında karar verilmek üzere dosyanın danıştay başsavcılığına gönderilmesine karar vermiştir danıştay başsavcılığının tarihli kararıyla olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılarak dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesi yönünde hüküm tesis edilmiştir mahkemece bu karar doğrultusunda tarihli kararıyla görevsizlik kararı verilerek dosyayı uyuşmazlık mahkemesine gönderilmiştir uyuşmazlık mahkemesinin tarihli kararıyla davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu karara bağlanmıştır bu karar üzerine davaya ankara mahkemesinde mahkeme devam edilmiştir başvurucu anılan davada sayılı kanun kapsamındaki imar affı hükümlerinden yararlanmak istemiyle murisi tarafından süresi içinde başvuru yapıldığını başvuru masrafının ödendiğini sayılı kanunun maddesinde düzenlenen hak sahibi olamayacak kişiler kapsamında olmadığını öne sürmüştür başvurucu taşınmaz üzerindeki binanın tarihinden önce yapıldığının murisi tarafından yapılan başvuru üzerine belediye tarafından tespit edildiğini belirtmiştir davalı belediye başvurucunun bu yöndeki beyanlarının aksine bir şey söylememektedir belediye davaya karşı savunmasında başvuruya konu taşınmaz için geçerli bir imar affı müracaatının bulunmadığını ileri sürmüştür başvuru numarası karar tarihi mahkeme tarihinde davanın reddine karar vermiştir kararda imar planı kapsamında yol olarak belirlenen alan üzerinde yer alan yapının ruhsatsız olmasına rağmen imar affı yasasından yararlanan bir yapı olması durumunda enkaz bedelinin ödenmesi gerektiği vurgulanmıştır fakat mahkeme kararında başvurucu tarafından imar affından yararlanmak amacıyla yapılan bir başvurunun olup olmadığı ve bu konunun akıbeti hakkında herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiştir sonuç olarak görev ve sorumluluğu bulunan idare açısından gecekondunun yıkılmasının hizmet kusuru olarak değerlendirilemeyeceği yapının yıkımı nedeniyle oluşan zararın idare tarafından tazmin edilmesinin hukuken mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir başvurucunun temyiz talebi danıştay dairesinin tarihli kararıyla reddedilmiş karar onanmıştır karar düzeltme isteminin de aynı dairenin tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine karar kesinleşmiştir nihai karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı kanununun ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar kenar başlıklı maddesi şöyledir bu kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur durdurma yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır bu tebligatın bir muhtara bırakılır bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister ruhsata aykırılık olan yapıda bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu inceleme sonunda anlaşılırsa mühür belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir aksi takdirde ruhsat iptal edilir ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir sayılı kanunun bu kanun hükümlerinden yararlanamayacak olanlar kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir aşağıdaki durumlara uyan yapılar bu kanun hükümlerinden yararlanamazlar başvuru numarası karar tarihi kasım tarihinden sonra yapılan gecekondular ile inşaasına başlanan imar mevzuatına ruhsat ve eklerine aykırı yapılar ve çanakkale boğazında haziran tarihinden sonra yapılan gecekondular ile ekim tarihinden sonra inşasına baş anan imar mevzuatına ruhsat ve eklerine aykırı yapılar b uluslararası hukuk avrupa haklan mahkemesi içtihadında mülkiyet hakkının kapsamı konusunda mevzuat hükümlerinden ve derece mahkemelerinin bunlara ilişkin yorumundan bağımsız olarak özerk bir yorum esas alınmaktadır b no b no b no b no mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının ancak müdahalenin avrupa haklan sözleşmesine sözleşme ek nolu protokolün maddesinin anlamı kapsamında bir mülk ile ilişkili olması durumunda ileri sürülebileceğini belirtmektedir buna göre alacak haklarını da içeren mevcut mülk veya mal varlığı yanında mülkiyet hakkının elde edilebileceği yönündeki en azından bir meşru beklenti de mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilebilir b no lihtenştayn prensi b no meşru beklenti kavramının ilk defa geliştirildiği kararlar için bkz pine valley ltd ve b no krallık b no ve b no kararına konu olayda ümraniye çöplüğünde meydana gelen metan gazı patlaması sonucu gerçekleşen toprak kayması dolayısıyla başvurucuya ait gecekondu zarar görmüştür başvurucunun konutunun bulunduğu taşınmazın hazineye ait olduğunu ve bir gün bu taşınmazı devralma beklentisinin mülk teşkil etmediğini kabul etmiştir ancak yılında ruhsatsız olarak inşa edilmesinden yılında meydana gelen kazaya kadar belediye makamlarınca anılan taşınmazda bulunan gecekondunun dikkat çekmiştir kararda yetkili makamların başvurucu ve yakın akrabalarının bu evde oluşturdukları toplum ve aile çevresinde hiç rahatsız edilmeden yaşamasına izin verildiği üstelik başvurucudan emlak vergisi alındığı ve ücret karşılığında başvurucunun kamu hizmetlerinden yararlanmasının sağlandığı belirtilmiştir bu sebeple yetkili makamların başvurucu ve akrabalarının meskenleri ile taşınır mallarında mülkiyet hakkına ilişkin bir menfaate sahip olduğunun fiili de olarak kabul edildiği tespitinde bulunmuştur imar uygulamaları bakımından belirli bir takdir yetkisi olduğunu ancak bu takdir hakkının zamanında uygun ve hepsinden önemlisi tutarlı bir şekilde harekete geçme yükümlülüğünü sona erdirmeyeceğini belirtmiştir göre somut olayda bu yükümlülüğe uyulmadığı gibi kaçak yapılan engellemeye yönelik kanunların uygulanmasında oluşturulan belirsizliğin başvurucunun meskenine ilişkin durumun bir gece içinde değişebileceğini sanmasına neden olması mümkün değildir başvurucunun meskenine yönelik mülkiyet hakkına ilişkin menfaatinin sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin ilk cümlesi çerçevesinde önemli bir menfaat ve dolayısıyla bir mülk oluşturduğu sonucuna varmıştır keriman tekin ve b no kararına konu olay yılında yaptırılan başvuruculara ait konutun bir okul inşaatı sırasında zarar başvuru numarası karar tarihi görmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir bu olayda derece mahkemeleri konutun ruhsatsız olduğu gerekçesiyle başvurucuların tazminat taleplerini reddetmişlerdir kararına atıfla ruhsatsız olarak yapılmış olsa da kamu makamlarınca bu yapının yıktırılmadığı veya yıkımı yönünde bir işleme de girişilmediğine dikkat çekilerek tapuya tescil edilen konut yönünden başvurucuların sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin birinci paragrafında ifade edilen anlamda mülk teşkil edebilecek menfaatlerinin olduğu belirtilmiştir keriman tekin ve başvuruyu genel ilke niteliğindeki mülkiyetten barışçıl yararlanma hakkına ilişkin birinci kural çerçevesinde incelemiş keriman tekin ve müdahalenin kanuni dayanağının çevreyi korumak yönünde bir meşru amacı içerdiğini kabul etmiştir keriman tekin ve ancak göre somut olayın koşullarında oluşan maddi zarara rağmen başvurucuların tazminat taleplerinin reddedilmesi başvurucuların mülkiyet hakkı kapsamındaki menfaatleri ile kamunun yararı arasındaki adil dengeyi bozmuş başvuruculara aşırı ve olağan dışı bir külfet yükletilmesine yol açmıştır bu gerekçelerle başvurucuların mülkiyet haklarının ihlaline karar vermiştir keriman tekin ve v
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu halkın kurtuluş partisi yasal olarak kurulmuş ve faaliyetlerini sürdüren bir siyasi partidir birinci başvurucu metin hakkında bartın valiliğinin tarihli ve sayılı oluru ile parti il teşkilâtı yönetim kurulu başkanı sıfatıyla tl idari para cezası verilmiştir kararın gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir genel merkezi ankara ilinde kurulu ve ilimizde faaliyet gösteren kurtuluş partisi bartın teşkilâtı dosyasında yapılan incelemede tarihinde ilimiz merkezinde kuruluşlarını yaparak faaliyetlerini sürdürdükleri ancak kuruluş tarihinden itibaren üç yıl geçmesine rağmen il kongresini yapmadıkları tespit edilmiş olup konu ile ilgili olarak kurtuluş partisi bartın teşkilâtı hakkında il kongresini zamanında yapmadıklarından dolayı sayılı dernekler kanununun maddesine istinaden teşkilâtı yönetim kurulu başkanına tl idari para cezası uygulanması bartın dernekler müdürlüğünün yukarıda verilen karara istinaden birinci başvurucuya uyguladığı idari para cezası tebliğinin ilgili kısmı şöyledir tarihinde bartın il merkezinde halkın kurtuluş partisi teşkilâtının kuruluşunu yaptığınız ancak kuruluş tarihinden itibaren üç yıl geçmesine rağmen il kongresinin zamanında yapılmasını sağlamadığınız tespit edildiğinden hakkınızda kayıtlı valilik makamı ile tl idari para cezası uygulanmıştır başvuru numarası karar tarihi birinci başvurucunun anılan işleme karşı yaptığı itiraz bartın sulh ceza hâkimliğinin tarihli ve sayılı kararında idari para cezasının miktarı itibarıyla kesin olarak reddedilmiştir kararın gerekçesinin ilgili bölümleri şöyledir kabul gerekçe başvuru dilekçesi bartın dernekler müdürlüğü tarihli cevabi yazısı ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde sayılı siyasi partiler ve maddelerinde siyasi partilerin her kademe kongrelerinin büyük kongre il kongresi ilçe tüzüğünün göstereceği süreler içerisinde iki yıldan az yıldan fazla olmayacak süre içerisinde yapılacağı amir hükümle düzenlenmiştir siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatlarının olağan kongrelerini süresinde yapmamaları veya birden fazla kez yapmamaları ilgili partinin o il veya ilçedeki teşkilatın kendiliğinden dağılması sonucunu birlikte kongre süresi geçtikten sonra anılan il ve ilçedeki parti organlarının görevleri ve sıfatları son erecektir bilindiği üzere sayılı siyasi partiler kongrelerle ilgili genel hükümler kenar başlıklı maddesinde kasım tarihli ve sayılı dernekler kanununda bu kanuna aykırı olmayan hükümleri siyasi partilerin her kademedeki kongreleri içinde uygulanır hükmünü aynı ceza genel hükümleri kenar başlıklı maddesi bu kanunla kasım tarihli ve sayılı dernekler kanununda bu kanuna yapılan atıflar hakkında söz konusu kanunda yer alan ve bu kanun hükümlerine aykırı bulunmayan ceza müeyyideleri siyasi partiler ve sorumluları hakkında da uygulanır hükmünü taşımaktadır yukarıda bahsi geçtiği üzere sayılı siyasi partiler ve maddelerine göre ilçe kongresinin il kongresinin yapılmasına engel olmayacak şekilde il kongresinin de büyük kongrenin yapılmasına engel olmayacak şekilde parti tüzüğünde gösterilecek süreler içerisinde toplanacağının düzenlendiği ve yasal süreyi aşmamak şartıyla siyasi partilere takdir hakkı verildiği anılan amir hükme uyulmaması durumunda ise aynı kanunun ve maddeleri aracılığıyla dernekler kanunu hükmünün uygulanacağının düzenlendiği anlaşılmaktadır dernekler ceza genel hükümleri kenar başlıklı b maddesinde ise genel kurulu süresinde toplantıya çağırmayan genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerinin idari para cezasına çarptırılacağı hükme bağlanmıştır dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile yukarıda izah edilen mevzuat çerçevesinde yapılan değerlendirmede her nekadar itiraz eden vekili itiraza konu dilekçesinde partinin kurulmasından bu yana yeni üye yapamadıklarından dolayı ilk genel kurul toplantısını yapamadıklarını bu nedenle işlenemez suç mahiyetinde bulunduğunu medeni ancak bu toplantıya katılan üye sayısı yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz hükmünün düzenlendiğini itiraz dilekçesinde belirtmiş ise de yukarıda sayılı ilgili madde hükümlerinde belirtildiği üzere il ve ilçe kongresinin büyük kongrenin yapılmasına engel olmayacak şekilde parti tüzüğünde gösterilecek süreler içerisinde toplanacağı ve genel kurul toplantılarının iki yıldan az yıldan fazla olmayacak süre içerisinde yapılacağı hükmünün düzenlendiği ilçe seçim genel kurul toplantılarında toplantı yeter sayısının sağlanamaması halinde toplantının nasıl yapılacağı hususunda herhangi bir düzenleme yapılmamış ise de büyük kongre toplantısının toplantı yeter sayısına ilişkin düzenleme getirdiği ve buna göre ilk çağrıda toplantı yeter sayısının başvuru numarası karar tarihi elde edilememesi halinde ikinci çağrı üzerine yapılacak toplantıda toplantı yeter sayısının aranmayacağının hükme bağlandığı sayılı düzenlenmeyen konularda medeni ancak bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği medeni toplantı yeter sayısını düzenleyen maddesinin ise özel kanun niteliğindeki sayılı ve maddesinde düzenlenen amir nitelikteki hükümlere aykırılık teşkil etmesi nedeniyle uygulanmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmakla ilgili mevzuata uygun olarak verilen idari para cezasına ilişkin itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir bu karar birinci başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiş tarihinde de bireysel başvuru yapılmıştır b hukuk tarihli ve sayılı siyasi partiler teşkilâtı başlıklı maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir kongresi büyük kongrenin yapılmasına engel olmayacak şekilde parti tüzüğünde gösterilen süreler içinde toplanır halkın kurtuluş partisi örgütler ve kongreler başlıklı maddesinin c bendi şöyledir kongreler üç yılda bir birbirlerini tamamlayacak sırayla toplanır sayılı ilgili genel hükümler başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir kasım tarihli ve sayılı dernekler kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri siyasi partilerin her kademedeki kongreleri için de uygulanır sayılı ceza hükümleri başlıklı maddesi şöyledir kanunla kasım tarihli ve sayılı dernekler kanununa yapılan atıflar hakkında söz konusu kanunda yer alan ve bu kanun hükümlerine aykırı bulunmayan ceza müeyyideleri siyasi partiler ve sorumluları hakkında da uygulanır sayılı sebeplerle başvuru başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir siyasi partinin bu kanunun inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine anayasa mahkemesine cumhuriyet başsavcılığınca resen yazı ile başvurulur anayasa mahkemesi söz konusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasî parti hakkında ihtar kararı verir tarihli ve sayılı mülga dernekler hükümleri başlıklı bölümünde yer alan maddesinin ikinci fıkrası şöyledir kurul toplantılarını kanun ve tüzüklerine aykırı olarak yapan dernek yöneticileri hakkında fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde liraya kadar başvuru numarası karar tarihi ağır para cezası hükmolunur gerektiğinde kanun ve tüzüğe aykırı yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de mahkemece karar verilebilir tarihli ve sayılı dernekler ve dernekler kanunlarına yapılan atıflar başlıklı maddesi şöyledir kanunlarda sayılı cemiyetler kanunu sayılı dernekler kanunu veya sayılı dernekler kanunu ile bunların ek ve değişikliklerine veya belli maddelerine yapılan atıflar bu kanuna veya bu kanunun aynı konuları düzenleyen madde veya maddelerine yapılmış sayılır bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde aynı konuları düzenleyen sayılı türk medeni kanununun ilgili hükümlerine atıf yapılmış sayılır sayılı hükümleri başlıklı maddesinin birinci fıkrasının b bendi şöyledir kurulu süresinde toplantıya çağırmayan genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerine beşyüz türk lirası idarî para cezası verilir mahkemece kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir sayılı uygulanması başlıklı maddesinin ikinci fıkrası şöyledir kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir bitlis ili güroymak ilçesi köyü mezrasında yapılan kadastro tespit çalışmaları sonrasında pafta parsel pafta parsel pafta parsel pafta parsel pafta parsel sayılı taşınmazların bir kısmı mera ve mezarlık olarak bir kısmı da maliye hazinesi adına tespit edilmiştir bu tespit üzerine başvurucular tarihinde bitlis kadastro mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açmışlardır yapılan yargılama sonucunda bitlis kadastro mahkemesince tarihinde uyuşmazlık konusu parsellerin bulunduğu güroymak ilçesinde adliyenin açılması üzerine yetkisizlik kararı verilmiş dava dosyası güroymak kadastro mahkemesine gönderilmiştir güroymak kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilen dava aynı mahkemenin tarafları ve konusu aynı olan sayılı dosyası ile birleştirilmiş yargılamaya sayılı dosya üzerinden devam edilmesi kararlaştırılmıştır güroymak kadastro mahkemesinin tarihli ve sayılı kararıyla uyuşmazlık konusu taşınmazlar mera olarak değerlendirilerek dava başvurucular aleyhine sonuçlandırılmıştır temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilamıyla derece mahkemesi kararı bozularak dosya güroymak kadastro mahkemesine gönderilmiş ve mahkemenin sayılı dosyasına kaydedilmiştir hâkimler ve savcılar yüksek kurulunun tarih ve sayılı kararıyla güroymak ilçesinde görülen kadastro davalarının tatvan kadastro mahkemesine devrinin kararlaştırıldığı gerekçesiyle dava dosyası tatvan kadastro mahkemesine gönderilerek mahkemenin sayılı dosyasına kaydedilmiştir tatvan kadastro mahkemesi tarihli ve sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermiştir anılan karar temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz güher ergun ve tosun tayfun ergun b no başvuru numarası karar tarihi iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu güzel sanatlar fakültesi mezunudur ve yılları arasında diyarbakırın silvan ilçesinde sözleşmeli öğretmen olarak görev yapmıştır başvuruya konu olayın yaşandığı tarihte başvurucu herhangi bir öğretim kurumunda görev yapmamaktadır a hendek olayları türkiyede uzun süredir devam eden pkknın neden olduğu şiddetin ve terör olaylarının sona erdirilmesi amacıyla hükûmet tarafından yılının sonlarından itibaren demokratik açılım adı verilen bir süreç başlatılmıştır çözüm süreci olarak da isimlendirilen ve yaklaşık üç yıl devam eden süreçte şiddet ve terör olayları önemli ölçüde azalmıştır güvenlik güçlerinin daha sonra yayımlanan raporlarına bakılırsa bu dönemde pkk terör örgütü bazı şehirlerde silah ve mühimmat yığınağı yapmış yılının ortalarından itibaren terör ve şiddet bu kez şehirlerde baş göstermiştir şırnakın cizre silopi ilçeleri hakkârinin yüksekova ilçesi diyarbakırın silvan sur ve bağlar ilçeleri mardinin dargeçit nusaybin ve derik ilçeleri ile muşun varto ilçesinde pkk terör örgütü tarafından cadde ve sokaklara hendekler kazılarak barikatlar kurulmuş ve buralara patlayıcılar yerleştirilerek bu yerleşim yerlerinin bir kısmında öz yönetim adı altında hâkimiyet kurulmaya çalışılmıştır yaklaşık on ay süren şiddet olayları daha sonra hendek olayları olarak isimlendirilmiştir hendek operasyonları türk silahlı kuvvetleri ve emniyet genel müdürlüğünce pkk mensuplarına karşı ortak olarak gerçekleştirilen başta sur cizre ve nusaybin olmak üzere on bir şehirde yürütülen askerî operasyonlardır güvenlik güçleri anılan yerlere halkın giriş ve çıkışını engellemek isteyen terör örgütü mensuplarına operasyon düzenlemiş ve çatışmaya girmiştir bu operasyonların gerçekleştirildiği bölgelerin bazılarında sokağa çıkma yasakları uygulanmış ve bazıları geçici süreyle askerî güvenlik bölgesi ilan edilmiştir bu kapsamda terör örgütü üyelerinin yakalanarak halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla anılan il ve ilçelerin bir kısmında sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş fakat güvenlik güçlerince yürütülen operasyonların sona ermesinin ardından söz konusu yasaklar kaldırılmıştır aylarca devam eden bu operasyon ve çatışmalar sırasında yaşanan kayıpların büyüklüğü konusunda yılının mayıs ayında bazı resmî görevlilerin açıklamalarına göre en az terörist öldürülmüş güvenlik görevlisi de şehit olmuş ayrıca üzerinde güvenlik görevlisi de yaralanmıştır açık kaynaklarda yer alan resmî olmayan ve doğrulanmamış bazı açıklamalara göre üzerinde sivil hayatını kaybetmiş üzerinde sivil ise yaralanmıştır buna ilave olarak en az bin kişinin çatışma bölgelerinden başka bölgelere göç etmek zorunda kaldığı ileri sürülmüştür kesin rakamların yer aldığı resmî bir açıklama bulunmadığı gibi bu konuda güvenilir ve bağımsız herhangi bir rapor da anayasa mahkemesinin bilgisine sunulmamıştır b başvuruya olaylar yukarıda zikredilen ve hendek olayları olarak isimlendirilen yoğun şiddet olaylarının yaşandığı bir sırada tarihinde başvurucu ulusal ölçekte yayın yapan bir televizyon kanalında canlı olarak yayımlanan ve çok izlenen beyaz show isimli programa telefonla bağlanmıştır başvuru numarası karar tarihi başvurucunun telefonla bağlandığı söz konusu programda başvurucunun ve programın sunucusu bönün karşılıklı olarak sarf ettikleri ifadeler şu şekildedir başvurucu teşekkür ederim sağ olun yalnız müsaadenizle ben çok kısa konuşmak istiyorum tabi başvurucu türkiyenin doğusunda güneydoğusunda neler olup bittiğinin farkında mısınız burada doğmamış çocuklar anneler insanlar öldürülüyor sanatçı olarak insan olarak bir şekilde siz de yaşananlara sessiz kalmamalısınız ve bir şekilde dur demelisiniz ayrıca bir şey daha söylemek istiyorum ölen çocuklara sevinen zavallı insanlar var ben o insanlara daha doğrusu biz o insanlara hiçbir şey söyleyemiyoruz yazıklar olsun başka doğru başvurucu bir şey daha demek istiyorum kusura bakmayın ben öğretmenim öğrencilerini terk eden öğretmenlere seslenmek istiyorum bir daha oralara nasıl dönecekler o güzel masum tertemiz yürekli çocukların yüzüne gözlerinin içine nasıl bakacaklar ben konuşamıyorum gerçekten burada yaşananları ekranlarda medyada her şey çok farklı aktarılıyor yani gerçekten konuşamıyorum sessiz kalmayın insan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın görün duyun artık bizi el verin yazık insanlar ölmesin çocuklar ölmesin anneler ağlamasın söyleyeceklerim bu kadar çok teşekkür ediyorum ayşe hanım bir alkış alalım ayşe hanıma başvurucu aslında çok şey söylemek istiyorum duygu yoğunluğundan dolayı hiçbir şey söyleyemiyorum alkışlardan dolayı pardon duyamıyorum pardon başvurucu siz de fark ediyorsunuz sesim titriyor farkındayız başvurucu bomba seslerinden kurşun seslerinden insanlar susuzlukla açlıkla mücadele ediyor özellikle yani bebekler çocuklar lütfen siz de duyarlı olun sessiz kalmayın rica ediyorum lütfen çok çok teşekkür ediyoruz ayşe hanım öncelikle başvurucu ben çok teşekkür ederim beni bağladığınız için rica ederiz rica ederiz ne demek başvurucu bir nebze de olsa sesimizi buradan duyurabildiysek ne mutlu bize çok iyi yaptınız çok teşekkür ediyoruz hassasiyetiniz için de ayrıca size çok teşekkür ediyoruz gerçekten de elimizden geldiğince de duyurabileceğimiz yerlerden biz de elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz emin olun ama bu söyledikleriniz bir kere daha bize ders oldu daha da fazla yapmaya gayret edeceğiz buradan oradaki herkese selam başvuru numarası karar tarihi olsun en kısa zamanda bütün o söylediğiniz barış dilekleri bizim için de geçerli biz de diliyoruz en kısa zamanda bütün bunlar çözülsün istiyoruz çok teşekkür ediyoruz ayşe hanım başvurucu ben teşekkür ediyorum akşamlar sağ olun elinize yüreğinize sağlık teşekkür ederiz biz devam edelim peki kaldığımız yerden ayşe hanıma çok çok teşekkür ederim sağ olsun bütün bunların bir şekilde konuşuluyor olması da lazım yeri zamanı neresi olursa olsun bazı şeylerin dile getiriliyor olması lazım bugün ayşe hanım yarın başka birisi başka bir yerlerde başka programlarda sesinin titremesi bile bence bir alkışı daha hak ediyor başvurucu hakkında söz konusu programda sarf ettiği ifadeler nedeniyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan kamu davası açılmıştır başvurucu bakırköy ağır ceza mahkemesinin tarihli kararıyla terör örgütü propagandası yapmak suçundan yıl ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir mahkûmiyet kararının gerekçesinde ilk derece mahkemesi ilk önce pkk terör örgütü hakkında bazı genel bilgiler verdikten sonra hendek olaylarına ilişkin bazı değerlendirmeler yapmıştır mahkeme pkk terör örgütünün yılı ikinci yarısı içinde doğu ve güneydoğu bölgelerindeki bazı yerleşim merkezlerine terör örgütü üyelerini sızdırdığını yollara bombalı tuzaklar ve barikatlar kurup içine patlayıcılar yerleştirdiğini hendekler kazdığını öz yönetim adı altında işgal eylemleri gerçekleştirdiğini ifade etmiştir mahkemeye göre terör örgütü işgal edilen bu yerlerde yaşayan sivilleri kalkan olarak kullanmış güvenlik güçleri ise rehin olarak tutulan vatandaşların zarar görmemesi için azami gayret sarf etmiştir mahkeme daha sonra başvurucunun sözlerini değerlendirmiştir derece mahkemesine göre kararın ilgili kısımları şu şekildedir hal böyle olmasına rağmen şeklinde ifadeler kullanmak suretiyle terör örgütünün yılı ikinci yarısında doğu ve güneydoğu bölgesindeki belirli ilçe merkezlerine sızdırdığı terör örgütü militanlarınca yollara bombalı tuzaklarla barikatlar kurup içerisine patlayıcılar yerleştirip hendekler kazarak sözde öz yönetim adı altında gerçekleştirdikleri bu işgal eylemlerini bir terör eylemi olarak değil de işgal eylemlerini sona erdirmek amacıyla devletin güvenlik güçlerinin yasaların verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde sivillerin zarar görmemesi için azami gayret göstermek suretiyle yaptığı operasyonları güvenlik güçlerinin sivil vatandaşlara karşı sebepsiz öldürme eylemi olarak kamuoyunda algı oluşturulmasına çalıştığı pkk terör örgütünün ve yandaşlarının türkiye ve dünya kamuoyuna devlet güvenlik güçlerinin terörist faaliyetlere karşı yaptığı operasyonların salt sivillere karşı yapıldığı ve bu şekilde bebek ve çocuk ölümlerine sebebiyet verildiği şeklinde ifade edildiği bu sözler ile terör örgütünün şiddet içeren yöntemlerinin meşru gösterildiği ve kişilerde örgüte sempati duyulmasını sağlayacak nitelikte oldukları örgütün faaliyetlerine yakınlık sağlayacak duyguların yaratıldığı özellikle yazık insanlar ölmesin çocuklar ölmesin anneler ağlamasın söyleyeceklerim bu kadar bomba seslerinden kurşun seslerinden insanlar susuzlukla açlıkla mücadele ediyor özellikle yani bebekler çocuklar lütfen siz de duyarlı olun sessiz kalmayın rica ediyorum lütfen gibi kelimelerinin seçilerek kullanılması nedeniyle örgüte karşı duyulan düşmanlığın ortadan kaldırılması sonucunu doğuran sözler oldukları örgütün faaliyetlerinin iyi ve meşru olarak gösterildikleri kamu düzenini korumak amacıyla güvenlik güçlerince başlatılan operasyonların masum sivil halka yönelik operasyonlar olduğu sadece masum bebek sivil ve hamile annelerin öldüğü ve öldürüldüğü algısının yaratıldığı ve bu şekilde amaçlarına ulaşmak için şiddet içeren eylemleri örgüt politikası olarak benimseyen ve bu politikasına devam eden terör örgütlerinin propagandasının yapılmasının ise düşüncenin açıklanması kapsamında değerlendirilemeyeceği bu türdeki fiillerin başvuru numarası karar tarihi demokratik sistemi ortadan kaldırmaya yönelik ve şiddet içeren terör eylemlerini meşru gösteren fiiller olduğu ve sanığın bu konuşma içeriğini terör örgütünün yöntemlerini meşru gösterme temelinde yaptığı vicdani kanısına tereddütsüz olarak varılmıştır sanığın terör örgütü eylemlerine karşı devletin güvenlik güçlerinin yaptığı sivillere karşı yapılan olarak gösterip bu yönde algı oluşturup yasadışı pkk terör örgütünün şiddet içeren yöntemlerini meşru gösterir mahiyetteki suça konu konuşmayı ulusal bazda yayın yapan televizyon kanalında yapmak şeklinde gerçekleşen eyleminin silahlı terör örgütü pkknın propagandası mahiyetinde olduğu sanığın propagandasını yaptığı terör örgütünün amacı bu amacı gerçekleştirmek için yaptıkları eylemlerin cebir tehdit ve yoğun şiddet içeren niteliği göz önüne alındığında eylemin silahlı terör örgütü pkknın cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek nitelikte olduğu bu haliyle sanığın eyleminin sayılı kanunun maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu başvurucu mahkûmiyet kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur bölge adliye mahkemesi ceza dairesi tarihinde aynı gerekçeyle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvurucunun hapis cezasının infazına tarihinde başlanmış ceza on dört gün infaz edildikten sonra başvurucunun infazın ertelenmesi talebi kabul edilerek tarihine kadar cezanın infazına ara verilmiştir başvurucu cezasının infazı için tarihi itibarıyla diyarbakır e tipi kapalı ceza kurumunda bulunmaktadır iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı terörle mücadele kanununun terör örgütleri kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir ikinci fıkra md terör örgütünün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır a mülga md b toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması slogan atılması ses cihazları ile yayın yapılması terör örgütüne ait amblem resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi başvuru numarası karar tarihi fıkrada belirtilen suçların dernek vakıf siyasî parti işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina lokal büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde işlenmesi halinde bu fıkradaki cezanın iki katı hükmolunur b uluslararası hukuk tarihli avrupa konseyi terörizmin önlenmesi sözleşmesinin terörizmin önlenmesi sözleşmesi giriş bölümünde aşağıdaki ifadeler yer almıştır avrupa konseyinin üye devletleri ve imzacılar olarak terörizmi önlemek için etkin önlemler almayı ve özellikle terör suçlarını işlemeyi alenen tahrike terörist saflara katmaya ve eğitime karşı mukabelede bulunmayı arzu ederek bu sözleşmenin mevcut ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin ilkeleri değiştirme niyetinde olmadığını kabul ederek terörist eylemlerin doğası veya koşulların gereği olarak halkı sindirmek veya bir hükümeti veya uluslararası örgütü bir eylemi yerine getirmeye veya yerine getirmekten kaçınmaya haksız olarak zorlamak veya bir ülkeyi veya uluslararası bir örgütü ciddi biçimde istikrarsız hale getirmek veya temel siyasal anayasal ekonomik ve toplumsal yapılarını yıkmak amacını güttüklerini hatırda bulundurarak aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır terörizmin önlenmesi sözleşmesinin terör suçunun işlenmesine alenen teşvik kenar başlıklı beşinci maddesi şu şekildedir bu sözleşmenin amaçları açısından bir terör eylemini işlemeye alenen teşvik terör suçunun işlenmesini kışkırtmak niyetiyle böyle bir eylemin dolaylı olsun veya olmasın terör suçlarını savunarak bir veya birden fazla suçun işlenmesi tehlikesine yol açacak bir mesajın kamuoyuna yayılması veya başka bir şekilde erişilebilir hale getirilmesi anlamına gelir her bir taraf paragrafta tanımlandığı şekilde yasadışı olarak ve kasten işlendiği durumlarda terörizm suçunu işlemeyi alenen teşviki ulusal mevzuatı açısından cezai suç olarak ihdas etmek üzere gerekli olabilecek tedbirleri alacaktır v
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir mardin ili derik ilçesi bayraklı köyünde yılında yapılan kadastro çalışmaları sonunda parsel numaralı taşınmaz başvurucuların murisi ve adlarına tespit edilmiştir my tarafından başvurucuların murisi ve aleyhine tarihinde derik kadastro mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasında parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitinin iptali talep edilmiştir mahkemece tarih ve sayılı ilamla davanın reddine parsel numaralı taşınmazın başvurucuların murisi ve mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla hüküm bozulmuştur mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda tarih ve sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla hüküm bozulmuştur mahkemece bozma kararına uyulmuş olup yargılama derik kadastro mahkemesinin sayılı dava dosyasında devam etmektedir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür tarih ve sayılı kadastro olarak görev kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi istek üzerine veraset belgesi de verebilir sayılı davalarında usul kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir hakimi askı süresi içinde açılacak davalar ve kadastro müdürü tarafından mahkemeye tevdi olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları ve mahalli hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında dava dosyası açar başvurusunu beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve başvuru numarası karar tarihi diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir hakim duruşma gününü taraflara tebligat kanunu hükümlerine göre resen tebliğ eder sayılı usulü kenar başlıklı maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları şöyledir mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma yapılır taraflardan hiç biri gelmez ise dosya işlemden kaldırılmaz hakim toplanması mümkün olan delilleri inceler ve uncu madde hükmünce işi karara bağlar bu kanunun tatbikinde ayrıca açıklık hallerde basit yargılama usulü uygulanır kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir sayılı ve hakimin takdiri kenar başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe yeniden dinlenmezler ancak hakim kadastro tutanağındaki beyanla duruşma sırasında topladığı deliller arasında çelişki görürse bunu gidermek için tutanakta beyanlarına başvurulan kimseleri tanık sıfatıyla yeniden dinleyebilir kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir sayılı tebliği kanun yollarına başvurma ve ilamların infazı kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi kararları tebligat kanunu hükümlerine göre resen taraflara tebliğ olunur sayılı giderleri kadastro harcı ve tahakkuku kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi şöyledir kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucunun maliki olduğu başvuruya konu taşınmaz ölçekli revizyon uygulama imar planında kamu hizmeti alanı olarak ayrılmıştır başvurucu bu taşınmazın kamulaştırılması istemiyle belediyeye başvurmuş fakat bu yoldan bir sonuç elde edememiştir başvurucu bunun üzerine imar planında kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle belediye aleyhine tam yargı davası açmıştır derece mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir kararda tarihinde yürürlüğe giren tarihli ve sayılı yatırımların proje bazında desteklenmesi ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunla tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununa birtakım hükümler eklendiği vurgulanmıştır bu bağlamda uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılan taşınmazların kamulaştırılması için öngörülen beş yıllık sürenin sayılı kanuna eklenen geçici madde gereğince bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir başvurucu nihai kararın tebliği üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz hüseyin ünal b no v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucuların maliki olduğu başvuruya konu taşınmaz ölçekli revizyon uygulama imar planında kamu hizmeti alanına ayrılmıştır başvurucular bu taşınmazın kamulaştırılması istemiyle belediyeye başvurmuş fakat bu yoldan bir sonuç elde edememişlerdir başvurucular bunun üzerine imar planında kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle belediye aleyhine tam yargı davası açmışlardır derece mahkemelerince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir kararda tarihinde yürürlüğe giren tarihli ve sayılı yatırımların proje bazında desteklenmesi bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunla tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununa birtakım hükümler eklendiği vurgulanmıştır bu bağlamda uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılan taşınmazların kamulaştırılması için öngörülen beş yıllık sürenin sayılı kanuna eklenen geçici madde gereğince bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir başvurucular nihai kararın tebliği üzerine bireysel başvuruda bulunmuşlardır iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz hüseyin ünal b no v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir a arkaplan bilgisi türkçe adı kürdistan partisi olan pkknın silahlı bir terör örgütü olduğu ulusal ve uluslararası makamlar tarafından kabul edilmiş tartışmasız bir olgudur anılan örgütün gerçekleştirdiği terörist şiddet bölücü amaçları dolayısıyla anayasal düzene millî güvenliğe kamu düzenine kişilerin can ve mal emniyetine yönelik ağır tehdit oluşturmaktadır bu yönüyle ülkenin toprak bütünlüğünü hedef alan pkk kaynaklı terör onlarca yıldır türkiyenin en hayati sorunu hâline gelmiştir gülser yıldırım b no bununla birlikte kamuoyunda demokratik açılım süreci çözüm süreci ve millî birlik ve kardeşlik projesi gibi farklı isimlerle ifade edilen süreçte yılının son döneminden itibaren pkk tarafından gerçekleştirilen terör saldırıları önemli ölçüde azalmıştır suriyede son yıllarda yaşanan iç savaşın ise türkiyenin güvenliği üzerinde etkileri olmuş pkk ve daeş kaynaklı terör olayları yeniden artmaya başlamıştır kamuoyunda ekim olayları ve hendek olayları olarak bilinen terör eylemleri bunların başında gelmektedir gülser yıldırım türkiye yılı haziran ayından itibaren yeniden yoğun bir şekilde terör saldırılarına maruz kalmıştır bu kapsamda pkk tarafından şırnak il merkezi ile cizre silopi ve ilçelerinde hakkârinin yüksekova ilçesinde diyarbakırın silvan sur ve bağlar ilçelerinde mardinin dargeçit nusaybin ve derik ilçelerinde muşun varto ilçesinde cadde ve sokaklara hendekler kazılıp barikatlar kurularak ve bu barikatlara bomba ve patlayıcılar yerleştirilerek teröristler tarafından bu yerleşim yerlerinin bir kısmında öz yönetim adı altında hâkimiyet sağlanmaya çalışılmıştır bu bağlamda çok sayıda terörist halkın bu yerlere girişini ve bu yerlerden çıkışını engellemek istemiştir güvenlik güçleri hendeklerin kapatılması ve barikatların kaldırılması suretiyle yaşamın normale dönmesini sağlamak amacıyla operasyonlar yapmış ve teröristlerle çatışmaya girmiştir uzun süre devam eden bu operasyon ve çatışmalar sırasında iki yüzü aşkın sayıda güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiş tonlarca bomba ve patlayıcı imha edilmiştir gülser yıldırım açık kaynaklara göre yaşanan çatışmalarda sivil hayatını kaybetmiş operasyonlar sırasında bölgede asker polis ve korucu olmak üzere şehit verilirken terörist etkisiz hâle getirilmiştir ayrıca olumsuz koşullar nedeniyle en az bin kişinin çatışma bölgesinden geçici veya kalıcı olarak göç etmek zorunda kaldığı ifade edilmektedir başvuru numarası karar tarihi resmî raporlara göre tarihinde şırnak il merkezinde polisin terör örgütünce açılan hendekleri kapatmak için düzenlediği operasyonda çıkan çatışmada polis ile çatışmaya giren öldürülmüş cenazesi zırhlı bir polis aracına bağlanarak sürüklenmiştir anılan olaya ait görüntülerin bazı sosyal medya platformlarında paylaşılarak yayılması ile birlikte sosyal medyada yapılan yorumların yanı sıra ulusal ve uluslararası basın tarafından da konuyla ilgili çeşitli haberlere yer verilmiştir başvuru konusu erişimin engellenmesi kararına da konu paylaşım ve haberlerin bir kısmı şöyledir kullanıcıların video gönderebildikleri izleyebildikleri ve paylaşabildikleri video barındıran başlıca web sitesi konu ile ilgili paylaşılan videoların başlıklarından bazıları şöyledir turkish police today a young hb get by the turkish police şırnakta bedenine işkence eden polisler küfür içerir şırnakta ölüye sürüklenen görüntüsü teröristin cesedi bombalı tuzak testi için zırhlı araçla sürüklendi hbyi sürüklerken videoya almışlar üstelik ana avrat küfür ediyorlar pöh bir teröristi böyle öldürdü gebertilen hain yerlerde sürükleniyor akrabası askeri aracın arkasında sürükleniyor leş yıl marşı eşliğinde sürükleniyor tengri biz türk barbarlığına kanıt hbnin sürüklenme videosu hbye yapılan türk barbarlığına rağmen hala bir türke kardeş diyen kürt en açık tabiriyle imansızdır video of the turkish the body of youth they in şırnak the turk state sosyal paylaşım sitesi twitterda yer alan bildirimlerden bazıları şöyledir tek bir cümle bekliyorum alınacaktır onu yapanların leşleri bile olmayacaktır bunu bekliyoruz hbnin ön otopsi raporu kurşun isabet etmiş ve işkence yapılmış montaj diyenler buyurun hbnin elbet birgün hesabı sorulacak herkes paylaşsın silinmeden hb işte videosu montaj diyenlere bu halk bunun intikamını alır elbet unutmayacağız dahi utanmazsınız çünkü insan bunlar kimin eğittiğini anladınız mı profesyonel işkence yöntemlerini tcden öğrenmiş utandı ulusal ölçekte yayın yapan bazı gazeteler ile internet haber konu ile ilgili haberlerinin başlıkları şöyledir zırhlı aracın arkasında sürüklenen hbye kurşun sıkılmış radikal gazetesi şırnakta cenazeye yapılan işkencenin videosu da ortaya çıktı radikal gazetesi görüntüleri ortaya çıktı sürünüyor cumhuriyet gazetesi hbnin polis aracına bağlanarak metrelerce sürüklendiği an cumhuriyet gazetesi başbakan davutoğlu olayla ilgili hukuki ve idari soruşturma için gerekli talimatlar verilmiştir internet gazetesi teröristin sürüklendiği anların görüntüsü ortaya çıktı videosu da çıktı cesedi metrelerce sürüklenmiş cansız bedene küfür edilmiş başvuru numarası karar tarihi iv olay dış başında da yer almıştır haber yer alan bazı haber başlıkları şöyledir turkish police body turkish police drag body of through of öte yandan yaşanan olaya yönelik olarak bakanlığı tarafından soruşturma başlatılmış ve iki polis memuru görevden uzaklaştırılmıştır hem olayların meydana geldiği dönemde başbakan olan ahmet davutoğlu hem de cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan söz konusu görüntülere ilişkin olarak basına verdikleri demeçlerde yapılan muamelenin yanlış olduğunu ve kabul edilemeyeceğini sorumluların cezalandırılmasıyla ilgili gerekenlerin yapılacağını belirtmişlerdir b somut başvuruya olaylar başvurucu ulusal ölçekte yayımlanan halkın gazetesi birgün isimli gazetenin sahibidir başvurucu aynı zamanda isimli internet haber sitesi üzerinden de yayın yapmaktadır başbakanlık güvenlik genel müdürlüğünün talebi ve kapatılan telekomünikasyon başkanlığının tarihli yazısı gereğince cenazesinin sürüklenmesi olayının görüntülerini paylaşan ve bu olaya yönelik haber yapan internet haber siteleri ile sosyal medya hesaplarına ait içeriğe url erişimin engellenmesine karar verilmiştir erişimin engellenmesi kararı verilen url adreslerinden biri de isimli haber sitesinde yayımlanan cansız bedeni zırhlı aracın arkasında sürüklenen hbye kurşun sıkılmış başlıklı haberin yer aldığı adrestir tarihli ve sayılı ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla suçlarla mücadele edilmesi hakkında maddesinin numaralı fıkrası gereğince erişimin engellenmesi kararını tarihinde gölbaşı sulh ceza hâkimliğinin onayına sunmuştur tarafından hâkimliğe sunulan dilekçeye erişimin engellenmesi kararı verilen haber sitelerine ait url adresinin ve sosyal medya platformu twitterda yer alan bildirimin ekran görüntüleri eklenerek adreslerindeki terörü öven şiddete ve suça teşvik eden kamu düzenini ve milli güvenliği tehdit eden içerikler ile yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline sebebiyet vermesi nedeniyle erişimlerinin engellenmesine karar verildiği belirtilmiştir tarafından onaya sunulan erişimin engellenmesi kararı gölbaşı sulh ceza hâkimliğince aynı gerekçeyle tarihinde onaylanmıştır başvurucunun onaylama kararına itirazı ankara sulh ceza hâkimliğince tarihinde reddedilmiştir ret kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi iv hukuk a ulusal hukuk sayılı tarihli ve sayılı kanunun maddesi ile eklenen gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin çıkarılması erişimin engellenmesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde cumhurbaşkanlığı veya millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıkların talebi üzerine başkan tarafından internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması erişimin engellenmesi kararı verilebilir karar başkan tarafından derhâl erişim sağlayıcılara ve ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilir çıkartılması erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren dört saat içinde yerine getirilir tarihli ve sayılı olağanüstü hal kapsamında bazı kurum ve kuruluşlara düzenleme yapılması hakkında kanun hükmünde kararname khk ile kapatılmış görev ve yetkileri bilgi teknolojileri ve başkanlığına btk aktarılmıştır anılan khknın inci maddesiyle bu fıkrada yer alan telekomünikasyon başkanlığına ibaresi kuruma şeklinde değiştirilmiş olup daha sonra bu hüküm tarihli ve sayılı olağanüstü hal kapsamında bazı kurum ve kuruluşlara düzenleme yapılması hakkında kanun hükmünde kararnamenin değiştirilerek kabul edilmesine dair kanunun inci maddesiyle aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır cumhurbaşkanlığı veya ilgili bakanlıkların talebi üzerine başkan tarafından verilen içeriğin çıkarılması erişimin engellenmesi kararı başkan tarafından yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur hâkim kararını kırk sekiz saat içinde açıklar aksi hâlde karar kendiliğinden kalkar tarihli halkoylaması ile kabul edilen sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasında değişiklik yapılmasına dair kanun ile yürütme yetkisi ve görevinin cumhurbaşkanına hasredilmesi üzerine tarihli ve sayılı kanun hükmünde kararnamenin inci maddesiyle bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan başbakanlık ibareleri cumhurbaşkanlığı şeklinde değiştirilmiştir bu madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları ihlalin gerçekleştiği yayın kısım bölüm ile ilgili olarak url vb şeklinde içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir ancak teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir bu madde kapsamındaki suça konu internet içeriklerini oluşturan ve yayanlar hakkında başkan tarafından cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur bu suçların faillerine ulaşmak için gerekli olan bilgiler içerik yer ve erişim sağlayıcılar tarafından hâkim kararı üzerine adli mercilere verilir bu bilgileri vermeyen içerik yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde üç bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır bu madde uyarınca verilen içeriğin çıkarılması erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara başkan tarafından elli bin türk lirasından beş yüz bin türk lirasına kadar idari para cezası verilir başvuru numarası karar tarihi b uluslararası hukuk avrupa konseyi bakanlar komitesinin tavsiye kararları a bakanlar komitesinin bilginin serbest sınır ötesi akışı konusunda üye devletlere yönelik tavsiye kararı kararda ilk olarak ülke sınırlarından bağımsız ve müdahale olmaksızın bilgi fikir alma ve aktarma hakkını içeren ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun vazgeçilmez temel taşlarından toplumun ilerlemesinin ve bireylerin gelişmesinin temel şartlarından biri olduğu vurgulanmaktadır kararda avrupa hakları sözleşmesinde sözleşme ve uluslararası medeni ve siyasi haklar sözleşmesinin maddesinde belirtilen hak ve özgürlüklere ilişkin hükümlerin çevrim içi ve çevrim dışında eşit olarak uygulanacağı belirtilmiştir karara göre sözleşmenin maddesi yalnızca bilgilerin içeriğini değil bu bilgilerin dağıtım ve barındırma araçlarını da ilgilendirmektedir zira bu araçlara getirilen herhangi bir kısıtlama bilgi alma ve verme özgürlüğüne dokunmaktadır kararın bilginin serbest sınır ötesi akışına başlıklı bölümünde devletlerin ulusal politikalarını değerlendirirken geliştirirken ve uygularken internet üzerindeki serbest sınır ötesi bilgi akışını olumsuz yönde etkileyecek müdahalelerin belirlenmesi ve önlenmesinde gerekli özeni göstermeleri devletlere tavsiye edilmektedir bu kapsamda devletler yasa dışı olarak nitelendirilen içeriğe veya hizmetlere erişimin engellenmesinin sözleşmenin ve maddeleri ile uyumlu olmasını sağlamakla yükümlüdür özellikle devlet makamları tarafından internetteki yasa dışı içerikle veya faaliyetlerle mücadele etmek için alınan önlemler devletin sınırlarının ötesinde gereksiz ve orantısız bir etkiye neden olmamalıdır b bakanlar komitesinin özgürlüğü konusunda üye devletlere yönelik tavsiye kararı kararın özgürlüğüne göstergeler başlıklı ekinin kanaat özgürlüğü ve haber alma ve verme hakkı alt başlığı altında yer alan ilgili maddeler şöyledir devlet makamları veya özel sektör aktörleri tarafından bir internet platformuna sosyal medya sosyal ağlar blog veya diğer web siteleri veya bilgi ve iletişim teknolojileri araçlarına anlık mesajlaşma veya diğer uygulamalar erişimin engellenmesi veya kısıtlanması için alınan tüm tedbirler veya bu işlemlerin yürütülmesi için devlet makamlarından gelen tüm talepler kısıtlamaların yasallığı meşruiyeti ve orantılılığı açısından maddesinde belirtilen hükümlere uygundur devlet makamları veya özel sektör aktörleri tarafından bir internet içeriğinin engellenmesi filtrelenmesi veya kaldırılması için alınan tüm tedbirler veya bu işlemlerin yürütülmesi için devlet makamlarından gelen tüm talepler kısıtlamaların yasallığı meşruiyeti ve orantılılığı açısından maddesinde belirtilen hükümlere uygundur başvuru numarası karar tarihi devlet haber alma ve verme özgürlüğü ile ilgili uyguladığı kısıtlamalara dair bu tür kısıtlamaların yasal dayanağı gerekliliği gerekçesi yetkiyi veren mahkeme emri ve temyiz hakkı ile ilgili detaylar dahil olmak üzere erişimi engellenen web siteleri veya kaldırılan içerik konusundaki bilgiyi halka zamanında ve uygun şekilde sunmaktadır c bakanlar komitesinin bireysel terörist hareketler konusunda üye devletlere yönelik tavsiye kararı komite sosyal medya ve internetin bireysel terörist hareketin radikalleşmesi sürecinde oynadığı rolün farkındalığı ile kararın bölümünde üye devletlere şu tavsiyelerde bulunmuştur üye devletler internet ve sosyal medya aracılığıyla bireyleri terörizme yönlendiren radikalleşme ile etkili bir şekilde mücadele etmek için yasal veya başka yollarla önlemler alabilirler üye devletler bireyleri terörizme iten radikalleşme ile mücadelede özel sektörle özellikle internet servis sağlayıcılarıyla iş birliği için mevcut yasal çerçeveleri kullanmaya veya yenilerini oluşturmaya çağrılır yasal düzenlemeler gerekli olduğunda yasa dışı içeriğin filtrelenmesi veya kaldırılması ve internet siteleri ile sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesine cevaz verebilir düzenlemeler ayrıca yasa dışı içeriği kaldırmak için başvuru mekanizmalarının ve hızlandırılmış prosedürlerin kurulmasını da içerir birleşmiş milletler hakları komitesinin görüşü birleşmiş milletler hakları komitesi medeni ve siyasi haklara uluslararası maddesiyle ilgili olarak ile tarihleri arasında gerçekleştirilen oturumunda kabul edilen sayılı genel görüşlerinde şu hususlara yer vermiştir medeni ve siyasi haklara uluslararası sözleşmenin maddesinin fıkrası tüm ifade biçimlerini ve bunların yayılma araçlarını korur biçimleri arasında konuşma yazı ve işaret dili ile sanatsal görüntüler ve objeler gibi sözel olmayan ifadeler bulunur araçları kitapları gazeteleri broşürleri posterleri afişleri kıyafet seçimini ve resmi mercilere sunulan dilekçeleri içerir araçları tüm görselişitsel biçimlerinin yanı sıra elektronik ve internet tabanlı ifade biçimlerini de kapsar özgürlüğü ile sözleşmede yer alan diğer haklardan yararlanılmasını sağlamak için özgür sansürsüz ve engelsiz bir basın demokratik bir toplumun temel taşlarından birini oluşturur vatandaşlar adaylar ve seçilmiş temsilciler arasında kamuyu ilgilendiren meseleler ve politik konular hakkında bilgi ve fikirlerin serbestçe iletilmesi esastır bu sansür veya kısıtlama olmadan kamuoyunu ilgilendiren konularda yorum yapabilen ve kamuoyunu bilgilendirebilen özgür bir basını gerektirir diğer taraftan halkın da bu bilgi ve fikirleri alma hakkı vardır etnik ve dilsel azınlıkların üyeleri de dahil olmak üzere medya kullanıcılarının haklarını korumanın bir yolu olarak geniş yelpazede bilgi ve fikre ulaşılabilmesi için taraf devletlerin bağımsız ve çoğulcu medyayı teşvik etmek için özel özen göstermeleri gerekmektedir başvuru numarası karar tarihi taraf devletler internet ve mobil tabanlı elektronik bilgi yayma sistemleri gibi bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin dünyadaki iletişim teamüllerini büyük ölçüde değiştirdiğini dikkate almalıdır artık bilgi ve fikir alışverişi için geleneksel kitle iletişim araçlarının mutlak varlığına ihtiyaç duymayan küresel bir ağ var taraf devletler bu yeni medyanın bağımsızlığını teşvik etmek ve bireylerin oraya erişimini sağlamak için gerekli tüm adımları atmalıdır web sayfalarının blogların veya internet temelli elektronik veya diğer bilgi yayma sistemlerinin ayrıca örneğin internet hizmet sunucuları veya arama motorları gibi bu tür iletişimi destekleyen sistemlerin işleyişine getirilecek herhangi bir kısıtlama ancak sözleşmenin maddesinin fıkrasına uygun gerekçelerle kabul edilebilir verilebilir kısıtlamalar genellikle içeriğe özgü olmalıdır belirli sitelerin ve sistemlerin işleyişine getirilecek genel yasaklar fıkra ile bağdaşmaz ayrıca bir siteye veya enformasyon yaygınlaştırma sistemine yalnızca hükumete veya hükumetin temsil ettiği siyasal sisteme yönelik eleştirel tutum alabileceği ve bu yönde yayınlar yapabileceği gerekçesiyle yasak getirilmesi de fıkra ile bağdaşmaz avrupa hakları mahkemesi a özgürlüğü ve avrupa hakları mahkemesine göre ifade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardandır ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında ifade özgürlüğünün toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini teşkil ettiğini yinelemektedir göre maddenin ikinci paragrafı saklı tutulmak üzere ifade özgürlüğü sadece toplum tarafından kabul gören zararsız veya ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil incitici şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir özgürlüğü yokluğu hâlinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir maddede güvence altına alınan bu hakkın bazı istisnalara tabi olduğunu ancak bu istisnaların dar yorumlanması ve bu hakkın sınırlandırılmasının ikna edici olması gerektiğini vurgulamıştır krallık b no von no b no ve internette ifade özgürlüğü ile ilgili kararları incelendiğinde genellikle çevrim dışı olarak geçerli olan her kuralın çevrim içi olarak da geçerli olduğu ilkesinden hareket ettiği bununla birlikte internet ortamının kendine özgü özelliklerini de dikkate aldığı görülmektedir internet ortamını ifade özgürlüğünü genişleten yeni bir mecra olarak değerlendirmekte bilgiyi alma aktarma ve yaymaya yarayan bir yayın aracı olarak nitelemektedir bu yönde bir değerlendirme için bkz ahmet b no ifade özgürlüğünün uygulanması konusunda internet sitelerinin önemine ilişkin görüşünü times krallık no ve b no ve kararında şu şekilde ortaya koymuştur erişilebilirliği ve muazzam miktarlarda bilgiyi depolama ve iletme kapasitesi açısından kamunun haberlere erişimini artırmakta ve genel olarak bilgilerin yayılmasını kolaylaştırmakta önemli bir rol oynar başvuru numarası karar tarihi b basının görev ve sorumlulukları demokratik bir toplumda basının oynadığı temel rolün altını birçok kez çizmiştir göre basının görev ve sorumluluklarının bilincinde olarak kamu yararını ilgilendiren her konuyu iletme görevi vardır basının böyle konularda bilgi ve fikir yaymadan ibaret olan görevine kamunun bu fikir ve bilgileri alma hakkının da eklendiğini hatırlatmıştır e göre bu görevi olmasaydı basın vazgeçilmez kamusal gözetleyici rolünü oynayamazdı ve b no pedersen ve b no von no radio b no kararında basın özgürlüğünün kapsamının demokrasi ile yakın ilişkisinin doğal sonucu olarak bir dereceye kadar abartıya ve hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiğini belirtmiştir mahkeme görev ve sorumlulukların ifade özgürlüğünün doğasından kaynaklandığını yineler madde tarafından kamusal yararlara ilişkin meselelerin aktarılması için gazetecilere sağlanan güvencenin şartı gazetecilik etiğine uygun olarak onların kesin ve güvenilir bilgi sağlamak konusunda iyi niyet sahibi olmalarıdır örneğin bkz and ve b no ne var ki basın özgürlüğü belli dereceye kadar abartmaya hatta kışkırtmaya izin verir bkz özellikle and b no kararında bireyin geleneksel ve elektronik medya aracılığıyla dolaşan büyük miktarlardaki bilgi ve sistemde sürekli artan aktör sayısı ile karşı karşıya olduğu bir dünyada gazetecilik etiğine uygunluğun izlenmesinin oldukça önemli hâle geldiğini belirtmiştir daha güncel bir kararında bir gazetecinin görev ve sorumlulukları dikkate alınırken ilgili ortamın potansiyel etkisinin önemli bir faktör olduğunu ve görselişitsel medyanın basılı medyaya nazaran daha hızlı ve güçlü bir etkisi olduğunu ifade etmiştir b no tarafsız ve dengeli haberciliğin yöntemleri diğer hususların yanı sıra ilgili medyaya bağlı olarak önemli ölçüde değişebilmektedir b no v
Violation
a olaylar başvurucular okan tüm ve ali rıza eren dhkpc adlı silahlı terör örgütüne yönelik operasyon kapsamında tarihinde emniyet müdürlüğü terörle mücadele şube müdürlüğünce gözaltına alınarak tarihinde devlet güvenlik mahkemesi dgm cumhuriyet başsavcılığına çıkarılmışlardır başvurucu ali başvuru numarası karar tarihi rıza eren aynı tarihte serbest bırakılırken okan tümün tarihinde dgm yedek hakimliği tarafından yapılan sorgusunun ardından tutuklanmasına karar verilmiştir dgm cumhuriyet başsavcılığının tarihli ve sayılı iddianamesiyle başvurucular hakkında kamu davası açılmıştır başvurucuların dhkpc terör örgütü üyesi oldukları devrimci halk güçleri komitesinde yer aldıkları örgüt adına bazı gösterilere katıldıkları pankart asma ve molotof kokteyli atma eyleminde yer aldıkları iddiaları yer almaktadır dgm cumhuriyet savcılığınca düzenlenen tarihli ve sayılı iddianame ile yasa dışı örgüt üyesi olduğu tarihinde ili maltepe ilçesinde bulunan bir kahvehaneye patlayıcı madde atılması tarihinde gülsuyu meydanında mobilyacı kepenklerine örgüt pankartı asılarak ses bombası patlatılması olaylarına karıştığı iddialarıyla başvurucu okan tüm hakkında kamu davası açılmıştır başvurucu okan tüm hakkında açılan ikinci kamu davası nolu dgmnin e sayılı dosyası kapsamında görülmeye başlanmıştır nolu dgmnin birleştirme yönünde görüşünü alan nolu dgm tarihli kararıyla sayılı dosyanın başvurucu okan tüm yönünden sayılı dosya ile birleştirilmesine karar vermiştir mahkeme tarihli kararıyla başvurucu okan tüm hakkında yıl ay ağır hapis ve yıl gün hapis cezası başvurucu ali rıza eren hakkında ise yıl ay ağır hapis ve ay gün hapis cezasına hükmetmiştir başvurucuların temyizi üzerine yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı ilamıyla derece mahkemesi kararı bozulmuştur bozma sonrası yürütülen yargılamada ağır ceza mahkemesinin cmk madde ile görevli tarihli ve sayılı kararıyla her iki başvurucu açısından olağanüstü zamanaşımı sürelerinin dolmuş olması nedeniyle kamu davasını ortadan kaldırılmasına hükmedilmiştir karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarihli ve sayılı mülga türk ceza kanununun maddesinin ikinci fıkrası maddesinin üçüncü fıkrası maddesinin ikinci fıkrası iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu yabancı uyruklu olup bir kazasına karıştığı için süresinde aracıyla türkiyeden çıkış yapamamış bu sebeple adına öncüpınar gümrük müdürlüğünce tl para cezası kesilmiştir başvurucunun anılan para cezasına karşı yapmış olduğu itiraz idarece tarihinde reddedilmiştir belirtilen idari işlemin iptali ile işlem nedeniyle ödemiş olduğu meblağın iadesi için açılan dava gaziantep mahkemesinin tarihli ve sayılı kararıyla görevsizlik gerekçesiyle reddedilmiş ve dosyanın gaziantep başvuru numarası karar tarihi vergi mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir dava gaziantep vergi mahkemesinin tarihli ve sayılı kararında davaya konu işlemin davacıya gününde tebliğ olunduğu görülmekle en geç günlük yasal dava açma süresinin son günü olan tarihinde dava açılması gerekirken davanın otuz günlük süre bittikten sonra tarihinde idare mahkemesinin kaydına giren dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunmaktadır gerekçesiyle reddedilmiştir başvurucu tarafından temyiz edilen bu karar danıştay dairesinin tarihli ve sayılı ilamıyla onanmıştır başvurucunun karar düzeltme talebi aynı dairenin tarihli ve sayılı ilamıyla reddedilmiştir anılan karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk mevzuat tarihli ve sayılı yargılama usulü kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir dava açma süresi özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür bu süreler a uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlar tarihli ve sayılı gümrük kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir inci maddenin üçüncü fıkrasının h ve m bentleri dördüncü fıkrasının g ve h bentleri ile beşinci fıkrasının b bendinde belirtilen durumlar hariç dahilde işleme rejimi gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tam muafiyet suretiyle geçici olarak ithal edilen özel kullanıma mahsus taşıtlar için gümrük vergileri tutarının dörtte biri oranında para cezası verilir aynı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir bu kanunda ayrı bir ceza tayin edilmiş haller saklı kalmak üzere bu kanuna ve bu kanunda tanınan yetkilere dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle getirilen hükümlere aykırı hareket edenlere söz konusu düzenlemelerde açıkça öngörülmüş olması kaydıyla altmış tl usulsüzlük cezası uygulanır özel kullanıma mahsus kara taşıtlarına gümrük genel tebliğinin seri no ilgili hükümleri şöyledir süre madde bu tebliğ kapsamında yukarıda sözü edilen belgeler ile türkiyeye özel kullanıma mahsus kara taşıtı getirilmesi halinde başvuru yapan kişinin amacı ve ibraz edeceği belgeler dikkate alınarak taşıtın yurtta kalacağı süre gümrük idarelerince tespit edilir belirli bir süredeki görevi yerine getirmek veya öğrenimde bulunmak üzere başvuru numarası karar tarihi gelenler ile türkiye de geçici olarak oturma iznini haiz emekli yabancıların çift uyruklu türk vatandaşları ile türk vatandaşlığından çıkanlar hariç ikamet yerlerinde kayıtlı bulunan özel kullanıma mahsus bir adet kara taşıtına ilgilinin türkiye deki ikamet izin süresi esas alınarak ayı geçmemek üzere geçici ithal izni verilir süre uzatımı a ancak süre uzatım talebi taşıtın yurtta kalma süresinin bitiminden sonra yapıldığı takdirde kaza yangın gibi beklenmeyen haller herkesçe bilinen olağan dışı sebepler ölüm tutukluluk hali hastanede yatmayı gerektirecek düzeyde hastalık ile şahsın çeşitli vesilelerle türkiye dışında bulunması nedenleriyle zamanında müracaat edilememesi ve sayılan mücbir sebeplere ait olayın başlangıç tarihlerinin taşıtın yurtta kalma süresi içerisinde cereyan ettiğinin resmi nitelikli belgelerle kanıtlanması hallerinde gümrük kanunu inci maddesi uyarınca işlem yapılarak süre uzatım talebi yerine getirilir d yukarıda belirtilen sürelerin aşılması halinde gümrük kanunu maddesi uyarınca işlem yapılır ve taşıt yurtdışı edilir yargı kararları danıştay vergi dava daireleri kurulunun tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir devletin işlemlerinde bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören anayasanın maddesinin ikinci fıkrasının ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen doğrudan uygulanabilir nitelik taşımasından dolayı yasama yürütme ve yargı organlarının idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinde bu işlemlere karşı başvurulacak idari veya yargı mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesi zorunludur dosyada bulunan ödeme emrinde bu işleme karşı başvurulacak yargı veya idari makam ile başvuru süresinin gösterilmediği saptanmaktadır bu durum anayasanın maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin gerekçede belirtildiği gibi son derece karışık olan mevzuat karşısında bireylerin yargı yeri ve idari makamlar önünde haklarını sonuna kadar arayabilmelerini olanaklı kılmak amacıyla öngörülen zorunluluğa aykırı ve dolayısıyla anayasanın maddesinde öngörülen hak arama hürriyetini sınırlayıcı bir sonuç doğurmuş ve anayasanın temel hak ve hürriyetlerin korunmasını düzenleyen maddesine açıkça aykırılık yaratmıştır başvuru veya dava açma süresi gösterilmeyen ödeme emrine ilişkin yazılı bildirim süreyi başlatmayacağı için davanın süresinde açılmadığından söz edilemeyeceğinden ödeme emrine karşı açılan davanın süreaşımı nedeniyle reddine ilişkin ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir danıştay vergi dava daireleri kurulunun tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçeden devletin kurumları vasıtasıyla tesis edilen her türlü işlemlerinde bu işlemlere karşı başvurulacak yargı yeri veya idari makamlar ile başvuru süresinin gösterilmesinin bir anayasal zorunluluk haline getirildiği anlaşılmaktadır anayasanın bağlayıcılığı karşısında bu zorunluluğa yasama yürütme ve başvuru numarası karar tarihi yargı organlarının idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları sonucuna ulaşılmaktadır bu durum anayasa mahkemesinin günlü ve sayılı kararında hukukun üstünlüğünün egemen olduğu ve bireyin insan olarak varlığının korunmasını amaçlayan hukuk devletinde vatandaşların hukuk güvenliğinin sağlanmasının hukuk devleti ilkesinin yerine getirilmesi zorunlu koşullarından olduğu ve hukuki güvenliğin statü hukukuna ilişkin düzenlemelerde istikrar belirlilik ve öngörülebilirlik göz önünde bulundurularak açık ve belirgin hukuk kuralları yürürlüğe koyup uygulayarak sağlanacağı şeklinde ifade edilmiştir bu bağlamda devletin bir kurumu olan gümrük idaresinin de kurduğu idari işlemlerde işleme karşı başvurulacak kanun yolunu idari ve başvuru süresini göstermesi gerekmekte olup bu gereklilik ilgili makamların takdirinde olmayıp en üst hukuki norm olan anayasanın bağlayıcılığının zorunlu bir sonucudur mahkemece günlük genel dava açma süresinde açılan davanın süresinde olduğu kabul edilmiş ise de başvuru ve süresi gösterilmeyen ödeme emirlerine ilişkin yazılı bildirim süreyi başlatmayacağı davanın süresinde açılmadığından söz edilemeyeceğinden temyiz istemine konu yapılan vergi mahkemesi günlü ve sayılı kararında ısrar hükmü yönünden sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır vergi mahkemesi kararının dava incelenerek verilen ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrası üzerinde daha önce temyiz temyiz incelemesi yapılmamıştır hükmü içermeyen sözü edilen hükmün hukuka uygunluğu konusundaki yargısal denetimin kurulumuzca değil ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir danıştay dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir bu bağlamda devletin bir kurumu olan vergi dairesi tarafından düzenlenen ödeme emrinde de ödeme emrine karşı başvurulacak kanun yolu veya varsa idari makamın ve başvuru sürelerinin gösterilmesi gerekmekte olup bu gereklilik ise ilgili makamların takdirinde olmayıp en üst hukuki norm olan anayasanın bağlayıcılığının zorunlu bir sonucudur anayasanın maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin gerekçesinde de belirtildiği gibi sayılı bölge mahkemeleri mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin kuruluş ve görevleri hakkındaki kanunda sayılı yargılama usulü kanununda ve sayılı amme alacaklarının tahsil usulü hakkındaki kanunda yer alan dava açma süreleri ve bunlara ilişkin diğer özel düzenlemeler dikkate alındığında son derece karışık olan mevzuat karşısında bireylerin hak arama hak ve hürriyetlerin korunması açısından öngörülen zorunluluğa uyulmadığını göstermekte dolayısıyla anayasanın maddesinde öngörülen hak arama hürriyetini sınırlayıcı bir sonuç doğurmakta ve anayasanın temel hak ve hürriyetlerin korunmasını düzenleyen maddesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır bu nedenle özel yasasında yer alan düzenleme gereği tebliğ tarihinden itibaren gün içinde dava açılması gereken ödeme emirlerinin içeriğinde bu bilgiye yer verilmemiş olduğundan bu ödeme emirlerine karşı açılan davada anılan anayasa hükmü karşısında dava açma süresinin geçirildiğinden söz edilmesine olanak bulunmamaktadır iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu diyarbakır cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmıştır tarihinde başvurucunun tutuklanmasına ancak kefalet karşılığı serbest bırakılmasına karar verilmiştir başvurucu ve diğer on bir şüpheli hakkında diyarbakır cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile ihaleye fesat karıştırma özel belgede sahtecilik resmi belgede sahtecilik adam yaralamaya azmettirme ölümle tehdit ve sayılı muhalefet suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır diyarbakır asliye ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile sayılı tcknın maddesinde düzenlenen suçun resmi evrakta sahtecilik suçu olduğu ve dava zamanaşımının aynı maddesi uyarınca yıl olduğu maddesi uyarınca belirlenen sürenin en fazla yarısı kadar uzayacağının bildirildiği sayılı bu eyleme karşılık gelen maddelerinin tcknın ve maddelerinde düzenlendiği suça konu evrakın resmi evrak olmadığı özel evrak olduğu bu nedenle maddesinin tatbikinin gerektiği cezanın üst sınırının yıl hapis olduğu ve bu şekilde sanıkların üzerine atılı tüm eylemlerinin cezalarının üst sınırı dikkate alındığında sayılı tcknın ve maddelerindeki yıl aylık azami dava zamanaşımı süresinin suç tarihleri itibariyle dolduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar vermiştir karar temyiz edilmeksizin tarihinde kesinleşmiştir karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı mülga türk ceza maddesinin birinci fıkrası ve maddeleri maddesinin ikinci fıkrası maddesinin dördüncü fıkrası ile maddesinin ikinci fıkrası tarih ve sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında maddesinin birinci fıkrası iv
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz huseyin ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan asil imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve ondan tasarruf ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir nedeni de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya ona ona imar konu edilen tapuda maddesi tekil ona bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi ona anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir ise uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendisine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir karar tarihi kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan irin gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet ihlalin mahkeme durumlarda kanun un maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden uzere bir ilgili mahkemeye mehmet dogan buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan karar tarihi bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar sonu olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl har ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden samsun idare mahkemesine karar tarihi d tazminat taleplerinin reddine e tl han ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan ustun serruh kaleli hasan tahsin dye dye kadir yusuf sevki hakyemez
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir kızıltepe cumhuriyet başsavcılığınca resmi belgede sahtecilik suçundan yürütülen soruşturma kapsamında başvuruculardan burhan ifadesi tarihinde erdal ifadesi tarihinde alınmıştır başvurucular ve diğer üç şüpheli hakkında kızıltepe cumhuriyet başsavcılığının tarihli ve sayılı iddianamesi ile resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır kızıltepe asliye ceza mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilen davada yargılama halen devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvurucular aleyhine türkiye cumhuriyeti devlet demiryolları genel müdürlüğü tarafından tarihinde kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmıştır kızıltepe asliye hukuk mahkemesi tarihli ve k sayılı kararla davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespitine hükmetmiştir derece mahkemesi kararının temyiz edilmesi sonucu dosya yargıtay hukuk dairesine gönderilmiş dairenin tarihli ve sayılı ilâmı ile eksiklik nedeniyle dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir eksikliklerin tamamlanmasının ardından yargılama dosyası tekrar yargıtaya gönderilmiş temyiz incelemesi henüz sonuçlanmamışken başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır temyiz incelemesi sonucu yargıtay hukuk dairesi tarihli ve sayılı ilamı ile derece mahkemesinin kararını onamıştır karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine derece mahkemesi kararı onama ilamı üzerine kesinleşmiştir b hukuk tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun maddesi tarihli ve sayılı kamulaştırma ve maddeleri iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu hakkari ili çukurca ilçesi uzundere beldesinde ikamet etmekte iken terör ve terörle mücadele kapsamında güvenlik güçleri tarafından köy halkının van iline nakledildiğini bu nedenle köyünü terk etmek zorunda kaldığını iddia etmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde tarihli ve sayılı terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkında kanun kapsamına giren zararlarının karşılanması talebiyle hakkari valiliği zarar tespit komisyonuna komisyon başvurmuştur komisyon tarihli ve sayılı kararında mal varlığına ulaşamama nedeniyle başvurucuya ev ahır ve ağaçları için toplam tl tazminat ödenmesine karar vermiş başvurucu ile sulhname imzalanmış ve belirlenen tazminat miktarı tarihinde başvurucu vekilinin hesabına aktarılmıştır başvurucu tarihinde yerleşim yerini terk etmeye mecbur kalması nedeniyle uğramış olduğu manevi zararların giderilmesi talebini içeren bir dilekçe ile bakanlığı genel müdürlüğüne genel müdürlük başvuruda bulunmuştur genel müdürlük tarihli ve sayılı kararında sayılı kanun da manevi tazminat ödenmesi hakkında hüküm olmadığından veya bu konuda yargı kararı bulunmadığından işlem yapılmaksızın başvuru evrakının iadesine karar vermiştir başvurucu tarafından belirtilen ret işlemi aleyhine iptal davası ve manevi tazminat istemli tam yargı davası açılmıştır van mahkemesinin tarihli ve sayılı kararı ile davanın reddine hükmedilmiştir gerekçe şöyledir kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen tazminle yükümlü olup idari eylem işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kurallan çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir buna karşın bilimsel ve yargısal içtihatlarla geliştirilen sosyal risk ilkesi ile toplumun içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan idarenin faaliyet alanında meydana gelmekle birlikte yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmayan toplumsal nitelikli riskin gerçekleşmesi sonucu oluşan salt toplumun bireyi nedeniyle uğranılan özel ve olağandışı da topluma pay edilerek giderilmesi amaçlanmıştır durum yukarıda anlatıldığı gibi olmakla birlikte terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarara uğrayan kişilerin bu karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla sayılı terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkındaki kanun tarihinde yürürlüğe girmiştir sorumluluğuna ilişkin genel idare hukuku ilkeleri ile yukanda yer alan açıklamaların birlikte değerlendirilmesinden şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır türk hukukunda idarenin sorumluluğu hizmet kusuru nedeniyle sorumluk ve kusursuz sorumluluk olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır kusursuz sorumluluğunun dayanağını oluşturan ilkeler bakımından bir birlik bulunmamakla birlikte kusursuz sorumluluk ilkesi risk sorumluluğu ve kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi olarak iki ana kategoride incelenmekte olup sosyal risk ilkesi genel olarak risk ilkesi başlığı altında irdelenmektedir sayılı yasa çeşitlerini de saydığımız sorumluluk ilkelerinden sosyal risk ilkesine yönelik olarak yapılan ayrıntılı bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır zira sosyal risk ilkesinin kapsamı ile sayılı yasanın genel gerekçesinde öngörülen amaçların birbiriyle örtüştüğü görülmektedir hatta genel gerekçede doğrudan sosyal risk ilkesinden bahsedildiğinden tasarının bu ilkenin yasalaşmasına yönelik olduğu daha da netlik kazanmaktadır bu cümleden bahisle sosyal risk ilkesi yargı içtihatlarıyla ortaya çıkan bir ilke olarak karşımıza çıkmakta ve sorumluluk hukukunun bir kısmına yönelik olan bir yasal boşluğu doldurmakta iken artık o boşluk sosyal risk ilkesiyle değil sayılı yasa ile doldurulmuş bulunmaktadır dosyanın incelenmesinden davacının söz konusu köyde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları ve terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle yılında köyünü terk ettiğinde başvuru numarası karar tarihi ve köyün güvenlik nedeniyle halen yerleşime kapalı olduğundan bahisle uğradığını ileri sürdüğü manevi zararların karşılanması istemiyle genel hükümlere göre bakanlığı na yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır sosyal risk ilkesiyle idarenin faaliyet alanında meydana gelmekle birlikte yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmayan toplumsal nitelikli riskin gerçekleşmesi sonucu oluşan zararların topluma pay edilerek giderilmesi amaçlanmaktadır dava konusu olaya yani davacının güvenlik gerekçesiyle köyünden göç etmesi olayına baktığımızda uyuşmazlığın sosyal risk ilkesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinde şüphe bulunmamaktadır zira davacının köyünün güvenlik nedeniyle boşaltılmasına sebep olan husus yoğunlaşan terör eylemlerinin varlığıdır bu eylemlere bakıldığında ise eylemlerin devlete yönelik olduğu devletin anayasal düzenini yıkmayı amaçladığı bu tür olayların zarar gören kişi ve kurumlara karşı kişisel husumetten ileri gelmediği açıktır bu hale göre özünde sosyal risk ilkesi bulunan dava konusu uyuşmazlığa sebep olan hususun yoğunlaşan terör eylemlerinin varlığı olması sebebiyle iş bu davanın sayılı yasa kapsamında irdelenerek karar verilmesi gerekmektedir zira sayılı yasa sosyal risk ilkesinin yasalaşmış halidir bu bakımdan sayılı yasanın kapsamı ve bu yasaya göre karşılanacak zararların neler olduğu hususu önem kazanmaktadır yasının kapsamına ilişkin maddeler ise aşağıda tek tek sayılmıştır yukarıda bahsi geçen maddelerden de açıkça anlaşılacağı üzere sosyal risk ilkesinin yasalaşmış hali olan sayılı kanun terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle sadece maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla düzenlenmiş dolayısıyla sosyal risk ilkesinin kapsamı sayılı yasa ile daraltılarak maddi zararlara münhasır hale getirilmiş olup manevi zararlar bu kanun kapsamında bulunmamaktadır bu nedenle davacının yılında köyünden göç etmesi sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü manevi zararlarının karşılanmasına hukuken olanak bulunmamaktadır başvurucunun temyizi üzerine danış tay dairesinin tarihli ve sayılı ilamı ile kararın usul ve hukuka uygun olduğu dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek kararın onanmasına hükmedilmiştir başvurucunun karar düzeltme istemi danıştay dairesinin tarihli ve sayılı ilamı ile reddedilmiştir ret kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk sayılı kanunun maddesi şöyledir bu kanunun amacı terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir sayılı kanunun maddesi şöyledir bu kanun sayılı terörle mücadele kanununun inci üncü ve üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddi zararlarının karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar sayılı kanunun maddesi şöyledir komisyon doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile yaptığı tespitten sonra inci başvuru numarası karar tarihi maddeye göre belirlenen zararı uncu maddeye göre hesaplanan yaralanma engelli hale gelme ve ölüm hallerindeki nakdi ödeme tutarını uncu maddeye göre ifa tarzını ve inci maddeye göre mahsup edilecek miktarları dikkate alarak uğranılan zararı sulh yoluyla karşılayacak safi miktarı belirler komisyonca bu esaslara göre hazırlanan sulhname tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilir davet yazısında hak sahibinin sulhname tasarısını imzalamak üzere otuz gün içinde gelmesi veya yetkili bir temsilcisini göndermesi gerektiği aksi takdirde sulhname tasarısın kabul etmemiş sayılacağı ve yargı yoluna başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etme hakkının saklı olduğu belirtilir davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisi sulhname tasarısını kabul ettiği takdirde bu tasarı kendisi veya yetkili temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanır sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya ikinci fıkraya göre kabul edilmemi sayılması hallerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenlenerek bir örneği ilgiliye gönderilir sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır tarihli ve sayılı yargılama usulü kanununun maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir dava türleri şunlardır b eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları sayılı kanununun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir danıştay dava daireleri kurulunun tarihli ve sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir sayılı yasa idarenin terör olaylarına dayalı kusursuz sorumluluk alanını genişleten oluşan zararların yargı yoluna başvurmadan sulh yoluyla öngören bu yönüyle uyuşmazlığın sadece maddi zararlara ilişkin kısmının yargı dışı alternatif bir yöntemle giderilmesini sağlayan ancak manevi zararların karşılanmasını da engellemeyen nitelikte bir yasadır nitekim avrupa hakları mahkemesi nolu başvuruya konu günlü aydın türkiye kararının paragrafında sayılı terör ve terörle mücadeleden kaynaklanan zararların karşılanması hakkında kanunla ilgili olarak tazminat kanun unda yalnız maddi zararlar için tazminat talep etme olanağının bulunduğu doğru olsa da kanun un maddesinin idari mahkemelerde manevi zarar için tazminat talep etme olanağı verdiği görülmektedir ifadesine yer verilmiştir bu durumda terör olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup sayılı yasa uyarınca karşılanmayan ilgililerin ileri sürdükleri manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde sayılı yasanın öngördüğü usullere başvuru numarası karar tarihi tabi olarak manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal incelemesinin yapılması gerekmektedir danıştay dairesinin tarihli ve sayılı kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir terör eylemeleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler sonucunda salt toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının sosyal risk ilkesi gereğince karşılanması amacıyla çıkarılan sayılı kanun kapsamında bulunan maddi zararların karşılanması için sayılı kanun un maddesinden ayrı özel bir usul öngörmektedir ayrıca sayılı kanun un geçici maddesiyle kanun un uygulamasını geriye yürüterek tarihleri arasında meydana gelen olaylar nedeniyle zarara uğrayanların kanun un yürürlüğe girmesinden itibaren yıl içinde ilgili mercilere başvurması halinde bu zararlarının tazmin olacağını getirmekte böylece sayılı kanun un maddesinde öngörülen sürelerde dava açma hakkını kullanamayan kişilerin zararlarının da karşılanmasını amaçlamaktadır iv
Violation
a olaylar başvuru dilekçesi ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi muğla ili marmaris ilçesi karaca köyünde kain parsel sayılı taşınmaz kadastro tespit çalışmaları sırasında başvurucunun da aralarında yer aldığı bir kısım şahıslar adına tespit görmüştür bir kısım davacılar tarafından başvurucu ve müşterekleri adına yapılan tespit aleyhine kadastro komisyonuna yapılan itirazın reddini müteakip tarihinde marmaris kadastro mahkemesinde tespite itiraz davası açılmıştır marmaris kadastro mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile davacıların taleplerinin reddine müdahil orman idaresinin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın tespitinin iptaline ve orman vasfı ile maliye hazinesi adına tapuya tesciline karar verilmiştir karar temyiz edilmekle yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı kararı ile eksik olduğu belirtilen bir kısım belgelerin dosyaya eklenmesi gerektiğinden bahisle dosya ilk derece mahkemesine geri gönderilmiş olup eksikliklerin ikmalini müteakip halihazırda temyiz önünde derdesttir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür tarih ve sayılı kadastro olarak görev kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi istek üzerine veraset belgesi de verebilir sayılı davalarında usul kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir hakimi askı süresi içinde açılacak davalar ve kadastro müdürü tarafından mahkemeye tevdi olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları ve mahalli hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında dava dosyası açar başvurusunu beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir hakim duruşma gününü taraflara tebligat kanunu hükümlerine göre resen tebliğ eder sayılı usulü kenar başlıklı maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları şöyledir mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma yapılır taraflardan hiç biri gelmez ise dosya işlemden kaldırılmaz hakim toplanması mümkün olan delilleri inceler ve uncu madde hükmünce işi karara bağlar başvuru numarası karar tarihi bu kanunun tatbikinde ayrıca açıklık hallerde basit yargılama usulü uygulanır kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir sayılı ve hakimin takdiri kenar başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe yeniden dinlenmezler ancak hakim kadastro tutanağındaki beyanla duruşma sırasında topladığı deliller arasında çelişki görürse bunu gidermek için tutanakta beyanlarına başvurulan kimseleri tanık sıfatıyla yeniden dinleyebilir kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir sayılı tebliği kanun yollarına başvurma ve ilamların infazı kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemesi kararları tebligat kanunu hükümlerine göre resen taraflara tebliğ olunur sayılı giderleri kadastro harcı ve tahakkuku kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi şöyledir kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucunun maliki olduğu başvuruya konu taşınmaz tarihinde onaylanan ölçekli revizyon uygulama imar planında bölge parkı olarak kamu hizmeti alanına ayrılmıştır başvurucu bu taşınmazın kamulaştırılması istemiyle belediyeye başvurmuş fakat bu yoldan bir sonuç elde edememiştir başvurucu bunun üzerine imar planında kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle belediye aleyhine tam yargı davası açmıştır derece mahkemelerince davanın reddine karar verilmiştir kararda tarihli ve sayılı kanun maddesi ile idareye kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazlar için beş yıllık imar programına alma süresinin tanınmış olduğu bu süresinin sonuna kadar beklenilmesi gerektiğine değinilmiştir somut olayda ise imar planının tarihinde onaylandığı ve bu tarihten itibaren karar tarihi itibarıyla taşınmazın imar programına alınarak kamulaştırılması için öngörülen beş yıllık sürenin dolmadığı belirtilerek tazminat talebi reddedilmiştir karar kanun yolundan geçerek kesinleşmiştir başvurucu nihai kararın tebliği üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz hüseyin ünal b no v
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu hakkında cumhuriyet başsavcılığının tarihli iddianamesi ile resmi evrakta tahrifat ve emniyeti suistimal suçlarından cezalandırılması için ağır ceza mahkemesinde kamu davası açılmıştır başvuru numarası karar tarihi ağır ceza mahkemesinin tarihli yetkisizlik kararı ile dosya muğla ağır ceza mahkemesine gönderilmiştir muğla ağır ceza mahkemesi duruşmalara gelmemesi nedeniyle başvurucu hakkında tarihinde yakalama kararı vermiştir başvurucu savunmasını tarihinde vermiştir başvurucu savunmasını vermesine rağmen mahkeme tarihine kadar başvurucunun yakalanmasını beklemiş ve bu tarihte başvurucunun savunmasının önceden alındığı tespit edilerek yakalama kararı kaldırılmıştır başvurucu daha önce iki kez talimatla savunması alınmasına rağmen tarihli duruşmada üçüncü kez savunma yapmıştır mahkeme tarihinden kararını verdiği tarihine kadar delil toplamış ve bu tarihte başvurucunun karar vermiştir katılan vekilince temyiz üzerine yargıtay ceza dairesinin tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesinin kararı dava zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle bozulmuş ve davanın düşürülmesine karar verilmiştir yargıtay ilamı ve ilk derece mahkemesinin kararının kesinleştiği başvurucuya tebliğ edilmemiştir başvurucu tarihinde muğla ağır ceza mahkemesine başvurarak dosyanın onaylı bir suretini talep etmiştir b hukuk tarih ve sayılı mülga türk ceza maddesinin dördüncü fıkrası iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu aleyhine tarihinde aile mahkemesinin sayılı dosyasına kayden açılan davada tarafların boşanmaları talebinin yanı sıra müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesi ve başvurucunun davacıya yönelttiği iddia edilen tehditlerden dolayı doğumlu müşterek çocuk ve başvurucu baba arasında kişisel münasebet tesisinden kaçınılması ile gerekirse uzman raporu temininden sonra bu hususun karara bağlanması talep edilmiş olup mahkemece tarihinde tensip tutanağı düzenlenmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarafından ibraz edilen havale tarihli dilekçe ile dava tarihinden beri çocuğunu göremediği davacı annenin de çocuğu kendisine göstermeme yönünde bir iradeye sahip olduğu kişisel ilişki tesisine karar verilmemesi durumunda uzun bir süre daha çocuğunu göremeyeceği çocuğuna dönük görev ve sorumluluklarını sürdürme kararlılığı içinde olduğu boşanma sürecinin çocuğu ile olan bağına zarar vermesini istemediği baba ile çocuk arasındaki ilişkilerin zaman içinde zedelenmemesi için kişisel ilişki düzenlemesinin uygun olacağı bu ilişkinin kurulma koşullarının tespitinin güvenilir üçüncü kişi nezaretinde görüşme şartı da dahil olmak üzere mahkemenin takdirine bırakıldığı belirtilerek karar verilirken başvurucunun çalışıyor olmasının gözönünde tutularak görüşme günlerinin hafta sonu olarak tayin edilmesi ve bayram gibi özel günlerde de görüşme imkanı sağlanması talebinde bulunulmuştur mahkemece tarihli duruşmada müşterek çocuğun dava süresince tedbiren davacı anne yanında kalmasına çocuk ile tedbiren şahsi ilişki hususunun ön inceleme aşaması karşılıklı dilekçelerin verilmesi ve delillerin bildirilmesi işlemleri tamamlandıktan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir mahkemece tarihli duruşmada başvurucu ile çocuk arasında tedbiren şahsi ilişki kurulması yönündeki talebin aşamalarda değişecek duruma göre tekrar değerlendirilmek üzere reddine karar verilmiştir başvurucu tarafından havale tarihli dilekçe ile çocuğun ebeveynini görme ve kişisel ilişki kurma hakkı ile anne babanın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının anayasal olarak koruma altında olduğu belirtilen haklar arasında mahkemece denge kurulması ve bu kapsamda orantılı ölçüde tedbirler uygulanması gerektiği belirtilerek kişisel ilişki kurulması talebinin reddine dair kararın tekrar gözden geçirilmesi suretiyle karardan dönülmesi ve serbest kişisel ilişki kurulması noktasında tereddüt var ise görüşmelerin üçüncü kişi nezaretinde gerçekleştirilmesinin sağlanması talep edilmiştir tarihli ön inceleme duruşmasında başvurucu tarafından şahsi ilişki talebi yinelenmiştir mahkemece tarihli ara kararı ile çocuk hazır edildiğinde mahkeme uzmanından tedbiren şahsi ilişki konusunda rapor alınmasına ve şahsi ilişki talebinin ilgili rapor sunulduktan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir mahkemece görevlendirilen pedagog tarafından taraflar ve müşterek çocuk ile yapılan görüşme sonrasında tanzim edildiği anlaşılan tarihli sosyal inceleme raporunda başvurucu gibi annenin de çocuk ve baba arasında şahsi ilişki kurulmasını arzu ettiği ancak güvenlik kaygıları nedeniyle bunun uygun şartlarda gerçekleştirilmesini istediği çocuk ve babanın görüştürülmesi esnasında çocuğun çekingen tavırları nedeniyle başvurucunun agresif davranmasının çocuk üzerinde olumsuz etki oluşturduğu çocuğun baba figürüne güvenmediği zarar vereceği endişesi taşıdığı mevcut yaşı itibarıyla babası ile yalnız olarak aynı ortamda bulunmak istemediğinin anlaşıldığı bu nedenle tedbiren anne yanında bulunan çocuğun psikososyal gelişimi açısından başvurucu baba ile güvenli bir bağ kurulabilmesi için dava sürecinde iki haftada bir pazar günleri saatleri arasında şahsi ilişki kurulmasının bu süreçte çocuğa bir kolluk görevlisinin eşlik etmesinin çocuğun yüksek yararına olacağı ve baba ile çocuk arasındaki münasebetin çocuk üzerindeki etkilerine göre görüşme süresinin daha sonra tekrar değerlendirilmesinin uygun olacağı ifade edilmiştir başvurucu tarafından tarihli dilekçe ile belirtilen rapor dikkate alınarak çocuk ile arasında kişisel ilişki tesisi talep edilmiş olup mahkemece tarihli celsede belirtilen talep reddedilmiş ve ara kararında uzman raporu içeriğine göre çocuğun kolluk görevlisi nezaretinde başvurucu ile tedbiren görüştürülmesinin henüz beş yaşındaki bir çocuğun yüksek yararına olmayacağı anlaşıldığından değişen ve toplanan delillere göre ileride yeniden değerlendirilmek üzere şahsi ilişki talebinin reddedildiği belirtilmiştir başvuru numarası karar tarihi foça açık ceza kurumu müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen yazıda başvurucunun tarihinde ilgili cezaevine girişinin yapıldığı bildirilmiştir tarihli duruşmada başvurucu vekilince başvurucunun cezaevine gireceği belirtilerek çocuk ile başvurucu arasında cezaevinde belirli günlerde görüşme sağlanması talep edilmiş mahkemece çocuğun yaşı gözönünde bulundurulduğunda bu yaştaki bir çocuğun cezaevinde babası ile şahsi ilişki kurmasının uygun olmayacağı belirtilerek başvurucu vekilinin talebi reddedilmiş tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur bireysel başvuru sonrasında ve yargılamanın tarihli celsesinde celse arasında başvurucunun cezaevinden çıktığının bildirilmesi durumunda tedbiren şahsi ilişki kurulması hususunda değerlendirme yapılmasına tarihli celsede ise müşterek çocuk hazır edildiğinde başvurucunun cezaevinde bulunması da dikkate alınarak şahsi ilişki yönünden davanın esasına yönelik olarak mahkeme uzmanından rapor alınmasına rapor sonucuna göre çocuk ile başvurucu arasında tedbiren görüşme tesis edilmesi hususunun değerlendirilmesine ve ilgili cezaevinden başvurucunun açık görüş günlerinin ve saatlerinin sorulmasına karar verilmiştir tarihli sosyal inceleme raporunda çocuk ile baba arasında cezaevinde yapılan görüşmelerden çocuğun olumlu yönde etkilendiği her ne kadar çocuğun yaşı ve gelişimi gözönüne alındığında cezaevi ziyaretlerinden olumsuz yönde etkilenme ihtimali bulunuyor ise de çocuğun babaannesi eşliğinde babası ile yapacağı görüşmenin psikososyal gelişimi açısından fayda sağlayacağı çocuğun baba çocuk diyaloğunu yeni yakalamaya başladığı ve babası ile kurduğu bu ilişkiyi kaybetmekten korktuğu birarada geçirdikleri süreçten keyif aldığı belirtilerek çocuğun her ay bir defa babaannesi eşliğinde babası ile cezaevinde görüşmesinin uygun olacağı ifade edilmiştir takip eden tarihli celsede çocuğun yargılama aşamasında başvurucunun o ayki ilk açık görüş gün ve saatlerinde tedbiren başvurucu ile görüştürülmesine karar verilmiştir yargılamanın ertelendiği tarihli celsede mahkemenin sayılı kararıyla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine başvurucu şartla tahliye olana kadar çocuğun her ay başvurucunun o ayki ilk açık görüş gün ve saatlerinde başvurucu ile görüştürülmesi suretiyle şahsi ilişki tesisine başvurucu şartla tahliye olduktan sonra ise çocuğun her ayın ve cumartesi günleri saat ile pazar günleri saat arası dini bayramların ilk günü saat ile günü saat arası ve her yıl temmuz ayının ilk günü saat ile son günü saat arası başvurucu yanına verilerek şahsi tesisine karar verilmiştir hüküm yasal süresi içinde taraflarca temyiz yoluna başvurulmamış olması nedeniyle tarihi itibarıyla kesinleşmiştir gerekçeli kararda yargılama sırasında ileri sürülen şahsi ilişki taleplerinin reddine ilişkin olarak başvurucunun cezaevinde bulunması ve çocuğun yaşı da dikkate alınarak o yaştaki bir çocuğun cezaevinde babası ile şahsi ilişki kurmasının uygun olmayacağı kanaatine varıldığı söz konusu talebin başvurucu tanıklarının dinlenilmesinden ve bu yönde uzman raporu alınmasının ardından değerlendirilmesinin uygun olacağının düşünüldüğü zira çocuğun cezaevinde bulunan babasının orada bulunma sebebi ile ilgili tereddütler yaşayacağı ve yaşı itibarıyla bunu anlayamayabileceğinin değerlendirildiği belirtilmiştir gerekçede yukarıdaki değerlendirmeden sonra aradan geçen süre de dikkate alınarak çocuğun velayeti ve şahsi ilişki yönünden uzman raporu alındığı söz konusu tarihli raporda çocuğun başvurucunun annesi tarafından cezaevine götürüldüğünün ve babası ile görüşmesinin sağlandığının çocuğun babasının daha önce kendisi ile bu kadar ilgilenmediği şu anki ilgisinden mutlu olduğu babaannesi ile babasını görmeye gitmeye başvuru numarası karar tarihi devam etmek istediği yönünde beyanda bulunduğunun her ne kadar çocuğun yaşı ve gelişimi gözönüne alındığında cezaevi ziyaretlerinden etkilenme ihtimali bulunuyor ise de babaannesi eşliğinde babası ile görüşebileceğinin belirlendiğinin ifade edildiği ve bu kapsamda tarihli celsede çocuk ve baba arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği belirtilmiştir b hukuk tarihli ve sayılı türk medeni kanununun geçici önlemler kenar başlıklı maddesi şöyledir boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına geçimine eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır sayılı kanunun kural kenar başlıklı maddesi şöyledir ana ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir sayılı kanunun sınırları kenar başlıklı maddesi şöyledir ana ve babadan her biri diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir türkiye açısından tarihinde imzalanan ve tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tarihli çocuk haklarına dair sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrası şöyledir kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları mahkemeler idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun yararı temel düşüncedir çocuk haklarına dair sözleşmenin maddesinin ilgili fıkraları şöyledir yetkili makamlar uygulanabilir yasa ve usullere göre ve temyiz yolu açık olarak ayrılığın çocuğun yüksek yararına olduğu yolunda karar vermedikçe taraf devletler çocuğun anababasından onların rızası dışında ayrılmamasını güvence altına alırlar ancak anababası tarafından çocuğun kötü muameleye maruz bırakılması ya da edilmesi durumlarında ya da anababanın birbirinden ayrı yaşaması nedeniyle ikametgahının belirlenmesi amacıyla karara varılması gerektiğinde bu tür bir ayrılık kararı verilebilir maddenin birinci fıkrası uyarınca girişilen her işlemde ilgili bütün taraflara işleme katılma ve görüşlerini bildirme olanağı tanınır devletler anababasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına saygı gösterirler iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu eğitim ve bilim emekçileri sendikası sen üyesi bir kamu görevlisidir sen yönetim kurulunun tarihli kararı ile ve mart tarihlerinde tüm ülke çapında grevi adı altında işe gelmeme eylemi yapılmasına karar verilmiştir başvurucu bahsi geçen tarihlerde işe gelmemiştir başvurucunun görev yaptığı tarsus milli eğitim müdürlüğü eyleme katılan tüm sendika üyeleri hakkında yürüttüğü idari soruşturma sonucunda tarihli kararı ile mart tarihlerinde mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle başvurucuyu uyarma cezası ile cezalandırmıştır başvurucunun söz konusu karara yapmış olduğu itiraz mersin valiliğinin tarihli kararı ile reddedilmiştir başvurucu hakkında verilen disiplin cezasının iptali istemiyle tarihinde idare mahkemesine iptal davası açmış mersin mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile dava reddedilmiştir başvurucu derece mahkemesinin kararına itiraz etmiş adana bölge mahkemesinin tarihli kararı ile derece mahkemesinin kararı onanmıştır başvurucunun karar düzeltme istemi de adana bölge mahkemesinin tarihli kararı ile reddedilmiş ve bölge mahkemesinin ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı devlet memurları eylem ve hareketlerde bulunma yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır sayılı cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır c aylıktan kesme memurun brüt aylığından arasında kesinti yapılmasıdır aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır b özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek sayılı maddesi şöyledir amirleri tarafından verilen uyarma kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir mercileri itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır kabulü hâlinde disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir danıştay dava daireleri kurulunun tarih esas ve karar sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir uyuşmazlıkta davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak tarihinde gün göreve gelmeme eyleminin sayılı devlet memurları kanununun maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti önem taşımaktadır sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasının maddesinin son fıkrasında göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz ek cümle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin başvuru numarası karar tarihi milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır hükmü yer almıştır avrupa hakları kurma ve toplantı özgürlüğü nün düzenlendiği maddesinde herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak dernek kurmak ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu bu hakların kullanılmasının demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak ulusal güvenliğin kamu emniyetinin korunması kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği bu maddenin bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel olmadığı kuralına yer verilmiştir avrupa hakları mahkemesi tarihli kaya ve seyhan türkiye kararında application no eğitimsen üyesi öğretmenlere tarihinde çağrısına uyarak parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı öğretmenlere verilen disiplin cezasının bir sosyal ihtiyaca tekâbül etmediği ve bu nedenle bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmış bunun sonucu olarak bu davada başvuranların maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle avrupa hakları sözleşmesinin maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir bu durumda davacının sendikal faaliyet gereği tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya sayılı kanunun maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu ali orak öğretmen olarak diğer başvurucu gül ise işçi olarak kahramanmaraşın nurhak ilçesinde görev yapmaktadır başvuru konusu olay tarihinde başvurucu ali orak eğitimsen üyesi diğer başvurucu gül ezilenlerin sosyalist partisi nurhak ilçe temsilcisidir başvurucular taksim meydanında bulunan gezi parkında yapılmak istenen çevre düzenlemelerine karşı başlayan ve türkiyenin birçok iline yayılan olayları protesto etmek polisin aşırı güç kullanımına ve hükumetin bu duruma kayıtsız kalmasına tepki göstermek amacıyla bulundukları ilçede ve tarihlerinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmışlardır nurhak emniyet amirliğinin tarihinde gösteriye ilişkin olarak hazırladığı tutanak şöyledir günü edinilen bilgilere göre nurhak eğitimsen temsilciliği ve ezilenlerin sosyalist partisi ilçe temsilciliği organizesinde saat taksim gezi parkındaki olayları protesto etmek amacıyla idaremiz pınarbaşı mahallesi meydanından ilçe merkezine doğru yürüyüş yapacakları bilgisi alınması üzerine gerekli güvenlik tedbirleri alınmış aynı gün saat sıralarında pınarbaşı mahallesi meydanında yaklaşık kişinin toplandığı ve saat sıralarında araç ve yaya trajiğini aksatmadan mahalle ara sokaklarını kullanarak yaklaşık km mesafede yürüyüşe geçtikleri ve saat sıralarında havanın karardığı görülmüş yürüyüş esnasında ellerinde yaklaşık cm ebatlarında teslim olmayacağız ibareli afiş ile birlikte mahallesi edison caddesini takiben yürüdükleri esnada sayıları sonradan katılımlarla yaklaşık kişiyi bulduğu yürüdükleri sırada ellerinde bulunan tencere ve tavaları kaşıkla çalarak elindeki megafonla nurhak eğitim sen temsilcisi öğretmen açnin grubu yönlendirdiği ve her yer taksim her yer direniş faşizme karşı omuz omuza gün gelecek devran dönecek akp halka hesap verecek halka uzanan eller kırılsın mustafa kemalin askerleriyiz katil polis hesap verecek nurhak uyuma sokağa sahip çık ip saysana kaç kişiyiz baksana şeklinde slogan attıkları nurhak eğitimsen üyesi ali orak ezilenlerin sosyalist partisi esp üyesi gül isimli şahısların yürüyüş yapan grubu yönlendirdiklerinin görüldüğü ve atatürk bulvarına saat sıralarında gelerek yürüyüşü ardından yaklaşık kişilik grup dakika bekledikten sonra saat sıralarında olaysız dağılmışlardır olaya ilişkin nurhak emniyet amirliğinin hazırladığı tarihli fezlekede gösterici grubun trafiği aksatmadığı ve taşkınlık yapmadığı belirtilmiştir nurhak emniyet amirliğinin tarihinde gösteriye ilişkin olarak hazırladığı tutanağın ilgili kısmı şöyledir olay tarihinde nurhak eğitimsen temsilciliği ve ezilenlerin sosyalist partisi ilçe temsilciliği organizesinde saat taksim gezi parkındaki olayları protesto başvuru numarası karar tarihi etmek amacıyla mahallesi han caddesi sokak üzerinden ilçe merkezine doğru yürüyüş yapacakları bilgisi alınması üzerine gerekli güvenlik tedbirlerinin alındığı saat sıralarında sokak üzerinde yaklaşık kişinin toplandığı ve saat sıralarında araç ve yaya trajiğini aksatmadan atatürk bulvarını kullanarak yaklaşık km mesafede yürüyüşe geçtikleri ve saat havanın karardığı yürüyüş esnasında ellerinde adet yaklaşık cm ebatlarında faşizme teslim olmayacağız gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz gün gelecek devran dönecek akp halka hesap verecek halka uzanan eller kırılsın mustafa kemalin askerleriyiz katil polis hesap verecek nurhak uyuma sokağa sahip çık nurhak uyuma susanlardan olma ibareli afişler ile birlikte slogan attıkları sonradan katılımlarla gösterilicilerin sayılarının kişiyi bulduğu yürüdükleri sırada ellerinde bulunan tencere ve tavaları kaşıkla çalarak elindeki megafonla nurhak eğitim sen temsilcisi öğretmen abdurrahman çelikin grubu yönlendirdiği ve grubun slogan attığı aç ali orak ve gülün yürüyüş yapan grubu yönlendirdikleri belirtilmiştir elbistan cumhuriyet başsavcılığı tarihli ve sayılı iddianameyle başvurucular hakkında zincirleme şekilde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme ve yönetme suçundan tarihli ve sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununun yasaklara aykırı hareket kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası ile tarihli ve sayılı türk ceza kanununun zincirleme suç kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılmaları istemiyle elbistan asliye ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır öte yandan cumhuriyet başsavcılığı olaylara ilişkin olarak gösteriye katılan diğer kişiler hakkında tarihinde ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir kararın gerekçesi şöyledir ve tarihlerinde nurhak ilçe merkezinde taksim gezi parkında yaşanan olayları protesto etmek ve destek olmak amacıyla haklarında iddianame tanzim edilen ali orak gül ve aç tarafından düzenleme kurulu oluşturulmadan mülki amire yapılması gereken bildirimlerin yapılmadan zaman şartına uyulmadan ve daha önceden mülki amirlik tarafından belirlenen toplantı yeri ve gösteri yürüyüşü güzergahı kullanılmadan düzenlenen ve yönlendirilen toplantı ve gösteri yürüyüşüne yaklaşık kişinin katıldığı bu kişilerin ellerinde bulunan tencere ve tavaları kaşıkla çaldıkları ve slogan attıkları grubun trafiği engellemediği ve taşkınlık yapmadığı nurhak emniyet amirliğinin tarihli tutanağı uyarınca toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların oluşturduğu grubun dağılması konusunda herhangi bir ikazın yapılmadığı ve grubun dağıtılması için zor kullanılmadığı şüphelilerin üzerine atılı kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılma suçunun oluşabilmesi için sayılı yasanın maddesi uyarınca kolluk tarafından yapılan ihtara ve zor kullanmaya rağmen katılanların dağılmamakta ısrar etmelerinin gerektiği ancak yukarıda yazılı kolluk tutanağından açıkça anlaşıldığı üzere ilgili kolluk tarafından herhangi bir ihtar ve zor kullanma yapılmadığı için suçun unsurları itibariyle oluşmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir elbistan asliye ceza mahkemesi tarihli ve sayılı kararıyla başvurucuların zincirleme şekilde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme ve yönetme suçlarından yıl ay gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş ve başvurucuların yeniden suç işlemeyeceği vararak tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları gereği verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir başvuru numarası karar tarihi kararın gerekçesi şöyledir yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde sanık eğitim sen sendikası nurhak temsilcisi ali ezilenlerin sosyalist partisi nurhak temsilcisi oldukları taksim gezi parkında yaşanan olayları protesto etmek ve destek olmak amacıyla ve tarihlerinde düzenleme kurulu oluşturmadan mülki amire yapılması gereken bildirimleri yapmadan daha önceden mülki amirlik tarafından belirlenen toplantı yeri ve gösteri yürüyüşü güzergahını kullanmadan ve zaman şartına uymadan toplantı ve yürüyüşü düzenledikleri ve yaklaşık kişilik grubu yönlendirdikleri her ne kadar sanıklar mahkememizdeki savunmalarında kendiliğinden toplanan ve yürüyüş yapan kitleye katıldıklarını yürüyüşü organize etmediklerini beyan etmemiş iseler de sanıklar açe ve ali soruşturma aşamasındaki beyanlarında halktan gelen talep ve istek üzerine nurhak merkezde yürüyüş yapma kararı aldıklarını beyan ettikleri dosyada mevcut ve tarihli tutanaklarda sanıkların toplanan yönlendirdiklerinin belirtildiği yine dosyada mevcut nurhak emniyet amirliği tarafından düzenlenen fezlekelerde yer alan ve yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin fotoğraflarında da sanıkların ayrı ayrı grubu yönlendiren şahıslar olduklarının tespit edildiği anlaşılmakla sanıkların cezadan kurtulmaya yönelik mahkememizdeki savunmalarına itibar edilmeyerek sabit görülen zincirleme şekilde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlemek ve yönetmek suçlarından cezalandırılmaları yoluna gidilmiştir anılan karara başvurucular tarafından yapılan itiraz elbistan ağır ceza mahkemesinin tarihli ve değişik sayılı kararıyla reddedilmiştir bu karar başvurucular vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk sayılı kanunun maddesi şöyledir bu kanuna göre yapılacak toplantılar fiil ehliyetine sahip ve yaşını doldurmuş en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenlenir bu kurul kendi aralarından birini başkan seçer diplomatik dokunulmazlıkları bulunan kişiler düzenleme kurulu başkan veya üyesi olamazlar tüzel kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri yetkili kararına bağlıdır sayılı kanunun maddesi şöyledir toplantı yapılabilmesi için düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirim toplantının yapılmasından en az saat önce ve çalışma saatleri içinde toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilir başvuru numarası karar tarihi bu bildirimde a toplantının amacı b toplantının yapılacağı yer gün başlayış ve bitiş saatleri c düzenleme kurulunun başkan ile üyelerinin açık kimlikleri meslekleri ikametgahları ve varsa çalışma yerleri belirtilir ve bildirime yönetmelikte gösterilecek belgeler eklenir bu bildirim karşılığında gün ve saati gösteren alındı belgesi verilmesi zorunludur bu bildirim valilik veya kaymakamlıkça kabul edilmez veya karşılığında alındı belgesi verilmez ise keyfiyet bir tutanakla tespit edilir bu halde noter vasıtasıyla ihbar yapılır saati bildirimin verilme saati sayılır aynı yerde aynı gün toplantı yapmak üzere ayrı ayrı düzenleme kurullarınca bildirim verilmişse ilk verilen bildirim geçerlidir diğerlerine durum hemen yazılı olarak bildirilir sayılı kanunun maddesi şöyledir a ve uncu madde hükümlerine uygun biçimde bildirim verilmeden veya toplantı veya yürüyüş için belirtilen gün ve saatten önce veya sonra b değişik bent tarih ve sayılı kanunun md ateşli silahlar veya patlayıcı maddeler veya her türlü kesici delici aletler veya taş sopa demir ve lastik çubuklar boğma teli veya zincir gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı aşındırıcı yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis gaz ve benzeri ile yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşınarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyilerek veya kimliklerim gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma ve kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş pankart döviz resim levha araç ve gereçler taşınarak veya bu nitelikte sloganlar söylenerek veya ses cihazları ile yayınlanarak c nci madde hükümleri gözetilmeksizin e nci maddedeki yöntem ve şartlara ve nci maddedeki yasak ve önlemlere uyulmaksızın j üncü madde ile kanun kapsamı dışında bırakılan konularda kendi amaç kural sınırları dışına çıkılarak g kanunların suç saydığı maksatlar için h bildirimde belirtilen amaç dışına çıkılarak toplantı ve yürüyüşün ve uncu maddelere dayanılarak yasaklanması veya ertelenmesi halinde tespit edilen erteleme veya yasaklama süresi sona ermeden başvuru numarası karar tarihi j değişik bent tarih ve sayılı kanun un md nci madde gereğince toplantının dağılmasına karar verilmesi halinde k inci madde hükmüne aykırı olarak üncü maddenin nci fıkrası hükmüne uyulmadan yapılan toplantılar veya gösteri yürüyüşleri kanuna aykırı sayılır sayılı kanunun maddesinin birinci fıkrası şöyledir kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil takdirde bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır sayılı kanunun maddesinin birinci fıkrası şöyledir bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda bir cezaya hükmedilir ancak bu ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri aynı suç sayılır ek cümle mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır sayılı kanunun maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları şöyledir sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurulan hükmün sanık hakkında bir sonuç doğurmamasını ifade eder hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için a sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması b mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması c suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez b uluslararası hukuk avrupa haklan sözleşmesinin sözleşme toplantı ve dernek kurma özgürlüğü kenar başlıklı maddesi şöyledir herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir bu hak çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir b numarası karar tarihi bu hakların kullanılması yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin kamu güvenliğinin korunması kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz bu madde silahlı kuvvetler kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir avrupa haklan mahkemesi sözleşmenin maddesinde düzenlenen barışçıl toplanma özgürlüğünün geniş anlamda örgütlenmeyi yürüyüş veya gösteriye katılmayı ve karşı krallık b no hareketsiz toplanmaları ve oturma eylemlerini b no resmi veya gayriresmi özel veya herkese açık organizasyonları kapsadığını kabul etmektedir sözleşmenin maddesi barışçıl toplanmaları koruma altına almaktadır maddenin kapsamının bu temel sınırlaması şiddet kullanma niyetinde olan kişilerin katıldığı veya düzenlediği gösterileri barışçıl toplanma kavramı dışında bırakmaktadır ve birleşik makedonya örgütü b no ve birleşik makedonya örgütü ilinden ve b no maddede korunan haklara keyfi müdahalenin engellenmesi için taraf devletlerin negatif yükümlülüğünün olduğunu belirtmiştir wilson gazeteciler ulusal birliği ve krallık b no ve bu müdahale etmeme yükümlülüğünün istisnası maddenin ikinci fıkrasında belirtilen sınırlama sebepleridir toplanma hakkının barışçıl niteliği genel olarak bir bütün halinde değerlendirilerek ortaya konulmalıdır bunun dışında toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılanların bir kısmının şiddete başvurması diğerleri açısından bu hakka müdahaleyi meşru kılmaz b no bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasa dışı olması veya yasalara aykırı olarak düzenlenmesi de tek başına toplantı veya yürüyüşün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmaz oya b no dolayısıyla halka açık yerde yapılan her türlü gösterinin günlük hayatın akışında belli bir karışıklığa sebep olabileceği ve düşmanca tepkilere yol açabileceği açıktır bu durumların varlığı toplantı hakkının ihlal edilmesini haklı gösteremez b no ve b no disk ve b no diğer taraftan toplantı hakkındaki sınırlama kavramı ifade özgürlüğünde olduğu gibi sadece hakkın kullanılmasından önceki bazı önleyici tedbirleri değil hakkın kullanılması sırasında veya kullanılmasından sonra yapılan muameleleri de kapsar v
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu iş kazasından doğan sürekli iş göremezlik halinin ve çalışma gücü kaybı oranının tespiti istemiyle işveren ve sosyal güvenlik kurumu sgk aleyhine tarihinde dava açmıştır kütahya mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile davanın kabulüne hükmetmiştir davalıların temyizi üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilâmıyla yüksek sağlık kurulu raporu ile adli tıp kurumu kurulu raporu arasında çelişki bulunduğundan adli tıp kurumu genel kurulundan görüş alınarak çelişkinin giderilmesi gerektiği hususu gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulmuştur bozmaya uyarak yeniden yaptığı inceleme sonucunda mahkeme tarih ve sayılı kararı ile davanın kabulüne hükmetmiştir davalıların temyizi üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile onanmıştır onama kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ve maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı mahkemeleri maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası ve maddesi bkz b no iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi muğla ili marmaris ilçesi çamlı köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ve parsel numaralı taşınmazlar başvurucu adına tespit edilmiştir bu tespit karar üzerine ve arkadaşları tarafından tarihinde marmaris kadastro mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmış ve dava marmaris kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir mahkemece tarih ve sayılı kararla ve arkadaşları ile katılan orman açtığı davaların reddine çekişmeli çamlı köyü ve parsel numaralı taşınmazların tespit gibi başvurucu mehmet ali çelik adına tapuya tesciline ay ve hy ile gayrimenkul değerler açtığı davalarda mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir anılan kararın orman ile ve arkadaşları tarafından temyiz edilmesi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilâmıyla bir kısım eksiklikler nedeniyle dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar vermiştir eksik hususların tamamlanmasından sonra dosyanın gönderildiği yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilâmıyla derece mahkemesinin kararını bozmuştur bu karara karşı yapılan karar düzeltme talebi yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilâmıyla reddedilmiştir bozma ilamı üzerine marmaris kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilen dava halen devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir türkiye bankası banka nezdinde yılları arası dönem için yapılan vergi incelemesi sonucunda düzenlenen tarihli ve sayılı vergi tekniği raporunda özetle munzam sandık vakfının tarihli ve sayılı sosyal sigortalar kanununun geçici maddesine göre kurulmadığı bankaya ait geçici maddeye göre kurulan başka bir sandığın bulunduğu dolayısıyla munzam sandığın bu sandığın sağladığı haklara ek haklar sağladığı ve bu sebeple özel sigorta fonksiyonu gördüğü munzam sandığın ana finansman kaynağının çalışanlardan ve bankadan sağlanan katkı payları olduğu dolayısıyla vakıf tarafından çalışanlara sağlanan menfaatlerin bir kısmının banka tarafından finanse edildiği bu yönüyle banka katkı payının işçilere sağlanan menfaatlere ilişkin işveren payı olarak algılanması gerektiği banka katkı payının hesabında çalışanların emekliliğe esas maaş ve ikramiye paylarının dikkate alındığı ve bundaki amacın her bir çalışanın elde edeceği menfaatin net tutarını belirlemek olduğu banka katkı payı ödemelerinden esas yararlananın çalışanlar olduğu munzam sandığın sadece buna aracılık ettiği gerekçeleriyle bankanın muhtelif şubeleri tarafından yapılan ödemelerin ücret mahiyetinde olduğu ve bu ödemelerin tarihli ve sayılı gelir vergisi kanununun maddesinde yazılı şartları taşımaması nedeniyle ücret matrahından indirilemeyeceği sonucuna varılmış bu ödemeler üzerinden gelir vergisi kesilerek beyan edilip ödenmediği gerekçesiyle cezalı gelir vergisi tarhiyatları ve bu katılım payları ödemelere ilişkin belgelerde gösterilmediğinden damga vergisi matrahının eksik hesaplandığı gerekçesiyle de cezalı damga vergisi tarhiyatları yapılmış ve bankanın muhtelif şubelerine tebliğ edilmiştir banka tarafından muhtelif şubeleri adına bu tarhiyatlara karşı vakfa ödenen katkı paylarının ücret sayılamayacağı iddiasıyla vergi mahkemelerinde çok sayıda dava açılmıştır bu davaların çoğu reddedilmiş bazı davalar vergi mahkemelerince kabul edilse de bu kararların bir kısmı üst derece mahkemeleri olan bölge idare mahkemelerince bozularak esastan reddedilmiştir bir kısmı da üst derece mahkemesi olan danıştay üçüncü ve dördüncü dairelerince yılının değişik tarihlerinde verilen kararlarda esastan reddedilmeleri gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup derdesttir derece aşamasında davaları kabul eden vergi mahkemelerinin kararları ile emsal niteliğindeki danıştay dördüncü dairesinin tarihli ve sayılı ile verilen kararına katılmayan üyelerin karşıoy yazılarında özetle katkı payı ödemesinin kaynağının vakıf senedi olduğu vakfın fonksiyonunun çeşitli sosyal güvenlik yardımlarının sağlanması olduğu koşulların gerçekleşmesi halinde çalışanlara sağlanan faydanın ücret olarak değerlendirilemeyeceği katkı payının hesaplanmasında işçi ücretlerinin baz alınmasının bir sigorta primi hesaplama tekniği olup bu şekilde hesaplama yapılmasının katkı payının ücret olarak değerlendirilmesi sonucunu doğurmayacağı çalışanlara vakıfça menfaat sağlanmasının tek başına ödemenin ücret olduğunun kabulünü gerektirmeyeceği sağlanan menfaat üzerinde hukuki ve fiili tasarrufun ne zaman gerçekleştiğinin tespit edilmesi gerektiği oysa menfaatin hangi çalışana ne zaman sağlandığının belli olmadığı ödemenin yapıldığı tarih itibariyle çalışanın hukuki ve fiili tasarrufunun bulunmadığı dolayısıyla banka çalışanlarına doğrudan bir menfaat sağlanmadığı menfaatin banka ile çalışan arasındaki iş aktine göre değil vakıf ile yararlanan arasındaki hukuki bağa göre sağlandığı hangi çalışana hangi tutarda menfaat sağlandığı tespit edilemeyeceğinden menfaatin parayla temsil edilme kabiliyetinin bulunmadığı vakfın sağladığı menfaatlerden sadece ücretli olarak çalışanlar değil başvuru numarası karar tarihi bankanın vakıflarında çalışanlar ve görevinden ayrılanların da yararlandığı bankanın katkı payını önce bordroya ekleyip vergi kesmesi sonra da vakfa ödemesi hususunda yasal bir zorunluluk bulunmadığı kıyas veya genişletici yorum yoluyla vergi konusunun genişletemeyeceği aksinin kabulü halinin vergiyi doğuran olayın mahiyetine ve verginin kanuniliği ilkesine aykırı olduğu gerekçeleriyle davaların kabul edildiği ve aynı gerekçelerle danıştay incelemesinde bazı üyelerin çoğunluk görüşüne katılmadıkları görülmektedir gerek davaların reddine ilişkin vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemeleri kararlarında gerekse emsal niteliğindeki ve kabul yönündeki ilk derece mahkemesi kararlarının bozulmasına ilişkin danıştay dördüncü dairesinin tarihli ve sayılı karan ile danıştay üçüncü dairesinin tarihli ve sayılı kararında özetle kanunun vergiyi doğuran olay olarak nitelendirdiği hukuki durumun özel hukuk işlemi veya tasarrufuyla değiştirilemeyeceği banka tarafından vakfa aktarılan paraların kalmayıp çalışanlara menfaat olarak yansıtıldığı vakfın bu işlemde aracılık ettiği tarafından sunulan menfaatlerin bir kısmının banka tarafından finanse edildiği banka katılım payının çalışanların maaş ve ikramiyelerinin belli bir oranı olarak hesaplanması suretiyle her çalışanın elde edeceği menfaatin net tutarının belirlendiği kayıtların personel bazında tutulduğu ve sağlanan maddi menfaatin bu kişilere münhasır kılındığı menfaat anlık olarak sunulmasa bile banka tarafından yapılan ödemelerin kişi bazında izlendiği ve sonuçta koşullar gerçekleştiğinde kişiye ödeme yapıldığı dolayısıyla ödeme ile kişisel bazda menfaat sağlandığı bankanın ödenen işçi paylarından stopaj yoluyla vergi kestiği bu nedenle tasarruf hakkının bulunduğu iç ilişkide bankanın sorumluluğunun çalışana karşı değil de vakfa karşı olmasının sonucu değiştirmeyeceği başvuranlar tarafından aksi yönde danıştay kararları bulunduğu iddiasına ilişkin olarak aksi yönde danıştay kararları bulunsa da içtihadı birleştirme kararları dışındaki kararların olaya özgü ve tarafları bağlayıcı olduğu aksi yönde maliye bakanlığı bulunduğu iddiasına ilişkin olarak ise maliye bakanlığı muktezalarının mahkemeler açısından bağlayıcılığının bulunmadığı bankanın sosyal güvenlik sistemindeki emeklilik sonrası düzenlemeler dikkate alındığında yapılan stopajın mükerrer vergilemeye sebep olacağı iddiasına ilişkin olarak farklı dönemlerde farklı vergileme uygulamaları nedeniyle mükerrer vergilemeden söz edilemeyeceği gerekçeleriyle davaların reddedildiği vergi mahkemelerinin davaların kabulü yönündeki kararlarının bozulduğu ve danıştayın bu husustaki içtihadının yılında verdiği kararlara dayandığı görülmektedir ekli tablonun a sütununda numaralarına yer verilen bireysel başvurular başvurucular tarafından aynı tablonun e sütununda belirtilen mahkemelerde açılan davalara ilişkindir tablonun g sütununda başvuru konusu davaların esas numaralarına yer verilmiş olup söz konusu davaların bir kısmı ilk derece yargılamaları aşamasında reddedilmiştir diğer bir kısmı ilk derece yargılaması aşamasında kabul edilmiş ise de davalı vergi dairesi başkanlıklarınca yapılan itirazlar üzerine üst derece mahkemelerince itirazların kabul edilmesiyle bozulmuş ve sonuç olarak söz konusu davaların tümü reddedilmiştir davaların reddedildiğine ilişkin nihai kararlar söz konusu tablonun b sütununda belirtilen tarihlerde tebliğ edilmiştir başvurucular aynı tablonun c sütununda yer verilen tarihlerde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk bkz türkiye b no türkiye bankası a ş b başvuru numarası karar tarihi iv
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle ve ulusal y sistemi uyap bilgi ve belgeler olaylar istanbul icra icra takibi karar verilen ilgili olarak istanbul icra hukuk mahkemesinde mahkeme ihalenin feshi mahkeme tarihinde dosya incelemede ihalesinin istanbul anadolu icra dairesince kanun karar tarihi ve ihaleye istinabe olunan icra dairesinin icra mahkemesinin istanbul anadolu icra mahkemesi yetkili kesin olarak talebi mahkeme tarihli ek tarihli ve hukuk muhakemeleri kanununun maddesinde veya yetkisizlik karan verilmesi halinde taraflardan birinin bu karar anda kesin ise bu tarihten itibaren iki hafta karan veren mahkemeye dava ya da yetkili mahkemeye talep etmesi aksi takdirde bu mahkemece karar karar tarihinden itibaren iki yasal sure yetkili mahkemeye talep belirterek yetkisizlik karan ve ek karar tarihinde aym tarihte ve yetkili istanbul anadolu icra mahkemesine talep ek karan temyiz ancak hukuk dairesi daire tarihli karar talebi aym dairenin tarihli ret karan tarihinde ve tarihinde bireysel iv ilgili hukuk a ulusal hukuk kanun kanunun maddesinin olay tarihindeki haliyle veya yetkisizlik verilmesi halinde taraflardan birinin bu karar anda kesin ise bu tarihten suresi irinde kanun yoluna ise tarihten kanun yoluna bu reddi tarihinden itibaren iki hafta irinde veren mahkemeye dava ya da yetkili mahkemeye talep etmesi gerekir aksi takdirde bu mahkemece karar verilir kanunun maddesi tarihinden veya kanunda hdllerde tarihinden itibaren tarihli ve icra ve iflas kanununun maddesinin feshine veya yetkisiz icra mahkemesi veya mahkemeye icra mahkemesi veya mahkeme evrak uzerinde inceleme yaparak tarihinden itibaren en on gun irinde veya yetkisizlik verir kararlar kesindir karar tarihi kanunun maddesi mallar baka bir yerde takdirde istinabe suretiyle ve ihaleye istinabe olunan icra dairesinin tabi icra mahkemesince hallolunur anayasa mahkemesi karan konusuna benzer bir olayla ilgili olarak baka bir davada kanunun maddesinin birinci yer alan bu karar anda kesin ise bu tarihten ibaresinin maddesine ileri anayasa mahkemesi mahkemeler kesin olarak verilen ve yetkisizlik olmayan dava veya yetkili mahkemeye talep etme nedeniyle karar verilmesi halinde usul hukuku hak yeniden suretiyle tekrar dava zorunda kesilmesi hak gibi da sona bu haberdar ya da yetkisizlik tarihten itibaren iki sure yetkili ve mahkemeye karar verilmesinin hak arama bir belirtilerek amlan maddesine karar ve kanunda yer alan bu karar anda kesin ise bu tarihten ibaresi iptal aym b hukuk ilgili avrupa insan haklan maddesinin ilgili medeni hak ve ile ilgili konusunda karar verecek olan bir mahkeme istemek sahiptir avrupa insan haklan mahkemesi avrupa insan haklan mahkemesi maddesinin bir mahkeme veya etmese de maddede terimler bir olarak dikkate bu mahkemeye da garanti sonucuna belirtmektedir b no mahkemeye maddesinin bu devletlere yeni bir yorum maddesinin birinci ve hedefleri ile hukukun genel prensiplerinin birlikte olarak maddesinin herkesin medeni hak ve ilgili mahkeme getirme sahip karar tarihi mahkeme bir unsurunu tekil eden mahkemeye mutlak devletin gerektiren bu belli kabul etmektedir ancak bu mahkemeye zedeleyecek ve ve ifade etmektedir bir ya da uygulanan ile istenen makul bir kurmayan maddesinin uyumlu olmaz sefer ve meryem b no b no march b no dava sure hukuk olarak kamu otoritelerinin ve mahkemelerin belirterek bu yorumun etkilerinin ile uyumlu olup tespitiyle ifade etmektedir getiren uygun adalet eden bu veya ilgililerin engelleyecek mahiyette bu her bir somut yolunun ve maddesinin birinci ve hedefleri v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan icra takibinde karar verilen ilgili olarak ihalenin feshi verilen yetkisizlik karan kendisine edilmeden iki karar verilmesi nedeniyle maddesinde alman adil ihlal ileri yeniden ile tl maddi ve tl manevi tazminata karar verilmesini talep b hak arama kenar maddesinin birinci herkes ve yollardan faydalanmak suretiyle mercileri veya olarak iddia ve savunma ile adil sahiptir anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil mahkeme bir unsuru olan mahkemeye incelenmesi karar tarihi kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de mahkemeye ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas a ve maddesinin birinci herkesin mercileri veya olarak iddiada bulunma ve savunma sahip mahkemeye maddesinde alman hak arama bir unsurudur diger yandan maddesine adil ibaresinin eklenmesine taraf de alman adil madde metnine dahil yorumlayan maddesinin mahkemeye belirtmektedir tur san ve tic ltd ti b no maddesinde alman hak arama bir temel hak diger temel hak ve gereken ve en etkili biridir bu bir mahkeme ve adil giren faydalanabilmesi ilk olarak ortaya koyma gerekir diger bir ifadeyle dava yoksa adil yararlanmak olmaz mohammed b no yetkisizlik karan mahkemeye gerekesiyle karar verilmesinin mahkemeye bir tekil b ihlal maddesinin ilgili temel hak ve ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere olarak ve ancak kanunla bu ilkesine olamaz yukanda amlan maddesinde belirtilen uygun maddesinin ihlalini tekil edecektir bu sebeple somut olarak maddesinde olan kanun bir sebebe dayanma ve ilkesine olmama uygun olup belirlenmesi gerekir kanunilik konusu olayda karar talebinin tarihinden anayasa mahkemesinin tarihli ve kanunun maddesinin konusu olayda uygulanan bu karar anda kesin ise bu tarihten ibaresi maddesine gerekesiyle karar tarihi iptal ise de iptal tarihli ve resmi gazetede itibaren dokuz ay sonra tarihinde kanunun amlan dava ve karar tarihinde olan haline verilen kararla mahkemeye kanuni temelinin sonucuna arna maddesinde hak arama maddede hak arama herhangi bir nedeni olmakla birlikte bunun olmayan mutlak bir hak nedeni da kaynaklanan kabul edilmektedir aynca maddede herhangi bir nedenine yer verilmemi olsa da baka maddelerinde yer alan kurallara bu olabilir aym taraflara belirli usule adil biri de makul surede maddesinde en az giderle ve olan denilmek suretiyle makul bir sure bitirilmesi ifade bu ilke devlet gereksiz yere engelleyecek etkin bu hukuk sisteminin ve makul sure bitirilmesini ve nedensiz olarak yol usul yer verilmemesi mahkemelerin nicelik ve nitelik yeterli miktarda insan ara ve makul ilkesinin bir a makul mahkemeye mahkemece yetkisizlik tarihten itibaren iki sure yetkili mahkemeye taraflarca talepte belirtilerek karar yetkili mahkemeye talebin belli bir taraflan takip etmeye zorlamak ve bu suretle gereksiz yere bu makul sure temine bir are somut olaydaki bir amaca genel ilkeler ilkesi gereklilik ve olmak ti alt ilkeden istenen gereklilik istenen ama zorunlu yani aym amaca daha hafif bir ile ise bireyin ile istenen ama makul bir dengenin ifade etmektedir aym mehmet ve digerleri b no karar tarihi surelerin ilemeye an da mahkemeye buyuk bu kapsamda surenin hak sahibinin dava haberdar ve somut haberdar nedenlerin bir donemde ilemeye dava ilkesini zedeleyebilir bkz oban b no uygun kendilerine hukuki bildirilmesi gerekir uygun olarak anayasada olan iddia ve savunma tam olarak ve bireylere tanman hak arama biridir aym ilkelerin olaya somut olayda ihalenin feshi mahkeme dosya uzerinden inceleme sonucu kesin olarak karar kanunun maddesi tarihten itibaren iki hafta taraflardan birinin yetkili ve mahkemeye talep de ve makul surede olarak ve gerekli ancak gereken husus olup kanunun maddesinde ihalenin feshine veya yetkisiz icra mahkemesi yahut mahkemeye halinde icra mahkemesi ya da mahkemenin evrak uzerinde inceleme yaparak tarihinden itibaren en ge on gun veya yetkisizlik karan ve bu kesin nitelikte kanunun maddesinin olay tarihindeki haliyle veya yetkisizlik karan verilmesi halinde taraflardan birinin bu karar anda kesin ise bu tarihten itibaren iki hafta karan veren mahkemeye dava ya da yetkili mahkemeye talep etmesi aksi takdirde bu mahkemece karar mahkemenin yetkisizlik kesin nitelikte ve tarihinden itibaren iki hafta taraflardan birinin ve yetkili icra mahkemesine hususunda talepte nedeniyle tarihinde karar yetkisizlik tarihinde karar ve ek kendisine edilmesiyle haberdar somut olayda dikkat edilmesi gereken nokta olay tarihinde kanunun maddesinde bu karar anda kesin ise bu tarihten ibaresine verilen yetkisizlik iki surenin bu tarih esas suretiyle ve tefhim ya da edilmeyen hukuki sorumlu tutularak karar verilmesinin uzerinde bir karar tarihi konusu olayda uygulanan kanunun maddesi ile ilgili olarak somut norm denetimi yoluyla gelen bir iptal bu karar anda kesin ise bu tarihten ibaresinin maddesine ileri iptaline karar verilmesi talep anayasa mahkemesi dosya verilen kesin nitelikteki ve yetkisizlik kararlan taraflara tefhim ya da edilmeden an esas iki suretiyle karar verilmesinin hukuki hak arama belirterek kanunun bu ibaresinin anayasaya karar ve bu iptal bkz buna somut davada dosya inceleme sonucu verilen kesin nitelikteki yetkisizlik tarih esas iki bu tarihten ve bu suretle haberdar bir hukuki sorumlu tutularak talepte karar verilmesinin mahkemeye ulama ortadan bizatihi kanun kaynaklanan bu uygulamayla mahkemeye ve am bir meydana sonucuna kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak uzere dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya uzerinden karar verir yeniden ile tl maddi ve tl tazminat karan verilmesi talebinde kanunun maddesinin esas inceleme bir temel ihlal edilip ve varsa ihlalin ortadan belirlenmektedir aym kanunun maddesinin ile anayasa mahkemesi maddesinin ihlal karan verilmesi halinde gerekli takdirde ihlalin ve ortadan gerekenlere buna ihlal sonucuna ilgili temel hak ve ihlal karar verilmesinin ihlalin ortadan belirlenmesi diger bir ifadeyle ihlalin ve ortadan gerekenlere de gerekir mehmet dogan b no karar tarihi bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet ihlal idari veya derece mahkemelerinin anayasaya uygun yorum imkan vermeyecek bir kanun nedeniyle ortaya bu ihlal kanunun kanundan bu durumda ihlalin edilebilmesi yenilenmesi yoluyla ihlal nedenini ortadan yeni bir karar verilmesi bu ise yeterli bir giderim ve somut uygun telafi edici tedbirlerin gerekmektedir eker b no konu olayda maddesinde alman adil mahkemeye ihlal ve ihlalin anayasa mahkemesince iptal edilen kanunun maddesinde bu karar anda kesin ise bu tarihten ibaresinden kanun iptal edilmesiyle mahkemenin somut davada yeniden yapma buna mahkemeye ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar bir istanbul icra hukuk mahkemesine karar verilmesi gerekir mahkemeye ihlalinin ortadan yeniden karan yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl giderinin karar verilmesi gerekir a mahkemeye ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman adil mahkemeye ihlal karar tarihi c bir ihlalin ortadan yeniden istanbul icra hukuk mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir bilgi ilgili dairesine h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin recep m dye dye recai akyel
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen sayılı soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmış ağır ceza mahkemesinin tarihli ve sorgu sayılı kararıyla suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suç örgütüne yarar sağlamak amacıyla yağma öldürme ve ruhsatsız ateşli silah taşıma suçlarından tutuklanmıştır başvuru numarası karar tarihi ağır ceza mahkemesi tarihli duruşmada başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir başvurucu bu karara karşı tarihinde itiraz yoluna başvurmuştur başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur tarihli duruşmada verilen tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara başvurucu tarafından yapılan itiraz ağır ceza mahkemesinin tarihli ve değişik sayılı kararıyla reddedilmiştir ağır ceza mahkemesi tarihli ve sayılı kararıyla başvurucunun üzerine atılı suçlardan mahkûmiyetine ve hükümle birlikte tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir anılan karar temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi hâlen devam etmektedir b hukuk tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun veya sanığın salıverilme istemleri kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir ceza mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir uzatma süresi toplam üç yılı geçemez sayılı maddesi şöyledir kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir önemi verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde tutuklama kararı verilemez aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir a şüpheli veya sanığın kaçması saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa b şüpheli veya sanığın davranışları delilleri yok etme gizleme veya değiştirme tanık mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde tutuklama nedeni var sayılabilir kasten öldürme madde md hırsızlık madde ve yağma madde iv
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz una b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun lava yasal geriye nedeniyle adil hakki ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b kenar maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla topum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve ondan tasarruf ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir nedeni de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya una una imar konu edilen tapuda maddesi tekil una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir una ise uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir sureden beri ve kendisine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri kanunun maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir karan verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan irin yeniden yapmak uzere dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya uzerinden karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden uzere bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi somaki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri lava soma giren kanun maddesini lava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu soma bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden uzere ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden uzere yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl han ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir karar tarihi b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden uzere antalya idare mahkemesine e k d tazminat taleplerinin reddine e tl har ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu surenin sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan burhan serruh kaleli hasan tahsin kadir hakyemez
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir muğla ili marmaris ilçesi karaca köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonrasında parsel numaralı taşınmaz başvurucular ve paydaşları adlarına tespit edilmiştir yapılan kadastro tespitine karşı ve mö tarafından dava konusu taşınmazın kendi adlarına tescili istemiyle tarihinde marmaris kadastro mahkemesinde bir kısım başvurucular ve paydaşları aleyhine kadastro tespitine itiraz davası açılmış ve dava marmaris kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir açılan davada davalı olarak yer alan başvurucular caner sayar ve nezihe tunçalp aynı zamanda müdahil davacı olarak davada yer almışlardır başvurucu derin karamanoğlu tarihli dilekçesiyle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan konutlardan birini davalı satın aldığını belirterek müdahale talebinde bulunmuş mahkemece tarihli duruşmada başvurucunun müdahale talebi kabul edilmiştir marmaris kadastro mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile asıl davacılar tarafından açılan davaların reddine müdahil davacıların davalarının kabulüne karar verilmiştir anılan karar yargıtay hukuk dairesinin tarih ve karar sayılı ilâmı ile bozulmuştur başvuru numarası karar tarihi bozma üzerine marmaris kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilen davadaki yargılama halen devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu yılında deniz kuvvetleri komutanlığında astsubay olarak göreve başlamıştır başvuru numarası karar tarihi cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen ve kamuoyunda askeri casusluk soruşturması adıyla anılan soruşturma kapsamında şüpheli osnin evinde yapılan aramada el konulan dijital depolama cihazlarının içinde başvurucunun cinsel ilişki görüntülerinin ve cinsel içerikli fotoğraflarının bulunduğu iddiası ile başvurucu hakkında idari tahkikat başlatılmıştır söz konusu tahkikatı yürütmekle görevlendirilen başkanlığı görevlileri tarafından tarihinde başvurucunun ifadesi alınmıştır tutanağında başvurucuya söz konusu görüntü kayıtları hakkındaki bilgisi ve video kayıtlarının üçüncü şahısların eline nasıl geçtiği sorulmuştur başvurucu sorulan soruları ayrıntılı olarak yanıtlamış ve ifade tutanağını imzalamıştır tahkikat sonucunda türk silahlı kuvvetlerinin tsk itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranışta bulunduğu belirtilerek tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesi uyarınca başvurucu hakkında tarihinde tskdan ayırma işlemi tesis edilmiştir başvurucu tskdan ayırma kararına karşı askeri yüksek mahkemesinde a iptal davası açmıştır başvurucu dava dilekçesinde çok sayıda takdir belgelerinin bulunduğunu hiç bir disiplin cezası bulunmadığını çok başarılı çalışmaları olduğunu özel yaşamına ait unsurların kurum disiplinini ve düzenini tehdit eden bir yönü bulunmadığını ileri sürmüştür başvurucu bekar olduğu dönemde yaşadığı ilişkilere ait hukuka aykırı şekilde ele geçirilen görüntüler nedeniyle tskdan çıkarma cezası verilmesinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu iddia etmiştir birinci dairesi tarihinde davayı reddetmiştir karar gerekçesinde başvurucunun bazı kadınlar ile yaşadığı cinsel ilişkileri kayda almayı alışkanlık haline getirmesinin genel ahlak kurallarına uymadığı anılan kayıtları muhafaza edemeyen başvurucunun kayıtların alenileşmesinde kusuru olduğu vurgulanarak idarenin takdir yetkisini objektif ve kamu yararı ile birey yararı dengesini gözeterek kullandığı sonucuna varılmıştır hakim üye karara muhalif kalmıştır muhalif üye görüşlerinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri disiplin kanununun geçici maddesinin numaralı fıkrasında yer alan hükmün anayasaya aykırı olduğu bu hükme karşı daha önce anayasa mahkemesine yapılmış olan başvurunun sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilmiştir esas yönünden ise sayılı kanunda öngörülen makamlar tarafından ve bu kanunda belirtilen usuller dikkate alınarak işlem tesis edilmesi gerekirken sayılı kanun hükümlerinin uygulanması nedeniyle işlemin hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir başvurucunun söz konusu karara karşı karar düzeltme istemi de reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu vekili tarafından bireysel başvuru yapılmıştır iv hukuk anayasa mahkemesi daha önceki kararlarında tskda görev yapan askeri personel hakkında ahlaki nedenlerle ayırma işlemi tesis edilmesine dayanak oluşturan başvuru numarası karar tarihi mevzuata gg b no ve benzer durumlara ilişkin uluslararası hukuka yaşar türkmen b no yer vermiştir sayılı kanunun geçici maddesinin numaralı fıkrasında yer alan söz konusu yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar sayılı kanunun bu kanunun inci maddesinin altıncı fıkrasının c bendi ile yürürlükten kaldırılan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur hükmünün anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmüştür anayasa mahkemesinin tarihli ve e sayılı kararıyla itirazın reddine hükmedilmiştir v
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar ve surecini mart komando uzman olarak jandarma komando tugay karar tarihi emrine bu atamadan ve komando uzman olur raporu tarihinde pusu dinleme gunu geri aracla sevk bir tutulan istirahat devam etmesi tarihinde asker hastanesine sevk amlan hastane organik mental bozukluk tarihinde asker hastanesine sevk edilen bu hastaneden de ambulans askeri tip akademisine gata gata devam eden tedavi boyunca anksiyete ensefalopati organik ruhsal bozukluk muhtelif tarihlerde hava izinleri verilen nihai olarak tarihli raporla turk kuvvetlerinde tsk karar bu raporda organik veya mental bozukluk epilepsi konusu rapora itiraz etmesi sevk etimesgut asker hastanesi tarihli raporda da raporunda yer alan durumunun kesinlik tarihinde terhis edilen sosyal kurumu adi malul olarak kabul durumunun askeri etkisiyle ileri tarihinde maddi ve manevi istemiyle idari ileri maddi ve manevi tazmini istemiyle askeri idare mahkemesi ayim nezdinde lava ayim ikinci dairesi tarihli ret idare hukuku ilkeleri ve maddesi idarenin kendi eylem ve dogan zararlan ister hizmet kusuru ister kusursuz sorumluluk ilkelerine idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi bir zaran eylemin idareye nitelikte zararla eylem bir illiyet hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluk birlikte zorunlu meydana gelen zarar idari eylem ya da ise yahut zararla idari eylem veya nedensellik idarenin tazmin tarihindeki somut herhangi bir olaydan bahsetmeden soyut temel ve tskda yapamaz hale gelmesine neden olan ve bu etkisi ile meydana kabule karar tarihi yeterli somut dayanak ifade nedeniyle zarar ile illiyet kurulabilecek bir idari eylemin dikkat bu dosyadaki bilgi ve belgelere karar ve incelemesi gerek kanaat getirilerek soyut iddialara ve hukuki dayanaktan yoksun sonucuna karar kalan iki ise askeri ileri gelip hususunda incelemesi sonuca ifade ret tarihinde etmesinin tarihinde bireysel iv ilgili hukuk maddesinin son idarenin kendi eylem ve dogan zaran bu turk hukukunda idarenin mali anayasal temelini idarenin kamu hukukundan kaynaklanan mali maddesinin son haricinde bir yasal hukuktan olarak somut konulan istisna idarenin idari nitelikteki ve eylemlerinden dogan zararlara mali genel bir kanun yoktur idarenin kamu hukuku kaynaklanan mali ile ve esaslan amlan yola suretiyle idarenin mali kusur ve kusursuz sorumluluk eklinde ikiye kusursuz sorumluluk da sebebe tehlikeli faaliyetler mesleki risk sosyal risk ve tasnif edilmektedir kusur idarenin kusurlu hizmet kusuru temel iken kusursuz sorumluluk hallerinde idarenin kusuru bulunmasa dahi idarenin mali konusu olabilmektedir recep tarhan ve afife tarhan b no tarihli ve askeri idare mahkemesi kanununun maddesi veya kurulu bakmakta davalara ait her incelemeleri kendiliklerinden yapabilecekleri gibi tayin edecekleri sure ve her bilgilerin verilmesini ve ilgili diger yerlerden isteyebilirler bu husustaki ilgililerce yerine getirilmesi mecburidir sebeplerin halinde bu sure bir defaya mahsus olmak kanunun maddesinin ilgili bu kanunda aksine bulunmayan hallerde mari kanunu ile hukuk muhakemeleri kanununun delillerin tespitine tarihli ve idari kanununun maddesinin birinci karar tarihi ile idare ve vergi mahkemeleri bakmakta davalara ait her eit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar mahkemeler belirlenen sure evralan ve her bilgilerin verilmesini ve ilgili diger yerlerden isteyebilirler bu husustaki ilgililerce yerine getirilmesi mecburidir v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan askeri ve kabul edilerek askeri yerine getirirken operasyonlara ve yerine bu nedeniyle bu hususlara dikkate ve bu hususlar irdelenmeden karar belirterek adil ile hukuk devleti ilkesinin ihlal iddia b hak arama kenar maddesinin birinci herkes ve yollardan faydalanmak suretiyle mercileri veya olarak iddia ve savunma ile adil sahiptir anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no ispat konusunda konuma iddia hakkaniyete uygun ilkesinden kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de adil ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas genel ilkeler maddesi herkes iddia savunma ve adil sahiptir amlan maddesinde adil ayn olarak iddia ve savunma birlikte yer verilmesi taraflara iddia ve mahkeme dile getirme da mehmet fidan b no karar tarihi diger yandan maddesine adil ibaresinin eklenmesine taraf de alman adil madde metnine dahil nitekim anayasa mahkemesi de maddesi inceleme a insan haklan mahkemesi adil dahil edilen ilkelerine maddesi yer vermektedir bu itibarla amlan ilkenin adil kapsam ve dahil sonucu ortaya amlan ilkeye uygun bir hakkaniyete uygun mehmet fidan ilkesi usule haklar aym tabi ve taraflardan birinin digerine daha bir duruma iddia ve makul bir mahkeme dile getirme sahip gelir aslan b no bu usul her iki da temel olan delilleri sunma b no ilkesi inceleme konusu bir olarak adil olup genel anlamda hakkaniyete uygun bir ilkesi taraflara delili de dahil olmak delillerini sunma inceletme uygun ve etkin gerekir bu anlamda delillere dengesizlik veya hakkaniyetsiz olma iddialan da ceza davalan ile medeni hak ve usul kurallan da dahil olmak ilkesinin adil hukuk devleti bir mustafa b no kural olarak anayasa mahkemesinin herhangi bir davada raporu veya uzman gerekli olup karar vermek bununla birlikte anayasa mahkemesi one ve esasa etkili olan mahiyetinin incelenip ve ispat konusunda taraflardan birinin digerine nazaran bir konuma denetleme ahmet korkmaz b no ilkelerin olaya somut olayda askeri uzman olarak pusu dinlemesi ve tedavi sonucunda mental nedeniyle tsk yapamaz hale hususunda ihtilaf ilk derece mahkemesinde taraflan ihtilaf tsk yapamaz hale gelmesine neden olan mental askeri etkisi ile ortaya komando olarak ilinde donemde etkisiyle mental ileri a ise mental ve bu karar tarihi etkisi ile meydana kabule yeterli somut dayanak sonucuna askeri olarak kabul komando olarak ve yerine getirirken operasyonlara hususuna olarak idarenin herhangi bir konusu mahkemenin de aksine bir bu hale komando olarak ve operasyonlara dikkate mental askeri yolunda one temelsiz mental askeri temelsiz bu gelmemektedir bu iddiaya dair daha ve ikna edici bir durumdur bununla birlikte mental askeri kendi de mental sebebinin ortaya incelemeyi askeri ileri bir inceleme bu mahkemeye ve kanunlarla tanman imkan gerekirse incelemesi de suretiyle gereken bir olgudur genel ilkeler da mahkemelerin takdiri bir husus olup bu kural olarak anayasa mahkemesinin yetki alam bununla birlikte yeterli irdelenip ve bu kapsamda taraflardan birinin digerine nazaran bir konuma getirilip denetime somut davada temel iddia askeri olarak kabul edilmesine operasyonlar nedeniyle mental durumuna olarak tespitin inceleme askeri ileri bir inceleme bu konu olan askerlik neden olup hususu sonuca idareye nazaran bir konuma sonucunu bu hale ve imkanlar dahilinde alma sahip olan ayimin ileri iddiaya yeterli yapmadan idareye nazaran bir konuma ve bu durumun ilkesiyle sonucuna bir olarak maddesinde alman adil ilkesinin ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri kanunun maddesinin ve karar tarihi esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi ihlalin ve ortadan irin gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan irin yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hdllerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler mehmet dogan uygun giderim yolunun belirlenebilmesi ihlalin belirlenmesi buna ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile anayasa mahkemesi maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan anayasa mahkemesinin tespit edilen ihlalin giderilmesi yeniden hallerde ilgili usul yenilenmesi kurumundan olarak yenilenmesi sebebinin ve hususunda derece mahkemesinin herhangi bir takdir yetkisi zira ihlal karan verilen hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemesi anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan yeniden ihlalin giderilmesi ve tazminine karar verilmesi talebinde anayasa mahkemesi a usule imkanlar idareye nazaran bir konuma ve bu durumun ilkesini ihlal sonucuna somut ihlalin mahkeme bu durumda ilkesinin ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlale yol mahkeme ortadan ve nihayet ihlal sonucuna uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir bu sebeple bir yeniden ilgili mahkemeye karar verilmesi gerekir karar tarihi ilkesinin ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar sonucuna tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a adil ilkesinin ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman adil ilkesinin ihlal c bir ilkesinin ihlalinin ortadan yeniden maddesinin birinci e bendinin b alt bendi yetkili idari karar a dairesinin tarihli ve ait dava ile ilgilidir d tazminat talebinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan ustun serruh kaleli hasan tahsin dye dye kadir yusuf sevki hakyemez
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde karpuz ürününün sulamasında kullandığı dalgıç pompanın dedaş tarafından bölgeye dalgalı ve düşük gerilimli enerji verilmesi sebebiyle yanması sonucu ürünlerinin telef olduğu iddiasıyla tazminat davası açmıştır başvurucu tazminat davası açmadan önce de kızıltepe asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyasında taşınmazda zarar tespiti yaptırmıştır kızıltepe asliye hukuk mahkemesi tarih ve sayılı ilamıyla davayı kısmen kabul etmiş ve başvurucuya tazminat ödenmesine karar vermiştir kararın temyiz edilmesi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilamıyla derece mahkemesinin kararını bozmuştur bozma üzerine kızıltepe asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilen davadaki yargılama halen devam etmektedir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarih ve sayılı borçlar maddesi iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucunun eşi doğukan kayaoğlu kastamonu ili jandarma komutanlığı emrinde zorunlu askerlik görevini ifa etmekte iken tarihinde silahla vurularak vefat etmiştir jandarma genel komutanlığı askeri savcılığınca yapılan soruşturma sonucunda başvurucunun eşinin gece nöbetini tutmakta olan jandarma er ahmet erdemin üzerindeki silahı onun ardından sessizce yaklaşarak aldığı hızla yemekhaneye doğru başvuru numarası karar tarihi koştuğu diğer erlerin müdahalesine meydan vermeden sağ şakağına bir el ateş ederek intihara teşebbüs ettiği devlet hastanesi acil polikliniğine sevk edildiği ancak burada kurtarılamayarak aynı gün vefat ettiği yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda olayın intihar olduğu ölüm olayında herhangi bir kişinin eylemi bulunmadığı gibi herhangi bir kişiye atfı kabil bir kusurun da söz konusu olmadığı gerekçesiyle tarihinde olay hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir anılan kararda ayrıca şu ifadelere yer verilmiştir müteveffa doğukan yapılan psikososyal risk faktörü tarama anketinde psikolojik bir rahatsızlık geçirdiği rahatsızlığa istinaden tedavisinin devam ettiği şimdiye kadar kendisine zarar yönelik teşebbüsünün olduğu öfkelendiği zaman kendini kontrolsüz durumda hissettiği vücudunda sigara söndürme jilet atma gibi kendine zarar verici davranışları olduğu anlaşılmıştır buna ilişkin kapsamına alındığı psikolojik sorunları tespit edildiği ailesine inci komutanlığınca oğullarında anksiyete bozukluğu olduğu konusunda yazı yazıldığı anlaşılmıştır anılan takipsizlik kararının başvurucuya ne zaman tebliğ edildiği dosyadan anlaşılamamakla birlikte başvurucu tarihinde bakanlığına başvurarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş başvurusunun zımnen reddi üzerine tarihinde tam yargı davası açmıştır başvuruya konu askeri yüksek mahkemesi kararından anlaşıldığı kadarıyla başvurucu olayın intihar olmadığını kaldı ki intihar olsa bile idarenin hizmet kusuru bulunduğunu zira müteveffanın olay öncesinde intihara teşebbüs nedeniyle hava değişimine gönderildiğini gün tedavi gördüğünü dolayısıyla askerlikten muaf tutulması gerektiğini ayrıca idarenin olayda kusursuz sorumluluğunun da bulunduğunu ileri sürmüştür a dairesi tarihli ve sayılı kararıyla başvurucunun eşinin ölümü ile oluşan zarardan ölüm tarihinde haberdar olduğu ve bu tarihten itibaren bir yıl içinde davalı idareye ön müracaatta bulunması ve başvurudan sonra yasal süresi içinde dava açması gerekirken bir yıllık idari müracaat süresi geçtikten sonra tarihindeki idari başvurunun ardından tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davayı reddetmiştir başvurucunun karar düzeltme istemi de aynı dairenin tarihli ve sayılı kararıyla reddedilmiş karar tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk anayasa ve kanun hükümleri anayasanın maddesinin son fıkrası şöyledir kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür tarihli ve sayılı askeri yüksek mahkemesi kanununun maddesinin birinci fıkrası şöyledir eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların askeri yüksek mahkemesinde dava açmadan önce bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yetkili makama başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri lazımdır bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliği tarihinden ve altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı yargılama usulü kanununun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir danıştay danıştay onuncu dairesinin tarihli ve sayılı kararı şöyledir bir eylemin ve doğurduğu zarar bazı durumlarda eylemin gerçekleşmesiyle kimi zaman da değişik araştırma ve incelemelerden hatta ceza davalarından sonra ortaya çıkabilmektedir özelikle kamu görevlilerinin idari tasarrufta bulunurken uyulması zorunlu görülen kurallara uymamaları nedeniyle kendilerine izafe edilebilecek nitelikte olmakla birlikte resmi yetkilerin kullanımı sırasında gerçekleştiği için idaresinden de ayrılamayan göre kusurlarından doğan zararın tazmini istemiyle açılacak tam yargı davalarında eylemin zararın kamu görevlisinin kişisel kusurundan mı görev kusurundan mı kaynaklandığının ceza muhakemesi sonucunda belirlenmesiyle ortaya çıkabilmektedir bu nedenlerle sayılı kanun un maddesinde öngörülen ve yıllık sürelerin eylemin idariliğinin ve doğurduğu zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması zorunludur aksi yorumun dava açma yolunun kullanımını güçleştirerek hak arama hürriyetini olumsuz etkileyeceğini belirtmek gerekir anılan yasa hükmünde öngörülen tam yargı davalarının idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik olması sebebiyle davanın açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur aynı dairenin tarihli ve sayılı kararı şöyledir sayılı yargılama usulü kanunu maddesinde idari eylemlerden hakları ihlal edilen ilgililerin idari eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde idari eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği hükme bağlanmıştır anılan kanun hükmünde idareye başvuru için öngörülen en geç beş yıllık sürenin hangi tarihten itibaren başlatılacağı zaman zaman duraksamalara yol açtığından bu hususun irdelenmesi gerekmektedir tam yargı davaları idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini ifade etmektedir bu nedenle tam yargı davasının açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur eylem idarenin işlevi sırasında bir hareketi bir davranışı bir tutumu veya hareketsizliği idari karar ve işlemle ilgisi olmayan başka bir deyişle öncesinde temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir söz konusu eylemlerin ve doğurduğu zarar bazen eylemin yapılmasıyla birlikte ortaya çıkarken bazen de çok sonra değişik araştırma inceleme ve hatta ceza sonucu ortaya çıkabilmektedir özellikle kamu görevlilerinin idari bir tasarruf yaparken mevzuatın üstlendiği ödevin ve yürüttüğü hizmetin kural usul ve gereklerine aykırı olarak kendisine izafe edilebilecek başvuru numarası karar tarihi boyutta ve biçimde ancak yine de resmi yetki görev ve olanaklardan yararlanarak onları kullanarak hareket ettiği bu nedenle de idaresinden tamamen ayrılmasını önleyen ve engelleyen görev kusurları nedeniyle doğan zararların tazmini istemiyle açılacak tam yargı davalarında eylemin bazen ceza davalarıyla personelin şahsi kusuru sonucu mı yoksa görev kusuru sonucu mu zararın ortaya çıktığının belirlenmesinden sonra saptanabilmektedir bu itibarla sayılı kanunun maddesinde öngörülen ve yıllık sürenin eylemin idariliğinin ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması zorunludur aksi yorumun zarara yol açan eylemin idariliğinin ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldıracağı hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir avrupa hakları mahkemesi sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasında ifade edilen hakkın kurucu unsurlarından birinin mahkemeye erişim hakkı olduğunu belirtmiştir krallık b no mahkemeye erişim hakkı sözleşmenin maddesinde yerini bulan güvencelerin doğal bir parçası olup partners b no bu kapsamda numaralı fıkra herkesin kişisel hakları ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını bir mahkeme veya bir yargı yeri önüne çıkarma hakkını güvence altına alır krallık mahkemeye erişim hakkı niteliği gereği devlet tarafından düzenleme yapılmayı gerektirdiğinden mutlak bir hak olmayıp sınırlamalara tabidir göre bu hak sözleşmenin tanımlamaksızın kabul ettiği bir hak olduğundan bir hakkın kapsamını belirleyen çerçevesini çizen sınırlardan başka sınırlamalara da tabi olabilir ancak hiçbir durumda bu sınırlamalar hakkın özünü zedelememelidir krallık ayrıca bu sınırlama meşru bir amaç izlemeli ve kullanılan araçlarla gerçekleştirilmek istenen amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisi bulunmalıdır aksi takdirde sınırlama maddenin numaralı fıkrasıyla bağdaşmaz birleşik krallık b no temyize başvurma dava açma gibi usul kurallarına ilişkin kanunlarda birtakım sürelerin öngörülmesi hukuksal güvenlik ilkesi ve mahkemelerin zamanın geçmesi nedeniyle güvenilirliği kalmayan ve eksik olan kanıtlara dayanarak uzak geçmişte meydana gelmiş olaylar hakkında karar vermelerini istemekle oluşabilecek adaletsizliklerin önüne geçmek gibi önemli ve meşru amaçlara hizmet etmektedir ve b no süre koşulu gibi dava açmaya ilişkin usul koşulları birden fazla yoruma neden olabilecek nitelikte ise mahkemeye erişim hakkı kapsamında o yorumlardan birinin davayı açmak isteyen kişileri engelleyecek şekilde katı bir şekilde kullanılmaması veya söz konusu koşulların katı bir uygulamaya tabi olmaması gerekir ve cumhuriyeti b no dava açma hakkını kullanmak yasal birtakım şartlara bağlansa da mahkemelerin usul kurallarını uygularken hem yargılamanın adil olmasına halel getirecek aşırı şekilcilikten başvuru numarası karar tarihi hem de yasalar tarafından konulan usul kurallarını ortadan kaldırma sonucunu doğuracak aşırı esneklikten kaçınmaları gerekir no yapılan düzenlemeler hukuk güvenliği ilkesi ve adaletin iyi bir şekilde tecelli etmesi amaçlarına hizmet etmediği ve dava açmak isteyen kişinin önünde davasının esasını yetkili ve görevli mahkeme önünde inceletmek bakımından bir engel oluşturduğu durumlarda mahkemeye erişim hakkı ihlal edilmiş olur ve no bir tazminat davasının kusur veya ihmale dayandırıldığı hallerde başvurucu söz konusu kusur veya ihmali oluşturan olaydan haberi olduğu ya da haberi olması gerektiği tarihten itibaren dava açma hakkına sahip olmaktadır escalana ve na ve ve canete de no bu kapsamda tazminat davasının ileri sürülen bir kusur veya ihmale dayandığı durumlarda başvurucunun yalnızca bu kusur veya ihmalin sonuçlarından haberdar olduğu veya haberdar olması gerektiği andan itibaren yani haklarının ihlal edildiğiyle ilgili belge ya da karardan haberdar olduğu tarihten itibaren dava açma süresi işleyebilecektir kk b no sefer yılmaz ve meryem başvurusunda askerde ölüm olayıyla ilgili yürütülen ceza soruşturmasının takipsizlikle sonuçlanmasının ardından açılan tam yargı davasının süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin başvuruda başvurucuların mahkemeye erişim hakkının ihlal edilip edilmediği hususunu değerlendirmiştir söz konusu olayda başvurucuların oğlu my tarihinde nöbet kulübesinde el bombasının patlaması sonucu vefat etmiştir yapılan soruşturmanın ardından tarihinde savcılık ölüm olayının meydana gelmesinde kimsenin kusur ya da kastının bulunmadığı mynin el bombasıyla intihar ettiği sonucuna varmıştır askeri savcılığın bu sonuca varmasında olay yeri inceleme raporu olay yeri krokisi otopsi raporları ve tanıkların mynin ailevi ve maddi çeşitli sıkıntılara bağlı olarak psikolojik sorunlarının olduğuna dair ifadeleri etkili olmuştur söz konusu kararın ardından başvurucular o tarihinde tazminat istemiyle bakanlığına başvuruda bulunmuş istemin zımnen reddi üzerine tarihinde tam yargı davası açmışlardır sayılı kanunun maddesinde öngörülen bir yıllık süreyi ölüm tarihinden başlatarak davayı süre aşımı gerekçesiyle reddetmiştir a kararında yürütülen soruşturma sonucunda ölüm olayının davacılar yakınının intihar kastıyla el bombasını patlatması şeklinde gerçekleştiği ve bu durumun davacılar tarafından da önceden bilinen ölüm sebebinde herhangi bir değişiklik yapmadığı kanaatine varıldığı da ayrıca belirtilmiştir ise davanın temelinde yer alan konunun bir yıllık süre sınırının mynin ölüm tarihinden itibaren başlatılması olduğunu belirtmiş başvuranların oğullarının tarihinde hayatını kaybettiğini öğrendiklerini ancak kesin ölüm nedenini bilmediklerini bu bağlamda takipsizlik kararı tebliğ edilinceye kadar söz konusu olayın kaza cinayet veya intihar olduğunu kesin olarak bilemediklerini ve bu durumun a başvuru yapılması için belirleyici bir etkiye sahip olduğunu vurgulamıştır olay tarihinde başvurucuların elinde idarenin kusur veya ihmaliyle ilgili kıstaslar bulunmadığını kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan haberleri olduğu tarihten itibaren tam olarak soruşturma unsurlarına erişebildiklerini ve idarenin olası bir hatası veya ihmalinden haberleri olduğunu anılan kararın tebliğinin üzerinden bir yıl geçmeden idareye başvuru yapıldığı ve bu koşullarda başvurucuların ihmalkar davrandıkları ya da hatalı oldukları yönünde suçlanamayacaklarını belirterek kararının başvuranları mahkemeye erişim haklarından mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır sefer yılmaz ve meryem başvuru numarası karar tarihi öte yandan canan ve b başvurusunda askerde ölüm olayıyla ilgili kusursuz sorumluluğa dayalı olarak açılan tam yargı davalarında takipsizlik kararından haberdar olmaya ihtiyaç duyulmadığını dolayısıyla kusursuz sorumluluk esasına göre açılan davalarda bir yıllık dava açma süresinin ölüm tarihinden itibaren başlatılmasının makul olduğunu belirtmiştir ölümcül kazanın başvurucuların yakınlarının zorunlu askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada meydana gelmesi nedeniyle idarenin kusursuz sorumluluk ilkesine dayanarak kendilerine tazminat ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini savunduklarına dikkat çekerek idarenin olası kusurundan bilgi sahibi olmaya ihtiyaç duyulmadığını bu nedenle dava açma süresinin olay tarihinden itibaren başlatılmasının hakkaniyetsizlik olarak ya da kendi özünde başvuranların mahkemeye erişim haklarına zarar verecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle başvuruyu kabul edilemez bulmuştur v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu tarihinden itibaren tosya sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında vakıf hizmet akdine dayalı bir şekilde büro görevlisi olarak çalışmaktadır başvuru numarası karar tarihi başvurucu çalıştığı kurumun aile ve sosyal politikalar bakanlığı sosyal yardımlar genel müdürlüğüne bağlı kamu kurumu niteliğinde ve danıştay içtihatlarında belirtildiği üzere kendisinin de kamu personeli olduğunu ileri sürerek tarihli ve sayılı devlet ve ona bağlı müesseselerde çalışan tediye yapılması hakkında kanun uyarınca her bir yıllık çalışma süresi içinde ödenmesi gereken iki aylık tutarındaki ilave tediye alacağının ödenmesi amacıyla çalıştığı kuruma başvuruda bulunmuştur tediye alacağı isteğinin vakıf tarafından reddedilmesi üzerine başvurucu tarihli dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla tl talebiyle vakıf aleyhine dava açmıştır başvurucu yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda talebini toplam tl olarak ıslah etmiştir tosya asliye hukuk mahkemesi iş mahkemesi sıfatıyla yapmış olduğu yargılama sonunda tarihli kararla davanın kabulü ile tlnin başvurucuya ödenmesine karar vermiştir mahkeme gerekçeli kararında davalı vakfın kamu kuruluşu niteliğinde olup bu kurumda çalışan başvurucunun kanun ile tanınan ilave tediye alacağından yararlanma hakkı bulunduğunu belirtmiş ve yargıtay hukuk dairesinin benzeri bir uyuşmazlıkta vermiş olduğu karardaki tespitlere de yer vermiştir davalı vakıf hükme karşı istinaf yoluna başvurmuştur ankara bölge adliye mahkemesi bam hukuk dairesi tarihli kararla ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak davanın reddine kesin olarak karar vermiştir anılan kararda davalı vakfın sayılı kanunun maddesi kapsamında kamu tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığı ve bunun sonucu olarak bu kurumda çalışan başvurucuya ilave tediye yapılıp yapılamayacağı değerlendirilmiştir bam davalı vakfın kuruluşunu düzenleyen tarihli ve sayılı sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik kanununda sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına kamu tüzel kişiliği statüsü verilmediğini ve dolayısıyla bu vakıflarda çalışanların da kamu işçisi sıfatına sahip bulunmaması nedeniyle ilave tediye alacağına hak kazanmayacakları gerekçesiyle davayı reddetmiştir nihai karar tarihinde tebliğ edilmiş başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk kanun hükümleri sayılı kanunun maddesinin ilgili kısımlan şöyledir bu kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara ve bulunmak üzere her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulur vakıflar tarihli ve sayılı sendikalar ve toplu sözleşmesi kanununun üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre aile ve sosyal politikalar başvuru numarası karar tarihi bakanlığı sosyal yardımlar genel müdürlüğünce imzalanacak işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi kapsamında işyerleridir sayılı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir umumi mülhak ve hususi bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli müesseseler sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller ve sayılı kanunların şümulüne giren devlet teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum banka ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan kanununun şümulüne giren veya yerlerde çalışmakta olan ve kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere ücret sistemleri ne olursa olsun her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır sayılı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir birinci ve ikinci maddelerde yazılı olan işçilere mezkür maddeler gereğince yapılan ayrı olarak her yıl için bir aylık istihkakları tutarını geçmemek üzere cumhurbaşkanı aynı nispette bir ilave tediye daha yapılabilir yargıtay kararları yargıtay birleştirme hukuk genel kurulunun tarihli ve sayılı içtihadı birleştirme kararının ilgili kısımlan şöyledir birleştirmenin konusu il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının her birinin ayrı işyeri ve bağımsız işveren olup olmadığının ya da aile ve sosyal politikalar bakanlığı işverenine bağlı işletme kapsamında sayılıp sayılmayacağı sayılı kanunun inci maddesi uyarınca iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak bağlamında her bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında işçi çalışıp çalışmadığının araştırılmasının gerekip gerekmediği hususundadır öncelikle üzerinde durulması gereken fon kurulunun ve sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının yukarıda belirtilen nitelikleri itibariyle aile ve sosyal bakanlığının idari ve hiyerarşik yapılanmasındaki yeri ile hukuki statüsünün tespitidir sosyal yardımlar genel müdürlüğünün görevlerine ilişkin sayılı kanun hükmünde kararnamenin inci maddesinin h bendinde yer alan genel müdürlük ve yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının işbirliği yapmasına dair açık ifade de anılan vakıfların tüzel kişiliğe haiz ve bağımsız işveren sıfatına sahip olduğunu aralarında idari yönden hiyerarşik bir ilişki bulunmadığını ortaya koymaktadır bu çerçevede sayılı kanun ile il ve ilçelerde kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olup ayrı işyeri olan bağımsız işveren oldukları bakanlığın denetim yetkisi nedeniyle işveren sıfatının bakanlığa ait ileri sürülemeyeceği anılan vakıfların ayrı tüzel kişiliğe sahip olması nedeniyle toplu sözleşmesinin iş yeri düzeyinde bağıtlanabileceği işletme düzeyinde mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir başvuru numarası karar tarihi dosya içeriğine göre davalı vakıf sosyal adaleti pekiştirici tedbirlerin alınması gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesinin sağlanması sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı teşvik etmesi için sayılı yasanın maddesi uyarınca kurulmuştur mülki idare amiri vakfın başkanı olup diğer kamu görevlileri de vakfın mütevelli heyetin oluşturmaktadır vakfın gelirlerinin bir kısmının başbakanlığa bağlı fondan ve bütçeye konulacak ödeneklerden karşılanacağı yasada belirtilmiştir yasa birtakım vergi muafiyetlerinden yaralandırılmasını da düzenlemiştir vakfın harcamalarının iş ve işlemlerinin incelenmesi izlenmesi ve denetlenmesi sayılı yasa ile kurulan başbakanlığa bağlı sosyal yardımlaşma ve dayanışma genel müdürlüğü tarafından yerine yardımlaşma ve dayanışma genel müdürlüğü genel bütçe kapsamındaki bir kamu idaresidir davalı yasadan alınan yetki ile kurulduğu devlete bağlı olduğu kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlandığı anlaşılmaktadır davalı vakıf niteliği itibariyle sayılı yasa kapsamında sayılan devlete bağlı bir yerde çalışan işçinin de sayılı yasada belirtilen ilave tediye alacağından yararlanması gerekir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir dairemizin sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı sayılı kanun un maddesinde sayılan ve ilave tediye ödemesi gereken kurumlardan olduğu benzer davalarda davacılara ilave tediye ödenmesi gerektiği yönündeki kararların dairemizce onandığı dairemiz tarih k sayılı kararı gerekçesi ile verdiği bozma kararı usul ve yasaya uygun olup direnmenin yerinde anlaşıldığından temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın sayılı mahkemeleri kanunu geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli yargıtay hukuk genel kurulu na karar verildi yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir sonuç olarak il ve ilçelerde sayılı yasa uyarınca kurulan sosyal yardımlaşma dayanışma vakıflarının devlet bağlı sayılı kanun kapsamında sayılan işyerlerinden olduğu ve gün ve sayılı resmi gazetede yayımlanan gün e k sayılı yargıtay birleştirme kararının ilave tediye alacağın ilişkin olarak olumsuz bir etkisinin olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değil ise de derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalı işyerinde çalışmaya başladığı tarihten dava tarihine kadar ilave tediye ücretinin hesaplandığı anlaşılmaktadır oysa ki fon kurulu tarafından yılından itibaren ilave tediye niteliğinde iki maaş tutarında ikramiye ödenmesine karar verilmiştir bu nedenlerle mahkemece davacının çalıştığı süreye ilişkin sözleşme ve kayıtları getirtilerek ödenen ikramiye miktarları yıllara göre tespit edilmeli ikramiye ödemesi yapılan yıllar için ilave tediyenin ödendiği kabul edilmelidir mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadan ikramiyenin dolayısıyla ilave tediyenin bu tarihten sonra ödenip ödenmediği belirlenmeden karar verilmesi hatalıdır kapatılan yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir tediye alacağı ödeme tarihinde işçinin işinden ayrılmış olup olmadığına bakılmaksızın hak edilen yıl içinde o yerde veya aynı idare teşekkül ve müesseseye ait muhtelif yerlerde geçmiş olan hizmetlerinin toplamı oranında ve son çalıştığı yerde ödenir başvuru numarası karar tarihi tam yıl çalışmamış ise ilave tediye o yıl için kıstelyevm esasına göre hesaplanıp ödenecektir ilave tediye alacağına esas olacak çalışma hesaplanmasında iş sözleşmesinin devamı müddetine rastlayan yasal ve idari izinler hastalık izinleri hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışılmış gibi hesaba katılır somut olayda davacının ilave tediye ücreti hesaplanırken hesaplamaya esas ücret olarak ödeme tarihleri itibarıyla davacının sgk hizmet cetvelinde gösterilen ücretleri esas alınmıştır oysa yukarıdaki ilke kararında detaylı şekilde açıklandığı üzere ilave tediye ücreti bakanlar kurulu tarafından belirlenen dönemlerde işçiye ödenen çıplak ücret tutarında ödenmelidir yani hesaplamaya esas alınan ücret bakanlar kurulu kararı ile belirlenen ödeme tarihlerinde işçinin almış olduğu fazla mesai evlilik çocuk zamları veya primleri ayni yardımlar hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete dahil olan ödemeler dikkate alınmaksızın belirlenen çıplak ücrettir hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan sgk hizmet cetvelinde belirtilen ücretler çıplak ücretler olmayı prime esas kazançların tümünü kapsamaktadır yapılacak iş dosya yeniden uzman bil bilirkişiye tevdi edilerek davacının ilave tediye ücreti davalı tarafından dosyaya sunulan bordrolarda belirtilen çıplak ücret miktarı esas alınarak yukarıdaki ilkeler çerçevesinde tekrar hesaplanmalı ve çıkacak sonuca göre karar verilmelidir mahkemece bu husus gözetilmeksizin hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş olması isabetli olmayıp bozma nedenidir yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir sayılı sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik kanunu hükümlerine istinaden kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve bulunmak üzere her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulmuştur sayılı kanunun sayılı kanunun maddesi ile değişik maddesinin fıkrasında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulacağı fıkrasında ise vakıf senetlerinin mahallin en büyük mülki amiri tarafından medeni kanun hükümlerine göre tescil ettirileceği belirtilmiştir sayılı vakıflar kanununun maddesine göre de vakıflar özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir anayasanın maddesinin fıkrasında kamu tüzel kişiliği ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur hükmü mevcuttur görüldüğü üzere kanun koyucunun sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına bilinçli olarak kamu tüzel kişiliği vermediği türk medeni kanunu hükümlerine göre kurulmasını ve özel hukuk hükümlerine göre faaliyet göstermesini istediği açıktır öte yandan sayılı sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik kanununun maddesinde gelirleri belirtilmiş olup sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonundan ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan sosyal yardımlaşma ve dayanışma gelirlerinin sadece fondan aktarılan paydan oluşmadığı bunun yanında her nevi fitre zekat ve benzeri yardımlardan işletme ve iştiraklerden elde edilecek gelirlerden ve gelirlerden oluştuğu anlaşılmaktadır bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişisi olduğu kuruluş amacı ve mali yapısı itibariyle kurumlarından farklı nitelikte olduğu ve bu bağlamda sayılı kanunun maddesi kapsamına girmeyeceği açıktır şu halde mahkemece davalı ilave tediye alacağından sorumlu olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir başvuru numarası karar tarihi yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının gerekçesinin ilgili kısımlan şöyledir edilen sebeplerle sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonundan ayrı birer özel hukuk tüzel kişisi olan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının izah edilen hukuki statüleri nazara alınarak personelleri hakkında sayılı kanunun uygulanması mümkün görünmemektedir sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının oluşumuna bakılacak olursa heyet üyelerinin neredeyse yarısı sivil üyelerden oluşmaktadır sayılı yardımlaşmayı ve dayanışmayı teşvik kanununun maddesinde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları mütevelli heyetinde adet belediye başkanı adet köy muhtarı adet mahalle muhtarı adet sivil toplum kuruluşu yöneticisi hayırsever vatandaşın görev alacağı belirtilmektedir mütevelli heyet tarafından ile karar alan ve uygulayan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının üyesinden seçilerek gelen kişiler olduğu nazara alındığında bu vakıfların kamu kurumu olarak telakki edilmesi düşünülemez sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının vakıf statüsü mevcut hukuki yapısı gelirleri ve konuya ilişkin yargı kararlarıyla birlikte değerlendirildiğinde yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonundan ayrı bir özel hukuk tüzel kişiliğine sahip sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kamu kurumu vasfında olmadığı vaki çalışanlarının da fon personeli olarak telakki edilemeyeceği cihetle sayılı kanun kapsamındaki kamu kurumlarından olmadığı açıktır yargıtay birleştirme hukuk genel kurulu gün ve esas sayılı birleştirme kararında vurgulandığı üzere vakfın özel hukuk tüzel kişiliğini haiz ayrı ve bağımsız işveren olduğu belirlendiğinden kamu tüzel kişiliği bulunmadığından ilave tediye isteminin reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir b uluslararası hukuk avrupa haklan sözleşmesi sözleşme maddesinin numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir avrupa haklan mahkemesi adil yargılanma hakkının hukukun üstünlüğünün sözleşmeci devletlerin ortak mirası olduğunu belirten sözleşmenin ön sözüyle birlikte yorumlanması gerektiğini belirtmektedir hukukun üstünlüğünün temel unsurlarından biri hukuki durumlarda belirli bir istikrarı garanti altına alan ve kamuoyunun mahkemelere olan güvenine katkıda bulunan hukuki güvenlik ilkesidir toplumun yargısal sisteme olan güveni hukuk devletinin esaslı unsurlarından biri olmasına rağmen birbirinden farklı yargı kararlarının devamlılık arz etmesi bu güveni azaltacak nitelikte bir hukuki belirsizlik durumu yaratabilecektir nejdet şahin ve perihan b no başvuru numarası karar tarihi diğer yandan hukuki güvenlik ilkesinin gerekleri ve bireylerin meşru beklentilerinin korunması içtihadın değişmezliği şeklinde bir hak bahşetmemektedir b no ve perihan mahkemelerin yorumlarında dinamik ve evrilen bir yaklaşımın sürdürülememesi reform ya da gelişimi engelleyeceğinden kararlardaki değişim adaletin iyi idaresine aykırılık teşkil etmez eski yugoslav cumhuriyeti b no yüksek mahkemelerin oynaması gereken rol tam da yargı kararlan arasında doğabilecek içtihat farklılıklarına bir çözüm getirmektir bununla birlikte yeni kabul edilmiş bir kanunun yorumlanmasında olduğu gibi bazı hallerde içtihadın müstakar hale gelmesinin belirli bir zamana ihtiyaç duyacağı açıktır ve ve gonzalez ve b no schwarzkopf ve cumhuriyeti kk b no açık bir keyfilik bulunan durumlar hariç ulusal mahkemelerin iç hukuku yorumlama şeklini sorgulamanın kendi görevi olmadığına dikkat çekmektedir benzer şekilde bu konuda görünüşe göre benzer davalarda verilmiş olsalar bile ulusal mahkemelerin farklı kararlarını karşılaştırmak da prensipte görevi değildir söz konusu mahkemelerin bağımsızlığına saygı göstermek durumundadır nejdet şahin ve perihan iki ihtilafa farklı muamele yapılmasının incelenen gerçek olayların farklılığından kaynaklanmış olması halinde çelişkili içtihatlardan bahsedilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir türkiye kk b no mahkeme kararlarının çatışma ihtimalinin her biri kendi yargı alanında yetkili olan yargılama ve temyiz mahkemeleri ağına dayalı yargı sistemlerinin doğal bir özelliği olduğunu kabul etmiştir bu tip uyuşmazlıklar aynı mahkeme içinde de ortaya çıkabilmektedir bu durum kendi içinde sözleşmeye aykırı olarak değerlendirilemez santos pinto portekiz b no tudor b no b no nejdet şahin ve perihan bu konuda hüküm verirken değerlendirmesinin dayandığı kriterleri açıklamıştır söz konusu kriterler yüksek mahkemenin içtihadında derin ve süregelen farklılıklar olup olmadığı iç hukukta bu tutarsızlıkların üstesinden gelmek için bir mekanizma bulunup bulunmadığı bu mekanizmanın uygulanıp uygulanmadığı ve uygulandı ise ne ile sonuçlandığının tespitine dayanmaktadır b no nejdet şahin ve perihan bu bağlamda mahkemelerin uygulamalarında tutarlılığın ve içtihatlarında yeknesaklığın sağlanması için mekanizmalar oluşturulmasının önemini birçok defa hatırlatmış yargı sistemlerini birbirine zıt kararlar verilmesini önleyecek şekilde yapılandırmanın devletlerin sorumluluğunda olduğunu ifade etmiştir ne var ki bu ilkelerin incelemek durumunda kaldığı çelişen yorumların bir yüksek mahkemenin birleştirici yetkisini uygulayabileceği yasal hükümlerle bağlantılı olarak yargı sisteminin aynı dalında meydana gelen davalar için öngörüldüğü belirtilmelidir nejdet şahin ve perihan başvuru numarası karar tarihi v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu yılında hava kuvvetleri komutanlığında subay sınıfında göreve başlamıştır evli ve iki çocuk babasıdır hava kuvvetleri komutanlığı tarafından anayasa mahkemesine gönderilmiş olan belgelere göre bazı askeri personel hakkında hava kuvvetleri komutanlığına gelen isimsiz bir ihbar üzerine istihbarata karşı koyma zafiyeti konusunda idari tahkikat daire başkanlığı tarafından başlatılmıştır bu kapsamda istihbarat görevlileri tarafından konuyla ilgili personelin ifadeleri alınmıştır ayrıca hakkında tahkikat yürütülen kişilerin özlük dosyaları ile hava kuvvetleri komutanlığına ait göreve mahsus eposta intranet outlook hesapları incelenmiştir bu incelemeler sırasında başvurucunun yılında evli olan bir bayan sivil memura göreve tahsisli eposta adresinden duygusal ve cinsellik içerikli mesajlar gönderdiği bu kişinin de başvurucuya aynı içerikte iletiler gönderdiği tespit edilmiştir a başvuru numarası karar tarihi anayasa mahkemesine sunulmuş belgelere göre istihbarat görevlileri tarafından alınan ifade tutanaklarında zafiyeti kapsamında ifade alınmıştır tutanaklarda ifadeyi alan kısmı ve ifadelerin bazı bölümleri karartılmıştır tutanağında başvurucuya söz konusu sivil memurla tanışıklığının ne zaman başladığı bu kişiyle irtibatı ve samimiyetinin ne düzeyde olduğu sorulmuştur bunun yanı sıra hizmet amaçlı olan intranet sisteminden sivil memur ile yaptığı yazışmalar gösterilerek cinsel içerikli karşılıklı yazışmalar hakkındaki düşüncesini belirtmesi istenmiştir aynı kişiye gönderdiği bir iletide maillerin otomatik okunma ihtimaline karşı nasıl farklı bir karakterde yazacağını bu şekilde yazılmış olanları nasıl okuyabileceğini anlattığı gösterilmiş ve intranet sisteminin özel amaçlarla kullanımının yasak olduğunu bilmesine rağmen niçin yazışmalarını devam ettirdiği ve gizlemek için çaba içine girdiği sorulmuştur başvurucunun imzalamış olduğu tarihli ifade tutanağında anılan sorulan yanıtladığı sivil memur olan bayanla gerçek hayatta cinsel anlamda hiçbir şey yaşamadığını sanal olarak hayalinde gerçekleştirdiği hususları yazarak mail olarak gönderdiğini söylediği belirtilmiştir aynca başvurucunun ifade tutanağında intranet sistemini hizmet amaçlan dışında kullanmanın yasak olduğunu bildiğini beyan ettiği belirtilmiştir bunun yanı sıra anayasa mahkemesine gönderilen belgeler arasında bulunan eposta iletileri incelendiğinde başvurucunun söz konusu mesajları yılında göndermiş olduğu görülmektedir tahkikat sonucunda hazırlanan raporda başvurucunun davranışlarının tsknın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranış kapsamında olduğu belirtilerek başvurucu hakkında tskdan ayırma işlemi tesis edilmesi teklifi getirilmiştir bu teklif doğrultusunda başvurucu hakkında tarihinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesi uyarınca tskdan ayırma işlemi tesis edilmiştir başvurucu tskdan ayırma kararına karşı askeri yüksek mahkemesinde iptal davası açmıştır başvurucu dava dilekçesinde psikolojik baskı altında ifadesinin alındığını ifade tutanağını okumadan imzaladığını belirtmiştir başvurucu bu ifade tutanağı ile outlook hesabından ele geçirilen iletilerinin hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller olduğunu bu delillerin disiplin soruşturması dosyasına dahil edilmesinde özel bir kasıt bulunduğunu ileri sürmüştür bunun yanı sıra başvurucu çok sayıda takdir belgelerinin bulunduğunu hiçbir disiplin cezası bulunmadığını çok başarılı çalışmaları olduğunu özel yaşamına ait unsurların kurum disiplin ve düzenini tehdit eden bir yönünün bulunmadığını iddia etmiştir davayı reddetmiştir göre başvurucuya isnat edilen davranışlar tsknın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranış kapsamındadır ve bu nedenle başvurucunun tskdaki görevini devam ettirmesi değildir ayrıca başvurucunun ifadesinin usulsüz ve hukuka aykırı şartlarda alındığı iddialarını da reddetmiştir göre söz konusu epostalar başvurucunun özeli olan bir alandan değil hizmete yönelik kullanılan ve denetime açık olan intranet üzerinden elde edilmiştir a kararında başvurucunun ifadesinin ceza soruşturması kapsamında değil disiplin soruşturması çerçevesinde alındığı iradesinin fesada uğratıldığına dair kanıt bulunmadığı belirtilmiştir bir hakim üye karara katılmamıştır muhalif üyeye göre başvurucuya isnat edilen fiillerin yılında gerçekleşmiştir ve aradan dört yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra ayırma işlemi tesis edilmiştir başvurucunun geçmiş hizmetleri başarılıdır takdir ve teşekkür belgeleri bulunmaktadır ve herhangi bir cezası bulunmamaktadır bu hususlar gözetildiğinde isnat edilen eylemin başvurucunun tskda hizmet etmesine engel başvuru numarası karar tarihi teşkil edecek derecede vahamet arz etmemektedir dolayısıyla yaptırım ölçülülük ilkesine uygun değildir başvurucunun söz konusu karara karşı karar düzeltme istemi de reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu vekili tarafından tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır iv a ulusal hukuk sayılı kanunun işlem tarihinde yürürlükte olan maddesi tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri hizmet kanununun ve maddeleri tarihli ve sayılı yayımlanan subay sicil yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan disiplinsizlik ve ahlakı durum nedeniyle ayırma kenar başlıklı ve maddeleri b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme özel ve aile hayatına saygı hakkı kenar başlıklı maddesi şöyledir herkes özel ve aile hayatına konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik kamu güvenliği ülkenin ekonomik refahı düzenin korunması suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir özel hayata saygı hakkına kamu makamlarının keyfi bir şekilde müdahale etmelerinin önlenmesi sözleşmenin maddesi ile sağlanan güvenceler kapsamında yer almaktadır avrupa hakları mahkemesi devletin özel hayata saygı hakkı kapsamında bulunan bir menfaate müdahale ettiğini tespit ettiğinde maddenin ikinci fıkrasında belirtilen koşulları incelemektedir buna göre kamu makamlarının müdahalesinin yasal bir dayanağı olup olmadığı anılan fıkrada yer alan meşru amaçlara dayalı olup olmadığı demokratik bir toplumda gerekli ve orantılı olup olmadığı araştırılmaktadır benzer yöndeki kararı için bkz krallık b no b no de souza b no ayrıca kararlarına göre sözleşmenin maddesi açıkça usul şartları içermemekle birlikte anılan maddeyle güvence altına alınan haklardan etkili bir şekilde yararlanılabilmesi için müdahaleyi doğuran karar alma sürecinin bu maddeyle korunan hak ve özgürlüklere gerekli saygıyı sağlayacak nitelikte ve adil olması gerekir bu şekildeki bir süreç başvurucunun maddedeki haklarını deliller ve kanıtlama konuları dahil adil şartlarda savunabileceği usule ilişkin etkili güvencelerden yararlandırılmasını gerektirir göre bu şekildeki güvencelerin amacı maddede yer alan haklara keyfi şekilde müdahalede bulunulmasını önlemek müdahalenin gerekçelendirilmesini sağlamaktır benzer yöndeki kararı için bkz b no tp ve b no göre gerek negatif yükümlülükler gerekse pozitif yükümlülükler bakımından söz konusu usule ilişkin etkili güvencelerin sunulması gerekmektedir b no krallık b no b no abdulaziz ve krallık b no başvuru numarası karar tarihi gerek negatif yükümlülük alanındaki usule dair güvencelere örnek olması gerekse anayasa mahkemesi önündeki mevcut başvuruyla benzerlikler içermesi bakımından smith ve krallık b no kararı incelenmelidir bu davada başvurucular kraliyet hava kuvvetlerinde görevli personeldir ve eş cinsel olmaları nedeniyle görevlerine son verilmiştir başvuruculardan bayan smith hemşire olarak bay grady ise pilot olarak görev yapmıştır görevden alınmaları işlemine karşı açtıkları davada verilen kararda her ikisinin de sicil ve görev performansının mükemmel derecede olduğu herhangi bir disiplinsizliklerinin bulunmadığı belirtilmiştir başvurucular kraliyet hava kuvvetleri polisi karşı koyma ve güvenliğin sağlanması konularında görevlidir tarafından sorgulanmışlardır bu sorgulama sırasında sorgulama yapılmasının amacı açıklanmış eş cinsel olanların silahlı kuvvetlerde çalıştırılmayacağı yönündeki devlet politikası hatırlatılarak başvurucuların karşılaşacağı sonuçlar belirtilmiştir başvuruculara hiçbir şey söylemek zorunda olmadıkları ancak konuşmaları halinde söyleyecekleri şeylerin aleyhe delil olarak kullanılabileceği uyarısı yapılmıştır bunun yanı sıra başvurucuların talepleri üzerine avukatlarıyla görüşerek hukuki yardım almalarına müsaade edilmiştir bayan smithin sorgusu sırasında bir kadın soruşturmacı da görüşmelere katılmıştır ayrıca görüşmelere başlanmadan önce bayan smithe bazı soruların utanmasına sebep olabileceği eğer böyle hissederse bunu belirtebileceği hatırlatılmıştır bayan smith sorgudan önce bir avukatla görüşmüş ve avukatı hiçbir şey söylememesi bazı basit sorulara cevap verebileceği yönünde tavsiyede bulunmuştur bay talebi üzerine de avukatının ve yine kraliyet hava kuvvetlerinde pilot olarak görev yapan bir personelin objektif gözlemci olarak sorgulama sürecine katılması sağlanmıştır smith ve krallık her iki başvurucunun özel hayata saygı hakkına müdahalede bulunulduğu tespitini yapmıştır müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını incelerken özel hayata saygı hakkının cinsellik ve mahremiyet hakkı gibi yönleri söz konusu olduğunda kamu makamlarının takdir yetkisinin daha dar tutulması gerektiğini bu alanlara yönelik müdahaleler için özellikle ciddi nedenlerin varlığının şart olduğunu vurgulamıştır smith ve krallık krallık demokratik toplumda gereklilik unsuru yönünden müdahale için gösterilen gerekçeleri incelediği sırada her iki başvurucu yönünden sorgulama sürecini değerlendirmiştir göre sorgulama süreci son derece müdahaleci niteliktedir başvurucuların özel hayatlarının en mahrem yönlerine cinsel hayatlarına aile ilişkilerine dair çok ayrıntılı sorular sorulmuştur sorgu tarzı oldukça saldırgan ve müdahalecidir hatta hükumet görüşünde de bayan smithe sorulan üvey kızıyla cinsel ilişkisi olup olmadığı sorusunun savunulacak bir tarafı olmadığı belirtilmiştir smith ve krallık ayrıca eş cinselliğin silahlı kuvvetlerden erken ayrılabilmek için bahane olarak kullanılıp kullanılmadığını anlamak amacıyla sorgulama yapıldığı belirtilmişse de söz konusu soruşturmaya kadar başvurucular cinsel yönelimlerini gizli tutmuşlardır ve görevden ayrılmak istemedikleri açıktır bu nedenle sorgulamanın devam ettirilmiş olmasının makul bir gerekçesi bulunmamaktadır hükumetin sorgulamanın devam ettirilmesiyle ilgili olarak ileri sürdüğü tıbbi riskler veya güvenlik riskleri disiplinle ilgili sebeplerin de somut olayda mevcut olmadığını bu yüzden başvurucuların cinsel yönelimlerini kabul etmelerine rağmen sorgu sürecinin devam ettirilmesi konusunda hükumetin ikna edici ve ciddi gerekçeler ortaya koyamadığını vurgulamıştır smith ve krallık o v
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun uzerine imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be surenin kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai uzerine bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava surecinde yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan irin yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanun un maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir el hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen ayri ayri f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal muammer top al dye dye m recai akyel
Violation
başvuru numarası karar tarihi a olaylar başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir tüzel kişi başvurucu halkın kurtuluş partisi yasal olarak kurulmuş ve faaliyetlerini sürdüren bir siyasi partidir diğer başvurucular ise farklı yerlerdeki ilçe teşkilat sorumlularıdır başvuruculardan deniz gaziantep valiliğinin tarihli ve sayılı oluru ile parti teşkilatı yönetim kurulu başkanı sıfatıyla tl idari para cezası mehmet yüceye gaziantep valiliğinin tarihli ve sayılı oluru ile parti teşkilatı yönetim kurulu başkanı sıfatıyla tl idari para cezası türkan bartın valiliğinin tarihli ve sayılı oluru ile parti teşkilatı yönetim kurulu başkanı sıfatıyla tl idari para cezası ve çağatay borçka kaymakamlığının tarihli ve sayılı oluru ile parti teşkilatı yönetim kurulu başkanı sıfatıyla tl idari para cezası verilmiştir kararların birbiri ile uyumlu ortak gerekçesi şöyledir konu ile ilgili olarak halkın kurtuluş partisi teşkilatı hakkında kongresini zamanında yapmadıklarından dolayı sayılı dernekler kanununun maddesine istinaden teşkilatı yönetim kurulu başkanına tl idari para cezası uygulanması gerçek kişi başvurucuların anılan işlemlere karşı yaptıkları itirazlar gaziantep sulh ceza mahkemesinin tarihli ve ve değişik sayılı kararları deniz dönmez ve mehmet yüce bartın sulh ceza hakimliğinin tarihli değişik sayılı kararı türkan ve borçka sulh ceza hakimliğinin tarihli değişik sayılı kararı çağatay ile idari para cezasının miktarı itibarıyla kesin olarak reddedilmiştir gaziantep sulh ceza mahkemesinin karar gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir başvuru dilekçesi başvuruya konu bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde başvuranın başkanı bulunduğu halkın kurtuluş parti gaziantep teşkilatı sayılı siyasi partiler kanununa tabi olup aynı kanunun ve hükümleri uyarınca siyasi parti teşkilatlarının en fazla yıl içerisinde kongre yapma zorunluluğu bulunduğundan sayılı kanunun hükmünün dernekler kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri siyasi partilerin her kademedeki kongreleri içinde uygulanır düzenlemesi doğrultusunda tarihinde teşkilatının kurulmasını takiben yıl dolmasına rağmen kongre yapmadığının tespiti üzerine dernek genel kurulunu süresi içinde toplantıya çağırmayan dernek yöneticisinin idari para cezasıyla cezalandırılacağına ilişkin sayılı dernekler kanununun hükmü kıyasen uygulanmak suretiyle teşkilatı başkanı olan başvuran hakkında temsilcisi bulunduğu siyasi parti teşkilatını süresi içinde kongreye çağırmaması nedeniyle tesis olunan idari yaptırım kararında usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığı kanaatine varılarak başvurunun reddine dair karar vermek gerekmiştir bartın sulh ceza hakimliğinin karar gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir dosya tüm bilgi ve belgeler ile yukarıda izah edilen çerçevesinde yapılan değerlendirmede her ne kadar itiraz eden vekili itiraza konu dilekçesinde partinin kurulmasından bu yana yeni üye yapamadıklarından dolayı ilk genel kurul toplantısını yapamadıklarını bu nedenle işlenemez suç mahiyetinde bulunduğunu medeni kanun un ancak bu toplantıya katılan üye sayısı yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz hükmünün düzenlendiğini itiraz dilekçesinde belirtmiş ise de yukarıda sayılı yasa ilgili madde ve hükümlerinde belirtildiği üzere il ve ilçe kongresinin büyük kongrenin yapılmasına engel olmayacak şekilde parti tüzüğünde gösterilecek süreler içerisinde toplanacağı ve genel kurul toplantılarının iki yıldan az yıldan fazla olmayacak sün başvuru numarası karar tarihi içerisinde yapılacağı hükmünün düzenlendiği ilçe seçim genel kurul toplantılarında toplantı yeter sayısının sağlanamaması halinde toplantının nasıl yapılacağı hususunda herhangi bir düzenleme yapılmamış ise de büyük kongre toplantısının toplantı yeter sayısına ilişkin düzenleme getirdiği ve buna göre ilk çağrıda toplantı yeter sayısının elde edilememesi halinde ikinci çağrı üzerine yapılacak toplantıda toplantı yeter sayısının aranmayacağının hükme bağlandığı sayılı kanun da düzenlenmeyen konularda medeni kanun un ancak bu kanun a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği medeni kanun un toplantı yeter sayısını düzenleyen maddesinin ise özel kanun niteliğindeki sayılı kanun un ve maddesinde düzenlenen amir nitelikteki hükümlere aykırılık teşkil etmesi nedeniyle uygulanmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmakla ilgili mevzuata uygun olarak verilen idari para cezasına ilişkin itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir borçka sulh ceza hakimliğinin karar gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir sayılı siyasi partiler kanunu ve maddeleri gereğince siyasi partilerin her kademe kongrelerinin iki yıldan az üç yıldan fazla olmayacak bir süre içerisinde toplanması mecburidir bu hükümlere aykırı davranılması siyasi partiler kanunu ve maddelerinde yer alan atıf nedeniyle dernekler kanunu hükümlerine göre işlem yapılması gerekmektedir dernekler kanunu maddesinin b fıkrasında genel kurulu süresinde toplantıya çağırmayan genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerine beşyüz türk lirası para cezası verilir mahkemece kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir denilmektedir bu madde hükmüne göre başkanı olduğu siyasi parti ilçe kongresini zamanında toplantıya çağırmayan çağatay hakkında idari para cezası düzenlenmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır nihai kararlar başvuruculara ve tarihlerinde tebliğ edilmiştir başvurucular sırasıyla ve tarihlerinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı siyasi partiler kanununun teşkilatı başlıklı maddesinin yedinci fıkrası şöyledir kongresi il kongresinin yapılmasına engel olmayacak şekilde parti tüzüğünde gösterilen süreler içinde toplanır halkın kurtuluş partisi tüzüğünün yerel örgütler ve kongreler başlıklı maddesinin c bendi şöyledir yerel kongreler üç yılda bir birbirlerini tamamlayacak sırayla toplanır sayılı kanunun kongrelerle ilgili genel hükümler başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir kasım tarihli ve sayılı dernekler kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri siyasi partilerin her kademedeki kongreleri için de uygulanır sayılı kanunun genel ceza hükümleri başlıklı maddesi şöyledir bu kanunla kasım tarihli ve sayılı dernekler kanununa yapılan atıflar hakkında söz konusu kanunda yer alan ve bu kanun hükümlerine aykırı bulunmayan ceza müeyyideleri siyasi partiler ve sorumluları hakkında da uygulanır sayılı kanun un diğer sebeplerle başvuru başlıklı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir başvuru numarası karar tarihi bir siyasi partinin bu kanunun inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine anayasa mahkemesine cumhuriyet başsavcılığınca re sen yazı ile başvurulur anayasa mahkemesi söz konusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyası parti hakkında ihtar kararı verir tarihli ve sayılı mülga dernekler kanununun ceza hükümleri başlıklı bölümünde yer alan maddesinin ikinci fıkrası şöyledir genel kurul toplantılarını kanun ve tüzüklerine aykırı olarak yapan dernek yöneticileri hakkında fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde liraya kadar ağır para cezası hükmolunur gerektiğinde kanun ve tüzüğe aykırı yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de mahkemece karar verilebilir tarihli ve sayılı dernekler kanununun cemiyetler ve dernekler kanunlarına yapılan atıflar başlıklı maddesi şöyledir diğer kanunlarda sayılı cemiyetler kanunu sayılı dernekler kanunu veya sayılı dernekler kanunu ile bunların ek ve değişikliklerine veya belli maddelerine yapılan bu kanuna veya bu kanunun aynı konuları düzenleyen madde veya maddelerine yapılmış sayılır bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde aynı konuları düzenleyen sayılı türk medeni kanununun ilgili hükümlerine sayılır sayılı kanunun ceza hükümleri başlıklı maddesinin birinci fıkrasının b bendi şöyledir genel kurulu süresinde toplantıya çağırmayan genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerine beşyüz türk lirası idari para cezası verilir mahkemece kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir sayılı kanunun cezaların uygulanması başlıklı maddesinin ikinci fıkrası şöyledir bu kanunda yazılı olan idari yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir iv
Violation
başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi olay tarihinden önce başvurucu adana jandarma komutanlığında subay olarak görev yapmaktadır kamuoyunda bilinen ismiyle tırları olayına ilişkin olarak adana cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen bir soruşturmada anılan olaya ilişkin bilgiler için bkz süleyman bağrıyanık ve diğerleri b no tarihli iddianameyle başvurucunun devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etme devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılması talebinde bulunulmuştur isnat edilen eylemlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda başvurucunun devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etme devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama suçlarını işlediği iddiasıyla bazı kamu görevlisi sanıklarla birlikte planlı ve sistematik bir şekilde yürütülen organizasyonun parçası olarak ve örgütlü bir şekilde hareket ettiği ifade edilmektedir göre başvurucu türkiye cumhuriyeti devleti ve hükûmetini gerek yurt içinde gerekse uluslararası platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak el kaide vb terör örgütlerine yardım ettiği görüntüsü vererek uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmak amacıyla devletin güvenliği veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgiler olan ve millî teşkilatı tarafından yasal olarak gerçekleştirilen özünde devlet sırrı niteliğindeki faaliyetleri ifşa etmiştir başvurucunun tutuksuz olarak yargılanması devam ederken adana asliye ceza mahkemesinin tarihli kararıyla dosyalar arasında hukuki fiilî ve şahsi irtibat bulunduğu gerekçesiyle dosyaların yargıtay ceza dairesinin ilk derece mahkemesi sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir öte yandan kudüs ordusu adlı terör örgütünü konu alan bir soruşturmadaki usulsüzlük iddiaları kapsamında türkiye cumhuriyeti devletinin güvenliği veya ulusal ve uluslararası yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken görüşmelerinin dinlendiği kaydedildiği ve bir kısmının iletişim tespit tutanağı hâline getirilerek terörle ilişkilendirildiği gerekçesiyle başvurucunun da aralarında olduğu çok sayıda kolluk görevlisi hakkında cumhuriyet başsavcılığınca başsavcılık ceza soruşturması başlatılmıştır başvurucu anılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır başsavcılık tarihinde başvurucuyu diğer şüphelilerle birlikte silahlı terör örgütüne üye olma ve türkiye cumhuriyeti hükûmetini cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etme suçlarından tutuklanması istemiyle sulh ceza hâkimliğine sevk etmiştir sulh ceza hâkimliğinin tarihli ve d sayılı kararı ile başvurucu hakkındaki talebin atılı suçun vasıf ve mahiyeti mevcut delil durumu şüphelilere isnat edilen suçların yasadaki alt ve üst sınırları isnat edilen suçlardan türkiye cumhuriyeti hükûmetini cebir şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçunun cmk maddesinde sayılan suçlardan oluşu sebebiyle adli kontrol kararları yetersiz kalacağı gerekçesiyle kabulüne karar verilerek başvurucu tutuklanmıştır başvuru numarası karar tarihi başvurucunun verilen tutuklama kararlarına karşı yaptığı itiraz sulh ceza hâkimliğinin verdiği tarihli kararla kesin olarak reddedilmiştir başsavcılıkça yürütülen soruşturma sonucunda tarihli iddianameyle başvurucuyla birlikte bir kısım şüpheli hakkında devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etme devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama silahlı terör örgütüne üye olma ve türkiye cumhuriyeti hükûmetini cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etme suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılması talep edilerek ağır ceza mahkemesinde dava açılmıştır ağır ceza mahkemesi tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamış aynı gün yapılan tensip incelemesi ile üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti mevcut delil durumu buna göre tutuklu sanıklar yönünden kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut kanıtlar bulunması sanıklara atılı suçların tutuklama nedenlerinin yasal karine olarak varsayıldığı sayılı alt bendinde sayılan katalog suçlardan oluşu sanıklara atılı suçların kanunda öngörülen cezalarının alt ve üst sınırlarının kaçma kuşkusunu somutlaştırması müşteki sayısı ve eylemlerin sayısal yoğunluğu da dikkate alındığında sanıklara verilmesi muhtemel ceza veya güvenlik tedbiri ile tutuklama tedbirinin ölçülü oluşu tüm bu nedenlerle sanıklar üzerinde adli kontrol hükümleri ile yeterli ve etkili hukuksal denetim sağlanamayacak oluşu gerekçesiyle başvurucuların tutukluluklarının devamına karar vermiştir devam eden yargılamada başvurucunun da içinde bulunduğu sanıklar hakkındaki dava tırları sanıkları yönünden mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmiş ve ağır ceza mahkemesince davanın yargıtay ceza dairesinin sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir birleştirilen dosya üzerinden devam eden yargılamada yargıtay ceza dairesi tarihinde dosya üzerinden yaptığı incelemede başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir başvurucu anılan karara yargıtay ceza dairesinde tarihleri arasında yapılan duruşma sırasında tarihinde verdiği dilekçe ile itiraz etmiştir yargıtay ceza dairesi tarihli duruşmada yaptığı değerlendirmeyle başvurucunun tutukluluk hâlinin yeniden devamına karar vermiştir duruşmada verilen tutukluluğun devamı kararına başvurucu tarihinde müdafii ise tarihinde itiraz etmiştir duruşmada verilen tutukluluğun devamı kararına yapılan itiraz yargıtay ceza dairesince tarihinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak reddedilmiştir başvurucu tarihinde verdiği dilekçeyle daha önce tarihli karara karşı tarihinde bkz yaptığı itirazın tarihli kararda değerlendirilmemiş olduğunu belirterek anılan itirazının itiraz değerlendirilip değerlendirilmediğinin bildirilmesini talep etmiştir başvuru numarası karar tarihi yargıtay ceza dairesi tarihinde yaptığı incelemede tarihleri arasında duruşmaların kesintisiz olarak yapılmasını müteakip belirtilen itiraz dilekçesi de içinde olmak üzere dosyanın itiraz gönderildiğini belirterek yargıtay ceza dairesinin tarihli kararında bkz başvurucunun daha önceki tarihli itirazının değerlendirildiği açıkça belli olmadığından tarihli tutukluluğun devamına dair verilen kararda düzeltme yapılmasına yer olmadığına ve itirazı incelemek üzere dosyanın yargıtay ceza dairesine gönderilmesine karar vermiştir yargıtay ceza dairesi tarihinde yapılan inceleme sonucunda itirazı kesin olarak reddetmiştir başvurucu nihai kararın tarihinde tebliğ edildiğini belirterek tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvurucu hakkındaki dava bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargıtay ceza dairesinde derdest olup başvurucunun tutukluluk hâli devam etmektedir iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun tutukluluğun incelenmesi kenar başlıklı maddesi şöyledir soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir tutukluluk durumunun incelenmesi yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir hâkim veya mahkeme tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birinci fıkrada öngörülen süre içinde de resen karar verir sayılı kanunun usulü ve inceleme mercileri kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme itirazı yerinde görürse kararını düzeltir yerinde görmezse en çok üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan gönderir b uluslararası hukuk sözleşme metinleri avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme özgürlük ve güvenlik hakkı kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrasının birinci cümlesi ile numaralı fıkrası şöyledir başvuru numarası karar tarihi herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir yakalama veya tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun kılınan herkes tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa süre içinde karar verilmesi ve eğer tutulma yasaya aykırı ise serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir avrupa hakları mahkemesinin avrupa hakları mahkemesine göre başvurucu tarafından salıverilme talebiyle yapılan başvuruların sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasına göre yetkili merciler tarafından resen yapılan denetimden ayrı olarak incelenmesi gerekmektedir b no ancak tutmanın bir mahkeme tarafından otomatik bir şekilde ve düzenli olarak denetiminin yapıldığı bir sistemin numaralı fıkranın gereklerine uygunluğunu sağlama ihtimali gözden uzak tutulamaz b no b no bir kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasını haklı kılan faktörlerin zamanla değişmesi mümkün olup bu durumda sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrası makul aralıklarla yapılan salıverilme başvurularının incelenmesini güvence altına almaktadır anılan fıkra yakalanan veya tutuklu bulunan kişilere özgürlük kısıtlamasının kanuna uygunluğuna itiraz etmek için mahkemeye başvurma hakkı sağlamakla birlikte bu işlemlerin başlamasının ardından özgürlük kısıtlamasının yasaya uyguluğuna ilişkin olarak kısa bir süre içinde karar verilmesi haklarını da korumaktadır b no göre maddesinin numaralı fıkrası anlamında özgürlük kısıtlamasının kanuna uygunluğuna yönelik itirazı inceleme süresi yetkili mercilere başvuru yapılması ile başlar ve başvuruya ilişkin olarak verilen kararın başvurana veya temsilcisine bildirilmesi ile sona erer b no cumhuriyeti b no kararın gereken süratle alınıp alınmadığı her davanın kendi özel koşullarına göre değerlendirilir b no bir kararında başvurucunun salıverilme talebinin yirmi üç gün sonra karara bağlanmasını bir başka kararında ise başvurucunun tutuklamaya itirazının kırk bir gün sonra karara bağlanmasını b no maddesinin numaralı fıkrası anlamı dâhilinde süratle yargı kararının verilmesi gereğine aykırı olarak değerlendirmiş ve anılan fıkranın ihlal edildiğine karar vermiştir v
No violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir mardin ili kızıltepe ilçesi köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ve parsel numaralı taşınmazlar kısmen başvurucular ve murisleri adlarına tespit edilmiştir maliye hazinesi ile ns ve arkadaşı tarihinde kızıltepe kadastro mahkemesinde başvurucuların murisleri ve arkadaşları aleyhine açtıkları kadastro tespitine itiraz davasında kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların kısmen adlarına tescilini talep etmişlerdir mahkemece tarih ve sayılı kararla davanın kısmen kabulüne taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile kısmen davacılar kısmen davalılar ve mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiştir kararın temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla bir kısım davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin taraflara tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir eksik hususlar tamamlanmadığı için dosya halen yargıtaya gönderilmemiştir başvuru numarası karar tarihi b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarih ve sayılı kadastro ve maddeleri iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi trafik denetleme şube müdürlüğüne bağlı polisler tarafından tarihinde yapılan yol kontrolü sonucunda sürücü belgesi olmaksızın araç kullandığı için başvurucunun oğlu ve trafik ihlali yapan sürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması nedeniyle de araç sahibi olan başvurucu hakkında ayrı ayrı tl idari para cezası verilmiştir başvurucu hakkındaki hd seri numaralı trafik idari para cezası karar tutanağı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu anayasa mahkemesince iptal edilen hükme istinaden kendisine idari para cezası verildiğini belirterek sulh ceza mahkemesine süresinde itiraz etmiştir anılan yaptırıma yapılan itiraz sulh ceza mahkemesi tarih ve d sayılı kararıyla reddedilmiştir ret gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir trafik denetleme şube müdürlüğünün tarih ve hd nolu trafik suç tutanağı gereğince sayılı yasanın maddesine muhalefet ettiğinden dolayı tl idari para cezası kesildiği karayolları trafik kanununun maddesinde motorlu araçların sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin vermek yasaktır sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir denildiği bu nedenle itiraz edenin itirazında haksız olduğu ve kesilen idari para cezasının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla itirazının reddine karar verildi anılan karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir bireysel başvuru tarihinde yapılmıştır b hukuk tarih ve sayılı kabahatler maddesi şöyledir hangi fiillerin kabahat oluşturduğu kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir kabahat karşılığı olan yaptırımların türü süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir aynı bakımından uygulama kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir tarihli ve sayılı türk ceza kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır ancak kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası şöyledir zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz başvuru numarası karar tarihi tarih ve sayılı karayolları trafik kanununun maddesinin ilgili kısmı şöyledir araçların sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır buna göre a sürücü belgesi olmayanların araç kullanarak trafiğe çıktıklarının tespiti hâlinde bu kişilere türk lirası idari para cezası verilir ayrıca aracın sürücü belgesiz kişilerce sürülmesine izin veren araç sahibine de tescil plakası üzerinden aynı miktarda idari para cezası verilir aynı maddesinin anayasa mahkemesinin tarih ve sayılı kararı ile iptal edilen üçüncü fıkrasının dördüncü cümlesi şöyledir sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir iv
Violation
a olaylar başvuru dilekçesi ekleri ile başvuruya konu dosya içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir malatya ağır ceza mahkemesinin tarihli e k sayılı kararıyla başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir başvurucu bulunduğu kocaeli nolu f tipi yüksek güvenlikli ceza kurumunda kurumu sg öa ve isimli arkadaşlarına ayrı ayrı dört mektup göndermek istemiştir başvurucunun hitaben yazmış olduğu bir sayfalık mektupta süreci devam ediyor söze gerek yok süreç tıkalı nereye varacağı bilinmiyor her şeye hazırlıklı olmak şarttır haliyle seyirci kalamayacağımızı söylemiştik biz de dörde bölündük süresiz dönüşümlü yetmişinci günde başlıyoruz başta biz siz öler adıyaman ile birlikte yedişer gün gideceğiz sonra ş a ve h oradan da biraz memlekete doğru gideceğiz ö e ve malatya derken tamamlayacağız da bir iki gün geç olsa da yine de ona göre başlanır faksımı alınca bana dön olur mu sanırım sen yanlış haber almışsın e y aynı yerde sen bir sevk çıkarıp gelemedin buraya ama olacak bir gün başka olumsuz bir durum yok bize agden dolayı ceza kestiler ifadeleri yer almaktadır başvurucunun sgye hitaben yazmış olduğu bir sayfalık mektupta mevcut süreci ilerliyor haklı meşru taleplere sessiz kalınamazdı biz de genel olarak dörde bölündük süresiz dönüşümlü yetmişinci günde başlıyoruz yedişer gün gideceğiz başta biz siz s gideceğiz sonra ş h derken biraz da malatya elbistan yol alacak oradan da devir tamamlanacak böylece epey gezmiş olacağız senden hiç ses çıkmıyor yoldaş öngörmek hazırlıklı olmak bakımından diyorum yoldaşlar pek ketum olunca insanoğlu pek rahat olamıyor ifadeleri yer almaktadır başvurucunun öaya hitaben yazmış olduğu bir sayfalık mektupta bu süreç uzayacağa benziyor biz üç günlük ag yapmıştık ama süreç tıkalı haklı meşru taleplere seyirci kalınmaz biz de dörde bölündük süresiz dönüşümlü yetmişinci günde başlıyoruz başta biz siz sincan adıyaman ile birlikte yedişer gün gideceğiz sonra tekirdağ hattı oradan da derken son olarak da durağı tamamlayalım sen hiç dönmedin yoldaş halbuki bir süreç başlayınca insan der ki ne olacak bu dünyanın değil mi bazı yoldaşlar çok duyarsız hiç ses vermiyorlar neyse hem işimizi yapacağız hem de eleştireceğiz bu halkımız bir iki gün gecikse de sonuçta böyle ilerleyecekler sonra bakılır artık sürecine bir çok eleştiri başvuru numarası karar tarihi olabilir ama esas mesele talepler ve tabi ki bu uğurdaki direniştir ifadeleri yer almaktadır başvurucunun hitaben yazmış olduğu üç sayfalık mektupta ve iyi niyetle savaşı durdurmak mümkün mü ortada bir savaş varsa tarafları vardır isyanından beri faş türk devleti kürt ulusuna karşı savaş sürdürmektedir arası kürt isyanlarını soykırımla bastıran devlet yüzyılda halen gerilla savaşına tutuşan kürt hareketini ezmek ve yok etmeye kürt ulusunun siyasal olarak inkar etmeye devam ediyor özlü ifadeyle savaş sürüyor şayet savaş varsa süren bu savaşın son bulmasını isteyenler olduğu gibi daha şiddetle sürdürülmesini isteyenler de vardır barış istemek insanın en doğal hakkıdır fakat insancıl istekler ile savaşın son bulmayacağı çok açıktır hele ki gerçekleri bir kenara bırakarak sınıfların varlığını unutarak içi boş vaatlerde bulunanlar arasında devrimci hareketin bir kısmı varsa ve bu yaklaşımlar marksizm maskesiyle savunuyorsa burjuva sapmanın boyutu çok daha ciddi açıktır ki bir tarafın isteğiyle savaş durdurulamaz kürt ulusunun haklı meşru demokratik haklarının bir kısmının kabul edilmesi isteğini sürekli dile getirmekle savaş sonlanamaz sürdürülen savaşın zorbalığı altında inleyen kürt ulusunun ezilen kürt halkının barış arzusu bütün iyi niyetli açıklamalarla karşılanmayacağı gün gibi açıktır anlaşılıyor ki reformist legal partiler küçük burjuva devrimci hareketlerin bir kısmı türk devletinin neredeyse yüzyıllardır kürtlere karşı sürdürdüğü savaşın siyasal ve toplumsal niyetiyle pek ilgilenmemektedirler diğer yandan sürdürülen savaşın özü sadece silahlı ayaklanma dönemiyle asla açıklanamayacağı için devletin belli hakların tanınması karşılığında da silahsızlandırılması kürtler açısından asla bir barış anlamına gelmez savaşın sonlandırılmasının iki yolu vardır f türk devletinin k k n üzerindeki hâkimiyetinin parçalanması anlamına gelen kürt ulusunun savaşarak bağımsızlığını kazanmasıdır kürtler açısından da bu sakatlanmış bir özgürlük olacaktır bu durumda kürt ulusu da dünyada bir avuç tekelci devletin baskısı altında yaşayan bağımlı ezilen uluslara katılmış olacaktır yolu ise türk kürt ve çeşitli azınlıklardan geniş halk kitlelerinin proleter devrim yoludur emperyalist güçlerin yerel ve bölgesel egemenliğini kıracak ve gerçekten ezilen sınıflara barış getirecek tek yol budur bu anlamıyla iyi niyetli barış temennileri devrimci kitlelerin silahsızlandırılmasını değil komünist hareketin her bakımdan türk ulusal hâkimiyetinin kürtler üzerinden kalkması için savaşması gerekir ve propaganda etmesi zorunluluğunu unutmamalıdır savaş pkk ile başlamadı bu nedenle pkk uzlaşması ve silahsızlandırılmasıyla da son bulmaz hakimiyet ve sömürüyü yöneten emperyalizm ve ezen ulus türk hakim sınıflar savaşın bir tarafıdır diğer tarafı ise kan ve gözyaşıyla tarihi yoğrulan soykırıma uğrayan yok edilen yağmalanan kürt ulusudur tarihsel deneyim bizlere emperyalistlere ve işbirlikçi sınıfların pohpohlanmalarına barış ve huzur vaatlerine kanmamayı öğretmiştir barışı sağlamak için savaş sürdüren gerici hakim sınıfların iktidarını yıkmak için savaşmak gerekir kürt ulusunun kendi devletini kurma hakkının dışındaki tüm gerici engeller ve zincirler kırıldıktan sonra güncel olarak sürdürülen savaşın sonlandırılmasının toplumsal siyasal karşılığı olabilir çünkü savaş sadece silahlı örgüte karşı değil tarihsel olarak kürt ulusuna karşı verilmektedir bu nedenle gerçekten barış isteyenler karşı türk ulusal ayrıcalığına karşı emperyalist işbirlikçi türk hakim sınıflarının kürt ulusu üzerindeki hakimiyetini kırmak için savaşmalıdırlar aksine kitlelerin silahlanması ve kendi demokrasilerini inşa etmeleri tarihsel zorunluluktur bu tarihsel doğru kürt ulusunun kendi devletini kurma hakkının eline alması için savaşmaktan başka yolunun olmadığını da göstermiştir t ve kk devrimi için silahsızlanma yolunu değil de silahlanma ve savaşma yolunda ısrar etmesi sınıf savaşımının zorunlu sonucudur dark ne zaman çıkıyor fazlaca gecikmedi mi bu konuda merakta kaldık m tipi hg yollamanızı rica etsem bir diğer mevzu fazla geciktirilmemesidir ve benzeri ifadeler yer almaktadır başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında maddesinin numaralı fıkrası uyarınca söz konusu mektupları inceleyen kurumu disiplin kurulu üç mektup bkz yönünden sırasıyla tarihli ve sayılı tarihli ve sayılı tarihli ve sayılı kararlarla mektupların alıkonulmasına karar vermiştir anılan kararların gerekçesi aynı olup ilgili bölümü şöyledir terör örgütüne destek vermek amacıyla açlık grevine girmeleri gerektiğini ve bunun diğer cezaevlerinde kalan kendi örgüt elemanları içerisinde sıraya koyarak yapmaları konusunda planlama yaptığı bu şekilde örgüt elemanlarını eylem yapmaya teşvik ettiği anlaşıldığından kurumu gönderilmek istenen mektup bkz yönünden tarihli ve sayılı kararıyla mektubun alıkonulmasına karar vermiştir anılan kararın gerekçesi şöyledir mektubun içeriğinde türkiye cumhuriyeti devletinin bölünmez bütünlüğünü zedeleyici bölücü ve ayrımcı unsurların yer aldığı ve yine kurum ve kuruluşları paniğe yöneltecek yalan yanlış örgüt propagandası şeklinde örgütsel haberleşmeye yönelik yorum ve ifadeler bulunmaktadır başvurucu bu kararlara karşı kocaeli hâkimliği nezdinde şikâyet başvurularında bulunmuştur hâkimliği sırasıyla tarihli ve sayılı tarihli ve sayılı tarihli ve sayılı tarihli ve sayılı kararlarla kurumu disiplin kurulu kararlarına atıfta bulunarak başvurucunun şikâyetlerini reddetmiştir başvurucu hâkimliğinin kararlarına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen kocaeli ağır ceza mahkemesince sırasıyla tarihli ve değişik sayılı tarihli ve değişik sayılı tarihli ve değişik sayılı tarihli ve değişik sayılı kararlarla hâkimliğinin kararlarındaki gerekçeye atıf yapılarak kararın usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle başvurucunun itirazlarının reddine karar verilmiştir anılan karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiş başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk sayılı maddesi şöyledir bu maddede belirlenen kısıtlamalar dışında kendisine gönderilen mektup faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karşılanmak koşuluyla gönderme hakkına sahiptir hükümlü tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup faks ve telgraflar mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyon olmayanlarda kurumun en üst amirince denetlenir kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez başvuru numarası karar tarihi hükümlü tarafından resmî makamlara veya savunması için avukatına gönderilen mektup faks ve telgraflar denetime tâbi değildir sayılı maddesine dayanılarak çıkarılan tarihli ve sayılı resmî yayımlanan tarihli ve sayılı ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında maddesinin numaralı fıkrası şöyledir asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez maddesi şöyledir inci maddeye göre mektup alma ve gönderme hakkı kapsamında hükümlüler tarafından yazılan mektup faks ve telgraflar zarfı kapatılmaksızın bu işle görevlendirilen ikinci müdür başkanlığında idare memuru ve yüksek okul mezunu iki infaz ve koruma memuru tarafından oluşturulan mektup okuma komisyonuna iletilmek üzere güvenlik ve gözetim servisi personeline verilir yapılan incelemeden sonra gönderilmesinde sakınca görülmeyen mektuplar üzerine görüldü kaşesi vurulur zarf içerisine konularak kapatılır ve postaneye teslim edilir resmî makamlara veya savunması için avukatına gönderilenler hakkında inci maddenin dördüncü fıkrası hükmü uygulanır hükümlülere gönderilen ve açılıp incelendikten sonra verilmesinde sakınca olmadığı anlaşılan mektup faks ve telgraflar zarfları ile birlikte verilir maddesi şöyledir mektup okuma komisyonunca mahalline gönderilmesi veya hükümlüye verilmesi sakıncalı görülen mektuplar en geç yirmi dört saat içinde disiplin kuruluna verilir mektubun disiplin kurulu tarafından kısmen veya tamamen sakıncalı görülmesi hâlinde mektup aslı çizilmeden veya yok edilmeden şikâyet ve itiraz süresinin sonuna kadar muhafaza edilir mektubun kısmen sakıncalı görülmesi hâlinde aslı idarede tutularak fotokopisinde sakıncalı görülen kısımlar okunmayacak şekilde çizilerek disiplin kurulu kararı ile birlikte ilgilisine tebliğ edilir mektubun tamamının sakıncalı görülmesi hâlinde sadece disiplin kurulu kararı tebliğ edilir tebliğ tarihinden itibaren infaz hâkimliğine başvuru için gereken süre beklenir bu süre içinde infaz hâkimliğine başvurulmamış ise disiplin kurulu kararı yerine getirilir hâkimliğine başvurulmuş ise infaz hâkimliği kararının tebliğinden itibaren itiraz süresi beklenir hâkimliği kararına itiraz edilmemiş ise bu karara göre itiraz edilmiş ise mahkemenin kararına göre işlem yapılır hükümlüye yapılacak tebligatta tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde infaz hâkimliğine şikâyet hakkının kullanılmaması veya infaz hâkimliği kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde ağır ceza mahkemesine itiraz edilmemesi hâlinde disiplin kurulu kararının kesinleşerek mektubun sakıncalı görülen kısımlarının okunmayacak şekilde çizilerek verileceği veya tamamı sakıncalı görülen mektubun verilmeyeceği bildirilir kısmen veya tamamen sakıncalı görülen mektuplar iç hukuk veya uluslararası hukuk yollarına başvuru yapılması durumunda kullanılmak üzere idarece saklanır tarihli ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası şöyledir başvuru numarası karar tarihi ve tutukluların beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin engellenmesi sayılır iv
No violation
ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu yaran kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul huseyin una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi somaki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava soma giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu soma bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen ayri ayri f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan serdar hicabi dursun dye dye hasan tahsin hakyemez
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir a başvuruya konu uyuşmazlığın arka planı batman ili kozluk ilçesine bağlı yukarı güneşli mahallesinde bulunan ada parsel sayılı taşınmaz tapuda kargir ev ve avlusu vasfıyla başvurucu adına kayıtlıdır bu taşınmaz üzerinde başvurucu tarafından yaptırılmış tütün ambarı tandır hayvan barınağı ve konuttan oluşan bir yapı bulunmaktadır yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi alınmadan kullanılan bu yapı için tarihinde elektrik aboneliği ihdas edilmiş olup kozluk belediyesi belediye tarafından su aboneliği de tesis edilmiştir ayrıca taşınmaz üzerinde on beş yaşlarında otuz beş adet çeşitli meyve ağacı da bulunmaktadır başvuru numarası karar tarihi batman ili kozluk ilçesi yatılı bölge okulu ek bina inşaatının temel kazısı sırasında tarihinde heyelan toprak kayması meydana gelmiştir bu toprak kayması sonucu kara yolu yolun üstünde yer alan konutlar ve içme suyu şebekesi olumsuz etkilenmiş başvurucunun taşınmazı üzerindeki bina da ağır hasar görmüş ve bütünüyle kullanılamaz hale gelmiştir heyelanın meydana geldiği mahalde yapılan inceleme sonucu bayındırlık ve müdürü devlet su şube müdürü karayolları bölge müdürü kozluk belediye başkanı milli eğitim müdürü ve jeoloji mühendisleri tarafından tarihli bir tutanak düzenlenmiştir bu tutanakta okul inşaatının temeli açıldıktan sonra zeminde hareketlilik meydana geldiği bu hareketlilik sonucu yol ve yolun üstündeki üç evde kayma ve çatlaklar oluştuğu ifade edilmiştir karayolları bölge müdürlüğünce belediye başkanlığına gönderilen tarihli yazıda bayındırlık batman müdürlüğünce yaptırılan yatılı bölge okulu temel kazısının kontrolsüz olarak yapılması sonucu yolda göçmeler şeklinde heyelan olduğu ve yol üstünde bulunan evlerde büyük oranda çatlaklar meydana geldiğinin tespit edildiği belirtilmiştir başvurucu zararının tespiti istemiyle kozluk sulh hukuk mahkemesinden delil tespiti talebinde bulunmuştur mahkeme tarihinde taşınmazın başında inşaat jeoloji ve ziraat mühendislerinden oluşturulan bir bilirkişi kurulu ile birlikte keşif yapmıştır ve jeoloji uzmanı teknik bilirkişilerin hazırladığı raporda başvurucunun taşınmazındaki yapıda heyelan ve yamaç hareketleri nedeniyle çatlaklar oluştuğu ve yapının tamamen kullanılamaz durumda olduğu heyelan ve yamaç hareketliliğine ise yatılı bölge okulu inşaatının sebep olduğu belirtilmiştir raporda zarar gören binanın değerinin tl olduğu açıklanmıştır ziraat uzmanı teknik bilirkişinin raporunda ise taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının henüz zarar görmediği ancak heyelanın devam ettiği heyelan tehlikesi altındaki meyve ağaçlarının değerinin ise tl olduğu belirtilmiştir b ceza davası süreci olay ile ilgili olarak kozluk cumhuriyet başsavcılığınca ceza soruşturması başlatılmış ve yürütülen soruşturma neticesinde taksirle bina çökmesine ve toprak kaymasına sebep olma suçundan ve cezalandırılmaları istemiyle iddianame düzenlenmiştir kabulüyle kozluk sulh ceza mahkemesinde görülen yargılama sırasında istinabe yoluyla inşaat jeoloji ve hukuk alanlarında uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır bilirkişi kurulunun tarihli raporunda inşaatın zemin durumunun zemin etüt raporunda belirtilmesine rağmen yüklenici tarafından temel derin kazı hafriyatı yapılırken gerekli önlemlerin alınmadığı bu hasardan yüklenici firma belediye ve idarenin sorumlu olduğu belirtilmiştir mahkeme tarihinde sanıkların beraatine karar vermiştir kararın gerekçesinde sanık yönünden suçun işlendiğinin sabit olmaması sanık yönünden ise taksire dayanan bir kusurun bulunmadığı belirtilmiştir başvurucunun da aralarında olduğu katılan vekili tarafından hüküm temyiz edilmiştir yargıtay ceza dairesinin tarihli ilamıyla eksik araştırmaya dayalı olarak verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir bozma ilamına uyan mahkeme yeniden bilirkişi raporu almış ve bu raporu hükme esas alarak sanıkların atılı suçu işledikleri sonucuna varmış tarihinde sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanmalarının geri bırakılmasına karar vermiştir karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir başvuru numarası karar tarihi c tam yargı davası süreci başvurucu tarihinde bayındırlık ve bakanlığı ile milli eğitim bakanlığı aleyhine diyarbakır mahkemesinde tam yargı davası açmıştır dava dilekçesinde okul inşaatı sırasında taşınmaz üzerindeki konut ve bahçeye zarar verildiği belirtilerek tl tutarındaki maddi zararın tazmin edilmesi talep edilmiştir başvurucu ayrıca evin oturulamaz durumda olması nedeniyle tl kira bedelinin tazmini talebinde de bulunmuştur mahkemenin husumette yanılgı olduğu yönündeki ara kararı sonrası batman valiliği ve belediye davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur mahkeme tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüyle delil tespiti dosyasında zirai zarar taşınmaz üzerindeki ağaç ve zirai ürünler yönünden olarak tespit edilen tl tutarındaki tazminatın idareye başvuru tarihi olan tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı batman valiliğinden alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir mahkeme diğer tazminat istemleri ile belediye aleyhine açılan davanın ise reddine karar vermiştir kararın gerekçesinde zarar gören konuta ait yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı tespitine yer verilmiştir mahkemeye göre kanuna aykırı olan inşa edilen ve yıktırılması gereken başvurucuya ait evde okul inşaatı çalışmaları sırasında meydana gelen toprak kayması sonucu doğan zararın tazminine olanak bulunmamaktadır mahkeme olay nedeniyle başvurucunun zirai ürünlerindeki zararın ise okul yapım faaliyetini yürüten valilikçe karşılanması gerektiğini belirtmiş bu kısım yönünden davanın kabulü gerektiği sonucuna varmıştır kararın karşı oy yazısında zarara uğrayan yapının başvurucuya ait olduğu elektrik ve su aboneliklerinin bulunduğu ve senelerce başvurucu ile ailesi tarafından kullanıldığı belirtilmiştir bu yazıda ayrıca yapının her zaman ruhsata bağlanabilmesinin mümkün olduğuna dikkat çekilmiş zararın bütünüyle başvurucuya yükletilmesinin hakkaniyetli olmadığı ifade edilmiştir başvurucu kararı temyiz etmiş danıştay onuncu dairesinin tarihli ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir karşıoy yazısında başvurucunun maliki olduğu taşınmazda yapı ruhsatı ile yapı kullanma izin belgesi bulunmamakla birlikte her türlü belediye hizmetlerinden faydalandığı belirtilmiş ayrıca davalı idarenin hizmet kusuru ve başvurucunun iskan ruhsatı bulunmayan binada oturması nedeniyle oluşan kusur durumunun birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği görüşü açıklanmıştır başvurucunun karar düzeltme istemi de aynı dairenin tarihli ilamıyla yine reddedilmiştir nihai karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı kanununun yapı ruhsatiyesi kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir bu kanunun kapsamına giren bütün yapılar için maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir sayılı kanun un ruhsat alma şartları kenar başlıklı maddesi şöyledir yapı ruhsatiyesi almak için belediye valilik bürolarına yapı sahipleri a kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir dilekçeye sadece tapu istisnai hallerde tapu senedi başvuru numarası karar tarihi yerine geçecek belge mimari proje statik proje elektrik ve tesisat projeleri resim hesapları veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gereklidir belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir eksik veya yanlış olduğu takdirde müracaat tarihinden itibaren gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir sayılı kanunun yapı kullanma başlıklı maddesi şöyledir yapı tamamen bittiği takdirde tamamının kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye valilik bürolarından nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir mal sahibinin müracaatı üzerine yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir belediyeler valilikler mal sahiplerinin müracaatlarını en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya biten kısmının kullanılmasına izin verilmiş sayılır bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz sayılı kanunun kullanma izni alınmamış yapılar kenar başlıklı maddesi şöyledir bitme günü kullanma izninin verildiği tarihtir kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar ancak kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir sayılı kanunun ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar kenar başlıklı maddesi şöyledir bu kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur durdurma yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır bu tebligatın bir muhtara bırakılır bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi yapısını ruhsata uygun getirerek veya ruhsat alarak belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister ruhsata aykırılık olan yapıda bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu inceleme sonunda anlaşılırsa mühür belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir aksi takdirde ruhsat iptal edilir ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir b uluslararası hukuk avrupa hakları mahkemesi içtihatlarında mülkiyet hakkının kapsamı konusunda mevzuat hükümlerinden ve derece mahkemelerinin bunlara ilişkin başvuru numarası karar tarihi yorumundan bağımsız olarak özerk bir yorum esas alınmaktadır b no b no b no b no mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının ancak müdahalenin avrupa hakları sözleşmesine sözleşme ek nolu protokolün maddesinin anlamı kapsamında bir mülk ile ilişkili olması durumunda ileri sürülebileceğini belirtmektedir buna göre alacak haklarını da içeren mevcut mülk veya mal varlığı yanında mülkiyet hakkının elde edilebileceği yönündeki en azından bir meşru beklenti de mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilebilir b no lihtenştayn prensi b no meşru beklenti kavramının ilk defa geliştirildiği kararlar için bkz pine valley ltd ve b no krallık b no ve b no kararına konu olayda ümraniye çöplüğünde meydana gelen metan gazı patlaması sonucu gerçekleşen toprak kayması dolayısıyla başvurucuya ait gecekondu zarar görmüştür başvurucunun konutunun bulunduğu taşınmazın hazineye ait olduğunu ve bir gün bu taşınmazı devralma beklentisinin mülk teşkil etmediğini kabul etmiştir ancak yılında ruhsatsız olarak inşa edilmesinden yılında meydana gelen kazaya kadar belediye makamlarınca anılan taşınmazda bulunan gecekondunun dikkat çekmiştir kararda yetkili makamların başvurucu ve yakın akrabalarının bu evde oluşturdukları toplum ve aile çevresinde hiç rahatsız edilmeden yaşamasına izin verildiği üstelik başvurucudan emlak vergisi alındığı ve ücret karşılığında kamu hizmetlerinden yararlanmalarının sağlandığı belirtilmiştir bu sebeple yetkili makamların başvurucu ve akrabalarının meskenleri ve taşınır mallarında mülkiyet hakkına ilişkin bir menfaate sahip olduğunun fiili de olarak kabul edildiği tespitinde bulunmuştur imar uygulamaları bakımından belirli bir takdir yetkisi olduğunu ancak bu takdir hakkının zamanında uygun ve hepsinden önemlisi tutarlı bir şekilde harekete geçme yükümlülüğünü sona erdirmeyeceğini belirtmiştir göre somut olayda bu yükümlülüğe uyulmadığı gibi kaçak yapıları engellemeye yönelik kanunların uygulanmasında oluşturulan belirsizliğin başvurucunun meskenine ilişkin durumun bir gece içerisinde değişebileceğini sanmasına neden olması mümkün değildir başvurucunun meskenine yönelik mülkiyet hakkına ilişkin menfaatinin sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin ilk cümlesi çerçevesinde önemli bir menfaat ve dolayısıyla bir mülk oluşturduğu sonucuna varmıştır kararında başvuru mülkiyetten barışçıl yararlanmaya ilişkin birinci kural ve mülkiyet hakkına ilişkin devletin pozitif yükümlülükleri çerçevesinde incelenmiştir somut olayda olguların ve ilgili mevzuatın karmaşık olduğunu tespit etmiş ve başvurucunun da devletin yaptığı bir şey nedeniyle değil hiçbir şey yapmaması nedeniyle şikayetçi olduğunu vurgulamıştır bu sebeple somut olayda bir müdahalenin söz konusu olmadığı ancak devletin başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamındaki menfaatini korumak için üzerine düşen pozitif yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini belirtmiştir netice olarak başvurucunun konutunun yıkılmasının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmadığı kanaatiyle mülkiyet hakkının ihlaline karar verilmiştir keriman tekin ve b no kararına konu olay yılında yaptırılan başvuruculara ait konutun bir okul inşaatı sırasında zarar görmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir bu olayda derece başvuru numarası karar tarihi mahkemeleri konutun ruhsatsız olduğu gerekçesiyle tazminat taleplerini reddetmişlerdir kararına atıfla ruhsatsız olarak yapılmış olsa da kamu makamlarınca bu yapının yıktırılmadığı veya yıkımı yönünde bir işleme de girişilmediğine dikkat çekilerek tapuya tescil edilen konut yönünden başvurucuların sözleşmeye ek nolu protokolün maddesinin birinci paragrafında ifade edilen anlamda mülk teşkil edebilecek menfaatlerinin olduğu belirtilmiştir keriman tekin ve başvuruyu genel ilke niteliğindeki mülkiyetten barışçıl yararlanma hakkına ilişkin birinci kural çerçevesinde incelemiş keriman tekin ve müdahalenin kanuni dayanağının çevreyi korumak yönünde bir meşru amacı içerdiğini kabul etmiştir keriman tekin ve ancak göre somut olayın koşullarında oluşan maddi zarara rağmen başvurucuların tazminat taleplerinin reddedilmesi başvurucuların mülkiyet hakkı kapsamındaki menfaatleri ile kamunun yaran arasındaki adil dengeyi bozmuş ve başvuruculara aşırı ve olağandışı bir külfet yüklenmesine yol açmıştır bu gerekçelerle başvurucuların mülkiyet haklarının ihlaline karar vermiştir keriman tekin ve v
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu işçi olarak çalıştığı sırada tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu malul kalmıştır başvurucu işverenin gerekli aydınlatma ve güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle iş kazası geçirdiği ve malul kaldığı iddiasıyla tepe aş ve aleyhine ankara mahkemesinde tarihinde işçilik alacaklarının ödenmesi ve tazminat davası açmış dava dosyası mahkemenin sayılı dosyasına kaydedilmiştir mahkemece tarihinde tazminat davası ile işçilik alacaklarına ilişkin talepler ayrı değerlendirilerek dava dosyasının ayrılmasına karar verilmiş işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası ankara mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilerek yargılama bu dava dosyası üzerinden yürütülmüştür başvurucu yine ankara mahkemesinde tarihinde tepe aş ve aleyhine sayılı dava dosyasında tazminat ve alacak davası açmıştır ankara mahkemesi sayılı dava dosyası ile ankara mahkemesinin sayılı dava dosyası arasında irtibat bulunduğunu kabul ederek her iki dava dosyasının birleştirilmesine yargılamaya ankara mahkemesinin sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar vermiştir başvurucu ankara mahkemesinde yapılan yargılamanın son duruşmasında fazla çalışma ücreti ile ilgili talebini geri almış bu husus davalılarca kabul edilmiştir ankara mahkemesince sayılı dava dosyasında tarih ve sayılı kararla yıllık ücretli izin alacağı ve tatil ücretleri toplamı davalılardan tahsiline karar verilmiş anılan kararın temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesince tarih ve sayılı ilamla gerekçeli kararın taraflara tebliğinden sonra dosyanın temyiz incelemesi için gönderilmesi gerektiği belirtilerek dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir ankara mahkemesince sayılı dava dosyasında asıl ve birleşen davalarda tarih ve sayılı kararla meydana gelen iş kazasında davalıların kusurlu oldukları ve başvurucunun oranında malul kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne alacak talepleri yününden başvurucunun davasını geri alması nedeniyle davanın reddine tl maddi tazminatın tl manevi tazminatın tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir anılan karar davalılar tarafından temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi halen devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı mahkemeleri maddesinin birinci fıkrası ile maddesinin birinci fıkrası ve maddesi tarihli ve sayılı mülga maddesi başvuru numarası karar tarihi iv
Violation
a olaylar başvuru süreci ile ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma tedarik etme nakletme ve bu amaçla bulundurma veya sağlama suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma şüphesiyle tarihinde gözaltına alınmış ve ağır ceza mahkemesinin tarih ve sorgu sayılı kararı ile tutuklanmıştır cumhuriyet başsavcılığı tarihinde sayılı iddianameyle başvurucu hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açmıştır ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararıyla başvurucunun mahkumiyetine ve tutukluluk halinin devamına karar vermiştir temyiz edilen karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı kararıyla bozulmuş ve başvurucunun salıverilme isteği reddedilmiştir bozma kararı üzerine dava esasına kaydedilmiş ve ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı ilamıyla başvurucunun yıl ay hapis ve tl adli para cezalarıyla cezalandırılmasına ayrıca tutukluluk halinin devamına karar vermiştir başvurucu tarihinde tutukluluğun devamına ilişkin karara karşı itiraz etmiştir üzerine ağır ceza mahkemesi tarih ve değişik iş sayılı kararıyla itirazı reddetmiştir söz konusu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu ağır ceza mahkemesinin tarih ve e k sayılı kararını tarihinde temyiz ettiğinden dosyanın yargıtay gönderilmiş olduğu uyap üzerinden yapılan incelemeden anlaşılmıştır başvuru tarihinde birleşen sayılı başvuru ise tarihinde yapılmıştır b hukuk tarih ve sayılı ceza muhakemesi kanununun ve maddeleri şöyledir bağlantı kavramı madde bir kişi birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır davaların birleştirilerek açılması başvuru numarası karar tarihi madde bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir aynı kanunun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir uzatma süresi toplam üç yılı geçemez sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir anılan kanunun maddesinin numaralı fıkrasının a ve d bentleri ile son cümlesi şöyledir tazminat istemi madde suç soruşturması veya kovuşturması sırasında a kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen d kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen kişiler maddî ve manevî her türlü zararlarını devletten isteyebilirler anılan kanunun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir iv
Violation
a olaylar başvuru dilekçesi ekleri ile başvuruya konu dosya içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu başvuru tarihinde nazilli e tipi kapalı ceza kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır diyarbakır gümrük müdürlüğü yurt dışından gelen kolilerin kontrolü esnasında on yedi adet yayının yasak olabileceğini değerlendirerek bunları diyarbakır cumhuriyet başsavcılığına göndermiştir diyarbakır cumhuriyet başsavcılığı on yedi kitaptan on dört tanesi hakkında toplatma ve yasaklama kararı bulunduğunu tespit ederek hakkında karar bulunmayan üç kitabın tarihli ve sayılı terörle mücadele tmk maddesi ile görevli cumhuriyet savcılığına gönderilmesine karar vermiştir cumhuriyet savcılığının tmk madde ile görevli sorunu ve demokratik ulus çözümü kültürel soykırım kıskacında kürtleri kitap kitap ve konuşmalar belgeler zafer kazanan tarzın özdilidir isimli pkk terör örgütü lideri olan abdullah öcalan tarafından yazılan iki ayrı kitaba ilişkin yaptığı inceleme sonucunda kitaplarda sürekli terör örgütünün propagandasının yapıldığı terör örgütünden ve terör örgütü mensuplarının yaptığı eylemlerden övgüyle bahsedildiği terör örgütünün bundan sonra izleyeceği yolun nasıl olması gerektiğinin belirtildiği ve bu bağlamda kitapların sayılı maddesine ve tarihli ve sayılı basın maddesine muhalefet ettiği değerlendirilerek her iki kitaba el konulmasına ve toplatılmasına karar verilmesi talep edilmiştir diyarbakır nolu hâkimliği tmk madde ile görevli cumhuriyet savcılığının yaptığı değerlendirmeyle aynı yönde gerekçelerle tarihli ve değişik sayılı kararı ile anılan kitaplara el konulmasına ve bu kitapların toplatılmasına karar vermiştir hâkimliğin anılan kararından sonra evrak cumhuriyet savcılığına gönderilmiş ve s sayılı soruşturma başlatılmıştır cumhuriyet savcılığı soruşturma sonucunda tarihli kararı ile kitapların yurtdışından geldiği ve kitapları basanın tespit edilemediği kitapların gönderildiği kişinin olaydan haberdar olmadığına dair savunmasının aksine bir delil bulunmadığı gerekçesiyle olayla ilgili kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir diyarbakır cumhuriyet başsavcılığı karar ile birlikte diyarbakır nolu hâkimliğinden tmk madde ile görevli kitapların müsaderesini talep etmiştir hâkimlik tarihli ve değişik sayılı kararı ile kitapların müsaderesine karar vermiştir kitaplar tarihinde yakılarak imha edilmiştir anılan kitaplardan devrim manifestosu kürt sorunu ve demokratik ulus çözümü kültürel soykırım kıskacında kürtleri savunma isimli kitabın nolu hâkimliğinin tarihli ve sayılı kararı ile toplatılmasına ve bu kitaplara el konulmasına ilişkin kararına karşı yapılan bireysel başvuru konusunda anayasa mahkemesi abdullah öcalan b no kararında maddesinde tanımlanan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir bunun üzerine diyarbakır sulh ceza hâkimliği tarihli ve değişik sayılı kararı ile diyarbakır nolu hâkimliğinin tarihli toplatma ve el koyma kararının kaldırılmasına karar vermiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucuya gelen azadiya welat gazetesinin nisan tarihli nüshasında diyarbakır nolu hâkimliğinin tarihli kararı ile el konulmasına ve toplatılmasına karar verilen kitabın bazı bölümleri yayımlanmıştır nazilli e tipi kapalı açık ceza kurumu eğitim kurulu eğitim kurulu tarihli ve sayılı kararında anılan kitabın bölümlerinin yayımlandığı gazetenin ilgili sayfalarının başvurucuya verilmesini uygun görmemiştir kararın ilgili kısmı şöyledir eğitim kurulumuza iletilen nisan tarihli azadiye welat isimli gazete ile ilgili olarak yapılan incelemede ise gazetenin altıncı sayfasında beşinci savunma abdullah öcalanın demokratik devrim çözümü xxxi başlıklı tam sayfa yazısının olduğu belirlenmiştir diyarbakır nolu hâkimliğinin kürt sorunu ve demokratik ulus çözümü kültürel soykırım kıskacında kürtleri savunmak beşinci kitapla ilgili olarak tarih ve d sayılı el konulmasına ve toplatılmasına kararı bulunduğundan söz konusu gazete sahibi hükümlünün dilekçe ile talep etmesi halinde gazetenin ve sayfalarının çıkarılarak kendisine verilmesine herhangi bir talebi olmaması halinde gazetenin depoya kaldırılmasına başvurucu eğitim kurulunun kararına karşı nazilli hâkimliğine şikâyette bulunmuştur şikâyeti inceleyen hâkimlik tarihli ve sayılı kararıyla başvurucunun şikâyetinin reddine karar vermiştir kararın ilgili kısmı şöyledir hükümlünün talebi incelendiğinde azadiye welat isimli gazetenin sayfasında manifestoya başlıklı yazıda abdullah öcalanın demokratik toplum manifestosu adı altında beş ciltten oluşan bir savunma hazırladığı gazetenin her hafta beşinci ciltten bir bölümünün köşe yazısı olarak yayınlanacağının belirtildiği nisan tarihli gazetenin sayfasında abdullah öcalanın demokratik devrim çözümü xxxi başlıklı tam sayfa yazısının bulunduğunun tespit edildiği diyarbakır nolu hakimliğinin kürt sorunu ve demokratik ulus çözümü kürtsel soykırım kıskacında kürtleri savunmak beşinci kitapla ilgili olarak d sayılı el konulması ve toplatılması karar verildiğinden nazilli e tipi kapalı ceza kurumu eğitim kurulu başkanlığının tarih ve sayılı kararı ile azadiye welat isimli gazetenin ve sayfalarının çıkartılarak gazetenin hükümlüye verilmesine hükümlünün herhangi bir talebinin olmaması halinde gazetenin emanet eşya deposuna kaldırılmasına karar verildiğinin tespit edildiği nazilli e tipi kapalı ceza kurumu eğitim kurulu başkanlığının tarihli sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğundan dolayı hükümlünün talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir başvurucu hâkimliğin ret kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen nazilli ağır ceza mahkemesi hâkimliğinin kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk anayasa mahkemesinin tarihli ve b no sayılı kararında belirtilmiştir başvuru numarası karar tarihi iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir mardin ili derik ilçesi köyünde yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında parsel numaralı taşınmaz adına tespit görmüş başvurucuların murislerinin tespite yaptığı itiraz tapulama müdürlüğü tarafından reddedilmiş bu karardan sonra başvurucuların murisleri ve arkadaşları derik tapulama mahkemesinde tespite itiraz davası açmışlardır mahkeme tarih ve sayılı karar ile hâkimlerin davadan çekinmeleri nedeniyle merci tayini için dosyanın yargıtaya gönderilmesine karar vermiş yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı kararıyla kızıltepe tapulama mahkemesini davaya bakmak için görevlendirmiştir kızıltepe tapulama mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile davayı kabul etmiş anılan karar yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile bozulmuştur bozma ilâmı sonrası kızıltepe tapulama mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile dosyanın görevsizlik nedeniyle derik tapulama mahkemesine gönderilmesine karar vermiş anılan karar yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile bozulmuştur bu ilâm sonrası dava dosyası kızıltepe tapulama mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiş mahkemenin kapatılması ve dava dosyalarının mardin adliyesine devredilmesinden sonra dava dosyası mardin kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiş olup yargılama hâlen devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu hizmet sürelerinin tespiti istemiyle tarihli dilekçe ile batman asliye hukuk mahkemesinde mahkemesi sıfatıyla hizmet tespiti davası açmıştır batman asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyasında görülmekte olan dava batman ilinde mahkemesi açılması ile birlikte tarihinden itibaren batman mahkemesinin sayılı dava dosyasında görülmeye devam etmiştir başvurucu tarihinde batman mahkemesinde işçilik alacaklarının tahsili istemiyle ayrı bir dava açmış mahkeme bu davada hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapılmasına karar vermiştir batman mahkemesi hizmet tespitine ilişkin yargılamada tarih ve sayılı kararıyla dinlenen tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi sonucunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir tarafların temyizi üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla onanmıştır onama kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur alacaklarına ilişkin görülen davada mahkeme tarih ve sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne hükmetmiş karar yargıtay tarafından tarihinde onanarak kesinleşmiştir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ve maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı mahkemeleri maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası ve maddesi iv
Violation
a olaylar başvuru dilekçesinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir tarihinde van ilinde şiddetinde bir deprem meydana gelmiş ve çok sayıda kişi hayatını kaybetmiştir depremden sonra artçı sarsıntılar devam etmiş ve tarihinde şiddetinde ikinci bir deprem gerçekleşmiştir depremde başvurucuların yakınları cem sebahattin ve önal erol da dâhil olmak üzere van il merkezinde bulunan bayram kalmakta olan kişi otel binasının çökmesi sonucu hayatını kaybetmiştir olayın ardından van cumhuriyet başsavcılığı resen soruşturma başlatmıştır başvurucuların tamamının da şikâyetçi olarak katıldığı soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda birden fazla kişinin sorumluluğunun bulunduğu binada hasar tespiti yapmayan ilgili birimlerin de kusurlu olduğu belirlenmiştir van cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ayrıca keşif yapılmış bina enkazından örneği donatı örneği ve diğer numuneler bilirkişiler marifetiyle alınmış soruşturma dosyası ve elde edilen numuneler rapor düzenlemeleri için bilirkişilere tevdi edilmiştir soruşturma sonucu tarihinde verilen kararda bilirkişilerce hazırlanan rapor ışığında söz konusu binanın yapım yılında statik projesi ve hesap raporları yapılmadan gelişigüzel inşa edildiği malzeme ve donatıların dönemin afet bölgelerinde yapılacak yapılar yönetmeliği kriterlerini taşımadığı inşaat ruhsatına göre fazladan bir kata sahip olmasının bina üzerinde fazladan yüke neden olduğu ilk depremde ayakta kalmasına rağmen ikinci depremde iki deprem arasında artçı şoklardan etkilenerek yıkıldığının anlaşıldığı ifade edilmiştir soruşturma sonucunda otel işletmecisi hakkında bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan van ağır ceza mahkemesinde kamu davası açılmasına vefat eden yapı sahibi ve diğer şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına ve van valisi ile afet ve acil daire başkanlığı afad görevlileri hakkında tarih ve sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında ve maddeleri gereği görevsizlik kararı verilerek soruşturma dosyasının yargıtay cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir başvuru numarası karar tarihi yargıtay cumhuriyet başsavcılığı tarihinde van valisi ve afad görevlileri hakkında görevi kötüye kullanmaya ilişkin iddiaların somut bilgi ve belgelere dayanmadığı ilgililer açısından suç oluşturan ön inceleme yapılmasını gerektirecek bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin işleme konulmamasına karar vermiş bu karar başvurucuların vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucular vekilleri aracılığıyla yargıtay cumhuriyet başsavcılığının işleme konulmama kararının kaldırılması ve sayılı kanun gereği ön inceleme yaptırılması kararı verilmesi talebiyle tarihinde itiraz dilekçesi sunmuştur yargıtay cumhuriyet başsavcılığının işleme koymama kararına karşı sayılı herhangi bir itiraz yolu öngörülmemiş olup başvuru dilekçesinde başvurucuların yaptıkları itirazlarının sonucuna ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır bakanlık başvuru konusu olaylara ilişkin tarihli görüşünde başvurucuların bakanlığın görüşüne karşı beyanlarında teyit ettiği ilave şu bilgilere yer vermiştir yargıtay cumhuriyet başsavcılığının tarih ve soruşturma sayılı işleme konulmama kararına karşı başvurucuların vekili tarafından yapılan itiraz neticesinde danıştay dairesi tarih ve sayılı kararında sayılı cumhuriyet başsavcılıklarının kararlarına karşı herhangi bir itiraz yolu öngörülmediğinden bahisle itirazı incelemeksizin reddetmiştir başvurucular başvurunun kabul edilebilirliği hakkındaki bakanlık görüşüne karşı beyanlarında idari sorumluluğun tespiti ve sorumluluktan kaynaklanan giderimin belirlenmesi için idari yargı yoluna başvurulduğunu ancak yaşam hakkının ihlali halinde sadece tazminat alınmasının yeterli olmayacağını devletin etkili ve önleyici ceza sistemi kurma pozitif yükümlülüğünün bulunduğunu ileri sürmüştür söz konusu tam yargı davası henüz sonuçlanmamıştır başvurucular yargıtay cumhuriyet başsavcılığının şikayetin işleme konulmaması kararının kendilerine tebliğinden itibaren süresi içinde tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk başvuru konusu olayda şikayet konusu yapılan öldürme ve kötüye kullanma suçlarına ilişkin tarih ve sayılı türk ceza hükümleri şöyledir öldürme madde taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır fiil birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise kişi iki yıldan yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır başvuru numarası karar tarihi görevi kötüye kullanma madde kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır suçunu oluşturmadığı takdirde görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır tarih ve sayılı ceza muhakemesi cmk suçun işlendiğini öğrenen cumhuriyet savcısının görevi başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir savcısı ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar bununla birlikte memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri izne tabi olup izin vermeye yetkili merciler ve izlenecek usul sayılı düzenlenmiştir sayılı soruşturmasını yapacak merciler başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli cumhuriyet başsavcılığı tarafından yapılır ancak cumhurbaşkanlığı genel sekreteri türkiye büyük millet meclisi genel sekreteri müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması yargıtay cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması ise il cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili tarafından yapılır sayılı maddesinin son cümlesine göre ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde izin üst memurun bağlı olduğu merciden istenir bu durumda bir vali ve altında görev yapan memurlar için talep edilen yargılama iznini vermeye yetkili merci valiler için yargılamaya izin vermeye yetkili makam olan yargıtay cumhuriyet başsavcısı veya sayılı yetkili iletilmesi işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler başlıklı maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları şöyledir kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikâyetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesi iddiaların ciddî bulgu ve belgelere dayanması ihbar veya şikâyet dilekçesinde başvuru numarası karar tarihi dilekçe sahibinin doğru ad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması zorunludur üçüncü fıkradaki şartları taşımayan ihbar ve şikâyetler cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durum ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir ancak iddiaların sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmaz başsavcılar ve yetkili merciler ihbarcı veya şikâyetçinin kimlik bilgilerini gizli tutmak zorundadır sayılı başlıklı maddesi şöyledir merci soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını cumhuriyet başsavcılığına hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirir soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçi itiraz yoluna gidebilir süresi yetkili kararının tebliğinden itibaren on gündür üncü maddenin e f g cumhurbaşkanınca verilen izin hariç ve h bentlerinde sayılanlar için danıştay dairesi diğerleri için yetkili yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi bakar öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır verilen kararlar kesindir sayılı maddesinin birinci fıkrasında yer verilen nitelikleri taşımamaları nedeniyle ihbar ve şikâyetler hakkında verilen işleme konulmama kararına yönelik bir itiraz yolu öngörülmemiştir tarih ve sayılı yargılama usulü doğruya tam yargı davası açılması başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir haksız fiillerden doğan borç ilişkilerini düzenleyen tarih ve sayılı türk borçlar başlıklı maddesi şöyledir ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür başvuru numarası karar tarihi sayılı haksız fiillerden doğan borç ilişkilerinin ceza hukuku ile ilişkisini düzenleyen maddesi ise şöyledir zarar verenin kusurunun olup olmadığı ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir aynı şekilde ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz tarih ve sayılı umumi hayata müessir afetler dolayısıyla alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlara dair ve bölgelerinde yapılacak teknik işler başlıklı maddeleri şöyledir ve bayındırlık sağlık ve sosyal yardım ve tarım bakanlıklarınca acil yardım teşkilatı ve programları hakkında genel esasları kapsayan bir yönetmelik yapılır bu yönetmelik esasları dairesinde afetin meydana gelmesinden sonra yapılacak kurtarma yaralıları tedavi barındırma ölüleri gömme yangınları söndürme yıkıntıları temizleme ve felaketzedeleri iaşe gibi hususlarda uygulanmak üzere görev ve görevlileri tayin toplanma yerlerini tespit eden bir program valiliklerce düzenlenir ve gereken vasıtalar hazırlanarak muhafaza olunur bu programların uygulanması valiliklerce kurulacak kurtarma ve yardım komitelerince sağlanır a yapılacak işlemlere esas olmak üzere ve bakanlığınca kurulacak fen kurulları tarafından afetin meydana geldiği arazinin durumu ile bütün yapılar ve kamu tesisleri incelenerek hasar tespit raporu düzenlenir değişik khk md gereken hallerde yapılarda meydana gelen hasarı tespit etmek üzere bayındırlık ve bakanlığının isteği üzerine diğer bakanlık kurum ve kuruluşlar mahalli idareler üniversiteler ve meslek odaları konusunda deneyimli yeteri kadar inşaat mühendisi mimarı hasar tespiti çalışmalarında derhal görevlendirmekle yükümlüdürler değişik khk md arazinin tehlikeli durumu ve binaların gördüğü hasar bakımından yıktırılması ve boşaltılması gerekenler hakkında o il ve ilçenin en büyük mülkiye amirine ayrı bir rapor verilir bu makamlarca böyle binalar derhal boşalttırılır yıkılması gerekenler için en çok gün süre verilerek tehlikenin giderilmesi sahiplerine bildirilir mahallinde sahibi bulunmadığı takdirde durum mahalli vasıtalarla ilan edilmek suretiyle bildiri yapılmış sayılır b c başvuru numarası karar tarihi ç yer kayması kaya düşmesi gibi afetlerde tehlikenin devamı veya tekrarı ihtimali üzerine boşaltılan binaların tehlikeye karşı kesin tedbir alınıncaya kadar işgaline veya hasara uğrayanların tamirine müsaade edilmez tedbir alınamayacağına karar verildiği takdirde tehlikeli mahal içindeki binalar yukarıdaki esaslar dahilinde yıktırılır ve bakanlığınca afete karşı arazide gerekli tedbirlerin alınması tehlikeye maruz yapıların yıkılması ve topluluğun başka yere taşınmasından daha ekonomik görülürse bu tedbirlerin alınması için lüzumlu ödenek üncü maddede yazılı fondan ödenir tehlikenin giderilmesiyle ilgili tedbirler için yapılan harcamalar borçlanmaya tabi tutulmaz d afete veya uğraması muhtemel olanların bulundukları yerlerde veya başka yerlerde geçici olarak barınmalarını sağlamak üzere baraka ve konutlar inşa edilebilir ettirilebilir kiralanabilir veya satınalınabilir bu tedbirlerin kısa zamanda yerine getirilmesinin mümkün hallerde geçici iskan tedbirlerini kendileri almak isteyenlere nakdi yardım da yapılabilir tarih ve sayılı afet ve acil durum yönetimi başkanlığının teşkilat ve görevleri hakkında ve maddeleri şöyledir ve kapsam madde bu kanunun amacı afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetleri yürütmek üzere başbakanlığa bağlı afet ve acil durum yönetimi başkanlığının kurulması teşkilatı ile görev ve yetkilerini düzenlemektir başbakan başkanlıkla ilgili yetkilerini bir bakan aracılığı ile kullanabilir bu kanun afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetlerin ülke düzeyinde etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve olayların meydana gelmesinden önce hazırlık ve zarar azaltma olay sırasında yapılacak müdahale ve olay sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması ve bu konularda politikaların üretilmesi ve uygulanması hususlarını kapsar tanımlar madde bu kanunda yer alan a acil durum toplumun tamamının veya belli kesimlerinin normal hayat ve faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan ve acil müdahaleyi gerektiren olayları ve bu olayların oluşturduğu kriz halini b afet toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal teknolojik veya insan kaynaklı olayları c başvuru numarası karar tarihi h risk belirli bir alandaki tehlike olasılığına göre kaybedilecek değerlerin ölçüsünü ı risk azaltma belirli bir kesim veya alanda geliştirilen afet senaryolarına göre olası risklerin önlenmesi kabul edilebilir ölçülere indirilmesi ya da paylaşımı amacıyla alınacak her türlü planlı müdahaleyi risk yönetimi ülke bölge kent ölçeğinde ve yerel ölçekte risk türleri ve düzeylerini tespit etme azaltma ve paylaşma çalışmaları ile bu alandaki planlama esaslarını j k zarar azaltma afetlerde ve acil durumlarda meydana gelmesi muhtemel zararların yok edilmesi veya azaltılmasına yönelik risk yönetimi ve önleme tedbirlerini ifade eder afet ve acil durum hallerinde bilgileri değerlendirmek alınacak önlemleri belirlemek uygulanmasını sağlamak ve denetlemek kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşları arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla başbakanlık müsteşarının başkanlığında milli savunma dışişleri maliye milli eğitim bayındırlık ve sağlık ulaştırma enerji ve tabii kaynaklar çevre ve orman bakanlıkları ve devlet planlama teşkilatı müsteşarları afet ve acil durum yönetimi başkanı türkiye kızılay derneği genel başkanı ile afet veya acil durumun türüne göre kurul başkanınca görevlendirilecek diğer bakanlık ve kuruluşların üst yöneticilerinden oluşan afet ve acil durum koordinasyon kurulu kurulmuştur kurul yılda en az dört kez toplanır ayrıca ihtiyaç halinde kurul başkanının çağrısı üzerine olağanüstü toplanabilir kurulun sekretaryasını başkanlık yürütür afet ve acil durum müdürlükleri madde il özel idaresi bünyesinde valiye bağlı il afet ve acil durum müdürlükleri kurulur müdürlüğün sevk ve idaresinden vali sorumludur afet ve acil durum müdürlüklerinin görevleri şunlardır a afet ve acil durum tehlike ve risklerini belirlemek b afet ve acil durum önleme ve müdahale il planlarını mahalli idareler ile kamu kurum ve kuruşlarıyla işbirliği ve koordinasyon içinde yapmak ve uygulamak c afet ve acil durum yönetimi merkezini yönetmek ç afet ve acil durumlarda meydana gelen kayıp ve hasarı tespit etmek başvuru numarası karar tarihi d g afet ve acil durumlarda gerekli arama ve kurtarma malzemeleri ile halkın barınma beslenme sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılacak gıda araç gereç ve malzemeler için depolar kurmak ve yönetmek afet ve acil durum il müdürü ile diğer personelin ataması vali tarafından yapılır tarih ve sayılı resmi yayımlanan afetlere acil yardım teşkilatı ve planlama esaslarına dair ve maddeleri şöyledir madde vali ve kaymakamlar görevli bakanlık kurum ve kuruluşlar ile askeri birlikler ilgili mevzuat ve bu yönetmelik gereğince düzenlenecek acil yardım planları ve acil yardımla ilgili yönergelerle kendilerine verilen görevleri yerine getirmekten ayrı ayrı sorumludurlar afetin meydana gelmesinden itibaren alınması gereken her türlü acil tedbirlerin alınmasından ve acil yardımların bir emir beklemeden yapılmasından afetin meydana geldiği yerin mülki amiri sorumludur bu yönetmeliğin ilke ve esasları dahilinde a acil yardım hizmetlerini yürütmek üzere illerde valinin başkanlığında il kurtarma ve yardım komitesi ilçelerde kaymakamın başkanlığında ilçe kurtarma ve yardım komitesi kurulur b ve ilçe acil yardım planlarının yapılmasından icrasından ve güncelliğinin korunmasından birinci derecede vali ve kaymakamlar sorumludur bakanlıklar ve merkezi kurum ve kuruluşlar ile askeri birlikler bu planların yapılmasına ve icrasına yardımcı olur c bakanlık kurum ve kuruluşların taşra teşkilatları il ve ilçe planları içinde yer alır başvuru numarası karar tarihi d bakanlık kurum ve kuruluşların merkez teşkilatları ile bölgedeki askeri garnizon komutanlıkları il ve ilçelere yardımcı olmak üzere kendi görevleri ile ilgili takviye ve destek planları yaparlar e acil yardım hizmetlerinin planlanmasında öncelikle ilçe il hudutları içindeki kamu kurum ve kuruluşlarının güç ve kaynaklarının kullanılması esas alınır bu kaynaklardan zamanında ve yeterince karşılanamaması halinde sırasıyla bölgedeki askeri birliklerden komşu vali ve kaymakamlardan yardım istenir bölgedeki özel kuruluşlardan ve gerçek kişilerden yükümlülükler yolu ile karşılanır ön hasar tespit ve geçici hizmetleri grubu madde ön hasar tespit ve geçici hizmetleri grubunun teşkili görevleri planlaması ve servisleri a teşkili b görevleri alınan haberlere göre nerelere ne kadar ön hasar tespit ekibi göndereceğini tespit eder hasarın yoğun olduğu bölgeleri belirler kesin hasar tespitleri için gerekli bilgileri sağlar afetten sonra konut resmi ve özel tüm yapılar ile hayvan barınaklarındaki hasarın en kısa zamanda tespitini sağlayıcı tedbirleri alır ön hasar tespit formlarını örnek ek göre düzenlettirir formlarını da örnek ek forma göre düzenleyip afet bürosuna verir can güvenliği bakımından oturulması sakıncalı olan ve yıktırılması gereken binaları belirler resmi kuruluşlar ihtiyacı ve afetzedelerin barındırılması için kullanılabilecek bina ve tesisleri tespit eder tespit edilen bu binaların kullanıma hazır hale getirilmesi için gerekli işlemleri yaptırır başvuru numarası karar tarihi ön tespit çalışmaları tamamlandıktan sonra açıkta kalan ailelerin geçici iskanlarını sağlar afetzedelerin kısa süreli geçici iskanları için öncelikle çadır olmak üzere sağlam bulunan okul ve diğer resmi ve özel binaların kısa süre için bu işe tahsisini sağlar c planlaması kuruluşlarca servislerde görevlendirilecek personel araç gereç kadrosunun nci maddenin ve m esaslarına göre tespitini ön hasar tespiti yapacak personelin yetmemesi halinde nerelerden takviye ekip temin edilebileceğini afetzedelerin geçici barındırılmaları ilk etapta resmi kuruluşlara ait binalarda bu binaların yetmemesi halinde özel şahıslara ait bina ve tesislerde sağlanacağından bu gibi bina ve tesislerin önceden belirlenmesini iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu kara harp okulu üçüncü sınıf öğrencisi iken sevkedildiği etimesgut asker hastanesinin tarihli raporuyla ve tanısı konularak hakkında askeri öğrenci olamaz kararı verilmiş ve okuldan ilişiği kesilmiştir başvurucu bunun üzerine tl maddi ve tl manevi tazminat istemiyle adli yardım talepli dava açmıştır askeri yüksek mahkemesi dairesi adli yardım talebini kabul etmiştir daire tarihli ve sayılı kararıyla başvurucunun kara harp okulunda öğrenim gördüğü iki yıllık süre kadar emsallerine göre hayata geç atılmasından kaynaklanan kaybı olduğu belirtilen sürede asgari ücretli olarak başvuru numarası karar tarihi çalışacağı kabul edilerek uğradığı zararın hizmet kusuru ilkesi davalı idare tarafından karşılanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir kararda başvurucuya tl maddi tl manevi tazminat ödenmesine ve başvurucunun fazlaya ilişkin istemlerinin reddine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden nispi olarak hesap edilen tl avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak başvurucuya verilmesine ayrıca reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden nispi olarak hesap edilen tl avukatlık ücretinin başvurucudan alınarak davalı idareye verilmesine hükmedilmiştir başvurucunun karar düzeltme istemi aynı dairenin tarihli ve sayılı ilamıyla reddedilmiştir bu karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı genel bütçe kapsamındaki kamu ve özel bütçeli hukuk hizmetlerinin yürütülmesine kanun hükmünde kararnamenin maddesinin numaralı fıkrası şöyledir tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri muhakemat müdürleri hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi diyarbakır ağır ceza mahkemesince yılında verilen kararla başvurucu otuz altı yıl hapis cezasına çarptırılmıştır bolu f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucunun posta yolu ile bir kişiye göndermek istediği mektup disiplin kurulu başkanlığının kararıyla alıkonulmuştur anayasa mahkemesi komisyonlar tarihinde cezaevi idaresinden söz konusu mektubun onaylı suretleri talep edilmiş tarihinde mektubun onaylı suretleri gönderilmiştir mektupta yer alan birkaç kelime dışında mektup türkçe yazılmıştır ve üç sayfadan oluşmaktadır anlatılan olayların yılına ait olduğu anlaşılmaktadır diyarbakır ilinde bir kişinin cenazesi sırasında başvurucuya göre yaşanılan olaylar betimlenmiştir başvurucunun geçmişte yaşadığını iddia ettiği olaya ilişkin bu yazı başvurucunun diliyle doğrudan anlatılmaya başlanmıştır söz konusu yazının bazı kısımları şöyledir amed yılının temmuz sabahında yüz binden fazla insan amed meydanında toplanmıştık bir cenaze töreniydi fakat bu yas havasını aşan halk devrimci bir coşkuyla davul zurna eşliğinde dilan tutuyor slogan atıyor devrim şarkıları söylüyordu evet temmuz dört duvar arasındaki hücrelerde bir direniş geleneği başlatmıştı ama bu topraklara özgü direniş ruhu şeyh bu yana bir sel gibi meydanlara ilk defa akıyordu ben o vakit on beş yaşındaydım vedat aydının cenazesi buradan araçtan indirilip camide yıkandı cenaze yıkandıktan sonra kitle tekrar harekete geçti başı sonu gözükmeyen bu mahşeri kalabalığın ön sıralarında bayraklar posterler pankartlar ve sloganlar eşliğinde kapı ya doğru yürümeye başladık güzergah boyunca bütün cadde başları özel timler ve sivil polisler tarafından tutulmuştu kapı ya yaklaştığımızda surların üstüne mevzilenmiş kar maskeli özel timler taşlarla saldırmaya başladı birden yükselen sloganlar ve atılan taşlardan sonra görünmez oldular kapısından geçiş surların aza altındaki caddeden mardin kapıya doğru ilerledik yolun sağ tarafındaki surları silahlı siviller ve özel timler tutmuştu mardin kapıya elli metre kala kitle durduruldu bütün grup cenaze arabasının etrafını sarmıştı bu kısa süreli bekleyiş anında polisler kitlenin önündeki grupla yapıyordu bir anda nasıl olduğunu anlayamadık silahlar patladı herkes kendini yere attı sağımıza solumuza vızır vızır mermi düşüyor asfalt parçaları etrafa saçılıyordu milletvekillerinin olduğu parti otobüsünden megafonla bir ses ateş etmeyin ateşi kesini diye sesleniyordu ateş kesilmedi aksine taramalar daha bir arttı etrafımdaki birçok insan yaralanmıştı biraz sürünüp sonra yuvarlanarak kendimi kaldırım taşlarının kenarına ulaştırdım burası mermi tutmuyordu daha kendime gelememiş ilk şaşkınlığı üzerimden atamamışken yüzlerce polis üzerimize saldırdı polisleri durdurmak için taş atmaya başladık biraz geri çekildiler bu ilk saldırıda amaçlanan şey mezarlığa bütün kitlenin değil sadece küçük bir grubun girmesiydi mardin kapı yokuşunu sessizce tırmandığımız sırada panzerler önümüzü kesti hepimiz durup asfalta oturduk başvuru numarası karar tarihi hemen ardından yavaş yavaş yürüyüp tam da yokuşta mardin kapıyı zorlamışken üzerimize ateş açıldı kurşun yağmuruna tutulan kitlenin yokuş aşağı geri çekilmesi izdihama olmuştu yaralı ya da ölü uçurumun dibinde üst üste yığılıp kalıyordu karartı halinde gördüğüm özel timler hareket edene ateş açıyordu az ötede bir evin önünden geçerken bir kadın bana sıcak tandır ekmeği yeşil soğan ve iki tane zeytin verdi elimdekileri ayak üstü yiyip daracık sokaklardan ben sen e doğru yürürken aklımda sadece dağa çıkmak vardı mektup okuma komisyonuna tarihinde gelen mektup aynı gün disiplin kurulu başkanlığına sevk edilmiştir disiplin kurulunun tarihli ve sayılı kararında tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkındaki kanunun maddesinin üçüncü fıkrasına yer verilmiş ve şu sebeplerle mektup alıkonulmuştur mektubun içeriğinde terör örgütü örgütsel amaçlı olarak haberleşmeleri kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan yanlış beyan içermesi nedeniyle alıkonulmasına karar verilmiştir başvurucu bu karara karşı bolu hakimliği hakimliği nezdinde şikayet başvurusunda bulunmuştur hakimliği tarihli ve sayılı kararla başvurucunun şikayetini reddetmiştir şikayetin reddedilme gerekçesi şöyle belirtilmiştir sayılı kanunun maddesinde kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütü mensuplarının haberleşmesini sağlayan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan vı yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez ibaresi yer aldığından konu mektubun incelenmesinde dosya hep birlikte değerlendirildiğinde ceza kurumu kararı usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir başvurucu hakimliğinin kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen bolu ağır ceza mahkemesi tarihli ve değişik sayılı kararıyla hakimliğinin kararındaki gerekçeye atıf yaparak kararın usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk sayılı kanunun maddesi şöyledir hükümlü bu maddede belirlenen kısıtlamalar dışında kendisine gönderilen mektup faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karşılanmak koşuluyla gönderme hakkına sahiptir hükümlü tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup faks ve telgraflar mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyon olmayanlarda kurumun en üst amirince denetlenir kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez başvuru numarası karar tarihi hükümlü tarafından makamlara veya savunması için avukatına gönderilen mektup faks ve telgraflar denetime tabi değildir sayılı kanunun maddesine dayanılarak çıkarılan tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan tarihli ve sayılı ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında tüzükün maddesinin numaralı fıkrası şöyledir kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren görevlileri hedef gösteren terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri tehdit ve hakareti içeren mektup faks ve telgraflar hükümlüye verilmez hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında tüzükün maddesi şöyledir inci maddeye göre mektup alma ve gönderme hakkı kapsamında hükümlüler tarafından yazılan mektup faks ve telgraflar zarfı kapatılmaksızın bu işle görevlendirilen ikinci müdür başkanlığında idare memuru ve yüksek okul mezunu iki infaz ve koruma memuru tarafından oluşturulan mektup okuma komisyonuna iletilmek üzere güvenlik ve gözetim servisi personeline verilir yapılan incelemeden sonra gönderilmesinde sakınca görülmeyen mektuplar üzerine görüldü kaşesi vurulur zarf içerisine konularak kapatılır ve postaneye teslim edilir makamlara veya savunması için avukatına gönderilenler hakkında inci maddenin dördüncü fıkrası hükmü uygulanır hükümlülere gönderilen ve açılıp incelendikten sonra verilmesinde sakınca olmadığı anlaşılan mektup faks ve telgraflar zarfları ile birlikte verilir ceza kurumlarının yönetimi ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında tüzükün maddesi şöyledir mektup okuma komisyonunca mahalline gönderilmesi veya hükümlüye verilmesi sakıncalı görülen mektuplar en geç saat içinde disiplin kuruluna verilir mektubun disiplin kurulu tarafından kısmen veya tamamen sakıncalı görülmesi halinde mektup aslı çizilmeden veya yok edilmeden şikayet ve itiraz süresinin sonuna kadar muhafaza edilir mektubun kısmen sakıncalı görülmesi halinde aslı idarede tutularak fotokopisinde sakıncalı görülen kısımlar okunmayacak şekilde çizilerek disiplin kararı ile birlikte ilgilisine tebliğ edilir mektubun tamamının sakıncalı görülmesi halinde sadece disiplin kurulu kararı tebliğ edilir tebliğ tarihinden itibaren infaz hakimliğine başvuru için gereken süre beklenir bu süre içinde infaz hakimliğine başvurulmamış ise disiplin kurulu kararı yerine getirilir hakimliğine başvurulmuş ise infaz hakimliği kararının tebliğinden itibaren itiraz süresi beklenir hakimliği kararına itiraz edilmemiş ise bu karara göre itiraz edilmiş ise mahkemenin kararına göre işlem yapılır hükümlüye yapılacak tebligatta tebliğ tarihinden itibaren gün içinde infaz hakimliğine şikayet hakkının kullanılmaması veya infaz hakimliği kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde ağır ceza mahkemesine itiraz edilmemesi halinde disiplin kurulu kararının kesinleşerek mektubun sakıncalı görülen kısımlarının okunmayacak şekilde çizilerek verileceği veya tamamı sakıncalı görülen mektubun verilmeyeceği bildirilir kısmen veya tamamen sakıncalı görülen mektuplar iç hukuk veya uluslararası hukuk yollarına başvuru yapılması durumunda kullanılmak üzere idarece saklanır iv
No violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu doğumlu olup ikamet etmektedir beyanına göre yaklaşık yedi yıl önce eski eşya satan bir pazardan satın aldığı tabloyu dört yıl kadar evinin duvarında asılı tutan başvurucu ve ak ait araçla tabloyu da yanlarına alarak tarihinde orduya gitmişlerdir başvurucu ayrı bir araçla diğer şahıslar ise ait araçla aynı gün tokata doğru yola çıkmışlardır tokat emniyet müdürlüğü kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlüğü tarihinde tokata çok değerli tarihi bir tablo getirilerek pazarlanacağı yönündeki ihbar üzerine ait en plaka sayılı aracı saat tokat ili girişinde durdurmuştur tokat cumhuriyet başsavcılığınca verilen arama kararı doğrultusunda yapılan aramada anılan tabloya el konulmuştur bu tablonun özellikleri tutanakta şu şekilde belirtilmiştir adet cm ebatlarında kahverengi arka yüzünde arma ve mexico ibareleri bulunan ön yüzünde metal plaka üzerinde vincent van gogh men ibareleri bulunan kaşe ve farklı ebatlarda adet mühür bulunan tablo el konulan tablo hakkında gaziosmanpaşa üniversitesi fakültesi sanat tarihi bölümü başkanlığından rapor alınmıştır bölüm başkanı tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda özetle eserin tuval üzerinde yapılan yağlı boya bir resim ve ahşap çerçeve olarak iki ayrı parçadan oluştuğu ve resmin çerçevesiz boyutlarının santimetre resme ait ahşap çerçevenin boyutlarının ise santimetre olduğu belirtilmiştir dikey bir kompozisyona sahip olan tabloda tam boyut tasvir edilen bastonlu palto ve şapka giymiş yaşlı bir erkek figürünün yer aldığı resimde başka bir objenin ise bulunmadığı açıklanmıştır tuval bezinin arka yüzünde okunamayan çeşitli mühürlerin bulunduğu çerçevenin uzun kenarlarından birinde yapıştırılmış kağıt parçası üzerinde museum man ibaresinin ve resmin sağ alt köşesinde vincent imzasının yer aldığı ifade edilmiştir iv ayrıca tuval bezinin arka yüzünde mühürlerin basıldığı yerde dikdörtgen bir çerçeve içinde yazılar bulunan bir damganın göze çarptığı tablo hakkında amsterdam van gogh müzesi ve hermitage müzesi ile yapılan yazışmalardan bir sonuç elde edilemediği eserin orjinal olup olmadığının özel bir laboratuvarda kimyasal çalışmalarla yapılacak incelemeyle belirlenebileceği görüşü bildirilmiştir bu defa mimar sinan üniversitesi güzel sanatlar fakültesi resim bölüm başkanlığından söz konusu tablo ile ilgili bir uzman raporu alınmıştır bu raporda özetle başvuru numarası karar tarihi vincent van gogha atfedilen bu resmin gerçek bir vincent van gogh resmi olmadığına dair çok sayıda emarelerin bulunduğu van goghun ayakta duran man adlı deseninden yararlanılarak yapılmış bu çalışmada van goghun tarzının taklit edildiği belirtilmiştir resimdeki figürün çevresinin tuş şeklinde çalışılırken figürün kendisinin daha düz boyama şeklinde resmedildiği iki farklı boyama yapısının ise van goghun üslubunda görülmediği açıklanmıştır ayrıca van goghun resimlerindeki her elemanda figürde ve objede van goghun tavrının belirgin bir şekilde hissedildiği gerek teknik fırça ve boya kullanımı gerekse de resimsel üslup açısından bu çalışmanın van gogha ait olmadığı belirtilmiştir tabloyu inceleyen komisyona göre bu tablo değeri olmayan bir çalışma niteliği taşımaktadır yapılan soruşturma neticesinde tokat cumhuriyet başsavcılığı cumhuriyet başsavcılığı tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir kararın gerekçesinde hazırlanan uzman raporuna göre tablonun van gogha ait olmadığı ve değeri olmayan bir çalışma niteliğini taşıdığı belirtilerek şüpheli başvurucu ve edilen suçun kanuni unsurlarının oluşmadığı ve olayda başkaca bir suç unsuruna da rastlanılmadığı açıklanmıştır bununla birlikte el konulan sahte tablonun tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının tasnifi tescili ve müzelere alınmaları hakkında yönetmelik maddesinin birinci fıkrasına göre müzede alıkonulması için tokat sulh ceza hâkimliğinden talepte bulunulmasına karar verilmiştir cumhuriyet başsavcılığı tarihinde söz konusu tablonun müzede alıkonulması talebinde bulunmuş tokat sulh ceza hâkimliği aynı tarihli kararla bu talebi reddetmiştir kararın gerekçesinde müsadere veya el koyma kararı verilebilmesi için suç veya suç şüphesinin bulunması gerektiğine vurgu yapılmıştır hâkimlik talebin dayanağı olan yönetmelik maddesinin idari bir işlem niteliğinde olduğunu buna göre cumhuriyet başsavcılığı veya müze müdürlüğü tarafından yönetmelik gereği sahte olduğu tespit edilen söz konusu tablonun alıkonulabileceğini belirterek talebin usule ve kanuna uygun olmadığı sonucuna varmıştır cumhuriyet başsavcılığının karara karşı yaptığı itiraz zile sulh ceza hâkimliğince tarihinde kabul edilmiştir kararın gerekçesinde tablo hakkında alınan ilk raporda ve kültür ve turizm bakanlığı güzel sanatlar müdürlüğünce kesin bir yargıya varılamayıp ancak mimar sinan güzel sanatlar üniversitesinden alınan ikinci rapora göre tablonun van gogha ait olmadığı ve bir değerinin bulunmadığının anlaşılabildiği vurgulanmıştır hâkimliğe göre söz konusu tablonun bir suç unsuru teşkil etmese dahi sahte veya taklit eserlerin yanıltıcı niteliği sebebiyle ve herhangi bir suçta kullanılmaması için ilgili yargıtay içtihadına göre müsaderesi gerekmektedir buna göre itirazı kabul eden hâkimlik itiraza konu kararı kaldırmış ve tablonun müsaderesi ile gereği yapılmak üzere tokat müze müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir nihai karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi iv hukuk a ulusal hukuk kanun hükümleri tarihli ve sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları şunlardır a değişik md jeolojik tarih öncesi ve tarihi devirlere ait jeoloji antropoloji prehistorya arkeoloji ve sanat tarihi açılarından belge değeri taşıyan ve ait oldukları dönemin sosyal kültürel teknik ve ilmi özellikleri ile seviyesini yansıtan her türlü kültür ve tabiat varlıkları her çeşit hayvan ve bitki fosilleri insan iskeletleri çakmak taşları volkan camları obsidyen kemik veya madeni her türlü aletler çini seramik benzeri ve kacaklar heykeller tabletler kesici koruyucu ve vurucu silahlar putlar ikon cam eşyalar süs eşyaları yüzük taşları küpeler iğneler askılar mühürler bilezik ve benzerleri maskeler taçlar deri bez veya maden üzerine yazılı veya tasvirli belgeler tartı araçları sikkeler damgalı veya yazılı levhalar yazma veya tezhipli kitaplar minyatürler sanat değerine haiz gravür yağlıboya veya suluboya tablolar nişanlar madalyalar çini toprak cam ağaç kumaş ve benzeri taşınır eşyalar ve bunların parçaları sayılı kanunun yönetim ve gözetim kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir malı niteliğini taşıyan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının devlet elinde ve müzelerde bulundurulması ve bunların korunup değerlendirilmeleri devlete aittir bu gibi varlıklardan gerçek ve tüzelkişilerin ellerinde bulunanlar değeri ödenerek bakanlık tarafından satın alınabilir sayılı kanunun maddesinin müzelere alınma kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir maddeye göre kültür ve turizm bakanlığına bildirilen taşınır kültür ve tabiat varlıkları ile üncü maddede belirlenen korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları kültür ve turizm bakanlığı tarafından bilimsel esaslara göre tasnif ve tescile tabi tutulurlar bunlardan devlet müzelerinde bulunması gerekli görülenler usulüne uygun olarak müzelere alınırlar korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının tasnifi tescili ve müzelere alınmaları ile ilgili kıstaslar usuller ve esaslar yönetmelikte belirlenir tasnif ve tescil dışı bırakılan ve müzelere alınması gerekli görülmeyenler sahiplerine bir belge ile iade olunurlar belge ile iade olunan kültür varlıkları üzerinde sahipleri her türlü tasarrufta bulunabilirler bir yıl içinde sahipleri tarafından alınmayanlar müzelerde saklanabilir veya usulüne uygun olarak devletçe satılabilir başvuru numarası karar tarihi sayılı kanunun maddesinin birinci fıkrasında korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının yıkılması bozulması tahribi veya zarar görmesine kasten yol açılması ikinci fıkrasında kanuna aykırı olarak yıkma veya imar izni verilmesi dördüncü fıkrasında ise izin almaksızın veya izne aykırı tadilat veya tamirat yapılması suç olarak düzenlenmiştir bu kanunun maddesinde usulsüz belge verilmesi ile ilan ve tebligat yapılması maddesinde haber verme sorumluluğuna ve kültür varlığı ticaretine aykırı hareket edilmesi maddesinde yurt dışına çıkarma yasağına aykırı hareket edilmesi maddesinde tetkik ve kontrole muhalefet edilmesi maddesinde aynı kanunun maddesine aykırı hareket edilmesi maddesinde kazı sondaj ve araştırmaya ilişkin hükümlere aykırı hareket edilmesi maddesinde özel müze ve koleksiyonculara ilişkin hükümlere aykırı hareket edilmesi maddesinde de izinsiz araştırma kazı ve sondaj yapılması suç olarak düzenlenmiştir sayılı kanunun elkoyma ve müzeye teslim kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir kanun kapsamında kalan suçlar nedeniyle taşınır kültür ve tabiat varlıkları müzeye teslim edilir yönetmelik düzenlemeleri tasnif ve tescil dışı bırakılan kültür ve tabiat varlıkları kenar başlıklı maddesi şöyledir değerlendirme komisyonu tarafından korunması gerekli görülmeyerek tescil dışı bırakılan kültür ve tabiat varlıkları sahiplerine bu yönetmeliğin ekinde yer alan sayılı tescil dışı taşınır kültür ve tabiat varlığı belgesi ile iade edilir ancak yanıltıcı nitelikleri sebebiyle piyasada dolaşımı uygun görülmeyen tescil dışı bırakılan kültür varlıkları müzede alıkonulur müzeyi yanıltmak amacıyla sahte kültür varlığı getirdiği tespit edilenler hakkında suç duyurusunda bulunulur mahkemeler tarafından iade edilmesine karar verilen sahte kültür varlıkları için müze müdürlüklerinin bilgilendirilmesi amacıyla masrafları getiren tarafından karşılanması kaydıyla varlığın bilgi ve görüntülerini içeren yeteri kadar malzeme temin edildikten sonra tescil dışı bırakılan varlık sahibine iade edilebilir yargıtay kararları yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir ve yanıltıcı özelliği haiz eserlerin de sayılı kanunun maddesi uyarınca müzeye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin sanığa iadesine dair hüküm tesisi kanuna aykırıdır yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sayılı kanunun maddesi kapsamında tasnif ve tescile tabi taşınır kültür varlıkları ile yanıltıcı özelliği haiz taklit eserlerin aynı kanunun maddesi uyarınca başvuru numarası karar tarihi müze müdürlüğüne teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin sayılı tcknın maddesi uyarınca müsaderesine hükmedilmesi kanuna aykırıdır yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir tarafsız arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporun sonuç kısmında dava konusu objenin profesyonel bir taklit olduğunun belirtilmesi karşısında yanıltıcı nitelikleri sebebiyle piyasada dolaşımı mümkün görülmeyen sahte sikkenin korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının tasnifi tescili ve müzelere alınmaları hakkındaki yönetmelik hükümleri gereğince işlem yapılmak üzere müzeye teslimi yerine sanığa iadesine karar verilmesi kanuna aykırıdır yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir tarihli bilirkişi raporunda incelenen ve imitasyon olduğu belirlenen adet varlığın piyasayı yanıltıcı özellikleri nedeniyle başka bir suçta kullanımlarını engellemek amacıyla müze müdürlüğüne teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin sahiplerine iadesine karar verilmesi kanuna aykırıdır yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sayılı kanun kapsamında bulunan eserlerin anılan kanunun maddesi uyarınca müze müdürlüğüne teslimine kültür varlığı niteliğini haiz bulunmayan varlıkların ise sahte ve piyasayı yanıltıcı olmamak kaydıyla sahibine iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin suça konu varlığın akıbeti ile ilgili herhangi bir hüküm tesis edilmemesi kanuna aykırıdır yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir yanıltıcı nitelikleri sebebiyle piyasada dolaşımı uygun görülmeyen taklit sikkelerin korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının tasnifi tescili ve müzelere alınmaları hakkında yönetmelik hükümleri gereğince işlem yapılmak üzere müzeye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin sanıklara iadesine hükmedilmesi kanuna aykırıdır b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesine sözleşme ek nolu protokolün maddesi şöyledir her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir yukarıdaki hükümler devletlerin mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez başvuru numarası karar tarihi avrupa hakları mahkemesine göre mülkiyet hakkını güvence altına alan sözleşmenin anılan maddesinin ilk ve en önemli koşulu kamu makamları tarafından mülkiyet hakkına yapılan herhangi bir müdahalenin hukuka dayalı olması gerekliliğidir b no bu maddenin birinci paragrafının ikinci cümlesi devletlere yalnızca hukukun öngördüğü koşullar dâhilinde mülkiyetten yoksun bırakma yetkisi vermiş ikinci paragraf ise devletlere ancak hukuk kuralları uygulanarak mülkiyeti kamu yararına kontrol etme yetkisi tanımıştır hukuka dayalı olma ilkesini yalnızca bu maddede yer alan hükümlerden çıkarmamaktadır kararlarda sıklıkla demokratik bir toplumun temel ilkelerinden biri olan hukukun üstünlüğü ilkesinin bütün maddeleri için geçerli olduğu ifade edilmektedir göre hukukilik ilkesi müdahalenin ilk olarak iç hukukta bir temelinin olması gerektiği anlamına gelmektedir b no geçen hukuk ya da hukuka aykırı terimlerine sadece iç hukuka atıfta bulunmakla kalmayıp aynı zamanda bu terimlerin hukukun üstünlüğü ile ilgili olduğunu belirtmektedir buna göre uygulanan iç hukuktaki düzenlemelerin hukukun üstünlüğü ilkesiyle de uyumlu olması gerektiği ifade edilmektedir james ve krallık b no hukuka dayalı olma ilkesi ayrıca iç hukukta uygulanan kanun hükümlerinin yeterli derecede erişilebilir belirli ve öngörülebilir olmasını da içermektedir b no b no cumhuriyeti b no kararına konu olayda başvurucu bir koleksiyoncudan müzayedeci aracılığıyla ünlü ressam vincent van goghun bir tablosunu satın almıştır bu satış ilgili mevzuat çerçevesinde kamu makamlarına bildirilmiş ancak ilgili bakanlık iki aylık zamanaşımı süresi içinde ön alım hakkını kullanmamıştır ancak başvurucunun bu tabloyu yurt dışına satması engellenmiş ve kamu makamlarınca ön alım hakkı çerçevesinde bu tablo satın alınmıştır kanunlarına ve somut olaydaki uygulamalara işaret ederek ön alım hakkı kullanılmadan önce bu tablo yönünden mülkiyet hakkı kapsamında başvurucunun bir menfaatinin olduğunu ve tablonun satışından ön alım hakkının kullanıldığı tarihe kadar bu tablonun maliki olduğunun kamu makamlarınca tanındığını vurgulamıştır olayın karmaşıklığı ve başvurucunun hukuki durumunun müdahalenin belirli bir kategori içinde değerlendirilmesini önlediğini belirterek müdahaleyi mülkiyetten barışçıl yararlanmaya ilişkin genel kural çerçevesinde incelemiştir somut olayda zamanaşımı süresinden sonra da ön alım hakkının kullanılmasının müdahaleyi kanunilik ölçütü yönünden öngörülemez ve keyfî olmasına yol açtığını belirtmiştir bununla birlikte müdahalenin sonuçlarını ölçülülük bağlamında incelemeyi tercih etmiştir kararda kültürel mirasın korunması yönündeki meşru amaca vurgu yapılmakla birlikte kamu makamlarının zamanında harekete geçmemesi ve piyasa değerinin altında tabloyu satın alması nedeniyle başvurucunun mülkiyet hakkı ile müdahalenin taşıdığı kamu yararı arasındaki adil dengenin bozulduğu sonucuna varılmıştır başvuru numarası karar tarihi v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucunun maliki olduğu başvuruya konu ankara ili gölbaşı ilçesi mahallesi ada parsel sayılı taşınmaz ölçekli revizyon uygulama imar planında rekreasyon alanı vasfıyla tarihinde kamu hizmeti alanına ayrılmıştır başvurucu bu taşınmazı tarihinde satış yoluyla edinmiştir başvurucu taşınmazın kamulaştırılması istemiyle belediyeye başvurmuş fakat bu yoldan bir sonuç elde edememiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucu bunun üzerine imar planında kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle belediye aleyhine tarihinde ankara mahkemesinde mahkeme tam yargı davası açmıştır mahkeme tarihinde davanın reddine karar kararda taşınmazın rekreasyon alanı olarak kamu hizmetine ayrıldığı fakat ankara büyükşehir belediyesince tarihinde onaylanan imar planı değişikliğiyle taşınmazın vasfının ticari rekreasyon alanı olarak değiştirildiği vurgulanmıştır buna göre taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkına yönelik kısıtlamaların imar planı değişikliği sonucu ortadan kalktığı başvurucunun taşınmazı kullanabilme imkanına kavuştuğu belirtilmiştir diğer taraftan taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılma durumunun kalkması nedeniyle taşınmazın kamulaştırılması zorunluluğunun bulunmadığı ifade edilmiştir başvurucunun anılan karara yönelik istinaf talebi ankara bölge mahkemesi dava dairesinin tarihli kararıyla reddedilmiştir başvurucunun karar düzeltme istemi de aynı dairenin tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine karar kesinleşmiştir nihai karar tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu nihai kararın tebliği üzerine tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk konu ile ilgili hukuk için bkz hüseyin ünal b no v
No violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi turk kuvvetleri tsk uzman olarak astsubay olarak ile hatay merkez jandarma karakol hatay jandarma karakol ankara beytepe jandarma okullar bilecik merkez jandarma karakol bilecik osmaneli merkez jandarma karakol van aydemir jandarma karakol ankara jandarma harekat tabur bursa mudanya jandarma karakol tokat jandarma harekat tabur tokat jandarma komanda harekat tabur ve jandarma aynca ve toplamda gun tunceli ve askeri tip akademisinin gata tarihli raporuyla post travmatik stres major depresyon konulan bir ay istirahat izni takip eden yine ga ta muhtelif tarihlerde benzer tamlarla istirahat izni verilen son olarak tarihli rapor travma stres kronik nitelik travma stres nedeniyle tsk yapamaz karan tarihli raporun tarihinde tsk ile tsk yapamayacak hale gelmesine neden olan psikolojik askeri operasyonlar etkisinin malul hale gelmesi nedeniyle emekli ikramiyesi vb mahrum gucu ve belirterek tl maddi tl manevi yerine getirilmesi istemiyle genel talep cevap verilmemek suretiyle ret tarihinde maddi ve manevi istemiyle askeri idare mahkemesi ayim nezdinde tam diger taraftan maluliyet ve haklan ile ilgili olarak karar verilebilmesi sosyal kurumu gataya sevk gata tarihli raporu ile kronik nitelik travma stres ve psikolojik neden ve tesirinin a ikinci dairesi tarihli maddi ve manevi tazminat istemiyle tam ret tarihli ve askeri y idare mahkemesi kanununun dava suresine yer verilerek idari eylemlerden haklan ihlal dava bu eylemlerin bildirimi uzerine veya baka suretle tarihten itibaren bir ve her haide eylem tarihinden itibaren be yetkili makama yerine getirilmesini istemelerinin karar tarihi art bu isteklerin veya tamamen reddi halinde ret tarihinden ve gun cevap takdirde bu surenin tarihten itibaren gun tam operasyon ve nedeniyle malul hale iddia eden psikolojik tedavi ve sonra mensuplan ile dair alti aynca ve tarihli bir etkisinin bu ancak vazife durumuna etki ifade bu noktadan hareketle veya itibaren bir veya her be tazmini istemiyle idareye gerekirken tarihinde uzerine sure belirtilerek ret ret karan ile kalan psikolojik sebep olan baka bulunup hususunda incelemesi ve tarihinden tskda yapamaz karan da bulundurularak sure konusunun ifade ret karar istemi mahkemenin tarihli karan ile nihai karan tarihinde etmesinin tarihinde bireysel iv ilgili hukuk a ulusal hukuk kanun kanunun maddesinin birinci mari eylemlerden ihlal askeri mare mahkemesinde dava armadan bu eylemlerin bildirimi veya suretle tarihten itibaren bir ve her eylem tarihinden itibaren bej irinde yetkili makama yerine getirilmesini istemeleri bu isteklerin veya tamamen reddi halinde bu konudaki tarihinden ve irinde cevap takdirde bu tarihten itibaren irinde tam tarihli ve idari kanununun maddesinin oy ledir idari eylemlerden ihlal idari dava armadan bu eylemleri bildirim veya tarihten itibaren bir her halde eylem tarihinden itibaren irinde ilgili idareye yerine getirilmesini istemeleri gereklidir bu isteklerin veya tamamen reddi halinde bu konudaki izleyen itibaren veya istek irinde cevap takdirde bu tarihten itibaren dava irinde dava karar tarihi onuncu dairesinin tarihli ve karan bir eylemin ve zarar durumlarda eylemin kimi zaman da ve incelemelerden hatta ceza sonra ortaya kamu idari tasarrufta bulunurken zorunlu kurallara nedeniyle kendilerine izafe edilebilecek nitelikte olmakla birlikte resmi yetkilerin irin idaresinden de dogan tazmini istemiyle tam eylemin kamu kusurundan mi kusurundan mi ceza muhakemesi sonucunda belirlenmesiyle ortaya bu nedenlerle kanun un maddesinde ve eylemin ve ortaya tarihten itibaren zorunludur aksi yorumun dava arma yolunun hak arama olumsuz belirtmek gerekir yasa tam idari eylem nedeniyle tazminine sebebiyle irin eylemin ve yol ortaya zorunludur aym dairenin tarihli ve karan kanununun tam maddesinde idari eylemlerden ihlal idari dava armadan eylemin tarihten itibaren bir ve her halde eylem tarihinden itibaren bej irinde ilgili idareye yerine getirilmesini istemeleri olup bu ihlal eden eylemlerin idare ile illiyet bir ifadeyle eylemin tarihten itibaren tam idari eylem nedeniyle tazminini ifade etmektedir bu nedenle tam irin eylemin ve yol ortaya zorunludur eylem idarenin bir hareketi bir bir tutumu veya idari karar ve ilgisi olmayan bir temelinde bir idari karar veya olmayan salt maddi ifade etmektedir konusu eylemlerin ve zarar bazen eylemin birlikte ortaya bazen de sonra inceleme ve hatta ceza sonucu ortaya kamu idari bir tasarruf yaparken ve hizmetin kural usu ve gereklerine olarak kendisine izafe edilebilecek boyutta ve birimde ancak yine de resmi yetki ve olanaklardan yararlanarak kullanarak hareket bu nedenle de idaresinden tamamen ve engelleyen kusurlan nedeniyle dogan tazmini istemiyle tam eylemin bazen ceza personelin kusuru sonucu mi yoksa kusuru sonucu mu ortaya belirlenmesinden sonra saptanabilmektedir karar tarihi bu itibarla kanunun maddesinde bir ve be eylemin ortaya tarihten itibaren zorunludur aksi yorumun zarara yol eylemin ortaya olan dava ortadan hak arama b hukuk avrupa insan haklan maddesinin ilgili herkes medeni hak ve ile ilgili ya da cezai alanda kendisine konusunda karar verecek olan kanunla ve bir mahkeme makul bir sure hakkaniyete uygun ve apk olarak istemek sahiptir dava kullanmak yasal artlara da mahkemelerin usul uygularken hem adil halel getirecek am hem de yasalar konulan usul ortadan sonucunu am gerekir b no gibi dava usul birden fazla yoruma neden olabilecek nitelikte ise mahkemeye o yorumlardan birinin isteyen engelleyecek kati bir veya konusu kati bir uygulamaya tabi gerekir ve cumhuriyeti b no avrupa insan haklan mahkemesi b no sure nedeniyle reddedilen mahkemeye engellenip hususunu konusu olayda askerlik hizmetini yerine getirirken tarihinde bir tedavisi uzunca bir sure devam ve sonunda askerlikle sonraki ba ve ba bamda belirlenemeyen metal bir cismin tespit gatadaki muayenesinde bamda mermi tarihinde tazminat almak idareye ancak bu talebi bunun idare aleyhine maddi ve manevi tazminat istemiyle davada a konusu tarihten itibaren be dava sure amlan temelinde yer alan konunun aslen be sure smmm tarihten itibaren hesaplayan yerel mahkeme ifade tarihinde mermiden haberdar konusu kendisinden be tazminat beklenmesinin makul olarak mahkemenin yaralanmayla ilgili tazminat dava zaran ve a sure kati yorumunun tam olarak incelenmesine engel nedeniyle mahkemeye ihlal sonucuna karar tarihi v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan psikolojik maluliyete neden tarihinde tanzim edilen raporu ile ve bu nedenle mahkemenin idari esas alarak sonucu reddetmesinin adil hak arama ve mahkemeye ihlal ileri b maddesinin birinci herkes ve yollardan faydalanmak suretiyle mercileri veya olarak iddia ve savunma ile adil sahiptir anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no mahkemenin dava asma dair hukuk bir yorumla mahkemeye kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de mahkemeye ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas a ve maddesinin birinci herkesin mercileri veya olarak iddiada bulunma ve savunma sahip mahkemeye maddesinde alman hak arama bir unsurudur diger yandan maddesine ile adil ibaresinin eklenmesine taraf de adil madde metnine dahil yorumlayan maddesinin mahkemeye tur san ve tic ltd ti b no maddesinde hak arama bir temel hak diger temel hak ve gereken ve en etkili biridir bu bir karar tarihi mahkeme ve adil giren faydalanabilmesi isin ilk olarak ortaya koyma gerekir diger bir ifadeyle dava yoksa adil yararlanmak olmaz mohammed b no anayasa mahkemesi bireysel mahkemeye bir mahkeme ve etkili bir karara isteyebilmek ifade en b no somut olayda idari eyleme tam sure reddedilerek incelenmemesi nedeniyle mahkemeye bir b ihlal maddesinin ilgili temel hak ve ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere olarak ve ancak kanunla bu ilkesine olamaz yukanda amlan maddesinde belirtilen uygun takdirde maddesinin ihlalini tekil edecektir bu sebeple maddesinde ve somut uygun kanun bir sebebe dayanma ilkesine olmama uygun olup belirlenmesi gerekir kanunilik idari eylemden dogan tazmini istemiyle sure reddedilmesine mahkeme kanunun maddesine somut olayda mahkemeye kanuni mevcut arna dava bir sureye ne hususu benzer nitelikteki anayasa mahkemesi defa anayasa mahkemesi bu incelemelerinde idari ya da eylemlere davalarda sure en genel ifadesiyle maddesinde hukuk devleti ilkesinin bir olan idari eklinde bir daha isin bkz b no fatma altuner b no lojistik nakliyat denizcilik turizm sanayii ve ticaret limitet b no karar tarihi genel ilkeler anayasa mahkemesi bireysel mahkemeye engelleyen veya mahkeme hale getiren bir baka mahkeme mahkemeye ihlal ifade sen bu nedenle mahkemelerin usul uygularken hakkaniyetine zarar getirecek kati gibi kanunla usul ortadan neden olacak am esneklikten de gerekir kor b no bu kapsamda mevzuatta dava hukuka olarak veya bu nedenleriyle dava ya da kanun engel mahkemeye ihlal edebilir tur san ve tic ltd ti bu dava ilemeye an da mahkemeye oban b no dava hangi tarihte belirlemek ve bu yorumlamak esasen derece mahkemelerine aittir bireysel ikincillik ilkesi dava tarihin belirlenmesi anayasa mahkemesinin bir anayasa mahkemesinin bu hususta rol dava hangi tarihten itibaren ilgili derece mahkemelerinin mahkemeye etkisini somut incelemektir ahmet b no bu kapsamda dava dava ya da hak sahibinin dava haberdar ve somut haberdar nedenlerin bir donemde ilemeye dava ilkesini zedeleyebilir benzer bkz oban ilkelerin olaya tam gerekli olan zorunlu idari tarihi olarak tskda tevsik eden raporunun esas mahkemeye ihlal etmektedir somut olayda ile muhtelif tarihlerde operasyon ve psikolojik tespit edilen psikolojik tedavi bununla beraber tsk yapmaya devam tarihinde ise kronik travma stres nedeniyle tsk tespit bu raporun idareye giderilmesi istemiyle ve reddi tam a ikinci dairesi psikolojik tespit veya son olarak zarardan haberdar ve tarihli raporun durumunun tespiti bir belirtmek suretiyle veya karar tarihi itibaren bir ve her be idareye tazmini istemiyle gerekirken sure anayasa mahkemesince daha benzer nitelikte da idari eylem nedeniyle tazmini istemiyle tam idarenin tazminle tutulabilmesi ortada idari eylem ve zarar aynca zararla idari eylem illiyet bu eylemin veya yol ya da illiyet eylemden sonra veya ortaya durumlarda dava bu tarihlerden sonra kabul edilmektedir ok karar bkz mehmet mar ve nuray mar b no bireysel konu olayda ilk kez tespit hususunda itilaf bununla birlikte fiziksel ilk defa veya bilinmesi tarihten itibaren kabul edilebilir ise de tarihte olmayabilir zira somut olayda gibi sebep ileri olaylarla aym tarihlerde ortaya sonraki bir tarihte ve amlan olaylara olarak ortaya neden olan anda zaran ve her zaman beklenemez benzer mahiyette bir olaya aym bkz alpay ve digerleri b no psikolojik tedavi raporlar ve istirahat izinleri sebebiyle tarihinden haberdar ise de son olarak belirtilen sonra da tsk yapmaya devam bir baka ifadeyle durumu engel olarak ancak tarihli rapor kronik hale ve tsk mani tespit sebebiyle tskdaki tarihli rapor ile tarihli idari salt psikolojik nedeniyle tazminini talep etmemekte kaybetmesi ve malul hale gelmesi nedeniyle da yerine getirilmesini istemektedir tskda bildiren raporun bu hale tarihinde rapor sonucu malul addedilerek tsk ile dikkate tam sebep olan ve meslegin nedeniyle ileri veya edilemez bu itibarla psikolojik neden ileri tarih malul hale gelmesine neden olan nedeniyle zarara ve bu askeri sebep ve etkisinden mutlak suretle ya da bilmesi edilemez mensuplan ile girilen son tarihleri veya ilk kez tespit tarih esas zararla ilgili idari yapmak suretiyle dava beklenmesi bir karar tarihi bu hale mahkemenin dava surelerini belirlemesine yorumunun mahkemeye kati bir yorum ve bu yorumun mahkemeye am derecede neredeyse hale bu yorumdan hareketle sure reddedilmesi suretiyle mahkemeye sonucuna maddesinde alman adil mahkemeye ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri kanunun maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler mehmet dogan uygun giderim yolunun belirlenebilmesi ihlalin belirlenmesi buna ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile anayasa mahkemesi maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden uzere bir ilgili mahkemeye mehmet anayasa mahkemesinin tespit edilen ihlalin giderilmesi yeniden hallerde ilgili usul yenilenmesi kurumundan olarak yenilenmesi sebebinin ve hususunda derece mahkemesinin herhangi bir takdir yetkisi zira ihlal karan verilen hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemesi anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan karar tarihi yeniden ihlalin giderilmesi ve tazminine karar verilmesi talebinde anayasa mahkemesi kanunun kati bir sonucu sure reddedilmesi nedeniyle mahkemeye ihlal sonucuna somut ihlalin mahkeme bu durumda mahkemeye ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlale yol mahkeme ortadan ve nihayet ihlal sonucuna uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir bu sebeple bir yeniden uzere ilgili mahkemeye karar verilmesi gerekir mahkemeye ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar sonucuna tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl har ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a adil mahkemeye ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman adil mahkemeye ihlal c bir adil ihlalinin ortadan maddesinin birinci e bendinin b alt bendi yetkili idari karar a ikinci dairesinin tarihli ve ilgilidir d tazminat talebinin reddine e tl har ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz karar tarihi g bir adalet tarihinde karar verildi bakan burhan serruh kaleli hasan tahsin kadir hakyemez
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu tarafından tarihinde erzurum mahkemesinde açılan işçi ve işveren ilişkilerinden kaynaklanan alacak davasında derece mahkemesinin tarihli hükmü ile dava kısmen kabul edilmiş temyiz incelemesi sonucu hüküm yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile onanmış ve yargılama süreci sona ermiştir iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde sigorta şirketleri aleyhine akdettikleri kasko sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlık nedeniyle tazminat davası açmıştır kızıltepe asliye hukuk mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir temyiz incelemesi sonucunda yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilamı ile derece mahkemesinin kararını konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişilerden oluşan bir kuruldan rapor alınarak ve kasko sigorta sözleşmesine konu aracın hurdasının kimde bırakılacağı hususunun netleştirilerek karar verilmesi gerektiğini belirterek bozmuştur yargılama kızıltepe asliye hukuk mahkemesinin sayılı dosyasında devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarih ve sayılı mülga borçlar ve maddeleri iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir mardin ili savur ilçesi şenocak köyünde yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında parsel numaralı taşınmazın başvurucunun murisi adına tespit edilmesi üzerine maliye hazinesi tarafından tespitin iptali için tarihinde mardin kadastro müdürlüğü tapulama komisyonuna itiraz edilmiş itiraz tarihinde reddedilmiştir bunun üzerine maliye hazinesi başvurucunun murisi aleyhine tarihinde savur kadastro mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açmıştır başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur savur kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararla davanın reddine ve dava konusu taşınmazın başvurucunun da aralarında bulunduğu muris şeyhmus karakaşın mirasçıları adına tesciline karar vermiştir maliye hazinesinin temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilamıyla hüküm onanmıştır onama kararı tebliğ aşamasında olup karar henüz kesinleşmemiştir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu hakkında kadıköy cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile silahla kasten yaralama ve sayılı kanuna muhalefet suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır yargılamaya başlayan kadıköy asliye ceza mahkemesince tarihli tensip zaptı ile savunmasının alınması için başvurucu hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenilmesine karar verilmiştir başvurucu tarihinde yakalanmış mahkemece başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir mahkemece tarih ve sayılı karar ile başvurucunun silahla kasten yaralama suçundan yıl ay hapis sayılı kanuna muhalefet suçundan yıl hapis ve tl adli para cezası ile cezalandırılmasına ve tahliyesine karar verilmiştir başvurucunun temyizi üzerine karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile sayılı kanuna muhalefet suçundan onanmış silahla kasten yaralama suçundan bozulmuştur bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada mahkemece tarih ve sayılı karar ile başvurucunun silahla kasten yaralama suçundan yıl ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir başvurucunun temyizi üzerine karar yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile onanmıştır başvurucu anılan kararı tarihinde öğrendiğini bildirmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrasının e bendi maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında maddesinin birinci fıkrası iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu yılında kara kuvvetleri komutanlığında subay sınıfında göreve başlamış okul komutanlığında öğretmen olarak görev yapmıştır başvurucu cumhuriyet başsavcılığınca o yılında başlatılan ve kamuoyunda kumpas soruşturması adıyla bilinen soruşturma üzerine açılan kamu davasında zincirleme olarak kişisel verilerin kaydedilmesi ve suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçunu işlediği isnadıyla sanık olarak yargılanmıştır başvurucu bu kapsamda tarihinde tutuklanmış ve tarihinde serbest bırakılmıştır bu davada aralarında başvurucunun da bulunduğu tüm sanıklar ağır ceza mahkemesinin tarihli kararıyla isnat edilen suçlan işlemediklerinin sabit il ı başvuru numarası karar tarihi görüldüğü gerekçesiyle beraat etmişlerdir anılan karar yargıtay ceza dairesinin tarihli kararıyla onanmıştır hava kuvvetleri komutanlığı tarafından söz konusu soruşturmada sanık olarak yer alması nedeniyle başvurucu hakkında idari tahkikat süreci başlatılmıştır söz konusu ceza yargılaması kapsamında düzenlenen iddianame iddianameye ekli dijital materyaller ve kişisel bilgisayarının incelenmesine dair belgeler esas alınarak başvurucunun şahsi bilgisayarında cinsel hayatına dair fotoğraf ve videolarının bulunduğu bu fotoğraf ve videolardaki davranışlarının tsknın ahlak anlayışıyla uyuşmadığı gerekçesiyle başvurucu hakkında türk silahlı kuvvetlerinde kalması uygun değildir ortak kanaatli ayırma sicil belgesi düzenlenmiştir tarihinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesi ve tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan subay sicil yönetmeliğinin sicil yönetmeliği maddesi gereğince hava kuvvetleri komutanlığı bünyesinde oluşturulan komisyonda başvurucunun durumu değerlendirilmiştir komisyon tarihli kararı ile başvurucu hakkında ayırma işlemi yapılmasına karar vermiştir tarihli üçlü kararname ile ayırma süreci tamamlanmıştır başvurucu tskdan ayırma kararına karşı askeri yüksek mahkemesinde a iptal davası açmıştır başvurucu dava dilekçesinde sırf yargılanıyor olması nedeniyle ahlaksız kabul edilerek görevine son verildiğini bu ceza davasının da bir kumpastan ibaret olduğunu belirtmiştir başvurucu çok sayıda takdir belgelerinin bulunduğunu isnat edilen eylemlerle ilgili hiçbir disiplin cezası bulunmadığını çok başarılı çalışmaları olduğunu özel yaşamının kurum disiplin ve düzenini tehdit eden bir yönü bulunmadığını iddia etmiştir oybirliğiyle davayı reddetmiştir kararında başvurucu hakkındaki iddianamede iddianameye ekli dijital materyallerin hts kayıtlarının ve kişisel bilgisayarının incelendiği belirtilmiştir karar gerekçesinde geçmiş sicil ve disiplin durumu itibarıyla başarılı bir personel olmasına karşın başvurucunun iyi ahlak sahibi olmak vasfını taşımadığı ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı şeklinde değerlendirmeler yer almıştır kararın ilgili kısmı şöyledir dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile davacı hakkında devam eden yargılamadan müstakilen ve münhasıran yasaya uygun arama ve dinleme yoluyla elde edilen belgelere göre davacının girmiş olduğu cinsel ilişkilerini bir kamera ile kayıt altına alarak arşivlediği bilgisayarından ele geçirilen fotoğraflar arasında örgüt adına çalıştığı iddia edilen isimli bayana ait fotoğrafın yer aldığı davacının evinde yapılan arama sırasında elde edilen iletişimin tespiti tutanaklarında örgüt adına çalıştığı iddia edilen isimli bayanla hayatın olağan akışı içinde yapılmış sohbetler yanında cinsel ilişki yaşadıklarına dair konuşmanın da yer aldığı keza bir çok bayanla toplumun ve bir subayın ahlak yapısına uygun olmayan ilişkiler içinde bulunduğu yönünde konuşma ve mesajlaşmaları olduğu bir an için özel yaşamında ilişkiye girdiği bayanlarla ve onların rızalarıyla cinsel ilişki anlarını kayda aldığı pornografik nitelikte fotoğraflarını çektiği kabul edilse dahi bu kayıtlar ve resimlerin nitelik ve niceliğine göre davacının tsk hizmet yönetmeliğinin maddesinin ikinci fıkrasının h alt bendinde tanımlandığı üzere iyi ahlak sahibi olmak vasfını taşımadığının bir yaşantı içerisinde olduğunun anlaşıldığı geleceğin tsk mensuplarını yetiştirmek ve eğitim vermekle görevli öğretmen subaya yakışmayan kurumun güven duygusunu zedeleyen bilgi güvenliği açısından yoğun tehlike arz eden ahlaki zayıflık olarak kabul edilecek ilişki ve eylemler içerisine girdiği bulunduğu statü itibariyle kamu görevlisi olma nitelik ve yeterliliğini yitirdiği bu durum karşısında kamu hizmetinde istihdam edilmesinin kamu yararına açıkça aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılmıştır il başvuru numarası karar tarihi başvurucunun söz konusu karara karşı karar düzeltme istemi de reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu vekili tarafından tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır iv anayasa mahkemesi daha önceki kararlarında tskda görev yapan askeri personel hakkında ahlaki nedenlerle ayırma işlemi tesis edilmesine dayanak oluşturan mevzuata gg b no ve benzer durumlara ilişkin uluslararası hukuka yaşar türkmen b no yer vermiştir v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu doğumlu olup teknik üniversitesi mimarlık fakültesi şehir planlamacılığı bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır başvurucu kamuoyunda gezi parkı eylemleri olarak bilinen protestoya katılmak amacıyla tarihinde gezi parkına gitmiştir anayasa mahkemesi türkiye hakları kurumu tarafından ekim yayımlanan gezi parkı olayları raporunda yer alan bazı tespitlere özge b kararında yer vermiştir başvurucu tarihinde şiddete yönelik herhangi bir davranışta bulunmadan ve üzerinde şiddette kullanılabilecek herhangi bir cisim taşımadan protesto eylemine katılmasına rağmen olay yerinde bulunan polis memuru öncesinde herhangi bir uyarıda bulunmaksızın yakın mesafeden yüzüne sıktığı sıvı gaz nedeniyle yaralandığını iddia etmektedir olay anında orada bulunan basın mensuplarınca iddia konusu eylem kamera ve fotoğrafla kayda alınmış ve ulusal basında kırmızılı kadın başlığıyla kolluğun orantısız güç kullanması bağlamında haber yapılmıştır basına yansıyan bu görüntülerden sonra cumhuriyet başsavcılığı cumhuriyet başsavcılığı tarafından polis memuru hakkında görevi kötüye kullanma suçundan resen tahkikat başlatılmıştır aynı zamanda valiliğince valilik polis memuru hakkında idari tahkikat başlatılmış ve tarihinde görevi kötüye kullanma suçu yönünden soruşturma izni verilmesine karar verilerek bu karar cumhuriyet başsavcılığına bildirilmiştir cumhuriyet başsavcılığı cevap yazısında söz konusu eylemin soruşturma iznine tabi olmadığını ve adli soruşturmanın genel hükümlere göre hâlihazırda yürütüldüğünü valiliğe bildirmiştir öte yandan başvurucu hakkında tarihli ve sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan adli tahkikat yapıldığına ilişkin bir şikâyet başvurucu tarafından ileri sürülmemiştir valilikçe yapılan idari tahkikat kapsamında olay anına ilişkin mobese kayıtları ile haber ajanslarına ait kamera kayıtları ve polis telsiz kayıtları temin edilmiş şikâyete konu olayda sıvı gaz kullanan polis memurunun olduğu tespit edilmiştir polis memuru ameliyat olması ve akabinde üç ay süre ile sağlık raporu alması nedeniyle idari soruşturma kapsamında ifadesine başvurulamadığı da ön inceleme raporunda belirtilmiştir söz konusu ön inceleme raporunun ilgili kısmı şöyledir günü taksim gezi parkında büyükşehir belediyesi çalışmaları nedeni ile alınan emniyet tedbirleri sırasında görevlendirilen çevik kuvvet ekibinden model kullanıcısı polis memuru çok yakın mesafeden önce kamuoyunda kırmızılı kadın olarak simgeleşen polise karşı herhangi bir saldırıda ya da direnişte bulunmayan şahsa karşı gereksiz yere ve metreden az ve çok yakın mesafeden defaatle peşinden grubundan ayrılarak ve koşarak çevrede bulunan göstericilere benzer şekilde gaz kullandığı bu esnada bir gösterici ile karşılıklı olarak birbirlerine tekme attığı ve gaz kullanmaya devam ederek gezi parkının bir başka yerinde bulunan diğer çevik kuvvet ekibine kadar koşarak eylemini başvuru numarası karar tarihi devam ettirdiği olayın öncesinde polisin göstericiler karşı su kullanmadığı direniş olmadığı böylece toplumsal olaylarda görevlendirilen personelin hareket usul ve esaslarına dair yönergenin ve göz yaşartıcı gaz silahları ve kullanım talimatına aykırı hareket ettiği eylemin kamuoyunda tepki yaratarak olayların ivme kazanmasına neden olduğu adli soruşturma kapsamında cumhuriyet başsavcılığınca başvurucunun ifadesinin alınması için tarihinde başvurucuya çağrı kâğıdı gönderildiği başvurucunun ifadeye gelmemesi üzerine tarihinde zorla getirme kararı kapsamında kolluğa müzekkere yazıldığı görülmektedir zorla getirme kararının infaz edilemediği de tarihinde kolluk düzenlenen tutanaktan anlaşılmaktadır nihayetinde cumhuriyet başsavcılığınca başvurucunun ifadesi ancak tarihinde müşteki sıfatıyla alınabilmiştir söz konusu ifadede başvurucu barışçıl bir biçimde demokratik protesto hakkını kullanmak için olay yerine gittiğini ancak kolluk görevlilerince herhangi bir uyarı dahi yapılmadan göz yaşartıcı gaz kullanılmaya başlandığını çok yakın mesafeden yüzüne gaz sıkıldığını yüzünde ve gözlerinde yanma meydana geldiğini ve bu suretle yaralandığını olaydan sonra bir sağlık kuruluşuna gitmediğini belirtmiştir soruşturma dosyasında da başvurucu hakkında düzenlenmiş bir sağlık raporuna rastlanmamıştır polis memuru ise cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde kamera görüntülerine yansıyan ve başvurucuya sıvı gaz sıkan kişinin kendisi olmadığını belirterek üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirtmiştir cumhuriyet başsavcılığınca polis memuru hakkında gerekmediği hâlde yakın mesafeden ilgili mevzuata da aykırı olacak şekilde başvurucunun yüzüne sıvı gaz sıkıldığı gerekçesiyle tarihinde görevi kötüye kullanma suçlamasıyla iddianame düzenlenmiştir asliye ceza mahkemesince tarihinde iddianame kabul edilmiş ve tarihinde görevsizlik kararı ile dosya sulh ceza mahkemesine gönderilmiştir ancak sulh ceza mahkemelerinin yasal düzenleme ile kapatılması nedeniyle dosya tarihinde asliye ceza mahkemesine mahkeme devredilmiştir mahkemece yapılan yargılamada başvurucunun katılan sıfatıyla polis memuru ise sanık sıfatıyla ifadeleri alınmıştır ayrıca olaya dair bilgisi bulunduğu değerlendirilen emniyet müdürü re komiser yardımcıları ve mknın da tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulmuştur başvurucu kovuşturma aşamasında verdiği ifadede cumhuriyet savcısına verdiği ifadeye benzer mahiyette şikâyetlerde bulunmuş ve olay nedeniyle bir saat kadar gözlerinde yanma meydana geldiğini olayın şoku ile herhangi bir sağlık kuruluşuna gitmediğini belirtmiştir kovuşturma aşamasında tarihinde verilen ara kararı uyarınca başvurucunun olay nedeniyle yaralanmasına ilişkin olarak hakkında bir sağlık raporu düzenlenmesine karar verilmiş ancak başvurucunun tarihli celse de bu ara kararından dönülmesi talebinde bulunduğu ve tarihli celsede de bu talebini yinelediği görülmüştür başvurucunun talebi doğrultusunda kendisi hakkında olay nedeniyle mahkemece herhangi bir sağlık raporu alınmamıştır ise mahkemeye yazılı savunma vermiştir bu savunmasında olay anında omzundaki sağlık problemi nedeniyle yaşadığı acıdan gaz maskesinin yeterli olmamasından ve olaya müdahale etmek için yeterince kolluk personeli bulunmamasından ötürü sağlıklı bir şekilde karar başvuru numarası karar tarihi veremediğini belirtmiştir savunmasında devamla göstericilerin delil olarak sunulan video kaydından önce fiilî saldırıda bulunduklarını göstericilere sözlü olarak birçok kez uyarıda bulunulduğunu olay yerinde su püskürten kolluk araçlarının bulunmadığını ve amirleri re ile mknın gaz kullanması yönünde tekrar eden emirler verdiğini bu nedenle orantılı şekilde gaz kullandığını ifade etmiştir mahkemece dinlenen re ifadesinde olay yerinde bulunduğunu ve şantiye alanı ile göstericiler arasında güvenlik amaçlı set oluşturduklarını bu sete münferiden fiilî saldırıda bulunan göstericiler olsa da toplu bir saldırının olmadığını ve bu nedenle gaz kullanılmasının gerekli olmadığını belirtmiştir re ayrıca polis memuru gaz sıkma emri vermediğini verecek olsa bile hiyerarşi kuralı gereği bu emri önce grup amirine vereceğini doğrudan memura emir veremeyeceğini ifade etmiştir tanık ise ifadesinde olay yerine ekibi ile takviye olarak gittiklerini diğer ekipte görevli olduğunu küçük gruplar hâlindeki göstericilerin polis tarafından oluşturulan seti yarmaya çalıştıklarını gaz sıkma talimatını renin verdiğini olayın anlık gelişmesi nedeniyle gaz sıkma mesafesinin ayarlanamadığını belirtmiştir tanık mk ifadesinde olay yerine gittiklerinde göstericilerin iş makinelerine mani olmaya çalıştıklarını bu nedenle güvenlik amacıyla göstericiler ile iş makineleri arasında bir set oluşturduklarını daha sonra takviye ekip olarak amiri olduğu ekibin geldiğini kendi grubunda gaz kullanma görevlisi olduğunu gaz sıkılması yönünde herhangi bir talimatının olmadığını gaz sıkma anını görmediğini belirtmiştir mahkemece olaya dair görüntü kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmıştır bilirkişinin olay anına ilişkin video ve fotoğraf kayıtları üzerinden yaptığı inceleme sonucunda üniforması üzerinden numarası belirlenemeyen bir polis memurunun başvurucu da dâhil olmak üzere birçok kişiye karşı rastgele sıvı gaz sıktığı yönünde tespitlerde bulunduğu anlaşılmaktadır mahkemece yapılan yargılama sonucunda tarihinde başvurucuya karşı gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle polis memuru hakkında kasten yaralama suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmuş ve alt sınırdan da uzaklaşılarak neticeten ay hapis cezası verilmiştir mahkeme olay yerindeki diğer göstericilere yönelik eylemi nedeniyle hakkında görevi kötüye kullanma suçundan ayrıca mahkûmiyet hükmü kurmuş ve neticeten ay hapis cezasına hükmetmiştir mahkeme yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle söz konusu mahkûmiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına hagb karar vermiştir ayrıca mahkeme hagb kararını her iki suçtan ayrı ayrı olmak üzere üç yüzer ağaç dikme ve ay süreyle bu ağaçların bakımını yapma yönünde bir denetime de bağlamıştır kararın ilgili kısımları şöyledir müşteki ceyda sungura başvurucu ve etrafta bulunan açık kimliği tespit edilemeyen diğer bir kısım şahıslara herhangi bir uyarı yapılmadan sanık polis memuru tarafından biber gazı sıkıldığı sanığın söz konusu biber gazını kullanırken toplumsal olaylarda görevlendirilen personelin hareket usul ve esaslarına dair yönerge ile göz yaşartıcı gaz silahları ve kullanım talimatına aykırı hareket ettiği dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarında yer alan fotoğraf ve video görüntülerinden açıkça tespit edildiği üzere sanık polis memuru müşteki ceyda sungura bir metreden daha az mesafeye kadar yaklaşarak yüzünü hedef almak sureti ile biber gazı sıktığı başvuru numarası karar tarihi mahkememizce sanığın adli görevi kapsamında yaptığı müdahalelerde görev sınırının aşılması suretiyle müşteki ceyda ile birlikte kimliği tespit edilemeyen kişiye daha etkili eylemde bulunduğu müşteki ceyda bakımından eylemin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte kasten yaralama eylemi olduğundan müşteki ceydada maruz kaldığı etkili eylem neticesinde herhangi bir iz veya yaralanma bulgusu kalmadığından bu nedenle müşteki ceyda bakımından görev sınırının aşılması nedeniyle tck md yollamasıyla kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanarak tck maddeleri kapsamında eylemin değerlendirilmesi gerektiği tck md kapsamında maddelerden biber yargıtayın yerleşik içtihatları gereği silah olarak kabul edildiği ayrıca kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle atılı suçu işlediği anlaşılmakla birden fazla fıkra hükümlerin uygulanması nedeniyle tck maddesi kapsamında bir kişinin kasten yaralanması suçundan alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği vicdani kanaatine ulaşılmıştır ayrıca gaz sıkılmasından önce o yerdeki masum insanların uzaklaşması için yeterli çağrı ve uyarının yapılmadığı gaz sıkılmadan önce su sıkılması ve kalkan kullanmak suretiyle kalabalığın uzaklaştırılması ve dağıtılması yönünde yeterli önlemlerin alınmadığı bu girişimler olmadan gaz sıkıldığını sanığında kabul ettiği sanığın amirlerinin kez gaz sıkması yönünde talimatı üzerine cihazın tutukluk yapması stres ve panik olmaları ağrılar yoğun çalışmaları nedeniyle oluşan yorgunluk ve bitkinlik gibi başka faktörlerinde etkisiyle ölçülü şekilde gaz sıkamadığını savunduğu kanunsuz suç teşkil eden emirlerin dinlenmeyeceği gibi diğer faktörlerinde sanığın sorumluluğunu ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı olaydan önce meydana gelen başka sataşmalarında eylemi mazur göstermeyeceği bu yöndeki sanık savunmalarına itibar edilmediği çünkü müşteki ve mağdurlarının bariyerleri yıkanlar yıkım makinelerini engellemeye çalışanlar kalkan hattına yüklenen saldırılarda bulunanlar içinde görülmediği gibi sanığında böyle bir iddiada bulunmadığı sanığın kontrolsüz bir şekilde yakın mesafeden birden fazla kişiye bir hat halinde kendini kaybetmiş şekilde uzun bir mesafede gaz sıkmaması gerektiğinin ilgili mevzuat yönergeler ve gördüğü kurslar itibariyle bilincinde olduğu tevilli olarak suçunu kısmi olarak kabullendiği ancak mazeretler göstermeye çalıştığı kanaatine varılmışı sanığın amirlerine ve kendileri gelen o yerin boşaltılmasına yönelik direktifler nedeniyle atılı suçun sanıkça işlendiği ayrıca amirlerinde emri altındaki personeli hiyerarşik teşkilat çerçevesinde aralarında sağlanacak koordinasyonla hareket ettirmedikleri gaz sıkma emir ve talimatlarının ne şekilde kim tarafından verileceği konusunda çelişkili beyanlara yansıyan karmaşanın anlaşmazlığın bulunduğu amirlerin kontrol ve insiyatiflerini tam olarak kullanamadıkları personelin yorgunluk ve sağlık değerlendirilmediği yönündeki iddiaların araştırılması bakımından en azından ihmalleri suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan haklarında gereğinin takdir ve ifası bakımından suç duyurusunda bulunması gerektiği sonucuna varılarak bu yönde karar verilmiştir sanığın kısmi ikrarı sabıkasız geçmişi duruşmadaki tutumuna göre yeniden suç işlemeyeceği hususunda oluşan kanaat itibariyle ycgknın gün ve sayılı kararında belirtildiği üzere cmknın maddesindeki zarar kavramının yalnız basit bir araştırma ile belirlenebilecek maddi somut ve belirlenebilir nitelikteki zararı kapsaması ve sanığa yükletilen zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle yaralama ve görevi kötüye kullanma suçundan dolayı maddi nitelikte bir zararın oluşmaması karşısında cmknın md kapsamında yapılan değerlendirmeyle atılı suçlardan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir cmk md gereği bir yıldan fazla olmamak üzere mahkememizce belirlenmiş süre için işlenen suçla ilgili bir yükümlülük belirlenmiş sanığın ıslahını sağlayabilecek şekilde katılanın mağdurların anayasal temel hak ve özgürlüklerine yaşam hakkına yapılan saldırı boyutu göz önünde bulundurularak mantıklı şekilde tarafları tatmin edebilecek ve denetime elverişli sanığında ıslahını sağlayabilecek şekilde bir yükümlülük yüklenmesi de uygun görülmüştür başvuru numarası karar tarihi başvurucu söz konusu hagb kararına itiraz etmiştir inceleyen ağır ceza mahkemesi tarihli kararında hagb kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek bu itirazı reddetmiştir ret kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur mahkeme gerekçeli kararında ayrıca karar kesinleştiğinde tanıklığına müracaat edilen polis amirleri hakkında görevi kötüye kullanma suçundan cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına da hükmetmiştir bu karar kapsamında mahkeme tarihinde cumhuriyet başsavcılığına re ve mk hakkında suç duyurusunda bulunmuştur ayrıca başvurucu da tarihinde cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak polis memuru amirleri ve gaz kullanma talimatı veren kişiler hakkında da şikâyetçi olmuştur cumhuriyet başsavcılığınca bu şikâyete dair ayrıca soruşturma yürütülmüştür cumhuriyet başsavcılığı tarafından mahkemenin yaptığı suç duyurusu üzerine adli soruşturma açılmış ve açılan bu soruşturma başvurucunun amirleri hakkında şikâyetçi olduğu soruşturmayla tarihinde birleştirilmiştir bu soruşturma kapsamında cumhuriyet başsavcılığınca mk hakkında delil yetersizliği gerekçesiyle tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir re ve hakkında ise görevi kötüye kullanma ve zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçlarından aynı tarihte iddianame düzenlenmiştir söz konusu iddianamenin asliye ceza mahkemesince kabul edilmesiyle başlayan kamu davası kovuşturma aşamasında derdesttir anayasa mahkemesince ayrıca başvurucuya karşı gerçekleştirdiği belirtilen eylemi nedeniyle polis memuru hakkında idari bir ceza verilip verilmediği bakanlığı emniyet genel müdürlüğünden tarihinde sorulmuştur tarihinde verdiği cevap yazısında polis memuru hakkında görev sırasında veya dışında yasaklanan tutum ve davranışlarda bulunmak yasak fiilini işlediğinden bahisle ilk olarak kınama cezası verildiği ancak olumlu sicili nedeniyle bir alt ceza olan uyarma disiplin cezasıyla cezalandırıldığı belirtilmiştir iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı polis vazife ve salâhiyet kanununun zor ve silah kullanma kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir polis görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir başvuru numarası karar tarihi zor kullanma yetkisi kapsamında direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir fıkrada yer alan a bedenî kuvvet polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullandığı bedenî gücü b maddî güç polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe cop basınçlı boyalı su göz yaşartıcı gazlar veya tozlar fizikî engeller polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını ifade eder zor kullanmadan önce ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılır ancak direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulundurularak ihtar yapılmadan da zor kullanılabilir polis zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder ancak toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edilir tarihli ve sayılı türk ceza kanununun kasten yaralama kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir madde kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde mağdurun şikayeti üzerine dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur kasten yaralama suçunun d kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle e silahla işlenmesi halinde şikayet aranmaksızın verilecek ceza yarı oranında artırılır sayılı kanunun zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması kenar başlıklı maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin görevini yaptığı sırada kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması halinde kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır sayılı kanunun görevi kötüye kullanma kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır tarihli ve sayılı ceza muhakemesi hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için a sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması b mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması c suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir sanığın kabul etmemesi hâlinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesi kararı verilir denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde mahkeme hükmü açıklar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan tarihinden önceki ismiyle emniyet örgütü disiplin tüzüğünün uyarma kenar başlıklı maddesi kınama kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı bir alt ceza verilmesi kenar başlıklı maddesinin tarihinden önceki hâli ve ek maddenin ilgili kısmı şöyledir madde uyarma cezasını gerektiren tutum ve davranışlar şunlardır silahını araç ve gerecini giysi ve kuşamını pis tutmak çalıştığı yerin temizliğine özen göstermemek zorunlu bir neden olmaksızın günlük sakal tıraşı olmamak madde kınama cezasını gerektiren eylem işlem tutum ve davranışlar şunlardır değişik k görev sırasında veya dışında yasaklanan tutum ve davranışlarda bulunmak madde kararın verildiği güne kadar geçmiş hizmetleri olumlu ve sicilleri iyi olan memurlara bu tüzükte gösterilen cezanın bir alt derece aşağısı uygulanabilir ek madde emniyet teşkilatı memurlarından devlet memurluğundan ya da meslekten çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olanlar hakkında uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından başlayarak beş yıl diğer cezaların uygulanmasından başlayarak on yıl geçtikten sonra ilgili atamaya yetkili amire başvurarak verilmiş olan disiplin cezalarının özlük dosyasından silinmesini isteyebilir yukarıda yazılı süreler içerisindeki davranışları bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar özlük dosyasına işlenir b uluslararası hukuk uluslararası belgeler anayasa mahkemesi kolluk görevlileri tarafından toplumsal olaylara müdahale sırasında kullanılan biber gazı ile ilgili olarak özlem kır b no başvurusunda ilgili uluslararası belgelere yer vermiştir uluslararası mevzuat avrupa hakları sözleşme yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı resmî yayımlanarak yürürlüğe giren tarihli birleşmiş milletler bm medeni ve siyasi haklar sözleşmesinin maddesi şöyledir hiç kimse işkenceye ya da zalimane insanlık dışı ya da küçük düşürücü muamele ya da cezalandırmaya maruz bırakılamaz özellikle hiç kimse kendi özgür rızası olmadan tıbbi ya da bilimsel deneylere tabi tutulamaz avrupa hakları mahkemesi avrupa hakları mahkemesi sözleşmenin maddesi ile ilgili içtihatlarında kötü muamele yasağının demokratik toplumların en temel değeri olduğunu vurgulamıştır terörle ya da organize suçla mücadele gibi en zor şartlarda dahi sözleşmenin mağdurların davranışlarından bağımsız olarak işkence insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlerden men ettiği belirtilmiştir kötü muamele yasağının sözleşmenin maddesinde belirtilen toplum hayatını tehdit eden kamusal tehlike hâlinde dahi hiçbir istisnaya yer vermediği içtihatlarında hatırlatılmıştır birçok karar arasından bkz b no b no sözleşmenin maddesinin inandırıcı kötü muamele iddialarının etkin biçimde soruşturma yükümlülüğü getirdiğine dikkat çekmektedir in içtihadında tanımlanan etkinlik için minimum standartlar soruşturmanın bağımsız tarafsız kamu denetimine açık olmasını yetkili makamların titizlikle ve çabuklukla çalışmasını gerektirmektedir mammadov b no benzer yöndeki karar için bkz çelik ve b no devletin pozitif yükümlülüklerinin kapsamının sözleşmenin maddesine aykırı muamelelerde bulunanların devlet görevlisi olmasına veya şiddetin özel kişiler tarafından uygulanmış olmasına göre farklılık gösterdiğini kabul etmektedir b no insan hakları ihlalleri ile ilgili iddialarda soruşturma yükümlülüğünün mutlaka iddiayı kabul etme anlamına gelmediğini ancak iddiaların ciddiye alınması ve adil bir sonucu garanti eden bir usulle soruşturulması gerektiğini birçok kararında dile getirmiştir saçılık ve b no bir devlet görevlisinin işkence veya kötü muameleyle suçlandığı durumlarda etkili başvurunun amaçları çerçevesinde cezai işlemlerin ve hüküm verme sürecinin zamanaşımına uğramamasının genel af veya affın mümkün kılınmamasının büyük önem taşıdığına işaret etmiştir ayrıca soruşturması veya davası süren görevlinin görevinin askıya alınmasının hüküm alırsa meslekten men edilmesinin önemine dikkat çekmiştir abdülsamet b no hukuka aykırı öldürme eylemlerine ilişkin türkiyede yürürlükte bulunan ulusal hukukun mahkemelere hagb kararı vermelerine olanak sağladığını ancak mahkemelerin takdir yetkilerini ilgili eylemlere hiçbir şekilde müsamaha edilmeyeceğini göstermek için kullanmaktan ziyade ciddi bir suç teşkil eden eylemin sonuçlarını hafifletmek başvuru numarası karar tarihi ya da ortadan kaldırmak için kullandıklarını belirtmektedir kasap ve diğerleri b no hâkimlerin takdir haklarını kullanmalarına ilişkin benzer yöndeki eleştiriler için bkz b no ayrıca hagb kararı verilmesiyle faillerin cezadan tamamen muaf kaldığını çünkü hagb kararının uygulanması sonucunda failin denetimli serbestlik tedbirlerine uyması koşuluyla verilen kararın içerdiği ceza da dâhil olmak üzere tüm hukuki sonuçlarıyla ortadan kalktığını ifade etmektedir kasap ve aynı şekilde negatif yükümlülükler kapsamında kamu görevlilerinin güç kullanması sonucu ortaya çıkan kötü muamele iddialarını içeren bazı başvurularda b no b no b no b no yapılan yargılama sonucunda verilen mahkûmiyete ilişkin hagb kararı verilmesinin maddesini usul yönünden ihlal ettiği gerekçesiyle kabul edilemez bir önlem olarak belirtmiştir ancak devletin pozitif yükümlülüklerinin kapsamının sözleşmenin maddesine aykırı muamelelerde bulunanların devlet memuru olması veya şiddetin özel kişiler tarafından uygulanmış olmasına göre farklılık gösterdiğini de kabul etmektedir öte yandan üçüncü kişiler arasında gerçekleşen kasten yaralama olayına ilişkin mevcut davaya özgü koşulları dikkate alarak ceza davası sonucunda verilen mahkûmiyet hükmünün yeterli caydırıcı etkiye sahip olduğunu ve hagb kararının maddesine aykırı muamelelere karşı bireylerin korunmasının amaçlandığı caydırıcı yasal önlemleri etkisiz kılmadığını belirterek devletin maddesi gereğince üstüne düşen pozitif yükümlülükleri yerine getirdiğini de dile getirmiştir kk b no çiloğlu ve b no kararında kolluk görevlileri tarafından toplumsal bir olaya yapılan müdahale sırasında göz yaşartıcı gaz kullanımı ile ilgili çeşitli tespitlerde bulunmuştur anılan kararda başvurucular toplantıya yapılan müdahale sırasında kolluk görevlileri tarafından kendilerine karşı kullanılan gaz nedeniyle solunum güçlüğü yaşadıklarını kendilerinde göz yaşarması gibi bazı rahatsızlıklar meydana geldiğini belirterek sözleşmenin maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir öncelikle başvurucuların şikâyete konu ettiği gazın tarihli kimyasal silahların geliştirilmesi üretimi stoklanması ve kullanımının yasaklanması ve bunların ile göre toksik bir gaz olmayıp üye ülkelerde gösterileri kontrol etmek ve taşkınlık meydana gelmesi hâlinde ise gösteriyi dağıtmak üzere kullanılan bir gaz olduğunu tespit etmiştir ayrıca bu gazın kullanımının solunum güçlüğüne mide bulantısı ve kusmaya solunum yollarında gözlerde ve gözyaşı kanallarında tahrişe spazm göğüs ağrısı dermatit ve alerji gibi bazı diğer rahatsızlıklara yol açabileceğini de kabul etmektedir ancak başvurucuların bir kısmı tarafından sunulan adli raporlardan bu gaza maruz kalınmasından kaynaklanan olumsuz bir etkinin tespit edilemediğine ve başvuruculardan yalnızca birinin muayene sırasında doktora boğazındaki yanmadan bahsettiğine dikkat çekmiştir göre şüphesiz bu gaza maruz kalınması nedeniyle çeşitli rahatsızlıklar meydana gelebilir ancak başvurucular serbest bırakılmalarının ardından gaza bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel rahatsızlıklarını teşhis ettirmek için bir uzman doktora başvurma ihtiyacı da hissetmemişlerdir bu nedenlerle anılan kararda sözleşmenin maddesinin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır başvuru numarası karar tarihi oya b no kararında da kolluk görevlileri tarafından toplumsal bir olaya müdahale sırasında biber gazı kullanılması kapsamında sözleşmenin maddesinin ihlal edildiği iddiasını incelemiştir söz konusu olayda protesto eylemi gerçekleştiren başvurucunun da içinde bulunduğu bir kalabalığa kolluk görevlileri biber gazı kullanarak müdahalede bulunmuş ve başvurucuyu gözaltına almışlardır kısa süre birkaç saat sonra serbest bırakılan başvurucu olaydan dört gün sonra ilgili cumhuriyet başsavcılığına kolluk görevlilerinin kullandığı gaz nedeniyle kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştur şikâyete konu gazın göre toksik bir gaz olmadığını avrupa ülkelerinde toplumsal olaylarda kullanılabildiğini belirttikten sonra gazın kullanımı sonrasında insanda meydana gelen solunum güçlüğü mide bulantısı gözlerde tahriş ve kaşınma göğüs ağrıları dermatit ya da alerji sorunlarına dair bazı tespitlerde bulunmuştur ancak gaza maruz kaldıktan sonra meydana gelebilecek tehlikeli etkileri ortaya koymak amacıyla başvurucunun hiçbir sağlık raporu sunmamasına vurgu yapmıştır ayrıca başvurucunun kolluk görevlilerince yakalandıktan çok kısa bir süre sonra serbest bırakılmasına rağmen maruz kaldığını iddia ettiği gazın kullanımına bağlı yaralanması nedeniyle herhangi bir doktor muayenesine müracaat etmemesi hususuna da dikkat çekmiş ve sözleşmenin maddesinin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır aytaş ve b no kararında kolluk görevlilerince biber gazı kullanılarak dağıtılan bir protesto eyleminde göstericilerin kötü muameleye maruz kaldıkları şikâyetlerini incelemiştir bu kararda başvurucuların gözaltına alındıkları ve serbest bırakıldıkları anda iki kez adli tabip tarafından muayene edildiğine ve bir kısım başvurucu hakkında düzenlenen raporlarda herhangi bir yaralanma tespiti yapılmadığına dikkat çekmiştir b no kararına da atıf yaparak haklarında yaralanma tespiti yapılmayan başvurucuların serbest bırakıldıktan sonra tekrar bir doktor muayenesi yaptırmaya ihtiyaç duymadıklarını belirtmiştir belirtilen nedenlerle haklarında yaralanma tespiti içeren sağlık raporu bulunmayan bir kısım başvurucu açısından iddiaları açıkça dayanaktan yoksun bulmuş ve başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir v
No violation
a olaylar başvuru formu bakanlık görüşü ve ekleri ile ulusal yargı ağı projesi uyap aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu başvuru tarihinde hakkında verilmiş olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı dolayısıyla denizli d tipi kapalı ceza kurumunda barındırılmaktayken başka ceza infaz kurumlarına nakledilmiş olup hâlihazırda nolu f tipi kapalı ceza kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır başvurucunun denizli d tipi kapalı ceza kurumuna nakledilinceye kadar yaşadığı süreç başvurucu aydın e tipi kapalı ceza kurumunda barındırılmaktayken tarihinde nolu f tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmiştir başvurucu nolu f tipi kapalı ceza kurumunda hükümlü olarak bulunmaktayken tarihinde kurum doktorunca yapılan muayene sonucunda kronik bronşit mevsimsel alerjik sinüzit rahatsızlıkları bulunduğundan ve sık enfeksiyon geçirdiği ve buna bağlı sürekli ilaç kullanmak zorunda kaldığından tek kişilik odada kalmaması uygun görülmüştür başvurucunun solunum rahatsızlığı ve alerjik atak şikâyetleri ile aynı kurum doktorluğuna başvurması üzerine kendisine çeşitli tedaviler uygulanmış ancak yanıt alınamayınca başvurucu dr suat seren göğüs hastalıkları ve cerrahisi eğitim ve araştırma hastanesine sevk edilmiştir bu hastaneden alınan tarihli ve sayılı heyet raporunda başvurucunun alerji yönünden alerji polikliniği bulunan bir kurumda alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi astım tanısı nedeni ile tozlu dumanlı rutubetli ortamlarda bulunması sakıncalı olduğu tespitine yer verilmiştir heyet raporu ve yapılan alerji testlerinde başvurucuda güçlü ev tozu küf mantarı ağaç otu alerjisi ile alerjisi tespit edilmiş ve başvurucuya astım tanısı konmuştur kurum doktorunca tarihinde verilen raporda bahsi geçen heyet raporu ve yapılan alerji testleri dikkate alınarak başvurucunun söz konusu nem toz duman rutubetli ortam ağaç ve çiçek polenleri gibi uzak olması en az uygulanan tedaviler kadar önemlidir verilen raporlar göz önüne alındığında cezaevimiz yerleşiminin ağaçlık bir bölgede olması nedeniyle hastanın alerjik durumu ve astım hastalığının da tetiklenmemesi ve ilerlememesi için daha uygun bir cezaevine nakli uygun görülmüştür aynı kurum doktoru tarihli raporunda ise başvurucuya astım tanısının konduğunu bu sebeple tozlu dumanlı rutubetli ortamlarda kalmaması koğuşun havalandırılması koğuşta hava sirkülasyonunun sağlanması gerektiğini belirtmiştir başvurucunun alınan raporlarını da sunarak hastalık nedeniyle naklini talep etmesi üzerine adalet bakanlığı ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğü genel müdürlük tarihinde hastalık nedeniyle ve yol masraflarını ödemesi koşuluyla başvurucunun nazilli e tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmesine karar vermiştir başvurucu nazilli e tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmesinden sonra disiplin kurulu başkanlığının tarihli kararıyla on gün hücre cezası almış karar nazilli hâkimliğinin tarihli kararıyla onanmıştır başvurucu hücre cezasının infaz edilip edilemeyeceğinin tespiti için nazilli devlet hastanesine sevk edilmiştir başvuru numarası karar tarihi hastaneden alınan tarihli sağlık raporunda hastanın mevcut klinik durumu ve verilen heyet raporlarına istinaden kişinin hücre ortamında kalması sağlığı açısından sakıncalı olduğunun belirtilmesi üzerine nazilli e tipi kapalı ceza kurumu müdürlüğü disiplin kurulu başkanlığının tarihli ve sayılı kararıyla başvurucu hakkında daha önceden verilmiş olan on gün hücre cezası yirmi gün ziyaretçi kabulünden men cezasına çevrilmiştir yine başvurucu hakkında nazilli devlet hastanesinden alınan tarihli sağlık kurulu raporunda sağlık sorunundan ötürü başka bir ilde bulunan infaz kurumuna naklinin uygun olduğu belirtilmiştir başvurucu çeşitli tarihlerde yazdığı dilekçelerle kurumda yakılan kömürün ve kurum koşullarının sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirterek naklini talep etmiştir mezkûr rapora istinaden başvurucunun tarihinde hastalık nedeniyle ve yol masraflarını ödemesi koşuluyla antalya tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmesine karar verilmiştir başvurucuya nazilli e tipi kapalı ceza kurumu müdürlüğü disiplin kurulu başkanlığınca tarihinde verilen ve nazilli hâkimliğince tarihinde onanan on iki gün hücre cezası cezayı infaz edecek antalya tipi kapalı ceza kurumu müdürlüğü disiplin kurulu başkanlığınca nazilli devlet hastanesinden alınan tarihli sağlık raporu dikkate alınarak yirmi dört gün ziyaretçi kabulünden men cezasına çevrilmiştir başvurucu antalya tipi kapalı ceza kurumunda bulunmaktayken antalya eğitim ve araştırma hastanesinden alınan tarihli ve sayılı sağlık kurulu raporunda hastalığının tedavisi yapılabilir astım krizi halinde acil tedavisi gereklidir tespiti yapılmıştır başvurucu çeşitli tarihlerde antalyanın nem oranının sağlığını olumsuz etkilediğini aydında olan ailesini bir daha görememek pahasına olsa da da hasta mahkûmlar için açılan metris r tipi ceza kurumuna naklini talep etmiştir başvurucu genel müdürlüğün tarihli kararına istinaden tarihinde güvenlik gerekçesiyle antalya tipi kapalı ceza kurumundan denizli d tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmiştir başvurucunun denizli d tipi kapalı ceza kurumunda yaşadığı süreç a oda değişiklikleri başvurucu denizli d tipi kapalı ceza kurumuna nakledildikten sonra tarihine kadar geçici olarak bodrum kat g blok koridor müşahede odasında tutulmuştur başvuru numarası karar tarihi denizli d tipi kapalı ceza kurumu müdürlüğü ve gözlem kurulu başkanlığı tarihli ve sayılı kararıyla başvurucunun zemin kat a blok koridor nolu odaya yerleştirilmesine karar vermiştir ve gözlem kurulu başkanlığı tarihinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından hükümlü olanların bahçe saatlerini görüşmek üzere toplanmış ve sayılı kararıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından hükümlü olanların ceza sürelerinin fazlalığı nedeniyle topluma kazandırılmaları sağlıkları ve güvenlikleri açısından bahçe saatlerinin sabah başlayıp bitmesine öğleden sonra ise yaz aylarında başlayıp bitmesine kış aylarında başlayıp bitmesine karar vermiştir nolu odada kalan başvurucu ile ve nolu odalarda kalan hükümlülerin tarihinde anlaşamadıkları ve huzursuzluk yaşadıklarından bahisle havalandırma bahçesine ayrı ayrı çıkmayı talep etmeleri üzerine ve gözlem kurulu başkanlığı tarihli ve sayılı kararıyla ve nolu odalarda kalan hükümlülerin ayrı ayrı saatlerde havalandırma bahçesine çıkmaları yönünde karar vermişse de aynı kurul başkanlığı tarihinde yeniden toplanarak tarihli ve sayılı kararı iptal ederek ve nolu odalarda kalan hükümlülerin sabah öğleden sonra ise yaz aylarında kış aylarında saatlerinde havalandırma bahçesini kullanmalarına karar vermiştir başvurucunun kaldığı nolu odanın havalandırmasının üçgen biçiminde olması nedeniyle yetersiz gelmesi ve nolu odadaki hükümlülerin sigara içmeleri nedeniyle odasının değiştirilmesini talep etmesi sonucu tarihinde ve gözlem kurulu başkanlığı başvurucunun b blok koridor nolu odaya yerleştirilmesine karar vermiştir başvurucunun nolu odaya civardaki tavuk çiftliklerinden keskin kokular gelmesinden şikâyet etmesi üzerine tarihli karar ile tavuk çiftliğinin tersi istikamette bulunan ve sigara içmeyenlerle birlikte havalandırma bahçesini kullanabileceği c blok koridor nolu odaya yerleştirilmesine karar verilmiştir başvurucunun oda ve koğuşunun değiştirilerek birkaç metrekare daha büyük olan ve yeni boşalan zemin kat c blok koridor nolu odaya yerleştirilmesini talep etmesi üzerine tarihinde toplanan ve gözlem kurulu başkanlığı talep edilen odanın sağındaki ve solundaki odalarda sigara içiliyor olması ve hükümlünün astım hastası olması sebebiyle sağlığını olumsuz yönde etkileyeceğinden oda değişikliğini uygun görmemiştir b başvurucunun sağlık durumu ve nakil talepleri başvurucu hastalığı nedeniyle metris r tipi ceza kurumuna nakledilmesini talep etmiştir genel müdürlük talebi değerlendirebilmek için tarihli yazısıyla başvurucunun son sağlık durumuna göre tedavi görmesini gerektirir bir rahatsızlığının olup olmadığı varsa hastalığın sebebi ne tür bir tedavi uygulanması gerektiği veya önerildiği tedavisinin mahallinde yapılıp yapılamadığı yapılamıyorsa nedeninin açıkça belirtilmesinin araştırılması için başvurucu hakkında sağlık raporu düzenlenmesini istemiştir başvuru numarası karar tarihi tarihinde pamukkale üniversitesinden alınan sağlık kurulu raporunda hastanın semptomlarına bakıldığı zaman son bir ayda gece uyanmaları nefes darlığı ve hırıltı şikayeti haftada üçten fazla olduğu görülmektedir solunum fonksiyon testleri normal gözükmesine rağmen bu klinikte astımın kontrol altında olmadığı her an hayatı tehdit edici atak riski altında olduğu düşünülmektedir bu nedenle çevresel koşulların daha uygun keskin kokular sigara dumanı rutubet hava kirliliği vs bulunmadığı bir yere naklinin uygun olduğu belirtilmiştir alınan rapor üzerine genel müdürlük tarihinde üstteki paragrafta anılan sağlık kurulu raporunda belirtilen hususları gözönünde bulundurarak gerekli önlemlerin alınmasını ve başvurucunun cezasının infazına bulunduğu ceza kurumunda devam olunması gerektiği şeklinde karar vermiştir başvurucunun tarihli dilekçesiyle hakkındaki raporda hayati risk altında olduğunun ve naklinin öneminin vurgulandığını bulunduğu kurumun yanındaki tavuk çiftliğinden mermer ve taş ocaklarından gelen koku duman ve tozların astım krizlerine neden olduğunu belirterek hastanesinin olduğu bir yere naklini talep etmesi üzerine ceza kurumu müdürlüğü tarihinde tekrar bir sağlık raporu düzenlenmesini istemiştir bu raporda genel müdürlüğün tarihli yazısıyla başvurucunun son sağlık durumuna göre tedavi görmesini gerektirir bir rahatsızlığının olup olmadığı varsa hastalığın sebebi ne tür bir tedavi uygulanması gerektiği veya önerildiği tedavisinin mahallinde yapılıp yapılamadığı yapılamıyorsa nedeninin açıkça belirtilmesi gerektiği ayrıca tarihli raporda tedavinin denizli ilinde yapılıp yapılamayacağı yapılamama nedeninin açıkça belirtilmediği anlaşıldığından pamukkale üniversitesinden yeni bir rapor tanzim edilmesi istenmiştir bunun üzerine göğüs hastalıkları anabilim dalı başkanınca tarihli aşağıdaki yazı hazırlanmıştır astım çeşitli alerjenlere ya da tahriş edici etkenlere bağlı olarak havayollarında yangı ve daralmayla seyreder bu daralma geçici olup kendiliğinden veya ilaçlarla düzelebilir muayene sırasında hastalık kontrol altında ise solunum fonksiyonlarında herhangi bir bozukluğa rastlanmaz astım tam olarak tedavi edilebilir bir hastalık değildir bu nedenle sadece denizlide dünyanın hiçbir yerinde tam tedaviden bahsetmek mümkün değildir ama astımda temel sorun nerede nasıl tedavi edileceğinden ziyade tedavi altındayken bile hastanın hastalığının kontrol altında olup olmamasıdır eğer mete dursunun bize bildirdiği gibi şikayetleri varsa tedaviye rağmen hastalıklarının kontrol altında olmadığına karar veririz böyle bir durumda öncelikle hastanın yaşadığı ortamın düzeltilmesi gerekir aşırı koku toz sigara dumanı diğer tahriş edici dumanların olmadığı ve düzenli havalandırılan soğuk olmayan bir ortamın sağlanması hastalığın kontrolünü sağlamada atılacak ilk adımlar olmalıdır pamukkale üniversitesinden tarihinde alınan sağlık kurulu raporunda da yukarıdaki hususlar aynen tekrar edilmiştir ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğü tarihinde tarihli raporda belirtilen sebeplerle başvurucunun naklinin uygun görülmediği ve raporda belirtilen hususlar göz önüne alınarak gerekli önlemlerin alınmasını ve başvurucunun cezasının infazına başvuru numarası karar tarihi bulunduğu ceza kurumunda devam olunması gerektiği şeklinde karar vermiştir başvurucunun daha sonra ve tarihlerinde de hastanesinin olduğu iline veya daha önce herhangi bir sağlık sorunu yaşamadan kaldığı aydın e tipi veya yenipazar kapalı ceza kurumlarından birine naklini içeren aynı taleplerde bulunması üzerine tarihli ret yazısıyla cevap verilmiştir başvurucu hakkında tarihinde pamukkale üniversitesi sağlık kurulu raporunda önceki tanılara ilave olarak hipertansiyon tanısı konmuş ve başvurucunun her an için astım atağına girme ihtimalinden dolayı tek başına kalması uygun değildir odası havadar sigara içilmeyen güneş gören geniş bir oda olmalıdır sigara dumanı temizlik ve kozmetik ürünler hastalığı alevlendirdiği için böyle ortamların oluşmaması sağlanmalıdır tüm bu şartlar sağlanamadığı takdirde başvurucunun çevresel koşulları daha uygun olan başka bir yere sevki uygundur denilmiştir başvurucunun tarihinde hastalık nedeniyle naklini talep etmesine istinaden genel müdürlük tarihli yazında başvurucunun hastalık nedeniyle ve yol masraflarını ödemesi koşuluyla ödemiş m tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmesine karar vermiştir c başvurucunun denizli hâkimliğine başvurusu neticesinde verilen kararlar başvurucu tarihli dilekçesiyle denizli d tipi kapalı ceza kurumuna geldikten sonra sağlık durumunu astım bronşit ileri derecede alerji kalp ritim bozukluğu hastası kurum müdürüne anlatarak raporlarını sunmasına ve cezasının sağlığını koruyabilecek şartlarda çektirilmesini istemesine rağmen iki kişinin de sigara içtiği bir üniteye verildiğini metrekarelik havalandırma bahçesine sigara içen kişilerle birlikte günde toplam dört saat çıkarıldığını geriye kalan yirmi saati metrekare büyüklüğünde yürüyecek yeri ve havalandırma penceresi olmayan sadece cm ebadında tuvalet penceresi olan rutubetli bir odada geçirdiğini ileri sürmüş ve ileri derecede astım hastası olması nedeniyle ceza kurumunun bu koşullarının iyileştirilmesini denizli hâkimliğinden talep etmiştir denizli hâkimliği tarihli ve sayılı kararıyla talebin reddine karar vermiştir ret kararının gerekçesi şöyledir denizli d tipi kapalı ceza kurumunun tarihli ve sayılı yazıları ile hükümlü mete dursun un adalet bakanlığı ceza ve tevkifevleri genel müdürlüğünün tarihli ve sayılı emirleri ile antalya tipi kapalı ceza kurumundan güvenlik nedeniyle tarihinde kurumlarına geldiği muhtelif suçlardan aydın ağır ceza mahkemesinin tarihli ve sayılı içtima kararı ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından hükümlü olduğundan ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazının maddesinin ab ve devamı fıkraları gereğince hükümlü tek kişilik odada barındırılır hükümlüye günde saat açık havaya çıkma ve spor yapma hakkı tanınır hükümleri başvuru numarası karar tarihi gereğince hükümlünün tek kişilik oda olan ve üç kişinin aynı havalandırma bahçesini kullandığı zemin a nolu odaya verildiği durumları ve iyi halleri göz önüne alınarak açık havaya çıkma haklarının saate çıkarıldığı hükümlü mete dursun havalandırma bahçesine yan odasında kalan hükümlülerden ayrı olarak tek başına çıkmak istediğini beyan ettiğinden havalandırma bahçesine tek başına saatleri arasında çıkartıldığı ceza kurumumuz tek kişilik odaların bulunduğu blokların fiziki yapısının bu şekilde olduğu cezasından dolayı çoklu odaların bulunduğu kısımlara verilemediği sağlığı yönünden aile hekimliğimiz tarafından gerekli takiplerinin yapıldığı bildirilmiş olmakla hükümlünün talep başvurusu yerinde görülmediğinden başvurucunun babası tarihinde ileri derecede astım hastası olan oğlu mete dursunun sigara içenlerle aynı üniteye yerleştirilmesi avlu havalandırmasının çok sınırlı olması kaldığı odada mutfağın ve pencerenin olmaması sebebiyle sağlığının kötüye gittiğini ileri sürmüş ve ceza kurumu koşullarının iyileştirilmesi talebiyle denizli hâkimliğine başvurmuş mahkeme mükerrer talebi tarihli ve sayılı kararıyla reddetmiştir başvurucunun itirazı üzerine denizli ağır ceza mahkemesi tarihli ve değişik sayılı kararıyla itirazı reddetmiş ve karar aynı tarihte kesinleşmiştir reddi kararının gerekçesi şöyledir hükümlüye ait hâkimliği dosyasının incelenmesinde hükümlünün havale tarihli dilekçe ile sağlık sorunlarına ilişkin raporları eklemek suretiyle ceza kurumunda sağlığını koruyabileceği imkanlarının oluşturulması talebinde bulunması üzerine denizli hükümlü ile ilgili yapılan işlemlerin araştırılarak bildirilmesi hususunda denizli d tipi kapalı ceza kurumu müdürlüğüne yazı yazıldığı denizli d tipi kapalı ceza kurumu müdürlüğünün tarihli cevabı yazısında hükümlünün durumu ve iyi hali gözönüne alınarak açık havaya çıkma hakkının iki saate çıkarıldığı havalandırma bahçesine diğer hükümlülerden ayrı olarak tek başına çıkarıldığı hükümlünün cezasının niteliği itibari ile çoklu odaların bulunduğu kısımlara verilemediği sağlığı yönünden aile hekimliği tarafından gerekli takiplerinin yapıldığının bildirilmesi üzerine denizli tarihli ve sayılı kararı ile hükümlünün talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği bu kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı hükümlünün babası m dursun tarafından hükümlünün sağlık durumuna göre cezaevi şartlarının düzeltilmesi yönünde talepte bulunulması üzerine aynı doğrultudaki taleple ilgili daha önce karar verilmiş olması nedeniyle mükerrer talebin reddine karar verildiği bu kararın da usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından hükümlünün vaki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir ret kararının başvurucuya tarihinde tebliğ edildiği ve tarihli bireysel başvuruda süre aşımı olmadığı tespit edilmiştir d başvurucunun kurum müdürü hakkında suç duyurusunda bulunması ve devam eden süreç başvurucu bireysel başvuru tarihinden sonra tarihli dilekçe ile kurum müdürünün bakanlığa yazdığı nakil talepleri ve cumhuriyet savcısıyla odanın durumu başvuru numarası karar tarihi hakkında konuşması nedeniyle kendisine kasten tavır aldığını sağlık durumu hakkında hiçbir şey yapmadığını dilekçelerinin ilgili yerlere iletilmediğini kendi gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını infaz eden ve hayati riski olduğuna dair heyet raporu bile olmayan hknın dört kişilik odaya alınmasına havalandırma kapısının sürekli açık bırakılmasına rağmen kendi taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek kurum müdüründen şikâyetçi olmuştur kurum müdürü verdiği yazılı savunmasında başvurucunun talepleri doğrultusunda odasının değiştirildiğinden havalandırmanın dört saate çıkarıldığından keskin kokulardan etkilenmeyeceği bir bölüme yerleştirildiğinden ancak traverten taşlarının tozlarından oluşan hava kirliliği ile hükümlü tutuklu odalarındaki rutubetin fiziki yapıdan kaynaklanması nedeniyle alınabilecek bir önlemin olmadığından bahsetmiştir kurum müdürü ayrıca başvurucunun cumhuriyet savcısının verdiği görevleri yerine getirmiyorsunuz benim sağlığım ile ilgilenmiyorsunuz cumhuriyet başsavcılığına ve adalet bakanlığına şikâyet edeceğim demesi üzerine ilgili tüzüğe göre kurum müdürlüğünü sürdürdüğünü kurumdaki hükümlü ve tutuklulara ayrı davranmadığını savcı değil ben yönetirim ifadesini kanun tüzük yönetmelikler doğrultusunda şeklinde ifade ettiğini ve yine kt hakkında verilen tek başına kalmayacağı bir koğuşta kalması uygun olduğuna dair rapor üzerine çoklu odada tutulduğunu ise şartlı tahliyeden geri alınan cezasının infazı nedeniyle tam gün havalandırma kapısının açık olduğunu bu cezanın bitmesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası için ayrılan bölüme geri alınacağını ve başvurucu hakkında alınabilecek tüm tedbirlerin alındığını belirtmiştir başvurucu denizli cumhuriyet başsavcılığına sunduğu ve tarihli dilekçeleriyle sağlık kurullarınca verilen raporlara istinaden başka bir ceza infaz kurumuna nakil talep ettiğini buna karşın genel müdürlüğün sağlık kurulu raporunda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak gerekli önlemlerin alınmasını ve başvurucunun cezasının infazına bulunduğu ceza kurumunda devam olunması gerektiği şeklinde cevap vermesine rağmen kurum müdürünün kasten hiçbir iyileştirme yapmadığını ve nakli için alınması istenen sağlık kurulu raporlarına gerekli açıklıkta üst yazı yazılmadığı için yanlış veya eksik sağlık raporu düzenlenmesine sebep olduğunu belirterek şikâyetçi olmuştur başvurucunun yan odasında kalan hükümlü my tarihli dilekçesiyle kaldıkları odaların metrekare olduğunu kaldıkları kurumun etrafındaki tavuk çiftliği ile taş ve mermer ocaklarının tozlarına kendilerinin bile zor dayandığını başvurucu mete dursunun bunlardan korunmak için odasının camını kapatınca havasız kaldığını ve hastalığı nedeniyle sürekli kriz geçirdiğini aynı blokta kalan dokuz kişiden altısının yan avluya bakan sigara içtiğini ve koridordan gelen dumana maruz kaldıklarını kurum müdürünün sağlık kurulunun hayati risk altında olduğundan başka kuruma nakli gerekir şeklindeki raporundan tavuk çiftliklerinin ve taş ocaklarının etkisi anlaşılmadığından bu durumun raporda belirtilmesi gerektiği söylenmesine rağmen yeni alınacak doktor raporunda da aynı üst yazıyla sorular sorarak eksik rapor düzenlenmesine neden olduğunu hiçbir koşulun iyileştirmediğini yine kurum müdüründen istenen yardıma rağmen başvurucuyla ilgilenilmediğini savcının nolu tekli odalara verilsin her blokta toplam dokuz oda vardır ve nolu oda dışındaki odalar metrekare iken nolu oda metrekaredir demesine kızıp öfkelendiğini bir zaman sonra nolu oda boşaldığında yan odalarında sigara içildiği bahanesiyle başvuru numarası karar tarihi başvurucunun bu odaya geçirilmediğini hâlbuki ve nolu odalar aynı büyüklükte olduğundan gerekli değişiklikler kolayca yapılabilecekken kasten yapılmadığını kurumu savcının değil kendinin yönettiğini söylediğini sonuç olarak kurum müdürünün mete dursuna kasten ve düşmanca hislerle eziyet çektirdiğini belirterek kurum müdürünün eylemleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur denizli cumhuriyet başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında başvurucu kurum müdürü ve kurum doktorunun ifadeleri alınmıştır başvurucu genel olarak maruz kaldığı tutumdan sigara dumanından korunamamasından kattaki rutubetsiz odalardan birine veya biraz daha büyük olan nolu odaya nakledilmemesinden sonuç olarak bulunduğu kurumda hastalığı nedeniyle kendisine uygun ortam sağlanmadığından bahsetmiş sadece sağlığına uygun koşulların oluşturulmasını istemiş kurum müdüründen şikâyetçi olmamıştır kurum müdürü ise başvurucunun odasının birkaç defa değiştirildiğini havalandırmaya saat çıkartıldığını çevre köylerdeki çiftçilerin tarlalarına tavuk gübresi dökmesinden kaynaklanan kokuya ve mermer ocaklarından kaynaklanan toz ve dumana yapabilecekleri bir şey olmadığını rutubetsiz olan kattaki odaların dolu olması ve nolu odaların ise rutubet ile koku durumunun aynı olması nedeniyle başvurucunun buralara yerleştirilmediğini yan odasında sigara içmeyenlerin olduğunu fakat karşı odalardaki sigara dumanını imkânlar ölçüsünde giderdiklerini ifade etmiştir kurum doktoru ise talebi doğrultusunda ve başvurucunun sağlık durumu da dikkate alınarak idarece gerekli önlemlerin alındığını başvurucunun kurumda gözlem altında olduğunu ve hayati tehlikesi olmadığını ancak yörenin iklim şartlarının karasal karakteri nedeniyle soğuk ve kuru havanın rahatsızlığı tetikleyeceğini kurumun arkasında bulunan tavuk çiftliği ve mermer işletmelerinden gelen koku ve tozun da çevre sağlık teknisyenlerinin inceleme için geldikleri gün hava sirkülâsyonu veya başka sebeplerle koku tespit edilememiştir rahatsızlığını olumsuz etkileyebileceğini vurgulamıştır denizli cumhuriyet başsavcılığı toplanan tüm deliller kapsamında tarihli ve sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir başvurucunun bu karara itirazı üzerine nazilli ağır ceza mahkemesi tarihinde itirazın reddine karar vermiştir denizli d tipi kapalı ceza kurumu müdürlüğü tarihinde denizli çevre ve şehircilik müdürlüğüne yazı yazarak kurum yerleşkesi etrafında bulunan tavuk çiftliğinden gelen keskin kokudan ve mermer ocaklarından gelen traverten taşlarının tozlarından astım hastası olan etkilendiğini tavuk çiftliği ve mermer ocaklarına yönelik gerekli ölçümlerin yapılarak kuruma bildirilmesini istemiştir denizli çevre ve şehircilik müdürlüğü tarihli yazısıyla kapalı ceza kurumundan önceki yıl da bu konuda dilekçeler alınması üzerine yapılan incelemede yakın çevrede herhangi bir tavuk çiftliğine rastlanmadığı ancak kurum etrafındaki boş arazilere tavuk gübresi döküldüğünün tespit edilmesi üzerine gübrenin ilgili belediyeye kaldırtıldığı talep üzerine yapılan son denetimde tavuk çiftliği görülmediği gibi boş arazilere dökülmüş tavuk gübresine de rastlanmadığı ve herhangi bir koku da bulunmadığı ayrıca başvuru numarası karar tarihi denetim esnasında mermer tozuna da rastlanılmadığı ve durumun kendilerince takip altında olduğu belirtilmiştir başvurucunun hastalık nedeniyle nakli ve sonrasında devam eden süreç başvurucunun tarihinde hastalık nedeniyle naklini talep etmesine istinaden genel müdürlük tarafından tarihli yazıyla başvurucunun hastalık nedeniyle ve yol masraflarını ödemesi koşuluyla ödemiş m tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmesine karar verilmiştir başvurucu ödemiş m tipi kapalı ceza kurumunda her ne kadar sağlığı açısından sorun yaşamamışsa da hasımlarının olması ve can güvenliğinin olmaması nedeniyle nakil talep etmiş ve tarihinde güvenlik nedeniyle nolu f tipi kapalı ceza kurumuna nakledilmiştir bu kurumun ve gözlem kurulu tarihinde toplanarak başvurucunun durumunu değerlendirerek kalacağı odanın sürekli güneş gören ve havalandırmasının yeteri kadar açık olabilecek astım atağına girmesi durumunda ilk yardım müdahalesinin yapılması için ani müdahale birimine yakın alerji yapabilecek durum ve temaslardan uzak olacak bir oda olması gerektiği fakat kurumda bulunan tekli odaların bu koşulları sağlamadığı bu sebeple konumu nedeniyle blok nolu odanın hasta koğuşu olarak geçici olarak tahsisine bu odada tek kalması uygun olmadığından bu koğuşta kalan hasta yanına gönüllülük esasına dayalı hasta bakımını üstlenecek bir hükümlü verilmesine talepler doğrultusunda odaların sık sık havalandırılmasına ve en az dört saat havalandırılmasına karar vermiştir ancak başvurucu bu odada yalnız kalmıştır kurumun psikososyal servisi başvurucuyla yaptığı görüşme ve uyap üzerinden incelenen dosyaya göre kronik astım hastası olan başvurucunun hastalığının ağır seyrettiğini hastane ve doktor raporlarına göre bazı maddelere alerjisi olduğunu tespit etmiştir kurumun ve sosyal yaşam alanlarının özellikle açık veya kapalı spor salonlarının bu alerjenlerden arındırılması mümkün olmadığından başvurucunun sağlığını riske atmamak için tedbir amacıyla sosyal faaliyetlere başlatılmama kararı alınmıştır tarihinde toplanan ve gözlem kurulu başvurucunun önceden alınan tüm sağlık raporları ve kurumlarının fiziki yapısı ve konumunu birlikte değerlendirmesi neticesinde kurumlarının çukur bir konumda bulunması nedeniyle rüzgârla taşınan toz polen duman vsnin başvurucunun sağlık durumunu olumsuz etkilediğini bu nedenle başvurucunun muhtelif zamanlarda beş kez hastaneye sevk edildiğini kurumda raporlarda belirtilen polikliniklerin bulunmadığını en yakın sağlık kurumunun km mesafede olup ulaşımın güç koşullarda sağlandığını ayrıca ani müdahale gerektiren astım ataklarında acil ekiplerinin kuruma ulaşmasında ve hastanın hastaneye naklinde yaşanan zorlukların da başvurucu için hayati risk oluşturduğunu kurumdaki tek kişilik odaların fiziki yapısı nedeniyle raporlarda belirtilen havalandırma şartlarının yeteri kadar sağlanamadığını ve başvurucunun grup hâlindeki iyileştirme çalışmalarına ve sportif faaliyetlere katılamadığını belirterek müessif bir durumun yaşanmaması başvurucunun tedavisinin ve infazının birlikte yürütülmesi ve belirtilen risklerin önlenmesi amacıyla başvurucunun r rehabilitasyon tipi kapalı ceza infaz kurumlarından birine veya bünyesinde sağlık ocağı bulunan ceza infaz başvuru numarası karar tarihi kurumu kampüslerine naklinin uygun olacağı anlaşıldığından bu hususta alınan kararın takdir ve gereği için adalet bakanlığı ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir başvurucunun r rehabilitasyon tipi kapalı ceza infaz kurumuna veya saat sağlık hizmeti veren ceza infaz kurumu kampüslerinden birine naklini talep etmesi üzerine ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğü tarihinde başvurucunun kurumda en uygun odaya yerleştirildiği hâlen burada tek kaldığı bu odada aşırı koku toz sigara dumanı vs olmadığı kurumun imkânları doğrultusunda düzenli olarak havalandırılan ve soğuk olmayan bir ortamın sağlandığı gerekli ilaç tedavilerinin uygulandığı başvurucunun infazının ertelenmesi talebine ilişkin sürecin devam ettiği daha önceki nakil taleplerinin de reddedildiği tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanun uyarınca kurum idaresinin hastalık nedeniyle nakil talep etme yetkisinin olmadığı ve tüm hükümlü ve tutukluların sağlık sorunları ile ilgili gerekli tüm tetkik ve tedavilerin özenle yerine getirildiği gerekçesiyle talebi reddetmiştir b hukuk ulusal hukuk sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrasının a ve g bentleri şöyledir hükümlülerin gözlem ve sınıflandırılması aşağıdaki esaslara göre yapılır a hükümlülerin kişisel özellikleri bedensel aklî ve sağlık durumları belirlenerek durumlarına uygun infaz kurumlarına ayrılmaları ve bunlara göre saptanacak infaz ve iyileştirme rejimi gözlem inceleme ve değerlendirme yöntemiyle çalışan gözlem ve sınıflandırma merkezlerinde veya kapalı ceza infaz kurumlarının bu hizmete ayrılan bölümlerinde yapılır g gözlem sonunda gözlem merkezi hükümlüye ait dosyayı görüşü ile birlikte adalet bakanlığına gönderir gözlem sonucuna göre hükümlünün gönderileceği infaz kurumu bakanlıkça belirlenir sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrasının a b ve c bentleri şöyledir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı rejimine ait esaslar aşağıda gösterilmiştir a hükümlü tek kişilik odada barındırılır b hükümlüye günde bir saat açık havaya çıkma ve spor yapma hakkı tanınır c risk ve güvenlik gerekleri ile iyileştirme ve eğitim çalışmalarında gösterdiği gayret ve iyi hâle göre hükümlünün açık havaya çıkma ve spor yapma süresi uzatılabileceği gibi kendisi ile aynı ünitede kalan hükümlülerle temasta bulunmasına sınırlı olarak izin verilebilir başvuru numarası karar tarihi sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir hükümlü ceza infaz kurumunun güvenlik ve iyileştirme programlarına tam bir uyum göstermekle yükümlüdür sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrasının f bendi şöyledir kapalı ceza infaz kurumlarında oda ve koridor kapıları kapalı tutulur kapılar aşağıdaki hâllerde açılır f cezaevi idaresince gerekli görülen hâller sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrasının c bendi şöyledir c hücreye koyma cezasına ilişkin disiplin cezalarının infazından önce ve infazı sırasında hükümlü hekim tarafından muayene edilir bu cezaya katlanamayacağı anlaşılırsa cezanın infazı sonraya bırakılır veya hekiminin belirleyeceği aralıklarla infaz edilir koşullu salıverilme tarihine kadar hükümlünün iyileşemeyeceğinin tam teşekküllü devlet veya üniversite hastanesi sağlık kurulu raporu ile saptanması hâlinde hücreye koyma cezası infaz edilmez yerine ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası iki katı süreyle uygulanır raporlar infaz dosyasına konulur sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir hükümlü sağlık nedenleriyle bulunduğu kurumda kalmasının uygun olmadığı kurum hekiminin önerisi ve en üst amirinin isteği üzerine alınacak sağlık kurulu raporuyla belirlendiği takdirde başka kurumlara nakledilebilir tarihli ve sayılı adalet bakanlığı ceza ve tevkifevleri genel müdürlüğü bölümünün maddesinin numaralı fıkrası ise şöyledir veya tutuklunun sağlık nedeniyle başka kuruma naklinin kurum idaresince talep edilmesi veya hükümlü ve tutuklunun kendi talebi hâlinde sağlık nedenleriyle bulunduğu kurumda kalmasının uygun olmadığı kurum hekiminin önerisi ve en üst amirinin isteği üzerine alınacak sağlık kurulu raporuyla belirlendiği takdirde başka kurumlara nakilleri yapılabilecektir sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrasının a ve b bentleri ile tarihli ve sayılı bölümünün maddesinin numaralı fıkrasının a ve b bentleri şöyledir hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için başvuru numarası karar tarihi a gitmek istedikleri kurumlardan durumlarına uygun en az üç yeri belirten bir dilekçe vermeleri b nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul etmeleri gerekir sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir hükümlü beden ve ruh sağlığının korunması hastalıklarının tanısı için muayene ve tedavi olanaklarından tıbbî araçlardan yararlanma hakkına sahiptir bunun için hükümlü öncelikle kurum revirinde mümkün olmaması hâlinde devlet veya üniversite hastanelerinin mahkûm koğuşlarında tedavi ettirilir uluslararası belgeler avrupa ve dışı veya onur kırıcı ceza veya muamelenin önlenmesi komitesinin genel raporu genel raporu sayılı tavsiye kararına ek iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir disiplin soruşturması süreci başvuru numarası karar tarihi başvurucu olay tarihinde sivas cumhuriyet üniversitesi mühendislik fakültesi mühendisliği bölümünde sınıfta öğrenim görmekteydi sivas emniyet müdürlüğü tarafından başvurucunun öğrenim gördüğü cumhuriyet üniversitesi rektörlüğüne rektörlük tarihli ve sayılı bir yazı gönderilmiştir söz konusu yazıda tarihinde sivas ilinde tertiplenen nevruz gösterilerinde başvurucunun da aralarında bulunduğu sivas cumhuriyet üniversitesinde öğrenim gören bir kısım öğrencinin terör örgütünün gençlik yapılanması olan yurtsever özgür gençlik hareketi içinde faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği ve tutuklandıkları bildirilmiştir bu bildirim üzerine rektörlüğün tarihli ve sayılı onayı ile üniversite yönetimince isimleri bildirilen öğrenciler hakkında disiplin soruşturması başlatılmış tarihli soruşturma raporunda sivas ilindeki nevruz gösterilerinde çekilen kamera ve fotoğraf görüntülerinde başvurucunun örgütün marşı olarak bilinen her adlı marşı söylediğinin tespit edilmesi nedeniyle yasa dışı örgüte üye olma ve örgüt adına faaliyette bulunma fiilinin sübuta erdiğinden bahisle hakkında tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan mülga yükseköğretim kurumları öğrenci disiplin yönetmeliğinin yönetmelik maddesinin e bendinde kanun dışı kuruluşlar adına faaliyet yapmak veya yardımda bulunmak şeklinde tanımlanan eylemin gerçekleşmiş olması ve daha önce benzer eylemden dolayı üç kez disiplin cezası aldığı hususu da gözönünde bulundurularak başvurucu hakkında yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile tecziyesi yönünde teklif getirilmiş teklif doğrultusunda üniversite disiplin kurulunun tarihli ve sayılı kararı ile yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılmıştır başvurucu tarihinde disiplin kurulu kararının iptali ve tazminat talebi ile sivas mahkemesinde dava açmıştır mahkeme yargılama sürecinde görülmekte olan davanın sonucunun başvurucu hakkında erzurum ağır ceza mahkemesinde görülen sayılı dosyanın sonucuna bağlı bulunduğu gerekçesiyle tarihinde bu davanın sonuçlanıncaya kadar önündeki davanın bekletilmesine karar vermiştir başvurucu hakkında erzurum ağır ceza mahkemesinde görülen davada tarihinde karar verilmesi üzerine sivas mahkemesi tarihli ve sayılı kararı ile başvurucunun iptal ve tazminat taleplerini reddetmiştir kararın gerekçesi şöyledir dava dosyasının incelenmesinden sivas emniyet müdürlüğü tarafından cumhuriyet üniversitesi rektörlüğüne yazılan tarihli ve sayılı yazıda tarihinde sivas tertiplenen nevruz gösterisinde aralarında davacı öğrencinin de bulunduğu cumhuriyet üniversitesinde öğrenim gören bir kısım öğrenciden terör örgütünün gençlik yapılanması olan içerisinde faaliyet gösteren öğrencilerin ortaya çıkartılması amacıyla yapılan operasyon sonucunda bildirilmesi üzerine üniversite yönetimince bahsi geçen öğrenciler hakkında soruşturma başlatıldığı günlü soruşturma raporunda davacı ile ilgili olarak yasa dışı örgüte üye olmak örgüt adına faaliyette bulunmak fiilinin sübuta erdiğinden bahisle ve daha önce üç kez cezası iki kez birer hafta uzaklaştırma bir kez bir yıl uzaklaştırma aldığı da göz önünde bulundurulmak suretiyle disiplin yönetmeliğinin maddesi kapsamında yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile tecziyesi yönünde teklif getirildiği teklif doğrultusunda üniversite diplin kurulunun tarih ve sayılı kararı ile davacı öğrencinin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği bu işleme karşı yapılan itirazın reddine üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır olayda davacı hakkında yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile başvuru numarası karar tarihi cezalandırılmasına dayanak fiilleri ile ilgili olarak terör örgütünün yöneticisi olmak suçlarından dolayı erzurum ağır ceza mahkemesinin pkk terör örgütünün sivas faaliyet gösteren gençlik yapılanması içerisinde hareket eden diğer sanıklar ile birlikte esas sayılı dosyada yargılandığı bu yargılama sonucunda erzurum ağır ceza mahkemesinin tarih ve dosya sayılı kararı ile davacının sayılı yasanın maddesi ile aynı kanunun maddesinde sayılan suçları işlediğinden mahkumiyetine karar verildiği sayılı yasanın maddesi uyarınca verilen cezalar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır bu durumda davacının sayılı türk ceza kanununun maddesinde yer verilen terör örgütü üyesi olmak suçundan mahkum olduğu açık olduğundan durumunu uygun olarak yükseköğretim kurumları öğrenci disiplin yönetmeliğinin maddesinin e bendi hükmü uyarınca davacının yükseköğretim kurumundan çıkarılmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna başvurucunun temyizi üzerine danıştay sekizinci dairesinin tarihli ve kararı ile temyiz isteminin reddine karar verilmiş bu karara karşı yapılan karar düzeltme talebi de aynı dairenin tarihli ve sayılı kararı ile reddedilerek başvurucu hakkındaki disiplin cezasına ilişkin işlem kesinleşmiştir karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur ceza yargılaması süreci erzurum cumhuriyet başsavcılığının cmk madde ile görevli tarihli ve sayılı iddianamesiyle başvurucunun da aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında tarihli ve sayılı türk ceza kanununun maddesinin numaralı fıkrasında düzenlenen örgüte üye olma ve kanunun maddesinde belirtilen suç ve suçluyu övme suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır erzurum ağır ceza mahkemesinin sırasına kaydedilen dava mahkemenin tarihli ve sayılı kararıyla aynı mahkemenin sayılı dava dosyasında birleştirilmiştir mahkemenin sayılı dava dosyasında birleştirilen dosyalar kapsamında birden çok iddianame bulunmaktadır başvurucu hakkında disiplin cezasının uygulanmasına neden olan suçlamalar ise başlığı altında anlatılmaktadır ilgili kısımları şöyledir pazar günü nevruz bayramı kutlamalarının sivas ta alibaba mahallesi caddesi kızılırmak siteleri arka kısmında bulunan boş arazide yapıldığı kutlamalara cumhuriyet üniversitesinde öğrenim gören ve yasadışı terör örgütünün gençlik yapılanması olan yurtsever özgür gençlik hareketi içerisinde faaliyet gösteren öğrenciler esp ezilenlerin sosyalist platformu içerisinde faaliyet gösteren öğrenciler ve tokat ilinden gelen tokat gaziosmanpaşa öğrencileri oldukları belirlenen ve tokat içerisinde faaliyet gösteren öğrencilerin katıldığı nevruz bayramı kutlaması günü sırasında lastikler yakılarak başlamış topluluk tarafından yakılan lastiklerin etrafında zılgıtlar ve şarkılar eşliğinde halaylar çekilmiş kutlamalara katılan topluluk tarafından ellerinde yasadışı terör örgütünün sözde bayrağını temsil eden sarı kırmızı ve yeşil renkteki bez parçası gezdirilmiş topluluk tarafından başvuru numarası karar tarihi nevroz öcalan serok apo nevroz güneşe son ver yol ver ibareli sloganlar atılmış yine aynı topluluk tarafından terör örgütünün ey ve isimli sözde marşlarını okumuş kutlama sıralarında sona ermiş tokat gelen öğrenciler aynı gün sivastan ayrılmışlar ve yapılan etkinlik baştan sona kadar emniyet görevlileri tarafından teknik cihazlar ile kayıt edilmiştir nevruz kutlamaları sırasında atılan tüm yasadışı sloganların diğer illerde yapılan nevruz eylemlerinde de kullanıldığı illerden gelen resmi yazılardan anlaşılmıştır nevruz bayramı kutlamalarına sivas ve tokat illerinde yükseköğrenim gören kişilerin yoğun olarak katılmaları nedeniyle cumhuriyet üniversitesinde öğrenim gören ve yasadışı terör örgütünün gençlik yapılanması olan yurtsever özgür gençlik hareketi içerisinde faaliyet gösteren öğrencilerin eylemleri ile terör örgütünün içerisindeki faaliyetlerinin açığa çıkartılması şüphelilerin yakalanması ve suç delillerinin elde edilmesi amacıyla günü sivas sulh ceza mahkemesinin tarih ve değ sayılarına kayden alınan arama izni kararı ile şüphelilerin ikametgahlarında ve adresinde faaliyet gösteren arama yapılmış tokat gelerek sivasta yapılan nevruz kutlamalarına katılan gurup içerisinde aktif rol alarak grubu yönlendirdikleri tespit edilen şahısların eylem ve örgüt içerisindeki faaliyetlerinin tespiti amacıyla tokat sulh ceza mahkemesinin tarihli ve d sayılı arama izni kararı ile aşağıda ayrıntıları yazılı arama işlemleri yapılmıştır nevruz bayramı ile ilgili olarak günü sivas ili ahbaba mahallesi caddesi kızılırmak siteleri arka kısmında bulunan boş alanda yapılan nevruz kutlamasında görevliler tarafından çekilen kamera görüntülerinin yapılan cd çözümünde cdde bulunan görüntünün saniyesinde üzerinde mavi kot pantolon ve lacivert mont olan başında kahverengi şapka bulunan ve elinde sarı kırmızı yeşil renkte sözde pkk bayrağını temsil eden bez parçası ile halay başı çeken şüpheli ş b görüntünün saniyesinde üzerinde kahverengi mont ve pantolon olan ve alkış eşliğinde nevruz güneşe şeklinde slogan atan ve attıran şüpheli görüntünün saniyesinde şüpheli tarafından grubun toplandığı grup içerisinde şüpheli s t de yer aldığı görüntünün saniyesinde tarafından arkadaşlar duruşu diyerek sol elin zafer işareti yaparak havaya kaldırdığı görüntünün saniyesinde grubu yönlendiren şüpheli ve grup tarafından terör örgütünün sözde marşı olarak bilinen ey her topi zeman kes düşman kürt halki hala top felaketlerden kürt aslan ile başlayan serpe ta taci jiyan kürt kurban vermece hazir ölüme hazir ölüme hazir ölüme hazir ibareleri son bulan sözde marşı söyledikleri sözde marştan sonra hep birlikte alkışlar eşliğinde nevruz nevruz şeklinde slogan atmışlardır görüntünün saniyesinde yukarıda açık kimliği yazılı tarafından son ver yol ver şeklinde gruba slogan attığı ve attırdığı başvuru numarası karar tarihi görüntünün saniyesinde yukarıda açık kimliği yazılı tarafından ve yine yukarıda açık kimlikleri yazılı grupta bulunan şahıslarla birlikte nevruz nevruz şeklinde slogan attıkları görüntünün saniyesinde grubu yönlendiren ve yukarıda açık kimliği yazılı tarafından şüpheliler st ve f b ile birlikte nevruz güneşe şeklinde slogan atıkları görüntünün saniyesinde tokat ilinden gelen grupla birlikte grubu yönlendiren üzerinde mavi kot pantolon siyah renkli deri mont bulunan içerisinde gri kazak olan şüpheli e birlikte öcalan şeklinde slogan atarak nevruz alanına gelmiştir nevruz alanında bulunan yukarıda açık kimliği yazılı şahısla gelen gruba hitaben nevruz nevruz şeklinde karşılık verdikleri görüntünün saniyesinde gelen tokat grubu ile birlikte şüpheliler ve tarafından terör örgütünün sözde marşı olarak bilinen delal hun welat em herin güzel kürt ibaresi ile başlayan dile hesin ala hun em besin artik bayrak hep beraber ibaresi ile son bulan her isimli sözde marşın söylendiği görüntünün saniyesinde grubu yönlendiren yukarıda açık kimliği yazılı tarafından alkışlar eşliğinde nevruz nevruz şeklinde slogan attırarak son bulduğu tespit edilmiş ve çözüm tutanağı dosyaya eklenmiştir başvurucunun tarihli nevruz gösterisine katılmasından ayrı olarak başka olaylardan da bahsedilmektedir bu olaylardan bazıları şunlardır örgütün gençlik yapılanması olan sivas sorumlusu olduğu evinde yapılan aramada sayfalık sosyalist parti başlıklı örgütsel doküman elde edildiği içerisindeki faaliyetlerini aktif olarak yürüttüğü örgüt tarafından tertip edilen etkinliklere katılmak amacıyla ankara ve diyarbakır gittiği nevruz kutlamalarında topluluğu yönlendirdiği örgütün yapılanması içinde üst düzey yönetici konumunda olduğu şüpheliler ve tarihinde sivas ilinde ki nevruz kutlamalarında yine şüpheliler ve kasım tarihinde cumhuriyet üniversitesinde yapılan protesto eylemine katıldığı yine şüpheliler ve in tarihinde diyarbakır ilinde yapılan nevruz kutlamalarına katıldıkları terör örgütünün propagandası niteliğinde slogan attıkları şüphelilerin eylemlerinin suç tarihi itibariyle suç ve suçluyu övme niteliğinde bulunduğu şüphelilerin sivas ta yaptıkları eylemlerin terör örgütünün yönlendirmesiyle ülke genelinde yapılan eylemlerle eş zamanlı ve aynı olduğu yakalanan şüphelilerin yapılan ev aramalarında elde edilen bazı cdlerin aynı içerikli ve birden fazla olduğu üzerlerinde bulunan yazıların benzerlik taşıdığı bahse konu cdlerin sivas ve tokat yurtsever özgür gençlik hareketi sorumluları olmaları terör örgütü ile bağlantılarının bulunduğunu göstermektedir yukarıda anlatılan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre şüphelilerin yasa dışı başvuru numarası karar tarihi terör örgütünün gençlik yapılanması olan yurtsever özgürlük gençlik hareketi adına faaliyette şüpheliler e e e k d ve k d örgüt yöneticisi konumunda diğer şüphelilerden in ve diğerlerinin ise örgüt üyesi arama ve el koyma kararlan cd disket kamera cep kart fotoğraf çözüm inceleme tutanakları bilgisayar internet site yakalama telefon dinleme kayıtlan el yazılan cmk md ile görevli adli emanetinin sayılı emanet makbuzu şüphelilerin nüfus ve sabıka kayıtlan sorgu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla tarihli ve ve nolu ile örgüt üyeliği suçundan cezalandırılmaları istenilen şüpheliler e e k d k d ve s t sivas ilinde terör örgütünün gençlik yapılanması içerisinde yer aldıkları terör örgütü adına faaliyet göstererek bu amaçla nevruz ve benzeri gösterilerde örgüt adına yönlendirmelerde bulundukları evlerinde çok sayıda yasak yayın ve öcalan posterleri bulundurdukları söz konusu gençlik yapılanması içerisinde organize bir şekilde hareket ettikleri tüm dosya kapsamından anlaşılmakla başvurucunun da tarihinde sivas ilinde yapılan nevruz kutlamalarına katılarak nevruz güneşe selamdır serak öcalan ve benzeri terör örgütünün propagandası içerikli sloganlar attıkları suç tarihi itibariyle şüphelilerin eylemlerinin sayılı kanun un maddesi kapsamında suç ve suçluyu övme niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından bu suçtan ayrı ayrı cezalandırılmaları da talep edilmiştir terör örgütünün türkiye gençlik yapılanması olduğuna ilişkin şu değerlendirmeler yapılmıştır terör örgütünün türkiye gençlik yapılanması olan bağımsız gençlik hareketi yeniden yapılandırılması maksadıyla türkiye konferansı ismi altında ilinde tarihinde yapılan konferans sonrası gençliğin hareket alanını genişletecek kendi içinde demokratik sürece yanıt olabilecek bir yapılanma üzerinde karar kılındığı ve tüm gençleri kendi örgütlemek amacıyla edilerek yerine yurtsever özgür gençlik hareketi kurulduğu ilan edilmiştir terör örgütü özgür gençlik hareketi temel hedeflerinin abdullah öcalan la pratikleştirmek olduğunu türkiyede öğrenci gençliğinin ve ihtiyaç olarak belirlenen işçi işsiz ve köylü gençlik kesimlerinin biraraya getirilmesi ve cumhuriyetin demokratikleştirilmesi olduğu toplum nezdinde yaşama geçirilmesi ihtiyaç olduğunu sözde oligarşik cumhuriyeti demokratik cumhuriyete dönüştürmek için sözde demokratik misyonunu önemli abdullah öcalan a yönelik sözde kapsamlı ve sistemli bir saldırının olduğu abdullah öcalan ın sözde geliştirdiği demokratik cumhuriyet ve üst kimlik gibi yürütüldüğü bir sırada sözde uygulanmasını kabul etmediklerini sözde kürt sorununun bir halk sorunu olduğunu ve muhatabının abdullah öcalan ın olacağı abdullah öcalan sız çözümün belirlemesinin çözümsüzlüğün formülü olduğunu ve buna kesimlere karşı tavır gençliğin irade olarak edildiğini meşru caydırıcı eylem tarzıyla topluma ve değerlerine yapılan bütün saldırılara cevap vereceğini işçi işsiz köylü ve öğrenci gençlikten oluşacak yapısının bundan sonra yapılacak olan çalışmalarda sistemin yürüttüğü planlı çalışma tarzını boşa çıkarıcı bir pratik içerisinde olacağını tüm gençlik kesimlerini davet ettiklerini abdullah öcalan a yapılan sözde başvuru numarası karar tarihi saldırıların gençliğin sorununun öznesi olarak hareket etmeyi gerektirdiğini bu sebeple gençleri örgütlenmeye çağırdıklarını gençliğin ve halkın sorunlarını kendi öz gücüyle çözeceği iddiasında olduğunu tarafından yapılan eylemlerin adıyla sahiplenmesi türkiye gençliğini kapsadığı her olduğu ancak her olmadığı sol ve devrimci gençlik örgütleriyle çeşitli ittifaklara gidilebileceği bu konudaki temel ilkenin terörist başı ve tarafından savunulan değerlere saygı olduğu abdullah öcalan a yönelik hakaret ve karalamanın işbirliği ve ittifakları engelleyeceğini bildirmiş günü gözaltına alınan şüphelilerin yapılan ev aramalarında elde edilen dokümanların incelemesinde varlığının kabul edildiği tespit edilmiştir başvurucu soruşturma evresinde kolluktaki ifadesinde atılı suçlamaları kabul etmediğini cumhuriyet savcılığındaki ifadesinde ve ile bağlantısının olmadığını mahkemedeki ifadesinde ise yılı nevruz kutlamasına katıldığını slogan atmadığını herhangi bir örgüt ile organik bağının olmadığını örgütsel faaliyet düzenlemediğini aidat toplamadığını ve örgüte eleman kazandırmadığını yılında sivas ilinde düzenlenen nevruz kutlamalarına katıldığını hayır yaşasın halkların kardeşliği şeklinde slogan attığını ifade etmiştir başvurucu hakkında erzurum ağır ceza mahkemesinin tarihli ve sayılı kararı ile örgüt üyeliği suçundan sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrası uyarınca yıl ay hapis ve suç ve suçluyu övme suçundan sivas ve diyarbakır illerindeki nevruz kutlamalarındaki eylemleri ile sivas ili mevlana caddesindeki eylemlerinden dolayı her bir eylem için aynı kanunun maddesi gereğince gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir mahkeme başvurucunun çerçevesinde örgüt üyeliği suçunu işlediğine gerekçe olarak sanıklar e e k d ve k d örgüt yöneticiliğinden cezalandırılması istenmiş ise de sanıkların örgüt yönetici olduğuna dair yeterli ve inandırıcı delil elde edilememiştir fakat bu sanıkların eylemleri değerlendirildiğinde örgüt üyesi oldukları kanaatine varılmıştır bu sanıklarla beraber eylemleri değerlendirildiğinde süreklilik çeşitlilik zayıfta olsa aralarında hiyerarşik bir bağ bulunduğu anlaşılmaktadır bu iddianame ile sanıkların bağlı suçları hakkında dava açılmamıştır anlatımından sanıkların suç tarihi itibariyle suç ve suçluyu övme ile propaganda suçlarını işledikleri anlaşılmaktadır sanıklara bağlı suçları iddianamede anlatıldığından ek savunma hakkı tanınmıştır sanıkların eylemlerini pkk terör örgütünün uzantısı konumundaki gençlik yapılanması adına yürüttüğünün anlaşıldığı belirtmiştir mahkeme anlatılan tarihindeki aynı olay nedeniyle başvurucu hakkında sayılı kanunun maddesinde belirtilen suç ve suçluyu övme suçundan da mahkumiyet hükmü kurmuştur başvurucunun temyizi üzerine erzurum ağır ceza mahkemesinin kararı yargıtay ceza dairesinin tarihli ve sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir b hukuk sayılı kanunun suç işlemek amacıyla örgüt kurma kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir başvuru numarası karar tarihi kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler örgütün yapısı sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır ancak örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir değişik md örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi örgüt üyesi olarak cezalandırılır örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir sayılı kanunun silahlı örgüt kenar başlıklı maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi on yıldan yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir sayılı kanunun suçu ve suçluyu övme kenar başlıklı maddesi şöyledir olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse tarihli ve sayılı kanunun uncu maddesiyle değişik bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır tarihli ve sayılı yükseköğretim kanununun yükseköğretime giriş ve yerleştirme başlıklı maddesi şöyledir yükseköğretime giriş ve yerleştirme aşağıdaki şekilde yapılır a yükseköğretim kurumlarına giriş ve yerleştirme işlemleri imkan ve fırsat eşitliğini sağlayacak tedbirleri almak kaydıyla yükseköğretim kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslara göre yapılır b yükseköğretim kurumlarına esasları yükseköğretim kurulu tarafından belirlenen merkezi sınavlarla girilir yerleştirme puanlarının hesaplanmasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınır ortaöğretim bitirme başarı notları en küçüğü iki yüz elli en beş yüz olmak üzere ortaöğretim başarı puanına dönüştürülür ortaöğretim başarı puanının yüzde on ikisi yerleştirme puanı hesaplanırken merkezi sınavdan alınan puana eklenir c ortaöğretim kurumlarını birincilik ile bitiren adaylar için mevcut kontenjanları yanı sıra yükseköğretim kurulu kararı ile ayrı kontenjanlar belirlenebilir d mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olan öğrenciler istedikleri takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya bunlara en yakın olan mesleki ve teknik önlisans yükseköğretim programlarına sınavsız olarak yerleştirilebilir bu öğrencilerin yerleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar milli eğitim bakanlığının görüşü üzerine yükseköğretim kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir e önlisans mezunları için ilişkili lisans programlarında belirlenmiş kontenjanın yüzde onunu geçmeyecek şekilde yükseköğretim kurulu kararı ile her yıl dikey geçiş kontenjanı ayrılabilir f yabancı uyruklu öğrenciler ile ortaöğretimin tamamını yurt dışında tamamlayan öğrencilerin yükseköğretim kurumlarına kabul usul ve esasları yükseköğretim kurulu tarafından belirlenir uluslararası andlaşmalar gereği türkiye deki yükseköğretim kurumlarında burslu olarak öğrenim görecek yabancı uyruklu öğrencilerin yerleştirme işlemleri yükseköğretim kurulu tarafından yapılır başvuru numarası karar tarihi g yükseköğretim kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre belli sanat ve spor dallarında üstün kabiliyetli olduğu tespit edilen öğrenciler ile türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumunca tespit edilen uluslararası bilimsel yarışmalarda ödül öğrenciler ilgili dallarda eğitim yapmak kaydıyla yükseköğretim kurumlarına yerleştirilebilir ek cümle md türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumunca tespit edilen ve yükseköğretim kurulu tarafından kabul edilen ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen bilimsel yarışmalarda ilk üçe giren öğrencilerin dallardaki lisans programlarına yerleştirilmelerinde merkezi sınavlardan almış oldukları puanlara bu maddenin b bendine göre hesaplanan ortaöğretim başarı puanı ve bu puanın yükseköğretim kurulu tarafından tespit edilecek katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak puan eklenir sayılı kanunun öğrencilerin disiplin işlemleri başlıklı maddesi şöyledir soruşturma yetkiler ve cezalar a yükseköğretim kurumları içinde veya dışında yükseköğretim öğrenciliği sıfatına onur ve şerefine aykırı harekette bulunan öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kısıtlayan kurumların sükun huzur ve çalışma düzenini bozan boykot işgal ve engelleme gibi eylemlere katılan bunları teşvik ve tahrik eden yükseköğretim mensuplarının şeref ve haysiyetine veya şahıslarına tecavüz eden veya dışı davranışlarda bulunan ve anarşik veya ideolojik olaylara katılan veya bu olayları tahrik ve teşvik eden öğrencilere eylem başka bir suçu oluştursa bile ayrıca uyarma kınama bir haftadan bir aya kadar veya bir veya iki yarıyıl için kurumdan uzaklaştırma yükseköğretim kurumundan çıkarma cezaları verilir b bir fakülte enstitü veya yüksekokulun içinde veya dışında öğrencilerin işlemiş oldukları disiplin suçlarından dolayı soruşturma yapmaya ve doğrudan gerekli cezayı vermeye veya disiplin kuruluna sevk etmeye ilgili fakülte dekanı enstitü veya müdürü yetkilidir c disiplin soruşturmasına olay öğrenilince derhal başlanılır ve soruşturma en geç or beş gün içinde sonuçlandırılır d hakkında kovuşturma yapılan öğrenciye sözlü veya yazılı savunma hakkı verilir tanınan süre içinde savunma yapmayan öğrenci bu hakkından vazgeçmiş sayılır e disiplin cezaları ilgili öğrenciye yazı ile bildirilir durum öğrenciye burs veya kredi veren kuruluşa ve yükseköğretim kuruluna duyurulur yükseköğretim kurumundan çıkarma kararlarına karşı on beş gün içinde üniversite yönetim kuruluna itiraz edilebilir cezalar öğrencinin dosyasına ve siciline işlenir f bu maddeye göre yapılacak işlemler sırasında gerekirse öğrenciye bağlı bulunduğu öğretim kuruluşunda ilan yoluyla tebligat yapılabilir g yükseköğretim kurumundan çıkarma kararı bütün yükseköğretim kurumlarına yükseköğretim kurulu emniyet makamları ve ilgili askerlik şubelerine bildirilir ikinci cümle anayasa mahkemesinin tarihli ve e k sayılı kararı ile sayılı kanununun maddesinin iptal edilen g fıkrasının ikinci cümlesi şöyledir yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar sayılı kanununun maddesinin a fıkrasının dokuzuncu bendi şöyledir a aşağıdaki hususlar yükseköğretim kurulu tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir başvuru numarası karar tarihi öğretim memur ve diğer personel ile öğrencilerin disiplin işlemleri disiplin amirlerinin yetkileri ve disiplin kurullarının teşkili ve çalışması ile ilgili hususlar mülga yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasını gerektiren disiplin suçları başlıklı maddesinin e bendi şöyledir yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır kanun dışı kuruluşlara üye olmak bu kuruluşlar adına faaliyet yapmak veya yardımda bulunmak mülga disiplin cezaları başlıklı maddesinin e fıkrası şöyledir yükseköğretim kurumundan çıkarma öğrenciye bir daha yükseköğretim herhangi birine alınmamak üzere öğrencilikten çıkarıldığının yazı ile bildirilmesidir tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan yükseköğretim kurumları öğrenci disiplin yönetmeliğinin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasını gerektiren disiplin suçları başlıklı maddesi ise şöyledir yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasını gerektiren eylemler şunlardır a mahkeme kesinleşmiş olmak kaydıyla suç işlemek amacıyla örgüt kurmak böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek b yükseköğretim kurumlarında uyuşturucu veya uyancı maddeleri satmak satın almak başkalarına vermek ve ticaretini yapmak c sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanuna olarak ateşli silahlarla mermilerini ve bıçaklarla saldırı ve savunmada kullanılmak özel olarak yapılmış bulunan diğer aletleri patlayıcı maddeleri kullanmak ç kişilerin vücudu üzerinde cinsel davranışlarda bulunmak suretiyle cinsel dokunulmazlıklarını ihlal etmek iv
No violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar istanbul arkeoloji verilen izin belgesine istinaden tarihinden itibaren koleksiyonculuk faaliyetinde bulunmaya karar tarihi a ceza ve ceza kolluk tarihinde aonun arama sut otuz bir adet sikke ele bu sikkelerden yirmi adedinin bronz kalan yedi adedinin ise sikkelerin tasnif ve tescile tabi tespit aynca konusu sikkelerin koleksiyonculuk faaliyetinde bulunan envanter defterinde mevcut istanbul cumhuriyet ve aonun tarihli ve ve tabiat koruma kanununun maddesi istemiyle tarihinde iddianame iddianameyi kabul eden istanbul asliye ceza mahkemesi sonucunda tarihinde beraatine ao ise hapis ve tl adli para ile karar aonun kanun tescil ve tasnife tabi eserleri kasten kararda ise bir envanter defterine kaydetmek uzere aym gun yani deftere kaydettirmek gerekli olmadan ao kolluk yer mahkemeye bulunan otuz bir adet sikkeyi envanter defterine ispat edilmesinin mahkeme dosyaya ve ibraz yukanda belirtilen koleksiyon defterini dikkate alarak itibar edilmesi aksini ispat edebilecek yetecek delil elde sonucuna mahkeme aynca elde edilen ve bronz sikkelerin ise karar iadesine karar bu karar ao ve ve turizm temyiz ceza dairesi tarihinde verilen beraat ao verilen mahkumiyet ise b izin belgesinin iptali ve idari dava ve turizm konusu sikkelerin envanter defterinde tarihinde koleksiyonculuk izin belgesini iptal bu idari ileme tarihinde ankara idare mahkemesinde iptal mahkeme tarihinde ile dava konusu idari iptaline karar ceza sonucu beraatine dikkat envanter defterine kaydedilmemi olan otuz bir eserin hangi tarihte kesin ve olarak tespit mahkeme tamu koleksiyona ilave tarihten itibaren en bir ay envanter defterine kaydedilmesi karar tarihi ancak somut olayda koleksiyonda belgesiz tespit belirterek davaya konu hukuka uygun sonucuna temyiz edilen karar dairesince tarihinde bozma bir arama sonucunda bulunan ve ne zaman belli olmayan otuz bir adet sikkenin envanter defterinde daireye koleksiyonunda belgesiz sabit koleksiyonculuk izin belgesinin iptali dava konusu hukuka karar istemi dairesinin tarihli bozma uyan mahkeme tarihinde reddine karar temyiz edilen karar daire tarihinde onama karan vekiline tarihinde tarihinde bireysel karar istemi dairenin tarihli iv ilgili hukuk a ulusal hukuk ilgili mevzuat kanunun maddesinin yedinci ve sekizinci ve ve turizm verilecek izin belgesiyle gerekli koleksiyonlar meydana getirebilirler koleksiyoncular faaliyetlerini ve turizm bildirmek ve envanter defterine kaydetmek koleksiyoncular ilgili tescil ettirerek her turlu eseri gun ve turizm haber vermek ile kendi veya satabilirler almada ve turizm aittir kanunun maddesi madde tasnif ve tescil ve gerekli ticareti ve turizm izni ile bu ticareti yapmak isteyenler ve turizm ruhsatname almak bu ruhsatnameler ur irin bu bitiminden bir ay ruhsatname yenilenebilir bu kanun hareket edenlerin ruhsatnameleri iptal edilir karar tarihi kanunun maddesi ve tabiat ilgili olarak bildirim mazereti ve bilerek hareket eden aydan kadar hapis ile bildirimi olan ve tabiat arzeden satan veren alan kabul eden iki be kadar hapis ve kadar para ile ancak bu durumda birinci cezaya ticareti yasak olmayan izinsiz olarak ticaretini yapan aydan kadar hapis ile kanunun maddesi bu kanunun maddesine hareket bir kadar hapis ve kadar para ile kanunun maddesi bu kanunun ve uncu maddelerine davrananlara su daha bir gerektirmiyorsa aydan bir kadar hapis ve para verilir kanunun maddesi bu kanun kalan nedeniyle ve tabiat teslim edilir olay tarihi olan tarihli ve resmi gazetede giren gerekli tamu ve tabiat ve denetimi maddesinin ilgili bu koleksiyon belirli bir sistem belirli artlarda belirli bir yerde saklanan gerekli ve tabiat grubu koleksiyoncu koruma yarar ve tatmin gerekli ve tabiat koleksiyonunu yapan veya yapacak olan veya ifade eder maddesi koleksiyoncular dahil eserleri verilecek iki envanter defterine kaydederler eserlerin sahiplerince uygun da ihtiva eden bu envanter defterinin bir koleksiyona sonradan ilave edilen eserler en ge bit ay her iki uygun olarak kaydedilir karar tarihi maddesi koleksiyonculuk yapan halinde koleksiyon varislerine intikal eder varisler devam etmek istedikleri takdirde bu yeniden izin almak koleksiyon varisler taksim edilebilir taksim eserlerin bozulamaz birbirini tamamlayan eserlerden devam etmek istemeyen varislerin ellerindeki veya devirleri bu maddesinin birinci koleksiyoncular ilgili tescil ettirerek her eseri on bej en haber vermek ile kendi veya satabilir almada aittir ek maddesi ek yon koleksiyonculuk izin belgesi iptal edilir a yon imad koleksiyonda belgesiz ve tabiat tespit edilmesi hallerinde koleksiyon izin belgesi iptal edilir ve bir ay ilgili ve emniyet bildirilir koleksiyon izin belgesi iptal edilenler bildirilir koleksiyon izin belgesinin iptali sonucu gerekli kanuni uygun ve tabiat takdir edilecek bedel koleksiyon izin belgesi iptal edilenler belgeli de olsa yeni bir alamazlar halinde bunlara yeniden koleksiyon izin belgesi verilmez koleksiyoncu herhangi bir nedenle idari veya adli takibata halinde koleksiyonculuk faaliyetleri tahkikat sonuna kadar olarak durdurulur tahkikat sonucuna konusu tarihli ve resmi gazetede giren gerekli tamu ve tabiat ve denetimi ile amlan maddesi koleksiyon izin belgesi a gerekli ve tabiat tasnifi tescili ve belirlenen olarak koleksiyonda belgesiz ve tabiat tespit edilmesi karar tarihi hallerinde iptal edilir birinci belirtilen hususlar ve tabiat koruma kanunu ve tarihli ve kanunu koleksiyoncu ve halinde koleksiyonculuk faaliyetleri sonuna kadar durdurulur ve tabiat envanter ve koleksiyon izin belgeleri komisyon gerekli durumunda yediemin olarak ilgili muhafaza edilir sonucunda koleksiyoncunun giymesi halinde belgesi iptal edilir idari dava daireleri kurulunun tarihli ve ilgili dava ait gerekli koleksiyon belgesinin iptaline ve turizm ve j ve turizm bildirilerek istenilmesine gunlu ve turizm ile gerekli ve tabiat ve denetimi maddesinin b bendinin iptali istemiyle dairesinin ve tabiat koruma kanununun maddelerinin irdelenmesinden devlet malz gercek ve ve turizm izin belgesiyle gerekli koleksiyonlar meydana getirebilecekleri faaliyetini ve turizm na bildirmek ve envanter defterine kaydetmek zorunda gerekli ve tabiat tescili ve ile ilgili usu ve envanter defteri tutmak ile eserlerin belirlenerek koleksiyon sahipleri yine ilgili tescil ettirerek her eseri gun ve turizm na haber vermek ile kendi ve satabilecekleri almada ve turizm yasa ve resmi gazetede giren gerekli ve tabiat ve denetimi maddesinin b koleksiyonda yer alan ve tabiat tahribi ve ile ilgili ibraz edilememesi ve en ge bir ay bildirilmemesi halinin koleksiyonculuk izin belgesinin iptali nedenleri buna koleksiyonculuk izin belgesi verme yetkisi olan ve turizm paralellik ilkesi koleksiyonculuk izin belgesi iptalinde de yetkili herhangi bir duraksamaya yer bu itibarla gerekli ve tabiat ve denetimi yasaya ve bu maddesinin b yasaya ate yandan tarihinde karar tarihi denetimde koleksiyonuna adet eserin eksik adet eserin ise tespiti eksik ve eserlerle ilgili olarak koleksiyoncudan bilgi istenilmesine herhangi bir bilgi nedeni ile ait koleksiyonculuk belgesinin iptaline reddine karar temyiz etmekte ve istemektedir temyiz edilen kararla ilgili incelenmesinden dairesince verilen usu ve hukuka uygun ileri temyiz nedenlerinin gerektirecek nitelikte temyiz isteminin reddine karar verildi b hukuk avrupa insan haklan ek nolu maddesi her gerek ve ve isteme bir kimse ancak kamu sebebiyle ve yasada ve hukukun gene ilkelerine uygun olarak ve yoksun devletlerin kamu uygun olarak veya vergilerin ya da veya para gerekli uygulama konusunda sahip olduklar hakka hale getirmez avrupa insan haklan mahkemesi konusunda mevzuat ve derece mahkemelerinin bunlara yorumundan olarak bir yorum esas b no b no b no b no ek nolu maddesinin elde etme koruma kabul etmektedir ve b no fener rum erkek lisesi b no ihlal ancak ek nolu maddesinin bir ile durumunda ileri belirtmektedir buna alacak da mevcut veya mal elde en bir beklenti de b no prensi b no beklenti ilk defa kararlar pine valley ltd ve b no b no ve b no bir konu olabilecek ekonomik bir ifade edip bunun konu olup devredilebilip veya intikale konu olup gibi unsurlar dikkate karar tarihi belirlenmektedir smith kline and french kk b no b no daha daireler verilen kararlan ve bu kararlardaki yasal soma ticari marka tescili sahibi olarak yasal menfaate yol ek nolu protokolun maddesi tescilin ve tescilin korumadan ancak ihlal etmemesi bu anlamda tescil ekli arta ifade bununla birlikte tescil bulunduktan soma sahibi diger ilgili maddi ve usul yerine getirmesi halinde ilgili mevzuat incelenmesini beklemeyi hak bu nedenle belirli iptal edilebilmelerine bir ticari tescili ile olarak yasalara tanman bir dizi hak bu durumun mevcut davada ek nolu protokolun maddesini yeterli ve mahkemenin bir beklentiye sahip iddia edip gerek b no konu olayda bir koleksiyoncudan unlu ressam vincent van goghun bir tablosunu bu sati ilgili mevzuat kamu ancak ilgili iki suresi on ancak bu tabloyu yurt ve kamu on bu tablo italyan ve somut olaydaki uygulamalara ederek on bu tablo bir menfaatinin ve tablonun on tarihe kadar bu tablonun maliki kamu ve hukuki durumunun belirli bir kategori belirterek yararlanmaya genel kural somut olayda suresinden soma da on kanunilik ve keyfi yol bununla birlikte incelemeyi tercih kararda amaca vurgu birlikte kamu harekete ve piyasa tabloyu nedeniyle ile kamu yaran adil dengenin sonucuna b no ise antika silah koleksiyonu antika silah koleksiyonu yapan koleksiyonunun edilmesi bu konuda uzerine gerekli yerine de bulunan diger antika da koleksiyonun edilmesi tazminat gibi herhangi bir de karar tarihi v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan olay tarihinde olan koleksiyona ilave edilen eserlerin en bir ay halde yeni eserlerin envanterde koleksiyonculuk belgesinin iptal edilmesinden aynca yine bu koleksiyoncu idari ve adli sonucunun beklenmesi somut olayda ise beraat ile bu sure beklenmeden konusu belgenin iptal ifade belgenin iptali nedeniyle davada derece mahkemelerinin yeterli bir de koleksiyonculuk izin belgesinin iptali nedeniyle koleksiyonundaki eserleri idareye teslim etmek zorunda olarak bu masumiyet karinesinin bilim ve sanat adil ile ihlal ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu kanunla toplum olamaz anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no somut olayda ihlal masumiyet karinesiyle bir ilgisi bilim ve sanat ile adil ihlal one ise de esas ilgili ihlali uygun kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas a genel ilkeler ihlal eden bir kimse boyle bir var mustafa ve digerleri b no bu nedenle maddesi karar tarihi gerektiren bir menfaate sahip olup hukuki durumunun gerekir cemile b no b no maddesiyle ekonomik ifade eden ve parayla her mal a bu olarak bulunmayan menkul ve gayrimenkul mallar ile tesis edilen ayni haklar ve fikri kabil olan her alacak da dahildir mahmut duran ve digerleri b no hukukta veya idari kabul edilen bir anlam ve kapsama sahip olup bu alanlarda kabul edilen yasal ile olarak bir yorum ile ele remzi b no mustafa ve digerleri maddesinde mevcut mal ve koruyan bir bir sahibi bir kazanma bu konudaki menfaati ne kadar olursa olsun anayasayla korunan bu belirtmek gerekir ki maddesi soyut bir temele olarak erimeyi ve edinmeyi bu hususun olarak belli durumlarda bir ekonomik veya bir elde etmeye bir beklenti anayasada yer alan yararlanabilir kemal yeler ve ali arslan b no mehmet b no mustafa ve digerleri ilkelerin olaya somut olayda koleksiyonculuk izin belgesi envanterinde olmayan tamu iptal bu izin belgesinin tekil edip kanunun maddesinin ve ve turizm verilecek izin belgesiyle gerekli tamu koleksiyonlar meydana getirebilecekleri ancak hem bu kanun hem de kanun konusu izin belgesinin ve ekonomik bir konu nitekim olay tarihinde olan maddesinin ikinci koleksiyoncunun varislerinin devam etmek istedikleri takdirde bu yeniden izin zorunlu koleksiyonculuk izin belgesi iptal edilenler amlan ek maddesine yeni bir alamazlar ancak bunun da mevcut bir herhangi bir etkisi gibi esas bu erimeyi maddesi ise erimeyi mevcut veya somut bir temele edinme bir beklentiyi devredilebilmesi ve intikalinin konusu izin belgesi ekonomik bir ifa maddesi tekil etmemektedir karar tarihi bununla birlikte konusu ek maddesinde koleksiyonculuk izin belgesinin iptali halinde uygun ve tabiat takdir edilecek bedel da izin belgesinin iptalinin diger bir sonucu olarak koleksiyonundaki idareye teslim etmek zorunda bu durumda koleksiyonunda yer alan tekil edip de gerekmektedir kanunun maddesinde tasnif ve tescil devlet gerekli ve turizm izni ile aynca amlan maddesinde koleksiyonerin halinde koleksiyonun varislerine intikal maddede de koleksiyon sahiplerinin ilgili tescil ettirmek koleksiyonundaki her eseri kendi veya koleksiyonundaki belirli dahilinde veya gibi intikali de bu durumda ekonomik bir ifade konusu koleksiyonun maddesi tekil b ve maddesinde bir temel hak olarak olan zarar vermemek ve uymak sahibi eyi gibi kullanma ve ondan tasarruf etme onun yararlanma verir mehmet ve digerleri b no malikin kullanma semerelerinden yararlanma ve tasarruf etme yetkilerinden herhangi birinin tekil eder recep tarhan ve afife tarhan b no maddesi ile temas eden diger birlikte ilgili ti kural ihtiva buna maddesinin birinci herkesin sahip belirtilmek suretiyle yararlanma yer ikinci da yararlanma maddenin ikinci genel olarak hangi belirlenerek aym zamanda yoksun genel de maddenin son ise toplum kurala suretiyle devletin kontrol etmesine ve imkan diger maddelerinde de devlet imkan yer aynca belirtmek gerekir ki yoksun ve recep tarhan ve afife tarhan koleksiyonculuk izin belgesinin kamu iptal edilmesi amlan koleksiyonunun devredilmesi sonucuna yol konusu izin belgesinin iptalinin tekil karar tarihi izin belgesinin iptali sebebiyle koleksiyonunun devredilmesi yoksun yol ancak yoksun nitekim somut olayda da tamu envanterde nedeniyle konusu boylelikle tamu nitelik ve niceliklerinin koleksiyon sahipleri bu durumda kamu veya kural incelenmesi gerekir c ihlal maddesi temel hak ve ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere olarak ve ancak kanunla bu ve ruhuna demokratik toplum ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ilkesine olamaz maddesinde bir hak olarak bu kamu yaran ve kanunla bulunulurken temel hak ve genel ilkeleri maddesinin de gerekmektedir anayasaya uygun olabilmesi kanuna kamu yaran ve aynca ilkesi gerekmektedir recep tarhan ve afife tarhan genel ilkeler maddesinin ikinci ancak kamu yaran kanunla belirtilmek suretiyle kanunda ifade yandan temel hak ve genel ilkeleri maddesi de hak ve ancak kanunla temel bir ilke olarak buna dikkate kanuna bu tespit diger inceleme ihlal sonucuna ford motor company b no anayasa da kanunla konularda kanunun temel esaslan ilkeleri ve gerekmektedir aym kanuna ekli manada bir kanunun zorunlu ekli manada kanun millet meclisi tbmm anayasada belirtilen usule uygun olarak kanun yasama edilmesi ancak yasama kanun imkan bir artma tbmm ekli anlamda bir kanun anayasal temelden yoksun ali akyol ve digerleri b no karar tarihi hak ve ile bunlara ve kanunla bu haklara ve keyfi engelleyen ve hukuk demokratik hukuk devletinin en biridir bununla beraber anayasa mahkemesinin daha da uzere kanunla hakka kanunun ve genelge gibi ikincil mani tahsin erdogan b no hak ve konularda temel esaslar ilkeler ve genel kanunla belirlendikten sonra ve idare tanzim edilmesi a kanunun kadar kanun ve da bireylerin sonucunu kadar hukuki belirlilik gerekir bir diger ifadeyle kanunun kalitesi de kanunilik tespitinde arz etmektedir necmiye ve digerleri b no kanuna yeterince ve gerektirmektedir turkiye a b no hukuki ile belirlilik ilkeleri hukuk devletinin on hukuki hukuki ilkesi hukuk bireylerin eylem ve devlete duyabilmesini devletin de yasal bu duygusunu zedeleyici gerekli aym aym belirlilik ilkesi ise yasal hem hem de idare herhangi bir duraksamaya ve yer vermeyecek net ve uygulanabilir aynca kamu otoritelerinin keyfi koruyucu ifade etmektedir aym aym ilkelerin olaya somut olayda ceza envanterinde olmayan tespit koleksiyonculuk izin belgesi idare iptal bu ileme iptal da bir ceza neticesinde beraat bahisle bu akibeti beklenmeden ve ceza vanlan sonucun aksine mevzuatta surede bildirim ispat edilmeden izin belgesinin iptal idari ilgili kanuna ve one ancak anayasa mahkemesinin hukuk olup anayasa mahkemesi bireysel hak ve tekil eden bariz takdir veya bir keyfilik durumlar derece mahkemelerinin hukuk uygulama ve yorumlama takdir yetkisine kanamaz bununla birlikte yukanda da uzere somut olayda izin belgesinin iptali yoluyla bir karar tarihi mevcut bkz bir ise ve maddelerinde uygun zorunludur bunun ise belirli ve bir kanuni temelinin gerekmektedir diger bir somut anayasa mahkemesi kanuni bir olup tespit etmek diger taraftan bu belirtmek gerekir ki kamu kontrolu veya kamu geni bir takdir yetkisinin kanuna olgusunu hangi olursa olsun ancak belirli ve bir kanunla olup ise iptal koleksiyonculuk izin belgesinin hukuki kanunun maddesi ilk derece mahkemesinin belirtilmektedir amlan maddenin ve ve turizm verilecek izin belgesiyle gerekli koleksiyonlar meydana getirebilir yine ilk derece mahkemesinin da uzere aym maddenin yedinci koleksiyoncular faaliyetlerini ve turizm bildirmek ve envanter defterine kaydetmek ancak ilk derece mahkemesinin envanter defterine kaydedilme halinde koleksiyonculuk izin belgesinin hangi kanun olarak iptal bu temyizi uzerine onayan da herhangi bir kanun bunun yerine derece mahkemelerinin olay tarihi olan ek maddesi dayanak olarak nitekim konusu maddelerinin iptali istemiyle davada idari dava daireleri kurulu da yetki ve usulde paralellik ilkesi izin veren bu belgeyi iptal kabul ederek konusu yeterli bkz anayasa mahkemesi ise gene jfkeler de uzere daha bireysel ancak mutlak manada ekli bir kanuna olarak torsan orman san ve tic ltd ti b no uras pazarlama ve tekstil san ve tic ltd ti torsan orman san ve tic ltd ti kanuni bir olmadan olarak kabahate konu kaim bedelinin suretiyle kanunilik ihlale yol sonucuna torsan orman san ve tic ltd ti uras pazarlama ve tekstil san ve tic ltd ti da el konulan iadesine karar verilmesine kanuni bir olmadan iade edilmemesi kanunilik sorunlu uras pazarlama ve tekstil san ve tic ltd ti ve tabiat envantere kaydedilmesi kanunun maddesinde olarak olup bu aym karar tarihi kanunun maddesine sue tekil tic aydan bir kadar hapis ve adli para buna konusu fiilin zaten bir adli olarak nitekim adli halinde ilgili teslim bir kanun de bkz bununla birlikte kanun koyucunun adli olarak bu fiil nedeniyle izin belgesini sona erdiren hatta koleksiyonun belirli dahilinde idareye devrini de yapabilmesi de ve bu kamu geni bir takdir yetkisi ancak somut olayda ceza neticesinde beraatine karar olup buna eylemin tek bama koleksiyonculuk izin belgesinin iptalini hususu kanunla buna koleksiyonculuk izin belgesinin iptalinin kanun kabul edilse dahi hangi iptal ve olarak kanunla gibi en kanunla konu idareye yapma yetkisi bile bu kapsamda izin belgesi iptal edilen koleksiyoncuya ait koleksiyonun akibetinin ne da kanunla izin belgesine istinaden koleksiyonunun kanun ve intikali olup bir ekonomik ifade dikkate izin belgesinin iptali ile bir olarak en genel belirlenecek ekli anlamda kanunla aksi takdirde konusunu tekil eden koleksiyon belgesinin devrine yol izin belgesinin iptalinin koleksiyon ile ilgili olarak ne gibi bir kanunla olur diger taraftan amlan maddesinde koleksiyona sonradan ilave edilen eserlerin en bir ay her iki uygun olarak ceza mahkemesi de bu olarak envanterinde olmayan sikkelerin belirtilen bir ispat beraat tesis dairesinin ise boyle bir gidilmeden konusu sikkelerin salt envanterde dahi koleksiyonculuk izin belgesinin iptalini sonucuna izin belgesinin iptaline konusu kanun ve da konusu olayda derece mahkemelerinin de amlan olay tarihi olan izin belgesinin iptaline ve ek maddesi idari tesis belirtilen ise tek bama unsurunu halbuki maddesinde bir temel hak ve olarak en temel biri olan kanuna bireyleri kamu keyfi ve somut olay ise yol izin belgesinin iptali ile buna olarak kanunla olup de dikkate belirtilen sonucuna buna mevcut haliyle kanunun somut olay suretiyle ve maddelerinde kanunilik karar tarihi kanunilik tespit ve maddelerinde diger unsurlar olan ve kriterlerine riayet edilip aynca gerek maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak uzere dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya uzerinden karar verir kanunun maddesinin esas inceleme bir temel ihlal edilip ve varsa ihlalin ortadan belirlenmektedir kanunun maddesinin ise ihlal karan verilmesi halinde gerekli takdirde ihlalin ve ortadan gerekenlere buna ihlal sonucuna ilgili temel hak ve ihlal karar verilmesinin ihlalin ortadan belirlenmesi diger bir ifadeyle ihlalin ve ortadan irin gerekenlere de gerekir mehmet dogan b no bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin idari eylem ve durumlarda kanunun maddesinin anayasa mahkemesi her somut dikkate alarak gerekenlere idari eylem ve ileme karar tarihi kanun yollan varsa ve bu yollar sonra bireysel incelenmesi sonucu ihlal tespiti yeniden yoluyla ilgili mahkemenin tespit edilen ihlali ve ortadan durumlarda bir ihlali ve ortadan yeniden yapmak ilgili mahkemeye anayasa mahkemesinin tespit edilen ihlalin giderilmesi yeniden hallerde ilgili usul yenilenmesi kurumundan olarak yenilenmesi sebebinin ile hususunda derece mahkemesinin herhangi bir takdir yetkisi zira ihlal karan verilen hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemesi anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal ya da idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet ihlalin ve ortadan yeniden talebinde anayasa mahkemesi etkileri bulunan koleksiyonculuk izin belgesinin iptali nedeniyle ihlal sonucuna buna idare kanuni bir dayanak ikincil olarak koleksiyonunun devrine yol koleksiyonculuk izin belgesini iptal bu durumda somut yasama ziyade ekli anlamda bir kanun edilmesi konusu ihlalin idari bir gene jfkeler ihlale yol idari eylem ve ileme bir kanun yolu sonra bireysel yeniden yoluyla ilgili mahkemenin tespit edilen ihlali ve ortadan ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlale yol mahkeme ortadan ve nihayet ihlal sonucuna uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir bu sebeple bir yeniden ankara idare mahkemesine karar verilmesi gerekir diger taraftan ihlalin giderimi benzeri ihlallere yol gereken idari tedbirlerin bir ve turizm gerekir aynca koleksiyonculuk izin belgesinin karar tarihi iptali ve ile ilgili olarak kanuni bir ise kanun koyucunun takdirinde belirtilmelidir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden uzere ankara idare mahkemesine d tl giderinin e takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu surenin sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz f bir ve turizm g bir bilgi adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan ustun serdar serruh kaleli dye dye hicabi dursun kadir
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir bilinen işadamlarından biri olan başvurucu ayrıca önde gelen spor kulüplerinden birinde de yöneticilik yapmıştır bu nedenlerle kamuoyunca iyi bilinen bir kişidir gazeteci fatih altaylı ise ulusal ölçekte yayın yapan gazetelerde çalışan bir gazeteci köşe yazarı ve televizyon programı sunucusudur başvurucu fatih adlı internet sitesindeki tarihli özdemir olayı başlıklı yazısı ile ve tarihinde yayınlanan ve gerçekler adlı programda kendisi hakkında gerçek dışı açıklamalarla kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ve tarafı olduğu bir ceza yargılamasında henüz nihai karar verilmemiş iken mahkum olduğu izlenimi yaratarak masumiyet karinesini çiğnediği iddiasıyla fatih altaylı aleyhine manevi tazminat davası açmıştır davanın görüldüğü ankara asliye hukuk mahkemesi tarihli kararla davanın reddine karar vermiştir kararın gerekçesi şöyledir ankara ağır ceza mahkemesinin esas sayılı davasında davacıya ait limak aş tarafından yürütülen cumhur başkanlığı muhafız alayı inşaatı ile ilgili olarak ihaleye fesat karıştırmak resmi evrakta sahtekarlık dolandırıcılık suçlarından şirket temsilcileri ve muhtelif şahıslar yargılanmıştır ankara ağır ceza mahkemesinin esas sayılı davası derdest olup davacı kamu oyunda mavi hat olarak adlandırılan petrol boru hatları inşaatında yolsuzluk ithamıyla yargılanmaktadır muhafız alayı ile ilgili ankara asliye hukuk mahkemesince verilen karar bozulmuş ve dava derdesttir davacı veya şirketleri ile ilgili olarak basında çok sayıda haber yayınlanmış olup bu haberlerde botaş ihaleleri ile ilgili olarak nihat şeref ortağı kaçak operasyon kapsamında nihat özdemir serbest bırakıldı ancak yurt dışına çıkışı yasaklandı beş tutuklama daha çıktı mavi hat operasyonu kapsamında ünlü zenginlere dava açıldı aralarında nihat özdemir gibi isimlerin de bulunduğu kişi hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak vs suçlardan dava açıldı mavi hatta nihat özdemir sürprizi gibi açıklamalar yer almıştır davalının tv programları metin haline getirilmiş ve sülük olarak vasıflandırılan kişilerin vergi vermeyi aptallık olarak görenler olduğu davacının kastedilmediği davacının ticari faaliyetleri sebebiyle vergi vermemiş olması ve kendisi veya şirketi hakkındaki yolsuzluk ithamları sebebiyle tutuklanmamış olmasının eleştirildiği görülmüştür başvuru numarası karar tarihi yayınlardaki amaç davacının kamuoyu önünde küçük düşürülmesi değil bazı kişilerin vergi vermemesi veya yolsuzluk ithamları sebebiyle müeyyideye tabi tutulmamasından duyulan kaygıların dile getirilmesidir yargıtay yüksek hhnin tarih ve esas karar sayılı kararında açıklandığı gibi gazetecinin görevi o anda mevcut bilgilere göre haber yapmaktır polis ya da savcı gibi somut gerçeği aramak zorunda değildir davalının davacıyı küçük düşürme kamuoyunun kin ve nefretine yol açma düşüncesi taşımadığı eleştiri sınırlarının dışına çıkılmadığı ceza davalarının beklenmesinde hukuki fayda olmadığı kanaatiyle davanın reddi gerekmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarihli ilamı ile derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir onama kararına karşı yapılan düzeltme istemi aynı dairece tarihli ilamla reddedilmiş ve bu ilam başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir bireysel başvuru tarihinde yapılmıştır b hukuk tarihli ve sayılı türk borçlar başlıklı maddesinin şöyledir ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür iv
No violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle ve ulusal y sistemi uy ap bilgi ve belgelere ilgili olaylar karar tarihi f tipi ceza infaz kurumunda infaz kurumu devletin bulunan topraklardan bir devlet idaresinden alma ve ve etme olarak infaz kurumu idare ve kurulunun kurul tarihli telefonla olma infaz kurumunda ve tehlikeli aynca aym mensup ve abdullah ocalan ile haftada kez bu abdullah talimat ceza infaz kurumu bulunan telefon mektup ve faks yolu ile bunun engellenmesi telefonla ikinci bir kadar karar ifade amlan karara bursa infaz infaz tarihli kararda kurul kadar telefonun bozuk ve belgelerinin eksik nedenleriyle telefonla yandan ilgili mevzuata infaz edilen tehlikeli kabul edilerek kurul usul ve yasaya uygun sonucuna bursa agu ceza mahkemesinin tarihli infaz usul ve yasaya uygun nihai karar tarihinde tarihinde bireysel infaz kurumunun belgelerde tarihli kurul tarihine kadar mevzuatta bir sure pkk faaliyetleri ile ilgili hal ve yeniden bir ve belirtilen sure boyunca telefon tamamen yasaklanarak kurul bursa infaz infaz kurumunda bulunan telefon tarihli bu karara itiraz sonucu bursa agu ceza mahkemesinin tarihli sure ile ifade edilerek belirtilen kararlar da bursa agu ceza mahkemesinin amlan her bir yasaklama ve ile ilgili belirli bir anayasaya karar tarihi infaz kurumu sohbet faaliyetlere konumalar konusunda infaz koruma memurlan be tutanak aynca uyap infaz kurumunun ilgili kurul bursa cumhuriyet tutanak ve mektup tarihli tutanakta abdullah diger hitaben olaylarla ilgili talimat ve bir tarihli mektupta da amlan yerine tespit iv ilgili hukuk a ulusal hukuk tarihli ve ceza ve tedbirlerinin kanunun telefon ile kenar maddesinin oy ledir ceza infaz belirlenen esas ve usullere idarenin telefonlar ile yapabilirler idarece dinlenir ve bu hak tehlikeli halde bulunan ve tarihli ve resmi gazetede giren ceza infaz ile ceza ve tedbirlerinin idare ve kurulunun ve yetkileri kenar maddesinin g bendi tehlikeli hali bulunan ya da mensubu olan ilgili olarak telefon ile radyo televizyon ve internet yararlanma karar vermek telefonla kenar maddesinin ilgili telefonla belirtilen esaslara a veya yoksun ile koyma olmamak idarenin bulunan ve kurumun uygun yerlerine telefonlardan g kurumun tehlikeye sue veya bir suca azmettirme ya da etme sonucunu dinleme derhal kesilir bu halde veya esas olacak kurum en amiri h su kurulan yapmaya devam eden bu konuda herhangi bir kurum veya talimat veya mesa veren idare ve kurulu telefon karar tarihi z hapis alan idare ve kurulunun uygun hdllerde ve bir olmak qi ve ve vasisi ile on germemek b hukuk avrupa insan haklan ve aile kenar maddesi herkes sahiptir bu bir kamu ancak la ve demokratik bir toplumda ulusal kamu ekonomik sur veya veya hak ve irin gerekli bir tedbir durumunda konusu olabilir avrupa insan haklan mahkemesi demokratik toplumda zorunluluk tekil etmesine kriteri kararlarda ceza infaz bulunan kimselerin belirli kontrolunun bama ihlaline sebebiyet keza ceza infaz kurumunun ve makul gereksinimleri dikkate bir gerekli mehmet nuri silver ve kanunla yasal yeterince ve belirli bir eylemin gerekir ikinci olarak konusu bir amaca bunun demokratik bir toplumda gerekli ve silver ve ve b b ifade edilen demokratik toplumda zorunluluk tekil eden eylemin acil bir toplumsal ve takip edilen silver ve digerleri ve tutuklular kalan temel hak ve olarak sahiptir no b no ceza infaz kurumunda sonucu olarak ve disiplinin gibi ve kabul edilebilir gerekliliklerin durumunda sahip haklara kabul ancak bu durumda dahi ve herhangi bir makul ve silver ve b no karar tarihi avrupa konseyi bakanlar komitesinin devletlere avrupa cezaevi kurallan tavsiye ve ile dair dz ile iki olabilen mektup telefon veya diger aileleriyle baka ve temsilcileriyle ve bu ziyaret etmelerine izin verilmelidir devam etmekte olan bir ceza emniyet ve muhafaza edilmesi sur ilenmesinin ve sur irin gerekli halinde ve ziyaretlere konabilir ve izlenebilir ancak adli bir merci konulan da dahil olmak bu yine de kabul edilebilir asgari bir izin vermelidir ulusal hukuk mahpuslarla olan ulusal ve belirlemelidir cezaevi yetkilileri dz yeterli bir mahpuslara etmelidirler ve bunun irin onlara uygun destek ve v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan ve infaz kurumuna itibaren telefonla ortada bir ya da ileme ihtimalinin kurul ve keyfi telefonla gibi somut delili olmayan iddialarla telefonla iddialar ile ilgili bir da ifade aynca kendisiyle aym durumda olanlardan bir muameleye maruz telefon infaz kurumu de telefonla hukuka ve ifade eden bu nedenlerle ilkesinin ve aile ile ve ifade ihlal ileri ilgili mevzuata sonra ailesi ve dair iddia infaz ancak bu bir abdullah dair tutanaklar kurul karan ile tespit ve ve anayasada yer alan hak ve ihlal vurgulanan ve aile ceza infaz kurumunda ve ile ceza infaz kurumunun temelindeki kamu yaran denge ifade karar tarihi b dikkate kenar maddesi herkes sahiptir milli kamu sue ilenmesinin gene ve gene veya hak ve sebeplerinden biri veya olarak hakim yine bu sebeplere olarak gecikmesinde bulunan hallerde de kanunla yetkili emri engellenemez ve dokunulamaz yetkili saat hakimin sunulur hakim saat apklar aksi halde karar kalkar kamu kurum ve kanunda belirtilir anayasa mahkemesi hukuki tavsifi ile olay ve hukuki nitelendirmesini kendisi takdir eder tahir canan b no telefonla nedeniyle kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas a kamu bireyin ve keyfi bir etmelerinin anayasa ve ile yer denetlenmesi ve bir bununla birlikte mutlak nitelikte tabidir bu kapsamdaki maddesinin ikinci mehmet koray b somut olayda telefonla kurul sonucuna b ihlal maddesinin ilgili karar tarihi temel hak ve ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere olarak ve ancak kanunla bu demokratik topum gereklerine ilkesine olamaz maddesinde herkesin sahip ve esas maddesinde de herkesin isteme sahip anayasa ve ortak koruma alam ve ne olursa olsun de bireylerin ve toplu olarak ve konu olan ifadelerinin gerekir posta elektronik posta telefon faks ve internet faaliyetlerinin ve gerekir mehmet koray b no maddesi ve ve aile hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda ve bir sonucudur yandan ve aile ceza infaz kurumu idaresinin ve ailesi ve devam ettirecek zorunlu mehmet zahit ahin b no bununla beraber bu yerine getirilirken ceza infaz kurumunda ve gerekmektedir bu kamu ve ilenmesinin ile aile ve adil bir denge ancak ceza infaz kurumunda sonucu olarak idarenin konusunda takdir yetkisinin daha geni mehmet koray bu amlan maddesinde belirtilen uygun takdirde maddesini ihlal edecektir bu sebeple maddesinde ve somut uygun kanun demokratik toplum gereklerine uygunluk ve ilkesine olmama uygun olup belirlenmesi gerekir kanunilik maddesinin ikinci konusu sebeplerine ancak uygun olarak verilecek hakim belirtildikten soma kamu kurum ve kanunda belirtilir denilerek bu da mutlak ve bu kurala kurumlar kanunla aym ceza infaz kurumlan maddesinin kamu mehmet koray b no karar tarihi bu telefonla kanunun maddesinin ile maddesinin g bendi ve maddesinin g h bentlerinde yetkiye ve belirlenen bu kanunla sonucuna arna kabul edilebilmesi bu maddesinin ikinci olan milli kamu sue ilenmesinin genel ve genel veya hak ve sebeplerinden biri veya gerekir ahmet temiz b ve faaliyetlerine kamu ve ile sue ilenmesinin telefonla eklindeki demokratik toplum gereklerine uygunluk ve genel ilkeler temel hak ve bir demokratik toplum gereklerine uygun kabul edilebilmesi zorunlu bir toplumsal ve gerekir ki bu ile bu uzere arac uzerinde temellenen ilkesinden maddesinde demokratik toplum gereklerine olmama ve ilkesine olmama iki ayn kritere yer olmakla birlikte bu iki kriter bir olup bir ferhat b no ise istenen ile tedbiri dengesizlik etmektedir diger bir ifadeyle bireyin ile kamunun menfaatleri veya korumak ise diger bireylerin hak ve menfaatleri adil bir dengenin etmektedir dengeleme sonucu bulunulan sahibine terazinin diger kefesinde bulunan kamu menfaati veya diger bireylerin menfaatine nazaran bir tespiti halinde ilkesi bir sorunun edilebilir ferhat veya tutuklular mahkumlar maddesi hukuka uygun olarak bir mahkumiyet olarak tutma olarak ve bkz uysal ve kalan temel hak ve genel olarak sahiptir bununla birlikte cezaevinde sonucu olarak sucun ve disiplinin temini gibi cezaevinde kabul edilebilir makul gerekliliklerin durumunda sahip haklar turan b karar tarihi ve temel olarak makul nedenlerin somut olaya olgu ve bilgilerle gerekmektedir bunun itham ve tutuklama sebeplerinin de dikkate gerekmektedir mehmet zahit ahin bu kapsamda konusu olay temel ekseni neden olan idari makamlar ve derece mahkemelerinin demokratik toplum gereklerine uygunluk ve ilkesine uygun bir ortaya koyup mehmet zahit ahin ahmet temiz b no ilkelerin olaya ulusal ve makamlar kabul bir olgudur amlan eylemleri anayasal milli kamu can ve mal emniyetine agir tehdit bu toprak hedef alan pkk onlarca en hayati sorunu haline b no haziran itibaren hendek olarak bilinen maruz bu kapsamda pkk il merkezi ile cizre silopi ve idil hakkarinin silvan sur ve mardinin nusaybin ve derik varto cadde ve sokaklara hendekler barikatlar kurularak ve bu barikatlara bomba ve bu yerlerinin bir oz hakimiyet ok bu yerlere ve engellemek istemi hendeklerin ve suretiyle normale operasyonlar yapan ile aylarca devam eden bu operasyon ve iki tonlarca bomba ve imha somut olayda pkk telefonla da hem hem de sivilleri hedef alan ve hendek olarak bilinen eylemlerinin donemde bu nedenle konu telefonla ile hendek olarak bilinen eylemlerinden olarak bu kapsamda kurul ve derece mahkemelerinin kararlan abdullah ocalan ile haftada ti gun sohbet abdullah bu durumu ile ilgili yaparak talimat konumalar bu engellenmesi telefonla uyap incelemede infaz kurumunun bursa cumhuriyet tarihli ekinde abdullah karar tarihi iletilmesi dair tarihli ve infaz kurumunda kalan diger talimatlan iletmek faks ve abdullah ve hareket etmesi talimat ifadeler tespit eden infaz kurumunun ibraz tutanak de telefon mektup ve sair iletilmesi suretiyle infaz kurumundan ve infaz kurumunca kanaatin temelsiz bu somut olay hendek surecinde talimat tespiti ve telefonla kamu ve zorunlu ve gerekli bir tedbir olarak ceza infaz kurumunda bulunan kadrosunun ve telefon mektup faks ve sair iletilmesinin engellenmesi mevzuat dahilinde ile kamu ile gerekli ve bir tedbir konusu olayda ile zorunlu olarak uygulanan konusu tedbirin demokratik toplum gereklerine uygun kabul edilmelidir bununla birlikte olup da ortaya bu haklan ile ilgili belirli olarak karan verilirken uygulamaya dair bir sure belirlenerek devam edip konusunda elde edilen ve somut veriler suretiyle belirli aynca somut bilgi ve belgelere olarak belirli ve idarenin denetimi da gereklidir somut olayda kurul telefon ile olarak belli bir yandan kararda ikinci bir kadar telefon ile ise de sonradan yeni bir ve netice tarihli kurul tarihine kadar bu telefonla bu durumda telefonla bir sure ile ve karara dayanak devam edip belirli bilgi ve belgeler yeniden uzun sure ve ilkesine uygun kanaatine bu sebeplerle maddesinde ihlal karar verilmesi gerekir ihlal karar diger iddialan c kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri kanunun maddesinin ve karar tarihi esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan hususunda genel ilkeler tl tazminat verilmesine karar verilmesini talep konusu olayda ile zorunlu olarak uygulanan konusu tedbirin demokratik toplum gereklerine uygun bununla birlikte telefonla bir sure ile ve ikinci bir yapmadan maddesinde alman ihlal sonucuna maddesinde alman ihlal tespit edilmesi nedeniyle ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararlan takdiren net tl manevi tazminat karar verilmesi gerekir ile tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir ihlal bir bilgi edinilmesi bursa infaz ve adalet karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c net tl manevi tazminat d ile tl vekalet toplam giderinin e takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz f bir bilgi bursa infaz ve adalet tarihinde karar verildi bakan engin recep recai akyel
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu eşini öldürdüğü iddiasıyla tarihinde tutuklanarak bakırköy kadın kapalı ceza kurumuna kurumu yerleştirilmiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucuya ailesi yasal temsilcisi ve üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının yanı sıra bu kişilerin dışında kendisinin belirleyeceği üç kişi tarafından ziyaret edilme hakkı tanınmış başvurucu kurumuna geldiği sırada ziyaretçi ismi bildirmemiştir başvurucu tarihli dilekçesiyle bakırköy hâkimliğine hâkimliği müracaatta bulunarak yakın akrabası dışında ziyaretçisinin bulunmadığını belirtmiş bu nedenle belirlediği üç kişinin ziyaretçi olarak kabul edilmesini talep etmiştir hâkimliği tarihli kararıyla başvurucunun talebini reddetmiştir kararın gerekçesinde tarihli ve sayılı resmî gazetede yayımlanan hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmeleri hakkında yönetmelik ziyaret yönetmeliği hükümlerine göre ziyaretçi listesinin ziyaretle ilgili hususların mahpusa tebliğinden itibaren altmış gün içinde kurumuna verilmesi gerektiği bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu belirtilmiştir kararda ziyaretle ilgili hususlar tarihinde tebliğ edilmesine rağmen başvurucunun ziyaretçi listesini altmış günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra vermesinin yasal düzenlemeye aykırı olduğu ifade edilmiştir bakırköy ağır ceza mahkemesinin tarihli kararıyla hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazı reddedilmiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur başvurucu yakın akrabayı öldürme suçundan dolayı yargılandığı davada bakırköy ağır ceza mahkemesinin tarihli kararına istinaden aynı gün tahliye edilmiştir iv hukuk hukuk için bkz mehmet zahit şahin b no ethem b no v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu pay sahibi olduğu şirketin genel kurul kararının iptali talebiyle tarihinde dava açmıştır eskişehir asliye ticaret mahkemesi tarihli kararı ile davanın kabulüne karar vermiştir karar yargıtay hukuk dairesinin daire tarihli ilamı ile bozulmuştur bozmaya uyularak yapılan yargılamada mahkemece tarihli karar ile davanın aktif taraf ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir temyiz üzerine karar dairenin tarihli ilamı ile bozulmuştur bozma üzerine mahkemece tarihli karar ile davanın aktif taraf ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir karar dairenin tarihli ilamı ile onanmıştır karar düzeltme talebi dairenin tarihli ilamı ile reddedilmiştir iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu hava kuvvetleri komutanlığında astsubay statüsünde görev yapmakta iken ahlak dışı davranışlarda bulunduğuna dair isimsiz bir eposta gönderilmesi üzerine başvurucu hakkında idari tahkikat başlatılmıştır karşı koyma faaliyeti çerçevesinde tarihinde hava kuvvetleri komutanlığı daire başkanlığı tarafından başvurucunun ifadesi alınmıştır söz konusu ifade metninde başvurucunun ifadesine hangi kapsamda başvurulduğu hususu belirtilmemiştir anılan ifade metnine göre başvurucuya nerelerde görev yaptığı sanal ortamdaki herhangi bir sosyal paylaşım sitesinde üyeliğinin olup olmadığı üzerinden veya yüz yüze tanışmak suretiyle birlikte olduğu kadınların kimler olduğu sorulmuştur başvurucu sorulan soruları ayrıntılı olarak yanıtlamış ve ifade tutanağını imzalamıştır başvuru numarası karar tarihi tahkikat sonucunda tsknın itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle sıralı sicil üstleri tarafından başvurucu hakkında türk silahlı kuvvetlerinde kalması uygun değildir ortak kanaatli ayırma sicil belgesi düzenlenmiştir başvurucu hakkında tarihinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesi uyarınca tskdan ayırma işlemi tesis edilmiştir başvurucu tskdan ayırma kararına karşı askeri yüksek mahkemesinde a iptal davası açmıştır başvurucu dava dilekçesinde göreviyle ilgisi olmayan özel yaşantısına ilişkin soruların sorulduğunu hukuka aykırı bir sorgu neticesinde elde edilen beyanlarının delil olarak kullanılamayacağını takdirlerle dolu başarılı bir sicile sahip olmasına rağmen bu durumun dikkate alınmadığını ileri sürmüştür oybirliğiyle davayı reddetmiştir kararında başvurucunun davranışlarının tsknın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranış kapsamında olduğu ve bu nedenle başvurucunun tskdaki görevini devam ettirmesinin uygun olmadığı belirtilmiştir ayrıca başvurucunun ifadesinin usulsüz ve hukuka aykırı şartlarda alındığı iddialarını da reddetmiştir kararında başvurucunun ifadesinin ceza soruşturması kapsamında değil disiplin soruşturması çerçevesinde alındığı iradesinin fesada uğratıldığına dair kanıt bulunmadığı belirtilmiştir başvurucunun söz konusu karara karşı karar düzeltme istemi de reddedilmiştir nihai karar tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu vekili tarafından tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır iv anayasa mahkemesi daha önceki kararlarında tskda görev yapan askeri personel hakkında ahlaki nedenlerle ayırma işlemi tesis edilmesine dayanak oluşturan mevzuata gg b no ve benzer durumlara ilişkin uluslararası hukuka yaşar türkmen b no yer vermiştir v
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu yaran kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul huseyin una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen tl ve tl vekalet toplam tl giderinin karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden bursa idare mahkemesine d tazminat taleplerinin reddine e tl ve tl vekalet toplam tl giderinin f takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz g bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal top al dye dye m
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun uzerine imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be surenin kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai uzerine bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz ona b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava surecinde yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b hakla maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu yaran kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul huseyin una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi somaki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet dogan maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava soma giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu soma bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir b maddesinde alman ihlal karar tarihi c bir ihlalinin ortadan yeniden ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen ayri ayri f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye engin celal muammer top al dye dye m recai akyel
Violation
formu ve eklerinde ifade ekliyle olaylar karar tarihi maliki konu revizyon uygulama imar kamu hizmeti bu istemiyle belediyeye fakat bu yoldan bir elde bunun imar kamu hizmeti aynlan bedelinin istemiyle belediye aleyhine tam derece mahkemelerince karar verilmesine yer kararda tarihli ve proje desteklenmesi ile kanun ve kanun dair kanunla tarihli ve kanununa bu uygulama imar umumi hizmetlere ve resmi kurumlara aynlan be kanuna eklenen madde bu maddenin tarihten itibaren ve bu maddenin tarihten ancak karara veya karan davalara da bu madde nihai bireysel iv ilgili hukuk konu ile ilgili hukuk bkz b no v inceleme gereke mahkemenin tarihinde incelenip a iddialan imar kamu hizmeti tekil bu sebebiyle gibi ihlaline yol ifade bunun dava yasal geriye nedeniyle adil ilkesi ve hak arama ihlal de ileri b maddesi herkes ve miras sahiptir bu haklar ancak kamu yaran kanunla toplum olamaz karar tarihi anayasa mahkemesi hukuki nitelendirmesi ile olay ve hukuki tavsifini kendisi takdir eder tahir canan b no adil ilkesi ve hak arama ihlal ileri ancak somut olayda ilkesinin ihlaline yol muamelenin diger taraftan imar kamu hizmeti alam olarak sebebiyle maliki gibi ve onu tasarruf edemediklerine ihlali kabul edilebilirlik dayanaktan yoksun ve kabul karar verilmesini gerektirecek baka bir neden de ihlal kabul edilebilir karar verilmesi gerekir esas anayasa mahkemesi aym konu ile ilgili daha ve uygulanacak ilkeleri ortaya huseyin una huseyin una imar konu edilen tapuda maddesi tekil huseyin una bu uygulama imar kamu hizmeti alam olarak tekil kabul konusu sebebiyle yararlanmaya genel kural incelenmesi huseyin una anayasa mahkemesi tarihli ve imar kanunu ile kanuna eklenen maddeye olan kanunilik aynca kamu hizmetine tahsis edilmesine kamu bir huseyin una bununla birlikte anayasa mahkemesinin tarihli ve karan ile amlan madde iptal bu uygulama imar itibaren be fazla sure imar kamu hizmetine aynlan ve herhangi bir tazminat da olarak am bir kanaatine bu sebeple ile kamunun yaran gereken adil dengenin aleyhine ve kabul huseyin una somut da ait uygulama imar kamu hizmeti be akm bir beri ve kendilerine herhangi bir tazminat da dikkate bu ilkelerden gerektirir bir durumun konusu sonucuna karar tarihi maddesinde alman ihlal karar verilmesi gerekir kanunun maddesi tarihli ve anayasa mahkemesinin ve usulleri maddesinin ve esas inceleme sonunda ihlal ya da karar verilir verilmesi halinde ihlalin ve ortadan gerekenlere tespit edilen ihlal bir mahkeme ihlali ve ortadan yeniden yapmak dosya ilgili mahkemeye yeniden hukuki yarar bulunmayan hallerde lehine tazminata veya gene mahkemelerde dava yolu yeniden yapmakla mahkeme anayasa mahkemesinin ihlal ihlali ve ortadan dosya karar verir anayasa mahkemesinin mehmet dogan b no ihlal sonucuna ihlalin ortadan belirlenmesi hususunda genel ilkeler buna bireysel bir temel hak ve ihlal karar takdirde ihlalin ve ortadan edilebilmesi temel kural eski hale getirmenin yani ihlalden duruma bunun ise devam eden ihlalin ihlale konu veya ve yol ortadan varsa ihlalin sebep maddi ve manevi giderilmesi aynca bu uygun diger tedbirlerin gerekmektedir mehmet dogan anayasa mahkemesi ihlalin ve idarenin veya yasama yerine tesis edemez anayasa mahkemesi ihlalin ve gerekli tesis edilmesi karan ilgili mercilere mehmet dogan ihlalin ve ortadan gerekenlere ihlalin belirlenmesi gerekir buna ihlal idari eylem ve veya yasama kaynaklanabilir ihlalin belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi mehmet dogan ihlalin mahkeme durumlarda kanunun maddesinin ile maddesinin a bendi kural olarak ihlali ve ortadan yeniden bir ilgili mahkemeye mehmet dogan karar tarihi buna anayasa mahkemesince ihlalin tespit hallerde yenilenmesinin hususundaki takdir derece mahkemelerine ihlalin tespit eden anayasa mahkemesine derece mahkemeleri ise anayasa mahkemesinin ihlal ihlalin gidermek uzere gereken yapmakla mehmet dogan bu derece mahkemesinin gereken ey bir temel hak veya ihlal veya idari makamlar bir temel hak veya olarak ihlali tespit edilen derece mahkemesi sonraki ise anayasa mahkemesi tespit edilen ihlalin gidermek gereken yapmak mehmet maddi ve manevi tazminat talebinde somut olayda ait imar kamu hizmeti tazminat derece mahkemeleri dava sonra giren kanun maddesini dava karar verilmesine yer karar olarak temeli olan imar kamu hizmetine idari bir idari bir nedeniyle ihlal ancak somut olayda ihlale yol idari eylem ve ileme kanun yolu sonra bireysel ilgili mahkemenin yeniden yoluyla tespit edilen ihlali ve ortadan bu durumda ihlalinin ortadan yeniden hukuki yarar buna yeniden ise kanunun maddesinin ihlalin ve ortadan bu kapsamda derece mahkemelerince gereken ihlal sonucuna uygun olarak tazminata ibarettir tazminat belirlenmesi hususu ise bu konuda derece mahkemelerinin takdirindedir bu sebeple bir yeniden uzere ilk derece mahkemesine karar verilmesi gerekir yeniden uzere yetkili karar verilmesinin ihlal sonucu yeterli bir giderim tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda belirtilen ayn ayn olmak uzere aynca tl vekalet de karar verilmesi gerekir a ihlal kabul edilebilir karar tarihi b maddesinde alman ihlal c bir ihlalinin ortadan yeniden ekli tabloda belirtilen mahkemelere d tazminat taleplerinin reddine e ekli tabloda belirtilen ayri ayri f tl vekalet g takiben hazine ve maliye tarihinden itibaren ay gecikme halinde bu sona tarihten tarihine kadar sure yasal faiz h bir adalet tarihinde karar verildi bakan dye dye burhan serdar hicabi dursun dye dye hasan tahsin hakyemez
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucular ve tarihinde kaş sulh hukuk mahkemesinde rç aleyhine açtıkları davada kaş ilçesi merkez ada parsel numaralı taşınmazda hisselerinin bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın aynen taksimi suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmişlerdir mahkemece tarih ve sayılı ilamla davanın kabulüne davacılara ait hisselerin imar planı sonucu oluşan parseller doğrultusunda ayrılarak davacılara verilmesine karar verilmiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla parsel numaralı taşınmazla ilgili kaş kadastro mahkemesinde açılan dava bulunduğu bu davada verilecek kararın kesinleşmesinin beklenmesi ve davaya katılamayan paydaş varsa onların davaya katılmalarının sağlanmasından sonra karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur mahkemece bozma kararına uyularak kaş kadastro mahkemesi ve kaş asliye hukuk mahkemelerindeki dava dosyalarının sonuçlanmaları beklenmiştir yargılama kaş sulh hukuk mahkemesinin sayılı dava dosyasında halen devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür sayılı maddesinin numaralı fıkrasının b bendi şöyledir hukuk mahkemeleri dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın b taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları görürler sayılı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir yargılama usulü kanunlarda açıkça belirtilenler dışında aşağıdaki durumlarda uygulanır başvuru numarası karar tarihi a sulh hukuk mahkemelerinin görevine giren dava ve işler tarih ve sayılı türk medeni maddesi şöyledir her biri sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir her mirasçı terekedeki belirli malların aynen olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır paylaşmanın derhâl yapılması paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa sulh hâkimi mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir iv
Violation
a arka plan bilgisi başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi avukat olan başvurucu olayların meydana geldiği tarihte bursa aile mahkemesinde görülen velayet davasında davacı vekilidir başvurucunun müvekkili müvekkil yabancı uyruklu olup evlendikten sonra türkiyede yaşamaya başlamıştır müşterek iki çocuğu olan taraflar yılında türkiyede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle kazakistana yerleşmiş burada bir çocukları daha olmuştur müşterek çocuklar babaları tarafından yılında annelerinin muvafakati alınarak türkiyeye getirilmiş ancak daha sonra kazakistana geri götürülmemişlerdir şiddetli geçimsizlik üzerine taraflar kazakistan hukukuna göre boşanmışlardır boşanma ilamının türk hukuk sisteminde de geçerli olabilmesi için başvurucu tarafından müvekkili adına tanıma ve tenfiz davası açılmış bursa aile mahkemesinin tarihli kararı ile kazakistandaki yerel mahkemece verilen karar kesin bir mahkeme hükmü olarak kabul edilmiştir b velayet davasına süreç tanıma ve tenfiz kararı üzerine başvurucunun müvekkili aleyhine velayet davası açılmıştır başvurucu da cevap dilekçesi ile müvekkili adına karşı dava açmıştır bireysel başvuru formuna ek belgelerin incelenmesinden başvurucu ile kazakistanda yaşayan müvekkilinin elektronik posta eposta aracılığı ile iletişim kurdukları müvekkilin velayet davası ile ilgili talep ve başvurucuya yönelik talimatlarını bu şekilde ilettiği anlaşılmaktadır müvekkilinin başvurucuya gönderdiği epostalarda eski eşinin ve çocuklarının durumu hakkında bazı bilgi ve iddialar ile delillere yer verdiği görülmektedir epostalarda müvekkil eski eşinin tasvip edilmeyen ahlaki vasıfları olduğunu ileri sürmektedir müvekkil eski eşinin çalışmayı sevmediği için gayrimeşru işlerle uğraştığını dolandırıcılık yaptığını öz babasını bıçakladığı için hapse girdiğini kendisini ve çocuklarını alacaklıların tehdit ve tacizine maruz bıraktığını sonunda da kazakistana kaçmak zorunda kaldıklarını iddia etmiştir müvekkil boşanmaya karar verdiğini eski eşine söyledikten sonra eşinin yaz tatilinde çocukları geri getirmek şartıyla türkiyeye dedelerinin yanına götürdüğünü ancak bir daha kazakistana geri getirmediğini sürekli yalan söylediğini ifade etmiştir müvekkil babalarının çocuklarını türkiyede bırakarak kazakistana döndüğünü ve yılından bu yana burada yaşadığını kazakistanda kalabilmek için defalarca pasaportunu kaybettiğini söyleyerek konsolosluğu ve polisi de kandırdığını sahtekarlık yaptığını ileri sürmüştür müvekkil başvurucuya epostalarda yer alan iddialarını ve çocuklarının velayetini istemekteki haklılığını kanıtlamak için ilgili belgeleri göndereceğini belirtmiş ve dava dilekçesini bu doğrultuda hazırlaması talimatını vermiştir bu talimat üzerine başvurucu tarafından müvekkili adına tarihinde mahkemeye sunulan beş sayfadan ibaret dilekçenin ilgili kısımları şöyledir il davacı müvekkilemin tarafıma göndermiş olduğu metni ekte sunulmuştur davalı baba dürüst olmayıp yalancı ve dolandırıcı bir mizaçtadır çalışmayı sevmemektedir gayri meşru işlerle uğraşmaktadır başvuru numarası karar tarihi taraflar evlendikten sonra bursa da oturmaktayken davalının yaptığı ve ödemediği borçlarından dolayı hakkında çok sayıda icra takipleri yapılmış alacaklılar kapıya dayanmış davalı alacaklılardan kaçtığı için çalan kapıyı davacı müvekkilem açmak zorunda kalmış alacaklıların hakaretamiz ağır söz tehdit taciz ve davranışlarına müşterek çocuklarıyla birlikte muhatap olmuştur sonuçta davalı baba açıklanan şartlar altında bursa da güven altında olmadığından çareyi kazakistan a kaçmakta bulmuş ancak kazakistan da da aynı şekilde davranmayı sürdürmüş aynı şeyleri yapmıştır davalı baba davacı müvekkilem tarafından haklı eleştiriye karşı da her zaman bağırıp çağırmış susturmuş yıldırmış çocukları dahil herkes üzerinde baskı ve korku oluşturmuştur anlaşılacağı gibi davalı baba ahlaken dürüst olmayıp davalı müvekkileme çok zarar verdiği gibi müşterek çocuklarına da zarar vermiştir davalı baba davacı müvekkileme karşı bu güne kadar dürüst olmadığı gibi hep yalan söyleyip kandırdığı gibi müşterek çocukları da kandırmaktadır bu bağlamda davalı baba davacı müvekkilem tarafından kendisine karşı kazakistan almatı mahkemesinde boşanma davası açtığında müşterek çocukları memleketi olan bursa ya gezmeye götürmek niyet ve sözüyle bursa ya getirmiş ancak sözünde durmamış bu güne kadar kazakistan a hiç getirmediği davacı anneyle görüştürmediği gibi telefonla veya internetle görüşmelerini de ya tamamen engellemiş ya da çok fazla kısıtlamıştır o kadar ki davalı baba kazakistanda birlikte yaşadıkları müşterek çocukları davacı anneyi kandırıp bursa ya getirince çocukları kazakistan a davacı annelerinin yanına götürmediği gibi çok acı şekilde müşterek çocuklara davalı annelerinin öldüğünü söyleyebilmiştir müşterek çocuklar davacı anne bir şekilde yolunu bulup kendilerine ulaşıncaya kadar arada geçen uzun zaman boyunca davacı annelerini öldü bilmişler annelerinin yüzünden uzun zaman çok derin üzüntü duymuşlar bu yüzden ruh sağlığı da olumsu etkilenmiştir davalı baba hayatta olan annelerini müşterek çocuklarına öldü diyebilecek kadar merhametsiz duyarsız ve vurdumduymazdır davalı babanın yukarıda açıklandığı gibi evine bakmadığı müşterek çocuklarıyla yeterince ilgilenmediği velayet görevini yerine getirmekten aciz olduğu çocukları aşırı şekilde ihmal ettiği açıktır bugün için davalı baba da bursa da oturmayıp iş için gittiği kazakistan da almatı da oturmaktadır müşterek çocuklarını hiç düşünmeden onları bursa da bırakmıştır müşterek çocuklara davalı baba bizzat bakmadığı ilgilenmediği gibi bakabilecek durumda da değildir kendi araştırmamıza göre müşterek çocuklardan ve y bursada dede ve babaannesiyle kalmakta aa ise mustafa kemal paşa ilçesinin bir köyünde halası ve eniştesiyle kalmaktadır müşterek çocukların yanlarında kaldıkları aileler tarafından yeterince bakılmadığı ihmal edildiği öksüz muamelesi gördükleri yanlarında kaldıkları kişilerin hiçbir zaman başvuru numarası karar tarihi kendi anneleri gibi olamayacakları annelerinin yerini dolduramayacakları anne sevgisi şefkati ve sıcaklığından mahrum kalacakları ortadadır ayrıca velayet verirken çocuğun bedeni fikri ve ahlaki gelişimine zarar gelmemesi zorunludur bu yönden müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesi usul ve yasaya uygun düşeceği gibi yüce yargıtayın istikrar kazanmış yerleşik görüş ve kanaatine de uygun düşecektir davalı babanın bu husustaki kötü niyeti davacı anne ve müşterek çocukların velayet konusundaki ortak haklı çıkarları göz önünde bulundurularak öncelikle çocukların velayetleri dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren davacı anneye bırakılmalı bu mümkün olmadığı takdirde müşterek çocuklar ile davacı anne arasında infazda güçlük çıkarmayacak biçimde kişisel ilişki kurulmalıdır bursa aile mahkemesinde yapılan yargılama sonunda tarihinde çocukların velayetinin başvurucunun müvekkiline verilmesine karar verilmiştir mahkeme kararının gerekçesi şöyledir tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki nikah aktinin kazakistan almatı semti mahkemesi tarafından tarih ve dosya nolu kararı ile feshine karar verildiği incelenen karar içeriğine göre velayetin düzenlenmediği davalının yeniden mahkemeye müracaat ile çocukların ikamet yerinin belirlenmesini talep ettiği ve kazakistan almatı ili reşit olmayan çocukların üzerine kurulmuş mahkemesi tarafından tarih ve dava nolu kararı ile davalı annelerinin ikamet yerinde ikamet etmelerine karar verildiği bu kararın davalı annenin türkiye mahkemelerine başvurarak yasal haklarını kullandığı gerekçesi ile dikkate alınmamasına karar verildiğinin dosya içerisindeki evraklardan anlaşıldığı tarafların nikah aktinin feshine ilişkin kararın bursa aile tarihli e k sayılı ilamı ile tenfizine karar verildiği velayet hususundaki davanın atiye bırakıldığı müşterek çocukların babaları tarafından annelerinin alınarak türkiyeye getirildiği ve bir daha geri götürülmediği çocuklardan ve ynin bursa da dede ve babaanne ile birlikte kaldığı diğer küçük aanın ise bursa ili mustafakemalpaşa ilçesine bağlı bir köyde hala ve eniştesi ile birlikte kaldığı davacı babanın yurtdışında iş yaptığı ve uzun süreli ülke dışında kaldığı küçüklerin tüm bakım ve gözetiminin davacının ailesi tarafından yerine getirildiği davacının çocuklar üzerindeki velayet hakkını fiilen kullanmayarak ailesinin bakım ve gözetimine terk ettiği çocukların yaşları itibarı ile annelerine özlem duydukları ve bu hali ile hem anne hem de baba sevgi ve ilgisinden uzak yaşamak zorunda bırakıldıkları davalının tespit edilen mali ve sosyal durumunda olumsuz hiçbir hususa rastlanmadığı velayetinin annelerine verilmesi halinde küçüklerin ciddi zarar göreceklerine dair hiçbir delil sunulmadığı anlaşılmakla küçüklerin fiziki ve psiko sosyal gelişimlerini teminen velayetlerinin anneye verilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır karar yargıtay hukuk dairesince tarihinde onanmıştır c ceza yargılamasına süreç bursa aile mahkemesinde yapılan yargılamanın karşı tarafı başvurucunun tarihinde mahkemeye sunduğu dilekçesinde kendisi hakkında yer alan ifadeler başvuru numarası karar tarihi nedeniyle suç duyurusunda bulunmuş ve başvurucu hakkında hakaret suçundan kamu davası açılmıştır bursa ağır ceza mahkemesi tarihinde başvurucunun hakaret suçundan tl adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir mahkeme kararının gerekçesi şöyledir sanık av kenan gülü at vekili sıfatı ile mahkemeye sunduğu tarihi dilekçesinde katılana yönelik olarak davacı baba dürüst olmayıp yalancı ve dolandırıcı mizaçtadır çalışmayı sevmemektedir gayri meşru işlerle uğraşmaktadır davacı baba ahlaken dürüst olmayıp müvekkilime çok zarar verdiği gibi müşterek çocuklarına da kandı şeklinde ifadelere yer verdiği sanık savunmasında dilekçesindeki bu ifadelerin iddia ve savunma kapsamında hukuka uygunluk sınırları içerisinde olduğunu savunmuş ise de dilekçesinde yukarıda belirtilen şekildeki ifadelerin iddia ve savunma kapsamında olmadığı avukat olan hukukçu kimliği haiz sanığın bunu bilmesi gerektiği ayrıca yine sanığın hukukçu kimliğinin bulunması nedeniyle dilekçesindeki katılana yönelik hakaretamiz ifadeleri kastı olmaksızın kullanmasının mümkün olmadığı gibi her ne kadar müvekkilinin düşüncelerini dile getirdiğine hakaret kastı ile hareket etmediği gerekçesiyle suç unsurlarının oluşmadığına ilişkin savunma yapmış olsa da sanığın bu gerekçesinin ceza hukuku bakımından geçerli savunma olarak kabul edilemeyeceği ve söylenen sözlerin içeriği katılanın onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte bulunması itibariyle atılı suçun unsurlarının oluştuğu bu haliyle sanığın atılı hakaret suçunu işlediği tüm kapsamından anlaşılmakla sanığın eylemine uyan hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği yönünde oluşan vicdani kanı ile cmk teki koşulların bulunması nedeniyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun bulunmuştur başvurucunun anılan karara yaptığı itiraz bursa ağır ceza mahkemesince tarihinde reddedilmiştir ret kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk mevzuat tarihli ve sayılı türk ceza kanununun hakaret kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir bir kimseye onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur şeref ve saygınlığına saldıran kişi üç aydan iki yıla kadar hapis veya para cezası ile cezalandırılır mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir sayılı kanunun ve savunma dokunulmazlığı kenar başlıklı maddesi şöyledir yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru iddia ve savunmalar kapsamında kişilerle ilgili olarak somut ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde ceza verilmez ancak bunun için isnat ve başvuru numarası karar tarihi değerlendirmelerin gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir sayılı kanunun hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir hakkını kullanan kimseye ceza verilmez yargıtay kararları avukatların mesleklerinin icrası esnasındaki ifade özgürlüklerine ilişkin olarak yargıtayın değerlendirme ölçütlerini içeren yargıtay ceza genel kurulunun tarihli ve sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir sanığın avukat olmasının ve belirtilen eylemin avukatlık görevinin ifası sırasında işlenmesinin savunma dokunulmazlığını gündeme getirdiği savunma veya iddia amacıyla vaki olan yazı ve sözlerin hakaret suçları açısından hukuka uygunluk nedenlerinden birisini teşkil eden hakkın kullanılmasını oluşturabileceği davada taraf olan davalı davacı şahsi davacı katılan sanık ve savcının iddianın ve savunmanın gerektiği şekilde yapılabilmesi için belirli koşullar dahilinde bazı bulunabilecekleri bunu yaparken de hazan muhataplarını küçük düşürücü ifadeler kullanabilecekleri öngörülmekle iddia ve savunmanın gerekliliği ile orantılı olmak şartıyla bu şekilde ortaya çıkan eylemlerin hukuka uygun sayılacağı ancak bu hakkın kullanımının bazı koşullara bağlı olduğu bu koşulların a eylemin iddia veya savunma niteliğindeki evrak ile yazılı olarak veya iddia ve savunma sırasında sözlü olarak yapılması gerektiği şekil şartı b eylemin yargı organlarına verilen dilekçelerde veya bu organlar huzurunda yapılması zorunluluğu yer şartı c hak kullanılırken sınırın aşılmamasının gerekli olduğu ölçülülük şartı şeklinde sıralanabileceği b uluslararası hukuk uluslararası hukuk kurallarının yer aldığı karar için keleş öztürk b no kararına bakılabilir v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir tarihli sözleşme ile nm okulu kantinini işletmekte olan başvurucu ile okul aile birliği arasında ihtilaf çıkmış başvurucu hakkında tahliye işlemi başlatılması üzerine başvurucu tahliyenin durdurulması için sulh hukuk mahkemesinden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur sulh hukuk mahkemesi tarihli kararla başvurucunun tahliye işlemini tedbiren durdurmuştur başvurucu okul kantinini kira sözleşmesi kapsamında işlettiğini sözleşmeye göre feshi gerektiren nedenler yoksa sözleşmenin beş yıl süreye kadar uzatılabileceğini bu başvuru numarası karar tarihi noktada kazanılmış hakkı olduğunu sözleşmenin yenilenmesi gerektiği halde okul idaresince haksız olarak feshedildiğini belirterek kiracılık sıfatının tespiti ile el atmanın önlenmesi davası açmıştır sulh hukuk mahkemesinin mahkeme tarihli kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin en son tarihinde yenilendiği ve tarihinde sona erdiği tarihli ve sayılı devlet kanununun maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca başvurucunun taşınmazda fuzuli şagil konumunda ve bu nedenle de taşınmazı tahliye etmek zorunda olduğu yargıtay hukuk genel kurulu kararında da belirtildiği gibi sayılı kanuna göre kira süresinin dolması ile sözleşmenin sona ereceği davada tarihli ve sayılı mülga gayrimenkul kiraları hakkında kanunun maddesinin davada uygulanma yerinin olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir başvurucunun temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarihli ilamında hükmün davacı vekiline tarihinde tebliğ edildiğini mahkemece tarihli tutanakla davacı vekilinin tarihli temyizden feragat ettiğini bildirir dilekçesini mahalli mahkemeye verdiğini ve kimlik tespitinin yapıldığını temyizden feragat dilekçesinin dosya içine konulduğunu daha sonra davalı vekilinin tarihinde mahkemeye müracaatı sonucu yapılan incelemede davacı vekilinin temyizden feragat dilekçesinin olmadığına dair mahkeme hakimi yazı işleri müdürü ve davalı vekilinin imzası ile tutanak tutulduğunun anlaşıldığını tutanağa göre davacı vekili temyizden feragat ettiği halde tarihinde temyiz dilekçesi verdiğinin görüldüğünü mahkemece tutulan tutanağa göre davacı vekilinin hükmün tebliğinden sonra temyizinden vazgeçmesi ile hükmün kesinleştiğini kesin hüküm hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağını belirterek başvurucunun temyiz dilekçesinin reddine karar vermiştir karar düzeltme talebi aynı dairenin tarihli ilamı ile reddedilmiştir ret kararı tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv a ulusal hukuk kanun hükümleri tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun geçici maddesi şöyledir bölge adliye mahkemelerinin tarihli ve sayılı adli yargı derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş görev ve yetkileri hakkında kanunun geçici nci maddesi uyarınca resmi gazete de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar sayılı kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar sayılı kanunun tarihli ve sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki ita üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur bu kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar sayılı kanunun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır sayılı kanunun maddesi şöyledir taraflar ilamın kendilerine tebliğinden önce istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez b numarası karar tarihi başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur sayılı kanunun maddesi şöyledir ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hallerde uyap kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır elektronik ortamda güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabilir harç ve avans ödenebilir dava dosyaları incelenebilir bu kanun kapsamında olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgeler güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabilir ve gönderilebilir güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgeler ayrıca olarak gönderilmez belge örneği aranmaz elektronik ortamdan örnek çıkartılması gereken hallerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hakim veya görevlendirdiği yazı işleri müdürü tarafından imzalanır ve mühürlenir elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter mahkemelerde görülmekte olan dava çekişmesiz yargı geçici hukuki koruma ve diğer tüm işlemlerde uyap ın kullanılmasına dair usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren mülga hukuk muhakemeleri kanunu yönetmeliğinin yönetmelik maddesinin ilgili kısmı şöyledir tutanak belge ve kararlar elektronik ortamda düzenlenir ve gerekli olanlar ilgilileri tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanır teknik nedenlerle olarak düzenlenen belge veya kararlar engelin ortadan kalkmasından sonra derhal elektronik ortama aktarılır temyiz hakkından vazgeçme hususunda tarihli ve sayılı mülga hukuk usulü muhakemeleri kanununun genel sistematiği içinde kıyasen uygulamaya esas alınan maddesi şöyledir tarafın muhakemeden ve üncü maddede muayyen şeraitin tahakkuku halinde temyizden hakkında akdedecekleri mukavele yargıtay kararları yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir hükmü temyiz eden davacı vekili ile davalı h y mahkemeye sundukları tarihli müşterek tanzim edilmiş dilekçelerinde temyiz taleplerinden vazgeçtiklerini belirtmişlerdir yazı müdürü tarafından davalı h ynin kimlik kontrolü yapılmasına karşın davacı vekilinin kimlik tespiti yapılmadığı görülmüştür bu nedenle temyizden vazgeçme dilekçesindeki imzanın ve içeriğinin davacı vekiline ait olup olmadığının belirlenmesinden sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine gününde oybirliğiyle karar verildi başvuru numarası karar tarihi yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir vekaletnamesinde temyizden vazgeçme yetkisi de bulunan alacaklı vekilinin ve tarihli temyizden vazgeçme dilekçesi gereği iz dilekçesinin gününde oybirliğiyle karar verildi b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme maddesinin ilgili kısmı şöyledir herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir avrupa hakları mahkemesi mahkemeye erişim hakkının sözleşmenin maddesinde yerini bulan güvencelerin doğal bir parçası olduğunu bkz partners b no bu kapsamda herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ile ilgili her türlü iddiasını bir mahkeme veya yargı önüne getirme hakkının güvence altına alındığını bkz krallık b no sözleşmenin maddesinde mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkının güvence altına alınmadığını ancak devletin kendi takdirine bağlı olarak taraflara kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı tanıması durumunda kanun yolu başvurusunu inceleyen mahkeme önünde uygulanan muhakeme usulünün bu ilkelere uygun olması gerektiğini belirtmiştir bkz b no bu değerlendirmeye benzer şekilde bir hukuk davasında bölge adliye mahkemesinin kararına yönelik itirazın reddedilmesi nedeniyle yapılan başvuruyu mahkemeye erişim hakkı kapsamında kanun yolu incelenmesinde uygulanacak usulün sözleşmenin maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir bkz ukrayna b no mahkemeye erişim hakkına yönelik birtakım sınırlandırmaların kabul edilebileceğini ancak yasa veya uygulamayla getirilen sınırlamaların meşru bir amaca yönelik olmadığı veya kullanılan yöntem ile ulaşılması hedeflenen amaç arasında makul bir orantısallık ili bulunmadığı durumlarda kısıtlamaların sözleşmenin maddesinin birinci fıkrasına uygun olmayacağını belirtmiştir bkz krallık b no usul kurallarının katı bir biçimde uygulanması sonucu uyuşmazlıklara ilişkin taleplerin yargı önünde ileri sürülememesi meselesini mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelemiş bu tür kısıtlamaların bireylerin mahkemeye erişiminin etkili ve pratik olmasının önünde engel oluşturduğunu belirtmiştir davasında ceza mahkemesi kararını temyiz eden başvurucunun talebinin yasal prosedüre uygun olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine sözleşmenin maddesi kapsamında şikayette bulunulmuş başvuruyu mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirerek mahkemelerin usul kurallarını uygularken bir yandan adil yargılanma hakkını ihlal edebilecek aşırı şekilcilikten ve usul kurallarının ortadan kaldırılması sonucunu doğurabilecek aşırı esneklikten kaçınmaları gerektiğini belirtmiş somut olayda yerel mahkemelerin başvuru prosedürünü düzenleyen usule ilişkin şartlarla ilgili aşırı şekilci yaklaşım sergilediğini belirterek sözleşmenin maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır b no başvuru numarası karar tarihi yine and nikos davasında başvurucu şirket otel inşaatı için devletten sübvansiyon talebinde bulunmuş ancak talebi reddedilmiştir başvurucu kararın iptali için başka bir resmi merci vasıtasıyla yüksek mahkemesine başvurmuş dilekçedeki birtakım şekli eksiklikler gerekçe gösterilerek itirazı reddedilmiştir bu başvuruda itiraz ve temyize ilişkin kabul edilebilirlik koşullarında düzenleme yapmada devletlerin takdir yetkisinin bulunduğunu bu alandaki düzenlemelerin adalete uygun bir yönetimin sağlanması için gerekli olduğunu ancak sınırlamaların hakkın özüne zarar vermemesi gerektiğini belirterek somut olay açısından iç hukuktaki itiraz usulünde başka bir resmi merci vasıtasıyla yüksek mahkemesine başvurma hakkının verildiğini temyiz dilekçesindeki eksikliğin başvurucudan kaynaklanmadığını ve sorumluluğun yetkili otoriteye ait olduğunu bu açıdan yerel mahkemenin aşırı şekilci yaklaşımla yaptığı değerlendirmede başvurucunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahalede bulunulduğunu belirterek sözleşmenin maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir b no v
Violation
a arka plan bilgisi yılının temmuz ayında kamu emekçileri sendikaları konfederasyonu kesk devrimci sendikaları konfederasyonu türk mühendis ve mimar odaları birliği tmmob ve türk tabipler birliğinin ttb de aralarında bulunduğu bazı sendika meslek örgütü vakıf ve platformların desteği ile barış bloku blok adı altında bir topluluk kurulmuştur adı geçen blok tarafından bu tarihten itibaren çeşitli miting protesto ve yürüyüşler düzenlenmiştir ekim ayına gelindiğinde bahsi geçen blok tarafından gerekli bildirimler yapılarak cumartesi günü saatleri arasında ankarada barış emek ve demokrasi konulu bir toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesi kararlaştırılmıştır türkiyenin o dönem suriyedeki savaşa müdahil olma olasılığına karşı çıkan halkların demokratik partisi hdp ve cumhuriyet halk partisi chp mensubu bazı milletvekilleri de toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak suretiyle destek olmuştur plana göre göstericiler ankara tren garında toplanacak ve talatpaşa bulvarı opera meydanı ile atatürk bulvarını takiben sıhhıye meydanına yürüyecektir toplantı günü ankara tren garı önünde kalabalığın toplanmaya başladığı sırada saat sıralarında peş peşe bombalı iki patlama meydana gelmiş ve yaşanan bu olay nedeniyle kişi hayatını kaybetmiş kişi de yaralanmıştır o dönem basında yer alan haberlere bakıldığında pkk terör örgütünün milletvekili genel seçiminin yapılacağı kadar sürecek bir tek taraflı çatışmasızlık süreci ilanına hazırlandığı ve bunu canlı bomba saldırılarının yapıldığı ekim mitinginden bir gün sonrasına denk düşen ekim pazar günü duyuracağı belirtilmişti bombalı saldırılara ilişkin olarak ankara cumhuriyet başsavcılığı tarihli iddianameyle şüpheli hakkında ankara ağır ceza mahkemesi ceza mahkemesi nezdinde kamu davası açmıştır şüphelinin meydana gelen ölüm ve yaralanmalar nedeniyle anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme kasten öldürme nitelikli hâl ve teşebbüs aşamasında kalmış kasten öldürme nitelikli hâl suçlarından cezalandırılması istenmiş bu dört kişinin içinde yer aldığı bazı şüpheliler ile diğer şüphelinin ise resmî belgede sahtecilik tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma tarihli ve sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanuna muhalefet ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından biri veya birkaçı ile cezalandırılması talep edilmiştir kabulü üzerine yapılan yargılama sonunda ceza mahkemesi tarihinde yakalanmayan sanıklar yönünden ayırma ölen bir sanık yönünden ise düşme kararı vermiştir ceza mahkemesi ayrıca diğer suçlarla ilgili kurduğu hükümler dışında sanığın ölen kişiler yönünden kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla olay esnasında yaralananlar yönünden ise kez yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetmiştir ceza davası istinaf aşamasında derdesttir b somut olaya bilgiler başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi yukarıda zikredilen türkiye tarihinin en kanlı bombalı saldırısının yaşanmasından sonra ülkede üç gün ulusal yas ilan edilmiştir sonraki süreçte patlamalarda hükûmetin sorumluluğu bulunduğunu ileri süren gruplar birçok kentte saldırıları ve hükûmeti protesto etmişlerdir terör saldırısı üzerine kesk tmmob ve ttb yetkili kurulları saldırıyı takip eden üç gün yas ilan edilmesine ve tarihlerinde grev yapılmasına karar vermiştir kesk tarafından yapılan açıklamada bombalı saldırılar sonucunda bir katliam gerçekleştirildiği onlarca üyelerinin yaşamını yitirdiği ifade edilmiş yaşamını yitiren arkadaşlarını anmak cenazelerini kaldırmak faşist katliamı lanetlemek ve sorumluların açığa çıkarılmasını talep etmek için tüm ülke çapında grev yapılmasına karar verildiği belirtilmiştir siirt devlet hastanesinde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak çalışan başvurucu sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası ses siirt şube üyesidir başvurucu üyesi olduğu sendikanın bağlı olduğu keskin kararı doğrultusunda kararda belirtilen tarihlerde iki gün görevine gelmemiştir iki gün mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle başvurucuya aylıktan kesme cezası vermiştir başvurucu tarihinde disiplin cezasının iptali ve yapılan kesintinin yasal faiziyle iadesi talebiyle siirt mahkemesine mahkemesi dava açmıştır mahkemesi tarihinde dava konusu işlemin iptaline ve kesinti yapılan tutarın iadesine karar vermiştir kararının gerekçesinde anayasanın ve maddeleri ile avrupa hakları sözleşmesinin maddesine devlet memurlarının anayasada ve özel kanunda belirtilen hükümler uyarınca sendikalar ile üst kuruluşlar kurabilecekleri ve bunlara üye olabileceklerine ilişkin tarihli ve sayılı devlet memurları kanununun maddesine yer verilmiştir kararda anayasa uluslararası sözleşme ve kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun üyesi olduğu sendikanın bağlı olduğu konfederasyonun aldığı karar uyarınca gerçekleşen göreve gelmeme eyleminin sendikal faaliyet kapsamında bir fiil olarak kabulü gerekeceği belirtilmiştir karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur gaziantep bölge mahkemesi bölge mahkemesi tarihinde istinaf başvurusunun kabulüne ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir bölge mahkemesi ret kararında öncelikle anayasanın maddesine maddesine sayılı kanunun ve maddelerine yer verdikten sonra tarihli ve sayılı kamu görevlileri sendikaları ve toplu sözleşme kanununun maddesinde yer alan kanunun amacının kamu görevlilerinin ortak ekonomik sosyal mesleki hak ve menfaatlerinin korunması geliştirilmesi için oluşturdukları sendika ve konfederasyonlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğuna dikkat çekmiştir mahkeme sayılı kanunun maddesinin fıkrasının f bendinde yer alan sendikanın kamu görevlilerinin ortak ekonomik sosyal mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşları ifade edeceği tanımına vurgu yapmıştır bölge mahkemesi sendikal hakların kullanılmasına ilişkin olarak kamu görevlilerinin ekonomik sosyal mesleki hak ve menfaatlerinin bu kapsamda özlük ve başvuru numarası karar tarihi parasal haklarının çalışma koşullarının korunması iyileştirilmesi geliştirilmesi bu konulara dikkat çekilmesinin ve kamuoyu oluşturulmasının sağlanması amacıyla ve başka seçeneklerinin bulunmaması durumunda üyesi bulundukları sendikaların aldıkları kararlar doğrultusunda iş bırakma eylemlerine katılmaları nedeniyle disiplin cezaları ile cezalandırılmalarının demokratik bir toplumda gerekli olamayacağını belirtmiştir bölge mahkemesi kararında avrupa hakları mahkemesinin b no ve b no dilek ve türkçe çevirisinde satılmış ve şeklinde isimlendirilmiştir b no kararları ile ve nolu uluslararası çalışma örgütü sözleşmesinin maddesine atıfta bulunarak bir değerlendirme yapmıştır bölge mahkemesi atıf yaptığı anayasa ve maddelerindeki hakkın sınırlandırılma nedenlerinden olan başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacı ile kararlarında iş bırakma eylemlerinin amaçlarının başvurucuların mesleki hak ve menfaatleriyle ilgili olduğunun altını çizmiştir bölge mahkemesi mevzuat hükümleri ile atıf yaptığı kararlarının ve uluslararası düzenlemelerin incelenmesinden devlet memurlarının sendika ve üst kuruluşları kurma bunlara üye olma hakkının bulunduğunu sendika tarafından sendikanın kuruluş amaçları doğrultusunda yapılan eylemlere katılmanın da bu hakkın doğal bir uzantısı olduğunu belirtmiştir bununla birlikte bölge mahkemesi kamu görevlilerinin ekonomik sosyal mesleki hak ve menfaatlerinin iyileştirilmesi amacını taşımayan eylemlerin sendikal hak kapsamında değerlendirilmesinin olanaklı olmadığını belirtmiş sendikal hakların kullanımının da sınırsız olmadığını başkalarının hak ve özgürlüklerinin kullanımı amacıyla sınırlandırılabileceğini ifade etmiştir bölge mahkemesi ayrıca kamu görevlisi olan bir kişinin hangi eylemlerin sendikal faaliyet kapsamında olduğunu değerlendirecek yeterlilik ve kapasitede olduğunun da kabulü gerektiğini vurgulamıştır bölge mahkemesi başvuru konusu olayda başvurucunun görevine gelmeme nedeninin terör saldırısında aralarında sendika üyelerinin de bulunduğu hayatını kaybedenleri anmak ve saldırıyı lanetlemek olduğunu tespit etmiştir bölge mahkemesi söz konusu iş bırakma eyleminin kamu görevlilerinin ekonomik sosyal mesleki hak ve menfaatlerinin bu kapsamda özlük ve parasal haklarının çalışma koşullarının korunması iyileştirilmesi geliştirilmesi amacını taşımadığını dolayısıyla görevleri ve meslekleri ile herhangi bir şekilde ilgisi olmadığını ifade etmiştir bölge mahkemesine göre başvurucu sade vatandaş olarak mesai saatleri dışında katılabileceği bir eyleme mesai içinde katılarak ve görevine iki gün boyunca gelmeyerek vatandaşların kamu hizmetinden faydalanmalarını engellemiştir davanın reddine ilişkin bölge mahkemesi kararı başvurucunun üyesi olduğu sendikanın vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk sayılı eylem ve hareketlerde bulunma yasağı kenar başlıklı maddesi cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller kenar başvuru numarası karar tarihi başlıklı maddesi sayılı kanunun amaç kenar başlıklı maddesi sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetleri kenar başlıklı maddesi danıştay dava daireleri kurulunun tarihli ve ve sayılı kararı ahmet parmaksız b no b uluslararası hukuk tarihli ve sayılı sendika özgürlüğü ve örgütlenme hakkının korunmasına ve maddeleri tarihli ve sayılı kamu hizmetinde örgütlenme hakkının korunması ve koşullarının belirlenmesi yöntemine ve maddeleri tarihli birleşmiş milletler bm ekonomik sosyal ve kültürel haklar uluslararası sözleşmesinin maddesi tarihli bm medeni ve siyasi haklara uluslararası sözleşmesinin maddesi avrupa konseyinin tarihli ve ets no sayılı avrupa sosyal ve maddeleri örgütlenme özgürlüğü komitesi yönetim kurulunun karar ve bkz ahmet parmaksız türkiye avrupa sosyal şartı ile tarihli gözden geçirilmiş avrupa sosyal şartını onaylamış ancak her iki da örgütlenme ve toplu pazarlık haklarına ilişkin ve maddelerine çekince koymuştur kamu görevlilerinin iş bırakma eylemlerine yaklaşımı şu şekildedir kararında maddesinin birinci paragrafının herkesin bir sendikaya üye olma ve çıkarlarını koruma hakkını güvence altına aldığını ve devlet memurlarının doğrudan bu haktan mahrum bırakılmaması gerektiğini belirtmiştir ayrıca ordu emniyet ve bazı sektörlerde görev yapan devlet memurlarının sendikal haklarına kısıtlamalar getirilmesinin mümkün olduğunu ancak bu kısıtlamaların resmi görevlerinin yerine getirilmesinde gerekli olmasının şart olduğunu ifade etmiştir bu karara konu olayda devlet memurlarının maaşlarına yapılan düşük zammı protesto etmek amacıyla üyesi olduğu düzenlediği iş yavaşlatma ve bırakma eylemine katılması nedeniyle başvurana uyarma disiplin cezası verilmiştir kararında kamuda çalışan eğitimcilerin koşullarının iyileştirilmesi amacıyla aralık tarihinde düzenlenecek bir günlük ulusal grevden yetkilileri haberdar etmiş ve başvuranlar gösteriye katılıp iş yerlerine gitmemişlerdir başvuranların sendikasının çalışma koşullarının iyileştirilmesine dikkat çekmek amacıyla düzenlediği bir günlük greve katıldıkları için sonradan para cezasına çevrilen mahkumiyet cezasına çarptırıldıklarını ve geçici olarak kamu hizmetinden uzaklaştırıldıklarına dikkat çekerek şikayet konusu yaptırımların yasal yoldan bu tür bir greve katılmak isteyen sendika üyelerini ve diğer kişileri caydırmak amacını güttüğünü tespit etmiş ve başvuranlara uygulanan yaptırımların demokratik bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmıştır kaya ve kararında üyesi öğretmenlere keskin çağrısına uyarak parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle bir gün göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı ve müdahalenin acil bir sosyal ihtiyaca karşılık gelmediği ve bu nedenle demokratik bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmıştır kaya ve b no başvuru numarası karar tarihi iv dilek ve kararında kesk kamu sektöründe çalışan personele ilişkin kanunun meclis gündemine taşınması nedeniyle mart tarihinde ulusal düzeyde bir eylem yapma kararı almıştır saatleri arası ile saatleri arası çalışan başvuranlardan iki grup çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla iş yavaşlatma eylemi çerçevesinde üç saat süreyle görev yerlerini terk etmişlerdir bu eylem sırasında araçlar gişelerden para ödemeden geçmiştir eylem nedeniyle uğradığı zararı tazmin için başvuranlara dava açmış ve aleyhlerine hukuk mahkemesinde tazminata hükmedilmiştir bu durumda maddesinin hangi koşullarda grev hakkı tanıdığı ve bu madde çerçevesinde bu hakkın tanımının ne olacağı hususlarına değinmeden başvuranların işlerini üç saat süreyle yavaşlatmalarının sendikal hakların kullanımı bağlamında toplu eylem olarak değerlendirilebileceğine kanaat getirmiş ve alınan tedbirin örgütlenme özgürlüğüne müdahale oluşturduğunu tespit etmiştir dilek ve anılan karara göre maddesinin paragrafı sendika üyelerine çıkarlarını koruyabilmek amacıyla seslerini duyurmalarına imkan tanımaktadır in maddesinde yer alan korumak için ifadeleri önemlidir ve sendikanın yapacağı toplu eylem yoluyla sendika üyelerinin mesleki çıkarlarını savunma özgürlüğünü güvence altına almaktadır sendika üyeleri tarafından gerçekleştirilecek olan bu eyleme sözleşmeci devletler tarafından izin verilmeli eylemin gelişimi ve devamı sağlanmalıdır o halde sendikanın üyelerinin mesleki çıkarlarının korumak amacıyla müdahil olma imkanı bulunmalı ve üyeler çıkarlarının korunması yolunda sendikalarının seslerini duyurması hakkına sahip olabilmelidir dilek ve v
No violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu bilişim ve telekomünikasyon alanında haber yapan isimli internet sitesinin genel yayın yönetmenidir başvurucu bireysel başvuru formunda twitter isimli sosyal medya platformunda bulunan hesabından da anılan konulara ilişkin düşünce ve yorumları ile internet sitesinde yayımladığı haberleri paylaştığını belirtmiştir bilgi teknolojileri ve kurumunun btk web sayfasında yılına ait çeyrek elektronik haberleşme sektörü verileri yayımlanmıştır btknın bu raporu üzerine başvurucu internet haber sitesi ile sosyal medya hesabında anılan raporda yer alan verilere ilişkin bir haber yayımlamış ve bazı paylaşımlarda bulunmuştur haber sitesinde yayımlanan btknın tutarsızlığı devleti maddi kayba uğrattı mı başlıklı haberin ilgili kısımları şöyledir bilgi teknolojileri ve kurumu tarafından her çeyrek yayınlanan pazar verileri raporunda ile ilgili gelir rakamlarının çelişmesi devleti binlerce belki milyonlarca lira zarara sokuyor olabilir yıl sonu btk raporunda tamamı halka açık şekilde faaliyet gösteren türkiyedeki telekomünikasyon şirketlerinin rakamlarının kamuoyuna ve hissedarlarına açıkladığı rakamlar ile örtüşmediğini fark etmiştim konuyu araştırdığımda öncelikle gelirlerinde bir anormallik olduğunu fark ettim konuyu hem araştırdım hem btk başkanı ilettim btk benim uyarımı ve yazdığım yazıyı ciddiye almış olacak ki özellikle çok büyük anormalliğin olduğu gelirlerinden hareketle yılı birinci çeyreğinden itibaren operatörlerin gelirlerini hem ufrs uluslararası finans raporlama standardı hem de vuk vergi usul kanunu raporlamalarını baz alarak yayımlamaya başlamış dipnot olarak da cihaz satışları ve cihaz tedarikçileri ile olan alışverişin ufrs ve göre raporlanan gelirlerde farklılık yaratabildiğini belirtmiş fark milyon tl vergi kaybı ufrsye göre gelirleri milyar tlye yakın ancak göre gelirleri milyar liranın biraz üzerinde gelirler arasındaki bu fark iki açıdan önemli birincisi ikincisi mobil operatörlerin gelirleri üzerinden ödedikleri yüzde hazine payı açısından milyar gelir farkı yüzde kurumlar vergisi olarak milyon liralık bir kayba işaret ediyor şirketler ufrs rakamlarına göre değil vuk rakamlarına göre vergi öderler ancak dünyada hiçbir şirketin ufrs gelirleri ile vergi beyanındaki gelirleri arasında yüzde aşkın fark bulunmaz bulan bilen birisi varsa lütfen benimle paylaşsın gelelim ikinci konuya yüzde hazine payı devlet mobil operatörlerle yaptığı imtiyaz sözleşmesi gereği lisans ücretinin bir kısmını peşin lisans bedeli bir kısmını da gelir paylaşımlı olarak tahsil eder mobil operatörler kanunda belirtildiği üzere gelirlerinin tamamı üzerinden vergi usul kanunundan bağımsız olarak her ay yüzde hazineye ödemekle mükelleftir başvuru numarası karar tarihi gelir rakamı btk tarafından milyar tl olarak raporlandığına göre yüzde hazine payının da bu rakam üzerinden hesaplanıyor olması gerekmez mi mevzuatı tam bilmiyorum sizleri de yanıltmak istemem ancak btk resmi raporlarına bu rakamı milyar tl olarak geçiriyorsa bu hesaplamanın da tahsilatın da bu rakama göre yapılması gerekir rakam arasındaki milyar farktan doğan hazine payı kaybını da varın siz hesaplayın kurul cezalarında da gelirleri çelişiyor tutarsızlıklar abone rakamları yine çelişiyor devletin hem vergi hem gelir hem de idari ceza tutarlarında kayba neden olabilecek bu rakamsal tutarsızlıkların acil olarak incelenmesi gerekir konuyu geçen raporda da olduğu gibi sayın btk başkanı ileteceğim herhangi bir açıklama yapmak isterse de yazılı açıklamasını noktası virgülüne dokunmadan yayımlayacağım ancak telekom sektörünü düzenlemek ve denetlemekle görevli btkdaki bu rakamsal tutarsızlıkları denetlemek ve incelemek kimin göreviyse sayın başbakanımız binali yıldırım ve denizcilik haberleşme ve ulaştırma bakanımız ahmet arslanı bu kurumları acilen görevlendirmesi gerektiğini düşünüyorum başvurucunun erişimi engellenen sosyal medya paylaşımları da yukarıda yer verilen haber kapsamında yapılmıştır anılan paylaşımlar şöyledir btknın raporuna göre neredeyse karini sıfırlamış yine zarar şu an kestiği usulsüzlük cezalarına bakıyorum cezalarda da gelirleri sürekli düşük alınıp ceza kesilmiş ayrıca ufrs ve vuk arasındaki farka göre milyon tl hazine payı ödemesinde de bulunmamış vallahi ben in yaklaşık milyon vergi kaçırmış btknın tutarsızlığı devleti milyonlarca lira zarara uğrattı hakkında haber yapılan ve sosyal medyada paylaşımda bulunulan mobil operatör şirketi başvurucunun gerçek dışı paylaşımlarda bulunduğunu vergi kaçırdığına ilişkin yakışıksız ve mesnetsiz ifadelerle kişilik haklarının zedelendiğini ileri sürerek tarihinde söz konusu internet içeriklerine erişimin engellenmesini talep etmiştir başvuru numarası karar tarihi müşteki talep dilekçesinin ekine delil olarak rakip firmanın blog sayfasında yazarlar kısmında yer alan başvurucunun öz geçmişinin çıktısını eklemiştir anılan öz geçmişte başvurucunun hâlihazırda aktif görevine devam ettiği çeşitli dergilerde de aylık köşe yazıları yazdığı belirtilmektedir sulh ceza hâkimliği tarihinde haber ve sosyal medya içeriklerine erişimin engellenmesine karar vermiştir gerekçeli karar şöyledir talep eden şirketin adresinde kemalettin isimli kemalettin bulamacı isimli şahsın paylaştığı içeriklerle ve isimli internet sitesinde de turkcell şirketinde çalıştığı paylaşarak başvuran şirketin kişilik haklarına ticari itibarına zarar verildiğini haksız menfaat elde etmeyi amaçlayan durumun ortadan kaldırılması şirketin kurumsal ve markasal itibarının zedelenmemesi için sayılı kanunun maddesi uyarınca söz konusu internet adresindeki tüm yayına yönelik içeriğin erişime engellenmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur başvurucunun anılan karara itirazı sulh ceza hâkimliğinin tarihli kararı ile reddedilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk ulusal ve uluslararası hukuk için bkz ali kıdık b no v
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir mardin ili derik ilçesi köyünde yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında parsel numaralı taşınmaz ve adına tespit görmüş bu tespit üzerine başvurucuların murisleri derik tapulama mahkemesinde tarihinde kadastro tespitine itiraz davası açmışlardır mahkeme yaptığı yargılama sonunda tarih ve sayılı karar ile hâkimlerin davadan çekinmeleri nedeniyle merci tayini için dosyanın yargıtaya gönderilmesine karar vermiştir yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı kararıyla kızıltepe tapulama mahkemesini davaya bakmak için görevlendirmiştir kızıltepe kadastro mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli mahkeme olan derik kadastro mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir anılan kararın temyiz edilmesi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilâmıyla merci olarak belirtilen mahkemenin fiili ve hukuki nedenin kalkmasından sonra bile merci sıfatıyla bakmakta olduğu davada yetkisizlik kararı veremeyeceği gerekçesiyle derece mahkemesinin kararını bozmuştur bu ilam sonrası dava dosyası kızıltepe tapulama mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiş mahkemenin kapatılması üzerine dava dosyası mardin kadastro mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiş olup yargılama hâlen devam etmektedir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ile tarih ve sayılı kadastro maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci üçüncü ve dördüncü fıkraları maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesinin birinci fıkrası ve maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi bkz b no başvuru numarası karar tarihi iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası çerçevesinde tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucunun eşi doğumlu olup türkiye taş kömürü ttk maden ocaklarında ile yılları arasında maden işçisi olarak çalışmış tarihinde yaşında iken vefat etmiştir başvurucu eşinin ölümü üzerine tarihinden itibaren sosyal sigortalar kurumu ssk emeklisi olarak aylık almaktadır murisin sağlığında ssk meslek hastalıkları hastanesinin tarihli ve sayılı sağlık kurulu raporuna istinaden yaklaşık oranında ssk zonguldak göğüs ve meslek hastalıkları hastanesinin tarihli ve sayılı sağlık kurulu raporunda ise oranında kendisinde mesleki maluliyet belirlenmiştir muris ile tarihleri arasında karabük eğitim ve araştırma hastanesinde yatarak tedavi görmüş ve daha sonra evine gönderilmiştir başvuru numarası karar tarihi ölüm belgesi bir aile sağlık merkezinde görevli aile hekimi tarafından düzenlenmiştir ölüm sebepleri kronolojik olarak kronik obstrüktif ac akciğer hastalığı ölümü sınırları belirsiz trombozu diğer nedenler şeklinde gösterilmiştir başvurucu sgkya başvurarak eşinin meslek hastalığı nedeniyle vefat ettiğini belirtmiş ve bu durumun tespit edilmesini talep etmiştir sgk ankara sosyal güvenlik müdürlüğü bölge sağlık kurulunun tarihli ve sayılı raporu ile müteveffanın ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığına karar verilmiştir başvurucu bunun üzerine zonguldak mahkemesi nezdinde tarihinde murisin meslek hastalığına bağlı olarak gelişen kalp hastalığı sonucu vefat ettiğini belirterek ttk aleyhine belirsiz alacak davası açmıştır mahkeme tarihinde tensip tutanağı ile ölüm nedenini gösteren konsey raporunun bulunup bulunmadığını sgk zonguldak müdürlüğü karaelmas sosyal güvenlik merkezinden sormuş ve ölüm gelir bağlama evraklarının gönderilmesini istemiştir sgk emeklilik hizmetleri genel müdürlüğü sigortalı emeklilik daire başkanlığı tarihli yazıyla murisin ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığını mahkemeye bildirmiştir tarihinde ile yılları arasındaki mesai listesi davalı tarafça mahkemenin isteği üzerine dosyaya sunulmuştur tarihinde mahkeme başvurucunun talebi üzerine karabük devlet hastanesinden uzunmehmet göğüs ve meslek hastalıkları hastanesi ve devlet hastanesinden murisin tedavisine dair tüm evrakların film ve gönderilmesini istemiştir tarihinde yapılan duruşmada mahkeme karabük devlet hastanesine yazılan yazı yanıtının beklenmesine ve yazı yanıtı geldiğinde duruşma günü beklenmeksizin dosyanın rapor düzenlenmek üzere sosyal sigorta yüksek sağlık kuruluna gönderilmesine karar vermiştir tarihinde başvurucu murisin sağlık karnesi ve ölüm belgesini mahkemeye sunmuştur bu sırada ve tarihli yazılarla ilgili belgeler mahkemeye intikal etmiştir tarihinde mahkeme görülmekte olan tazminat davasının meslek hastalığından kaynaklandığını belirterek müteveffanın ölümünün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda yüksek sağlık kurulundan bilirkişi raporu istemiş ve ilgili hastaneden gelen belgeleri ekinde ilgili kuruma yollamıştır tarihli ve sayılı kararla sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığına oybirliğiyle karar vermiştir raporun ilgili kısmı şu şekildedir il yürütülen özeti sigortalının hak sahipleri zonguldak mahkemesi hakimliğinde ttk genel müdürlüğü aleyhine tazminat meslek hastalığından kaynaklanan davası açmıştır dava dosyası ilgili hakimliğin tarih sayılı müzekkeresi ekinde sigortalının ölüm nedeninin tespiti isteğiyle kurulumuza gönderilmiştir başvuru numarası karar tarihi karar dava dosyası incelendi mevcut belgelere göre sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığına konunun ilgili hakimliğe cevaben duyurulmasına oy birliği ile karar verildi tarihli dilekçesinde başvurucu kararına karşı itiraz etmiş sigortalının sağlığında tespit edilen en son maluliyetinin olduğunu belirtmiştir bu kapsamda raporunda murisin ne sebeple öldüğü açıklamadığını düzenlenen raporun yeterli olmadığını ileri sürmüş ve meslek hastalığının ölüme etkisi olup olmadığı hususlarında tıp fakültelerinin ilgili ana bilim dalı başkanlıklarından seçilecek bilirkişi kurulundan rapor alınmasını talep etmiştir mahkeme tarihli ve sayılı kararla davayı reddetmiştir gerekçenin ilgili kısmı şu şekildedir sgk dan belgeler getirtilmiş mesai listesi sunulmuş sgk ankara sosyal güvenlik müdürlüğü bölge sağlık kurulunun tarih sayılı raporu ile müteveffanın ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığının belirlendiği görülmüş davacı vekilinin itirazı üzerine dosya ysk başkanlığına gönderilmiş düzenlenen tarih karar sayılı rapor ile sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının murisi recep ta sağlığında meslek hastalığı bulunduğu ve tarihinde yaşındayken vefat ettiği sunulan konsey raporu ve mahkememizce aldırılan yüksek sağlık kurulu raporunda ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır davacı tarafça murisin ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğuna ilişkin aksi yönde bir delil de sunulmadığından davanın reddine karar verilmiştir başvurucu süresi içinde temyiz talebinde bulunmuş kararına karşı itirazda bulunduğunu kurum işlemlerine karşı itiraz merci olduğunu kararlarının sgkyı bağlayacağını diğer üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte olmadığını rapora göre sigortalının gerçek ölüm sebebinin maluliyete rağmen tespit edilemediğini çelişkinin olması nedeniyle rapora itiraz edilmesi halinde adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini ve önceki içtihatların bu şekilde olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir yargıtay hukuk dairesi tarihli ve sayılı ilamla başvurucunun itirazlarını yerinde görmeyerek kararı onamıştır onama kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun maddesi şöyledir taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi tayin edeceği duruşmada sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabilir başvuru numarası karar tarihi tarihli ve sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununun maddesi şöyledir bu kanun gereğince yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere çalışma gücü kaybı geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade ederek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye kurum yetkilidir usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere vazife malullük derecesini iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde durum sosyal sigorta yüksek sağlık kurulunca karara bağlanır bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar sağlık bakanlığı ile kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir sayılı kanunun maddesinin birinci dördüncü ve beşinci fıkraları şöyledir bu kanunda yazılı olan görevleri yerine getirmek üzere branşları kurum tarafından belirlenecek uzman hekimlerden oluşan sosyal sigorta yüksek sağlık kurulu kurulur kurul milli savunma bakanlığı sağlık bakanlığı çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı yüksek öğretim kurulu en fazla üyeye sahip işveren işçi ve kamu çalışanlarını temsil ede konfederasyonlar türkiye odalar ve borsalar birliği türkiye esnaf ve sanatkarları konfederasyonu türk tabipleri birliği türkiye ziraat odaları birliği ile kurum tarafından görevlendirilecek birer uzman hekimden oluşur aynı usulle birden fazla kurul oluşturmaya bakanlık yetkilidir kurul sigortalılar hakkında vazife malullük derecesi iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün maluliyeti gerektirecek derecede kaybına ilişkin kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek karara bağlar kurul sigortalı veya hak sahiplerinin talebi üzerine görevlendirdiği uzman bir hekimi dinlemek zorundadır kurul bu kanunda yazılı görevlerle sınırlı olmak kaydıyla mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep edilen dava dosyaları hakkında incelemeleri yaparak görüş bildirir mahkemeler bahse konu dosyalar için belirlediği bilirkişi ücretini kurul üyelerine iletilmek üzere kuruma gönderir iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu işçi alacaklarının tahsili istemiyle tarihinde batman asliye hukuk mahkemesinde mahkemesi sıfatıyla tüpraş genel müdürlüğü aleyhine alacak davası açmıştır batman ilinde müstakil mahkemesi kurulması üzerine batman asliye hukuk mahkemesince tarihinde görevsizlik kararı verilmiş dava dosyası tarihinde batman mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir mahkeme tarih ve sayılı kararla davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir başvurucunun temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar vermiştir onama kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ve maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı mahkemeleri maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası ve maddesi bkz iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucular tarihinde ordu asliye hukuk mahkemesinde açtıkları mera komisyon kararının iptali için açtıkları davada ordu ili kabadüz ilçesi beldesinde bulunan ve kendilerine miras yolu ile intikal eden tapulu taşınmazlarının mera tespit komisyonu tarafından tarihli kararla mera olduğunun tespit edildiğini ve bu doğrultuda taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu gerekçesi ile tapularının geçerli olmadığı sonucuna varıldığını ancak bu durumun usul ve kanunlara aykırı olduğunu söz konusu taşınmazların tapuda tarla vasfında olduklarını taşınmazlar üzerinde ev ve bağlakları olduğunu uzun süredir taşınmazları kullandıklarını belirterek komisyon kararının iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir yapılan yargılama sonunda ordu asliye hukuk mahkemesi tarih ve kararı ile yapılan keşif alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamındaki diğer delillerin değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar vermiştir başvurucular tarafından derece mahkemesinin bu kararına karşı temyiz talebinde bulunulmuş bu amaçla yargıtay hukuk dairesine gönderilen dosya dairenin tarihli kararı ile işbölümü uyarınca yargıtay hukuk dairesine gönderilmiştir temyiz incelemesi neticesinde yargıtay hukuk dairesi tarih ve sayılı ilâmı ile başvurucuların davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını davanın bu nedenle reddi gerekirken belirtildiği şekliyle reddedilmesinin doğru olmadığını yine de hüküm sonucunun esas ve usul bakımından kanuna uygun olduğunu belirtmiş kararın düzeltilerek onanmasına hükmetmiştir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır başvurucuların karar düzeltme talepleri yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilâmı ile reddedilmiştir karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ilâm başvuruculara tarihinde tebliğ edilmiştir başvuru numarası karar tarihi b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri kanununun usul ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi tarih ve sayılı mera ve maddeleri bkz b no iv
Violation
başvuru formu ve ekleri ile askeri yargıtaydan onaylı sureti celp edilen yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu tarihinde emekli olmak suretiyle türk silahlı kuvvetlerinden tsk ayrılan askeri savcıdır daha sonra er statüsünde ihraç edilmiştir başvurucunun tarihinde tehdit suçu işlediği iddiasıyla hakkında yunak cumhuriyet başsavcılığına ihbarda bulunulmuştur yürütülen soruşturma kapsamında başvurucunun askeri savcı olarak görev yapıp yapmadığı ve görev yapıyorsa unvan bilgileri hava kuvvetleri komutanlığı askeri savcılığından talep edilmiştir askeri savcı olduğunun bildirilmesi üzerine aynı yerden başvurucunun teşhise elverişli fotoğrafları talep edilmiştir başka bir kişiye ait fotoğraf gönderilmesi üzerine ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur başvuru numarası karar tarihi genelkurmay başkanlığı askeri savcılığının tarihli iddianamesi ile olay tarihinde hava kuvvetleri komutanlığı askeri savcısı olarak görev yapan yunak cumhuriyet başsavcılığınca yürütülmekte olan bir soruşturmaya ilişkin olarak teşhis işlemi yaptırılması için aynı yerde yardımcı askeri savcı olarak görevli hava hakim binbaşı mehmet çelikin başvurucunun fotoğrafının tarihli yazıyla istenmesi üzerine başvurucu ile birlikte karar vererek tarihli yazıyla başvurucunun fotoğrafının gönderildiği belirtilerek yazı ekinde aynı yerde askeri savcı yardımcısı olarak görevli askeri hakim ait fotoğrafın gönderildiği bu suretle sanık resmi belgede sahtecilik suçunu başvurucunun ise azmettirmek ve yardım etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçuna iştirak etmek suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılmıştır genelkurmay başkanlığı askeri mahkemesinin tarihli ve sayılı duruşmasız işlere ait kararıyla kamu davasının kabulüne karar verilmiştir anılan mahkemenin tarihli ve sayılı gerekçeli kararı ile askeri hakimlerin yargılanması usulünü düzenleyen tarihli ve sayılı askeri hakimler kanununun maddesinin ikinci fıkrasının anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla anayasa mahkemesine başvuruda bulunulmasına karar verilmiştir anayasa mahkemesi tarihli ve sayılı kararı ile sayılı kanunun savunma bakanınca hazırlık soruşturması açılmasına izin verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın askeri mahkemenin savcısına gönderilir biçimindeki maddesinin ikinci fıkrasının anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline anayasanın maddesinin üçüncü fıkrasıyla tarihli ve sayılı anayasa mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri hakkında kanunun maddesinin numaralı fıkrası gereğince iptal hükmünün kararın resmi gazete de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir anayasa mahkemesinin sözü geçen kararı tarihli ve sayılı resmi gazete de yayımlanmıştır bu arada tarihli ve sayılı kanunun maddesi ile sayılı kanunun maddesi değiştirilmiş değişiklik tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir askeri hakimlerin yargılanması usulünü düzenleyen yasa değişiklikleri tarihli resmi gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir genelkurmay başkanlığı askeri mahkemesinin tarihli ve sayılı hükmü ile sayılı kanunun ve geçici maddeleri uyarınca sanıklar hak ve başvurucu hakkındaki kovuşturma işlemlerine askeri yargıtayda bulundukları aşamadan itibaren devam olunmak üzere dava dosyasının askeri yargıtay başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir soruşturma ve yargılama makamlarının kabulüne göre yunak cumhuriyet başsavcılığına gönderilen yazı ekindeki fotoğraf söz konusu belgeye ataşlanmış ve arkasına isim yazılmamış fotoğrafa imza ve mühürlü bir kayıt düşülmemiştir askeri yargıtay başkanlar kurulunun tarihli kararı ile yargılamayı yapan askeri yargıtay dairesi tarafından tarihli ve sayılı kararla sanıklara atılı suçların unsurları yönünden oluşmadığı ve iddianamede yazılı eylemlerinin başka bir suça da temas etmediği sonucuna varılarak her iki sanığın da beraatlerine karar verilmiştir askeri savcı tarafından sanık hak hakkında suçluyu kayırma ve başvurucu hakkında suçluyu kayırmaya azmettirme suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği ileri sürülerek beraat kararları sanıklar aleyhine temyiz edilmiştir başvuru numarası karar tarihi askeri yargıtay daireler kurulunun tarihli ve kararı ile suçun işlenmesi konusunda tam bir mutabakat halinde hareket ederek fiili birlikte gerçekleştiren sanıkların müştereken resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri kabul edilerek her iki sanık hakkında verilen beraat kararlarının sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir askeri yargıtay dairesi bozmaya uyarak yargılamaya devam etmiş tarihli duruşmada sanık a z görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının yargıtay başkanlığına gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir dairece aynı duruşmada verilen ara kararla iş bu davaya bakmakla görevli olduğuna karar verilmiştir sanık hak a z anılan görevsizlik kararı verilmesi talebinin reddi kararı üzerine tarihli duruşmada bu kez dava dosyasının uyuşmazlık çıkarılması için yargıtay cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesini talep etmiştir aynı daire talep dilekçesi ve ilgili tüm belgeleri uyuşmazlık çıkarmaya yetkili bulunan yargıtay cumhuriyet başsavcılığına göndermiştir yargıtay cumhuriyet başsavcılığı tarihli ve sayılı kararıyla uyuşmazlık çıkarma talebinin delillerin ikamesine başlamadan önce yapılması imkanı ve şartı varken bu aşamaya kadar bu müessesenin işletilmediği gerçekçesiyle uyuşmazlık çıkarılmasına yer olmadığına karar vermiştir askeri yargıtay dairesinin tarihli ve sayılı hükmü ile sanıkların müşterek fail sıfatıyla kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri kabul edilerek yıl ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiştir askeri savcı tarafından sanık hak hakkında suçluyu kayırma ve başvurucu hakkında suçluyu kayırmaya azmettirme suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği ileri sürülerek mahkumiyet hükümleri temyiz edilmiştir başvurucu da askeri yargının görevli olmadığını ve suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek hükmü temyiz etmiştir temyiz üzerine askeri yargıtay daireler kurulunun tarihli ilamı ile askeri yargıtay dairesinin tarihli kararı onanmıştır daireler kurulu ilamının ilgili kısmı şöyledir davaya bakma görevinin hangi yargı koluna ait olduğunun tespiti hava kuvvetleri komutanlığı askeri savcılığında askeri savcı ve yardımcı askeri savcı olarak görevli olan sanıkların tarihinde resmi belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçuna iştirak etmek iddiası ile kamu davası açılmış olduğu dikkate alındığında askeri hakimlerin görev nedeniyle işledikleri suçlarla ilgili yargılama makamının belirlenmesine yönelik yapılan incelemede sayılı askeri hakimler kanununun askeri hakim ve savcılarla ilgili soruşturma ve kovuşturma usullerini düzenleyen beşinci bölümünün soruşturma başlığı altında düzenlenmiş olan maddesi milli savunma bakanı soruşturma yapmaya memur edilen askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler elde edilen sonuca göre hazırlık soruşturması yapılması için izin verilmesine veya disiplin cezası tayinine yahut kovuşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir milli savunma bakanınca hazırlık soruşturması açılmasına izin verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın askeri mahkemenin savcısına gönderilir bir suçtan dolayı yapılacak ceza soruşturması disiplin cezası uygulanmasına engel olmaz şeklinde iken başvuru numarası karar tarihi genelkurmay başkanlığı askeri mahkemesi tarafından tarihinde yapılan duruşmada sayılı askeri hakimler kanununun ve maddelerinin anayasanın ve maddelerine aykırı olduğu ve iptal edilmeleri istemiyle anayasa mahkemesine başvurulması üzerine anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararıyla sayılı hakimler kanununun maddesinin ikinci fıkrasının anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline iptal hükmünün kararın resmi gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ve bu karar tarihli resmi gazetede yayımlanmıştır anayasa mahkemesi kararının gerekçesinde askeri hakim ve savcılarla ilgili görevini belirleyen en yakın yer sözcüklerinin somut ve açık olarak bağımsız ve tarafsız mahkemeyi tanımlamadığı en yakın mahkemenin kim tarafından ve nasıl belirleneceğinin belli olmadığı adli yargıda olduğu gibi sınıf ve görev sıfatlarının dikkate alınmamasının anayasa hukuk devleti mahkemelerin bağımsızlığı ve teminatı ilkelerini ve adil yargılanma hakkını zedeleyeceği yargılamayı yapacak olan hakimlerin tarafsızlığını sağlayacak ve bu konudaki kuşkuları giderecek koşulların sağlanmadığı askeri hakim ve savcıların da adli hakim ve savcılarla aynı teminata sahip olması gerektiği açıklanmak suretiyle anılan hükmün anayasanın ve maddelerine aykırı olduğu belirtilmiştir anayasa mahkemesinin iptal kararı üzerine tarihli gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe konulan sayılı kanunun maddesiyle sayılı kanunun maddesi başlığıyla birlikte şu şekilde düzenlenmiştir soruşturma ve kovuşturma mercileri milli savunma bakanı inceleme yapmakla görevlendirilen adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler elde edilen sonuca göre soruşturma yapılması için izin verilmesine veya disiplin cezası tayinine ya da soruşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir savunma bakanınca soruşturma açılmasına izin verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın mahkemenin savcısına gönderilir ancak yargıtay kadrolarında savcılık ve tetkik hakimliği ile askeri yüksek idare mahkemesi kadrolarında savcılık ve raportörlük görevi yapan askeri hakimler ile savunma bakanlığı kadrolarında görevli hakimler hakkında düzenlenen evrak genelkurmay başkanlığının bulunduğu yerde kurulan asker mahkemenin savcısına gönderilir askeri savcı tarafından iddianame düzenlenmesi halinde iddianamenin kabulü ya da iadesi konusunda karar verilmek üzere soruşturma evrakı ve düzenlenen iddianame askeri yargıtaya gönderilir askeri yargıtay başkanlar kurulunun belirleyeceği daire iddianamenin kabulüne veya iadesine karar verir iadesi kararına karşı iddianameyi düzenleyen savcı tarafından yargıtay daireler kuruluna itiraz edilebilir haklarında iddianamenin kabulüne karar verilen hakimlerin kovuşturması iddianameyi değerlendiren yargıtay dairesinde yapılır kabulünden itibaren askeri yargıtay dairesinde yapılacak kovuşturmada savcılık görevini askeri yargıtay başsavcılığı yürütür bir suçtan dolayı yapılacak ceza soruşturması disiplin cezası uygulanmasına engel olmaz bu hükümler dikkate alındığında askeri hakimlerin sayılı kanunun maddesinde sayılan görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında işledikleri suçlar il yargıya tabi şahsi suçlarından dolayı kovuşturmanın yargıtayda yapılması gerektiği anlaşılmaktadır başvuru numarası karar tarihi adli ve idari yargıda görevli hakim ve savcılar yönünden de benzeri öngörülmüş olan bahse konu yargılama prosedürünün askeri hakimler ve savcılar yönünden teminat niteliğinde olduğu açıktır sayılı askeri hakimler kanununda askeri hakim ve savcıların emekli olmaları halinde yargıtayın görevinin devam edeceğine ilişkin bir düzenlenme bulunmamakla birlikte sayılı hakimler ve savcılar kanununun maddesine göre adli ve idari yargı alanlarında görev yapan hakim ve savcılardan haklarında kovuşturma yapılacak olanların son soruşturma mercilerinin saptanmasında son soruşturma zamanındaki son soruşturmadan önce görevden ayrılanların ise ayrılma zamanındaki sıfatlarının esas alındığı bu bağlamda ve idari yargı alanlarında görev yapan hakim ve savcıların görevden ayrılmaları halinde yargılama makamında olmadığı hakim ve savcılık statüsünden dolayı tabi olduğu yargılama makamındaki yargılanmasına her durumda devam edildiği anlaşılmaktadır yukarıda belirtilen anayasa mahkemesi kararında da vurgulandığı üzere adli idari veya askeri yargı alanlarında görev yapan hakim ve savcıların görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma usulünde kendi aralarında farklılık bulunmasının anayasa maddesiyle bağdaşmayacağından ve idari yargı alanlarında görev yapan hakim ve savcılar açısından olduğu gibi hakim ve savcıların görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlara yönelik olarak anılan anayasa mahkemesi kararı üzerine sayılı hakimler kanununda yapılan değişiklikler ile belirlenmiş yargılama makamının da görevden ayrılma dahil her durumda görevine devam edeceğinin kabulü gerekmektedir diğer taraftan sayılı askeri hakimler kanunu sınırlı kapsamı nedeniyle özel nitelikli bir kanundur askeri hakimler ve savcıların ne şekilde ve hangi mahkemelerde yargılanabileceklerine ilişkin hükümler de diğer usul hükümlerine istisna teşkil etmekte olduğundan kanun ilişkisi nedeniyle de öncelikle uygulanması gereken hükümlerdendir ayrıca anayasanın ve cmknın maddelerinde belirtilen asker olmayan kişi kavramı suçun işlendiği sırada asker kişi olmayanlara ilişkin olduğundan suçun işlendiği sırada asker olan sanıkların suçu işledikten sonra bu sıfatlarını kaybetmeleri halinde anayasanın maddesinde belirtilen savaş hali haricinde asker olmayan kişiler mahkemelerde yargılanamaz şeklindeki kuralın sanıkların mahkemelerde yargılanmalarını yasaklayan bir yönü bulunmamaktadır bu nedenlerle hakimlerin görev ve suçları ile ilgili doğal yargılama makamının askeri yargıtayın olduğu ve bu görevinin her durumda devam edeceği sonucuna varılmış sayılı kanunun maddesinin somut olayımıza uygulanmasının mümkün olmadığı ve sanıkların tskdan ilişiklerinin kesilmesinin veya emekliye ayrılmış olmalarının dairenin gerekçesinde de belirtildiği üzere sanıkların yargıtayda yargılanmaları açısından bir önem ve etkisinin olmayacağı kabul edilmiş bu kapsamda sanıklar ve müdafilerinin göreve yönelik temyizde ileri sürdükleri tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir dava konusu resmi belgenin askeri yazıda bulunması gereken başlık sayı tarih imza vb zorunlu öğelerin karargah hizmetleri yönergesi hükümlerine uygun ve hava kuvvetleri komutanlığı savcılığı tarafından dava konusu evraktan önce ve sonra düzenlenmiş yazılara benzer şekilde tanzim edildiği sanık hak a z nün duruşmada hazır bulundurması üzerine duruşmada dinlenen uzman mütalaalarından askeri yazı ekinde fotoğraf gönderilmesine yönelik tsk uygulamalarında farklılıklar bulunduğunun ve bu uygulamalara yönelik karargah hizmetleri yönergesinde özel düzenlemeler bulunmadığının anlaşılması nedeniyle fotoğrafın yazıya eklenmesi hususunda uzman mütalaalarında belirtildiği yöntemlerin uygulanması zorunluluğunun bulunmadığı kaldı ki başvuru numarası karar tarihi birden fazla fotoğraf gönderilmediği için karışma ihtimali söz konusu olmadığından fotoğrafın arkasına isim yazılmasının gerekli olmadığı sayılı polis vazife ve salahiyet kanununun ek maddesine göre şüphelinin fotoğrafı üzerinden yaptırılan teşhis işleminde değişik kişilerin fotoğraflarının aynı büyüklük ve özellikte olmaları gerektiğinden mühürlenme gibi yazı ekinde gönderilen fotoğrafın diğer fotoğraflardan ayırt edilmesine neden olacak işlemlerin teşhis işleminin doğruluğunu etkileyebilecek olması nedeniyle uygun olmadığı dolayısıyla fotoğrafın yazının amacına uygun her türlü yöntemle yazıya eklenmesinin mümkün olduğu yunak cumhuriyet başsavcılığınca sanık mehmet teşhisi işlemleri yapıldıktan sonra içeriğinin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle sahteciliğin özel bir incelemeye tabi tutulmaksızın anlaşılamayacak olduğu bu yönüyle daire tarafından belgede aldatma yeteneği sonucuna varılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır hava kuvvetleri komutanlığı savcılığının tarihli a z tarafından imzalanmış yazısına eklenerek ve zarflanarak mehmet fotoğrafı yerine yunak cumhuriyet başsavcılığına gönderildiği diğer sanık a z nün sanık mehmet fotoğrafı yerine ö t fotoğrafının gönderildiği hususunda bilgi sahibi olduğu ve sanık a z nün onayı ile fotoğrafın yunak cumhuriyet başsavcılığına gönderildiği sübuta ermiş bulunduğundan kamu görevlisi olduklarında tereddüt bulunmayan sanıkların suçun işlenmesi konusunda tam bir mutabakat halinde hareket ederek fiili birlikte gerçekleştirdikleri anlaşılmakla sanıkların müştereken atılı suçu işledikleri kabul edilerek tcknın maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgede sahteciliği suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır başvurucu onama kararını tarihinde öğrenmiştir başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a mevzuat sayılı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir askeri hakimlerin görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında işledikleri suçlar veya sıfat ve görevlerinin gereklerine uymayan hal veya eylemleri yahut askeri yargıya tabi şahsi suçları şikayet ve ihbar edilir veya cereyan eden işlemlerden öğrenilirse soruşturma izni verilmesine lüzum olup olmadığının tespiti için milli savunma bakanı tarafından ilgi şahıstan kıdemli bir askeri adalet müfettişi görevlendirilir zorunlu hallerde bu görev en kıdemli askeri adalet müfettişi tarafından yerine getirilir sayılı kanunun maddesinin anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı iptal kararından önceki hali şöyledir savunma bakanı soruşturma yapmaya memur edilen askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler elde edilen sonuca göre hazırlık soruşturması yapılması için izin verilmesi veya disiplin cezası tayinine kovuşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir savunma bakanınca hazırlık soruşturması açılmasına izin verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın askeri mahkemenin savcısına gönderilir bir suçtan dolayı yapılacak ceza soruşturması disiplin cezası uygulanmasına engel olmaz başvuru numarası karar tarihi sayılı kanunun maddesinin tarihli değişiklikten sonraki hali şöyledir savunma bakanı inceleme yapmakla görevlendirilen askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler elde edilen sonuca göre soruşturma yapılması için izin verilmesine veya disiplin cezası tayinine ya da soruşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir savunma bakanınca soruşturma açılmasına verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın askeri mahkemenin savcısına gönderilir ancak askeri yargıtay kadrolarında savcılık ve tetkik hakimliği ile askeri yüksek mahkemesi kadrolarında savcılık ve raportörlük görevi yapan askeri hakimler ile savunma bakanlığı kadrolarında görevli askeri hakimler hakkında düzenlenen evrak genelkurmay başkanlığının bulunduğu yerde kurulan askeri mahkemenin savcısına gönderilir askeri savcı tarafından iddianame düzenlenmesi halinde iddianamenin kabulü ya da iadesi konusunda karar verilmek üzere soruşturma evrakı ve düzenlenen iddianame askeri yargıtaya gönderilir askeri yargıtay başkanlar kurulunun belirleyeceği daire iddianamenin kabulüne veya iadesine karar verir iadesi kararına karşı iddianameyi düzenleyen askeri savcı tarafından askeri yargıtay daireler kuruluna itiraz edilebilir haklarında iddianamenin kabulüne karar verilen askeri hakimlerin kovuşturması iddianameyi değerlendiren askeri yargıtay dairesinde yapılır kabulünden itibaren askeri yargıtay dairesinde yapılacak kovuşturmada savcılık görevini askeri yargıtay başsavcılığı yürütür bir suçtan dolayı yapılacak ceza soruşturması disiplin cezası uygulanmasına engel olmaz sayılı kanunun maddesinin ilgili kısmı şöyledir askeri hakimlerin genel yargıya tabi şahsi suçları hakkında genel hükümler uygulanır ancak soruşturma o yer ağır ceza mahkemesi cumhuriyet başsavcısınca vı kovuşturma o yer ağır ceza mahkemesince yapılır tarihli ve sayılı askeri mahkemeler kuruluşu ve yargılama usulü kanununun maddesi şöyledir askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler sayılı kanun un maddesi şöyledir askeri mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez ancak suçun askeri bil suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer tarihli ve sayılı türk ceza kanununun maddesinin numaralı fıkrası şöyledir görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu bir belgeyi sahte olarak düzenleyen gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır tarihli ve sayılı ceza muhakemesi kanununun maddesi şöyledir başvuru numarası karar tarihi mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir ek md barış zamanında asker olmayan kişilerin askeri ceza kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları cumhuriyet savcıları kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır tarihli ve sayılı uyuşmazlık mahkemesinin kuruluş ve hakkında kanunun maddesi şöyledir daha önce uyuşmazlık mahkemesince yargı belirtilmemiş olan bir temyiz incelemesi yapan yüksek mahkeme davanın davaya bakan mahkemenin görevi dışında olduğu kanısına varırsa incelediği kararı bozacak yerde incelemeyi erteleyerek yargı merdinin belirtilmesi için uyuşmazlık mahkemesine başvurmaya karar verebilir b yargı kararları anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir konusu kuralın da yer aldığı sayılı kanunun müşterek suçlar başlıklı maddesinde askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç askeri ceza kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmalarının askeri mahkemelerde eğer suç askeri ceza kanunu nda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerinde yapılacağı kural altına alınmıştır günlü sayılı kanun ile değiştirilen anayasanın maddesinde askeri yargı askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür bu mahkemeler asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir devletin güvenliğine anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür savaş hali haricinde asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz askeri mahkemelerin savaş hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adli yargı hakim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir denilmiştir anayasa maddesinin değişiklik gerekçesinde askeri yargının görev alanının yeniden düzenlendiği mevcut hükümde askeri yargının görev alanının oldukça geniş düzenlenmesi nedeniyle uluslararası belgelerde bu durumun eleştirildiği askeri mahkemelerin görev alanının demokratik hukuk devletinin getirdiği ölçüler çerçevesinde yeniden tanımlandığı getirilen düzenlemeyle askeri mahkemelerin görev alanının askeri suçların yargılanmasıyla çağdaş ülkelerde olduğu gibi sınırlandırıldığı ve asker kişilerin sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri askeri suçlara ait davalarla sınırlı tutulduğu asker olmayan kişilerin savaş hali haricinde askeri mahkemelerde yargılanmayacağının anayasal teminat altında alındığı belirtilmiştir konusu kurala göre asker olmayan kişilerin asker kişilerle birlikte suç işlemeleri durumunda işlenilen suç askeri ceza kanunu nda düzenlenmiş ise bu kişiler askeri mahkemelerde yargılanacaklardır ancak anayasanın maddesinin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere savaş hali dışında asker olmayan kişilerin işledikleri suçlar nedeniyle askeri mahkemelerde yargılanamayacağı anayasal olarak teminat altına alınmıştır bu durumda anayasa maddesinde yapılan değişiklik sonucunda konusu kural anayasaya aykırı hale gelmiştir anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sayılı kanunun maddesinin itiraz konusu birinci cümlesinde askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesinin daha önce işlenen suçlara ait başvuru numarası karar tarihi davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmeyeceği düzenlenmiş ikinci cümlesinde ise suçun askeri bir suç olmaması ve askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıklanmıştır buna göre suçu işlediği sırada asker olan kişinin bu sıfatının kalkması önceden işlediği ve askeri yargıya tabi bir suçtan dolayı askeri mahkemede dava açılmasına veya davanın görülmesine engel olmamaktadır ancak bu kişinin işlediği suç askeri suç değilse veya askeri suça bağlı değilse askeri mahkemenin görevi sona erecektir anayasanın günlü sayılı kanunun maddesiyle değiştirilen maddesinin birinci fıkrasında askeri yargı askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür bu mahkemeler asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir denilmek suretiyle askeri mahkemelerin görev alanı belirlenmiş ikinci fıkrasında ise savaş hali haricinde asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz denilmek suretiyle askeri mahkemelerde savaş hali haricinde sivillerin yargılanamayacağı hüküm altına alınmıştır ceza yargılaması hukukunda kişilerin hangi mahkemelerde yargılanacağının belli bir sıfatı taşımaya bağlandığı durumlarda söz konusu sıfatın suçun işlendiği sırada bulunması gerekmekte olup bu sıfatın suçun işlenmesinden sonra bir şekilde kaybedilmesi kişilerin tabi bulunduğu mahkemenin görevinde herhangi bir değişikliğe neden olmamaktadır çünkü kanun koyucu bir suçu ele alırken suçun sıradaki koşulları gözeterek suçun cezasının niteliğini ağırlığını ve kovuşturulacağı mahkemeyi belirlemektedir anayasanın maddesinde yer alan ve asker olmayan kişilerin savaş hali dışında askeri mahkemelerde yargılanamayacağını düzenleyen kural suçun işlendiği sırada asker kişi olmayanlara ilişkin olup bu kuralın suçun işlendiği sırada asker olan kişilerin suçu işledikten sonra bu sıfatlarını kaybetmeleri halinde askeri mahkemelerde yargılanmalarını yasaklayan bir yönü bulunmamaktadır uyuşmazlık mahkemesi ceza bölümünün tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sayılı askeri mahkemeler kuruluşu ve yargılama usulü kanununun askeri mahkemelerin görevleri başlığı altında düzenlenen bölümünde yer alan genel görev başlıklı maddesinde askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler denilmekte iken maddenin askeri mahallerde ibaresi anayasa mahkemesi tarih ve sayılı resmi gazete de yayımlanan gün ve sayılı kararı ile iptal edilmiştir askeri suç ise öğretide ve uygulamada a unsurları ve cezalarının tamamı askeri ceza kanunu nda yazılı olan başka bir anlatımla askeri ceza kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar b unsurları kısmen askeri ceza kanununda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar c türk ceza kanununa suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir aynı yasanın gün ve sayılı resmi gazetede yayımlanan sayılı yasa değişik maddesinde askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona başvuru numarası karar tarihi erer denilmekte iken maddenin ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması tümcesi anayasa mahkemesinin gün ve sayılı resmi gazetede yayımlanan gün ve e k sayılı kararı ile iptal edilmiştir buna göre askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır kararı nedeniyle sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır sayılı yasa müşterek suçlar başlığı altında düzenlenen maddesinde askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç askeri ceza kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri mahkemelere eğer suç askeri ceza kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir denilerek askeri ceza kanununda yazılı olmayan suçun müştereken işlenmesi halinde sanıkların yargılamalarının adli mahkemelerde yapılacağı hükme bağlanmıştır olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında sanıklara yüklenen eylemin sayılı askeri ceza kanunu hakikate layiha sair evrak tanzim ve ita edenler başlığı altında düzenlenen maddesinde yazılı suç kapsamında kaldığı gerekçesine yer verilmiş ise de dosyanın incelenmesinde iddianamede anlatılan ve yargı yerlerince verilen görevsizlik kararlarında da kabul edilen sanıklara yüklenen eylemin doktor olan sanıkların sanık ts tarafından sağlık karneleri getirilen kişileri görmeden ve muayene etmeden gerçeğe aykırı reçete yazmak olduğu bu durumda askeri yargı yerince verilen görevsizlik kararında doktor sanıklara yüklenen eylemin sayılı türk ceza kanunu maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu sanık ts e yüklenen eylemin bu suça iştirak etmek suçunu oluşturduğu açıklanarak eylemlerin sayılı türk ceza kanunu nda düzenlenen suçlar kapsamında kaldığının değerlendirildiği gözetildiğinde verilen görevsizlik kararı hukuka uygun bulunmuştur böylece sanıklara yüklenen eylemin sayılı türk ceza kanunu nda suçlar kapsamında kaldığı askeri ceza kanunu nda bu eyleme ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı bu nedenle askeri suç olmadığı açıktır açıklanan nedenlerle davanın adli yargı yerinde görülmesi ve çanakkale ağır mahkemesi görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir yargıtay ceza genel kurulunun tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir suç tarihinde askeri savcı olarak görev yapan sanık başvurucu hakkında sayılı yasaya aykırılık suçundan açılan kamu davasında yargılama görev ve yetkisinin yargıtay ceza dairesine mi yoksa ankara ağır ceza mahkemesine mi ait olduğunun belirlenmesine ilişkin uyuşmazlığın çözümüne geçmeden önce askeri yargının görevli olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir askeri mahkemeler asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askeri suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askeri mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler şeklinde iken ogün ve sayılı yasanın maddesiyle askeri yargı askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür bu mahkemeler asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir devletin güvenliğine anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür başvuru numarası karar tarihi savaş hali haricinde asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz biçiminde değiştirilmiş ve bu suretle de askeri yargının görev alanı oldukça daraltılmıştır bu değişikliğin nedeni madde gerekçesinde mevcut hükümde askeri yargının görev alanı oldukça geniş düzenlenmiş olup bu durum değişik uluslararası belgelerde katılım ortaklığı belgesi raporları ziyaret raporları vb vurgulanmıştır yine yargı reformu stratejisinde ve avrupa birliği müktesebatının türkiye cumhuriyeti tarafından üstlenilmesine yönelik olarak hazırlanan ve bakanlar kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe giren yılı ulusal programında askeri mahkemelerin alanının demokratik hukuk devletinin gerektirdiği ölçüler çerçevesinde yeniden tanımlanması öngörülmüştür mukayeseli hukuk da göstermektedir ki pek çok ülkede ayrı bir yargı sistemi bulunmamakta ve asker kişiler de adliye mahkemelerinde yargılanmaktadır bazı ülkelerde ise askeri mahkemeler sadece disiplin mahkemesi olarak oldukça sınırlı bir alanda görev yapmaktadır buna karşın yargı ülkemizde demokrasi ve hukuk devleti standartlarının dışında geniş bir görev alanına sahiptir yargının görev alanının geniş belirlenmiş olması bazen yargı mercileri arasında görev uyuşmazlıklarına da neden olabilmektedir getirilen düzenlemeyle mahkemelerin görev alanı suçların yargılanmasıyla sınırlandırılmaktadır askeri suç ise yüksek mahkemelerce tanımlanmış bir kavramdır anayasa mahkemesinin tarihli ve e k sayılı kararında suçun unsurları bir yararı ihlal etmek ve askeri nitelikte olmak biçiminde açıklanmıştır bir suçun ceza kanununda açıkça yer almış olmasının onun suç sayılmasına yetmeyeceği belirtilmiştir yine tarihli ve e k sayılı kararında mahkemelerin görev alanının hizmetlerin yürütülmesindeki özellikler disiplinin korunması asker kişilerin astlık üstlük ilişkileri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır bu veriler göz önüne alınarak askeri mahkemelerin görev alanı çağdaş ülkelerde olduğu gibi daraltılmakta v asker kişilerin sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalarla sınırlı tutulmaktadır şeklinde açıklanmıştır t c anayasası maddesinde yapılan değişikliğin gerekçesinde atıf yapılan anayasa mahkemesinin gün ve sayılı kararında asker veya asker olmayan herhangi bir kişi tarafından işlenen suçun bir yararı ihlal etmediği dolayısıyla nitelikten yoksun bulunduğu belirgin ise suçun ceza yasası nda açıkça yer almış olması onun askeri suç sayılmasına yetmeyecektir gün ve sayılı kararında ise askeri yargının görev alanını belirleyen anayasanın maddesinin sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki metnine ilişkin olarak anayasa yargı başlıklı maddesinde denilerek hizmetlerin yürütülmesindeki özellikler disiplinin korunması asker kişilerin astlık üstlük ilişkileri dikkate alınarak bu mahkemelerin görev alanı ve asker olmayan kişilerin hangi hallerde askeri mahkemelerde yargılanabilecekleri belirtilmiştir değerlendirmesi yapılmıştır sanığın askeri savcı olarak görev yaptığı olayda uyuşmazlığın çözümünde yalnızca tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı yasanın maddesi hükmünün değil başta anayasa olmak üzere tüm mevzuatın ve uyuşmazlık mahkemesi ile anayasa mahkemesi kararlarının da göz önüne alınması gerekmektedir anayasa mahkemesinin yukarıda ayrıntısı verilen ve tarihli kararlarında vurgulandığı üzere askeri mahkemelerin görev alanı askeri hizmetlerin yürütülmesindeki özellikler disiplinin korunması asker kişilerin astlık üstlük ilişkileri dikkate alınarak belirlenmelidir ülkemizde adliye mahkemelerinin yanında görev yapmakta olan askeri mahkemelerin görev alanı son yıllarda anayasada ve yasalarda yapılan değişikliklerle önemli ölçüde daraltılmış bu bağlamda anayasamızın maddesinde ve maddesinde yapılan değişikliklerle askeri yargının görev başvuru numarası karar tarihi alanının sınırları daraltılarak tekrar belirlenmiştir nitekim yasa koyucunun bu iradesi anayasamızın maddesinin değişiklik gerekçesinde askeri mahkemelerin alanı çağdaş ülkelerde olduğu gibi daraltılmakta ve asker kişilerin sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri askeri suçlara ait davalarla sınırlı tutulmaktadır şeklinde açıkça ifade edilmiş ve ceza genel kurulunun gün ve sayılı kararında da benzer hususlara işaret edilmiştir diğer taraftan sayılı mal bildiriminde bulunulması rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele yasasının gerçeğe bildirimde bulunma başlıklı maddesinde kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir düzenlemesine yer verilmiştir askeri yargıtay daireler kurulunun gün ve gün askeri yargıtay dairesinin gün ve yargıtay ceza dairesinin gün ve gün ve sayılı da askeri mahkemelerin görev alanının yorumla genişletilmesinin uygun olmadığına işaret edilerek türk silahlı kuvvetlerinde görev yapan asker kişiler tarafından işlenen gerçeğe bildirimde bulunma suçunun ve cezasının sayılı yasada düzenlenmesi ve askeri ceza yasasında yer alan ya da askeri ceza yasasının atıfta bulunduğu suçlardan olmaması nedeniyle belirtilen suçun askeri suç olmadığı hususunda kuşku bulunmadığı ancak asker kişinin mal bildiriminde bulunacağı sayılı yasanın maddesine göre askeri makamlar olduğundan söz konusu suçun askeri mahalde işlendiği ve yargılama görevinin askeri makamlar olduğunu kabul etmek gerektiği belirtilmiş suçun başkaca askeri suçlarla bağlantılı bulunması durumunda da soruşturma ve kovuşturma görevinin askeri yargı organlarına ait olduğunun kabulü gerektiği vurgulanmıştır görüldüğü gibi sayılı yasada düzenlenen gerçeğe mal bildiriminde bulunmak suçunun askeri suç olmadığı yargıtay askeri yargıtay ve uyuşmazlık mahkemesi kararları ile sabit olup t c anayasasının maddesinde değişiklik yapılmadan önce suçun askeri mahalde işlenmesine göre askeri yargı organlarının görevli olduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır ancak anayasa maddesinde yer alan askeri mahallerde ibaresi metinde gerçeğe bildirimde bulunmak suçu kovuşturma görevi askeri yargı organlarına ait olan başka bir suçla irtibatlı olmadığı sürece askeri yargı görevi kapsamında olmayacaktır bu anlamda sanık hakkında gerçeğe mal bildiriminde bulunma suçundan açılan kamu davasında genelkurmay askeri mahkemesince gün sayı ile verilen görevsizlik karan isabetlidir sayılı askeri hakimler yasasının genel yargıya tabi suçlar başlığı altında düzenlenen maddesi askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarının adli müşavirlerin askeri adalet başkanlığı ve askeri adalet teftiş kurulu başkanlığı kadrolarında ve askeri yargı ile ilgili idari görevlerde bulunan askeri hakimlerin genel yargıya tabi şahsi suçlan hakkında genel hükümler uygulanır ancak soruşturma ve kovuşturma o yer ağır ceza mahkemesi savcılığı ve sorgu hakimliğince son soruşturma ise ağır ceza mahkemesince yapılır şeklinde iken günlü resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı yasanın maddesi ile genel yargıya tabi şahsi suçlar ve hukuki sorumluluk başlığı altında yeniden düzenlenmiş ve askeri hakimlerin genel yargıya tabi şahsi suçlan hakkında genel hükümler uygulanır ancak soruşturma o yer ağır ceza mahkemesi cumhuriyet başsavcısınca ve kovuşturma o yer ağır ceza mahkemesince yapılır ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hallerinde soruşturma genel hükümlere göre yapılır soruşturma yetkili cumhuriyet başsavcısı veya başsavcı vekilleri tarafından bizzat yürütülür başvuru numarası karar tarihi bu hallerde durum hemen savunma bakanlığına bildirilir biçiminde değiştirilmiştir maddedeki düzenleme ile askeri hakimlerin genel yargıya tabi kişisel suçları ile ilgili soruşturma ve kovuşturma usulleri hüküm altına alınarak genel yargıya tabi şahsi suçlar hakkında genel hükümlerin uygulanacağına işaret edilmiştir sayılı hakimler ve savcılar yasasının bazı hükümlerinin de gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır anılan yasanın soruşturma ve kovuşturma başlıklı yedinci kısmında yer alan adli ve idari yargı hakim ve cumhuriyet savcılarının görevlerinden doğan ya da görevleri sırasında işledikleri suçlar ile kişisel suçlarında soruşturma ve kovuşturma düzenleyen ila maddelerindeki hükümlerin askeri yargı hakim ve savcılar yönünden de uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır yasanın yalnızca ek geçici maddesinde kendi yasalarında gerekli değişiklik yapılıncaya kadar aylık ek gösterge ödenek mali sosyal ve diğer özlük hakları bakımından askeri hakimler hakkında da uygulanacağı hüküm altına alınmış ve bu hükme paralel olacak şekilde sayılı askeri hakimler yasasının maddesi ve geçici maddesinde de askeri hakimlerin bir kısım özlük hakları bakımından sayılı yasaya bulunulmuştur sayılı askeri hakimler yasası sayılı askeri mahkemeler kuruluşu ve yargılama usulü yasası sayılı disiplin mahkemeleri kuruluşu yargılama usulü ve disiplin suç ve cezaları hakkındaki yasaların incelenmesinde askeri hakim ve savcıların soruşturma ve kovuşturmaları ile ilgili olarak sayılı yasaya herhangi bir yapılmadığı görülmektedir bu açıklamalara göre amacı ve kapsamına yukarıda yer verilen ve özel bir yasa niteliğinde olan sayılı hakimler ve savcılar yasasının özlük haklarına ilişkin belirtilen maddeleri dışında soruşturma ve kovuşturma usulleri bakımından askeri hakim ve savcılar hakkında uygulanma olanağı bulunmadığı askeri hakim ve savcılar ile ilgili soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin esasların sayılı askeri hakimler yasasında düzenlemiş olduğu ve anılan yasanın maddesi uyarınca genel yargıya tabi şahsi suçlarla ilgili yargılama görev ve yetkisinin adli yargı ilk derece mahkemelerine olduğu sonucuna ulaşılmaktadır sayılı mal bildiriminde bulunulması rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele yasasının maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçundan yargılama yapma görevinin askeri yargıya ait olmadığının da belirlenmesi karşısında sayılı yasanın maddesi uyarınca bu suçla ilgili yargılama yapma görevi genel yargıya diğer bir anlatımla o yer ağır ceza mahkemesine ait olacaktır askeri yargıtay daireler kurulunun tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir görev hususunun değerlendirilmesi sayılı kanunun mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi başlıklı maddesi mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez ancak suçun bir suç olmaması bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer şeklindedir bu düzenlemeye göre sanığa isnat edilen suçun bir suç olmaması bir suça bağlı bulunmaması ve mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi halinde mahkemenin görevi sona erecektir eğer suç bir suça bağlı ise askerlik hizmet ve göreviyle ilgili ise her halde mahkemenin yargılama görevi devam edecektir başvuru numarası karar tarihi anayasanın askeri yargı başlıklı maddesinde askeri yargı askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür bu mahkemeler asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir devletin güvenliğine anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür sayılı kanunun genel görev başlıklı maddesinde askeri kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara davalara bakmakla görevlidirler hükümleri yer almaktadır askeri bir suç olmadığı hususunda kuşku bulunmayan resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlan temyize konu olayda asker kişiler aleyhine işlenmediği gibi askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak da işlenmemiştir dolayısıyla bu suçlarla ilgili yargılama görevi askeri mahkemelere ait değildir anayasanın maddesinde tarihli ve sayılı kanunla yapılan değişiklikle askeri mahkemelerin görev kapsamını tespit eden madde metninden askeri mahal kavramı çıkarıldığından söz konusu suçların askeri mahalde işlenmiş olması da görevin belirlenmesi bakımından sonuca etkili değildir askeri yargıtay dairesinin suç tarihinden sonra emekli olmuş bir askeri yargıtay üyesi hakkındaki tarihli ve sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir sanık hali hazırda emekliye ayrılmış olup askeri mahkemelerde yargılanmasını gerektiren ilgi kesildiğinden ve sanığa isnat edilen altı ayrı zincirleme şekilde kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret üç ayrı zincirleme şekilde iftira ve zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarının unsurları ve müeyyideleri türk ceza kanununda gösterildiğinden atıf suretiyle askeri suç haline getirilmemiş dolayısıyla askeri suç olmadığından ve askeri bir suça da bağlı bulunmadığından anılan suçlarla ilgili davaya yargıtayda bakılması gerektiğinden askeri yargıtay kanununun sayılı kanunun ve maddeleri gereğince altı ayrı zincirleme şekilde kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret üç ayrı zincirleme şekilde iftira ve zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarında zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu yönünden sonuçta oy birliğiyle ilk derece mahkemesi olarak görev yapan dairemizin kararın kesinleşmesini müteakip sanığın suçlardan eylemlerine uyan kanun maddeleri uyarınca yargılanmasının temini için dava dosyasının onaylı bir suretinin karar verildi anılan görevsizlik kararının temyizi üzerine askeri yargıtay daireler kurulunca verilen tarihli ve sayılı kararın ilgili kısmı şöyledir sonuç olarak yukarıda açıklanan gerekçelerle somut olayda suç tarihlerinde yüksek mahkeme üyesi olan sanığın iddia konusu eylemlerine ilişkin olarak hangi yargı görevli olduğu hususu uyuşmazlık konusu olup askeri yargıtay daireler kurulunca bu hususta verilecek karar sonrasında dosyanın gönderilmesi ihtimali bulunan yargıtay ceza genel kurulunun da kendisini görevsiz görerek karar vermesi ihtimalinin mevcut olduğu bu ihtimal de dikkate alındığında görevli mahkemenin türk hukuk sisteminde uyuşmazlıkları çözmeye kesin olarak yetkili olan uyuşmazlık mahkemesince karar verilmesinin adil yargılanma hakkının gerçekleştirilmesini sağlayacağı dikkate alınarak sayılı uyuşmazlık mahkemesinin kuruluş ve hakkında kanunun maddesi uyarınca görevli yargı belirtilmesi için uyuşmazlık mahkemesine başvurulmasına dava dosyasının uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir başvuru numarası karar tarihi v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucular sırasıyla ve doğumlu olup sırasıyla kocaeli ve batman illerinde ikamet etmektedirler devlet su genel müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmesi planlanan barajı ve hidroelektrik santrali projesi kapsamında baraj gölü alanında kalan başvuruculara ait siirt ili merkez ilçesi yazlıca köyü sınırlarındaki parsel nolu taşınmaz hakkında anılan idarece kamulaştırma kararı taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması üzerine idare tarafından tarihinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil talebiyle siirt asliye hukuk mahkemesinde dava açılmıştır mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır bilirkişi tarafından düzenlenen raporda taşınmazın tamamı kamulaştırıldığı için arta kalan kısım söz konusu olmadığından taşınmazın değerinde bir artış ya da azalma meydana gelmediği belirtilmiştir taşınmazda tarla sebzeciliği üretimi yapıldığı varsayımıyla ve kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle net gelir yöntemiyle taşınmazın çıplak değeri tl olarak saptanmıştır raporda ayrıca taşınmazın değerini etkileyen objektif nedenler de dikkate alınmıştır buna göre taşınmazın köy yerleşim yeri içinde kalmasının yazlıca köyünün siirt merkezi ile bağlantılı kara yolunun mevcut olmasının çeşitli nehir ve derelere yakın bir konumda olmasının bölgedeki sulu tarım arazisi varlığının az olması nedeniyle bu niteliğe sahip taşınmazın özel rağbet görmesinin taşınmazın değerini oranında artırdığı kabul edilmiştir bu doğrultuda taşınmazın çıplak değeri oranında artırılmış ve bu oran fiyat üzerinden yapılan hesaplamaya göre taşınmazın arazi olarak kullanılan kısmının kamulaştırma bedeli tl olarak tespit edilmiştir anılan keşif ve bilirkişi incelemesi kapsamında ayrıca taşınmaza ait inşaatın da değeri tespit edilmiştir buna göre bilirkişilerce dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan incelemelerde parsel üzerinde taban alanı olan tek katlı betonarme olarak inşa edilen görünümü itibarıyla yaşlarında olduğu belirlenen ve giriş kapısı demir imalattan pencereleri ise pvc imalatından yapılmış olan yapının ahır olarak kullanıldığı tespit edilmiştir anılan yapının değeri hesaplanırken çevre ve şehircilik bakanlığının tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan tarihli ve sayılı bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe giren mimarlık ve mühendislik hizmetleri şartnamesinin maddesi gereğince mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak yılı yapı yaklaşık birim maliyetleri hakkındaki tebliğde yapının mimarlık hizmetlerine esas olan sınıfı dikkate alınmıştır buna göre taşınmazın üzerinde bulunan yapının değeri tespit edilirken resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi yöntemi uygulanmıştır bu yöntemin uygulanması suretiyle inceleme konusu mezkur yapının yayımlanan yapı sınıflarından sınıf b grubu yapılar arasına girmekte olduğu ve bu gruba giren yapıların da yılı için beher metrekaresinin birim fiyatının tl olduğu tespit edilmiş ve yapıya toplamda tl değer biçilmiştir sonuç olarak bilirkişiler dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tl olduğu görüşünü bildirmişlerdir mahkemece tarihli kararla bu bilirkişi raporuna dayanılarak kamulaştırma bedeli tl olarak tespit edilmiştir mahkeme mezkur taşınmazın tapusunun iptali ile davacı genel müdürlüğü adına tapuya tesciline karar vermiştir kararın temyizi üzerine yargıtay hukuk dairesi daire tarihli kararıyla dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre objektif başvuru numarası karar tarihi değer arttırıcı unsur oranı fazla olmadığı halde bu oran daha yüksek alınarak bedel tespit edilmesinin dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının niteliğine göre yapı sınıfı olduğu halde kabul edilerek fazla bina bedeli tespit edilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılamada daire kararı doğrultusunda objektif değer artış oranı olarak kabul edilmek suretiyle ve taşınmaz üzerindeki yapının niteliğine göre yapı sınıfının olduğu kabul edilerek bina bedeli tespitine gidilmesi suretiyle yeniden yapılan hesaplama sonucu kamulaştırma bedeli tl olarak belirlenmiştir mahkeme tarihli kararıyla bu oran üzerinden tazminata hükmetmiş daha önce fazladan hükmedilen tlnin davacı idareye iadesine karar vermiştir mahkeme kararı dairenin tarihli kararıyla onanmış anılan karara karşı karar düzeltme yoluna gidilmemiştir nihai karar tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununun kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili kenar başlıklı maddesinin birinci fıkrası şöyledir kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle bu bedelin peşin veya kamulaştırma üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında idare adına tesciline karar verilmesini ister sayılı kanunun kamulaştırma bedelinin tespiti esasları kenar başlıklı maddesi şöyledir inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın a cins ve nevini b yüzölçümünü c kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini d varsa vergi beyanını başvuru numarası karar tarihi tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini j arazilerde taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini g arsalarda kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini h yapılarda resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını ı bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler taşınmaz malın değerinin tespitinde kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kar dikkate alınmaz b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesine sözleşme ek nolu protokolün maddesi şöyledir her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir yukarıdaki hükümler devletlerin mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip olduklar hakka halel getirmez avrupa hakları mahkemesinin kahyaoğlu ve b no kararına konu olayda başvurucuların taşınmazının bir bölümü üzerinde kamulaştırma yapılmaksızın veya kamu irtifakı tesis edilmeksizin enerji nakil hattı geçirilmiştir başvurucular tarafından kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davasında mahkeme bilirkişi görüşüne başvurmuştur bilirkişi taşınmazın bir bölümünün üzerinden enerji nakil hattı geçirilmiş olması dolayısıyla değerinin oranında azaldığını kabul ederek tazminat hesaplamıştır ancak mahkemece yargıtay kararlarında kamu irtifakı kurulması nedeniyle taşınmazda oluşacak değer düşüklüğünün taşınmazın toplam değerinin geçemeyeceğinin belirtildiği gerekçe gösterilerek meydana gelen zararın taşınmaz değerinin sınırlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır mahkeme bu görüşten yola çıkarak bilirkişi raporundaki tespite rağmen taşınmazın değerinin sine isabet eden tazminat istemi yönünden davayı reddetmiştir söz konusu karar yargıtay tarafından onanmıştır bilirkişi raporunda taşınmazda oluşan değer kaybı taşınmazın gerçek değerinin olarak tespit edildiği halde mahkemenin yargıtay içtihadından hareketle zarar miktarını taşınmaz değerinin ile sınırlandırdığına işaret ettikten sonra yargı başvuru numarası karar tarihi mercilerince bunun gerekçesinin açıklanamadığını vurgulamıştır yargıtayın farklı durumların gözönünde bulundurulmasını dışlayan katı yorumu nedeniyle başvurucuların taşınmaz değerinin sine tekabül eden zararlarının karşılanamadığını belirtmiş ve bunun da kamu yararı ile bireysel yarar arasındaki adil dengeyi bozduğunu ifade ederek mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır kahyaoğlu ve diğer taraftan kutlu ve kararında da kamulaştırılan bir taşınmazın bilirkişi raporunda objektif değer artışının oranında belirtilmesine rağmen derece mahkemelerince olarak belirlenmesi yine mülkiyet hakkı bağlamında incelenmiştir derece mahkemelerinin bilirkişi raporundaki sonuçların göz ardı edilmesi nedenlerini somut ve yeterli gerekçelerle açıklaması gerektiğini somut olayda ise göz önünde bulundurulacak ölçütlerin basit bir anlatımının mahkemece değer düşüklüğü oranının ile sınırlandırmasına neden olan kriterleri neden ve nasıl dikkate aldığını belirtmediği için yeterli bir gerekçe gibi kabul edilemeyeceğini belirtmiştir bu gerekçeyle sonuç olarak tazminat miktarının belirlenme şeklinin söz konusu miktarın maruz kalınan zarar ile makul bir şekilde uygun olduğunu ifade etmesine imkan vermediği gerekçesiyle ölçülülük yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir kutlu ve b no v
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu eğitim ve bilim emekçileri sendikası sen üyesi bir kamu görevlisidir sen yönetim kurulunun tarihli kararı ile ve mart tarihlerinde tüm ülke çapında grevi adı altında işe gelmeme eylemi yapılmasına karar verilmiştir başvurucu bahsi geçen tarihlerde işe gelmemiştir başvurucunun görev yaptığı tarsus milli eğitim müdürlüğü eyleme katılan tüm sendika üyeleri hakkında yürüttüğü idari soruşturma sonucunda tarihli kararı ile mart tarihlerinde mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle başvurucuyu uyarma cezası ile cezalandırmıştır başvurucunun söz konusu karara yapmış olduğu itiraz mersin valiliğinin tarihli kararı ile reddedilmiştir başvurucu hakkında verilen disiplin cezasının iptali istemiyle tarihinde idare mahkemesine iptal davası açmış mersin mahkemesinin tarihli kararı ile davayı kabul ederek işlemin iptaline karar vermiştir davalı idare ilk derece mahkemesinin kararına itiraz etmiş adana bölge mahkemesi tarihli kararı ile itirazı kabul ederek derece mahkemesinin kararını bozmuş ve davanın reddine karar vermiştir başvurucunun karar düzeltme istemi de adana bölge mahkemesinin tarihli kararı ile reddedilmiştir bölge mahkemesinin ilamı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı devlet memurları eylem ve hareketlerde bulunma yasağı kenar başlıklı maddesi şöyledir memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır sayılı cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır başvuru numarası karar tarihi c aylıktan kesme memurun brüt aylığından arasında kesinti yapılmasıdır aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır b özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek sayılı maddesi şöyledir amirleri tarafından verilen uyarma kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir mercileri itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır kabulü hâlinde disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir danıştay dava daireleri kurulunun tarih esas ve karar sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir uyuşmazlıkta davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak tarihinde gün göreve gelmeme eyleminin sayılı devlet memurları kanununun maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti önem taşımaktadır sayılı türkiye cumhuriyeti anayasasının maddesinin son fıkrasında göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz ek cümle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır hükmü yer almıştır avrupa hakları kurma ve toplantı özgürlüğü nün düzenlendiği maddesinde herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak dernek kurmak ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu bu hakların kullanılmasının demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak ulusal güvenliğin kamu emniyetinin korunması kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği bu maddenin bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel olmadığı kuralına yer verilmiştir avrupa hakları mahkemesi tarihli kaya ve seyhan türkiye kararında application no eğitimsen üyesi öğretmenlere tarihinde çağrısına uyarak parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle başvuru numarası karar tarihi tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı öğretmenlere verilen disiplin cezasının bir sosyal ihtiyaca tekâbül etmediği ve bu nedenle bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmış bunun sonucu olarak bu davada başvuranların maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle avrupa hakları sözleşmesinin maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir bu durumda davacının sendikal faaliyet gereği tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya sayılı kanunun maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu tarihinde kızıltepe belediye başkanlığı aleyhine kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde mahkemesi sıfatıyla açtığı davada kanundan ve toplu iş sözleşmelerinden doğan alacaklarının ödenmesini talep etmiştir mahkeme tarih ve sayılı kararla davanın kısmen kabulüne ücret ve diğer işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar vermiştir temyiz üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla toplu iş sözleşmesinin gönderilmesi için dava dosyasının yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmiştir eksik hususların tamamlanmasından sonra dosya yargıtaya gönderilmiş olup yargıtay hukuk dairesince tarih ve sayılı ilamla geri çevirmeye mahal vermeyecek şekilde yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmiştir eksik hususların tamamlanmasından sonra dosya tekrar yargıtaya gönderilmiş olup temyiz incelemesi halen devam etmektedir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür sayılı kanunlardaki yargılama usulü ile ilgili hükümler kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hâllerde bu kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır tarih ve sayılı mahkemeleri maddesinin birinci fıkrası şöyledir kanununa göre işçi sayılan kimselerle o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin ç d ve e fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur sayılı maddesinin birinci fıkrası şöyledir mahkemelerinde şifahi yargılama usulü uygulanır oturumda mahkeme tarafları sulha teşvik eder uzlaşamadıkları ve taraflar veya vekillerinden birisi gelmediği takdirde yargılamaya devam olunarak esas hakkında hüküm verilir sayılı maddesi şöyledir kanunda sarahat hallerde hukuk muhakemeleri usulü kanunu hükümleri uygulanır başvuru numarası karar tarihi iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir kartal cumhuriyet başsavcılığınca cumhuriyet başsavcılığı cy hakkında yapılan şikâyete istinaden yılında soruşturma başlatılmıştır soruşturma kapsamında cynin yılından beri b plastik aşde muhasebe sorumlusu olarak görev yaptığı görevi sırasında bu şirket ile s şirketinin kaşelerini kullanarak ve bilgisayar ortamında bankalara yazılan talimat yazılarını kopyalayarak şirketin hesaplarında bulunan paraları kendi hesaplarına aktardığı iddia edilmiştir cynin yakın akrabaları olan başvurucuların da aralarında bulunduğu bazı kişilerin cy ile suç ortaklığı yaptığı ileri sürülmüştür bu kapsamda cynin kullandığı hesapların izlerini kaybettirmek maksadıyla başvurucuların ve diğer kişilerin hesaplarına para transferi yaptığı belirtilmiştir cumhuriyet başsavcılığı tarafından cy başvurucular ve diğer şüphelilerin banka hesaplarına ve başvuruculardan dy adına kayıtlı taşınmazlara tedbir konulması talep edilmiştir kartal sulh ceza mahkemesinin tarihli kararı ile başvuruculardan zeynep yılmazın kartal sulh ceza mahkemesinin tarihli kararı ile başvuruculardan kadim yılmaz murat yılmaz muhammet ali yılmaz suzan yılmaz besi yılmaz ve rıza yılmazın türkiye genelindeki bankalarda bulunan hesapları üzerine tedbir konulmuştur kartal asliye ceza mahkemesinin itiraz üzerine verdiği tarihli kararı ile de başvuruculardan doğan yılmazın yedi taşınmazına tedbir konulmuştur cumhuriyet başsavcılığı tarafından cy ve diğer şüphelilerin tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı ve özel belgede sahtecilik suçlarını işledikleri başvurucuların ise bu suçlara iştirak ettiği gerekçesiyle yıllarında iddianameler düzenlenerek kamu davaları açılmıştır bu davalar kovuşturma sırasında aralarındaki bağlantı sebebiyle birleştirilmiştir başvurucuların tedbir kararının kaldırılması yönündeki talepleri anadolu ağır ceza mahkemesince mahkeme reddedilmiştir mahkemenin tarihli kararı ile başvurucuların atılı suçları işleme kastıyla hareket ettikleri yolunda mahkûmiyetlerine yeter her türlü şüpheden uzak kesin somut delil elde edilemediği gibi inkâra yönelen savunmalarının da aksinin ispat edilemediği gerekçeleriyle beraatlerine hükmedilmiştir mahkeme kararının hüküm fıkrasının bendinde kartal sulh ceza mahkemesi ile kartal sulh ceza mahkemesince başvurucuların banka hesaplarına el konulması yönünde verilen tedbirin aynı zamanda hukuk mahkemelerince de konulmuş tedbirler bulunması ve mahkûm olan sanıkların üzerilerindeki para miktarının tespitinin ayrı hukuk yargılaması gerektirmesi nedeniyle karar kesinleştiğinde kaldırılması hükme bağlanmıştır mahkeme kararı başvuruculara tarihinde tebliğ edilmiştir hüküm başvurucular ve diğer sanıklar tarafından temyiz edilmiş olup ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap üzerinden yapılan sorgulamada dosyanın temyiz incelemesi için yargıtay ceza dairesine gönderildiği anlaşılmıştır temyiz incelemesinin sonuçlandığına ilişkin olarak başvurucular tarafından herhangi bir bilgi verilmemiştir başvuru numarası karar tarihi başvurucular tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır başvuruculardan rıza yılmazın bireysel başvuruda bulunduktan sonra tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı ceza muhakemesi taşınmazlara hak ve alacaklara elkoyma kenar başlıklı maddesinin ilgili kısımları şöyledir soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde şüpheli veya sanığa ait a taşınmazlara b kara deniz veya hava ulaşım araçlarına c banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba d gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara e kıymetli evraka f ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına g kiralık kasa mevcutlarına h diğer malvarlığı değerlerine somut olarak belirlenen bu taşınmaz hak alacak ve diğer malvarlığı değerlerinin şüpheli veya sanıktan başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi elkoyma işlemi yapılabilir ek cümle md bu madde kapsamında elkoyma kararı alınabilmesi için ilgisine göre bankacılık düzenleme ve denetleme kurumu sermaye piyasası kurulu mali suçları araştırma kurulu hazine müsteşarlığı ve kamu gözetimi muhasebe ve denetim standartları kurumundan suçtan elde edilen değere ilişkin rapor alınır bu rapor en geç üç ay içinde hazırlanır özel sebepler zorunlu kıldığında bu süre talep üzerine iki ay daha uzatılabilir birinci fıkra hükmü a türk ceza kanununda tanımlanan dolandırıcılık madde başvuru numarası karar tarihi hakkında uygulanır taşınmaza kararı tapu kütüğüne şerh verilmek suretiyle icra edilir banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba kararı teknik iletişim araçlarıyla ilgili banka veya malî kuruma derhâl bildirilerek icra olunur söz konusu karar ilgili banka veya malî kuruma ayrıca tebliğ edilir elkoyma kararı alındıktan sonra hesaplar üzerinde yapılan bu kararı etkisiz kılmaya yönelik işlemler geçersizdir sayılı eşyanın iadesi kenar başlıklı maddesi şöyledir şüpheliye sanığa veya üçüncü kişilere ait eşyanın soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması veya müsadereye tabi tutulmayacağının anlaşılması halinde resen veya istem üzerine geri verilmesine cumhuriyet savcısı hâkim veya mahkeme tarafından karar verilir reddi kararlarına itiraz edilebilir inci madde hükümlerine göre eşya veya diğer malvarlığı değerleri suçtan zarar gören mağdura ait olması ve bunlara delil olarak artık ihtiyaç bulunmaması halinde sahibine iade edilir b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesine sözleşme ek nolu protokolün mülkiyetin korunması kenar başlıklı maddesi şöyledir her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir yukarıdaki hükümler devletlerin mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez avrupa hakları mahkemesine göre mülkiyetin kamu yararına kullanımının kontrolüne veya düzenlenmesine ilişkin üçüncü kural çerçevesinde incelediği elkoyma ve müsadere tedbirleri suçla mücadele için etkili ve gerekli bir araçtır b no suçtan elde edilen gelirlerin veya mal varlığının müsadere edilmesinin suçla mücadelede caydırıcılığın sağlanması ve suçtan gelir elde edilmemesinin güvence altına alınması yönleriyle kamunun yararına olduğunu kabul etmiştir krallık b no gerek avrupa ortak hukukuna gerekse de evrensel hukuk standartlarına göre yolsuzluk kara para aklama veya uyuşturucu suçları gibi ciddi suçlar yönünden müsadere için mahkûmiyet kararının gerekli olmadığını vurgulamıştır haksız yere başvuru numarası karar tarihi elde edilmiş olduğu varsayılan mülkün meşru kökenini kanıtlama yükümlülüğü kanunla hukuk davaları da dâhil olmak üzere cezai olmayan müsadereye ilişkin yargılama süreçlerinde muhataplar üzerine de bırakılabilir üçüncü olarak müsadere tedbirinin sadece suçtan elde edilen gelirlerle ilgili değil suç gelirlerini dönüştürerek veya bu gelirlerin devri veya karıştırılması yoluyla elde edilen herhangi bir gelir veya dolayı menfaatleri içeren mülkler yönünden de uygulanabileceği belirtilmiştir son olarak ise göre müsadere tedbiri sadece suç isnadında bulunulan şüpheli veya sanıklar yönünden değil söz konusu varlıkların elde edilmesindeki rolünü gizleyen iyi niyetli olmayan mülk sahibi üçüncü kişiler bakımından da uygulanabilir ve b no göre mülkün kamu yararına kullanılmasının kontrolü kapsamında mülke el konulması hususunda devletlerin geniş bir takdir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetkinin devlete tanınması kişilerin mülkünden yoksun bırakılması gibi ağır bir sonuca da yol açmaktadır bu nedenle başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin keyfî veya öngörülemez olmaması için bazı usule ilişkin güvenceler öngörülmelidir kişilere keyfî müdahalelerden korunmak amacıyla mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden tedbirlerin kanun dışı keyfî ya da makul olmayan şekilde uygulandığına ilişkin savunma ve itirazlarını sorumlu makamlar önünde etkin bir biçimde ortaya koyabilme olanağının tanınması güvencesinin sağlanması gerektiğini belirtmektedir bu değerlendirme ise uygulanan sürecin bütününe bakılarak yapılmalıdır krallık b no b no b no bu bağlamda suçtan elde edilen gelirlerin müsadere edilmesinin şikâyet edildiği denisova ve b no kararında başvurucuların müsadereye ilişkin yargılama sürecine dâhil edilmeyerek müsadere tedbirine yönelik olarak etkili bir şekilde karşı koyabilme imkânının kendilerine tanınmaması sebebiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu sonucuna varılmıştır denisova ve bunun yanında müsadere ve elkoyma gibi tedbirlerin ayrıca suça konu menfaat ile orantılı olması gerektiğini belirtmektedir nitekim kararında elkoyma tedbirinin muhtemel bir müsadereyi güvence altına almak için uygulandığını gözeten başvurucunun mülküne tedbirinin meşru olsa da el konulan mülkün değeri ile karşılaştırılmaksızın uygulanmasının adil dengenin gerekliliklerine uygun olmadığını kabul ederek sonuca varmıştır ayrıca mülk sahibinin davranışları ile kanuna aykırı eylem arasındaki illiyet bağının kamu makamlarınca makul bir şekilde değerlendirilmesini de başka bir güvence ölçütü olarak değerlendirmektedir bununla birlikte kamu yararının gerektirdiği bazı durumlarda böyle bir ilişki mevcut olmasa dahi elkoyma ve müsaderenin uygulanabileceği gerçeğini yadsımamaktadır ancak böyle bir durumda yani elkoyma ve müsaderenin muhakkak uygulanması gerektiği kabul edildiği takdirde özellikle iyi niyetli üçüncü kişiler yönünden eşyanın belirli koşullar dâhilinde iadesi veya bu mümkün olamıyorsa eşya sahibinin zararının tazminine yönelik bir iç hukuk yolunun mevcut olması ölçülülüğün unsurlarından biri olarak değerlendirilmektedir krallık yugoslav cumhuriyeti b no yugoslav cumhuriyeti b no bu ilkenin beraat eden mülk sahipleri yönünden de uygulanacağını belirtmektedir b no başvuru numarası karar tarihi ve kk b no kararına konu olayda organize suç örgütlerinin faaliyetleri çerçevesinde elde edildiği gerekçesiyle başvurucuların taşınmazları araçları ve şirket hisselerinin müsadere edilmesi söz konusudur derece mahkemelerinin başvurucuların mali durumlarının özenli bir şekilde analiz edilerek müsadere edilen malların yalnızca başvurucuların kanun dışı kazançlarıyla elde edilebileceği yönündeki değerlendirmelerini dikkate alarak mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin takip edilen meşru amaç ile karşılaştırıldığında orantısız olmadığı sonucuna varmıştır krallık kararına konu olayda başvurucunun uyuşturucu madde ticareti suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiş müsadereye ilişkin olarak ayrıca yürütülen davada da gümrük makamlarınca görevlendirilen uzman kişi tarafından düzenlenen rapora istinaden suçtan elde edildiği gerekçesiyle başvurucunun üç yıl içinde sterlini ödemesine karar verilmiştir başvurucunun altı yıllık bir dönemde uyuşturucu kaçakçılığından gelir elde ettiğini ve bu parayı mal varlığı içinde akladığı yönündeki derece mahkemelerinin değerlendirmelerinin makul olduğunu başvurucuya yeterli itiraz imkânlarının tanındığını müsadere usulü çerçevesinde varılan kanaatin ise adil ve savunma hakkına saygılı bulduğunu belirtmiştir sonuç olarak müdahalenin bu alanda kamu makamlarına tanınan geniş takdir yetkisi de dikkate alındığında ölçülü olduğu gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir krallık ve kararında da başvurucuların sanığın yakınlarının mal varlığının suçtan elde edildiği gerekçesiyle müsadere edilmesi hususunda yolsuzlukla mücadele alanında kamu makamlarının geniş bir takdir yetkisinin bulunduğu ve somut olayda müsadere tedbirinin uygulanmasına karşı başvuruculara etkili bir savunma ve itiraz hakkının tanındığı derece mahkemelerinin kararlarının da keyfî olmadığı gerekçesiyle ölçülü bir müdahale olduğu sonucuna varmıştır ve v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu başvuru tarihinde devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan hükümlü olarak ankara nolu f tipi kapalı ceza kurumunda kurumu bulunmaktadır kurumu eğitim kurulu eğitim kurulu tarihli kararında tarihli ve sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin hakkında kanunun maddesinin numaralı fıkrası uyarınca demokratik adlı derginin sayısının başvurucuya verilmemesine karar vermiştir eğitim kurulu adı geçen dokümanın ve sayfalarında yararlanılan kaynaklar arasında abdullah öcalanın yazdığı ve mahkemelerce hakkında toplatma kararı verilmiş kitapların sayıldığını dolayısıyla başvuruya konu dokümanda mahkemelerce yasaklanmış kitaplardan alıntılar bulunduğunu tespit etmiştir başvuru numarası karar tarihi eğitim kurulu kararına karşı başvurucunun ankara batı hakimliğine hakimliği yaptığı şikayet hakimliğinin tarihli kararıyla hakkında mahkemelerce verilmiş yasaklama kararı bulunan yayınlardan alıntılar bulunan başvuru konusu dokümanın sayılı kanunun maddesinin numaralı fıkrası uyarınca başvurucuya verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir başvurucu hakimliğinin ret kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur inceleyen ankara batı ağır ceza mahkemesi hakimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir bu karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan ulusal hukuk kaynakları için bkz halil bayık b no mehmet çelebi çalan b no b uluslararası hukuk mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için bkz ahmet temiz b no v
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu ulusal ölçekte yayımlanan cumhuriyet gazetesinin yayımcısıdır başvuru numarası karar tarihi tasarruf mevduatı sigorta fonu tmsf tarafından tarihlerine ait üç aylık faaliyet raporu yayımlanmıştır anılan raporun sayfasında çözümleme faaliyetleri başlıklı üçüncü bölümünde grubuna dahil a ş ile a ş borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir bilgisine yer verilmiştir bu raporun yayımlanmasının ardından cumhuriyet gazetesinin sitesinde tarihinde na operasyon başlıklı bir haber yayımlanmıştır haber şöyledir tasarruf mevduatı sigorta fonu tmsf milyon ytl borcu olduğu belirtilen grubunun ankara ve edirnedeki adresine eşzamanlı olarak operasyonlar düzenledi tmsf borcun ödenmemesi halinde haciz konulan malların satılacağını açıkladı müşteki yukarıda yer alan haberin kişilik haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek tarihinde haberin yayımlandığı sayfasına erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur sulh ceza hakimliği tarihinde talebin reddine karar vermiştir müştekinin itirazı üzerine sulh ceza hakimliği tarihinde itirazın kabulü ile haberin içeriğine erişimin engellenmesine kesin olarak karar vermiştir kararın gerekçesinde haber içeriğinin talepte bulunanın itibarını zedeleyici asılsız ve iftira niteliğinde olması nedeniyle yayından kaldırılması gerektiği belirtilmiştir anılan karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk ulusal ve uluslararası hukuk kuralları bkz ali kıdık b no v
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu ikamet ettiği evrenli köyünden vize ilçesine gittiği sırada ö b isimli şahıs tarafından arabaya bindirilerek cinsel saldırıya uğramıştır boğuşma sırasında başvurucu başvuru numarası karar tarihi kanamalı bir şekilde bacağından yaralanmıştır maruz kaldığı cinsel saldırı sebebi ile başvurucuya günlük rapor verilmiştir maruz kaldığı cinsel saldırı sebebiyle başvurucu cumhuriyet savcılığına şikâyette bulunmuş ve ö b hakkında tarihinde kırklareli ağır ceza mahkemesinde cebren ırza geçmeye eksik teşebbüsten dava açılmıştır başvurucu ayrıca tarihinde ö b aleyhine vize asliye hukuk mahkemesinde haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat davası açmıştır açılan tazminat davasında ceza davasının sonuçlanması bekletici mesele olarak kabul edilmiştir açılan ceza davası kırklareli ağır ceza mahkemesinin tarih ve sayılı kararıyla anılan suçtan mahkûmiyetle sonuçlanmıştır söz konusu mahkûmiyet hükmü yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmıştır vize asliye hukuk mahkemesi başvuru tarihinde derdest olan davanın tarih ve sayılı karar ile kabulüne karar vermiş başvurucu lehine maddi ve manevi tazminata hükmetmiştir gerekçeli karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiş ve davanın taraflarınca olağan kanun yollarına başvurulmadığı anlaşılmıştır başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi tarih ve sayılı mülga borçlar ve maddeleri iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi tarihinde marmara bölgesinde meydana gelen richter ölçeğine göre şiddetindeki depremde başvurucunun annesi ile birlikte ikamet ettiği bağımsız dairenin bulunduğu küçükçekmecedeki sekiz katlı bina yıkılmıştır başvurucunun annesi binanın enkazı altında kalarak yaşamını yitirmiş olay tarihinde yirmi yaşında olan başvurucu ise enkazdan yaralı olarak kurtarılmışsa da vücut fonksiyonlarını önemli ölçüde kaybederek engelli kalmıştır olayda başvurucunun annesi dışında yirmi sekiz kişi aynı binanın enkazı altında kalarak can vermiştir küçükçekmece sulh hukuk mahkemesi sulh hukuk mahkemesi tarafından tarihinde olay yerinde gerçekleştirilen delil tespiti sonucunda binanın taşıyıcı sisteminde hatalı ve eksik malzeme kullanıldığı işçiliğinin yetersiz olduğu bilirkişi tespit raporuyla anlaşılmıştır a olayla ceza yargılaması süreci tarihinde binanın müteahhitlerinden ikisi için gıyabi tutuklama yakalama kararı verilmiş bu kişiler ile birlikte bir müteahhit hakkında tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme suçundan bakırköy ağır ceza mahkemesinde ağır ceza mahkemesi kamu davası açılmıştır sanıklar tüm aramalara rağmen yakalanamamış ve tarihinde söz konusu suça ilişkin kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir b olayla tazminat davası süreçleri bireysel başvuru öncesi başvurucu tarihinde annesi ile birlikte ikamet ettikleri binanın müteahhitlerinin ruhsatsız ve kusurlu olarak inşa etmeleri ile belediyenin bu konudaki denetim görevini yerine getirmemesi sonucunda yıkıldığını annesinin ölmesiyle maddi desteğinden yoksun kaldığını evini ayrıca bütün ev eşyaları ile birlikte çeyizini yitirdiğini olay nedeniyle manevi zarara uğradığını ileri sürerek söz konusu zararlarının bina müteahhitleri ile küçükçekmece belediyesinden belediye tahsiline karar verilmesi talebiyle küçükçekmece asliye hukuk mahkemesi asliye hukuk mahkemesi nezdinde dava açmıştır başvurucu bu davada toplamda tl maddi ve tl manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir asliye hukuk mahkemesince yürütülen yargılama ana hatlarıyla şu aşamalardan geçmiştir tarihine kadar davalı bina müteahhitlerinin açık adreslerinin tespiti ve gerekli tebligatların yapılması için çalışılmıştır tarihli duruşmada davalı belediye uyuşmazlık mahkemesinin ilgili kararını ibraz ederek görev itirazında bulunmuş ve davaya bakmanın idari yargı mercilerinin görevi olduğunu ileri sürmüştür başvuru numarası karar tarihi tarihinde yapılan duruşmada bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılmasına ve davalı müteahhitler hakkında yürütülen kamu davası hakkında mahkemesinden bilgi talep edilmesine karar verilmiştir keşif aşamasından önce sulh hukuk mahkemesinin delil tespiti sonucunda hazırlanan bilirkişi tespit raporunun dosya içeriğine alındığı anlaşılmıştır iv günü gerçekleştirilen keşif sonrasında hazırlanan tarihli bilirkişi raporunun ilgili kısımlan şöyledir il proje ve ruhsat durumu dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığına göre dava konusu binaya ait proje olmadığı bir başka projeye göre bina inşa edildiği ve bina ruhsatsız bir şekilde işe başlandığı ve inşaatın tamamlandığı anlaşılmıştır bu zaman içinde ilgili belediyenin herhangi bir işlem yapmadığı kaçak inşaat tutanağı tutmadığı anlaşılmıştır sonuç b dava konusu bina projesiz ve ruhsatsız olarak kaçak inşa edilmiştir c kaçak olarak inşa edilen binanın tespit raporu ile tespit edilen taşıyıcı sistemde hatalı ve eksik malzeme kullanıldığı ve işçiliğin yetersiz olduğu anlaşılmıştır d yukarıda maddenin d fıkrasında belirtildiği gibi tamamen yıkılmış bir binanın yeniden fen ve tekniğine uygun olarak eski ebatlarında yapılması bedelinden yüklenici kusuru oranında sorumludur e mahallinde ve dosya üzerinde yapılan incelemeler neticesinde günü meydana gelen deprem nedeniyle tamamen yıkıldığını somut olayda davacı ve davalıların kusurları oranında sorumludur daire sahibi davacı dava konusu binanın projesiz ve ruhsatsız inşa edildiğini bildikleri veya bilebilecek durumda oldukları kabul edilerek oranında kusurludur yükleniciler ruhsatsız projesiz inşa edildikleri binanın ayıplı ifa nedeniyle oranında kusurludur davalı belediye binanın inşasında belediye kontrol elemanlarının dikkatinden kaçan durum itibarıyla kusurludur v tarihinde yapılan duruşmada ağır ceza mahkemesinde görülen kamu davasının bekletici mesele yapılmasına aynca başvurucu vekilinin talebi doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatı için yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir başvuru numarası karar tarihi ile tarihleri arasında yapılan duruşmalar süresince başvurucu vekilinin mesleki mazeretlerini gerekçe göstererek duruşmalara katılmaması nedeniyle yargılamada herhangi bir ilerleme kaydedilemediği görülmektedir tarihinde yapılan duruşmada başvurucunun iş göremezlik ve destekten yoksun kalma durumunun belirlenmesine yönelik karar alınmış ayrıca iş göremezlik durumunun belirlenmesi dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmesine taşınmazla ilgili ruhsat ve proje var ise gönderilmesinin ve depremin ardından yapılan en son tespite ilişkin dosyanın incelenmek üzere istenmesine karar verilmiştir tarihinde yapılan duruşmada başvurucu vekilinin masrafları yatırmaması nedeniyle ara kararların gereğinin yerine getirilemediği anlaşılmaktadır mahkemenin tekrar ağır ceza mahkemesinde görülen kamu davasının akıbetinin sorulmasına karar verdiği görülmüştür tarihinden tarihine kadar yapılan duruşmalar boyunca esas itibarıyla ara kararların gereğinin yerine getirilmesi için başvurucu tarafından yatırılması gereken giderlerin yatırılmaması nedeniyle yargılamada ilerleme kaydedilememiştir tarihinde yapılan duruşmadan tarihinde yapılan duruşmaya kadar mahkemenin adli tıp kurumunun raporunu beklediği görülmektedir xi tarihinde yapılan duruşmada ise davalı belediye yönünden açılan davanın ayrılarak ayrı bir esas numarasına kaydedilmesine ve alınan bilirkişi raporunun tebligat yapılamayan bir kısım davalıya tebliğine karar verilmiştir mahkeme belediyeye karşı açılan davanın binanın müteahhitlerine karşı açılan davadan ayrılmasına karar verdikten sonra tarihinde bu davaya bakma görevinin idari yargı mercilerine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir mahkeme binanın müteahhitleri hakkında açılan davaya bakmaya ise devam etmiştir belediyeye karşı açılan dava yönünden verilen görevsizlik kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir bu kararın tebliğinin ardından tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur bireysel başvuru sonrası a binanın müteahhitlerinden talep edilen tazminat yönünden küçükçekmece asliye hukuk mahkemesinde devam eden dava asliye hukuk mahkemesi tarihli kararıyla başvurucunun yaralanması sonucu meydana gelen iş göremezliği nedeniyle oluşan maddi zararlarının giderilmesi talebini kabul etmiştir mahkeme başvurucunun talebiyle bağlı kalarak olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tl maddi tazminatın davalılardan başvuru numarası karar tarihi müştereken ve müteselsilen tahsili ile başvurucuya ödenmesine karar vermiştir mahkeme başvurucunun olay nedeniyle duyduğu elem ızdırap ve sıkıntılarına karşılık talep ettiği tlnin de olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar vermiştir başvurucunun maddi tazminata ilişkin diğer talepleri evin değeri talep edilmiş ise de ruhsatın bulunmaması başvurucunun olay tarihinde yirmi yaşında olup annesinin maddi desteğine muhtaç olmaması gibi sebeplerle tazminat için gereken şartlar oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir anılan dosya başvurunun incelendiği tarih itibarıyla temyiz incelemesi yargıtay hukuk dairesi önünde bulunmaktadır b mahkemesinde görülen belediyeden talep edilen tazminata tam yargı davası asliye hukuk mahkemesinin tazminat talebinin belediyeye yönelik kısmının görev yönünden reddolunmasına dair kararının tarihinde tebliği üzerine başvurucu tarihli dilekçesiyle ruhsatsız yapının depremde yıkılması ve enkazı altında kalarak engelli kalması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü yapı değeri daire içinde bulunan eşya değeri tedavi giderleri iş gücü kaybı destekten yoksun kalma dolayısıyla oluşan toplamda tl maddi tl manevi zararlarının olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini için mahkemesi mahkemesi nezdinde dava açmıştır mahkemesi tarihli kararıyla asliye hukuk mahkemesinin dosyasına sunulan bilirkişi raporundaki tespitleri esas alarak olayın meydana gelmesinde davalı idarenin oranında kusurlu olduğu sonucuna ulaşmıştır mahkeme başvurucunun maddi zararlarının davalı idarenin kusur oranına isabet eden kısmının tl olay dolayısıyla uğradığı manevi zararların tl olduğuna hükmetmiştir sonuç olarak mahkeme toplam tl tazminatın asliye hukuk mahkemesi önünde dava açma tarihi olan tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte başvurucuya ödenmesine karar vermiştir tarafların kararın aleyhlerine olan kısımlarına yönelik temyiz taleplerini inceleyen danıştay dairesi tarihli kararıyla mahkemesinin söz konusu kararının maddi tazminat talebinin destekten yoksun kalma ve tedavi giderleri yönü ile manevi tazminat talebinin miktarına ilişkin bölümlerinin onanmasına yapı değeri ve bedeli ile işletilecek yasal faizin başlangıç tarihi bölümleri yönünden bilirkişi raporları ile belirlenen rakamlar üzerinden davalı idarenin kusur oranı nispetinde yapılacak hesaplama sonucunda ortaya çıkacak bedellerin hüküm altına alınması adli yargıda talep edilen tazminat bedelleri ile taleple bağlılık ilkesi ve ıslah durumunda ıslah edilen bedele göre ıslah tarihi hususları da dikkate alınarak ayn ayn hüküm kurulması gerekirken adli yargı yerinde açılan davada manevi tazminat olarak tl talep edildiği görevsizlik üzerine açılan davada ise manevi tazminat istemi tlye çıkarılmış olduğu halde kabul edilen manevi tazminata ilişkin bedelin tamamına adli yargıda açılan başvuru numarası karar tarihi dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar vermiştir tarafların kararın düzeltilmesi talebini inceleyen aynı daire tarihli kararıyla talebin reddine karar vermiştir başvuru dosyasının incelenmesi sırasında dava dosyası mahkemesi önünde derdesttir iv hukuk olay tarihinde yürürlükte bulunan tarihli ve sayılı mülga borçlar kanununun maddesi şöyledir gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs o zararın tazminine mecburdur ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs kezalik o zararı tazmine mecburdur sayılı mülga kanunun maddesi şöyledir zararı ispat etmek müddeiye düşer zararın hakiki miktarını ispat etmek olmadığı takdirde hakim halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder tarihli ve sayılı kanununun ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar kenar başlıklı maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan metni şöyledir bu kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti üzerine belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur durdurma yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister ruhsata aykırılık olan yapıda bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu inceleme sonunda anlaşılırsa mühür belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir v
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu hakkında kızıltepe cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır kızıltepe asliye ceza mahkemesi tarih ve sayılı kararı ile başvurucunun yararlanma suçundan ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir karar başvurucu tarafından temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrası iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu tarihinde dedaş müessese müdürlüğü aleyhine kızıltepe asliye hukuk mahkemesinde açtığı tazminat davasında tarlasını sulamak amacıyla belirli başvuru numarası karar tarihi voltajın üstünde elektrik sağlanmak üzere davalı ile sözleşme düzenlendiğini davalının sözleşmede belirtilen voltajın altında elektrik verdiğini ve tarlayı sulayamadığını ileri sürerek uğradığı maddi zararın tazminini talep etmiştir davalı sözleşmede sürekli aynı voltaj üzerinden elektrik verilmesine dair hükmün bulunmadığını kaçak elektrik kullanımı nedeniyle yüksek voltaj elektrik verilemediğini belirterek davanın reddini istemiştir mahkemece tarih ve sayılı kararla taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi ve bilirkişi raporları dikkate alınarak davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne tl maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir karar temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri ekonomisi ilkesi kenar başlıklı maddesi şöyledir yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür tarih ve sayılı mülga borçlar kanununun maddesi şöyledir kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs o zararın tazminine mecburdur ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs kezalik o zararı tazmine mecburdur sayılı mülga kanunun maddesi şöyledir umumiyet itibariyle her kusurdan mesuldur bu mesuliyetin vüsati işin hususi mahiyetine göre çok veya az olabilir hususiyle iş borçlu için bir mucip olmadığı surette mesuliyet daha az şiddetle takdir olunur haksız mütevellit mesuliyete müteallik hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur iv
Violation
başvurucu çalıştığı işyerine ait servisle işe gittiği sırada meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanarak malul kalmıştır başvurucu malul kalması nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle çalıştığı şirket aleyhine tarihinde bursa mahkemesinde mahkemesi dava açmıştır mahkemesinin davanın reddi yönünde verdiği karar yargıtay tarafından iki kez bozulmuştur mahkemesinin bozma kararı doğrultusunda yaptığı yargılama sonucunda davanın reddi yönünde verdiği kararın yargıtay tarafından tarihinde onanması ile birlikte yargılama sona ermiştir başvurucu makul sürede yargılama yapılmaması yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmaması kararın gerekçesiz olması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ve ayrıca yaşam sosyal güvenlik ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddialarıyla avrupa hakları mahkemesine başvurmuştur makul sürede yargılanma hakkının ihlaliyle ilgili şikâyet hususunda başvurucuların tarihli ve sayılı avrupa hakları mahkemesine yapılmış bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümüne dair kanun ile kurulan tazminat komisyonuna komisyon müracaat etmesi gerektiğine diğer şikâyetlerin ise avrupa hakları sözleşmesinde sözleşme belirtilen kabul edilebilirlik koşullarının yerine getirilmediğinin saptandığı gerekçesiyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir başvurucu kararı doğrultusunda komisyona müracaat etmiştir başvurucu komisyona sunduğu dilekçesinde makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını belirtmiş ayrıca e yaptığı başvurudaki diğer ihlal iddialarına yönelik taleplerini de yinelediğini ifade etmiştir komisyon tarihli kararıyla başvuruyu sonuçlandırmıştır komisyon makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvurucuya tl tazminat ödenmesine karar vermiştir aynı kararda başvurucunun diğer şikâyetleri hakkında tarafından değişik nedenlerle kabul edilemezlik kararı verilmiş olduğu hatırlatılarak komisyon tarafından çözüme kavuşturulacak bir şikâyetin bulunmadığı gerekçesiyle sayılı maddesi gereğince diğer talepler reddedilmiştir tarihli komisyon kararında ayrıca başvurucunun tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde karara karşı ankara bölge mahkemesine bölge mahkemesi itiraz hakkının bulunduğu belirtilmiştir komisyon kararı tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir başvurucu anılan karara karşı tarihinde bölge mahkemesine itirazda bulunmuştur bölge mahkemesi tarihli kararıyla itirazı süre aşımı nedeniyle reddetmiştir kararın gerekçesinde on beş günlük itiraz süresinin komisyon kararının tebliğ tarihinden itibaren başladığı vurgulanmıştır komisyon kararının tarihinde başvuru numarası karar tarihi başvurucuya tebliğ edildiği bu itibarla en geç tarihine kadar itiraz edilmesi gerekirken tarihinde kayda giren dilekçe ile yapılan itirazın süresinde olmadığı belirtilmiştir nihai karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde ve süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk konu hakkında ilgili hukuk için bkz songül akça ve diğerleri b no başvurusuna ilişkin karar v
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu hava kuvvetleri komutanlığı emrinde muvazzaf astsubay olarak görev yapmakta iken tsknın itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle hakkında idari tahkikat başlatılmış bu tahkikat sonucunda sıralı sicil üstleri tarafından türk silahlı kuvvetlerinde kalması uygun değildir ortak kanaatini içeren tarihli ayırma sicil belgesi düzenlenmiştir tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan astsubay sicil yönetmeliğinin sicil yönetmeliği maddesi gereğince hava kuvvetleri komutanlığı bünyesinde oluşturulan komisyonda başvurucunun durumu değerlendirilmiş ve komisyon tarihli kararı ile başvurucu hakkında ayırma işlemi yapılmasına karar vermiştir anılan karar tarihinde hava kuvvetleri komutanı tarafından onaylandıktan sonra genelkurmay başkanının onayına sunulmuş genelkurmay başkanınca da hava kuvvetleri başvuru numarası karar tarihi komutanlığı kararı doğrultusunda işlem yapılmasının uygun görüldüğü belirtilmiştir bunun üzerine hazırlanan sayılı kararnamenin tarihinde milli savunma bakanı tarafından onaylanmasıyla başvurucunun tsk ile ilişiği kesilmiştir başvurucu görüşme yapılacağı belirtilerek çağrıldığı birliğinde istihbarat birimindeki görevliler tarafından tarihinde sorgulandığını sorgu esnasında cinsel yaşamına ilişkin ayrıntılı sorular sorulduğunu sonrasında savunması alınmaksızın ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ilişiğinin kesildiğini belirterek ayırma işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle milli savunma bakanlığı aleyhine askeri yüksek mahkemesi birinci dairesinde tarihinde dava açmıştır sunduğu dava dilekçesinde başvurucu ilişik kesme kararında herhangi bir disiplinsizlik eyleminin gösterilmediğini yalnızca özel yaşam biçimi nedeniyle ilişiğinin kesildiğinin anlaşıldığını sorgu yönteminin mevzuata aykırı olarak aldatıcı biçimde ve baskı altında tutularak yapıldığını hukuka aykırı usuller içeren ve göreviyle ilgisi olmayan tamamen özel yaşantısına ilişkin mahrem sorulardan oluşan sorgu neticesinde elde edilen beyanların delil olarak kullanılamayacağını başarılı bir sicile sahip olmasına rağmen bu durumun dikkate alınmadığını tesis edilen ayırma işleminin ölçülülük yönünden hukuka aykırı olduğu gibi sebep ve amaç unsurları yönünden de hukuka aykırı olduğunu ileri davalı idare tarafından sunulan savunma dilekçesinde tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri personel kanununun maddesinin disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle ayırma başlıklı b fıkrası uyarınca başvurucunun ilişiğinin kesildiği her askerin ahlaki yaşayışının kusursuz ve lekesiz olması gerektiği ahlak olgusunun yalnızca arzu edilen bir durum değil görevin başarıyla icra edilebilmesi için bir koşul olduğu vurgulanmış kamu hizmetinin yürütülmesinde zararlı olacak kişilerin idare mekanizmasının dışına çıkarılmasının kaçınılmaz olduğu ve idarenin başvurucu hakkında tesis edilen ayırma işleminde takdir yetkisinin objektif sınırları içinde kaldığı dava konusu ayırma işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir davalı idare tarafından ayrıca tarihli ve sayılı askeri yüksek mahkemesi kanununun maddesi kapsamında gizli belge ve bilgiler gönderilmiştir birinci dairesinin tarihli ara kararı ile dava dosyasındaki mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde başvurucu hakkında tesis edilen ayırma işleminin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmediği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması talebi reddedilmiştir başsavcılığı tarafından sunulan tarihli düşünce yazısında başvurucunun mevcut ahlaki durumuyla artık kamu hizmetini devam ettiremeyecek hale gelmiş olduğunun anlaşıldığı davalı idarece tesis edilen ayırma işleminde takdir yetkisinin objektif olarak kullanıldığı ve anılan işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı belirtilmiş ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönünde değerlendirmede bulunulmuştur birinci dairesinin tarihli ve sayılı kararı ile dava reddedilmiştir kararda ifade alma işlemi sırasında başvurucunun iradesinin fesada uğratıldığı yanıltıldığı ya da ifadesinin hukuka aykırı şekilde yasak yöntem ve usullerle alınmış olduğuna dair somut bir bilgi belge ve kanıt bulunmadığı bahse konu tarihli ifadenin disiplin hukuku çerçevesinde değerlendirilmek üzere idari tahkikat kapsamında alınmış olduğu başvurucunun ifadesinde dile getirdiği davranışların tsknın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı hareketler kapsamında olduğu bu gerekçelerle tesis edilen ayırma işleminde takdir yetkisinin objektif kıstaslara bağlı kalınarak ve kamu yararı amacına yönelik olarak ölçülü bir şekilde kullanıldığı ifade edilmiştir başvuru numarası karar tarihi karara katılmayan bir üye tarafından kaleme alınan karşı oy yazısında kişinin kendi ifadesine dayanılarak hakkında olumsuz bir işlem tesis edilmesinin hukuken mümkün olmadığı tarihli ifadenin başvurucunun özel hayatı dahil tüm yaşantısını sorgulayan bir çerçeveyi kapsadığı böylesi bir ifade alım tarzı nedeniyle işlemin hukuken şüpheli hale geldiği genel mahiyette ve geniş bir zaman kesitini kapsayacak şekilde alınması nedeniyle ifadenin hukuken geçerli olmadığı hususunun daima gündemde kalacağı ayırma işlemine esas alınan tek dayanağın başvurucunun somut bilgi belge ve olgularla desteklenmeyen soyut ifadesi olduğu ayrıca başvurucunun sicil notu ortalamasının mükemmel seviyede olduğu bu hususlar dikkate alınmadan tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu şeklinde değerlendirmelere yer verilmiştir başvurucu tarafından yapılan karar düzeltme talebi aynı dairenin tarihli ve sayılı kararıyla reddedilmiş ve karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur anayasa mahkemesinin tarihli yazısı ile yargılama dosyasına sunulmuş olan ve başvurucunun sözleşmesinin feshedilmesi işlemine dayanak oluşturan gizli ibareli belgelerin gönderilmesi istenmiştir anayasa mahkemesine tarihinde sunulan söz konusu belgelerin incelenmesinden hava kuvvetleri komutanlığınca istihbarata karşı koyma hassasiyetleri çerçevesinde tarihinde başvurucunun ifadesinin alındığı söz konusu ifade metninde hangi kapsamda başvurucunun ifadesine başvurulduğu hususunun belirtilmemiş olduğu anlaşılmıştır aynı şekilde söz konusu metnin ifadeyi alan kısmı karartılmış olduğundan ifadenin hangi birim tarafından alınmış olduğu anlaşılamamıştır anılan ifade metninde başvurucuya ifade alma işlemi sırasında başvurucuya bugüne kadar nerelerde görev yaptığı kimlerle ikamet ettiği ortamında sosyal paylaşım sitelerinden hangilerine üyeliklerinin bulunduğu vasıtasıyla veya yüz yüze tanıştığı kadınlardan ilişki yaşadıklarının kimler olduğu bu kadınların tsk hakkında bilgi almaya yönelik herhangi bir girişimlerinin olup olmadığı grup halinde cinsel birliktelikler yaşayıp yaşamadığı ve bunları kayıt altına alıp almadığı uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığı hususlarının sorulduğu görülmüştür başvurucunun anılan soruları yanıtladığı ve özellikle birlikte olduğu kadınlara ilişkin olarak cinsel birliktelik içeren geçmişteki ilişkilerini açıkladığı ve ifade metnini imzaladığı anlaşılmıştır soruşturma konusu olaylara ilişkin olarak başvurucu dışındaki kişilerin de ifadelerinin alınmış olduğu bu kişilerden başvurucu hakkında bildiklerini anlatmalarının istendiği görülmüştür b hukuk sayılı kanunun çeşitli nedenlerle silahlı kuvvetlerden ayrılacak astsubaylar hakkında yapılacak işlem kenar başlıklı maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan b fıkrası şöyledir disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle ayırma disiplinsizlik veya ahlaki durumları sebebiyle silahlı kuvvetlerde kalmaları uygun astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında t c emekli sandığı kanunu hükümleri uygulanır bu sebeplerin neler olduğu ve bunlar hakkındaki sicil belgelerinin nasıl ve ne zaman tanzim edileceği nerelere gönderileceği inceleme ve sonuçlandırma ile gerekli diğer işlemlerin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı astsubay sicil yönetmeliğinde gösterilir bu gibi astsubaylardan durumlarının yüksek şura tarafından incelenmesi genelkurmay başkanlığınca gerekli görülenlerin silahlı kuvvetlerden ayırma işlemi yüksek şura kararı ile yapılır başvuru numarası karar tarihi sicil yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan disiplinsizlik ve ahlaki durumları nedeniyle ayırma usulleri kenar başlıklı maddesinin ilgili kısmı şöyledir aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlakı durumları gereği türk silahlı kuvvetlerinde kalmaları bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyenler hakkında hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır a disiplin bozucu hareketlerde bulunması ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi c aşırı derecede menfaatine içkiye kumara düşkün olması e türk silahlı kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması sicil yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma sicil belgesi düzenlenmesi ve uygulanacak usuller kenar başlıklı maddesinin ilgili bölümü şöyledir disiplinsizlik ve ahlakı durum nedeniyle ayırma iki şekilde yapılır a ayırma işleminin sıralı sicil üstlerince başlatılması disiplinsizlik ve ahlakı durum nedeniyle ayırma sicil belgesinin düzenlenmesinde süre söz konusu olmayıp her zaman düzenlenebilir temel nitelikler hariç olmak üzere diğer niteliklere işaret konulmaz sicil üstleri sicil belgelerinin temel nitelikler ve son bölümdeki kendilerine ait olan kanaat hanelerine bu yönetmeliğin maddesindeki disiplinsizlik ve ahlakı durumlardan hangisine göre kesin kanaate vardıklarını belirttikten sonra silahlı kuvvetlerde kalması uygun değildir kanaatini yazarak imzalar ve gerekli belgelen ekleyerek bekletmeden sıralı sicil üstlerinin tümünün kanaatlerinin yazılmasını sağladıktan sonra kuvvet komutanlıkları jandarma genel komutanlığı veya sahil güvenlik komutanlığı personel başkanlığına gönderirler kuvvet komutanlıkları jandarma genel komutanlığı veya sahil güvenlik komutanlığı personel başkanlıklarına gelen bu siciller ilgili şubelerce karargahta bulunan dosya ve diğer belgelerle karşılaştırılarak incelenir ve bunlar kuvvet komutanlıkları jandarma genel komutanlığı ve sahil güvenlik komutanlığı karargahında kurmay başkanının başkanlığında personel istihbarat ve harekat başkanları personel ve tayin dairesi başkanları ve gerekli gördükleri şube müdürleri ile kıdem personel yönetim şube müdürleri ve adli müşavir veya hukuk işleri müdürlerinden oluşan komisyona sevk edilir bu komisyon tarafından düzenlenen sicilin kanun ve yönetmeliklere uygunluğu ekli belgelerin yeterliliği ve geçerliliği yönünden incelendikten sonra bir değerlendirme yapılır gerekirse sicil üstlerinin veya yazılı görüşleri alınır bilgi veya belge isteğinde bulunulabilir komisyon yapmış olduğu inceleme ve değerlendirme sonucunda almış olduğu kararı bü tutanak ile kuvvet komutanı jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanının onayına sunar ve alınacak onaya göre işlem yapılır kuvvet komutanı jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanı tarafından emekliliği uygun görülmeyenlerin sicilleri mazbata edilerek şahsı dosyalarına konur ve bunların görev yerleri değiştirilir emekliliği kuvvet komutanı jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanı tarafından onaylanan personelin dosyaları genelkurmay başkanlığına gönderilir genelkurmay başkanlığına gelen dosyalar personel başkanlığınca adli müşavirlikle başvuru numarası karar tarihi koordine edilerek yüksek askeri şura kararına sunulup sunulmaması yönünden incelenir ve genelkurmay başkanının tasvibine sunulur genelkurmay başkanı tarafından durumları yüksek askeri şurada görüşülmesi gerekli görülenler hakkındaki istemler ilk yüksek askeri şura toplantısında gündeme alınarak haklarında kesin karara varılır ve işlemleri tamamlanır genelkurmay başkanının durumlarını yüksek şurada görüşülmesine gerek görmediği astsubayların dosyaları kuvvet komutanlıkları jandarma genel komutanlığı ve sahil güvenlik komutanlığına iade edilir bu gibi astsubaylar hakkında kuvvet komutanı jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanının daha önce verdiği karara göre işlem yapılır bu yönetmeliğin maddesinin birinci fıkrasının e bendinde yazılı fiillerden dolayı haklarında silahlı kuvvetlerde kalması uygun değildir sicili düzenlenmesi gereken astsubaylar ile mevcut belgelerin ast kademelere intikali sakıncalı görülen astsubaylar hakkında bu belgelere dayanarak kuvvet komutanı jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanı tarafından sicil düzenlenebilir bu şekilde düzenlenen sicile göre kesin işlem yapılır b ayırma işlemlerinin personel başkanlıklarınca başlatılması sıralı sicil üstlerince haklarında silahlı kuvvetlerde kalması uygun değildir sicil düzenlenmemesine rağmen kuvvet komutanlıkları jandarma genel komutanlığı veya sahil güvenlik komutanlığı personel başkanlıklarınca bütün rütbelerdeki safahatı kapsayacak şekilde sicil belgeleri özlük dosyaları ve varsa kişi hakkındaki özel dosyaların incelenmesi sonucu durumları bu yönetmeliğin maddesinin birinci fıkrasında yazılı fiillerden biri birden fazlası veya hepsine birden uyan personelin tespiti halinde bunlar maddenin birinci fıkrasının a bendinde belirtilen komisyona sevk edilirler komisyon inceleme ve değerlendirme sonucunda aldığı kararı bir tutanak ile kuvvet komutanı jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanının onayına sunar emekli edilmesi uygun görülenler hakkında kuvvet komutanı jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanı ile genelkurmay başkanı tarafından silahlı kuvvetlerde kalması uygun değildir şeklinde sicil düzenlenir ve bunlar hakkında bu maddenin birinci fıkrasının a bendinde belirtilen şekilde işlem yapılır tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri hizmet kanununun disiplin kenar başlıklı maddesi şöyledir disiplin kanunlara nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet askerliğin temeli disiplindir disiplinin muhafazası ve idamesi için hususi kanunlarla cezai ve hususi kanun ve nizamlarla idari tedbirler alınır sayılı kanunun maddesi şöyledir silahlı kuvvetlerde askeri eğitim ile beraber ahlak ve maneviyatın yükseltilmesine ve milli duyguların kuvvetlendirilmesine bilhassa itina olunur cumhuriyete sadakat vatanını sevmek iyi ahlaklı olmak üste itaat hizmetin yapılmasında sebat ve gayret cesaret ve atılganlık icabında hayatını hiçe saymak bütün silah arkadaşları ile iyi geçinmek birbirlerine yardım intizam severlik yapılması men edilen şeylerden kaçınmak sıhhatini korumak sır saklamak her askerin esas vazifesidir tarihli ve sayılı türk silahlı kuvvetleri disiplin kanununun geçici maddesinin numaralı fıkrası şöyledir bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kurulu bulunan disiplin mahkemeleri uncu maddede öngörülen yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar disiplin kurulu olarak bu kanun hükümlerine göre faaliyetlerine devam eder söz konusu yönetmelik yürürlüğe girinceye başvuru numarası karar tarihi kadar sayılı kanunun bu kanunun inci maddesinin altıncı fıkrasının c bendi ile yürürlükten kaldırılan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur tarihli ve sayılı resmi gazetede yayımlanan türk silahlı kuvvetleri hizmet yönetmeliğinin maddesinin ilgili kısmı şöyledir asker kendisinden beklenen vazifeleri hakkıyla yapabilmek için yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır her askerde bulunması lazım gelen ahlakı ve vasıflar şunlardır h ahlak sahibi olmak askerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır asker esrarkeşlikten sarhoşluktan yalancılıktan borçtan ve kumardan dolandırıcılıktan ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan hırsızlıktan yağmadan yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar yaşayışı sıhhati azim ve cesareti bozar namusu lekeler manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı cezaları üstüne çeker iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu cumhuriyet başsavcılığınca cmk maddesi ile yetkili yürütülmekte olan soruşturma kapsamında tarihinde gözaltına alınmıştır ağır ceza mahkemesince cmk maddesi ile görevli tarih ve sorgu sayılı karar ile başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir başvurucu ve diğer altı şüpheli hakkında cumhuriyet başsavcılığının tarih ve sayılı iddianamesi ile silahlı terör örgütü üyesi olma tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme korku kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme kamu malına zarar verme toplantı ve yürüyüşlere silah veya türk ceza kanununun maddesinde belirtilen aletlerle katılma ve terör örgütü propagandası yapma suçlarını işledikleri iddiasıyla ağır ceza mahkemesinin cmk maddesi ile görevli sayılı dosyasında kamu davası açılmıştır ağır ceza mahkemesi cmk maddesi ile görevli tarih ve sayılı kararıyla sayılı dava dosyasının aynı mahkemenin sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine yargılamaya sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar vermiştir başvurucu ağır ceza mahkemesinin tarihli kararı ile tahliye edilmiştir mahkemece tarih ve sayılı karar ile başvurucunun terör örgütü üyesi olma tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve kamu malına zarar verme suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiştir kararın temyizi üzerine yargıtay ceza dairesinin tarih ve sayılı ilâmıyla hükmün özünü oluşturan kısa kararın yer aldığı tarihli duruşma tutanağının ilâ sayfalarının kâtip tarafından imzalanmamış olması nedeniyle diğer yönleri incelenmeksizin hükmün öncelikle bu sebepten bozulmasına karar verilmiştir bozma üzerine dava ağır ceza mahkemesinin sayılı dosyasına kaydedilmiştir ağır ceza mahkemesi tarih ve sayılı karar ile sayılı dava dosyasının aynı mahkemenin sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine yargılamaya sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar vermiştir mahkemece tarih ve sayılı karar ile başvurucunun terör örgütü üyesi olma suçundan yıl ay hapis maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan yıl ay hapis ve tl adli para malına zarar verme suçundan yıl ay hapis cezası ile cezalandırılmasına madde atma suçundan ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir karar başvurucu tarafından temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur başvuru numarası karar tarihi b hukuk tarih ve sayılı türk ceza maddesinin numaralı fıkrasının a bendi ile numaralı fıkrasının a bendi maddesinin ve numaralı fıkraları maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı terörle mücadele maddesi tarih ve sayılı ceza muhakemesi maddesinin numaralı fıkrası iv
Violation
a olaylar başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir başvurucu tapuda maliye hazinesi adına kayıtlı bulunan malatya ili battalgazi ilçesi hatunsuyu köyünde bulunan parsel sayılı taşınmazı kayısı bahçesi olarak kullanmaktadır başvurucu bu taşınmaz yıllarına ilişkin olarak tarihinde tl tarihinde tl tarihinde tl tarihinde tl tarihinde tl ji başvuru numarası karar tarihi tarihinde tl ve tarihinde de tl ile tl tutarlarında ecrimisil bedeli ödediğini gösteren maliye vezne alındıları sunmuştur belirtilen tutarlar eski türk lirası üzerindendir başvurucunun ecrimisil ödeyerek kullandığı taşınmazdan tarafından sulama kanalı geçirilmesi üzerine başvurucu malatya asliye hukuk mahkemesinin değişik sayılı dosyasında delil tespiti talebinde bulunmuş mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen tarihli ziraat uzmanı teknik bilirkişi raporunda tarafından adet yaşında adet yaşında ve adet yaşında olmak üzere toplam adet kayısı ağacının ve adet de yaşında üzüm asmasının sökülmesi nedeniyle başvurucunun toplam tl tutarında zararının olduğu belirtilmiştir başvurucu kanal yapımı sırasında sökülen ağaçların ve üzüm asmasının bedelinin ödenmesi için tarihinde malatya şube müdürlüğünden talepte bulunmuştur şube müdürlüğü tarihli cevap yazısında yargı kararına dayalı olarak ödeme yapılabileceğini başvurucuya bildirmiştir adli yargı süreci başvurucu kayısı bahçesi olarak kullandığı taşınmazdan sulama kanalı geçirilmesi sırasında kayısı ağaçları ve üzüm asmasının sökülmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle tarihinde malatya asliye hukuk mahkemesinde tazminat davası açmıştır mahkeme tarihli ve sayılı kararıyla davanın kabulüne ve tl tutarındaki maddi tazminatın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir davalı idarenin kararı temyiz etmesi üzerine yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilamıyla davacı baraj yapımı sırasında zarar verilen ağaçların bedelini istediğine göre dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmemiş olması doğru değildir gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir yargıtay bozma ilamına uyan mahkeme tarihli ve sayılı kararı ile uyuşmazlığın çözümü bakımından idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş bu karar tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir yargı süreci başvurucu bu defa aynı olay nedeniyle tl tutarındaki maddi zararının tazmini istemiyle tarihinde malatya mahkemesinde tam yargı davası açmıştır mahkeme tarihli ve sayılı kararı ile davanın reddine karar vermiştir kararın gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir malatya asliye hukuk mahkemesinin esas sayılı dosyasına sunulan ecrimisil ihbarnameleri ile ecrimisil ödendiğini gösteren belgeler dikkate alındığında davacının mülkiyeti hazineye ait ve sulama kanalı yapımı için genel müdürlüğüne tahsis edilen taşınmazı kira geçit hakkı mecra hakkı vb hukuki ilişkiye dayanmadan ağaç dikmek suretiyle kullanması nedeniyle işgalci konumunda bulunduğu sabittir bu durumda mülkiyeti hazineye ait ve sulama kanalı yapımı için davalı idareye tahsis edilen taşınmazı herhangi bir hukuki ilişkiye dayanmadan fuzuli şagil olarak ağaç dikmek suretiyle kullanıldığı için herhangi bir hukuki korumadan faydalanamayan davacı tarafından dikilen ağaçların kanunla kendisine verilen sulama kanalı yapım görevini b numarası karar tarihi hukuka uygun olarak yine kendisine tahsis edilen taşınmaz üzerinde yerine getirmesi sırasında sökülmesi nedeniyle uğranılan zararının tazminine hükmedilmesi için gerekli olan hukuka aykırı fiil şartı gerçekleşmediğinden davalı idarenin tazminle sorumlu tutulamayacağı sonucuna ulaşılmıştır başvurucu tarafından itiraz edilen bu karar malatya bölge mahkemesinin tarihli ve sayılı ilamıyla onanmış başvurucunun karar düzeltme talebi ise bölge mahkemesinin tarihli ve sayılı ilamıyla reddedilmiştir nihai karar başvurucu vekiline tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur b hukuk tarihli ve sayılı türk medeni kanununun maddesi şöyledir arazi üzerindeki mülkiyet kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar bitkiler ve kaynaklar da girer tarihli ve sayılı devlet kanununun maddesi şöyledir devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve vakıflar genel müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların gerçek ve işgali üzerine fuzuli şagilden bu kanunun uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil istenir ecrimisil talep edilebilmesi için hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz ek cümle md ecrimisile itiraz edilmemesi halinde yüzde yirmi peşin ödenmesi halinde ise ayrıca yüzde indirim uygulanır ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise sayılı amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanun hükümlerine göre tahsil olunur kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir aksi halde ecrimisil alınır edilen taşınmaz mal idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç gün içinde tahliye ettirilerek idareye teslim edilir ek fıkra sınırları içerisinde yer alan hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların işgalcilerinden tahsil edilen ecrimisil gelirlerinin yüzde beşi sayılı köy kanununda belirlenen görevlerde kullanılmak kaydıyla tahsilatı izleyen ay içinde bu gelirlerin elde edildiği köy tüzel kişiliği hesabına aktarılmak üzere emanet nitelikli hesaplara kaydedilir maliye bakanlığı bu oranı iki katına kadar artırmaya yetkilidir tarihli ve sayılı kamulaştırma kanununun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tescili ve zilyedin hakları kenar başlıklı maddesine tarihli ve sayılı maden kanununda ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun maddesi ile eklenen onuncu fıkra şöyledir başkası adına tapulu sahipsiz zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgari levazım bedeli ağaçların ise inci madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir b numarası karar tarihi tarihli ve sayılı hazineye ait taşınmaz malların değerlendirilmesi ve katma değer vergisi kanununda değişiklik yapılması hakkında kanunun maddesinin fıkrasının anayasa mahkemesince kısmen iptal edilmeden önceki hali şöyledir bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapılan her türlü yapı ve tesisler başka bir işleme gerek kalmaksızın hazineye intikal eder yapı ve tesisleri yapanlar herhangi bir hak ve tazminat talep edemezler anayasa mahkemesinin tarihli ve sayılı kararı ile sayılı kanunun maddesinin fıkrasının ikinci cümlesi iptal edilmiştir bu kararın gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir a kanun un maddesinin fıkrasının birinci cümlesinin konusu kuralın birinci cümlesinde kanun un maddesinin yürürlüğe girdiği tarihinden sonra hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapılan her türlü yapı ve tesislerin başka bir işleme gerek kalmaksızın hazineye intikal edeceği hükme bağlanmıştır konusu kuralın birinci cümlesinin tarihinden sonra hazineye ait taşınmazlar üzerinde her türlü yapı ve tesis yapanların mülkiyet haklarının sınırlanması sonucunu doğurduğu açıktır bu sınırlamanın anayasa ya uygun olabilmesi için anayasa maddesinde öngörülen temel hakların sınırlandırılmasına ilişkin ilkelere uygun olması ve bu bağlamda kamu yararı ile malikin bireysel yararı arasında makul bir denge gerekir kanun gerekçesinde itiraz konusu kuralın kanun un yürürlük tarihinden sonra hazine taşınmazları üzerinde kaçak yapılaşmanın önlenmesi amacıyla kabul edildiği belirtilmiştir bu nedenle kuralın mülkiyet hakkını kamu yararı amacıyla sınırlandırdığında kuşku bulunmamaktadır hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapı ve tesis yapılması kamuya ait mülkiyet hakkını ihlal etmektedir hazinenin söz konusu yapı ya da tesislerin yapılmasına izni ya da muvafakati bulunmadığından bu hakkından vazgeçmesi ya da kişiler lehine fedakarlıkta bulunması beklenemez ayrıca itiraz konusu kuralda söz konusu sınırlamanın kuralın yer aldığı maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için geçerli olduğu belirtilerek geçmişe etkili uygulamanın yol açabileceği hak kayıplarının önüne geçildiği görülmektedir bu yönüyle değerlendirildiğinde kuralın birey hakları ile kamu yararı arasında açık bir dengesizlik yarattığı söylenemez açıklanan nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesi anayasa ve maddelerine aykırı değildir isteminin reddi gerekir b kanun un maddesinin fıkrasının cümlesinin konusu kuralın ikinci cümlesinde birinci cümlede belirtilen yapı ve tesisleri yapanların herhangi bir hak ve tazminat talep edemeyecekleri hükme bağlanmıştır anayasa maddesinde herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz denilmektedir maddeyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili b numarası karar tarihi güvencelerden birini oluşturmaktadır kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılamanın ön koşulunu oluşturur konusu kuralın ikinci cümlesi ile maddenin yürürlüğe girdiği tarihinden sonra hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapı ve tesis yapanların söz konusu yapı ve tesislerin başka bir işleme gerek kalmaksızın hazineye intikal etmesi nedeniyle herhangi bir hak ve tazminat talep edemeyecekleri hüküm altına alınmıştır bu kural hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapı ya da tesis yapan kişilerin haklılıklarını ileri sürüp ve zararlarını engel olmakta böylece hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır açıklanan nedenlerle itiraz konusu kuralın ikinci cümlesi anayasa maddesine aykırıdır gerekir tarihli ve sayılı devlet su genel müdürlüğünün teşkilat ve görevleri hakkında kanunun maddesi şöyledir devlet su umum müdürlüğünün vazife ve salahiyetleri şunlardır n umum müdürlüğün vazifesi içinde bulunan işlerin yapılmasına lüzumlu arazi ve gayrimenkulleri kanunlarına göre muvakkat olarak işgal etmek veya istimlak etmek veya satın almak tarihli ve sayılı yargıtay birleştirme büyük genel kurulu kararı şöyledir taşınmazına kamulaştırmasız el konulan malik el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmaz bedelini isteme hakkı da bulunmaktadır taşınmaz sahibinin el konulan taşınmazın bedelini talep ederek dava açması halinde taşınmazın el koyma tarihindeki bedeli değil mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki değerinin belirlenerek tahsiline karar verilir iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir deniz kuvvetleri komutanlığı dz k emrinde yarbay olarak görev yapmakta iken başvurucunun cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülen ve bölgesinde gerçekleştirilen ihalelere suç işlemek amacıyla kurulan örgüt tarafından fesat başvuru numarası karar tarihi karıştırıldığına dair iddiaların incelendiği bir soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmıştır tarihli iddianame ile başvurucu hakkında suç örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım suçundan ağır ceza mahkemesinde ağır ceza mahkemesi kamu davası açılmıştır ulusal yargı ağı bilişim sistemi uyap üzerinden yapılan incelemeye göre söz konusu dava derdesttir başvurucu hakkında kamu davası açılması üzerine dz k tarafından da idari tahkikat başlatılmıştır tahkikat sonucunda düzenlenen raporda başvurucu hakkındaki iddialar iletişim tespit tutanakları ve dz vermiş olduğu ifade tutanağı birlikte incelendiğinde başvurucunun iddianamede belirtilen suç örgütünün mensuplarından olduğu ileri sürülen isimli şahısla aşırı samimiyet kurduğunun firmasının servis hizmeti ile ilgili faaliyetlerini kontrol etmekle görevli olmasına rağmen söz konusu şahısla aşırı samimiyet kurarak menfaat temin etme yoluna gittiğinin ve firmanın küçük hatalarını tolere ettiğinin şahsın istekleri doğrultusunda şahsın şirketi ve ihaleye giren rakip şirketler ile ilgili bilgiler temin ederek bu şahsa verdiğinin adı geçen şahısla arasında geçen konuşmalarında her fırsatta menfaat temin etmeye çalıştığının ve bu menfaatlerden amirim diye bahsettiği bir personelin de yararlanmasını sağlamaya çalıştığının iv evli olmasına rağmen yabancı uyruklu bir bayanla para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğinin her ne kadar sonradan ücretini ödediğini ifade etse de arası uçak bileti bir otelin yıllık üyelik kartı ve yabancı uyruklu bir bayanla girmiş olduğu cinsel ilişki masraflarını karşılatarak menfaat sağladığının anlaşıldığı tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir dz k bünyesinde kurulan komisyon tarihinde başvurucunun disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle türk silahlı kuvvetlerinden tsk ilişiğinin kesilmesinin komutanlık onayına sunulmasına karar vermiştir dz k ve genelkurmay başkanlığı nezdindeki onay işlemlerinin tamamlanmasının akabinde milli savunma bakanlığı tarafından imzalanan tarihli kararname ile hakkındaki ayırma işlemi tekemmül eden başvurucunun tarihinde tskdan ilişiği kesilmiştir başvurucu hakkında tesis edilen tskdan ayırma işleminin iptali istemiyle tarihinde askeri yüksek mahkemesinde dava açmıştır birinci dairesi mahkeme tarihinde oybirliğiyle verdiği kararla davayı reddetmiştir kararın gerekçesinin ihlal iddialarına konu edilen ilgili kısmı şöyledir yasal dinleme kararları neticesinde elde edilen iletişim tespit tutanaklarından davacının servis hizmeti ile ilgili faaliyetlerini kontrol etmekle görevli olduğu bir şahısla aşırı samimiyet kurarak sürekli menfaat temin etmeye çalıştığı ve firmanın küçük hatalarını tolere ettiği evli olmasına rağmen yabancı uyruklu bir bayanla para karşılığı cinsel başvuru numarası karar tarihi ilişkiye girdiği her ne kadar sonradan ücretini ödediğini ifade etse de arası uçak bileti bir otelin yıllık üyelik kartı ve yabancı uyruklu bir bayanla girmiş olduğu ilişki masraflarını bu şahsa menfaat sağladığı hususları dikkate alındığında dava konusu işlemin sebep unsurunun maddi gerçeklik ile uyumlu olduğu davacının ahlak durumunun tsknın itibarını sarsacak derecede kötü nitelik arz ettiği ve hizmeti gerektirdiği şekilde tavır ve hareketler sergilemediği idarenin dava konusu işlemi tesi ederken takdir yetkisini kişi yararı ile kamu yararı arasındaki dengeyi gözeterek ölçülü ve nesnel olarak kullandığı davalı idarece davacının sabit görülen eylemleri nedeniyle işlem tesis etmesinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı karar tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir başvurucu söz konusu karara karşı karar düzeltme yoluna müracaat etmemiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a avrupa hakları sözleşmesi avrupa haklan sözleşmesinin sözleşme maddesinin numaralı fıkrası şöyledir bir suç ile itham edilen herkes suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır b avrupa hakları mahkemesi avrupa haklan mahkemesi sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasının disiplin yetkisini haiz makamların ceza yargılaması kapsamında kendisine suç isnat edilen ve eylemi usule uygun bir şekilde tespit edilen bir kamu görevlisine yaptırım uygulamasını engellemek gibi bir amacı veya etkisi bulunmadığını belirtmektedir sözleşmenin herhangi bir eylem nedeniyle hem ceza hem de disiplin yargılamalarının başlatılmasına veya söz konusu iki yargılama türünün eş zamanlı olarak yürütülmesine halel getirmediğine vurgu yapan aynca cezai sorumluluğun kaldırılması halinde bile daha hafif bir ispat külfeti temelinde aynı olaylardan doğan hukuki veya diğer sorumlulukların tesis edilmesine bir engel bulunmadığına işaret etmektedir seven türkiye b no sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasında güvence altına alınan masumiyet karinesinin iki unsuru bulunduğunu kabul etmekte ilk unsurun kişiye ceza gerektiren bir suç isnadında bulunulmasından ceza yargılamasının sonuçlanmasına kadar geçen süreci kapsadığını ikinci unsurun ise ceza yargılaması mahkumiyetten başka bir şekilde sonuçlandığı zaman devreye girdiğini ve daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren suç ile ilgili olarak kişinin masumiyetinden şüphe duyulmamasını gerektirdiğini ifade etmektedir öte yandan ceza yargılamasının devam ettiği sürece ilişkin ilk unsurun kapsamının sadece ceza yargılamalarının adilliğini temin etmek adına usule ilişkin bir güvence olmakla sınırlı olmadığını bu ilkenin kapsamının daha geniş olduğunu belirtmekte ve hiçbir devlet temsilcisinin kişinin suçluluğu bir mahkeme tarafından tespit edilmeden o kişinin suçlu olduğuna ilişkin bir ifadede bulunmamasını gerektirdiğini hatırlatmaktadır bu başvuru numarası karar tarihi yönüyle masumiyet karinesinin yalnızca ceza yargılamaları bağlamında değil ceza yargılamaları ile eş zamanlı olarak yürütülen diğer davalarda ya da disiplin incelemelerinde de ihlal edilebileceğine dikkat çekmektedir kemal b no bu bağlamda masumiyet karinesinin idari yargılamalar için de uygulanabilir olduğunu kabul eden hakkında nihai bir ceza hükmü olmamasına rağmen idare mahkemesi tarafından verilen bir kararda davacıya cezai sorumluluk yükleyen bir ifadenin yer almasının sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrası kapsamında bir soruna yol açabileceğini belirtmektedir çelik b no çelik başvurusunda ceza yargılamasına konu dava ertelendiği halde aynı olay dolayısıyla ve erteleme kararına dayalı olarak başvurucunun öğretmenlik mesleğinden çıkartılmasına ilişkin idari işlem ve idare mahkemesi kararını incelemiş ve masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar vermiştir başvuruya konu olayda başvurucu tarihinde yasa dışı hizbullah örgütü mensubu olmakla suçlanmıştır hakkındaki yargılama diyarbakır devlet güvenlik mahkemesinde dgm devam ederken tarihinden önce işlenen belli suçlara ilişkin kovuşturmaların ertelenmesine ilişkin yasa yürürlüğe girmiş dgm başvurucunun yasadışı örgüte yardım ve yataklık suçunun söz konusu yasa kapsamında olduğunu belirterek tarihinde hakkındaki yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir yargılamanın ertelenmesinden önce tarihinde milli eğitim bakanlığı meb savcılığın elindeki delillerin başvurucunun yasa dışı örgüt mensubu olduğunu gösterdiği kanaatiyle başvurucuyu ilkokul öğretmenliği görevinden çıkarmıştır başvurucu meslekten çıkarılma kararının iptali istemiyle diyarbakır mahkemesinde mahkemesi dava açmıştır mahkemesi tarihinde davayı reddetmiş kararın gerekçesinde tarihli dgm kararına atıfta bulunarak ceza yargılamasında faaliyetlerinin yardım ve yataklık teşkil ettiği tespit edilen başvurucunun meslekten çıkarılmasının yasaya uygun olduğu ifadelerine yer vermiştir karar danıştay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir çelik mahkemesinin başvurucunun davasını reddederken kullandığı dilin ceza davası ile idari yargılama arasında bir bağ kurduğuna dikkat çekmiş bunun da sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasının idari yargılamayı kapsayacak şekilde genişletilmesini haklı çıkardığını belirterek sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasının somut davaya uygulanabilir olduğu tespitinde bulunmuştur çelik mahkemesinin kararında aynı ifadelere yer vermesi ve olaylarla ilgili yeni bir değerlendirme yapmamış olması ışığında söz konusu mahkemenin başvurucunun öğretmenlik mesleğinden çıkarılma kararının yasaya uygunluğunu inceleme görevini aşarak hiçbir ceza mahkemesi tarafından bu yönde bir sonuca ulaşılmadığı halde başvurucuyu yasa dışı bir örgüte yardım ve yataklık etmekten suçlu bulduğunu tespit etmiştir çelik son olarak yetkili mercilerin başvurucunun müteaddit iş başvurularını reddederken diyarbakır dgmnin ceza kovuşturmasının ertelenmesi kararını esas almaya devam ettiğini gözlemlediğini belirterek bu durumun devletin hiçbir temsilcisini ya da başvuru numarası karar tarihi kurumunun bir şahsı suçu bir mahkeme tarafından tespit edilmeden suçlu ilan etmemesini gerektiren sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasıyla bağdaşmadığını ifade etmiştir bu değerlendirmelere istinaden somut olayda başvurucunun masumiyet karinesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır çelik b no başvurusunda ise uygunsuz davranışı nedeniyle hakkında yürütülen ceza yargılaması sonuçlanmadan okul görevlisinin kamu görevinden ihraç edilmiş olmasının masumiyet karinesini ihlal etmediğine karar vermiştir kararına konu olayda halk eğitim merkezinde çalışmakta olan başvuran bir ilkokul öğrencisi ile uygunsuz vaziyette yakalandığı iddiası üzerine çocuğa yönelik cinsel taciz şüphesiyle polis tarafından gözaltına alınmıştır başvuran daha sonra çocuğa yönelik cinsel istismar cinsel taciz ve çocuğu yasaya aykırı şekilde alıkoymakla suçlanmıştır hakkında yürütülen ceza yargılaması devam ederken meb müfettişleri tarafından başvuran hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır bu bağlamda memurluk ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğu tespit edilen başvuran görevinden ihraç edilmiştir başvuranın idare mahkemesinde açtığı dava reddedilmiştir mezkur başvuruda disiplin makamlarının ve idari makamların kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle ceza mahkemesi tarafından suçlu bulunmamış olan başvuranın masumiyetine gölge düşürülmesine sebebiyet verip vermediklerini tespit etmesi talep edilmiştir bu bağlamdaki tespitlerine göre somut olayda disiplin soruşturması ilgili kişilerin ifadelerine başvurmak ve rehber öğretmenin söz konusu öğrencinin psikolojik ve sosyal gelişim düzeyi hakkında hazırladığı raporu incelemek suretiyle bağımsız şekilde olayları tespit eden iki müfettiş tarafından yürütülmüştür disiplin raporunda müfettişlerin başvuran aleyhinde yürütülmekte olan ceza yargılaması devam ederken erken çıkarımlarda bulunduklarına işaret eden herhangi bir husus mevcut değildir müfettişler yürüttükleri soruşturma sonucunda ve daha hafif bir ispat külfeti temelinde başvuranın öğrenciye tacizde bulunduğu hususunda güçlü izlenimler edinmişlerdir göre taciz terimi kullanımı tek başına bir sorun teşkil etmemektedir zira söz konusu terim sadece ceza hukuku kapsamına giren eylemler bağlamında kullanılmamakta olup aynı zamanda kişinin vücut bütünlüğü dahil kişinin mahreminin rızası dışında fiziksel temas veya şifahen ihlal edildiği durumlarda da kullanılmaktadır disiplin makamları taciz eyleminin ceza hukuku kapsamında cinsel taciz olarak sınıflandırılıp sınıflandırılamayacağı hususunda da bir yorumda bulunmamıştır ayrıca göre yetkililerin söz konusu olay nedeniyle başvuran hakkında şüphelerin hasıl olduğunu belirtmeleri eğitim sisteminde kamu güveninin sürdürülmesi ve çocuklara yönelik şüpheli eylemlere hoşgörü gösterilmesini engelleme gereksinimlerinin yetkililer tarafından dikkate alındığı anlamına gelmektedir bu husus karşısında disiplin soruşturması hukuk yargılaması kapsamında kalan yetki sınırlarını başvuranın eş zamanlı olarak yürütülen ceza yargılamasında masum sayılma hakkını ihlal teşkil edecek şekilde aşmamıştır idare mahkemesinin ceza yargılamasında alınan bir ifadeye atıfta bulunmasına ilişkin olarak ise hukuk mahkemesinin ceza davasında alınan bir ifadeye veya elde edilen bir delile istinat etmesinin tek başına sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasına aykırı olmadığını ancak bu istinat sonucunda hukuk mahkemesinin davalının cezai başvuru numarası karar tarihi sorumluluğu hakkında yorum yapmaması veya bu bağlamda uygun olmayan çıkarımlarda bulunmaması gerektiğini dile getirmektedir olaylara ilişkin olarak söz konusu ifadenin başvuranın daha önce çalışmış olduğu diğer okullarda da bu tür uygunsuz davranışlarda bulunduğu söylentilerine atıfta bulunan tek başına başvurana cezai suç isnadında bulunmadığı kanaatinde olduğunu belirtmiştir ayrıca başvuranın ceza yargılamasında kendisine isnat edilen eylemlerden suçlu bulunması gerektiği yönünde idare mahkemesince bir yorumda bulunulmadığını ifade etmiştir sonuç olarak disiplin işlemleri ile idari yargılama sürecinde kullanılan dilin sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasında yer alan koşullara uygun olduğunu tespit etmiştir v
No violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir avukat olan başvurucu olay tarihinde çağdaş hukukçular derneğinin çhd başkanıdır çağdaş hukukçular derneği yılında kurulmuş eylül darbesi ile kapatılmış ve yılında tekrar kurulmuştur tarihinde ise sayılı kanun hükmünde kararname ile tekrar kapatılmıştır söz konusu derneğe hukuk fakültesi mezunları ve tüzel kişiler ile hukuk fakültesi dördüncü sınıf öğrencileri üye olabilmekteydiler kapatılmadan önce genel merkezi ankarada olan ve bazı illerde de şubeleri bulunan çhdnin demek tüzüğünün maddesinde derneğin amacı hukukun insanlığın binlerce yıllık tarihsel kazanımlar ışığında geliştirilmesi insanın özgürleşmesi ve demokratiklik temeline dayalı toplum bilinci ile başvuru numarası karar tarihi güvence altına alınmış bir hukuk sisteminin kurulması başta yaşam hakkı olmak üzere temel haklara ve insanlık onuruna yönelik her türlü saldırının önlenmesi için çalışma yapmak şeklinde belirtilmiştir başvurucu tarihinde adı geçen dernekin başkanı sıfatıyla ankarada hakimler ve savcılar yüksek kurulu hsyk binası önünde aralık hayata dönüş operasyonlarının sorumluları hesap versin konulu bir basın açıklaması düzenlemiştir basın açıklamasının yapıldığı tarihte hsyk üyesi olan ali suat ertosunun ceza ve tevkifevleri genel müdürü olarak görev yaptığı dönemde kamuoyunda hayata dönüş operasyonu olarak bilinen operasyonlar yapılmıştır ali suat ertosun adli yargıda hakimlik adalet müfettişliği ve başmüfettişlik yaptıktan sonra genel müdürü hsyk ve yargıtay üyeliği görevlerinde bulunmuştur basın açıklamasında ali suat ertosunun operasyonlar sırasında hayatını kaybeden birçok insanın ölümünden sorumlu olduğu ve yargılanması gerektiği belirtilerek şu ifadelere yer verilmiştir aralık hapishane katliamını izleyen sebebiyet verenle hesap vermediler neden çünkü hesabı sözde hesabı verecekler askerler disiplinleri ve askeri başarıları göz önünde bulundurularak terfi alırlar peki bir gün hakimler nasıl terfi eder verdikleri daha hızlı daha adil hükümlerle elde edecekleri hukuksal liyakat aranır herhalde ama hakimleri insan öldürmeyi bildiği sevdiği toplu yönettikleri için yüksek mahkeme üyeliğine seçerseniz işin çivisi çıkmış terfi ile yetinmeyip üstün hizmet madalyası verirseniz işlettikleri cinayetlere doğrudan ortak olursunuz burada da duramayıp seni hakimler ve savcılar yüksek kuruluna üye yaptım bundan sonra sadece senin terfi ettir hakim yap derseniz artık gelecekte işlenecek suçları organize ediyorsunuz bunların hepsi yapıldı katliamın ceza vı tevkifevleri genel müdürü hakim ali suat ertosun a madalyayı takanlar o koltuğa oturanlar hukuksal liyakati bizce şüpheli hakimliği değil hapishane katliamında soyunduğu kanlı rolü esas almışlardır uzun ve değiştirilemez genel müdürlüğü sırasında eskittiği adalet bakanları şimdi nerede ertosunu yüksek mahkemeye seçtiren irade adalet bakanlığı yerine başbakan yardımcılığı yürütmektedir dönemin hsyk üyeleri şimdi yargıtayda daire başkanı dönemin daire başkanları şimdi yargıtay başkanıdır madalyayı veren hala cumhurbaşkanıdır adalet istiyoruz ama kimden aday gösterildiği hsyk seçiminde en yüksek oyu ona vererek ertosun u mesleki geleceklerini belirleyen kurula gönderen yüzlerce yüksek mahkeme üyesinden mi istesek adaleti yoksa karanlık yeteneklerini kendilerine karşı kullanmaya başladığını hissettikleri ana kadar sırtını sıvazlamış hükümetlerden mi adalet bakanlığı yaptığı dönemde bizzat onun kurduğu düzeni sürdürmekten geri durmadığı için ödüllendirilenler meclis başkanı oldu belki de adaleti parlamentodan istemeliyiz hiçbirisinin bize adaleti vermeyeceği ortadadır adaleti istemeli ve mücadele ederek inşa etmeliyiz fosfor bombaları ile yakılan genç kadınların işkence ile öldürülenlerin hesabını yeterince etkili sormadığımızı için f tip tecrit bugün hala öldürüyor sakat bırakıyor ve işkence ediyor halka karşı işlenen suçlarda zamanaşımı işlemez ali suat ertosun için en doğru sanık sandalyesidir şahsında hapishane katliamı mahkum edilmedikçe yargı ve siyasal iktidar bu suçun ortağı kalacaktır yıl önce gerçekleşmiş diyarbakır cezaevi vahşetini bugün televizyon dizilerinden nemli gözlerle öğrenenlere haykırıyoruz sadece yıl önce ülkenin her yerinde aynı anda yürütülen bu vahşeti öğrenmek bilmek kınamak için televizyon dizisi çekilmesini beklemeyin sorumluların cezalandırılması için mücadele edin yaralarımız ancak o zaman sarılacaktır aralık hapishane katliamını unutmadık unutturmayacağız ali suat ertosun ve katliamın tüm sorumluları yargı önünde hesap vermelidir basın açıklamasında kullanılan ifadeler nedeniyle ankara cumhuriyet başsavcılığı başvurucu hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan kamu davası açmıştır basın açıklamasının tarihinde gerçekleşen hayata dönüş operasyonuna ve ali suat ertosuna tepki olarak yapıldığı tespit edilmiştir yine başvuru numarası karar tarihi iddianamede aşağıda yer verilen sözlerin eleştiri sınırlarını aşan aşağılayıcı ve küçültücü değer yargısı içerdiği belirtilmiştir hakimleri insan öldürmeyi bildiği sevdiği toplu kırım yönettikleri için yüksek mahkeme üyeliğine seçerseniz işin çivisi çıkmış terfi ile yetinmeyip üstün madalyası verirseniz işlettikleri cinayetlere doğrudan ortak olursunuz katliamın ceza ve tevkifevleri genel müdürü hakim ali suat ertosun a madalyayı takanlar o koltuğa oturanlar hukuksal liyakati bizce şüpheli hakimliği değil hapishane katliamında soyunduğu kanlı rolü esas almışlardır ali suat ertosun için en doğru terfi sanık sandalyesidir onu şahsında hapishane katliamı mahkum edilmedikçe yargı ve siyasa iktidar bu suçun ortağı kalacaktır ali suat ertosun ve katliamın tüm sorumluları yargı önünde hesap vermelidir kamu davası ankara sulh ceza mahkemesinde mahkeme görülmüştür mahkeme tarihli kararı ile suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek başvurucunun beraatine karar vermiştir mahkeme gerekçesinde başvurucunun eleştiri konusu yapılan onlarca insanın hayatını kaybettiği operasyonda genel müdürü görevini ifa eden ali suat ertosunu eleştirirken kullandığı sözleri sert incitici ve sarsıcı bulmamak olanaklı değilse de insan haklarına saygılı çoğulcu ve demokratik bir toplumda bu düşüncelere tahammül gösterilmesi gerekeceği ve bu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu belirtilmiştir temyiz üzerine yargıtay tarihinde söz konusu kararı bozmuştur yargıtay bozma gerekçesinde verilen beraat kararının yerinde görülmediğinin belirtilmesinin akabinde hükümden sonra yürürlüğe giren tarihli ve sayılı yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılması ve basın yayın yoluyla suçlara dava ve cezaların ertelenmesi hakkında kanunun geçici madde ve fıkrası uyarınca basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenen suçlar bakımından kovuşturmanın ertelenmesi kurumunun getirilmesi karşısında başvurucunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunlululuk bulunduğu ifade edilmiştir bozma üzerine ilk derece mahkemesi tarihinde isnat olunan hakaret suçunun yukarıda anılan sayılı kanunun dava ve cezaların ertelenmesi kenar başlıklı maddesindeki zaman sürecinde işlendiğini şekil ve öngörülen ceza süresi itibarıyla da bu kanun kapsamı içinde kaldığının anlaşıldığını belirterek kovuşturmanın ertelenmesine karar vermiştir başvurucu kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin karara itiraz etmiş ankara asliye ceza mahkemesi tarihinde itirazı kesin olarak reddetmiştir nihai karar başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk sayılı kanunun geçici maddesinin ve numaralı fıkraları şöyledir tarihine kadar basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup temel şekli itibarıyla para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı b kovuşturma evresinde kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir hakkında kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi b numarası karar tarihi halinde düşme kararı verilir bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir su işlenmesi halinde bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olunduğu takdirde ertelenen kovuşturmaya devam olunur b uluslararası hukuk avrupa haklan mahkemesi kamuya mal olmuş kişilerin şöhret ve itibarı ile ifade özgürlüğünün çatışması halinde maddenin numaralı fıkrasında yer alan başkalarının haklarının korunması ifadesine müracaat etmektedir büyük dairesi tarihinde verdiği iki kararda van no b no ve ve axel springer b no ifade hürriyeti ve özel hayata saygı hakkının dengelenmesinde kullanılan ilkeleri sistematik olarak açıklamış ve uygulamıştır bunlar özgürlüğüne konu açıklamanın kamu yararına ilişkin bir tartışmaya sağladığı katkı van ilgili kişinin tanınırlığı toplumdaki rolü ve işlevi ile yazıya konu olan faaliyetin niteliği haber veya makalenin konusu van van b no kamu tarafından tanınan kişiler için korumanın daha esnek olacağına ilişkin bir karar için bkz kk b no ilgili kişinin daha önceki davranışları van yayının içeriği şekli ve etkileri van bilgilerin elde edilme koşullan ve gerçekliği axel springer van ve uygulanan yaptırımın niteliği axel springer özgürlüğü ile başkalarının şöhret ve itibarlarının korunmasının çatışmasında eğer şöhreti söz konusu olan kişi kamu görevlisi ise dengeleme sırasında bu kişinin üstlendiği kamu görevi gözönüne alınmalıdır bununla birlikte kamu görevlilerinin siyasetçilerde olduğu gibi her türlü söylemlerini yakın denetime açtıkları da söylenemez kamu görevlilerinin görevlerini hakkıyla yerine getirebilmeleri için kamu güvenine sahip olmaları gerekir ki bu da ancak onları asılsız suçlamalara karşı korumakla sağlanabilir b no b no göre kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken performanslarını etkilemeye ve kamuoyunun bu kişilere olan güvenine zarar vermeyi amaçlayan aşağılayıcı ve hakaret içerikli saldırılara karşı korunmaları zorunludur b no bununla birlikte kendilerine idari yetkiler verilmiş kamu görevlilerine de kamusal konum doktrininin uygulanmasını uygun görmüş belirli yetkileri kullanan kamu görevlilerinin kendilerinin sözleri ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiğini belirtmiştir b no aynca ifade özgürlüğüne ilişkin başvurularda yaptırıma maruz kalma endişesinin kişiler üzerinde caydırıcı bir etkisi effect vardır ve sonunda kişinin isnat edilen suçlardan aklanma ihtimali bulunsa bile kişinin bu etki altında ileride düşünce açıklamalarından imtina etme riski bulunmaktadır lombarda ve b no başvurucunun kelle ifadesini kullanmak suretiyle atatürkün hatırasına hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında para cezasına hükmedildiği ve cezanın infazının sayılı kanun hükümlerine göre ertelendiği bir başvuruda cezanın infazı ertelenmiş olsa bile başvurucunun ceza tehdidi altında olması nedeniyle uygulanan tedbirin izlenen amaçla orantısız bir yaptırım teşkil ettiği sonucuna ulaşmıştır bu nedenle başvurucunun hakaret gerekçesiyle mahkum edilmesinin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına karar vermiştir b no başvuru numarası karar tarihi v
Violation
a olaylar başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucular aynur tunç tunç ve tunçun murisleri tarihinde öldürülmesinin azize kaplan hüseyin kaplan muzaffer kaplan serdar kaplan sultan kaplan ve mustafa kaplan murisleri tarihinde öldürülmesinin nejla özhan halise özhan kadriye özhan ferhat özhan neriman özhan ve hülya bozan murisleri aönün tarihinde öldürülmesinin iv sakine yarıcı davut yarıcı yarıcı şehmus yarıcı hayat yarıcı hasan yarıcı ve seyithan yarıcı murisleri nynin tarihinde öldürülmesinin başvuru numarası karar tarihi v çakır hadice çakır abdulaziz çakır ve maşallah çakır murisleri sçnin tarihinde öldürülmesinin nurten deniz murisi tarihinde öldürülmesinin cemil mutlu ve zero mutlu murisleri tarihinde öldürülmesinin zinet turan murisi tarihinde öldürülmesinin abdulaziz fatma arslan ramazan ve şerif murisleri manın tarihinde öldürülmesinin behiye aslan sami aslan ve selman aslan murisleri aa tarihinde öldürülmesinin xi abdulbaki türk tarihinde kendisinin yaralanmasının fatma hacire bilgiç gümüş abdurrahim gümüş ve halime gümüş murisleri hgnin tarihinde öldürülmesinin bahar bilge libya demir sadettin bilge ramazan bilge mehmet bilge hasan bilge ve mahmut bilge murisleri abnin tarihinde öldürülmesinin zine oğur ve remziye oğur murisleri sonun tarihinde öldürülmesinin türkan engin murisi tarihinde öldürülmesinin kadri diri tarihinde kendisinin yaralanmasının kader aktay murisi c anın tarihinde öldürülmesinin dicle alpkaya ve türkan alpkaya murisleri hanın tarihinde öldürülmesinin kaya murisi aknın tarihinde öldürülmesinin xx sağlam ve atiye sağlam murisleri tarihinde öldürülmesinin xxi emine yağız ve bilal yağız murisleri eynin tarihinde öldürülmesinin terör eylemlerinden veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerden kaynaklandığını ve bu olaylar nedeniyle zarara uğradıklarını iddia etmişlerdir başvurucular ekli tablonun c satırında belirtilen tarihlerde sayılı kanun kapsamına giren zararlarının karşılanması talebiyle mardin valiliği zarar tespit komisyonuna komisyon başvurmuşlardır ekli tablonun d satırında tarih ve sayıları belirtilen komisyon kararlarında başvurucuların taleplerinin reddine karar verilmiştir belirtilen ret işlemleri aleyhine başvurucular tarafından açılan davalarda ekli tablonun e satırında tarihleri gösterilen mardin mahkemesi kararları ile davaların reddine bazı başvurucular yönünden davanın açılmamış sayılmasına yahut dava konusu işlemlerin iptaline başvurucuların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne hükmedilen tazminat miktarlarının yasal faizi ile birlikte miras payları oranlarında başvuruculara ödenmesine şeklinde hükümler kurulmuştur derece mahkemesi kararlarının temyiz edilmesi üzerine ekli tablonun f satırında gösterilen tarihlerde danıştay onuncu dairesi veya danıştay dairesi ilamları ile kararların bozulmasına ya da onanmasına hükmedilmiştir başvuru numarası karar tarihi başvuruculardan bir kısmı karar düzeltme talebinde bulunmuş ekli tablonun g satırında belirtilen tarihlerde karar düzeltme talepleri danıştay dairesinin ilamları ile reddedilmiştir başvurulardan bir kısmı hakkında verilen danıştay ilgili dairesinin bozma kararı üzerine ekli tablonun satırında tarihleri gösterilen mardin mahkemesi kararı ile yeniden hüküm kurulmuştur bozma ilamı sonrası verilen derece mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine ekli tablonun satırında gösterilen tarihte danıştay dairesi ilamı ile kararın onanmasına hükmedilmiştir başvurucular açtıkları davalar temyiz incelemesinde derdest iken muhtelif tarihlerde bireysel başvuruda bulunmuşlardır b hukuk sayılı kanunun geçici geçici geçici maddeleri tarihli ve sayılı bakanlar kurulu kararı ek kararın maddesi iv
Violation
başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir başvurucu batmanın merkez ilçesi köyü sınırları içinde bulunan ve numaralı parsellerde toplam dönüm tarım arazisinin malikidir başvuru numarası karar tarihi başvurucunun maliki olduğu tarım arazisinde tarihinde anız yakıldığının tespit edildiği gerekçesiyle başvurucu adına tl tutarında idari para cezası uygulanmıştır başvurucu tarafından söz konusu idari para cezasına ilişkin işlemin iptal edilmesi talebiyle batman mahkemesinde dava açılmıştır başvurucu dilekçesinde çok sayıda tarım arazisinin yan yana bulunduğuna dikkat çekerek herhangi bir arazide başlayan yangının rüzgarın etkisiyle diğer arazilere sıçradığını kendi arazisindeki yangının da bu şekilde meydana gelmiş olabileceğini ileri sürmüştür batman mahkemesinin tarihli kararıyla davanın reddine hükmedilmiştir kararın gerekçesinde tarım arazilerinde her zaman gerçekleştirilebilen anız yakma eyleminde anızı bizzat yakan kişinin idare tarafından tespit edilmesi olanağının bulunmadığı anızı bizzat yakan kişinin tespit edilememesi sonucu idari yaptırım uygulanmaması halinde ise tarım arazisinin veriminin yok olmasına çevre kirliliğine ve yangınlara sebebiyet verileceği dolayısıyla anız yakma eyleminin yaptırımsız kalmaması amacıyla anızı yakan kişinin taşınmazın maliki konumunda bulunan başvurucu olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir başvurucunun itirazı üzerine diyarbakır bölge mahkemesinin tarihli kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir başvurucunun karar düzeltme talebi aynı bölge mahkemesinin tarihli kararıyla reddedilmiştir başvurucu tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur iv hukuk a ulusal hukuk tarihli ve sayılı çevre kanununun ek maddesinin c bendi şöyledir anız yakılması çayır ve meraların tahribi ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır ancak ikinci ürün ekilen yörelerde valiliklerce hazırlanan eylem planı çerçevesinde ve valiliklerin sorumluluğunda kontrollü anız yakmaya izin verilebilir sayılı kanunun maddesinin numaralı bendinin ilgili kısmı şöyledir bu kanunun ek inci maddesinin c bendine aykırı olarak anız yakanlara her dekar için türk lirası para cezası verilir anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskun mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılır b uluslararası hukuk avrupa hakları sözleşmesi avrupa hakları sözleşmesinin sözleşme adil yargılanma hakla kenar başlıklı maddesinin numaralı fıkrası şöyledir başvuru numarası karar tarihi kendisine bir suç isnat edilen herkes suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır avrupa hakları mahkemesi avrupa hakları mahkemesi suçluluk karinelerine ve ispat yüküne ilişkin olarak ilkeler belirlemiştir göre sözleşmenin maddesinin numaralı fıkrasında korunan masumiyet karinesi a mahkemelerin kişinin suç işlediği varsayımından başlamamalarını b ispat yükünün iddia makamına ait olmasını ve c her türlü şüpheden sanığın yararlandırılmasını gerektirmektedir bu kapsamda ispat yükümlülüğünün iddia makamından savunmaya devredilmesi kural olarak masumiyet karinesini ihlal edecektir b no b no başvurusunda fiili veya hukuki karinelerin her hukuk sisteminde bulunabileceğini sözleşmenin kural olarak bu karineleri yasaklamadığını ifade etmiştir ancak taraf devletlerin ceza kanunlarıyla ilgili olarak bu meselede belli sınırlar içinde kalması gerektiğini vurgulamaktadır göre maddenin numaralı fıkrası sadece mahkemeler tarafından usul kurallarının uygulanması sırasında saygı göstermekten ibaret bir güvence içermemektedir dahası maddenin numaralı fıkrasında geçen hukuka uygun olarak ibaresi iç hukuka referansla yorumlanamaz bu şekildeki bir yorum yasama organının mahkemelerin doğal değerlendirme yetkisini kaldırma ve masumiyet karinesini özünden yoksun bırakma hususunda serbest olması sonucunu doğuracaktır böylesi bir durumun adil yargılanma hakkını ve özellikle masum sayılma hakkını koruma altına almak suretiyle hukuk devletinin temel bir ilkesini güvenceye bağlayan maddenin amaç ve hedefleriyle uzlaştırılması mümkün değildir bu nedenle maddenin numaralı fıkrası ceza kanunlarında düzenlenen hukuki ve fiili karinelere de kayıtsız değildir söz konusu fıkra devletlerin bu karineleri ihtilaf konusu meselenin önemini dikkate alan ve savunma tarafının haklarını gözeten makul çerçevelerle sınırlamasını gerektirir sözleşmeci devletlerin ceza kanunlarına karine davanın konusunun önemi ile savunma tarafının hakları arasında adil bir denge kurma yükümlülüğü altında bulunduklarını ifade etmektedir diğer bir ifadeyle göre başvurulan araç ile ulaşılmak istenen meşru amaç arasında makul bir orantının var olması gerekir b no b no başvurusunda varsayıma dayalı olarak mahkumiyet kararı verilmesinin masumiyet karinesini ihlal ettiğine ilişkin şikayeti değerlendirmiştir olayda yasa dışı yollardan uyuşturucu madde ithal etme ve gümrük kaçakçılığı yapma suçlarından verilen mahkumiyet kararının ilgili gümrük mevzuatında öngörülen kaçak malları mülkiyetinde bulunduran kişinin gümrük kaçakçılığı suçundan sorumlu tutulacağı yönündeki karineye dayandırıldığı ileri sürülerek masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddia edilmiştir yaptığı değerlendirmede başvurucunun savunma araçlarından tamamıyla mahrum bırakılmadığının ve aleyhine yüklenen karinenin aksi ispat edilemez türden olmadığının altını çizmiştir fransız derece mahkemelerinin karar verirken maddi olayı dikkatli bir şekilde değerlendirdiklerini dava dosyasında bulunan delilleri temel alarak mahkumiyet kararı verdiklerini ilgili mevzuatta yer alan karinelere otomatik bir şekilde dayanmaktan başvuru numarası karar tarihi kaçındıklarını belirtmiş ve bu nedenle şikayet konusu olayda masumiyet karinesinin ihlal edilmediği sonucuna ulaşmıştır v
Violation
a olaylar başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir başvuru numarası karar tarihi başvurucu isteğe bağlı olarak sosyal güvenlik kurumuna sgk yatırdığı sigorta primlerinin tespiti talebiyle tarihinde dava açmıştır mahkemesi tarihli ve sayılı kararıyla davanın kabulüne hükmetmiştir davalı sgknın temyizi üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilâmıyla kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle bozulmuştur bozmadan sonra dosyayı devralan mahkemesi bozmaya uyarak tarihli ve sayılı kararı ile davanın kabulüne hükmetmiştir davalı sgknın temyizi üzerine karar yargıtay hukuk dairesinin tarihli ve sayılı ilâmı ile onanmıştır başvurucu onama kararı tebliğ edilmeden önce tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur onama kararı başvurucuya tarihinde tebliğ edilmiştir b hukuk tarih ve sayılı hukuk muhakemeleri maddesi ve maddesinin numaralı fıkrası tarih ve sayılı mahkemeleri maddesinin birinci fıkrası maddesinin birinci fıkrası ve maddesi bkz b no iv
Violation